Sivil Toplum Örgütleri 2
Dr. Özkan LEBLEBİCİ
Sivil Toplum Örgütleri
Jean Bodin; (1529-1596) Hukukçu, Ekonomist, Tarihçi ve Siyaset Teorisyeni
Egemenliğin bölünmezliğini savunur. Devletin birliğini korumak için mezhepler arasında ayrım yapılmadığı bir ortam
gerekmektedir. Egemenin karşısında iki hak vardır. Bunlar;
mülkiyet ve vergiyi onaylama hakkıdır. Bodin ayrıca burjuvaziyi ilk defa ayrı bir sınıf olarak gören filozoftur.
Sivil Toplum Örgütleri
Bodin sivil toplumu en yüksek egemenliğin örgütlenme biçimi olarak gördüğü devletin bir unsuru olarak görür. Onun
egemenlik anlayışı, feodal yönetim anlayışının reddi ve tasfiyesi amacına yönelmiştir. Bu yeni biçimde, süreklilik kavramı ile, siyasi iktidarı kullanan yöneticilerden bağımsız bir devlet
tasavvuru söz konusudur. Bu şekilde mutlak ve sürekli devlet otoritesi ile burjuvazinin istediği koşulların zemini
hazırlanmıştır.
Sivil Toplum Örgütleri
Thomas Hobbes (1588-1679)
Hobbes, insanın doğa durumunda güçlü olanın toplulukta itibar sahibi olduğunu, gelişmeye bağlı olarak kaos çıkmaması için
yöneticilerle yönetilenler arasında bir sözleşme bulunduğunu ve devlet yönetiminin böyle oluştuğunu savunmaktadır. Ona göre kişilerin güvenliği, kişisel özgürlüklerin sağlanmasından daha önemlidir. Kargaşanın olmaması için güçlü bir devlet ve yasa gereklidir.
Sivil Toplum Örgütleri
Thomas Hobbes (1588-1679)
Civitas (devlet), bireylerin kendi kendini koruma anlayışını bir kenara bırakarak herkesin güven ve huzurunu sağlayacak bir kişi veya meclisi görevlendirmek amacıyla karşılıklı ve kendi iradesiyle sözleşmeleri sonucu ortaya çıkmıştır. Hobbes, Bodin gibi mutlak devlet otoritesini savunan bir filozoftur. Sivil
toplum ile devlet arasında bir ayrım öngörmez. Devletin bulunduğu toplumsal durumu sivil hal olarak adlandırır.
Sivil Toplum Örgütleri
John Locke (1632-1704)
Özgürlüklerle çelişkisi nedeniyle devlet iktidarının
sınırlandırılmasını savunmuştur. Onun döneminin yükselen
sınıfı olan burjuva sınıfının hakları üzerinde durması nedeniyle bir burjuva kuramcısı olarak tanınır. Hobbes’un çizdiği yasaların üstünde devlet anlayışı, Locke’da yerini hukukla sınırlı ve
uyruklara keyfi davranmaktan men edilen devlete bırakır.
Sivil Toplum Örgütleri
John Locke (1632-1704)
Locke için iktidarın meşruluğunun temel koşulu yönetilenlerin bu konuda uzlaşma içinde olmalarıdır. Fakat uzlaşma tek başına yeterli değildir. Bireysel hakların tanınması ve bunlara saygı
gösterilmesi zorunludur. Bir grup insanın doğa yasasını
yürütme erklerini bırakmak ve onu kamusal otoriteye vermek amacıyla toplumun içinde birleştiği yerde siyasal ya da sivil toplum oluşmuştur. Buna da kısaca devlet denir.
Sivil Toplum Örgütleri
John Locke (1632-1704)
Yasayı çiğneyen yönetici meşru olmaktan çıkar ve bir despota dönüşür. Hangi devlet görevlisi olursa olsun yasanın belirlediği sınırları aşması halinde idareci olmaktan çıkarak yetkisiz birine dönüşür. O, hukuka uyma zorunluluğunun ihlali halinde en
küçük memur ile bir kral arasında fark olmadığı kanısındadır.
Sivil toplum üyelerinin Locke terminolojisinin karşı karşıya olduğu şey devlet değil hükümettir.
Sivil Toplum Örgütleri
Adam Ferguson(1724-1816)
“Civil society” iki anlam taşır. Birincisi, sanayi toplumundaki herkesin birbiri ile çıkarları için rekabet halinde bulundukları ortamdır. İkinci anlamı ise, burjuvazinin özgürleşme sürecini değil, uygarlık düzeyi gelişmiş, örgütlü, eğitim düzeyi yüksek, medeni toplumdur. Bu kapsamda motor güç birey değil, kültür ve tarihtir.
Sivil Toplum Örgütleri
Adam Ferguson(1724-1816)
İnsanlık tarihi üç aşamadan oluşur; Vahşilik, barbarlık ve uygarlık (sivillik). Toplumsal yapı çıkarların, ekonomik
hareketlerin oluştuğu ve ekonomik akımların doğup geliştiği, sınıfların ve sınıfsal örgütlenmelerin gözlemlendiği ama sadece sınıfların değil diğer toplumsal kesimlerin de davranışlarının gözlenebildiği bir alandır. Bu çok öğeli yapıya Sivil Toplum denir. Belirleyici özellik, iş bölümünün her alanda egemen olmasıdır.
Sivil Toplum Örgütleri
Adam Ferguson(1724-1816)
Devlet ve sivil toplumun diyalektik bir çelişme olarak ortaya konması, artık bir devlet-toplum ayrımının ortaya çıktığını
gösterir. Sivil toplumu devlet karşısında korumanın yolu örgütlü sosyal yapı ile mümkündür.
Sivil Toplum Örgütleri
Hegel (1770-1831)
Aile doğal bir kurumdur. Ailenin antitezi olarak sivil toplum ortaya çıkmıştır. Sivil toplum aşamasında devlet ve toplum
birbirinden ayrılır. Devlet siyasaldır. Modern toplumla birlikte ortaya çıkan sivil toplum ise apolitiktir. Sivil toplumun rekabet ilişkileri nedeniyle parçalanmaması için devlete ihtiyaç vardır.
Sivil Toplum Örgütleri
Hegel (1770-1831)
Bireyin bir nevi devlet uğruna tümüyle silikleştiği bir toplumda yeni bir ahlak anlayışından söz edilir, bu da; sosyal ahlaktır.
Buna göre sosyal ahlak üç aşamadan oluşur; 1. Aile, 2. Sivil toplum, 3. Devlet. Sivil toplum, aile bireylerinin büyük aile
karşısında bağımsızlık kazanması ile ortaya çıkar. Çünkü sanayi devrimi geleneksel aileyi çözmüştür.
Sivil Toplum Örgütleri
Hegel (1770-1831)
Sivil toplum, ekonomik faaliyetlerin icra edildiği bir alandır.
Aynı zamanda özel ve politik olmayan bir alandır. Buradan sivil toplum ile politik toplum karşıtlığına ulaşılır. Devlet kamu
iyiliğinin hayatiyet kazandığı bir alandır. Çünkü bireyin sivil toplum içinde gereksinimlerini tatmin etmesi ancak başkaları ile ilişkiye girmesiyle mümkündür.
Sivil Toplum Örgütleri
Hegel (1770-1831)
Sivil toplumun üç boyutu vardır;
1. Birey
2. Gereksinimlerin karşılanmasına ilişkin sistem olarak mülkiyetin korunması
3. Özel çıkarların kamu otoritesi ve korporasyon aracılığıyla korunması.
Sivil Toplum Örgütleri
Hegel (1770-1831)
Kısaca Hegel sivil toplumu bireylerin gereksinimlerini
sağlamaya yönelik bir aşama olarak kabul ettiğini söyleyebiliriz.
Bireyin gereksinimlerini karşılaması iki yoldan olur; mülkiyet ve çalışma.
Sivil Toplum Örgütleri
Hegel (1770-1831)
Aile geliştikçe sivil topluma geçiş olacaktır. Sivil toplum kendi ahlak bilincini sonsuz farklılaştırarak ve oluşturacağı kültür, hukuk ve kavramlar aracılığıyla mutlak düşüncenin egemen olacağı gerçek devlete dönüşecektir. İşte bu, mutlak akıl ve mutlak düşünce demek olan gerçek devlettir. Bu devlette
toplumsal yaşamda ilişkilerde ahlak egemendir. Bu da birey – devlet kaynaşması ve bireyin gerçek özgürlüğüdür.
Sivil Toplum Örgütleri
KAYNAKLAR:
Gökmen, Özgür (Ed.), Türkiye'de Hak Temelli Sivil Toplum Örgütleri-Sorunlar ve Çözüm Arayışları, STGM, Ankara, 2011.
Tekeli, İlhan, Türkiye'de STK'lar ve Katılımcı Demokrasi Yazıları, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2012.
Sunar, Lütfi (Ed.), Sivil Toplum Kuruluşları İçin Yönetim Rehberi, Kaknüs, İstanbul, 2005.
Çalha, Ömer, Aşkın Devletten Sivil Topluma, Gendaş, İstanbul, 2000.
Gözler, Kemal, İdare Hukukuna Giriş, Ekin Kitabevi, (7. Basım), Bursa, 2007.
Saylan, Türkan, 100 Soruda Sivil Toplum, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, 2008.
Doğan, İlyas, Sivil Toplum Anlayışı ve Siyasal Sistemler, (4. Basım), Astana Yayınları, Ankara, 2015.
Akbal, İsmail, Sivil Toplum, Çizgi Yayınları, Konya, 2017.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Dernekler Kanunu
Vakıflar kanunu
İlgili internet kaynakları