• Sonuç bulunamadı

Şiirlerle bir gezi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şiirlerle bir gezi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYIR

OKTAY AKBAL

i t

.

s İ

Şiirlerle Bir Gezi

“ Her akşamüstü oyuncakçı

camekânından ,

çocuk ellerinin ~ ;

p

•' izlerini

siler”

Son günlerde şiire vurdum kendimi. Yeni, eski şiir kitaplarını yığdım masaya. Elime geçenleri, kitaplığın ön yerlerindekileri. Yıllar korkunç bir birikim yarattı. Raflara sığmıyor şiirler. Ne gü­ zel! Bize sonsuz bir derinliği açar bütün bu dizeler, insanlığımı­ zı duyurur. Yaşamayı anlamlı kılar.

Genç şair Sunay Akın ‘Makiler’ adlı kitabında kısa şiirlerini bir araya toplamış. Cemal Süreya’nın dediği gibi "Garip’le ikinci Yenı’yi birleştiren bir tavır içinde” ... Süreya şöyle diyor: “ Ras­ yonel öğede hüzün arayan bir şair. Yarın ne olacak? Yapar, yap­ maz. Bugüne dek yazdıkları yeter bence; Japon haykularını Türk- çede arıyor gibi de. Düşünceye vurarak, o matara, o miğfer, o su, o güvercin. Daha ne diyeyim. Zarımı atıyorum” ’

"B ir an önce görülsün - diye Akdeniz - Toroslar’da ağaçlar - hep çocuk kalır” diyor Sunay Akın.

“ Tutsak olacağını bilerek - yine bu sabah - demirparmaklık- tan içeri - usulca sızdı güneş” ...

Sunay Akın 1962 doğumlu. Önümde başka bir kitap var “ On­ lar” .. Süleyman Şahin Tar, 1914 doğumlu. Tar, toplumculuk sa­ vaşımında yer almış bir eğitimci, bir şair. Şiirlerinde de bu sa­ vaşımın izleri olacak elbet. Bir şiirinde “ Kent uykudaydı hava soğuk mu soğuk” diye başlamış. Yaşadığı önemli bir zaman par­ çasını anlatıyor:

“ Sinsi ayak sesleri, karanlık fısıltılarla - Dudaklarında 141,142 kelepçeler pırılpırıldı - Kapılara dayandılar ‘Güm güm, açınız’ - Hayaletler - Sinsi ayak sesleri karanlık fısıltılarla - Götürdüler, kalanlar ağlamadı, ah vah etmediler - Gözler çakmak çakmak­ tı, gözler alev alev - Söylenemeyen sözler yumruk yumruktu, içe gömülü - Götürüldüler kalanlar ağlamadı, ah vah etmediler.”

H.i. Dinamo, Yeni Cami önünde dilekçe yazarak ekmek pa­ rası kazanan daktiloculardan söz eder bir yazısında... Bu kişi­ ler yağmurlu karlı havalarda birer şemsiye ya da naylon parça­ sı altında çalışırlar: “ Mevsimlerin şiddetinden korunarak böy- lece dilekçe ya da buna benzer şeyler yazanlardan biri de Gazi Eğitim Enstitüsü mezunlarından eski Türkçe öğretmeni Süley­ man Şahin Tar’dır” diyor Dinamo...

Yaşamın acı deneyimlerinden geçen bir şair elbette ki şöyle yazacaktır:

“ Siz haramiler sinsi ve korkak - Damarlarınızda dolaşan ka­ nınız paradır - Tanrınız göstermelik - Uzanmış elleriniz emeğe, gözyaşına, karanlıklara - Elbet varılır birgün aydınlıklara”

Çıktığımız bir şiir gezisidir. İşte Refik Durbaş’ın yeni kitabı “ Geçti mi Geçen Günler." Şöyle yazıyor Durbaş: "... hâlâ us- talaşmış değilim. Usta olmak da istemiyorum artık. Uzak dur­ sun şiirimden. Bir elim bir gözüm ve yüreğimin tamamı ve bilin­ cimin tümü hep acemi kalsın.”

Böyle diyorsa da Refik Durbaş, şiirinin ustasıdır. Kendi şiiri­ nin... Çünkü Durbaş’ın şiiri kendine özgüdür, işte bir örnek: “ Ak­ şamın karanlığını içip - sessizce gittiler. Gittiler mi? - Düşleri kı­ nalı serçeler” ya da “ Bu şarkı da unutulur: Adım gibi - Gece dolanır boynuma: Adım gibi - Sustuğu nerde görülmüş şiirin” ya da “ Bütün yılları sen kullan - ayları haftaları günleri - saati ve saniyeyi - hatta bütün yüzyılları da - Ömrüm sana armağan”

Durbaş, “ Şiirimi okumalardan olduğu kadar hayattan, haya­ tımdan çıkarmaya çalıştım. Aşkta da acıda da acemi mi günlerimden” diyor. “ Geçti mi Geçen Günler” (Adam Yayınla­ rı) usta bir şairin son yapıtı...

Bu dağınık şiir gezisini isveçli şair dostum Peter Curman’ın kısa bir şiiriyle noktalasak mı?

“ Umursama - Gene de gelir o - Bekle biraz, uyu bir an - De­ rin sulardaki gölge gibi - Ya da içinde boydan boya uzanan - Bir bulut gibi - Geldiği zaman - Ayrımına varmazsın bile - Ansı­ zın içindedir o - Ve seni açığa çıkarır - Derinin sınırlarından öte­ ye - Yazan sen değilsin işte o zaman - Yazılansın.”

(2)

EVET/HAYIR

OKTAYAKBAL_______ H

' ;

(Baştarafı 2- Sayfada)

Oysa Milliyet’teki haberde bu ‘yaşlı köşe yazarı’mn ‘Oktay Akbal’ olduğu belirtilmektedir.

Sayın Aziz Nesin muhakkak ki bu yanlış ve çirkin haberi ya­ lanlayacaktır. Ben TYS üyesi olarak hiçbir dış geziye ve dış top­ lantıya gitmedim, böyle bir istekte de bulunmadım, bunun ge­ reğini de duymadım. Çünkü yazar ve gazeteci olarak yıllardır yeterince dış geziye gitmiş, pek çok yazar kongrelerine katılmı- şımdır. Ama TYS üyesi olarak bir tek dış geziye gitmedim.

Milliyet Gazetesi’nin ve dostum Aziz Nesin’in bu yanlış habe­ ri en kısa sürede yalanlayacağına inanıyorum.

Her türlü ters anlamalara yer vermemek için gerçeği okurla­ rıma bildirmeyi gerekli gördüm.

Oktay Akbal

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

21,22 1970li yıllarda gerçekleştirdik- leri çalışmada submüköz damak yarığının cerrahi tedavisinde patolojik segmentin eksizyonu ve primer onarım gerçekleştir-

Ha- milelik, adet dönemi, fleker hastal›¤›, s›k› iç ça- mafl›rlar, genital bölgenin uzun süre nemli kal- mas›, HIV virüsü (AIDS) veya vücut

omuzlarınızdan biraz daha geniş açın. Kollarınızı yanlara doğru uzatın. Sağ ayağınız dışa bakacak şekilde duruşunuzu ayarlayın. Sağ elinizi sağ kalçanıza koyun ve

 Sandalyeye oturup kalkmak için yaklaşık 80-100 derece, merdiven inmek için 30 derece, çıkmak için 60 derecelik açılara ihtiyaç duyar....  Yürüyüş için 35-40

 Distal tibia ve fibulanın talus ile yaptığı bir eklemdir.Bu eklem yük verme esnasında kuvvetin ayağa iletimini sağlar.Bu kuvvet vücut ağırlığının on katına

 Sağ cuboid plantar ve dorsal.. cuneiform) medial, lateral, proximal... AYAK TARAK KEMİKLERİ

Yüzüstü pozisyonda su üstünde kayabilme, kollar vücudun önünde gergin, baş kolların arasında ilerleme ve hız azalırken serbest stilde

geldi. Yağız’ı kontrol edip hemen 1-1-2 acil servisi aradı. Yağız’ın ayağı kırılmış olabilir diye hiç kımıldatmadılar. Çok geçmeden ambulans geldi.