• Sonuç bulunamadı

3/B SINIFI MEDENÎ USUL HUKUKU DERSİ ÖĞRENCİLERİNİN DİKKATİNE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "3/B SINIFI MEDENÎ USUL HUKUKU DERSİ ÖĞRENCİLERİNİN DİKKATİNE"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3/B SINIFI MEDENÎ USUL HUKUKU DERSİ ÖĞRENCİLERİNİN DİKKATİNE

KONU: - Derse ilişkin başarı değerlendirme ölçüleri - Bütünleme sınavı bilgisi

- Final sınavı cevap anahtarı

2015-2016 eğitim öğretim dönemi, 3-B sınıfı, medeni usul hukuku dersi final sınavı notları değerlendirilirken:

- Geçme notu 50’ye çekilmiş;

- Final sınavından en az 45 puan almış olması kaydıyla, dersten başarılı olabilmek için en fazla 5 puana ihtiyacı olan öğrenciye puan eklemesi yapılmış ve

- Harf notu belirleme işleminde mümkün olan en alt sınır uygulanmıştır.

Bir öğretim üyesinin vermiş bulunduğu notu hukuka uygun bir şekilde değiştirebilmesinin tek yolu, cevap kağıdında “maddi hata” yapılmış olmasıdır. “Maddi hata” ise, cevap kağıdında sehven notlanması atlanmış cevap bulunması, toplama hatası yapılmış olması ve yukarıda açıklanan ölçülere uyuyor olmakla birlikte gerekli not eklemesinin gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Bu çerçevede, herhangi bir başka nedenle yapılacak not değişikliği talepleri yanıtlanmayacak; bu tür istekleri içeren maillere cevap verilmeyecek ve öğrenci görüşme talepleri de kabul edilmeyecektir.

Dersin bütünleme sınavı ise, çoktan seçmeli test sınavı şeklinde gerçekleştirilecek ve mevzuat kullanımı yasak olacaktır. Sınav test sınavı olması nedeniyle, öğrenciye geçmesi için herhangi bir not eklemesi de yapılmayacaktır.

Bilgilerinize sunulur....

Emel HANAĞASI

(2)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 3/B SINIFI MEDENÎ USUL HUKUKU SINAVI (13.6.2016)

Öğrencinin

Adı ve soyadı : Final notu:

Numarası :

Sınav Talimatı: 1) Sınav süresi 120 dakikadır. 2) Sınavda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve ilgili mevzuat metni kullanılabilir. 3) Sorular, soru kâğıdında bırakılan boşluklara cevaplanacak; başka kâğıt verilmeyecektir. 4) “SORU I” aşağıda verilmiş bulunan dava dilekçesindeki bilgiler çerçevesinde

cevaplanacaktır. Başarılar dilerim.

Emel HANAĞASI

SORULAR SORU I) Dava Dilekçesi:

ESKİŞEHİR NÖBETÇİ TİCARET MAHKEMESİNE

DAVACI : İhsan Öz, (T.C. kimlik no. 123456789101)

Samsun Yolu Siteler Girişi No. 133, Altındağ/Ankara VEKİLİ : Av. Osman Kar, (Baro sicil no. 13245)

Karanfil Sok. No. 42/11, Bakanlıklar/Ankara DAVALI : Pınar Işık

Güzaltan Sok. No.21/3, Maltepe/İstanbul OLAYLAR :

1) Müvekkilim İhsan Öz ile İstanbul’da memur olan ve tayini Ankara’ya çıkan davalı Pınar Işık, davalının Ankara’nın Çayyolu mahallesinde satın almış bulunduğu evdeki (Alacaatlı Cad. 21/H3, Çayyolu- Yenimahalle/Ankara) ahşap doğrama olan pencere ve kapı çerçevelerinin tümünün değiştirilerek yerine alüminyum doğrama çerçeve yapılması ve tüm balkonların cam ile kapatılması konusunda anlaşmış ve taraflar bu konuda 20.01.2016 tarihinde bir sözleşme (Ek 1) imzalamışlardır.

2) Taraflar arasında Ankara’da akdedilen bu sözleşmeye göre, davalının yukarıda adresi verilen evde bulunan tüm dış pencere ve kapıların ahşap doğramaları en iyi kalite beyaz alüminyum doğrama olarak değiştirilecek ve ayrıca balkonlar cam ile kapatılacaktır. Sözleşme konusu iş, Sözleşme tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde tamamlanacak ve iyi işçilik kullanılacaktır. 10.000 TL malzeme ve 8.000 TL işçilik olmak üzere toplam 18.000 TL olan iş bedelinin 8.000 TL’si işe başlandığı tarihte, geri kalan kısım ise işin tamamlandığı gün ödenecek, zamanında ödeme yapılmaması halinde aylık % 10 faiz yürütülecektir. Ayrıca anılan Sözleşme’de, işbu Sözleşme’den kaynaklanacak her türlü uyuşmazlık bakımından Eskişehir mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır.

3) Müvekkilim İhsan Öz, 23.01.2016’da işe başlamış ve işi 7 gün içinde, 30.01.2016 tarihinde, yukarıda belirtilen Sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde tamamlamıştır. Davalı Pınar Işık, işe başlandığı tarihte 8.000 TL ödemede bulunmuştur. Ancak ödemesi gereken bakiye 10.000 TL’yi, Sözleşme’de kararlaştırılan kalitede malzeme kullanılmadığı ve işçiliğin de iyi olmadığı gerekçesiyle ödememiştir.

4) Davalı Pınar Işık’a, Ankara 21. Noterliği’nden 10.3.2016 tarih ve 10920 yevmiye numaralı ihtar (Ek 2) çekilerek ödemesi gereken bakiye alacak için ayrıca 7 günlük bir süre verilmiş, ancak bugüne kadar herhangi bir ödemede bulunulmamıştır.

5) Yukarıda açıklanan gerekçelerle işbu davayı açma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

DELİLLER : 20.01.2016 tarihli Sözleşme, Ankara 21. Noterliği’nden çekilen 10.03.2016 tarih ve 10920 yevmiye numaralı ihtarname, ticari defterler, tanık, bilirkişi, keşif, yemin

İSTEM : Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalıdan olan 10.000 TL alacağın, 30.01.2016’dan itibaren aylık % 10 faizi ile birlikte tahsiline, karşı tarafın yargılama giderleri ile vekâlet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederiz. Saygılarımızla. 01.04.2016

Davacı Vekili Av. Osman KAR OsmanKar Ekler:

1- 20.01.2016 tarihli Sözleşme,

2- Ankara 21. Noterliği’nden çekilen 10.03.2016 tarih ve 10920 yevmiye numaralı ihtarname

(3)

1) Yukarıda verilmiş olan dava dilekçesini sadece medenî usul hukuku kuralları bakımından inceleyerek, hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınabilecek ya da davalı tarafından ileri sürülebilecek usulî nitelikli 4 eksikliği ya da hatayı belirtip, bunların nasıl ileri sürülmesi gerektiğine de değinerek sonuçlarını açıklayınız. (32 puan)

GÖREV: Somut olayda Pınar, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi; yani tüketicidir. Eser sözleşmesinin işlerlik kazandığı somut olayda olduğu gibi, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan ve yasal parasal sınırı aşan tüketici uyuşmazlıklarında görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Görev dava şartı olduğundan, taraflar yargılamanın her aşamasında ileri sürebileceği gibi mahkemece de resen gözetilir. Olayımızda mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekir.

YETKİ (YETKİ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİ): Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir (TKHK m. 73/5). Burada kesin yetki hali söz konusu değildir, dolayısıyla yetki sözleşmesi yapılabilir. Bununla birlikte, somut olayda, “ancak tacirler veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapabileceği”ne ilişkin şart (m. 17) sağlanmamaktadır. Bu nedenle, yapılan yetki sözleşmesi geçerli olmadığından dava yetkisiz mahkemede açılmış olur. Ancak mahkeme yetkisizliğini resen gözetemeyeceğinden, davalının süresi içinde yetki ilk itirazında bulunması gerekir;

aksi halde davanın açıldığı mahkeme, yetkili mahkeme haline gelir.

DAVA DİLEKÇESİNDE “DAVA KONUSU”NUN BULUNMAMASI: Dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan biri de, davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeridir (HMK m. 119/d). Dava konusunun değeri belirtilmemişse, bu konu Harçlar Kanunu çerçevesinde çözümlenir. Dava dilekçesinde davanın değerinin belirtilmediği somut olayda, mahkeme, davacıya eksikliği tamamlaması, eksik kalan harcı yatırması için kesin bir süre verir; eksiklik tamamlanmazsa dosya işlemden kaldırılır; üç ay içinde davacı, harcı yatırarak eksikliği tamamlamazsa, dava açılmamış sayılır.

DİLEKÇEYE VEKÂLETNAMENİN EKLENMEMİŞ OLMASI (VEKÂLETNAMESİZ DAVA AÇILMASI): Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır (m. 77). Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.

NOT: BELLİ HUSUSLARIN TARTIŞILMIŞ OLMASI KOŞULU İLE, İMZA YOKLUĞU YA DA DELİLLERİN SOMUTLAŞTIRILMAMIŞ OLMASI GİBİ AÇIKLAMALARA DA PUAN VERİLMİŞTİR!

2) Somut olayda, İhsan Öz’ün, Pınar Işık’ın kendisine 10.000 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmesi istemi ile dava açması mümkün müdür? Gerekçeli olarak açıklayınız. (5 puan)

Somut tespit davası açılabilmesi için dava şartı niteliğinde olan tespit davası açmakta “hukukî yararının bulunması” gerekir (m. 106, 2). Olay bakımından ise tespit davası açmakta hukukî yarar yoktur. Çünkü davacı eda davası açabilecek durumda ise, tespit davası açmakta hukukî yararı olmaz. Öte yandan olayda, belirsiz alacak davası açılması da mümkün olmadığından HMK m. 107, II hükmünün de uygulanması söz konusu değildir. Bu durumda, tespit davası açılacak olursa, bu dava, dava şartı yokluğundan usulden reddedilir.

3) Bir an için, dava dilekçesini 11.04.2016, Pazartesi günü tebellüğ eden davalı Pınar’ın, cevap dilekçesini 04.05.2016, Çarşamba günü verdiğini ve bu dilekçede aşağıdaki iddia ve savunmalarda bulunduğunu varsayalım. Davayı görecek hâkimin bu savunmaları dikkate alması mümkün müdür? Değilse, davalı Pınar’ın bu iddiaları ileri sürebilmesinin başka bir yolu var mıdır? Her bir şıkkı ayrı ayrı değerlendirerek, gerekçeli olarak açıklayınız.

a) “Mahkeme bu dava bakımından yetkisiz olup, işbu davanın Ankara’da açılması gerekir.” (5 puan)

Bu iddia bir ilk itiraz niteliğinde olup, cevap dilekçesinde ve esasa cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerekir (m. 19, 2; m. 126; m. 117). Soruda verilen bilgilere göre, davalı esasa cevap süresi olan iki hafta içinde cevap vermemiş ya da aynı süre içinde cevap süresinin uzatılması için başvurmamıştır. Bu çerçevede, hâkim söz konusu ilk itirazı dikkate almayacaktır. İlk itiraz niteliğinde olan bu iddianın karşı tarafın muvafakati ile ya da ıslah yoluyla ileri sürülmesi de mümkün değildir

(4)

b) “Söz konusu alacağı vadesinde ödedim.” (8 puan)

Cevap süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş̧ olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını (davayı) inkâr etmiş̧ sayılır (m. 128). Bu halde, davalı ancak inkâr çerçevesinde olan savunmalarını ileri sürebilir. Bu çerçevede, ödeme vakıası, kural olarak inkâr kapsamında değerlendirilemeyeceğinden savunmanın genişletilmesi yasağına girer ve ancak karşı tarafın muvafakati ya da ıslah yolu ile ileri sürülebilir. Ancak ödeme vakıası bir itiraz olduğundan hâkim dosyaya usulüne uygun olarak girmiş belgelerden borcun ödenmiş olduğunu görürse ödeme vakıasını resen dikkate alabilir.

4) Bir an için tarafların yazılı bir sözleşme yapmadığını varsayalım. Bu durumda, Av. Osman Kar, davalı Pınar’ın, müvekkili İhsan’a yazdığı bir e-mailde 10.000 TL borcunu en yakın zamanda ödeyeceğinden söz ettiğini belirterek bu mailin çıktısını mahkemeye verse, bu çıktı, dava konusu alacağın varlığını ispatı bakımından yeterli olur mu? Çeşitli olasılıkları dikkate alarak cevaplayınız. (10 puan)

Söz konusu mailin güvenli elektronik imza ile imzalanmış olup olmadığına göre cevap değişecektir:

Güvenli elektronik imza ile imzalanmamış ise: Bu mail söz konusu iddianın ispatı için tek başına yeterli ol- maz. Bu çıktı, 202. maddede tanımlanan delil başlangıcı olarak kabul edilebilir. Çünkü bu yazılı belge, varlığı iddia edilen hukukî işlemi tam olarak ispata yeterli değildir; fakat o işlemin yapıldığına ilişkin belirtiler taşımaktadır. Bu durumda Kanun (m.202, 1), delil başlangıcına dayanan Davacı tarafa dava konusu hukukî işlem hakkında tanık dinletme (takdiri delillere başvurma) hakkı vermektedir. Buna göre, delil başlangıcı senetle ispat zorunluluğuna ilişkin m. 200’deki 2.500 TL’lik ana kuralın istisnalarından birini oluşturur.

Güvenli elektronik imza ile imzalanmış ise: HMK m. 205 gereğince, usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler, adi senet hükmündedir. Dolayısıyla güvenli elektronik imza ile imzalanmış mail çıktısı senet hükmünde olacak ve dava konusu alacağın varlığının ispatı bakımından tek başına yeterli olacaktır.

5) Bir an için, davalı Pınar’ın usulüne uygun bir biçimde mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde şöyle dediğini varsayalım:

“10.000 TL’lik iş bedelini ödemediğim doğrudur; fakat söz konusu iş Sözleşmeye uygun bir biçimde gerçekleştirilmediğinden aramızdaki Sözleşmeyi fesh ettim. Bu nedenle davacıya herhangi bir borcum yoktur.” Bu durumu usul hukuku bakımından değerlendiriniz. (7 puan)

Bağlantılı bileşik ikrarda, ikrar edenin ikrarına eklediği vakıa ile ikrar edilen vakıa arasında doğal bir bağlantı (irtibat) vardır; ikrara eklenen vakıa, ikrar olunan vakıanın doğal bir sonucudur. Doktrinde ve uygulamada bağlantılı bileşik ikrarın bölünmesi gerektiği görüşünün ağırlıklı olduğu söylenebilir. Bu halde, m. 190 ve TMK m. 6 uyarınca davalının işin Sözleşme’ye uygun bir biçimde gerçekleştirilmediğini ispat etmesi gerekir.

6) Davalı Pınar, “Sözleşme’de kararlaştırılan kalitede malzeme kullanılmadığı ve işçiliğin de iyi olmadığı” yönündeki iddiasını ispatı için bilirkişi incelemesi talebinde bulunmuştur.

a) Bu iddianın ispatı için bilirkişiye başvurulabilir mi? (3 puan)

Öncelikle, söz konusu iddia çerçevesinde hukukî fiil ispatı söz konusu olacağından bu iddianın takdiri delillerle ispatı mümkündür. Hâkim tarafından bilinemeyen, hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurulabilir (m. 266). Somut olay bağlamında da, hâkimden söz konusu değerlendirmeyi kendisinin yapması beklenemeyeceği için davalı Pınar cevap ya da 2. cevap dilekçesinde bilirkişi deliline başvuracağını belirtmiş olması halinde bir takdiri delil olan bilirkişinin görüşüne başvurulmasını mahkemeden isteyebilecektir.

b) Bir an için, söz konusu iddianın ispatı için bilirkişiye başvurulmasının mümkün olduğunu ve hâkimin bilirkişi olarak bir inşaat mühendisini görevlendirdiğini varsayalım. Hâkim bilirkişinin dava konusu hakkındaki görüşleriyle bağlı mıdır?

Gerekçeli olarak açıklayınız. (5 puan)

Bilirkişinin oy ya da görüşü takdiri delildir. Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (m. 282). Yani hâkim bilirkişi raporu ile bağlı değildir. Burada bağlı olmaması ile kastedilen, hâkimin bilirkişi raporunda yer alan özel veya teknik bilgi ile varılmış olan sonucun yanlış olduğu kanısına varması halinde gerekçelerini açık ve kesin bir biçimde göstermek suretiyle gerekiyorsa raporun aksine de karar verebilmesidir. Sonuç olarak somut olayda hâkim bir takdiri delil olan bilirkişinin görüşü ile bağlı değildir.

(5)

7) Bu dava görülürken, aşağıdaki olasılıkların ortaya çıkması halinde, mahkemece ne gibi işlemler yapılması gerekir?

Gerekçeli olarak açıklayınız. (Her bir şıkkı diğerinden bağımsız olarak düşünüp cevaplandırınız.)

a. Davacı İhsan da, vekili Av. Osman Kar da ön inceleme duruşmasına gelmemiştir. (5 puan)

Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, hâkim gelen tarafa yargılamaya devam etmek isteyip istemediğini sorup ondan alacağı cevaba göre işlem yapmak zorundadır. Buna göre gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Herhangi bir mazeret ileri sürülmeksizin gelmeyen davacı ve vekili yokluklarında yapılan işlemlere itiraz edemezler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Somut olay bakımından davalı Pınar, yargılamaya devam edilmesini isterse karşı tarafın muvafakati aranmaksızın ön inceleme aşamasında iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir.

b. Davalı Pınar Işık ölmüştür. (5 puan)

Davalı Pınar dava devam ederken ölürse taraf ehliyeti son bulur(m. 55). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı devam edilmesi söz konusu olmaz. Ölen kişinin mirasçılarının davaya devam edip etmeyeceğinin tayini için dava konusunun ölenin mirasçılarını ilgilendiren bir dava olup olmadığına göre ikili bir ayrım yapılır. Somut olay bağlamında açılan dava yalnız öleni ilgilendiren bir dava olmadığından, mirasçıları da ilgilendirdiğinden, yani, onların malvarlığı haklarını etkilediğinden, dava konusuz kalmaz; davaya ölen Pınar’ın mirasçılarına karşı devam edilir. Bu durumda, kural olarak dava mecburî (zorunlu) dava arkadaşı olarak mirasçıların hepsine karşı devam ettirilebilir (m. 59). Ancak bu dava, para alacağına ilişkin olduğu ve mirasçılar murisin para borçlarından müteselsilen sorumlu oldukları için (TMK m. 641, TBK m. 163) davacı, mirasçıların tümüne karşı davaya devam edebileceği gibi içlerinden bir veya birkaçına karşı da davayı devam ettirebilir. Bu durumda davalılar arasında ihtiyarî dava arkadaşlığından söz edilir (m. 57). Davanın devamı için öncelikle mirasçıların mirası kabul veya reddinin ortaya çıkması gerekir. Eğer mirası açık bir ret veya kabul yoksa bu hususta kanunla belirlenen süreler (üç ay) geçinceye kadar (TMK m. 605) dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (m. 55).

SORU II) Aşağıdaki Yargıtay kararını değerlendiriniz. (15 puan)

“Mahkemece, 16.07.2014 günü ön inceleme duruşması yapılmış, davacı ön inceleme duruşmasından önce 11.04.2014 tarihinde verdiği dilekçe ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Talep iddia ve savunmanın diğer tarafın muvafakati aranmaksızın serbestçe değiştirilip genişletilebileceği yargılama kesitinde ileri sürülmüştür (HMK. md 141/1). İddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesinin cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile yapılması zorunluluğu yoktur.

Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından önce olması koşuluyla, bu dilekçeler dışında verilen diğer bir dilekçe ile yapılması usulen mümkündür. Yasa ön inceleme duruşmasında bir tarafın mazeretsiz olarak gelmemesi durumunda dahi genişletme veya değiştirmeye diğer tarafın muvafakati aranmaksızın imkân verdiğine göre, bu duruşmadan önce bunun mutlaka cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile yapılabileceğini, bu nitelikte olmayan bir dilekçe ile yapılamayacağını kabul etmek yasal düzenleme ile bağdaşmaz. Bu bakımdan davacının usule uygun ve ön inceleme aşamasının tamamlanmasından önce ileri sürülmüş usulen geçerli bir maddi ve manevi tazminat talebi mevcuttur. Bu bakımdan mahkemece davacı kadının maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” (2. HD, 15.12.2015, 9889/24000)

ÖĞRENCİNİN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ TARTIŞMAYA GÖRE TAKDİR EDİLMİŞTİR!

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu durumda tahtada yazılan sayılardan biri tekrar yazılıydıysa, tahtadaki sayıların toplamı tersi yazılmayan ve aynısı yazılan sayının 2 katı olacaktır... Cenk’in

ve Oylanması 50 31.. Karma Hükümetten Birlikte Çekilme 51 31 Hükümetin Gruptan Güvenoyu istemesi ..... HALKÇI PARTİ T.B.M.M. — Bu İçyönetmelik, Halkçı Partinin T.B.M.M.

Turan (İzmir) - Serbest Muhasebecilik ve Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanunu Tasarısı ve Adalet ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları münasebetiyle.

- Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu

- Elazığ Milletvekili Mehmet Kemal Ağar'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma

kında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun Kovuşturmanın Milletvekilliği Sıfatının Sona Ermesine Kadar Ertelenmesine Dair

56.- Diyarbakır Milletvekili Mesut DEGER'in, Ankara Numune Hastanesi Hariciye Servisin- deki ölümlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5253) (Başkanlığa

İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında