• Sonuç bulunamadı

Asıl Dava İle Karşılık Dava Arasında Bağlantı İddiası

Belgede Karşılık dava (sayfa 31-34)

§2 KARŞILIK DAVANIN KOŞULLAR

A- KARŞILIK DAVANIN ESASA İLİŞKİN KOŞULLARI I Takas Taleb

IV- Asıl Dava İle Karşılık Dava Arasında Bağlantı İddiası

Karşılık dava, takas veya mahsup taleplerinin varlığı durumlarında iki dava arasında bağlantının varlığının sorgulanmasına gerek olmaksızın kabul edilmektedir. Takas ve mahsup talebi dışında kalan karşı taleplerin karşı dava yolu ile dermeyan edilebilmesi için bu taleplerin esas

davadaki taleple bağlantıhalinde bulunması gerekir (m.205). Bağlantıdan kasıt m. 45/3’te yerini

bulmuştur. Buna göre her iki davanın aynı sebepten doğması veya davalardan biri hakkında

verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması halidir47. Bu halde bağlantının varlığı kabul

edilir. İrtibat, aynı hukuki münasebetten doğan talepler arasında olabileceği gibi, dava konusu olan

şey de aynı ise, talepler arasında bağlantı varsayılır48.

Aksi halde, davalının asıl davacıya karşı açtığı dava, teknik anlamında bir karşılık

dava (yani karşılık dava olarak mesmu veya kabule şayan) değildir49. Yargıtay bir kararında:

Davacı boşanma davası açmış, davalı ise, mukabil olarak istihkak iddiasında bulunmuş davacı mukabil dava dilekçesinin verildiği oturumda buna karşı koymuştur. Olayda asıl dava boşanma davasıdır. Mukabil dava ise, eşya hakkında istihkaka ilişkindir. Boşanma davasının red veya kabul olması istihkak davasının sübut yönünden etkilemeyeceği gibi, eşya davasının red veya kabulü de boşanma davasının sonucunu değiştirmez. Öyleyse, davalar arasında m. 45/3 anlamında yer alan

şekilde irtibat bulunmadığı sonucuna varılmıştır50.

Anglo-Sakson Hukukunda da davalı davacıya karşı, davacının davasıyla irtibatlı olsun ya da olmasın her hangi bir sebeple karşı dava açabilir. Bununla beraber karşı dava tamamıyla irtibatsız bir konu hakkında ise, mahkeme muhtemelen karşı davanın ayrı olarak görülmesine karar

verecektir51.

Uygulamadan fazlaca görülen durumlardan biri olarak şu örneği vermekte fayda görüyoruz. B, A’nın arsası üzerine onun rızası olmaksızın bir bina yapmıştır. A, B’ye karşı bir dava açarak B’nin arsaya müdahalesinin önlenmesine ve yaptığı binanın sökülmesine (TMK m.648,II) karar verilmesini istemiştir (asıl dava). Davalı B, asıl davaya karşı açacağı bir karşılık dava ile bu binayı iyi niyetle yaptığını ve binanın kıymetinin arsa kıymetinden açıkça fazla olduğunu bildirerek, arsanın mülkiyetinin uygun (muhik) bir tazminat karşılığında kendisine (B’ye) verilmesini isteyebilir (TMK m.650). Çünkü bu iki davadan biri hakkında verilecek karar, diğerini etkileyecek niteliktedir.

47 İyilikli, s.156.

48 Üstündağ-Yargılama, s.430.

49 HGK. 06.03.1940, 1/17(Demirhan, O/Tazebay, İ:Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İçtihatlar, Ankara 1965, s.512); Kuru-Usul, C. IV, s.3911.

50 2.HD. 22.01.1976 (YKD 1976\6, s.805). 51 İyilikli, s.157, dn.45.

Yargıtay, davalı taşkın yapı (inşaat) sahibinin, TMK m.651'e dayanan, temliken tescil talebini savunma yolu ile de ileri sürebileceğine (bunun için karşılık dava açmasına

gerek bulunmadığına) karar vermektedir52.Öğretide var olan aksi görüşe göre,harcını vererek

karşılık dava açmayan davalı taşkın yapı sahibi lehine, hüküm verilmesi mümkün değildir

demektedir53.

Davacının açmış olduğu müdahalenin önlenmesi davasına karşı, davalı, asıl davacının müdahalesinin önlenmesi için bir karşılık dava açabilir.

Davacının bir menkul mal hakkında açmış olduğu istihkak davasına (TMK m.618) karşı, davalı, o mal üzerinde rehin hakkı bulunduğunu bildirerek bu rehin hakkının tanınması için bir karşılık dava açabilir.

Davacının açmış olduğu kamulaştırma bedelinin artırılması davasına karşı, davalı İdare kamulaştırma bedelinin indirilmesi için karşılık dava açabilir.

Davacının açmış olduğu kira bedelinin tespiti (artırılması) davasına karşı, davalı kiracı kira bedelinin indirilmesi için bir karşılık dava açabilir.

Davacının (kiralayanın) açmış olduğu ihtiyaç sebebiyle tahliye davasına karşı, davalı kiracı kiralanan gayrimenkule yapmış olduğu 30.000 lira tamirat bedelinin tahsili için karşılık

dava açabilir54.Görev konusunda bu karar sonucunda her iki dava da sulh hukuk

mahkemesinde görülecektir. (m.8/2-1)

Bir hukuki ilişkiye örneğin haksız fiile, satış veya adi ortaklık sözleşmesine dayanarak açılan alacak davasına karşı, davalı, davacının kendisinden davalıdan alacaklı olmadığı, bilakis kendisinin davalının aynı hukuki ilişkiden dolayı davacıdan alacaklı olduğunu bildirerek bu alacağının ödenmesi için karşılık dava açabilir. Çünkü her iki dava arasında bağlantı vardır.

Bir istisna (inşaat) sözleşmesinde iş sahibinin, müteahhide karşı açmış olduğu tazminat davasına karşı, davalı müteahhit, davacının kendisinden alacaklı olmadığını, bilâkis kendisinin müteahhitten ücret alacağı olduğunu bildirerek bu alacağının ödenmesi için davacıya (iş sahibine) karşı karşılık dava açmış. Mahkeme, iş sahibinin davasının reddine karar vermiş, davalının karşılık davası hakkında ise hiç bir karar vermemiş. Yargıtay, mahkemenin kararını, davalı (karşılık davacı) lehine (aşağıdaki gerekçe ile) bozmuştur:

52 1.HD 11.10.1990, 10212/11133 (YKD 1991/3 s. 33-334). 53 Kuru-Usul, C. IV, s.3913.

"Davalı A’nın usulüne göre ve harcını da yatırarak karşılık dava açtığı saptanmıştır. Hükme dayanak olan ve yerel mahkemece de benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile karşılık davacının hak ettiği ücret tutarının 16.254 lira olduğu gerçekleşmiştir. Böylelikle karşılık davanın bu kesiminde haklı çıkan davalı ve karşılık davacı yararına 16.254 lira arta kalan ücret alacağının ödetilmesi doğrultusunda karar verilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yerel mahkemenin bu yönü gözden kaçırması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını

gerektirir"55. Karşılık davanın hukukumuzdaki yegâne vasıflarından biri de aynı yargılama

aşamasında davalının da alacağının varlığı hakkında hüküm verebilme imkânıdır. Bu yönüyle verilen bozma kararı hukuka uygun olduğunu düşünüyoruz.

“Eşlerden birinin açtığı boşanma davasına karşı, diğer eş de bir karşılık boşanma davası açabilir. Yargıtay’ın bir kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir:"Dava, karşılıklı boşanma isteklerine ilişkindir. Kadın kocasının açtığı davaya verdiği cevapta ve mukabil olarak açtığı davasında, kocanın iktidarsız olduğunu... bildirmiştir. Her iki davanın da çözü- münde bu iddianın önemli rolü olduğunda tereddüt yoktur... her iki davanın delilleri birlikte

münakaşa ve tetkik edilerek karşılıklı davalar hakkında hüküm tesis olunmak gerekir"56.

Bir tesbit davasına karşı eda davası veya bir eda davasına karşı tesbit davası karşılık dava olarak açılabilir mi? Bu soruyu genel olarak şu şekilde cevaplandırmak mümkündür: Karşılık olarak açılmak istenen dava, müstakil bir dava halinde açılsa idi diğer tarafa derdestlik itirazında bulunmak hakkını verecek idi ise, karşılık dava caiz değildir; aksi halde caizdir. Buna göre :Bir eda davasına karşı, aynı hukukî münasebetin tesbiti için karşılık tesbit davası açılamaz. Zira burada karşılık dava ile eda davası arasındaki münasebet irtibattan çok daha sıkıdır; iki dava arasında tesbit talebi bakımından ayniyet vardır. Nasıl eda davasından sonra müstakil bir tesbit davası açılmasında hukukî bir menfaat yok ve bu sebeple tesbit davası caiz değilse (derdestlik itirazına hak veriyorsa), eda davasına karşılık olarak bir tesbit davası da açılamaz. Yalnız, bu söylenenler eda davasının hukukî münasebetin tamamına şamil olması hali içindir. Eğer eda davası hukuki münasebetin tamamının tesbitini kapsamıyor, ezcümle dava kısmî ise, bu halde hukukî münasebetin tamamına şamil olmak üzere bir karşılık tesbit davası (bilhassa menfi tesbit davası) açılabilir. Buna mukabil, bir tesbit davasına karşı, bir karşılık eda davası açılması mümkündür. Bilhassa, menfi tesbit davasına karşı, davalı bir karşılık eda davası açabilir. Zira bu halde müddeabihler aynı değildir ve eda davası derdestlik itirazına hak vermez, yani müstakil bir dava olarak da açılabilir. Burada, iki dâva arasında irtibat bulunduğundan, yani biri hakkında verilecek karar diğerine tesir edecek

55 15.HD 5.4.1979, 416/721 (Yasa 1979/9 s. 1402-1403). 56 2.HD 5.7.1974, 4543/4437 (YKD 1975/8 s. 302-303).

mahiyette olduğundan (m. 187/5), açılan karşılık eda davası usule uygun olduğu kabul

edilmelidir(m. 205)57.

Yargıtay’ın bir kararında bu husus şu şekilde ifade edilmiştir:"Kanunun 203’üncü maddesi mütekabil davanın ne zaman ve ne şekilde açılacağını, 204, 205 ve 206’ncı maddeleri de mütekabil davanın kabulü için gerekli şartları göstermektedir. 204 ve 205 inci maddeler beraberce incelenirse, davalının davacıya karşı açacağı davaların mütekabil dava mahiyetini alabilmesi için bu davanın asıl davaya esas olan iddiaya mürtebit bulunması şartının arandığı ve istisnaen mütekabil davanın takas ve mahsup isteğini de ihtiva etmesi halinde bu şart olmaksızın mütekabil iddianın karşılık dava olarak ileri sürülebileceği

anlaşılmaktadır”58.

Kanunumuzda bahsi geçen bağlantının nasıl yorumlanacağı akla gelmektedir. Bağlantı kavramının geniş yorumu bu müessesenin doğasına daha uygun olacaktır. Buradan hareketle davalının, asıl davacıya karşı açtığı dava ile asıl dava arasında bağlantı varsa, davalının açtığı bu dava teknik anlamda bir karşılık dava sayılır yani mesmudur veya kabule şayandır.

Karşı davada ileri sürülecek olan talep ile asıl davada ileri sürülen talebin takas veya mahsup ilişkisinin bulunması yahut bu davalar arasında bağlantının mevcut olması ifadesiyle, HMK Tasarısında Kanunumuzdan farklı olarak davalar arasında bağlantılı olma durumu takas, mahsup ile aynı madde başlığı altında düzenlenmiştir. (HMK Tasarı m.137)

B-KARŞILIK DAVANIN USÜLE İLİŞKİN KOŞULLARI

Belgede Karşılık dava (sayfa 31-34)