• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ"

Copied!
215
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KENT PARKLARININ MEKANSAL ÖZELLİKLERİ İLE PSİKOLOJİK İYİ OLMA HALİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İRDELENMESİ: ANKARA

SEĞMENLER PARKI ÖRNEĞİ

Asena Nebahat ÇON

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

ANKARA 2019

Her hakkı saklıdır

(2)
(3)

i

(4)

ii ÖZET Yüksek Lisans Tezi

KENT PARKLARININ MEKANSAL ÖZELLİKLERİ İLE PSİKOLOJİK İYİ OLMA HALİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İRDELENMESİ: ANKARA SEĞMENLER PARKI

ÖRNEĞİ Asena Nebahat ÇON

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. İlkden TAZEBAY

Bu tez çalışmasında, kent parklarının mekansal özellikleri ile bireylerin psikolojik iyi olma halleri arasındaki ilişkiyi irdelenmiştir.

Tezde, tasarım özellikleri açısından araştırmaya örnek oluşturma niteliği taşıyan Ankara-Seğmenler Parkı çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Araştırma Seğmenler Parkı’nın mekansal özellikler bakımından farklılık gösteren 5 bölgesinde yürütülmüştür. İki aşamalı gerçekleştirilen çalışmanın ilk aşamasında, mekansal özelliklerin belirlenmesi amacı ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı öğretim elemanlarından oluşan 8 kişilik uzman grubuna anket uygulanmıştır. Bu ankette, araştırmacı tarafından panoramik olarak fotoğraflanan park, 70X100cm boyutlarında posterler üzerinden uzman grup tarafından değerlendirilmiş, “algılanan duyu boyutları mekan tipleri ”ne göre 5 grup halinde sınıflandırılmıştır. İkinci aşamada ise, belirlenen 5 farklı bölgede parkın kullanıcısı olan anket katılımcılarının psikolojik iyi olma halleri, park kullanım süresi, sıklığı ve fiziksel, sosyal ve zihinsel aktiviteler kapsamında park kullanım şekilleri saptanmıştır. Her bölgeden toplam 136 katılımcı ile yürütülen araştırmada analizler SPSS 20.0 V istatistik paket programında gerçekleştirilmiştir.

Katılımcıların park kullanım öncesi, sırası ve sonrası duygu durumları ölçülmüş, farklı mekanların katılımcılar üzerindeki etkileri irdelenmiştir.

Çalışmanın sonucunda farklı mekansal özellikteki bölgelerin bireylerin kullanım sonrası duygu durumlarına etkisinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Ankara Seğmenler Parkı’nın 5 farklı bölgesinin sağlamış olduğu olanakların (fiziksel, sosyal ve zihinsel aktiviteler açısından) bireylerin mekan tercihlerini etkilediği ve her bölgenin benzer aktivitelerde farklı düzeylerde duygu değişimlerine neden olduğu belirlenmiştir.

Nisan 2019, 215 Sayfa

Anahtar Kelimeler: Kent Parkı, Psikolojik İyi Olma Hali, Seğmenler Parkı

(5)

iii ABSTRACT Master Thesis

INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN THE SPATIAL PROPERTIES OF THE URBAN PARK AND MENTAL RELATIONS: ANKARA

SEĞMENLER PARK Asena Nebahat ÇON

Ankara University

Graduate Scholl Of Natural and Applied Sciences Department of Landscape Architecture

Supervisor: Prof. Dr. İlkden Tazebay

This thesis examines the association between urban parks’ spatial characteristics and individuals’ states of well-being.

In the thesis, Ankara-Seğmenler Park, which has the characteristics to set an example to the study in terms of its design characteristics, was determined as the study area. The study was conducted in 5 areas of Seğmenler Park, which differed in terms of spatial characteristics. In the first stage of the study which was conducted in two stages, a questionnaire was given to an expert group consisting of 8 faculty members of Ankara University, Faculty of Agriculture, department of Landscape Architecture in order to find out the spatial characteristics. In this questionnaire, the park which was panoramically photographed by the researcher was assessed by the expert group through 70X100cm posters and classified into 5 groups according to “perceived sensory dimensions location types”. In the second stage, psychological well being states, duration and frequency of using the park and ways of using the park were found within the context of physical, social and mental activities. In the study which was conducted with 136 participants from each area, the analyses were conducted with SPSS 20.0 V statistical package program.

Moods of participants before, during and after using the park were measured and the effects of different places on the participants were analyzed.

As a result of the study, statistically significant differences were found between the effects of areas with different spatial characteristics on participants’ moods after use. It was found that the facilities (in terms of physical, social and mental activities) provided by 5 different areas of Ankara Seğmenler Park influenced individuals’ spatial preferences and each area caused different levels of changes in the mood in similar activities.

April 2019, 215 Pages

Key Words: Urban Parks, Psychological Well-being, Seğmenler Park,

(6)

iv TEŞEKKÜR

Yüksek lisans eğitimimin başlangıcından, bu tez çalışmasının sonucuna kadar geçen süreçte büyük bir sabırla, bilgi ve deneyimlerini her daim benimle paylaşarak beni destekleyen değerli hocam Sayın Prof. Dr. İlkden TAZEBAY’a teşekkürlerimi borç bilirim.

Çalışmamın her aşamasında bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşan sayın hocalarım Prof. Dr. Halim PERÇİN’e, Prof. Dr. Nevin AKPINAR’a ve Doç. Dr. Işıl KAYMAZ’a teşekkürlerimi sunarım.

Tez çalışmasının istatistiksel analiz çalışmalarımı yürütürken büyük bir özveri ile beni destekleyen hocalarım Sayın Prof. Dr. Yalçın TAŞMEKTEPLİGİL’e, Prof. Dr. Soner ÇANKAYA’ya ve Doç. Dr. Musa ÇON’a (Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi) teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca çalışma süresince maddi ve manevi destekleriyle her daim yanımda olan aileme teşekkürü borç bilirim.

Asena Nebahat ÇON Ankara, 2019

(7)

v

İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI

ETİK ...i

ÖZET ...ii

ABSTRACT ...iii

TEŞEKKÜR ...iv

KISALTMALAR DİZİNİ ...v

ŞEKİLLER DİZİNİ ...vi

ÇİZELGELER DİZİNİ ...vii

1. GİRİŞ ...1

1.1 Çalışmanın Amacı ve Önemi ...3

2. KURAMSAL ÇERÇEVE ...4

2.1 Sağlık Kavramı ...4

2.2 Yeşil Alanlar ve Sağlık İlişkisi ...5

2.3 Restoratif Çevreler İle İlgili Kavramlar ve Teoriler ...12

3. PSİKOLOJİK İYİ OLMA HALİ ...20

3.1 Psikolojik İyi Olma Haline Etki Eden Faktörler ...23

3.2 Psikolojik İyi Olma Hali İle İlişkili Bazı Ölçekler ...25

4. KENT PARKLARI KAVRAMI ...29

4.1 Kent Parklarının İşlevleri ...31

4.2 Kaliteli Kent Parklarında Bulunması Gereken Özellikler ...33

5. MATERYAL VE YÖNTEM ...39

5.1 Materyal ...39

5.2 Yöntem ...43

6. ARAŞTIRMA BULGULARI ...51

6.1 Seğmenler Parkı Uzman Anketi ...51

6.2 Seğmenler Parkı Katılımcı Anketi ...55

6.2.1 Park katılımcılarının demografik profili ile psikolojik iyi olma hali, yaşam doyumu ve son 1 aylık duygu durumları (olumlu ve olumsuz yaşantı ölçeği) ilişkisi...56

6.2.2 Parkın kullanım durumu ve katılımcılar tarafından gözlemlenen olumlu ve olumsuz özellikleri...73

(8)

vi

6.2.3 Parkın 5 bölgesinin kullanım şekli ve kullanım sırasında ve sonrasında

katılımcıların duygu değişimi ...90

6.2.4 Parkın 5 bölgesinde kullanım sonrasında katılımcıların duygu değişiminin karşılaştırılması ...109

7. SONUÇ VE ÖNERİLER ...112

7.1 Çalışmanın Sınırlılıkları ve Gelecek Çalışmalar İçin Öneriler ...134

KAYNAKLAR ...135

EKLER ...143

ÖZGEÇMİŞ ...200

(9)

vii

KISALTMALAR DİZİNİ PİOH: Psikolojik İyi Olma Hali

PİOÖ: Psikolojik İyi Oluş Ölçekleri YDÖ: Yaşam Doyum Ölçeği

T_18: Ankette yer alan 18.soru – PİOÖ

T_19: Ankette yer alan 19.soru – Yaşam Doyum Ölçeği

(10)

viii

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 2.1 Sağlığın Kavramsal Çerçevesi

Şekil 2.2 Safrakesesi ameliyatı geçirmiş hastaların duvar ve doğa manzaralı odalarda geçirdikleri dönem boyunca kullandıkları ağrı kesici miktarları Şekil 2.3 Yeşil alan ve sağlık ilişkisi

Şekil 2.4 Diener vd. (1985)’e göre öznel iyi olma yapısı Şekil 3.1 Psikolojik iyi olma hali üzerine etki eden etmenler Şekil 5.1 Çalışmada izlenilen yol

Şekil 5.2 Ankara Seğmenler Parkı konumu Şekil 5.3 Ankara Seğmenler Parkı

Şekil 5.4 Ankara Seğmenler Parkı giriş ve çıkış noktaları Şekil 5.5 Çalışmada izlenilen yöntem aşamaları

Şekil 5.6 Çalışmaya ait kuramsal çerçeve

Şekil 6.1 Seğmenler Parkı algılanan duyu boyutlarına göre sınıflandırılan bölgeler Şekil 7.1 Seğmenler Parkı 1.Bölge – Doğal

Şekil 7.2 Seğmenler Parkı 2.Bölge – Açık Görüş Şekil 7.3 Seğmenler Parkı 3.Bölge – Sosyal Şekil 7.4 Seğmenler Parkı 4.Bölge – Korunaklı Şekil 7.5 Seğmenler Parkı 5.Bölge – Sakin

(11)

ix

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 2.1 Yeşil alanların restoratif deneyim nitelikleri

Çizelge 2.2 Diener (1984)’e göre öznel iyi olma halini etkileyen etmenler Çizelge 2.3 Dolan vd. göre öznel iyi olma halini etkileyen etmenler

Çizelge 2.4 Farklı çalışmaların ortak sonucu olarak öznel iyi olma halini etkileyen etmenler

Çizelge 2.5 Algılanan duyu boyutları (PSD)

Çizelge 3.1 Schwartz (1994) yaşam değerleri ve tanımlamaları Çizelge 3.2 Psikolojik iyi olma halini yansıtan özellikler Çizelge 4.1 Açık yeşil alan ölçütleri ve konumları

Çizelge 4.2 Kent içindeki park alanlarının sınıflandırılması Çizelge 4.3 Kent parklarının faydaları

Çizelge 4.4 Kaliteli kent parkları için tasarım önerileri

Çizelge 4.6 Harnik (2003)’e göre mükemmel kent parkı planlamasının 7 faktörü Çizelge 4.7 Kent parklarının içerdiği tesis ve olanaklar

Çizelge 5.1 Ölçme, Değerlendirme ve İstatistiksel Analiz – Uzman Grubu Çizelge 5.2 Ölçme, Değerlendirme ve İstatistiksel Analiz – Katılımcı Grubu Çizelge 6.1 Seğmenler Parkı 1.Bölge Mekansal Özellikleri

Çizelge 6.2 Seğmenler Parkı 2.Bölge Mekansal Özellikleri Çizelge 6.3 Seğmenler Parkı 3.Bölge Mekansal Özellikleri Çizelge 6.4 Seğmenler Parkı 4.Bölge Mekansal Özellikleri Çizelge 6.5 Seğmenler Parkı 5.Bölge Mekansal Özellikleri

(12)

x

Çizelge 6.6 Bölgelere göre T_18 ve T_19 Dağılımı

Çizelge 6.7 Katılımcıların Aile Gelir Durumlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.8 Katılımcıların Eğitim Durumlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.9 Katılımcıların Yaş Dağılımlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.10 Katılımcıların Cinsiyetine Göre T_18 ve T_19 Dağılımı

Çizelge 6.11 1. Bölgedeki Katılımcıların Cinsiyetine Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.12 2. Bölgedeki Katılımcıların Cinsiyetine Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.13 3. Bölgedeki Katılımcıların Cinsiyetine Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.14 4. Bölgedeki Katılımcıların Cinsiyetine Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.15 5. Bölgedeki Katılımcıların Cinsiyetine Göre T_18 ve T_19 Dağılımı Çizelge 6.16 1. Bölgedeki Katılımcıların Yaş Dağılımlarına Göre T_18 ve T_19

Dağılımı

Çizelge 6.17 2. Bölgedeki Katılımcıların Yaş Dağılımlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı

Çizelge 6.18 3. Bölgedeki Katılımcıların Yaş Dağılımlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı

Çizelge 6.19 4. Bölgedeki Katılımcıların Yaş Dağılımlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı

Çizelge 6.20 5. Bölgedeki Katılımcıların Yaş Dağılımlarına Göre T_18 ve T_19 Dağılımı

Çizelge 6.21 Bölgelere Göre Olumlu Duygulara Verilen Cevaplar Çizelge 6.22 Bölgelere göre Olumsuz Duygulara Verilen Cevaplar Çizelge 6.23 1.Bölge katılımcılarının genel duygu durumları dağılımı Çizelge 6.24 2.Bölge katılımcılarının genel duygu durumları dağılımı

(13)

xi

Çizelge 6.25 3.Bölge katılımcılarının genel duygu durumları dağılımı Çizelge.6.26 4.Bölge katılımcılarının genel duygu durumları dağılımı Çizelge 6.27 5.Bölge katılımcılarının genel duygu durumları dağılımı Çizelge 6.28 Park kullanım sıklığının bölgeler arası dağılımı

Çizelge 6.29 Park kullanım sıklığının cinsiyete göre dağılımı Çizelge 6.30 Park kullanım sıklığının yaş gruplarına göre dağılımı Çizelge 6.31 Park kullanım sıklığının eğitim durumlarına göre dağılımı Çizelge 6.32 Park kullanım sıklığının iş durumuna göre dağılımı

Çizelge 6.33 Park kullanım süresinin bölgelere göre dağılımı Çizelge 6.34 Park kullanım süresinin cinsiyete göre dağılımı Çizelge 6.35 Park kullanım süresinin yaş gruplarına göre dağılımı Çizelge 6.36 Park kullanım süresinin eğitim durumların göre dağılımı Çizelge 6.37 Park kullanım süresinin iş durumuna göre dağılımı Çizelge 6.38 Park kullanım süresinin gelir durumlarına göre dağılımı Çizelge 6.39 1. Derece Olumlu Etkileyen Durum

Çizelge 6.40 2. Derece Olumlu Etkileyen Durum Çizelge 6.41 3. Derece Olumlu Etkileyen Durum Çizelge 6.42 1. Derece Olumsuz Etkileyen Durum Çizelge 6.43 2. Derece Olumsuz Etkileyen Durum Çizelge 6.44 3. Derece Olumsuz Etkileyen Durum

Çizelge 6.45 Fiziksel aktivite sonrası duygu değişiminin bölgelere göre dağılımı

(14)

xii

Çizelge 6.46 1.Bölgede yapılan fiziksel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.47 2.Bölgede yapılan fiziksel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.48 3.Bölgede yapılan fiziksel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.49 4.Bölgede yapılan fiziksel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.50 5.Bölgede yapılan fiziksel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.51 Sosyal aktivite sonrası duygu değişiminin bölgelere göre dağılımı Çizelge 6.52 1.Bölgede yapılan sosyal aktiviteler sonrası duygu değişiminin

dağılımı

Çizelge 6.53 2.Bölgede yapılan sosyal aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.54 3.Bölgede yapılan sosyal aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.55 4.Bölgede yapılan sosyal aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.56 5.Bölgede yapılan sosyal aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.57 Zihinsel aktivite sonrası duygu değişiminin bölgelere göre dağılımı Çizelge 6.58 1.Bölgede yapılan zihinsel aktiviteler sonrası duygu değişiminin

dağılımı

Çizelge 6.59 2.Bölgede yapılan zihinsel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.60 3.Bölgede yapılan zihinsel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

(15)

xiii

Çizelge 6.61 4.Bölgede yapılan zihinsel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.62 5.Bölgede yapılan zihinsel aktiviteler sonrası duygu değişiminin dağılımı

Çizelge 6.63 Bölgelere göre park kullanım sonrası genel duygu durumu dağılımı Çizelge 6.64 Değerlendirmede kullanılan ölçek

Çizelge 6.65 Kullanım sonrası duygu durumunun en yüksek ve en düşük değerlerinin bölgelere göre dağılımı

(16)

1 1. GİRİŞ

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı; Yalnızca hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, aynı zamanda fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlamaktadır (Bolsoy ve Sevil 2006). Bu tanım kapsamında sağlık, objektif ve subjektif olarak ele alınmaktadır. Objektif sağlık; tıbbi tetkik ve muayene sonucu belirlenen sağlıklı olma durumudur ya da hastalığın olmamasıdır. Subjektif yönden sağlık ise bireyin kendisini fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı algılaması halidir.

Bu kapsamda bireyin algısına dayalı olan sağlıklı olma hali, birçok farklı meslek disiplininin çalışmalarına konu olmuş ve öznel iyi olma hali, psikolojik iyi olma hali gibi kavramları da literatüre kazandırmıştır.

Öznel iyi olma hali kavramı üzerine ilk doktora tezini yapan Wilson (1960), 1967 yılında mutlu kişilerin genel profillerini ortaya koyan çalışması ile de literatürde önemli yere sahip saptamalarda bulunmuştur (Kangal 2013). Bradburn (1969), olumsuz ve olumlu duygu arasında dengede olma durumu olarak tanımlamıştır. İnsanların tüm yaşamlarını bilişsel (yaşam doyumu ile ilgili yargılar) ve duygusal (olumlu ve olumsuz yönde memnuniyet) açıdan değerlendirdiği bir psikoloji alanıdır. (Diener vd. 1997).

Myers ve Diener (1995)’e göre; bireylerin yaşamları üzerine duygu ve düşünlerinin olumlu yönde miktarca fazla olmasıdır (Kangal 2013).

Öznel iyi olma hali, literatürde mutluluk terimi ile eş anlamlı olarak kullanılan bir kavramdır. Yaşam doyumu, yaşamdan alınan haz ve hoşnutluk, depresyon ve sıkıntının olmaması, aile doyumu gibi olumlu duyguları ifade eden öznel iyi olma hali, özellikle çevre psikolojisi çalışmalarında yer almaktadır (Kangal 2013).

(17)

2

Öznel iyi olma hali kavramından sonra ise 1980’li yıllarda psikolojik iyi olma hali kavramı ortaya çıkmıştır.

Psikolojik iyi olma hali kavramı Ryff (1989) tarafından geliştirilmiş ve altı boyutlu bir ölçme aracı oluşturulmuştur. Bu ölçme aracı, psikolojik iyi olma yapısının özelliklerini ölçen ve bireyin kendisi hakkında bilgi vermesine dayanan 6’lı likert tipi bir ölçektir.

Öznel iyi olma ve psikolojik iyi olma halini etkileten birçok bireysel ve çevresel faktör bulunmaktadır. Bunların yanı sıra insan-doğa ilişkisi, boş zaman etkinliklerine ilişkin hoşnutluk düzeyi, dış mekan özellikleri gibi faktörler de bireyin öznel iyi olma halini ve psikolojik iyi olma halini etkilemektedir.

Literatürde bu kapsamda yapılan çalışmalar; doğal ya da tasarlanmış alanların mekansal özellikleri, bireyin bu mekanlarda gerçekleştirdiği aktiviteler, görsel ya da fiziksel erişilebilirlik gibi pek çok konuyu kapsayacak şekilde geniş bir çerçevede ele alınmaktadır.

Çakçı (2007)’e göre Edward O. Wilson tarafından 1984 yılında geliştirilen biyofili hipotezinde “insanlarda kalıtımsal olarak doğa ve diğer canlılarla duygusal olarak bağlılığın olduğu savunulmaktadır (Griffin 2003). Biyofili hipotezine göre insanın evrimsel sürecinin sonucu olarak doğal çevrelerde bulunma tercihi genetik bir olgudur (Neill 2004). Bu kapsamda doğa ile birliktelik insan için bir gereksinim olmaktadır. Bu gereksinimin en fazla hissedildiği yaşam alanları ise kentlerdir. Doğa ile iç içe yaşarken, kentleşme ile doğadan giderek kopan kent insanı özellikle psikolojik olarak olumsuz yönde etkilenmektedir. Kent içinde doğayı temsil eden kent parkları bu konuda önemli bir rol üstlenmektedir (Çakçı 2007).

(18)

3

Bu tez çalışmasında kent parklarının mekansal özellikleri ile psikoloik iyi olma hali arasındaki ilişki çalışma alanı olarak seçilen Seğmenler Parkı Ankara örneğinde incelenmiştir.

1.1 Çalışmanın Amacı ve Önemi

Ankara Seğmenler parkının örneklem olarak seçildiği tez çalışmasının temel amacı bireylerin psikolojik iyi olma halleri ile kent parklarının mekansal özellikleri arasındaki ilişkinin katılımcı ve uzman değerlendirmelerin dikkate alınarak saptanmasıdır.

Bu amaç kapsamında cevaplanması gereken sorular aşağıdaki gibidir;

a. Mekansal özellikler ile park kullanıcılarının psikolojik iyi olma hali arasında bir ilişki var mıdır?

b. Parkı kullanan anket katılımcılarının gerçekleştirdiği aktiviteler (mekansal özellikleri farklı bölgelerde) ile katılımcıların psikolojik iyi olma ilişkili midir?

c. Parkın 5 farklı bölgesinin (mekansal özellikleri ve aktiviteler ile farklılaşan) psikolojik iyi olma hali kapsamında karşılaştırılması mümkün müdür?

Bu çalışma kent parklarının tasarlanmasında katılımcıların psikolojik iyi olma haline katkı sağlayan mekanlar yaratılmasında yön gösterici mekan özelliklerini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır.

Araştırmada katılımcı değerlendirmelerine dayanarak, araştırma alanında anketler üzerinden değerlendirmeler yapılmış ve psikolojik iyi olma haline olumlu yönde etki eden mekansal özellikler ortaya koyulmuştur. Sonuç olarak bireylerin psikolojik iyi olma hali ile mekan özellikleri ve mekanda gerçekleştirilen aktivitelerin ilişkili olduğunun yanı sıra park kullanım durumu, süresi, sıklığı ve tercihlerinin de bu çerçevede önemli olduğu sonucuna varılmıştır.

(19)

4 2. KURAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde tez çalışmasının temelini oluşturan kavram, kuram ve benzer konularda yapılmış çalışmalar ve örneklere yer verilmiştir.

2.1 Sağlık Kavramı

Sağlık; psikolojik açıdan kişinin bulunduğu sosyal çevreye ilişkin olumlu algılara sahip olması; kişinin kendini, duygu ve düşüncelerini, hareket ve davranışlarını kontrol edebilme yetisi; sosyal açıdan hayat standartlarına göre eğitim, aile, meslek, gelir, yaşam tarzı gibi faktörlere sahip olması ve yaşamı için gereken bu gibi nitelikleri yerine getirebilmesi olarak tanımlanabilmektedir. Sağlık subjektif açıdan değerlendirildiğinde belirli bir zaman dilimi ve belirli bir mekanda bireyin kendini iyi halde canlı, enerjik ve sağlıklı hissetmesi; objektif açıdan ise fiziki bir rahatsızlığının olmamasıdır. Kişinin bulunduğu fiziksel çevrede üzerine düşen sorumlulukları ve hayattaki rolünü bağımsız ve eksiksiz bir şekilde yerine getirebilmesi fonksiyonel açıdan sağlıklı olarak tanımlanırken, iyi halini artırma istediğinde olup sağlığını iyileştirici ve mevcut sağlığını korumak için alışkanlıklar kazanma eğiliminde olması optimal sağlık olarak literatürde yerini almıştır (Onkun 2015).

Dünya Sağlık Örgütü (WHO 1946) tarafından geniş anlamı ile sağlık “yalnızca hastalığın olmaması değil, fiziki, ruhi ve sosyal açıdan iyi olma hali” olarak tanılanmaktadır (Anonymous 2017). 1986 yılında “Birinci Uluslararası Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Konferansı” sonucunda imzalanan Ottowa Sözleşmesi’nde ise sağlıklı birey şu şekilde tanımlanmaktadır:

“Tam bir fiziksel, ruhsal ve sosyal refah durumuna erişmek için bir birey veya grup amaç belirlemeli ve gerçekleştirmeli, ihtiyaçları karşılamalı ve çevreyi değiştirmeli veya çevreyle başa çıkmalıdır”.

(20)

5

AIHW (Australian Institute of Health and Welfare 1998) ise bütüncül sağlık ve iyi olma halini Şekil 2.1 de görüldüğü gibi tanımlamaktadır.

Şekil 2.1 Sağlığın Kavramlar Çerçevesi (Anonymous 1998)

Şekil 2.1’de sağlıklı ve iyi olma halinin belirleyici faktörleri, girdileri ve çıktıları, sağlık müdahale şekilleri ve tüm kavramların birbiri ile olan bağlantısı verilmiştir. Sağlığın tanımı yapılırken etki faktörlerinden, şekillerine kadar tüm noktaların ele alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

2.2 Yeşil Alanlar ve Sağlık İlişkisi

Yeşil alanların sağlık üzerine etkilerini araştıran çalışmalar ilk olarak 1950’li yıllarda başlamıştır. Çalışmaların içeriklerini genel olarak, yeşil alanların insanların psikolojik ve fiziksel sağlığa etkileri, yeşil alan tercihleri, doğa insan ilişkisi gibi başlıklar oluşturmaktadır.

(21)

6

Yeşil alanların farklı şekillerde kullanımlarının insan sağlığına farklı etkilerde bulunduğu saptanmıştır. İnsanlar yakın veya uzak çevrelerinde bulunan yeşil alanları aktif (doğrudan) ya da pasif (dolaylı, varlığından haberdar olarak) bir şekilde kullanabilmektedir. Bu kullanım şekilleri de sağlığa direkt ya da dolaylı katkı sağlamaktadır (Özgüner 2004).

Moore (1982), federal bir hapishanede mahkumların sağlık hizmetlerinden yararlanma oranlarının, hücrelerinin manzaraları ile dramatik bir şekilde ilişkili olduğunu öne sürmüştür. Çevredeki tarım arazileri ve farklı özelliklerdeki yeşil alanlara bakan hücrelerdeki mahkumların, hücreleri diğer hücrelere bakan (manzarası olmayan) mahkumlara göre çok daha az hastalık şikayetinde bulunduklarını saptamıştır.

Verderber (1986), altı farklı fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezlerindeki hastalardan manzaralı odalarda kalanların tedavilere daha hızlı yanıt vermesinde yeşil alanları izleme imkanlarının önemli bir faktör olduğunu göstermiştir.

Ulrich (1984), hastanelerin yeşil alan manzarasına sahip olmasının önemini, safra kesesi ameliyatı geçiren, farklı iki odada yatan hastaların iyileşme sürelerini inceleyerek vurgulamıştır ( Şekil 2.2).

(22)

7

2.56 2.48 0.22 Duvar manzarası

2.40 0.96 0.17 Doğa manzarası

Şekil 2.2 Safrakesesi ameliyatı geçirmiş hastaların duvar ve doğa manzarası olan odalarda geçirdikleri dönem boyunca kullandıkları ağrı kesici miktarları (Ulrich 1984).

Rohde ve Kendle (1994) tarafından yapılan çalışmada ise, doğayı izlemenin, öfke ve endişeyi azalttığını, dikkati ve ilgiyi sürdürdüğünü ve zevk duygularını artırdığı sonucuna varmışlardır.

Kentsel yeşil alanlar özelinde değerlendirildiğinde Rohde ve Kendle (1994) bu alanların insanlara sağladığı faydaları beş maddede şu şekilde tanımlamıştır:

 Psikolojik açıdan duygusal fayda; stresi azaltarak

 Bilişsel fayda; zihin yorgunluğunu azaltarak

 Gelişimsel fayda; özellikle çocuklarda daha yüksek zihinsel aktivite imkanı ile

 Davranışsal fayda; insanların doğayı keşfetme arzusu ile maceracı davranmalarını sağlayarak özgüvenlerini arttırarak

 Sosyal fayda; sosyo-ekonomik faktörlerden oluşan sınıfsal sınırları azaltarak.

0 0.5 1 1.5 2 2.5 3

Gün 0 - 1 Gün 2 - 5 Gün 6 - 7

Duvar Manzarası Doğa Manzarası

(23)

8

Yeşil alanlar ile insan sağlığı arasındaki ilişki karmaşık bir yapıda olduğu için henüz ne şekilde fayda sağladığı bilinmemekle birlikte, olumlu yönde etkileyici özelliklere sahip olması, insanların gelişiminin ruhsal boyutu ile ilişkilendirilmektedir (Rohde ve Kendle, 1994).

Özgüner (2004) çalışmasında doğal alanların psikolojik ve fiziksel sağlık üzerine etkilerini incelemiştir. Çalışmada doğanın insan refahı ve mutluluğu üzerine rolünü;

görsel olarak görme ve direk kullanma ve kullanıp görmese bile varlığını bilme şeklinde ifade etmiştir. Doğal alanların sahip olduğu özelliklerin insana hissettirdiği mevcudiyet hissinin nostaljik değerlere, yaşadığı çevreye katkısına ve kent yaban hayatına kaynak oluşturmasına bağlı olduğunu belirten Özgüner, insanın doğadan farklı şekillerde faydalandığını vurgulamıştır.

 Fiziksel (direk olarak kullanımla açık havada yer alma),

 Duygusal (gündelik rutinden uzaklaşma),

 Entelektüel (doğanın fiziksel ve tarihsel özelliklerini araştırma, inceleme),

 Sosyal (diğer katılımcılarla kaynaşma ve tanışma imkanı) olarak faydalanma şeklinde sınıflandırmıştır.

Farklı kullanım şekilleri ve mekanların taşıdığı farklı özelliklerin bireylerde yaşattığı olumlu duyguların zihinsel stresi azaltarak iyileştirdiği sonucuna varmıştır.

Yeşil alanların insan sağlığına faydalarını zihinsel ve fiziksel olarak ele almak konunun anlaşılmasında yararlı olacaktır. İnsan sağlığına fiziksel olarak sağladığı faydalar obezite, kalp krizi, diyabet, akciğer rahatsızlıkları gibi insan vücudunda laboratuvar deneyleri ile saptanabilecek hastalıkların en aza indirilmesidir. Düzenli olarak yeşil alan kullanımı, kalp krizi, felç ve diyabet hastalıklarını %50 oranlarda azaltırken, kemik kırılması, kolon kanseri ve akciğer kanserini %30, alzheimerı ise %25 oranında azaltmaktadır (Morris 2003, Ayan 2012).

(24)

9

Yeşil alan miktarları ve erişilebilir olmalarının insan sağlığına etkisini araştıran De Vries ve ark. (2003), Hollanda’da 10.000 kişi ile yaptıkları araştırmada, oturdukları yer ve 1-3km’lik alan içerisinde yeşil alan bulunmasının, bölge halkının hastaneye gitme oranları ile karşılaştırmıştır. Çalışmada yeşil alan miktarının fazla olduğu bölgelerde yaşayanların bedensel ve zihinsel sağlıklarının olumlu yönde etkilendiği görülmüştür.

Benzer çalışma İngiltere’de Mitchell ve Popham (2007,2008) tarafından, Danimarka’da Stingsdotter ve ark. (2010) tarafından ve Japonya’da Takan, Nakamura ve Watanabe (2002) tarafından yapılmış ve benzer sonuçlar bulunmuştur (Cicerali ve Cicerali 2015).

Yeşil alanların fiziksel durumlarının, sağlık üzerinde etkilerini araştıran Van Dillen, De Vries vd.(2011), yeşil alanların bakımlı ve erişilebilir olmasının sağlık üzerinde etkili olduğunu savunmuştur. Hollanda’da 80 adet yerleşim biriminde gerçekleştirilen çalışmada fiziksel özelliklerin iyi olduğu yerleşim alanlarında yaşayanların sağlıklarının olumlu yönde etkilendiği saptanmıştır (Cicerali ve Cicerali 2015).

Yeşil alanlar ve insan sağlığı ilişkisi incelendiğinde 4 farklı mekanizma olduğunu saptayan De Vrier (2010), bu ilişkiyi Şekil 2.3’deki gibi açıklamıştır. Şekilde hava kalitesindeki iyileşme, fiziksel aktivite uyarımı, sosyal bağlılığın artması ve zihinsel yorgunluktan arınma şeklinde kurulan mekanizmada; düz çizgiler ilişkinin direk kurulduğunu gösterirken, kesikli çizgiler ilişkilerin daha zayıf ya da çelişkili olduğunu anlatmaktadır (Cicerali ve Cicerali 2015).

(25)

10

Şekil 2.3 Yeşil alan ve sağlık ilişkisi (Cicerali ve Cicerali 2015).

Şekil 2.3’de ifade edildiği gibi yeşil alanların mekansal özelliklerinin kentin hava kalitesine ve insan sağlığına etkisi, stresin azalmasına, sosyal bağlılığın ve fiziksel aktivitelerin artmasına katkı sağladığı görülmektedir.

İnsanlar kent içerisinde ya da yakın çevresinde bulunan yeşil alanlardan direk yararlanarak ya da yalnızca izleyerek iki farklı şekilde faydalanmaktadır. Ulrich ve Parson (1992) çalışmalarında doğa ile iç içe olmayı aktif bağlantı, yalnızca görme yolu ile faydalanmayı pasif bağlantı olarak adlandırmıştır. İnsanların yeşil alanlarla aktif ya da pasif bağlantı kurması, faydalanma şekillerini de değiştirmektedir. Aktif olarak yeşil alan kullanan insanlar hem fiziksel hem de zihinsel fayda sağlarken, pasif bağlantı kuran katılımcılar zihinsel fayda sağlamaktadır (Özgüner 2004). Yeşil alanlarda bulunma, yürüyüş yapma, etkinliklere katılma, doğal elemanlarla fiziksel temas sağlama insan vücudunda ve ruhunda birçok bölgenin uyarılmasını sağlamaktadır.

Yeşil alanların belirli kalite ölçütlerinin olması katılımcıya hitap etmesi açısından önem taşımaktadır. Ulaşılabilir, kullanılabilir, erişilebilir, yaşanılabilir, çeşitlilik gösteren, karmaşıklıktan uzak, bakımlı, güvenli, devamlılık ve uyumluluk gibi faktörler yeşil alan kalite ölçütleri arasında sayılabilmektedir. İnsanların stresli hayatlarından

Yeşil Alan

Hava Kalitesi

Fiziksel aktivite

Sosyal Bağlılık

Stresin Azalması

Stresin Azalması

Stresin Azalması

Sağlık

(26)

11

uzaklaşabilmeleri için yeşil alanlardan beklentilerinin karşılanması ve onlara iyi olduklarını hissettirmesi gerekmektedir (İnceoğlu ve Aytuğ 2009)

Ayrıca yeşil alanların insan sağlığını üzerinde etkili olabilmesi için sahip olması gereken temel özellikleri vardır. Çizelge 2.1’de uluslararası literatürde bu konuda araştırmalar yapan Ulrich, Kaplan ve Marcus&Barnes’in restoratif-iyileştirici yeşil alanların özellikleri ve bu özelliklerin katılımcı tarafından deneyimlenme şekli görülmektedir.

Çizelge 2.1 Yeşil alanların restoratif deneyim nitelikleri (Bowers 2003)

Restorasyonu Yapılacak Deneyimsel Nitelikler

Plancı Duyusal Uyarım Hareket Denetim

Ulrich’in Kaynakları

 Kontrol/Gizlilik X

 Sosyal Destek X

 Hareket/Egzersiz X

Doğallık X

Kaplan’ın Faktör ve Desenleri

Tutarlılık X X

Karışıklık X

Okunaklılık X

 Gizem X

Uzaklaşma X

 Boyut X X

 Cazibe X

 Uyumluluk X

Marcus&Barnes’ın Elemanları

 Sosyallik X

 Gizlilik X

 Gezinti X

 Hareket / Egzersiz X

Güneş / Gölge X X

Oturma / Keşif X X

Doğallığın Estetiği X

Yeşil alanların sağlık konusunda sağladığı yararlar bilinmekle birlikte, birçok ülkede özellikle kentlerde yeşil alan kullanımları yeterli değildir.

(27)

12

Kent insanının yeşil alanların faydalanma oranını artırmak için rekreasyon hizmetlerinin çeşitlendirilmesi ve bu alanların cazibe merkezleri oluşturacak şekilde tasarlanması önemlidir. Bireylerin yeşil alan kullanımının arttırılması ile toplum sağlığına da katkı sağlanmış olunacaktır (Özgüner 2003).

Yeşil alan kullanımının azalmasında kentleşmenin etkisi olduğu kadar alanın sahip olduğu mekansal özelliklerinin de etkisi bulunmaktadır. Mekanın yakınlığı, bakımlı olması, güvenliği ve farklı katılımcı gruplarına göre ihtiyaçları karşılaması önem arz etmektedir (Ottosson ve Grahn 2015).

2.3 Restoratif Çevreler İle İlgili Kavramlar ve Teoriler

Yeşil alanların kentsel mekanlara oranla insanların fizyolojik ve psikolojik sağlıklarına katkı sağlamasının yanında iyi olma halleri üzerine de oldukça önemli etkileri bulunmaktadır.

Restorasyon (restoration) kelimesi, çevre psikolojisinde özel çevreler ya da çevresel düzenlerin tetiklediği psikolojik ve fizyolojik iyileşme sürecine karşılık gelen kapsayıcı bir terimdir (Cicerali ve Cicerali 2015). İyi olma hali olarak da literatürde yer alan restorasyon kavramının çıkışı 1950’li yıllara kadar dayanmaktadır.

İlk olarak Bradburn (1969) tarafından ortaya atılan bu kavram; psikolojik iyi olma, olumlu ve olumsuz duygulanım, yaşam doyumu, yaşam memnuniyeti gibi kavramlarla birlikte kullanılmaktadır. Farklı anlamlara gelen tüm bu kavramlar esasında iyi olma hali ile doğrudan ilişkilidir.

Yeşil alanların insan sağlığı ve iyi olma hali üzerine etkilerini konu alan çalışmalar sonucunda bir takım teori ve kavramlar geliştirilmiştir. Bunlar;

(28)

13

 “Öznel İyi Olma Hali” Kavramı

Mutluluk kelimesinin literatürde ele alınan şekli olan öznel iyi olma hali olumlu ve olumsuz duyguların dengede olma durumu olarak tanımlanmaktır (Diener vd. 2003).

Bireylerin sosyal, fiziksel ve zihinsel açıdan yaşam doyumuna ulaşmış olmaları ve kendi ihtiyaçlarını giderebilmeleri iyi oluş halleri ile ifade edilmektedir (Ayan 2017).

Diener vd. (1985) tarafından bildirilen öznel iyi olma yapısı Şekil 2.4’te gösterilmiştir.

Duygusal ve bilişsel bileşen olmak üzere iki bileşenden oluşan öznel iyi olma halinin, olumlu, olumsuz duygu ve yaşam doyumu olmak üzere farklı boyutları bulunmaktadır.

Oluşturulan olumlu duygu neşe, sevgi, coşku gibi hoş olan duygu ve genel olumlu ruh halini ifade etmektedir. Buradaki yaşam doyumu bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlık, iş, boş zaman, sosyal ilişkiler ve aile gibi önemli yaşam alanlarını değerlendirirken oluşturdukları yargılardır (Diener, 2006). Duygusal boyutta, öznel iyi olması yüksek olan bireyler olumlu duygular hissetmekte ve yaşamlarını olumlu olarak değerlendirmektedirler. Öznel iyi olma hali düşük olan bireyler ise, kendi yaşam koşullarını ve olayları istenmeyen durumlar olarak nitelendirip sıkıntı, depresyon ve öfke gibi hoş olmayan duygular hissetmektedirler (Myers ve Diener, 1995).

Öznel iyi olma hali temelinde; bireylerin kendi perspektiflerinden kendilerini değerlendirmesi ile başta öznellik olmak üzere, olumlu nitelik ve ölçümleri kapsamasını, bireyin yaşamının tüm yönleri ile genel bir değerlendirmesini içermesini bulundurmaktadır (Kangal 2013).

Şekil 2.4 Diener vd. (1985)’e göre öznel iyi olma yapısı (Kangal 2013) Öznel İyi

Olma Hali

Duygusal Bileşen

Olumlu Duygu Olumsuz

Duygu Bilişsel

Bileşen Yaşam

Doyumu

(29)

14

Öznel iyi olma halini etkileyen birçok farklı etmen bulunmaktadır. Farklı çalışmaların ortak sonucu olarak öznel iyi olma halini etkileyen etmenler Çizelge 2.2, 2.3 ve 2.4’de görüldüğü gibi açıklanmaktadır.

Çizelge 2.2 Diener (1984)’e göre öznel iyi olma halini etkileyen etmenler

Diener (1984)’e göre öznel iyi olma halini etkileyen etmenler

Biyo-sosyal Değişkenler Yaş, Cinsiyet vb.

Kişilik Değişkenleri Dışa dönüklük, Öz saygı vb.

Sosyal Destek Aile doyumu vb.

Çizelge 2.3 Dolan vd.’e göre öznel iyi olma halini etkileyen etmenler (Dolan vd. 2008) Dolan vd.2008’e göre öznel iyi olma halini etkileyen etmenler

Gelir Kesin ve göreceli

Kişisel özellikler Yaş, Cinsiyet, Etnik köken

Sosyal olarak gelişmiş özellikler Eğitim, Sağlık ve İş tipi

Zamanını nasıl harcadığı Kaliteli zaman geçirmek

Yaşamı diğerleri ve kendi hakkındaki inançları ve tutumu İlişkileri

Geniş çapta ekonomik, sosyal ve politik çevresi

(30)

15

Çizelge 2.4 Farklı çalışmaların ortak sonucu olarak öznel iyi olma halini etkileyen etmenler (Diener 2009, Diener ve Seligman 2009, Sander 2011)

Etmenler açısından yaş, ırk, gelir düzeyi ve medeni durum gibi faktörlerin öznel iyi olma hali üzerine etkileri göz ardı edilemezken; cinsiyet farklılığının arasında çok büyük farklar bulunamamıştır. Evli olma durumunun ise iyi olma hali üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır (Diener 2009).

Eğitim düzeyi ve gelir durumu ise öznel iyi olma üzerinde etkili kavramlardır. Diener ve Seligman (2009)’a göre özellikle gelir durumunun yüksek olması temel ihtiyaçları giderebilme durumu insan psikolojisini doğrudan etkilemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik gelir ve yaşam doyumu üzerine yapılan çalışmalar insan ihtiyaçlarının giderildikten sonra arta kalan zaman ve maddi imkanlarla orantılı olarak iyi olma haline katkı sağladığı belirtilmiştir. Eğitim düzeyinin öznel iyi olma hali üzerine etkisinin ise dolaylı olduğunu göstermiştir (Diener ve Seligman 2009).

Artan kentleşmenin insan yaşamına etkisi de birçok araştırmaya konu olmuştur. Sander (2011) tarafından yapılan çalışmada yaşanılan çevre ve mutluluk arasındaki ilişki Farklı çalışmaların ortak sonucu olarak öznel iyi olma halini etkileyen etmenler Yaşam Şartları Amaçlı Yaşam Etkinlikleri Genetik Etmenler

Cinsiyet, Yaş,

Yaşanılan yer

Yaşam amaçlarını belirleme ve bunları gerçekleştirme,

Sosyal ilişkiler kurma

Genetik faktörlerin ortaya koyduğu kişisel özellikler

Medeni durum, Eğitim durumu, Ekonomik durum

Affedicilik, Yardım etme,

Dini inancın gereklerini yerine getirme

(31)

16

kapsamında kent merkezinde yaşayanlar ile merkeze uzak kesimlerde yaşayanlar arasında karşılaştırma yapılmıştır. Çalışmaya göre kent merkezinde yaşayan toplumun mutluluk düzeyinin, merkez dışında yaşayanlara göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

Öznel iyi olma hali üzerine yapılan çalışmalarda, uygulanan anketlerde durumu etkileyen etmenlerde demografik özelliklerden çok, kişilik özelliklerinin ön plana çıktığı savunulmuştur. Bu nedenle objektif ölçütlerden ziyade bireylerin kendi yaşamlarını kendi değer amaç ve gelişimleri çerçevesinde değerlendirmeleri ile ölçülmeli ve tanımlanmalıdır (Ayan 2017).

Öznel iyi olma halinin yeşil alanlarla ilişkisini kuran birçok çalışma yapılmıştır. Kent yerleşimlerinde yeşil alanların insan sağlığına katkısı ve yenileyici etkisini, duygusal ve psikolojik açıdan kentsel peyzajların önemini Frederick Law Olmsted, yıllar önce vurgulamıştır (Morris 2003). Ayrıca Ebenezer Howard’ın (1898) Bahçe Şehir Hareketi’nin temeli de yeşil alanlar ve insan arasındaki bu olumlu ilişkiye dayanmaktadır (Ağkurt 2014).

 Algılanan Duyu Boyutları

Algılanan duyu boyutları (Perceived Sensory Dimensions - PSD) mekânsal özelliklerin tanımlanıp sınıflandırılmasını kapsamaktadır. Grahn ve Stigsdotter (2011), 1000 farklı değişken üzerinden yaptıkları araştırma sonucunda 1000 değişkeni 8 temel mekânsal özelliğe indirgemişlerdir.

Çalışmada bir ormanın niteliklerinin ve algılanan duyumsal boyutlarının bireylerde uyandırdığı hisler üzerine onarıcı etkileri araştırılmıştır. Çalışmada ormanın hangi nitelik ve algılanan duyumsal boyutlarının psikolojik olarak onarıcı olduğunu belirlemek amaçlı farklı özelliklerdeki 8 bölge oluşturulmuştur. Bu 8 bölgenin

(32)

17

özellikleri şu şekilde sınıflandırılmıştır: doğal (nature), kültürel (culturel), açık görüşe sahip (prospect), sosyal (social), mekansal (space), türlerce zengin (rich in species), korunaklı (refuge) ve sakin (serene) ( Çizelce 2.5). Fenomenolojik analiz yöntemi kullanılarak yürütülen çalışmada katılımcıların algı ve deneyimlerini belirlemek amacı ile 8 farklı bölgede görüşme ve değerlendirmeler yapılmıştır. Sonuç olarak sağlığın iyileştirilmesi ve sağlıklı olma durumunun korunması için tasarlanan mekanların algılanan duyumsal boyutlarının (PSD) katılımcıya uygun tasarım önerisi gerektiği ortaya çıkmıştır. Araştırma sonucunda insan ve çevre arasındaki olumlu etkinin oluşabilmesi için mekansal özelliklerin yeterli ve ihtiyaçları karşılayacak boyutta olması gerektiğine varılmıştır.

Çizelge 2.5 Algılanan Duyu Boyutları – PSD (Stigsdotter, Corazon, Sidenius, Refshauge ve Grahn 2017)

Diğer bir araştırma da Stigsdotter ve ark. (2017) tarafından gerçekleştirilmiştir. Fiziksel çevrenin mekansal boyutlarının, restorasyon deneyimlerini doğrudan etkilemekte

•Yeşilliğin hakim olduğu, doğal formların algılandığı karışıklıktan uzak mekan tipi 1. Doğallık (nature)

•Çevrenin merkezinde insan kültürünün olduğu çeşme ve heykeller gibi kültürel öğelerin yer aldığı mekan tipi

2. Kültür (culture)

•Kapalılık hissi uyandırmayan, uzun geniş çim yüzeylere sahip, küçük rekreasyon imkanları sağlayan mekan tipi

3. Açık Görüş (prospect)

•Işıklandırmanın iyi olduğu, hem güneşlenme hem gölgelik imkanı sağlayan, sosyal aktivitelere olanak sağlayan güvenli mekan tipi

4. Sosyal (social)

•Sessizliğin ve sakinliğin hakim olduğu, kalabalık olmayan bakımlı, temiz, güvenli mekan tipi 8. Sakin ( serene)

•Çeşitli bitki ve hayvan varlığına ev sahipliği yapan mekan tipi

6. Tür Zenginliği (rich in space)

•Yollarla veya farklı bölümlerle bölünmeyen, güçlü bir merkeze sahip, bağlantı duygularının güçlü olduğu mekan tipi

5. Mekan (space)

•Bitkilerle ya da yapılarla barınmanın sağlandığı, güvenlilik hissi veren, farklı rekreasyon tiplerine ev sahipli yapan mekan tipi

7. Korunaklı Alanlar (refuge)

(33)

18

olduğunu savunan Stigsdotter ve ark (2017), en çok tercih edilen restoratif çevre modelini belirlemişlerdir. Çevrenin açık-kapalı alanlarının dengeli olmasının ve bitki örtüsünün ve diğer elemanların doğal olmasının, mekan tercihlerinde önemli olduğunu vurgulamıştır.

 Dikkat Restorasyonu Teorisi

Dikkat restorasyonu teorisi (Attention Restoration Theory - ART) çevre psikolojisi uzmanları Rachel Kaplan ve Stephen Kaplan (1989) tarafından geliştirilen, insanların günlük hayatlarındaki zihinsel yorgunluğunun ve stresin, doğal çevre ve etmenlerle azaltılabileceğini savunan teoridir. Teori dört psikolojik bileşeni barındırmaktadır. Bu bileşenler çekicilik (fascination), kapsam (extent), uzaklaşma (being-away) ve ahenk (compatibility)’tir.

o Çekicilik: Bir alanın sahip olduğu ilgi çekici özellikleri ve mekânları dışında, katılımcılarda uyandırdığı keşfetme ve merak duygularını da içermesi gerektiğini açıklayan psikolojik bileşendir. Doğada inceleme ve gözlem yapma faaliyetleri bu bağlamda örnek oluşturabilirler (Kaplan, Kaplan ve Ryan 1997).

o Kapsam: Bir alanın sınırsız olma hissini uyandırması zihinsel dinlenme

açısından önem arz etmektedir. Hem bedenen hem ruhen bireyin kendisini başka bir dünyada hissetmesi zihinsel olarak dinlenebilmesi için gereklidir ( Harting, Korpela, Evans ve Gärling 1996).

o Uzaklaşma: Uzaklaşma hissi günlük rutin hayatın dışına çıkarak

sağlanabilmektedir. Zihinsel tükenmişliklerin kaynaklarından fiilen ve zihnen uzaklaşmak ( fiziksel ve psikolojik olarak) bireyin zihnini dinlendirebilmesi için önemli bir deneyimdir.

(34)

19

o Ahenk: Bir mekânın çekicilik, kapsam ve uzaklaşma bileşenlerinin birbiri ve çevresi ile uyumu olarak tanımlanabilir. Ahenk mekânın, bireyler tarafından tam anlamıyla algılanabilmesini sağlamaya yardımcı bir özelliktir.

 Stres Yenme Teorisi:

Literatürde ‘Stress Recovery Theory’ olarak geçen stres yenme teorisi Ulrich tarafından oluşturulmuştur. Teorinin ana düşüncesi doğal çevrelerin veya yapılı çevre içerisinde bulunan yeşil alanların stresi azalttığıdır (Ulrich 1984).

 Psiko-evrimsel Teori:

Literatürde ‘Psychoevolutionary Theory’ olarak yer almaktadır. Teori ilk defa Ulrich tarafından ortaya atılmıştır. İnsan geçmişinin, yeşil alanlara olan ihtiyacı ile ilgisinin olduğunu savunan bir teoridir. İnsanların yaşamış oldukları çevreden doğrudan etkilendiğini, bu etkinin fizyolojik olarak açıklanabildiğini belirterek, insanların bulundukları ortama uyum sağlayabilmesi için yeşil alanların çeşitli öğeleri içermesi gerektiğini ve yeşil alanların içermiş oldukları çeşitli öğeler ile insanların doğrudan ve duygusal ilişki içerisinde olduğunu savunmaktadır ( Ulrich 1993).

Roger Ulrich (1993) yeşil alan ve insan sağlığı arasındaki ilişki üzerine gerçekleştirdiği araştırmada: insanların doğal alanlarda özlerine dönüp, bedensel ve zihinsel olarak rahatlama yaşadıklarını, stres altındaki günlük yapay hayattan bu şekilde uzaklaşmaları gerektiğini savunmuştur. Doğal çevrede bulunulduğunda biyolojik olarak insan vücudunda değişiklikler olduğunu gerek hormon dengesi gerekse kan basıncındaki bu değişimlerin insanı olumlu etkilediğini belirtmiştir.

(35)

20 3. PSİKOLOJİK İYİ OLMA HALİ

Psikolojik iyi olma hali literatürde farklı kavramlarla ilişkilendirilmiş ve bunun sonucunda farklı bakış açıları ortaya çıkmıştır. Öznel iyi olma halinin ilk savunucularından olan Diener (1984), hoş duygular yaratmayı, düşük düzeyde olumsuz duygulara sahip olmayı ve yüksek düzeyde yaşam doyumu elde etmeyi mutluluk kavramı ile özdeştirmiştir. Farklı araştırmacıların yaşam doyumu, psikolojik iyi olma hali, yaşam kalitesi ve öznel iyi olma hali üzerine yapmış oldukları tanımlamalar, kavramların eş anlamlı gibi algılanmasına neden olmuştur (Akın 2008).

Deci ve Ryan (Ryan ve Deci 2000,2001) gibi teorisyenler tarafından geliştirilen teori, insanların ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların etkili bir şekilde işleyişi (insanların günlük ihtiyaçlarını kendilerinden ya da çevrelerinden kaynaklanabilecek engeller olmadan giderebilmeleri) fikrine dayandırılmıştır. Ampirik olarak, öznel iyi oluş ve psikolojik iyi olma halini örtüştürmüş olsa bile, araştırmacılar ayrı kavramlar olduğunu iddia etmektedir. Öznel iyi oluş insanların yaşamlarını değerlendirmeleri olarak tanımlanırken, psikolojik iyi oluş optimal insan işlevini temsil etmektedir ( Diener 2009).

Öznel iyi olma hali ile psikolojik iyi olma hali kavramlarını şu şekilde tanımlamak mümkündür;

Öznel iyi olma hali, ağrıdan kaçınma ve memnuniyet elde etme ile ilgili iyi oluş tanımlamalarına ve mutluluk üzerine odaklanmıştır; psikolojik iyi olma ise anlam ve kendini geliştirme üzerine odaklanmış ve kişinin bütün olarak fonksiyonda bulunma ile ilgili iyi oluş tanımlamalarıdır (Ergün, Uzman ve Telef 2013).

Ayrıca öznel iyi olma hali bireylerin yaşam doyumları ile ilgili beklentilerinin kognitif öğelerle birlikte, olumlu ve olumsuz duyguları arasındaki dengenin duygusal durumunu

(36)

21

içerir. Psikolojik iyi olma hali ise kişinin yaşama dair ideallerinin olup olmaması, sahip olduğu yetilerini kullanıp, kullanamaması, kendi yaşamı ile ilgili sorumluluklarının bilincinde olması ve diğer insanlarla ilişkilerinin niteliğini kapsamaktadır (Ryff ve Keyes 1995). Waterman (1993) ise, psikolojik iyi olmayı bireyin kişisel gelişimi sağlama adına yaşama karşı mücadele etmesi, çabalaması olarak tanımlamıştır.

Ryff (1999) psikolojik iyi olma halinin, asgari düzeyde bir yapı olduğunu ve kişinin kendisini ve yaşamının niteliğini nasıl değerlendirdiği ile ilgili bilgi verdiğini savunmuştur. Psikolojik iyi olma halinin 6 boyuttan oluştuğunu belirten Ryff (1989)’a göre bu boyutlar; öz-kabul, başkaları ile olumlu ilişkiler, özerklik, çevresel kontrol, yaşam amacı ve kişisel gelişimdir (Ergün, Uzman ve Telef 2013).

Myers ve Diener (1995) ise psikolojik iyi oluşun teorik öğelerini adaptasyon, kültürel bakış açısı, değerler ve amaçlar olarak 3 maddede tanımlamıştır. Özellikle kültürel değerlerin psikolojik iyi olma hali üzerine etkisini önemli bir güç olduğunu vurgulamışlardır. Değerler ve amaçlar ise bireysel davranışları destekleyen, iyi oluş üzerine de doğrudan etki eden bir psikolojik yapıdır (Brown ve Kasser 2005).

Myers ve Diener (1995)’e göre kültürel bakış açısı, farklı kültürdeki toplumların mutluluk değerlerinin değişim gösterdiğini ifade etmektedir. Genel olarak gelir farklılıklarının sonuçları ile bağdaştırılan kültürel bakış açısı, farklı ülkelerden insanların temel ihtiyaçlarını karşılaması ile mutlu olabileceği gibi, daha yüksek düzeylerdeki yaşam standartlarına sahip olan insanların mutsuz olabildiğini ifade etmektedir.

İnsan davranışlarında doğrudan etkili olan, sahip olunan değerler ve hedefler, psikolojik durumun önemli bir parçasıdır. Kişilerin benlik duygularının ve oluşan kimliklerinin bir parçasını oluşturan değerleri, hayata karşı esneklik, yaratıcılık, memnuniyeti sürdürme gibi durumlarla ilişkilendirilmektedir. Ayrıca bireylerin belirli bir hedefe sahip olmaları,

(37)

22

hayatlarında kararlılık duygusunu geliştirmekte, hedefe ulaşmak için yapabilecekleri ile de fiziksel ve zihinsel davranışlarını etkilemektedir (Ergün, Uzman ve Telef 2013).

Schwartz (1994), kişilerin yaşam değerleri, kendi yaşamının ya da sosyal çevresinin işleyişine hizmet eden değişken amaçları olarak tanımlamıştır. Yaşam değerlerinin kişilerin karakterlerinde etkili olduğunu, bu karakterlerin de psikolojik durum üzerinde önemli olduğunu savunmuştur. 41 ülkede yapmış olduğu çalışmaları sonucunda bu değerleri 10 maddede (Çizelge 3.1) toplamıştır (Ergün, Uzman ve Telef 2013).

Çizelge 3.1 Schwartz (1994) Yaşam Değerleri ve Tanımlamaları

Ryff ve Keyes (1995), psikolojik iyi olma halinin, bireylerin diğer bireylerle verimli ilişkiler geliştirmesi ve bu ilişkileri sürdürmesi, yaşamına yönelik hedeflerinin farkında

•Sosyal güç, zenginlik otorite, toplumsal imajı koruma Güç (Power)

•Başarı, beceri, azim gibi konularda yeterli olma Başarı (Achievement)

•Kişisel doyum, memnuniyet ve hayattan zevk alma Hazcılık ( Hedonism)

•Heyecan, yenilik, cesaret, değişken yaşam Uyarılım (Stimulation)

• Bağımsız düşünme, hareket etme, üretme, araştırma, özgür, meraklı Özyönelim (Self-direction)

•Anlama, saygı duyma, hoşgörü, tüm insanların ve doğanın korunması Evrenselcilik (Universalism)

•Yardımcı, dürüst, sadık ve bağışlayıcı olma İyilikseverlik (Benevolence)

•Hayattaki yerini kabul, adanmış, geleneğe saygı, ölçülü Geleneksellik (Tradition)

•İtaatkar, öz disiplik, kibarlık, büyüklere saygı Uyma (Conformity)

•Toplumun, ilişkilerin ve kendinin güvenliği uyumu ve istikrarı Güvenlik (Security)

(38)

23

olması ile ilişkili olduğunu savunmuştur. Ayrıca psikolojik iyi olmayı yansıtan özellikleri 5 maddeye (Çizelge 3.2) indirgemiştir (Akın 2008).

Çizelge 3.2 Psikolojik iyi olma halini yansıtan özellikler (Akın 2008)

3.1 Psikolojik İyi Olma Haline Etki Eden Faktörler

Psikolojik iyi olma hali, bireylerin yaşamlarını devam ettirirken potansiyellerinin ve yaşamlarındaki hedeflerinin farkında olup olmadıkları, çevresindekiler ile ilişkilerinde kaliteli bir yaşam sürdürüp sürdüremedikleri ile ilgili bir kavramdır (Ryff ve Keyes 1995). Jung’a göre psikolojik olarak sağlıklı olmanın ölçütü, bireyin içinde bulunduğu yaşam aşamasının gerektirdiği görevleri gerçekleştirmesi ile mümkündür (Cenkseven, 2004).

Psikolojik iyi olma hali belirleyen Ryff (1999)’ın 6 boyutun dengeli bir şekilde var olması, bireyin kendini olumlu algılamasını sınırlılıklarının farkında olmasını ve geçmiş hayatı ile ilgili olumlu duygular hissetmesini sağlayacaktır. Çevresi ile sağlıklı ilişkiler kurabilen, ihtiyaçlarına ve hedeflerine göre fiziksel çevresini şekillendirebilen bireyler fırsatları iyi değerlendirebilmektedir. Özerk olan birey, kendi kapasitesi doğrultusunda,

Benliğini olumlu algılaması

Sınırlılıklarını kabul edip, kendisi ile bütünleşmesi

Çevresini kişisel ihtiyaç ve isteklerine göre şekillendirmesi

Bağımsız ve girişimci olması

Yeteneklerinin ve becerilerinin farkında olması

Kendini geliştirmesi

(39)

24

çevresel baskılara maruz kalmadan istediği şekilde düşünebilecek ve yaşam amaçlarına göre davranabilecektir. Kişisel gelişimine önem veren bireyler kendi kapasitesinin farkında olacak, yeni fikir ve yaşantılara açık olacaktır. Psikolojik iyi olma halini belirleyen bu değişkenlerin sağlıklı bir etkileşimde olması bireyinde psikolojik anlamda sağlıklı olduğu anlamına gelmektedir (Sezer 2013).

Yapılan araştırmalarda (Argyle, 1999; Diener ve ark. 1999; Diener, 2009a; Diener ve ark. 1993; Clark ve ark. 2008; Blaauw ve ark. 2012) bireylerin iyi olma hallerini etkileyen birtakım etmenler belirlenmiştir. Bu etmenler; içsel etmenler (yaş, cinsiyet, kişisel alışkanlıklar vb.) ve dışsal etmenler (yaşanılan çevre, diğer bireyler, gelir düzeyi vb.) (Şekil 3.1) olarak sınıflandırılmaktadır (Ayan 2017).

Tüm bunların ötesinde günlük rutininde insanların yapmak zorunda olduğu her aktivite de psikolojisini doğrudan ya da dolaylı bir şekilde etkilemektedir. İnsanların yaşadıkları çevrenin fiziksel koşulları ve algılattıkları duygular, çevresindeki insanlar, yaşam koşulları direkt olarak psikolojilerini etkilemektedir. Bu nedenledir ki iyi olma halleri üzerine yapılan çalışmalarda, anket soruları içerisinde günlük rutinden uzaklaşma ve yaşanılan çevreden duyulan memnuniyet üzerine sorular yer almaktadır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki insan psikolojisinde bireylerin sahip oldukları karakteristik özellikleri, demografik yapısı, fiziksel çevre ve diğer bireyler etkili bir şekilde yer almaktadır (Şekil 3.1).

(40)

25

Şekil 3.1. Psikolojik iyi olma hali üzerine etki eden etmenler

3.2 Psikolojik İyi Olma Hali ile İlişkili Bazı Ölçekler

Literatürde yaygın olarak kullanılan ve Türkçeye uyarlaması yapılmış 2 ölçek bulunmaktadır. Bu ölçekler; Telef (2013) “psikolojik iyi oluş ölçeği: Türkçeye uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışması” ve Akın (2008) “psikolojik iyi olma ölçekleri (PİOÖ): geçerlik ve güvenirlik çalışması”’dır.

Araştırmacılar tarafında psikolojik iyi olma hali üzerine etkili farklı değişkenlerin olduğu öne sürülmüştür. Akın (2008) çalışmasında şu şekilde ifade etmiştir; “bir grup araştırmacı psikolojik iyi olmanın bir amaca ulaşma (Diener 1984), diğer bir grup ise ilginç ve zor olan aktivitelerle uğraşma (Chekola 1975) sonucunda elde edilebileceğini belirtmiştir. Ayrıca yaşam doyumu (Pavot ve Diener 1993);Shin ve Johnson 1978) ile olumlu duygular yaşama ve olumsuz duygulardan uzaklaşma (Pavot ve Diener, 1993;

Psikolojik İyi Olma Hali Demografik Özellikler

• Yaş

• Cinsiyet

• Medeni Hal

• Gelir Düzeyi

Karakteristik Özellikler

• Öz-saygı

• Öz-bilinç

• Kişisel alışkanlıklar

Fiziksel Çevre

• Mekansal özellikler

• Algılanma Durumu Diğer Bireyler

• Karşılıklı ilişki

• Fiziksel ve psikolojik durumları

İçsel Etmenler

Dışsal Etmenler

(41)

26

Watson, Clark ve Tellegen, 1988) gibi durumlar da psikolojik iyi olmanın bir göstergesi olarak ele alınmıştır.” Akın (2008)’in bu ifadeleri sonucunda çalışmada yöntem olarak kullanılan anket çalışması için yararlanılan ölçek türlerinden bazıları aşağıdaki gibidir;

 Psikolojik İyi Olma Ölçeği

Diener ve ark. (2009) tarafından geliştirilen Psikolojik İyi Olma Ölçeği, insan yaşamında önemli olan birtakım öğeleri tanımlamaktadır. Bunlar, olumlu ilişkiler içerisinde olmak, yeterlilik hislerine sahip olmak, anlamlı ve amaçlı bir yaşam sürdürüyor olmak gibi öğelerden oluşmaktadır. Diener ve ark. (2009) ölçeğin ismini ilk olarak Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PWS – Psychological Well-Being Scale) olarak adlandırmışlardır. Daha sonradan ismi ‘Flourishing Scale’ olarak değiştirilen ölçek, Türkçe literatürlerde kelime olarak tam karşılığını bulamadığı için eski adı ile yer almaktadır. Ölçeğin maddelerine verilen cevaplar ‘Kesinlikle Katılıyorum’ ve

‘Kesinlikle Katılmıyorum’ arasında derecelendirilerek ifade edilmektedir (Telef 2013).

 Psikolojik İyi Oluş Ölçekleri

Ryff (1989) tarafından geliştirilen ölçek PİOÖ, psikolojik iyi olma halinin 6 boyutta (öz-kabul, özerklik, çevresel hakimiyet, bireysel gelişim, diğer insanlarla olumlu ilişkiler, yaşam amacı) değerlendirilebileceğini savunmuştur. Neticede her bir boyutu 14 maddeden oluşan, 84 maddelik bir ölçek geliştirmiştir. Geliştirilen bu ölçekte, psikolojik iyi olma halinin özellikleri ve bireyin kendisi hakkında bilgi vermesine dayanmaktadır. 6’lı likert sistemi ile değerlendirilen bu ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmalarında özerklik alt ölçeği için 86, çevresel hakimiyet alt ölçeği için 90, bireysel gelişim alt ölçeği için 87, diğer insanlar ile olumlu ilişkiler alt ölçeği için 91, yaşam amacı alt ölçeği için 90 ve öz-kabul alt ölçeği için 93, iç tutarlılık güvenirlik katsayıları olarak bulunmuştur. Türkçe uyarlaması Akın (2008) tarafından yapılmıştır (Telef 2013).

(42)

27

 İhtiyaç Doyum Ölçeği

Deci ve Ryan yaptıkları ortak çalışmalarda psikolojik iyi oluş ölçeğinde özellikle değerlendirilmesi gereken birtakım durumların bulunduğunu savunmuşlardır. Bireylerin destekleyici ve ödüllendirici ilişkiler içerisinde olmaları, başkalarının refahlarına katkıda bulunan bir yaşam içerisinde olmaları ve belirli alan ve durumlarda bireylerin sorumluluk ve görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini ifade etmişlerdir. Kısaca özerlik, yeterlik ve ilişkili olma olarak ifade edilen üç temel psikolojik ihtiyacı ölçen 21 maddeden oluşan bir ölçek geliştirmişlerdir. İhtiyaç doyum ölçeğinin Türkçe uyarlama çalışması ise Cihangir- Çankaya ve Bacanlı (2003) tarafından yapılmıştır.

 Yaşam Doyum Ölçeği

Yaşam doyumu bilişsel-yargısal bir sürece işaret eden, bireylerin kendi seçtikleri ölçütlere göre yaşam kalitelerini değerlendirmeleri olarak tanımlanmaktadır (Diener, Suh 1997). Bireylerin kendileri için belirlemiş oldukları standartların, doyum sağlama derecelerinin mevcut gidişatı yargısal süreç ile belirlenmektedir (Dağlı, Baysal 2016).

Yaşam doyumu belirli bir alanla kısıtlanmadan yaşamın tamamının olumlu değerlendirilmesi olarak tanılanmaktadır. Bireylerin yalnızca bir alanda memnun olmaları (iş hayatında ya da ilişkilerinde) yaşam memnuniyetlerinin olduğu anlamına gelmemektedir.

Yaşam doyumunu etkileyen farklı birçok etken bulunmaktadır. Bu etkenler; günlük yaşamdan alınan mutluluk, ekonomik durum, güvenlik ve sosyal ilişkiler, yaşama yüklenilen amaç ve amaçlara ulaşma konusundaki uyumlu yaşam, bireyin ve çevresinin fiziksel durumudur (Dağlı, Baysal 2016).

Ölçek 1985 yılında Diener, Emmons, LArsen ve Griffin tarafından geliştirilmiştir.

Ölçeğin orijinal formunda bir faktör, beş madde ve likert tipinde 7’li derecelendirme

(43)

28

üzerinden cevaplandırma yapılmaktadır. Türkçeye uyarlanması Dağlı ve Baysal (2016) tarafından yapılmıştır.

 Olumlu ve Olumsuz Yaşantı Ölçeği

Diener ve ark. tarafından geliştirilen Olumlu ve Olumsuz Yaşantı Ölçeği’nin Türkçe uyarlaması Telef tarafından yapılmıştır. Ölçekte altı adet olumlu ve altı adet olumsuz yaşantıyı değerlendirme kriterleri bulunmaktadır. Bireyde memnuniyet sağlayan veya sağlamayan duyguları değerlendirirken; olumlu sorumluluk, fiziksel memnuniyet, ilgi ve akış gibi diğer durumları da ölçmektedir (Telef 2013).

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğitim ve teknoloji ilişkisi; temel kavramlar; öğretim teknolojisinin tarihsel gelişimi; Türkiye’de 1980 ve sonrası öğretim teknolojilerinin gelişimi

 Kaynaştırma ortamında özel gereksinimli öğrencilerin sosyal kabullerini ve akranları ile etkileşimlerini arttırmak için çeşitli etkinlikler planlamadan ve uygulamadan

Buna ek olarak güvenli ve güvensiz bağlanma sınıflamasında elde edilen bulgulara göre güvenli bağlanan çocukların (N=30), güvensiz bağlanan çocuklara (N=30) göre

• İyonlaşma enerjisi bir atomun elektronlarından birini koparıp sonsuz uzaklığa götürmek ve bir fazla artı yüklü yeni bir atom iyon oluşturmak için

hastanelerinde çalışarak hastaların duygusal ve psikolojik bozukluklarını gösterdikleri şefkat ve ilgi ile hafifletmeye çalışan bayan Almoner’ler, ziyaretçi

Bu düşük hata oranı, aminoasil-adenilat formasyonundan sonra da izolösil tRNA sentetaz enziminin iki amino asidi ayırdığına işaret etmektedir..

A) Bana darıldı artık ne gelir elden. B) Onun beni anlaması için elimden geleni yaptım. C) Sevdiğim yıllardır yollarımı gözlüyor. D) Bunca sene senin hayalinle yaşadım.

Bu çalışma kapsamında incelenen Suriçi bölgesinde yer alan geleneksel evler, değişen yaşam koşulları ve kullanı- cı özellikleri sonucu, hem sosyal yapıda hem de