• Sonuç bulunamadı

Yunus Emre divanında ve risaletün nushiyyede kelime grupları ve söz varlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yunus Emre divanında ve risaletün nushiyyede kelime grupları ve söz varlığı"

Copied!
466
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

YÛNUS EMRE DĐVANI’NDA VE

RĐSÂLETÜ’N-NUSHĐYYE’DE

KELĐME GRUPLARI VE SÖZ VARLIĞI

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Canan DURMAZ

Enstitü Anabilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı

Enstitü Bilim Dalı: Yeni Türk Dili

Tez Danışmanı: Prof. Dr. M. Mehdi ERGÜZEL

HAZĐRAN-2008

(2)

T.C.

SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

YÛNUS EMRE DĐVANI’NDA VE

RĐSÂLETÜ’N-NUSHĐYYE’DE

KELĐME GRUPLARI VE SÖZ VARLIĞI

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Canan DURMAZ

Enstitü Anabilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı

Enstitü Bilim Dalı: Yeni Türk Dili

Bu tez 11/06/2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir.

Prof.Dr. Alaeddin MEHMEDOĞLU Prof.Dr.Mehdi ERGÜZEL Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTUN

Jüri Başkan Jüri Uyesi Jüri Uyesi

Kabul

Kabul

Kabul

Red

Red

Red

Düzeltme

Düzeltme

Düzeltme

(3)

BEYAN

Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden

yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu,

kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu

üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını

beyan ederim.

Canan DURMAZ

11.06.2008

(4)

ÖNSÖZ

Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıta; kendi kanunları içinde

yaşayan ve gelişen canlı bir varlık; milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan

sosyal bir müessese; seslerden örülmüş muazzam bir yapı; temeli bilinmeyen

zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar ve sözleşmeler sistemidir.

Bu tez çalışmasında ünlü tasavvuf şairi Yunus Emre’nin şiirlerinin toplanmış olduğu

Yunus Emre Divan’ı ve Risâletü’n-Nushiyye’deki kelime grupları ve söz varlığı

ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

Bu çalışmam esnasında danışmanlığımı üstlenerek, Türk Edebiyatı’nda önemli bir yere

sahip olan Yunus Emre’nin eserlerini incelememi tavsiye ederek, çalışmalarımın her

aşamasında yardımlarını ve desteğini esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. M. Mehdi

ERGÜZEL’e teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca hayat arkadaşım Ali DURMAZ’a,

oğlum Alperen’e ve hayatım boyunca beni destekleyen aileme sonsuz teşekkürlerimi

sunuyorum.

Canan DURMAZ

11.06.2008

(5)

i

ĐÇĐNDEKĐLER

KISALTMALAR………...

ŞEKĐL LĐSTESĐ………....

ÖZET………..

SUMMARY………

GĐRĐŞ………..

BÖLÜM 1. KELĐME GRUPLARI………..

1.1. Kelime Gruplarının Özellikleri……….

1.2. Kelime Grubu Çeşitleri……….

1.2.1. Đsim Tamlaması ………...

1.2.2. Sıfat Tamlaması………

1.2.3. Sıfat Fiil Grubu……….

1.2.4. Zarf Fiil Grubu………..

1.2.5. Đsim Fiil Grubu……….

1.2.6. Tekrar Grubu……….

1.2.7. Edat Grubu………

1.2.8. Bağlama Grubu……….

1.2.9. Ünvan Grubu……….

1.2.10. Birleşik Đsim………

1.2.11. Ünlem Grubu………..

1.2.12. Sayı Grubu………..

1.2.13. Birleşik Fiil……….

1.2.14. Kısaltma Grupları………...

1.2.14.1. Đsnat Grubu………...

1.2.14.2. Yükleme Grubu……….

1.2.14.3. Yaklaşma Grubu………...

1.2.14.4. Bulunma Grubu……….

1.2.14.5. Uzaklaşma Grubu……….

1.2.14.6. Vasıta Grubu……….

1.2.15. Aitlik Grubu………

iv

v

vi

vii

5

6

7

7

8

9

9

10

10

11

11

12

12

13

13

13

15

15

16

17

17

17

17

18

19

(6)

ii

BÖLÜM 2. YÛNUS EMRE………..

2.1.

Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri

………...

BÖLÜM 3. YÛNUS EMRE DĐVANI’NDA VE RĐSÂLETÜ’N-

NUSHĐYYE’DE KELĐME GRUPLARI………..

3.1. Đsim Tamlamaları.………...

3.1.1. Belirli Đsim Tamlamaları………...

3.1.1.1. Đki Kelimeden Oluşan Belirli Đsim Tamlamaları…………...

3.1.1.2. Üç ve Daha Fazla Kelimeden Oluşan Belirli Đsim

Tamlamaları………....

3.1.2. Belirsiz Đsim Tamlamaları………...

3.1.2.1. Đki Kelimeden Oluşan Belirsiz Đsim Tamlamaları………

3.1.2.2. Üç ve Daha Fazla Kelimeden Oluşan Belirsiz Đsim

Tamlamaları………...

3.2. Sıfat Tamlamaları…….………

3.2.1. Đki Kelimeden Oluşan Sıfat Tamlamaları………...

3.2.2. Üç ve Daha FazlaKelimeden Oluşan Sıfat Tamlamaları………

3.3. Sıfat Fiil Grupları………...

3.4. Zarf-Fiil Grupları………..

3.5. Đsim Fiil Grupları………..

3.6. Tekrar Grupları.………...

3.7. Edat Grupları………

3.7.1. “Đçin” Đle Oluşan Edat Grupları………...

3.7.2. “Gibi” Đle Oluşan Edat Grupları………..

3.7.3. “Đle” Đle Oluşan Edat Grupları………...

3.7.4. “Diye“ Đle Oluşan Edat Grupları ………...

3.8. Bağlama Grupları………...

3.9. Unvan Grupları………...

3.10. Birleşik Đsimler………...

3.11. Ünlem Grupları………...

3.12. Sayı Grupları.………...

3.13. Birleşik Fiiller.………..………...

19

26

26

26

26

33

35

35

44

45

45

58

62

68

73

74

75

75

75

76

76

76

79

79

85

85

85

87

87

(7)

iii

3.14. Kısaltma Grupları………...

3.14.1. Đsnat Grupları………...

3.14.2. Yaklaşma Grupları………...

3.14.3. Bulunma Grupları………...

3.14.4. Uzaklaşma Grupları………

3.14.5. Vasıta Grupları………...

3.15. Kelime Grupları Đle Đlgili Sayısal Veriler………...

BÖLÜM 4. YÛNUS EMRE DĐVANI VE RĐSÂLETÜ’N-

NUSHĐYYE’YE AĐT DĐZĐN………....

SONUÇ……….………..

KAYNAKÇA………..

EKLER………...

ÖZGEÇMĐŞ………...

93

93

93

93

94

94

94

97

352

353

355

454

(8)

iv

KISALTMALAR

i : isim

s : sıfat

tn : tamlanan

ty : tamlanan

BG : Bize Göre

BŞ : Beş Şehir

KGK : Kendi Gök Kubbemiz

SH : Seçme Hikayeler

Ş : Şiirlerim

(9)

v

ŞEKĐL LĐSTESĐ

Şekil 1 : Kelime Gruplarının Çeşitlerine Göre Dağılımı……….... 96

Şekil 2 : Đsim Tamlamalarının Dağılımı………. 96

Şekil 3 : Sıfat Tamlamalarının Dağılımı………. 97

Şekil 4 : Edat Gruplarının Dağılımı……… 97

Şekil 5 : Kısaltma Gruplarının Dağılımı………. 98

(10)

vi

SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti

Tezin Başlığı: Yûnus Emre Divanı’nda ve Risâletü’n-Nushiyye’de Kelime

Grupları ve Söz Varlığı

Tezin Yazarı: Canan DURMAZ Danışman: Prof. Dr. M. Mehdi ERGÜZEL

Kabul Tarihi:11/06/2008 Sayfa Sayısı: VII(önkısım)+357(tez)+100(ek)

Anabilimdalı:Türk Dili ve Edebiyatı Bilimdalı : Yeni Türk Dili

Yûnus Emre‘nin şiirlerinde kullandığı kelimeler ve kelime grupları nelerdir, bunları

ne sıklıkla kullanmıştır? Sorularının cevabı için böyle bir çalışmaya gerek duyuldu.

Aynı zamanda bu çalışma Yûnus’un Divan’da ve Risâletü’n-Nushiyye’de

kullandığı kelime gurupları ve kelimelerin kullanış sıklığının ve bu kelimeleri

hangi anlamlarda kullandığını tespit etme amacı güder.

Đşe, önce Yûnus Emre‘nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermekle başladık.

Türkçe’deki kelime grupları ile ilgili ayrıntılı bilgilerin ardından, bu kelime

gruplarının örneklerini bu iki eserde bulup, sistemli bir şekilde verdik. Đkinci olarak bir

dizin oluşturduk. Burada bir kelimenin hangi sayfa, kaç kez tekrarlandığını ve hangi

anlamda kullanıldığını verdik.

Anahtar kelimeler: Kelime, Kelime Grupları, Dizin

(11)

vii

Sakarya University Institute of Social Sciences Abstract of Master’s Thesis

Title of Thesis: Word groups and verbal expressions in Yunus Emre Divan and

Risâletü’n-Nushiyye.

Author: Canan DURMAZ Supervisor : Prof. Dr. M.Mehdi ERGÜZEL

Date:11/06/2008 Nu.Of. Pages :VII(pre t.)+357(main b.)+100(app.)

Department : Turkish Language and Literature Subfield: New Turkish Language

This study aims at finding out some answers to such questions as what are the words

and word groups used by Yunus Emre in his poems and how often does he use these?

Moreover the goal of this study includes examining the frequency of word groups and

expressions uttered by Yunus in Divan and Risâletü’n-Nushiyye together with in

which meanings he used these words.

First of all, we begin the study by giving some information about Yunus Emre’s

life and his works. Following the detailed information about the word groups in

Turkish, we search the examples of those word groups in both works and put

forward them systematically. Secondly, we form a list. In this part, we explain

about each word on which page it is, how many times it is repeated and in which

meaning it is used. In the conclusion part of the study, we present a copy of the

mentioned works in “combined form” together with their verse numbers.

Finally, the word numbers in word groups are given with a statistical table.

Keywords: Word, Word Groups, List

(12)

1

GĐRĐŞ

Bir dilin zenginliği ve gücü, asırlar içinde geliştirip olgunlaştırdığı ifade tarzlarındandır.

Kelimeler yüzlerce yıl milletin ruhunda, beyninde, vicdanında yoğrula yoğrula bugüne

ulaşırlar. Biz onları cümlelerde, mısralarda, hikmet ve menkıbelerde okuya, dinleye,

düşüne milli dil zevkine ereriz (Ergüzel, 2007:29).

Kendi kanunları içinde yaşayıp giden tabiî ve canlı bir varlık olan dil, insanın üzerinde,

ferdin üstünde daima müstakil bir hüviyete, ayrı bir benliğe sahiptir. Dil bazı insanların

ve zümrelerin değil, bütün bir milletin ortak malıdır. Hem de tarihin derinliklerindeki

bütün nesilleriyle, bu günü ve yarını ile bütün milletin müşterek ve mukaddes varlığıdır.

O yalnız yaşayan neslin değil, ecdadın da, torunlarında üzerinde hakkı olan derinliğine

ve genişliğine bütün bir millet malıdır, millet emanetidir, millet mirasıdır, millet

istikbalidir (Ergin, 1994:9).

Asırlarca Türk’ün malı olmuş, Türk sesiyle ve Türk sanatıyla işlenmiş; ev, aile, köy

Türkçesine girmiş; Türk’ün heyecanıyla işlenip vicdanına yerleşmiş ve Türkleşmiş

kelimeler, bizim zafer ve şeref hatıralarımızdır (Banarlı, 1977:35).

Doğa ve toplum kanunlarının karşılıklı alâkası ve birbirine etkisi dil için de yabancı

değildir. Bu açıdan herhangi bir dilin akıcı olması, bediî taraftan rengârenk kullanım

araçlarına sahiplenmesi için yüzyıllar iniş yokuşunda yeni yeni imkânlardan biri de

düşünce sürecinin basitten birleşiğe doğru inkişafı ile alâkalıdır. (Mehmedoğlu, 2001:1)

Dil bilgisi çalışmalarının ses ve şekil incelemelerinin yanı sıra kelime serveti, cümle ve

ifade kalıpları yönünde gelişmesi beklenmektedir. Hem tarihî hem yakın dönem

eserlerinin bu bakımdan incelemeye ihtiyacı vardır. Bir taraftan her yüzyıla ait söz

varlığı ortaya konulurken, diğer taraftan şair ve yazarların özel sözlükleri ve üslup

özelliklerini yansıtıcı ifade kalıplarının değerlendirecek çalışmalar yapılması

düşünülmektedir (Ergüzel, 2007:18).

Çalışmanın Amacı

Dil, milliyetin ta kendisidir. Kelimeler, millî hafızamızdır. Onlara ilgisiz kalınamaz.Her

kelimede tarihin izleri vardır.Bugün Türkçe Sözlük 100 bin kelimeyi aşmış, modern

şivelerle oluşabilecek Ortak Türkçe Sözlük için ise bir milyon kelime hedeflenmiştir

(13)

2

(Ergüzel,2007:26).

Bir yazarın eserlerinde sıklıkla kullandığı kelimelerin ve kelime gruplarının neler

olduğunu bilmek bize o yazarın üslûbu hakkında yorum yapabilme imkânı sağlar.

Edebiyatımızda önemli bir yere sahip olan Yûnus Emre’nin kullandığı dil, kelime ve

kelime grupları daha önce çeşitli araştırmalarda incelenmiştir.

Bu araştırmamızda büyük tasavvuf şairi Yûnus Emre’nin şiirlerinde kullandığı kelime ve

kelime gruplarını ortaya çıkarıp görmek istedik. Yûnus Emre’nin ve dolayısıyla onun

içinde bulunduğu edebiyat ortamının söz varlığını göz önüne çıkarmayı amaçladık. Bunun

için Yûnus Emre’nin şiirlerinin toplanmış olduğu Yûnus Emre Divan’ı ve Risâletü’n-

Nushiyye’deki kelime grupları ve söz varlığını ayrıntılı bir incelemeye karar verdik.

Çalışmanın Önemi

Türkçe cümle yapısında kelime gruplarının önemli bir yeri vardır. Hele isim ve sıfat

tamlamaları neredeyse cümlenin vazgeçilmez unsurları halindedir. Tek kelimeyle

anlatılamayan duygu ve düşünceler “kelimelerin izdivacı” denilen ustaca bir araya

gelişlerle ifade edilir (Ergüzel, 2007:118).

Söz varlığı bir dilin servetidir. Yüzyıllar içinde dilin kendini işleye işleye kazandığı bu

zenginlik çeşitli özellikteki sözlüklere ve örneklendirilmiş kaynaklara aktarılmadıkça,

yaşayan nesiller ve sonradan gelecekler dillerinin inceliklerini tanıyamazlar, sadece

kendi dönemlerinin sınırlı anlatım imkânlarıyla yetinmek zorunda kalırlar (Ergüzel,

2007: 118).

Çalışmamızda Yûnus’un şiirlerinde kullandığı dili ve üslubu verdik, onun ve dolayısıyla

yaşadığı dönemde kullanılan kelime ve kelime gruplarının bir tasnifini ortaya koyduk.

Çalışmanın Yöntemi

Araştırma yapılırken öncelikle Yûnus Emre’nin hayatı, yaşadığı dönem, eserleri ve

kelime grupları hakkında bilgi veren kaynaklar taranmış ve yeterli bilgiye ulaşılmaya

çalışılmıştır.

Daha sonra Yûnus Emre Divan’ı ve Risâletü’n-Nushiyye bilgisayara aktarılmıştır.

Metnin her bir beyti bir satır haline getirilmiş, bu satırlara teker teker numara

(14)

3

verilmiştir. Prof.Dr.Cevval KAYA’nın dizin programı metne uygulanmıştır.Hangi

kelimenin ‘kaç defa, nerde, hangi anlamda’ kullanıldığı belirtilmiştir.Kelimelerin

anlamları bulunurken TDK’nın Türkçe Sözlük’ünden ve Ferit DEVELLĐOĞLU’nun

Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat’ından faydalanılmıştır.

Dizinin bir kelimenin kaç kez ve kitabın hangi satırlarında geçtiğini bulma kolaylığı

sağlaması ve kelime dünyası hakkında bilgi vermesi açısından yararlı olacağı

düşüncesindeyiz. Dizin çalışmasından sonra metin kelime grupları bakımından tekrar

incelenmiş ve kelime grupları tek tek tespit edilmiştir.Tespit edilen kelime grupları yer

aldıkları beyitler belirtilerek gruplandırılmıştır. Kelime gruplarının sıralanışı ve

sınıflandırılmasında Leyla Karahan’ın “Türkçe’de Söz Dizimi” adlı eseri esas alınmıştır.

Bu gruplar: “isim tamlaması, sıfat tamlaması, isim-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil

grubu, unvan grubu, birleşik isim grubu, ünlem grubu, sayı grubu, birleşik fiil grubu,

tekrar grubu, bağlama grubu, edat grubu ve kısaltma grupları – isnat grubu, yükleme

grubu, yaklaşma grubu, bulunma grubu, uzaklaşma grubu, vasıta grubu” (Karahan,

1999:13-44).

Bu kelime gruplarının metnimizdeki bazı örnekleri şunlardır:

“benüm taşramun gavgâsı/1872”( Đsim tamlaması)

“Allah ile olan/1966”(Sıfatfiil grubu)

“bencileyin bir 'ayyâr/319”(Sıfat tamlaması)

“rahmeti çok/389” (Đsnat grubu)

“Bî-çâre Yûnus/ 2035, 2684” (Ünvan grubu)

“bellü beyân/2867, 2907, 1060, 1521” (Tekrar grubu)

“dört yüz kırk dört /387, 1385” (Sayı grubu)

Kelime grupları ile ilgili incelemenin devamında bu gruplar arasında karşılaştırma

yapma imkânını sağlamak amacıyla kelime gruplarının çeşitleri grafiklerle ve

istatistiksel bilgilerle gözler önüne serilmiştir.Bu grafiklere bakılarak kelime gruplarının

hangisinin ne sıklıkla kullanıldığı ile ilgili gözle görülür sonuçlara ulaşılabilir.

Son olarak dizindeki kelimelerin eserin hangi bölümlerinde geçtiğinin bulunması

(15)

4

amacıyla Yunus Emre Divan’ı ve Risâletü’n-Nushiyye kitapları birleştirilmiş olarak

satır numaralı haliyle çalışmamıza ek olarak konulmuştur.

(16)

5

BÖLÜM 1: KELĐME GRUPLARI

Kelime grubu, bir varlığı, bir kavramı, bir niteliği, bir durumu veya bir hareketi

karşılamak üzere, belirli kurallar içinde yan yana gelen kelimler topluluğudur(Karahan,

1997:11).

Türkçe cümle yapısında kelime gruplarının önemli bir yeri vardır. Hele isim ve sıfat

tamlamaları neredeyse cümlenin vazgeçilmez unsurları halindedir.

Muharrem ERGĐN’e göre kelime grupları nesneleri ve hareketleri belirtmek için de

kullanılırlar. Bu nedenle kelime gruplarına belirtme grupları da denilebilir.

Belirli bir düzenle kurulduğu için kelime grubunun yapısında bir bütünlük bulunur.

Kelime grubundaki bütünlük bilhassa mana bakımından göze çarpar. Kelime grubu

kelimelerle ve diğer kelime gruplarıyla bir bütün halinde münasebete geçtiği gibi,

cümlelere de bir bütün halinde iştirak eder. Tek bir kelime gibi çekime tabi, sona gelen

işletme eki bütün grubu içine alır (Ergin, 1993:354).

Prof. Dr. Alaeddin Mehmedoğlu’na göre ise kelime grupları; kelimelerin birbiriyle

alâkası ve onların ifade ettiği anlam özelliklerine göre bağımsız kelime grupları ve

kalıplaşmış kelime grupları olmak üzere ikiye ayırır. Kelime gruplarının temel ve

bağımlı taraflardan oluştuğunu söyler ve bunları temel tarafın kelime türleri ile ismî ve

fiilî birleşmeler olarak ikiye ayırır. Đsmî ve fiilî birleşmeler de kendi arasında üçe ayrılır.

Kelime Grupları;

1-Tek kelime ile karşılanamayan varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketleri karşılar.

Mesela, “ipek böceği, fotoğraf makinesi, telefon etmek, kör olmak” gibi varlık ve

hareket isimlerinin dilimizde tek kelimelik karşılığı yoktur.

2-Varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketleri, anlamlarını genişleterek, belirterek,

pekiştirerek, niteleyerek karşılar.

“Çocuk, / çiçeği / arkadaşına / uzattı.” Cümlesini, “Küçük çocuk, / elindeki kır

çiçeklerini / çok sevdiği arkadaşına / uzattı.” Şeklinde varlıkların niteliklerini belirterek

de ifade edebiliriz.

(17)

6

1.1. Kelime Gruplarının Özellikleri

a-Kelime grupları, cümle ve diğer kelime grupları içinde, tek kelime gibi, isim, sıfat,

zarf ve fiil görevi yapar.

“Dallarda uzanan hışırtılar,/ağaçtan ağaca sürüklenerek,/ ormanın kızıl derinliklerinde

kayboluyordu.”(BG)

Bu cümlede, birinci ve üçüncü kelime grubu isim, ikinci kelime grubu zarf, dördüncü

kelime grubu da fiil görevi yapmaktadır.

b-Kelimelerin grup içindeki sıralanışı kurallıdır. Görev bakımından birbirine denk

olmayan unsurların bulunduğu bir kelime grubunda ana unsur, genellikle grubun

sonundadır.

c-kelime gruplarında unsurların sırası, konuşma ve şiir dilinde bozulabilir.

“sırtına Sakarya’nın Türk tarihi vurulur”(Ş) (Sakarya’nın sırtına)

ç-Kelime gruplarının diğer kelime ve kelime gruplarıyla ilişkisi grubun sonundaki

çekim ekleriyle sağlanır. Çekim eki, bağlandığı kelimeye değil, o kelime grubuna aittir.

“Çalışkan insan,/kendi varlığında hüküm süren bir ahengi / bütün kâinata /

nakleder.(BŞ) Bu cümlede,birinci kelime grubu çekim eki almış, ikinci kelime grubu “-

i” yükleme eki ile, üçüncü kelime grubu da “-a” yaklaşma eki ile fi,ile bağlanmıştır.

d-Đkiden fazla kelimeli kelime gruplarında iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan başka

kelime grupları bulunur.

“küçük odadaki mumun / soluk ışığı” isim tamlamasının birinci ve ikinci unsuru sıfat

tamlamasıdır.”küçük odadaki / mum” tamlamasının birinci unsuru “küçük oda” da bir

sıfat tamlamasıdır.

e-Kelime gruplarının vurgusu, grubun yapısına göre değişir.Vurgu, başta, sonda veya

sondan bir önceki kelimede olabilir.Bazı gruplarda, bütün unsurların vurgusu aynıdır.

(18)

7

1.2. Kelime Grubu Çeşitleri

1.2.1. Đsim Tamlaması

Đki ya da daha çok isim unsurunun bir araya gelmesiyle oluşan tamlamaya isim

tamlaması denir. Bu tamlama, bir isim unsuru ile başka bir isim unsurunun iyelik

sistemi içerisinde kurulması şartına dayanır.

Özellikleri:

a-Đsim tamlamasında birinci unsur, ikinci unsura ilgi hali ile bağlanır. Bu hal, zamirlerde

ekli, isimlerde ekli ya da eksizdir. Tamlamanın ikinci unsuru daima iyelik ekini taşır.

b-Ana unsur, sonda bulunur. Birinci unsur tamlayan, ikinci unsur tamlanandır.

c- Birinci unsuru ilgi eki taşıyan isim tamlaması “belirli isim tamlaması”dır. Birinci

unsur “belirtme” görevi yapar. Belirli isim tamlamasında iki unsur arasında ekle

sağlanan geçici bir ilişki kurulmuştur. Belirli isim tamlamasının unsurları şiir dilinde

yer değiştirebilir. Unsurları arasına başka unsurlarda girebilir.

ç-Birinci unsurunda ilgi eki bulunmayan isim tamlamasında “belirsiz isim

tamlaması”dır. Bu tamlama belirsiz, genel bir nesneyi karşılar. Đki unsur arasında daimi

bir ilişki mevcuttur. Bu sebeple belirsiz isim tamlaması unsurları arasına başka bir unsur

giremez. Şiir dilinde unsurları yer değiştiremez.

d- Birinci unsuru özel isim olan “Tuz Gölü”, “Türk Dili” gibi. Đsim tamlamaları şekil

bakımından “belirsiz isim tamlaması” niteliğinde olsalar da anlam bakımından “belirli

isim tamlaması” özelliği taşırlar. Birinci unsuru cümle olan “satılıktır ilanı”, “gül

güzeldir iddiası” gibi isim tamlamaları da anlam bakımından “belirli isim

tamlaması”dır.

e-”hanımeli, yüzbaşı, yayın evi” gibi bazı birleşik kelimeler “belirsiz isim tamlaması”

kuruluşundadır.

f- Belirli isim tamlaması, bir başka belirli isim tamlamasının kuruluşuna tamlayan unsur

olarak katılabilir. Böyle bir yapıda üç isim unsuru olduğu düşünülmemelidir.

g-Bir isim tamlaması, başka bir isim tamlamasında tamlanan unsur olarak görev

yaptığında, kendi iyelik ekini değil, ana tamlananın iyelik ekini taşır.

(19)

8

ğ-Tamlanan unsuru sıfat fiil veya sıfat fiil grubu olan bir isim tamlamasında, tamlayan

unsur daima ilgi eki taşır.

h-Đsim tamlamasının tamlayan ve tamlanan unsurları, kelime grubu olabilir. Bir isim

tamlamasında, birden fazla tamlanan ve tamlanan unsur bulunabilir. Đsim tamlaması,

cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar.

I-Belirli isim tamlamasında vurgu, her iki unsurda da aynı ölçüdedir. Belirsiz isim

tamlamasında ise vurgu birinci unsur üzerindedir.

1.2.2. Sıfat Tamlaması

Bir isim unsurunun bir sıfat unsuruyla nitelendiği veya meydana belirtildiği kelime

grubudur. (Karahan,1997:18)

sıfat unsuru + isim unsuru : sıfat tamlaması

Siyah + elbise : Siyah elbise

Büyük + kapı : Büyük kapı

Özellikleri:

a) Sıfat tamlamasında ana unsur isimdir. Sıfat ise yardımcı unsur durumunda

bulunmaktadır. Đsmin önünde bulunup ismin anlamını tamamlar (Karahan, 1999:19).

b) Bir sıfat tamlamasında tamlayan unsur, sıfat fiil veya sıfat fiil grubu görevinde

bulunabilir. Bu şekilde meydana getirilen sıfat tamlamasında nesne hareket niteliği ile

tamamlanır (Delice, 2003:29).

c) Sıfat tamlamasını meydana getiren unsurların biri veya hepsi birden sıfat

tamlaması olabilir (Bilgegil, 1984:116).

d)Sıfat tamlamasında gerek sıfat unsuru gerekse isim unsuru eksiz olarak birleşir

(Ergin,1997:380).

e) Bu tamlamada, bir sıfat tamlaması başka bir sıfat tamlamasının kuruluşuna sıfat

veya isim unsuru olarak katılabilir (Karahan, 1999:17).

f) Sıfat tamlamasında birden fazla sıfat unsuru bulunabilir (Delice, 2003:29).

(20)

9

g) Bir nesnenin neden yapıldığını belirten tamlamalar ( ağaç / kaşık, çelik /

tencere, ahşap / köşk, altın / yüzük...) isim tamlaması değil, sıfat tamlamasıdır. Bu

örnekler takısız isim tamlamasıyla karıştırılmamalıdır (Karahan, 1999:18).

ğ-) “Akdeniz, başbakan, karaciğer...” gibi birleşik kelimeler, sıfat tamlaması

kuruluşundadır (Karahan, 1999:18).

h) Sıfat tamlaması, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi

yapar. Ayrıca grubun vurgusu birinci unsur üzerindedir (Güneş, 1997:347).

1.2.3. Sıfat Fiil Grubu

Bir sıfat fiil ile bu sıfat fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime grubudur.

Özellikleri:

a)Grubun ana unsuru sıfat fiildir, sonda bulunur. Grup içerisinde yüklem görevinde

bulunan sıfat fiilin anlamı, bir veya birden fazla unsurla tamamlanabilir.Söz konusu bu

unsurlar cümle içerisinde özne, nesne, zarf, ve yer tamlayıcısı görevinde de

kullanılmaktadır.

b) Sıfat fiil grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim ve sıfat görevi yaparlar.

c) Kimi birleşik kelimeler sıfat fiil grubu kuruluşundadır. Çöpçatan, gökdelen,

Yerebatan Sarayı, gönülçelen, başkıran vs. (Karahan, 1999:21).

1.2.4. Zarf Fiil Grubu

Zarf fiil özelliği taşıyan bir kelime ile bu zarf fiile bağlı unsur veya unsurlardan

meydana gelen kelime grubuna “zarf fiil grubu” (Karahan, 1999:23) denir.

a) Zarf fiil, kelime grubunda genellikle sonda bulunarak yüklem görevi yapmaktadır.

Zarf fiilin anlamı, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı adı verilen unsurlar ile

tamamlanmaktadır.

b) Kimi sıfat fiiller hâl ekleriyle çekime girdiklerinde cümlede zarf görevini

almaktadırlar (Karahan, 1999:23).

c) Zarf fiil grubu cümlede zarf görevindedir.

(21)

10

1.2.5. Đsim Fiil Grubu

Hareket bildiren bir isim ve ona bağlanan unsur veya unsurların meydana getirdiği

kelime grubuna “isim fiil grubu” denir.

a) Hareket ismi –mak / -mek eki ile yapılır. Hareket ismi kelime grubunun sonunda

bulunur ve ana unsur görevindedir. Yüklem görevinde bulunan bu hareket isminin

anlamı özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı ile tamamlanır (Karahan, 1999:24).

b) Hareket isimleri –ma / -me ve –ış / -iş eklerini kullanarak da isim fiil grubu

meydana getirebilirler. Bu şekilde meydana getirilen isim fiil grubu iş isimleri yaparlar

(Gülensoy, 2000:376).

c) Đsim fiil grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim görevi yapar.

1.2.6. Tekrar Grubu

Herhangi bir nesneyi veya herhangi bir hareketi karşılamak üzere eş görevli iki

kelimenin meydana getirdikleri kelime grubuna “tekrar grubu” (Karahan, 1999:26) adı

verilir.

Eğri büğrü, çoluk çocuk, deli dolu, şırıl şırıl gibi

a) Tekrar grubunu meydana getiren kelimelerin arasında gerek anlamca gerekse şekilce

bir ilişki bulunur (Ergin, 2000: 656-657).

Unsurları Aynı Olan Tekrar Grubu : hızlı hızlı, mışıl mışıl, yavaş yavaş, gide gide..

Unsurları Yakın Anlamlı Tekrar Grubu : Doğru dürüst, kılık kıyafet, eğri büğrü...

Unsurları Zıt Anlamlı Tekrar Grubu : Düşe kalka, bata çıka, iyi kötü, az çok...

b) Tekrarlar anlamı kuvvetlendirmekle beraber nesne ve hareket çokluk, süreklilik ve

beraberlik anlamı da kazandırır (Karahan, 1999:27).

Bu yollar gide gide tükenir. (süreklilik/aşama)

Yolda onunla bununla yürümesine çok şaşırdım (birliktelik)

c) Tekrar grubunu meydana getiren unsurlar çekim eki taşıyabilirler. Örneğin; varını

yoğunu, pılını pırtını, malımı mülkümü, havadan sudan, şundan bundan...

(22)

11

d) Tekrar grupları kelime içinde isim, sıfat, zarf olarak kullanılmaktadır.

e) Tekrar grubunu meydana getiren unsurların arasına virgül konulmaz (Ergin,

200:659).

1.2.7. Edat Grubu

Edat grubu, bir isim unsurunun bir çekim edatıyla birlikte oluşturduğu kelime grubudur.

Đsim unsuru + çekim edatı : edat grubu

Bildiğim + gibi : Bildiğim gibi

a) Edat grubunda isim unsuru başta, çekim edatı ( ile için, kadar, göre, karşın, rağmen,

gibi, dolayı...) sonda bulunur (Delice, 2003: 21).

b) Edat grubunda, unsurların birleşmesi ekli veya eksiz şekillerde görülebilir (Karahan,

1999: 29).

Đnsan gibi (eksiz)

Yorgunluktan dolayı (-tan eki almış)

Bana göre (-e hal eki )

Senin için (-in eki )

c) Bu grupta isim unsuru cümle içerisinde kelime grubu olabilir.

Edat grubu, cümle ve kelime grupları içinde sıfat, zarf, isim görevi yaparlar. Edat grubu,

cümlenin kuruluşunda yüklem görevinde de kullanılabilir.

d) Edat grubunda vurgu isim unsuru üzerinde bulunmaktadır.

1.2.8. Bağlama Grubu

Đki veya daha fazla isim unsurunun bağlama edatlarıyla birbirine bağlanmasıyla

meydana gelen kelime grubuna “bağlama grubu” denir.

a) Bağlama edatı isim unsurlarının arasında bulunur.

Sarı ve kırmızı, Savaş ve barış, rakip fakat dost değil

(23)

12

b) Bir isim unsurunda ikiden fazla isim unsuru bulunduğu zaman “ve” bağlama edatı

son iki isim unsurunun arasında yer alır (Karahan, 1999:30).

Sarı, kırmızı, mor ve yeşil çiçekler

c) Bağlama grubu, “ne...ne...”, “hem...hem...”, “ister...ister...”, “...da...da”gibi bağlama

edatlarıyla kurulduğu vakit, bağlama edatları isim unsurlarının başında veya sonunda

bulunur.

ç) Cümle ve kelime gruplarında bağlama grubu isim, sıfat, zarf görevi yapar.

d) Bağlama grubunun dikkat çeken bir özelliği de her unsurun kendi vurgusunu

taşımasıdır.

1.2.9. Ünvan Grubu

Bir şahıs ismiyle bir ünvan veya akrabalık isminden kurulan kelime grubudur.

Şahıs ismi + ünvan veya akrabalık ismi : ünvan grubu

Ayşe + Teyze : Ayşe Teyze

Süreyya + Hanım : Süreyya Hanım

a) Ünvan grubunda şahıs ismi başta, ünvan ve akrabalık ismi ise sonda bulunur. Ayrıca

her iki unsur eksiz olarakda birleşirler (Hengirmen, 1998:120).

b) Bu grupta şahıs ismi birleşik isim olabilir (Karahan, 1999:31).

c) Ünvan grubu cümle içinde isim görevi yapar (Karahan, 1999:32).

1.2.10. Birleşik Đsim

Bir nesnenin özel adı olmak üzere bir arya gelen kelimeler topluluğudur.

Mehemet Mehdi Ergüzel,Zeki Ömer Defne, Yahya Kemal Beyatlı...

a) Đki veya daha fazla kelimenin meydana getirdiği bütün şahıs adları birleşik isim

özelliği Ayrıca tüm birleşik isimler aynı zamanda özel isimdir. Birleşik isimler eksiz

birleşmektedir (Karahan, 1999:32).

b) Bu grupta kelimeler eksiz birleşir.

(24)

13

1.2.11. Ünlem Grubu

Bir ünlem edatı ile bir isim unsurundan meydana gelen kelime grubudur.

ünlem edatı + isim unsuru : ünlem grubu

Ey + Türk Gençliği : Ey Türk Gençliği

a) Bu grupta isim unsuru kelime grubu halinde bulunabilir.

b) Ünlem grubu cümlenin kuruluşuna katılmazken hitaplarda kullanılır. Cümle dışı

unsur olarak cümlenin herhangi bir yerinde bulunabilir (Karahan, 1999:34).

1.2.12. Sayı Grubu

Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur.

a) Sayı grubunu meydana getiren sayı isimlerinin dizilişleri basamak sistemine göre

yapılmaktadır. Sayılar sondan başa doğru büyürler. Küçük olan sayı sonda

bulunmaktadır. Ayrıca sayı isimleri eksiz birleşir.

Seksen bir, altmış dokuz, üç yüz on iki, dokuz yüz beş...

b) Sayı grubu genellikle ara sayılardır. Dilimizdeki sayıların, sayı grubu haricinde, tek

kelime veya sıfat tamlaması oldukları görülür (Karahan, 1999:36).

Dört, dokuz, on, doksan, yüz, bin... (kelime)

Yedi yüz, altı bin, seksen milyon... (sıfat tamlaması)

On bir, doksan beş, dokuz yüz beş ...(sayı grubu)

c)Bu grup cümle içinde isim ve sıfat görevi yapar.

ç) Sayı grubunu oluşturan sayıların her biri ayrı yazılır. Grubun vurgusu ise küçük

sayının üzerindedir (Demircan, 1975:333).

1.2.13. Birleşik Fiil

Bir hareketi karşılamak için bir arada bulunan kelime topluluğudur.

Türkçede üç çeşit birleşik fiil vardır.

(25)

14

Bunlar; Bir isim unsuru ve bir yardımcı fiille kurulan birleşik fiil, Bir fiil unsuru ile bir

yardımcı fiilden kurulan birleşik fiil ve Anlamca kaynaşmış birleşik fiillerdir.

Bir Đsim Unsuru Đle Bir Yardımcı Fiille Kurulan Birleşik Fiil:

a) Bu tür meydana getirilen birleşik fiillerde isim unsuru başta bulunurken fiil unsuru

sonda bulunur.

Đsim unsıru + fiil unsuru : birleşik fiil

Sinirli + olmak : Sinirli olmak

Var + etmek : Var etmek

b) Bu tür birleşik fiillerin kuruluşunda “et-, ol-, kıl-, başla-“ fiilleri, yardımcı fiil olarak

katılır. “et-, eyle-, kıl-, yap-“ fiilleri, geçişli birleşik fiiller ; “ol-, bulun-“ fiilleri de

geçişsiz birleşik fiiller yapar (Karahan, 1999:37). “başla-“ fiili –mak / -mek’li hareket

isimleriyle birleşik fiiller kurar. Bu birleşik fiillerde hareket ismi, yaklaşma eki (-a / -e)

taşır.

c) Bazı isimler tek başlarına kullanılamadıkları gibi kullanıldığında da aslî şekillerini

kaybetmektedirler. Bu tür isimler yardımcı fiil ile bitişik yazılır (Delice, 2003: 24-27).

Öyle bir havada gel ki

ç) Birleşik fiillerin isim unsuru, bir sıfat fiil olabilir. Sıfat fiil, “ol-“ ve “bulun-“

yardımcı fiilleriyle birleşir.

Ses gelmez oldu bahçelerden (S)

Bir Fiil Unsuru Đle Bir Yardımcı Fiilden Kurulan Birleşik Fiiller

a) Bu tür birleşik fiillerde, ana fiil unsuru genellikle başta bulunur. Anlamı üzerinde

bulunduran bu unsur zarf fiil eklerinden (-a / -e, -ı / -i, -u / -ü, -ıp / -ip, -up / -üp) birini

taşır (Karahan, 1999:38).

Fiil + zarf fiil eki + yardımcı fiil : birleşik fiil

al + ı + vermek : alıvermek

(26)

15

b) “git-, yaz-, ver-, kal-, gel-, bil-“ yardımcı fiilleri asıl fiile devamlılık, tezlik,

yeterlilik, yaklaşma vb. anlamları kazandırır.

c) Kimi birleşik fiillerin birinci unsuru kip eki taşır. Bu ek, zarf fiil ekinin yerini tutar.

Grubun vurgusu birinci unsur üzerindedir.

Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller

a) Bu birleşik fiil grubu, bir isim ve bir fiil grubundan meydana gelir. Đsim unsuru başta

fiil unsuru ise sonda bulunur. Bu unsurların biri ya da hepsinin temel anlamlarından

farklı olarak kullanıldıkları gibi deyimleştikleri de görülür (Karahan, 1999:38).

Gönül vermek, göz koymak, yol vermek, yatağa düşmek....

b) Bu grubu meydana getiren birleşik fiillerin isim unsuru, isim çekim eklerini alabilir.

Küplere binmek, göze çarpmak, yola düşmek vb.

c) Bu grubu meydana getiren unsurlar kelime grubu olabilir. Ayrıca grubun vurgusu

daima birinci unsur üzerindedir (Demircan, 1975:33).

Yorgun düşüvermişti (fiil unsuru: birleşik fiil)

Tasını tarağını topla git (isim unsuru : tekrar grubu)

1.2.14. Kısaltma Grupları

Kısaltma grupları, kelime grupları veya cümlelerden kalıplaşarak ya da değişikliğe

uğrayarak meydana gelen gruplardır.(Karahan, 1999:39)

Bu grup; isnat, yükleme, yaklaşma, bulunma, uzaklaşma, vasıta grubu gibi ana

başlıklardan meydana gelir. Bu ana başlıkların ortak özelliği, iki isim unsuruyla

meydana gelmeleri ve grubun vurgusunun ikinci unsurun üzerinde bulunmasıdır.

1.2.14.1. Đsnat Grubu

Đsim unsurlarından birinin diğerine isnat edilmesiyle meydana gelir (Karahan, 1999:40).

isnat olunan isim + isnat edilen isim : isnat grubu

karnı + aç

(27)

16

Bu grupta isnat olunan unsur başta, isnat edilen unsur ise sonda bulunur. Đsnat edilen

unsur bir vasıf ismidir (Karahan, 1999:40).

Sohbeti tatlı (adam), cebi dolu (insan), canı tez (kadın)

io ie io ie io ie

Đsnat grubunda, isnat olunan unsur, hal eki almaz. Ancak iyelik eki alabilir. Ayrıca

grubun her iki unsuru da kelime grubu olabilir.

Karnı tok, başı boş, gözü aç gibi .

-Bu grup, cümle içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapabilir.

1.2.14.2. Yükleme Grubu

Yükleme eki (-ı, -i, -u, -ü) taşıyan bir isim unsurunun bir diğer isim unsuru ile meydana

getirdiği kelime grubudur.

Yükleme grubunun birinci unsuru, yükleme eki taşır. Ayrıca grubun unsurları kelime

grubu halinde bulunabilir.

evi tamir, memuru teftiş, düşmanı tahrik

Yolu hayli / uzun (sıfat tamlaması)

-Yükleme grubu cümle içinde isim ve sıfat görevi yapmaktadır.

1.2.14.3. Yaklaşma Grubu

Yaklaşma eki (-a, -e) bulunduran bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile meydana

getirdiği kelime grubudur.

Grubu meydana getiren unsurlardan birincisi yaklaşma eki taşır. Đkinci unsur ise

genellikle vasıf ismi görevindedir. Ayrıca bu grubu meydana getiren unsurlar kelime

grubu halinde de bulunabilirler.

Mehlikâ Sultan’a aşık yedi genç (KGK)

Đki bine yakın muhabiri vardı (SH)

Yaklaşma grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapmaktadır.

(28)

17

1.2.14.4. Bulunma Grubu

Bulunma eki (-de, -da, -te, -ta) taşıyan bir isim unsurunun bir diğer isim unsuru ile

birlikte meydana getirdiği kelime grubudur.Grubu meydana getiren unsurlardan

birincisi bulunma eki taşır. Ayrıca grubu meydana getiren unsurlar kelime grubu

halinde de bulunabilirler.

Ayda bir, üçte iki, pahada ucuz, yükte hafif, kalitede öncü gibi.

Đki günde / bir bize gelir (birinci unsur : sıfat tamlaması)

-Bulunma grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevinde

kullanılabilir.

1.2.14.5. Uzaklaşma Grubu

Uzaklaşma eki (-dan, -den, -tan, -ten) almış bir isim unsurunun bir diğer isim unsuru ile

kurduğu kelime grubudur.

Grubu meydana getiren unsurlardan birincisi uzaklaşma eki alırken ikincisi genellikle

vasıf ismi durumundadır.

Đçten / hesaplı (kadın), kendisinden / gizli (iş), benden / emin (dostlar), gönülden / ırak

(sevgili), candan / yakın (dost), yandan / çarklı (vapur)

Uzaklaşma grubunun unsurları kelime grubu halinde bulunabilir. Ayrıca bu grup, cümle

ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yaparlar.

1.2.14.6. Vasıta Grubu

Vasıta eki (-la, -le) bulunduran bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu

kelime grubudur.

Grubu meydana getiren unsurlardan birincisi vasıta eki taşırken ikinci unsur ise vasıf

ismi görevinde bulunur. Bu grup da sıfat fiil ve zarf fiilden kısalmıştır.

Aşkla / arkadaş (gönül), gururla / yaşlı (gözler), dantelle / süslü (oyalar), heyecanla /

dolu (kalpler), benimle / dost (umutlar)

Dersle alâkalı (olanlar) {sıfat fiil}

(29)

18

Sevgiyle yüklü (olarak) {zarf fiil grubu}

1.2.15. Aitlik Grubu

Bu grup aitlik ekine dayanan bir kelime grubudur. –ki aitlik eki ile ondan önceki bir

kelime grubunun yalın hali, genitif veya lokatif hali ile kurulur: tarihten önceki, yaşlı

adamınki, Ankara ile Đstanbul arasında sefer yapan otobüslerdeki misallerinde olduğu

gibi son kelimesinin yalın, genitif veya lokatif hali –ki’yi kabul eden her kelime

grubundan aitlik grubu yapılabilir ve bu grup yapıldığı kelime grubuna göre her

genişlikte olabilir. Kelime grubu olarak tek başına zamir olan aitlik grubu diğer kelime

gruplarında veya cümlede zamir veya sıfat vazifesi görür (Ergin, 1997:384).

(30)

19

BÖLÜM 2: YÛNUS EMRE

2.1. Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri

Yûnus Emre’nin hayatı ve şahsiyeti hakkında tarhî bilgimiz yok denecek kadar

azdır.1307-1308 yıllarında hayatta olduğu muhakkaktır. Seksen yaşını aşmış olarak

1320 yılında öldüğü, buna göre doğum tarihinin de 1240 olması gerektiği kabul

edilmektedir. Yûnus Emre’nin şiirlerinde Osman Gazi ve Orhan Gazi devri

mutasavvıflarından Geyikli Baba ve Balım Sultan’ın da adları geçmiştir.

Yûnus Emre’nin nereli olduğu, nerede, nasıl ve ne seviyede bir öğrenim gördüğü, okur-

yazar mı olduğu da tartışılan konular arasındadır(Gökdemir, 1996).

Eskiden beri Yûnus Emre’nin okuma-yazma bilmediği ileri sürülmüş ve halk arasında

buna inanılmıştır. Kendisinin de hem ilimsiz olduğu hem de okuma yazma bilmediği

şeklinde anlaşılabilecek beyitleri vardır. Bunun aksine okuma-yazma bildiğine, medrese

okuduğuna, delil sayılabilecek ifadeleri de mevcuttur. Kendisinin ilimsiz olduğunu,

okuma-yazma bilmediğini ifade eden beyitlerine gelince, bunlar tevazu ifadeleridir.

Yûnus Emre’nin özel hayatı, ne işle meşgul bulunduğu, nerelerde dolaştığı da kesin

değildir. Çiftçilik, hayvancılık yapması muhtemeldir.

Yûnus Emre’nin pek uzun bir süre toprakla haşır neşir olduktan sonra, bilhassa dili

çözülüp kemâl mertebesine gelince, gezginci derviş olarak Anadolu, Suriye,

Azerbaycan ve Kafkas içerilerine irşat seyahatleri yaptığı anlaşılmaktadır. Bir şiirinde

bunu açıkça söyler:

“Gezdüm Urum ile Şam’ı

Yukarı illeri kamu”

Birçok manzumesinde de bu seyahatlerin izleri görülür(Kabaklı,1994:312).

Yûnus Emre, yedi asırdan beri, bilhassa Anadolu ve Balkanlar Türkiyesi’nde hemen

bütün “halk”ın sevgilisi olmuştur. Halkın mukaddes bildiği bu büyük şairin hakikî

hayatı hakkındaki bilgimiz ise ona yakışır genişlikte değildir(Banarlı,1997:327).

Yûnus Emre’nin doğduğu yer hakkında da bilgimiz kesin değildir. Bazı eski kayıtlar,

(31)

20

kendisinin değilse bile mensup olduğu aile veya topluluğun, Anadolu’ya Horosan’dan

geldiğini bildiriyorlar. Bu sırada Mevlânâ gibi, Hacı Bektaş Velî gibi büyük sôfîlerin ve

sôfî ailelerinin Anadolu’ya, Horosan’dan geldikleri düşünülürse Horosan’da

Anadolu’dan önce gelişmiş büyük tasavvuf hayatı yanında, Oğuz Türkçesi ile bir

tasavvufî halk edebiyatının da başlamış bulunması mümkündür (Banarlı,1997:328).

Đslam tasavvufunun inceliklerini sadelikle, derinlikle ve hiçbir dar kalıp içerisine

düşmeden dile getiren Yûnus Emre, büyük bir mutasavvuf halk şairidir. Đnsana çok

değer veren bütün insanlara bir göz ile bakan büyük bir Müslüman-Türk “insancısı”

olan Yûnus Emre, hayat ve ölümü “kâinatı”, “mutlak varlık” esasına göre izâh etmiş;

Allah, ilahî aşk, varlık-yokluk, hayat-ölüm meseleleri üzerinde durmuş;dünyanın

faniliği, ilimle gerçeğe erişilemeyeceği gibi hususları dile getirmiştir. Đslamî tasavvuf

görüşünü çok sade, fakat çok derin olarak en güzel şekilde anlatan Yûnus Emre, Türk

edebiyatının en büyük şairlerindendir (Timurtaş,1980:2).

Yûnus Emre XIII. yy.da Anadolu’da yeni bir edbiyat dilinin doğuşunda en mühim rolü

oynayanlardan biridir.eski Anadolu Türkçesi denilen bu devrenin en büyük

temsilcilerinden olan şairimiz, dilimizi son derece güzel kullanıp işleyen, geliştiren

büyük bir sanatkârdır. Dili eşsiz bir kudret ve hünerle kullanan Yûnus’un şiirlrinde

Türkçe en güzel şeklini almıştır. Dilimizin milli sesinî, millî çehresini ve dehasını o

devirde en iyi aksettiren sanatkar Yûnus Emre’dir. Onun dili en güzel en halis

Türkçe’dir. Yûnus halkın dilini en canlı, en ışıklı ve en sıcak şekilde kullanmıştır.

Türkçe’nin bir edebiyat ve kültür dili olmasında Yûnus’un hizmeti son derece büyüktür.

Bu dil, islamî Türk medeniyetinin o devirde taşıdığı, bütün zenginliği içine alan ve

aksettiren millî bir dildir. Türk halkının bütün duygu, heyecan ve düşüncelerini bütün iç

zenginliğini en iyi şekilde verebildiği için de son derece samimi ve bizdendir. Yûnus,

sade bir dil kullandığından halk onu yüzyıllar boyunca severek okumuştur, bu gün de

severek okumaktadır. Türk milleti Yûnus’ta kendi öz dilini ve kendi iç dünyasını

bulmaktadır ( Timurtaş,1980).

Muhteva yönünden Yûnus’un şiirleri, âhenk, anlam, mecaz, duygu ve düşünce

zenginliği yüklüdür. Ahenk bakımından hiçbir özentisi olmadığı halde düşünce ve

duyuşlarını, olabilecek en güzel ve en kısa deyişlerle söylemek sırrına ermiştir. Bir kitap

doldurulacak derinlik ve genişliği olan fikirleri, basit bir çocuk tekerlemesi gibi

(32)

21

kolaylıkla söylemek, ancak Yûnus’a vergidir:

Mal sahibi, mülk sahibi

Hani bunun ilk sahibi

Mal da yalan, mülk de yalan

Var, biraz da sen oyalan (Kabaklı,1994:326).

Yûnus Emre ile Mevlânâ arasında geçtiği söylenen bir konuşma, Yûnus’un bu kısa,

veciz ve kesin söyleme üslûbunu çok güzel açıklar. Gûya, Mevlânâ Mesnevîsini

Yûnus’a okutmuş ve nasıl bulduğunu sormuş. Yûnus da : “Fevkalâde ama, çok

yazmışsınız; demiş. Ben olsaydım :

Ete kemiğe büründüm

Yûnus diye göründüm!

derdim olup biterdi.”

Yûnus Emre, şiirlerinde duran, oturan, tasarlayan değil de, kendi dervişlik felsefesine

uygun biçimde daima teferrüç eden, gezen, konuşan, seyreden, çalışan, hareketli bir

insan olarak görünmektedir. Bu dolaşmaların bir kısmı şüphesiz manevî olmakla birlikte

sürekli bir hareketlilik, Yûnus’u başka şairlerden ayırmaktadır (Kabaklı, 1994: 327).

Yûnus Emre, yepyeni bir mecaz örgüsü kurmuştur. Bu yolda getirdiği büyük yanilik; iç

duygularını ve felsefî görüşlerini müşahhas(somut) eşya ve tabiata ait unsurlarla canlı

bir hâle koymaktadır. Bu teşbih, istiare ve tasvir unsurlarını bilhassa köylümüzün çok

iyi tanıdığı, kolaylıkla göz önüne getireceği bahçe, ev araçlarından, onlara ait isim ve

sıfatlardan seçmiştir. Ağaç, Tarla, ekin, dükkan, yağ, bal, silah, çiçek, meşe, çadır, arı

v.b. gibi (Kabaklı, 1994: 327).

Dinî Tasavufî Türk Edebiyatı’nın ilk ve önemli temsilcilerinden olan Yûnus Emre,

tasavufî ve insanî fikirleri ile evrensel bir şöhrete ulaşmıştır. Yûnus Emre sade fakat

derin ifade gücüyle kaleme aldığı şiirlerinde Türkçe’yi edebîleştirmiş, millî edebî

formlarla, kendisine has bir varlık, bilgi, aşk ve ahlak felsefesi ortaya koymuştur(Tatçı,

2005:V).

(33)

22

Nihad Sâmi BANARLI da Yûnus’un dilini şu cümlelerle ifade etmektedir:

Böylelikle Anadolu’da XIII. asırda başlayan ve birdaha yerini hiçbir yabancı dile

bırakmayan Türkçe’nin bu kat’i zaferinde Yûnus Emre’nin aziz hizmeti vardır. Ancak

Yûnus Emre Türkçesi bazılarını yanlış söyledikleri bir öz Türkçe değildir. Bu dil ortak

Đslam medeniyeti içinde öteden beri gelişmeye başlamış bu ortak medeniyet dillerinden

Türkçeleştirilmiş zengin bir Đslamî Türk Dili’dir (Gökdemir, 1996:25).

Yûnus’un dili, halk diline girdiği kadarıyla Arapça ve Farsça unsurlar da taşır. Bu

durum öyle bir medeniyetin içersinde bulunmanın tabiî bir sonucudur. Fakat Yûnus’ta

yabancı asıllı kelimelerin sayısı fazla ve ölçüsüz değildir. Halk dilindeki kadar ve halkın

kullandığı derecedir. Bu sebeple halk Yûnus Emre’yi yüz yıllar boyunca severek

okumaktadır. Türk Milleti Yûnus’ta kendi öz dilini ve kendi iç dünyasını bulmaktadır.

(Gökdemir, 1996:24).

Yûnus’un duygu ve düşünce aleminin maddi ve manevi dünyasının özünde şeksiz,

şüphesiz, çok sade ve açık olarak Đslam imânı vardır.

O “gözü yaşlı, bağrı başlı” Müslüman bir Türk dervişidir. Bir aşk adamıdır. Bu dünyaya

kavga için değil, sevgi için geldiğine inanır.

Yûnus’a hümanist derler Allah’ın en mükemmel varlığı saydığı için insanı seven ve

yücelten bu dünyada insanı en aziz varlık bilen, onu Allah yolunda görmek isteyen

insanın acz ve kusurunu hoş gören insanlarla münasebetlerinde ivazsız, garazsız,

menfaatsiz, öfkesiz ve ihtirassız olan kendisini gönüller yapmak görevli sayan, ruhları

Hak’tan inen şerbetle ferahlatan anlamında ise, bu niteleme doğrudur (Gökdemir,

1996).

Yûnus’un mânâ ve ruh derinliğini, mısra gücünü ilk önce benimseyen, aydın zümre şairi

Rıza Tevfik oldu. Millî edebiyat döneminde Yûnus üstüne birçok arayışlar yapıldı. Ünlü

edebiyat tarihçimiz Fuad Köprülü 1911’de Türk Yurdu’na yazdığı Yûnus Emre ve

Yûnus Emre Âsarı makaleleri ile daha sonra Türk Edebiyatında Đlk Mutasavvıflar kitabı

ile onu ilim dünyasına ilk tanıtan bilgin olma şerefini kazandı. Ancak, Yûnus Emre’nin

sanat alemimizde tartışmasız surette beğenilişi ve “ Türk şairlerinin en büyüğü” tahtına

oturtuluşu Cumhuriyet devrine, yani bizim çağımıza rastlamaktadır (Kabaklı, 1994:

322).

(34)

23

Yûnus’un şiirde başlıca temaları: ölüm, fânilik, gurbet, dervişlik ve bilhassa ilâhî aşk

ile bu aşkın verdiği tükenmez neşedir. Bunlardan başka tabiat teminin de Yûnus’ta

büyük yer tuttuğu görülür. Yalnız, tabiatı, felsefî görüşlerini açıklamaya bir vasıta

olarak kullanır. Ona göre:” Ömür esen bir yeldir; aşık olmayanlar kuru ağaca benzer;

duygusuzların hâli ise kaya yankısı gibidir…” onun yeşil dünyası sembollerle ve

ibretlerle doludur (Kabaklı, 1994: 329).

Yûnus Emre’nin şeyhi olduğu söylenen Tapduk, hakikatte Cenab-ı Haktır”. çünkü:

”Tapduğu’na secde kıl sen. -Sana vuslat gerek ise”

Şeklindeki sözleri, Yûnus gibi Kur’an ve sünnete sıkı sıkıya bağlı bir şair ve özlü bir

(Tapduk, Allah değilse) Müslüman söylemiş olamaz (Kabaklı, 1994: 329).

Yûnus Emre’nin asıl güzel ve büyük eseri, onu ölümsüzleştiren şiirlerinin, ilâhîlerinin,

nutuk ve nefes’lerinin toplandığı Dîvan’dır. Bu Dîvan’daki şiirlerin bir kısmı aruzla ve

aruzun çeşitli vezinleriyle terennüm edilmiştir. Ancak Yûnus ilâhîlerinin daha çoğu ve

daha güzelleri hece ile söylenenlerdir. Bu manzumelerde şekil, umumiyetle, Türk

dörtlükleri’yle tertiplenen millî nazım şeklidir. Birçok ilâhîlerde dörtlüklerin son

mısralarının bir nakarat mısraı halinde aynen tekrarlanışı da, bu şiirlerin bestelenerek

terenmnüm edilmesi an’anesine uygundur. Dîvan’da gazel şekliyle söylenmiş şiirler ve

mesnevî biçiminde manzûmeler de vardır (Banarlı, 1997:334).

Yûnus Emre Dîvânı’nın muhtelif kütüphanelerde ve husûsî ellerde çok sayıda yazma

nüshalarına rastlanır. Bunlardan en eskilerinin ya da en doğrularının

a- Kitapçı Raif Yelkenci’de bulunan nüsha;

b- Fatih Kütüphanesi’nde 3889 sayıda kayıtlı nüsha;

c- Karaman nüshası;

d- Prof. Dr.Ritter’de bulunan yazma mecmûa ve benzerleri olduğu hakkındaki

hükümlere bakarak Yûnus Dîvânı’nın en eski, en doğru veya doğruya en yakın

nüshasının bulunduğunu söylemek hâlâ mümkün değildir. Yûnus Dîvânı çok sevilmiş,

çok okunmuş ve bunun tabiî neticesi olarak çok sayıda nüshaları yazılmıştır. Bunlar

içinde ilk ve asıl nüshanın ya da en eski ve doğru nüshaların hâlâ husûsî ellerde

bulunması çok muhtemeldir. Bu Dîvânın XIV. Ve XV. Asırlarda yazılmış bütün eski

(35)

24

nüshalarının bir araya toplanması ve bunlardan tenkitli bir metin çıkarılması işi de ayni

sebeplerle henüz yapılmamıştır (Banarlı, 1997:334).

Risâletü’n-Nushiyye; Yûnus Emre’nin mesnevî tarzında kaleme aldığı, tasavvufî,

öğretici ve eğitici bir eserdir. Yûnus bu eserinde, Anadolu Türklüğünün o devirdeki

yaşama şeklinden aldığı olay ve motifleri soyut manâlar vererek, sade fakat derin,

kısmen de, alegorik bir üslûpla, tasavvufî ahlâkı seyr ü sülûk denilen manevî yolculuğu,

insanın nefsi ile mücadelesini, kendini bilme ve bulma gayretlerini, arayışlarını ve

Allah’a kavuşma isteğini anlatmaktadır(Tatcı, 2005).

Türk Dili ile yazılan ilk öğüt kitaplarından bu manzume sadece tasavvuf edebiyatı

açısından değil, Türk Dili ve kültür tarihi açısından da çok önemlidir. Risâletü’n-

Nushiyye, bu güne kadar Yûnus’un diğer îlahîleri ile birlikte birkaç defa yayınlanmıştır.

Bu yayınların içinde özellikle Abdülbaki GÖLPINARLI’nın iki ayrı çalışması rağbet

görmüş ve konu ile ilgili araştırmalarda kaynak olarak kullanılmıştır. Bunlardan ilki bir

tenkitli metin denemesidir. Gölpınarlı’nın bu ilk neşrinde mesnevî, 573 beyittir. Fakat

bu eserde bütün nüsha farkları gösterilmediği gibi, bir hayli okuma ve tercih hataları da

vardır. Gölpınarlı, daha sonra bu neşrinden vazgeçmiş ve eserin şimdilik en iyi yazması

kabul edilen Fatih nüshasını, metin tenkitine başvurmadan neşretmiştir. Bu çalışmada

Risâle 563 beyittir. Nüshalar arasında farklar dikkate alınmadığı için yukarıda söz

konusu ettiğimiz eksiklikler bu eser içinde geçerlidir (Tatcı, 2005).

Bu büyük şairin Anadolu’da dokuz on yerde mezarı vardır. Bir tek vücudun birden fazla

yerde gömülü olması hali, şark dünyasının daha bazı din ve tasavvuf büyükleri içinde

düşünülmüştür. Bunların bazıları makamdır. Yani içinde büyük veya mukaddes sayılan

vücud gömülü olmadığı halde kutsiyeti dolayısı ile onun adına yapılmış türbe veya

mezardır, ki böyle makamlar zamanla içinde o insan gömülü imiş zannını ve inancını

uyandırmıştır (Banarlı, 1997:329).

Her şehir her kaza hatta her köy halkı Yûnus’un kendi topraklarında gömülü olmasını

istemiş, onu kendinden saymış, ona kendi bağrında bir mezar hazırlamış ya da herhangi

meçhul bir mezarın onun mezarı olabileceği vehmine kapılmıştır. Yûnus’un bu çeşitten

bir mezarı Karaman’dadır. Bir diğeri Bursa’daki Sa’dî Tekkesi’ndedir. Üçüncü bir

mezar Kula ile Salihli arasında ve şimdi kulaya bağlı Emre yahut Emre Sultan

Köyündeki türbenin kapısındadır. (Banarlı, 1997:329).

(36)

25

Bunlardan başka Isparta’da, Konya Aksarayı’nda, Afyonun Sandıklı Kazası’nda,

Ünye’de, Sivas’ta, Erzurum’da, Yûnus için yapılmış mezarlar, makamlar vardır. Fakat

bütün bunların “Yûnus bendedir” diyeni; Yukarıda kısaca belirttiğimiz sebeplerle; bu

günkü Yûnus Emre Köyü’nde yükselen ve üzerinde “ sevelim, sevilelim” yazılı yeni

türbedir.

(37)

26

BÖLÜM 3. YÛNUS EMRE DĐVANI’NDA VE RĐSÂLETÜ’N-

NUSHĐYYE’DE KELĐME GRUPLARI

3.1. Đsim Tamlamaları

3.1.1. Belirli Đsim Tamlamaları

3.1.1.1. Đki Kelimeden Oluşan Belirli Đsim Tamlamaları

' âşıklarun yüzi/2813

Âdem'ün bâtını/2935

Âdem'ün göbegi/2939

Âdem'ün içi/2934

Ahmed'ün na'lini/1350

'akılun taht-gâhı/3404

'aklumun haberi/154

'aklun düşmânı/3404

'aklun öni/3512

'alemlerün arzûsı/1696

Allah'un dergâhı/1352

ananun içi/1628

anlarun zindanı /1240

anun 'ışkı/2626

anun adı/2392

anun ahvâli /3676

anun âleti/267

anun ayagı/1251

anun bahâsı/3501

anun bahri/2503

anun başı/1246

anun ber-hûrdârlıgı/2996

anun birligi/934

anun bostânı/580

anun boynı/1525

anun buyrugı/1412

anun bünyâdı/1636

anun cânı/2088

anun cemâli/2978

anun dergâhı/2126, 478

anun dilegi/3852

anun eşi/662

anun fitnesi/3677

anun gönli/765, 927,

3242, 3821

anun gözi/3135

anun hâcâtı/ 3891

anun halı/3863

anun hasadı/2543

anun hayrânı/2346

anun her bir nefesi/558

anun 'ışkı/737, 2358, 2919

anun işi/272, 1263, 1966,

3502

anun kademi/1278

anun kâdırlıgu/222

anun kafesi/1708

anun ka'rı/2791

anun kasdı/1392

anun katı/3871

anun kaydı/1157

anun keremi/917

anun kişileri/ 3524

anun koynı/2033

anun küfri/3092

anun mahabbeti/2921

anun makâmı/2419

anun maksûdı/1137

anun mâlı2447/

anun me'âli/3777

anun mekri/ 3678

anun misli /3678

anun nâmûsı/1133

anun nazarı/515

anun nesi/234

anun nûrı/615

anun 'ömri/616

anun peymânesi/3352

anun safâ-nazarı/215

anun sepedi/2580

anun sıfatı/2889

anun şâdlıgı/3823

anun şulesi/2367

anun tonı/536

anun ümmeti/644

(38)

27

anun vasfı/619

anun yakını/1401

anun yâri/1612

anun yazugı/678

anun yenleri/3049

anun yüzi/3008

anun ziyânı/3748

'ârifün kulagı/186

âsitân-ı mürşidün/1640

'âşıkların varı/253

'âşıklarun gönli/ 130

âşıklarun gözi/130

'âşıklarun dermânı/1199

'âşıklarun yüzi3387

'âşıklarun ahvâli/203

'âşıklarun ayagı/3136,

3226

'âşıklarun cânı/205, 1200

'âşıklarun cur'ası/2579

'âşıklarun dirligi/2317

âşıklarun erkânı/1204

'âşıklarun hâli/208

'âşıklarun ılduzı/529

'âşıklarun muhâli/255

'âşıklarun peymânı/1199

'âşıklarun pinhânı/1204

'âşıklarun seyrânı/1201

'âşıklarun sıfatı/2919

'âşıklarun şerbetleri/367

'âşıklarun visâli/7

'âşıklarun yılduzı/2981

'âşıklarun zindânı/1202

'âşıkun bed-nâmı/1169

'âşıkun burhanı/3295

'âşıkun cigeri/1163

'âşıkun gönli1167

'âşıkun gözleri/1163

'âşıkun gülşenleri/537

'âşıkun hâli/2821

'âşıkun 'işreti/29

'âşıkun nâlesi/2861

'âşıkun nefsi/1168

'âşıkun 'ömri/270

'âşıkun yasdugı/1164

'âşıkun yiri/885

atlarımın izi/652

'aybınun varı/4010

ayın niçesi/4071

bagrumun başı/2210

bahîlün gönli/3870

bahîlün neyi/3799

bedenün kuvveti/267

bekânun kaydı/3087

benüm dostum/108

benüm hâlüm/1403

benüm adum/2479

benüm âhum/1393, 1940

benüm 'aklum/1788

benüm 'amelüm/1718

benüm aşum/1885

benüm başuma/968

benüm bâtınum/1795

benüm cânum/116, 417,

1517, 1708, 1789, 1881

benüm cevâbum/15

benüm çerâgum/2562

benüm derdüm/625

benüm dermânum/1434,

2717

benüm devrüm/1792

benüm dilüm/1403, 1404,

1787

benüm dirligüm/2398

benüm elüm/3258, 203

benüm gelişüm/1358

benüm gönlüm/403, 880,

958, 1405, 1530, 1534,

1867, 2165, 2999

benüm gözlerüm /1367,

2913

benüm gözüm/37, 1407,

1549

benüm gülistânum/1880

benüm gülüm/1404, 1879

benüm günâhlarum 126

benüm haberüm/335

benüm hâcet-gâhum/3015

benüm hâcetüm/1478

benüm hâlüm/117, 1749,

1876,1894

benüm hareketüm/1866

benüm hükmüm/1445,

1528

benüm ilüm/1404, 1429

benüm işüm/593,

1709,1717,

Referanslar

Benzer Belgeler

Hangi kelimeleri nerede ve ne sıklıkla kullanıyordu? “sorularından yola çıkılarak hazırlanan bu çalışma Fuzûlî Divânı'nın kelime gruplarını ve

Türk dilinin bugünki söz varlığını ortaya koymak ,Türkçede kullanılan kelimeleri tespit etmek için çeşitli araştırmalar yapılmaktadır.Türk dilinin bugününü tam

Bu gruplar: “isim tamlaması, sıfat tamlaması, isim-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil grubu, unvan grubu, birleşik isim grubu, ünlem grubu, sayı grubu, birleşik fiil grubu,

Kelime grupları, cümle ve diğer kelime grupları içinde tek kelime gibi; isim, sıfat, zarf ve fiil görevi yapar.. “Dallarda uzanan hışırtılar, / ağaçtan ağaca

Birden Fazla Sıfat Unsuru Bulunan ve İsim Unsuru Kelime Grubu Olan Sıfat Tamlamaları .... Sıfat veya İsim Unsuru Kelime Grubu Olan Sıfat

Birinci bölümde Yahya Kemal’in beş şiir kitabında yer alan, daha doğrusu kelime grupları oluşturan ad tamlamaları, sıfat tamlamaları, Arapça-Farsça

Sözlükte aşağıdaki kelimelerden önce ve sonra gelen ikişer

Genel olarak –r, -Ar, -Ir, -mAz sıfat-fiil biçimbirimleriyle teşkil edilen sıfat-fiil şekillerinin türediği fiilin istemini muhafaza edemediği ve kendi söz