• Sonuç bulunamadı

Ercümend Ekrem

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ercümend Ekrem"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sayı : S i

VİNi

m e ğMü â S a y f a : <

ERCÜMEND EKREM

ERCÜMEND EKREM

Yazan: Hakkı Süha

Meşhedi adlı kahramanı ile edebiyatımıza yeni bir tip kazandıran Ercüment Ekrem..

B

ÜTÜN çizgileri _ yuvarlak, yumuşak, tombalak bir vücut; ince, beyaz bir ten. Tazeliği zamana pes dedirten pembe bir yüz. Kısa, dolgun, hiç adale hissi vermiyen kolların u- cunda sedef tırnaklı, minimini bir çift haseki eli...

Elâ gözlerinde genç parıltı­ lar, gülüşünde mes’ut ve mem­ nun bir çizgi dalgalanışı, biraz taşkın gerdanında zevkli bir tit­ reyiş vardır.

Bir mermer asaletiyle gergin derisinden yıllar, cilâ gibi geçer. Rüzgârlar kayaları nasıl yalıya yalıya parlatırlarsa, zaman da Ercümend’i öylece bir gençlik ehramı haline kor.

Ben, onu yirmi beş sene ön­ ce «BabIâli» de tanıdım. Galiba matbuat müdürü idi. Akşamları bütün gazeteciler onun odasında toplanır, günün hâdiselerini o- rada süzülmüş bulurduk.

O vakte kadar, imzasını hiç bir yerde görmemiştim. Yalnız çok renkli konuşuşu, kuvvetli görüşü, hükümlerindeki sağlam mantık çerçevesi karşısında ken- dikendime:

— Bu kadar güzel konuşan, gören, anlıyaıı hattâ sezen adam, pekâlâ yazar da... Danseden, haydi haydi yürür...

Dediğimi hatırlarım. Sonra, aradan ne kadar geç­ ti, bilmem, bir gün «Vakit» de bir makale çıktı. Bu, Evliya Çe­ lebi seyahatnamesinden bir par­ ça idi. «Mehmet Zilli bin-i ¡Der­ viş» in üslûbu, hiç aksamadan bu satırlarda akıyordu.

Yalnız, üslûp eski olmakla beraber vaka ve mevzua temel teşkil eden manzaralar yeni idi. Meselâ, Evliya’nın sinemaya gi­ dişini, tahassüslerini anlatan bir makalenin hakikî seyahatname­ de yer alması elbette akla sığ­ mazdı.

■Bir yandan okuyor, 'k atıla- katıla gülüyor, zevkle bükülüyor, bir yandan d a :,

— Kim bu acaba?.. Kim bu? Diye söyleniyordum. Niha­ yet yazı bitince ben de hükmü­ mü verdim:

— Her kim ise, aşkolsun a- dama... Evliya’nın derisi içine girmiş!

Evet derisi içine... Çünkü bu benzeyiş şöyle böyle bir kılık kıyafet, duruş, oturuş taklidi de­ recesinde kalmış birşey değildi. Hele «sinema» yı bir aşk filmi­

nin adesesi arkasından seyret­ tikten sonra, Evliya’mn sinema­

ya «sinei ma» deyişi gerçekten hem çok güzel, hem pek manalı

bir buluştu.

— Kim acaba!.. Kim bu? Deyişim de işte bu türlü gü­ zelliklerinden ötürü idi. Bilmem, herkes benim gibi midir? Ben, bana haz veren bir güzellik kar­ şısında, yalnız zevk duymakla doyamam. İçimde bir minnet çi­ çeği de bu zevkle birlikte açar. İsterim, ki bu çiçeği, onu yara­ tana sunayım.

Bizim yazı dünyamız, ne kadarcık şey!... İki saat sonra öğrendim:

— Ercüment Ekrem! Dediler

«Evliyayı Cedid», gerçekten çok ince, pçk zarif şakalar, nük­ telerle zamanın telekkilerine do­ kunuyordu Şaka ve nükte diyorum. Fakat doğrusunu is­ terseniz, bunlar nükteden daha güzel ve şakadan daha derin şeylerdi.

Bu «pastiş» 1er, «Evliyayı Ce­ did» i hem meşhur etti, hem sevgili.

Sonra hemen her gazeteye, her mecmuaya yazmağa başladı. Artık «Ercüment Ekrem» de «Evliyayı Cedid» kadar meşhur­ du. Bir dem geldi, ki Ercüment Ekrem, başka takma adlar da kullanmağa mecbur oldu. Üç dört gazetede başka başka müs- tearlarla yazıyordu. Mizah ve hic­

ve zekâ kağf urundan petekler yaptı.

Bir nokta, küçük, küçücük, bir nokta ona sağlam bir mizahi makale mevzuu olabiliyordu. Meselâ. «Komşu Hatırı» gibi.

Asıl şaşılacak şey, şu ki Er» cüment, en güzel oğlunu bu «şa ka ve mizah» la evlenişinden ka­ zandı.

Belki garip bulacak, belki de azıcık şaşacaksınız. Fakat ben, son hikâye ve romanları­ mız içinde yaratılmış iki nefis tip görüyorum. Biri Reşat Nuri’­ nin <<Çalı Kuşu» ndaki «Doktor Hayrullah» ı, öteki de «Ercü­ ment Ekrem» in «Meşhedi Ca­ fer» idir. Bu iki kahramanın da bütün iç ve dış çizgileri duru, aydınlık ve eksiksizdir.

H attâ sirayet bakımından, halka mal oluş tarafından «Meş­ hedi» daha ağır basar.

Mübalağa, ince bir san’attir. Damakta tuz ne ise, dimağda da mübalâğa o dur. Biraz fazla, a- zıcık eksik oldu mu, lezzet kay­ bolur, tat gider, eser kavrulur. Ercüment Ekrem, bu keskin, bu tehlikeli kılıcı ustaca kullandı. Bize hikmeti az, fakat rindliği taşkın bir ikinci Nasrattin he­ diye etti.

Bazı eserlerinde cevher aya­ rının düştüğü de olmuştur. Lâ­ kin biz de insaflı olalım. Çok yazmak ıztırarı, kalemle geçin­ mek davası dünyanın her yerin­ de, he.r çaptaki adamlar arasın­ da ayni izi bırakmıştır.

Hiç şüphe etmiyorum, ki böyle zorlanışlar olmasaydı bir '«Gün Doğmayınca» yı o da be- nimseıııiyecek, adı üstünde böyle bir cömertliğe katlanmıyacaktı.

Hâlâ yazan bir kalem hak­ kında son hüküm verilemez. Kim bilir, belki yarın bugüne k a ­ dar yazdıklarını eteklerinde bı­ rakan bir zekâ ve ruh şahikası yaratacaktır. Bunu candan ister ve gerçekleşmesine dua ederiz.

HAKKI SÜHA

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ülkem duy, kaç yaraya kaç şehir daha sığdırabilirsin, dinle bir kadının sessizliği ne çok adamın vicdanını daha çatlatacak gör.. hiçbir acıyı hiçbir

Benim bu tutumum, ona olan hayranlığımın, birlikte yaşarken her an şahit oldu­ ğum ve içimi aşkla sevgiyle titre­ ten, yalnız bana değil herkese açık ama en

Örne¤in, ayn› boyda, ayn› kiloda olan ve ayn› antrenman› yapan iki tak›m, dakikada 30 kürek çekerek parkuru tamamlad›¤›nda tak›m- lardan birinin ortalama kol

Anne Sütüyle Bulaşma İzlenen Bir Bruselloz Olgusu A Case of Brucellosis Transmitted Through Breast Milk.. İbrahim Halil Şahin 1 , Celal Çalışır 2 , Hakkı Mustafa Güldüren 3

Diğer taraftan Elmalı - Kadı­ köy isale hattının inşası müte­ ahhidine ihale olunmuştur.. Bu hattın boyu 10 kilometre uzun­ luğunda olup 600 milimetrelik

Hattâ dışardaki •biz*i yaratan bile pek görülmez, onun ürünüdür sözko- nusu olan Yahya Kemal’de. İnsanlar, kimi yerde, görününün parçalan olarak

Hele kitabın içine konan resim­ ler hakikaten çok yerinde ve bir ilim kitabının ciddiyetini bozmıyacak ka­ dar mükemmel ve mânalı. Yalnız, bu güzel ve

Kurtuluş, (2001) yapmış olduğu bir çalışmada, bağımsız (açıklayıcı) değişkenler arasında çoklu bağlantı olması durumunda ortaya çıkan sorunları