• Sonuç bulunamadı

Samsun Mevlevihanesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Samsun Mevlevihanesi"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~

OSMAN KÖSE.'

Giri~~

Mevlevilik, 13. as~rda Konya'da hayat süren Mevlana Celâleddin

Rumi'nin görü~leri ve tasavvufi dü~ünceleri üzerine, onun ölümünden

sonra geli~en bir tarikatt~r. 15. asnn yanlanndan itibaren Osmanli

dev-letinde de geli~meye ba~lam~~~ ve h~zla imparatorlu~un her yöresine

ya-y~lm~~t~r. Bu çal~~mada di~er vilayet ve sancak merkezlerinde oldu~u

gibi 16. asnn ikinci yans~nda Samsun'da da kurulan mevlevihanenin,

Osmanl~~ devletinin son dönemlerindeki durumu incelenecektir.

Maka-le, bu zamana kadar Samsun Mevlevil~ânesini konu alan iki çal~~maya

ek yeni bilgiler getirmenin yan~nda, Osmanl~~ ar~ivine dayal~~ olarak

ya-p~lan ilk ara~t~rma olma özelli~ine sahiptir'.

Bu çal~~mada Samsun Mevlevihanesi bütün yönleriyle

incelenme-yecektir. Her ~eyden önce bu tür bir çal~~ma yapmak için 19. asnn ilk

yanlanna kadar Samsun Mevlevihanesi ile ilgili yeterli bilgi ve

belgele-re ula~~labilmi~~ de~ildir. Fakat bu çal~~ma ile Samsun Mevlevihanesi ile

ilgili bilinenlere baz~~ katk~lann sa~lanaca~~~ gibi, hatal~~ olarak

bilinenle-re de kaynaklar temelinde düzeltmeler önerilecektir. Gelecek

zaman-larda ar~ivlere dayal~~ olarak Samsun Mevlevil~ânesi'ni konu alan

akade-mik bir çal~~ma için de yol gösterici olabilir. Mevcut makalenin, ba~ka

ara~t~nc~lan te~vik edici ve Samsun'daki yerel yöneticilerin tarihsel

ge-lenek ve geçmi~e sahip mevlevihâneyi tekrar bir kültürel mekan olarak

ihya etmelerinde yol gösterici olmas~~ umulmaktad~r.

A— Osmanl~~ Devletinde Mevlevilik ve Mevlevihaneler

Mevlevilik 13. as~rda Konya merkezli olmak üzere Anadolu'da

do~-mu~~ ve daha sonraki as~rlarda buradan çevreye ve dünyaya yarlm~~t~r.

Doç. Dr., Ondokuz May~s Üniversitesi, E~itim Fakültesi, Samsun/TÜRK~YE, osmank@omu.edu.tr

' Samsun Mevlevihanesi ile ilgili söz konusu iki makale Konya Mevlana Müzesi Ar~ivi'ne dayanarak Nejat Göyünç ve derleme bir çal~~ma olarak Yakup ~afak taraf~ndan yap~lm~~t~r. Nejat Göyünç, "Das Mevlevihane in Samsun", 77zejoumal Ottoman Studics, XIV, (~stanbul 1994), s. 77 — 90; Yakup ~afak, "XIX.- XX. Yüzy~llarda Samsun Mevlevihanesi", Geçmi~ten Gelece~e Samsun

(2)

Bir tasavvufi ya~am ve dü~ünce biçimi olarak Mevlevilik, ad~n~~ Mevlana

Celâleddin Rümrnin ad~ndan alm~~sa da onun zamamnda sistematik

bir ya~am biçimi veya düzeni hüviyetini kazanamam~~t~r. Mevlevili~in

bir sistemler manzumesi olarak ortaya ç~k~~~, Mevlana Celâleddin

Rü-mrnin ölümünden sonra onun görü~leri ve dü~ünceleri etraf~nda

~ekil-lenerek ancak o~lu Sultan Veled'in gayretleriyle olacakt~r.

Mevlana Celâleddin Rumi'nin babas~~ Muhammed Veled, 1219

y~-l~nda Belh'ten göç ederek Konya'ya geldi. Onun, ailesiyle memleketini

terk edi~~ sebebi, Mo~ol istilasm~n yaratt~~~~ karga~a ve huzursuzluk

or-tam~ndan uzakla~ma olarak bilinirse de, önemli bir etken olarak

Har-zem~ah hükümda~r~~ Muhammed HarHar-zem~ah'a k~rg~nl~~~n~n rol

oynad~-~~~

sandmaktad~r2. Mo~ol istilas~~ u~rad~~~~ yerlerde bir y~k~m~~

beraberin-de getirirken Anadolu, k~sa zamanda onlar~n önünberaberin-den ve zulmünberaberin-den

kaçan bilim ve sanat erbab~~ ki~ilerin ak~n~na u~rad~. Bu zamanda

Sel-çuklu devletinin hüküm sürdü~ü Anadolu siyasi, iktisadi ve sosyal

ba-k~mdan müreffeh bir dönemi ya~amaktayd~. Fakat çok uzun bir zaman

geçmeden Mo~ol istilas~~ Anadolu'yu da etkisi alt~na ald~~ ve burada da

karga~a ve belirsizlik dönemi ba~lad~.

Mevlana Celâleddin Rurni bu dönemde yeti~ti. Bu karga~a

döne-minde Mevlana ve ça~da~~~ olan ulerna, günlük siyasi ve sosyal

çeki~me-lerin içine girmektense kendi iç dünyalanna yönelerek, güzellikleri

ke~-fetmeye yöneldiler. Bilim ve tasavvufi faaliyetler bu dönemde artmaya

ba~lad~. Daha sonra ~slam dünyas~n~n temel dinamiklerini olu~turacak

olan Hac~~ Bekta~-~~ Veli (öl. 1270), Yunus Emre (öl. 1320), Sadrettin

Ko-nevi (öl. 1274), ~bn-i Arabi (öl. 1240), Necmüddin Daye (öl. 1256) ve

Fahreddin Iraki (öl. 1280) gibi âlim ve tasavvufi ~ahsiyetler Mevlana (öl.

1273)'n~n ça~da~~~ olarak bu as~rda yeti~mi~lerdir3. Mo~ol istilas~mn

u~-rad~~~~ di~er bölgelerde sosyal ve kültürel canhhk durma noktas~na

ge-lirken, Anadolu'da gelecek yüzy~llara da hayat verecek derecede bir

kültür, e~itim ve tasavvufi hayat~n geli~mesi ve olg-unla~mas~~ ancak

Ana-dolu Selçuklu devletinin sahip oldu~u iktisadi, kültürel zenginlik ve

e~itimle agklanabilir. Yine di~er bir önemli etken de bir y~k~m~~

berabe-rinde getiren Mo~ollarm önüne katt~~~~ kitlelerden e~itim, sanat ve

kül-tür erbab~~ elit bir zümrenin Anadolu Selçuklu devleti sahas~n~~ mesken

2 Hülya Küçük, "Sultan Veled'in ~btida Name'sine Göre Mevlevi Halifeleri", http://www.~nevlana.selcuk.edu.tr/ beke/sumam-bildiri-Ill/bildiri-III-pdf/B10%20Htgya%201Cucuk.pdf

Osman Horata, "Mevlana ve Divan ~airleri", Hacettepe üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1999 Ö-zel say~s~, s. 44.

(3)

SAMSUN MEVLEV~ HANES~~ 609

edinmeleri, onlann ya~ad~ktan ve öngördükleri tavsiyelerle bu süreci

ak~lc~~ bir ~ekilde de~erlendirmelerine ba~lanabilir.

Mevlana Celâkddin Rüml, devrinin ünlü ilim ve tasavvuf erbab~~

Burhaneddin Tirmizi, ~emsi Tebrizi, Kuyumcu Selahaddin ve Ahi

Tür-ko~lu Çelebi Hüsameddin'in sohbetlerinde bulundu ve onlarla

arka-da~hk yapt~. Daha sonraki dönemlerde Mevlevili~in temelini

olu~tura-cak olan Mevlana'n~n Mesnevisi onun sohbet arkada~~~ Çelebi

Hüsamed-din taraf~ndan yaz~ya geçirilmi~tir. Bunlardan sonra ~eyhlik makam~na

geçen Mevlânan~n o~lu Sultan Veled ile beraber Mevlevilik sistematik

olarak bir bütünlük kazanm~~~ ve tasavvufi bir ya~am biçimi olarak

yay~l-maya ba~lam~~t~r'.

Sultan Veled, babas~~ zaman~nda ve onun etrafinda olu~an sohbet

halkas~~ içinde iyi yeti~mi~~ ve te~kilatç~~ bir ki~ili~e sahipti. Bu nedenle

onunla beraber etraf vilayet ve ülkelere mevlevili~i yayacak ve ya~atacak

halifeler gönderilmeye ba~land~. Mevlevi postni~ini etrafinda

kümele-nenler ve buran~n müdavimleri e~itim, kültür ve ekonomik ya~am

itiba-riyle toplumun elit unsurunu olu~turmaktayd~lar. Bu nedenle Mevlevi

Dergfahf na devam edenler ço~u zaman toplumda e~itim, kültür, sanat,

ticaret ve yönetim alan~nda temayüz eden ~ahsiyetlerdi. Mevlevili~in

ya-y~lmaya ba~land~~~~ bu dönemlerde dahi di~er tekke ve zaviyelerden

i~-lev ve i~leyi~~ bak~m~ndan farkliliklan dikkati çekmekteydi. Onlann

yük-sek bir kültür düzeyine sahip olmalarm~n sonucu olarak etraf vilayet ve

ülkelerde kurulan Mevlevi dergahlan, ~ehirlerin, ülkelerin

yöneticileriy-le ve de üstün e~itim ve kültür düzeyine sahip, halifeyöneticileriy-leryöneticileriy-le rahatça temas

kuran ve onlann destek ve himayelerini gören kurum oldular.

Mesela, Mevlâna'n~n torunu Ulu Arif Çelebi (öl. 1320) bu amaca

yönelik yapt~~~~ seyahatlerde Mente~eo~ullan'ndan Mesut Bey,

Ayd~no-~ullan'ndan ~ucauddin ~nanç, ~lyas ve Mehmed Beyler,

Germiyano-~ullan'ndan Ali ~iro~lu Yakup Bey ve E~refo~~~llan'ndan Mehmed

Bey'le rahatça diyalog kurmu~~ ve Mevlevili~in yay~lmas~na zemin

haz~r-lam~~t~r'.

Musiki, sema ve ~iir e~li~inde iç dünyaya yönelerek, yaratan ile ba~~

ba~a kalma ve huzur bulma anlay~~~~ ile Mevlevilik, Osmanl~~ devleti ile

beraber çok daha farkl~~ bir atmosfere girmi~tir. Osmanh devletinde ilk

4 Hülya Küçük, a.g.m., s. 88.

Ahmet Ya~ar Ocak, "Türkiye Tarihinde Merkezi iktidar ve Mevleviler ( (XIII-XVIII. Yüzy~llar) Meselesine K~sa Bir Bak~~", Tiirkiyat Ara~h~n~alan Dergisi, S. 2, (May~s 1996) s. 19.

(4)

Mevlevi Dergâ1u, II. Murat (1421-1451) döneminde ba~kent Edirne'de

aç~lm~~t~r. Bu tarihten sonra Mevlevi Dergâhlan Osmanl~~ padi~ahlan

ba~ta olmak üzere, e~itim, kültür ve sanat erbab~n~n ra~bet etti~i bir yer

olacakt~r. Mevlevi tekkeleri Osmanh devletinin geli~mesine paralel

ola-rak ~ehirler, kasabalar ve köylere var~ncaya kadar yayg~nhk

göstermi~-tir. Daha önceki dönemlerde oldu~u gibi Mevlevi tekkeleri elit kültür

düzeyine sahip insanlar~n topland~~~~ bir mekan olmu~tur. Bu nedenle

mevlevihâneler, Osmanh divan ~airlerinin yeti~tilderi, müdavimi

olduk-lar~~ veya ilham ald~kolduk-lar~~ yerler olacakt~r6.

Anadolu'nun Türkle~mesinde oldu~u gibi, Balkanlann

Türkle~-mesi ve Islamla~masmda da di~er tarikatlar gibi mevlevili~in büyük

et-kisi olmu~tur. Hemen hemen tüm Balkan ~ehirlerinde aç~lan

mevlevi-hâneler, e~itim ve kültürel etkinlikleriyle burada ya~ayan insanlar~n

il-gi oda~~~ olmu~tur. Osmanl~~ devlet yönetimi, büyük bir etkiye ve

taraf-tam sahip Bekta~ilik ile Mevlevili~i dengede tutmaya çal~~m~~~ ve birine

kar~~~ di~erini tercih etmemi~tir. Devlet, takip etti~i politika gere~i di~er

tarikatlarda oldu~u gibi, mevlevihânelerin i~leyi~ine, baz~~ dönemlerde

ortaya ç~kan çeki~meler hariç müdahale etmemi~tir. Mevlevihanelere

~eyh tayini ve azillerinde, merkezleri Konya'da bulunan çelebilerin

i~i-ne kan~mam~~t~r. Mevlevihai~i-neler, vak~f statüsü alt~nda gelirleri,

harca-malar~~ ve görevlileri tayin ve azilleriyle kendi içlerinde ba~~ms~z

hare-ket eden bir yap~~ arz etmekteydi.

Osmanl~~ devletinin Anadolu, Rumeli, Hicaz ve Afrika'smda

te~kilat-lanan mevlevihâneler, gerileme ve çökü~~ sürecine paralel olarak

köyler-den ~ehirlere do~ru çekilmeye ba~lam~~t~r. Me~ihatm babadan okula

geçmesi ve vak~f gelirlerinin azalmas~~ gibi s~k~nt~lar sonucu olarak

mev-levilikte 19. as~rdan itibaren bozulmalar ba~~ göstermi~; ilimde, sanatta

ve musikide temayüz eden Mevlevilerin say~s~~ azalmaya ba~lam~~t~r'.

B— Samsun Mevlevihanesi

Ulu Arif Çelebi'nin (1272 — 1320) ~eyhli~i döneminde Anadolu'da,

Samsun'a yak~n yöreler olan Tokat ve Amasya'da mevlevihânelerin

aç~l-d~~~~ bilinmektedir. Samsun'da ilk Mevlevi tekkesinin ne zaman

aç~ld~~~-n~~ ~u andaki bilgilere göre net olarak ifade etmek mümkün de~ildir.

Fa-kat de~i~ik dönemlerden elde edilen baz~~ ipuçlar~~ ile bu konuda fikir

6 Horata, a.g.m., s. 46 -47.

7 Sezai Küçük, "Örnek Bir Mevlevi: Üsküdar Mevievihanesi Son Postni~ini Ahmed Rem-zi Dede (Akyürek)", Üsküdar Sempooumu IV, (3-5 Kan~n 2006) s. 644.

(5)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 611

yürütebilmekteyiz. Arif Çelebi'den sonra me~ihat makam~na geçen

Abid Çelebi zaman~nda Konya'y~~ Karamano~ullan'ndan geri alan

(1320) ~lhanli hükümdan Ebu Said Bahad~r Han, Anadolu genel valisi

olarak o~lu Timurta~'~~ görevlendirmi~ti. Timurta~'~n bu göreve

gelme-sinden sonra Anadolu'da çok ki~inin yapt~~~~ gibi isminin sonunda

"mev-kin" olan Evha b. Muhammed'in yapt~rd~~~~ camiyi ona ithaf etmesi,

Samsun'da da Mevlevilerin veya bir mevlevihânenin oldu~u

dü~üncesi-ni akla getirmektedir8. Samsun, bu s~ralarda iç bölgelerdeki ~ehirler

ka-dar faal bir sosyal ve iktisadi hayata sahip de~ilse de çevreyle irtibat~~

sa~layan orta ölçekte bir kentti. Rum ve Ermeni nüfusun yan~nda

önemli ölçüde Müslüman bir nüfus da bulunuyordu. Bu nedenle

Ana-dolu'nun her tarafina yay~lan Mevlevilerin, Emir Timurta~~ döneminde

Samsun'da da bir topluluk olu~turmu~~ olmalan çok muhtemeldir.

Mevlâna ve Mevlevilik ile ilgili çok de~erli çal~~malan olan

Abdül-baki Gölp~narl~, Osmanl~~ devletindeki mevlevihâneleri asitane ve zaviye

olarak ikiye ay~rmakta ve imparatorlu~un tamam~nda, köylerdekiler

hariç 14 asitane ve 76 zaviye statüsünde mevlevihânenin oldu~unu

söy-lemektedir. Bu bilgilere göre Samsun, zaviye statüsünde

mevlevihâne-nin bulundu~u 76 merkez aras~nda gösterilmektedir9. Gölp~narli, bu

bilgilerin hangi tarih itibariyle oldu~unu bildirmemi~tir, fakat biz

bu-nun en az~ndan 16. yüzy~l ortalanndan sonraki tarihlerde oldu~unu

tahmin ediyoruz. Çünkü 1520 tarihli tahrirde Samsun'da sadece Seyyid

Kutbüddin, H~z~r Pa~a ve Ahi Evran zaviyelerinden bahsedilirken,

mev-levihâne ile ilgili bir bilgiye rastlanilmamaktad~r. Ancak 1576

tahririn-de bu üç zaviye ile ~sa Baba, Ahi Ali, Ahi Elekçi zaviyelerine ilaveten

mevlevihaneden bahsedilmektedir. Bu nedenle Samsun'da ilk Mevlevi

dergâh~n~n 16. asnn yanlannda (1550- 1576) te~ekkül etti~ini var

say-maktay~zt°.

Bu bilgilerin d~~~nda 19. yüzy~l yar~lar~na kadar Samsun

Mevleviha-nesi ile ilgili ~u ana kadar bir malumata rastlamlamam~~t~r. ileriki

za-manlarda Ba~bakanlik Osmanli Ar~ivi, Vak~flar Genel Müdürlü~ü

Ar~i-vi ve Konya Mevlâna Müzesi Ar~iAr~i-vi'nde yap~lacak detayl~~ ara~t~rmalar

so-nucu ortaya ç~kacak belgeler ve bilgiler elbette bu durumu de~i~tirebilir.

8 Yakup ~afak, "XIX.- XX. Yüzy~llarda Samsun Mevlevihanesi", Geçmi~ten Gelece~e Samsun II, Edit: Cevdet Y~lmaz, Samsun, s. 465.

Abdülbaki Gölp~narl~, Mevlanadem Sonra Madevilik, ~stanbul 1953, s. 334-335.

">Barihuda ~. Tanr~korur, Türkiye Menlevih~melerinin Iç Yüzü H, (Selçuk Üniversitesi Sosyal Bi-limler Enstitüsü Yay~nlanmam~~~ Doktora Tezi), (Konya 2000), s. 388.

(6)

1852 y~l~ndan itibaren Samsun Mevlevil~ânesi ile ilgili bilgilere

rast-lamak mümkündür. Merhum tarihçi Nejat Göyünç, Barihuda

Tannko-n~r ve Sezai Küçük'ün Konya Mevlana Müzesi Ar~ivi'nde yapt~klan

ara~t~rmalardan, 1852 y~l~nda Samsun'da zaviye statüsünde bir

mevle-vihanenin oldu~u anla~~lmaktad~r. Mevlevihane ~eyhi, Mustafa ad~nda

birisidir. Kale içinde de mevlevihaneye ait bir hamam bulunmaktad~r".

Bu tarihte mevlevihanenin Samsun'da çok sönük ve faal olmad~~~~

san~l-maktad~r. Çünkü bundan on y~l sonra Samsun'a müfetti~lik görevi için

gelen Bursal~~ R~za Efendi, mevlevihânenin yerini sordu~-unda hiç

kim-senin bilmedi~ini görmü~tür. Halka yönelik sosyal bir kurulu~~ olan bir

binamn on y~lda tamamen unutulmas~~ ve yerinin kaybolmas~~ akla pek

uygun gelmemektedir. En az~ndan bunun varl~~~na ~ahit olanlann

bu-lunmas~~ gerekirdi. Bu durum 1852 y~l~nda var oldu~u kay~tlarda

görü-len mevlevihânenin pek i~levi kalmam~~~ ve ilgisizlikten kaybolma

a~a-mas~na gelmi~~ olabilece~ini tahmin ettiriyor12.

Osmanl~~ belgelerine göre 1857 y~l~~ May~s ay~nda Samsun

Mevlevi-hanesi ~eyhli~ine Antalyah Hasan Dede'nin tayin edildi~i

görülmekte-dir. Bu tarihten sonra Samsun Mevlevihanesi ile ilgili kronolojik

bilgi-lere ula~mak mümkündür'3. Hasan Dede'nin, Konya postni~inli~i

tara-findan Samsun Mevlevihânesi'e tayini ile Osmanl~~ devletinin sonuna

kadar bu aile içinde babadan o~ula intikal eden bir ~eyhlik süreci

ba~-lam~~~ oldu. Bilinen di~er bir husus ise ailenin peygamber soyundan

gel-mesi ve "sgyid" olarak adland~nlmas~d~r. Hasan Dede, Samsun'a

geldik-ten sonra, sadece ad~~ olan fakat binas~~ ve yeri kalmayan mevlevihaneyi

açmak üzere yer ara~t~rmaya ba~lad~. Hasan Dede'nin yer arama i~ini ya

yava~tan ald~~~~ veya bu noktada s~k~nt~~ çekti~i san~lmaktad~r. Çünkü

onun Samsun'a geli~inden 3 y~l sonra, 1860 y~l~nda hâlâ yer aray~~~~

de-vam etmektedir. Yer tespiti noktas~nda ilkönce tek seçenek olarak

gö-rülen Molla Fahreddin Zaviyesi üzerinde durulmu~tur. Molla

Fahred-din Zaviyesi'nin bu s~ralarda bina olarak ayakta oldu~u fakat faal bir

halde bulunmad~~~~ san~lmaktad~r".

"Bu bilgiyi veren ara~t~rmac~lar Konya Mevlana Müzesinde bulunan ayn~~ belgeleri gör-mü~lerdir. Nejat Göyünç, "Das Mevlevihane in Samsun", The journal Ottoman Studies, XIV, (~stan- bul 1994), s. 78; Barihuda ~. Tannkorur, s. 388; Sezai Küçük, Me~devili~in Son rii~.j~h, ~stan- bul 2007, s. 250; Yine bu yazarlara dayanarak keza ~afak, a.g.m., s. 466.

Göyünç, a.g.m., s. 388.

13 BOA. A. MK7: UM 280 / 87, (8 Ramazan 1273) BOA. MVL 595 / 50, (03 ~aban 1276)

(7)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 613

Molla Fahreddin Zaviyesi'nin mevlevihane olarak kullan~m~~

yö-nündeki dü~üncelerden bir sonuca gidilemedi. Buna yerel idari

birim-lerin veya zaviyenin muhtemelen ortaya ç~kan muhipbirim-lerinin kar~~~

ç~kt~-~~~

san~lmaktad~r. Bu gerekçelerle olsa gerek Osmanh devletinin

sonu-na kadar bu zaviye en az~ndan bisonu-na olarak varl~~~n~~ korumu~tur. Uzun

aray~~lar sonucunda May~s 1862'de vaktiyle mescid yapmak üzere terk

olunan, bo~~ duran ve ~ehir merkezinde

"musalla me~~kii"

olarak bilinen

arazi tespit edildi ve buraya mevlevihâne yap~lmas~~ konusu gündeme

geldi. Bu konuda hukuki ve di~er engellerin olup olmad~~~~ konusunda

gerekli yaz~~malar ve ara~t~rmalar yap~lmaya ba~land~".

Küçük'e göre, Hasan Dede buraya tayin edildikten sonra musalla

mevkiinde bir mevlevihane binas~~ in~a etmek üzere harekete geçmi~~ ve

binay~~ bitiremeden ölünce yerine 1864 y~l~nda o~lu Haf~z Ali Dede

ta-yin edilmi~tir". Fakat, Vak~flar Genel Müdürlü~ündeki tafsil kayd~na

ve Tannkorur'a göre 1862 y~l~nda Samsun Mevlevihanesi ~eyhi olarak

Haf~z Ali Dede gösterilmekte ve Hasan Dede'den bahsedilmemektedir.

Bunlardan, 1857 y~l~nda Antalyah Hasan Dede'nin Samsun

Mevleviha-nesi ~eyhli~ine atand~~~~ ve yer tespiti sürecinde vefat etti~i, yerine o~lu

Haf~z Ali Dede'nin tayin edildi~i anla~~lmaktad~r. Yukar~da tefti~~ ile

gö-revlendirildi~ini söyledi~imiz Bursal~~ R~za Efendi' nin bu s~ralarda

Samsun'a geldi~i tahmin edilebilir. Samsun Mevlevihânesi'nin 1852

y~-l~ndaki ~eyhi Mustafa Dede'nin, 1862 y~l~nda mevlevihânenin ikinci

ku-rucusu olarak kabul edilen Antalyah Hasan Dede ile irsi bir ba~~n~n

ol-mad~~~~ san~lmaktad~r. 3 Ekim 1911 y~l~nda görevinden azledilen ve az

sonra da ölen Samsun Mevlevihanesi ~eyhi Enver Ali Dede'nin annesi

Zeliha Han~m'~n, mevlevihaneye vekil ~eyh olarak atanan Hüseyin

Ha-sib Dede ile mevlevihaneye ait evi bo~altma ve kira gelirlerini teslim

et-me hususundaki tart~~malar esnas~nda Dahiliye Nezaretine gönderdi~i

arzuhali bu konuda bize ipuçlar~~ vermektedir. Zeliha Han~m

arzuhalin-de Samsun Mevlevihânesi'ne ait ev konusunda

"ceddimizin in~a ve ihya etti~i ve 60 seneden beri onun evlatlann~n kulland~~~"

ifadelerine yer vermektedir. Buna

göre 60 sene önceleri olarak ifade edilen zaman dilimi 1860'lara

rastla-maktad~r. Bu zaman ise Antalyali Hasan Dede'nin Samsun'a ilk geldi~i

tarihlere tekabül etmektedir".

' 5 BOA. A. MI MVL. 146 / 91, (23 'La 1278).

16 Küçük, ccg.t., s. 250.

17 BOA. DH.M. 84 (17)2-2, Zeliha Han~m'dan Dahiliye Nezaretine arzuhal (20 Eylül

(8)

Haf~z Ali Dede, babas~~ Antalyah Hasan Dede'nin ölümü üzerine

1862 y~l~nda Samsun Mevlevihanesi ~eyhi olarak atand~~mda üzerinde

mevlevihane vakfinm tevliyeti vard~~ fakat mevlevihane vakf~~ olarak bir

binas~~ ve yeri yoktu. Bu durum öteden beri Samsun Mevlevihânesi

vak-f~n~n var oldu~unu ve zamanla yerinin kayboldu~unu göstermektedir.

Haf~z Ali Dede iki-üç hücreli bir vak~f binas~~ yapmak üzere Samsun

Mu-tasarr~fh~ma müracaat etti. Mutasarr~fi~k, tevliyeti var olan fakat neresi

oldu~u bilinmeyen mevlevihâne binas~~ için sahil üzerinde bulunan ve

bu s~ralarda terk edilmi~~ bir halde olan

"Musalla"

mevkiinde bo~~ bir

ara-zi ile metruk bir binay~~ yer olarak gösterdi. Bu yer, Hasan Dede'nin

öl-meden önce tespit etti~i yerdir. Mahkeme karar~yla da Haf~z Ali Dede

üzerinde olan vakf~n adresi ve yeri olarak buras~~ göste~ildi. Samsun

Mevlevihanesi'ne buran~n verilmesinin bir sebebi de arazinin

kaybol-mamas~~ ve i~galden önlenmesine yönelikti. Musalla denen yer metruk

bir alan olup, burada ~nihraptan ba~ka yeri kalmam~~~ bir bina

bulun-maktayd~. Musalla'daki bo~~ arazinin bir k~s~m yeri zamanla Avusturya

Konsoloslu~u taraf~ndan i~gal edildiyse de daha sonra geri al~nm~~t~.

Mutasarr~fl~kça arazinin bir k~smma mevlevihâne yap~lmas~~ izni

verilir-ken, kalan~~ da yine bo~~ alan olarak kalacakt~. Etrafta ise Avusturya

Kon-soloslu~u, Rusya KonKon-soloslu~u, Pestere'nin ba~~~ ve ana cadde

bulun-maktayd~. Arazinin korunmas~~ için etraf~~ parmakl~klarla çevrilen

Musal-la'daki 3075 zira' (1583,5 m2) arazinin 2625 zira'~~ (1282 m2)

mevleviha-neye ait olacakt~. Haf~z Ali Dede, buraya bir mescid, tevhidhane ve ev

yapacakt~'8.

1862 y~l~nda mevlevihane binas~n~n in~as~na ve etrafin~n

düzenlen-mesine ba~land~. Binan~n yap~m~~ ve hizmete girmesinin iki y~l~~ buldu~u

san~lmaktad~r. Çünkü 1864 y~l~nda kendisi de mevlevi olan müfetti~~

Bursal~~ R~za Efendi, yap~m sürecinde olan rü~diye mektebi ve ~sa Baba

minaresinin in~aatlarm~~ tefti~~ görevi ile ilgili Samsun'a geldi~inde,

he-nüz faaliyete geçmeyen mevlevihanenin camisi~~i, caminin minaresini

ve ~eyhefendi dairesinin tefti~ini de yapm~~t~r'9. Bu tefti~ten sonra

mev-levihânenin hizmete girdi~i kesindir. Çünkü 1865 y~l~~ Aral~k ay~nda

18 VGMA (Vak~flar Gmel Müdürlü~ü Ar~iv!) Defter no: 304, sh. 32 (2 Rebi'ul-evvel 1279 tarihli taf-sil kayd~) (Samsun Vak~flar Bölge müdürlü~ünde de bu taftaf-sil kayduun sureti mevcuttur). Musal-la denen yer bugün Cumhuriyet ~neydannun yan tarafinda Tekel binaMusal-lar~~ ile ~l Özel idaresi bi-nas~~ aras~ndaki yerdir. Bu arazinin bir k~sm~~ ~u an aç~k otopark olarak kullan~lmakta ve kalan k~s-m~nda ise "Mevlevihane caddesi" geçmekte ve cadde üzerinde binalar bulunmaktad~r.

(9)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 615

~eyh Seyyid Haf~z Ali Dede'nin, mevlevihânenin

"taa~n~)e-yemeklik"

tahsi-sat~n~n artt~r~lmas~~ için müracaat etti~i görülmektedir20.

Haf~z Ali Dede'nin 1867 y~l~nda öldü~ü bilinmektedir. Onun,

mev-levihâne ~eyhli~inde kald~~~~ be~~ y~l içinde mevmev-levihânenin yap~ld~~~~ ve

faaliyete geçirildi~i kesindir. O ölünce yerine 10 A~ustos 1867'de o~lu

Cemaleddin Efendi (veya Cemal Efendi) atanm~~t~r. Yeni ~eyh

atand~-~mda mevlevihane 3-4 y~ll~k bir geçmi~e sahipti. Bu nedenle göreve

ba~lad~~~~ tarihten itibaren mevlevihâneyi geli~tirmek için gayreder

gös-terdi. Yeni yap~lan mevlevihâne kargir ve bir semahane ile birkaç

hüc-reden olu~uyordu. Eski mevlevihâneye vakfedilen köylerin ö~ür

gelirle-ri Maliye Nezared tarafindan yeni mevlevihâneye aktan1d121.

1869 y~li A~ustos ay~nda Samsun'un neredeyse tamam~n~~ kül

hali-ne getiren bir yang~n ç~kt~. Bu yang~ndan mevlevihâhali-nenin de etkilendi-

~i

Bu as~rda, zengin bir ticaret kenti olan Samsun yang~-

n~n yaralar~n~~ çabucak sarmay~~ ba~anrken, Fransa'dan getirilen

mima-nn plan~na göre caddeler ve sokaklar yeniden düzenlenerek yeni

bina-lar yap~ld122. Babas~n~n vefadyla mevlevihâne ~eyhli~ine geli~inin ikinci

y~l~nda ç~kan bu yang~ndan sonra Cemaleddin Efendi, mevlevih'âneyi

tamir ettirdi. Fakat bu tamir pek kolay olmayacakt~r. Gerek yang~n ve

gerekse do~al eskime sürecinde, yan~nda bulunan camii ve minarenin

baz~~ yerleri bozulmu~~ ve der~alm çevreleyen duvarlar y~k~lmaya yüz

tut-mu~tu. Yap~lan tespitler 5.610 kuru~~ tutar~nda bir tamirat masraf~~

ge-rektiriyordu. Bu mebla~~~ kar~~layacak kadar dergâhm bir geliri yoktu.

Y~ll~k 1.200-1.800 kuru~~ aras~nda olan gelir ise gündelik masraflar ve

ihtiyaçlara ancak yetiyordu. ~eyh Cemaleddin Efendi, tamirat~~

gerçek-le~tirmek için Canik Idare Meclisinden ç~kartt~~~~ bir kararla Ekim 1873

y~l~nda Evkaf Nezâretine müracaat ederek yard~m talep etti. Fakat bu

dönemde, devletin mali s~k~nt~lar içinde bulunmas~~ sebebiyle talebe

olumlu cevap verilmesi çok zor görünüyordu. Nitekim bu talebe

olum-lu ve oolum-lumsuz hiç bir cevap almak mümkün olmad~. Duyün-~~

Umilmi-ye'rlin ilan~~ ile de merkezi hazineden bu tür masraflara ödenek ay~rmak

daha zor hale geldi. Cemaleddin Efendi'nin yapt~~~~ müracaattan 19 y~l

sonra 1891 y~l~nda evrak, mürur-~~ zamana u~rad~~~~ ~erhi konularak

mahzene kald~rdm~~t~r23.

20 BOA. MVL 487 / 58, (25 B. 1282)

21 Tannkorur, a.g.e., s. 389.

22 Besim Darkot, "Samsun", islam Ansiklobedisi (IA), 10, ~stanbul 1988, s. 176.

(10)

Samsun Mevlevihanesi, yol üzerinde ve faal bir konumda oldu~u

için Cemaleddin Efendi, kendi imkânlanyla bu tamirat~~

gerçekle~tirme-ye çal~~t~. Fakat bu tamir de kolay olmayacak ve Cemaleddin Efendi,

ekonomik olarak çok s~k~nt~lar ya~ayacakt~r. Daha önceki müracaatma

cevap alamamas~na ra~men onun 1887 y~l~nda tekrar Nezarete yard~m

için müracaat etti~i görülmektedir. Bu sefer de derg-gun iki y~ll~k

geli-rinden ellerinde 2530 kuru~~ paralan oldu~u vurgulanarak 6.000 kuru~~

talep edilmektedir. Fakat gelen cevap kesin olarak olumsuzdur ve

"mar-rafi kar~~layacak kadar paralan oldu~unda"

dergâh~~ tamir ettirmeleri tavsiye

edil-mektedir24.

Cemaleddin Efendi, yapt~~~~ müracaatlara cevap alamay~nca

tamira-t~~ kendi ~ahsi imkânlanyla yapmaya te~ebbüs etti. Zengin bir ailenin

k~-z~~ oldu~u san~lan e~i Zeliha Han~m'dan ald~~~~ borçla tamirat~~

gerçekle~-tirmeye çal~~t~. Kaympederinden miras yoluyla kalan araziyi Ziraat

Ban-kas~'na ve Aksaray'da bulunan kendi dairesini de Suyolu Valcfi'na rehin

b~rakarak ihtiyac~~ olan mebla~~~ buralardan kar~~lam~~t~r. Dergâhta hem

tamirat hem de dergâha baz~~ ekler yapt~rd~. Mevcut hücrelerin üzerine

üç odal~~ bir sela~nlik ve bir de harem dairesi in~a ettirdi25. Cemaleddin

Efendi 27 y~la yak~n süren görevi esnas~nda ahali taraf~ndan sevilmi~~ ve

Samsun'da çok say~da ki~inin Mevlevili~e intisab~n~~ sa~lam~~t~r.

Cemaleddin Efendi 1893 y~l~nda ölünce yerine 7 ya~~ndaki o~lu Ali

Enver Dede geçti. Fakat onun ya~~~ küçük oldu~undan kendisine

Geli-bolu Mevlevihanesi çileke~lerinden Laz Mehmet Efendi vekil tayin

edil-di. Laz Mehmed Efendi'nin Samsun'a geldi~i y~llarda Samsun inhisar

idaresine ait tütün fabrikas~~ biti~i~inde bulunan mevlevihânenin

müda-vimlerinin kalabal~k oldu~u san~lmaktad~r. Zira Cemaleddin Efendi'nin

gayretlerinin yan~nda bununda pay~~ oldu~u aç~kt~r. 1893 y~l~nda

Sam-sun'dan geçen V. Fottwell bu y~llardaki Samsun'u tasvir etmektedir.

Ona göre 2.624 ev bulunan Samsun'da Türk, Frenk ve Rumlar

ya~a-makta; Frenkler sahilde, Rumlar tepede (Kad~köy) ve Türkler de

ikisi-nin aras~nda oturmakta ve tütün fabrikas~nda da 600 i~çi

çali~maktay-c1126. Bu dönemde Samsun, gittikçe büyüyen ve canlanan bir ~ehirdi.

Bunun bir göstergesi olarak Ba~dat yolunun ba~lang~c~~ olmas~ndan

do-lay~~ yabanc~~ tebaal~~ tüccarlar ve yolcular s~kça Samsun'a u~ramaya ve i~~

gere~i yerle~meye ba~lam~~lard~. Bunlar~n ba~~nda Samsun'da gittikçe

24 BOA. EV MKT. 1400 / 13, Trabzon vilayeti Evkaf Muhasebeciligine (30 Te~rin-i sani 1303).

" Küçük, a.g.e., s. 251.

(11)

SAMSUN MEVLEV~ HANES~~

617

artan ~ranlilan görmek mümkündür. Bu ço~almamn sonucu olarak

1893 y~linda yap~m~na göz yumulan

"1-1üs ~~ ye Tekkesi (Camii) / Acem

Tekke-.simnin faaliyete geçmesi, Samsun'daki sosyal ve kültürel hayat~n

gittik-çe zenginle~meye ba~lad~~~= göstergesidir27.

Cemaleddin Efendi zaman~nda mevlevihânenin faaliyetleri ve

i~le-vi devam ettirilmi~tir. Bu dönemde de mevlei~le-vihâne giderleri çok

oldu-~undan y~ll~k gelirlerinin art~r~lmas~~ için sürekli Evkaf Nezaretine

mü-racaat edildi~i görülmektedir28. Laz Mehmed Efendi, zamanla

mevlevi-hanede ortaya ç~kan eksiklikleri gidermeye çal~~arak faal halde tutmaya

gayret göstermi~tir. Mesela mevlevihâne binas~nda uzun zaman süren

bir tamirat yapt~rm~~, bitince de 22 May~s 1901 Cuma günü Samsun

mutasarnfi, yöneticiler, ulema ve halk~n kat~l~m~yla olu~an bir törenle

tekrar hizmete aç~lm~~t~r29.

Ali Enver Dede ancak 18 ya~~na girince 1904 y~li ba~lannda

Sam-sun Mevlevihânesi'ne asaleten atand~. Ayn~~ y~l ç~kan yang~nda dergh~n

bütün mü~temilat~~ yand~~-'~ndan Ali Enver Dede'nin annesi Zeliha

Ha-n~m, mevlevihâneyi kendi geliriyle yeniden yapt~rmak istedi. Bunun

için Hançerli Mahallesi'nde babas~ndan miras olarak kalan evi Samsun

27 BOA. DH. MKT. 140 / 32 ( 14 Ra 1311). Samsun liman~n~n d~~~ dünyaya açdunda önem

kazanmas~~ ve yine buradan ba~layarak Anadolu'dan Ba~dat'a kadar ticari yolun ehemmiyet kesbetmesi üzerine Iran devleti 1859 y~l~nda Sa~nsun'da olan tebaas~na ait ki~ilerin hususi ve ticari i~leri ile ilgilenmek üzere Iranl~~ tüccar Yusuf A~a'y~~ yetkili olarak gösterdi. Ayn~~ y~l ~ran, di~er ülkelerin konsolosluklan gibi bir ~ehbenderlik açmak için Osmanl~~ makamlanna müra-caat etti. 1861 y~l~nda bir ara Samsun'daki ~ranh tüccarlann i~lerine ~ngiltere konsoloslu~u-nun bakt~~~~ görülmektedir. Bu tarihlerden sonra Iran ~ehbenderli~i (Karperdaz) bulunmakla beraber 1890'lardan sonra çok daha faal hale gelmi~tir. Birinci Dünya Sava~~~ y~llannda Ame-rika, Rusya, ~ngiltere, Fransa, Romanya, ~talya, ~spanya, Portekiz ve Karada~~ tebaalann~n Samsun'daki i~leri Iran Karperdaz~~ tarafindan yürütülmü~tür. Samsun'daki Iran karperdazl~-~~~ 1891 y~l~nda "Haryaye" ad~yla bir tekke=cami aç~lmas~~ miiracaat~~ yapm~~~ fakat bu kabul

edil-memi~ti. Aradan geçen iki y~l sonunda bu tekkenin gayr-~~ resmi kaçak olarak in~a edildi~i gö-rülmektedir. Bu yapana Samsun yerel yöneticilerinin müsamaha gösterdikleri aç~kt~r. Fakat yap~ld~~~~ tarihten itibaren Samsun halk~~ bu tekkeye kar~~~ hiç de s~cak bakmam~~ur. Hizmete aç~lmas~~ ile beraber y~k~lmas~~ için yerel halktan mücadele edenler olmu~~ fakat devlet hizmete devam etmesi yönünde karar vermi~tir. Samsun'daki ~ranl~lara ait olan, aç~ld~~~nda "Hüsne"

ve daha sonraki y~llarda da "Acem" ad~yla an~lacak olan tekke Osmanl~~ devletinin sonuna kadar

devam etmi~~ ve 1925 y~l~nda kapaulm~~ur. Acem tekkesi bu gün Büyük~ehir Belediyesi'nin ku-zeyinden geçen Bulvar yolu üzerinde, restorasyonunu yaparak onu y~lulmaktan kurtaran ~l-kadim Belediyesi uhdesinde "kafe" olarak varl~~~n~~ sürdürmektedir. Samsun Acem Tekkesi ve Samsun ~ran ~ehbenderli~i ile ilgili tarafimdan yap~lacak olan bir çah~mada bu konu detayh bir ~ekilde i~lenecektir.

" BOA. DH. MKT: 2096 / 10 (1316); BEO. 1184 / 88760 (1316).

(12)

ahalisinden R~fat Bey'e rehin olarak vermi~; buradan ald~~~~ 120 lira,

evin biti~i~indeki arsay~~ satarak elde etti~i 30 lira ve dergâhtaki yang~n

s~ras~nda harap olan e~yamn sigortal~~ olmas~ndan dolay~~ ald~~~~ 200 lira

olmak üzere toplam 350 lira ile dergâh arsas~~ üzerindeki hücreler

ma-halline sekiz adet dükkan ve dergah~n biti~i~indeki arsaya da alt~nda iki

dükkan ve üstünde dört odal~~ bir bina in~a ettirmi~tir. Yani Zeliha

Ha-n~m yanan dergâhm hücreleri üzerine bir ev ve geçimini temin için ise

on adet dükkan in~a etmi~tir. Ali Enver Dede ve annesi Zeliha Han~m

dergâh mü~temilat~n~~ yenilerken ve ekler yaparken geri kalan

semaha-ne harap durumda kalm~~t~r30.

Ali Enver Dede döneminde Samsun Mevlevihânesi, 1904 y~l~nda

ç~-kan yang~ndan sonra pek faal görünmemektedir. Her ne kadar o

asa-leten ~eyh olarak görünüyorsa da annesi Zeliha Han~m tüm i~leri

hal-letmektedir. Mevlevihâne bir nevi ki~isel mülkleri gibi kullan~lmaktad~r.

Zeliha Han~m'~n yang~ndan sonra mevlevihâne mü~temilatma

Kon-ya'dan izin almadan ev ve dükkanlar yapmas~~ ve bunlar~n kira

gelirle-rini toplamas~~ bunu göstermektedir. Mevlevihâne'nin semahane k~sm~~

da muhtemelen k~smen tamir edilmi~~ olmal~d~r. 1904 y~l~~ öncesine

ba-k~ld~~~nda bu k~s~m çok harap kalm~~t~r. Bu nedenle Ali Enver Dede'nin

~eyhli~i döneminde Samsun Mevlevihânesi sönüktür ve faal de~ildir.

Bu yüzden Konya'da bulunan Mevlana postni~inli~i Ali Enver Dede'yi

"vezaif-i me~ihat~~ ifa etmedi~i ve `adem-i iktidar ve safahata"

dü~künlü~ünü gerekçe

gösterilerek 1911 y~l~~ ba~lannda (muhtemelen Mart-Nisan ay~)

görevin-den azletti ve yerine Çank~r~~ dergâhmdan Hüseyin Hasib Dede

vekale-ten tayin edildi. Ali Enver Dede'nin görevden azledilmesinde sefahata

dü~kün ya~am~~ sebebiyle onun aleyhine Samsun'dan giden

~ikayetnâ-melerin de etkisi oldu~u san~lmaktad~r31.

Ali Enver Dede görevinden azledildi~inde 25 ya~lar~nda genç

biriy-di. Toplum içinde örnek davran~~larda bulunmas~~ ve mevlevi örf ve

adab~na riayet etmesi gereken birinin sefahata dü~künlülde suçlanmas~~

bu dönemde örne~i görülen olaylard~~ Zira Osmanl~~ devletinin son

dö-nemlerinde di~er kurumlarda oldu~u gibi Mevlevilikte de bozulmalar

olmu~tur. Ahmed Remzi Dede'nin Kudüs Mevlevihanesi ~eyhi

Muham-med Hilmi Efendi ile ilgili

"Yirmi dört yirmi be~~ ya~lar~nda olan ~D~l~~ bekârd~r. Ba-~~ndaki sik.kesinden ba~ka demi~li~ine delaleteden bir hali olmay~p daha çok nOine ve hevâ ve

Küçük, a.g.e., s. 252.

(13)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 619

hevesine tabi bir ki~idir." "Kendisine siretiyle süretinin mütenasi p olmas~na gayreti için

nasi-hatte bulunuldu" demesi bu dönemde mevlevihânelerin içinde bulundu~u

durumu aç~kça ortaya koymaktad~r32.

Ali Enver Dede'nin annesi Zeliha Han~m, o~lunun bir komploya

kurban gitti~ini ve hiçbir ara~t~rma ve soru~turma yap~lmadan Çelebi

Efendi tarafindan görevinden uzakla~t~nld~~~n~~ savunmaktad~r. Ona

göre o~lunun görevden uzakla~t~r~lmas~, Osmanl~~ devletinde gittikçe

artan tezvirat~n Samsun'da da artt~~~= bir göstergesidir. Bu tertibatm

sonucu olarak haz~rlanan bir mazbatan~n Konya'ya ula~mas~ndan

son-ra soru~turma olmaks~z~n o~lu görevden al~nm~~~ bulunuyordu. Vekil

~eyh olarak atanan Hasib Dede, 191 1 y~l~~ Nisan ay~nda Samsun'a geldi

ve görevine ba~lad~. Fakat mevlevihâneye ait hane ve dükkan

gelirleri-nin Ali Enver Dede ve Zeliha Han~m tarafindan kendisine teslim

edil-memesi üzerine olay~~ Samsun Mutasamfl~~~na intikal ettirdi. Fakat bu

arada 191 1 y~l~n~n Temmuzunda eski ~eyh Ali Enver Dede koleradan

genç ya~ta hayat~n~~ kaybetti. Zeliha Han~m, 90 ya~lar~ndaki

kay~nvalide-si, küçük ya~ta olan çocuklan Yusuf ve Safiye ile ba~~ ba~a kald~.

A~a~~-da anlat~laca~~~ üzere bu s~k~nt~lann yan~nA~a~~-da Zeliha Han~m mevlevihâne

ve mü~temilat~ndan elini çekmedi~i için vekil ~eyh Hasib Dede ile uzun

sürecek bir mücadelenin içine girdi. Daha do~rusu ömrünün büyük

k~sm~n~~ mevlevihâne içinde ve hizmetinde geçiren Zeliha Han~m,

hak-s~zl~~a u~rad~klann~~ dü~ünerek mevlevihâneden ç~kmamaya ve

diren-meye çal~~acakt~r33.

Hasib Dede'nin müracaat~~ üzerine Mutasamfl~k, Zeliha Han~ma

yapt~~~~ tebligatta 20 gün içinde mevlevihâneye ait ne varsa teslim

etme-sini istedi fakat bir netice al~namad~. Bu sefer Hasib Dede, durumu

Konya'ya bildirdi. Konya Mevlana postni~ini Veled Çelebi, Samsun

Ev-kaf Memurlu~una telgraf göndererek Hasib Dede'nin kiral~k evlerde

kalarak peri~an oldu~unu ve mevlevihâne ile ilgili sorunun

giderilme-sine yard~mc~~ olunmas~n~, mevlevihâne ve gelirinin i~galden

kurtanl-mas~n~~ istedi34. Di~er taraftan da Dâhiliye Nezareti kanal~yla Samsun

Mutasarnfl~~~~ nezdinde te~ebbüse geçildi".

" Küçük, a.g.m., s. 647.

33 BOA. DH.ID. 84 (17)2-2, Zeliha Han~m'dan Dahiliye Nezareti'ne arzuhal (20 Eylül 1327).

BOA.DH.ID. 84 (17) 9, Canik May memurlu~undan mutasarr~fl~~a müzekkere (3

A~ustos 1327).

(14)

Veled Çelebi'nin Samsun Evkaf Memurlu~una yapt~~~~ müracaat

üzerine Canik Sanca~~~ ~dare Meclisi bu meselenin sonland~nlmas~~

yö-nünde bir karar ald~. 30 Eylül 191 1 tarihinde Mutasarr~f Mehdi Bey,

Naib Ali Vahid, Nazif Efendi, Tahrirat Müdürü Hüseyin Hasan,

Met-ropolid, Müftü, aza Besim, aza Naim ve aza Todoraki Eefendilerden

olu~an Canik Sanca~i ~dare Meclisi taraf~ndan daha önce verilen 20

günlük mühlette mevlevihane mü~temilat~n~~ teslim etmeyen Zeliha

Ha-rum'a bu sefer 5 günlük süre verilerek i~gal etti~i yerleri bo~altmas~~

is-tendi. E~er bo~alt~lmazsa polis zoruyla d~~ar~~ gkar~lacaklard136.

Mutasarr~fl~k, Dahiliye Nezaretine konuyla ilgili gönderdi~i yaz~da

da, eski ~eyhin uygunsuz davraru~lan nedeniyle postni~inlik tarafindan

görevinden al~nd~~~n~~ yeni ~eyh Hasib Dede'nin görevinin ba~~nda ve

mevlevihânenin aç~k oldu~unu bildirmekte, eski ~eyh ve annesi Zeliha

Han~m'~n mevlevihânede hiçbir hakk~~ olmad~~~n~~ belirtmekteydi. Buna

göre Mevlevihane, en son geçirdi~i yang~nda yanm~~~ ve mevcut

duru-muna temin etti~i borç paralar ile gelmi~ti. Bu borçlar da daha sonra

vak~f gelirleri ile ödenmi~ti. Dolay~s~yla eski ~eyhin iddia etti~i gibi

ken-di özel gelirleri ile yap~lmam~~t~37.

Meseleye Canik Mutasarr~fli~~, Konya Mevlana postni~inli~i ve

ne-zaretlerin el atmas~~ ve i~in emniyete intikal etmesiyle zor bir sürece

gir-di~ini gören Zeliha Han~m, bir taraftan mevcut ~eyh Hasib Dede ile

an-la~ma yollan ararken, di~er taraftan da hukuken ma~duriyete

u~rad~-~~m iddia ederek resmi makamlara müracaatlarda bulundu. Hasib

De-de'ye Mevlevihâne gelirlerini ortak kullanmay~~ önermi~~ fakat olumsuz

cevap alm~~t~. Dahiliye Nezaretine gönderdi~i dilekçe ile de ma~dur

duruma dü~ürüldü~ünü iddia etmekte ve bu konuda yard~m talep

et-mektedir. Zeliha Hamm'a göre, meselenin mahkemeler taraf~ndan

hal-ledilmesi gerekirken, Canik Mutasarr~fli~~n~n müdahil olmas~~ kanuna

ayk~nyd~. Ona göre bu mesele Osmanl~~ devletinin ya~ad~~~~

olumsuzluk-lar~n bir parças~yd~. Güzel hizmetler yapan o~lunun azledilmesi

konu-sunda Çelebi Efendi'nin ara~t~rma yapmadan verdi~i yanl~~~ bir karard~.

Osmanh toplumunun tamam~nda oldu~u gibi bu olayda da henüz ilan

edilen Me~rutiyet'ten çok ~eyler beklenilmekteydi. Ona göre Me~rutiyet

döneminde kanunsuz bir uygulama nas~l yap~labilirdi. Hele 90

ya~lar~n-da bir anne ve iki yetimle sokakta kalmas~na r~za gösterilecek miydi?".

86 BOA.DH.iD. 84 (17) 12, Canik Meclis-i ~dare-i Livamn karan (17 Eylül 1327). BOA.DH.ID. 84 (17), Canik mutasarr~fh~~ndan Dahiliye Nezareti'ne (5 Te~~in-i evvel 1327). 38 BOA. DH.~.D. 84 (17)2-2, Zeliha harumdan Dahiliye Nezareti'ne arzuhal (20 Eylül 1327).

(15)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 621

Canik Mutasamfh~~~ meseleyle ilgili idari birimleri

bilgilendirir-ken39, tan~nan sürede mevlevihâne bo~alt~lmaymca Canik Polis

Müdür-lü~ü Zeliha Han~m'~n evde olmad~~~~ bir anda kap~y~~ k~rarak e~yalann~~

tahliye etmi~~ ve Hasib Dede buraya yerle~tirilmi~tir. Bunun üzerine

Ze-liha Han~m

"devr-i me~rutiyette"

ve mahkeme karar~~ olmaks~z~n giri~ilen bu

zorla hane bo~altma olay~n~~ Canik Müdde-i Umumili~ine ~ikayet

ede-rek meseleyi mahkemeye ta~~nm~~t~r40.

Canik Polis Müdürlü~ü kay~tlanndan, mevlevihânenin tahliyesi

sü-recinde ya~ananlan ö~renebilmekteyiz. Zeliha Han~m'a tan~nan be~~

gü-nün sonunda mevlevihâne mü~temilat~~ bo~alt~lmaymca, polisler, evi

mevlevihâne biti~i~inde olan Zeliha Hamm'~~ zor kullanarak ç~karmaya

çal~~t~lar. Daha sonraki geli~melerden anla~~ld~~~~ kadanyla, Zeliha

Ha-n~m evden polis zoruyla ç~kanlaca~~m anlay~nca Samsun'da ona destek

veren baz~~ devlet görevlilerinin telkiniyle evi bilinçli olarak terk

etmi~-tir. Polisler kap~y~~ k~rd~lar ve içerde olan e~yalar~~ heyet huzurunda

kay-dederek bir odaya koydular (18 Ekim 191 1)4'.

Bunun üzerine Zeliha Han~m, mahkeme karan olmaks~z~n evinin

kap~s~n~n polis memurlan taraf~ndan k~r~larak e~yas~mn d~~an

ç~kar~ld~-~ma yönelik Canik Müdde-i Umumili~ine ~ikâyette bulundu42. Bunun

yan~~ s~ra mahkeme karar~~ olmaks~z~n evinden tahliye edilmesini

sa~la-yan Canik Mutasarrafi ve Meclis-i ~dare Reisi Mehdi Bey, a7alar Naib

Ali, Muhasabeci Nazif, Tahrirat Müdürü Hüseyin Hasan, Samsun

met-ropolidi, Ermeni murahhaslan Besim, Naim ve Todorayani Beylerle

karar~~ infaz eden Canik Polis müdürü Hayri Bey hakk~nda dava aç~ld~.

Canik Müdde-i Umumili~i, olay~~ memuriyeti suistimal olarak görerek

konuyu ayr~ca ~ura-y~~ Devlet Bidayet Müstant~kl~~-ma gönderdi43.

Samsun Mevlevihanesi'nde bu geli~meler olurken mevlevihâneye

vekil ~eyh olarak atanan Hasib Dede vazifesine devam ediyordu.

Mev-levihâne, müteveffa ~eyh Ali Enver Dede zaman~nda ya~ad~~~~ at~l

gö-rüntüyü atlatm~~~ ve faal hale gelmi~~ bulunuyordu. Fakat eski ~eyhin ai-

33 BOA.DH.~D. 84 (17) 3, Canik Sanca~Yndan Dahiliye Nezareti'ne (8 Te~rin-i evvel 1327). " BOA.DH.M. 84 (17) 14, Ali Enver Dede validesi Zeliha Han~m'~n arzuhali (8 Te~rin-i sa-ni 1327).

41 BOA. DH.M. 84 (17) 10-3, Canik polis komiserli~inden Canik Müdde-i Umumili~i'ne (8 Te~rin-i evvel 1327).

42 BOA.DH.I.D. 84 (17) 10-2, Canik Müdde-i Umumili~i'nden Canik Mutasarr~fh~ina (11 Te~rin-i evvel 1327).

43 BOA.DH.M. 84 (17) 8-3, Canik Bidayet Mahkemesi Müstant~kh~~'mn karar~~ (27 Te~rin-i evvel 1327).

(16)

lesi 60 y~ld~r Samsun'da ya~ad~~~ndan burada geni~~ bir çevre edinrni~~

bulunuyordu. Ortaya ç~kan bu meselede Zeliha Han~m'~n gerek

Sam-sun ve gerekse Istanbul'dan destek ald~~~~ ihtimal dâhilindedir. Zeliha

Han~m, eski ~eyh Cemaleddin Efendi'nin han~m~~ ve ondan sonraki

~eyh Ali Enver Dede'nin de annesi olarak Samsunlularca çok iyi

tan~-nan bir kadmd~. Bu nedenle ~ehirde geni~~ bir nüfuza sahip olmas~~

se-bebiyle ya~ad~~~~ s~k~nt~lardan ç~kabilmesine yönelik destekçi ve yol

gös-terenleri vard~. Canik Muragarnfl~~~~ ve Polis müdürlü~ünün aksine

Samsun'da adli yarg~~ ve birçok kurum Zeliha Han~m'a yard~mc~~

oluyor-lard~". Onun evden ç~kmamas~~ ve polis zoruyla tahliyesi an~nda evi terk

ederek olay~~ haneye tecavüz boyutu katarak mahkemeye intikal

ettir-mesi ona yol gösterenlerin oldu~unu akla getirmektedir". O dönemde

Samsun'da yay~mlanan

Aksi Seda

gazetesi de Zeliha Han~m'~n

mücadele-sini destekleyen ve Hasib Dede'yi yeren yay~nlar yapm~~t~r".

Zeliha Han~m'~n ~ikâyetinden sonra mesele Canik Bidayet

Mahke-mesi, Dahiliye Nezareti ve ~ura-y~~ Devlet aras~nda birçok yaz~~malara

konu edildi. Ortaya ç~kan yaz~~malardan Canik Mutasarnfli~~~ suçlu

ola-rak görülüyordu47. Dâhiliye Nezareti mutasarr~fl~~~n tasarruflanm

onaylamas~na ra~men ~ura-y~~ Devlet Zeliha Han~m'~n ma~dur edildi~i

görü~ündeydi. Mutasarnflik, yapt~~~~ savunmalarda, idarenin tüm

liva-n~n ba~~~ oldu~u ve uygulamalarda e~it davraruld~~~n~~ iddia etmi~~ ve

ida-re meclisinde al~nan karar~n hayata geçirildi~ini savunmu~tur. Buna

göre ~ura-y~~ Devlet'in 1903 ve 1909 tarihli hayratlan koruma yetkisinin

mahalli yöneticilere ait oldu~u karan uygulanm~~t~r. Mutasarr~flik

ayn-ca mevlevi tekkesi ile ilgili karar~~ suç olarak gösteren Canik Bidayet

Mahkemesini yanl~~~ karar vermekten dolay~~ Adliye Nezaretine ~ikayet

etmi~tir".

Mevlevihane'de ~eyh de~i~imi sürecinde ortaya ç~kan bu mesele

ye-rel idari ve adli birimleri kar~~~ kar~~ya getirmi~ti. Bu dönem,

Trablus-garp sava~~n~n devam etti~i ve Osmanli yönetiminin tüm dikkatlerini

Trablusgarp'a ve karga~an~n ba~lad~~~~ Balkanlara çevirdi~i bir süreçti.

Bu süreçte eski ~eyhin validesi Zeliha Han~m gerek Samsun'da ve ge-

" BOA.DH.M. 84 (17)8, Adliye Nezareti'nden Sadaret'e (12 Kanun-I-1 evvel 1327). ' BOA.DH.M.1332.R.4 Temyiz Müdde-i Umumili~i karar~~ (10 Kanun-~~ evvel 1327).

<6 Tanr~korur, a.g.e., s. 390.

" BOA.DH.M. 84 (17) 3-2 Dahiliye Nezareti'nden Canik Mutasarr~fh~fna (19 Kanun-~~ ev- vel 1327).

" BOA.DH.M. 84 (17) 7 Canik ~dare Medisi'nden Dahiliye Nezareti'ne (5 Kanun-~~ sani 1327).

(17)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 623

rekse Istanbul'da mevlevihâneden tahliye edilmesini

"hano~e tecavüz"

ola-rak kabul ettirmi~~ olacak ki 1912 y~l~~ Ocak ay~nda Dahiliye Nezareti,

Ca-nik Mutasarr~fl~~~~ ve CaCa-nik ~dare Meclisini

"muaheze eden"

bir yaz~~

gön-derdi49. Buna göre mutasarr~fl~~~n tasarrufu hayrata sald~r~~ olarak

alg~-lanm~~~ fakat görevden kaynaklanan bir geli~me oldu~u için de

herhan-gi bir ceza aç~lmas~na gerek görülmemi~tir. Zeliha Han~m hukuk

müca-delesinden ba~ar~yla ç~km~~~ bulunuyordu5°.

Eski ~eyh Ali Enver Dede'nin annesi Zeliha Han~m, Canik

Muta-sarr~fl~~~~ ve ~dare Meclisini suçlu duruma dü~üren hukuk

mücadelesi-ni kazand~ktan sonra 191 2 y~l~~ içinde tekrar, mevlevihâneye ait eve

ta-~~nd~. Samsun Mevlevihânesi ile ilgili çok hizmetler yapan fakat hukuki

mücadeleyi kaybeden vekil ~eyh Hasib Dede, Samsun'dan ayr~lmak

zo-runda kald~~ ve Çank~r~~ Mevlevihânesi'ne gönderildi. Ayr~l~rken yerine

Ünyeli Mahir Efendizade Halil Efendi'yi vekil olarak b~rakt~. Zeliha

Ha-n~m kaybetti~i haneyi geri almakla kalmam~~, uygunsuz davran~~lar~~

se-bebiyle ~eyhlikten azledilen ve az sonra da koleradan ölen o~lu ~eyh Ali

Enver Dede'nin yerine en küçük o~lu Yusuf Efendi'yi mevlevihânenin

yeni ~eyhi olarak atanmasm~~ sa~lam~~t~51. Yusuf Efendi'nin vekil ~eyh

olarak atanmas~nda annesi Zeliha Han~m'~n Konya Mevlana

postni~in-li~e sürekli mektuplar göndererek yapt~~~~ bask~n~n büyük rolü oldu~u

san~lmaktad~r. Çelebi Efendi'nin yan~~ s~ra ~stanbul Yenikap~~ ~eyhi

Ab-dülbaki Dede, Kas~mpa~a ~eyhi Ali Dede, bu s~ralarda müebbeden

Ke-mah'a sürülen Kemalii ~brahim Hakk~~ Dede gibi nüfuzlu ki~ilerden de

destek aram~~t~r52. Yusuf Efendi'nin ya~~~ çok küçük oldu~u için onun

yerine Kastamonu Mevlevihânesi'nden Mehmed Emin Efendi vekil

~eyh olarak atand~. Halil Efendi'nin muhtemelen Mehmed Emin

Efen-di gelinceye kadar 2-3 ayl~k bir süre kadar dergah ~eyhli~ine vekalet

et-ti~i san~lmaktad~r".

Mehmed Emin Efendi'nin vekil ~eyh olarak atanmas~~ 1910 y~l~nda

görevinden azledilen Konya Mevlana Postni~ini Abdülhalim Efendi'nin

yerine geçen Veled Çelebi ve yine ayn~~ y~l Kütahya'dan Kastamonu

Mevlevihanesi ~eyhli~ine atanan Ahmed Remzi Dede aras~ndaki görü~-

' BOA.DH.~D. 84 (17) 5-2 Dahiliye Nezareti'nden Samsun Mutasarnfl~~~'na (18 Kanun-~~ sani 1327).

"BOA.DIL~D. 84 (37) 5-13, Dahiliye Nezareti'nden ~ura-y~~ Devlet Riyaseti'ne (19 Kanun-i sanKanun-i 1327); 1332. R.4/3, ~ura-y~~ Devlet Kon~Kanun-i.syon KatKanun-iplKanun-i~Kanun-i (16 ~ubat 1327).

51 BOA.DH.M.84 (17) 16 Meclis-i idare-i livanm 14 Te~~in-i sani 1329 tarihli karar sureti.

" Küçük, a.g.e., s. 253.

(18)

meler sonucunda olmu~tur. Ahmed Remzi Dede'den görü~~ sorulmas~~

onun Veled Çelebi ile eski tarihlere dayanan özel hukuku ve

~ahsiyetin-den gelmektedir. Bu görü~meler sonucunda Ahmed Remzi Dede'nin

önerisiyle Mehmed Emin Efendi vekâleten Samsun Mevlevihânesi'ne

gönderilmi~tir. As~l ~eyh olan Yusuf Efendi rü~t ça~~na gelince onun

gö-revi de sonlanm~~~ olacakt~".

Samsun Mevlevihânesi'nde vekil ~eyh olarak kald~~~~ iki y~la yalun

zaman za~rfinda Hasib Dede, mevlevihâneye sahip ç~kabilmek için

Zeli-ha Han~m ile giri~ti~i uzun ve y~prat~c~~ mücadeleye ra~men oldukça

ya-rarl~~ hizmetler yapmaya gayret etmi~tir. 1912 y~l~~ ba~lar~ndan itibaren

mevlevihâneyi günün ~artlanna göre tamir ettirmek ve yenileme

müca-delesi kayda de~erdir. Onun tarafindan haz~rlanan yeni mevlevil~âne

projesinde minare, minber, selamlik, meydan odas~, kahvehane, üç

hücreli akarsuyu bulunan bir matbah, finn, kiler, bodrum, gusülhane,

abdesthane, iki hela ve su haznesi bulunuyordu55. Buna göre tamirat ve

yeni lus~mlann in~as~~ için 131.500 kuru~~ civar~nda bir mebla~a ihtiyaç

duyulmaktayd~56. Bu para ne Samsun ve ne de ba~ka yerlerden temin

edilerek Hasib Dede'nin dü~ünceleri hayata geçirilemedi. Fakat

Sam-sun Mevlevihanesi geçirdi~i badirelere ra~men faal bir konumdayd~.

Denizle Anadolu'nun iç kesimlerini birbirine ba~layan hatta Ba~dat'a

kadar uzanan yolun ba~lang~ç noktas~~ oldu~undan yolculann ve dergah

muhiplerinin s~kça u~rad~klan bir yerdi. E~er bu proje hayata

geçiril-seydi Osmanh son döneminde halka hizmet veren devasa bir külliye

olarak Samsun'a farkl~~ bir görüntü verece~i muhakkakt~57.

Hasib Dede döneminde dergâhm faal bir konuma geldi~ini onun

döneminde tutulan ve Nejat Göyünç taraf~ndan yay~nlanan masraf

lis-telerinden anlamaktay~z. Buna göre bayramlarda, kandil gibi önemli

dini gecelerde toplant~lar tertip edilerek bunlann masrafian dergâhm

bütçesinden kar~~lan~rd~. Rumlar tarafindan i~letilen dükkânlarda

ter-z~ilik, kundurac~hk, çama~~rc~hk, ütücülük, sobac~lik ve berberlik gibi

meslekler icra edilirdi. Dükkânlann 1911-12 y~l~~ geliri olarak 12.693

kuru~~ gösterilmi~tir. Bunun 1524 kuru~u, dükkân ve ö~ür gelirleri ile

"Ahmet Cahit Haksever, "XX. Yüzy~lda Üç Mevlevi ~eyhi: Veled Çelebi, Abdülbaki Bay-kara, Ahmet Remzi Akyürek", Tasavvuf; S. 14, Ankara 2005, s. 400.

55 Tanr~korur, a.g.e., s. 390.

" BOA. VGMA. 4641 / 64, Mabeyn-i Hümayun Ba~kitabeti — Hülasa (19 Mart 1328). BOA. EV. MAT 3442 / 67, Mabeyn-i Hümayun Ba~kitabet Celilesi'ne (5 Nisan 1328).

(19)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 625

Reji idaresinden al~nan bahçe kiras~yd~. Mevlevihane'ye zaman zaman

ba~~~lar da yap~lmaktayd~. Bu listede Samsun mutasarnfi Mehdi Bey'in

verdi~i iki lamba ve Aksisada matbaas~~ müdürünün hediye etti~i üç hat

levhadan bahsedilmektedir. Samsun'un idari ve sosyal hayat~nda olan

ki~ilerin buraya ilgi duymalan mevlevil~ânenin toplum içindeki

etkile-rini ve yeetkile-rini göstermesi bak~m~ndan önemlidir58.

Konya Mevlevi postni~inli~-i tarafindan Mehmed Emin Efendi'nin

vekil ~eyh olarak atanmas~yla 1913 y~l~~ sonlar~na do~ru tekrar

mevlevi-hâne mü~temilatm~n teslimine yönelik hukuki mücadelelerin ba~lad~~~~

görülmektedir".

Yeni vekil ~eyh Mehmed Emin Efendi, önceki ~eyh gibi

mevlevihâ-neye ait evden Zeliha Han~m'~n ç~kanlmas~~ için Canik mutasarnfli~~~

nezdinde mücadeleye ba~lad~. Zeliha Han~m önceden oldu~u gibi her

defas~nda mevlevihâne biti~i~inde olan haneyi kendi imkânlanyla

yap-t~rd~~~n~~ iddia ediyordu. Fakat Canik mutasarr~fli~-m~n ortaya koydu~u

hesap dökümlerine göre ve 1906 y~l~nda ~eyh Ali Enver Dede ile

görü-len hesapta yanan mevlevihânenin tamiri dükkanlar, hane ve vak~f

ge-lirleri ile Konya postni~inli~inden alman borç para ile yap~lm~~t~r.

Va-k~ftan alman 12 bin kuru~~ borç, 1907 y~l~nda a~ar ve kira gelirinden

ödenmi~ti. Yine vak~f köylerin 1909 ve 1910 y~l~~ ö~ür gelirlerinden

Ze-liha Harum'a olan borçlar kapaulm~~t~. Mutasarnfl~~~n ibraz etti~i

kay~t-lara göre Zeliha Han~m'm iddia etti~i gibi Mevlevihane onun kendi

im-kanlar~yla onanlmam~~~ veya yap~lmam~~t~r80.

Hasib Dede zaman~nda tavr~n~~ Zeliha Han~m'~n mevlevihâneyi

bo-~altmas~~ yönünde koyan Canik Mutasarr~ll~~~~ ve ~dare Medisi, bu

sefer-ki geli~melerde kay~ts~z kalm~~t~r. Mutasarnfl~~~n kay~ts~z kalmas~n~n

se-bebi, önceki süreçte k~nama cezas~~ almalanndan kaynaklanmaktad~r.

Dolay~s~yla Zeliha Han~m'~n Samsun'da eli ve konumu daha güçlü hale

gelmi~tir. Konya Mevlana postni~inli~i bu nedenle Dâhiliye Nezareti'ne

Canik yerel idarecilerini ~ikayet etmi~, mutasarnfin

':yerli" olmas~~

ve

ida-re medisinin de "istibdad" dönemindeki gibi haida-reket etmesi sebebiyle

58 Göyünç, a.g.m., s. 80 — 81.

" BOA.DH.ID.84 (17) 17 Samsun Mevlevihanesi'ne tayin olunan Mehmed Emin

Efen-di'nin yazisma derkenar (21 Te~rin-i sani 1329).

BOA.DH.M.84 (17) 18 Dilekçeye derkenar (21 Te~tirt-i sanki 1329).

(20)

mevlevihâne ile ilgili gerekenleri yapmamalda suçlam~~t~r. Çelebi

Efen-di idare meclisini

"haidcar4yetle"

ve

"~eriat ölçülerine"

göre karar vermeye

ça-~~rarak, mevlevihâneyi özel mülkü gibi gören Zeliha Han~m'~n oradan

ç~kar~lmas~n~~ istemektedir".

Çelebi Efendi, bir taraftan mahkemeye müracaat ederken di~er

ta-raftan da Dâhiliye Nezareti kanal~yla mutasarr~flik üzerinde bask~~

kur-maya ba~lad~. Canik Mutasarr~fli~~~ kendini mümkün oldu~unca

mese-lenin d~~~na çekmeye çal~~arak ortaya ç~kan ihtilaf~n çözüm yerinin

mahkemeler oldu~u görü~ünü vurg-uluyordu62. Eski vekil ~eyh

döne-minde aç~kça tav~r koyan mutasarr~fl~k, bu sefer kenarda kalmay~~ tercih

etmekle, Zeliha Han~m'~n elini güçlendirmi~~ oluyordu. Fakat Çelebi

Efendi'nin bu i~in üzerine gitmesi üzerine, ~er'i mahkemenin karar~na

kadar mevlevihâneye ait 8 dükkan~n gelirini geçici olarak Evkaf

Sand~-~~'na devrini kararla~t~rd~~ (Mart 1914). Vakfa ait 2 dükkan ve Zeliha

Han~m'~n ikamet etti~i hane ile ilgili bir karar alinmad~. ~dare

meclisi-nin 2 dükkan gelirini Zeliha Harnm'a b~rakt~~~~ anla~~lmaktad~r. Bu

ko-nuda vekil ~eyh Mehmed Emin Efendi'ye iddialar~n~~ mahkemede

orta-ya koymas~~ tavsiye dildi63.

Bunun üzerine hanenin tahliye edilmesi ve 2 dükkan gelirinin

tes-limine yönelik sulh mahkemesinde dava aç~ld~". Fakat mahkeme

sonu-cunun beklenmesine karar verilmi~tir65.

Osmanl~~ devletinin sonuna kadar Yusuf Efendi'ye vekâleten

Meh-med Emin Efendi'nin Mevlevihâne ~eyhli~ini yürüttü~ü san~lmaktad~r.

Osmanl~~ döneminde Samsun Mevlevihanesi ile ilgili en son kay~tlar

Bi-rinci Dünya Sava~~~ y~llar~na rasdamaktad~r. Bu y~llarda Edirne

Mevlevi-hânesi'nden Kadir Dede'nin listesine göre Samsun Mevlevihânesi ~eyhi

olarak Mehmed Emin Dede gösterilmekte ve zaviyenin büyüklü~ünden

bahsedilerek 38 ki~iyle ~am'a giden Mevlevi Alay~'na kat~ld~~~~

belirdi-mektedir66.

61 BOA.DH.M. 84 (17) 22, Mevlana Postni~inli~i'nden Dahiliye Nezareti'ne (5 Kanun-~~ ev-vel 1329).

62 BOA.DH.~D.84 (17) 14, Dahiliye Nezareti'nden Canik Mutasarr~fl~~ina (11 Kanun-~~ ev-vel 1329).

BOA.DH.~.D. 84 (17) 19, Canik Mutasarr~fli~fndan Dahiliye Nezareti'ne (29 ~ubat 1329). " BOA.DH.I.D. 84 (17) 15, (8 Mart 1330).

65 BOA.DH.iD. 84 (17) 2, Dahiliye Nezareti'nden Canik Mutasarr~ll~~~'na (9 Mart 1330). 66 Tanr~korur, a.g.~., s. 392.

(21)

SAMSUN MEVLEV~ HANES~~

627

Samsun Mevlevihanesi, Osmanl~~ devletinin sonuna kadar bu yap~~

ile varl~~~n~~ sürdürmü~tür. Cumhuriyetin ilan~~ ile 30 Kas~m 1925'te

yü-rürlü~e giren 677 say~l~~ Tekke ve Zaviyelerin kapat~lmas~na yönelik

ç~-kan ç~-kanuna dayamlarak, Samsun'da e~de~er dergâhlarla beraber

kapa-t~lm~~ur.

Samsun Mevlevihane'si ~eyhleri

1852 - ?

~eyh Mustafa Efendi

1857 - 1862 Antalyah ~eyh Hasan Dede

1862 - 1867 Hafi7 Ali Dede bin Hasan Dede

1867 - 1893 Cemaleddin Efendi bin Hafi7 Ali Dede

1893 - 1911 Ali Enver Dede bin Cemaleddin Ef. ( Vek.

Gelibo-lu'dan Laz Mehmed Ef.)

1911 - 1912

(Vek. Çank~n'dan Hasib Dede)

1912 -

(Vek. Ünyeli Mahir Efendizade

Halil Efendi)

1912 - son Yusuf Ef. bin Cemaleddin Ef. (Vek.

Kastamo-nu'dan Hac~~ Mehmed Emin Efendi)

Sonuç

Samsun'un iktisadi ve siyasi öneminin artmaya ba~lamas~~ ve

Müslü-man nüfusun ço~almas~na paralel olarak 14. as~rda burada bir

mevlevi-hane kuruldu~u mevcut kaynaldara göre tahmin edilmektedir. Bu

ta-rihten sonra mevlevihânenin devem etti~ine yönelik bir bilgi yokken

16. as~rda Samsun'da tekrar Mevlevi tekkesinin varl~~~~ görülmektedir.

Bu as~rdan 19. asra kadar Samsun Mevlevihânesi ile ilgili bilgiye

~imdi-ye kadar ula~~lamam~~ur. 19. asnn yanlanndan sonra Samsun'da ~imdi-

yeni-den kurulan mevlevihane, devletin siyasi ve iktisadi yap~s~na paralel bir

tarzda varl~~~n~~ sürdürmü~tür.

1925 tarihindeki tekke ve zaviyeler ile ilgili düzenlemeye göre

ka-pat~ld~~~~ tahmin edilen Samsun Mevlevihânesinin takriben 1940-50

aras~~ bir dönemde yol geni~letme çal~~malan esnas~nda y~k~lm~~t~r.

Mev-levihane, modern zamanda halen metruk olan Tekel fabrikas~~ ile ~l

Özel idaresi aras~nda bir yerde bulunmaktad~r. Ondan geriye sadece

y~k~ld~~~~ yerden ba~layarak Site Camii'nin önünden geçen

" Mevlevihane Caddes~"

ad~~ kalm~~t~r.

(22)

Mevlevihane'nin, pek bilinmese de Samsun'da 700 y~ll~k bir

geçmi-~i vard~r. I~levi oldu~u dönemlerde kente damgas~n~~ vurmu~, idari ve

entelektüel çevrelerin gelip gittikleri ve yeti~tikleri mekânlardan

olmu~-tur. Onun bu tarihsel geçmi~ine atfen, eski kuruldu~u yerde tekrar

bi-na edilerek bu adla bir kültür mekân~~ olarak halk~n kullan~m~bi-na

sunul-mas~~ Samsun'a tarihsel bir kimlik kazand~racakt~r.

KAYNAKÇA

Ar~iv vesikalarl

BOA. A. MKT. UM. 280 / 87.

BOA. A. MKT. MVL. 146 / 91.

BOA. EV. MKT. 1683 / 105; 1400 / 13; 3442 / 67,

BOA. DH. MKT. 140 / 32; 2096 / 10

BOA. MVL. 595 / 50; 674 / 40; 487 / 58.

BEO. 1184 / 88760

BOA. DH.~D. 84 (17)2-2, 1, 2, 3, 3 / 2, 5 / 2-13, 7, 8, 8/3, 9, 10/2-4,

12, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 22.

BOA. VGMA. 4641 / 64,

VGMA ( Vak~lar Genel Müdürlü~ü Ar~ivi) Defter no: 304.

Adam,

9 May~s 1317, say~: 2481.

Kitap ve Maltaleler

Darkot, Besim, "Samsun", Islam A~~siklobedisi (1,4), 10, ~stanbul 1988.

Haksever, Ahmet Cahit, "XX. Yüzy~lda Üç Mevlevi ~eyhi: Veled

Çele-bi, Abdülbaki Baykara, Ahmet Remzi Akyürek", Tasavvuf S. 14,

Ankara 2005. s. 383 — 415.

Horata, Osman, "Mevlana ve Divan ~airleri", Hacettepe üniversitesi Edebyat

Fakültesi Dergisi,

1999 Özel say~s~. Ankara 1999. s. 43 — 56.

Gölp~narl~, Abdülbaki, Mevlanadan Sonra Mevlevilik, ~stanbul 1953.

Göyünç, Nejat, "Das Mevlevihane in Samsun", 7-he journal Ottoman Studies,

XIV, (Istanbul 1994). S. 77 — 90.

Küçük, Hülya, "Sultan Veled'in ~btida Name'sine Göre Mevlevi

Hali-feleri",

http://www.mevlana.selcuk.edu.tr/belge/su~nam-bildiri-III/bildiri-III-pdf/B10%20114ya%20Kucuk.pdf.

(23)

SAMSUN MEVLEV~HANES~~ 629

Küçük, Sezai, Ma~levili~in Son Yüzy~l~, ~stanbul 2007.

, "Örnek Bir Mevlevi: Üsküdar Mevlevihanesi Son Postni~i-

ni Ahmed Remzi Dede (Akyürek)", Üsküdar Sempozyumu IV, (3-5

Ka-s~m 2006).

~afak, Yakup, "XIX.- XX. Yüzy~llarda Samsun Mevlevihanesi",

Geçmi~-ten Gelece~e Samsun II, Edit: Cevdet Y~lmaz. Samsun 2008. s. 463 —

47 1.

Tanr~korur, Barihuda ~., Türkye Mevlevihanelerinin ~ç Yüzü II, (Selçuk

Üni-versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay~nlanmam~~~ Doktora Tezi),

(Konya 2000),

Ocak, Ahmet Ya~ar, "Türkiye Tarihinde Merkezi iktidar ve Mevleviler

(XIII-XVIII. Yüzy~llar) Meselesine K~sa Bir Bak~~", Tür4yat

Ara~t~r-malan Dergisi,

S. 2, (May~s 1996). s. 17 — 22.

(24)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu katın Haydarpaşa Asker Hastanesi tarafındaki yan kanadında Tıp Lisesi’nin derslikleri, Selimiye Kışlası tarafındaki yan kanadında Tıbbiye’nin derslikleri,

Om inte parterna löser tvisten inom 30 dagar från det att part hänskjutit tvisten till sådant forum äger vardera parten rätt att hänskjuta ärendet till landstingsdirektören

Division Närsjukvård ansvarar för uppdraget att utveckla området och ska tillsammans med division Länssjukvård särskilt förbättra omhändertagandet av personer med riskbruk-,

Division Närsjukvård har även i uppdrag att bedriva länssjukvård för de medicinska specialiteter där vårdprocessen är nära integrerade med den specialistsjukvård och

[r]

[r]

f s i g canl¬kalma oranlar¬n¬sabit tutarsak, bu durumda daha küçük pozitif λ daha büyük bir oran gerçekler: az büyüyen (veya azalan) nüfus daha h¬zl¬büyüyen nüfusa

Kış şartlarında farklı yönlere bakan bina duvarlarının ve çatısının dış yüzey yutma oranı ile ısı akısının değişimi (yapı malzemesi olarak beton için)..