• Sonuç bulunamadı

Sinemanın hoşgörülü yurttaşı:Süreyya Duru'nun ölümü, Yeşilçam'da önemli bir boşluk bıraktı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sinemanın hoşgörülü yurttaşı:Süreyya Duru'nun ölümü, Yeşilçam'da önemli bir boşluk bıraktı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

28 ŞU B A T 1988

_

_______________________________________________

t t - A/ T -T / 3 K ^ I T ^ R

Süreyya D u ru ’nun ölüm ü, Yeşilçam ’d a ön em li b ir b o şlu k bıraktı

Sinemanın hoşgörülü yurttaşı

ATAERKİL VE GÖRKEMLİ — Süreyya Duru'yu, ataerkil, görkemli görünüm ü içinde, dünyaya, çevresine dengeli, hoşgörülü bir duyarlılıkla bakan bu ileriye dönük sinem acıyı değerbilir kişiler hep sevgiyle, saygıyla anacaklar. (Fotoğraf: Lale Fıloglu)

Süreyya Duru’yla baskı

dönemlerinde yaptığımız

filmler sansürce sürekli

engellendi. Ekonomik

yıkıma götüren bu kara

saldırıları, nasıl onurlu bir

dirençle, ödün yermeden

karşıladığını unutamam.

Yeşitçam’daki bütün ileri

atılımlarda, Süreyya Duru

imzası vardır.

VEDAT TÜRKALt

Mezarının başındaki konuşmam­ da şöyle dedim Süreyya Duru için: “Ben bir dostumu, sinema bir yönet­ menini, Türk toplumu pırlanta yü­ rekli bir yurttaşını yitirdi.”

Onu oldukça yakından tanıyan Be­ kir Yıldız, yurttaşlığı konusundaki yargıma da yürekten katıldığını söy­ ledi. Süreyyya Duru’yu tanıyıp da bu yargıyı paylaşmayacak kimsenin bu­ lunacağını pek düşünemiyorum.

Uzun yıllar birlikte olduk, sözü edilen çoğu filmlerinde çalıştık Sü­ reyya Duru ile. Bir bakıma çok ko­ lay, bir bakıma güç işti benim için onunla çalışmak. Bana bırakıyordu, gönlümce kurup, yazıyordum senar­ yoyu. Güçlük ondan sonra başlıyor­ du. Onun bir ön katkısı olmadan yazdıklarımı tek tek anlatmak, be­ nimsetmek, giderek çekebileceği dü­ zeyde özümsetmek aylar süren bir so­ run oluyordu bazı. Yaptığımız film­ lerin çoğu toplumsal içerikliydi. Dün­ ya görüşümüz, sınıfsal konumumuz, olaylara bakışımız birbirinden o ka­ dar ayrıydı ki ortak bir yan bulup birleşmek uzun çabalar gerektiriyor­ du. Sonuçlar da hiçbir gün tam do­ yum getirmedi bana. Senaristle yö­ netmenin çelişkisini bilenler bunu bir bakıma doğal sayarlar. Bizimkisi bu­ nun ötesindeydi denebilir.

Süreyya Duru’nun filmografisinde özel yeri olan iki film, “Bedrana" ile “Kara Çarşaflı Gelin” sinemamız için de olaydır kuşkusuz. İki film de fes­ tivallerde başarılar kazandı. Hele

“Bedrana”mn aldığı C1DALC Ödü­ lü önemsenmeyecek bir olgu değildir. Sınıfsal ideolojik konumu belli Mal­ koç dizileri üreten Yeşilçam estetiği­ ne yıllar yılı koşullanmış bir kişinin bu başarısı nasıl açıklanmalıdır? Gü­ neydoğu insanının acılarını böylesi- ne bir duyarlıkla duyurabilmek gü­ cünü nerdtn alıyordu Süreyya Duru? Salt Bekir Yıldız öykülerinden, Vedat Türkali senaryolarından mı kaynak­ lanıyordu bu? Kesin biçimde, içten­ likle söyleyeyim ki hayır... Kaynağın ne denli payı olsa da salt “sokma akıl’Ma sinema yapılamaz, öykücü, senaryocu bizlerin katkımız, çabamız kadar, kuşkusuz en az o kadar yurt­ taş Süreyya Duru’nun, ülkesinin in­ sanına toplumsal sorumlulukla ba­ kan, sevecen, sıcak yürekli kişiliğin­ den güç kazanmış, belki de asıl gü­ cünü oradan almıştır bu filmler.

Yeniliklere açık, gerçekten alçak­ gönüllü, hoşgörülü yaklaşımı onu ta­

nıyanların sevgisiyle birlikte çok şey kazandırıyordu Süreyya Duru’ya. İç­ ten içe birikimlere dayalı bir gelişme, olgunlaşma sürecinde vardığı aşama­ lar, belki hemen açık seçik görülmü­ yor, ancak bir davranışı, beklenme­ dik bir çıkışıyla sevindirerek ele ve­ riyordu kençiini! Acı tatlı hiçbir eleş­ tirime, takılmama kızdığını, ters tepki gösterdiğini anımsamıyorum. Saldı­ rıyı bile kızgınlıkla değil her koşul­ da yardımcısı olan sağduyusuyla kar­ şılamayı biliyordu. Bitip tükenmeyen kahkahaları ayrı bir silahıydı sanki. Kavgasını böyle yürütüyordu denebi­ lir. Baskı dönemlerinde yaptığımız filmler sansürce sürekli engellendi. “Kara Çarşaflı Gelin”, “Güneşli Bataklık” ancak yıllar süren Yargı­ tay serüveninden sonra gösterime çı­ kabildi. Çoğu yerde “Güneşli Bataklık” tehditlerle ya erken kaldı­ rıldı ya da hiç sokulmadı sinemala­ ra. Ekonomik yıkıma götüren bu ka­

ra saldırıları, nasıl onurlu bir direnç­ le, ödün vermeden karşıladığım unu­ tamam. Yaptığı bir sinemacı için ger­ çekten kahramanlıktı. Bir gün bile ne yakındığını gördüm ne övündüğünü; ne de küskünlüğe kalkıştığını... Şu ya da bu biçimde toplumsal etkinlikler için başvuruldu mu önce yalancıktan bir takılır, "Biliyorum başımıza ge­ lecekleri zaten!.. Bizi de götürecek­ siniz!..” yollu şakadan sonra hemen yerini alırdı. Yeşilçam’daki bütün ileri atılımlarda Süreyya Duru imzası var­ dır.

“L â f değil; Süreyya Duru gerçek­ ten önemli bir boşluk bıraktı Yeşil­ çam’da. Ataerkil görkemli görünümü içinde dünyaya, çevresine dengeli, hoşgörülü bir duyarlılıkla bakan bu ileriye dönük sinemacıyı, bu iyi yü­ rekli yurttaşı, değerbilir kişiler hep sevgiyle, saygıyla anacak; ülkemizin demokratikleşme sürecinde çok da arayacaklar.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

En çok bilinen ve gökyüzünde par- lak üyeleri nedeniyle çıplak gözle kolay- lıkla bulunabilen açık küme M45, “Ül- ker”, “Yedi Kız Kardeş”, “Pleiades” ve

Örne¤in, bu y›l bir proje bafllat›ld›; 81 il- de önce köylerde yap›lan seçmeleri geçen çocuk- lar, ilçe seçmelerine, onu geçenler il seçmelerine kat›ld›lar ve pilot

İlaç+cerrahi tedavi ve sadece cerrahi tedavi uy- gulanan hastaların semptomlarının genel ortalaması kıyaslandığında; burun tıkanıklığında İlaç+cerrahi te- davinin

İstanbul halkının en çok rağbet ettiği mesirelerin başında şüphesiz ki Kağıthane gelmektedir.. Ahmet'in saltanatında yani Lâle Devri'nde Kağıthane Mesiresi,

Bu kitabı tahkik ederek neşreden Muhammed Muhyiddin Abdulhamid ise, bu esere bir mukaddime yazarak hem İslam dünyasında ortaya çıkan fırkalaşmanın tarihi sürecini ve o

ren kavramlardan olan ve Web 2.0 temelli uygulamaların gazetecilik alanındaki kullanımı olarak nitelenen Gazetecilik 2.0’ın, içeriklerinin kullanıcı tarafından

Bu çalışma Prof. Filiz Özer’in Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans Programı ‘Çağdaş Mimari Tasarlamada Eski Yeni