• Sonuç bulunamadı

Y. Müh. Mimar ARİF HİKMET HOLTAY

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Y. Müh. Mimar ARİF HİKMET HOLTAY "

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K a y ı p l a r ı m ı z :

Y. Müh. Mimar ARİF HİKMET HOLTAY

1896 - 1968

Arif Hikmet Holtay Ergani'de doğdu.

Babası Mühendis İlyas Beydir. İlk öğreni- mini Hayfa'da Alman okulunda, orta öğre- nimini Vefa Lisesinde ve Stuttgart'da yaptı.

Stuttgart Y. Teknik Okulunu 1927 de bitirdi.

1930 - 1961 tarihine kadar D. G. S. Akade- misi Y. Mimarlık Bölümümüz atölye ve bina bilgisi öğretim üyeliğini yaptı. Yaş haddi se- bebiyle emekliye ayrılıncaya kadar birçok meziyetlerini takdir ettiğimiz Y. Mimarlar yetiştirdi. İyi bir insan, verimli bir hoca, değerli bir sanatçı idi. Bir sene kadar süren bir hastalık sonunda tedavi için gittiği Al- manya'da vefat ederek orada gömüldü. Anı- ları daima aramızda yaşayacak olan Arif Hikmet hocayı saygı ile anarız.

• Mimar Âdil DENKTAŞ, D.G.S.A.

18 Kasım 1968 tarihinde kısa bir has- talığı müteakip vefat etmiştir. G. S. Akade misinden 1925 yılında mezun olan Adil DENKTAŞ hakkında gelecek sayımızda bahsedeceğiz. Kederli ailesine ve meslek- daşlarına baş sağlığı dileriz.

I

-

] Mimar Hüsnü TÜMER, D.G.S.A.

28 Kasım 1968 tarihinde vefat etmiştir.

1925 yılında G . S . Akademisinden mezun olan Hüsnü T Ü M E R hakkında gelecek sayı- mızda bahsedeceğiz. Ailesine, oğlu Mimar Melih Tümer'e ve meslekdaşlarına baş sağ- lığı dileriz.

Şavaşından evvel bir belediye başkanı bir de yardımcısı belediyeyi idare için kâfi gelmek- teydi. Bugün bir bölge merkezinin yürütmek için beşeri bilimlerde, mimaride, mühendis- likte, spesyalist yüksek nitelikli insanlardan teşekkül eden bir ekibe ihtiyaç vardır. Bü- yük şehirler ilk büyük girişim ve bölgenin gelişmesinde motör rolü oynamaktadır. Ge- riye bunları idare edebilecek nitelikte insan- ları eğitmek kalmaktadır.

Devletin yardım ve istikraz yoluyla be- lediyelere el koyması, kadroların eksikliği bugün Fransa'da hâkim olan anarşiyi izah etmektedir.

Mesele önemlidir. Mayısta meydana ge - len olaylar, gençlerin bugünkü ve yarınki işlere katılmak istediklerini göstermektedir.

Onları ilgilendiren kararlar mahallî idareler tarafından verilmektedir. İlkin onların ma- hallî idarelere katılmalarını temin etmek ic- ap etmektedir. Şehir seviyesindeki konuşma- lara sonra başlamak lâzımdır. Bu daha zi- yade teknik meseleler ortaya koymaktadır.

Halkın kendi işlerine katılma deneme- leri bazı memleketlerde yapılmıştır. Bunlar arasında Polanya'da köye ait meseleler köy halkı tarafından tartışılmaktadır. Fransa'da kaide bu projelerin idare tarafından tartışıl- masıdır. Fakat bazı şehirlerde katılma giri- şimleri yapılmıştır. Meselâ Grencble'da 600 -1000 kişi üyesi olan mahalleler birliği 1966 yılından bu yana şehir düzenlenmesini kon- trol hakkına sahiptir.

Kaybedilmiş zamanı ele geçirmek için iki misli çalışmak lâzımdır. 20 sene içinde Fransa şehir nüfusu 1949 yılındaki bütün Fransa nüfusu kadar olacaktır. Şehir mer- kezi şimdiden dolmuştur. Birtakım yenileştir- me projelerinden geçmeye ihtiyaç duymak- tadır. Ayrıca arta kalan halkı yerleştirmek için ilâve şehirlere ihtiyaç vardır.

Şimdi Seine, La loire, Le Rhöne gibi nehir boylarına uzanan şehir merkezleri doğ- ma durumundadır. Yahut bu şehirler büyük merkezlerin etrafında kurulacaktır. Bu alan- da üç proje yarının Fransasınm çehresini vermektedir.

—Aşağı Seine bölgesinin düzenlenmesi:

Bu proje nehir boyunca 12 sitenin kurul- masını ön görmektedir. Bunların her biri diğerinden 15-20 km. uzaklıkta olacaktır.

Lyon - Grenoble - St-Etienne bölge- sinin düzenlenmesi : Bu bö'çe 2000 sene- sinde 4 milyon insanı barındıracaktır.

Lyon % 130 bir artış St-Etienne % 70 bir r.Ttış sağlayacaktır. St-Etienne için mesele ulaştırma yollarının tanzimi ve vadinin gü- ze'.kştirilmesidir. Lyon için yeni şehrin yara- tılması bahis konusu olmaktadır. Bunlardan biri Lvon - Grenoble mihveri etrafında

150.000 kişiden teşekkül edecek diğeri Lyon - Geneve üzerinde 300.000 kişiden meydana gelecektir.

—Nord bölgesinin düzenlenmesi: 1,8 mil- yon insanı barındırmak için Lüle - Roııbaix

- Tourcoing bölgesinde yeni bir şehrin yara- tılmasına ihtiyaç vardır. Bu Doğu - Lüle olacaktır. Bir üniversite şehri olacak bu şehirde buna ait tesislerle spor tesisler bu- lunacaktır.

Yeni şehirler Fransa ayni zamanda bir toprak düzenlemesi meselesi getirmektedir.

Fransanın karakteristiği şehirlerin mer- kezi oluşudur. Almanyada 10'u aşan milyon- luk şehir vardır. 100.000'i aşan şehirlerin sayısı 50 dir. Fransa'da nüfusun büyük kısmı Paris bölgesinde yaşamaktadır. Bu olayı tes- bitten sonra «Fransa çöl»ü ve ondan bölge- lerde denge temin edecek merkezlerin yara- tılması fikri doğdu.

Bugün Fransada bölge denge merkez- leri sayısı 18 dir. Gelecekteki yeni şehirler bu merkezlerden hareket ederek doğacak- lardır. Bu Paris bölgesinden başka bölgelere canlılık vermek imkânını sağlamaktadır.

1970 yılından sonra gelişmenin hangi yönde olacağı hususunda nazım bir şemaya sahip olacaklardır. Yapılacak işler bölünecektir.

Meselâ Toulouse havacılık ve sivil elek- tronik, Bordeaux askeri havacılık, Lyon ve Grenoble sanayi merkezleri, Marsilya petrol merkezi olacaktır.

Bölge merkezlerinin varlığı ve gelişme- si küçük şehirlerin gelişmesini önlememeli- dir. Bunun için onların durumu ile ilgilenmek icap eder. Pariste meydana gelen durumun bir bölge merkezinde olmaması icap eder.

Şehirleşme sonucu iyi veya kötü olan bir maceradır. Onun için ona büyük bir yer ayırmak lâzımdır.

Büyük şehirler yanlız Fransa'da olan bir şey değildir.

Canberra X X ci asrın ilk kurulmuş şeh- ri olmuştur. Sovyetler Birliğinde 1930 ile

1968 arasında 300 yeni şehir kurulmuştur.

H a b e r l e r

(Cumhuriyetten) I

-

1 Niğde — Kentimize 60 kilometre mesa- fedeki Yeşilhisarda, Doğanlı - Erdemli - So- ğanlı köy sınırları içinde, geniş bir vadide, 9. asra ait 60 yeraltı kilisesi bulunmuştur.

Türkiye'nin en önemli turistik bölge- leri arasında yer alan Göreme, kiliselerinden daha üstün vasıflara sahip olduğu bildirilen yeraltı kiliselerine, satıhta kalan birkaç de- fineci dışında, başkaca insan elinin değme- diği tesbit edilmiştir.

Verilen bilgiye göre, Doğanlı ve Gü-

zelöz bölgesinde 7, Doğanlı - Erdemli ara-

sında da 53 kilise, manastır ve bedesten

meydana çıkarılmıştır.

(2)

ARK. — 115

A 2 0 0 D E Ğ İ Ş İ K R E N K

2 0 D E Ğ İ Ş İ K E B A D

M O Z A İ K v e S E R A M İ K S A N A Y İ İ A . S

G ü v e n e b i l e c e ğ i n i z y e g a n e k a p l a m a m a l z e m e s i d i r

A t a t ü r k B u l v a r ı , E m l â k B a n k a s ı P a s a j ı N o . î B A k s a r a y 21 11 - 22 0 6 25

İ s t a n b u l

rak doktora tezimi tekrardan yazarak, inceleme komisyonuna sundum. Ne yazık ki Şubat 1968 tarihinde bu komisyona dahil Prof. Br. Dr. R. Herrlinger'in Kalb Sekte- sinden ani olarak vefatı ile, komisyonun ye- niden teşkili yoluna gidildi. Ölen bu profe- sörün yerine Berlin Tıp Fakültesi, Tıp tari- hi Enstitüsü direktörü, aynı zamanda B;r!in- de yeni inşa edilen Steglitz üniversite klini- ğinin Direktörü saym Prof. Dr. med. Dr.

med. h. c. H. Goerke bu vazifeyi üzerine al- dı. Böylece yeniden teşkil edilen komisyon beni 10 Temmuz 1968 de Sözlü imtihana davet etti. Bu imtihan neticesi tezimin Dok- tora tezi olarak kabul edilerek bastırılmasına karar verildi.

Bu 300 sayfalık Doktora tezimin ön- söz kısmında şimdiye kadar İslâm Hastaha- neleri hakkında yapılmış mimari ve tıbbî araştırmaların kısa olarak tarihçesi yapıla- rak, tezdeki islâm hastahanelerinin incelen- mişinde takip edilen metoda dair bilgi veril- mektedir. İlk giriş bölümünde İslam öncesi devirlerdeki Bedeni ve. akıl hastalarının te- davisiyle uğraşan müesseseler kısaca gözden geçirilmekte, sonra İslâm - hastahanelerinin mahiyeti, işleme ve crganisaticnu incelene- rek, mimâri mencinin nerede aranması lâ- zım geldiği meselesine temas edilmektedir.

Bunu takip ed:n 7 Bölümde ise, Emevi,

Abbasî, Selçukî, Memluklar, Moğollar (İl- hanlı, Timur ve Akkoyunlu) Osmanlı devir- lerinde, 706 senesinden 1616 senesine kadar Hindistandan, İspanyaya kadar sahada kuru- lan en önemli İslâm hastahaneleri incelen- mektedir. Son özet bölümünde İlk devir is- lam hastahaneleri ile, Selçuk, Osmanlı dev- ri ve İspanya Hastahaneleri, yapı (Şehircilik, Plan, Konsîrjktion, Mimâri), Organisaticn ve Tıbbî tedavi metodları bakımından mu- kayes: edilmektedir.

Son Söz bölümünde İslâm hastahane- lerinin mimâri ve tıbbi yönlerden Avrupa- daki hastahanelere tesirler edebilecek kadar mükemmel yapı, ve organisationuna işaret edilmektedir.

Ayrıca sen kısmında Ek olarak önemli Türk hastahanelerinin vakfiyelerinin önemli sayfalarının fotoğrafları ile geniş bir Litera- tür Listesi verilmektedir. Eserin son sözün- dede işaret edildiği veçhile bu çalışma, bu alanda ileride yapılacak çalışmalara öncü mahiyetindedir.

Eğer bu doktora tezimizle hiç olmazsa ortaçağ Türk - İslâm hastahanelerinin mi- marî ve tıp tarihindeki ehemmiyetini akset- tirebildiisek bizim için ne mutlu.

Berlin, 27. 7. 1968

H a b e r l e r :

Efes'de Hera'nın heykeli bulundu (Milliyetten) Efes'de bu yıl yapılan kazılarda, tanrı- lar tanrısı Zeus'ün eşi ve kızkardeşi Tanrıça Hera'nın fildişinden yapılmış bir heykeli ile Roma İmparatoru Augüst ve eşi Livia'nın yarım büstleri, İskender'in generallerinden Efes'in kurucusu Lizi Mahos'un heykelleri bulunmuştur.

Çok değerli eserlerin bulunduğu bu yıl- kı kazılarda ayrıca, Mısır'lı bir rahibe ait bronz heykel ile etrafı fresklerle süslü bir zengin evine de rastlanmıştır.

Milyonlarca lira değerindeki Tanrıça Hera'nın fildişinden yapılmış heykeli, bir başka fildişi heykelle birlikte Hadriana Ma- bedi yakınlarında bulunmuştur. Bir çökme sonucu parçalanmış olarak bulunan iki fildişi heykelin bütün parçaları ortaya çıkmıştır.

Heykellerden birinin Tanrıça Hera'ya ait

olduğu tesbit edilmişse de, ikincisi teşhis

edüememiştir. Beş yüzer parçalık fildişin-

den yapılmış heykellerin restore edilmesi için

çalışılmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

nema - 500 kişilik toplantı, müsame- re salonu, berber, oto parçacıları, ben- zinci ile bakkaliyeden aşçıya kadar küçük esnaf bir arada mütalâa edil- miştir.

Binada, bodrumdaki pavyon ve zemin kattaki lokantada klima mevcuttur.. Bütün iç duvarlar ve tavan yağlı

a) Kasa dairesi için bodrum katı, b) Banka için esas ve zemin katı, c) Lojman için üst kat.. yapmağa imkân yoktu. Bu imkânsızlık şu yolda iyi bir

Teverius kapısı: Bu kapı, şimdi tophane kapısı is- mi ile anılan mevkide bulunmakta iken 1844 senesin- de Mazhar Paşa tarafından yıktırılmış olup, kapıdan

evleri görürüz. Dıvarlarin büyük bir kısmı çamur harçlı, pek küçük ibir kısmı da kireç harçlıdır. Hatta küçük zemin taşınanlarından müteessir ola- rak

Bu hol üzerinde ve denize nazır cephede büyük bir oturma odası vardır ki burası icabında çocuk oyun odası veya dikiş odası gibi sair meşgalelerin yapılmasına hizmet eden

Evvelâ tek katlı olan bu evin önü- ne bir metre genişliğinde şeritvari bir yeşil kısım koyalım Buna ilâveten bina inşaat derinliği olarak 7m.. ve gene aynı

Neyse... O günden sonra ben özellikle teknoloji ile ilgili mimarlık konuları üzerinde uzmanlaştım. Konuya bugünkü konumumdan bakarak Ayşe Teyze’nin