• Sonuç bulunamadı

Edebiyatımızın büyük adı Reşat Nuri'ye ayıp ettiler:Bayan Çalıkuşunun kabusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edebiyatımızın büyük adı Reşat Nuri'ye ayıp ettiler:Bayan Çalıkuşunun kabusu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2

HABER

6 Eylül 1998

—X*T, t

EDEBİYATIMIZIN BÜYÜK ADI REŞAT NURİ'YE AYIP ETTİLER

Reşat Nuri Güntekin'in

Büyükada'da bir yarın

üstünde yer alan tarihi

köşkü kayma tehlikesiyle

karşı karşıya. Güntekin'in

eşi Hadiye Hanım

yetkililerden yardım

bekliyor.

Fotoğraflar: Ahmet Dumanlı

Heyelan tehlikesi

Binanın harap bir durumda olduğunu, dik bir yar üzerinde yer aldığım ve dalgaların rıhtımın altım oyması nede­ niyle evin kaydığım belirten Hadiye Hanım, "Dalgalar çok güçlü olduğu i- çin rıhtımdan sürekli parçalar koparı­ yor. Bu nedenle köşk yavaş yavaş ka­ yıyor," diyor. Bayan Güntekin rıhtımın olduğu yere kayaların konulması ge­ rektiğini söylüyor ve şöyle devam edi­ yor:

"Geçen yıl eylül ayında belediyenin mimarları geldiler ve burayı gördüler. Binada ciddi bir kayma olduğunu, ön­ lem alınmasının gerekli olduğunu söy­ lediler. Önce ilgi gösterdiler, vinçli çek­ me teknelerinin olduğunu, kaya getire­ bileceklerini söylediler ve bunu vaat et­ tiler. Reşat Nuri'nin adada olmasından

her zaman iftiharla bahsederler, resmi misafirlerini buraya getirirler, resim çektirirler. En nihayet kızak gemisinin tamirde olduğunu, sonra da bu iş için paralarının olmadığım, bu işi yapama­ yacaklarım söylediler. Benim para ver­ memi istediler. Ben de kendilerine, 'Be­ nim param yok biliyorsunuz, fikir ve sanat insanları, iftihar edilecek güzel bir isim bırakır, ama başka bir şey bı­ rakmazlar. Bizim aile bütçemiz böyle rakamları karşılayabilecek güçte değil,' dedim. Ama anlaşıldı ki belediyenin de imkanı pek yok. Herhalde imkan ol­ saydı yaparlardı."

Köşkün 1937'de alındığını, ilk sahibi­ nin bir Fransız şarap tüccarı olduğunu

anlatan Bayan Güntekin, "O zaman bu adada Aya Nikola adı verilen bir körfez ve bir Rum köyü varmış. Tüccar bura­ da hem oturmuş, hem de şarap deposu olarak kullanmış. Önündeki rıhtımdan şarap fıçılarını gemilerle gönderirler­ miş. Reşat Nuri burayı çok severdi. Bu­ rada kayısının ağacının altında gökyü­ zünü seyreder, bana dönerek 'Allah'ın örtüsünün altındayım' derdi. Reşat Nuri bu evde Miskinler Tekkesi, Ateş Gecesi, Kavak Yelleri, Değirmen, Eski Hastalık adlı romanlarım kaleme aldı," diye sözlerini sürdürüyor.

A ğlayan rahibe

Hadiye Güntekin rıhtımdaki kayarım

çok önemli olduğunu, köşkün yanı sı­ ra o kayanın da tehlikede olduğunu belirterek, bize öyküyü anlatıyor:

"Bizans döneminde o kayaya 'A ğ ­ layan rahibe' diyorlarmış. Rahibe bü­ yük bir felakete uğramış ve işte ora­ da ağlayıp dua ederken taş kesilmiş. Tabii bu bir efsane. İşte bu kaya bile güçlü dalgalar tarafınd an oyuldu. Boynu inceldi, yazık o koparsa bir ef­ sane ziyan olacak. G ebze'de bulunan granit kayalar g etirilebilirse burası kurtulur. Kültür Bakanlığı'nm b u gi­ bi konularla ilgilendiğini okuyorum. Bir de fay hattı buradan geçiyor. En küçük bir sarsıntıda en tehlikeli yer burası..."

Bayan çalıkuşunun

V I I M A T o m i -zi e «T r m / A s ı m l s *•/-**■*'* O n a y YILMAZ

T

ürk edebiyatına "Çalıkuşu" gibi nice unutulmaz eserler kazandıran ünlü romancıla­ rımızdan Reşat Nuri Günte­ kin'in Büyükada'daki tarihi

köşkü heyelan tehlikesiyle karşı karşı­ ya... Ünlü romancmın birçok eserini

kaleme aldığı köşk, şimdilerde Kültür Bakanlığı ve Adalar Belediyesi'nin yardım elini uzatmasını bekliyor.

Büyükada'daki yazlık ev, zaman i- çinde ufak tefek tamirat görmüş ol­ makla birlikte, ünlü yazarın zamanın­ daki bütünlüğünü aynen 'korumuş. Yazarm anadili gibi Fransızca bilen, günümüzde örneklerine az rastlanan türde aydm, eski bir İstanbul hanıme­ fendisi olan eşi Hadiye Hanım, kızı E- la ve torunu Üzüm, yazlan yaşadıkları bu evde, Reşat Nuri Güntekin'in anısı­ nı büyük bir titizlikle cardı tutuyorlar. Eşyalar ve yerleri değiştirilmemiş,

Güntekin'in denizi seyrederek roman­ larını yazdığı, bahçedeki kayısı ağacı­ nın altındaki masa bile aynen korun­ muş. Bu masada çay saatinde İstan­ bul'dan gelen misafirlerini kabul eden Hadiye Hanım, "Eşimin yazı yazarken oturduğu tahta bank bile birkaç yıl ön­ cesine kadar yerinde duruyordu ve kullanıyorduk. Artık eskilikten çatır­ damaya başlayınca mecburen kaldır­ dık. Üzerine oturulamasa da bahçede yakınımıza bir köşeye koyduk. Orada yaşamını sürdürüyor," diyor.

Hadiye Güntekin bize, ünlü edebi­ yatçının oturduğu köşkün salonunu gösteriyor ve yazarm bahçede kendi diktirdiği esin kaynağı kayısı ağacının altında köşkün şimdiki durumunu an­ latıyor. Binayla birlikte bir Bizans efsa­ nesi olan ve bahçede bulunan "Ağla­ yan Rahibe" adlı kayarım da dalgalar tarafmdan boynunun inceldiğini ve kopma tehlikesiyle karşı karşıya bu­ lunduğunu söylüyor.

kabusu

Taha Toros Arşivi

3 O O 6 *

Referanslar

Benzer Belgeler

Tıpkı immünoterapi yaklaşımının diğer ana tedavi yöntemini oluşturan kontrol noktası önleyiciler gibi CAR-T de daha önce kesin olarak ölümcül olan kanser

Kiminin kıyısından geçtiğimiz, kimini kuşbakışı gördüğümüz koylar öylesine tahrik ediciydi ki, bu adayı daha önce neden tanımadığıma, bu şıkır şıkır

Böylece, bu yerler, daha da mâna kazanacağı gibi, ya­ pılacak onarımlarla da ilerideki nesil­ lere daha sağlam bir şekilde emanet edileceklerdir.. Bu tip

PEK ÇOK YÖNÜ BÎLİNMİYOR-FahrelnissaZeid’i, hakkında yazılan kitaplara, açı­ lan sergilerine ve isminin sık sık gündeme gelmesine rağmen modem Türk resminin

Birinci Cihan Harbinden son­ ra Fahri Kopuz, Reşat Erer, Ke­ mimi Haşim, Âmâ Nâzım, Ney­ zen İhsan Aziz, Tanburi Ahmet Neşet, Hanende Sıtkı, Hanende Arap

Kâm il Paşa hak­ kında şahsan bir hürmet hissi bes­ lemem, Hürriyet ve itilâ f hakkında hislerime ölçü tutulamaz.. Kâm il Pa şayi istibdat devrinde Izmirde

Gazetemize yazdığı «Yurddan Y a ­ llar» serisile bütün memleketin dikkatini ıir daha üzerine çeken güzide edib İsma­ il Habib, tetkik seyahatlerine bir

Bundan sonra Ofluoğlu’nu oyunculuğunun yanında tiyatro adamı ve tiyatro kurucusu olarak da görüyoruz: 1958‘de İstanbul Oda Tiyatrosunu 1966’da da Mücap