• Sonuç bulunamadı

Karşılık dava

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karşılık dava"

Copied!
83
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANA BİLİM DALI

KARŞILIK DAVA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Doç. Dr. Recep AKCAN

HAZIRLAYAN

UĞUR AYBEĞ KİNİ

(064233001007)

(2)

I İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER……….….………I KISALTMALAR……….………..……..…………...IV BİBLİYOGRAFYA……….……….……….…….……...VI GİRİŞ……….………...…………...1...1...1 ...1 BİRİNCİ BÖLÜM KARŞILIK DAVA HAKKINDA GENEL BİLGİ ve KOŞULLARI §1-KARŞILIK DAVA HAKKINDA GENEL BİLGİ A-KARŞILIK DAVA KAVRAMI………..………..……….…...……4

B- KARŞILIK DAVANIN AMACI……….….……5

§2-KARŞILIK DAVANIN KOŞULLARI……….………..…….…8

A-KARŞILIK DAVANIN ESASA İLİŞKİN KOŞULLARI………..………8

I-Takas Talebi………..……….8

1-Takas Kavramı………..………8

2-Takası İleri Sürmek İçin Dava Açmanın Zorunlu Olmaması………..…8

3-Bazı Hallerde Takas İçin Karşılık Dava Açılamaması …………...……10

4-Takas Talebi İçin Karşılık Dava Açılması………10

II-Mahsup Talebi………..…….…12

III-Takas Talebi İle Mahsup Talebinin Birbirinden Farkı………...…….……14

IV- Asıl Dava İle Karşılık Dava Arasında Bağlantı İddiası…….….…….……14

B-KARŞILIK DAVANIN USULE İLİŞKİN KOŞULLARI…….………18

I - Asıl Davanın Derdest Olması…...………...……18

II- Karşılık Davanın Aynı Mahkemede Açılmış Olması………...18

III- Karşılık Davanın Esasa Cevap Süresi İçinde Açılmış Olması…………..19

IV-Karşılık Davanın Aynı Yargılama Usulüne Tabi Olması………21

V-Karşılık Davanın Kabule Şayan Bulunmaması.………23

(3)

II

2-Karşılık Davaya Davacının İlk İtirazda Bulunması ve Sonuçları.……..24

a- Karşılık Davanın Reddedilmesi Durumu………25

b- Karşılık Davanın Ayrılması Durumu…….……….……26

3-Davacının İlk İtirazda Bulunmaması……….………28

İKİNCİ BÖLÜM KARŞILIK DAVAYA UYGULANACAK USUL HÜKÜMLERİ §3-KARŞILIK DAVADA GÖREV VE YETKİ………..……30

A-KARŞILIK DAVADA GÖREV………...30

I-Genel Bilgi………30

II-Karşılık Davada Görevli Mahkeme Hususunda İstisnai Durumlar…….…32

III-Tahkim Usulünde Karşılık Dava ………...……33

IV-İdari Yargıda Karşılık Dava………...…33

V-Ceza Yargılamasında Karşılık Dava………...…………35

B-KARŞILIK DAVADA YETKİ………….………36

§4-KARŞILIK DAVA AÇMA SÜRESİ……….…………..…………39

A-GENEL BİLGİ………...……39

B-ASLİYE MAHKEMELERİNDE KARŞILIK DAVA AÇMA SÜRESİ………….39

I- Karşılık Dava Esasa Cevap Süresi İçinde Açılabilir………39

II-Esasa Cevap Süresinin Uzatılması Durumunda Karşılık Dava Açılması….39 III-Esasa Cevap Süresinin Üç Gün Uzatılması Durumu……….……40

IV-Karşılık Davanın Esasa Cevap Süresinden Sonra Açılmış Olması……..…41

1-Karşılık Davanın Süresinden Açılmadığını Mahkemenin Kendiliğinden Gözetmesi Gerektiği Görüşü………...………….…….…41

2-Karşılık Davanın Süresinden Sonra Açıldığını Davacının Yalnız İlk İtiraz Olarak İleri Sürebileceği Görüşü……….…...…42

V-Mahkemenin Süresinden Sonra Açılan Karşılık Dava Hakkında Vereceği Karar………..…45

(4)

III

1-Mahkemenin Karşılık Davanın Açılmamış Sayılmasına Karar

Vermesi Gerektiği Görüşü……….………..45

2-Mahkemenin Karşılık Davanın Ayrılmasına Karar Vermesi Gerektiği Görüşü………..………...48

C-SÖZLÜ YARGILAMA USULÜNDE KARŞILIK DAVA AÇMA SÜRESİ...49

D-BASİT YARGILAMA USULÜNDE KARŞILIK DAVA AÇMA SÜRESİ…….50

E-ISLAH YOLU İLE KARŞILIK DAVA AÇILMASI…..……….…51

F-KARŞILIK DAVANIN ESASA CEVAP SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA AYRI BİR DAVA OLARAK AÇILMASI………..…52

G-KARŞILIK DAVANIN AÇILMASI……….………54

H-KARŞILIK DAVAYA CEVAP………...………..……55

I-Asliye Mahkemelerinde Karşılık Davaya Cevap………55

II-Sözlü Yargılama Usulünde Karşılık Davaya Cevap………55

III-Basit Yargılama Usulünde Karşılık Davaya Cevap………...…55

IV- Seri Yargılama Usulünde Karşılık Davaya Cevap………56

V-Karşılık Davaya Karşı Karşılık Dava Açılması Durumu……….…..56

I -KARŞILIK DAVADA TARAFLAR………...……….…57

I-Karşılık davacı………..……….……..………57

II-Karşılık davalı………59

İ-KARŞILIK DAVADA YARGILAMA GİDERLERİ………..………..59

J-KARŞILIK DAVADA VEKÂLET ÜCRETİ……….……60

K-KARŞILIK DAVANIN İNCELENMESİ………..………62

I-Asıl Dava İle Karşılık Dava Birlikte İncelenecektir………..…………62

II-Karşılık Davada Hüküm………...………63

L-KARŞILIK DAVADA KANUN YOLLARI………..…64

(5)

IV T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı UĞUR AYBEĞ KİNİ

Numarası 064233001007

Ana Bilim / Bilim Dalı ÖZEL HUKUK/MEDENİ USUL VE İCRA İFLAS HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans

Tezin Adı KARŞILIK DAVA

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm. 18.01.2010

(6)

V T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Karşılık Dava başlıklı bu çalışma 16.12.2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Ünvanı, Adı Soyadı Danışman ve Üyeler Doç.Dr. Recep AKCAN Danışman

Doç.Dr. Faruk BİLİR Üye Doç.Dr. İbrahim ERCAN Üye

Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı UĞUR AYBEĞ KİNİ

Numarası 064233001007

Ana Bilim / Bilim Dalı ÖZEL HUKUK/MEDENİ USUL VE İCRA İFLAS HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans

Tez Danışmanı DOÇ. DR. RECEP AKCAN

(7)

VI T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı UĞUR AYBEĞ KİNİ

Numarası 064233001007

Ana Bilim / Bilim Dalı ÖZEL HUKUK/MEDENİ USUL VE İCRA İFLAS HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans

Tez Danışmanı DOÇ. DR. RECEP AKCAN

Tezin Adı KARŞILIK DAVA

ÖZET

Medeni Usul Hukuku’nun başta gelen amacı, kişilerin maddi hukuktan doğan haklarını tespit etmek, korumak ve toplum içinde hukuksal barışı ve güvenliği sağlamaktır. Bireylerin haklarını yasalar çerçevesinde elde etmesinin yollarından biri olan davalar hukukumuzda farklılık arz etmektedir. İncelememizin konusu olan Karşılık Dava da uygulamada çok fazla görülen dava türlerindendir. Kişinin kendisine karşı açılmış olan bir davanın davacısına takas, mahsup ve bağlantı iddialarını içerir taleplerinin aynı davada karara bağlanması yolu karşılık dava ile sağlanmış olur.

İncelememizde Karşılık Dava kavramının hukukumuzdaki yerini uygulamadan örnekler vererek birinci bölümde esasa usule yönelik hükümlerini ve ikinci bölümde ise usule yönelik hükümlerini inceledik.

(8)

VII T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğ re n c in in

Adı Soyadı UĞUR AYBEĞ KİNİ

Numarası 064233001007

Ana Bilim / Bilim Dalı ÖZEL HUKUK/MEDENİ USUL VE İCRA İFLAS HUKUKU Programı Tezli Yüksek Lisans

Tez Danışmanı DOÇ. DR. RECEP AKCAN

Tezin İngilizce Adı COUNTERCLAIM

SUMMARY

The primary purpose of Civil Procedure Law is to identify and protect the individual rights arising from substantive law and to provide legal peace and security in the community. The legal actions which are one of the ways for the individuals to obtain their rights under the laws differ in our law. The counterclaim, which is the subject of our study, is one of the most common claims filed in practice. The counterclaim is made by the defendant in an action against the plaintiff and settles the requests including clearance, offset and connection claims in the same action

In the first chapter of our study, we discussed the provisions on principles and the role of counterclaim in our law by giving examples from the practices. In the second chapter of our study, we discussed the procedural provisions.

(9)

VIII KISALTMALAR

ABD : Ankara Barosu Dergisi

AD. : Adalet Dergisi

Aşğ. : Aşağıda

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Av. Kan. : Avukatlık Kanunu

Ay. : Anayasa

B. : Baskı

Batider : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi

Bkz . : Bakınız C. : Cilt CD : Ceza Dairesi c. : cümle dn. : dip not E. : Esas

Harç. Kan. : 492 sayılı Harçlar Kanunu

HD : Hukuk Dairesi

HGK : Hukuk Genel Kurulu

HİGM : Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü

HMK : Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı

HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

İBD : İstanbul Barosu Dergisi

İBM : İstanbul Barosu Mecmuası

İHD : İleri Hukuk Dergisi

İHFM : İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası

(10)

IX

K. : Karar

m. : madde*

no. : numara

Not. K. : Noterlik Kanunu

RG. : Resmi Gazete

s. : sayfa

S. : Sayı

SÜHFD : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

T. : Tarih

Tasarı : Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı

TCK : Türk Ceza Kanunu

TTK. : Türk Ticaret Kanunu

Teb. K. : Tebligat Kanunu

TL : Türk Lirası

TMK : Türk Medeni Kanunu

vd. : ve devamı

vs. : ve saire

vb. : ve benzeri

YD. : Yargıtay Dergisi

YHD. : Yasa Hukuk Dergisi

YİBK : Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu

YKD : Yargıtay Kararları Dergisi

YTL : Yeni Türk Lirası

Yuk. : Yukarıda

* Metinde “m” kısaltması, kural olarak, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu maddelerini gösterir. Başka bir kanun maddesinden söz edilecekse, o kanun ayrıca belirtilecektir. Örneğin; BK. m. 11 gibi.

(11)

X BİBLİYOGRAFYA*

AKCAN, R. :Usul Kurallarına Aykırılığa Dayanan Temyiz Nedenleri, Ankara 1999.

ALANGOYA, Y./

YILDIRIM, K. /

DEREN Y.N. :Medeni Usul Hukuku Esasları, 5. Baskı, İstanbul 2005.

ALDEMİR, H. :Hukuk Davalarında Yargılama Giderleri, Ankara 2000.

ANSAY, S. Ş. :Hukuk Yargılama Usulleri, Ankara 1960.

ARSLAN, S. :HUMK’un Karşı Dava ile İlgili Hükümlerinin İdari Yargıya Uygunluk Derecesi (SÜHFD Şakir BERKİ’ye Armağan

1996/1-2,C.5 ).

ATALAY, Ö. :Uygulamada Takas ve Mahsup (ABD 1980/1-6).

ARAS, B. :Boşanma Davalarında Yargılama Usulü ve Aile Mahkemeleri, Ankara 2007.

BALCI, M. :İhtilafın Çözüm Yolları ve Tahkim, İstanbul 1999.

BELGESAY, M.R. :Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu Şerhi Cilt:1-2 İstanbul 1939.

BERKİ, S. :Hukuk Muhakemeleri Usulü Ankara1959.

BERKİN, N.M. :Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul 1969.

BİLGE, N. :Medeni Yargılama Hukuku, Ankara1967 (Bilge-Yargılama).

BİLGE, N./ÖNEN, E. :Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara1978 (Bilge/Önen).

(12)

XI

BİRSEN, K. :Borçlar Hukuku Dersleri İstanbul 1954.

BUCHER, E. :Yargılamada Takas: Maddi Hukuka Dönüş (Bilgi Toplumunda Hukuk Ünal Tekinalp’e Armağan, Çev:

Vedat BUZ, İstanbul 2003).

BURCUOĞLU, H. :Takas Savunmasının Niteliği (Balıkesir Barosu Dergisi 1984/1).

CANDAN, T. :İdari Yargılama Usulü Kanunu Ankara 2006.

ÇATALKAYA, C./

TARIKOĞULLARI A./

ÖZCAN M.H. : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Ankara 1965.

ÇELİK, H. : Hukuk Mahkemelerinde Davaların Açılması, Ankara 2005.

ÇUHACI, Ş. : Takas ve Mahsup Kavramı Üzerine Bir İnceleme, Tahir Çağa’nın Anısına Armağan, İstanbul 2000. DALAMANLI, L./

KAZANACI, K/

KAZANCI, F : İlmi ve Kazai İçtihatlarla Açıklamalı Borçlar Kanunu, İstanbul 1990.

DAYINLARLI, K. : HUMK’ta Düzenlenen İhtiyari İç Tahkim, Ankara 2004.

DEMİRCİOĞLU, Y. : Medeni Usul Hukukunda İnsan Hakları ve Adil

Yargılanma Güvenceleri, Ankara 2007.

DEMİRHAN, O/

TAZEBAY, İ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İçtihatlar,

Ankara 1965.

DURUDOĞAN, K.R. : Takas (Türk Hukuk Dergisi 1976/3-4).

(13)

XII

ERGÜN, Z :İstinaf Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinde Yargılama Usulü, İstanbul 2005.

GENÇCAN, U.Ö. :Boşanma ve Tazminat Hukuku, Ankara 2008.

GÖKCAN, T.H. :Haksız Fiil Hukuku ve Maddi-Manevi Tazminat Davaları, Ankara 2008.

GÖZÜBÜYÜK, Ş/

DİNÇER, G. :İdari Yargılama Usulü, Ankara 2001.

GÜNAY, E. :Yargısal Görevlerinden Dolayı Hâkimlerin Tazminat Sorumluluğu ile Hâkimlere, C.Savcılarına ve Avukatlara Karşı İşlenen Hakaret Suçları, Ankara 2000

(Günay-Hâkimler).

GÜNAY, İ.C. :Cezai Şart, Ankara 2002 (Günay-Cezai).

GÜNEREN, A. :İstihkak Davaları, Ankara 2008.

GÜRDOĞAN, B :Medeni Usul Hukukunda Kesin Hüküm İtirazı, Ankara 1960.

İNAN, N.A. :Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1979.

İPEKÇİ, N. :İcra İflas Kanunu Tatbikatı, Ankara 2004.

İYİLİKLİ, A.C. :Mukabil Dava,(Yargıtay Dergisi 2004/3).

KARAFAKİH, H.İ :Hukuk Muhakemeleri Usulü Esasları, Ankara 1952.

KARAHASAN, R.M. :Türk Borçlar Hukuku, İstanbul 1992.

KARAOK, H. :Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu,1957.

(14)

XIII KARSLI, A./KOÇ, E./

KAVASOĞLU, A. :İcra ve İflas Kanunu Tebligat Kanunu ve İlgili Mevzuat, İstanbul 2005.

KURU, B. :Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I,C.II, C.III, C.IV, C.V, C.VI, Ankara 2001(Kuru-Usul, C.).

KURU, B. :İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, İstanbul 2003(Kuru-Menfi Tespit).

KURU, B. :İcra İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2006 (Kuru-El Kitabı).

KURU, B. :Makalelerim, İstanbul 2006 (Kuru- Makalelerim).

KURU, B. :Tesbit Davaları, Ankara 1963 (Kuru-Tespit Davaları).

KURU, B./

ARSLAN, R./

YILMAZ, E :Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara,2004(Kuru/Arslan/Yılmaz-Mevzuat).

KURU, B./

ARSLAN, R./

YILMAZ, E. :Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2004 (Kuru/Arslan/Yılmaz-Ders Kitabı).

MÜDERRİSOĞLU, H. :Danıştay Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara 1974.

OĞUZMAN, K./ÖZ, T. :Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2006.

OLGAÇ, S. :Medeni Usul Hukukunda Görev ve Yetki, Ankara 1977.

ONAR, S. S. :İdare Hukukunun Umumi Esasları, İstanbul 1966.

(15)

XIV

PEHLİVANLI, G.M. :Açıklamalı icra ve İflas Kanunu C. I, Ankara 1998.

PEKCANITEZ, H./ ATALAY, O/

ÖZEKES, M. :Medeni Usul Hukuku, Anakara 2007.

POSTACIOĞLU, E.İ. :Medeni Usul Dersleri İstanbul 1970.

SINMAZ, B/KARATAŞ, İ. :İçtihatlarla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara 1987

SONER, F.L. :Karşılık Davada İlk İtiraz ve Bu Davanın Dinlenme Olanağı, (TNBD, 1976/10).

ŞİMŞEK, M. :Aile Mahkemelerinin Görevine Giren Davalar ve

Yargılama Usulü, Ankara 2007.

TUNÇOMAĞ, K. :Mahkeme Kararları Kroniği, (İÜHFM, 1962/1-4).

TUTUMLU, A.M. :Hukuk Yargılamasında Hüküm ve Gerekçeli Karar, Ankara 2007.

ULUKAPI, Ö./

AKCAN, R. :Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Konya 2000.

ULUKAPI, Ö. :Dava Arkadaşlığı, Konya 1991.

UYGUR, T. :Borçlar Kanunu Genel Hükümler Cilt 2, Ankara 1990(Uygur-Genel Hükümler).

UYGUR, T. :Borçlar Kanunu Özel Borç İlişkileri Cilt 4-5-6, Ankara 1990(Uygur-Borç İlişkileri).

(16)

XV

ÜSTÜNDAĞ, S. :Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre Takas ve Davada Kullanılmasının Arzettiği Özellikler,(İÜHFMM 1960/1-4) (Üstündağ-Takas).

ÜSTÜNDAĞ, S. :Medeni Yargılama Hukuku C.I-II, İstanbul 1989 (Üstündağ-Yargılama).

ÜSTÜNDAĞ, S. :İddia ve Müdafaanın Değiştirilmesi Yasağı, İstanbul 1967 (Üstündağ-Yasak).

ÜSTÜNDAĞ, S/

TULUAY, M. :İlmi ve Kazai İçtihatlarla Açıklamalı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, İstanbul 1969.

VON TUHR, A. :Borçlar Hukuku, Çev: Cevat Edege, Ankara 1983.

WOLFRAM, H. :Yargılama Hukuku Kurallarının Adalet Değeri Üzerine, (AÜHFD, Çev: Dr. Ergun ÖNEN 1969/1-2, s.232). YAVUZ, N. : Nafaka, Nişan ve Eşlerin Katkı Payı ile İlgili Davalar,

Ankara 2008 (Yavuz-Nafaka).

YAVUZ, N. :Uygulamada ve Öğretide İtirazın İptali Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2000 (Yavuz-İtirazın İptali).

YÜKSEL, S.A. : Takas Defi, (İstanbul Barosu Dergisi C. 34 1964/ 11-12).

YILMAZ, E. : İstinaf, Ankara 2005 (Yılmaz-İstinaf).

YILMAZ, E. : Medeni Yargılama Hukukunda Islah, Ankara 1982 (Yılmaz-Islah).

YILMAZ, E. : Judicial Economy, (A.Ü.H.F.D. 2008/1) (Yılmaz -Usul Ekonomisi).

YILMAZ, Z. : Hukukta Yargılama Harç ve Giderleri ile Vekâlet Ücreti, Ankara 2000 (Yılmaz-Harç).

YILMAZ, Z. : Medeni Usul Hukukunda Karşılık Davanın Açılmamış Sayılması, Ankara 2001 (Yılmaz-Karşılık Dava).

(17)

GİRİŞ

İnsanların ilk çağlardan beri toplu olarak yaşadıkları bilinmektedir. Bu yaşantı sırasında aralarında birçok konularda çekişme, anlaşmazlık doğması kaçınılmazdır. Bunların önceleri kuvvete dayanarak kaba güçle giderildiği bilinmekte ise de artık bugün için elbette buna imkân bulunmamaktadır. Zira kaba kuvvet, yine kaba kuvveti davet eder. Medeni toplumlarda asla bu düşünülemez. Ortaya çıkan çekişmelerin belirli olanı, herkese aynı şekilde uygulanan hukuk kuralları ile yok edilmesi zorunludur. Onun içindir ki Devlet’in görevlerinden birisi de adalet dağı-tımıdır. Devlet, bunu bağımsız mahkemeler ile sağlar. Herkes hakkını kanunlara uygun şekilde dava edip, kanıtladığı oranda isteyebilir.

“Makul sürede yargılanma hakkı”, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “adil yargılanma hakkı” ilkesini düzenleyen 6. maddesinde yer alan evrensel bir ilkedir. Bu ilkeye göre herkes, davasının makul bir süre içinde görülmesini talep edebilir. Yargılamanın çağdaş yargılama düzeyinin gerektirdiği standartlarda olabilmesi için, her şeyden önce “hızlı” olması gerekmektedir. Makul sürede yargılanma ilkesinin hayata geçirilebilmesi için hiç şüphesiz pek çok faktörün aynı anda ve uyumlu bir şekilde çalışması gereklidir. Yargılama makamının ve tarafların davanın hızlı görülmesine ilişkin tutumları kadar; yargı sisteminin yapısı, hakim açığı, hukuki boşluklar veya uygulamadaki hatalar nedeniyle de bu süre uzayabilmektedir.

Karşılık dava kişinin kendisine yöneltilen bir dava hakkında bu anlamda eleştirilen yargılama sürecinin uzatılmasını engelleyebilecek bir kurumdur. Bir kimse, diğer bir kimse hakkında dava açınca davalı durumundakinin tutumu ne olacaktır? Burada birkaç husus hatıra gelecektir: Ya davanın haklı ve doğru olduğu kabul edilir ki o zaman çekişme bitmiş olur veya davalı davanın reddini sağlamak için savunmada bulunur. Bu takdirde iddia ve savunmaya dair deliller değerlendirilip dava karara bağlanacaktır

(18)

Bazen ise, davalı davanın reddini istemekle birlikte yahut onu istemeden kendisinin de davacıda alacağı bulunduğunu iddia ederek onun da karara bağlanmasını talep etmektedir. Davalı, davacının açmış olduğu davadaki iddialara karşı sadece savunmakla yetinmeyip, taarruza da geçebilir; yani kendisi de davacıdan bazı edimlerin yerine getirilmesini isteyebilir. İşte davacının açmış bulunduğu davaya karşı, davalının aynı mahkemede bazı iddiaları hüküm altına aldırmayı istemesi bireyi dava açmaya teşvik eder. Hatta davalı, cevap lâyihasında davacının açmış olduğu (asıl) davayı kabul etmiş olsa bile, (asıl) davacıya karşı bir karşılık dava açabilir. Gerçi, davalı bu iddiaları başka bir mahkemede de ileri sürebilir. Fakat kanun karşılık davayı bu kadar geniş bir şekilde anlamamakta, sadece davacının davası ile birlikte aynı mahkemede hükme bağlanması istenen bir dava şeklinde daha dar bir anlamda kabul etmektedir. Karşılık dava, ancak davalı tarafından davacıya karşı açılabilir; yoksa dava arkadaşları birbirleri aleyhine karşılık dava açamazlar. Keza bir davada akdi veya kanunî temsilci sıfatı ile hareket eden kimseye karşı da karşılık dava açılamaz İşte bir kimsenin, hakkında açılmış bulunan bir davaya karşı aynı mahkemede ve aynı dosya üzerinde diğer bir takım iddiaların karara bağlanmasını istemek için açmış olduğu davaya karşılık dava denir. Buna kanun, davayı mütekabile terimini kullanmaktadır; karşılık davaya mukabil dava da denir.

Karşılık davanın, taraflar arasındaki karşılıklı anlaşmazlıkları tam bir görüş açısından inceleme imkânını vermesinden ötürü ve yine davacıya karşı dava açılması durumunda karşı davalının ikametgâhına gitmek zorunda kalmaması gibi faydalı tarafları var ise de, basit anlaşmazlıkları karışık bir hale getirmesi gibi mahzurlu tarafları da bulunmasından ötürü, kanunlar karşılık dava açılabilmesini esas ve usul bakımından bazı şartlara bağlamışlar.

Bu bakımdan Kanunumuzda bazı tahditler görülmektedir. Davalının açtığı davanın karşılık dava olarak aynı mahkemede görülmesi için ya takas- mahsup iddiası şeklinde olması ya da ilk açılan dava ile bağlantılı olması gerekmektedir.

(19)

Karşılık dava, makul sürede yargılamanın bitirilebilmesi açısından bu davaların ayrı ayrı açılıp mahkemeler önünde görülmesine oranla usul ekonomisine daha uygundur. Zira karşılık dava, asıl davanın görüldüğü mahkemede açılır. Mahkeme, asıl dava ile karşılık davayı birlikte inceler ve karara bağlar. Her iki davanın tahkikat safhası müşterektir. Her iki davanın delilleri birlikte incelenir. İki davanın ayrı ayrı görülmesine oranla karşılık davanın asıl dava ile birlikte incelenmesinde tahkikat ve yargılama daha çabuk ve kolaydır. Bu nedenle, hukuki anlamda gerçekliğe ulaşılmasına ve bir an önce tatmin edilebilmeleri açısından tarafların karşılık dava açma haklarının bulunması, makul sürede yargılamanın yapılabilmesinde önemli faydalar sağlayacaktır.

Terminolojik olarak kanunumuzda mütekabil dava denilse de bazı kanunlarda mukabil dava, doktrinde ise karşılık dava olarak kullanılmaktadır. Biz incelememizde çoğunlukla karşılık dava olarak yer vereceğiz.

Uygulamada bu çeşit dava ile fazla karşılaşılması ve çelişik Yargıtay kararları üzerine konunun ortaya konulmasında ve tasarının ilgili hükümleri ile birlikte değinmekte yarar görmüş bulunuyoruz.

(20)

BİRİNCİ BÖLÜM

KARŞILIK DAVA HAKKINDA GENEL BİLGİ ve KOŞULLARI §1-KARŞILIK DAVA HAKKINDA GENEL BİLGİ

A- KARŞILIK DAVA KAVRAMI

Davacının davasına karşı, davalı, müdafaa (savunma) ve defide bulunmakla beraber

veya bulunmaksızın, davacıya karşı aynımahkeme önünde muayyen bir iddia serdederek; bu

iddianın hüküm altına alınmasını isterse, karşılık dava ikame etmiş demektir. Karşılık davanın, en geniş tarifi budur. Fakat bu geniş tarifle anlatılan karşılık dava, aynı mahkemece dinlenmesi ve karara rabtedilmesi icab eden karşılık dava anlamına tamamen tekabül etmez. Şunu demek istiyoruz ki, davalının dava edildiği mahkemede, davacıya karşı açtığı ve o mahkemece dinlenmesi zarurî olan karşılık davalar bir kategori teşkil ederler. Ve çok defa, karşılık dava denildiği vakit davalının, dava edildiği mahkemece istima kabiliyeti olan bu

davalar anlaşılır3.

Bu dar anlamı ile karşılık dava kavramına hangi davalar sahiptir? Bir davanın karşılık dava olarak kabul edilebilmesi için derdest olan davaya karşı takas ve mahsup iddiasında bulunulmalı veya asıl dava ile bağlantısının bulunması gerekir.

Davalı vereceği cevap layihası ile kural olarak, davacının iddialarına karşı koymaya ve davanın reddini sağlamaya yönelik savunmada bulunur. Karşılık davayla davalı, sadece davacının açtığı davaya karşı savunma yapmakla yetinmemekte, kendisinin de davacıdan olan hakkının hüküm altına alınmasını talep etmektedir. Davalı karşı dava açmaz ise ileri sürdüğü hakkıyla sadece savunma yapmış olur. Hakkının hüküm altına alınmasını sağlayamaz. Zira mahkemenin bir hususu hüküm altına alabilmesi için buna yönelik bir talep gereklidir (m. 74).

Karşılık davanın açılması m. 203‘te bazı koşullara bağlanmıştır. Açılmış bir davaya

karşı ileri sürülecek savunmalarda esasa ve usule yönelik şartlar bulunmaktadır4.Bu, açılmış

olan bir davaya karşı yapılan davadır; cevap lâyihasında açılır ve bu lâyiha ıslah yolu ile sonradan da ileri sürülebilir. Karşılık dava başlı başına bir davadır ve eda, tespit davası veya

inşai dava mahiyetinde olabilir. Bu davada da katılma, ıslah yapılabilir; feragat ve kabul, sulh

mümkündür. Bu dava diğer tarafın muvafakati olmaksızın takibinden vazgeçilemez (m. 185/1).

3 Postacıoğlu, İ: Medeni Usul Hukuku Dersleri, İstanbul, 1970, s.257; Bilge, N: Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, Ankara 1967,s.408; Kuru, B: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. III, İstanbul 2001,s.3889; İyilikli, C.A: Mukabil Dava,(YD 2004/3), s.147; Kuru, B/Arslan, R/Yılmaz, E: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Ankara 2004, s.646.

(21)

Örnek vermek gerekirse, : A, B’ye karşı 1.000 TL’lik bir alacak davası açmıştır (asıl dava). B, bu (asıl) davaya karşı verdiği cevap lâyihasında, kendisinin de A’dan 4.000 TL’lik alacaklı olduğunu bunun 1.000 TL’sini asıl davacı A’ya olan borcu ile takas ettiğini bildirerek, kalan (4.000 - 1.000 =) 3.000 TL’nin A’dan alınarak kendisine (B’ye) ödenmesine karar verilmesini isterse, B, asıl davacı Aya karşı 4.000 TL’lik bir karşılık dava açmış olur. Bu halde, A’ya asıl davacı ve karşılık davalı, B’ye ise asıl davalı ve karşılık davacı denir.

Karşılık dava ancak esas dava davacısına karşı açılabilir. Bir davada dava arkadaşları birbiri aleyhine böyle bir dava açamaz; fakat bir veya birden ziyade davacıya karşı bir veya bir kaç davalı karşılık dava açabilir. Kanuni veya akdi temsilcinin bu sıfatla bulunduğu davada kendi adına böyle bir dava açılamayacağı gibi, İİK. m. 120/2’ye göre tahsil için alacağı devralmış olan kimse aleyhine de kendi borcundan dolayı karşılık dava açılamaz. Alacağın bir kesimi hakkında açılan davaya karşı bütün borcun olmadığına dair karşılık bir

menfi tespit davası açılabilir5.

B- KARŞILIK DAVANIN AMACI

Yargılama hukuku kuralları hiçbir zaman öncelikli olarak amaç değildirler, dava ile

hedeflenen gayeye erişmek için kullanılan vasıtadan ibarettir6.Her davanın açılmasında

hukukî bir yararın bulunması ana ilkedir. Dava, belirli bir konuda hukuka dayanan bir yardım isteğidir. Onun için verilecek karar davacıya yarar sağlayacaksa dinlenme olanağı var demektir. Öğle ki bir konuda eda davası açmak imkânı varken, tesbit davası açmanın hukuki yararı daha zayıf olacaktır. Zira verilecek tesbite dair karar cebri icraya konu olmayacak, itiraz halinde eda davası açmak gerekecektir. Yani yapılması gereken öncelikli olarak bireyin hukuki yararının ne olduğunun çözümlemesinin yapılmasıdır.

Buradaki amaç, karşılık davada her zaman hukuki yarar bulunup bulunmadığını ortaya koymaktır, bağlantı ve mahsup üzerine açılan karşılık dava hallerinde bu yararın bulunduğu açıktır. Ancak takas, mahkeme dışında ve icra takibi sırasında ileri

sürülebileceğine göre, onun karşılık dava olarak dermeyanı bir hukuki yarara dayanmakta

mıdır? Aslında incelenmesi gereken bize göre de budur.

4 Çatalkaya, C/Tarıkoğulları, A /Özcan, M.H: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, Ankara 1965, s.225.

5Ansay, S. Ş: Hukuk Yargılama Usulleri, Ankara 1960, s. 244.

(22)

İlk bakışta, karşılık dava değeri asıl dava değerinden daha az ise veya onunla aynı değerde ise takasa dayanan karşılık davada hukuki yarar yok denilebilir. Yalnız o halde dahi başkasından alacaklı olan bir kimsenin alacağını tahsil için dava açmamış, icraya başvurmamış iken, borcundan dolayı hakkında dava açılınca, aynı zamanda kendisine borçlu olan kimseden hakkını dava yolu ile istemesi kadar tabii bir durum olamaz. Zira kendisi de alacaklıdır. Dava açmasının engellenmesi hukuk devletinde görülmemesi gereken bir durumdur. Kişi dava açarak faiz ve varsa diğer masrafların tahsilini ve takasını sağlayabilir. Ayrıca vekâlet ücreti taraflar adına hükmedilir. Asıl davada ödeyeceği vekâlet ücretini, karşılık davada yararına hükmedilecek vekâlet ücreti ile mahsup edebilir. Hakkın kötüye kullanılmasından da söz olunamaz. Öyle bir düşünce kendisi de borçlu olduğu halde, ona temas etmeden alacağını isteyen asıl davanın davacısı için daha geçerli sayılması gerekir. Zaten karşılık davanın amacı da davalıya esasa cevap süresinde bu iddialarını ileri sürmesi

imkânını tanımaktır7.

Medeni yargılama hukukunda böyle bir kurum getirilmesinin diğer bir amacı da, açılmış bir davanın tarafları arasındaki karşılıklı anlaşmazlıkların aynı mahkemede çözümünün sağlanmasıdır. Böylece mahkeme, birbiriyle bağlantısı bulunan her iki davanın konusunu teşkil eden uyuşmazlıklar hakkında tam bir görüşe sahip olur ve bu şekilde, mahkemenin birbirleriyle bağlantılı davalar hakkında çelişkili kararlar vermesi önlendiği gibi, daha isabetli karar vermesi de sağlanmış olur. Ayrıca, iki davanın ayrı ayrı görülmesine oranla karşı dava, tahkikat ve yargılamada sürat ve kolaylığı sağlar.

Karşılık dava aynı zamanda davalıya, davacının iddialarına karşı hüküm altına alınma istemiyle bazı iddialarda bulunabilme imkânını da vermiş olur. Ve yine karşılık dava açacak kişiye yetki yönünden ilk davanın davlısına karşı kendi ikametgâhında dava açabilme olanağı verir. Karşılık davanın faydalarını sıralayacak olursak:

a- Zamandan ve maddi imkanların kullanılmasından tasarruf ettirir. Çünkü iki dâva açacak yerde bir dâva dosyası ile ihtilâf hallolunur.

b- İki dâva neticesinde çıkacak hükümler arasındaki muhtemel tezadı bertaraf eder. c- Taraflardan birinin ödemeden aczi haline karşı diğerini korumuş olur.

7 Üstündağ, S./Tuluay, M:İlmi ve Kazai İçtihatlarla Açıklamalı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, İstanbul 1969, s.76.

(23)

Buna mukabil, davanın ağır yürümesi ve asıl davanın vazifeli mahkemeden başka bir

mahkemeye gönderilmesine sebebiyet vermesi gibi mahzurları da vardır8.Kanunumuzda

karşılık davanın belirli şartların varlığı halinde açılmasına cevaz vermesi de bu olumsuz yönlerin ortaya çıkmasına engel olma amaçlıdır. Usul ekonomisi ilkesi, yargılamada başlı

başına bir amaç olmayıp, yargılamanın amacına hizmet eden araçlardan biridir9. Sonuç olarak

karşı dava da özünde yargılamanın iş yükünün azalmasına hizmet ettiği için usul ekonomisine

uygun bir davadır10.

8 Karafakih, H.İ:Hukuk Muhakemeleri Usulü Esasları, Ankara 1952, s.151. 9 Yılmaz E:Usul Ekonomisi (Judicial Economy), A.Ü.H.F.D. 2008/1, s.254.

(24)

§2- KARŞILIK DAVANIN KOŞULLARI

A- KARŞILIK DAVANIN ESASA İLİŞKİN KOŞULLARI I- Takas Talebi

1-Takas Kavramı

Takas, bilindiği gibi, karşılıklı, aynı nitelikte, muaccel, geçerli ve dava edilebilir alacaklara sahip olan kişilerden birinin tek taraflı bildirimi ile kullanılan ve bu alacaklardan az

olanı oranında onlara son veren bir hukuksal kurumdur11. Takas bildirimi dava dışında

yapılabileceği gibi, dava sırasında da yapılabilir12.

Takas, mahkeme dışındaki beyanla veya def’i veya karşılıklı dava olarak ileri

sürülebilir13.Davalı, kendisinin de asıl davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek, bu alacağı ile

davacıya olan borcunun takas edilmesini açacağı bir karşılık dava ile isteyebilir (m. 204/1).Alacağın çekişmeli olması takas talebinde bulunmaya engel değildir. Takas talebinin makul karşılanması için takası mümkün alacaklar olmalıdır.

Tasarıda bu kurum aynen muhafaza edilmiştir. HMK Tasarı m. 137’de şu an yürürlükteki Kanunumuzdan farklı olarak Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talebin takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması, şarttır ifadesiyle takas, mahsup ile birlikte davalar arasında bağlantı bulunması durumunu da aynı maddede düzenlemiştir.

2-Takası İleri Sürmek İçin Dava Açmanın Zorunlu Olmaması

Takas, karşılık dava olarak açılabileceği gibi, defi olarak da ileri

sürülebi-lir14.Kanunumuzun 204. maddesi takas ve mahsup iddiasının karşılık dava olarak ileri

sürülebileceğini belirtmiştir. Kanun takas ve mahsup talebinin karşı dava yolu ile de dermeyan

olunabileceğini ifade etmektedir. Yoksa bu hüküm davada takas ve hatta mahsubun mutlaka

bir karşılık dava şeklinde dermeyan edilmesinin zorunluluğunu ifade etmemektedir15. Başka bir

ifade ile takasa elverişli taleplerin de karşılık dava yolu ile dermeyan edilebileceğinin ifadesinden

11 Burcuoğlu, H:Takas Savunmasının Niteliği (Balıkesir Barosu Dergisi 1984/1), s.17.

12 İnan, N.A:Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 1979,s.512;Dalamanlı, L/Kazancı, K./Kazancı, F:İlmi Ve Kazai İçtihatlarla Açıklamalı Borçlar Kanunu, s.512;Birsen, K. :Borçlar Hukuku Dersleri İstanbul 1954, s.609; Oğuzman, K/Öz, T:Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2006,s.452;Durudoğan, K.R:Takas (Türk Hukuk Dergisi 1976/3-4),s.93.

13 Uygur, T:Borçlar Kanunu Özel Borç İlişkileri, Ankara 1990, s.605.

14 Karahasan, R.M.:Türk Borçlar Hukuku, İstanbul 1992, s.1048-1059; Dalamanlı/Kazancı/Kazancı,s.517;Yavuz, N:Uygulamada ve Öğretide İtirazın İptali Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2000, s.200; Uygur,T: Borçlar Kanunu Özel Borç İlişkileri,Ankara 1990, s.594;Çelik, H:Hukuk Mahkemelerinde Davaların Açılması, Ankara 2005, s.404;Kuru-Usul, C. IV s.3895;Üstündağ, S:Borçlar Kanunu Hükümlerine Göre Takas ve Davada Kullanılmasının Arzettiği Özellikler,( İÜHFMM 1960/1-4), s.222.

(25)

başka bir şey değildir16.

Bu konuda Kanunumuzun m.204 ve 205 beraber incelendiğinde açılan davaların karşılık dava olarak adlandırılabilmesi için ikinci davanın asıl dava ile bağlantı şartının da alternatifli bir şart olduğu görülmektedir. Yani sadece takas, mahsup talepleri bulunması karşılık

dava açılmasının şartı değildir17.Kanunun takas konusunda koyduğu tek sınır savunmanın

genişletilmesi ve değiştirilmesi hususudur18. Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa davacı

savunmanın genişletildiği itirazında bulunabilir19.

Zira takas, borçlunun (davalının) takas iradesini alacaklıya bildirmesi ile tamamlanır (BK. 122/1). Davalı karşılık dava açacağı yerde, sadece takas definde bulunmakla yetinebilir. Ancak davalı takas defini esasa cevap süresi içerisinde yapmalıdır. Şu hususta belirtilmelidir ki takas ve mahsup iddialarında bu iddialar ile asıl dava arasında bir bağlantı bulunmasa bile karşılık dava caizdir.

Yargıtay’ın bir kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir:”Takas isteği ise karşılık dava olarak açılabileceği gibi defi olarak da ileri sürülebilir ve defi olarak ileri sürüldüğünde peşin ilâm harcı yatırılması gerekmez. O halde mahkemece davacının zararının kapsamı belirlendikten sonra davalının kendi zararı yönünden talep edebileceği miktar hesaplanıp hükmedilecek miktardan takas isteği doğrultusunda indirilmek gerekirken bu

yönün incelemesiz bırakılmış olması usule aykırıdır”20.

“Kanunun 204. maddesinde takas ve mahsup talebini karşılık dava addolunacağı yazılı ise de, davalı mahkemeden lehine bir hüküm verilmesini istemeyerek sadece davacının iddiasının reddini istediğine göre bir karşılıklı davadan söz edilemez. Davalının istediği şey, davacıya olan borcu ile alacağının takas ve mahsup edilerek davanın reddedilmesinden

ibarettir”21.

Asıl dava hakem heyetince karara bağlanacaksa takas talebi karşılık dava yoluyla

ileri sürülemeyeceği için bu durumda davalı alacağını takas def’i olarak ileri sürmelidir22.

16 Üstündağ, S:Medeni Yargılama Hukuku C.I-II, İstanbul 1989, s.429.

17 “Bu itibarla mahkeme takas ve mahsup iddiasının ancak mütekabil dava şeklinde ileri sürülebileceğinden bahisle özel daire bozma ilâmına uyulmayarak eski hükümde direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır.” H.G.K. 12.4.1967, 280/195 (Erdemir, İ:Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 1998, s.968); Gürdoğan, B:

Medeni Usul Hukukunda Kesin Hüküm İtirazı, Ankara 1960,s.45;Yüksel, , S.A:Takas Defi(İstanbul Barosu Dergisi C. 34 1964/ 11-12), s.388.

18 Üstündağ, S: İddia ve Müdafaanın Değiştirilmesi Yasağı, İstanbul 1967, s.97 dn.167b.

19 Bucher, E:Yargılamada Takas: Maddi Hukuka Dönüş (Bilgi Toplumunda Hukuk Ünal Tekinalp’e Armağan, İstanbul 2003), s.616.

20 4.HD.14.10.1985 6360/8144(Karahasan, s.1048); Ayrıntılı kararlar için bkz: Kuru-Usul, s.3896. 21 6.HD. 5.3.1960 577/1758 (Tunçomağ, K: Mahkeme Kararları Kroniği (İÜHFM 1962/1-4), s.853).

(26)

3-Bazı Hallerde Takas İçin Karşılık Dava Açılamaması

Eğer, davalının takas etmek istediği karşılık alacağın miktarı, asıl davada istenen alacak kadar veya ondan daha az ise, davalının, bir karşılık dava açmakta hukukî yararı

yoktur. Bu gibi durumlarda takas savunmasında bulunması yeterli olacaktır23.

Bu halde, davalının takas için bir karşılık dava açmakta hukukî yararı bulunmadığı gibi, davalının karşılık dava açması zararına da olur. Çünkü davalı karşılık dava açarsa ayrıca

harç ödemek zorunda kalacaktır. Oysa davalı, sadece takas savunmasında bulunmakla

yetinirse harç ödemez. Ancak davalı, karşılık dava için de ayrı bir vekâlet ücreti alabilmek amacıyla, bu halde de takas ettiği alacağı için bir karşılık dava açmak isteyebilir. Fakat davalının savunma yolu ile ileri sürmesi mümkün olan bu husus için ayrı bir karşılık dava

açmakta hukuki yararı yoktur24.Buna karşılık davalının alacağı, davacının alacağından fazla

ve hüküm altına aldırması gereken bir miktar ise karşılık dava açılabilir25.

Bazı durumlarda takas için karşılık dava açılamaması durumu da, yargısal görevlerinden ötürü zarara uğranıldığından söz ederek hâkime karşı açılacak tazminat davalarında davayı esastan reddeden mahkeme davalı hâkimin maddi ve manevi zararlarının giderilmesine re’sen karar verme zorunluluğu vardır. Yargıtay’ın da hâkimin zararlarının giderilmesini istemesinin ya da bunun için karşılık dava açmasının gerekmediğine ilişkin

kararları kökleşmiştir26.

4- Takas Talebi İçin Karşılık Dava Açılması

Buna karşılık, eğer davalının takas etmek istediği karşılık alacağının miktarı asıl davada istenen alacaktan daha fazla ve davalı bu fazlayı hüküm altına aldırmak istiyorsa, o zaman, davalının takas ve fazla alacağının davacıdan tahsili için bir karşılık dava açması gerekecektir.

Davalı karşı alacağını karşılık dava yolu ile dermeyan etmekle, dava ve karşı dava alacağının müştereken müzakereye tabi tutularak karara müştereken ulaşılmasını temin etmek istemiş olmaktadır.

22 Üstündağ-Takas, s.223.

23 Bilge, N: Medeni Yargılama Hukuku, Ankara1967, s.408. 24 Kuru-Usul, C. IV, s.3903.

25 Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes, M: Medeni Usul Hukuku, Anakara 2007, s.329.

26 HGK. 24.9.1997, 5/36 (Günay, E:Yargısal Görevlerinden Dolayı Hâkimlerin Tazminat Sorumluluğu ile Hâkimlere, C.Savcılarına ve Avukatlara Karşı İşlenen Hakaret Suçları, Ankara 2000,s.39).

(27)

Alman hukukunda karşılık davada, taleplerden biri diğerinden önce olgunlaşmışsa, olgunlaşan talep için kısmi bir hüküm verilmesine rağmen, taleplerin konusu aynı olduğu

hallerde buna cevaz vermemektedir27.

Bu halde, davalının esasa cevap verirken takas için karşılık dava açtığını açıkça bildirmesi ve karşılık dava için ayrıca başvurma harcı ve peşin karar ve ilâm harcı yatırması gerekmektedir. Aksi takdirde usulüne uygun açılmış karşılık dava olmadığı halde istem

konusunda karar verilmesi yok hükmündedir28. Davalı, açıkça karşılık dava açtığını bildirmez

ve takas nedeniyle davanın reddini isterse, karşılık alacağı asıl davada istenen alacaktan fazla

olsa bile, bununla davalının talebi bir karşılık dava olarak kabul edilemez29.Ancak dava

dilekçesi tam olarak anlaşılamıyorsa, mahkeme taraflara dilekçelerini açıklattırılmalı, müphem olan yerler giderilmeli, sonuçta davalının karşı dava açma iradesi sabit olur ve harç da yatırılmamışsa davalıya harç için süre verilmesi uygun olur(m.75/2).

Davalının takas için karşılık dava açması, BK m. 122/1 anlamında takas beyanı

yerine geçer30.Yargıtay bir kararında takas yolunu değil de karşılık dava yolunu tercih edilmiş

olunmasının aynı hukuki esasın uygulanmasına engel olmadığını beyan etmiştir31.

Takas için karşılık dava açılmış olması halinde, mahkeme, asıl dava konusu alacağın ve karşılık alacağın mevcut olduğu sonucuna varırsa, asıl davayı takas nedeniyle reddeder ve

davalının fazla alacağının (asıl) davacıdan alınmasına karar verir32.

Buraya kadar ifade ettiğimiz durumlardan farklı olarak davalı takas talebinin haricinde aslında kendisinin davacıdan alacaklı olduğu ve davacının talep ettiği alacağın mevcut olmaması durumunu iddia ediyorsa bu özünde bir karşılık dava değildir. Çünkü takas talebinde bulunmamış olduğu gibi alacaklar arasında bağlantı da yoksa karşılık dava olmadığı kabul edilmelidir. Ancak iki alacak arasında bağlantı varsa, davalı karşı tarafta olan alacağının ödenmesi için karşılık dava açabilir. Bu durumda m. 204’de değil m. 205’e dayanarak açılabilir.

27 Üstündağ-Takas, s.223.

28 "Davalı kadın 26.08.1998 de cevaplarını vermiş, bu dilekçesinde davacıdan karşılık dava niteliğinde istekte bulunmamıştır. Daha sonraki 24.12.1998 tarihli layihada harç ödemeden isteklerini sıralamış olması karşılık dava sonucunu doğurmaz. Dava olmadığına göre verilen karar yok hükmündedir. Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile yasaya açık muhalefetin bulunması hallerinde hükmün boşanma yönünde bozulması imkanı dâhilindedir (m. 439). Açıklanan nedenlerle davalı tarafından açılmış bir dava olmadığı halde, yazılı şekilde boşanmaya ve araç bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır." 2.HD. 02.07.1999 5782/7763 (İyilikli, s.154).

29 "Bir dava üzerine açılan karşılık davada karşılık davayı açan lehine bir isteğin hüküm altına alınması istenir; davalı, böyle bir isteğin hüküm altına alınmasını isteyecek yerde sadece birtakım müdafaalar ileri sürerek neticede davanın reddini istemiş bulunursa bir karşılık dava açmış olmaz" HGK 11.11.1959, 6/62-53 (Kuru-Usul, C. IV, s.3904).

30 Kuru-Usul, C. IV, s.3904.

31 4.HD 11.3.1982, 456/2525 (Yasa 1982/3 s. 433-434). 32 Kuru-Usul, C. IV, s.3905.

(28)

Takası, dava içinde dermeyan etmek isteyen davalı mücerret bu beyanı ile davacının alacağını kabul etmiş olacağı için eğer o, bu sonucun hemen doğmasını istemiyorsa, takas defini terditli olarak dermeyan edebilir. Yani davalı ilk sırada dava alacağının mevcut olmaması nedeni ile davanın reddini, bu olmadığı takdirde, dava alacağının karşı alacağı ile takas edilmesini talep

edebilmelidir33. Böyle bir karşılık dava üzerine, mahkeme, asıl davacının istediği alacağın

mevcut olduğu sonucuna varırsa, davalının terditli olarak açmış olduğu karşılık davayı da inceleyip karara bağlar.

Taşınmaz alım-satımı konusunda gerçekte bir sözleşme yapıldığını karşılık davası ile

kabul eden kimsenin asıl davadaki muvazaa savunması dikkate alınmaz 34.

Öğretideki bir görüşe göre, davacı da, davalının karşılık davasına karşı, takas talebiyle bir karşılık dava açabilmesi görüşündedir. Ancak karşılık davaya karşı, karşı dava açılması hususu Kanunumuzda ifade edilmese bile doktrindeki ağırlık görüş ve tasarıda bunun

yasaklanmış olması nedeniyle biz bu görüşün uygun olmadığını düşünüyoruz35.

Kanaatimizce mahkeme, asıl davacının istediği alacağın iddia etiği gibi olmadığı sonucuna varsa bile, davalının açmış olduğu karşılık davayı incelemesi gerekir. Aslında davalının asıl davacıdan alacaklı olduğu kanısına varırsa, asıl davacının davasının reddedilmesi ve karşılık davanın kabulüne karar vermesi gerekmektedir. Çünkü davalının açmış olduğu karşılık dava bağımsız bir davadır ve bunun için ayrıca harç ödenmiştir bu

sebeple olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekir36.

33 Üstündağ-Yargılama, s.429.

34 "Asıl davada gerçek alım-satım vaadi sözleşmesinin hiç yapılmadığını ileri sürülmekte karşılık davasında ise, gerçek alım-satım vaadi sözleşmesinin yapıldığını ve fakat gabinle malul olduğunu belirtmektedir. İddia ve savunma tutarsız -dır.Birbiri ile bağdaşmamaktadır." 14.HD. 05.02.1987. 86/6425- 87/821(İyilikli, s.156).

35 Kuru-Usul, C. IV, s.3905.

36 “Davalı aynı ilişkiden kaynaklanan tazminat alacağı bulunduğunu ileri sürüp takasa yönelik olarak iradesini açıkladığından mahkemenin bu defi üzerinde durup, gereken inceleme ve soruşturma yaparak ortaya çıkacak uygun sonuç çevresinde bir karar vermesi zorunludur.”1.5.HD.29.2.1980,393/501(Sınmaz, B./Karataş, İ:İçtihatlarla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara 1987,s.391).

(29)

II-Mahsup Talebi

Mahsup kavramı doktrinde çeşitli tanımlarla ifade edilmektedir. Buna göre bir alacağı doğuran olayla ilgili olarak alacaklının elde ettiği bazı menfaatlerin ya da borçlunun

katlandığı bazı külfetlerin bu alacaktan indirilmesidir37.Böylelikle zarara uğrayan kimseye

verilmesi lazım gelen tazminattan zararlı hadisenin kendisine temin ettiği faydalar mahsup edilir. Kanunlarımızda bu anlamda hükümler mevcuttur: Sebepsiz iktisap nedeniyle açılan davada, davalı yaptığı zarurî ve faydalı giderlerin mahsup edilmesini isteyebilir (BK m. 64). Örneğin kiralanan şey veya işçinin hizmetleri kullanılmaksızın kiracı veya iş sahibi kira bedeli veya iş ücreti ödemeye mecbur ise, verilecek meblâğ üzerinden diğer tarafın sarfiyattan tasarruf ettiği miktar ve mecur ve işlerin diğer bir suretle kullanılmasından elde ettiği veya

elde etmeyi kasden ihmal eylediği menfaatler mahsup olunacaktır38. Yargıtay da mahsup

kavramını bir kararında nitelerken, mahsupta alacağın miktarına tesir eden, onu azaltan

sebepler söz konusu olduğu şeklinde ifade etmektedir39.

Yargıtay’ın bir kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir: “Davalı, birleştirilen dosyanın davacısına ait araçta meydana gelen zararının, bilirkişi marifetiyle yaptırılan incelemede toplam 251 milyon lira olduğu tespit edilmiştir. Bu miktardan, davalı araç sürücüsünün %25 kusur oranının ve sigorta şirketince ödenen 195 milyon lira tazminatın mahsubu neticesinde, davalı-karşı davacının tazminat olarak alacağı kalmamaktadır. Bu durumda davalı-karşı davacının davasının reddine karar vermek gerekirken kabul edilmesi

yanlıştır”40. Alacağın miktarına tesir eden, onu azaltan sebebin varlığını olarak kusur ve

sigorta şirketince ödenen meblağ olarak gördüğümüz olayda kararın hakkaniyete uygun olduğunu düşünüyoruz.

Mahsup edilen alacak ile asıl alacak arasında sıkı bir bağlantı vardır; her iki alacak da aynı hukukî ilişkiden doğmaktadır veya aynı konuya ilişkin bulunmaktadır. Bu nedenle,

mahsup edilen alacak asıl alacaktan bağımsız değildir; bilakis ona bağlıdır41.

Genelde davalının mahsup edilmesini istediği alacak, asıl dava konusu alacaktan az olacağından, davalının mahsup için karşılık dava açmakta hukukî yararı olmayacaktır. Takas

konusunda da ifade edildiği gibi, davalı mahsup savunmasında bulunmakla yetinebilir42. Ve

37 Yüksel, s.393.

38 Von Tuhr, A: Borçlar Hukuku, Ankara 1983, s.685.

39 HGK. 2.7.1980 742/2112 (Çuhacı, Ş: Takas ve Mahsup Kavramı Üzerine Bir İnceleme,Tahir Çağa’nın Anısına Armağan, İstanbul 2000, s.165).

40 19. HD 13.4.1999,1938/2438(Gökcan, T.H:Haksız Fiil Hukuku ve Maddi-Manevi Tazminat Davaları, Ankara 2008,s.508).

41 Kuru-Usul, C. IV, s.3908.

42 “Olayda davalının yaptığını iddia ettiği zarurî masrafların müddeabihle mahsubunu talep edebilmesi için mütekabil davaya lüzum bulunmamış"4.HD21.2.1956,681/688 (Kuru-Usul, C.IV, s.3909);6.HD.5.12.1967

(30)

yine davalının mahsup edilmesini istediği alacak, asıl dava konusu alacaktan fazla ise, davalı, mahsup ve alacak fazlasının tahsiline karar verilmesi için karşılık dava açabilir. Fakat bu halde de, davalı, karşılık dava açmak zorunda değildir. Çünkü mahkemeye sadece mahsup savunmasında bulunması da amaçladığı sonuca götürecektir.

Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talebin takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması şarttır, ifadesiyle tasarıda bu kurum olduğu gibi muhafaza edilmiştir (HMK Tasarı m.137).

III-Takas Talebi İle Mahsup Talebinin Birbirinden Farkı

Uygulamada çok kere takasla eş anlamda kullanılan mahsup belirtilmelidir ki birbirinden

tamamen ayrı nitelikte kurumlardır43. Şöyle ki; mahsupta bir diğerinden ayrı ve bağımsız iki

alacak yoktur. Takasta ise iki alacak birbirinden bağımsızdır. Örneğin TMK. 907/son hükmü şöyledir: "Zilyedin elde ettiği semereler kendi sarfiyatı dolayısı ile olan alacaklarına mahsup edilir". Buradan hareketle mahsupta bir tarafın alacağını, yani zilyedin masraflarından müte-vellit alacağını elde ettiği semereler nisbetinde bir indirmeye tabi tutulmasının söz konusu olduğu söylenebilir. Son olarak takas inşai hak niteliğinde defi olduğu halde "mahsup ise ne bir inşai hak ve ne de defi olmayıp bir itirazdır. Medeni Kanunumuzda itirazlar dermeyan

olunmasa bile re'sen nazara alınır"44.

Karşılıklı iki alacağı ifade eden takasa karşın mahsupta ise alacağın miktarına tesir eden, onu azaltan şartlar söz konusudur. Mahsup iddialarının tutarı çoğu zaman talep edilen alacaktan az olduğundan karşılıklı dava açmadan mahsup iddiasında bulunmakla yetinmek

mümkündür45.

Takasta karşılıklı aynı cins muaccel alacak ve borç söz konusu olduğu halde, mahsupta karşılıklı birer alacak söz konusu değildir. Mahsupta, mahsup etmek hakkına

sahip olan taraf, bu hakkını karşı taraf alacağını kendisinden istemedikçe ileri süremez46.

2532/5106 (İBD 1968/11-12 s.726).

43 Çuhacı, s.164.

44 Yavuz-İtirazın İptali, s.201.

45 HGK. 2.7.1980,742/2112 (Karahasan, s.1055).

46 Uygur-Genel Hükümler, s.591; Soner, F.L:Karşılık Davada İlk İtiraz ve Bu Davanın Dinlenme Olanağı, (TNBD, 1976/10),s. 49.

(31)

IV-Asıl Dava İle Karşılık Dava Arasında Bağlantı İddiası

Karşılık dava, takas veya mahsup taleplerinin varlığı durumlarında iki dava arasında bağlantının varlığının sorgulanmasına gerek olmaksızın kabul edilmektedir. Takas ve mahsup talebi dışında kalan karşı taleplerin karşı dava yolu ile dermeyan edilebilmesi için bu taleplerin esas

davadaki taleple bağlantıhalinde bulunması gerekir (m.205). Bağlantıdan kasıt m. 45/3’te yerini

bulmuştur. Buna göre her iki davanın aynı sebepten doğması veya davalardan biri hakkında

verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması halidir47. Bu halde bağlantının varlığı kabul

edilir. İrtibat, aynı hukuki münasebetten doğan talepler arasında olabileceği gibi, dava konusu olan

şey de aynı ise, talepler arasında bağlantı varsayılır48.

Aksi halde, davalının asıl davacıya karşı açtığı dava, teknik anlamında bir karşılık

dava (yani karşılık dava olarak mesmu veya kabule şayan) değildir49. Yargıtay bir kararında:

Davacı boşanma davası açmış, davalı ise, mukabil olarak istihkak iddiasında bulunmuş davacı mukabil dava dilekçesinin verildiği oturumda buna karşı koymuştur. Olayda asıl dava boşanma davasıdır. Mukabil dava ise, eşya hakkında istihkaka ilişkindir. Boşanma davasının red veya kabul olması istihkak davasının sübut yönünden etkilemeyeceği gibi, eşya davasının red veya kabulü de boşanma davasının sonucunu değiştirmez. Öyleyse, davalar arasında m. 45/3 anlamında yer alan

şekilde irtibat bulunmadığı sonucuna varılmıştır50.

Anglo-Sakson Hukukunda da davalı davacıya karşı, davacının davasıyla irtibatlı olsun ya da olmasın her hangi bir sebeple karşı dava açabilir. Bununla beraber karşı dava tamamıyla irtibatsız bir konu hakkında ise, mahkeme muhtemelen karşı davanın ayrı olarak görülmesine karar

verecektir51.

Uygulamadan fazlaca görülen durumlardan biri olarak şu örneği vermekte fayda görüyoruz. B, A’nın arsası üzerine onun rızası olmaksızın bir bina yapmıştır. A, B’ye karşı bir dava açarak B’nin arsaya müdahalesinin önlenmesine ve yaptığı binanın sökülmesine (TMK m.648,II) karar verilmesini istemiştir (asıl dava). Davalı B, asıl davaya karşı açacağı bir karşılık dava ile bu binayı iyi niyetle yaptığını ve binanın kıymetinin arsa kıymetinden açıkça fazla olduğunu bildirerek, arsanın mülkiyetinin uygun (muhik) bir tazminat karşılığında kendisine (B’ye) verilmesini isteyebilir (TMK m.650). Çünkü bu iki davadan biri hakkında verilecek karar, diğerini etkileyecek niteliktedir.

47 İyilikli, s.156.

48 Üstündağ-Yargılama, s.430.

49 HGK. 06.03.1940, 1/17(Demirhan, O/Tazebay, İ:Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İçtihatlar, Ankara 1965, s.512); Kuru-Usul, C. IV, s.3911.

50 2.HD. 22.01.1976 (YKD 1976\6, s.805). 51 İyilikli, s.157, dn.45.

(32)

Yargıtay, davalı taşkın yapı (inşaat) sahibinin, TMK m.651'e dayanan, temliken tescil talebini savunma yolu ile de ileri sürebileceğine (bunun için karşılık dava açmasına

gerek bulunmadığına) karar vermektedir52.Öğretide var olan aksi görüşe göre,harcını vererek

karşılık dava açmayan davalı taşkın yapı sahibi lehine, hüküm verilmesi mümkün değildir

demektedir53.

Davacının açmış olduğu müdahalenin önlenmesi davasına karşı, davalı, asıl davacının müdahalesinin önlenmesi için bir karşılık dava açabilir.

Davacının bir menkul mal hakkında açmış olduğu istihkak davasına (TMK m.618) karşı, davalı, o mal üzerinde rehin hakkı bulunduğunu bildirerek bu rehin hakkının tanınması için bir karşılık dava açabilir.

Davacının açmış olduğu kamulaştırma bedelinin artırılması davasına karşı, davalı İdare kamulaştırma bedelinin indirilmesi için karşılık dava açabilir.

Davacının açmış olduğu kira bedelinin tespiti (artırılması) davasına karşı, davalı kiracı kira bedelinin indirilmesi için bir karşılık dava açabilir.

Davacının (kiralayanın) açmış olduğu ihtiyaç sebebiyle tahliye davasına karşı, davalı kiracı kiralanan gayrimenkule yapmış olduğu 30.000 lira tamirat bedelinin tahsili için karşılık

dava açabilir54.Görev konusunda bu karar sonucunda her iki dava da sulh hukuk

mahkemesinde görülecektir. (m.8/2-1)

Bir hukuki ilişkiye örneğin haksız fiile, satış veya adi ortaklık sözleşmesine dayanarak açılan alacak davasına karşı, davalı, davacının kendisinden davalıdan alacaklı olmadığı, bilakis kendisinin davalının aynı hukuki ilişkiden dolayı davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağının ödenmesi için karşılık dava açabilir. Çünkü her iki dava arasında bağlantı vardır.

Bir istisna (inşaat) sözleşmesinde iş sahibinin, müteahhide karşı açmış olduğu tazminat davasına karşı, davalı müteahhit, davacının kendisinden alacaklı olmadığını, bilâkis kendisinin müteahhitten ücret alacağı olduğunu bildirerek bu alacağının ödenmesi için davacıya (iş sahibine) karşı karşılık dava açmış. Mahkeme, iş sahibinin davasının reddine karar vermiş, davalının karşılık davası hakkında ise hiç bir karar vermemiş. Yargıtay, mahkemenin kararını, davalı (karşılık davacı) lehine (aşağıdaki gerekçe ile) bozmuştur:

52 1.HD 11.10.1990, 10212/11133 (YKD 1991/3 s. 33-334). 53 Kuru-Usul, C. IV, s.3913.

(33)

"Davalı A’nın usulüne göre ve harcını da yatırarak karşılık dava açtığı saptanmıştır. Hükme dayanak olan ve yerel mahkemece de benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile karşılık davacının hak ettiği ücret tutarının 16.254 lira olduğu gerçekleşmiştir. Böylelikle karşılık davanın bu kesiminde haklı çıkan davalı ve karşılık davacı yararına 16.254 lira arta kalan ücret alacağının ödetilmesi doğrultusunda karar verilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yerel mahkemenin bu yönü gözden kaçırması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını

gerektirir"55. Karşılık davanın hukukumuzdaki yegâne vasıflarından biri de aynı yargılama

aşamasında davalının da alacağının varlığı hakkında hüküm verebilme imkânıdır. Bu yönüyle verilen bozma kararı hukuka uygun olduğunu düşünüyoruz.

“Eşlerden birinin açtığı boşanma davasına karşı, diğer eş de bir karşılık boşanma davası açabilir. Yargıtay’ın bir kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir:"Dava, karşılıklı boşanma isteklerine ilişkindir. Kadın kocasının açtığı davaya verdiği cevapta ve mukabil olarak açtığı davasında, kocanın iktidarsız olduğunu... bildirmiştir. Her iki davanın da çözü-münde bu iddianın önemli rolü olduğunda tereddüt yoktur... her iki davanın delilleri birlikte

münakaşa ve tetkik edilerek karşılıklı davalar hakkında hüküm tesis olunmak gerekir"56.

Bir tesbit davasına karşı eda davası veya bir eda davasına karşı tesbit davası karşılık dava olarak açılabilir mi? Bu soruyu genel olarak şu şekilde cevaplandırmak mümkündür: Karşılık olarak açılmak istenen dava, müstakil bir dava halinde açılsa idi diğer tarafa derdestlik itirazında bulunmak hakkını verecek idi ise, karşılık dava caiz değildir; aksi halde caizdir. Buna göre :Bir eda davasına karşı, aynı hukukî münasebetin tesbiti için karşılık tesbit davası açılamaz. Zira burada karşılık dava ile eda davası arasındaki münasebet irtibattan çok daha sıkıdır; iki dava arasında tesbit talebi bakımından ayniyet vardır. Nasıl eda davasından sonra müstakil bir tesbit davası açılmasında hukukî bir menfaat yok ve bu sebeple tesbit davası caiz değilse (derdestlik itirazına hak veriyorsa), eda davasına karşılık olarak bir tesbit davası da açılamaz. Yalnız, bu söylenenler eda davasının hukukî münasebetin tamamına şamil olması hali içindir. Eğer eda davası hukuki münasebetin tamamının tesbitini kapsamıyor, ezcümle dava kısmî ise, bu halde hukukî münasebetin tamamına şamil olmak üzere bir karşılık tesbit davası (bilhassa menfi tesbit davası) açılabilir. Buna mukabil, bir tesbit davasına karşı, bir karşılık eda davası açılması mümkündür. Bilhassa, menfi tesbit davasına karşı, davalı bir karşılık eda davası açabilir. Zira bu halde müddeabihler aynı değildir ve eda davası derdestlik itirazına hak vermez, yani müstakil bir dava olarak da açılabilir. Burada, iki dâva arasında irtibat bulunduğundan, yani biri hakkında verilecek karar diğerine tesir edecek

55 15.HD 5.4.1979, 416/721 (Yasa 1979/9 s. 1402-1403). 56 2.HD 5.7.1974, 4543/4437 (YKD 1975/8 s. 302-303).

(34)

mahiyette olduğundan (m. 187/5), açılan karşılık eda davası usule uygun olduğu kabul

edilmelidir(m. 205)57.

Yargıtay’ın bir kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir:"Kanunun 203’üncü maddesi mütekabil davanın ne zaman ve ne şekilde açılacağını, 204, 205 ve 206’ncı maddeleri de mütekabil davanın kabulü için gerekli şartları göstermektedir. 204 ve 205 inci maddeler beraberce incelenirse, davalının davacıya karşı açacağı davaların mütekabil dava mahiyetini alabilmesi için bu davanın asıl davaya esas olan iddiaya mürtebit bulunması şartının arandığı ve istisnaen mütekabil davanın takas ve mahsup isteğini de ihtiva etmesi halinde bu şart olmaksızın mütekabil iddianın karşılık dava olarak ileri sürülebileceği

anlaşılmaktadır”58.

Kanunumuzda bahsi geçen bağlantının nasıl yorumlanacağı akla gelmektedir. Bağlantı kavramının geniş yorumu bu müessesenin doğasına daha uygun olacaktır. Buradan hareketle davalının, asıl davacıya karşı açtığı dava ile asıl dava arasında bağlantı varsa, davalının açtığı bu dava teknik anlamda bir karşılık dava sayılır yani mesmudur veya kabule şayandır.

Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talebin takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması ifadesiyle, HMK Tasarısında Kanunumuzdan farklı olarak davalar arasında bağlantılı olma durumu takas, mahsup ile aynı madde başlığı altında düzenlenmiştir. (HMK Tasarı m.137)

B-KARŞILIK DAVANIN USÜLE İLİŞKİN KOŞULLARI I - Asıl Davanın Derdest Olması

Bir kimse, hakkını bağımsız bir şekilde dava edebilir, dava açmak için başkasının kendisine karşı dava açmasını beklemesine gerek yoktur. Karşılık davada ileri sürülen talebin de bağımsız bir şekilde ayrı dava konusu yapılması mümkündür. Ancak karşılık davanın bu şekilde nitelendirilebilmesi için, karşılık davanın davacısı, kendisine karşı açılan, halen derdest bir davada davalı olarak yer almalıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse, asıl davanın olmadığı

yerde, karşılık dava da olmaz, ancak bağımsız bir davadan söz edilebilir59.

57 Kuru, B:Tesbit Davaları, Ankara 1963, s. 98; Kuru, B. :İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, İstanbul 2003, s.87.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yüksek Performanslı İş Sistemleri’nin etkisi incelenen boyutları arasında, örgüte bağlılık üzerinde açıklayıcılığı en yüksek olan boyutun kapsamlı işe

Dolayısıyla, Hilbert uzayında verilen bir vektör bu bazlardan istenilen birinin bir serisine

Açılmış olan bu yol ne yazık ki Batı kökenli terimler için işletilmemiş, valid, invalid gibi bilim dallarında geçen terimlerin söz konusu geniş zaman ekiyle geçerli,

“ Orlando'dan söz edeceğim aynı zamanda,/neler söyleyeceğim, neler, ne şiirde söylenmiş, / ne düzyazıda; aşkı uğruna çılgına dönmüş,

Orta çağa gelinceye kadar ilkel büyünün uzantısı olarak sür- dürülen törenlerde yansılama dansları biçiminde oluşan danslar, bu törenlerde özel olarakkurulan sahne

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, evlerini devletin yapt ıracağını vaad ettiğini söyleyen köylüler, bugün Bayındırlık

Çobanlar Fasciola hepatica’ya isim verirken doğal olarak da kendi bilgileri ve tecrübeleri ışığında, paraziti şekil olarak giydikleri kıyafet olan kepeneğe benzettikleri

Maaday Kara Destanının kahramanı Kögüdey-Mergen’in Kara-Taacı’dan nasıl intikam aldığı destan metninde şöyle anlatılmaktadır:.. Muhteşem Kögüdey-Mergen Erkek