• Sonuç bulunamadı

BALIKESİRLİ BİR İSLAM ÂLİMİ İMAM BİRGİVÎ I. CİLT BALIKESİRLİ BİR İSLAM ÂLİMİ İMAM BİRGİVÎ I. CİLT EDİTÖRLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BALIKESİRLİ BİR İSLAM ÂLİMİ İMAM BİRGİVÎ I. CİLT BALIKESİRLİ BİR İSLAM ÂLİMİ İMAM BİRGİVÎ I. CİLT EDİTÖRLER"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BALIKESİRLİ BİR İSLAM ÂLİMİ

İMAM BİRGİVÎ

I. CİLT

EDİTÖRLER

Prof. Dr. Mehmet BAYYİĞİT Doç. Dr. Mehmet ÖZKAN Dr Öğr. Üyesi Ahmet Ali ÇANAKCI Dr. Öğr. Üyesi Asem Hamdy ABDELGHANY

BALIKESİR – 2019

(2)

İmam Birgivî’nin “Zuhrü’l-Müteehhilîn ve’n-Nisâ Fî Ta’rîfi’l- Ethâr ve’d-Dimâ” Adlı Risalesinin Fıkhi Yönden Karşılaştırmalı

İncelenmesi Orhan CANPOLAT

Özet

Osmanlı eğitim sistemi içinde önemli şahsiyetlerden ders alarak yetişmiş ve öğrenci yetiştirmiş olan imam Birgivî (929-81/1523-73) tefsir, hadis, fıkıh ve Arapça alanlarında birçok eser kaleme almıştır.

Tedris ve telif çalışmalarının yanı sıra irşat faaliyetlerinde de bulunmuş, ele almış olduğu birçok risale ve fetvalardan toplumda var olan sorunlara dikkat çekmiştir.

Fıkhi kimliği ön plana çıkan imam Birgivî, Arapça kaleme almış olduğu “Zuhrü’l-müteehhilîn ve’n-nisâ fî ta’rîfi’l-ethâri ve’d-dimâ”, adlı risalesinde kadınların özel halleri ile ilgili fıkhi problemleri göz ardı etmeyerek, bu risaleyi telif etmeyi gerekli gördüğü anlaşılmaktadır.

Risalede fakihlerin, Allah’a ve ahiret gününe iman eden kadın ve erkeklerin ilm-i hâli öğrenmelerinin farz olduğu konusunda ittifak ettiklerini, fakat kendi dönemlerinde bu ilmin terk edildiğini ifade etmiştir. Ayrıca Birgivî, kadınlık hallerine mahsus kanları bilmenin vacib olmasına rağmen bilmediklerini, yaşadığı dönemin insanlarının hayız, nifas ve istihazayı; temizliğin ve kanın sahihini ile fasidini ayırt edemediklerini belirtmiştir.

Aslında Birgivî, risalesinde dikkat çekmek istediği konu, selefin yapmış olduğu çalışmalarda hayız sorununa yeterince yer verilmediği ya da mevzunun zorluğundan dolayı yeterince anlaşılmadığıdır.

Bundan dolayıdır ki, risalesinde kadınların özel halleriyle ilgili kavramları kısa, akılda tutulması kolay ve birçok örneğe yer vermiştir.

Bu risale kadınların özel halleriyle ilgili ilk kez kaleme alınmış ilmihal tarzında bir eser niteliğindedir.

Anahtar Kelimeler: Birgivî, fıkıh, kadın, hayz, nifas, istihaze

Dr. Öğr. Üyesi, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, polatcan21@hotmail.com

(3)

A Comparative Study Of Imam Birgivī’s “Zuhru’l-Muteehhilin Ve’n-Nisafi Ta’rifi’l-Ethar Ve’d-Dima” In Terms Of Jurısprudence

Abstract

Imam-ı Birgivī (929-81/1523-73) who has been educated and educated by the students in the Ottoman education System, has written many works in the fields of tafsir, hadith, fiqh and Arabic. In addition to education and copyright studies, he has also been involved in publicity activities, drawing attention to the many problems and fatwas that he has dealt with.

The Imam Birgivī, whose fiqh identity comes to the fore, appears to have deemed it necessary to render this copy of the documentary in the

“Zuhrü’l-müteehhilîn ve’n-nisâ fî ta’rîfi’l-ethâri ve’d-dimâ” hall pamphlet which he wrote in Arabic.

In the resolution, the faith of God and the last day of men and women who believe in the right of ilm-i learning that the alliance is supposed to be, but in their own time this science has been abandoned. In addition, Birgivī, knowing the blood of femininity, but not knowing the blood of vacib, the people of the period of his life, nifas and diagnostic; stated that they could not differentiate between the cleanness and the corrupt of the blood. In fact Birgivī wants to draw attention to his treatise on the subject that the work of the predecessor has not been sufficiently addressed to the problem of the problem or is not sufficiently understood due to the difficulty of the subject.

Therefore, the concepts of women's special issues are short, easy to remember and have included many examples.

This study is a work of education science jurisprudence which was first written about the special cases of women.

Keywords: Birgivī, fiqh, woman, menstruation, puerperium, Istihaadah

(4)

Giriş

İslam hukukçuları, Allah’a ve ahiret gününe iman eden kadın ve erkeklerin ilm-i hâli öğrenmelerinin farz olduğunu ifade etmişlerdir.

Ergenlik dönemi ile başlayan bu farziyet, sadece kadınlarla sınırlı olmayıp; evli kadınların eşlerini de kapsamaktadır. İmam Birgivî’de konunun ehemmiyetinden olsa gerek, risalesinde kadınların özel halleriyle ilgili konuları ele alarak, hem yanlış bilginin izalesini hem de doğru bilginin ikamesini sağlamaya çalışmıştır.

İmam Birgivî hanımların özel halleriyle ilgili var olan sorunun toplum tarafından ihmal edildiğini, kadınların hayzı, nifası, istihazeyi, temiz kan ve fasid kan arasında dahi ayırım yapamadıklarını dile getirmiştir. Bu konuyla ilgili telif edilen eserlerin anlaşılması zor ve ihtilaflı bilgileri içerdiğinden dolayı halk tarafından yeterinde anlaşılmamıştır. Bunun üzerine ihtilaflara değinmeden, önem arz etmeyen konulara girmeden, fetva için lazım olan sahih görüşleri akılda tutacak şekilde, anlaşılması kolay bir risale tasnif etmek istediğini beyan etmiştir.

Risalede ilk göze çarpan ilmi bir üslubun hâkim olmasıdır. Arap dilini yerli yerinde güzel kullanarak hazırlamıştır. Eserinde hanımların halleriyle ilgili birçok misal vermiştir.

Daha sonra bu risale İbn Âbidin (1252/1836) tarafından “Menhelü’l- varidin min bihari’l-feyzi ala zuhri’l-müteehhilin fi mesaili’l-hayz”, adıyla şerhi yapılmıştır. Bilahare Haluk Halitoğlu tarafından tercüme (2016) edilerek Türkçeye kazandırılmıştır.

Bu tebliğde “Zuhrü’l-müteehhilîn ve’n-nisâ fî ta’rîfi’l-ethâri ve’d- dimâ”, adlı eserini mezheplerin görüşleri ile birlikte inceleyerek, mukayeseli açıklamaya çalışacağız. Tebliğ içeriğinin hanımların özel halleriyle sınırlı tutulacak olması nedeniyle fetva ve misaller dar kapsamda ele alınacak, kavramlarla ilgili fıkıh mezheplerinin görüşleri mukayeseli verilecektir.

(5)

RİSALENİN KONUSU VE MUHTEVASI

Risale hanımlara ait özel halleri konu edinmektedir. Nitekim risalenin hemen girişinde; Allah’a ve ahiret gününe iman eden kadın ve erkeklerin, hanımlara mahsus kanlar bilmenin kendilerine, zevcelerine ve velilerine farz olduğunu ifade etmiştir.

Risalede sistematik bölümleme yapılmıştır. Konuyu risalede geçen mukaddime ve fasıllardaki ana başlıklar altında ele alacağız.

Daha önceki çalışmalardan farklı olarak risaleyi telif etmesinin nedeninden sonra mukaddimenin iki kısımdan oluştuğunu;

Birinci kısımda, risalede geçen “lafızların/kavramların tefsirine” yer vermiştir. (Hayz, nifas, İstihaze, sahih kan, mutlak temizlik, sahih temizlik, fasid temizlik, tam temizlik ve eksik temizlik),

İkinci kısımda Hanımlara mahsus haller ile ilgili “usul ve külli kaideleri” (Hayzın, nifasın ve temizliğin en az ve en çok müddeti) açıklamıştır.

Daha sonra konuları altı fasıl altında vermiştir.

Birinci Fasıl: Üç kanın başlangıç ve sonunun tespiti İkinci Fasıl: Mübtedi ve mu’tade

Üçüncü Fasıl: Kanın kesilmesi

Dördüncü Fasıl: Kanın -Normal Süreyi Aşarak- Devam Etmesinin Hükmü

Tenbih: İstihaze denilen fasid kan 7 çeşittir

Beşinci Fasıl: (Mudille) Adet günlerini unutma (Hayz, nifas ve temiz kaldığı günler)

Altıncı Fasıl: Mezkûr kanların -Hayz, nifas ve istihaze- hükümleri RİSALENİN FIKHİ YÖNDEN MUKAYESELİ İNCELENMESİ İmam Birgivî eserinde mukaddimeyi iki kısma ayırmıştır:

Birinci kısım: Kadınlar tarafından iyi anlaşılması için risalede geçen ve önem arz eden lafızların tefsiri.

(6)

İkinci kısım: “Hanımlara mahsus haller ile ilgili “usul ve külli kaideler’i”, diğer bir ifadeyle hayzın, nifasın ve temizliğin en az ve en çok müddeti.

2.1. Risalede geçen lafızların anlamı

İmam Birgivî bazı terim anlamlarını çok kısa olarak vermesinden dolayı, konuyla ilgili bazı fıkıh kitaplarından istifade etme ihtiyacı hissettik.

Sağlıklı kadınların ergenlik süreci ile başlayan hayz (adet/ay hali), nifas (lohusalık) ve istihaze (özürlülük kanı) olmak üzere üç özel halleri bulunmaktadır.

Hayz: Ergenlik dönemine giren sağlıklı bir kadının rahminden bir hastalık veya doğum olmaksızın ayın belli günlerinde ve belli süre zarfında gelen kan demektir.1

Nifas: Doğum akabinde, sağlıklı rahimden gelen kana denir.2

İstihaze: Buna fasid kan da denir. Kadınların hayz/adet ve lohusalık dışında, rahmin iç damarlarındaki bir hastalık veya yapısal bir bozukluk nedeniyle gelen kandır.

Sahih kan: Hayzda ve nifasın akabinde görülen kandır.

Mutlak temizlik: Hayz ve nifas olmadığı dönemlerdir.

Sahih temizlik: İki hayz arasındaki temizlik halidir.-Başında, ortasında ve sonunda- başka bir kanında karışmaması şartıyla iki sahih kan arasında, en az 15 gün3 içinde hiç kan gelmemesi durumudur.

Fasid temizlik: Sahih temizliğin şartlarından birini taşımayan, yanı on beş günden az olan veya kendisine kan karışan veyahut da iki sahih kan arasında bulunmayan temizliğe denir. Sahih temizliğin aksi durumudur.4

1 Yunus Vehbi Yavuz, “Hayız”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. (İstanbul:

Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1998) 17:51-53

2 Alâeddin Ebû b.Mes’ûd el-Kâsânî, Bedaiu’s-sanâ’i fi tertibi’ş-şerai’, 2. Baskı (Beyrut:

Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, 2003/1424), 1:292.

3 İbn Abidin, 15 gün ve fazla olması gerektiğini; şayet 15 günden az olursa fasid temizlik olacağını belirtmiştir. (Muhammed Emin İbn Abidin el-Hüseyn, Mecmu’atu’r-resail (Suriye: Tebea’hu metbea’te’l-mea’rif, 1312), 1:75)

4 İbn Abidin iki sahih kan arasında gerçekleşmemesi veya başka kanın karışması ya da 15 günden az olması durumunda sahih olanın aksi fasid temizlik olur. (İbn Abidin,

(7)

Tam temizlik: 15 gün ve daha fazla süren temizlik halidir.

Eksik/Nakıs temizlik: Temizlik halinin 15 günden az olmasıdır.5 Mu’tade: -Ergenlikten sonra-6 sahih kan veya sahih temizlik ya da bunlardan birisini gören kadındır.

Mübtedi: İlk kez hayz veya nifas olan kadındır.

Mudille: Kaybeden ve mütehayyire de denir. Âdetini unutan kadındır.

2.2. Hanımlara mahsus haller ile ilgili “usul ve külli kaideler İmam Birgivî, mukaddimenin ikinci kısmında, hanımlara mahsus hallerle ilgili “usul ve külli kaideler’i”, diğer bir ifadeyle, üç kanın başlangıç ve sonuyla, temizliğin en az ve en uzun sürelerinden söz etmektedir. Bu konuyu diğer mezheplerin görüşleriyle mukayeseli olarak değerlendireceğiz.

2.2.1. Hayzın süresi

Mezhepler, hayzın en az süresi konusunda üç farklı görüşe ayrılmıştır:

Birinci görüş: Hanefi mezhebine göre, hayzın en az süresi geceli gündüzlü üç gündür. Üç gün sürekli akması şart değildir.7 İmamdan nakledilen bir rivayete göre üç gün iki gece, Ebu Yusuf’a göre, en az süresi iki gün, azami üç gündür.8

İkinci görüş: Maliki ve Zahiri mezheplerinin görüşüne göre, hayzın en az süresiyle ilgili konulan bir sınırlama yoktur.

Üçüncü görüş: Şafii ve Hanbelilere göre, en az süresi bir gün, bir gecedir.

Hayzın en uzun süresiyle ilgili mezheplerin görüşleri;

Hanefi mezhebine göre.

5 İbn Abidin bunu fasid temizliğin bir çeşidi olarak görmüştür. (İbn Abidin, Mecmu’atu resail, 76)

6 İbn Abidin, Mecmu’atu resail, 76.

7 Muhammed b. Pir Ali Birgivî, Zuhrü’l-müteehhilîn ve’n-nisâ fî ta’rîfi’l-ethâri ve’d- dimâ. ricasdb.ioc.u-tokyo.ac.jp/ Mektebetu’l-Mustafa el-elektroniyye,” www.al- mostafa.com-ةهههبتكمىفطهههصملا - 071005”, erişim: 18.Kasım.2018, https://www.al- mostafa.com/disp.php?page=071005.

8 el-Kâsânî, Bedaiu’s-sanâ’i, 1: 289.; Abdullah b. Mahmud el-Mevsili, el-İhtiyar li’ta’lil’l-

(8)

Birgivî, hayzın en uzun süresinin geceli gündüzlü 10 gün olduğunu belirtmiştir. Zikredilen günlerden az veya çok olması durumunda bu hayz kanı değil9, istihaze kanı hükmünü alır.10

İmam Birgivî, hayzın en az ve en uzun süresiyle ilgili değerlendirmede bulunurken mezhebin delillerine müracaat etmeden, mezhep içindeki muhtar görüşü esas aldığı anlaşılmıştır.11 Mezhebin klasik kaynakları hayzın en az ve en fazla süresini belirlerken, zayıf olarak nitelendirilen bir hadisi12 delil göstermişlerdir.

Maliki mezhebine göre hayzın en uzun süresi kadından kadına değişebilir.

1-Mübtedie (adet kanını ilk olarak gören kadındır): Mezhep içi nakledilen bazı rivayetlerde üç gün bekleyeceğini, eğer devam ederse istihaze kanı olarak kabul edilir. Fakat meşhur görüşe göre, bu istihaze kanı değildir. Bu durumda azami on beş gün bekler.13

2- Mu’tade, sahih kan veya adet halini gören kadındır. Diğer adet günlerine göre değerlendirilir, eğer kan kesilirse yıkanır ve namazını kılar. Bu süre daha az olabileceği gibi uzayabilir de, eğer on beş günden fazla devam ederse istihaze kanı hükmünü alır.

3- Muhtalita: Temizlenemeyen kadındır. Bir veya birkaç gün kan görür sonra kesilir, akabinde bu hal tekrarlanarak devam eder. Bunlarında azami süreleri 15 gündür.

4- Hamile olan kadınlar: Hamileliğin başlangıcından iki ay sonrası için hayzın azami süresi yirmi gün, altı ay ve sonrası durumunda ise otuz gün takdir edilmiştir.

9 Birgivî , Zuhrü’l-müteehhilîn.

10 Mevsili, el-İhtiyar, 1: 99.

11 Birgivî, Zuhrü’l-müteehhilîn.; İbn Abidin, Mecmu’atu’r-resail, 76-77.

12 Darekutni’nin naklettiği hadise göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Bakire kız ve dul kadınların en az hayz süresi üç gün, en uzun süreleriyse on gündür.

Sünen Darekutni, Kitabu’l-Hayz, 60,61. (Ali b. Ömer Darekutni, Sünenu’d-Darekutni, (Beyrut: Daru İbn Hazım, 2011), 182.

13 Ebu Ömer en-Nımri, el-Kâfi fi fıkhi ehli’l-Medineti’l-Maliki, (Beyrut: Daru’l-kutubi’l- ilmiyye, 1992), 32.; Ahmed b.Muhammed ed-Derdiri, Ekrebu’l-mesaliki li mezhebi’l- imam Malik, (Kanu-Nicerya: Mektebeti Eyyub, 2000/1420), 12.; Muhammed Sukhal el- Muccaci, el-Muhezzeb mine’l-fıkhi’l-Maliki ve edilletihi, (Dımaşk, Cezair: Daru’l-

(9)

Şafii ve Hanbelilere göre genel olarak altı veya yedi gün olmasıyla birlikte, en fazla süresi 15 gün olarak değerlendirmişlerdir.14

Mezheplerin hayzla ilgili ileri sürdükleri delilleri incelediğimizde şu sonuca ulaştık:

Anlaşıldığı kadarıyla İmam Birgivî yaşadığı dönemde kadınlara mahsus hallerle ilgili bazı problemlere çare bulmaya çalışmıştır. Nitekim fakihin görevi, toplumun karşılaştığı sorunları çözmeye uğraşmaktır.

Maliki mezhebinin, hayzın en uzun süresiyle kadından kadına değişebileceğini ileri sürerek bununla ilgili yapmış oldukları taksimat dikkate değer buluyoruz.

Bununla birlikte hayzın en kısa ve en uzun süreleriyle ilgili kesin nas bulunmamaktadır. Ayrıca hayz/adet günleriyle ilgili ileri sürülen delillerin, hayzla ilgili olmadığı sonucuna vardık. Çünkü hayzın süresi her kadın için farklı olabilmektedir. Bu durum fiziki yapıya, soya çekme ve iklimsel şartlara göre kişiden kişiye değişebilir.

2.2.2. Nifasın süresi

Nifasın asgari, azami ve genel kabul gören süreleri vardır.

İmam Birgivî nifasın en az süresi için bir sınır bulunmadığını, doğumun akabinde kan gelse ve kısa bir süre sonra kesilirse gusledip namazını kılabileceğini ifade etmiştir. Bu mezhebin muhtar görüşüdür.15 Şafii hukukçuları nifasın en az süresi konusunda Hanefi mezhebiyle benzer düşünceye sahiptirler.16

Nifasın en uzun süresi ise, Hanefi ve Hanbeli mezhebi nifasın en uzun süresi konusunda ittifak etmişlerdir. Her iki mezhebe göre kırk gündür.

Hareki birçok ilim ehlinin de bu görüşte olduğunu zikretmiştir.17 Eğer kırk günü aşarsa istihaze kanı olduğuna hükmedilir.18

14 Takiyuddin el-Husni, Kifayetu’l-ahyar fi halli ğayeti’l-ihtisar, (Katar), 1: 144.; Mustafa el-Hın, v.dğr., el-Fıkhu’l-menheci ala mezhebi’l-imami’ş-Şafii, 4. Baskı (Dımaşk:

Daru’l-Kalem, 1992/1413), 1: 78.; Mansur b.Yunus el-Behuti, Keşşafu’l-kina’i an metni’l-ikna’, thk. İbrahim Ahmed Abdülhamid (Riyad: Dar alemi’l-kutub, 2003/1423), 1: 240.

15 Kâsâni, Bedâi'u's-sanâi', 1: 293.

16 Takiyuddin, Kifayetu’l-ahyar, 1: 146.

17 Nuruddin Ebu Ali b. Osman ed-Derir, el-Vadihu fi şerhi muhteseri’l-Hareki, thk.

Abdülmelik b.Abdullah (Beyrut: Dar Hıdır, 2000/1421), 1: 159.

18 Mevsili, el-İhtiyar, 1: 100.; Derir, Muhteseri’l-Hareki, 1: 159.; Birgivî, Zuhru’l-

(10)

Birgivî, iki nifas arası -temizlik- en az altı ay olacağını zikretmiştir.

İmam Muhammed ve Züfer’e göre eğer iki doğum arası altı aydan daha az ise, ikincisi nifas olarak değerlendirilmez.19

Maliki ve Şafii mezhebi, her ne kadar nifasın en uzun süresinin altmış gün olduğunu ifade etseler de, yaygın kanaatleri kırk gün olduğu yönündedir.20 Evza’i ve Ata’nın da nifasın azami iki ay olduğu görüşündedirler.21

Bu konuda nakledilen rivayetler zayıf olmakla birlikte genel kabul görmüştür. Bütün kadınların nifas süresi bir-iki kadının nifas süresiyle örtüşmez. Sürenin uzun veya kısa olması kadının tabiatı ve psikolojisiyle ilgili olduğunu söyleyebiliriz.

2.2.3. İstihaze kanı

Hayz ve nifas günleri dışında hastalık sebebiyle görülen kan, istihaze kanıdır. Buna özür kanı da denir.

İstihaze olan kadınlarla ilgili hükümler: Hanefi hukukçulara göre yaradan sürekli kan akması gibidir. Nakledilen rivayetlere göre, hayz ve nifas olanlara yasaklanan ibadet ve fiiller, istihaze olan kadınlara yasak değildir, ibadetlerini yerine getirebilirler. Cumhura göre istihaze kanı gören kadın, kanın akmasını önlemek için fercini yıkadıktan sonra kürsüf (pamuk, bez) koyduktan sonra her vakit için abdest alır, namazını kılabilir, diğer ibadetlerini yerine getirebilir ve eşiyle birlikte olabilir.22 Ancak bazı hukukçuları eşiyle birlikte olmasını kerahetle birlikte kabul etmişlerdir. Bazı âlimlere göre erkek zina etme korkusu taşıyorsa eşiyle birlikte olabilir, eğer zina etme endişesi taşımıyorsa eşiyle cinsel birlikteliği haramdır.23 Gördüğümüz kadarıyla fakihler kadının sağlığını dikkate alarak bu hükümlere varmışlardır.

Birgivî’nin risalesinde kaleme almış olduğu altı fasıl şunlardır:

BİRİNCİ FASIL

19 Mevsili, el-İhtiyar, 1: 100.

20 Husni, Kifayetu’l-ahyar, 1: 146.

21 Derir, Muhteseri’l-Hareki, 1: 160.

22 Mevsili, el-İhtiyar, 1: 99.; Muhammed b.Muhammed Şankiti, Şerhu zadu’l-müstenki’ fi ihtisari’l-Mukni’ (Kitabu’t-Tahara), (Riyad: Riasetu’l-Amme lil buhusi’l-ilmiyye ve’l- ifta, 2007/1428), 437.

(11)

İmam Birvî bu fasıl altında kadınlara ait özel hallerin başlangıcı ve bitişi ile “kürsüf” konularına değinmiştir.

Üç kanın başlangıç ve sonunun tespiti

İmam Birgivî bu fasılda hanımların özel halleri döneminde kanın başlangıcı ve sonlanmasının nasıl belirleneceğinden söz etmektedir.

Kanın başlangıcı fercin dâhilinden çıkmasıyla gerçekleşir. Kanın akmasına mani olursa hayz olmaz, abdesti bozulmaz. Fakat kan gördükten sonrada mani olmak istese dahi hayz ve nifas devam eder, istihaze ise devam etmez.

Kadın doğum yaptıktan sonra kan görmese dahi yıkanması gerekir.

Şayet normal yollardan değil de sezeryan ile doğum yaparsa ve rahimden kan gelirse nifas olmuş olur, kan gelmezse nifas olmaz.

Kürsüf

Pamuk anlamına gelir. Günümüzde buna adet bezi, hazır pet veya tampon denir. Bakire olan bayanlar sadece hayz döneminde, evli olan kadınlarsa her zaman kullanabilirler. Fercin dâhiline konulması mekruhtur. Kürsüfe güzel koku sürülmesi sünnettir. Temizlik döneminde olan bir kadın gece koymuş olduğu kürsüf üzerinde kan görse, gördüğü andan itibaren hayzlı sayılır. Hayz veya nifas döneminde olan bir kadın sabah kalktığında gece koymuş olduğu kürsüfün üzerinde beyaz, şeffaf akıntı görse temiz sayılır.24

İKİNCİ FASIL: MÜBTEDİ VE MU’TADE

Yaygın olan kanaat mübtedie’nin genellikle dokuz yaşından itibaren kan görmeye başladığıdır.

İmam Birgivî, mübtedie müddetinin hayz için on, nifas için kırk gün olduğunu söyleyerek mezhebinin muhtar görüşünü tercih etmiştir.25 Sonrada mübtedi için örnek uygulamaları vermiştir. Mesela, mübtedi bir saat kan, sonra 14 gün temizlik görse, sonra tekrar bir saat kan görmüş olsa başlangıçtan itibaren 10 gün hayz kabul edilir. Mesela, 10 günden sonra gusleder ramazan ayındaysa oruçlarını kaza eder.

24 Birgivî, Zuhrü’l-müte’ehhilîn.; İbn Abidin, Mecmu’atu’r-resail, 1: 84; Mevsili, el- İhtiyar 1: 100.

25 Ebu’l-Berkat en-Nesefi, Kenzu’d-dekaik, thk. Said Bektaş (el-Medinetu’l-Münevvere, Beyrut: Daru’s-Sirac, Daru’l-beşairi’l-İslamiyye, 2011/1432), 150 ; Birgivî , Zuhrü’l-

(12)

Maliki mezhebine göre, eğer mübtedie kan görürse namazı bırakır ve 15 gün bekler. Bu süre içerisinde kan kesilirse ve tekrar kan görürse hayz kanı olarak kabul edilir. Ancak 15 gün süresini aşarsa fasid kan, diğer bir ifadeyle istihaze kanı olabilir.26

Birgivî’nin nifasla ilgili göstermiş olduğu örnekler ise şunlardır: Eğer doğumunun akabinde kan kesilse ve sonra kırk günü sonunda kan görse, kırk günün tamamının nifas olduğuna hükmedilir.27 Çünkü Hanefi mezhebi lohusalıkta tevakkuf (kesinti) kabul etmez; fetva bu yöndedir.

Başta ve ortada kanın görülmesi peş peşe gelen kan olarak kabul edilir.

Ayrıca Hanefi ve Hanbeliler hamile kadın hayz olmaz görüşüne sahiptirler. Fakat akarsa bu istihaze kanıdır.28

Mu’tade, sahih kan veya adet halini gören kadındır. Hayz ve nifas günlerini aşarsa istihaze kabul edilir, eğer kan kesilirse yıkanır ve namazını kılar.

İmam Birgivî daha sonra alışılmış yöntemlerin dışına çıkarak bu konuyla ilgili tafsili şekilde birçok misal vermiştir.29

ÜÇÜNCÜ FASIL: KANIN KESİLMESİ

İmam Birgivî, bu fasıl altında hayz ve nifas kanının kesilmesine, kesildikten sonra neler yapması gerektiğini açıklamıştır.

Hanefi mezhebine göre hayz ve nifasın azami sürelerinden sonra kan kesilirse kadının temizlendiğine hükmedilir. Diğer mezheplerin aksine Ebu Hanife’ye göre hayz kanı kesildikten sonra gusletmeden eşiyle birlikte bulunması caizidir. Ancak cinsel ilişkinin gusülden sonraya bırakılması müstehaptır. Hanefi dışındaki diğer mezhepler, ilişkinin helal olması için kanın kesilmesi ve yıkanmanın gerektiği görüşündedirler.30 Farz namazları vaktinde “Allah” diyecek kadar vakit varsa o vaktin namazını kaza etmesi gerekir. Eğer ramazan ayında fecirden önce kan kesilirse, oruç tutar ve kılmadığı yatsı namazını kaza etmesi vacip hal gelir.31

26 Ebu Ömer Yusuf b. Abdullah Abdülber en-Nımri, el-Kâfi fi fıkhi ehli’l-Medineti’l- Maliki, (Riyad: Mektebetu’r-Riyad el-Hadise, 1978/1398), 187.

27 Birgivî, Zuhrü’l-müte’ehhilîn.

28 Kâsâni, Bedâi'u's-sanâi', 1: 298.; Behuti, Keşşafu’l-kina’, 1: 240.

29 Birgivî, Zuhrü’l-müte’ehhilîn.

30 Derir, Muhteseri’l-Hareki, 1: 156.; İbn Abidin, Mecmu’atu’r-resail, 1: 90.; Birgivî, Zuhrü’l-müte’ehhilîn.

(13)

İmam Birgivî bununla ilgili birçok misal getirerek, konunun kadınlar tarafından daha iyi anlaşılmasına yardımcı olduğu görülmüştür.

DÖRDÜNCÜ FASIL: KANIN -NORMAL SÜREYİ AŞARAK- DEVAM ETMESİNİN HÜKMÜ

İmam Birgivî devam eden kan ile ilgili şu değerlendirmeleri yapmıştır: İstimrardan kasıt kanın devam etmesidir. İki kan arasında 15 günden az temizlik olduğunda istimrar, yani devam eden kan olarak kabul edilir. Hanbeliler dışında cumhura göre iki hayz arasındaki temizliğin en az süresi 15 gündür.32 Hanbeli mezhebi hayzın en uzun süresine kıyas ederek, asgari temizlik süresini 13 gün olarak tespit etmişlerdir.33 İki hayz arasında azami temizlik süresiyle ilgili bir sınırlama getirilmemiştir.

Yine Birgivî mu’tade, mübtedi ve mürahika (ergenlik öncesi dönem) dönemi bayanların sahih kan ve temizlik müddetinden sonra tekrar kan görmelerini ele alarak örneklerle değerlendirir.34

Daha sonra -İmam Birgivî- hayz ve nifasla ilgili örnekler verdikten sonra istihaze denilen fasid kanın çeşitlerini sıralamıştır.35

BEŞİNCİ FASIL: (MUDİLLE) ADET GÜNLERİNİ UNUTAN KADIN (HAYZ, NİFAS VE TEMİZ KALDIĞI GÜNLER)

İmam Birgivî bu durumda kadınların hayz, nifas ve temizlik sürelerinin gün ve zamanlarını çok iyi ezberlemelerinin vacib olduğunu ifade etmiştir. Daha sonra hanımların en çok karşılaşmış olduğu problemlere değinerek şu misallerle açıklamaya çalışmıştır:

a. Kanı devam eden adet günlerini unutan kadına (mudilleye) yasak olan ibadet ve fiiller.

b. Kanı devam eden, adet günlerini unutan kadının ibadetleri.

Birgivî bununla şu iki örneği göstermiştir:

1-Eğer temizlik ile hayzın başlaması arasında tereddüt ederse her namaz vakti için abdest alarak namaz kılar.

32 Nesefi, Kenzu’d-dekaik, 150.; Husni, Kifayetu’l-ahyar, 1: 146.

33 Derir, Muhteseri’l-Hareki, 1: 145.

34 Birgivî , Zuhrü’l-müte’ehhilîn.

(14)

2- Ramazan ayında asla yemez. Çünkü her gün temiz olma ihtimali bulunmaktadır.

c. Kanı devam eden, hayz ile temizlik günlerini unutan kadının ramazan orucu.

d. Kanı devam eden, hayz ile temizlik günlerinin sayısını hatırlayıp, yerini unutan mudillenin ramazan orucu.

e. Kanı devam eden, hayz günlerinin sayısını hatırlayıp, temizlik günlerinin sayısını unutan kadının (mudillenin) ramazan orucu.

f. Mudillenin katl ve oruç kefareti.

g. Mudillenin yemin kefareti.

h. Mudille olmadan önceki ramazan orucunun kazası.

i. Mudilleye ric’i talak verilmesi.

j. Hass unutmanın hükmü:

1. Âdetini zaman/mekân olarak unutmanın hükmü.

2. Hayz âdetinin gün sayısını unutmanın hükmü.

k. Hayz ve nifas adetini unutan kadının orucu.

m. Mudillenin düşük yapması.

İmam Birgivî risalesinde her biri başlı başına araştırma konusu olabilecek bu başlıklara uygulamalı misaller vererek kadınların karşılaşabilecekleri problemlere çözüm yolları sunmuştur.

ALTINCI FASIL: MEZKÛR KANLARIN -HAYZ, NİFAS VE İSTİHAZE- HÜKÜMLERİ

Birgivî bu fasıl altında hayz, nifas arasındaki müşterek ve farklı noktaları detaylandırarak açıklamıştır. Akabindeyse istihazeyi, burundan kan akması gibi küçük hades (abdestsiz olma hali) olarak nitelendirmiştir. Ayrıca bunlara ilave olarak, cünüp ve abdestsiz olma durumları hakkında, yapılıp yapılmaması gereken davranışlara değinmiştir.

SONUÇ

XVI. yüzyılın büyük âlimlerinden İmam Birgivî, İslam ilimlerinin hemen her sahasında eser telif etmiş çok yönlü birisiydi. Kaleme almış olduğu şerh, haşiye ve risalelerden onun fıkıhçı kimliği öne çıkmıştır.

(15)

Özellikle Müslümanların günlük hayatlarında ihtiyaç duydukları ilmihal bilgilerine yer vererek var olan problemleri çözmeye çalışmıştır.

Birgivî telif ettiği “Zuhrü’l-müteehhilîn ve’n-nisâ fî ta’rîfi’l-ethâri ve’d-dimâ”, adlı risalesinde daha önce hanımların özel halleriyle ilgili konulara yeterince yer verilmediğini, kadınların hayz, nifas, istihaze, temiz kan ve fasid kan arasında ayırım yapamadıklarını ifade etmiştir.

Bunun üzerine Hanefi mezhebinin muhtar görüşünü alarak, ihtilaflara değinmeden, önem arz etmeyen meselelere girmeden, akılda kolayca tutulacak ve anlaşılması kolay bu eserini tasnif etmiştir.

Risaleyi en farklı kılan özelliklerinden biriside, çokça misal sunmasıdır. Hayz ve nifas arasındaki müşterek ve farklı noktaları basit bir şekilde tanıtmasıdır. Hanımların özel hallerinde yapıp yapmamaları gereken ibadet ve fiilleri örneklemelerle, anlaşılması kolay bir üslup ile göstermesidir.

Diğer mezheplerin bu konudaki fıkhi görüşlerini mukayeseli olarak vermemizin nedeni, kadınların özel halleriyle ilgili farklı görüşleri serdederek, bu görüşlerden istifade etmek ve kadınlık hallerinin kadından kadına değişebileceğini de göstermektir.

(16)

KAYNAKÇA

Behuti, Mansur b.Yunus. Keşşafu’l-kina’ an metni’l-ikna’. thk.

İbrahim Ahmed Abdülhamid. Özel baskı. Riyad: Daru alemi’l-Kutub, 2003/1423.

Birgivî, Muhammed b. Pir Ali. Zuhrü’l-müteehhilîn ve’n-nisâ fî ta’rîfi’l-ethâri ve’d-dimâ. ricasdb.ioc.u-tokyo.ac.jp/ Mektebetu’l-Mustafa el-elektroniyye,” www.al-mostafa.com-ةبتكمىفطصملا -071005”, erişim:

18.Kasım.2018, https://www.al-mostafa.com/disp.php?page=071005.

Derdiri, Ahmed b.Muhammed, Ekrebu’l-mesaliki li mezhebi’l-imam Malik. Kanu-Nicerya: Mektebeti Eyyub, 2000/1420.

Darekutni, Ali b. Ömer. Sünenu’d-Darekutni. Beyrut: Daru İbn Hazım, 2011.

Derir, Nureddin Ebu Ali. el-Vadihu fi şerhi muhteseri’l-Hareki. thk.

Abdülmelik b.Abdullah. Beyrut: Daru Hıdır, 2000.

Hın, Mustafa. El-Buğa, Mustafa. Eş-Şurbeci, Ali. el-Fıkhu’l-menheci ala mezhebi’l-imami’ş-Şafii. 4. Baskı. 8 Cilt. Dımaşk: Daru’l-Kalem, 1992/1413.

Husni, Takiyuddin. Kifayetu’l-ahyar fi halli ğayeti’l-ihtisar. Katar.

İbn Abidin, Muhammed Emin. Mecmu’atu’r-resail. 2 Cilt. Suriye:

Tebea’hu metbea’te’l-mea’rif, 1312.

Kâsânî, Alâeddin Ebû b.Mes’ûd. Bedaiu’s-sanâ’i fi tertibi’ş-şerai’. 2.

Baskı. 10 Cilt. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-ilmiyye, 2003/1424.

Mevsili, Abdullah b. Mahmud. el-İhtiyar li’ta’lil’l-muhtar. Daru’l- Fikri’l-Arabi.

Muccaci, Muhammed Sukhal. el-Muhezzeb mine’l-fıkhi’l-Maliki ve edilletihi. Dımaşk - Cezair: Daru’l-Kalem - Daru’l-Vai’, 2010/1431.

Nesefi, Ebu’l-Berkat. Kenzu’d-dekaik. thk.Said Bektaş. Medine Münevvere - Beyrut: Daru’s-Sirac - Daru’l-beşairi’l-İslamiyye, 2011/1432.

Nımri, Ebu Ömer Yusuf b. Abdullah Abdülber. el-Kâfi fi fıkhi ehli’l- Medineti’l-Maliki. 2.Baskı. Beyrut: Daru’l-kutubi’l-ilmiyye, 1992/1413.

(17)

Şankiti, Muhammed b.Muhammed. Şerhu zadu’l-müstenki’ fi ihtisari’l-Mukni’ (Kitabu’t-Tahara). Riyad: Riasetu’l-Amme lil buhusi’l- ilmiyye ve’l-ifta, 2007.

Yavuz, Yunus Vehbi. “Hayız”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 17:51-53. İstanbul. TDV Yayınları, 1998.

Referanslar

Benzer Belgeler

ġimdi, Sayın Bakanımız “yerel yönetimlerin gelirlerini düzenleyen yasa Belediye Gelirleri Yasasıdır ve biz bu konuda çalıĢma yapıyoruz, yürütüyoruz, onu ayrıca

Fakat iyi kimseler öyle kimselerdir ki, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman edip; yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa,

Orta yolun erdemlerin göstergesi olduğunu belirten Birgivi bir yaşam tarzının ancak orta yol ile sağlanabileceğini belirterek ahlâk ilmiyle olan ilişkisini de

1- Lâleli 250: 21 satırlık 19 varaktan oluşan nüsha, içerisinde kıraat ve mushaf ilmine dair 3 ayrı risale barındıran bir mecmua niteliğindedir. Taʿlik hattıyla

Kimlik Kartı veya geçerlilik süresi dolmamış pasaportları ile şahsen başvurarak ücreti karşılığında yeni şifrelerini edinebileceklerdir (Nüfus cüzdanı veya

olduğunu sezen Tapdık Emre kötü ağızları susturmak için kızını Yunus Emre’ye vermek istedi.. Lütuf reddedilir

Anadolu’da bilinen en eski insan kalıntılarının yanı sıra mağarada ortaya çıkarılan taşınabilir sanat ürünleri Anadolu sanatının ilk ürünleridir.... binde Buzul

200 kişilik yaş pasta (Her bir masaya 10 tabak olarak her tabakta 1 dilim olacak şekilde dağıtılacaktır.) 200 kişilik meşrubat (Her bir masaya her biri 1 lt olacak şekilde