• Sonuç bulunamadı

CUMHURİYET DÖNEMİ'NİN İLK YILLARINDA (1923 1928) YAYIMLANAN ÇOCUK DERGİLERİNDEKİ TAHKİYELİ METİNLERİN ÇOCUKLARA DEĞER AKTARIMI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CUMHURİYET DÖNEMİ'NİN İLK YILLARINDA (1923 1928) YAYIMLANAN ÇOCUK DERGİLERİNDEKİ TAHKİYELİ METİNLERİN ÇOCUKLARA DEĞER AKTARIMI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Copied!
301
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET DÖNEMİ’NİN İLK YILLARINDA (1923 – 1928) YAYIMLANAN ÇOCUK DERGİLERİNDEKİ TAHKİYELİ METİNLERİN ÇOCUKLARA DEĞER AKTARIMI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Seyhan Kübra ESMER

Tez Danışmanı

Yard. Doç. Dr. Asiye DUMAN

(2)

ÖZET Anahtar Kelimeler:

Eski harfli çocuk dergileri, tahkiyeli metinler, çocuk edebiyatı, kültür aktarımı.

Dili öğretmek demek, dili konuşan milletin kültürünü de öğretmek demektir. Millete millet olma vasfını kazandıran dil, her ferdin, millî varlığın bir parçası hâline gelmesine de yardımcı olur. Zaten eğitimin amacı fertlerin ait oldukları milletin bir ferdi olarak yaşamasını sağlamaktır.

Çocukların, ilk çocukluk döneminden başlayarak anlam evrenlerine uygun olarak görsel, işitsel ve dilsel iletilerle beslenmeleri gereklidir. Çocuklara anlatılan, masal, hikâye gibi tahkiyeli türler, çocukları ana dilinin söz varlığıyla tanıştırır. Bir dilin sözcüklerini, deyimlerini, söz kalıplarını, özdeyiş ve atasözlerini, dil musikisini çocuklara halk edebiyatı ürünleri kazandırır. Bir dilin bütün kuralları, anlatım olanakları önce sözlü edebiyat ürünü dediğimiz halk anlatılarından konuşma dilinden hareketle günlük yaşam içerisinde çocuklar tarafından doğal bir süreç içerisinde fark edilir. Daha sonra bu halk edebiyatı ürünlerinin yazılı dile geçmesiyle devam eden dil eğitimi yazılı edebiyat ürünleriyle varlığını sürdürür.

Çocuk edebiyatı, çocukları eğitmek ve çocukların zevk alarak okumalarını sağlamak için çıkarılan yayımları kapsar. Çocuklar için çıkarılan eserlerde vazgeçilmez özellikler, eğlendiricilik ve eğiticiliktir. Eğlendiriciliğin eğiticilikten bir adım daha önde olması gerekir. Bunun nedeni çocuğun ilgi, ihtiyaç ve gelişim özelliklerinde aranmalıdır.

Tezimizin konu alanı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayımlanan Yeni Yol, Musavver Çocuk Postası, Çıtı Pıtı, Haftalık Resimli Gazetemiz, Resimli Dünya, Sevimli Mecmua, Mektepliler Âlemi, Türk Çocuğu, Çocuk Dünyası ve Çocuk Yıldızı adlı dergilerdeki tahkiyeli metinlerin çocuk eğitiminde kültür aktarımını nasıl gerçekleştirdiğini ortaya koymak oluşturmaktadır.

(3)

Beş bölümden oluşan bu çalışmanın I. bölümü “Giriş”tir. Bu bölümde çalışmanın adı, konusu, problemi, amacı, önemi ve yöntemi yer almaktadır.

II. bölümde çocuk edebiyatı, Türkiye’ de çocuk edebiyatının gelişimi tarihi seyir içerisinde verilmiş; çocuk edebiyatında tahkiyeli metinler, çocuk edebiyatı ürünlerinin eğitici ve öğretici yönleri, çocuk edebiyatı ürünlerinin kültür aktarımı olarak kullanılması gibi yönlerle çocuğun edebiyatla ilişkisi ve edebiyatın çocuk için önemi ortaya konmuştur.

Çalışmanın III. bölümünde Osmanlı döneminde çocuk dergiciliğinin tarihî süreci hakkında bilgi verilmiş ve üzerinde çalışma yaptığımız, yukarıda bahsettiğimiz on dergi üzerine genel bir değerlendirme yapılmıştır.

IV. bölümde eski harfli çocuk dergilerin hangi yönden değerlendirildiği ortaya konmuş ve eski harfli çocuk dergileri kültür aktarımı açısından değerlendirilmiştir.

Çalışmanın V. bölümünde araştırma sonunda elde edilen sonuçlar ve bu sonuçlar doğrultusunda Türkçe öğretiminin daha etkili yapılmasına yönelik öneriler bulunmaktadır.

(4)

ABSTRACT

Key words:

Children magazines with theold letters, narrative texts, literature of children, culture transfer.

Learning a language also means learning the knowledge of the nation who speak that language.

Language which helps the nation to be nation ,helps a member to be a part of that nation too. The aim of education is to survive as a member of a nation for someone who belongs to the nation.

Children should be feeded begining from from their childhood period, with visual buditary and lingual transmits according to their age.Folk songs wanias lulabies ,riddles jinkles and public.Songs meet children to their oral existance of native language.Public literature products children the words idoms expression sayings proverbs and lingual music.All rules of a language and expressions possibilities are first noticed in a natural prcss by children from people sayings, daily speaking that we call as oral literature products.Languaga education whic is improved by taking part of that public literature productsto written language.

Literature of children consist of the publication especially for children that they read with pleasure and enjoy themselves while reading. Entetaining and instractive properties are the must in productions published for children. Entertaining should be considered mıore than instructivity. The reason of this should be looked for from the relation need and growing of children.

The main subject of our thesis is to reveal knowledge transformation in narrating articles that have addition to children language in ten magazines known as Yeni Yol, Musavver Çocuk Postası, Çıtı Pıtı, Haftalık Resimli Gazetemiz, Resimli Dünya, Sevimli Mecmua, Mektepliler Âlemi, Türk Çocuğu, Çocuk Dünyası, Çocuk Yıldızı published at the begining of the republic. One of the aim is also to investigate

(5)

the effect of the education in Turkish on children knowledge and identity growth in common education institution of republic period.

The first part of this study, which is formed from four parts,is introduction.in this part the name subject probleç purpose, importance and the method of the study was mentioned.

In the second part, children litarature the progress of literature of children in Turkey in historic order was given. Narrating articles in literature of children the instructive and educating properties of the product of children literature , those products which were used as knowledge transform and the relationship of children and literature and the importance of literature for children were replaced in this part.

In the third part of the study the information about historic process of children review during Ottoman was mentioned and a general evaluation on these ten reviews was written.

In the fourth part the evaluation of the reviews of children with old letters in terms of culture transformation was mentioned.

In the fifth section, which is the last part, the suggestion. which was obtained on the parallel of the results were performed.

(6)

ÖN SÖZ

Genel hatlarıyla çocuğun dünyasında güzellikler çağrıştıran, onun ruhunda güzele ve iyiye karşı olumlu davranışlar geliştiren, hayal dünyasını zenginleştirerek ana dilinin tadını hissettiren eserler çocuk edebiyatı kapsamında değerlendirilir. Edebiyatımızda bu alanda yapılan ilk ciddi çalışmaları Tanzimat’tan sonra görmekteyiz. Tanzimat’tan sonra yayına başlayan çocuk dergiciliği, çocuk eğitimi alanında büyük bir öneme sahiptir. O dönemden beri çocuk eğitiminde kullanılan çocuk dergileri, ders kitapları ile güncel olaylar arasındaki boşluğu doldurması bakımından önemlidir. Sahip olduğu bu özellikle çocuk dergileri, çocuk edebiyatının oluşumunda bir köşe taşıdır. Bu yüzden çocuk edebiyatı, çocuk dergilerinden bağımsız düşünülmemelidir.

Ülkemizde çocuk dergiciliğinin başlangıcı sayılan eski harfli çocuk dergileri alanında çok fazla çalışma yapılmadığı görülmektedir. Çocuk edebiyatı alanındaki bu olumsuz durumu değiştirmek için ve bu alana bir katkı sağlamak amacıyla Cumhuriyet’in ilk yıllarında (1923 – 1928) çıkan Yeni Yol, Musavver Çocuk Postası, Çıtı Pıtı, Haftalık Resimli Gazetemiz, Resimli Dünya, Sevimli Mecmua, Mektepliler Âlemi, Türk Çocuğu, Çocuk Dünyası ve Çocuk Yıldızı dergilerini çalışmanın konusu olarak belirlendi Bu dergilerin çocuklarda dil eğitimi gerçekleştirilirken bu yolla kazandırılan kültürel değerler üzerinde çalışma yürütüldü. Çünkü milletleri birbirinden ayıran millî kültür değerleridir. Bu kültürü oluşturan unsurlar tahlil edildiğinde o milletle ilgili kültürel keşifler ortaya çıkacaktır. Türk milleti zengin bir kültüre sahiptir. Milletimizin duygu dünyasındaki derinlik ve zenginlik, içtenlikle sergilenen sözlü kültür ürünlerinde belirgin olarak ortaya çıkar. Özellikle masal, hikâye, destan ve efsane gibi edebiyat ürünlerinde bu yansımaları açıkça görebiliriz. Kültürü oluşturan ve gelecek nesillere aktaran insandır. Her insan içinde bulunduğu kültürden beslenir, bu kültürden etkilenir, kültürüne katkıda bulunur ve sonraki nesillere bu kültürü taşır. Dil öğretimi, eğitimi ayrıca bir kültür aktarımıdır da. Her topluluk, kültürünü dilin yardımıyla yeni kuşaklara taşır. Yukarıda bahsettiğimiz tahkiyeli ürünler, çocuğun dil bilincinin oluşmasında etkili ürünlerdir. Bu ürünler Türkçeyi, sözcüklerini, söz sanatlarını, söyleyiş kalıplarını öğretirken aynı zamanda toplumsal iletişimi de sağlar. Çocuklarımızın daha iyi konuşmasını, yazmasını istiyorsak, bu ürünlerin olumlu

(7)

katkılarını göz önünde bulundurarak aile, sosyal çevre ve okullarda halkımızın bu söz varlığından faydalanmalıyız. Ulusal bilincin gelişmesinde dilin önemini, bu ürünlerden başlayarak yazılı ürünlere doğru genişletmeliyiz.

Araştırmamın bu hâle gelmesinde yardımını ve desteğini gördüğüm sevgili dostlarım Naci ER ve Tülay KURTULUŞ’a, fedakâr eşim Bülent ESMER’e, çalışmalarım sırasında ilgi ve yardımlarıyla daima yanımda olan değerli hocalarım Prof. Dr. Metin ERGUN ve Yrd. Doç. Dr. Asiye DUMAN’a teşekkürlerimi sunuyorum.

(8)

İÇİNDEKİLER ÖZET………...i ABSTRACT………...iii ÖN SÖZ……….v İÇİNDEKİLER………...vii TABLOLAR CETVELİ………...xi I. BÖLÜM……….1 1.GİRİŞ………...1 1.1.Problem………1 1.2.Alt Problemler………...1 1.3. Araştırmanın Amacı………...1 1.4. Araştırmanın Önemi………...2 1.5. Araştırmanın Yöntemi………3 1.5.1. Varsayımlar……… ....4 1.5.2. Kapsam ve Sınırlılıklar………...4

1.5.3 Veri Toplama Tekniği………..5

1.5.4. Toplanan Verilerin Analizi………...5

II. BÖLÜM………...7

2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE………7

2.1. ÇOCUK EDEBİYATI……….7

2.1.1.Türkiye’de Çocuk Edebiyatı……….………..8

2.2.ÇOCUK EDEBİYATINDA TAHKİYELİ ÜRÜNLER...11

2.2.1. Hikâye……….11

2.2.2. Masal………...13

2.2.3. Destan………..16

2.2.4. Efsane………..17

2.3.ÇOCUK EDEBİYATI ÜRÜNLERİNİN KÜLTÜR AKTARIMI ARACI OLARAK KULLANILMASI………18

(9)

3. ÇOCUK EDEBİYATI VE ESKİ HARFLİ ÇOCUK

DERGİLERİ………..21

3.1. 1923–1928 Yılları Arasında Çıkan Eski Harfli Çocuk Dergileri………. ………...22

3.1.1. Yeni Yol………22

3.1.2. Musavver Çocuk Postası……….. .23

3.1.3. Çıtı Pıtı………. ……….24

3.1.4. Haftalık Resimli Gazetemiz………. ...25

3.1.5. Resimli Dünya……… ……….... .25 3.1.6. Sevimli Mecmua……… 26 3.1.7. Mektepliler Âlemi………. ………... 27 3.1.8. Türk Çocuğu………... ………... 30 3.1.9. Çocuk Dünyası……… 31 3.1.10. Çocuk Yıldızı……… ………….32 IV. BÖLÜM ………. ……… ………... 33 4. BULGULAR VE YORUM……….33

4.1. ESKİ HARFLİ ÇOCUK DERGİLERİNİN DEĞERLENDİRME ÖL- ÇÜTLERİ……… ……..33

4.2. 1923–1928 YILLARI ARASINDA YAYIMLANAN ESKİ HARFLİ ÇOCUK DERGİLERİNİN KÜLTÜR AKTARIMI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ… ……….40

4.3.Yeni Yol Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi ………40

4.3.1. Kişilik Modelleri……… …………..46

4.3.2. Millî Değerler……….53

4.3.3.Ahlaki Değerler……… …….. ..57

4.3.4.Evrensel Değerler………..106

4.4. Musavver Çocuk Postası’ndaki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi ………...111

4.4.1. Kişilik Modelleri……… …………113

(10)

4.4.3.Ahlaki Değerler……… ……...116

4.4.4.Evrensel Değerler………131

4.5. Çıtı Pıtı Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi………132

4.6. Haftalık Resimli Gazetemizdeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi……… ...134

4.6.1. Kişilik Modelleri………135

4.6.2. Millî Değerler ………136

4.6.3. Ahlaki Değerler………..138

4.6.4. Evrensel Değerler………...142

4.7. Resimli Dünya Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi………143

4.7.1. Kişilik Modelleri………144

4.7.2. Millî Değerler……… 146

4.7.3. Ahlaki Değerler………..147

4.7.4. Evrensel Değerler………. .155

4.8. Sevimli Mecmua Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi……… ..158

4.8.1. Kişilik Modeli………160

4.8.2. Millî Değerler………163

4.8.3 Ahlaki Değerler……….164

4.8.4. Evrensel Değerler……… 177

4.9. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi……… ..179

4.9.1. Kişilik Modeli………...180

4.9.2. Millî Değerler………181

4.9.3. Ahlaki Değerler……….182

4.9.4. Evrensel Değerler……… .187

4.10. Türk Çocuğu Dergisi’ndeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi……… ….188

4.10.1. Kişilik Modeli………189

(11)

4.10.3. Ahlaki Değerler………..194

4.10.4. Evrensel Değerler……… .201

4.11. Çocuk Dünyası Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi……… ...203

4.11.1. Kişilik Modeli……….. 206

4.11.2. Millî Değerler………... 210

4.11.3. Ahlaki Değerler……… 212

4.11.4. Evrensel Değerler………..227

4.12. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel Kavramların Değerlendirilmesi……….. ……….. 231 4.12.1. Kişilik Modeli………...232 4.12.2. Millî Değerler………234 4.12.3. Ahlaki Değerler……….236 4.12.4. Evrensel Değerler ……… 245 V.BÖLÜM……….247 5. SONUÇ VE ÖNERİLER……….247 5.1. Sonuç………. . 247 5.2. Öneriler……… 251 KAYNAKÇA………253 EKLER………..257 SEÇME METİNLER………257

(12)

TABLOLAR CETVELİ

Tablo - 1.1. Yeni Yol Dergisindeki Tahkiyeli Metinler………40

Tablo - 1.2. Yeni Yol Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerin Türlerine Göre Dağılımı……..45

Tablo - 1.3 Yeni Yol Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler…. …46 Tablo - 1.4. Yeni Yol Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı……... …47

Tablo - 1.5. Yeni Yol Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler……...53

Tablo - 1.6. Yeni Yol Dergisindeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………54

Tablo - 1.7. Yeni Yol Dergisindeki Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler……...57

Tablo - 1.8. Yeni Yol Dergisindeki Ahlaki Değerler Tekrar Etme Sıklığı……….65

Tablo - 1.9. Yeni Yol Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler… … 109

Tablo - 1.10. Yeni Yol Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………… 110

Tablo - 2.1. Musavver Çocuk Postası Dergisinin Tahkiyeli Metinleri………. 114

Tablo - 2.2. Musavver Çocuk Postası Dergisi Tahkiyeli Metinlerinin Dağılımı………… 116

Tablo - 2.3. Musavver Çocuk Postası Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler………... 116

Tablo - 2.4.Musavver Çocuk Postası’ndaki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı…. 117 Tablo -2.5 Musavver Çocuk Postası’ndaki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler… 118 Tablo -2.6 Musavver Çocuk Postası’ndaki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………. 118

Tablo -2.7. Musavver Çocuk Postası’nın Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinleri… 120 Tablo -2.8. Musavver Çocuk Postası’ndaki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…… 121

Tablo -2.9. Musavver Çocuk Postası’nda Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler..134

Tablo -2.10. Musavver Çocuk Postası’ndaki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…..135

Tablo -3.1. Çıtı Pıtı Dergisinin Tahkiyeli Metinleri………135

Tablo -3.2. Çıtı Pıtı Dergisinin Değerler Tablosu………....136

Tablo -4.1. Haftalık Resimli Gazetemiz’deki Tahkiyeli Metinler………138

Tablo -4.2. Haftalık Resimli Gazetemiz’deki Tahkiyeli Metinlerinin Türlerine Göre Dağılımı………139

Tablo - 4.3. Haftalık Resimli Gazetemiz’deki Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler………139

Tablo- 4.4. Haftalık Resimli Gazetemiz’deki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı.. 139

Tablo - 4.5. Haftalık Resimli Gazetemiz’deki Millî Değerleri İşleyen Metinler………...140

Tablo - 4.6. Haftalık Resimli Gazetemiz’deki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…….140

(13)

Tablo - 4.8. Haftalık Resimli Gazetemiz’ deki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…...142 Tablo - 4.9. Haftalık Resimli Gazetemiz’ deki Evrensel Değerleri İşleyen Metinler……...145 Tablo -4.10. Haftalık Resimli Gazetemiz’ deki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı...146 Tablo -5.1.Resimli Dünya Dergisinin Tahkiyeli Metinleri………...147 Tablo -5.2. Resimli Dünya Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerin Türlerine Göre Dağılımı…148 Tablo -5.3. Resimli Dünya Dergisi Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler………148 Tablo -5.4. Resimli Dünya Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı……..149 Tablo -5.5. Resimli Dünya Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler…….150 Tablo -5.6. Resimli Dünya Dergisi’ndeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………… 151 Tablo -5.7. Resimli Dünya Dergisindeki Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler…...151 Tablo -5.8. Resimli Dünya Dergisindeki Ahlâki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…………152 Tablo -5.9. Resimli Dünya Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler… 159 Tablo -5.10.Resimli Dünya Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………159 Tablo -6.1. Sevimli Mecmua Dergisinin Tahkiyeli Metinleri………..162 Tablo -6.2. Sevimli Mecmua Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerin Türlere Göre Dağılımı…163 Tablo -6.3. Sevimli Mecmua Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Metinler………...164 Tablo -6.4. Sevimli Mecmua Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı……..164 Tablo -6.5. Sevimli Mecmua Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler…...167 Tablo -6.6. Sevimli Mecmua Dergisindeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…………167 Tablo -6.7. Sevimli Mecmua Dergisindeki Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler….168 Tablo -6.8. Sevimli Mecmua Dergisindeki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı……….169 Tablo- 6.9. Sevimli Mecmua Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler..181 Tablo -6.10.Sevimli Mecmua Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…… 181 Tablo -7.1. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Tahkiyeli Metinler……….182 Tablo -7.2. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerinin Türlere Göre

Dağılımı……….183 Tablo -7.3. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Metinler……….183 Tablo -7.4. Mektepliler Âlemi Dergisinde Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı……. 183 Tablo -7.5. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli

Metinler……….184 Tablo -7.6. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………184 Tablo -7.7. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Ahlâki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler.186 Tablo -7.8. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı…….188 Tablo -7.9. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli

(14)

Metinler……….. 190 Tablo -7.10. Mektepliler Âlemi Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı..191 Tablo -8.1. Türk Çocuğu Dergisindeki Tahkiyeli Metinler………. 192 Tablo -8.2. Türk Çocuğu Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerin Türlere Göre Dağılımı….. 193 Tablo -8.3. Türk Çocuğu Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler.. 193 Tablo -8.4. Türk Çocuğu Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı…….. 193 Tablo -8.5. Türk Çocuğu Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler…….. 194 Tablo -8.6. Türk Çocuğu Dergisindeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………….. 195 Tablo -8.7. Türk Çocuğu Dergisinde Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler……. 198 Tablo -8.8. Türk Çocuğu Dergisindeki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………… 198 Tablo -8.9. Türk Çocuğu Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler… 205 Tablo -8.10. Türk Çocuğu Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………205 Tablo -9.1. Çocuk Dünyası Dergisindeki Tahkiyeli Metinler……….. 207 Tablo -9.2. Çocuk Dünyası Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerin Türlere Göre Dağılımı… 210 Tablo -9.3. Çocuk Dünyası Dergisinde Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler... 210 Tablo -9.4. Çocuk Dünyası Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı…….211 Tablo -9.5. Çocuk Dünyası Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler….. 214 Tablo -9.6. Çocuk Dünyası Dergisindeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………...215 Tablo -9.7. Çocuk Dünyası Dergisindeki Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler….217 Tablo -9.8. Çocuk Dünyası Dergisindeki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı……….219 Tablo -9.9. Çocuk Dünyası Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler..232 Tablo -9.10.Çocuk Dünyası Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı……..233 Tablo -10.1.Çocuk Yıldızı Dergisindeki Tahkiyeli Metinler………...236 Tablo -10.2. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerin Türlere Göre Dağılımı… 237 Tablo -10.3. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Tahkiyeli Metinler..237 Tablo -10.4. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı……. 238 Tablo -10.5. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler…… 239 Tablo -10.6. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Milî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı………… 240 Tablo -10.7. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler…. 242 Tablo -10.8. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı……….. 243 Tablo -10.9. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Evrensel Değerleri İşleyen tahkiyeli Metinler…250 Tablo -10.10. Çocuk Yıldızı Dergisindeki Evrensel Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı……. 250

(15)

I. BÖLÜM

1. GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problemi, alt problemleri, amacı, önemi ve yöntemi üzerinde durulmuştur.

1.1. Problem

Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında ( 1923 – 1928 ) yayımlanan çocuk dergilerindeki tahkiyeli metinler çocuklara hangi kültürel değerleri, ne sıklıkta aktarmıştır?

1.2. Alt Problemler

a) 1923- 1928 yılları arasındaki yayımlanan çocuk dergilerde en fazla hangi tahkiyeli türler üzerinde, ne sıklıkla durulmuştur?

b) 1923- 1928 yılları arasındaki yayımlanan dergilerdeki tahkiyeli metinlerde kişilik modeli geliştirmede hangi değerlere yer verilmiştir?

c) 1923- 1928 yılları arasındaki yayımlanan dergilerdeki tahkiyeli metinlerde hangi millî değerlere yer verilmiştir?

d) 1923- 1928 yılları arasındaki yayımlanan dergilerdeki tahkiyeli metinlerde hangi ahlaki değerlere yer verilmiştir?

e) 1923- 1928 yılları arasındaki dergilerdeki tahkiyeli metinlerde hangi everensel değerlere yer verilmiştir?

1.3. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında yayımlanan çocuk dergilerindeki tahkiyeli metinlerden, çocukların eğitimine katkı sağlarken kültür aktarımı unsurlarından ne ölçüde faydalanıldığını ortaya koymak olacaktır.

(16)

Bu konunun detaylı bir şekilde incelenmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, çalışmadaki amacımız, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında yayımlanan dergilerdeki tahkiyeli metinleri değerlendirmek ve bundan hareketle çocuğun dil eğitimi vasıtasıyla kültür aktarımının nasıl sağlandığını ortaya koymaktır. Osmanlı dönemi çocuk edebiyatı, üzerinde fazla çalışılmamış bir alan olmakla beraber eski harfli çocuk dergileri üzerine yapılan araştırmalar da yetersizdir. Bir iki makale, tez ve bir de kitap çalışması hariç, çocuk dergileri gerektiği gibi ilgi görmemiştir. Hâlbuki bu dergiler, eğitim tarihi ve çocuk edebiyatı için olduğu kadar sosyal tarih ve basın tarihi çalışmaları için de çok önemli bir kaynak durumundadır. Bir dönemin siyasi ve sosyal yansımalarını bu dergilerde bulmak mümkündür (Okay,1999:3).

1.4. Araştırmanın Önemi

İletişimin tahmin edilemeyen bir süratle arttığı 20. yüzyılda, iletişimi sağlayan en önemli taşıyıcı konumundaki dil üzerine yapılan çalışmalar disiplinler arası bir nitelik kazanmıştır. Dil eğitimi çalışmaları da paralel bir gelişim sürecini izler. Türkiye’de, Türkçe eğitiminin bir ana bilim dalı olmasıyla birlikte, uygulama çalışmaları kadar tarihsel süreci ortaya koyan çalışma örnekleri de artmıştır.

Ana dili öğretimi, bütün ülkelerde zorunlu temel eğitimin içinde yer almaktadır. Türkiye'de de, ilköğretim okulları Türkçe derslerinde dört temel dil becerisinin (okuma, yazma, konuşma, dinleme) kazandırılmasına yönelik çalışmalar içinde, okumanın önemli bir yeri vardır. En temel anlamıyla: “Okuma, gözün satırlar üzerindeki sıçraması sonucu kelime şekillerini görerek, bunların anlamlarını kavrama ve seslendirmedir”(Öz, 2001: 188).

Alemdar Yalçın, “6–15 Yaş Arası Dil Eğitim Aşamaları”nı sıralarken başlangıçta okuma eğitiminin verilmesi gerektiğini belirtir ( Yalçın, 2002: 44). Elbette ki okuma eğitiminin tek amacı temel okuma-yazma eğitimi sürecindeki “okuma” değildir. Daha sonraki aşamada, bu eğitim ile çocukların ders kitapları metinleri dışında da eserler okumaları sağlanarak okuma alışkanlığı kazanmaları amaçlanır.

(17)

Farklı türlerdeki metinlerin okunmasının, okuma eğitimine faydası İlköğretim Türkçe Programı’nda da belirtilir: “Başvurma kitaplarının yanında masal, roman, biyografi, piyes gibi kitaplar öğrenci ruhunun doğrudan doğruya beslendiği kitaplardır. Bu kitapları okumakla, öğrencinin farkına varmadankelime dağarcığı zenginleşir, hem anlatım gücü gelişir, hem de dünya görüşü genişler. Ayrıca öğrenci, ömür boyunca sürecek, onu yetiştirecek, yeniliklere ayak uydurabilmesini sağlayacak bir okuma alışkanlığı kazanır” (MEB, 2000: 38).

Programın devamında, bu amaçlar için çocuk dergi ve gazetelerinin de kullanılabileceği ifade edilmiştir.

Okuma eğitiminin tarihsel süreci incelendiğinde, Cumhuriyet öncesinde bu dersin karşılığı olan Kıraat dersleri için iki kaynaktan faydalanıldığı görülür. Kıraat kitapları ve çocuk dergileri, Türkçe dersinin işlenmesinde de yararlanılacak kaynaklar arasındadır. (Demirel, 1999: 130; Öz, 2001: 188-189) Bu dergiler, içerisindeki farklı yazı türleriyle çocukların serbest okuma alışkanlığı kazanmaları, kelime da-ğarcıklarının zenginleşmesi ve verilen mesajlarla olumlu değerleri kazanmaları gibi çok yönlü işlevleri bünyelerinde barındırır: “Bu gazete ve dergilerde yayımlanan yazı, haber ve resimler, çocuklara okumayı sevdirdiği gibi onların genel bilgi düzeylerini de yükseltir” (Kavcar,1998: 94).

Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında yayımlanan çocuk dergileri üzerinde ve özellikle dergilerdeki tahkiyeli metinler alanında bir çalışmanın yapılmamış olması, okumanın dil eğitimi açısından önemi, çocuk dergi ve gazetelerinin çocuk eğitiminde önemli bir yere sahip olması sebebiyle böyle bir konu üzerinde araştırma yapılmıştır.

1.5. Araştırmanın Yöntemi

Bu araştırma çocuk edebiyatı üzerine betimsel bir çalışmadır. Çalışmamız 1923 – 1928 yılları arasında yayımlanan eski harfli çocuk dergilerindeki tahkiyeli metinler üzerinde gerçekleştirilmiştir.

(18)

1.5.1 Varsayımlar

Bu çalışmanın temel varsayımları ve gerekçeleri ana hatlarıyla şunlardır: Eski harfli çocuk dergileri yayımlandıkları dönemin sosyal, siyasi, ekonomik ve edebî yapısını ortaya koyan kaynaklardır. Bu özelliğine rağmen Cumhuriyet Dönemi ilk yıllarında yayımlanan dergiler üzerinde yeterince çalışma yapılmamıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında yayımlanan dergilerde yer alan edebî türler ve bu edebî türlerden özellikle araştırmamıza yön verecek olan tahkiyeli metinler, içerik olarak çocuğun dil becerisini geliştirmektedir. Dil öğretimi aynı zamanda kültür aktarımıdır. Bu alanda bir çalışma yapılmamıştır.

1.5.2 Kapsam ve Sınırlılıklar

Çalışmamızın kapsam ve sınırlılıkları şu şekilde tespit edilmiştir:

Eski harfli çocuk dergileri yukarıda bahsettiğimiz gibi yayımlandıkları dönemin sosyal, siyasi, ekonomik ve edebî yapısını ortaya koyan kaynaklardır. Bilhassa sosyal tarih alanında çalışma yapacak olanlar için vazgeçilmez başvuru eserleridir. Bu yayımlar Türkiye’nin çeşitli kütüphanelerine dağılmış bulunmaktadır. Bazen bir derginin koleksiyonunun tamamını elden geçirmek için birçok kütüphane dolaşmak gerekmektedir. Buna rağmen yine de bazı dergilerin eksiksiz koleksiyonunu incelemek mümkün olmaz. Üstelik bir kısım dergiler kütüphane kayıtlarında mevcut iken yerlerinde bulunamamakta bir kısım dergiler ise çok yıpranmış olduğu gerekçesiyle araştırıcılara gösterilmemektedir. Yapılması gereken ilk iş, Türkiye’deki bütün devlet ve üniversite kütüphanelerinde bulunan çocuk dergilerinin fotokopilerini çekip bir merkezde toplamaktır. Eksik kalan sayı ya da dergiler için özel kişi ya da kurum kütüphanelerinin koleksiyonlarına başvurulmalıdır. Bu şekilde çocuk dergileri alanında çalışmak isteyen bir araştırıcı, bir merkezde, mümkün olabilen en eksiksiz koleksiyonu, en az zorluk çekerek inceleme ve çalışma fırsatını bulabilir.(Okay, 1999:214) Saydığımız sıkıntılar çalışmasını yaptığımız dönemdeki dergilere tam sayı olarak ulaşmada bizi sınırlamıştır. Aynı zamanda bu dergilerin her sayısına ulaşmak mümkün olamamış ya da ulaşılsa da sayfalarının

(19)

okunamayacak kadar yıpranmış olması, sayfa düzenindeki sıkıntılar bu dergilerdeki metinleri günümüz Türkçesine aktarırken bizi sınırlamıştır.

Çalışma özellikle Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında yayımlanan daha önce bahsettiğimiz on dergi üzerinde yürütülecektir. Bu dergilerdeki tahkiyeli metinler ve bunların çocuğun dil eğitimine katkısı, bilgilendirme, ahlaki, evrensel, millî değerler ve kişilik modeli yönleriyle çocuğa kültür aktarımını sağlama gibi yönlerden değerlendirilmiştir. Çalışmanın sınırlılıklarını, tespit edilen bu konu başlıkları oluşturmaktadır.

1.5.3 Veri Toplama Tekniği

Çalışmada yer alacak olan dergiler önce kaynaklardan tespit edilmiştir. Bu tespitten hareketle Ankara Millî Kütüphane, İstanbul Belediye Kitaplığı, İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Seyfettin Özege Kitaplığı’ndan fotokopi, mikrofilm ve cd’ye aktarılmış olarak temin edilmiştir. Yeni Yol dergisinin birkaç nüshası ile Haftalık Resimli Gazetemiz adlı derginin bir sayısı hariç döneme ait diğer dergilere tam sayı olarak ulaşılmıştır.

1.5.4. Toplanan Verilerin Analizi

İncelemeye aldığımız dergilerde sırayla şu çalışmalar yapılmıştır:

• Çocukların dil eğitiminde çok önemli bir yere sahip olan dergiler öncelikle yeni Türk harflerine aktarılmıştır. Çalışma doğrultusunda çeviri tahkiyeli metinler üzerinde yürütülmüştür.

• Metinleri çözümler ve değerlendirirken, çocuklarda oluşması beklenen davranış biçimleri için aşağıdaki yol takip edilmiştir.

a) Kişilik Modelleri b) Millî Değerler c) Ahlâkî Değerler d) Evrensel Değerler

(20)

• Bu metinlerin kültürel aktarım açısından değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu değerlendirmede her dergi ayrı ayrı ele alınmış ve öncelikle incelemeye alınan metinlerin türlerine göre yüzdelik olarak dağılımı çıkarılmıştır. Daha sonra bu metinlerde yer alan kültürel değerlerin kişilik modeli, ahlaki, millî ve evrensel değerler başlığı altında ne ölçüde verildiği hesaplanmıştır. Veriler tablolarla gösterilmiştir.

(21)

II. BÖLÜM

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. ÇOCUK EDEBİYATI

Çocuk edebiyatının tanımına geçmeden önce çocuk edebiyatı kavramını oluşturan edebiyat ve çocuk kavramları üzerinde durmak, konuyu açıklayabilmek açısından yararlı olacaktır.

Edebiyat, TDK’nın hazırladığı Türkçe Sözlük’te “Düşünce, duygu ve hayallerin, söz ve yazı hâlinde, güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sanatı” (TDK, 1969) olarak tanımlanıyor.

Çocuk kavramı ise şu şekilde tanımlanmaktadır: “Bebeklik çağı ile ergenlik arasındaki gelişme döneminde bulunan insan” (Oğuzkan:1974: 20).

Edebiyat ve çocuk kavramlarını bu şekilde kısaca tanımladıktan sonra çocuk edebiyatının tanımına geçilebilir.

“Çocuk edebiyatı, çocukların büyüme ve gelişmelerine, hayal, duygu, düşünce ve duyarlıklarına, zevklerine, eğitilirken eğlenmelerine katkıda bulunmak amacı ile gerçekleştirilen çocuksu bir edebiyattır” (Şirin, 1994: 82).

“Henüz yetişkin olmayan ve eğitilmesi gereken toplumumuzun en genç üyelerinin düşünce dünyasına seslenebilecek sözlü ve yazılı ürünlerin tümüne çocuk edebiyatı adını veriyoruz” (Ciravoğlu, 1999: 9).

Çocuk edebiyatı konusu ile ilgilenen uzmanların ortaya koymuş oldukları tanımları incelediğimizde; bu uzmanların çocuk edebiyatı kavramını tanımlarken bazı noktalara şöyle değindiklerini görüyoruz. “Çocuğun duygu, düşünce ve hayallerine yönelik olarak ortaya konulan edebiyat” düşüncesi tüm tanımlarda ortaklık arz ediyor. Bunun yanında her tanımın çocuk edebiyatı kavramına yeni bir bakış açısı ve boyut kazandırdığı da muhakkak.

(22)

İlgililerin, çocuk edebiyatını genellikle şu iki bakış açısından hareketle ele aldıklarını görüyoruz:

1. Okuyucu olarak sadece çocukların hedef alındığı eserler,

2. Bütün insanlığın veya bir milletin malı olan değerli eserlerin çocuklar için yeniden işlenmesi.

Dikkat edilirse çocuk edebiyatı kavramıyla çocuğu hedefleyen bir edebiyatı anlaşılır. Oysa çocuk edebiyatı kavramı bizde sanki çocuklar tarafından meydana getirilmiş bir edebiyatmış gibi de algılanıyor. Ancak çocuk edebiyatı kavramı ile çocuğun ürettiği bir edebiyatı değil, çocuk için çocuğa göre kaleme alınmış bir edebiyatı anlıyoruz. Öyleyse okuru çocuklar olarak tasarlanmış her edebiyat ürünü çocuk edebiyatının kapsamına girer.

2.1.1. Türkiye’de Çocuk Edebiyatı

Ülkemizde yazılı çocuk edebiyatı öncesinde çocukların ihtiyacını karşılayan zengin bir sözlü gelenek vardı. Ancak bu sözlü gelenek içerisinde yer alan türler üzerinde çocuklara yönelik olarak bir tasnife gidilmemiştir. Türk edebiyatının geneli içerisinde değerlendirilen bu sözlü edebiyat geleneği çerçevesinde çocuklarımızın çeşitli türlerde aktarılan şifahî edebiyat ürünlerinden yeterince beslendiğini zannediyoruz. Edebiyat tarihimiz içerisinde de yazıya geçirilmeyen sözlü edebiyat ürünlerinin yer aldığı da bir gerçektir.

Günümüzde sözlü edebiyat ürünlerimizin büyük bir kısmı derlenmiştir. Ancak elde edilen bu bilgiler ve ürünler de çocuk merkezli bir yaklaşımla henüz tasnif edilmemiştir.

Kültür tarihimiz içerisinde önemli rol oynayan sözlü edebiyatımız değişen hayat şartları içerisinde zayıflamaya başlamıştır. Sözlü anlatım geleneğinin zayıflamasının yanında yazıya geçirilen sözlü ürünlerimizin de yaşama gücü gittikçe zayıflamaktadır.

(23)

Tarihî süreçte sözlü edebiyat geleneğimiz içerisinde yer alan ninni, tekerleme, bilmece, latife, masal, halk hikâyesi, efsane, destan gibi türlerin çocuklar tarafından zevkle dinlendiğini ve söylendiğini kabul ediyoruz. Bu duruma evrensel boyutta yaklaştığımız zaman dünya çocuk edebiyatının temellerinin de sözlü geleneğe dayandığı görülecektir.

Bizde çocukların özel ilgileri, okuma güçleri göz önünde tutularak, çocuklara seslenen eserlerin hazırlanması Tanzimat sonrasında ortaya çıkan bir anlayıştır. Şinasi (1826–1869); Recaizade Mahmut Ekrem (1847–1914), Ahmet Mithat Efendi (1844–1912) ve Muallim Naci (1850–1893) gibi Tanzimat döneminin ünlü yazar ve şairlerinin Fransızcadan çevirdikleri bir takım kısa manzumeler ile kendilerinin yazdıkları fabl türünden bazı şiirler çocuk edebiyatımızın ilk önemli ürünleri arasında yer alır. (Şirin, 1998: 83)

Yine bu dönemde dünya çocuk klâsiklerinin dilimize çevrilmeye başlandığını görüyoruz. Tercüme edilen eserler arasında şunları sayabiliriz: “Tercüme-i Hikâye-i Robinson (1864)”, “Gülüverin Seyahatnamesi (1872)”, “80 Günde Devr-i Alem (1880)”, “Merkez-i Arza Seyahat (1883)”, “Beş Haftada Balonla Seyahat (1887)”.

Tanzimat döneminde çocuk eğitimi ve psikolojisi üzerinde de durulmuştur. Bu anlamda Münif Paşa (Ehemmiyet-i Terbiye-i Sıbyan), Ziya Paşa (Emile Tercümesi), Sadık Rifat Paşa (Risale - i Ahlak, Terbiyetü’l Etfal Risalesi) zikredilebilir. 1859’da Kayserili Doktor Rüştü’nün içinde kısa hikâyeler de bulunan “Nuhbetü’l-Etfal” adlı eserini de belirtmeliyiz.

Tanzimat’la birlikte ülkemizde gazeteciliğin hızlı bir gelişim gösterdiğini görüyoruz. Bu hareketlilik ilk çocuk dergi ve gazetelerinin çıkmasına da vesile olmuştur. Çocuklara yönelik olan “Mümeyyiz” 49 sayı çıkmıştır. Bu dönemde yayım hayatına atılan çocuk dergileri ve gazeteleri arasında “Çocuklara Kıraat, “Arkadaş, Vasıta-ı Terakki”, “Çocuklara Rehber”, “Çocuklara Mahsus Gazete”, “Çocuk Bahçesi” sayılabilir ( Okay, 2001: 37).

II. Meşrutiyet sonrasında geleceğin gençlerini yeni rejim doğrultusunda yetiştirme kaygısı sonucu çocuk eğitimi ve öğretimi ile ilgili çalışmaların yapıldığını görüyoruz. Bu anlayışla dönemin ünlü eğitimcilerinden Satı Bey’in

(24)

telkinleri ile bazı yazar ve şairlerimizin çocuk edebiyatına yöneldiklerini görüyoruz. İbrahim Alâeddin’in “Çocuk Şiirleri”, Ali Ulvi’nin “Çocuklarımıza Neşideler” ve Tevfik Fikret”in “Şermin” adlı eserleri kaleme alması Satı Bey’in düşüncelerinin tesirini ortaya koyar.

Millî Edebiyat döneminde de aynı bakış açısı devam etmiştir. Ziya Gökalp’ın “Kızıl Elma”sı, Siracettin Hasırcıoğlu’nun “Çocuk Şiirleri” ve Fuad Köprülü’nün “Mektep Şiirleri” çocuklara yönelik olarak kaleme alınan eserlerdir.

Şiir alanında görülen bu gelişmelere rağmen nesir sahasında çocuklara yönelik eserlerin kaleme alınışı yıllar sonra gerçekleşmiştir. Ömer Seyfettin, Ahmet Hikmet, Hüseyin Rahmi gibi yazarlarımızın eserleri çocuklara yönelik olarak yazılmamalarına rağmen bu eserler o dönemdeki çocukların serbest okuma ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılamıştır.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte çocuk edebiyatı alanında hızlı bir gelişme görülmez. Bu dönemde yetişkinler için yazılar eserlerden çocuklarımız yararlanmışlardır. Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek başta olmak üzere dönemin şairlerinin yazmış olduğu şiirlerden çocuk okurlar yeterince istifade etmişlerdir. Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Falih Rıfkı Atay ve Reşat Nuri Güntekin gibi yazarlarımızın anı, hikâye, gezi yazısı, roman gibi türlerde yazdıkları eserlerinden özellikle ortaokul çağındaki çocuklarımız yararlanmışlardır.

Abdullah Ziya Kozanoğlu ise doğrudan çocuklara seslenerek çocuklarda tarih bilincini ve millet sevgisini uyandırmak maksadıyla tarihî içerikli romanlar kaleme almıştır. Önce Osmanlıca daha sonra yeni Türk harfleriyle basılan “Kızıltuğ” (1923) “Atlı Han” (1924) “Türk Korsanları” (1926) ve “Gültekin” (1928) gibi tarihî romanlar uzun yıllar boyunca çocuklar tarafından zevkle okunmuşlardır.

1930’lardan sonra çocuklara yönelik edebiyatımızda bir canlılık göze çarpar. Şiir alanında Ş. Enis Regü, M. Necati Öngay, F. Hüsnü Dağlarca

(25)

Türkçe çocuk şiirlerimize yepyeni bir söyleyiş, duygu ve düşünce özelliği kazandırmışlardır. Yine bu yıllarda çocuk romanına yönelen isimler arasında Mahmut Yesarî, Rakım Çalapala, Huriye Öniz, İ. Fahrettin Sertelli, Cahit Uçuk’u sayabiliriz. 1940’lı yıllardan sonra yazdıkları çocuklar tarafından beğenilerek okunan, eserlerinin çocuklara uygunluğu tartışma konusu yapılan bir yazarımız da Kemalettin Tuğcu’dur. Bu yıllardan sonra ise çocuk edebiyatı alanında çok büyük gelişmeler söz konusu olmuştur. Yüzlerce isim, gerek şiir gerek roman gerekse de diğer türlerde çocuklara yönelik eserler kaleme almış, çocuk edebiyatı üzerine düşüncelerini belirtmiştir.

2.2. ÇOCUK EDEBİYATINDA TAHKİYELİ ÜRÜNLER

Çocuk edebiyatındaki tahkiyeli türler roman, hikâye, masal, destan, efsane gibi anlatıma dayalı türlerdir. İncelemeye aldığımız çocuk dergilerinde bu türlerden daha çok hikâye ve masal türleri üzerinde durulur. Birkaç örnek de olsa destan ve efsane türüne örnek verilmiştir. Bu sebeple biz bu bölümde roman türünden bahsetmeyeceğiz. Diğer tahkiyeli türleri şöyle sıralayabiliriz:

2.2.1. Hikâye

Kelime manası “Bir sözü ve bir haberi nakil ve rivayet eylemek, bir nesneye benzemek, bir kimseyi fiilen yahut kavlen taklit etmek, bir kimseden bir söz nakletmektir. Kelime ayrıca anlatı, benzetme, tarih, destan, kıssa, masal, latife, fıkra hurafe, roman, siyer, menkıbe, maktel vb. birbirinden farklı muhtevalara sahip ve fakat umumiyetle olaya dayalı, anlatım unsurlarım da karşılamaktadır (TDE Ans., C.4, 1986:225). Hikâye, Arapça hikâyetten türemiş, anlatma, roman, masal ve olmuş hadise anlamında kullanılan bir kelimedir (Devellioğlu, 1997:369).

(26)

“Her hikâyeci bize eseri ile hayatın ve insanın ayrı bir yönünü gösterir. Hikâye anlaşılması son derece güç olan hayatın ve insanın içine âdeta bir pencere açar. Günlük hayatta biz hayatı ve insanı dıştan görürüz ve pek az anını biliriz. Hikâyeci bu dış görünüşün arkasındaki gerçekleri keşfeder. Güzel hikâyelerin hemen hepsinde, bilinmeyen bir gerçeğin ifşası vardır. Güzellik, bir nevi ayna, dürbün veya her şeyin en iyi şekilde ortaya konulduğu bir nevi vitrin vazifesini görür. Bunu üslûp bize çok daha iyi hissettirir. Üslûp bazılarının zannettiği gibi kelime oyunu veya süs değildir. Usta yazar, fikrin daha iyi anlatmak için gerekirse, kelime oyunlarına, edebi sanatlara da başvurur. Bütün sanat eserlerinde olduğu gibi, hikâyede de güzelliği temin eden bütünlük, ana-fikir ile ayrıntı arasındaki münasebettir. Dil ve üslûp, tek başına bir değer ve mana ifade etmez.”

Hikâyeler eğitici malzemeler olarak kullanılacaklarından, çocuğu eğlendirirken eğitir.

Hikâyeler çocuğun yaş seviyesine göre tasnif edilebilir. Okul öncesi dönemde bulunan bir çocuk için, hikâyenin görsel malzeme ile donatılmış olması önemlidir. İlköğretim birinci ve ikinci kademede bulunan çocuklara yönelik hazırlanan, hikâyeler de konu, dil, anlatım ve amaç açısından farklı özellikler bulunur. Yalçın ve Aytaş (2002:126-127), yaş gruplarına göre hikâyeleri üç grupta değerlendirir:

1. Okul Öncesi: Bu yaş grubuna dâhil çocukların en önemli özelliği bir öykü metnini, okunmasının yanında, kendilerinin de öyküde anlatılan olayı yaşamak istemeleridir. Bu yüzden, öykülerde anlatılan olay, çocukların sadece duygularına hitap etmemeli, onların gözlediği ve yaşadığı olaylardan seçilmelidir.

2 . İlköğretimin Birinci Devresi: Eğilimleri içten dışa doğru olan bu yaş grubundaki çocukların, çevreleriyle daha uyumlu ve onlarla ilişki kurma arzusu içinde oldukları görülür.

(27)

3 . İlk Gençlik Devresi: Bu yaş grubundaki çocuklar büyüklere yönelik öykü metinleri ile çocuk öyküleri arasında köprüdürler. Diğer yaş grubuna bağlı çocuklarda öyküler genellikle hayal mahsulü iken, bu yaş grubuna yönelik öyküler daha gerçekçidir.

Hikâyelerin hazırlanmasında çocukların yaş seviyeleri çok önemlidir. Buna dikkat edilmemesi, daha büyük sıkıntılara yol açacaktır. Hikâyeyi her yaştan insan okuyabilir; ama bu türün çocuklar için vazgeçilmez önemi vardır. Hikâye çocuğu güdüler. Bu türün kısa olması çocukların okuma eğilimleri açısından da önemlidir. Çocuk bir hikâyeyi bazen tek solukta okuyabilir. Hikâyenin çocukta meydana getirdiği bu kısa aralıklı sürükleyicinle, çocuğun uzun dönemde iyi bir okuma alışkanlığı kazanmasına da yardımcı olur.

Sonuç olarak hikâye geleceğin dünyasında rol alacak, mükemmel nesillerin yetişmesinde en etkili yollardan biridir. Hikâye ile çocuklara verilecek tüm değerler verilebilir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çocukların birçok yönden geliştiği, dünyalarının şekillendiği dönem çocukluk dönemidir. Anneler, babalar ve eğitimciler çocuklarını ileriki yıllarda ne şekilde görmek istiyorlarsa, ilköğretim döneminde bir tabip edası içerisinde ellerine birer emanet olarak verilen çocukları iyi yetiştirirken hikâyeleri kullanmalıdır.

2.2.2 Masal

“Kamus-ı Osmanî’ye göre “masal” kelimesi “meselin değiştirilmiş biçimidir. “Mesel” halk dilinde meşhur olan, âdap ve öğütleri anlatan söz demektir. Darb-ı mesel atalardan kalma hikmetler, ibretli sözler anlamındadır. Buna göre masal Arapça bir kelime olan “mesel”den çıkmıştır.” (Tezel, 1968 s. 447). Peki nedir masal?

“Genellikle halkın yarattığı ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların veya tanrıların başından geçen olağandışı olayları anlatan hikâye” (Türkçe Sözlük, 1998).

(28)

“Masal kelimesiyle halk arasında yüzyıllardan beri anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin, olağanüstü olayların bulunduğu bir varmış bir yokmuş gibi klişe bir anlatımla başlayan belli bir uzunluğu olan, sonunda yedi içti muratlarına erdiler, yahut onlar erdi muhatlarına, biz çıkalım kerevetine, gökten üç elma düştü biri anlatana, biri dinleyene, biri de bana gibi gözlerle sona eren zaman ve mekân kavramlarıyla kayıtlı olmayan bir sözlü anlatım türü kastedilmektedir” (Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, C. 6 İstanbul 1986).

“Kahramanlarından bazıları tabiatüstü varlıklar ve hayvanlar olan, olayları bir masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu halde dinleyicileri inandırabilen bir nesir türüdür” (Sakaoğlu, 1973: 5).

Boratav, masal için “Nesirle söylenmiş dinlik ve büyülük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamamıyla hayal ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan kısa bir anlatı” tanımını yapar ve şöyle devam eder: Hayal ürünü sözünü sadece olağanüstü şeyler anlamına almamak gerekir. Masal olağanüstü çeşidinde de gerçekçi çeşidinde de anlattığı olayların gerçeğe uyarlık derecesi ne olursa olsun, onların hayal yaratmasına izin veren bir anlatı türüdür. Masalı efsaneden, hikâyeden, destandan ayıran niteliklerin başında bu gelir (Boratav, 1982:80).

Çocuklar, masallarımız içerisinde deyimlerimizle, atasözlerimizle, ikilemelerimizle, mecazlarımızla, eş sesli ve eş anlamlı kelimelerimizle vb. karşılaşacaktır. Yeri geldikçe masal içerisinde eş ve karşıt anlamlı kelimeler belirtilmeli, atasözleri ve deyimler tespit edilmelidir. Bunlar metin içerisinde değerlendirilerek anlamlandırılmalıdır. Masal içerisindeki eş sesli, eş anlamlı ve karşıt anlamlı kelimeler, deyimler, atasözleri vb. ile dilimizin kuralları sezdirilmeli, dilimiz sevdirilmelidir, Onların Türkçeyi bilinçle ve özenle daha doğru kullanmaları sağlanmalıdır (Temizyürek, 2006).

“Masal ve hikâyeler, çocuğun hayal gücünü genişletiyor ve besliyor. Masalların doğaüstü olanı, sözgelimi hayvanları ve eşyaları konuşturan kısımları çocukların çok hoşlarına gitmektedir” ( Gövsa: 1989: 86).

(29)

Hayal gücü insanın düşünce ve davranışı üzerinde çok etkilidir. Hayal gücü insanların üretim kaynağıdır. İnsan geleceğe yönelik hayalleri paralelinde çalışır ve üretim yapar. Ayrıca insanın dili kullanabilme yeteneğini arttırması yine hayal gücüne bağlıdır. Dilin gelişiminde hayal çok etkilidir. Çünkü bizler benzetme yoluyla herhangi bir kelimenin anlamını yaygınlaştırıyoruz.

Masalın çocuğun hayal gücünü geliştirmesi ve dil öğrenimine olumlu katkıda bulunmasının yanında, çocuğun millî bir ruh ve kimlik kazanmasında da önemli bir payı vardır. Çocukluk döneminde bilinçaltına kazınan masal ögeleri insanı, hayatının ileriki dönemlerinde de etkilemeye devam eder. İlk estetik duygumuzu, ilk dil zevkimizi masallardan aldığımız gibi yetişkinlik döneminde yapmış olduğumuz faaliyetlerin altyapısında yine masalları buluruz. Kimlik kazanma sürecinde masallar çocuklara yol gösterir. Masallar, bünyesinde kendisini meydana getiren milletin geçmişinden bugüne değin getirdiği kültürel mirasın ipuçlarını barındırır.

“Halk masalları bir milletin en zengin hazinelerinden biridir. Milletin eski seciyesi, eski mefkûreleri masallarında mahfuzdur. Avrupa’nın bütün milletleri millî seciyelerini, eski mefkûrelerini anlayabilmek için, memleketlerinde naklolunan umum halk masallarını zapt eylemişlerdir. Bu masalların kahramanlarını herkes tanır. Çünkü yüksek edebiyata da telmih tarikiyle girmiştir. Bu masalların çocuk terbiyesinde de büyük rolü vardır. Kıraat kitapları hep bu masallarla doludur. Küçük çocukların dikkatini, alâkasını yalnız bu masallar celbeder. Onlar ilk kahramanlık derslerini mefkûre için fedakârlıkları bu masallardan öğrenirler” diyen Ziya Gökalp masalın geleneğe dönük yüzünü ve masalların çocuklara aşıladığı milli hisleri anlatmaya çalışır ( Kantarcıoğlu. 1990: 132).

O halde çocuğa yönelik olan sanat ve edebiyat eserleri yerli ve millî oldukları ölçüde çocuğa millî kültür ve toplumun hayata ve olaylara bakış açısını kazandırabilirler. “Çocuğa seslenecek sanat ve edebiyatın gelenekten izler taşıması, bir yandan kültür motiflerinin yaşatılıp benimsetilmesi, diğer yandan çocuğun içinde yaşadığı toplumun duyarlıklarını kazanması bakımından önemlidir” ( Şirin 1987: 390).

(30)

Yukarıdaki açıklamalardan hareketle birçok halk bilimcimizin ortaya koyduğu gibi masal çocuk eğitiminde elzemdir. Çocuklar küçük yaşlarından itibaren bu türle beslenirler.

2.2.3. Destan

Destan büyük, olağanüstü, toplum ve kahramanlık olaylarını uzun ve manzum olarak anlatan edebiyat türüdür. Farsçada dâstân kullanımıyla, hikâye, kıssa anlamına gelen kelime; Fransızca hile, mekr, tezvir manasıyla epope kelimesine karşılık gelmektedir (Devellioğlu, 1997:178). Ayrıca Türkiye Türkçesinde ve diğer bazı Türk şivelerinde destan teriminin yanı sıra, yine Farsça olan nâme terimi de özellikle mensur destanların isimlendirilmesi için kullanılmaktadır. Battalnâme, Danişmendnâme, Timurnâme, Cengiznâme, Saltuknâme vb. (Aça ve Ercan 2004:130).

Elçin (1993:72), destanı “bir boy, ulus (kavim) veya millet hayatında tam estetik hüviyet kazanmamış eser sayılan efsâne” olarak tanımlar.

Destanlar anonim türlerdir ve öğretici niteliğe sahiptir. Milletin dünyaya bakış açısını içlerinde barındırdıklarından, geçmişten geleceğe, toplumun yaşam tarzının ve kültür mirasının taşıyıcılığını da yapar. Bireylerin millî şuur kazanmalarında, toplumsal dayanışmanın sağlanmasında destanların önemli rolü vardır.

Destanların oluşum safhaları üzerine farklı görüşler mevcuttur. Köprülü (1981,41–42), millî destanın doğuşunun, bir kavmin büyük bir felaketle karşılaşması, büyük sarsıntılara uğraması ve aşağı bir seviyede bulunmasıyla meydana geleceğini söyler. Köprülü’nün görüşleri kendisinden sonra gelen birçok araştırmacıyı da etkilemiştir.

Destan da diğer türler gibi çocuk edebiyatında önem arz eder. Kültür taşıyıcısı ve aktarıcısı olması sebebiyle, çocukların millî duygularını zenginleştirmede ve millî hassasiyetlerini oluşturmada oldukça büyük rol oynar.

(31)

Destanlar bir milletin doğuşunu ve kimlik kazanma çabalarını da ihtiva eder. Çocuklarda, millet kavramının içselleştirilmesi ve millî benliğin oluşturulmasında da destanların payı büyüktür (Baş, 2006: 84).

2.2.4. Efsane

Dilimize Farsçadan giren efsane, Türkçe Sözlük’te (2005:603), “Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence.” olarak tanımlanır. Başka bir tanıma göre efsane, edebiyatta, tabiatüstü nitelikler gösteren kişilerin hayatlarını, halk muhayyilesinin veya şairlerin meydana getirdiği tarih olaylarını anlatan, olağanüstü olaylarla süslü hikâyelere verilen isimdir. (TDE Ans., C.3, 1979:7) Elçin (1993:314) efsaneyi, “İnsanoğlunun tarih sahnesinde görüldüğü ilk devirlerden itibaren ayrı coğrafya, muhit veya kavimler arasında doğup gelişen zamanla inanç, âdet, anane ve merasimlerin teşekkülünde az çok rolü olan bir çeşit masal.”olarak gösterir.

Efsaneye dair en önemli noktalardan biri de, masal türü ile karışmasıdır. Efsane ile masalın arasındaki ayırıcı çizgi, efsanelerin masallara oranla daha inandırıcı olmalarındadır. Ergun (1997:47), efsane-masal münasebetine ilişkin şu değerlendirmeleri yapar:

“Fantastik, hayalî unsurlar, hem masallarda hem de efsanelerde bulunur. Fakat bunların görünüşü, her iki türde değişiktir. Meselâ, “taş kesilme” hem masallarda hem efsanelerde sıkça görülen bir motiftir. Masallarda taşlaşma sihir, büyü sahibi peri, cadı gibi güçler tarafından, sihirli çubukları ile gerçekleşir. Efsanelerde ise sihirli kuvvetlerin kendileri değil, mucizeleri görünür. Her iki hadise de uydurma olduğu hâlde masallarda insanın taşa çevrilmesi yalan, uydurma olarak kabul edilir. Efsanelerde ise gerçek olarak anlatılır ve dinleyici tarafından da gerçek, tarihte olmuş bir hadise olarak dinlenir.”

(32)

Efsaneler de, destan ve masallar gibi çocuk edebiyatında ve çocuk eğitiminde yararlanabilecek önemli türlerdir.

Anadolu efsanelerle dolu bir hazinedir ve bu yörelerden derlenmiş ya da derlenecek neredeyse bütün efsaneler çocuk eğitiminde kullanılabilir. Efsaneler de, destanlar gibi kültür taşıyıcılığı ve aktarıcılığı yapar. Kültürün birçok ögesi efsanenin içindeki büyüde gizli durur. Çocuk büyünün sırrına efsane ile vâkıf olabilir. Bunların dışında, efsaneler çocuklara tarih zevki ve bilinci de aşılayabilir.

Efsaneler çocuğun doğa bilinci kazanmasında da yararlı olabilir. Fen ilmine dâhil dünya, evren, dağ, deniz, ırmak vb. nasıl meydana geldiği sorusunun cevapları efsanelerde aranmıştır. Efsanelerde yer alan yüzlerce motif, insanoğlunun meydana geldiği andan beri peşinde koştuğu cevapları da içerir.

Efsaneler köklerini mitoloji, tarih, din ya da hayalden alabilir. Bu kökler; milletin, belli olaylara ve nesnelere bakışını ve bunları bir sistem çerçevesinde algılamasını; tarihte olmuş ya da olması muhtemel gerçek olayları ve bu doğrultuda halkta meydana gelen inançları ve hayalleri ihtiva eder. Kökleri bu derece zengin olan efsane, çocuğun kültür dünyasını algılamasında ve yaratıcı yeteneğini geliştirmesinde önemli katkı sağlayabilir.

2.3. ÇOCUK EDEBİYATI ÜRÜNLERİNİN KÜLTÜR AKTARIMI ARACI OLARAK KULLANILMASI

Eğitim, sosyal hayatın sürekliliğini ve kültür naklini sağlaması yanında; bilgi, davranış ve kabiliyetlerin de geliştirilmesi ve kazandırılması için uygulanan sürekli faaliyetler dizisidir. Kültür aktarımı ise en yalın anlamıyla bir millete ait kültürel özelliklerin yeni nesillere anlatılması, benimsetilmesi işidir. Bu bağlamda kültürü gelecek nesillere aktarmada eğitimin rolü ön plandır.

(33)

Eğitim, fertleri müşterek hayatın benzerliklerinden haberdar ederek fertlere yeterli bir homojenlik kazandırmaktadır. Eğitimden kültür naklinde faydalanılması, cemiyete ait kültürün eğitim çağındaki genç kuşaklara aktarılması gayesini taşımaktadır (Erkal, 1982: 67-68).

Eğitimin bir alanı olan edebiyatın çocuğu sosyalleştirme görevi vardır. Sosyalleştirme; her toplumda çocuklara toplumun ortak değerlerini ve kültür mirasını aktarmak, öğretmek, onlara toplumun kendilerinden beklediği fizikî, zihnî, ahlâkî ve sosyal gerekleri kazandırmaktır. Toplumun sürekliliği için böyle asgari ve temel bir eğitimin önemi açıktır. İlkel toplumlarda aile ve tüm sosyal çevrenin yüklendiği toplum değerlerinin, normlarının kuşaklara öğretilmesi, aktarılması görevi modern toplumlarda geniş ölçüde okullar ve öğretmenler, özellikle de ilköğretim okulları ve öğretmenleri tarafından yerine getirilmektedi (Yetim, 1999:228). Bu bağlamda okullarda ya da yaygın eğitimde kullanılan dil öğretim materyalleri de şüphesiz bu hususta çok gereklidir.

“Çocuklar içinde yaşadıkları toplumun kurallarını bilmezler. Paylaşmayı, yardımlaşmayı, işbirliği içinde çalışmayı, duygularını ve düşüncelerini içinde yaşadıkları kültürün uygun gördüğü biçimde ifade etmeyi sonradan öğrenirler. Toplu yaşamak ve topluma uyum sağlamak için bu davranışların öğrenilmesi gerekir” (İnan, 2004:9). Çocukların bu özelliklerle donatılması kültürleme ya da sosyalleştirme diye adlandırabileceğimiz sürecin sonunda gerçekleşir. Buna göre bu iki kavramı şöyle açıklayabiliriz:

Sosyalleştirme, çocuğa, mensubu olduğu milletin kültürel değerlerini, töre, örf, âdet, gelenek ve göreneklerini anlatma, öğretme ve benimsetme işidir. Bu işlem sonrasında çocuk toplumsal yaşama uyum sağlar, yani sosyalleşir. “Sosyalleşme öğrenme yoluyla gerçekleşir. Çocuklar kavrama ve taklit yoluyla kültürün âdet ve değerlerini kazanırlar” (İnan, 2004: 10).

Kültürleme ise “toplumların kendisini oluşturan bireylere belli bir kültürü aktarma, kazandırma, toplumun istediği insanı eğitip yaratma ve onu denetim altında

(34)

tutarak kültürel birlik ve beraberliği sağlama, bu yolla da toplumsal barış ve huzuru sağlama sürecidir” (Güvenç, 2004: 85).

Sosyalleşme ya da kültürleme süreci sırasında bireyler hem kendini, kendi özelliklerini tanır hem de kendine benzeyenlerle kendisi arasındaki farkları görür. Kısaca, “sosyalleşme bir kişilik ve kimlik edinme sürecidir” (Kösoğlu, 1992: 103). Bu da sosyalleşme sürecinin kişilik ve kimlik edinme sürecinde etkili olduğunu gösterir.

Ziya Gökalp millî kültür ve eğitim konusunda şöyle ilişki kurmaktadır: “Çocuk dünyaya geldiği zaman, beraberinde ne dinî, ne ahlâkî, ne hukukî, ne estetik, ne lisanî, ne iktisadî, ne de mantıkî bir vicdan getirir. Bu vicdanları ona kendi milleti, kendi milletinin kültürü verir ” (Gökalp, 1973:42-43).

Dil öğrenimi de eğitimin bir parçası olarak, yukarıda da bahsedildiği gibi bir kültür aktarımıdır. Her topluluk kültürünü dilin yardımıyla yeni kuşaklara taşır. Tahkiyeli ürünler çocuğun dil bilincinin oluşmasında, kültür oluşturmada da, etkili ürünlerdir. Bu ürünler Türkçenin telaffuzunu, sözcüklerini, söz sanatlarını, söyleyiş kalıplarını öğretirken aynı zamanda toplumsal iletişimi de sağlar. Çocuklarımızın daha iyi konuşmasını ve yazmasını istiyorsak, bu ürünlerin olumlu katkılarını göz önünde bulundurarak ailede, sosyal çevre ve okullarda halkımızın bu söz varlığını gündeme getirmeliyiz. Buradan hareketle çocuk edebiyatının kökleri geçmişe dayalı yüzyıllık birikime sahip masal, hikâye, destan, efsane gibi tahkiyeli türleri ile bu kültür aktarımını sağlamada çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz.

(35)

III. BÖLÜM

3. ÇOCUK EDEBİYATI VE ESKİ HARFLİ ÇOCUK DERGİLERİ

Osmanlı Devleti’nde 18. yüzyıldan itibaren başlayan Batılılaşma-Avrupalılaşma çabaları 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile bir anlamda resmîleşir. Bu tarihten sonra devlet ve toplum bütün kesimleriyle yavaş yavaş bu sürece ayak uydurmaya çalışır. Tanzimat Fermanı(1839) ve Islahat Fermanı (1856), siyasi nitelikleri ağır bastığı için, devleti doğrudan, halkı ise dolaylı olarak etkiler. Sosyal hayattaki değişiklikler ise daha çok İstanbul, Selanik ve İzmir gibi batıya açık şehirlerde olur. Gündelik hayatın hemen her alanında yaşanan değişme ve gelişmeler yetişkinler gibi çocukları da etkilemeye başlar. Tanzimat’tan itibaren çocuklar eğitimden sağlığa, kıyafetten oyuncağa, kitaplardan dergilere pek çok alanda batı tipi hayatla tanışmaya başlamışlardır. II. Abdülhamit döneminden başlayarak modern eğitim anlayışı Osmanlı eğitim sistemine yerleşmeye başlar. 1869’da Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile pek çok köklü değişiklik yapılır. Aynı nizamnamenin getirdiği önemli yeniliklerden biri de ilk tahsili, kız ve erkek çocuklar için mecburi hale getirmeyi öngörmesidir (Okay, 1998:33). 19. asrın ikinci yarısıyla birlikte evde verilen eğitimde de (özel hocalar, mürebbiyeler, yabancı dil, müzik-piyano vb.) modern gelişmeler yaşanmaya başlar. Batı kaynaklı olan Pedagoji ilmi aynı isimle Osmanlı eğitim dünyasına girer ve bu sahanın gerekliliğinin farkına varılır. Osmanlı toplumunun çocuk terbiyesine genel bakış açısını ortaya koyması bakımından Ahmet Mithat Efendi’nin bazı gözlemleri önemlidir; “Biz iki yaşından dört beş yaşlarına kadar çocukların hüviyetlerine hiç ehemmiyet vermeyiz.”, “pedagojide her Avrupa milleti ileridir”, Avrupa pedagojisine ve bizim geleneğimize göre yetişen çocukları mukayese edelim. Avrupalı “çocuk adam”, Türkiyeli “çocuk çocuk” tur” (Okay, 1998:50-51).

Özetlemek gerekirse, 19. asrın ikinci yansından itibaren çocuk gelişimi, terbiyesi ve eğitimi alanında genel anlayış değişir; sık sık Avrupa ve Amerika ile mukayeseler yapılır. Çocuk eğitimi ve terbiyesi alanında hareketli dönem başlar.

Bu genel girişten sonra eski harflerle yayımlanan çocuk dergileri hakkında şu bilgiler verilebilir:

(36)

Batı kaynaklı gelişmelerin en önemlilerinden biri de çocuklar için yayımlanan gazete ve dergilerdir. Bu dönemdeki çocuk dergilerinin ortak özelliği eğitim amacını ön planda tutmalarıdır. Vatanın istikbali için sağlam aile yapısının oluşturulması; doğru evlilikler kurarak yetişecek çocukları iyi eğiterek toplumu yeniden güçlü duruma getirmek gerektiği esas kabul edilir.

İnceleme kapsamında yer alan eski harfli çocuk dergileri aşağıda tanıtılırken Cüneyd Okay’ın Eski Harfli Çocuk Dergileri adlı kitabından faydalanılmıştır.

3.1. 1923–1928 Yılları Arasında Çıkan Eski Harfli Çocuk Dergileri

3. 1.1. Yeni Yol

Yeni Yol yayınlanmış toplam yüz on üç sayısıyla en uzun süreli çocuk dergilerinden biridir. İlk sayısı 1 Şubat 1339 / 1 Şubat 1923 tarihinde Bolu’da yayınlanan derginin sahibi Muallim Nedim Tuğrul”dur. Başyazar E(lif) Şevket imzalı “İlk Musahabe ve Maksad” başlıklı yazıda şimdiye kadar çıkan dergilerin önemli bir kısmının büyüklere hitap ettiği, çıkardıkları derginin ise tamamen çocuklara yönelik bir yayın olduğunu belirtir. Yeni kurulmakta olan rejimle paralel bir politika gütmeye çabalayan Yeni Yol’un ilk sayısının iki buçuk sayfası “Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Çocukluk Hayatı”na ayrılmış, Muallim Nedim Tuğrul ilk sayının nerdeyse tamamım kendi yazmıştır.

Tarihî bilgilerin ağırlıklı olduğu, düşmana karşı her zaman kin ve intikam duygularının ön plana çıkartıldığı ve yeni rejimle sürekli bir paralel tutum içinde görülen dergi bir müddet sonra tamamen İstanbul’dan yayın hayatına devam eder. fakat kapakta hâlâ “imtiyazın alındığı yer Bolu’dur” ibaresi okunuyor. Derginin kütüphanelerde en son yüz on üçüncü sayısı bulunabilmiştir.

(37)

Derginin kapağında şu tanıtıcı bilgiler yer almaktadır:

(On beş günde bir neşrolunur resimli çocuk mecmuasıdır / Mesleğimize muvafık yazılar maalmemnuniye kabul ve neşrolunur / Sahib-i imtiyaz: Nedim, Müdir-i Mesul: İhsan Altay / Sermuharriri: E (elif). Şevket / Nüshası beş kuruştur / Seneliği yüz yirmi, altı aylığı atmış kuruştur / Adres: Bolu’da Yeni Yol / Dersaadet Sanayi-i Nefise Matbaası /Bolu - Akhisar - İstanbul / 1923)

3.1.2 Musavver Çocuk Postası

Cumhuriyetin ilanından evvel çıkan son dergilerden olan Musavver Çocuk Postası ilk sayısında (3 Eylül 1339 / 3 Eylül 1923) “Küçük Okuyucular” başlıklı tanıtım yazısında derginin çıkışını “büyük bir müjde” olarak yorumluyor. Sağlık konuları, fıkralar, atasözleri, kısa hikâyeler, şiirler, okullardan haberler, masallar, bilmeceler her çocuk dergisi gibi Çocuk Postası’nın da ana konuları. Resimleri ve karikatürleri de kaliteli olan dergide kayda değer en önemli imza uzun manzumeleriyle Necdet Rüşdü [Efe]’dir.

İlk sayısından son sayısına kadar aynı şekil ve muhtevayla çıkan Musavver Çocuk Postası cumhuriyete ve yeni rejime karşı olumlu ya da olumsuz herhangi bir tavır alamamıştır. Şu ana kadar bilinen son sayısı 31 Kânun-ı Evvel 1339 / 31 Aralık 1923 tarihli on sekizinci sayıdır. Monoton bir dergi olmakla beraber muhteva olarak vasatın üstüne çıktığı söylenebilir.

Derginin kapağında şu tanıtıcı bilgiler yer almaktadır:

(Türk yavrularının bilgilerini yükseltmeğe çalışır haftalık gazete / Mesul Müdiri: Süleyman Tevfik / Müdiri: S. Sûdi / idare yeri: İstanbul Babıali Caddesi Kitabhane-i Sûdi Telefon : İstanbul 1292 / Sayısı yüz paradır/ Abone Şartları: Türkiye için seneliği yüz elli kuruş. Ecnebi memleketler için iki yüz kuruş /Teşebbüs Matbaası / İstanbul / 1339-1923)

Şekil

Tablo - 1.1.  Yeni Yol Dergisindeki Tahkiyeli Metinler
Tablo - 1.3. Yeni Yol Dergisindeki Kişilik Modellerini İşleyen Metinler
Tablo - 1.4.  Yeni Yol Dergisindeki Kişilik Modellerinin Tekrar Etme Sıklığı
Tablo - 1.5.  Yeni Yol Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Büyük toprak sahiplerinin topraklarn büyük ölçekli çiftlikler olarak iletmek yerine, küçük parçalara bölerek köylülere kiralamay tercih etmelerinin de etkisiy- le,

Charlie’nin Çikolata Fabrikası, Roald DAHL Ay’a Tırmanan Çocuk, David ALMOND Kaçan Uykuların Peşinden, Doğan GÜNDÜZ Müzik Satan Çocuklar, Yalvaç URAL

The information based instrument plays out a profound investigation of the regular language structure, indicates word conditions and decides the manner in which words are

GÇ x Çeşit interaksiyonunun önemli olduğu çalışmada, ekmeklik buğday çeşitlerinin farklı gübre uygulamalarına ait metrekarede başak sayısı bakımından elde edilen

Alternatively, the commodity can be transported using trucks to seaport 2, where it waits for 1 unit of time until the start of loading, leaves seaport 2 using maritime service 4

yolu stabilitesi üzerine olan etkisinin, solunum uyarısına olan etkisinden daha fazla olduğu ileri sürülmüştür ve TUA tedavisi için önerilmiştir.. Uyku apneli beşi

Bu çalışma, Milli Eğitim Bakanlığı ve Intel işbirliği ile düzenlenen proje tabanlı öğrenmeye dayalı olarak yapılan, öğretmenlerin bilgisayar ve teknoloji

Çalışma sonucunda, gemi işletmelerinin temel ücret politikaları incelendiğinde “işletilmekte olan gemi tipi açısından piyasa ile eş düzeyde” ve “tüm