MAHMUT CÜDA
KESİM SERGİSİ
Natürmort, 50x60 cm (Ihsan Fahri koleksiyonu)
GARANTİ BANKASI
SANAT GALERİSİ
Natürmort, 55x46 em (özel koleksiyon)
Cûda’nın resminin tabanını o resimle yakalamak, sanırım güç olmasa gerek. Görünüşte Aristotales estetiğine bağlı bir ressam Mahmut Cüda. Gerçekte ise doğayı aslına uygun sunma, yalnızca küçük bir ayrıntı onun için. Mahmut Cûda’yı çağdaş kılan onun resminin tabanıdır. Bu taban tümüyle düzlem ve uzay
geometrinin sentezine dayanır. Bir geometri tutkunudur o. Tüm resimlerinde önce tabanı bu geometriye dayanan ritmle kurar. Giderek, yüzey ve üç boyutlu bir geometrik sentezle oluşan bu tabanı, kendine özgü bir düzen içinde ölü doğaya peyzaj ve portreye dönüştürür ustaca.
Görülen nesneler salt bir araçtır. Görülenin altında yatan, resmin tabanını oluşturan kurgu ise amaç. Gerek renk, gerek rengin sardığı biçimlerin kurgusundaki
Mahmut Cüda ve Geometri Aşkı
Turgay Gönenç
Mahmut Cûda'nın resmini ilk kez, Nurullah Berk’in Modern Painting and Sculpture in Turkey kitabında, 1955 de görmüştüm. Siyah-beyaz baskılı eski bir Türk evi resmiydi bu. Yıllarca ilgimi çekti bu resim,
orijinalini görme tutkusu sardı içimi. Mahmut Cûda'nın 1980 de İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ndeki sergisini görünce o resim gerçek bir ipucu oldu. Mahmut
Oya, 55x46 cm (Suna Gönen Koleksiyonu)
ritm ’dir onu tamamlayan. Ama araç olarak seçtiği nesneleri büyük bir ustalık, titizlik ve duyarlıkla resmettiği için, sıradan izleyici için yanılgı
kaçınılmazdır. Trabzon Limanı, Marmara adası gibi peyzajlarıma dikkatle bakın Cûda’nın. O geometri aşkının, usta işi görünümlere dönüştüğüne, katı imajlı geometrinin şiirsel ezgisel bir ritme ulaştığına tanık olacaksınız. Çizgi arabeski ile renk arabeski içiçedir onda. Kanımca en çok titizlik gösterdiği noktalardan biridir bu. Bir kumaşın kıvrımlarının rastgele değil, geometrinin şiirsel bir düzenlemesi olduğunu görmeniz hiç de güç değil.
Bir “T-Cetveli” ile kurduğu yalın ve güçlü kompozisyon şeması, soyut resmin hedefine yönelir. Gerçekte ayrıntının ustası gibi görülen Mahmut Cüda, resmini
I
.
m t
Natürmort, 60x50 cm (Fazıl Seyhanlı koleksiyonu)
ayrıntıdan ustaca ayıklayan ressamların başında gelir. Onun resimlerindeki dinginlik, duygusal bir çalkantıyı gizler gibidir. Yoğun bir nostalji, çocukluğun evecen dünyası, sürekli bir sevda duyarlığı resimlerinin içerikleridir onun.
Geometri tutkusu düzenle tezcanlılığın, uçarılığın sonucudur derler. Sanırım bir gerçek payı var bunda. Ama buradaki uçarılık ve tezcanlılık gündelik
yaşamdaki karşılıklarını aşıyor, ona daha derin anlam boyutları yüklüyor.
Mahmut Cüda resmin tüm serüvenini izliyor.
Çağdaşlaşmayı görünüşten değil tabandan başlatıyor. Sanırım onun resimlerini de güncel kılan bu noktadır. O hep çocuksuluğun güleç yüzünü kullandı. Kişiliğinde ve resimlerinin içeriğinde ben sürekli o yüzü görüyorum.
9-30Mayıs 1986Açılış saatleri: pazar hariç ^ - I S 00
Halaskârgazi Cad.No:36 Harbiye-İstanbul tel:146 2041
Açıhs: 9 M ayıs1986saat:17°°
Mahmut Cüda
MAHMUT CÜDA, 1904’te Meğri’ (Fethiye) de doğdu. 1913-18 yıllarındaki Darüşşafaka eğitiminden sonra Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi’nde Hikmet Onat’ın öğrencisi olarak resme başladı. 5 yıllık Akademi öğrenimini Çallı atölyesinde tamamladıktan sonra 1923’te kendi olanakları ile Münih’e gitti. Burada Hans Hoffmann atölyesinde 1,5 yıl çalıştı ve İstanbul’a döndü. 1924’te devlet sınavını kazanarak Paris’e gitti, Güzel Sanatlar Akademisi’nde Prof. Lucien Simon ile dört yıl çalıştıktan sonra Güzel Sanatlar Akademisi’nde Namık İsmail yanında meslek yaşamına atıldı. Toplumda sanat beğenisinin ve anlayışının yerleştirilmesi ve sanatçının sosyal yaşamının gerektirdiği güvencenin sağlanması amacıyla 1928’de Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kurulmasına katıldı. Ancak Akademi eğitim yöntemleri ile bu birliğin amaçları arasındaki derin ayrılıklar yüzünden Akademideki görevinden ayrılmaya karar verdi. Bursa Kız öğretmen Okulu’nda, ardından Kırklareli Ortaokulu’nda resim hocalığı yaptıktan sonra 1935’te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü’nde, 1969’da emekli olana dek kartograf olarak çalışmaya başladı. Resim çalışmalarının yanısıra heykel çalışmalarını da sürdürerek Müstakillerin sergilerine düzenli olarak katıldı. Müstakiller Grubu’nun etkinliklerinin zayıflaması üzerine 1942’de Türk Ressamlar ve Heykeltraşlar Cemiyeti’nin kurulmasını sağladı. Halk Partisi kültür girişimleri çerçevesinde Trabzon’a, Bitlis’e ve Edirne’ye giderek bu kentlerden peyzajlar yaptı. Kapanan Türk Ressamlar ve Heykeltraşlar Cemiyeti yerine 1950’de Türk Ressamlar Birliği’ni kurarak yurdun çeşitli kentlerinde sergiler düzenledi. 1952’de bundan böyle hiçbir sanat olayına katılmama kararı alan Mahmut Cüda 1973’de “ Kılavuzun Böylesi” ve “ Bir Bardak Yağmur Suyu Içiverin Gitsin” adlı kitaplarını yayınladı. 1976’da Akademi salonlarında adına bir retrospektif sergi düzenlenen Mahmut Cüda ilk kişisel sergisini 1978’de İstanbul’da açtı. Bunu 1980’deki İzmir ve Ankara sergileri izledi...
Selimiye Camii, 54x65 cm (Nevhiz Pak koleksiyonu)
Natürmort, 38x50 cm (Fazıl Seyhanlı koleksiyonu)
Aya Reklam Hizmetleri A Ş. tarafından hazırlanmıştır. İstanbul 163 55 29
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi