• Sonuç bulunamadı

Büyük Selçuklu İmparatorluğu nun Kuruluşu ve Tuğrul Bey. Dovletgeldi İLLİYEV İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Büyük Selçuklu İmparatorluğu nun Kuruluşu ve Tuğrul Bey. Dovletgeldi İLLİYEV İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Lisans Bitirme Tezi

İstanbul, 2014

Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun Kuruluşu ve Tuğrul Bey

Dovletgeldi İLLİYEV

İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ

Büy ük Se lçu klu İm pa ra to rluğ u’ nun Kur ul uş u v e T uğ ru l B ey

20 14

(2)

1

Lisans Tezi

BÜYÜK SELÇUKLU İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞU VE TUĞRUL BEY

DOVLETGELDİ İLLİYEV

TARİH BÖLÜMÜ

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, İstanbul Mayıs 2014

(3)

2

Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun Kuruluşu Ve Tuğrul Bey

Dovletgeldi İLLİYEV

Danışman:

Prof. Dr. Kemal BEYDİLLİ

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Lisans Bitirme Tezi Yönetmeliği Uyarınca Tarih Bölümü

LİSANS BİTİRME TEZİ Olarak Hazırlanmıştır

(4)

3 BEYAN

Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.

İsim Soyadı Tarih

(5)

4

ÖZET

Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kuruluşu Türk tarihinin, İslam tarihinin ve Dünya tarihinin anlaşılması için önemli bir yere sahiptir. Bu amaçla bu tezde bilhassa Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve daha pek çok Türk devletinin çekirdeğini oluşturan Oğuzlar’ın içinden çıkan Selçuklu Hanedanı’nın kökeni, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kuruluş macerası, Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile Abbasi Halifeliği arasında ki ilişkiler ve Sultan Alparslan'ın tahta çıkışına kadar ki dönemde yaşanan siyasal gelişmeler ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Tuğrul Bey, Selçuklu, Kuruluş

ABSTRACT

Foundation of the Great Seljuq Empire has an important place in understanding of Turkish history, Islamic history and World history. Based on this fact, this thesis deals with the Great Seljuq Empire moreover, roots of Seljuq dynasty, originating from Oghuzs which forms the core of many Turkic states, founding of the Great Seljuq Empire, relationships between the Great Seljuq Empire and the Abbasid Caliphate and political events that developed until throning Sultan Alp Arslan.

Key Words: Toghrul Bey, Seljuq, Foundation

(6)

5

İçindekiler

ÖZET ... 4

GİRİŞ ... 6

1) SELÇUKLULAR’IN KÖKENİ ... 7

2) CEND’E GÖÇ ... 8

3) SELÇUKLAR’IN SAMANİLER VE KARAHANLILAR’LA İLİŞKİLERİ ... 10

4) HORASAN’A GÖÇ VE GAZNELİLER’LE MÜCADELE ... 14

4.1) Nusay Savaşı ... 14

4.2) Serahs Savaşı ... 16

5) DANDANAKAN SAVAŞI VE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN İLANI ... 17

6) SELÇUK DEVLETİ’NİN KURULUŞU VE İLK FETİHLER ... 21

7) ABBASI HALİFELİĞİ İLE İLİŞKİLER ... 24

7.1) Tuğrul Bey'in I.Bağdat Seferi ... 25

7.2) Arslan Besasiri Olayı ve Tuğrul Bey'in II. Bağdat Seferi ... 27

7.3) Tuğrul Bey’in Halife’nin Kızı ile Evlenmesi ... 29

8) TUĞRUL BEY DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN İSYANLAR ... 30

8.1) İbrahim Yınal’ın İlk İsyanı ... 30

8.2) Resultekin’in İsyanı ... 32

8.3) İbrahim Yınal’ın İkinci İsyanı ... 32

8.4) Kutalmış’ın İsyanı ... 35

9) TUĞRUL BEY’İN ÖLÜMÜ ... 37

SONUÇ ... 38

KAYNAKÇA ... 42

(7)

6

GİRİŞ

Büyük Selçuklu Devleti, Hazar Denizi ile Aral Gölü etrafında yaşayan Oğuzlar’ın Kınık boyu ve Oğuz boylarının birleşmesi sonucu büyük bir devlet haline gelmiştir.

Selçuklular’ın Türk-İslam tarihinde sosyal, siyasal ve kültürel anlamda çok derin tesirlerinin olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Özellikle on birinci yüzyılda etkili bir devlet kurmuşlardır.

X. yüzyılın son çeyreğinde başlayan Türk göçü, sadece Türk tarihinin değil, İslam ve dünya tarihinin de seyrini değiştiren önemli bir olaydır. 10. yüzyılın ortalarında, Selçuklu Devleti’nin oluşumuyla, Oğuzlar, hemen hemen tüm Doğu İslam dünyasında önemli bir rol oynamaya başladılar. X. yüzyılda Karahıtaylar’ın güneyden sıkıştırması, beşeri ve ekonomik başka nedenlerin de etkisiyle Türkistan’ın kuzeyindeki Kıpçak birliğinin dağılması yeni bir göç dalgası başlattı. Bu sırada Orta Seyhun bölgesinden Aral-Hazar arasına kadar uzanan yurtlarında yaşamakta olan Oğuzlar, bu göç dalgasının en önünde bulunmaları sebebiyle, arkadan gelen baskıyla batıya ilk geçecek olanlardı. Göktürk ve Uygurlar döneminde de devletin aslî unsurunu oluşturan Oğuzlar, bu devletlerin çökmesi üzerine zaman içerisinde batıya çekilmek suretiyle, söz konusu yurtlarına yerleşmişlerdi. X. yüzyılda Hazar Kağanlığı-

’na bağlı bir yabgu tarafından idare edilmekte iken, bu süreçte İslamiyet’le de tanışan Oğuzlar, göçün yönünü Hazar’ın kuzeyinden güneyine, İslam ülkelerine doğru çevirmiş bulunuyorlardı.

Türkistan’da Göktürkler ve Uygurlar gibi parlak devletler kuran, batıya geldikten sonra Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’yle Türklüğün başlıca temsilcileri olan Oğuzlar’ın, Türkmenlerin, Selçuklular’ın tarihini öğrenmek, Türk tarihinin bugünden Hunlar’a kadar uzanan bütünlüğünü kavramak anlamına gelmektedir. Selçuklu tarihi Türk milletinin iki bin yıllık tarih serüvenin kavşak noktası olması bakımından asla ihmal edilemeyecek bir dönemdir. Çalışmaya konu olan bu dönem tarihimizde pek çok yönden belirleyici olayın yaşandığı bir zaman dilimidir.

(8)

7

1) SELÇUKLULAR’IN KÖKENİ

Selçuklular’ın bilinen ilk atası Dukak’dır. Yenikent yabgusunun hizmetinde “subaşı”

olarak görev yapmakta idi ve usta savaşçılığı dolayısıyla “demir yaylı’’ lakabıyla anılıyordu.1 Divitçioğlu Abu’l-Faraca isnatla onun Hazar Kağanının ya da Hazar Beyinin yanında bulunan biri olduğunu belirtir.2Bir rivayete göre Dukak’ın babası Kur’anda ismi geçen efsanevi bilge Lokman’dır.3 Kaynakların yetersizliği sebebiyle onun ataları hakkında bilgi sahibi değiliz.

Dukak’ın ölümü üzerine yerine oğlu Selçuk subaşı oldu. Adı kaynaklarda “Salcuk”, “Salçuk”,

“Selcük”, “Selçuk” ve “Sarçuk” gibi farklı şekillerde yazılmıştır. Selçuk Bey’in torunlarının kurduğu devlet devrin kaynakları tarafından, onun adına nispetle Selçukiyyan, Selaçıka, Al-i Selçuk (Selçuklu ailesi) olarak kaydedilmiştir.4

Selçuk Bey’in Mikail, Arslan İsrail, Musa İnanç ve Yunus (veya Yusuf) adlı dört oğlu olmuştur.5 Selçuk Bey’in oğullarına bu gibi isimler verilmiş olması Yahudi Hazar Kağanlığı ile kültürel etkileşiminin olduğunu izlenimini vermekte6ise de, Osman Turan bunun zayıf bir tez olduğunu ileri sürer.7

Selçuklular’ın, Oğuzlar’ın Kınık boyundan geldiği ittifakla kabul edilmektedir.8 Kaşgarlı Mahmud, Divan-ı Lugat’it-Türk adlı eserinde o günün tanığı olarak, Kınık boyunu, Selçuklular’ın siyaset sahnesindeki büyük rolüne nazaran listenin başına koymuştur.9 Oğuz boylarının çoğunluğu, Selçukluların tarih sahnesine çıktığı X. yüzyılda, Orta Seyhun ile Aral-

1Райс Тамара Тэлбот. Сельджуки. Кочевники – завоеватели Малой Азии, Пер. с англ. (О.И.Миловой. – Москва. 2004,) с.18. (Rays Tamara Telbot. Selçuklular. Küçük Asyan’ın göçebe fatihleri. Trc. O.İ. Milova.

Moskova, 2004. S.18); Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslam Medeniyeti, İkinci baskı. (İstanbul:

Turan Neşriyat Yurdu,) 1969, s.32.

2Sencer Divitçioğlu, Oğuz’dan Selçuklu’ya (Boy, Konat ve Devlet). İstanbul: Eren yayınları, 1994, s.55.

3Аннанепесов М. Атагаррыев Е. Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар. (X-XVII). – Ашгабат, 1995, s.40. (Annanepesov M. Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. (X-XVII). Aşkabat, 1995. s.40).

4 Osman Turan, Selçuklular Tarihi. s.30.

5Райс Тамара Тэлбот. Сельджуки. с.19 [Rays Tamara Telbot. Selçuklular. Küçük Asyan’ın göçebe fatihleri.

Trc. O.İ. Milova. Moskova, 2004. S.19]; Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teşkilâtları, Destanları. – İstanbul, 2004. s.90; Sencer Divitçioğlu. Oğuz’dan Selçuklu’ya. s.60

6Райс Тамара Тэлбот. Сельджуки. с.19. [Rays Tamara Telbot. Selçuklular. s.19]

7 Osman Turan, Selçuklular Tarihi, s.36.

8 Osman Turan, A.g.e. s.30; Faruk Sümer, Oğuzlar–Türkmenler. s. 89; Аннанепесов М. Атагаррыев Е.

Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар. s.40. [Annanepesov M. Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. (X-XVII). Aşkabat, 1995. s.40]

9Sencer Divitçioğlu, Oğuz’dan Selçuklu’ya. s.57.

(9)

8

Hazar arasındaki bozkırlara kadar olan geniş bir bölgede yaşamakta idiler. VIII. yüzyılın ilk yarısından itibaren önce, temelini oluşturdukları Göktürk, sonra Uygur Kağanlığı’nın çökmesi üzerine meydana gelen göç dalgaları ile batıya çekilmişlerdi. Oğuzlar X. yüzyılda bir yabgu tarafından idare edilmekte idiler. Oğuz yabgularının Hazar Kağanlığı veya Karahanlılar’a bağlı oldukları ileri sürülmektedir. Oğuzlar’ın Hazarlar’la bazen mücadele, bazen de ittifak halinde bulundukları ve onlara paralı asker olarak hizmet ettikleri de tespit edilmiştir.

X. yüzyılın ikinci yarısında, Kıtaylar’ın Moğolistan’dan sürülmesi Kıpçak boy birliğinin dağılması sonucunu doğurdu. Oğuzlar kuzey komşuları olan Türk boylarının kaynaşması ve göçleri sebebiyle ciddi baskıya maruz kaldılar. Bu olayın yarattığı siyasi, sosyal ve ekonomik sarsıntılar, Oğuzlar’ı da yerlerinden oynattı. Onların bir kısmı Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara ve Doğu Avrupa’ya göç ettiler.

Daha sonra Selçuklular’ın özünü teşkil edecek olan diğer Oğuz toplulukları ise, Hazar Denizi’nin güneyine indiler. Bu sırada Horasan ve Maveraünnehir’de hüküm sürmekte olan Samanoğullar’ı Karahanlılar’ın baskısı ile giderek zayıflamakta idi. Bu yönde göç eden Oğuzlar İslamiyet’i kabul ederek, Maveraünnehir’de toplanmaya başladılar.

2) CEND’E GÖÇ

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, X. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan söz konusu olaylar, Oğuzlar’ı da yakından etkiledi. Dukak’ın ölümü üzerine oğlu Selçuk’un genç yaşta “subaşı”

olduğu, süratle kuvvet ve şöhret kazandığı söyleniyor.10 Subaşı Selçuk Bey’in bu sırada iyice güç kaybetmiş olan Yabgu ile bir rivayete göre onun yerine geçmeyi planladığı şüphesiyle arası açıldı.11Divitçioğlu bunda Oğuz Yabgunun hatununun rolünü inkâr etmesine rağmen12, Turan bunu bir ihtimal olarak görür.13Yabgu’ya göre daha zayıf olan ve bu durumda tehlikeyi

10 Osman Turan, Selçuklular Tarihi. s.42.

11 В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. Зарубежная история. Cанкт- Петербург, 2007, c.46. (V.M. Zaporojets. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent- Peterburg, 2007. s.46)

12Sencer Divitçioğlu, Oğuz’dan Selçuklu’ya. s.58.

13 Osman Turan, Selçuklular Tarihi. s.42; Rays Tamara’nın da aynı görüşte olduğunu belirtmekte yarar var

(10)

9

gören Selçuk, kabilesi ve maiyeti ile birlikte gizlice yurdunu terk etmiştir.14 Selçuk Bey 98515 yılında, Yengikent’ten, yine Yabgu’ya bağlı olan, aynı zamanda Yabgu idaresinin zayıf bulunduğu Cend şehrine geldi.16 Türkler, Maveraünnehir’in Emeviler tarafından fethinden itibaren yakın temasta oldukları İslam dinini, Talas Savaşı’ndan sonra artık kitleler halinde kabul etmeye başlamışlardı. Ancak X. yüzyılın başları bu hususta bir dönüm noktası oldu.

Müslüman olan Türkler artık tedricen Türkmen adını almaya başlamış ve artık bu isim İslam merkezlerine göç eden Oğuzlara ad olmuştur.17 Yanında 100 kadar atlı ile buraya gelen Selçuk Bey, bölgenin şartlarını kısa sürede analiz eder. İslam dinini kabul etmenin siyasi ve stratejik önemini iyi kavrayan Selçuk Bey ve adamları Müslüman olmayı kabul ederler.

Selçuk Bey Harzem emirlerinden kendilerine İslam dinini öğretecek bir hoca göndermelerini rica etmişti. Farklı rivayetlerden yola çıkarak Selçuk’un bu yeni dini daha çok siyasi vaziyetlerden ve bahşedeceği imkânlardan dolayı kabul ettiği fikri doğuyor.

Selçuk Bey’in, Oğuz yabgusuna ait olmakla birlikte, adeta bir Müslüman uç şehri olan Cend’de Müslümanlığı kabulü onu, kısa bir zaman içerisinde Karahanlı- Samanoğlu mücadelesinin en önemli taraflarından birisi haline getirdi. Onun, Yabgu’nun Cend’e gelen vergi memurlarını kovması18 bu çevredeki saygınlığını arttırdı. Selçuk Bey’in kaynaklarda gazi unvanı ile anıldığına19 bakarak, Müslüman olmayan soydaşlarına karşı cihat ettiği söylenebilir. Nitekim büyük oğlu Mikail’in de (Çağrı ile Tuğrul’un babaları) böyle bir seferde

(Rays Tamara Telbot. Selçuklular. s.19).

14 İbn’ül-Esîr, el-Kamil fi’t-Tarih Tercümesi, İslam tarihi. C.IX. çev. Abdulkerim Özaydın, İstanbul: Bahar Yayınları, 1991. s.157.

15 Sencer Divitçioğlu, Oğuz’dan Selçuklu’ya. s.58; V.M. Zaporojets, Selçuk’un Cend’e 925 yılında geldigini belirtir. (V.M. Zaporojets. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent-Peterburg, 2007. s.46.)

16 Аннанепесов М. Атагаррыев Е. Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар (X-XVII). Aşgabat, 1995.

s.42. (Annanepesov M. Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. (X-XVII). Aşkabat, 1995. s.42)

17 Osman Turan, Selçuklular Tarihi. s.43.

18 Ibnu’l-Esir. Tarih. C. IX, s.159; Райс Тамара Тэлбот. Сельджуки. Кочевники – завоеватели Малой Азии.

Пер. с англ. О.И.Миловой. – Москва. 2004, с.19. (Rays Tamara Telbot. Selçuklular. Küçük Asyan’ın göçebe fatihleri. Trc. O.İ. Milova. Moskova, 2004. s.19)

19 В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. 2007. c.46 (V.M Zaporojets.

Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent-Peterburg, 2007. S.46); Osman Turan.

Selçuklular tarihi. s.44.

(11)

10

şehit düştüğü anlaşılmaktadır.20 Selçuk’un giriştiği cihat harekâtı sayesinde çeşitli ülkelerden çok sayıda Türkmen Selçuk’a tabi olmak için Cend’e akın etti ve Selçuk’un etrafında toplandı.

3) SELÇUKLAR’IN SAMANİLER VE KARAHANLILAR’LA İLİŞKİLERİ

Bundan sonra gelişen olaylar, Selçuk Bey’in sadece kendine bağlı Oğuzlar arasında değil bölgede hüküm süren Samaniler ve Karahanlılar gibi iki büyük devlet nezdinde de itibar sahibi olmaya başladığını gösteriyor. Samaniler topraklarını işgal eden Karahanlılar’a karşı Selçuk’tan yardım istemeleri ve onun oğlu Arslan’ın (Arslan Yabgu) yardımıyla kaybettikleri toprakları geri almaları Selçuk ve ailesinin hayatında önemli dönüm noktalarından birini teşkil etti. Böylece Selçuk, mahalli bir bey olmaktan çıkıp iki devlet arasındaki olaylara müdahale eden bir lider vasfını kazandı. Samaniler bu yardımlara karşılık Buhara yakınlarındaki Nur kasabasını Selçuk’a bağlı Oğuzlar’a verdi. Selçuk Cend’de kalırken oğlu Arslan Yabgu’ya bağlı Oğuzlar 992’den (h.382) önceki bir tarihte ve muhtemelen 985-86 (h.375) yılında Nur kasabasına göç etti. 21

Selçuk Bey yaklaşık 1007 (h.397) yılında 107 yaşında Cend şehrinde vefat etti. 22 Onun 992’den sonra öldüğünü söyleyenler olduğu gibi, Agacanov 1009 veya 1010’da öldüğünü ileri sürer.23 Selçuk Bey’in ölümünün ardından ailenin başına Arslan Yabgu geçti. Arslan Yabgu’nun doğrudan kendisine bağlı 4000 süvariden oluşan bir kuvveti vardı. Bundan başka Selçuk Bey’in diğer oğulları Yusuf ile (Yınal) Musa’nın ve torunları Çağrı ve Tuğrul Beylerin de askerleri bulunuyordu.24 411 (1020-21) yılında Karahanlı hanedanına mensup Ali Tegin

20 Аннанепесов М. Атагаррыев Е. Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар.s.40. (Annanepesov M.

Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. s.40)

21 Mehmet Altan Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi (Kuruluş Dönemi), Ankara: TTK Yayınları, 1993, s. 32-33.; Abdulkerim Özaydın, “Selçuk Bey”, DİA, C. XXXVI, s.365.

22 İbnü'l-Esîr, Tarih.C. IX, 382.

23Агаджанов С.Г. Очерки истории огузов и туркмен Средней Азии. IX-XIII вв. –Ашгабат, 1969. s 262. (Agacanov, S.G. Orta Asya oguzlar we türkmenler tarihinin denemeleri. IX-XIII asırlar. Aşkabat, 1969. s.262)

24Abdulkerim Özaydın, “Selçuk Bey”, DİA, C. XXXVI, s.366; Ravendi Selçuklular’ın devletten önce orduya sahip olduklarını belirtir (Er-Ravendi Ebubekir Necmeddin Muhammed. Rahatü’s-sudur ve ayetü’s-sürur. Terc. Ahmet Ateş, C. I., Ankara, 1957. s.85).

(12)

11

Buhara’ya hâkim olup ülkesini genişletmeye başladı. Bu tarihte Selçuklular’a bağlı diğer Oğuz boyları da Cend yöresini bırakarak Buhara bölgesine gitmişlerdi. Ali Tegin ile Arslan Yabgu arasında kuvveti bir ittifak meydana getirilmişti.25Ancak Çağrı ve Tuğrul Beyler’in amcalarının hizmetine girmek konusunda mesafeli bir tavır takındılar. Daha önceleri babalarına bağlı Türkmen gruplarıyla, başlarındaki Arslan Yabgu’ya rağmen Çağrı ve Tuğrul Beyler daha bağımsız bir görünümdedirler. Bu bağımsız görünüm daha da keskinleşecek, Çağrı ve Tuğrul Bey’e bağlı Türkmen gruplarına “Selçuklular”, Arslan Yabgu’ya bağlı olanlara “Yabgulular”, Selçuk Bey’in bir diğer oğlu Yusuf Yınal (İnal)’a bağlı olanlara ise “Yınallılar (İnallılar)”

denecektir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Samanilerin yıkılmasının ardından bir dönem Arslan Yabgu, Karahanlı’larla ittifak içerisinde hareket etmiştir. Karahanlı’ların bu ittifakı sona erdirdikten sonraki hedefleri genç kardeşler Çağrı ve Tuğrul Beyler olmuştur. Karahanlı hükümdarı Buğra Han’ın hizmetine giren Çağrı ve Tuğrul Beyler’in devamlı olarak hükümdarın yanında kalmalarının şart koşulması Selçuklular tarafından kabul görmeyince, Buğra Han Tuğrul Bey’i tutuklatarak hapse attırmıştır.26Çağrı Bey ise kardeşini kurtarmak için harekete geçmişti. Buğra Han’ın üzerine sevk ettiği kuvvetleri mağlup eden ve yaklaşık 130 Karahanlı komutanı esir almayı başaran Çağrı Bey’in başarısı sonucu Tuğrul Bey serbest bırakıldı. İki kardeş Maveraünnehir bölgesine geçmeyi düşünüyorlardı; ancak bölgede siyasi vaziyet yine karışmıştı. Karahanlı İlig Han Nasr’ın ölümüyle Karahanlı hanedanına mensup, mahpus Ali Tegin hapisten kaçarak Buhara bölgesinde bağımsız bir devlet kurmayı amaçladı, bu amacını gerçekleştirmek için de Arslan Yabgu ile müttefik oldu. Arslan Yabgu’dan bağımsız hareket etmekte olan Çağrı ve Tuğrul Beyler Ali Tegin için bir tehditti, onları kendine tabi kılmak için saldırdı. Bu gelişme üzerine Tuğrul Bey ve Çağrı Bey kendi aralarında anlaşarak yeni yurt arayışlarına başladılar. Bu arayış doğrultusunda Çağrı Bey

25В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. c.49. (Zaporojets, V.M. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent-Peterburg, 2007. S.49)

26 Mehmet Altan Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, s.98.

(13)

12

Doğu Anadolu’ya sefer düzenleyecek, Tuğrul Bey ise çöllere çekilerek kendini emniyete alacaktı.27

Bu arada Maveraünnehir’de sıkıntı içinde olan Tuğrul ve Çağrı Beyler daha elverişli topraklar aramaya karar verdiler. Tuğrul Bey çöllere çekilirken Çağrı Bey, 3000 kişilik bir süvari birliğinin başında Gazneli hâkimiyetindeki Horasandan Anadolu’ya doğru hareket etti (1016-1024). Ermeni ve Gürcü topraklarında bir süre kaldıktan sonra ciddi bir mukavemetle karşılaşmadan tekrar Tuğrul Bey’in yanına döndü.28 Nitekim bu zenginlikten gelen güç ve itibar Türkmenler’in Çağrı Bey’e katılmasını sağlarken, bu durum Arslan Yabgu’yu tedirgin ediyordu.

Ali Tegin’in başarısının arkasında Selçukluların olduğunu anlayan Karahanlı Hükümdarı Yusuf Kadir Han, bu meseleyi çözüme kavuşturmak için 1025 yılında Gazneli hükümdarı Sultan Mahmud ile bir araya geldi ve bu görüşmede Ali Tegin’in hâkimiyetinin sonlandırılması, Arslan Yabgu’ya bağlı Türkmenlerin Horasan’a yerleştirilmeleri kararlaştırıldı.29 Selçukluların güçlenmeye başlaması ve bölgede söz sahibi olan devletler aleyhinde ittifaklar kurması Karahanlıları ve Gaznelileri rahatsız etmiş ve neticede bu karar çıkmıştı. Gazneli Mahmud, müttefiki Ali Tegin ile çöllere çekilmiş olan Arslan Yabgu’yu huzuruna davet etti.30 Onuruna verilen ziyafet esnasında da Arslan Yabgu’yu tutuklatarak hapsetti. Ayrıca Sultan Mahmud, Arslan Yabgu’ya bağlı Türkmen gruplarını Horasan’a yerleştirdi.31Bunlar Nusay ile Abıverd arasına yerleştirildiler.32 Böylece Gazneli Mahmud, Selçuklu sorununu kökten hallettiğini düşünüyordu.

Arslan Yabgu’nun tutuklanmasıyla zaten bağımsız hareket etmekte olan Tuğrul ve Çağrı Beyler, bu olayla birlikte egemenliklerini pekiştirdiler. Arslan Yabgu’ya bağlı Türkmen

27 Köymen, a.g.e. s. 98-99

28Abdulkerim Özaydın, “Selçuk Bey”. DİA, C. XXXVI. s.366

29 Mehmet Altan Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, s. 69-70-73.

30Ravendi Mahmud’un Arslanı hileyle kandırdığını belirtir (Er-Ravendi Ebubekir Necmeddin Muhammed. Rahatü’s- sudur ve ayetü’s-sürur. Terc. Ahmet Ateş, C. I., Ankara, 1957. s.88-89).

31 Köymen, a.g.e. s. 77.

32Sencer Divitçioğlu, Oğuz’dan Selçuklu’ya. s.69

(14)

13

grupları da onlara katıldılar. Tabii bu durum Gazneli Mahmud’un aleyhineydi. Bu yüzden de Mahmud’un yeni hedefi Tuğrul ve Çağrı Beyler oldu. Düşmanlığını direkt olarak belirtmek yerine onlara dostça yaklaşan Gazneli Mahmud, Tuğrul ve Çağrı Bey’e yurt olarak bazı topraklar teklif etti. Ancak Tuğrul ve Çağrı Beyler amcalarının başına gelenlerle kendileri de yüz yüze kalmak istemediklerinden bu teklifi reddettiler. Arslan Yabgu’nun eski müttefiki olan Ali Tegin’in ittifakı yenileme teklifini de yine reddettiler ve kendilerine yurt aramaya başladılar. Bu arada Arslan Yabgu da Kalincar Kalesi’ndeki yedi yıllık esaretinin ardından 1032 yılında vefat etti.33

Arslan Yabgunun ölümünden sonra Musa Yabgu Selçuklu ailesinin başına geçti.

Ancak dedeleri Selçuk Bey tarafından yetiştirilen Tuğrul Bey ve Çağrı Bey bundan sonraki gelişmelerde fiilen daha aktif rol üstlenmişlerdir.34

Arslan Yabgu ile Karahanlı Ali Tegin’in kurduğu dostluk ve ittifak, Arslan Yabgu’nun ölümünden sonra devam etti. Harzemşah Altuntaş ile Ali Tegin arasında Debüsiye’de 423’te (1032) yapılan savaşta Karahanlı ordusunda Selçuklular da yer aldı Ali Tegin’in ölümünün (1035) ardından oğulları çocuk yaşta olduğu için iktidar kumandanların eline geçti. Bu ku- mandanlarla Selçuklular arasında husumet baş gösterdi. Selçuklular oturdukları Buhara’nın Nur yöresinde kalamayacaklarını anlayarak Harzemşah Harun’un ülkesine göç etti. Horasan’ı Selçuklular’dan faydalanarak Gazneliler’den almak isteyen Altıntaş’ın oğlu Harun onları dostça karşıla- dı ve Harzem’de istedikleri kadar oturmalarına izin verdi.351034 yılında Cend emiri Şah Melik büyük bir orduyla Harzem’e gelip Selçuklular’a baskın yaptı. Selçuklular ağır kayıplar verdiler. 1035’te

33 Mehmet Altan Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, s. 120;Агаджанов С.Г. Очерки истории огузов и туркмен Средней Азии. s 262. (Agacanov, S.G. Orta Asya oguzlar we türkmenler tarihinin denemeleri. IX-XIII asırlar. Aşkabat, 1969. s.262)

34Язлыев.Ч, C.Ибрагимов, A.Нурыев. Түркменистаныӊ тарыхы. 1- нжи китап. - Ашгабат: Ылхам, 1994 s.178; (Yazlıyev Ç. İbragimov S., Nurıyev A. Türkmenistan tarihi. 1. kitap. Aşkabat: Ilham, 1994. S.178);

Росляков А.А. История Туркменской ССР параграф. 1-3 часть. Туркменская Академия Ученых. – Ашхабат, 1959; c.465 (Roslyakov, A.A. Türkmenistan SBC tarihi. 1-3 bölümler. Akademisyenlerin Türkmen Akademisi. Aşkabat, 1959. S.465); Агаджанов, С.Г. Государство Сельджукидов и Средняя Азия в XI-XII веках. Москва, изд Наука, 1991, c.43. (Agacanov, S.G. Selçuklular devleti ve XI-XII asırlarda Orta Asya.

Moskova: Nauka, 1991. s.43)

35 Faruk Sümer, “Selçuklular”. DİA, C. XXXVI. s.367

(15)

14

Harzemşah Harun Gazneli vezirinin düzenlediği bir suikastın kurbanı oldu. Onun ölümünün ardından Selçuklular Harzem’de daha fazla kalamadılar.36 Aynı yılda Tuğrul ve Çağrı Beyler yanlarında amcaları Mûsa İnanç Yabgu, Yûnus Yinal, İbrahim Yinal ve kuvvetleriyle Amuderya’dan nehrini geçip 10.000 atlıyla Gazneli Devleti’ne ait Horasan topraklarına ulaştılar.37

4) HORASAN’A GÖÇ VE GAZNELİLER’LE MÜCADELE

Aslında dönemin kaynaklarının ifadelerine göre, Horasan zaten Selçuklular’dan önce Türkmenlerle dolmuştu.38 Ceyhun Nehri’ni 4.000 kişi civarında bir kuvvetle geçen Selçuklular Horasan’ın kuzeyinde Nusay, Ferave bölgesini istila ettiler.39 Ç.Yazlıyev, Beyhaki ve Gardizi’ye isnatla Selçuklu Türkmenlerinin Gazneliler’in Horasan valisine bir mektup göndererek, Horezm ve Maveraünnehir’de yaşama şansları kalmadığı için izinsiz olarak Sultan’ın topraklarına girdiklerini bildirdiklerini, Musa Yabgu, Çağrı ve Tuğrul Bey adına gönderildiği anlaşılan mektupta bundan dolayı özür beyan ettiklerini, Nusay ve Parav’nin kendilerine verilmesi karşılığında içlerinden birisinin daima Sultan’ın yanında bulunacağını, diğerlerinin de ona sadakatle hizmet edeceklerine söz verdiklerini belirtir.40

4.1) Nusay Savaşı

Gerçekten de Çağrı ve Tuğrul Beyler, her ne kadar Gazneliler’e karşı politik bir ne- zaket gösterseler de hedeflerinin bundan daha fazlası olduğu anlaşılıyordu. Uzun yıllardır yurt bulmak mecburiyeti ile oradan oraya göçen Oğuzlar Selçuklu ailesinin etrafında toplanarak güçlerini giderek arttırmakta idiler. Buna rağmen Sultan Mesud, Selçuklu başbuğlarının tekliflerini geri çevirdi. Oysa devlet ileri gelenleri, önceki olaylardan da ders çıkarmış olarak

36 Osman Turan, Selçuklular Tarihi. s.57

37Абу-л-Фазл Бейхаки. История Мас’уда (1030 – 1041) / Пер. А.К. Арендса. Ташкент , 1962. c.103-104.

(Abu’l-Fazl Beyhaki. Masud’un Tarihi (1030-1041) / Trc. A.K.Arends. Taşkent, 1962. s.103-104); Faruk Sümer,

“Selçuklular”. DİA, C.XXXVI. s.367; В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане.

c.48. (Zaporojets, V.M. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent-Peterburg, 2007. S.48)

38Абу -л-Фазл Бейхаки. История Мас’уда (1030 – 1041) / Пер. А.К. Арендса. Ташкент , 1962. c.104 (Abu’l-Fazl Beyhaki. Masud’un Tarihi (1030-1041) / Trc. A.K.Arends. Taşkent, 1962. s.104); Osman Turan, A.g.e. s.59-60

39В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. c.48. (Zaporojets, V.M. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent-Peterburg, 2007. S.48)

40 Язлыев.Ч, C.Ибрагимов, A.Нурыев. Түркменистаныӊ тарыхы. s.182-83 (Yazlıyev Ç. İbragimov S., Nurıyev A. Türkmenistan tarihi. 1. kitap. Aşkabat: Ilham, 1994. s.182-83)

(16)

15 Selçuklular’ı tahrik etmemeyi öneriyorlardı.

Sultan Mesud, Begdoğdı adlı komutan idaresinde 17.000 kişilik bir orduyu Selçuklular’ın üzerine sevk etti.41 Horasan’a geleli henüz bir ay olmasına rağmen 10.000 savaşçı çıkaracak bir güce erişen Selçuklular, Haziran 1035’te Gazne ordusunu Nusay’da meydana gelen savaşta hezimete uğrattılar.42 Büyük bir devlete karşı ilk defa zafer kazanan Selçuklu Türkmenler doğal olarak bu zaferle büyük bir güven kazanmışlardır ve bölgede bir devlet kurabileceklerine inanmaya başlamışlardır. İlaveten, savaşta büyük miktarda ganimet elde edildi.

Ravendi, çok miktarda silah ve hayvanla birlikte, Mesud’un 10 milyon değerindeki hazinesinin de ele geçirildiğini belirtir.43

Selçuklular bu zafere rağmen Gazneliler’e tekrar elçiler gönderdiler. Üzerlerine ordu sevk edildiği için savaşmaya mecbur kaldıklarını, affedilmeleri halinde sultana hizmet edeceklerini bildirdiler. Selçuklular’ın savaştan önce reddedilen teklifleri, şimdi kılıçlarının hakkı olarak kabul edilmek zorunda kalındı. Sultan Mesud tarafından hil’at, at, eğer takımı ve menşur gibi hâkimiyet sembolleri gönderildikten başka Nusay, Parav ve Dihistan da onlara bırakıldı. Selçuklular, Nusay Tuğrul Bey’e, Dihistan Çağrı Bey’e, Parav ise Musa Yabgu’ya verilmek üzere toprakları aralarında bölüştüler.44 Selçuklular bunun karşılığında Gazneli sultanına tabi olacak ve içlerinden biri devlet merkezi Gazne'de oturacaktı.45

Selçuklular’ın buna rağmen sözlerinde durmalarını beklemek çok zordu. Çünkü Horasan adeta bir insan seline uğramış durumdaydı. Çünkü Aral-Hazar arasındaki Oğuz yurtlarından, Harzem ve Maveraünnehir’den akıp gelen Türkmenler çoğunlukla Selçuklular’a tabi oluyorlardı. Bunların yanı sıra bağımsız hareket eden gruplar da olduğu gibi, Selçuklu

41Абу -л-Фазл Бейхаки. История Мас’уда (1030 – 1041) / Пер. А.К. Арендса. Ташкент , 1962. I, c.483- 484 (Abu’l-Fazl Beyhaki. Masud’un Tarihi (1030-1041) / Trc. A.K.Arends. Taşkent, 1962. I, s.483-484).

42Агаджанов, С.Г. Государство Сельджукидов и Средняя Азия в XI-XII веках,Москва, изд Наука. 1991, c.51. (Agacanov, S.G. Selçuklular devleti ve XI-XII asırlarda Orta Asya. Moskova: Nauka, 1991.s .51).

43 Er-Ravendi. Rahatü’s-südur. s.94.

44В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. c.49. (Zaporojets, V.M. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. Yabancı tarih. Sent-Peterburg, 2007. S.49)

45 Аннанепесов М. Атагаррыев Е. Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар. s.42. (Annanepesov M.

Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. (X-XVII). Aşkabat, 1995. S.42)

(17)

16

liderlerinin, bağlı olanlar üzerinde dahi mutlak otorite sağlaması mümkün değildi. Ayrıca çoğu yarı göçebe hayat sürmekte olan Oğuzlar’ın, yerleşikliğin hüküm sürdüğü Horasan’ı yağma etmelerine engel olmak da bir o kadar imkânsızdı. Nitekim nüfuslarının giderek artması üzerine kendilerine verilen yerlere sığmamaya başladılar. Böylece Selçuklu akınları Cüzcan’dan Belh’e kadar genişledi. Aslında bu sebepleri bir bahane olarak görmekte yanlış olmaz. Çünkü Selçuklular’ın evvelden, bu topraklara bir devlet arzusuyla geldiklerini unutmamak gerekir. Horasan topraklarında Türkmen nüfusunun oldukça çok olması da Selçuklu kumandanlarının lehine bir durumdu ve belki de bir planla hareket ediyorlardı.

Nitekim 1030 yılında Gazneli Mahmud’un ölümüyle devlet zayıflamaya başlamıştı. Kısacası, Selçuklu Türkmenlerinin istiklal kazanmaları için bundan daha müsait şartlar beklenemezdi.

Burada belirtmek istediğimiz bir husus, Selçukluları ‘masum’ göstermeye çalışan bazı araştırmacıları anlayışla karşıladığımızdır.

Sultan Mesud ‘keyfince davrananları’ durdurmak üzere Hacib Subaşı yönetiminde 15.000 kişilik bir orduyu Horasan’a gönderdi. Bunun üzerine daha fazla tepki çekmek istemeyen Selçuklular, bu sırada Bust’da bulunan Sultan’a bir elçi gönderdiler. Artan nüfusları yüzünden yaşadıkları yerlerin yetmediğini bildirerek, Merv, Serahs ve Baverd şehirlerinin de kendilerine verilmesi karşılığında askeri hizmet teklif ediyorlardı. Gazne sultanı yağmalarıyla Horasan’ı kalbura çeviren Selçuklular’ın tekliflerinde samimi olmadıkları düşüncesiyle üzerlerine yeni bir ordu göndermeye karar verdi. Veziri ile Hacib Subaşı’yı Selçuklular’ı Horasan’dan atmakla görevlendirdi. Selçuklular bu tedbirler karşısında işgal ettikleri yerlerden Nusay ve Parav’a çekildiler.46

4.2) Serahs Savaşı

Sultan Mesud durumdan haberdar olunca, meselenin çözüldüğünü düşünerek Hindistan’a sefere çıktı (Ekim 1037). Selçuklular ise kışın bastırması üzerine Horasan’daki

46Язлыев.Ч, C.Ибрагимов, A.Нурыев. Түркменистаныӊ тарыхы, s.110. (Yazlıyev Ç. İbragimov S., Nurıyev A. Türkmenistan tarihi. 1. kitap. Aşkabat: Ilham, 1994. s.110)

(18)

17

Gazne ordusuna küçük saldırılar düzenleyerek yeniden karışıklıklar çıkardılar. Durumdan haberdar olan Sultan, Subaşıya derhal saldırı emrini verdi. Serahs yakınlarında Talhab adlı yerde cereyan eden savaşta Gazneli’ler ağır bir yenilgiye uğradı (429/ 1038) ve Gazneli ordusunun bütün ağırlığı Selçuklular’ın eline geçti.47 Bu zafer bir taraftan Horasan’da Gazneli egemenliğinin sonu demekti.

Geleneklere göre toplanan kurultayda bu zaferi görüşen Selçuklular, topraklarını genişletmenin yanı sıra, bir devlet ilanı provası yapmak imkânı da buldular. Eski yerlere ilave olarak Musa Yabgu Serahs’ı, Çağrı Bey Merv’i aldı. Üçlü yönetim görüntüsüne rağmen, onları bu şehirlere Tuğrul Bey’in tayin etmesinden anlaşıldığına göre, ailenin ve kurulmakta olan devletin başı odur. Horasan’ın merkezi olan Nişabur ise zaferden 12 gün sonra, İbrahim Yinal tarafından Tuğrul Bey adına teslim alındı. Şehir ahalisi doğal olarak Selçuklular’a direnmedi. Çağrı Bey Merv'e, Tuğrul Bey Nişabur'a, Mûsa Yabgu Serahs'a girdi. Halk hiçbir yerde onlara karşı tepki göstermedi. Merv'de Çağrı Bey, Nişabur'da Tuğrul Bey adına “melikü'l-mülûk" unvanı ile hutbe okundu.48 Bu zaferden sonra Horasan’ın büyük bir bölümü Selçuklular’ın idaresi altındaydı.

Bu iki zafer Gazne devletinin itibarını da iyice sarsmıştı.

Netice itibarıyla Nişabûr’a girişlerinden sonra Selçuklularda, genel olarak Selçuklu Devleti’nin siyasal ve sosyal gelişmesinin, adalet ve nizam duygusundan ayrılamayacağı telakkisinin mevcudiyeti, ciddi biçimde reddedilemeyecek bir tarihi olgudur. Bunun tersi doğrultusundaki bir kanaat, yani Selçukluların basit birer katıksız ganimet arayıcısı oldukları şeklindeki görüşler ise, bir oymaktan nasıl bir cihan imparatorluğu haline dönüşebildiklerine dair, akıl almaz başarılarının yarattığı soru işaretlerinde temellenmektedir.

5) DANDANAKAN SAVAŞI VE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN İLANI

Son olay Sultan Mesud’u iyice kendinden çıkarmış olmalı ki, bundan sonra Selçuklular’a karşı ittifaklar yapar ve tamamen ordusunu onlara karşı yollar. Selçuklular’a

47 Faruk Sümer, “Selçuklular.” DİA, C. XXXVI. s.367.

48 Osman Turan, Selçuklular Tarihi. s.61.

(19)

18

karşı onların eski düşmanları Cend meliki ile işbirliği yaptığı gibi, Herat ve Merv’e de ordular yolladı. Kendisi de yine iyi donanımlı bir ordu ile 1038’de Belh’e hareket etti. Çağrı Bey de bu arada, Sultanın ilerleyişine rağmen, büyük bir cesaretle Faryab ve Talekan’ı yağmalıyor, Belh’e doğru ilerliyordu. Sultan Mesud, Selçuklular’ı Horasan’dan atmak kararı ile Serahs’a doğru hareket etti. Saldırılarına devam eden Çağrı Bey, yine sultanı da hayretler içerisinde bırakan bir cüretle Mesud’un ordugâhına baskın düzenleyerek ona ait bir fili götürdü. Çağrı Bey çok öfkelenen Sultan’ın kendisini izlemesi üzerine Ulya-abad denilen yerde Gazne ordusunun karşısına tek başına çıktı. Kuvvetlerini kademeli olarak yenileyerek savaşa sokan Çağrı Bey, Sultan Mesud’un harbe doğrudan müdahalesiyle yenilgiye uğradı (Nisan 1039).

Sultan bununla birlikte çölde takibin zorluklarını düşünerek, çekilmekte olan Selçuklular’ın arkasından gitmedi.49

Ancak Sultan Mesud 1039 yılı Mayıs ayı sonlarında yeniden harekete geçti ve Serahs’a yöneldi. Gazne ordusunun gücünden endişeye kapılan Selçuklu liderleri Serahs’ta toplanarak durumu müzakere ettiler. Tuğrul Bey Gazne ordusunun takip edemeyeceği bir yere çekilmeyi önerdi. Fakat diğer Selçuklular ve Ulya-abad’da yenilmiş olmasına rağmen Çağrı Bey bu fikre şiddetle karşı çıktı. Horasan’dan kıpırdamaları halinde başka bir yerde tutunmanın zorluklarını ve Gazne ordusunun zayıf yönlerini ileri sürerek savaşmaya karar verdi. Selçuklu ordusunun mevcudu 20.000 kadar olup, Gazne ordusu ise hemen hemen onların üç katı ve fillerle desteklenmekteydi. İki ordu Talhab denilen yerde karşılaştı. Küçük çaplı çatışmalar sürerken Sultan Mesud, Ramazan’da kan dökmek istemediği için bayramı bekledi. Bayram namazı sırasında Selçuklular’ın ok yağmuruna tutulan Gazne ordusu, bizzat Mesud’un sevk ve komuta ettiği bir meydan savaşına girdi. 27 Haziran 1039 tarihinde Selçuklu ordusu bir kere daha yenilgiye uğradı.50

49 Агаджанов С.Г. Государство Сельджукидов и Средняя Азия в XI-XII веках. c.54. (Agacanov, S.G.

Selçuklular devleti ve XI-XII asırlarda Orta Asya. s.54).

50 Росляков А.А. История Туркменской ССР. c. 267. (Roslyakov, A.A. Türkmenistan SBC tarihi. 1-3 bölümler. Akademisyenlerin Türkmen Akademisi. Aşkabat, 1959. S.267).

(20)

19

Sultan Mesud çöle çekilen Selçuklular’ı takip etmek yerine onların elinde bulunan şehirleri geri almak için harekete geçti. Buna rağmen Gazne ordusu zaman zaman Türkmenlerin baskınlarına uğramaktan da kurtulamıyordu. Selçuklular zaten yazın bastırması yüzünden ağırlıklarını ve iaşe sıkıntısının bunalttığı düşmanı meydan savaşı yerine vur-kaç taktiği ile hırpalamayı tercih ediyorlardı. Yeni bir saldırı için zamana ihtiyacı olan Mesud, vezirinin önerisi ile Selçuklular’la yeniden barış yaptı. Buna göre Selçuklular Nusay, Abıverd ve Parav’a çekilecek, yani Merv, Serahs ve Nişabur’u boşaltacaklardı. Gazne sultanı da güvence olarak Herat’a çekildi.51 Her iki taraf da barışa inanmıyor, dolayısıyla savaşa hazırla- nıyorlardı. Sultan Mesud sonbaharda özellikle Tuğrul Bey’i yakalamak niyetiyle çok süratli bir harekâta başladı. Selçuklular onun yaklaşması üzerine çöle çekildiler. Sultan Mesud 16 Ocak 1040’da Nişabur’a girdi. Tuğrul Bey’in oturduğu tahtı parçalatıp, atlarını bağladığı ahırları ateşe vermesi, Tuğrul Bey ile işbirliği edenleri cezalandırması sinirlerin iyice gerildiğinin işaretleri sayılmalıdır. Horasan’da kıtlık olması sebebiyle kış, her iki taraf için de çok zor geçti. Fakat Selçuklular’ın ifadesiyle çöl onların anası-babası idi. Onlar, sıcağa- soğuğa yokluğa alışık olduklarını, bu şartların daha çok düşmanı hırpalayacağını hesap ediyorlardı. Nitekim bu süreçte Gazne ordusunun pek çok hayvanı telef oldu.

Sultan Mesud, ordunun ihtiyaçlarını sağlamayı umarak Serahs’tan Merv’e doğru harekete geçti. Selçuklular bu arada nihai bir savaşa karar vermişlerdi. Ailelerini ve ağırlıklarını Balkan Dağları’ndaki soydaşlarının yanına gönderen Selçuklular, Gazne ordusuna doğru harekete geçtiler. Onların maksadı kayıplar vermekte ve maneviyatı da büyük ölçüde çökmüş olan Gazne ordusunu çöle çekmekti. Selçuklular Gazne ordusuna ani baskınlar düzenleyip kaçıyor, kaçarken de su kuyularını kullanılmaz hale getiriyorlardı. Aslında Sultan Mesud bu savaşa çıkarken Selçuklular’ın savaş taktiğini anladığını, kendisinin de buna uygun olarak, hareket kabiliyeti yüksek bir orduyla savaşacağını söylüyordu. Ancak Sultan Mesud yine onların stratejisine tabi olmak zorunda kalmıştı. Selçuklular’ın Horasan’a göç ettiği 1035

51Росляков А.А. История Туркменской ССР. c. 268. (Roslyakov, A.A. Türkmenistan SBC tarihi. s.268)

(21)

20

yılından beri sürekli teyakkuz durumunda bulunan Gazne ordusu bu süreçte adeta tükenmişti.

Nihayet Dandanakan yakınlarında karşı karşıya gelen iki ordu üç gün sürecek bir kader savaşına başladı. Selçuklular küçük birlikler halinde yıpratma savaşı veriyorlardı. Gazne ordusunun dayanılmaz hale gelen su ihtiyacını karşılamak hayati bir mesele idi. Buna rağmen Sultan Mesud hareket emrini verdi. Ancak ordunun böyle bir durumda ileride bulunan su kuyularına doğru harekete geçmesi felaketin başlangıcı oldu. 370 saray gulamının geceleyin kaçarak daha önce anlaştıkları Selçuklu saflarında savaşa girmesi de bardağı taşıran son damla oldu. Selçuklu ordusunun bu intizamsız kuvvetlere şiddetle hücum etmesi Gazne ordusunu darmadağın etti. Sultan Mesud, ordusu neredeyse savaşmadan dağılmasına rağmen, 100 kadar adamıyla büyük bir cesaretle savaşa devam etti. Ancak esir düşmek tehlikesiyle karşı karşıya kalınca Selçuklu saflarını yararak Merv yönünde kaçmaya başladı. Ordusunun kalanları da yol boyunca ona katılmaya devam ederken Haziran 1040’da Gazne’ye vardı.52

Böylece tarihin sayfalarında önemli dönüm noktalarından biri olarak yer alacak büyük bir savaş daha sona ermiş oldu. Selçuklular 16.000 kişilik ordularıyla kendilerinin neredeyse beş katı olan bir orduyu hezimete uğratmışlardı.

İki taraf için de hayati önemi haiz olan bu savaşı, orduların mevcutları arasındaki orantısızlığa rağmen Selçuklular’ın kazanmasının en önemli sebeplerinden birisi şüphesiz bu anın onlar için bir ölüm-kalım savaşı olmasıdır. Bunun yanında orduların yapıları da bir o kadar mühimdir. Selçuklu ordusunun vur-kaç taktiğine uygun hafif süvarilerden oluşması;

buna karşılık Gazne ordusunun hareket kabiliyetini kısıtlayan ağırlığının da bu sonuç üzerinde büyük etkisi vardır. Ancak bunlar kadar mühim başka bir husus da, her iki ordunun terkibidir.

Selçuklu ordusu bir devletin kuruluşu için temel esas olan aynı soydan insanların kayıtsız-şartsız dayanışmasıyla, aynı davaya baş koymuş, her şartta kazanmak mecburiyetinde

52 Язлыев.Ч, C.Ибрагимов, A.Нурыев, Түркменистаныӊ тарыхы. s.110-111 (Yazlıyev Ç. İbragimov S., Nurıyev A. Türkmenistan tarihi. s.110-111); Росляков А.А. История Туркменской ССР. c.267-271 (Roslyakov, A.A. Türkmenistan SBC tarihi. s.267-271); Агаджанов, С.Г. Государство Сельджукидов и Средняя Азия в XI-XII веках, c.53-57 (Agacanov, S.G. Selçuklular devleti ve XI-XII asırlarda Orta Asya. s.53- 57); Osman Turan, a.g.e. s.63-66.

(22)

21

olan savaşçıların ruh haliyle hareket ediyordu. Gazneli ordusu ise, muhtelif milletler üzerinde hüküm süren bir iktidarın, kaçınılmaz olarak bu milletlerden oluşturduğu, ortak menfaatlerden çok şahsi çıkarların gözetildiği ahenksiz bir kalabalıktı. Dolayısıyla birbirleriyle rekabet eden ve aldığı ücreti biraz fazlasıyla her kim öderse ona hizmet etmeye, başka bir deyişle ihanete hazır kimselerden meydana geliyordu.

6) SELÇUK DEVLETİ’NİN KURULUŞU VE İLK FETİHLER

Dandanakan zaferinin ardından Tuğrul Bey Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun ilk hükümdarı oldu. Sultan Tuğrul devrin geleneklerine uygun olarak çevredeki ülke hükümdarlarına fetihnameler gönderdi. Merv’de yapılan kurultayda alınan kararla Ebu İshak el-Fukkai, Tuğrul Bey’in elçisi sıfatıyla Bağdat’a gönderildi. Tuğrul Bey adına kaleme alınan mektupta Gazneliler’in zulümlerinden ve tahtı hak etmeyen köle soylarından, kendilerinin ise padişahzade olduklarından bahsediyor; adil, dindar hükümdarlar olmayı vaat ederek saltanatlarının tasdik edilmesini bekliyorlardı.53 Eski Türk devlet geleneğine göre Selçuklular’ın hâkim olduğu topraklarla ileride fethedilmesi planlanan ülke ve şehirler hanedan mensupları arasında paylaştırıldı. Serahs ve Belh’in dâhil olduğu Ceyhun ile Gazne arasındaki bölge, merkezi Merv olmak üzere Çağrı Bey’e, Herat merkez olmak üzere Büst ve Sistan yöresi Müsa Yabgu’ya verildi. Başşehir Nişaburda kalan Tuğrul Bey. Irak ve batı topraklarını aldı. İbrahim Yinal’a Kuhistan, Arslan Yabgu'nun oğlu Kutalmış’a Cürcan ve Damgan, Çağrı Bey'in oğlu Kavurd Bey’e Kirman ayrıldı. Bunlar Tuğrul Bey’e tabi olacaktı.

Çağrı Bey’le Tuğrul Bey hayatlarının sonuna kadar birbirleriyle iyi geçindiler. Bunda en önemi etken Tuğrul Bey’in çocuğunun olmamasıdır.54

Selçuklu Devleti’nin kuruluşu, hiç şüphesiz Türk-İslam ve Dünya Tarihinin akışını değiştirecek önemli bir dönüm noktası olmuştur. Çünkü henüz sadece Horasan’ı ele geçirmiş bulunan Selçuklular, en yakından başlayarak Afganistan, İran, Azerbaycan ve hatta Anadolu

53 Er-Ravendi, Rahatü’s-sudur. s.101-102.

54 Аннанепесов М. Атагаррыев Е., Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар. s.40 (Annanepesov M.

Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. s.40); Faruk Sümer, “Selçuklular”. DİA, C. XXXVI. s.369.

(23)

22

yönünde topraklarını genişletmek siyaseti güdüyorlardı. En güçlü rakipleri Gazneliler’le sınır mücadeleleri bundan sonra da sürüp gidecek olmasına rağmen, onlar artık ciddi bir tehdit olmaktan çıkmışlardı. Iran ise, tüm yakın doğuda olduğu gibi, Abbasi İmparatorluğu’nun X.yüzyılda zayıflamasıyla ortaya çıkan, siyasi birlikten yoksun bir şekilde, yerli hanedanların idaresinde bulunuyordu.

Tuğrul Bey Horasan’a sahip olan kardeşi Çağrı Bey’le sınırdaş olarak kendisini bir bakıma doğu istikametinde tamamen emniyette hissediyordu. Çağrı Bey ise Gazneli topraklarında ilerlemeye devam ederek, Belh başta olmak üzere Toharistan ve Huttalan bölgelerini süratle ele geçirdi. Musa Yabgu da Herat ve Sistan’ı alarak Gazneliler’e karşı mücadeleyi sürdürdü.55

Sultan Mesud ölmeden önce, Harzemşah İsmail isyan etmiş olduğu için Harzem’i Cend emiri Şah-Melik’e vermişti. Şah-Melik 40.000 kadar askerle Harzem’e yürüyüp İsmail’i ağır bir yenilgiye uğratıp bölgeye hâkim oldu (1041). Çağrı Bey, ordusunun mevcudundan da anlaşılacağı üzere, büyük bir Oğuz gücüne dayanmakta olan eski düşmanları Şah-Melik’in arz ettiği tehlike karşısında ordusuyla hemen harekete geçti. Bunun üzerine Cend meliki çekilmek zorunda kaldı. Ancak Çağrı Bey onun çekilmesini yeterli görmeyerek, Taberistan seferinden henüz dönmüş olan Tuğrul Bey ile birleşerek Şah-Melik’in üzerine yürüdü. Başşehir Ürgenç’te kuşatılan Şah-Melik, bir huruç hareketi yapmak istediyse de yenildi. Gazneliler’e sığınmak üzere kaçarken İbrahim Yinal’ın kardeşi Ertaş tarafından yakalandı ve hapsedildi.

Böylece Selçuklular’ın eski düşmanları tamamen ortadan kaldırıldığı gibi, Horezm vilayeti de Selçuklu idaresine girmiş oldu (1043). Bu gelişme Oğuzlar’ın, artık rakipsiz görünen Selçuklular’a katılımını da iyice hızlandırmıştır.56

Kirman eyaleti ise Çağrı Bey’in oğlu Kavurt Bey tarafından ele geçirildi ve Büyük Selçuklular’a bağlı olmak üzere, Kirman Selçuklu Melikliği kurulmuş oldu.Tuğrul Bey’in

55 Osman Turan, a.g.e. s.70.

56Агаджанов, С.Г. Государство Сельджукидов и Средняя Азия в XI-XII веках,Москва, изд Наука. c.55.

(Agacanov, S.G. Selçuklular devleti ve XI-XII asırlarda Orta Asya. Moskova: Nauka, 1991. s.55)

(24)

23

Harzem seferinden döndükten sonra, Selçuklu ailesinin en şöhretli mensupları olan Kutalmış, İbrahim Yinal ve Alp Sungur Yakuti de maiyetinde olarak Batı İran’a yönelmesi, devletin daha çok bu tarafta genişleyeceğinin işaretlerini veriyordu. Merkezi bir yönetimden mahrum olan bölge, çok kısa bir zaman zarfında Selçuklular tarafından kolaylıkla ele geçirildi. Tuğrul Bey zaten daha önce, Hazar Denizi’nin güneyinde bulunan Taberistan ve Gürgan’ı ele geçirerek buradaki hanedanları kendisine bağlamış bulunuyordu (1042). İbrahim Yinal 1042’de Irak Oğuzları’nın elinde bulunan Rey şehrini ele geçirdi. Tuğrul Bey ertesi sene başkentini Nişabur’dan Rey’e nakletti. Bunu Hemedan, Kazvin, Zencan, Kirmanşah ve Hulvan gibi şehirlerin fethi takip etti (1045-1046). Tuğrul Bey bundan sonra İsfahan’a yürüyüp Kakûyeoğlu Feramurz’u tabiiyet altına aldı (1046-1047). Fakat Feramurz’un daha sonra Rey’i istila teşebbüsü ve itaatsizliği 1050 yılında İsfahan’m Selçuklu topraklarına katılması ile sonuçlandı. İsfahan’ı çok beğenen Tuğrul Bey imarı için gerekenleri de yaptı.

Bütün bu fetihlerle ve İbrahim Yinal’ın Sarmac ve Şehrizor’u almasıyla da Selçuklu Devleti artık Azerbaycan ve Irak sınırlarına; yani Bizans ve Abbasi Halifeliği hudutlarına dayanmış bulunuyordu.57

Daha sonra Heme-dan'ı aldı. İsfahan hâkimini vergiye bağladı 439 (1047-48) yılında Büveyhi Hükümdarı Ebu Kalicar ile barış antlaşması imzaladı ve onun kızıyla evlendi. Çağrı Bey’in kızlarından birini de Ebu Kalicar'ın oğlu Ebu Mansur ile evlendirdi. Musa Yabgu'nun oğlu Hasan 1047'de Bizans ucunda pusuya düşerek şehit olmuştu. Ertesi yıl Tuğrul Bey’in anne bir kardeşi İbrahim Yınal Pasinler ovasında Bizans ordusunu yenip Hasan'ın öcünü aldı ve zengin bir ganimetle geri döndü. 443'te (1051) İsfahan'ı ülkesine katan Tuğrul Bey 446 (1054) yılında Azerbaycan ve Arran emirlerini kendine tabi kıldıktan sonra Bizans topraklarına girerek Malazgirt Kalesini kuşattı Ancak kışın yaklaşması üzerine kuşatmayı kaldırıp Azerbaycan'a döndü. Kuşatma esnasında Selçuklu akmaları Bayburt üzerinden Trabzon'a kadar ulaştı.58

57Агаджанов, С.Г. A.g.e. c.56.( Agacanov, S.G. s.56.)

58 Faruk Sümer, A.g.m. s.369.

(25)

24

Selçuklular’ın bu ilerleyişi sırasında küçük mahalli hanedanlar dışında, bölgedeki en önemli muhatabı Büveyhoğulları idi.

7) ABBASI HALİFELİĞİ İLE İLİŞKİLER

Abbasi Halifeliği ile Büyük Selçuklu Devleti arasındaki ilk ilişki Nişabur'un işgali ile 1038 (429) yılında başladı. Bu olayla aynı zamanda Selçukluların temeli atılmış oldu. Ancak Halife sadece 1048 yılında Tuğrul Bey’i ‘meşru hükümdar’ olarak tanıdı.

Abbasi halifesi Kaim Biemrillah Tuğrul Bey'e Çağrı Bey'e bu arada, Rey, Hemedan ve diğer Cibal şehirlerine akınlar yapan Oğuz liderlerine gönderdiği ayrı ayrı elçilerle, yağma, katil ve tahripten vazgeçerek imar faaliyetlerine girişmelerini istedi. Tuğrul Bey bu isteklere uydu.

Görülüyor ki Selçuklular ile ilişki kurma girişimi halifeden gelmiştir. Bunun anlamını kavrayan Tuğrul Bey, halifenin elçisine gerekli saygıyı gösterdiği gibi, bu fırsattan yararlanarak kendisi de, bütün Selçuklu ailesi ve Gazne'li Mes'ud'un halka karşı hükümdarlık görevlerini gereği gibi yerine getiremediği için idareyi ele aldıklarını ve memleketi koruma konusunda halifenin kölesi olduklarını bildirdi.59

Sultan elçi ile halifeye hediyeler gönderdi. Maverdi'ye de ikramlarda bulundu. Ertesi yıl da kendisini davet etti.60Halife elçisi ile Tuğrul Bey'den şu isteklerde bulundu:

1-

Fethettiği ülkelerle yetinip, geri kalan memleketleri Arap emirlerine bırakması,

2-

Kendisine mutlak şekilde tabi kalması ve bunu yeminlerle taahhüt etmesi,

3-

Halka adil davranması,

4-

Fethettiği yerlerden adet gereğince halifeye vergiler göndermesi.

Tuğrul Bey bu isteklerden bir kısmını kabul, bir kısmını da reddetti. Örneğin o, fethettiği ülkelerin gelirlerinin büyük ordusuna yetmeyeceğini ifade ederken, vergi vermeyi

59 Mehmet Altay Köymen, a.g.e. s.35; İbrahim Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, İstanbul, 1992, s.18.

60 İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye (Büyük İslam Tarihi). Çev. Mehmet Keskin, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1995, XII, 48.

(26)

25 ise kabul ettiğini bildirdi.61

7.1) Tuğrul Bey'in I.Bağdat Seferi

Nihayet Tuğrul Bey, elçilerle halifeye Bağdat'a gelme niyetinde olduğunu bildirdi ve Bağdat'a geliş sebebini şöyle ifade etti:

1-

Hz. Peygamber’in halifesinin hizmetinde bulunmak,

2-

Haccetmek,

3-

Hac yollarını bedevilerin akınlarından kurtarmak,

4-

Suriye ve Mısır'da Fatımilere karşı savaşmak.62

Halifenin dördüncü davetinden sonra harekete geçen Tuğrul Bey 446 /1054 yılında Bağdat'a doğru harekete geçti. Tuğrul Bey 447/1055 yılında Bağdat'a vardı. Bazı tarihçiler Tuğrul Bey'in Bağdat'ı işgal ettiğini iddia etmektedirler.63

Halife Sultan Tuğrul Bey'i karşılarken, Bağdat halkı bu durumdan hoşnut değildi.

Tuğrul Bey'in askerleri çarşıya çıkınca çatışmalar oluyordu. Halk ayaklanmıştı. Tuğrul Bey'in askerleri buna mukavemet ettiler. Ayaklanma kısa sürede bastırıldı. Kendisinden şüphelenilen Büveyhi Sultanı Melikü'r Rahim tutuklanarak Tuğrul Bey'in huzuruna getirildi. Tuğrul Bey onun mahkeme edilinceye kadar hapsedilmesini istedi.64Bağdat'taki Sünniler de ayaklanmış, halifenin sarayına dayanıp, Şiilere saldırmak istemişlerdi. Halifenin izin vermesi üzerine halk Besasiri'nin sarayına saldırdı ve sarayı yıktı. Melikü'r Rahim'in de hapsedilmek suretiyle etkisiz hale getirilmesiyle Büveyhi Devleti sona ermiş oldu.65

Ardından halife Bağdat minberlerinde Tuğrul Bey "adına hutbe" okunmasını emretti.66

61 Mehmet Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı. s.36.

62 Mehmet Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı. s.37.

63 Язлыев.Ч, C.Ибрагимов, A.Нурыев. Түркменистаныӊ тарыхы. s.112 (Yazlıyev Ç. İbragimov S., Nurıyev A. Türkmenistan tarihi. s.112); В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. c.52 (Zaporojets, V.M. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. s.52)

64 Язлыев.Ч, C.Ибрагимов, A.Нурыев. Түркменистаныӊ тарыхы. s.112 (Yazlıyev Ç. İbragimov S., Nurıyev A. Türkmenistan tarihi. s.112)

65 Ahmed Ateş, “Deylem", İA, İstanbul, 1965, III, 573; Mehmet Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı. s.47

66 Агаджанов, С.Г. Государство Сельджукидов и Средняя Азия в XI-XII веках. c.73 (Agacanov, S.G.

Selçuklular devleti ve XI-XII asırlarda Orta Asya. s.73)

(27)

26

Bununla sultanı İslam dünyasına yaptığı hizmetlerden dolayı ödüllendirmiş oluyordu. Böylece İslam dünyasının önemli bir bölümünde Tuğrul Bey'in adı ve otoritesi egemen oldu.

Tuğrul Bey'in Bağdat'ta kaldığı on üç ay içerisinde Selçuklu ordusunun halk üzerindeki baskısı ağırlaştı. Bunun üzerine halife durumdan hoşnut olmadığını göstermiş, ya halka iyi davranılmasının sağlanmasını, ya da Bağdat'tan ayrılmasını istemiştir.67 Osman Turan ise Tuğrul Bey’in Bağdat’tan ayrılmasını Mısır Fatimilerinin, Şililerin harekete geçmesi ve Arslan Besasiri olaylarıyla ilişkilendirmektedir.68Bunun üzerine Tuğrul Bey 1056 (448) yılında Bağdat'tan ayrıldı. Bağdat'tan ayrılmadan önce yıkılan ve harabe durumunda olan birçok mekânın imar edilmesini istedi. Dicle kenarında bir şehir kurarak ordusunu buraya yerleştirdi. (Medinetü't Tuğrul) Ayrıca bir de saltanat sarayı yapılmasını emretti.69 Tuğrul Bey Bağdat'tan ayrılırken yerine sürekli görev yapacak bir vali (şahne) bırakmayı da ihmal etmedi. Amidülmülk Irak'ın genel valisi, Aytegin ise şahne idi.

Tuğrul Bey’in Birinci Bağdad seferinden sonra, Abbasi Halifeliği Büveyhoğul- ları’nın baskısından kurtulmuş oldu. Bununla birlikte, onların yerini Selçuklular’ın aldığı açıklıkla görülmektedir. Aslında Halife, Tuğrul Bey’i varlık sebebi olan siyasi ve askeri gücünü yeniden kazanmak umuduyla Bağdat’a çağırmıştı. Ancak bu gücü daha kudretli birisine kaptırdığını gören Kaim Biemrillah hayal kırıklığına uğradı. Tuğrul Bey ise hilafet makamının islam siyaset felsefesindeki yerini idrak etmiş olarak, kuruma dokunmayıp onu yerinde bırakıyor; fakat aslında halifenin tüm yetkilerini de üzerine almış bulunuyordu.

Nitekim Tuğrul Bey Bağdad’da Selçuklu Devleti’nin herhangi bir vilayetindeki gibi, adına para kestirirken; Bağdad ve çevresinde halifeye ait olan topraklar doğrudan Selçuklu idaresine girmiş bulunuyordu.

İslam devlet anlayışına göre, tüm Müslümanların emiri olan halifenin, başka özelliklerin yanı sıra Kureyş soyundan gelmesi şartı vardı. İslam dünyasına henüz giren

67 Mehmet Altay Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı. s.40.

68 Osman Turan. a.g.e. s. 94 69 İbn Kesir, a.g.e, XII, 64.

(28)

27

Selçuklular, bu hükmün Müslümanları devlet başkanının meşruiyeti konusunda bağladığının bilinciyle kuruma resmen dokunmadılar. Ancak halifenin konumuna bakarak, Selçuklular zamanında din ve dünya işlerinin birbirinden ayrıldığı şeklindeki yorumların temeli yoktur.

Çünkü halifeler tabii olarak, Hz. Muhammed’in peygamberlik dışında kalan yani, yalnızca İs- lam Devletin yönetimi ile ilgili görevlerini devralmışlardır. Halife eğer bu yetkisini başka birisine bırakmışsa, geriye manevi saygınlık dışında bir şey kalmamıştır. Nitekim daha sonra görüleceği üzere, halifeler bunun bilinciyle, siyasi yetkilerini yeniden kazanmak için, Selçuklular ile açıkça mücadeleye gireceklerdir.

7.2) Arslan Besasiri Olayı ve Tuğrul Bey'in II. Bağdat Seferi

Büveyhilerin son devrinde yaşayan bir Türk komutanı olan Arslan Besasiri ilk efendisinin Fars bölgesindeki Besa (Fesa) şehrinde olması sebebiyle Besasiri nisbesini aldı.

Büveyhi emirlerinden Bahaüddevle'nin azatlısı olmakla birlikte esas şöhretini Celalüddevle devrinde kazanmıştır. Büveyhi emiri Melikü'r Rahim Hüsrev Firuz zamanındaki (1048-1055) karışıklıklar sırasında huzur ve sükûnun sağlanmasında önemli rol oynadı ve Bağdat askeri valiliğine tayin edildi. Besasiri'nin kuvvetli bir muhalifi olan Abbasi veziri Reisürrüesa İbnü'l Müslime, Tuğrul Bey ile irtibat halindeydi. Besasiri onu suçluyordu. Vezir ise Besasiri'yi Fatımi halifesi Mustansır Billâh adına faaliyette bulunmakla itham ederek onu ordudaki Türklerin ve halife Kaim Biemrillah'ın gözünden düşürmeyi başardı. Bu sırada Halife Kaim Biemrillah'ın davetini kabul eden Tuğrul Bey görünürde hac görevini yerine getirmek, aslında ise Suriye ve Mısır'a hâkim olan Fatımi Devletini ortadan kaldırmak gayesiyle Bağdat'a geldi.70

Tuğrul Bey Bağdat'tan ayrıldıktan sonra, kendisine isyan eden kardeşi İbrahim Yınal ile mücadeleye girişti. Bu sırada Tuğrul Bey'in Bağdat'a girmesinden sonra kaçarak Hille'ye sonra da Rahbe'ye giden Arslan Besasiri et-Türkî durumu fırsat bilerek yeniden harekete

70 Erdoğan Merçil, "Besâsirî", DİA, İstanbul, 1992, V, s.528-529.

(29)

28 geçti.71 Belli ki halifenin onu durduracak gücü yoktu.

Besasiri bu arada Tuğrul Bey'in kardeşi İbrahim Yınal'a mektup yazarak onu Tuğrul Bey'e karşı isyana teşvik ediyordu. Destek sözü de veriyordu. Ama sözünde durmadı.72 İbn Kesir'in rivayetine göre ise, Besasiri, Mısır'da halifeliğini ilan eden Mustansır el-Alevi'ye mektup yazarak Irak'ta Şiliğin yerleşmesi için yardım istemiş o da gereken desteği vereceğini iletmişti.73 Bu rivayet kanaatimizce daha doğrudur. Çünkü 1057 (449) yılında halifeliğini ilan eden Mustansır ülke içinde egemenliğini kurmakla meşgul olduğundan Irak ile ilgilenme imkânı bulamamış, ancak Besasiri'nin mektubuyla durumdan haberdar olmuştu. Nitekim söz vermesine rağmen Besasiri'ye tam olarak destek verememiştir.

Mustansır'dan destek sözü alan Besasiri 1058(450) yılında Bağdat'ı işgal etti. Halife Kaim Biemrillah'ı Bağdat'tan çıkardı, sarayını yağmaladı. Halife Hadise Ane kalesine hapsedildi. Mansur camiinde Mustansır el-Alevi adına hutbe okutan Besasiri, ezanda "Hayye Ala hayri'l amel"(Haydi en hayırlı işe) denilmesini emretti.74 Böylece Bağdat'ta Abbasi halifesinin egemenliği bir yıldan fazla bir süre kesilmiş oldu.

Sultan Tuğrul Bey, kardeşi İbrahim Yınal'ı yendikten sonra bölgede otoriteyi sağladı.

Besasiri'nin Bağdat'ı işgal ettiği haberini aldığından Bağdat'a hareket etti.(451/1059) Bağdat'a vardığında ilk iş olarak Halife Kaim Biemrillah'ı hapisten kurtararak tahtına oturtmak oldu.

Ardından yakalanan Besasiri sultanın huzuruna getirildi ve öldürüldü.(451/1058) Böylece Besasiri'nin Şiiliği yayma ve egemen bir mezhep haline getirme faaliyetleri kesin bir şekilde sona erdi.75

Bu başarısından dolayı Tuğrul Bey'i huzuruna kabul eden Halife Kaim Biemrillah'ın

71 В.М. Запорожец. Образование государства Сельджуков в Хорасане. c.52 (Zaporojets, V.M. Horasan’da Selçuklu Devleti’nin kuruluşu. s.52).

72 В.М. Запорожец. A.g.e. c.53.

73 İbn Kesir, el-Bidaye ve’n-Nihaye (Büyük İslam Tarihi). Çev. Mehmet Keskin, Çağrı Yayınları, İstanbul 1995, XII, 63; Аннанепесов М. Атагаррыев Е. Түркменистаныӊ тарыхындан материаллар.s.51. (Annanepesov M.

Atagarrıyev Y. Türkmenistan tarihinden notlar. s.51).

74 İbnü'l Esir, a.g.e, IX, 641; İbn Kesir, a.g.e, XII, 80.

75Агаджанов С.Г. Очерки истории огузов и туркмен Средней Азии. c. 277. (Agacanov, S.G. Orta Asya oguzlar we türkmenler tarihinin denemeleri. s.277).

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı (2006-2010) Türkiye’nin dünyadaki gelişmelere paralel olarak bilgi toplumuna dönüşüm hedefini gerçekleştirmeye

Bu etkinlikte öğretmen; öğrencilerin elektrik devre elemanlarını bilme, bazı devre elamanlarını sembollerle gösterme, çizdikleri elektrik şemasını kurma gibi

Tablo 2 incelendiğinde sosyal medya kullanım amaçlarından olan iletişimi başlatma, içerik paylaşma ve eğlence alt boyutları için kuşaklar arasında anlamlı

y = dependent variable, x = independent variable, m and C = constants Here, curve fitting is applied on performance gain data (execution time difference of original and

Gelişme bölümünde ki şairin de ölüm temasını içeren şiirlerinden seçilmiş, şiirlerin anlamsal çağrışımları irdelenmiş, sonuçta iki şairin ölüm gerçeğini

Selçuklu tarihini üç şubeye taksim eden yazar, birinci şubede Selçukluların zuhurundan başlayıp günümüzde Büyük Selçuklular ve Irak Selçukluları olarak

Bu çalışmada birden fazla anten içeren MIMO yapısını kullanıp patern çeşitlemesi sağlamak yerine tek merkezli bir antene birden fazla farklı besleme verilip, iki

Ancak Tuğrul Bey zamanından kalma Abarkuh’taki Kümbed-i Âli (1056) taştan yapılmıştır. yüzyıl sonu), Mihne Ebu Said (XI. yüzyıl sonu), Doğu İran’da Radkan