• Sonuç bulunamadı

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar NO : KARAR-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar NO : KARAR-"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA BÜYÜ KŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ

Karar NO :2749 15.11.2006

K A R A R -

Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje alam 1/5000 ölçekli nazım imar plan sınırına ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonunun 20.10.2006 gün ve 629 sayılı raporu Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.11.2006 tarihli toplantısında okundu.

Konu üzerinde yapılan görüşmelerden sonra; Güneykent l.Etap Nazım İmar Planının . Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 2.0.01.2006 gün ve 192, Güneykent 2. Etap Nazmı İmar Planının Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.01.2006 gün ve 197, Güneykent 3.Etap Nazım İmar Planının Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.01.2006 gün ve 204, Güneykent 4. Etap Nazmı İmar Planının Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 20.01.2006 gün ve 210 sayılı kararlan ile onaylandığı, itirazların Mecliste görüşülmesi esnasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi' nin 16.06.2006 gün ve 1468 sayılı kararı ile "itirazların reddi ile, onaylı 1/50.000 ölçekli nazım imar planı kapsamında, Güneykent planlama alanına ilişkin idari yargı kararlan doğrultusunda yeni bir inceleme, yeni bir düzenleme yapılması amacıyla 4 etapta da Büyükşehirce onaylı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının iptali, daha önce Bayındılıkça onaylanarak müktesep hak oluşturan imar parsellerine ait imar haklarının korunması, ihalelerin tasfiyesi"ne karar verildiği,

Daha önceki mahkeme kararlan da göz önüne alınarak söz konusu plan etaplarının Tuluntaş, Koparan mahalleleri ağırlıklı (1. ve 2.etaplar) bir kısmım kapsayan (yaklaşık 3800 ha.)alanın yapılacak planlamaya esas olmak üzere 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73 .maddesi uyarınca

"Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alam" olarak belirlenmesi gerektiği görüşüne varıldığı,

Hususları tespit edilmiş olup, "Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje

Alam" 1/50,00 ölçekli sınır önerisinin "onayı"na ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporu

oylandı ve üye tam sayısının salt çoğunluğuyla (16 üyenin ret oyuna karşılık 94 oyla) kabul edildi.

(2)

1 T

.

C

.

ANKARA

14.

İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI

'

NA

)

BİLİRKİŞİ RAPORU Esas No: 2007/147

Davacı:

Davalı:

Bedia Söylemez, Hüsamettin Öztürk, Yasin Demirci, Mehmet Kahraman Efe Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Konu: Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1/5000 ölçekli sınır önerisinin onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı kararının iptali istemi

Bilirkişi Kurulundan Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1/5000 ölçekli sınır önerisinin onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı kararının, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının, tarafların iddia ve savunmaları da gözetilerek, 5393 sayılı Kanunun 73. maddesi ile imar mevzuatını uyarınca yapılacak değerlendirme sonucunda saptanması istenmektedir. Bilirkişi Kurulumuz 3.12.2008'de Naip Üye Sn.

Nizam Taşdemir gözetiminde keşif ve bilirkişi incelemesi yapmış, dava dosyası tarafımıza verilmiştir.

DOSYA İNCELEMESİ

15.01.2007

1.

Davacılar tarafından sunulan dava dilekçesinde:

2.

5393 sayılı Kanunu'nun 73. maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle ile anılan Kanunun Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesine ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı 1/5000 ölçekli Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınır önerisinin onayı kararının açıkça hukuka aykırı olduğu ve iptaline ve uygulanması halinde telafisi imkansız zararların doğumuna yol açacağı;

3.

Davalı belediye meclisi tarafından, Güneykent 1. Etap Nazım İmar Planı'nm 20.01.2006 gün ve 192; 2. Etap Nazım İmar Planı'nın aynı gün ve 197; 3. Etap Nazım İmar Planı'nın aynı gün ve 204; 4. Etap Nazım İmar Planı'nın ise aynı gün ve 210 sayılı kararı ile onaylandığı;

4.

Davalı Belediye Meclisi'nin 16.06.2006 gün ve 1468 sayılı kararı ile Güneykent planlama alanına ilişkin idari yargı kararları doğrultusunda yeni bir karar verilmek üzere 4. Etabm 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının iptal edildiği;

Daha önceki Mahkeme kararları göz önünde bulundurularak plan etaplarının Tuluntaş, Koparan Mahalleleri ağırlıklı (1. ve 2. etaplar) bir kısmını kapsayan alanın yapılacak planlamaya esas

(3)

olmak üzere 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesi uyarınca Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı olarak belirlenmesine karar verildiği;

5.

6.

Davalı idarenin iptale konu işlemine dayanak olarak kabul ettiği 5393 sayılı Kanunun 73.

maddesinin Anayasa'nın 2., 5., 35. maddelerine, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1. maddesine ve Anayasa'nın 07.05.2004 tarih ve 5170 sayılı Kanunla değişik 90/son maddesine aykırı olduğu;

5393 sayılı Kanunun 73. maddesine bağlı olarak yapılan düzenleme ve imar planlarının, imar, ruhsat ve inşaat haklarını yok saydığı; bireylerin temel hak ve özgürlükleri ve mülkiyet haklarını ihlal ettiği; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek (1 No'lu) Protokolde düzenlenen, "Mal ve Mülk Dokunulmazlığına Riyaet" ilkesi ile, Devletin mülkiyet hakkını yok saymasının hem de bir işlem yada eylemiyle mal ve mülkten yararlanması imkanının kaybedilmesinin mülkiyet hakkının çiğnenmiş olması sonucunu doğurduğu; aynı Sözleşmenin "Orantılılık ve Ölçülülük İlkeleri"ni de ihlal ettiği;

7.

Davalı idarenin, dava konusu kararının Mahkeme kararlarını uygulamadığı; bu kararları hükümsüz hale getirecek nitelikte kararlar tesis ettiği;

8.

Davalı İdarece ortaya çıkarılmış olan bu durumun, idarelere tanınan yetki ve görevin kötüye kullanılması olduğu; ve bir suç teşkil edildiği;

Nazım imar planları ve bunlara uygun düzenlenecek uygulama imar planlarının kamu yaran ve hizmet gerekleri doğrultusunda tasarlanmaları, kişisel menfaatler dışında planlamaları gerektiği;

ancak dava konusu meclis kararının, kamu menfaati gözetilerek oluşturulmadığı;

Belirtilmektedir.

12.03.2007

Davalı idare Ankara Büyükşehir Belediyesinin davaya yanıtında:

1. 13.07.2005 tarihte yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarında yapılacak uygulamaları belirleyen 73. maddesinde: "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden imza ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak; deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanları meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilan edilir. Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilebilmesi için o yerin belediye mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az elli bin metrekare olması şarttır", denildiği;

2. Davacının dava dilekçesinde:

a. 5393 sayılı Kanunun 73. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu;

b. Bir önceki mahkeme kararlarının uygulanması yerine bu kararları hükümsüz hale getirecek nitelikte karar tesis ediliği;

(4)

c. Görevin kötüye kullanılmasının söz konusu olduğu;

3.

d. İşlemin yasalara, şehircilik ilke ve esaslarına kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olduğunun iddia edildiği; oysa bu iddiaların tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu;

4.

5216 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca 1/25.000 ölçekli nazım imar planı yapımı yetkisinin büyükşehir belediyelerine verildiği;

5.

Yaklaşık 850.000 ha büyüklüğüne ulaşan Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırlan içinde tüm ilgili kurum ve kuruluşlara uzmanlık alanları ile ilgili bilgi ve raporları sorgulanarak, meslek odalarından plan çalışmalarına esas temel strateji ve yaklaşımlarının istenmiş bunun dışında bir üst ölçek plan çalışmasının gerektirdiği üzere gerek literatür taraması anlamında, gerek konut, sanayi, merkezler, nüfus, sosyal yapı, ekonomik yapı, doğal yapı gibi birçok konuda İmar Kanunu'nun ve şehircilik ilkelerinin gerektirdiği analiz ve tespitlerin yapıldığı;

6.

Bu kapsamda, Ankara için; "Doğal, çevresel, tarihi ve kültürel mirasını koruyup geliştiren, kentsel yaşamın her alanında yüksek kaliteyi kentli yurttaşlara hakça sunan, kentsel karar verme mekanizmalarında katılımcı bir yaklaşım geliştiren, bilim, kültür, hizmet merkezi, Dünya Kenti, Başkent Ankara" biçiminde ifadesini bulan bir "Ankara Vizyonu" geliştirildiği ve bu vizyona ulaşmayı amaçlayan bir yaklaşım benimseyerek bu doğrultuda ilke ve stratejiler geliştiren bir üst ölçekli plan üretildiği;

7.

İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığınca hazırlanan 10.07.2006 gün ve 1232 sayılı yazılarıyla Büyükşehir Belediye Meclisi'ne sunulan 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 16.02.2007 gün ve 525 sayılı kararı ile onaylanmış, Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı sınırının da anılan 1/25.000 ölçekli planı dayanak alınarak hazırlandığı;

8.

Planlanması düşünülen alanın, İncek yerleşmesi içinden geçen ana arterin güneybatı uzantısı boyunca seçilmiş bir alan olduğu; doğusunda bağ-bahçe nizamı konut alanı (16 kişi/ha yoğunluklu) kullanımı yer alan Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi planının bulunduğu; proje alanı sınırı içinde onaylı mevzi imar planlı alanları dağılmış ve bunların büyük kısmında yapılaşmanın tamamlanmış olduğu; alan içince Tuluntaş ve Koparan köy yerleşik alanlarının yer aldığı;

9.

Onaylı mevzi imar planlan ve köy yerleşik alanları ile birlikte yaklaşık 700 ha.'lık alanda 42.000 nüfusun mevcut olduğu; bölgede yapılaşma hızının ise çok yüksek olduğu;

10.

5393 sayılı Kanunun 73. maddesinde yer alan "konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, sosyal donatılar oluşturmak" amacının bu proje içinde geçerli olup, alanda yoğun yapılaşma talebinin mevcut olduğu;

1995 yılından bu yana gerek Bayındırlık ve îskan Bakanlığı, gerekse Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanan üst ve alt ölçekli planlarda dava konusu alanın, konut alanı olarak

(5)

planlandığı; ancak bu planların çeşitli gerekçelerle çeşitli zamanlarda yargı yoluyla iptal edilmiş olduğu;

11.

12.

Alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesinin amacının, alandaki mevzi imar planı yapımı, kaçak yapılaşma ve arsa spekülasyonunu önlemek ve bunun daha çabuk gerçekleşmesi için Büyükşehir Belediyesi eli ile imar planlama sürecinin gerçekleştirilmesi ve alanda herhangi bir kamulaştırma yapılması söz konusu olmadığı;

13.

Mevzi altyapı faaliyetleri ortadan kaldırıldığı için kamu maliyetlerinin de düşeceği;

Arz edilen sebeplerden de anlaşılacağı üzere, dava konusu ile ilgili işlemin yetki, şekil, konu ve maksat yönlerinden her biri ile usule ve mevcut mevzuata uygun olduğu;

İleri sürülmektedir.

14.05.2007

1.

Davacının davalı idare dilekçesine yanıtlarında:

2.

Dava konusu kararın, kentsel dönüşüm proje ilanlarının amacına aykırı olduğu; ranta hizmet ettiği; 5393 sayılı Kanunun 73. maddesinde kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinden bahsedildiği, ancak davalı idarenin iptale konu işleminde kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan ettiği alanlarda herhangi bir projeye sahip olmadığı;

3.

5393 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca, belediyelerin bir yerde 'Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi' uygulayabilmesi için Kanunun aradığı sebep unsuru olarak: a) eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; b) konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak; c) deprem riskine karşı tedbirler almak; d) kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak olarak belirlediği; belediyelerin bu saiklerle ve bu saiklere uygun bir şekilde hareket etmesi gerektiği; ancak davalı idarenin iptale konu işleminde bu unsurların hiçbirinin dikkate alınmadığı;

4.

Davalı idarenin iptale konu plan değişikliği ile varolan 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptal edildiği; imar uygulamalarını durdurduğu; oysa, kentsel dönüşümün, genel planlama, imar ve şehirleşme mevzuatının konularından birisi olduğu; ilgi alanına dair kapsamlı ve bütüncül bir planlamanın parçası olması; ve mevzi imar plan kararları ile şekillenmemesi gerektiği; bu yüzden dava konusu plan kararınm şehircilik ve planlama ilkeleri açısından doğru olmadığı;

5.

Planlamanın bütünselliği ilkesine aykırı olarak dava konusu alanda üst ölçekli plan kararlarına dayanılmadığı; plan değişikliğinin, alanın çevresi ile ilişkisi, işlevi, yapı yoğunluğu, ulaşım-dolaşım sistemine ve kent bütününe etkileri gibi teknik gerekçelerden uzak bir yaklaşımla oluşturulduğu ve hatta işleme hiçbir gerekçe gösterilmediği;

Kentsel dönüşüme konu olacak alanların hangi ölçütlerle belirleneceğinin açık olmadığı; Belediye Yasası'nın 73. maddesinde belirtilen bir alanm Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak ilanına ilişkin gereklerle ilgili herhangi bir açıklığın olmadığı; oysa konut, sanayi, ticaret alanlarının farklı kullanım kararlan gerektirdiği; ve kente etkilerinin de yine farklı değerlendirilmesi gerektiği;

(6)

6.

7.

Davalı İdare'nin dönüşüm alanı seçim gereklerinin açık olmadığı; dolayısıyla, rantın birincil gerek olarak şekillenmesine neden olduğu; söz konusu uygulamanın kentin her alanının, herhangi birinin talebi ile dönüşüme konu edilebileceği izlemini yarattığı;

8.

Davalı İdare'nin son 2 yıl içindeki işlemleri incelendiğinde Ankara'nın neredeyse yarısının kentsel dönüşüm alanı ilan ettiği;

9.

Kentsel dönüşüm kararının bir plan/proje olmaksızın sadece meclis kararı ile alınmasının, ortaya çıkacak fiziksel mekanın nitelikleri konusunda boşluk bırakacağı;

10.

Davalı İdare'nin dava konusu kararının 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesindeki şartlara haiz olduğunu beyan ettiği; ancak madde metnindeki şartlardan hangisinin gerçekleştiği; ne şekilde gerçekleştiğinin anlaşılmadığı; davalı İdare'nin metre kare şartını haiz her alanda Kentsel Dönüşüm Proje Alanı ilan etmekte ve diğer şartların varlığını aramadığı; davalı İdare'nin amacının plan değişiklikleri ile yapılacak değişiklikleri, planlama sürecindeki zorluklar ve sürecin uzunluğu ve yetkiyi ilçe belediyeleri ile paylaşma zorunluluğunu ortadan kaldırmak rantı yüksek alanlarda tek söz sahibi olarak istediği şekilde plan yapmak istediği yeri kamulaştırmak, istediği yerde kullanım değişikliği yapmak, istediği yerde inşaat alanını artırmak vs. amacı ile Ankara'nın yarısında Kentsel Dönüşüm Proje Alanı ilan ettiği;

11.

Davalı İdare, cevap dilekçesinde, iptale konu işlemin 1/25.000 ölçekli plana dayanılarak hazırlandığını beyan ettiği; 1/25.000 planın, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 16.02.2007 tarih ve 525 sayılı işlemi ile kabul edilmiş olduğu; davalı İdare'nin işlemine dayanak kabul ettiği işlemin dayanak olamayacağı; çünkü 1/25.000 planın kabul kararının dava konusu 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı sınır kararından sonra tesis edildiği;

12.

Davalı İdare'nîn cevap dilekçesinde, dava konusu alanda pek çok kez üst ve alt ölçekli plan yapılarak, söz konusu alanın konut alanı olarak ayrıldığını, ancak bu planların çeşitli gerekçelerle yargı yolu ile iptal edildiğinin beyan edildiği;

13.

Davalı îdare'nin yargı kararlarını uygulamak yerine, söz konusu alanda kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan ederek mevzi imar planı yapımını engellemek, kaçak yapılaşmayı ve arsa spekülasyonunu önlemek için imar planlama sürecini tek elden gerçekleştirmeyi amaçladığını;

Davalı İdare'nin kentsel dönüşüm proje alanı ilan ettiği mevkiin Ankara'nın rantı en yüksek (İncek ve civarı) ve sürekli gelişen mevkilerinden olduğu; davalı îdare'nin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Genelgelerince kendisine verilen yetkileri kullanarak kaçak yapılaşmayı engelleyebileceği;

14. Davalı îdare'nin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların, Kentsel Dönüşüm

"'§ Projeleri'nin hangi Saiklerle ilan edildiğini gözler önüne sermekte olduğu; daha önce

(7)

pek çok kez yargıdan dönen alt ve üst ölçekli planlarını bu kez Kentsel Dönüşüm adı altında ilçe belediyelerini yetkisiz kılarak gerçekleştirmekte olduğu;

15. Planlamaya konu alanın bir kısmının Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi planı içerisinde bulunduğu; Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanınm Bakanlar Kurulu

kararı ile

olduğu; ve 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan edilmiş ve edilecek alanların sahip olduğu

çevre değerlerini korumak ve kullanma esaslarım belirlemek, imar planlarını yapmak,

mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve resen

onaylamanın Özel

Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından yapıldığı ve bu planların

yapımının 3194

sayılı Kanun hükümlerine tabii olmadığı; davalı İdare'nin iptale konu işleminde bu

konuda da herhangi bir açıklık bulunmadığı;

ileri sürülmektedir.

DEĞERLENDİRME VE GÖRÜŞ GELİŞTİRME

Dava konusu işlem, Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1/5000 ölçekli sınır önerisinin onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı kararıdır.

1)

Dava dosyasında sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere:

2)

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından Güneykent 1., 2., 3. ve 4. Etap Nazım İmar Planı 20.01.2006 gün, ve sırasıyla 192, 197, 204 ve 210 sayılı kararlarla onaylanmıştır.

Tarih

3)

Güneykent 4. Etabın 1/5000 Nazım İmar Planı ve 1/1000 Uygulama İmar Planı iptal edilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesi uyarınca, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi, 15.11.2006 gün ve 2749 sayılı kararıyla, Tuluntaş ve Koparan mahalleleri ağırlıklı (1. ve 2. etap) bir kısmını kapsayan (yaklaşık 3800 ha) alanın yapılacak planlamaya esas olmak üzere 'Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı' ilan etmiştir.

(8)

4)

5)

Dava konusu Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı sınır kararının, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 16.02.2007 gün ve 525 sayılı kararı ile onaylı 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı dayanak alınarak belirlenmiştir.

Dava konusu alan, İncek yerleşmesi içinden geçen ana arterin güneybatı uzantısı boyunca seçilmiş bir alandır. Alanın doğusunda Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Planı ile belirlenen 16 kişi/ha yoğunluklu bağ-bahçe nizamı konut alanı bulunmaktadır. Proje alanı içinde, Tuluntaş ve Koparan köy yerleşik alanları bulunmaktadır. Ayrıca, büyük bir kısmı yapılaşmış dava konusu alan sınırları içinde onaylı mevzi imar planları dağınık olarak bulunmaktadır. Bu alan (köy yerleşik alanları ve onaylı mevzi imar planları ile birlikte) 700 ha büyüklüğündedir; ve 42.000 nüfus yaşamaktadır.

6)

(Ortalama 60 kişi/ha)

7)

1995 yılından bugüne dava konusu alan, gerek Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, gerekse Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanan üst ve alt Ölçek planlarla, konut alanı olarak planlanmış; ancak söz konusu planlar yargı yoluyla iptal edilmiştir.

5393 sayılı Kanunun 73. maddesinde yer alan "konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, sosyal donatılar oluşturmak" amacı ile alınmış olan dava konusu Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı, alandaki:

a. yoğun yapılaşma taleplerini karşılamayı;

b. mevzi imar planı yapımı, kaçak yapılaşma ve arsa spekülasyonunu önlemeyi;

c. alanın dönüşüm ve gelişiminin daha çabuk ve tek elden gerçekleşmesini hedeflemektedir.

8) Ayrıca söz konusu Meclis kararı ile kamulaştırma yapılmasına gerek olmadığı ve mevzi altyapı faaliyetleri ortadan kaldırıldığı için kamu maliyetlerinin de düşeceği iddia edilmektedir.

Dava konusu Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1/5000 ölçekli sınır önerisinin onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı kararının şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının irdelenebilmesi için, öncelikle, kentsel dönüşüm yazınına bağlı olarak 'kentsel dönüşüm' kavramının tanımının yapılması gerekir. Bu bölümde, birinci olarak dava konusu karar kentsel dönüşüm yazınına bağlı olarak irdelenecektir. İkinci olarak, söz konusu karar,

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesine uygun olup olmadığı irdelenecektir. Son olarak, sınır belirlemeye yönelik kararın getirdiği sonuçların şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından değerlendirilmesi yapılacaktır.

1. Dava konusu kararın 'kentsel dönüşüm ' yazınına bağlı olarak irdelenm esi

(9)

Kentsel dönüşüm, Batı yazınında oldukça uzun süredir araştırma konusu olan ve Türkiye'de kent planlama yazınına terim olarak yeni giren bir kavramdır. R. Keleş, kentsel dönüşümü, "...toplumsal ekonomik, kültürel ve hatta siyasal amaçlarla kent parçalarının kullanım biçimine dışarıdan bir karışma (müdahale)" olarak tanımlamaktadır7. Keleş, kentsel dönüşüme konu olabilecek alanları, gecekondu bölgeleri, yüksek yoğunluklu kaçak apartmanların bulunduğu alanlar, doğal yıkım riski yüksek alanlar, kent merkezlerindeki çöküntü alanlarıyla, tarihsel kent çekirdekleri ve ekonomik ömrünü doldurmuş görünen kent bölümleri olarak belirlemektedir1. Akkar'a göre ise, kentsel dönüşüm, "...çökme ve bozulma olan kentsel mekanın ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarını kapsamlı ve bütünleşik yaklaşımlarla iyileştirmeye yönelik uygulanan strateji ve eylemlerin bütünüdür. Bu nedenle, kentsel dönüşüm, yeni kentsel alanların planlanması ve geliştirilmesinden çok^ varolan kentsel alanların planlanması ve yönetimi ile ilgilidir."2

1)

Kentsel dönüşüm, bir planlama stratejisi olarak, beş temel amaca hizmet etmektedir:

2)

Kentin fiziksel koşulları ile toplumsal problemleri arasında birebir ilişki kurmak;

3)

Kent dokusunu oluşturan birçok parçanın fiziksel olarak sürekli değişim ihtiyacına cevap vermek;

4)

Kentsel refah ve yaşam kalitesini artırıcı başarılı bir ekonomik kalkınma yaklaşımını ortaya koymak;

5)

Kentsel alanların en etkin biçimde kullanımına ve gereksiz kentsel yayılmadan kaçınmaya yönelik stratejilerin ortaya konulmasını sağlamak;

Toplumsal koşullar ve politik güçlerin ürünü olarak kentsel politikanın şekillendirilme ihtiyacını karşılamak.3

Kentsel dönüşüm ile ilgili olarak Avrupa ve Kuzey Amerika kentlerine bakıldığında son yüzyılda farklı dönüşüm süreçlerinin yaşandığı gözlenmektedir. 1940'ların ikinci yarısında özellikle Avrupa kentlerinde, savaşın yarattığı yıkım nedeniyle yeniden yapılandırma

1Keleş, R., 2004, Kentleşme Politikası, Ankara, İmge Kitabevi, s. 435-436

2 Akkar, M., 2006, "Kentsel dönüşüm üzerine Batı'daki kavramlar, tanımlar, süreçler ve Türkiye"

Planlama, Sayı:36, s.29

3 Akkar, M., 2006, "Kentsel dönüşüm üzerine Batı'daki kavramlar, tanımlar, süreçler ve Türkiye"

Planlama, Sayı:36, s.30

önem kazanmıştır. 1950'lerde uydu kentlerin inşası ile, kent merkezlerinde yaşayan orta ve orta üst

1Keleş, R., 2004, Kentleşme Politikası, Ankara, İmge Kitabevi, s. 435-436

(10)

gelir grupları, uydu kentlere yerleşmeye başlamış; bunun sonucunda kent merkezlerinde boşalan konut alanları daha düşük gelir gruplarının yerleşim alanları haline gelmiş; giderek çöküntü alanları haline gelmişlerdir. 1960'larda kent merkezlerinde yaşanan bu çökmeyi durdurmak amaçlı kentsel iyileştirme müdahalelerini görmekteyiz. Aynı dönemde, kent çeperinde de kentsel gelişmeler de devam etmiş; sanayi ve bazı ticaret kullanımları, kent merkezlerini terk ederek, kent dışında yer seçmeye başlamışlar; yeni alt merkezlerin oluşmasına neden olmuşlar; dolayısıyla, bu yeni alt merkezler eski kent merkezlerinde çöküntü alanlarının oluşumunu hızlandırmıştır. Bu dönemde eski kentsel alanlarda yenileme daha geniş kapsamlı olarak gerçekleşirken konut alanlarında da toplumsal ve mekansal sağlıklaştırma önem kazanmıştır. 1970'lerin ekonomik kriziyle birlikte, özellikle ekonomisi ağır sanayiye dayalı kentlerde büyük sanayi ve liman alanlarının boşaldığı ve çöküntü alanları haline geldi. 1980'lerde kentsel dönüşüm stratejileri özellikle bu tür çöküntü alanlarının özel ve kamu sektörü ortaklıkları ile yeniden geliştirilmesine odaklanmış; bu alanlar yeni ticaret ve kültür merkezleri, konut ve çalışma alanları olarak yeniden geliştirilmişlerdir. 1990'lardan itibaren kentsel dönüşüm, sürdürülebilirlik, koruma, halk katılımı, topluluk ihtiyaçları temelli politikalar eşliğinde, kamu, özel sektör yanında, halk ve gönüllü kuruluşların ortaklıkları ile gerçekleştirilmesi gereken bir müdahale olarak görülmeye başlanmıştır. 1990'lardan itibaren, kentsel canlandırma yeni bir kentsel dönüşüm müdahale biçimi olarak ortaya konulmuştur.

1990 ve 2000'lerde, özellikle kentin çöküntü alanlarındaki çökme problemlerini kapsamlı bir yaklaşımla ele alman, bu tür alanların ekonomik, sosyal, fiziksel ve çevresel yapısının uzun vadeli olarak iyileştirilmesini hedefleyen kentsel canlandırma projelerinin büyük önem kazandığı görülmektedir.4

Türk kentlerindeki değişim ve dönüşüme bakıldığında 1950lerde başlayan hızlı bir kentleşme sürecinin ardmdan, Avrupa ve Amerika kentlerinde gözlenen değişimlerin gerçekleştiği görülmektedir. Ancak Türkiye'de farklı süreçler eş zamanlı olarak da ortaya çıkabilmektedir5

4Carmon, N. (1997), "Neighborhood Regeneration: The State of the Art" Journal of Planning Education and Research Cilt 17, ss. 131-144

Roberts P. (2000), "The Evolution, Definition and Purpose of Urban Regeneration" P. Roberts ve H.

Sykes, Urban Regeneration: A Handbook. London, Sage

Brindley, T., Y. Rydin ve G. Stoker (1996) Remaking Planning: The Politics of Urban Change

(Planlamayı Tekrar Kurgulamak: Kentsel değişim Politikaları). Unwin Hyman yayını: İngiltere. Imrie, R.

ve H. Thomas (1999) British Urban Policy: An Evaluation of the Urban Development Corporations (İngiltere Kent Politikası: Kentsel Gelişim Kurumlarının Değerlendirilmesi). Sage yayını: İngiltere.

5Ataöv, A. ve Osmay, S. (2007) "Türkiye'de kentsel dönüşüme yöntemsel bir yaklaşım", ODTÜ Mimarlık Fakültesi dergisi, 24 (2), ss. 57-82.

. 1950'li yıllarda sanayileşme ile birlikte hızlanan kentleşme süreci, beraberinde özellikle yoğun göç alan Ankara, İstanbul, İzmir gibi kentlerin kontrolsüz bir biçimde büyümesini getirmiştir. Kentlerimizdeki kontrolsüz gelişimin önemli etkenlerinden biri de hızlı kentleşmeye cevap verecek yeterli konut sunumunun olmaması nedeni ile gelişen gecekondu alanlarıdır. 1970'lerde büyük Türk kentlerinde bir taraftan kentleşme devam ederken bir taraftan da uydu kentler oluşmaya başlamıştır. 1980'lere gelindiğinde ise, kentleşme hızı azalırken kent merkezlerinin ve gecekondu alanlarının dönüşümü, sanayi alanlarının kent dışına çıkması gibi oluşumlar Türk kentlerinde de gözlemlenmeye başlamıştır. Diğer ülke örneklerinde de olduğu gibi,

(11)

10 Türkiye'de de tarihi doku ve eski kent merkezlerindeki korumaya dayalı canlandırma stratejileri önem kazanmadığı görülmektedir. Varolan tarihi yapıların restorasyonu ve çoğu zaman işlevlerinin değiştirilerek, kentin prestijli yaşama, çalışma, ticaret yada kültürel mekanları haline getirilmesi, bu alanlardaki dönüşüm stratejilerinin temelini oluşturmaktadır. Dönüşümün gerçekleştiği diğer bir alan da kent içindeki eski, terkedilmiş sanayi ve liman alanlarının ya tamamen temizlenerek, yeni kentsel kullanımlar verilerek yeniden geliştirilmesi; ya da bu alanlardaki binaların kısmen restorasyonu ile prestijli ticaret, kültür, konut, iş alanları gibi kullanımlar verilerek dönüşümünün sağlanmasıdır. Diğer ülke örneklerinden farklı olarak Türkiye'de özellikle 1999 Marmara depreminden sonra deprem riski taşıyan yapılaşma alanlarının bu riske karşı önlemlerin alınarak dönüştürülmesi söz konusudur.

Özetlemek gerekirse, Türkiye'de ve dünyada yukarıda belirtilen kentsel gelişim ve değişime bağlı olarak ortaya çıkan kentsel dönüşüm süreci ve buna bağlı geliştirilen projeler, çöküntü alanları, ekonomik ömrünü doldurmuş alanlar gibi kentlerin varolan kentsel alanlarının dönüştürülerek yenilenmesi ve kente kazandırılmasını kapsamaktadır. Görüldüğü gibi, dünya yazınında kentsel dönüşüme konu alanların ne tür alanlar olması gerektiği yönünde bir tartışma bulunmamaktadır; kentsel dönüşümün, mevcut kentsel bir alana müdahale biçimi olduğu son derece açıktır. Dava konusu Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ise, yeni gelişme alanı içinde ver almaktadır; kentsel çöküntü alanı olarak değerlendirilmesi ve kentsel dönüşüme konu olması mümkün değildir. Dava konusu alanın kentsel dönüşüme konu edilmesi, tüm dünyadaki kentsel dönüşüm deneyimleriyle, bu konudaki evrensel yaklaşımlar ve planlama yazınıyla çelişmektedir. Kavramın anlaşılmadığı ve hatalı kullanıldığını göstermektedir. Dolayısıyla, davaya konu bölgenin Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilmesi, kentsel dönüşüme ilişkin şehircilik ilkeleri ve planlama yaklaşımlarıyla bağdaşmamaktadır.

2. Dava konusu kararın, 5393 sayılı Belediye K anunu'nun 73. m addesi kapsam ında değerlendirilm esi

Dava konusu işlemin dayanağının, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarına ilişkin 73. maddesi olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu maddede Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilebilecek alanların özellikleri ve ilan koşullan belirtilmektedir:

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı

MADDE

73.-

Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilân edilir.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili resim ve harçların dörtte biri alınır.

(12)

Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilân edilebilmesi için; o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az ellibin metrekare olması şarttır.

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır.

Yukarıda verilen ilgili yasa maddesinin ilk fıkrasında Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilerek dönüşüm projesi uygulanabilecek alanların özellikleri belirtilmektedir. Buna göre dönüşüm alanı uygulanacak kent parçaları iki şekilde tarif edilmektedir:

Kentin eskiyen ve yeniden geliştirilmesine gereksinim duyulan kısımları;

Kentin korunması gereken tarihi ve kültürel dokusu.

İlgili Yasa Maddesinin önceki bölümde verilen evrensel planlama ve kentsel dönüşüm yaklaşım ve deneyimleriyle uyumlu olduğu görülmektedir: Varolan kentsel dokunun eskimiş olması nedeniyle kentsel dönüşüm uygulaması yapılabilmesine ve bu alanların yeniden geliştirilmesine; veya korunması gereken dokunun korunarak işlevsel ve arazi kullanımına ilişkin dönüşüm uygulamalarının gerçekleştirilebilmesine olanak tanınmaktadır.

Yasa maddesindeki ifade, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin kentin eskiyen kısımlarında, bu kent parçalarının yeniden inşa ve restore edilmesi, konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturulması, deprem riskine karşı önlem almması veya korunması amacıyla yapılabileceğini vurgulamaktadır. Burada kentin eskiyen kısımları ifadesi önemlidir; ve "konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak" süreçlerinin de eski kent dokusunun dönüştürülmesi ve yeniden geliştirilmesi kapsamında anlaşılması gerekir. Bir başka deyişle, bu yasa maddesindeki "gelişim alanı" ifadesi boş yada mevzi planlarla geliştirilmiş düşük yoğunluklu alanlarda yeni kentsel gelişime işaret etmemektedir. Buradaki gelişim olgusu, eskiyen kent dokusunda kentsel dönüşüm yapılması ve bu alanların yemden geliştirilerek konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatı alanları olarak yeniden geliştirilmesi şeklinde yorumlanmalıdır. Eğer bu yasa maddesi, yeni gelişme alanları için uygulanabilecek bir düzenleme olsaydı, her yeni gelişme alanı kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilir, bu işlem sonucunda tüm ölçeklerde plan yetkisi büyükşehir belediyelerine geçtiği için, büyükşehirlerde yer alan yeni konut gelişme alanlarına yönelik olarak ilçe belediyelerinin hiçbir plan yapma yetkisi kalmazdı. Bu ise mevcut imar mevzuatımızla çelişen bir durum olacaktır.

Anılan yasa maddesinin, mevcut imar mevzuatında tanımlanan plan yapma yöntem ve yaklaşımları verine geçmesi söz konusu olamaz. Bu yasa maddesi, eskiyen ve dönüştürülmesi (ve yeniden geliştirilmesi) gereken kent parçalarına yönelik olarak, alışılagelmiş imar planı uygulamasından farklı

(13)

12 dönüşüm alam' tanımına olan bir yaklaşım içinde alanın projelendirilmesine olanak tanımaktadır. Mevcut yapılı çevrenin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi imar planı yaklaşımı ile çözülmesi güç bir süreç olduğu için bu yönde yaklaşımlar ve yasal çerçeve geliştirilmiştir. Dolayısıyla, bu yasa maddesinin yeni gelişme alanında veya herhangi bir imar planı yaklaşımında araç olarak kullanılması, ilgili yasa maddesindeki tanımlara ve ayrıca evrensel planlama yaklaşımlarına da aykırı olacaktır.

sunulan belgeler ve yapılan keşif doğrultusunda, 700 ha büyüklüğünde ve t €b üşi/ha yuğuıılukin dava konusu alarmı, İncek yerleşmesi arterin güneybatı uzantısı boyunca seçilmiş bir alan olduğu; bu alanın doğusunda Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Planı ile belirlenen 16 kişi/ha yoğunluklu bağ-bahçe nizamı konut alanı bulunduğu; söz konusu alan içinde, Tuluntaş ve Koparan köy yerleşik alanları bulunduğu; alanın bir kısmının yapılaşmış olduğu; alanın içinde onaylı mevzi imar planlarının dağınık olarak bulunduğu belirlenmiştir. 5393 sayılı Kanunun 73. maddesinde yer alan "konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, sosyal donatılar oluşturmak" amacı ile alındığı belirtilen dava konusu Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı, alandaki yoğun yapılaşma taleplerini karşılamayı; mevzi imar planı yapımı, kaçak yapılaşma ve arsa spekülasyonunu önlemeyi; ve alanın dönüşüm ve gelişiminin daha çabuk ve tek elden gerçekleşmesini hedeflemektedir. Ek olarak, dava konusu Meclis kararı ile kamulaştırma yapılmasına gerek kalmayacağı ve mevzi altyapı faaliyetleri ortadan kaldırıldığı için kamu maliyetlerinin de düşeceği belirtilmektedir. Bu ifadelerden de görüldüğü üzere, dava konusu alanda, ne eskiyen tetotıİHfagaıım yeniden inşası yada restorasyonunu, ne deprem riskine karşı tedbir alınması.

ı korunmasını amaçlamaktadır. Dava konusu işlem ile,

otastnrafcnası öngörülmektedir. Bu nedenle.

Sonuç olarak, dava konusu işlemde olduğu gibi, boş yada mevzi planlarla geliştirilmiş düşük yoğunluklu alanlarda yeni kentsel gelişimin sağlanmasına yönelik 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin dayanak yapılması doğru bir yaklaşım değildir. Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarına ilişkin yasa maddesi, tekrar vurgulamak gerekirse, alışılagelmiş imar planı uygulamasından farklı olan bir yaklaşım içinde alanın projelendirilmesine olanak tanımakta olup, mevcut yapılı çevrenin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi imar planı yaklaşımı ile çözülmesi güç bir süreç olduğu için bu yönde yaklaşımlar ve yasal çerçeve geliştirilmiştir. Dolayısıyla, dava konusu kararın 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73.

maddesinin dayanak olarak alınarak kentsel dönüşüm ve gelişim projesi uygulanması hatalı bir yaklaşımdır.

3. Sınır belirlem eye yönelik kararın getirdiği sonuçların şehircilik ilkeleri, planlam a esasları ve kam u yararı açısından değerlendirilm esi

(14)

Şehrin ister merkezinde, ister çeperinde olsun, kent planlarının kapsamlı ve bütüncül bir planlama anlayışının parçası olması gerekir. Planlamanın bütünselliği ilkesi, planlama sürecinde alt ölçek planların üst ölçek planlama kararları ile şekillenmesini getirir. Bu kararlar, kentsel alanların, öncelikle ne tür amaçlara hizmet etmesi gerektiğini belirler; kent içerisindeki yeri, çevresiyle ilişkisi, içereceği işlevler, nüfus, yapı yoğunluğu, ulaşım ve ana teknik ve sosyal altyapı gibi konuları kapsar. Dava konusu alan hakkındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1/5000 ölçekli sınır önerisinin onaylanmasına ilişkin 2749 sayılı kararı 15.11.2006 tarihinde alınmış iken, bu planın dayandırıldığı iddia edilen 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı, 16.02.2007 gün ve 525 sayılı kararı ile onaylanmıştır. Bir başka deyişle, dava konusu 1/5000 ölçekli sınır önerisi kararı alındığı dönemde, bir üst ölçek plan bulunmamaktadır; dolayısıyla söz konusu kararın üst ölçekli bir plana dayanmamaktadır. Bu anlamda, dava konusu karar, planlamanın bütünselliği, ve kent planlarının kapsamlı ve bütüncül bir planlama anlayışına dayalı olması gerektiği ilkelerine uymamaktadır.

Dava konusu plan kararı, Ankara kentinin güney çeperinde, kentin en önemli doğal varlıklarından biri olan ve mutlak korunması gereken Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin batısmda bulunmaktadır. Söz konusu Koruma Bölgesi, daha önce de belirtildiği üzere son derece düşük yoğunluklu bir yerleşim örüntüsü oluşturulmak üzere 16 kişi/ha olarak kullanımı belirlenmiştir. Dava konusu kararın kapsadığı alan ise, şu anda 42.000 kişi/ha'ın bulunduğu 700 ha'lik bir alandır. Bir başka deyişle, dava konusu alanda ortalama 60 kişi/ha yaşamaktadır. Yukarıdaki bilgiler göz önüne alındığında, dava konusu alan, kentin doğal açıdan hassas bir bölgesinde bulunmaktadır. Dava dosyasında belirtildiği üzere, bu alan üzerinde önceki yıllarda yapılan ve konut gelişimi kararı getiren tüm kararlar da yargı yoluyla iptal edilmiştir.

Özellikle

Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi'ne komşu olması nedeniyle, yoğun kent dokusunun olmaması gereken, kent çeperi olarak adlandırılan, yaşam ve çalışma alanlarının son derece seyrek bulunduğu, buna karşın, tarım, rekreasyon, orman alanları gibi geniş yeşil ve açık alanların bulunması gereken bir kentsel alandır. Kent çeperlerinde, kentin yavaş yavaş sonlandığı görüntüsünün ortaya çıkması gerekir.

Sağlıklı kentlerin gelişimi açısından, kent çeperlerinde doğal çevrenin korunmasına ve geliştirilmesine dikkat edilmelidir. Bu alanlar, genelde, kentsel ve kırsal alanlar arasında hem fiziksel, hem de görsel bir bağ kurulmasını sağlar. Özellikle doğal peyzaj öğeleri içeren bu görsel koridorlar, kent çeperlerinden başlayarak, kentin yoğun alanlarına kadar uzanması, önemli bir şehir planlama ilkesidir. Bunun yanı sıra, bu alanlar, kentlilerin rekreasyonel ihtiyaçlarına cevap verir; doğal peyzaj öğeleri açısından zengin bir çeşitlilik barındırır; kentin günlük tarımsal ihtiyaçlarının en ekonomik biçimde cevap verilmesini sağlar;

ve 'sürdürülebilirlik' ilkesi öncelikli olmak şartıyla, yeni iş olanaklarının geliştirilmesi gibi bir çok faydaları bulunur. Dolayısıyla, bu tür doğal alanlar, kent mekanının ve yaşam kalitesinin artırılması açısından son derece önemlidir.

(15)

14 Dava konusu sınır karar, yukarıda bahsedilen sağlıklı bir kent çeperinin oluşmasına yönelik bir karar değildir. Dava dosyasmda da belirtildiği üzere, mevzi planlarla geliştirilmiş bu alanın üzerinde halihazırda çok yoğun gelişme talepleri bulunmaktadır. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin dava konusu kararı, alandaki mevzi imar planı yapımı, kaçak yapılaşma ve arsa spekülasyonunu önlemek amacıyla alındığı belirtilmekte; ve dava konusu alan hakkında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde yer alan "konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, sosyal donatılar oluşturmak" amacıyla Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, dava konusu alanın kent çeperi görüntüsü veren bir kentsel yapılaşmaya sahip olması gerekir; ve şu anda üzerindeki kentsel doku ve yapılaşma yoğunluğu (60 kişi/ha) söz konusu kent çeperi özelliğini göstermektedir. Halbuki, dava konusu sınır kararı ile yeni konut, sanayi, ticaret ve sosyal donatı alanları oluşturulması niyeti bulunmaktadır. Bu anlamda, dava konusu karar, Ankara kentinin doğal özellikleri açısından bu kadar hassas bir bölgesinde kentin güney çeperini oluşturacak bir planlama kararı değildir; kent çeperinde olması gereken yapılaşma yoğunluğunu artırabilme olasılığına sahiptir. Bu nedenle, dava konusu karar, şehircilik esaslarına, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun bir karar değildir.

Ayrıca, dava konusu karar ile dava konusu alanda yalnızca bir sınır kararı verilmektedir. Dava konusu alanm ne kapsamda, ne tür yapılaşma ve nüfus yoğunluğuna sahip olacağı, içereceği kentsel fonksiyonların nerelerde ve ne kadar alanı kapsayacağı, nasıl bir ulaşım-dolaşım ağı, sosyal ve teknik altyapı sisteminin oluşturacağı, çevresiyle ilişkilerinin nasıl kurulacağı belirlenmemektedir. Bir başka deyişle, Ankara'nın doğal zenginliği açısından çok önemli ve hassas bir alanmda ne kapsamda, ne tür bir kentsel doku olacağının belirlenmemesi. yalnızca kentsel dönüşüm ve gelişim sınır kararı alınması, alana dair kapsamlı bir planın yapılmamış olması da ileriye yönelik belirsizlikler ortaya çıkarması nedeniyle şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından aykırıdır.

Sonuç olarak, dava konusu karar, planlamanın bütünselliği, ve kent planlarının kapsamlı ve bütüncül bir planlama anlayışına dayalı olması ilkelerine uymamakta; kent çeperinde olması gereken yapılaşma yoğunluğunu artırabilme ihtimalini ortaya çıkartmakta; ve söz konusu karar ile, Ankara kentinin doğal özellikleri açısından son derece hassas bir bölgesinde kentin güney çeperini oluşturulması gereken bir alanda yanlızca kentsel dönüşüm ve gelişim sınır kararı alınması, kapsamlı bir planın yapılmamış olması ileriye yönelik belirsizlikler ortaya çıkarmaktadır. Bütün bu nedenlerden dolayı, dava konusu karar, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırılık taşımaktadır.

SONUÇ

Bilirkişi Kumlumuz, Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı 1/5000

illi İti Ilı l'll 1 '!.'!■ '■ i S- ı ,: ' .' :

(16)

||^^ oaayimııasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nm

15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı kararının, kentsel dönüşüm yazınına bağlı olarak 'kentsel dönüşüm' kavramının tanımına, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesine, sınır belirlemeye yönelik kararın getireceği sonuçlarınjehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varmıştır.

Saygılarımızla 05.01.2009

Y.Doç.Dr. Ela Babalık Sutcliffe

Doç.Dr. Adnan Barlas

(17)

■i T.C. ANKARA 14. İDARE

MAHKEMESİ

ESAS NO : 2007/147

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACILAR) ____________ :

2-

1 - Bedia SÖYLEMEZ

3-

Hüsamettin ÖZTÜRK

4-

Yasin DEMİRCİ Mehmet Kahraman EFE

VEKİLİ ____________________________: A v Muzaffer YILMAZ _____ _ Cinnah Cad. No: 17/15 Çankaya / ANKARA

KARŞI TARAF (DAVALI) ___________ : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı / ANKARA VEKİLİ ______________ ; ____________: Av. Sibel Arzu VAROL - Aynı adreste

İSTEMİN OZETI ___________________ :"Gölbaşı Güneykent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje

Alanı" 1/5000 ölçekli sınır önerisinin onaylanmasına ilişkin Belediye Meclisinin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayılı kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara 14. İdare Mahkemesi'nce işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 2. fıkrasında idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, olayda yukarıda anılan kanun hükmünde öngörülen şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine, tebligatın tamamlanmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere, 06/04/2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN UYE UYE

İRFAN EROĞLU NİZAM FAŞ DEM İ R OSMAN ÇOLAK

32876 ,„ 37799 101833

(18)

T.C A N K A R A BÖ LG E İD ARE M AH KEM ESİ Y.D İtiraz No: 2007/2123

YÜRÜTM ENİN DURDURU LM ASI İSTEM İ H AKKIND A VER İLEN K AR AR A İTİR AZ EDEN __________ (Davacı)

2-

: 1- Bedia SÖYLEMEZ 3-

Hüsamettin ÖZTÜRK 4-

Yasin DEMİRCİ

Mehmet Kahraman EFE

VEK İLİ ______________________________________ ___: Av.Muzaffer YILMAZ, Av.Senem YILMAZ Cinnah Cad. 17/15 Çankaya/ANKARA K AR ŞI T AR AF ________________________ (Davalı) : Ankara Büyükİehir Belediye Baİkanlİİİ

ANKARA VEK İLİ __________________________________________ : Av.Sibel ARZU VAROL (Aynİ Yerde) İSTEM İN Ö ZETİ __________________________________ : "Gölbaİİ Güneykent Kentsel Dönüİüm ve Geliİim Proje Alanİ" 1/5000 ölçekli sİnİr önerisinin onaylanmasİna iliİkin Belediye Meclisi'nin 15.11.2006 tarih ve 2749 sayİlİ kararİnİn iptali istemiyle açİlan davada, Ankara 14. İdare Mahkemesince verilen 06.04.2007 gün ve E:2007/147 sayİlİ yürütmenin durdurulmasİ isteminin reddi yolundaki kararİn kaldİrİlmasİ ve yürütmenin durdurulmasİ istenilmektedir.

TÜRK M İLLETİ AD IN A

Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesince iİin gereİi görüİülüp düİünüldü: Dava dosyasİnda mevcut bilgj ve belgelere göre, mahkemece yürütmenin durdurulmasİ istemi hakkİnda verilen kararda yasaya aykİrİlİk bulunmadİİİndan, itiraz isteminin 2577 sayİlİ İdari Yargİlama Usulü Kanunu'nun 27.maddesinin ö.fİkrasİ uyarİnca REDDİNE, 23.05.2007 tarihinde oybirliİiyle karar verildi.

B AŞK AN Rİfkİ ERGÜN

26643

ÜYE Sevgi TOPRAK

27049

ÜYE Halil KOÇ

3360

(19)

Referanslar

Benzer Belgeler

ifadesi yer almakta ise de mezkûr kavramının cümle içerisindeki yeri ve cümlenin akışı değerlendirilmeden tek başına kullanılması ve yapılan işleme dayanak

1- Zafer ARSLAN’a 48 BB 0071 plakalı özel toplu taşıma aracı ile 11.03.2020 tarihinde Akkaya- Menteşe hattında seferde iken yolculardan alınan nakit

(teknik alt yapı alanı) alapının konut alanına dönüştürüldüğü,yasal ve pratikteki tanımı ve içeriği nedeni ile genel kararlar üreten bir Nazım İmar Planında

Mamak Belediye Meclisi'nin 05.02.2007 tarih ve 133 sayılı kararı ile: dava konusu 619, 943, 1038, 557, 558, 559, 560, 561, 562, 563, 565 sayılı parsellerin olduğu yerin,

İSTEMİN ÖZETİ ________________ : Ankara İli Çankaya İlçesi Ziya Gökalp Caddesi Kolej Köprülü Kavşağına ilişkin alternatif 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve

İdare Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda, sosyal donatı alanlarının yetersizliği ve eşdeğer alan ayrılamaması gerekçeleriyle işlemin iptal edildiği görülmektedir (Ankara

kararı alınmış ve Danıştay 6. İdare Mahkemesi tarafından yaptırılan ikinci bilirkişi incelemesinde 5972 ada 6, 8, 9 sayılı parsellerin "Özel Eğitim

Dolayısıyla Büyükşehir Belediyesinin ilçe belediyesinin yetkisini kullandığı ve dolayısıyla 5216 sayılı kanunla kendisine verilen yetkisinin dışına