• Sonuç bulunamadı

Türk müziği:kaybettiğimiz değerler:Fahri Kopuz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk müziği:kaybettiğimiz değerler:Fahri Kopuz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E

* * H a z ı r l a y a n H i l m i R İ T

Kaybettiğimiz D eğerler

FAHRİ

KOPUZ

F

AHRİ hocayı da kaybettik. Kendisinden 4 ay kadar ders aldığım sanat hayatımın ilk ve son hocası. Rahle-i tedrisinden geçmiyen hemen hemen yok gibidir. Musikimize sayılamıya- cak kadar büyük hizmeti geçen, yüksek öğretme kaabiliyeti ile sayısız talebe yetiştiren, hoca, bes­ tekâr ve udi Fahri Kopuz’un hiç şüphesiz yeri asla dolmayacaktır, insanlık tarafı ise tek kelime ile eşsizdi, i gün önce vefat eden ve Ankara’da toprağa verilen, muhterem hocam F-'^ri Kopuz’u hürmet ve minnetle anıyorum

Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.

HAYAT HİKAYESİ

1882 senesinde İstanbul’da, doğ­ muştur. Gümrük memurlarından Kadri efendinin oğludur. 1938 yı­ lında Vefa lisesinden mezun ol­ duktan sonra Şûrayı Devlet Maz­ bata kaleminde memuriyete baş­ layan merhum altı ay kadar bu vazifede kalmış, Harbiye Neza­ reti Süvari dairesi kâtipliğini yap tığı sırada Birinci Cihan Harbi­ nin başlaması üzerine Çanakka­ le’de bulunan 5 inci Orduya ilti­ hakla harbin hitanıma kadar or­ duda bulunmuştur. Saz çalmaya sünnet düğününde kendisine he­ diye edilen bir el armoniki ile başlamıştır. Sonraları seslerin eksik olması dolayısiyle armonik kendisini tatmin etmediğinden babasının ud çalması üzerine kanuna heves etmiştir. Babası­ nın kanuna kiriş almaması üze­ rine udla meşgul olmaya başla­ mış ve ilk olarak «Kabak kanto­ sunu» çalmıştır. Sırasile Seyit Abdülkadir Töre. Kanunî Âma Nâzım Bey, Besteniğari Üsküdar­ lı Ziya Bey, Hacı Kirami Efendi, Zekâi dede zâde Hafız Ahmet Efendi, Kanunî Hacı Arif Bey merhumlardan musiki dersleri almış ve eserler geçmiştir. Bu arada Tanburi Cemil Beyden Lavta meşk etmek suretiyle kıy­ metli üstadı tanımış ve udu ile kendisine refakat etmiştir.

MUSÎKÎ-I OSMANÎ

CEMİYETİ

Meşrutiyetin ilânından sonra bir kaç hevesli arkadaşı ile «Mu- siki-i Osmani» namı ile bir ce­ miyet kurarak İsmail Hakkı Bey­ den musiki bilgisini arttırmaya devam etmiştir. Musiki nazariya­ tı, armoni ve prozodiyi Hüseyin Sadettin Arel ve Dr. Suphi Ezgi merhumlardan öğrenmiştir.

Birinci Cihan Harbinden son­ ra Fahri Kopuz, Reşat Erer, Ke­ mimi Haşim, Âmâ Nâzım, Ney­ zen İhsan Aziz, Tanburi Ahmet Neşet, Hanende Sıtkı, Hanende Arap Cemal ve Hanende Reşat beylerle birlikte «Darüttalim-i Musiki» heyetini kurdu. Bilâhare bu heyete Kemani Cevdet Çağla, Kanuni Naime Nâzım, Kanuni Ferit Alnar, Santuri Nebile Nâ­ zım, Santuri Zühtü Bardakoğlu, Safiye Ayla, Hâfız Memduh, Ce lâl Tokses ve Zeki Çağlarman da iltihak ettiler. Darüttalim-i Musi­ ki heyeti bâzı âzalarının muhte­ lif sebeplerle ayrılmaları üzerine 15 senelik faaliyetine kısa bir fasıla verdikten sonra Fahri Ko­ puz tarafından yeniden kurul­ muştur. Beş sene kadar faaliye­ tine devam eden heyet Fahri Ko­ puz’un 1939 yılında Ankara Rad­ yosunun intisabından sonra da­ ğılmıştır. Radyoya intisabından sonra kütüphaneye, binden ziya­ de eserin notasını bizzat yaz­ mak suretiyle kazandırmış, ayrı­ ca radyonun Türk musikisi ele­ manlarına nota dersleri de ver­ miştir. Bilâhare radyoda kur­ muş olduğu incesaz namı altın­ daki fasıl heyetinde Cevdet. Çağ­ la, , Osman Güvenir. Zühdü Bar dakoğlu ve Hayri Tiimer gibi de ğerli sanatkârlar vazife almışlar

dı.

HAYATINDA EN ÇOK

SEVDÎĞİ SEY

Ankara Radyosundaki vazife­ sinden ayrıldıktan sonra 'evinde musiki meraklılarına dersler ver­ meğe devam eden merhum Us tad Fahri - Kopuz’un bir cümlesi ile yazımızı bitirelim: «Hayatım­ da en çok sevdiğim ve en çok bildiğim şey musikidir.»

MÖZMİBfflE

Kadehin dudağımda, gelsen de gelmesen de Gölgen masamda, serhoş hâtıran bana yeter Kalbim şenindir artık, bilsen de bilmesen de * Bir uadeh, bir hâtıra, bir ömür böyle biter

Y u ta rd a k i ş a rk ın ın m ak am ıı. ve b e ste k â rın ı bilen on o k u y u cu ­ m uza A lâaddin Şensoy’un im zalı p lâ ğ ın ı hediye edeceğiz.

İk i h afta önce y a y ın la d ığ ım ız ş a rk ın ın m akam ı «rast», beste­ k â rı R üştü Ş ardağ idi. N esrin S ip ah i’nin on im zalı p lâ ğ ın ı kazanan o k u y u c u la rım ız : 1. E rdal F erik (F a tih ), 2. Nazm iye Erel (A d an a), 3. N urten Ş cn tü r (Şişli), 4. Neclâ K oray (İzm ir), 5. K âzım Ü nüvar (B eşiktaş), 6. R ıza A lynn (Ç o rlu ), 7. Ş eref N ur (E d re m it), 8. Mecdi G ülen (İzm it). 9. Ayla Ereş (B ursa). 10. M ahim ır Şen (B eyoğlu).

• Üstad Münir Nureddin Selçuk, mevsimin ilk konserini 19 Ocak Cuma akşamı 21.15’te Saray sinemasında veriyor. Konserin birinci kısmı Sabâ ve Bestenigâr makamlarından eserlere ayrıldı. Üstad, ikinci kısımda Yahya Kemal’den yeni bestelediği «Istinye» adlı eserini sunacak.'

• Bülent Oral, Yeniköy’de «Yeniçeri» restoranı hem işletiyor, hem de programlara katılıyor.

• Suat Sayın altı eserini ARYA plâk şirketipe okudu.

LEN Ş A R K ILA R

Hicaz şarkı

Beste: Fahri Kopuz

Bahar olsa çemenzar olsa âlem handedâr olsa Sen olmaksan hayalimde zemin ağlar sema ağlar Gönül mehcur kaldıkça huzur ümmid eder sanma Sen olmazsan hayalimde zemin ağlar sema ağlar.

Nihavent şarkı

Beste: Fahri Kopuz

Saçların hayatımın neşesiyle örgülü Gözlerinde gecomi aydınlatan mehtab var Kırmızı dudakların baharımın ilk gülü Gözlerinde gecemi aydınlatan mehtab var.

Hüzzam şarkı

Beste: Fahri Kopuz

Şad olurdum belki bu bahtı siyahım olmasa Halimi gûş eylemezdim serde âhım olmasa Görmüyorsun çevrine lâyık günahım olmasa Ben yaşamlıydım aceb lütfün penalum olmasa.

Şetarabarı şarkı

Beste: Fahri Kopuz

Kordon boyunun yosması diller çalan uğru Al çepkeni giymiş yürüyor bağlara doğru Yalvardım emellerle bıraktımda gururu Al cepkeni giymiş yürüyor bağlara doğru.

Uşşak şarkı

Beste: Fahri Kopuz

Kalmadı kudret efendim bende artık gayrete Kiniseyi Allah giriftar etmesih sen âfete Râzıyım bin çevre vüz bin türlü derdü mihnete Kimseyi Allah giriftar etmesin sen âfete.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kauçuk içerisindeki kükürt oranı (%30 gibi) fazla olursa elekt- rik yalıtkanı olarak kullanılan bir ürün elde edilir.. Kauçuk ağaçlarının ekonomik ömrü yaklaşık

İstanbul Türk - Alman Kültür Enstitüsü ve Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi işbirliği ile düzenlenen sergi, 4-27 Aralık tarihleri arasında -

(2) Özellikle lenfoproliferatif hastalıklar ve solid tümörler olmak üzere maligniteler, sistemik lupus eritematosus ve diğer bağ doku hastalıkları, Hepatit B, Hepatit C, sifiliz,

Buna göre Şâtıbî mubâhın, zarûrî, hâcî veya tahsînî bir asla hizmet etmesi durumun- da, cüz’î/tikel olarak farklı küllî/tümel olarak farklı bir mahiyet kazanacağını,

Cihanın da sırrı yok, Kalsaydı tirkeşimde bugün tek bir altın ok, En tatlı bir hayal için atmazdım ufkuma.. Dalsın yakında gözlerim artık son

[r]

İkincisi Faruk Nafiz vezni şiirde tek­ nik bir mesele olmaktan çıkarmak su­ retiyle, Cumhuriyet devri Türk edebi­ yatında çok mühim bir kültür ve edebi­ yat

Taha Toros, Atatürk’ün, aynı gezisinde, Adana’da Türkçe konuşmayan 20.000 yurt­ taşın bulunmasından çok etkilendiğini de yazı­ yor) Adana