• Sonuç bulunamadı

Soykırım savına tarihsel yaklaşım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Soykırım savına tarihsel yaklaşım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

CUMHURİYET

2_________________________OLAYLAR VE GÖRÜŞLER

olay.gorus@cumhuriyet.com.tr

Soy kının Savma Tarihsel Yaklaşım

Mehmet CİHANGİR

Eğitimci

U

zun y ılla rd a n beri, Türklerin Erm enilere uyguladığı sözde soy­ kırım savı dünyanın gündem inden düşm ü­ yor. Yerli ve yabancı

basında sık sık bu konu ile ilgili yazı­ lar yayımlanıyor, ahkâm kesiliyor. A n­

cak özenle izledim, olaya Cum huriyet gazetesindeki birkaç yazı dışında ta­ rihsel gerçeklerle yaklaşan hem en he­ men yok. H ep yanlı tutum, duygusal­ lık ve bilir’e bilmez’e bir şeyler söyle­ me... H atta bazı yerli utanm az enteller (sözde aydınlar) “Soykırımı kabul edip Ermenilerden özür dilememiz gerekir” diyecek kadar işi ileri götürdüler. Bu ta­ rih bilgisizliği (cehaleti) karşısında şa­ şırm am ak elde değil. Bu nedenle ben olaya tarihsel gerçekleri dile getirerek yaklaşmak istiyorum. Utanılacak durum şudur ki, E m eninin yaptığı soykırım Ba­ tılının “sevinci” olmuştur.

Ben K ars doğum luyum . Çocuklu­ ğum dan başlayarak uzun süre bu olay­ ları bizzat yaşam ış olanlardan, özellik­ le de olaylann içinde bulunm uş, İstik­ lal madalyası sahibi rahmetli babamdan dinledim. Duyduklarım ın uyandırdığı m erakla Kars- Cılavuz K öy Enstitü­ s ü n d e öğrenci iken ve sonraki yıllar­ da konu ile ilgili bulduğum bütün ya­ p ıd a n okudum ve belgeleri topladım. Şu anda bu konuda bir kitap yazacak kadar bilgi ve belge birikimim var. Şim­ dilik bu yazı ile yetiniyorum ve sınırlı yazma zorunluluğu nedeniyle çok es­ kilere gitmiyorum.

Osmanlı devletinin tarih sahnesine çı­ kışından başlayarak A nadolu’da, özel­ likle Doğu A nadolu’da Türklerle Er- meniler yüzlerce yıl iç içe yaşamış, ara­ larında fazla bir uyuşm a sorunu yaşan­ mamıştır. Hatta Erm enilerden O sm an­

lI yönetimine sadrazam, nazır, büyükel­ çi ve benzerleri düzeyinde pek çok ele­ m an katılmıştır. Ancak 19. yüzyılla bir­ likte, dünyada ulus-devlet ve ulusallık bilinci uyanıp ulus-devletler kurulm a­

ya başladıktan sonra Erm enilerde ba­ zı kıpırdanm alar görülmüştür. Özellik­ le 1877-78 O sm anlı-R us Savaşı’nda D oğu A nadolu’daki E rm eniler kesin yan tutmuş, Rus ordusunu desteklemiş, O sm anlı ordusunu arkadan vurm aya kalkışmışlardır. 2. Abdülhamit döne­ minin, eski deyimi ile idare-i maslahat- çı yönetim i bu olayı görm ezlikten gel­ miş, üzerinde durmamıştır.

A sıl büyük sorun ve başkaldırm a olayları 1. Dünya Savaşı’nda başlam ış­ tır. Bu savaşta rahmetli Enver P aşa’mn çok iyi bilinen bir Sarıkam ış harekâtı vardır. Bu harekât, 1915 yılı kışında yaklaşık yüz bin kişilik bir orduyla Al- lahuekber dağlannı aşarak Sarıkam ış'ı ele geçirm eyi ve E rzurum önlerindeki Rus ordusunu doğudan, arkadan çevi­ rip kuşatmayı amaçlamıştır. Fakat bu plan tutmadı.

Enver Paşa ordusunun büyük bir bö­ lüm ü (bazı kaynaklara göre 60 bin, b a­ zılarına göre 90 bin kişi) Allahuekber dağlannda donarak ölmüştür. Geri ka­ lan kuvvetleriyle Enver Paşa, Sarıkamış önlerine kadar gelmiş, ancak Sarıkamış'ı alam am ış ve yenilerek geri dönm üş­ tür.

Şimdi asıl konuya geliyorum. Bu olay sırasında Sarıkamış ve Kars yörelerindeki Türk köylüleri Osmanlı ordusuna büyük çapta yiyecek, içecek ve giyecek yardım ında bulunm uşlar­ dır. Ordu çekildikten sonra o yöreler­ de yaşayan Rum, özellikle Ermeni köy­ lüleri bu durum u Rus yetkili m akam ­ larına ihbar ettiler. Bunun üzerine Rus yetkilileri K ars yöresinin köylerinde yaşayan yaşı on beşten yukarı eli silah tutabilen bütün erkekleri topladı, Si­ biry a’ya sürgün ettiler. Bu sürgünden tek tük dönenlerin bazıları ile ben son­ raki yıllarda konuştum . C oğrafya ve harita bilgisinden yoksun insanlardı. Söyledikleri şuydu: “Kırk gün kırk ge­ ce trenle yol gittik. Yolda arkadaşları­ mızın pek çoğu bitten, tifüsten ve so­ ğuktan öldüler. Vardığunız tutsak (esir)

kampının bulunduğu yerde geceler yal­ nızca bir saatti. Hep güneş vardı, ama çoksoğuktu. Pek çok arkadaşımız da bu­ rada hastalıktan, soğuktan öldü.”

Benim yaptığım incelemeye göre bu zoraki göçten geri dönenler gidenlerin sadece yüzde 2 ’si, bilemediniz yüzde 3 ’ü kadardır. Y üzbinlerce insan Sibirya steplerinde heder olm uş gitmiştir. Biz neden bu olay karşısında soykırım di­ ye feryat etmiyoruz.

Ermeni zulmünün utanılası sevinci: Asıl büyük çaplı Erm eni sorunu bun­ dan sonra başlıyor. Çarlık Rusyası or­ duları ile Osmanlı ordulan Doğu cep­ hesinde karşı karşıya... Savaş bütün acı­ masızlığı ile sürüyor. Cephe gerisinde bulunan Türk köylerindeki eli silah tu­ tan köylüler silah altında, cephede. Er­ menilere askerlik yok.

O nlar köylerinde. A ncak bu Erm e­ niler köylerinde boş durmuyorlar. Rus ordusu ile gizli ilişki kurup silah ve cephane alıyorlar. İyice silahlanıp ha­ zırlandıktan sonra atlı çeteler halinde Türk köylerine baskınlar düzenliyorlar. Zaten yokluk ve yoksulluk içindeki hal­ kın elinde ne varsa gasp ediyorlar. Ka­ dınlara tecavüze kalkışıyorlar. Karşı çı­ kanları öldürüyorlar. Dahası Osmanlı ordusunu arkadan vurarak Rus ordusu­ na destek sağlıyorlar.

Şimdi Erm eni yanlısı dünya kam u­ oyuna ve bizim entellere, yani sözde ay­ dınlara b ir soruyu sorm anın zam anı geldi. Bir ölüm kalım savaşı içindeki hangi devlet, hangi yönetim böyle bir olaya sonuna kadar hoşgörü ile baka­ bilirdi? Osmanlı yönetim i ne yapm ış­ tır? Cephe gerisinde bu azgınlıkları ya­ pan Ermenileri zorunlu göçe (tehcir) ta­ bi tutmuştur. Doğal olarak bu göç sıra­ sında hastalananlar, ölenler olmuştur. Kars ve Ardahan yöresi köylerinden S ibirya’ya sürülenlerin öldükleri gi­ bi... Doğallıkla bunlar benimsenecek, hoşa gidecek olaylar değil... Am a ne ya­ palım ki savaşın gerekleri...

Olaylar bu kadarla bitmiyor. 1917 yılının sonlarına doğru Rus ordusu, Er­ zurum ’u, Erzincan’ı, Bayburt ve G ü­

m üşhane’yi ele geçirmiş, Sivas kapıla- nndadır. Bu sırada R usya’da sosyalist devrim gerçekleşiyor. Rus ordulan bü­ tün cephelerde olduğu gibi Doğu A na­ dolu cephesinde de geri çekilmeye baş­ lıyor. A ncak çekilen bu ordu o yöreler­ deki Erm enileri silahlandınp yönetimi onlara bırakarak çekiliyor. T ürklere karşı yeniden büyük çaplı Erm eni kı­ yımları başlıyor.

Yakup Şevki Paşa komutasındaki Os­ manlI ordusu Erm enilerin üzerine yü­ rüyor ve E nnenileri doğuya doğru ko­ valıyor. Ünlü yazar rahmetli Şevket Sü­ reyya Aydemir bu orduda yedek subay­ dır. “Suyu Arayan Adam” adlı anı ya­ pıtında, bu çekiliş sırasında Erm enile­ rin o yörelerdeki Türk halkına yaptık- lan kıyım ve zulüm den yüzlerce örnek sergilemiştir. Bunlardan yalnız birini tipik bir örnek olarak buraya alıyorum: “Çok soğuk bir kış günüydü. Akşamın alacakaranlığında bir Türk köyüne yak­ laşıyorduk. Uzaktan bütün köy halkını köy kıyısında, karlara oturmuş olarak bizi bekliyor gördük ya da öyle sandık. Köye varınca bütün köy halkını, Erme­ niler tarafından süngülenmiş ve yan bellerine kadar kara gömülmüş olarak bulduk. Köyde bir tek cardı insan yok­ tu...”

Yine dünya kamuoyuna ve bizim en­ tellere sormanın sırası geldi. Peki bu vah­ şetin hesabı kimden sorulacak?

Yakup Şevki P aşa’nm ordusu böyle yüzlerce acı olay yaşayarak sonunda K ars’a varır. Kars ve yöresini bugün­ kü sınırlara kadar kurtarır. Fakat çok geç­ tir. Bir süre sonra Osmanlı ve m üttefik­ lerinin yenilgisiyle 1. Dünya Savaşı so­ na erer. Mondros Silah Bırakışması im­ zalanır. Bu antlaşmanın bir maddesi de yenik orduların eski sınırlarına kadar ge­ ri çekilmesidir.

Kars ve A rdahan yöreleri O sm an­ lI’nm eski sınırlan içinde değildir. Ya­ kup Şevki Paşa, Kars ve A rdahan’ı bo­ şaltıp E rzurum ’a kadar geri çekilm ek durumundadır. Çekiliyor. Ancak olay- lan yaşamış olanlardan dinlediklerime göre yöredeki Türk halkını silahlandır­

m aktan çekiniyor. Sadece onlara m o­ ral veriyor: “Siz sabıriı olun, biz yine ge­ leceğiz.”

Böylece Kars ve A rdahan yörelerin­ de Türklerle Erm eniler yeniden karşı karşıya kalıyorlar. Erm eniler; Ruslar ve savaştan sonra oralara gelen lngiliz- ler tarafından silahlandınlm ış, tepeden tırnağa silahlı... Türkler silahsız. Yeni­ den Türklere karşı Erm eni kıyım ve soykırımı başlıyor. Köyleri basan atlı Er­ meni çeteleri köyde tek canlı bırakm ı­ yorlar. Canını kurtarm ak için dağlara kaçanların peşine atlılar gönderip ora­ da kurşunlatıyorlar. Bu da yetmiyor, kurşunla öldürm ekle kurşun yetiştire­ meyeceklerini anlayınca başka bir yön­ tem e başvuruyorlar: D oğu A nadolu köylüleri kışlık hayvan yem lerini koy­ m ak için hangar şeklinde büyük bina­ lar yapar, bu binalara inerek derler. İş­ te E rm eniler bütün köy halkını b u me- reklere topluyorlar. Tenekelerle gazya- ğını döküp binayı ateşe veriyorlar. B ü­ tün bir köyün halkı alevler içinde can­ hıraş bağırışlarla yanarak can veriyor, Erm eniler zevkle bu olayı seyrediyor­ lar. Canını kurtarmak için alevlerin için­ den dışarıya fırlayan olursa eli silahlı Ermeni nöbetçileri kurşunla yok ediyor­ lar.

B enim araştırm am a ve tahm inim e göre bu kıyım ve zulüm den Erzurum tarafına kaçarak canını kurtarabilen Türk insanının oranı yüzde 15-20 ka­ dardır. G eri kalan yüzde 80-85, Erm e­ niler tarafından yok edilmiştir.

Ç ok kısa olarak sunmaya çalıştığım bu tarihsel verilerin ışığında soralım: Bü­ tün bu olaylarda kıyıma, soykırıma uğ­ rayan kim ; soykırım ı, kıyım ı yapan kim ? G özü kapalı Erm eni yandaşlığı “insanlık ayıbı”dır.

Bu olaylann çok ilginç bir yönü; soy- k ın m a uğrayanlar ve onlann çocukla- n sesini çıkarmıyor, susuyor; asıl soy­ kırım ı yapanlar ve onların çocuklan yaygara kopanyorlar.

işin daha ilginç yönü de bizim söz­ de aydınlann da içinde bulunduğu dün­ ya kamuoyu, İkincileri haklı buluyor.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ŞEF SOSİYER: tüm et yemeklerinde garnitürlerin hazırlanması, BALIK ŞEFİ: sıcak balık yemekleri ile bu tür yemeklerin. garnitür ve soslarının

Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması

Ancak, yiyecek ve içecek hizmetlerini diğer bazı hizmetlerden farklı kılan özelliklerini belirlemek için izlenebilecek bir yol, hizmet pazarlaması literatürünün hizmetleri

: YOGURTLU KOFTE, ISLAMA KOFTE, PIDELI KOFTE, SOSLU KOFTE, KADINBUDU KOFTE, DALYAN KOFTE, HASANPASA KÖFTE, BOLU KOFTESI, TEPSI KOFTESI VB.) YIYECEGI OLUSTURAN TUM MALZEMELER, ASCI

3 » » » kaz ve hindi ve emsali hayvanatın beherinden , Sahipleri veya adamları beraber olmak üzere nakledilecek kanatlı hayvanat tarifede olan üeurattan maada beher irsaliye

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak reçeteye uygun olarak hazırlanan hamurdan istenilen pişkinlik, renk, tat ve.. görünümde basit kurabiyeler

• Örgütleme (Organizasyon): Yiyecek içecek işletmelerinde yapılacak işlerin bölüm ve gruplar halinde toplanması, iş görenlerin seçimi, görev, yetki ve

İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alarak reçetesine uygun şekilde istenilen lezzet, kıvam ve görünümde Türk mutfağına özgü komposto ve hoşafların