HIDIRELLEZ GELENEĞİNİN
TÜRK HALK ŞİİR İN E
Y A N SIM A SI
Ali YAKICI
M illetlerin oluşm asında kültürlerin ye ri ve önem i büyüktür. K ültürleri oluştu ran önemli un su rların başında ise gelenek - görenek, töre, tören ve inançlar gelm ek tedir.
G elenekler, tarih i kesin olarak tespit edilem eyen dönem lerden kalm adır. Neden, niçin, nasıl gibi sorular sorulm aksızın a ta d an oğula kalm ıştır. H u k u k u n bile yeter siz kaldığı zam a n lar olm uştur, ancak gele nekler m illetleri ayakta tutm ayı başarabil m iştir. Bu özellikleri ile m illet bağını güç lendiren önem li unsurlardır gelenekler. T ürk k ü ltü rü içinde canlılığını koruyan gelenek lerden biri de «H ıdırellez»dir.
Bilindiği gibi bayram lar, insanlar a ra sındaki karşılıklı sevgi ve saygının perçin lendiği gündür. B ayram lar toplum larda m il li birlik ve beraberliğin, b ir arada yaşama arzusunun kuvvetlendirildiği günlerdir. B ayram lar, insanların birbirleriyle olan d ar gınlıklarını u n u ttu k ları, barıştıkları, k a r deşçe kucaklaştıkları gündür. Bayram lar, m illî ve d in î duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı, sergilendiği, bir toplum da m illet olm a şuurunun şekillendi ği, kuvvetlendiği gündür.
H ıdırellez geleneği, b ir bayram olarak bü tü n T ürk m illetinin topluca katıldığı, k u t ladığı, b ir tak ım töreleri yerine getirdiği b ir b a h a r bayram ıdır. O ldukça eski b ir de vire inen b u kutlam alar, babadan oğula günüm üze k a d a r intikal etm iştir. H
ıdırel-lez’den sonra yazm geldiği inancını yaşa ta n T ü rk toplum u, H ıdırellez’le birlikte a r tık karakışın geride kaldığını görm ekte ve gelecek günlerin tabiatın canlandığı, yeşer diği b a h a r ve yaz günleri olduğunu vurgu lam aktadır. îşte böyle b ir günü, b ir dönüm noktasını «bahar bayram ı» olarak bütün im kanlarıyla, duygularıyla, sevinciyle k u t lam aya çalışm aktadır.1
H ızır inancı, T ürklerde doğrudan doğ ruya bah arın gelmesi merasim i ile ilgili b ir inançtır. Bu konuda geniş b ir araştırm a yapan M irali Seyidov, yaz m evsim inin gel m esinin ister göçebe olsun, ister çiftçilikle uğraşsın b ü tü n T ürk toplulukları için bir h ayat meselesi olduğunu belirterek havanın ve toprağın ısınm asının m ühim bir hadise olduğunu ifade etm ektedir Seyidov’a göre, o yılın bereketli olabilm esi için özellikle iki unsurun Türklerce efsunlaşm ası gerekm ek tedir. Bu iki u nsur hava ve sudur.2 îşte bu sebeple çeşitli T ü rk toplulukları yazı k a r şılam ak için m uhtelif törenler yapm aktadır lar. Böylece ağaçların, bitkilerin, çiçeklerin yeşermesi, hayvanların kuzulam ası, tabiatın canlanm ası, yeni b ir hayatın başlam ası m üm kün olabilecektir. B ütün bunlara can verecek ise sıcaklıktır. Seyidov;
H ızır H ızır hız getir V ar dereden köz getir H ızır’a H ızır deyirler H ızır’a çırağ koyurlar
m anisinden hareketle halkın H ızır’d an ne isteyebileceğini araştırm akta ve bu n u «ateş, kızgınlık, coşkunluk, kuvvet, kut» olarak açıklam aktadır.3 H avaların ısınm ası, sıcak lık o yılın bereketli olm asına kafi değildir. B ereket için gerekli olan ikinci u n su r sudur. Seyidov bunu da İlyas ile açıklam akta dır. T ürk tefekkürü ateşi, y an i sıcaklığı tem sil eden H ızır’la suyu tem sli eden İlyas’ı birleştirerek tab iata can geleceğini düşün müş ve o yılın bereketli olm ası için «Hızır N eb i’yi karşılam a» törenleri yapm ayı adet haline getirm iştir. Bu hususu dile getiren m anilerden biri şö y led ir:
Men Hızır’ın kııluyam Boz atının çuluyam Hızır gitti hayınan Bir kutanca tayınan Tayı bayçığa battı Hızır yanında yattı Hızır-Nebı, Hızır-İlyas Bitti çiçek oldu yaz1
H ızır-N ebi inancının dışında . H ıdırel- lez geleneği ile ilgili olarak yaygın olan k anaat, H ızır ile îlyas’ın b ir araya geldiği g ünün hatırasına tören yapılm asıdır.5 Hı- dırellez günü genellikle 6 M ayıs’ta k u tlan m aktadır. Bazı yörelerde 5 M ayıs bayram günü, 6 M aj'is H ıdırellez gü n ü kabul edil m ekte ve ona göre törenler düzenlenm ek te d ir.6 H ıdırellez günü (Rûz-ı H ızır), halk takvim inde yazın başlangıç günü olarak kabul edilm ektedir. Türklerdeki halk ta k vim ine göre b ir yıl iki an a bölüm e ayrıl m aktadır. H ıdırellez günü (6 M ayıs)ndan 8 K asım ’a k ad ar süren devre 186 g ün olup «H ızır günleri» adıyla anılm aktadır. Bu dö nem genellikle yaz m evsim ini içine alm ak tadır. 8 K asım ’dan 6 M ayıs’a k ad ar süren ikinci devre kış devresi olup K asım günleri o larak adlandırılm akta ve 179 gün sürm ek te d ir.7
H ıdırellez inancı T ürklerdeki bahar bayram ı geleneği ile doğrudan ilgilidir. D i ğer yandan T ü rk inançlarında, T ü rk des ta n ve efsanelerinde görüldüğü kadarıyla «Boz A tlı H ızır» inancı eski T ü rk inanç larından «Boz A tlı Yol Tengrisi» yani «Yol
İyesi» ile izah edilebilir.8 Bu eski T ü rk in an cı, İslâm iyetin kabülünden sonra «H ızır - Nebi» veya H ızır - İlyas (Hıdırellez) inancı olarak karşım ıza çıkm aktadır. H alk m uhay yilesinde H ızır’dan beklenen şeyler ise d a r da kalanlara, sıkıntıda olanlara yardım e t mesi, insanlara bolluk - bereket bahşetm e si gibi hususlardır. Türklerdeki bazı deyim ve atasölzeri bunu güzel b ir biçim de a k settirm ektedir : «Kul daralm ayınca/sıkış m ayınca H ızır yetişmez.»
T ü rk dünyasında H ıdırellez etrafında oluşturulan gelenekler, inançlar, törenler bir bakım a diğer baharı karşılam a tö ren leri ile karıştırılm ıştır. D aha açık b ir ifa de ile Türklerdeki b ah ar törenleri b ir veya b ir kaç önem li gün üzerinde yoğunlaşmış ve yapılan törenler o günün etrafında to p lanm ıştır.8
Y üzyıllardır kültürüm üz içinde var olan ve günüm üzde de canlı b ir şekilde hayatını devam ettiren H ıdırellez geleneği, halkın ortak ürünleri olan m aniler, ninniler, a ta sözleri, bilm eceler v.b. m ahsûllerin yanı sı ra halk şairlerinin şiirlerine de yansım ış, aşıkların tellerinde türkü, dillerinde k o ş ma, semai ve destan olm uştur.
K ouyalı Aşık M ehm et’in elim izdeki yazm ada bu lu n an şiirleri arasında H ızır D estanları (H ızırnâm eler) m evcuttur. Aşık M ehm et, bu destanlardan birinde, 1944 yı lı M ayış ayında K onya’da yapılan H ıdır- ellez kutlam alarını dile getirir. 13 M ayıs 1944’de istinsah edilen «Rûz-ı H ızır» adlı destanı şöyledir :
Bahçelerde gezip Hızır ararken Elime orada bir Hızır geçti Acep Hızır mı kin diye sorarken O da etimizden koydu da kaçtı Bir zaman orada düşündüm kaldım Gördüğüm Hızır’dan ne ibret aldım Gersingeri dönüp evime geldim Âşık bu Hızır’dan gayn vaz geçti
Bir âhu gözlüdür gözleri Leylâ Nasıl ki yaratmış o güzel Mevlâ Hayâli gözümde kalıyor hâlâ Görünce bu sevda başımdan aştı Bir yeşil çayırlık havuz başında Âlem de koşuyor Hızır peşinde Ela gözlerinde kalem kaşında Görünce kaşların aklımız şaştı Kimin seyrettim devranda demde Kimini seyrettim âleın-i gamda Acaba dünyanın mizanı kimde Kırıldı terazi okkası düştü Ala’addinio île Havzan31ın arası Sandım bir bedestân olmuş orası Hemen orda Hızır bulma sırası Konya’nın adamı oraya koştu Dede Bahçesil2nde havuzda kayık Güzel mukimleri hanıma layık N e oturursun Berber’inen Fayık Masaya oturan demini içti Hızır İlyas günü safalı aylar Ala’ddin’e çıkmış bayanlar baylar Yelesi, kuyruğu kırkılmış taylar Yayılıp çayırda çeşmeden içti
Aşık Mehmet söyler bunu bir dilden Aradım Hızır’ı ne gelir elden Kimse anlamıyor çaldığım telden Şu garip gönlümüz sevdaya düştü 1. Prof. Dr. Abdülhaluk ÇAY, Hıdırel-
Iez «Kiiltür-Bahar Bayramı», Ankara, 1990, s. 35
2. Mirali SEYİDOV, «Türk Boylarında Hızır İnancı», Azerbaycan, 239, M a yıs 1982, s. 10
3. SEYİDOV, a.g.m., s. 11 4. SEYİDOV, a.g.m., s. 13
5. Ahmet Yaşar OCAK, İslâmi-Türk İnançlarında Hızır Yahut Hızır-İlyas Kültürü, Ankara, 1985, s. 136
6. ÇAY, a.g.e., s. 19 7. OCAK, a.g.e., s. 136
8. Abdülkadir İN A N , Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara, 1954, s. 132-134 9. ÇAY, a.g.e., s. 19
10. Konya Alaeddin Tepesi.
11. Konya’nın batısında Meram yolu üze rinde bir semtin adı.
12. Eskiden sazlı sözlü eğlencelerin ter tiplendiği bir yerin adı. Bugün Konya Fuan sınırları içinde kalmaktadır.