• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM II. KADEME BRANŞ ÖĞRETMENLERİNİN, KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARINDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLKÖĞRETİM II. KADEME BRANŞ ÖĞRETMENLERİNİN, KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARINDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ"

Copied!
133
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM PROĞRAMLARI VE ÖĞRETİMİ BİLİM DALI (EĞİTİMİN SOSYAL VE TARİHİ TEMELLERİ )

İLKÖĞRETİM II. KADEME

BRANŞ ÖĞRETMENLERİNİN, KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARINDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR İLE

İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Bilge ŞEKERCİOĞLU

Ankara Aralık, 2010

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI

EĞİTİM PROĞRAMLARI VE ÖĞRETİMİ BİLİM DALI (EĞİTİMİN SOSYAL VE TARİHİ TEMELLERİ )

İLKÖĞRETİM II. KADEME

BRANŞ ÖĞRETMENLERİNİN, KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARINDA KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR İLE

İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Bilge ŞEKERCİOĞLU

Danışman: Prof. Dr. Tayyip DUMAN

Ankara Aralık, 2010

(3)

i

Bilge ġEKERCĠOĞLU’nun “Ġlköğretim II. kademe branĢ öğretmenlerinin, kaynaĢtırma uygulamalarında karĢılaĢtıkları sorunlar ile ilgili görüĢleri” baĢlıklı tezi 11/11/2010 tarihinde, jürimiz tarafından Eğitimin Sosyal ve Tarihi Temelleri Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Adı Soyadı Ġmza

Üye (Tez DanıĢmanı): Prof. Dr. Tayyip DUMAN ……… Üye : Prof. Dr. Ülker AKKUTAY ……… Üye: Doç. Dr. Nurdan KALAYCI ………

(4)

ii

“Ġlköğretim II. kademe branĢ öğretmenlerinin, kaynaĢtırma uygulamalarında karĢılaĢtıkları sorunlar ile ilgili görüĢleri” baĢlıklı Yüksek Lisans Tezinin hazırlanıp tamamlanmasında içten katkılarından ve yol gösterici değerlendirmelerinden dolayı danıĢmanım Prof. Dr. Tayip DUMAN’a, ve Yüksek Lisans eğitimim süresince geliĢimime katkıda bulunan Prof.Dr. Ülker AKKUTAY’a sonsuz teĢekkür ederim.

Konuyla ilgili istatistikî analizlerin yapılmasında yardımları ve desteği için Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ’ye ve ArĢ.Gör. Semra TÜRKAN’a teĢekkür ederim.

Ayrıca maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, her zaman anlayıĢlı ve sabırlı olan eĢim Av. Necati ġEKERCĠOĞLU’na, aileme sonsuz teĢekkür ederim.

(5)

iii

UYGULAMALARINDA KARġILAġTIKLARI SORUNLAR ĠLE ĠLGĠLĠ GÖRÜġLERĠ

ġEKERCĠOĞLU, Bilge

Yüksek Lisans, Eğitimin Sosyal ve Tarihi Temelleri Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof.Dr. Tayyip DUMAN

Aralık –2010, 98 sayfa

Bu AraĢtırmanın amacı; ilköğretim II. kademe branĢ öğretmenlerinin, kaynaĢtırma uygulamalarında karĢılaĢtıkları sorunların tespit edilmesidir. Betimleme modelinin kullanıldığı araĢtırmanın evrenini, 2009–2010 eğitim öğretim yılında, Ankara ilinde kaynaĢtırma uygulaması yapan ilköğretim okullarındaki branĢ öğretmenleri oluĢturmaktadır. AraĢtırmanın örneklemini ise bu evrenden tesadüfi (random) olarak seçilen 170 branĢ öğretmeni oluĢturmaktadır.

AraĢtırmada, ölçme aracı olarak, araĢtırmacı tarafından hazırlanan anket kullanılmıĢtır. Öğretmen niteliklerinden kaynaklanabilecek eksikliklerin tespit edilebilmesi için 13, öğretim ortamından kaynaklanabilecek sorunlar için 8, eğitim programından kaynaklanabilecek sorunlar için 5, öğrenci niteliklerinden kaynaklanabilecek sorunlar için 6, ailelerin tutumlarından kaynaklanabilecek sorunlar için 7, okul yönetiminden kaynaklanabilecek sorunlar için 2 anket maddesi bulunmaktadır. Verilerin analizi için SPSS for Windows 15.0 programı kullanılmıĢtır.

AraĢtırma bulgularına göre; Öğretmenler, kaynaĢtırma öğrencilerinin normal sınıflarda bulunmasından memnun olmadıklarını ve iletiĢim problemi yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir. AraĢtırmanın sonucunda; öğretmenlerin kaynaĢtırma uygulamalarıyla ilgili bilgi eksiklikleri ve yardıma ihtiyaç duydukları tespit edilmiĢtir. Ayrıca, Okulların fiziki ortamlarında gerekli düzenlemelerin bulunmaması araĢtırmanın diğer sonuçlarındandır. Bu nedenle de okulların fiziki ortamlarının öğrencilerin gereksinimleri düĢünülerek düzenlenmesi önerilmektedir. Öğretmenlerin, bireysel eğitim programlarını hazırlama ve uygulamada sorun yaĢadıkları sonucuna ulaĢılmıĢtır. Öğretmenlerin bilgi ve uygulamadaki eksikliklerini gidermek amacıyla hizmet içi eğitim programlarına ağırlık verilmesi önerilmektedir.

(6)

iv

The aim of this study is to find out the problems, primary school branch teachers are facing during inclusive education. The universe of this study, in which the descriptive model has been used, includes the branch teachers working at the primary schools in Ankara, of the 2009-2010 education year. The example of this study includes 170 branch teacher selected randomly from this universe.

In this study, as a measurement tool; questionnaire prepared by the researcher is used. 13 questionnaire items for the problems about teacher’s sufficiencies, 8 questionnaire items for the problems about schools’ physical conditions, 5 questionnaire items about the problems of education programme, 6 questionnaire items for the problems about students, 7 questionnaire items for the problems about families and 2 questionnaire items about school administrators have taken part in this research. For the analysis of the data , SPSS for Windows 15.0 programme has been used.

According to the findings of the study, the teachers have stated that they are not satisfied with inclusive students’ beeing at the general education classes. Also, the teachers stated that they have communication problem with these students. As a result of this study; it has been found out that teachers have inadequate knowledge about inclusive education and they are in need of help. However, as an other important result, the schools are lack of suitable physical environments. Thus, schools’ physical conditions should be regulated according to students’ needs. Also, it has been determined that teachers have difficulties in preparing and practising Individualized Education Programme. In order to inform teachers , it is suggested to pay attention to the inservice training courses.

(7)

v

Sayfa

JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI i

ÖN SÖZ ii

ÖZET iii

ABSTRACT iv

ĠÇĠNDEKĠLER v

TABLOLAR LĠSTESĠ vii

1. GĠRĠġ 1 1.1.Problem Durumu 1 1.2.Amaç 5 1.3.Önem 6 1.4.Varsayımlar 6 1.5.Sınırlılıklar 7 1.6.Tanımlar 7 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. KaynaĢtırma Eğitimi 8

2.2. KaynaĢtırma Eğitiminin Ülkemizdeki Tarihçesi ve Yasal Dayanakları 9

2.3. KaynaĢtırma ÇeĢitleri 13

2.3.1. Tam Zamanlı KaynaĢtırma 13

2.3.2. Yarı Zamanlı KaynaĢtırma 13

2.4. Destek Eğitim Hizmetleri 13

2.4.1. Kaynak Oda Eğitimi 14

2.4.2. Sınıf Ġçi Yardım 15

2.4.3. Özel Eğitim DanıĢmanlığı 16

2.5. KaynaĢtırma Uygulamasında KarĢılaĢılan Sorunlar 17 2.5.1. Olumsuz Öğretmen Tutumları ve Nitelikleri 17

2.5.1.1.KaynaĢtırma Uygulamalarının BaĢarıya UlaĢmasında Sınıf

Öğretmenine DüĢen Görevler 21

2.5.2. Öğrencilerle ilgili Sorunlar 26

2.5.3. Fiziksel Çevre Ġle Ġlgili Sorunlar 28

2.5.4.BireyselleĢtirilmiĢ Eğitim Programı Hazırlama Ġle Ġlgili Sorunlar 30 2.6. KaynaĢtırma uygulamalarında dikkat edilmesi gereken hususlar 32

2.7. Ġlgili AraĢtırmalar 33

2.7.1.Yurt DıĢında Yapılan AraĢtırmalar 34 2.7.2.Yurt Ġçinde Yapılan AraĢtırmalar 36

3. YÖNTEM 38

3.1.AraĢtırmanın Modeli 38

3.2.Evren ve Örneklem 38

3.3.Veri Toplama Aracı 39

3.4.Verilerin Analizi 39

(8)

vi

4.3. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin KaynaĢtırma Uygulamalarında KarĢılaĢtıkları Sorunlara ĠliĢkin GörüĢlerinin KarĢılaĢtırması ile

Ġlgili Bulgular 72 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER 81 Sonuçlar 81 Öneriler 84 KAYNAKÇA 85 EKLER

(9)

vii

Tablo No Tablo Adı Sayfa No

Tablo 1: AraĢtırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyete Göre Dağılımı 42 Tablo 2. Öğretmenlerin Meslekteki Kıdemine Göre Dağılımı 43

Tablo 3. Öğretmenlerin BranĢlara Göre Dağılımı 43

Tablo 4. Öğretmenlerin KaynaĢtırmaya ĠliĢkin Ders ya da Kurs Alma Durumu 44

Tablo 5. Sınıftaki KaynaĢtırma Öğrencisi Sayısı 45

Tablo 6. Sınıflardaki Öğrenci Mevcudu 46

Tablo 7. Öğretmenlerin En Çok Sorun YaĢadığı KaynaĢtırma Öğrenci

Gruplarının Dağılımı 46

Tablo 8. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin, KaynaĢtırma Uygulamalarında

Öğretmen Niteliklerinden Kaynaklanan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri 47 Tablo:9 Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin, KaynaĢtırma Uygulamalarında

Okul Yöneticilerinden Kaynaklanan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri 55 Tablo 10. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin, KaynaĢtırma Uygulamalarında

Eğitim Programından Kaynaklanan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri 57 Tablo:11. KaynaĢtırma Uygulamalarında, Eğitim Programı GeliĢtirme

Biriminin Bulunma Durumu 59

Tablo 12. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin, KaynaĢtırma Uygulamalarında

Öğrenci Niteliklerinden Kaynaklanan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri 60 Tablo 13. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin, KaynaĢtırma Uygulamalarında

Ailelerin Tutumlarından Kaynaklanan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri 65 Tablo 14. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin, KaynaĢtırma Uygulamalarında

Öğretim Ortamından Kaynaklanan Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri 70 Tablo 15. Öğretmenlerin, KaynaĢtırma Uygulamalarında Öğretim

Ortamının Özelliklerine ĠliĢkin GörüĢleri 71

Tablo 16. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin Cinsiyetlerine Göre, KaynaĢtırma Uygulamasında KarĢılaĢtıkları Sorunlara ĠliĢkin

(10)

viii

KaynaĢtırma Uygulamasında KarĢılaĢtıkları Sorunlara ĠliĢkin T-testi

Tablosu 74

Tablo 18. Ġlköğretim Öğretmenlerin BranĢlarına Göre KaynaĢtırma

Uygulamasında KarĢılaĢtıkları Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri Arasında Anlamlı Farklılık Olup Olmama Durumuna ĠliĢkin ANOVA Analizi

Sonucu 76

Tablo 19. Ġlk Öğretim BranĢ Öğretmenlerinin Meslekteki Kıdemlerine Göre KaynaĢtırma Uygulamasında KarĢılaĢtıkları Sorunlara ĠliĢkin GörüĢleri Arasında Anlamlı Farklılık Olup Olmama Durumuna ĠliĢkin ANOVA

(11)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde, problem durumu, araştırmanın amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları ile araştırmada kullanılan önemli terimlerin hangi anlamda kullanıldığına ilişkin bilgiler yer almaktadır.

1.1.Problem Durumu

Her bireyin değişmekte olan dünyaya ayak uydurmak ve o hayatın bir parçası olabilmek için eğitime gereksinimi vardır. Eğitim hayatın büyük bir bölümünü kaplayan önemli bir aşamadır. Eğitimde önemli olan bireylerin bu mühim süreçten yararlanabilmeleridir. Demokratik toplumların temel koşullarından biride eğitimde fırsat eşitliği ilkesidir. Fırsat eşitliği ilkesi günümüzde özel gereksinimli bireyler için “en az kısıtlayıcı eğitim ortamı” kavramıyla karşılanmaktadır. Günümüzde en az kısıtlayıcı eğitim ortamı denildiğinde akla ilk gelen kaynaştırma uygulamalarıdır.

Kaynaştırma uygulamaları, farklı olup, gereksinimleri olağanın dışında karşılanması gereken özel gereksinimli çocuklar, öğrenme veya davranış problemleri gösteren, bedensel ya da duygusal yetersizliği olanları ve zihinsel olarak üstün ya da özel yetenekli çocukları da kapsamaktadır. Özel gereksinimli bireylerin toplumun bir üyesi olabilmesi için eğitim ortamlarının ayrıştırmaya yer vermeden çocukların birbirlerini olduğu gibi kabullenmek üzere en az kısıtlayıcı eğitim ortamında kaynaştırılması gereklidir. (Eripek, 2007,32)

(12)

Eğitimde önemi vurgulanan fırsat eşitliği ilkesine, özel gereksinimli öğrencilerin normal akranlarıyla beraber aynı ortamda eğitim görmesi yani kaynaştırma uygulamalarıyla ulaşılması hedeflenmektedir.

En az kısıtlayıcı eğitim ortamı, öğrencinin akranlarıyla ve ailesiyle en fazla beraber olacağı ve bununla beraber eğitim ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılanabileceği eğitim ortamıdır. En az kısıtlayıcı eğitim ortamı eğitimi alacak bireyin özelliklerine göre farklılık gösterir. Özel gereksinimli öğrencilerin eğitim alabilecekleri ortamları en az kısıtlayıcı olandan en fazla kısıtlayıcı olana doğru şöyle sıralanabilir: Tam Zamanlı Kaynaştırma, Kaynak Oda Destekli Kaynaştırma, Yarı Zamanlı Kaynaştırma, Özel Sınıf, Gündüzlü Özel Eğitim Okulu, Yatılı Özel Eğitim Okulu. (Batu ve Kırcaali-İftar 2005,7).

Tüm bu kaynaştırma çeşitlerinden hangisinin öğrenci için en az kısıtlayıcı ortam olduğu öğrenci özelliğine göre değişmektedir. Orta dereceli zekâ özrü bulunan öğrenci için yarı zamanlı kaynaştırma uygun olabileceği gibi, hiper aktif tanısı konulmuş öğrenci için tam zamanlı kaynaştırma uygun olabilir. Tabiî ki de öğrencinin öğrenme kapasitesi, ilgisi hangi uygulamanın o birey için doğru olacağını gösterebilir.

Eğitimde fırsat eşitliği ilkesinden ve bireylerin kendileri için en az kısıtlayıcı çevrede eğitilmesi gerektiği görüşünden kaynaklanan kaynaştırma; özel gereksinimi olan bireylerin, gereksiniminin tipine, derecesine ve kullanılacak kaynakların tanıdığı olanaklara bağlı olarak, mümkün olduğunca normal okul programlarına yerleştirilmeleri ve yaşıtlarıyla eşit eğitim koşullarında birlikte eğitilmeleri sürecini kapsamaktadır. (Rose, Smith ve Barbara, 1993,59).

Özel gereksinimli bireylerin dünyadaki eğitim tarihine bakacak olursak çok da sistematik olmayan uygulamalar göze çarpmaktadır.

Özel gereksinimi olan bireylerin eğitimine ilişkin sistemli çabaların ilk olarak 1760 yılında Fransa‟da işitme engelli öğrenciler için bir okul açılması ile başladığını ve daha sonra 1817‟de yılında Amerika Birleşik Devletleri‟nde yine işitme engelliler için bir okul açılarak devam ettiği görülür. 1960'lardan sonra özel eğitime gerek duyanları normal akranlarıyla bir araya getirerek eğitme görüşü ağırlık kazanmıştır. İlk kaynaştırma çalışmaları, bilinçli bir uyum anlayışına dayanarak yapıldığı söylenemez; daha çok devlet okulları içerisinde açılan özel sınıflar şeklindedir. Avrupa‟da 1700‟lü yıllarda ortaya çıkan yaygın eğitim çalışmaları, Amerika Birleşik Devletleri‟nde 1800‟lü yıllarda başlamıştır. (Wood, 1998,29)

(13)

1970‟li yıllardan sonra yatılı özel eğitim kurumlarından vazgeçme anlayışı hâkim olmuştur. Bugünkü kaynaştırma anlayışıyla birlikte engelli bireyler için, sosyal yasam ve öğrenme çevresini mümkün olduğunca bireylerin normal hayat koşullarına ulaşacakları bir çevre haline getirme, eğitimin önemli bir hedefi olmuştur. Bu görüşle birlikte özel eğitim gereksinimi olan bireylere yatılı özel eğitim kurumlarında eğitim verme anlayışından ise mümkün olduğunca uzaklaşılmıştır. 1970 yılından sonra açılan davalar, yapılan eleştiriler sonucunda kaynaştırma uygulamaları pek çok ülkenin yasalarında yer almıştır. İtalya‟da 1971 yılında, Norveç‟te 1976 yılında, İngiltere‟de 1974 yılında, Fransa‟da ve Amerika‟da 1975 yılında yürürlüğe giren yasalarla, özel gereksinimli öğrencilerin genel eğitim sınıflarında akranlarıyla birlikte eğitim görmeleri yasal olarak kabul edilmiştir (Fiscuss ve Mandel, 1997).

Türkiye‟de özel eğitim tarihine baktığımızda ilk defa Enderun Mektebinde üstün yetenekli bireylerin eğitimine yer verildiğini görüyoruz.

II. Murat döneminde, üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocukları iyi ve güvenilir birer asker yapma amacıyla kurulan Enderun Mektebi bir nevi özel eğitim kurumudur. 1909 yılına dek varlığını sürdüren Enderun Mektebi Türk ve dünya eğitim tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. ( Akkutay, 1984,25)

Cumhuriyet döneminde ise 1948 yılında İdil Biret-Suna Kan yasası kabul edilerek ve üstün yetenekli öğrenciler yasalarla güvence altına alınmışlardır.

Türkiye‟de kaynaştırma 1983 yılında yürürlüğe giren 2916 sayılı özel eğitime muhtaç çocuklar kanunu ile yasal olarak benimsenmiştir. 1985 yılında yayınlanan özel eğitim okulları yönetmeliğinin 71. maddesinde “resmi ve özel ilkokul, ortaokul, lise ve dengi okullarda özel sınıf açılmadığı durumlarda özel gereksinimli öğrencilerin normal sınıflara devam ettirilmesi ve destek olarak da okul içinde açılacak olan yardımcı dersliklere gönderilmesi” hükmü getirilmiştir. 30.05.1997 tarihli 573 sayılı Kanun hükmünde kararnamenin 12. maddesinde kaynaştırma uygulamasına yer verilmiştir; “Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür” kararı yer almaktadır. (Batu ve Kırcaali-İftar, 2005,16)

Ocak 2000‟de yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin 72. maddesinde ise kaynaştırma uygulamalarda görevli öğretmen, idarecilere nasıl görevler düştüğü şöyle belirtilmiştir;

(14)

a) Müdür; kaynaştırma uygulamaları için kurumda gerekli düzenlemeleri planlar ve uygulanmasını sağlar, özel eğitim hizmetleri kurulu ile iş birliği yapar.

b) Gezerek özel eğitim görevi verilen öğretmen; bireyselleştirilmiş eğitim programını uygular, değerlendirir, gerektiğinde bireye, aileye, öğretmene ve kuruma bilgi verir.

c) Öğretmen; özel eğitim gerektiren öğrencilerin sınıf tarafından sosyal kabulü için önlemler alır, bireysel ve gelişim özelliklerini dikkate alarak değerlendirme yapar, programını bireyselleştirerek uygular. Bu çerçevede aileler, ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği içinde çalışır.

d) Rehber öğretmen-psikolojik danışman; kaynaştırma uygulaması kararı ile gelen öğrenciler için, uygun eğitim ortamının düzenlenmesinde ve uygulamada yer alan öğretmenlere, öğrencilerin gelişimlerini izleme ve aile eğitimi konularında rehberlik eder.

e) Aile; programın uygulanması sırasında çalışmalara etkin bir şekilde katılır, gerektiğinde eğitim araç-gereç desteği sağlayabilir.

f) Özel eğitim gerektiren bireyi değerlendirme sonrasında çıkan eğitim önlemi ve yöneltme kararında isteğini belirtir.

( http://orgm.meb.gov.tr/Mevzuat/ozelegitimhizyonetmeligi.htm )

Bu yönetmelikle kaynaştırma uygulamalarının iş birliği ilkesine dayalı bir etkinlik olduğu vurgulanmaktadır. İş birliği, hem normal gelişim gösteren çocukların hem de özel gereksinimli çocukların eğitim programından en üst seviyede faydalanmalarını sağlayabilir. Kaynaştırma uygulamalarında yer alan tüm katılımcıların aktif rol alacağı ortak bir çalışma planına gerek vardır.

Ülkemizde 1985‟li yıllarda başladığı kabul edilen kaynaştırma eğitimiyle ilgili olarak, Devlet Planlama Teşkilatının 2001-2005 yılları arasını kapsayan 8. Beş Yıllık Kalkınma Planında, özel eğitim gereksinimi olan çocukların normal gelişim gösteren çocuklarla birlikte eğitim göreceği kaynaştırma okullarının, bütün öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde mekan, donanım, personel ve program esnekliğine kavuşturulması hedeflenmektedir (Akt.Diken, 1998; D.P.T., 2000).

Kaynaştırma uygulamalarının başarıya ulaşması farklı düzenlemeleri gerektirmektedir. Okul idaresinin, öğretmenlerin, aileleri, normal öğrencileri ve okulların fiziki yapılarını içeren bu düzenleme ve bilgilendirme işlemleri gönüllülük, işbirliği ve sevgi esasına uygun olduğu müddetçe başarıya ulaşacaktır.

(15)

Kaynaştırma uygulamalarına göz atıldığında ise kurumların nitelik ya da nicelik olarak yetersizliği, programı yürütecek öğretmenlerin nicelik ya da nitelik olarak sınırlılığı, öğretmenlere destek vermesi gereken özel eğitimcilerin bulunmayışı dikkati çekmektedir(Diken ve Sucuoğlu, 1998,1999,36).

Kaynaştırma uygulamalarında karşılaşılan sorun kaynakları çeşitlidir. Özel gereksinimli öğrenci gruplarının özellikleri, normal öğrencilerinin özel gereksinimli öğrencileri kabul düzeyleri, öğretmen yetersizlikleri, fiziki ortamın gereksinimlere uygun olmayışı sorunlara neden olabilir.

Kaynaştırma uygulamalarında karşılaşılan sorunların başında; öğretmenlere ve kaynaştırma öğrencilerine yeterli destek hizmet sağlayacak yeterli personelin olmaması, kaynaştırma uygulamaları için fiziki ortamın ve yeterli araç-gereçlerin bulunmaması, normal sınıflarda uygulanan programların kaynaştırma uygulamaları için uygun olmaması, engelli çocuk ailelerinin ve öğretmenlerin kaynaştırma konusu hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları ve bu konuda yeterli denetimin yapılmaması gibi belli başlı sorunlar bulunmaktadır. (Uysal, 2004,133-134).

Kaynaştırma uygulamaları ile ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde öğretmenlerin uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşılmakta olduğu ve bu nedenle istendik gelişmelerin elde edilemediği anlaşılmaktadır.

Literatür taramalarında kaynaştırma eğitimi ile ilgili yapılmış az sayıda kaynağa ulaşılmıştır. Sınıf ve Branş öğretmenlerinin kaynaştırma sınıflarındaki yeterliliklerine ilişkin çalışma yapılmıştır. Ancak, Branş öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamalarında karşılaştıkları sorunların belirlenmesine yönelik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu araştırmanın kaynaştırma eğitimindeki eksikliklerin giderilmesine yönelik önlemler alınmasına ışık tutması bakımından yararlı olacağı düşünülmektedir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın genel amacı; “ilköğretim ikinci kademede görev yapan branş öğretmenlerinin, kaynaştırma uygulamasında karşılaştığı sorunlar ile ilgili görüşleri nelerdir?” sorusuna cevap aramaktır.

Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: İlköğretim branş öğretmenlerinin, kaynaştırma uygulamalarında

(16)

2. Okul yöneticilerinden kaynaklanan sorunlara ilişkin görüşleri nelerdir? 3. Eğitim programından kaynaklanan sorunlara ilişkin görüşleri nelerdir? 4. Öğrenci niteliklerinden kaynaklanan sorunlara ilişkin görüşleri nelerdir 5. Ailelerin tutumlarından kaynaklanan sorunlara ilişkin görüşleri nelerdir? 6. Öğretim ortamından kaynaklanan sorunlara ilişkin görüşleri nelerdir?

7.İlköğretim branş öğretmenlerinin cinsiyetlerine göre, kaynaştırma uygulamasında karşılaştıkları sorunlara ilişkin görüşleri arasında farklılık var mıdır?

8.İlköğretim öğretmenlerin branşlarına göre kaynaştırma uygulamasında karşılaştıkları sorunlara ilişkin görüşleri arasında farklılık var mıdır?

9.İlköğretim branş öğretmenlerinin meslekteki kıdemlerine göre kaynaştırma uygulamasında karşılaştıkları sorunlara ilişkin görüşleri arasında farklılık var mıdır?

10.İlköğretim branş öğretmenlerinin, kaynaştırma uygulamaları ile ilgili hizmet içi eğitim kurslarına katılma durumlarına göre, kaynaştırma uygulamasında karşılaştıkları sorunlara ilişkin görüşleri arasında farklılık var mıdır?

1.3. Araştırmanın Önemi

Bu çalışmada ilköğretim branş öğretmenlerinin kaynaştırma uygulamalarında karşılaştıkları sorunlar ortaya konmuştur. Araştırma ile elde edilen bilgilerin kaynaştırma eğitimindeki sorunların çözümüne katkı sağlayacağı, böylece daha nitelikli bir kaynaştırma eğitiminin verilmesine yardımcı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bu araştırmanın başka araştırmalara da kaynaklık edeceği beklenmektedir.

1.4. Araştırmanın Varsayımları

Araştırma, araştırmaya katılan branş öğretmenlerinin anket sorularına samimi cevap verdikleri sayıltısı üzerine kurulmuştur.

(17)

1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma 2009–2010 eğitim ve öğretim yılında Ankara ili merkez ilçelerindeki ilköğretim okullarında görev yapan branş öğretmenlerinin konuyla ilgili görüşleriyle sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

Özel Eğitim: Çoğunluktan farklı ve özel gereksinimli çocuklara sunulan,

üstün özellikleri olanları yetenekleri doğrultusunda kapasitelerinin en üst düzeye çıkmasını sağlayan, yetersizliği engele dönüştürmeyi önleyen, engelli kişileri kendine yeterli hale getirerek toplumla kaynaşmasını ve bağımsız üretici bireyler olmasını destekleyen becerilerle donatan eğitimdir. (Ataman, 2003)

Özel Eğitime Gereksinimi Olan Birey: Beden, zihin, duygusal ve sosyal

gelişim özelliklerindeki olağan dışı ayrıcalıkları nedeni ile normal eğitim hizmetlerinden yeterince yararlanamayan bireylerdir. (Enç, Çağlar ve Özsoy, 1987,8)

Kaynaştırma: Özel gereksinimli çocukların gerekli destek hizmetleri

sağlanarak tam ya da yarı zamanlı olarak kendisi için en az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim sınıflarında eğitim görmesidir. (Kırcaali-İftar,1992,45)

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları ( BEP) : Her bir engelli çocuk için

yazılı olarak, eğitim kurumu veya birimi tarafından hazırlanan ve engelli çocukların

öğretmenlerin, anne-babaların özel gereksinimlerini karşılamak için oluşturulmuş özel eğitim programıdır. ( Fiscus ve Mandel, 1997)

Kaynak Oda Eğitimi: Özel gereksinimli öğrencilerin eğitim gereksinimlerinin

tümünün normal sınıfta karşılanmadığı durumlarda, özel eğitim öğretmeni tarafından bireysel ya da küçük gruplara ayrı bir derslikte verilen eğitimdir. ( Kuz, 2001,13)

(18)

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Kaynaştırma Eğitimi

Kaynaştırma eğitimi, özel gereksinimli öğrencilerin, diğer yaşıtlarıyla beraber, genel eğitim okullarına yerleştirilerek, dikkatlice planlanmış bir eğitimden geçirilme sürecini kapsamaktadır. Bu eğitim süreci, kaynaştırma eğitimine tabi özel gereksinimli kaynaştırma öğrencilerinin aileleri, normal sınıf öğretmenleri, özel eğitim öğretmenleri ve yardımcı destek personellerinin bilgi ve iletişim işbirliğine dayanmaktadır.(Salend, 1998,6)

Kaynaştırmanın esas amacı engelliliği tanılanmış olan özel gereksinimli öğrencilerin akranlarıyla aynı eğitim ortamını paylaşıp akademik ve sosyal açıdan kendilerini geliştirmesini sağlamaktır.

Kaynaştırma uygulamaları, özel gereksinimli çocukların, ilk toplumsal çevre özelliği taşıyan eğitim ortamlarında ayrıştırılmaya hiç yer verilmeden, çocukların birbirini olduğu gibi kabullenmeleri fikri esasına dayanmaktadır.(Uysal,2004,121)

Normal eğitim kurumlarında bulunan özel gereksinimli öğrencilerin, normal gelişim gösteren akranlarıyla etkileşimini ve ilişkilerini artıran düzenlemeler kaynaştırma uygulamasının önemli bir gerekliliğidir. Araştırmacılar, kaynaştırma uygulamalarını desteklemektedirler ve kaynaştırma dışında ayrıştırma uygulamalarından kaçınmaktadırlar. Çünkü kaynaştırma eğitiminde insan hakları, fırsat eşitliği ve sosyal adalet gibi ciddi hususlar bulunmaktadır. Bu nedenlerden dolayı kaynaştırma eğitiminin önemi ve gerekliliği vurgulanmaktadır.(Moran ve Abbott, 2002,162-163)

(19)

2.2. Kaynaştırma Eğitiminin Ülkemizdeki Tarihçesi ve Yasal Dayanakları

Engelli çocukların eğitim tarihçesine baktığımızda ilk olarak 16. yüzyılda üstün yetenekli çocukların eğitimi için açılan Enderun Mektebini görmekteyiz. Daha sonra 1889 yılında İstanbul‟da Grati Efendi tarafından işitme görme engelli çocuklar için açılan ve 30 yıl süreyle eğitim veren sınıfları görmekteyiz.1921 ve 1950 yılları arasında ise Özel İzmir Sağırlar ve Körler Müessesi adıyla bir okulun açıldığı bilinmektedir.(Sucuoğlu, Kargın,2006,42)

1950 yılından 1980 yılına kadar özel eğitim hizmetleri, İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülmüştür.(Cavkaytar, Diken,2005,18). 1952-1953 eğitim-öğretim yılında Özel Gereksinimli Öğrencilerin eğitimine Hıdırlıktepe ve Yeni Turan İlkokullarında açılan birer özel alt sınıfla başlanmıştır (Eripek,2001,14)

1952-1953 eğitim-öğretim ders yılında Gazi Eğitim Enstitüsü bünyesinde özel eğitim öğretmeni yetiştirmek amacıyla Özel Eğitim Şubesi açılmıştır. Ancak, şube 1955 yılında mezun verdikten sonra kapatılmıştır (Turhan,2007,39.) Yine 1953 yılında V. Milli eğitim şurasında ilk kez özel eğitime ilişkin iki dönem karar alınmıştır.

1955 yılında eğitilebilir zihinsel engelli çocukları seçmek, özel gereksinimli çocukları incelemek ve rehberlik yapmak için ilk Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) kurulmuştur. Yine aynı yıl Ankara Kazıkiçi Bostonları ilkokulunda zihinsel engelli çocuklar için bir sınıf açılmıştır.(Aral, Gürsoy,2007,32)

1957 yılında 6660 sayılı yasa ile Güzel Sanatlarda yetenekli çocukların gerekli önlemler alınarak devlet tarafından yetiştirilmesi sağlanmıştır.(Güven,2003,57)

1957 yılında 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Kanunun 22. maddesinde korunmaya muhtaç çocuklardan özel eğitime gereksinimi olanlar için Milli Eğitim Bakanlığınca gerekli önlemlerin alınması ifade edilmiştir.(Şura raporu,1999)

1961 Anayasası‟nın 50. maddesinde “Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirler alır.” hükmü bulunmaktadır. Aynı yıl yayımlanan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu‟nun 12. maddesinde “Mecburi ilköğretim çağında bulundukları halde zihnen, bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan özürlü olan çocukların özel öğretim ve eğitim görmeleri sağlanır.” hükmü ile ilköğretim çağındaki engelli çocukların eğitimleri kabul edilmiştir. (Sucuoglu ve Kargın, 2006,44).

(20)

1983‟de 2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Yasası, özel gereksinimli bireyler için ilk kapsamlı yasa olma özelliğini taşımaktadır. Bu kanunun en önemli kısmı ise ülkemizde kaynaştırma uygulamasının yasal olarak bu tarihten itibaren benimsenmiş olmasıdır.(Batu, İftar,2005,15)

Söz konusu yasanın 4. maddesinde belirtilen Özel Eğitimin Temel

İlkeleri’nde “durumları ve özellikleri uygun olan özel eğitime muhtaç çocukların,

normal çocukların eğitimi için açılmış olan okul ve eğitim kurumlarında normal akranları arasında eğitilmeleri için gerekli tedbirler alınır” denilmektedir. Yine aynı bölümde“özel eğitime erken başlamak esastır” denilerek kaynaştırma eğitimi vurgulanmıştır.(Kargın,2004,10)

“Özel gereksinimli bireyler bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal özellikleri yönünden akranlarından farklı gereksinimleri olan bireylerdir. Tarihsel süreç içinde özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerinin gerçekleştirildiği ilk ortamlar ayrı yatılı/gündüzlü özel eğitim okulları iken, bugün tüm dünyada ve ülkemizde kaynaştırma eğitimi daha fazla kabul görmüş ve benimsenmiş bulunmaktadır.( Kargın, 2004,2)

1990‟lı yıllarda özel eğitimde personel, araştırma ve yayın sayısındaki artış göze

çarpmaktadır. XIII. Milli eğitim şurası 1990 yılında yapılmıştır. 1990 yılında düzenlenen

Şura‟da, kaynaştırmanın kapsamının genişletilmesi vurgulanmış olmakla birlikte, yine bu yıllarda ayrı yatılı ve gündüzlü okulların sayısında artış olduğunu da görmekteyiz. 1950-1992 yılları arasında 75 özel eğitim okulu açılmış iken, 1950-1992-1995 yılları arasında 75 okul

daha açılarak toplam sayı 150‟ye ulaşmıştır.(Kargın,2003,56)

XIII. Milli Eğitim Şurası‟nda alınan kararlar doğrultusunda, 1991 yılında I. Özel Eğitim Konseyi toplanmıştır. Bu konseyde her özür grubu için ayrı birer komisyon kurulmuş ve yapılan çalışmalar sonucunda, alınan en önemli karar gündüzlü öğretime daha fazla ağırlık verilmesi ve kaynaştırma programlarının yaygınlaştırılmasıdır (Şura Raporu, 1999, Akt: Kargın, 2004,10). Ayrıca I. Özel eğitim konseyinde kaynaştırma programına alınan engelli öğrenciler için bireysel olarak eğitim planlarının yapılması, bu eğitimin alanında uzman kişilerce verilmesi gerektiği kararı alınmıştır. (Sucuoğlu,Kargın,2006,47)

1990‟lı yıllar tüm engel gruplarına ilişkin çalışmaların yapıldığı yıllar olarak dikkati çekmektedir. Bu yıllarda işitme, görme, zihinsel ve otistik çocuklara ilişkin yapılan çalışmalarda ve araştırmalarda sayısal bir artış görülmektedir. Ayrıca üstün yetenekli ilköğretim çağı öğrencilerinin özel yeteneklerini geliştirmek amacı ile 1993

(21)

yılında bu öğrencilerin tanılanmasına ilişkin bir model geliştirilmiş ve uygulama için 5 pilot il seçilmiştir. Ankara‟da tanılama işlemleri tamamlanarak 1995 yılında Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezi açılmış, 1995–1996 öğretim yılında 45 öğrenciye hizmet verilmiştir.(Milli Eğitim Dergisi,2006)

6 Haziran 1997 yılındaki 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede uygulamaya yer verilmiştir.Kararname ülkemizde özel gereksinimli çocuklara ilişkin en kapsamlı yasal düzenlemedir. “Özel Eğitim Desteği”, “Değerlendirme” ve “Eğitim Programları” yine aynı bölümde ele alınmış ve tanımlanmıştır. 14. maddede özel

eğitim desteği ile ilgili şöyle bir karar bulunmaktadır; “özel eğitim gerektiren bireylere her tür ve kademedeki eğitim ortamlarında devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verilir, bu amaçla bireysel ve grupla eğitim desteği sağlanır”. (Batu, İftar,2005,16)

Türkiye‟de 1997 tarihinde yürürlüğe giren Özel Eğitim Yasası'nda (KHK/573) kaynaştırma ile ilgili özel eğitimin temel ilkeleri şöyle ifade edilmektedir:

a) Özel eğitim gerektiren tüm bireyler, ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri

doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.

b) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel

çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür.

c) Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak,

amaç, muhteva ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak diğer bireylerle birlikte eğitilmelerine öncelik verilir.

d) Özel eğitim gerektiren bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin

kesintisiz sürdürülebilmesi için her tür rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır.

e) Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş eğitim planı

geliştirilmesi ve eğitim programlarının bireyselleştirilerek uygulanması esastır.

f) Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılımlarının sağlanması

esastır.

h) Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireylerin toplumla etkileşim

ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır.

Kaynaştırma uygulamalarında verilmesi gerekli olan destek özel eğitim hizmetleri; kaynak oda (yardımcı derslik) desteği, gezici öğretmen ve işbirlikli öğretimdir. Kaynak oda desteğinde kaynaştırma öğrencisi sınıf dışında özel olarak düzenlenmiş bir odada gereksinimlerine göre hazırlanmış bir program dâhilinde eğitim almaktadır. Gezici

(22)

öğretmen ise bölgedeki birkaç okuldan sorumludur ve haftalık olarak kaynaştırma

öğrencilerine derslerinde sınıf içinde veya dışında yardım eder. İşbirlikçi öğretim de hem

normal sınıf öğretmeni hem de özel eğitim öğretmeni birlikte çalışmaktadır. Normal sınıftaki özel eğitim öğretmenin görevi hem normal sınıf öğretmenine hem de kaynaştırma öğrencisine destek hizmeti sağlamaktır.(Ersoy, Avcı,2001,25)

Söz konusu kararnamenin 24. maddesi; resmî ve özel okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim okulları ile yaygın eğitim kurumlarının; kendi çevrelerindeki özel eğitim gerektiren bireylere özel eğitim hizmetleri sağlamakla yükümlü olduklarını hükme bağlayarak kaynaştırma eğitimini esas almıştır. (Nizamoğlu,2006,19)

18.08.1997 tarih ve 23084 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan 4306 sayılı Kanun‟un 24. maddesince 37–72 ay arasındaki özel eğitim gerektiren çocukların okul öncesi eğitimlerinin zorunlu olduğu, kaynaştırma eğitimi uygulamaları temeline dayalı olarak destek eğitim plânları çerçevesinde sürdürüleceği belirtilmektedir.

18 Ocak 2000 tarihli ve mükerrer 23937 sayılı resmî gazete‟de yayımlanan özel eğitim hizmetleri yönetmeliği‟nin 67. maddesinde kaynaştırmanın kapsamı belirtilirken; 68. maddesinde kaynaştırma yoluyla eğitim uygulama ilkeleri; 69. maddesinde kaynaştırma yoluyla eğitim uygulama ölçütleri; 70. maddesinde tam zamanlı kaynaştırma uygulamaları; 71. maddesinde yarı zamanlı kaynaştırma uygulamaları; 72. maddesinde kaynaştırma uygulamalarında görev ve sorumluluklar; 73. maddesinde değerlendirme konuları yer almıştır.

Özel gereksinimli bireylerin toplum yaşamına katılımları giderek daha fazla artmış ve bu bireylere sağlanan eğitim olanaklarında da bir çeşitlilik meydana gelmiştir. Günümüzde engelli çocukların daha erken dönemde tanılandığı, erken eğitim olanaklarından daha fazla sayıda bebeğin/çocuğun yararlandığı, okul öncesi dönemde özel eğitim hizmetlerinin giderek yaygınlaştığı, kaynaştırma eğitimine daha fazla öğrencinin alındığı ilgimizi çekmektedir.

(23)

2.3. Kaynaştırma Çeşitleri

2.3.1. Tam Zamanlı Kaynaştırma:

Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencinin kaydı normal sınıftadır; öğrenci tam gün boyunca normal sınıfta eğitim almaktadır.(Battal,2007,58) Kaynaştırma öğrencisi, normal gelişim gösteren çocuklar gibi sınıfın bir üyesidir. Öğrencinin gelişim düzeyine göre destek eğitim hizmeti alır.(Bal ve Avcı,1999,23) Özel gereksinimli öğrenci tamamen genel eğitim sınıfının bir üyesi olmuş ve destek eğitime ihtiyaç duyduğu zamanlarda özel eğitim öğretmeni ya da yardımcı personel sınıfa gelerek özel gereksinimli öğrenciye hizmet vermeye başlamışlardır.(Kavale,2002,201–202)

Tam zamanlı kaynaştırma ile özel gereksinimli öğrenciler akranları ile fiziksel ve sosyal açıdan birlikte aynı ortamı paylaşmaktadırlar. Ayrıca okuldaki normal eğitimden ve sosyal aktivitelerden yararlanmaktadırlar.(Lipsky ve Gartner,1992,3–4)

2.3.2.Yarı Zamanlı Kaynaştırma:

Özel gereksinimli öğrenci normal sınıfın üyesidir. Fakat yetersiz olduğu alanlarda sınıfından ayrılarak okul binası içinde bulunan kaynak odada destek eğitim hizmeti alır. (Yavuz,2005,10) En ideal kaynaştırma seklinin tam kaynaştırma olduğu düşünülse de, okullar kendilerine uygun olan modeli kullanmaktadırlar. Çoğu okulda tam kaynaştırma uygulaması yerine, özel gereksinimli öğrencinin sınıf dışına alınarak destek eğitim verilmesi tercih edilmektedir (Rogers, 1993,1–4)

2.4.Destek Eğitim Hizmetleri

Kaynaştırma eğitiminin başarılı olabilmesi için destek eğitim hizmetlerinin hem yetersizliği olan çocuk için hem de kaynaştırma öğretmeni için sağlanması gerekmektedir. (Ypinazar ve Pagliona, 2004, 429).Özel gereksinimli bu bireylerin eğitim olanaklarından en üst seviyede yararlanması için destek eğitim hizmetleri

(24)

gereklidir. Destek hizmet denildiğinde, iki ya da daha fazla bireyin bir arada çalışması söz konusu olmaktadır. Okullarda bir arada çalışma öğretmenlerin bir araya gelerek plan hazırlaması, ekip olarak öğretim yapmalarını içerebilir.(Batu,2000,35–40)

Destek hizmetleri üç şekilde sağlanmaktadır; 1-Kaynak Oda Eğitimi

2-Sınıf İçi Yardım

3-Özel Eğitim Danışmanlığı

2.4.1. Kaynak Oda Eğitimi

Kaynak oda eğitimi Amerika‟da en çok kullanılan destek hizmet türünden biridir.( Smith, Polloway,Patton, Dowdy ,1995,26) Kaynak oda ,özel gereksinimli öğrencinin bir okul gününün en az yüzde 21‟ini en fazla yüzde 60‟ını genel eğitim sınıfı dışında özel eğitim desteği almak için geçirdiği yerdir. (Ysseldyke, Algozzine, Thurlow, 2000, 86).

Kaynak oda eğitimi kaynaştırma öğrencisinin haftalık ders saatinin yüzde 40‟ını aşmayacak şekilde olmalıdır. Bu hizmet normal sınıfa yerleştirilen fakat sadece kaynak oda hizmetiyle başarılı olabilecek öğrenciler için geçerlidir. Özel eğitim öğretmeni kaynak odada özel gereksinimli öğrencileri bireysel ya da küçük gruplar halinde alır ve öğrencinin sınıfta aldığı eğitime paralel bir eğitim sürdürür. (Sucuoğlu, Kargın, 2006,51)

31 Mayıs 2006 tarihli ve 26184 sayılı Resmî Gazete‟de yayımlanan Özel Eğitim hizmetleri yönetmeliğinin 24. maddesinde kaynak oda ile ilgili şu hususlara değinilmiştir;

1- Gruptaki öğrenci sayısı 6 kişiyi geçmemelidir.

2- Oda öğrencinin güvenli ve rahatça hareket edebileceği şekilde düzenlemelidir. 3- Isı, havalandırma, ışık düzeni, ses yalıtımı ve ortam düzenlemesi konularında etkili bir eğitim ortamı oluşturulması açısından dikkat edilmelidir.

4- Destek eğitim odası lavabo vb. gürültünün yoğun olduğu mekânlardan uzak olmalıdır.

5- Odada birebir eğitim için ayrılan kısmın 2x2 metrekarelik bir alandan az olmamasına dikkat edilmelidir.

(25)

6- Odada kullanılacak eğitim araç ve gereçleri öğrencinin yaşına performansına ve yetersizlik türüne gör çeşitlendirilmelidir. Örnek: dil kartları, üzerinde harflerin bulunduğu kartlar, hikâye anlatan resimli kartlar, üç boyutlu görsel malzemeler, hikâye kitapları, sesli hikâye kitapları, eğitim yazılımları… Vb.

7- Öğrencilerin akademik becerilerini geliştirmeye yönelik öğrencinin özelliklerine uygun çalışma kâğıtları vb. hazırlanmalıdır.

Kaynak oda hizmeti kaynaştırma öğrencisini genel eğitim sınıfından ayırdığı için ve sınıf öğretmenlerinin sorunu sınıf dışına çıkarabilme fırsatı gibi görmeleri nedeniyle eleştirilmektedir.(Batu,2000,37)

Kaynak oda eğitiminde özel eğitim öğretmeni ve sınıf öğretmeni yakın iletişim ve işbirliği halinde olmaları gerekmektedir. Bu iş birliğinin sağlanamaması tutarsızlıklara neden olabilir. Ayrıca olumsuz bir sonucu da şu olabilir; kaynak odada öğretmen ile daha yakın çalışma fırsatı bulan öğrenci aynı ilgiyi genel eğitim sınıfında da bekleyebilir. Bu da kaynaştırma öğrencisinin sınıfta zorlanmasına neden olabilir.(Kırcaali-İftar,1998,14)

Türkiye‟ de kaynak oda desteğinin sağlanabilmesi için, ya kaynaştırma öğrencisi bulunan her okulda bir özel eğitim görevlendirilmesi, ya da bir özel eğitim öğretmeninin birden fazla okulda kaynak oda desteği sağlayabilmesi için gezici öğretmenlik hizmetini aktif olarak kullanmak gerekmektedir. (Batu,2000,36) Ancak, ülkemizde gerek özel eğitim öğretmeni sayısı gerekse kaynak oda anlamında sıkıntıların olduğu bir gerçektir.

2.4.2. Sınıf İçi Yardım

Sınıf içi yardım özel eğitim öğretmeni veya yardımcı öğretmenle ile sağlanmaktadır. Sınıf içi yardım ile kaynaştırma öğrencisinin sınıfa uyumu sağlanmakta sınıf öğretmenine öğrenci ile ilgili çalışmalarda yardımcı olunmaktadır. Ayrıca doğrudan sınıfta öğretim yapmak ve öğrenciler arasında olumlu etkileşim oluşturmak gibi konularda yardımcı bir yöntemdir.(Sucuoğlu ve Kargın,2006,50)

Kaynaştırma öğrencisinin sınıftan ayrılmadan destek eğitimi alması bakımından avantajlı bir hizmettir. Fakat sınıf öğretmeninin sınıfına başka bir öğretmeni kabul etmesi, eğitim ortamının fiziksel olarak düzenlenmesi ve eğitim programının düzenlenmesi bakımından sorunlarla karşılaşılabilir.

(26)

2.4.3. Özel Eğitim Danışmanlığı

Özel Eğitim danışmanı özel eğitim öğretmeni ya da rehber öğretmen olabilir. Özel Eğitim danışmanı, davranış problemlerini gidermek, belli derslerdeki güçlükleri yenmek ve bireysel eğitim planı hazırlamak konusunda destek verir. Bu destek hizmeti öğretmenin bilgi ve becerilerinin gelişmesine yardımcı olurken ileride karşılaşacağı sorunları kendi başına çözme becerilerini geliştirir.(Kırcaaali-İftar ve Uysal,1999,3–5)

Özel eğitim öğretmenleri özellikle kaynaştırma öğrencilerinin genel uyum sorunlarının çözümüne yönelik beceri sahibi olduklarından bu konuda ilköğretim öğretmenlerine yardım edebilir ve onlarında bu becerileri kazanmalarına yardımcı olabilirler. Kaynaştırma öğrencilerinin bütünleştirilmesi konusu ile karşı karşıya kalan ilköğretim öğretmeni özel öğretim öğretmeninden destek almaksızın başarılı olamaz. ( Selçukoğlu ve Üre,2002,121)

Sosyal bütünleşme; özel gereksinimli çocuklara farklı insan gruplarında çeşitli etkinliklere eşit şartlar altında katılım sağlanarak birlikte yaşamayı, okula devam etmeyi oynamayı, gezmeyi, eğlenmeyi, çalışmayı ve birlikte bulunmaktan hoşlanmayı öğretmek olarak tanımlanmaktadır. (Çağlar, 1979,528)

Bu hizmetin faydalarını sıralayacak olursak;

1-Sınıf öğretmenleri kendilerine gerekli destek sağlandığında kaynaştırma öğrencilerine etkili bir eğitim sunabilirler. Böylece öğretmenler, kaynaştırma öğrencilerinin diğer öğrencilerden farklı olarak sadece biraz daha bireyselleştirilmiş eğitim planına ihtiyaç duyduklarını bilirler. Dolayısıyla her öğrencinin “özel” olduğu varsayılır.(Stainback ve Stainback,1984,107–111)

2- Bu hizmet daha fazla öğrenciye ulaşılmasını sağlar.

3-Danışmanlık, farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişiler arasındaki bilgi ve iletişimi arttırır.

Özel eğitim danışmanlığının en önemli dezavantajı ise, danışmanlık süreci alanında uzmanlaşmamış bireyler tarafından ya da sistemli bir şekilde yapılmazsa yararlı olamayabilir. (Kamen-Akkoyun,2007,23)

(27)

2.5.Kaynaştırma Uygulamasında Karşılaşılan Sorunlar

Günümüzde kaynaştırma öğrencilerinin genel eğitim sınıflarında akranlarıyla birlikte eğitim almaları giderek daha fazla kabul görmekledir. Bununla beraber uygulamada çeşitli engellerle karşılaşılmaktadır. Bu engeller nedeniylede kaynaştırma uygulamaları başarıyla sonuçlanmamaktadır.

2.5.1.Olumsuz Öğretmen Tutumları ve Nitelikleri:

Olumsuz öğretmen tutumları kaynaştırma uygulamasının başarısını etkileyen en önemli engeli teşkil etmektedir. Davranışlarımızın çoğu gibi tutumlarımızın da çoğu öğrenilerek kazanılmıştır. Tutumu üç bileşen oluşturur. Bunlar duygu, düşünce ve davranıştır. Bu faktörler tutumların olumlu veya olumsuz olmasını, dolayısıyla düşünceleri, hisleri ve davranışları etkiler.(Morgan,1991,363)

Kaynaştırmaya ilişkin olumsuz bakış açısına sahip öğretmenler bu sistemin engelli olmayan çocukların gelişimini olumsuz etkileyeceğini ve kaynaştırma öğrencilerine akademik ve sosyal yönden bir fayda sağlamayacağını ifade etmişlerdir. (Salend,2001,27) Öğretmenlerin olumsuz tavır almalarının asıl nedeni ise kaynaştırmayla ilgili bilgi eksikliklerinden ileri gelmektedir. Öğretmenlerin davranış ve tutumları kaynaştırma öğrencilerinin özellikleri hakkında bilgilenmeleri ve olumlu deneyimle kazanmaları ile değişebilir.(Spencer ve Salend,1998,57).

Öğretmenler kaynaştırma eğitimi konusunda kendilerine daha az güven duymaktadırlar. Bunun nedeni ise deneyim ve bilgi eksikliğidir.(Diane, Alper,1996,245) Özel eğitim tekniklerini bilen öğretmenler bilmeyenlere göre daha başarılı olmaktadırlar (Şahbaz,1997,13).Son zamanlarda olumsuz tutumlardan olumlu tutumlara doğru bir gidiş görülmekte ise de çoğunlukla olumsuzluklar göze çarpmaktadır. Yapılan araştırmalara baktığımızda ise bu tutumların değişik faktörlerden etkilendiği ortaya çıkmaktadır. Bilgilendirici ve eğitici programlar sonucunda öğretmen tutumlarında değişiklikler gözlemlenmiştir.

Öğretmen tutumları kaynaştırma eğitiminde hayati bir öneme sahiptir. Araştırmaların büyük bir bölümü öğretmenlerin, engelli öğrenciye karşı olumsuz görüşe sahip olduğunu ve bu tutumların öğrencinin engel türünden ve şiddetinden etkilendiği sonucunu vermektedir. Bu konuyla ilgili olarak da öğretmenlerin en çok öğrenme

(28)

yetersizliği olan ve hafif engelli öğrencilerin kaynaştırılmasını tercih ettiklerini. En az tercih ettikleri kaynaştırma öğrenci gruplarının ise ağır engeli olanlar, zihinsel engelliler ve davranış problemi olanlardır. (Jenkinson,1997,30)

Scruggs ve Masropieri, 1996 yılında öğretmen tutumları üzerine yaptıkları araştırmada öğretmenlerin, kaynaştırma öğrencilerini sınıflarına kabul etmede isteksiz davrandıklarını ortaya çıkarmışlardır. Öğretmenlerin çekindikleri noktalar ise bu öğrencilerin sınıfın düzenini bozabilecek olmaları ve daha fazla ilgiye ihtiyaçları olduğundan daha fazla zaman ve emek harcamak zorunda kalabilmeleridir. Bazı öğretmenler bu çocuklarla çalışmak konusunda yetersiz olduklarını ifade ederek diğer çocuklardan daha fazla zamana gereksinim duyacaklarını düşünmektedirler. Ayrıca bu öğrencilerin aileleri, rehber öğretmeni ve idarecileri ile de sorun yaşayabileceklerini düşünmektedirler.

Conway ve Gow (1988) yaptığı araştırmada branş öğretmenleri kaynaştırma öğrencilerinin akademik ve davranış gereksinimlerini karşılamanın ekstra bir yük olduğunu belirtmişlerdir. Bu ekstra yükün ise öğretmenlerin sınıftaki diğer normal öğrencilerin akademik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerinin azaldığını belirtmişlerdir. Ayrıca ek yük olarak gördükleri kaynaştırma uygulamasının sinirlerini yıpratabildiği ve streslerini artırabildiği için kaynaştırma öğrencilerini görmezden gelme eğiliminde olduklarını ifade etmişlerdir.

Davranış problemi olan kaynaştırma öğrencilerine karşı çok olumsuz duygular besleyen öğretmenlerin en az fiziksel ve işitme engelli öğrencilerle sorun yaşamaktadır. Öğretmenlerin neredeyse hepsi sınıfta kontrol etmekte zorlandıkları kaynaştırma grubu öğrencilerinin ayrı eğitilmesini düşünmektedirler. Bu tip kaynaştırma öğrencileri sınıfın düzenini bozan unsurlar olarak algılanmaktadırlar. Bununla beraber öğretmenler kendilerine ek bir sorumluluk getireceğini düşündükleri engel grubundaki öğrencilerin kaynaştırılmasına olumsuz bir tavır sergilemektedirler.(Soodak, Podel, Lehman, 1998, 490-492)

Öğretmenin sınıftaki davranış biçimleri özelliklede kaynaştırma öğrencilerine karşı göstereceği olumsuz ve ilgisiz tavırlar sınıftaki diğer çocuklar tarafından taklit edilmektedir. Böylece sınıf öğretmeninin tutumu kaynaştırma öğrencisinin sosyal kabulüne de yön vermektedir.(Güleç,1999,32) Öğretmen tutumu olumlu ise kaynaştırma öğrencisinin sosyal kabulü artar, öğretmenin tutumu olumsuz ise sosyal kabulü azalır.

“Öğretmenlerin kaynaştırma uygulamasına karşı olumsuz tutumları, destek eğitim hizmetlerinin yetersizliğinden, sınıftaki öğrenci sayısının fazla oluşundan,

(29)

geçmişteki yetersiz ve olumsuz deneyimlerden, sınıfta davranış kontrolü sağlamada, yönlendirmede ve uygun bireysel eğitim planı hazırlama, uygulama konularında yeterli donanıma sahip olmamadan kaynaklanmaktadır.(Sucuoğlu ve Kargın,2006,53)

Kaynaştırma eğitiminin engelli çocuğu normal hale getirmek değil, onun ilgi ve yeteneklerini en iyi şekilde kullanmasını sağlamak ve toplum içinde yaşamasını kolaylaştırmak olduğu unutulmamalıdır. Olumsuz öğretmen tutumlarının olumlu yönde değişmesini sağlamak için sınıftaki öğrenci sayısının az olması, gerekli destek hizmetlerinin, personel ve materyal desteğinin sağlanması gerekir.

Kaynaştırmanın başarısı ve yaygınlaşmasında bu denli önem taşıyan öğretmenlerin olumsuz tutumlarının değiştirilmesi iki yolla mümkün olmaktadır;

1- Hizmet içi eğitim programları 2- Hizmet öncesi eğitim programları

Bu iki çeşit eğitim programıyla öğretmenler özel gereksinimli çocuklar hakkında bilgilenme, bakış açısı geliştirme, daha gerçekçi beklentiler oluşturma fırsatını elde edebileceklerdir. (Gözün, Yıkmış,2004,68)

Harvey ve Greenway (1984) öğretmenlerin çeşitli kurslardan sonra kaynaştırmayla ilgili yeterliliklerinin, kendine güvenin arttığını ve daha olumlu yaklaşımları benimsediklerini belirtmişlerdir. Metin ve Güleç (1999); Atay (1999); Güven ve Önder (1995)‟in çalışmalarında da kaynaştırma programlarının başarılı olabilmesi içi öğretmenlere hizmet içi eğitimin verilmesinin gerekli ve önemli olduğu vurgulanmıştır.

Fakat öğretmenlerin büyük bir bölümü özel gereksinimli öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmek için teşvik konusunda eğitim almamıştır ya da az bilgi sahibidir. Eğitim ve bilgi sahibi olmadan kaynaştırma eğitimiyle boşuna uğraşmakta ve bu süre içerisinde öfke ve yetersizlik hissetmektedirler. Bu yüzden öğretmenlerin özel gereksinimli çocukların özelliklerini bilmeleri gerekir.(Luiselli ve Luiselli, 1995,253)

Öncelikle öğretmenler farklı özellikteki çocukları yaşıtları gibi kabul etmeli bu çocukların onlarla olan benzerliklerini farklılıklarından daha önce görmeye çalışmalıdırlar. Öğretmenlerin benzerlikten yola çıkması diğerleriyle ortak yönlerini fark etmesi ve daha sonra farklılıkları gözlemesi, bu çocukların yetersizliklerini desteklemelerini, davranışlarından bağımsız olarak onu kabul etmeleri ve ona saygı göstermeleri için çok önemlidir.(Sucuoğlu, 2003, 27)

(30)

Kaynaştırma uygulamasının bir sorun olmaktan çıkıp başarıya ulaşması için gerekli bazı öğretmen nitelikleri bulunmaktadır. Öğretmenlerde bulunası gereken özellikler konusunda şunları belirtmek gerekir;

1. Değerlendirme ve program geliştirme çalışmalarında ekip içinde yer almalı. 2. Kaynaştırma öğrencisinin yararlanabileceği şekilde öneriler geliştirmeli.

3. Kaynaştırma öğrencilerinin ailelerine danışmanlık yapmamalı ve onlarla etkileşim içinde olmalı.

4. Kaynaştırma uygulamalarına başlamadan önce sınıfı ve kaynaştırmaya alınan öğrenciyi hazırlamalıdır.

5. Kaynaştırma öğrencileri de dâhil olmak üzere sınıftaki tüm çocuklar için eşit eğitsel fırsatlar yaratmalı.

6. Kaynaştırmaya alınan öğrencinin eğitsel gereksinmelerini belirlemelidir. 7. Kaynaştırılan öğrenci için eğitsel amaç saptamalıdır.

8. Kaynaştırma öğrencileri için Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı hazırlamalı. 9. Kaynaştırılan öğrenci için öğretimi kolaylaştırıcı ve destekleyici etkinliklerde

bulunmalıdır.

10. Kaynaştırılan öğrencinin diğer öğrencilerle etkileşimini sağlamalıdır. (Batu ve Kırcaali iftar, 2005,23–24)

Kaynaştırma uygulamalarının kalitesini arttırmak için ebeveynler ve özel eğitim öğretmeni ile işbirliğinin gerekli ve önemli olduğu görüşünü, Darling- Hammond (1997) savunmuşlardır. Öğretmenlerin bilgi ve becerileri ancak bu yollarla artacaktır. (Akt.Fisher,Frey,Thousand,2003,45)

Kaynaştırma eğitiminde gerekli ekip çalışmasının sağlanmadığı zaman öğretmen deneyimsizlik ve bilgisizlikten dolayı, kaynaştırma öğrencilerine karşı farklı davranışlar sergileyebilmekte; yanıt vermeleri için daha az beklemekte, fark etmeden uygun olmayan davranışları ödüllendirebilmekte, başarısızlıkları nedeniyle onları eleştirebilmekte, bu çocukları başarılı çocuklara göre daha az ödüllendirmektedir. Ayrıca kaynaştırma öğrencisini sınıfta uzak yerde oturtabilmekte ve bu çocuklarla daha az iletişim kurabilmektedirler. Ona daha az gülümseyebilmekte ve daha az göz kontağı kurmakta, hatta bu çocukların sorularına daha kısa yanıtlar ve daha az geri bildirim vermektedir.(Sucuoğlu ve Kargın,2006,271)

(31)

2.5.1.1. Kaynaştırma Uygulamalarının Başarıya Ulaşmasında Sınıf Öğretmenine Düşen Görevler;

Kaynaştırma eğitimine başlamadan önce kaynaştırma eğitimine alınacak öğrenciyi ve sınıfı hazırlama: Bu konuda öğretmenin üstüne düşen öncelikli olarak

öğrencinin kendini dışlanmış, farklı hissetmeyeceği duygusal bir ortam yaratmaktır. Engelli öğrenci sınıfta değilken öğrencileri kaynaştırma öğrencisini etiketlendirmeden bilgilendirmesi gerekmektedir. Örneğin “Bugün sınıfımıza öğrenme konusunda/görme konusunda sıkıntı yaşayan bir arkadaşınız katılacak. Kendisiyle çok iyi anlaşacağınızı düşünüyorum ona yardımcı olacağınızdan kuşkum yok” şeklinde bir yaklaşım doğru olacaktır. Öğrenciden sınıfa söz ederken “Özürlü”, “engelli”, “geri zekâlı” türünden etiketlerin öğrenci için son derece zararlı olacağı akıldan çıkarılmaması gereken bir durumdur. Engelli bireyle sınıfa girmeden önce sohbet edilmesi ve beklenti ve korkularını öğrenmenin de faydası olacaktır. (MEB.Kaynaştırma Uygulamaları,2007,5)

Öğretmen her türlü sınıf koşulunda özellikle kaynaştırma öğrencisinin sınıfla bütünleştirilmesinde hem sınıfın sosyal iklimi hem de davranışlar açısından güçlü bir arabulucudur.(Gözün, Yıkmış,2004,137)

Öğrencilerin özel gereksinimli bireyler ve bireysel farklılıkları hakkında bilgilendirilmeleri bu çocukların tutumunda olumlu değişmeye yol açmaktadır. Ayrıca öğretmen benzeşim etkinlikleri planlayarak yani sınıftaki diğer öğrencilerin kendilerini özel gereksinimli öğrencinim yerine koymaları yoluyla öğrencilerin farklı özellikleri olan arkadaşlarına yönelik duyarlılıklarını ve farkındalıklarını arttırmaya çalışabilir. Sınıfa engelli konuklar davet etmek, engelli bireyler hakkında film, kitaplardan yararlanmakta sınıfı hazırlamak için kullanılacak yöntemlerdendir. (Sucuoğlu ve Kargın,2006,289-290)

Kaynaştırma eğitimine alınan öğrencinin eğitsel gereksinimlerini ve işlevde bulunma düzeyini belirleme: Bu konu aynı zamanda bireyselleştirilmiş eğitimin

“Performans Düzeyini Belirleme” aşamasını ifade etmektedir. Öğrencinin performansını belirleme konusunda hazırlanan çeşitli formlar mevcuttur. Bu formlar

(32)

sayesinde öğrencinin gelişimsel olarak ve öğretim bakımından hangi basamakta olduğu tespite çalışılır. Öğrencinin nerede olduğunu bilmek hedef belirlemede ve neyin öğretileceği konusunda yardımcı olacaktır. Ör: öğrenci 100´e kadar birer birer ritmik sayabilmektedir.

Kaynaştırılan öğrenci için eğitsel amaç saptama: Eğitsel amaçlar uzun

dönemli ve kısa dönemli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Öğrencinin düzeyi tespit edildikten sonra amaçlanan bir düzey ortaya konur. Ör: Öğrencinin 1. dönem sonuna kadar 1000´e kadar birer ve 100´e kadar ikişer ritmik sayabilmesi amaçlanmaktadır.

Kaynaştırma öğrencisi için öğretim desenleme ve uygulama: Bu aşamada

öğretmen amacın gerçekleştirilmesi için hangi öğretimsel yöntemi kullanacağını, materyallerini vs. belirleyecektir ve uygulayacaktır. Bütün öğrenciler öğrenebilir. Aklımızdan çıkarmayacağımız şey ise bunların uygun öğretme yöntemi ile öğrenebilecekleri gerçeğidir.(Ataman,2002,19).

Kaynaştırma öğrencisi için öğretimi kolaylaştırıcı ve destekleyici etkinliklerde bulunma: Bu aşamada öğretmen öğrencinin engel türüne göre öğretimi

kolaylaştırıcı unsurları kullanacaktır. Bu materyal veya oyun şeklinde olabilir. Öğrencinin dikkatini çekmek ve o konuya yoğunlaşmasını sağlamak için öğretmenin yenilikler araması gerekir. Öğrencilerin aktif olarak katıldıkları ortamlarda daha iyi öğrenme gerçekleşir. Öğretimsel ipuçları kademeli olarak geri çekildiğinde ve öğrenci heveslendiğinde daha kolay öğrendikleri ortaya çıkmıştır. Öğretmenin kaynaştırma ortamında bunları dikkate alması ve bunu gerçekleştirecek becerilerle donatılması gerekmektedir.( Ataman, 2002, 20)

Kaynaştırma öğrencilerinin olumlu davranışlarını arttırmak için pekiştireçler kullanma: Pekiştirme olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır.

Olumlu pekiştirmede bir davranışın ileride oluşumunu artırmak için ortama hoşnutluk veren bir uyaran sunulurken, olumsuz pekiştirmede ortamdan hoşnutsuzluk veren bir

(33)

uyaran çekilmektedir. Kaynaştırma uygulamalarında başarıya ulaşmak için öğretmenin etkili pekiştireçler kullanmaları gerekir. Öğretmenlerin kullanacakları pekiştireçleri belirlerken her bir öğrencinin bireysel özelliğini göz önünde bulundurmaları gerekir. Bunun için öğrencilerin anne babalarından, arkadaşlarından, diğer öğretmenlerinden ve kendilerinden elde edilen bilgiler nelerin pekiştireç olarak kullanılabilir olduğunu konusunda yardımcı olacaktır.( Çifçi, Yıkmış, Altun,2002,208).

Pekiştirme sırasında, hangi davranışın hoşa gittiği ya da davranışın hangi yönünün beğenildiği vurgulanmalıdır. Böylece, ileride o davranışın yinelenme olasılığı arterken, diğer öğrencilerin o davranışı örnek alma olasılıklarda artmış olacaktır. (Batu, Kırcaali-İftar,2005,117)

Etkili Sınıf Yönetimi Tekniklerinin Kullanılması: Öğretmenin etkili sınıf

yönetimi tekniklerini kullanabiliyor olması kaynaştırmanın başarıyla sonuçlanması için önemlidir. Bu teknikleri şöyle sıralayabiliriz;

1- Sınıf kurallarının Öğretilmesi: sınıf içindeki kurallar belirlenmeli ve bu kurallara uymanın ve uymamanın sonuçları tüm öğrencilere öğretilmelidir. Sınıf kuralları en fazla yedi tane olduğunda daha iyi akılda kalabilmektedir. 2- Eğitim ortamının çekici kılınması: Öğrencilerin ilgilerini çekecek araç

gereç ve etkinlikler hazırlanmalıdır. (Kırcaali-İftar,2005,110)

Kaynaştırılan öğrencinin diğer öğrencilerle etkileşimini sağlama: Bu

basamak en az diğer basamaklar kadar önemlidir. Birçok kaynaştırma öğrencisi sınıftan soyutlanmış bir şekilde sınıfın en arka sırasında kendi haline terk edilmiştir. Oysaki ön sırada oturtulan, katılabileceği grup etkinliklerine katılan, zaman zaman sınıf içinde üstesinden gelebileceği sorumluluklar verilen, oyunlarda kendisini önemli hissedeceği görevler verilen öğrencinin başarı şansı daha yüksek olacaktır. Öğretmen kaynaştırmadaki öğrencilerin diğer öğrencilerle etkileşime geçmesini özendirici tutum içinde olmalıdır.

Yapılan çalışmalar, özel gereksinimi olan ve olmayan çocukların birlikte çalışmalarının ve ortak etkinlikler yapmalarının her iki çocuğunda etkileşiminde olumlu etkiler ile sonuçlandığını göstermektedir. Buna göre öğretmenler okul içi ve okul dışında çocukların etkileşim fırsatını artırmaları çocuklar arasında olumlu ilişkilerin

(34)

gelişmesini sağlayacaktır. Öğretmenin unutmaması gereken nokta diğer öğrencilerin onu model alacağıdır. Örneğin öğretmen 8. sınıfa giden kaynaştırma öğrencisiyle küçük bir çocukmuş gibi konuşursa, bir müddet sonra çocuklar özel gereksinimli arkadaşlarına sanki küçük bir çocukmuş gibi davranacaklardır. Kaynaştırma öğrencilerine sorumluluklar verilmesi ve sınıfa katkılarının olduğunun gösterilmesi, yerliliklerini ortaya çıkarması bu çocukların sınıf içindeki değerlerini artıracaktır.(Sucuoğlu ve Kargın, 2006,291–294)

Kaynaştırılan öğrenci ile gerçekleştirilen öğretimin etkinliği değerlendirilme: Bu aşama kaynaştırma uygulamalarındaki en sorunlu aşamalardan

biri olarak öne çıkmaktadır. Keza öğretmenler kaynaştırma öğrencilerini neye göre değerlendireceklerini bilmemektedirler. Bunun en temel sebebi ise yukarıdaki aşamaların tam olarak yerine getirilmemiş olmasıdır. Düzeyi ve hedefi belli olan öğrencinin değerlendirilmesi de baştaki düzeyine ve baştaki hedeflere göre yapılacaktır. Genel sınıfın performansı ne olursa olsun öğrenci bu engel türü ve yapabildiklerine göre değerlendirilecektir. Bu durumda 2. sınıfa giden ama henüz okumaya yeni başlayan zihinsel engelli bir öğrencinin de gösterdiği performansa göre iyi bir not alması mümkün olabilir. Öğretmenlerin bu konudaki en büyük sıkıntıları da diğer öğrencilere bu durumu açıklamakta ortaya çıkmaktadır. Çünkü okumaya yeni başlayan bir kaynaştırma öğrencisinin aldığı notlarla okumasını ilerletmiş bir öğrencinin aldığı notları açıklamak başlangıçta hiç de kolay olmamaktadır. Bu da kuşkusuz diğer öğrencilerin bu konuda bilgilendirilmesiyle aşılan bir sorundur. Örneğin “Arkadaşınız kendi düzeyine göre sene başından bu yana büyük bir gelişim gösterdi, çalıştı ve ilerleme gösterdi. Siz de çalıştınız ama O sene başında da söylediğim gibi öğrenmede yaşadığı güçlüğe rağmen bunu yaptı” denebilir. Bunların yanında özel eğitim konusundaki yönetmelik ve genelgelerde kaynaştırma öğrencilerinin ne şekilde değerlendirileceği açık biçimde ifade edilmektedir. (Kaynaştırma Eğitimi, 2007,5)

Değerlendirme aşamasında öğretmenin kendisine şu soruları yöneltmesi ve cevaplarını tam olarak aldığında doğru olanı yaptığını bilmesi gerekir;

1. Özel gereksinimli öğrenci ile gerçekleştirdiğim öğretim etkinliğini nasıl değerlendiriyorum?

2. Değerlendirme sonuçlarını özel gereksinimli öğrencinin kendisine, ailesine ve öğrenciyle çalışan diğer personele bildiriyor muyum? Nasıl?

Şekil

Tablo 1. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyete Göre Dağılımı
Tablo  2‟ye  göre,  araştırmaya  katılan  öğretmenlerin  çoğunun  11-15  yıl  arası  kıdeme  sahip  olduğu  anlaşılmaktadır
Tablo 4. Öğretmenlerin Kaynaştırmaya İlişkin Ders ya da Kurs Alma Durumu
Tablo 5. Sınıftaki Kaynaştırma Öğrencisi Sayısı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

N'oublions pas que les gravures et les peintures Magdaléniennes des cavernes ont été exécutées dans les parties les plus obscures des grottes, souvent S.. Parfois

Yalnız çok renkli konuşuşu, kuvvetli görüşü, hükümlerindeki sağlam mantık çerçevesi karşısında ken- dikendime:.. — Bu kadar güzel konuşan, gören,

Yapılan eğilme testlerinde numune olarak kullanılan GFRP kutu profil malzemenin yalın olarak, beton ile birlikte, beton ve donatı ile birlikte, farklı boyutlarda içerisi

ÇĠZELGE LĠSTESĠ ... Kaynak AraĢtırması ... TOZ METALURJĠSĠ VE UYGULAMALARI ... Toz Metalurjisi ... Toz Üretim Yöntemleri ... Mekanik üretim yöntemleri ... Elektroliz ile

• Kontrol listeleri ve değerlendirme ölçekleri: Üstün yetenekli ve üstün zekalı çocukların davranışlarının gözlenebilmesine olanak sağlamakta, karma grup içinde

Nar (2017) yaptığı araştırmada sınıf öğretmenlerinin çoğunluğu, destek eğitim odalarında eğitim alan üstün/özel yetenekli öğrencilerin mutlu, eğlenceli

Epistemolojik inanç profillerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar özellikle üstün yetenekliler bağlamında ele alındığında, bu çalışmaların büyük bir

SAP 2000 V8.2.5 ile yapılan çözüm sonucu mevcut bulonlara taşıma kapasitesinden fazla kuvvet geldiği için yapılan modelde taşıma kapasitesini aşan bulonlar göz