YAŞAM KÜLTÜRÜ OLARAK TİYATRO
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ-2 PLATON ve ARISTOTELES
PLATON
•‘Şiir sanatı esin ürünüdür, bilinçli bir gerçek bilgisi saplayamaz’.
Platon’un bu açıklaması şiir sanatını yüceltiyor ancak şairi yazdığını bilmeyen kişi yapıyordu.
•Sanat taklittir, idealar dünyasını aydınlatmaz.’ Platon’un idea felsefesine göre evrenin temelindeki asal gerçek idealardır. Dünyada algıladığımız her görüntünün evrende bir ideası bulunur. İdea aynı adı taşıyan nesnelerin hepsini içine alan bir söz, bir genel kavramdır.
PLATON
Sanat kişiyi sanıdan (doxa) öteye götüremez. Sanat gölgenin gölgesi ya da kopyadır (benzetme).
Doxa: varlıklar ile ilgili kişisel kanılarımızın, genel geçer olmayan öznel bilgilerimizin, önyargılarımızın, olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirilen varsayımlarımızın bütünü. Her türlü iletişim bunların üzerine kuruludur (Farago, 2003)
PLATON
Sanatın iki yönünü vurgular:
1.Sanatı insanı ölümsüzlüğe ulaşma dürtüsünün ürünü sayması 2.Sanatın toplumsal yaşamda usa ve erdeme hizmet ederek, pratik bir yarar sağlayabileceğine inanmasıdır.
ARİSTOTELES, POETIKA
•Poetika tiyatro sanatı üzerine yazılmış olan en önemli eserdir.
Aristoteles’in önerilerine ilk olarak karşı çıkan akım Epik tiyatro akımı olmuştur. Bu karşı çıkış Poetika’yı yıpratmamış, Poetika’da önerilen görüşlerin yeniden ele alınıp tartışılmasına yol açmıştır.
•Poetika’da belirlenen sanat tanımı Antik Yunan Klasik sanatının ayırıcı özelliklerini dile getirir. Bu özelliklerden biri evrensellikle çelişmeyen bir gerçekçilik anlayışıdır. Bu gerçekçilik anlayışında inandırıcılık ve genel gerçeğe uygunluk aranır. Yaratıcı düş gücü, olasılık ve doğaya uygunluk yasalarına uyar.
SANATLARIN AYRIMI
–Sanatın araçları
•Taklit, tartım, uyum
Antik Yunan’da sanatın ortak niteliğinin taklit olduğu kabul edilmiştir. Taklit sözcüğüne yazılı olarak ilk kez Platon’da rastlarız, Platon bu sözcüğü küçültücü olarak kullanmış ve sanatın duyularla algılanan gerçeği taklit etmekle asal gerçekten üç kez uzaklaştığını (benzetmeci, kopyacı) söylemiştir.
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
Aristoteles’in taklit sözcüğüne verdiği anlam, Platon’dan farklıdır. Taklit sözcüğü yaşamı kopya etmek anlamında kullanılmamıştır. Aristoteles, Tragedya ile gerçek arasındaki ilişkide şu özellikler bulunduğunu belirtmiştir:
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
Gerçeğe benzerlik
– Sanat eserinin taklit oluşu onun görünen gerçekliğe bağlı olduğunu gösterir. Sanat eseri, duyumlarla algılanan gerçeklerin, sanatçının zihninde meydana getirdiği izlenimleri yansıtırken, görünüşteki benzerliği korur ve böylece insan gerçeğini dışa yansısı ile aydınlatmış olur.
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
Tipiklik
– Oyun kişisinin belli davranışlarıyla belirtilen tipik yanı aynı zamanda onun evrensel özelliğidir. Böylece sanat, asal olanı, genel olanı ve evrensel olanı göstermiş oluyor.
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
Olasılık
– Tragedyada olaylar birbirini olasılık ilkesine göre izler.
Olasılık ilkesi sadece olaylar dizisi için değil, tüm tragedya ögeleri için geçerlidir. Sağduyuya ve akla aykırı gelenler ayıklanmalıdır. İmkansız olası, olası olmayan imkansıza üstün tutulmalıdır.
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
Ülküsellik
– Sanat,
a.Nesneleri nasıl idiyseler ve nasılsalar
b.Nesneleri mythoslara veya inançlara göre nasılsalar
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
c. Nesneleri nasıl olması gerekiyorsa o şekilde tasvir etmelidir – Bu durumu şöyle de ifade edebiliriz:
– Sanatçı, gerçekleri olduğu gibi, bilindiği, inanıldığı gibi, istendiği gibi taklit eder. Nasıl olması gerekiyorsa ifadesi ile anlatılmak istenen, sanatçının mükemmelleştirici işlevini göstermektedir. Tragedya, insanları hayatta olduklarından daha iyi gösterir. Bu yorumda varolanı aşarak ülküsel olana yaklaşma anlamı bulunmaktadır.
ANTİK YUNAN’DA SANATIN NİTELİĞİ ARISTOTELES POETIKA
• Aristoteles’e göre tragedya yaşamı taklit eder, fakat yaşamın genel ve tipik yanını, evrensel yanını, akla uygun ve olası olanı ele alır. Ayrıca onu olduğu gibi değil, olması gerektiği gibi düzeltip yetkinleştirerek yansıtır.
Bu durumda, tragedyanın yaptığı taklit bir kopyadan ibaret değildir.
• İki düşünürün taklidi yorumlamasındaki bu farklılık felsefi görüşlerinden kaynaklanır; Aristoteles’e göre düşüncenin konusu, görünen varlığın ötesindeki idea değil, varlığın kendi ve oluşumudur. Varlık, sürekli olarak gelişerek son varlığa erişmek ister.
Kaynaklar
Sevda Şener (2014). Dünden Bugüne Tiyatro Düşüncesi. Dost Yayınları. 8. Baskı. Ankara France Farago (2006). Sanat. (Çev. Özcan Doğan). Doğu Batı Yayınları. 1. Basım. Ankara