II. BÖLÜM
4.8. Sevimli Mecmua Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerde İşlenen Kültürel
Tablo – 6.1. Sevimli Mecmua Dergisinin Tahkiyeli Metinleri
Sıra Sayı Sayfa Metin Adı Türü Yazarı
1 1 1 Sokaktaki Küçük Serseriler Nasıl
Yaşar Hiç Düşündünüz mü? Hikâye ---
2 1 5 Düşmanınızı Yılan Soksa Kurtarır
mısınız? Hikâye ---
3 1 6 Köse Kâhya’nın İstanbul Gezmesi Masal ---
4 1 10 Kedi ile Değirmencinin Çırağı Masal ---
5 1 16 Haidi Hikâye J. Spyri
7 2 22 Şevket Deniz Ortasında Yanan Bir
Motoru, Kadınları Nasıl Kurtarmıştı Hikâye ---
8 2 26 Kızıl Şeytan Masal ---
9 2 29 Habil ile Kabil Menkıbe ---
10 3 1 Nehir Başında Geçirdiğimiz Yılan
Tehlikesi Hikâye
---
11 3 29 Çocukların Yaptığı Ev Masal ---
12 3 38 Refet ile Köpeğinin Bir Balonla
Heyecanlı Bir Seyahati Hikâye ---
13 3 44 Kurbağadan Arkadaş Masal ---
14 3 46 Hazret-i Nuh’un Hikâyesi Menkıbe ---
15 4 1 Hindistan’da Tehlikeli Bir Fil Avı Hikâye
---
16 4 52 Çalınmış İnci Hikâye ---
17 4 54 Sülün Sultan Masal ---
18 4 62 Hazret-i İbrahim’in Hikâyesi Menkıbe ---
19 5 1 Çilli Kız Piyes ---
20 5 58 Köse Kâhya ve Küçük Sebzeci Masal ---
21 5 70 Sihirli Kutu Masal ---
22 5 72 Köroğlu Masal Mehmet
Cahit
23 5 79 Minik Tavşan ve Aslan Masal ---
24 6 1 Bir Tren Kazası Hikâye ---
25 6 74 Ormandaki Kale Hikâye ---
26 6 90 Esir Sultan Masal ---
27 6 93 Karlı Bir Ormanda Bir Av Hikâyesi Hikâye ---
28 7 1 Karanlık Bir Ormanda Kurt
Hapsinden Nasıl Kurtulduk Hikâye
---
29 1 100 Sihirli Yulaf Tarlası Masal ---
30 7 108 Kırk Dev Kesen Şehzade Masal H.
Hikmet
31 8 1
Öldüren Ölü Hikâye Abdullah Ziya
32 8 18 Aslanla Dost Olan Esir Hikâye Beyazıt
İlk Erken Mektebi Müdürü Nurullah
33 8 122 Selma’nın Yastığı Hikâye E. Ekrem
34 8 123 Sarı Cüce Masal ---
35 9 1 Ali’nin Bayramı Hikâye ---
36 9 134 Cadının Arabası Masal ---
37 9 35 Ayı Gölde Nasıl Balık Avladı Masal ---
38 9 39 Padişah Bahçesindeki Altın Kuş Masal ---
39 10 141 Boş Evin Esrarı Hikâye ---
40 10 150 Üç Küçük Kuzu Evlerini Nasıl
Buldular Masal
---
41 11 163 Sevimli Kuş Masal ---
43 11 172 İstiklâl Harbi Piyes ---
44 12 177 Molla İle Nasıl Eğlendik Hikâye Orhan
45 12 190 Altın Dağın Padişahı Masal ---
46 12 181 Jan Dark Vatanı İçin Diri Diri
Yanarak Feda Olmuştur Hikâye ---
47 13 194 Vahşi Hayvanları Nasıl Avladık Hikâye ---
48 13 202 Sıhhat Perisinin Ziyafeti Masal ---
49 13 203 Talih Kutusu Hikâye ---
Sevimli Mecmua dergisi 13 sayı olarak yayımlanmıştır. Bu dergideki tahkiyeli türlere baktığımızda yine masal ve hikâye ağırlıktadır. Bu dergide rastladığımız 43 tahkiyeli metnin 19’ü hikâye ve 3’ü menkıbe, 19’u masal ve 2’si piyestir. Bu türlerin yüzdelik dağılımı aşağıdaki gibidir:
Tablo – 6.2. Sevimli Mecmua Dergisindeki Tahkiyeli Metinlerinin Türlere Göre Dağılımı
Masal Hikâye Menkıbe Piyes
Sevimli Mecmua %44,2 %44,2 %6,9 %4,6
Sevimli Mecmua dergisindeki değerler aşağıda gösterilmiştir: 4.8.1. Kişilik Modeli
Tablo – 6.3. Sevimli Mecmua Dergisindeki Kişilik Modelini İşleyen Tahkiyeli Metinler
Metin Adı Kişilik Modeli
Şevket, Deniz Ortasında Yanan Bir
Motoru, Kadınları Nasıl Kurtarmıştı Cesur ve iyiliksever bir genç
Kızıl Şeytan (Köroğlu) bahadır bir Türk genci, yiğit ve
korkusuz bir delikanlı
Haidi (Heydi) Yardımsever, sevgi dolu, çevresine karşı
hoşgörülü, doğayı ve hayvanları çok seven bir çocuk
Köroğlu Cesur, kahraman, yiğit bir Türk genci
Jan Dark Vatanı İçin Diri Diri Yanarak Feda Olmuştur
Milli duygusu kuvvetli, vatanı için canını veren, çevresi tarafından sevilen ve takdir gören, cesur bir genç kız
Öldüren Ölü Cesur, kahraman Türk bahadırı
Nehir Başında Geçirdiğimiz Yılan Tehlikesi,
Karlı Bir Ormanda Bir Av Hikâyesi
Cesur, kendilerinden güçlü hayvanlarla baş edebilen insanlar
Sevimli Mecmua’da kişilik modeliyle ilgili beş metne rastlanmıştır. Bunlardan Kızıl Şeytan ve Köroğlu adlı metinlerde olumlu kişilik modeli Köroğlu’dur. Cesareti ile dikkat çeken Şevket ve tercüme eserlerden Haidi, Jan Dark’tır diğer kişilik modelleridir. Bu bölüm için kişilik modeli tablosu aşağıda gösterilmiştir. Bu tabloya göre kişilik modellerinde en çok üzerinde durulan değer 6 kez tekrar etmesiyle cesur olmaktır. Bu değerin dışında yardımseverlik 2, vatan ve millet sevgisi 1 kez yer almıştır.
Tablo – 6.4. Sevimli Mecmua Dergisindeki Kişilik Modelinin Tekrar Etme Sıklığı KİŞİLİK MODELİ 1 2 3 4 5 6 Cesur Olmak Vatan ve Millet Sevgisi Yardım- severlik ___ ___ ___ 6 1 2
Yukarıdaki metinleri sıra ile şöyle ele alabiliriz:
Şevket, Deniz Ortasında Yanan Bir Motoru, Kadınları Nasıl Kurtarmıştı adlı metinde kahramanımız Şevket bir gün denizde balık avlarken deniz ortasında bir motorun alev aldığını görür. Hemen oraya ulaşmak için denize atılır. Motora çıkar. Burada çay ocağının devrilmesinden dolayı yangın çıkmış ve bu yangın motorun her yerini sarmıştır. Şevket ellerinin yanmasına aldırmadan yanan motoru kıyıya yaklaştırır. Daha sonra fenerle işaret ederek yardım ister. Onun işaretine cevap veren birkaç yardımsever insanın sayesinde şehre dönerler. Bu arada Şevket büyük bir cesaret örneği göstermiş olur. Bir kıyıda kaldıkları halde ümidini yitirmez ve yardımseverlikte sınır tanımaz. Ona yapılan teşekkürlere gayet mütevazı bir cevapla kim olsa öyle yapardı, der.
Kızıl Şeytan adlı masalda önce küçümsenen sonra padişahın kızını almak için gösterdiği hünerle bir kahraman ilan edilen Köroğlu, başarısına rağmen
padişahın kızını alamaz. Ondan mutluluk ve huzur taşı olan güneş taşını da getirmesi istenir. O cesur ve korkusuz bir Türk bahadırıdır. Uzak memleketlere o taşı aramaya gider hem kahramanlığı hem de daha önce yapmış olduğu iyilikler sayesinde o taşı padişaha getirir ve padişahın kızıyla mutlu bir hayat sürer.
Haidi (Heydi) anne ve babasını küçük yaşlarda kaybetmiş ve teyzesi tarafından bakımı üstlenilmiştir. Ama bir müddet sonra teyzesi ona bakamaz ve bir dağ köyünde yaşayan büyükbabasının yanına getirilir. Burada çok mutlu olur. Doğayı ve hayvanları çok sever. Keçi çobanı Peter ile arkadaş olur. Burada dedesiyle ve doğayla iç içe mutlu bir hayat sürer. Bu hikâye Sevimli Mecmua’nın Romanı adıyla 12 sayıda tefrika edilmiş fakat 12. sayıda devam edeceği yazılsa da 13. sayıda tefrikasına rastlanmamıştır.
Yiğit bir Türk kahramanı olan Köroğlu bir dostunun girmiş olduğu bir savaşta ona yardım etmek için Hindistan’a doğru yol alır. Burada bir sebeple vahşilerin eline düşer. Onun elini, ayağını bağlarlar bir kulübeye hapsederler. Biraz sonra yanına bir yılan süzülerek yaklaşır. Köroğlu bir hışımla zincirleri kırar ve yılanı kılıcı ile öldürür. Bu gürültüyü duyan vahşiler onu oradan alıp bir alana atarlar ve üzerine kocaman bir aslanı salarlar. Köroğlu daha önce yılanı öldürürken kullandığı kılıcı kullanarak yılanın zehriyle aslanı da öldürür. Aslan o bölge için kutsal sayılır. Bu sebeple vahşiler onu yakmak için mabetlerine götürmek isterler. Köroğlu aklı, cesareti ve kuvvetiyle yine onlardan kurtulur ve memleketine doğru yol alır.
Jan Dark Vatanı İçin Diri Diri Yanarak Feda Olmuştur adlı metinde Fransa ile İngiltere arasında yaşanan yüzyıl savaşlarında Fransa’nın hürriyeti için mücadele eden bir genç kızın hikâyesi anlatılır. Jan Dark küçük yaşlardan beri kendi yaşıtlarından farklı olarak ülke işlerine ilgi on yedi yaşına gelince artık aktif olarak savaşa katılır. Faransa’da milliyetçilik hareketlerinin başlamasında etkin olur. Ama onun bu hareketi devlet adamları tarafından kabul görmez. Çünkü devlet başkanı bile İngilizlerin safına geçmiş ve ülkesine hıyanet ederek İngilizler adına çalışarak Fransa’da yeni yeni başlayan milliyetçilik hareketine karşı çıkar. Bütün bunlar
olurken Jan Dark etrafına topladığı askerlerle başlattığı küçük hareketi büyütür. İngiliz yanlılarına muhalif bir grup oluşturur. Önce çok başarılı mücadele vermesine rağmen Jan Dark dükün adamlarınca tutuklanır ve suçsuz yere vatan haini ilan edilip diri diri yakılır. Metinden alınan şu cümlelerler Fransa için Jan Dark’ın ne ifade ettiğini anlatır:
“Jan Dark bütün yaptığı fedakârlıklara rağmen kendini yakanlara karşı odun yığınları üzerinde bile imanı sarsılmamış, ölürken yine vatan için değil mi, diyor ve yaşasın Fransa diye bağırıyordu.
İşte bu kahraman köylü kızı 30 Mayıs 1431’de henüz on dokuz yaşında iken Ruen’de vatanı uğruna diri diri yandı. Fransızlar Jan dark’ı 1909’da azizler sırasına geçirmişler 1920 senesinde de mayısın ikinci Pazar gününü Jan Dark Bayramı günü ilan etmişler. Jan Dark vatanına hakikaten pek büyük bir hizmet etmişti.”
Nehir Başında Geçirdiğimiz Yılan Tehlikesi ve Karlı Bir Ormanda Bir Av Hikâyesi adlı metinler o dönem dergilerinde çok fazla rastladığımız av ve vahşi hayvanları öldürme hikâyelerindendir. Bu iki hikâyedeki kahramanlarımız tehlikeli hayvanları cesaretleriyle ve tecrübeleriyle öldürürler. Bu yönüyle bu iki metin kahramanlarının gösterdiği cesaret örnekleri, o dönem çocukları için iyi birer model oluşturur.
4.8.2. Millî Değerler
Tablo – 6.5. Sevimli Mecmua Dergisindeki Millî Değerleri İşleyen
Tahkiyeli Metinler
Metin Adı Millî Değerler
İstiklâl Harbi Vatan sevgisi
Millî değerlerle ilgili olarak bu dergide bir metne rastlanılmıştır. Bu metinde vatan sevgisi işlenmiştir. Bu bölümün değer tablosu aşağıdaki gibidir:
Tablo – 6.6. Sevimli Mecmua Dergisindeki Millî Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı MİLLÎ DEĞERLER 1 2 3 4 5 6 Vatan Sevgisi ___ ___ ___ ___ ___ 1
İstiklâl Harbi dört perdelik bir piyestir. 11. ve 13. sayılarda tefrika edilmiştir. Burada üç kardeş dayılarının düğününe gitme telaşındadır ama ülkede durum hiç de iyi değildir. Savaş başlamıştır ve İngilizler İstanbul’u işgal etmiştir. Bu piyes savaş anını ve insanların düşüncelerini ortaya koyar. Halifenin askerleri İngilizleri destekler durumdadır. Millî hareketlere karşı çıkılmaktadır. Bu piyesin kahramanları da millî fikirleri yüksek olan kişilerdir. Bu piyesteki bir mektup o devrin anlayışını da ortaya koyar. Bu sebeple mektubu buraya alıyoruz:
Aziz çocuklar,
Vatanı düşmana satmak için halifenin hazırladığı hilafet ordusu İzmit’te Çerkez’lerin yardımıyla çok muvaffak oldu. Vatanı kurtarmak için çalışan milliyetçilerin pek çoğu öldü. Ben de ağır surette yaralandım. Memleketin bütün felaketlerine karşı canla başla hizmet eden bir köylü beni kurtardı. Şimdi onun evinde yatıyorum. Bu temiz kalpli adamların arsında huzur ve sükûn duyuyorum. Bana öz oğulları gibi bakıyorlar. Üçünüz de süratle buraya geliniz. Kaybedecek bir dakikanız yoktur. Belki siz gelinceye kadar ruhumu Allah’a teslim edeceğim. Eğer siz gelinceye kadar ölürsem müsterih olunuz. Benim için ağlamayınız, her halde milliyetçiler bir gün galip gelecek. Onların duası, halkın duası, Hakk’ın duasıdır. Saltanatı, hırs için Türkleri Türlerle kırdıran vatanı düşmana satan halifenin cezasını hem Allah, hem de insanlar verecektir. Mektubumu alır almaz, geliniz. Köylü sizi buraya getirecek, belki gözlerimi kapamadan bir defa gözlerinizi öpebilirim.
4.8.3. Ahlaki Değerler
Tablo – 6.7. Sevimli Mecmua Dergisindeki Ahlaki Değerleri İşleyen Tahkiyeli Metinler
Metin Adı Ahlaki Değerler
Sokaktaki Küçük Serseriler Nasıl Yaşar Hiç Düşündünüz mü
Doğruluk- dürüstlük, yardımseverlik Düşmanınızı Yılan Soksa Kurtarır
mısınız
Yardımseverlik ve merhametli olmak Kedi ile Değirmencinin Çırağı Sabırlı, umutlu ve azimli olmak
Hocanın Karikatürünü Yapan Kız Affedici olmak, büyüklere karşı saygılı olmak
Habil ile Kabil Muhteris olmamak
Kurbağadan Arkadaş Doğruluk dürüstlük
Hazret-i Nuh’un Hikâyesi Hak yolundan, doğru yoldan şaşmamak
Çalınmış İnci Yardımsever ve merhametli olmak
Sülün Sultan Görünüşe aldanmamak ve ön yargılı olmamak
Hazret-i İbrahim’in Hikâyesi Affedici olmak, doğru olanı yapmak
Çilli Kız Hoşgörülü olmak
Minik Tavşan ve Aslan Doğruluk-dürüstlük ve merhametli olmak
Bir Tren Kazası Görünüşe aldanmamak ve ön yargılı olmamak
Ormandaki Kale Büyüklerin sözünü dinlemek
Esir Sultan Sabırlı ve umutlu olmak
Karanlık Bir Ormanda Kurt Hapsinden Nasıl Kurtulduk
Dikkatli ve tedbirli olmak Kırk Dev Kesen Şehzade Doğruluk ve dürüstlük
Selma’nın Yastığı Büyüklerin sözünü dinlemek
Sarı Cüce Sabırlı ve umutlu olmak
Ali’nin Bayramı Yardımsever ve merhametli olmak
Ayı Gölde Nasıl Balık Avladı Her söze inanmamak, akıllı olmak Padişah Bahçesindeki Altın Kuş Büyüklerin sözünü dinlemek
Boş Evin Esrarı Doğruluk – Dürüstlük
Üç Küçük Kuzu Evlerini Nasıl Buldular Akılı olmak
Ahiretten Gelen Adam Doğruluk ve dürüstlük
Molla İle Nasıl Eğlendik Dikkatli ve tedbirli olmak
Altın Dağın Padişahı Doğruluk ve dürüstlük
Talih Kutusu Yardımseverlik ve merhametli olmak
Köse Kâhya’nın İstanbul Gezmesi Sağlıklı ve sıhhatli olmak, temizliğe dikkat etmek, iyi beslenmek,
Çocukların Yaptığı Ev Çocuklar gayretle terbiye etmek ve sağlıklı nesiller yetiştirmek
Kâhya ve Küçük Sebzeci Sağlıklı nesiller için sağlıklı beslenme
Sihirli Yulaf Tarlası Bilgiyle cehaletin önüne geçerek sağlıklı nesiller yetiştirmek
zamanında uyumalarını sağlamak
Sevimli Kuş Çocukların sağlığı için temizliği ihmal
etmemek ve sağlıklı bir nesil için talim ve terbiye konusunda sabırlı olmak
Sıhhat Perisinin Ziyafeti Muhteris olmamak
Sevimli Mecmua’da en fazla üzerinde durulan değerler ahlaki değerlerdir.
Tablo – 6.8. Sevimli Mecmua Dergisindeki Ahlaki Değerlerin Tekrar Etme Sıklığı AHLAKİ DEĞERLER 1 2 3 4 5 6 Doğruluk ve dürüstlük Yardım- severlik ve merhamet Dayanık- lılık Affedici olmak Büyüklere Karşı Saygılı olmak Muhteris olmamak 9 6 3 2 3 2 7 8 9 10 11 12 Önyargılı olmamak Affedici olmak Akıllı olmak Dikkatli ve Tedbirli olmak Sağlıklı olmak ___ 2 1 2 1 6
Yukarıdaki metinler şöyle derlendirilmiştir:
Sokaktaki Küçük Serseriler Nasıl Yaşar Hiç Düşündünüz mü adlı metinde yardımseverlik ve merhamet değerleri şu hikâye ile verilmiştir: Anne ve babasını küçük yaşlarda kaybetmiş olan Osman hayatını sokakta kalarak ve hırsızlık yaparak devam ettirir. Ama o bu halinden memnundur. Çünkü ne olursa olsun özgürdür. O süslü ve temiz giyimli çocukları görünce bile kıskanmaz onların kendi gibi özgür olmadığını görünce haline şükreder. Bir gün sokaktan geçen bir ressamın meyveleri yere dökülür ve Osman onları toplayarak ressama verir. Ressam meyvelerden ona da ikram ederse de o sıcak bir odada bunları yemek istediğini söyler. Ressam Osman’ı evine davet eder. Osman meyvelerden yerken ressam da bu vaziyet karşısında onu model olarak resim yapmaya başlar. Osman buna karşı çıksa da sonra bundan memnun olur. Zamanla modelliği iş haline getirerek para kazanır namuslu bir hayat yaşamaya başlar. Bir gün gelir kendi de ressam olur. Osman
hırsızlıkla hayatını idame ettirmek durumunda olanları savunarak onlara yardım elini uzatmayanları eleştirir. Şu cümleler onun fikirlerini ortaya koyar: “Ressam olduktan, karnı doyduktan sonra küçük serseri arkadaşlarını gördükçe içi sızlardı. İşte, derdi babaların, hocaların yaptığı doğruluk budur. Size çalmayın derler fakat karnınız açken gelip size doğru yolun nerde olduğunu, paranın nasıl çalınacağını öğretmezler… Siz onlara bakmayın, çalın yavrularım, çalın derdi.”
Yardımsever olmak ve merhamete muhtaçlara yardım etmek kavramını işleyen başka bir metin de Ali’nin Bayramı adlı hikâyedir. Ali bir bayram sabahı cami avlusunda dilencilik yapar. Onu gören Fikret yanına yaklaşır ve biraz konuşurlar. Ali aslen Rumelilidir. Muhacir olduğu için evlerini bağlarını orada bırakıp İstanbul’a gelmişlerdir. Anne ve bası hastalıktan o daha çok küçükken ölmüştür. O bir müddet komşularının yanında kalsa da sonra oradan kaçmış ve sokaklara sığınmıştır. Ali kendi hikâyesini Fikret’e böyle nakledince Fikret çok etkilenir ve Ali’nin hikâyesini babasına anlatır. Babası da bu durumda ancak onlar için kurulan “Himaye-yi Etfal Cemiyeti” ne yardım edilirse Ali’nin mutlu olacağını söyleyerek o dönem henüz yeni kurulan cemiyet için de yardım istediğinde bulunmuş olur.
Düşmanınızı Yılan Soksa Kurtarır mısınız adlı metinde yardımseverliliği ve merhametli olmayı vurgular. Yörük Ali adında bir kahraman önce canına ve malına kasteden bir çocuğa sonra zor durumda kalınca yardım eder. Çocuk aslında dağlarda eşkıyalık yapar. Yörük Ali’yi öldürmek ve parasını almak ister. Yörük Ali cesur bir genç olduğu için buna izin vermez. Eşkıyalık yapan çocuğa o sırada büyük bir yılan saldırır. Bu yılan onu öldürmek üzeridir. Ali bu durumda yapılması gerekli şeyi yapar ve çocuğu yılanın öldürmesine izin vermez. Çocuk Ali’nin bu davranışıyla doğru yolu bulur. Bundan ders alır ve bir daha eşkıyalık yapmaz. Yörük Ali çocuğun hem canını hem de namusunu kurtarmış olur. Bu metinde hem haksız kazanç sağlamanın olumsuzluğu hem de zor durumda düşmanımız bile olsa yardım etmek gerektiği üzerinde durulur. Ayrıca bir çocuğunda eşkıyalık yapması okuyucu kitlesi çocuk olan bir dergi için kabul edilemez bir durumdur.
Kedi ile Değirmencinin Çırağı adlı masalda sabretmenin ve tahammül etmenin sonucu üzerinde durulur. Masalın kahramanı Şükrü sürekli küçümsenen, kendisine hiç fırsat verilmeyen bir ortamda kendinden beklenilemeyen bir başarı gösterir. O bu sonuca sabırla ulaşmıştır. Şükrü bir değirmencinin üç çırağından en küçüğü ve en beceriksizidir. Değirmenci artık işten çekileceğini bu değirmeni de ona en iyi atı getirene vereceğini söyler. İlk iki çırak biri kör, diğeri topal iki at getirebilirler. Şükrü ise yıllarca emekle yanında çalıştığı kedi görünümündeki prensesten mükâfat olarak en güzel atı alır. Değirmenciye getirir. Sonunda azminin sonunda hem değirmene hem de güzel bir prensese sahip olur.
Hocanın Karikatürünü Yapan Kız adlı hikâye de çok yaramaz ve haşarı bir çocuk olan Celile her zaman olduğu gibi yine hocasını kızdıracak bir hareket yapar. Hocasının karikatürünü çizer. O anda çıkan bir rüzgâr bunu hocasının göreceği bir yere uçurur. Hocaları zaten o sınıfla çok iyi geçinemez. Celile’nin bu son hareketine yine kızar ama hemen bir ceza düşünmez. Celile bir gün hocasının odasına girer ve o karikatürü almak ister. Hocasının odasına gelmek üzere olduğunu anlayınca kaçmaya çalışır. Ama terliğinin teki orada kalır. Bu onun odaya gizlice girdiğine bir delildir. Hocası bu sefer hoşgörüyle ona bir ders verir. Terliği ile karikatürü bir zarfla ona gönderir. Celile hocasına yaptığı bu davranıştan fazlasıyla pişman olur ve bir daha onu üzecek bir hareket yapmamak üzere yemin eder. Bu olayın sonunda Celile hocaya saygı, yaptıklarından ders alma, gibi değerleri öğrenirken hocasının gösterdiği affedicilik ve hoşgörü onunda öğrencisini kazanmasını sağlar.
Habil ile Kabil menkıbesinde şunlar anlatılmaktadır: Bir kıskançlık üzerine kardeşini öldüren ve bir daha vicdan azabından kurtulamayan Kabil ömrünün sonuna kadar mutsuz olur. Âdem ile Havva’nın oğulları olan bu çocuklardan Kabil kötü kalpli ve kıskanç, Habil ise iyi bir çocuktur. Her ikisi de Allah’a adaklarını yerine getirmek için bir dağa çıkarlar. Dönüşte Kabil zaten önceden beri kendi sevdiği kız kardeşini alan Habil’e kin duymaktadır. Allah’ın cezalandırmayacağını düşünerek kardeşini öldürür. Ama bu cinayet ona ölünceye kadar vicdan azabı çektirir.
Bu menkıbe kıskançlığın, kötü kalpliliğin ve hırsın insanın başına açtığı dertleri anlatan güzel bir örnek sayılabilir.
Verilen sözü yerine getirmenin önemi üzerinde duran Kurbağadan Arkadaş adlı masalda padişahın küçük kızı bir gün altın topuyla su kenarında oynarken topunu suya düşürür. Topu sudan çıkaran kurbağa topa karşılık padişah kızının kendisiyle arkadaş olması ister. Kız kurbağayla arkadaş olmak için önce söz verirse de sonra pişman olur ve ondan kaçar. Lakin kurbağa her fırsatta onu bulur ve verdiği sözü yerine getirmesi gerektiğini söyler. Kız nihayet pes eder onu odasına alır, hatta yatağında yatırır. Ama bu durumdan hoşnut olmadığı için daha fazla dayanamayıp onu kaldırıp duvara çarpar. Kurbağa çok yakışıklı genç bir delikanlı olur. Zaten o da çirkin bir cüce tarafından bu hale sokulmuştur. Kız ona âşık olur ve birlikte bir ömür saadet içinde yaşarlar. Aynı mevzu üzerinde yazılan bir diğer metin de Kırk Dev Kesen Şehzade’dir. Bu masalda ise verdiği sözü yerine getiren bir genç mükâfatını da alır. Babasına verdiği sözü yerine getiren oğlu dürüstlüğü neticesinde mutlu bir hayat yaşamayı hak eder. Verilen sözü yerine getirmekle ilgili başka bir masal da Altın Dağın Padişahı’dır. Burada verdiği sözü yerine getirmeyen bir şehzade türlü sıkıntılara girer. Hatta karısı bile onu terk eder. Verdiği