• Sonuç bulunamadı

Şiirli bir yaşam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şiirli bir yaşam"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(¡£ )

Cumhuriyet

SA N A T o ED EBİV A T o M A G A Z İN

3 ŞUBAT 1981 #

KULAK EĞİTİMİ

Mehmet ERGÜVEN

D

ağınık ayrıntılar, kimi kez bir bütünün geniş boyutlu kavranması yolunda ola­ ğanüstü İlginç İpuçları İçermektedir. Geçtiğimiz günler İçinde birbirinden bağım tuz görünen Ikl olay yanyano koyulunca, müzik politikamızın cılızlığı olanca açıklığı İle ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi Bakanlar Kurulu’nun son olarak hazırladı­ ğı liberasyon listesinde damızlık merkebe kadar hemen her türlü ayrıntı düşünüldüğü holde plâk dışalımı atlanmıştır. Diğeri de. yeril plâk endüstrisinin en oğır bunalımı yaşadığı bir dönemde Kibarlye’nln tam bir milyon lira alarak uzunçalar (LP1 hazırlığı­ na girişmesidir.

Açıkça söylemek gerekirse, çoksesli müziğin belli bir kesimden çıkıp geniş halk dilimlerine ulaşmayışı genellikle yanlış yo­ rumlanmakta; kişisel özlemler nesnel yakla­ şıma gölge düşürmektedir Bu açıdan ba­ kınca, arabesk türdeki müziğin giderek yay gmlaşmosı olayı Incelenlrksn. konunun ko­ layca saptırılıp, halkla bütünleşme adına kendisinden yararlanılacak bir kaynak gi­ bi tanıtıldığı görülür. Oysa herhangi bir so­ runun çözümünde ilk önemli adım soruyu doğru belirlemeye bağlıdır, örneğin, sık sık yangın çıkan bir yerde araştırma yapılır­ ken, kozo nedenlerini bilimsel yöntemle İn­ celemek yerine, o yöredeki kişilerin evlerini

niçin yaktıkları sorusu gündeme o e lîrs » kalıcı çözümler bulmak olası değildir. Bu

bağlamda, arabesk müziğin k ıta *üred* yayılması blzlerl şaşırtıp, olmayan güzellik­ leri zorla onda bulmaya İteliyorsa, sağlıklı çıkış yollan özlem evresinde tıkanıp kala­ bilir. içinde bulunduğumuz ortam, bu tür­ den bir tıkanmanın somut örnekleri İle d o ­ ludur.

Yıllardır halkın duyarlığı ile oynayan­ lar, sonunda öyle bir beğeni ortamı oluş turmuşlardır ki, sağduyusu çarpılmamış her aydın, ürettiğim kolayca pazarlayıp satabilen tüm sanatçılardan ürkmeye baş lamıştır.. Böyle bir ortamda Nevld Kodallı nın Eurovlsion'a seçilecek parça için halk Kirişine karşı çıkması doğal ve yerinde bir uyarıdır. Seş dünyası egzos gürültüsü ile Kibarlye arasına sıkışmış bir toplum dan müzik konusunda dengeli karar ver­

mesi beklenemez.

Özerinde yaşadığımız toprağı kutsal ve diğer ülkelerden farklı kılan öge, jeo­ lojik özelliği değil, bin yılların birikimiyle oluşan ortak duyarlığımıza eşlik etmesi­ dir. Bu anlamda ulusal bütünlüğümüzün en büyük güvencesi, bilgisayarlı roketler den çok, duyarlığımızın ortak bir paydayı bölüşmesinden kaynaklanmaktadır.. Dile yelim. Atatürk’ün yüzüncü doğum yıldönü mü, yıllardır savsaklanan plâk endüstrimi zin silkinip toparlanması yolunda im adı mı oluştursun.

ÖZDEM İR AS AF Ü STÜ N E BİRK A Ç S A N İY E ...

TELEVİZYON

S E L Ç U K UR AL

Stüdyo I’de

neler var? (2105)

Program, deterjanların cilde etkisinin anlatıl­ dığı, «Dikkatli Seçelim, DikkatH Kullanalım» adil

bölümle başlıyor. Daha sonra mektup zarflarını ya­ zarken yapılan hataların yol açtığı güçlüklerin ko­

nu edildiği, «S'zin Köşeniz» programına yer veri­ lecek. «Trafik», evlerde mum yapımını tanıtan bö­ lümden sonra yayınlanıyor. Adil Örs. Nuray Yılmaz, Salih Bozbeyoğlu ve Metehan Canpolafın hazırla­ dıkları ve Enis Fosforoğlu tarafından sunulan prog­ ramın müzik bölümünde Selçuk Ural, Atilla içli ve Nilüfer yer alıyor. ,

20.00 AÇILIŞ

20.05 SAZ ESERLERİ

Programda Kantemlroğlu’nun Sazkar Peşrevi yer alıyor.

20.10 UYKUDAN

ÖNCE

Adile Naşlt’in anlatacağı «Cifti He İbikli» adlı masaldan sonra «Kahraman Pire» adlı bir çizgi film İzliyoruz.

20.30 HABERLER

20.50 HAVA DURUMU

21.05 STÜDYO I

21.55 KAPTAN

ONEDİN

Dizi bu akşam yayınlanacak olan bölümle sona eriyor. Sal­ gından sonra Llverpool'da bir İşsizlik başgösterm ştlr. Jam es de kredi alabilmek için gemi­ lerini İpotek ettirmek zorunda kalır. Kaptan Balnes bir rastlan tı sonucu, İleride mail sıkıntı­ lar içinde olan gemiciler İçin yeni kazanç kaynağı oluştura­ cak, kuş gübresiyle örtülü bir adaya rastlar. Kaptanlık belge sİ olan Matt Harvey de söz ko nusu adanın yerini öğrenir. Kon dişine bu adadaki gübrenin faz ki asitli olduğu söylenince de gemisini balina yağı ve kemi­ ğiyle doldurarak Liverpool’a dö ner.

Kaptan Onedin adlı dizinin sona ermesiyle gelecek hafta­ dan başlayarak «Smith ve Jo - nes» adlı diziyi İzleyeceğiz.

22.45 HABERLER

GÜLİBİK, 53 MİLYON

LİRAYA MALOLACAK

T

elevizyon yapımcılarından Çetin ner'in Güübik adlı yapıtı Federal Al­ö -

man NDR Televizyonu, Provobis Film Şirketi ve T R T tarafından ortak yapım olarak film yapılacak.

Çetin Öner'in yazdığı. Almanca, İngi­ lizce, Fransızco ve Lehçe'ye çevrilen öy­ kü Federal Alman Televizyon ve Film Şir­ keti tarafından T R T ’ye önerilmişti. 1979 yılı başlarında yapılan öneri benimsendi. Yönetim Kurulu'nun onayından çıktıktan sonra film çalışmaları başlayacak.

Ortak yapım İçin Almanlar 1 milyon 54 bin mark TR T 3 milyon 322 bin lira harcayacak. Televizyon ve sinema filmi olarak hazırlanocak filmin Almanya dışın daki tüm hakları T R T ’nin olacak Ortak yapımda 10 Alman televizyoncusu da gö­ rev alacak.

Daho birçok Türkçe yopıtı da Almon- co'vo çeviren Cornelius Bischoff’un çe­

virdiği öykü Federal Almanya’nın sayılı drama yapımcılarından Jurgen Haase ta­ rafından benimsenmiş ve bağlı bulunduğu kuruluş tarafından 1979 yılında T R T 'y e or­ tak yapım olarak önerilmişti. Gsçen yıl oy kûnün yazarı Çetin ö ner Almanya'ya gide­ rek. Bıschoff ve Haase İle birlikte öykü­ yü senaryolaştırdılar. Geçtiğimiz hafta An­ kara'ya gelen Bischoff İle Haase gerekil görüşmeleri yaptıtor. Yönetim Kurulu’nun onayı alındıktan sonra çekim yaz oyla­ rında Ürgüp. Göreme ve Nevşehir'de ya­ pılacak. Filmde Türk sanatçıları rol ala­ caklar.

Gülibik bir köyde yaşayan İlkokul öğ­ rencisinin doğumundan ölümüne dek duy­ gusal ilişki kurduğu Gülibik adlı bir horo­ zun öyküsünü konu alıyor.

45’şer dakikalık iki bölüm olarak ha­ zırlanacak Gülibik tüm Avrupa ülkelerine pazarlanacak. Film Türkçe ve Almanca olarak hazırlanacak.

TRT I

05.00 Açılış, program ve tas»

haberler. 05.05 Ezgi Kervanı.

05.30 Şarkılar ve oyun h a-aian.

06.00 Kısa haberle! 06 02 Böl­

gesel vayın 06.30 Köye haber­ ler 06.40 Günaydın 07 30 haber­

ler 07 40 Atatürk Dlyorkt.

07.45 Günün İçinden 10.00 Kı­

sa haberler 10.02 Arkası yarın

10 22 Bölgesel yayın ve rek­

lam lar 1100 tasa haberler.

11.05 Hafit müzik. 11.30 Şarkı­

lar. 11.45 Türküler 12.00 Kı­

sa haberler, 12.0» reklamlar.

12.10 Öğle üzeri (1 ) 12.55 Rek­

lam lar ve radyo TV program­

la n 13.00 Haberler 13.15 Saz

eserleri 13.30 Bölgesel yayın »e

reklam lar. 1445 Öğleden son­

ra 16 00 Kısa haberler 16.05

Şarkılar 1620 Türküler. 16.45

Hafif müzik. 17 00 Oiaylann

içinden 17.30 Beraber ve soıo

şarkılar 18.00 Kısa haberler.

18.05 Çocuk bahçesi 18.20 Haf­

tanın çocuk şarkısı 18.23 Böl­

gesel yayın ve reklamlar. 19.00 0100 TRT • H İle ortak yayın

19.00 haberler 1930 Beraber

ve solo türküler. 20.00 Köyü­ müz köylümüz 2020 Şarkılar. 20.40 Türkçe sözlü hafif mü­

zik. 21.00 Kısa haberler 2105

Dinleyici istekleri 21 30 Solist­ ler geçidi 22.00 Kısa haberler.

22.05 Türküler. 22 20 Çeşitli

müzik 22.40 Şarkılar. 23.00

Ha-RADYO

herler 23.15 Gecenin içinden

00.55 Günün haberlerinden özet­ ler 01.00 .‘rcgram ve kapanı*. 01.05 . 05.00 Gece vansı.

TRT II

07.00 Açılı* ve program. 07.05 Solistlerden seçmeler. 07-30 Ha­ berler 07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Sabah için mü­ zik, 09.00 Şarkılar. 09.15 Folk­ lorumuzdan motifler 09.30 Sa­

bah konseri. 10.00 Şarkılar.

1020 Bir solistten türküler 10. 40 Har vurup harman savurma. 11.00 Ho» şada 11.30 Türküler. 11.45 Çeşitli müzik. 12.00 Ka­

dınlar topluluğu. 12.30 Küçük

koro 13,00 Haberler 13.15 Ha­

fif müzik 13.30 Türküler ge­

çidi. 14.00 fki solistten şarkılar,

yabancı dil öfrendim 1420 İn­

gilizce Orta I I . 14.45 Fransızca Orta II 18 00 Almanca O rta XI. 15.15 Fransızca Lise IH . 15.30

Rönesans müziği 16 00 Halk

müziğinin eski ustalan. 16.20

Arkası yarın 16.40 Şarkılar. 17 00 Oiaylann içinden. 17.30 Yurt- tan sesler. 18.00 Çağdaş Türk sanat müziği. 18.30 Yayınlarla

Atatürk 19.08 . 01.00 T R T - 1

İle ortak yayın.

TRT III

07.00 Açılış ve program. 87.02

Güne başlarken. 08.00 Sabah

konseri. 09.00 Türkçe haberler 09.03 Barok müzik 09.30 Hafif müzik, 10.00 T ürk halk müziği.

10.30 Fransıs şarkı cilan 11.00

Öğleye doğru. 12.00 Türkçe h * herler. 12.03 İngilizce haberler.

12.00 Fransızca haberler. 12.09

Diskoteğimizden 13.00 Konser

saati. 14.30 Ca* müziği. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Türkçe haberler

17.03 İngilizce haberler. 17.00

Fransızca haberler 17.08 Sisler

İçin. 18.00 Salıdan salıya

19.00 Türkçe haberler. 19.03 İn­ gilizce haberler. 19.06 Fransız­

ca haberler. 19.09 Müzik Dün­

yasından. 20.00 Müzik sözlüğü. 20.30 Caz müziği 21.00 Solodan orkestraya 22.00 Türkçe haber­ ler. 22.03 İngilizce haberler 22

06 Fransızca haberler. 22.09

Gecenin getirdikleri. 23.00 Salı

konseri 24.00 Gece ve müzik

01.00 Program ve kapanı*.

Dr.

J a k

DELEON

B

ehçet NeeotlgllTe öç radyo oyununun görsel uygula­ ma türleri üstünde çalış­ tığımız günlerde, Boğaziçi Üni­ versitesi tiyatro salonundan geceyarısından çok sonra çı­ kar, ne denli yorgun olursak olalım, özdem ir Asat’ın Be­ bek'teki yerine, «içmeye, mü­ zik dinlemeye, şiir konuşmaya» giderdik. Şimdi yerinde yeller esen bu odacık .ağaç duvariı sıcak bir yüreği andırırdı; boy­ dan boya kitap radarı, duvarlar da şiirler ya da dizeler (yalnız gittiğim bir akşam, özdem ir kulağıma eğilip, tam orta

yer-deki kö! rengi saat! göstere­ rek. «sayılardan korkuyorum» demişti. Gerçekten de akreple yelkovan dışında zamanı gös­ teren tek bir iz yoktu «oatin üstünde! »eski bir gramofon, birkaç plâk Hayhuysuz, İnsanı boğmayan .abartısız bir ortam­ da az az İçip, cok cok konu­ şurduk özdem ir Hoca'yla. 1974, 75'lerdevdi bu. Sonra pek gö­ rünmemeye başladı. Yakınları çok içtiğini, az yediğini, kendi­ ne hiç takmadığını söylediler. 1979 mayısında İzmir gemisin­ de rastladığım büyük oğlu Gün. Bebek'teki verin kimi olanak­ sızlıklar yüzünden kapanmak üzere olduğuna değindi, Cok geçmeden kapandı da. O gün­

lerden sonra kısmet olmadı gö rûşmek.

Doha gidilecek yerlerimi* var Şu sohbetinizi dinler gideriz Coştukça şarkılar, türküler,

sazlar Rakı mı, şarap mı, İçer

gideriz

(«Knlmok Türküsü»)

S O Y U T derglslnds çıkan es­ ki bir şiirini İmzaladığı gün, «Çok yayınlandım ama bölük pörçük yayınlandım,» demişti. Sormamıştım ne demek istediği ni, saygısızlık olur diye düşün­ müştüm, yo da ne bileyim, giz İl bir yaraya basmak İstememiş

& »i.,-. fcu-atSöS«»:,- '.-1 ■ . _ _________________________________. - ufhlık

Şiirli

bir

yaşam

Doğan

H I Z L A N

Ö

zdemir A safın şiirini cümleyle anlatmak gerekir tek se, kendine özgü deyimini kullanabiliriz. Batıdan, doğudan okuduklarını bambaşka biçim­ de öğütmüş, kendine özgü bir poetika oluşturmuştur.

Kimi şairlerin şiir serOvenle- rt bir çok aşamayı İçerir. Belli dönemlerde, şiirleri değişime yada gelişime uğrar, özdem ir Asaf’ın şiir çizgisini İzlediğimiz de görürüz ki, o İlk kitabından

son kitabına kadar aynı şiir dünyasını yansıtmıştır. Onun şiir kuramındaki değişikliği ki­ tabına almadığı şiirlerle — der gllerde kalmış— kitapîaşmış şiirleri arasındaki bolumda va­ rolur.

Şairin Servetifünün - Uyanış dergisinde yayınlanan şiirleri 1940'iarın duyarlığını, şiirselliği nl taşır ama onda özdem ir A- saf’ın pluşmaya başlamış kişi­ liğinin izlerine rastlanır. O şiir­ lerinde tema’lar; sevgi, ayrılık özellikle ölüm üzerinde yoğun­ laşmıştır. Bazı dizelerindeki şi İr işçiliği onun sonradan şiirde ki yoğunlaştırma işleminin ha­ bercisidir.

Son Buluşma’dan bir dört­ lük onun M* şiirlerinin üzerine ön bilgiler verebilir: «Bu öyle bir âfet ki korksan bile adı yok / Yalnız dudaklarında hapis hisler kalmasın. / inanmazsan ölüm yok, İnanırsan tadı yok. / Ellerin titremesin, göğsün inip kalkmasın.»

O dönemin ürünlerinden son­ ra, Özdemir Asaf, şiiri biçim olarak aza İndirgemenin çaba­ sına girişmiştir. İkilikler, dörtlük ler içinde bir büyük şiirden da­ ha çoğunu vermenin geriilminl yaşar.

Servetifünün Dergisinde ya­ yınladığı «Ş iir Kitapları ve Şiir» başlıktı yazısındaki bir cümle onun şiirdeki yoğunluk anlayı­ şını özetier:

«Ş a ir o ikişer dörder satırlık anlarıyla bize bütün bir haya­ tı çizebilir.»

özdem ir Asaf da Dünya Kaç tı Gözüme'den Yalnızlık Payla- şılmaz'a kadar bütün kitapların da «bütün bir hayatı çizmeyi» amaçlamıştı.

ikilikler ve dörtlüklerden son ra Çiçekler] Yemeyin ve Yal­ nızlık Paylaşılmaz kitaplarında k| şiirler onun biçim ve İçerik olarak daha boyutlu şiire yö­ neldiğini göstermektedir.

ilk kitaplarında şiiri kimi za­ man özdeyiş niteliğine bürün­ dürmüştü, bir dizede cok şey söylemenin olanağını böyle bu! duğu kanısını taşıyordu.

Özdem ir Asafın, şiirine ya­ ni yorumlar getirecek düz­ yazı kitabı Yuvarlağın Köşe­ leri adını taşır. Şair, De­ yişler - etika alt başlığını koy­ duğu bu kitapta çeşitli kavram lar özerine ürettiği özdeyişleri sunmuştur. Deyişleri İlk okudu ğumuzda bir dize tadı alırız, örnek: «Ben aşkı hic ölçeme­ dim. Ama aşk beni ölçtü.»

«Aşka gönül ile düşersen ya­ narsın. Zekâ İle düşersen kav­ rulursun. Akıl He düşersen çıl­ dırırsın. Duygu İle düşersen gü­ lüne olursun.

Aşka düşmezsen kalabalığa karışırsın, ezilirsin.

Sersem sersem bakınıp dur­ ma, bir yol sec.»

Bu deyişlerden anlaşılacağı üzere aşk onun şiirinde İnsanı seçkin kılan, «Kalabalığa karış memtan» koruyan bir yaşam

oı-rimldlr.

Şiirin, yazarın İşlevi, şairin du rurauna değgin deyişleri onun şiir tavrını da açıklar: «İnanma­ dıklarını yazan yazardan aşağı İnsan yoktur.

Vardır— inandıkların» yozun»- yan.»

Coşkulu Wr yaşamın hızın­ da şiir, özdem ir Asaf’a dalma dinginlik getiren bir sığınak gö­ revi üstlenmiştir, öyle diyordu gene bir deyişinde «aydınlar şiir 1er« sığınır.»

özdem ir te a fTn şiirde yoğun­ luk anlayışı, onun şiirlerinin se­ vilmesini sağladı. Başka bir yo­ rumla, uzun şiirlerin söyledik­ lerini sıkıştırılmış dizelerde söylüyordu.

1940 ile 1944 arasında yazdı­ ğı şiirlerdeki umut, güven, aşk yavaş yavaş tedirginliğe dönüş­ tü Sevgilerin yerini tedirginlik­ ler, kaçışlar, umutsuzluklar aldı. özdem ir Asaf. Oscar W llde’in oma Readlng Gaol Zindanı Baliadı’nı dilimize çevirmişti. Belki o da, Wilde gibi üstün ye­ teneğini ürünlerine, dehasını da yaşamına koydu.

Şiiri salt Ş H r olarak almıyor­ du Özdem ir Asaf. Şiirin, bir dü­ şünceyi, bir bildiriyi, belli bir dünya görüşünü yansıtmasını amaçlardı.

Her şiirin ardında bir yaşam felsefesinin olmasını dilerdi. Şii­ re düşünceyi yüklemek, onla bir düşünceyi vermek, bazı şiir­ lerinin ona Ilkesiydl. Jü ri şiiri bu kanımızı desteklen «B ü ­ tün renkler aynı hızla kirle­ niyordu / Birinciliği beyaza ver diler.»

Özdem ir A sa fın cok sevdiği Oscar Wilde bir mektubunun başına, «Yaşam Taklit Sanatı» diye yazmıştı. Şairin de Neyzen Tevflk İçin dizelerle çizdiği port­ re biraz da Özdem ir A sa fı an­ latıyor:

«Bütün metroların ve santim­ lerin. / Bütün kiloların ve gram lorın, /Bütün rakıların /Ürktüğü adam.»

İnsan İlişkilerinin, ben - sen karmaşıklığının serüvenini, bü­ tün bir yaşam kaypaklığında ustaca veren ender Türk şairle­ rinden biriydi. Düşünmenin şiiri­ ni yazmak İsteyişinin nedenini buna bağlayabiliriz. İşte Sanı şiiri. «Y ü z - binler İçinde İkimiz ağlayoruz. / Doğrularımız bir, yalanlarımız ayrı. / Korkarım kİ İkimiz de anlayoruz. / Başka başka şeyleri aynı.»

Aşk’ı, sevgiyi, seviyi, bayağı­ lıklardan uzak, soylu bir duyar­ lıkla dile getirdi. Sevmenin ve şiirin düzeyini hep. yücede tut­ tu.

Ölçekleri Yemeyin. Yalnızlık Paylaşılmaz’da yer alan şiirleri, bir şairin, ikiliklerden, dörtlük­ lerden sonra uzun şiirde bile yo ğunluğu nasıl sağladığını göre­ bilirler.

Kitaplarına girmeyen şiirlerini saymazsak, İlk kitabından bu yana, Özdem ir Asaf ustaydı. Ge­

lişkin bir düzeyde şiire başladı, onu sürdürdü. Şiir İşçiliğini hep sakladı, kolay bir İş yaparmış gibi davrandı. Tekdüze mutluluk­ ların. uydurma tedirginliklerin I şairi olmadı hic bir zaman. Y a­

şamıyla ve şiirle her an hesap­ laştı.

Çiçekleri Yemeyln'ln girişin­ de şöyle demişti: «Her insanın bir öyküsü vardır ama her İn­ sanın şiiri yoktur.» Özdemir A - safın bir şiiri vardı.

tim belki de. Bir akşam da «Ç ok içiyorsunuz,» diyecek ol­ dum, paldır küldür kovdu beni. Yıllar sonra, üniversitedeki derslerimden, kolumun oltındo sınav kâğıtları, başımda çatla­ yan sancılarla döndüğüm bir ocak sonu akşamı, televizyon haberlerinde şair Özdemir A safın İstanbul'da öldüğünü duydum.

Durur bir nöbetçi gibi

Durur bir bekçi gibi

Zamana gOlmeK-götmel

(«A ğlam ak»)

Duyduğum an. yazmaya doymuş muydu özdem ir, «üye

düşündüm. Bezglnflk.

mıydı son yıllarını doldurt»*, yoksa çıkış yolu arayan tüken­ mez bir şiirse! birikimin M h rekti ve Örtülü doğum açıla»« mı? Bilinmez. Necatigil g ib i bir «saklı su» şairiydi Ö zde­ mir Asaf; yalnızlık tutkusuyks yalnızlık korkusunun birleştiği

dizeleriyle, yaşamayı erte ley» «uteieye, gizli gizil yaşlanmat«

göze almıştı.

lamanda* ffirkan w»

m

gülen adam. yasdtıMnnnd»

yaşıyor bundan böyle A

m im

saygı-.

S o n

B u lu şm a

Merak ediyorum söyleyeceklerini Nasıl olursa otsun anlat sevgilim Kavuşmak yok ki, cihanda, ayrılık olsum.

Sil gözlerini. Ben seni sevdiğimden pişman değilim.

Gözyaşı var yere, gözyaşı var yüze damlar. Sevmeden sevilmek, sevilmeden sevmek

v a r .

Gayrisi yalandır, gerisi yalan» Ve bütün efsane İşte o kadar.

B u öyle b ir afet kİ korksan bile adı yok. Yalnız dudaklarında hapis hisler kalmasın. İnanmazsan ölüm yok, İnanırsan tadı yok. Ellerin titremesin, göğsün inip

f a jh a m t u

Sesin belki güzeldir, sesin belki tatlıdır. Belki gözyaşlannda b ir ferahlık «aklıdır. Hem baran da ayrılık öylesin* gelir kİ; B ir gelin gibi duvaklıdır.

— IMS — Özdemir A S A F Ö Z D E M İR A S A F T N K İT A P L A R IN A G İR M E M İŞ B İR Ş İ İ R L

Dostların

Anısına

özdem ir Asaf fte ffurer

dikleri dostların ardından, yüreklerindeki acıyı, anılar birikimini dizeleştlrlrlerdi.

Aşağıda Behçet Necatigil ve Öm er Faruk Toprak’ın ardından yazdıkları dört­

lükleri yayınlıyoruz:

Dörtlüklerdeki İlk Ikl dize Nurer D» ğurlu'nun son İki dize de Özdem ir A s a f indir.

»ehcet Gönül • NecatlgB

Bile kaldı-BII» yazdı Necatigil bizden bize yazdı O şiirler, kitaplar bile yazdı O bize hep kış ama hep size yazdı*

Öm er Faruk Toprak

Ak topraktı, kır topraktı, yoz topraktı Doğayı doğa yapan bu topraktı Sokaklarımızdan, susmalarıyla İz bırak» Bize bir vitrin değil, bir depo bıraktı. .

■ _1 „ „

OD/I Æ

J/

4

NS

IIy a ır o ı [ar s in e m a la r

270011

A Lİ POYR AZOĞLU

KO H H AN AR AY

TİY A TR O S U

Ş lŞ L t K Ü L T Ü R M ERKEZİ (Eski Ümit Tiyatrosu)

Te l: 47 7216 S o n 2 H a f t a *

çılgınlar

kulübü

' r. * - .V*... ÿ>, e**?!? ¿i •„ f- jşLjf, 1 3 5 . 0 y u n * * 15 Ş U B A T T A N İ T İB A R E N M . G A Z Z O / A . P O Y R A Z O Ğ L U

MORFİN

A K S A R A Y K Ö Ş E B A Ş I T İ Y A T R O S U TURGUT ÖZAKMAN’IN

FEH İM PA ŞA

KONAĞI

MOZİKÜ GOLDORO 2 BÖLÜM A L T A N E R B U L A K vş 15 U S T A S A N A T Ç I birarad* P.tesi hariç her akşam 20.00 Gtesi Pazar matine 17.00'de

T o l : 2 2 4 1 1 2

ERDEM KÜLTÜR MERKEZİ

Çapa Başvekil Cadde» No. 2 6 1

ANKARA OYUNCULARI

M U Z A F F E R İZ G Ü ’nün mizah ödülü alan eseri

donumdaki

para

M ik İK Güldürü 2 Bölüm Derleyen ve Yöneten: O k ta y GUzeioğlu T e l : 21 09 19 P.tesi h a riç , hergim 20.15 Çarş. C.tesi Pazar: 15.30-2015

K Ü Ç Ü K SAHNE Beyoğlu 4 9 56 52

ORTAOYUNCULAR

Ferhan Şensoy un

¡ŞAHLARI DA VURURLAR

Müzik: Fuat Güner

225-oyun

Perşembe, Cuma: 18.30

Çarşamba, Cumartesi, Pazar: 15.30 • 18.30_________

'SM BIHIt.liUJltlT.mTOHlfi.ll!

B A R I Ş M A N Ç O

KURTALAN EKSPRES

7 Şubat Cumartesi

8 Şubat Pazar

Saat: 19.30’da

Saat 19.00'da

. O

3

-•

KaragÜtnrük HAKAN

-Beşiktaş.MİST)

Sinemasında

Sinemasında

Tel 23 42 33

Tel : 60 25 25 : \

BİLETLER SİNEMA GİŞELERİNDE SATILMAKTADIR

TİYATRO ZENGİN

Çapa Başvekil Cad. No. 26 "Eski Zengin Sineması

T e ! : 21 09 19

sahte sevgili

Yazan ve Y ö n A H M E T Ü S T E L Müzikal Komödi 2 perde P.tesi hariç her gece 20.00'de Çarş. Gtesi Pazar mati.:15.00

gogol

Mehmet Keskinoğlu

b ir d e lin in

h a t ı r a d e f te r i

Yöneten: M Ü ŞFİK KEN TER Dekor: M ETE Y ILM A Z Çeviren: COŞKUN TU N Ç T A N Müzik d ü z .: BAHA BODUROĞLU Kente? Tiyatrosunda Salı Ctesi 20.30

Çarş. 15.30 Perş. 18.00 T e l : 47 36 34 - 46 35 89

Y A L N I Z S İN E M A M IZ D A

Bakırköy YENİ SİNEMA

D Ü Ş M A N

senaryo-. YILM AZ G Ü N E Y

y ö n e t m e n : Z E K İ Ö K T E N A Y T A Ç A R R U A N 2 ve G Ü N G Ö R B A Y R A K 2 2 H Ü 2 Ü E Seanslar: 11.00 -1 4 .0 0 -1 7 .0 0 - 20.00 T e l : 71 68 26

Kent Oyuncuları

V-i

:% )Y Ü N 2 BÖLÜM İaj>-U

Yazan ; COLIN HIGGINS

Yöneten : YILDIZ KENTER

Cuma : 20.30 '"i;

t

C.tesi; Pazar : 15.00-18.00

MUŞRK KENTTİR GÖSTERİSİ

U N 2 B Ö L Ü M . , r ‘i t » /■ m ı r t ı r - ı n v u RATH AN MUNGAN tı. ve dekor : O Ğ U Z -A R A L . - . OYUN. DÜ/.LNİ .

alı Çarş. 1 &ÖQ. fetiş. 20Í30

'

‘kariiköy gı’şesî

'' '" >

;I.FSENYÜN .EFEŞ ,ÇAR Şİ Ş İ*

V i' A' Kültür Merkezi (Kültür Sineması)

T Ü M

B İ R

W k Ş A İ V 8

( T O U T E U N E V İ E ) Yönetmen C L A U D E L E L O U C H Her g ü n : 19.00 Kore Şehitleri Cad. No. 50

Zincirlikuyu T e l : 66 74 19 Kültür Merkezi (Kültür Sineman) 1. A R K A D A Ş Yılm az Güney Z C E N N E T Y O L U " L a valle de n n e d «* James Dean 3. C A M D A K İ K A D IN

"U n e Semmea sa senetre* R om m y Schneider Philippe Noiret 4. Y Ü Z Y O Z E

."Face to Face”

Yönetm en: Ingmar Bergman

Referanslar

Benzer Belgeler

Yüzey Sanatları: Bütün iki boyutlu sanat.. çalışmaları (resim, minyatür, karikatür,

Homo Ludens,Oyunun Kültür İçindeki Yeri Üzerine Bir İnceleme (Çev. Orhan Düz).. İstanbul, Alfa

Atina, kültür ve sanat alanındaki üstünlüğü ile Yunan uygarlığının kültür kültür merkezi olmaya hak kazandı.. Pınar

• Aristoteles’e göre tragedya yaşamı taklit eder, fakat yaşamın genel ve tipik yanını, evrensel yanını, akla uygun ve olası olanı ele alır. Ayrıca onu olduğu

Doğanın döngüsüne katılımı simgeleyen büyüsel törenlerden beslenen ve Anadolu köylüsünün Oyun Çıkartma geleneğinin bir yansıması olan Köy

• Meddah, Karagöz ve Ortaoyunu Osmanlı Dönemi’nde Bursa, Edirne, İstanbul gibi başkentlerde gelişmiş türlerimizdendir... KENTLERDE GELİŞEN TİYATRO

• Kaynak: Süreyya KARACABEY GELENEKSELDEN BATI'YA TÜRK TİYATROSU..

[r]