• Sonuç bulunamadı

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİ GRAFİK BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN AMBLEM İNCELEME YOLUYLA GRAFİK DEĞERLENDİRME BECERİLERİNİN BELİRLENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİ GRAFİK BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN AMBLEM İNCELEME YOLUYLA GRAFİK DEĞERLENDİRME BECERİLERİNİN BELİRLENMESİ"

Copied!
153
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİ GRAFİK BÖLÜMÜ

ÖĞRENCİLERİNİN AMBLEM İNCELEME YOLUYLA

GRAFİK DEĞERLENDİRME BECERİLERİNİN BELİRLENMESİ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Özge Arıel Mazlum

(2)
(3)

GÜZEL SANATLAR FAKÜLTELERİ GRAFİK BÖLÜMÜ

ÖĞRENCİLERİNİN AMBLEM İNCELEME YOLUYLA

GRAFİK DEĞERLENDİRME BECERİLERİNİN BELİRLENMESİ

DOKTORA TEZİ

Hazırlayan Özge Arıel Mazlum

Danışman Prof. Dr. Nihat Boydaş

(4)
(5)

i

ve araştırmamın biçimlenmesini sağlayan sayın hocam Prof. Dr. Nihat Boydaş’a teşekkür etmek istiyorum.

Yüksek lisansa başladığımdan itibaren yanımda olan ve desteklerini her an hissettiğim, araştırmama katkıda bulunan değerli hocam Prof. Dr. Adnan Tepecik’e teşekkür ederim.

Araştırmamın her aşamasında başvurduğum, bana tezim için devamlı yol gösteren değerli hocam Doç. Dr. Emin Karip’e ve istatiksel analizlerinde yardımlarına başvurduğum hocam Yrd. Doç. Dr. Necati Cemaloğlu’na ve arkadaşım Çetin Erdoğan’a da yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim.

Her konuda olduğu gibi bu süreçte de beni destekleyen, yardımlarıyla fedakârlığını esirgemeyen sevgili eşim Fehmi Soner Mazlum’a ve biricik oğlum Batuhan’a çok teşekkür ederim. Her zaman yanımda olduklarını hissettiren ve hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen canım annem ve babama da çok teşekkür etmek istiyorum.

(6)

ii

Arıel Mazlum, Özge

Doktora, Resim İş Öğretmenliği Bilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Nihat BOYDAŞ

Mart– 2009, 140 sayfa

Bu araştırmanın amacı, Güzel Sanatlar Fakülteleri Grafik bölümü öğrencilerinin üniversite amblemlerini değerlendirme becerilerinin belirlenmesidir.

Genel tarama modelinde olan çalışmanın örneklemini, 2007-2008 eğitim– öğretim yılında Akdeniz, Anadolu, Başkent, Dumlupınar, Hacettepe, Marmara ve Süleyman Demirel Üniversiteleri Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde öğrenim gören 4. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır.

Verilerin toplanmasında nicel ve nitel yöntemler birlikte kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda anket yöntemi, nitel boyutunda ise görüşme yöntemi kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde SPSS paket programı kullanılmıştır. Araştırmanın alt amaçları açısından veriler, Mann Whitney U-testi, t- testi ve Kruskal Wallis testi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın nitel bölümünde ise içerik analiz tekniği kullanılmıştır.

Araştırmada; üniversite amblemlerinin değerlendirilmesinde, uzman görüşleri ve yaş değişkeni açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Cinsiyete göre; sekiz üniversite ambleminin “görsel” boyutunda 2, “içerik” boyutunda ise 4 üniversite amblemi için anlamlı farklar bulunmuştur. Üniversite değişkenine göre ise; “görsel” boyutunda 4, “içerik” boyutunda 7 üniversitenin amblemi için anlamlı fark bulunmuştur.

Ayrıca araştırmada öğrenci ve uzmanların üniversite amblemlerine ilişkin değerlendirme ve yorumlarına da başvurulmuştur. Elde edilen nitel verilerin analizinde öğrencilerin amblem değerlendirmede, uzmanlara yakın becerilere sahip oldukları ve onlara benzer değerlendirme ve eleştiriler yapabildikleri görülmüştür. Öğrencilerin kendi öğrenim gördükleri üniversitenin ambleminin veri toplama aracında yer almaması durumunda farklı sonuçlar çıkacağı düşünülmektedir. Benzer bir araştırma, farklı üniversite amblemlerini farklı üniversitelerin grafik bölümü öğrencilerinin değerlendirmelerine yönelik yapılabilir.

(7)

iii

Arıel Mazlum, Özge

PhD, Department of Drawing Education Advisor: Prof. Dr. Nihat BOYDAŞ

March – 2009, 140 pages

The aim of this research is to evaluate the Fine Arts Faculty, Graphic Department students’ ability to assess university emblems.

The seniors in Graphic Departments of Fine Arts Faculties of Akdeniz, Anadolu, Başkent, Dumlupınar, Hacettepe, Marmara and Suleyman Demirel Universities in 2007-2008 academic year compose the sample of the study, which is based on a general survey model.

Both quantitative and qualitative methods are used together in data collection. The questionnaire method was used in the quantitative part of the research while interview method was used in the qualitative part. SPSS package program was used in the analysis of the quantitative data. Fort he sub-aims of the research, the data was analyzed using Mann Whitney U-test, t- test and Kruskal Wallis test. Qualitative data was analyzed using the content analysis technique.

As a result of the research, there was not a significant difference found in terms of the variables of “expert views” and “age” in the evaluation of the university emblems. Whereas fort he variable of “gender”, among 8 university emblems, significant differences were found for 2 university emblems in terms of “visual” dimension and for 4 university emblems in terms of “content” dimension. In terms of the variable of “university”, significant differences were found for 4 university emblems in terms of “visual” dimension and for 7 university emblems in terms of “content” dimension.

Also, in the research, the students’ and experts’ evaluations and comments about university were applied. In the analysis of the qualitative data acquired, it was observed that the students had similar abilities as the experts in assessing emblems and they could evaluate and criticize in a similar way as the experts. It is taught that different results could be obtained in case students’ own university emblems are used in data collection.

(8)

iv

ABSTRACT... iii

İÇİNDEKİLER ... iv

TABLOLAR LİSTESİ ... vii

BÖLÜM I ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1. Problem Durumu... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 8 1.2.1. Alt Amaçlar... 8 1.3. Araştırmanın Önemi... 9 1.4. Varsayımlar... 10 1.5. Sınırlılıklar ... 11 1.6. Tanımlar ... 11 BÖLÜM II ... 12

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR... 12

2.1. Grafik Tasarım ... 12

2.2. Grafik Tasarım Eğitimi ... 16

2.3. Grafik Tasarımın Uygulama Alanları ... 20

2.4. Amblem (Logo)... 20

2.4.1. Amblemin tanımı ... 21

2.4.2. Amblemin işlevi... 23

2.4.3. Amblemin tarihçesi ... 25

2.4.4. Amblem çeşitleri ... 26

2.4.5. Amblem tasarımında aranılan özellikler ... 27

2.4.6. Amblem değerlendirme kriterleri... 29

2.4.6.1. Üniversitenin evrensel ve akademik kimliğine uygunluğu... 31

2.4.6.2. Yalınlığı ... 31

2.4.6.3. Akılda kalıcılığı... 32

2.4.6.4. Tipografik okunurluğu ... 32

2.4.6.5. Özgünlüğü ve yaratıcılığı... 34

2.4.6.6. Diğer üniversite amblemlerinden ayırt edilebilirliği... 34

2.4.6.7. Çağdaş ve kalıcı özelliklere sahipliği... 35

(9)

v

BÖLÜM III... 41

YÖNTEM... 41

3.1. Araştırmanın Modeli ... 42

3.2. Evren ve Örneklem ... 42

3.2.1. Örnekleme ilişkin bilgi ve yorumlar ... 42

3.3. Verilerin Toplanması ... 46

3.3.1. Literatür taraması ... 46

3.3.2. Nicel verileri toplama tekniği ... 46

3.3.3. Nitel verileri toplama tekniği ... 46

3.4. Veri Toplama Aracı ... 46

3.4.1. Veri toplama aracının geliştirilmesi ... 46

3.4.2. Üniversite amblemlerini değerlendirme anketi... 48

3.4.3. Görünüş geçerliği... 48

3.4.4. Yapı geçerliği... 48

3.5. Verilerin Analizi ... 50

BÖLÜM IV ... 51

BULGU VE YORUMLAR... 51

4.1. Üniversite Amblemlerini Değerlendirme Anketi ile İlgili Tanımlamalar... 51

4.2. Nicel Bulgu ve Yorumlar ... 54

4.2.1. Üniversite amblemlerinin görsel açıdan değerlendirmesinin uzman görüşlerine göre incelenmesi ... 55

4.2.2. Üniversite amblemlerinin görsel açıdan değerlendirmesinin cinsiyete göre incelenmesi ... 56

4.2.3. Üniversite amblemlerinin görsel açıdan değerlendirmesinin yaşa göre incelenmesi... 57

4.2.4. Üniversite amblemlerinin görsel açıdan değerlendirmesinin üniversiteye göre incelenmesi ... 59

4.2.5. Üniversite amblemlerinin içerik açıdan değerlendirmesinin uzman görüşlerine göre incelenmesi ... 70

4.2.6. Üniversite amblemlerinin içerik açıdan değerlendirmesinin cinsiyete göre incelenmesi ... 72

4.2.7. Üniversite amblemlerinin içerik açıdan değerlendirmesinin yaşa göre incelenmesi... 75

4.2.8. Üniversite amblemlerinin içerik açıdan değerlendirmesinin üniversiteye göre incelenmesi ... 76

(10)

vi

4.3.5. Dumlupınar Üniversitesi ambleminin değerlendirilmesi ... 108

4.3.6. Hacettepe Üniversitesi ambleminin değerlendirilmesi ... 112

4.3.7. Marmara Üniversitesi ambleminin değerlendirilmesi... 116

4.3.8. Süleyman Demirel Üniversitesi ambleminin değerlendirilmesi ... 121

BÖLÜM V... 127 SONUÇ VE ÖNERİLER ... 127 5.1. Sonuçlar ... 127 5.2. Öneriler ... 130 KAYNAKÇA ... 131 EKLER... 135

EK 1: ARAŞTIRMA ANKETİ GİRİŞ YAZISI 1. SAYFA ... 135

EK 2: ARAŞTIRMA ANKETİ 2. SAYFA... 136

EK 2: ARAŞTIRMA ANKETİ 3. SAYFA... 137

EK 3: ÜNİVERSİTE AMBLEMLERİ GÖRÜŞME FORMU ... 138

EK 4: UYGULAMA İZİN YAZILARI- 1.SAYFA... 139

(11)

vii

Tablo 3: Katılımcı ve Yaş Tablosu ... 44 Tablo 4: Üniversitelere Göre Öğrenci Sayısı Dağılımı... 45 Tablo 5: Üniversite Amblemleri Değerlendirme Anketi Faktör Analizi Sonuçları... 49 Tablo 6: Üniversite Amblemlerinin “Görsel” Boyutta Değerlendirme Ortalamaları 52 Tablo 7: Üniversite Amblemlerinin “İçerik” Boyutta Değerlendirme Ortalamaları . 53 Tablo 8: Üniversite Amblemlerinin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde Uzman Görüşlerine İlişkin U- Testi Sonuçları ... 55 Tablo 9: Üniversite Amblemlerinin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesine İlişkin T-Testi Sonuçları... 56 Tablo 10: Üniversite Amblemlerinin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde Yaşa Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 58 Tablo 11: Akdeniz Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 59 Tablo 12: Anadolu Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 60 Tablo 13: Atatürk Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 61 Tablo 14: Başkent Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 63 Tablo 15: Dumlupınar Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan

Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 64 Tablo 16: Hacettepe Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan

(12)

viii

Tablo 19: Üniversite Amblemlerinin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Uzman Görüşlerine İlişkin U- Testi Sonuçları ... 71 Tablo 20: Üniversite Amblemlerinin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesine İlişkin T-Testi Sonuçları... 73 Tablo 21: Üniversite Amblemlerinin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Yaşa Göre Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 75 Tablo 22: Akdeniz Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 76 Tablo 23: Anadolu Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 78 Tablo 24: Atatürk Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 80 Tablo 25: Başkent Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 82 Tablo 26: Dumlupınar Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan

Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 83 Tablo 27: Hacettepe Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 85 Tablo 28: Marmara Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları... 86 Tablo 29: Süleyman Demirel Üniversitesi Ambleminin “İçerik” Açıdan

Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları ... 88 Tablo 30 : Akdeniz Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve Yorumları ... 92 Tablo 31: Akdeniz Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve

(13)

ix

Tablo 34: Atatürk Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve

Yorumları ... 100 Tablo 35: Atatürk Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve

Yorumları ... 101 Tablo 36: Başkent Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve

Yorumları ... 104 Tablo 37: Başkent Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve

Yorumları ... 105 Tablo 38: Dumlupınar Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve Yorumları ... 108 Tablo 39: Dumlupınar Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve Yorumları ... 109 Tablo 40: Hacettepe Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve Yorumları ... 113 Tablo 41: Hacettepe Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve Yorumları ... 114 Tablo 42: Marmara Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve

Yorumları ... 117 Tablo 43: Marmara Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve Yorumları ... 118 Tablo 44: Süleyman Demirel Üniversitesi Amblemine İlişkin Uzman Değerlendirme ve Yorumları ... 121 Tablo 45: Süleyman Demirel Üniversitesi Amblemine İlişkin Öğrenci Değerlendirme ve Yorumları ... 122

(14)

GİRİŞ

Bu bölümde problem durumu, amaç, alt amaçlar, önem, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlar üzerinde durulmuştur.

1.1. Problem Durumu

Çağımızda iletişim ve teknolojide meydana gelen hızlı değişmeler, bireyin de bu değişikliklere aynı hızla uyum sağlamasını gerekli kılmaktadır. Bu uyumu sağlayabilmek için ise, esnek ve eleştirel düşünen, olaylara çok yönlü bakabilen, araştıran, analiz edebilen, seçim yapabilen, sağlam kararlar verebilen, yeniliklere açık ve teknolojiyi takip eden bireyler yetiştirilmelidir.

Yukarıda bahsedilen niteliklerin bireye kazandırılmasında da, eğitimin rolü çok büyüktür. Eğitim sistemi, ilkokuldan üniversiteye kadar, bireye bu niteliklerin kazandırılmasına hizmet eden bir yapıya sahip olmalıdır. Bireye bu eğitimin verilmesinde ise sanat eğitimi önemli bir rol oynamaktadır.

Uçan (2002, s.3) sanat eğitimini; “insanlara kendi yaşantıları yoluyla, amaçlı ve yöntemli olarak belirli sanatsal davranışlar kazandırma ya da insanların sanatsal davranışlarını kendi yaşantıları yoluyla amaçlı ve yöntemli olarak değiştirme, dönüştürme, geliştirme ve yetkinleştirme süreci” olarak tanımlamıştır.

Grafik tasarım eğitiminin de sanat eğitimi içinde değerlendirilebileceğini söylemek mümkündür. Ayrıca üniversitelerde Grafik Bölümü, Güzel Sanatlar Fakülteleri bünyesinde yer almaktadır.

(15)

Erbil’e göre (1990, s.154) ise, “sanat eğitiminde ezbere dayalı bilgiler kişiyi bir yandan biçimciliğin tuzağına düşürür, öte yandan da çok boyutlu düşünme alışkanlığını köreltir”. Böyle bir yaklaşım giderek neden sonuç ilişkilerini yok ettiği için dün, bugün, yarın arasında uzayan çizginin sürekliliğini koparır.

Bu bağlamda sanat eğitimi içerisinde önemli bir yeri olan grafik tasarım eğitiminin, toplumsal bilincin oluşmasında da önemli bir rolü olacaktır.

Grafik tasarımcı, toplumla iletişim kurup toplumu olumlu yönde etkileyebilmek için, o toplumun birçok alandaki özelliklerini iyi tanımak zorundadır. Bu bağlamda grafik tasarımın gelişim sürecini incelenirken toplumların birçok konuda yaşadıkları evreler de incelenmiş olur. Çünkü grafik tasarım ürünleri, toplumun o günkü sosyal, kültürel, politik, ekonomik, teknolojik özelliklerine göre biçimlemiştir ve yapıldığı dönemin özelliklerini yansıtmaktadır.

Bowers (1999, s.89); “grafik tasarımcının aynı zamanda bir iletişimci de olduğunu, bu yüzden mesaj almanın, göndermenin ve yorumlamanın inceliklerini bilmesi gerektiğini” savunmuştur. Bowers’a göre mesajlar sadece elemanlar, renkler, semboller, harfler ya da fotografik imgelerle oluşturulabilir.

Grafik tasarım alanında, bu elemanların belirli tasarım ilkeleri çerçevesinde kullanılarak, gönderici ve alıcı arasında iletişim kurulduğu ve böylece fikir, kavram ve bilgilerin aktarılmasını sağlandığını söylemek mümkündür.

Arnett (2008, s.32) “Grafik Tasarım Ne İçindir” adlı çalışmasında; “grafik tasarımın, biçimdeki tasarımın, karmaşadan düzen yaratabileceğini, bir seçimin sonucunu belirleyebileceğini ve en önemlisi değer verdiğimiz şeyler için mücadele ederken bize ilham vereceğini” ifade etmiştir.

Ayrıca grafik tasarım görsel iletişim tasarımı olarak da adlandırılmaktadır. Frascara’ya göre (2004, s.14); grafik tasarım adlandırması dar kapsamlıdır. Frascara bunun yerine “görsel iletişim tasarımı” kelimelerini kullanmayı yeğlemektedir. Çünkü grafik tasarım, yapılan işin grafiksel ve fiziksel yönlerine, grafik formların yaratımına çok fazla vurgu yaparak; asıl önemli olan kısmı, etkili iletişimin

(16)

yaratılması konusunu göz ardı eder. Bu yüzden “görsel iletişim tasarımı” tanımlaması, grafiğin en önemli üç öğesini içerdiğinden doğru bir anlatımdır: “bir metot: tasarım, bir amaç: iletişim, bir araç: vizyon, görsellik”.

Yukarıda verilen tanımlamalarda dikkati çeken nokta; grafik tasarım kavramının, sanatsal öğeler içeren, özünde bilgi iletme, iletişim ve öğreti olan bir faaliyet olduğu şeklindedir. İzleyicilere yönelik görsel bir dil oluşturma aşamasında ise; grafik tasarımda fikirler ve mesajlar ifade edilirken, ortak bir iletişim sağlamak için, izleyicinin durumuna, karakterine uygun öğeler kullanılır.

Ayrıca grafik tasarım disiplininde içeriğin biçimi belirlediğini söylemek mümkündür. Bir görsel iletişim disiplini olan grafik tasarım, içeriğin göstergeler ve biçim üzerinden görünür kılınmasını amaçlayan ve bir “ürün, özne, kurum ve tüketici kitle” arasındaki ilişkiyi bu amaç üzerinden kurgulayan, bu nedenle grafik tasarımcılar tarafından “program ve proje” kapsamında uygulanan bir görsel iletişim disiplinidir.

Tasarım dalları her geçen gün yaşamımızdaki etkisini daha da artırmıştır, artırmaya devam etmektedir ve bireyler, tasarımı her yerde yaşamaya başlamışlardır. Günümüzde evde, alışverişte, işyerinde bizi çevreleyen çoğu şey tasarım kapsamına girmiştir. Bu nedenle tasarımcıların çağdaş gerçekliği üretmekle meşgul oldukları söylenebilir. Bütün tasarım dallarında olduğu gibi grafik tasarımda da; işlevsellik ve estetik özellikler birlikte kullanılarak, insanın yaşamını kolaylaştırmak, yaşamı daha nitelikli hale getirmek hedeflenmektedir. Ancak toplumun gelişim ve değişim sürecine paralel olarak tasarım dallarında büyük değişimler olmaktadır.

Yukarıda sözü edilen, grafik tasarımın bireysel ve toplumsal etkileri ne kadar önemli ise buna paralel olarak bu konuda eğitim veren, grafik tasarımcısı yetiştiren kurumlar, bu kurumlardaki eğitimciler ve verdikleri eğitim de o kadar önemlidir. Öğrenciye mesleki beceriler kazandırılmadan, grafik tasarımın el becerisinden önce düşünceye dayandığı anlatılmalı ve bunu başarmanın yolları gösterilmelidir. Grafik tasarım eğitimi alan öğrencilere eleştirel ve yaratıcı düşünme becerisini geliştirmeye yönelik eğitim verilmeli, grafik bölümü müfredatları, tasarıma ve genel olarak dünya

(17)

meselelerine ilişkin konuları okuma, yazma ve tartışmayı özendirecek biçimde düzenlenmelidir. Bu araştırmada; uzman görüşleri esas alınarak, grafik tasarımın bir uygulama alanı olan amblemler yoluyla, üniversitelerdeki grafik bölümü öğrencilerinin değerlendirme, yorum yapma ve eleştirel düşünme becerileri belirlenmeye çalışılacaktır.

Grafik bölümü öğrencilerine, grafik tasarımın sadece toplumun tüketmesine yönelik kullanılmadığı, bunun yanı sıra toplumun etik, kültür ve sanat değerlerinin gelişmesine katkıda bulunup daha farklı amaçlar için de kullanılabileceği bilincinde olarak tasarımlarını yapmaları gerektiğine yönelik bir eğitim verilmelidir.

Noble ve Bestley’e (2001, s.8) göre ise; “uzun zamandır bir tanıtım uygulamaları alanı olan grafik tasarım, etkinliklerini yeniden tanımlamaya başlamıştır ve bu tartışmalarda tasarımın sadece bir ürün olmadığı, görsel bir yorum ve dokümantasyon süreci olduğu kabul edilmektedir”.

Grafik tasarım; iletişimin öncelikle görsel, daha sonra düşünsel boyutuyla ilgilidir, bu nedenle görsel iletişim tasarımı olarak da adlandırılmaktadır. Topluluk halinde yaşayan insanlar için bir gereksinim olan iletişim, bilgi ve tecrübelerin saklanması ve başkalarına aktarılması amacıyla mağara duvarlarına çizilen resim ve işaretlerle başlamıştır. Bu resim ve işaretler temelde görsel iletişim sağlayan figürlerdir ve bu nedenle grafik tasarımın tarihi insanlık tarihi ile bir kabul edilir. Tarih boyunca gerek halkı bilgilendirmek, gerek toplumsal bir mesaj iletmek, gerekse ticari tanıtım ve bilgilendirmeler yapmak amacıyla birçok iletişim probleminde grafik tasarıma başvurulmuş, ancak günümüzde tanımlandığı gibi bilinçli bir tasarım etkinliğine dönüşmesi 19. yy. sonu ve 20. yy. başında oluşan sanat hareketleriyle mümkün olmuştur.

Endüstri devrimi ile birlikte gündeme gelen grafik tasarım, bir mesajı görsel iletişim yoluyla hedef kitleye duyurma işlevini, güzel sanatların estetik nitelikleriyle birlikte, resim ve yazıyı birbirini tamamlayan bir düzenleme içinde kullanarak yerine getirir. Farklı dilleri konuşan insanlar arasında ortak bir iletişim kurmak açısından çok önemli bir işlevi olan bu tasarım dalı, iletişim medyalarına paralel olarak, her

(18)

geçen gün daha büyük oranda insanın yaşamında yer almaya başlamış, günümüzde ise dünyayı saran iletişim ağı ortamında, artık çağdaş dünyanın vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Grafik tasarımcının da, tüm tasarım dallarında olduğu gibi, estetikle işlevi bir araya getirirken, estetik elemanları amacı doğrultusunda kullanıp, kitleyle iletişim kurmak için, işlevi daima önde tutması, tasarımcının sanatçıyla olan farkını ve sanatçı kadar özgür bir ortama sahip olmadığını gösteren başlıca özelliktir.

Yukarıda da ifade edildiği gibi her grafik tasarım aynı zamanda bir iletişim sorununu da gündeme getirmektedir. Yapılan her grafik tasarım aslında bir “imge”, yani gerçeği anlatmaya yarayan bir surettir. İmgeler, temsil ettikleri “nesne” veya kavramları anlatmak için kullanılırlar. Burada karşılaşılan sorun ise, bir grafik tasarımcının kullandığı grafik imgelerle vermek istediği mesajın, o mesajın alıcısı durumunda olan hedef kitle tarafından ne ölçüde anlaşıldığı ya da algılandığı hususudur. Bu nedenle, bir grafik tasarımcı her zaman, eserlerin çoğaltılarak geniş kitlelerin görüşüne sunulacağını ve verilmek istenen mesajın yine hedef kitleler tarafından doğru şekilde algılanması gerekliliğini hatırdan çıkarmamalıdır.

Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı, etkin bir görsel iletişimin sağlanmasında grafik tasarıma ve grafik tasarımcılara önemli sorumluluklar düşmektedir. Bunun ilgili olarak grafik tasarım eğitiminde de, öğrencinin verilen bir konuyu “grafik diline” aktarırken, görsel malzemeler aracılığıyla bir mesajı en yalın, en etkili ve en doğru biçimde verebilme becerisinin geliştirmesi amaçlanır.

Adler (2008, s.33) “Grafik Tasarım Ne İçindir” adlı çalışmasında grafik tasarımın; “tasarımcı için bir iletişim aracı, sonsuz keşfetme, öğrenme ve çalışma süreci olduğunu, toplum için ise bireylerin bilgiyi daha kolay kavramasını sağladığını” ifade etmiştir. Buna ek olarak grafik tasarımın azimli ve amaca yönelik olduğunu ve insanları bir araya getirme olanağı olduğunu da söyleyerek grafik tasarımın sosyal yönünü dile getirmiştir.

İletişim ve teknoloji alanında medyana gelen değişimin her aşamasında yeni grafik tasarım problemlerini ortaya çıkmıştır. Havayolu, karayolları ve motorlu taşıtlar trafiği, kişilere yol gösterecek bilgilendirme sistemlerini, trafik işaretleri ve

(19)

uyarı tabelalarını tasarlayacak grafik uzmanlarına ihtiyacı doğurmuştur. Büyük şirketlerin kurumsal kimlik çalışmaları, film, televizyon ve müzik endüstrileri, kitap ve dergi yayıncılığı, büyük alışveriş merkezleri, grafik tasarımın yeni boyutlar kazanmasını sağlayan alanlar olmuştur. Haberleşmeler, alışveriş ve günlük ilişkilerde, sözlü iletişimin yanında bir takım sembolik iletişimlere de ihtiyaç duyan insan, evrensel bir dil olan grafik tasarımı kullanmış, doğada bulunan nesneleri düşünce süzgecinden geçirerek, ayıklayıp görsel kimliklere büründürmüştür. Bu uygulama alanlarından en önemlilerinden birinin de amblemler olduğunu söylemek mümkündür.

Amblemler; bir kurumun kendisini dış dünyaya tanıtmasında ve dış dünya ile iletişim sağlamada önemli bir işleve sahip olan, bu görsel tasarım disiplininin, uygulama alanlarından biridir. Markaların değer katan ambalajı niteliğindeki amblemlerin, grafik tasarımın göstergeler kullanarak, biçim üzerinden görünür kılma amacını taşıyan ve detaylardan arındırma özelliğini en iyi gösteren uygulama alanlarından biri olduğu söylenebilir.

Grafik tasarımın önemli bir uygulama alanı olan amblemler tasarlanırken, nesneler düşünülerek ayıklanıp görsel kimliklere dönüştürülür. Amblem kavramını kısaca ifade etmek gerekirse, ürün ya da hizmet üreten kuruluşlara kimlik kazandıran, sözcük özelliği göstermeyen; soyut ya da nesnel görüntülerle ya da harflerle oluşturulan simgeler olduğu şeklinde genel bir tanım yapılabilir.

Tepecik (2002) amblem sözcüğünü; “bir nesneyi ya da bir kurumu temsil eden harf veya çeşitli işaretlerin görüntüsü olarak” tanımlamıştır. Ambleme logo da denilmektedir. Logo üç dilde -Almanca, İngilizce, Fransızca- anlam olarak amblemin karşılığıdır. Tasarım olarak özgün yazılardan oluşan çalışmalara ise logotype adı verilmektedir. Bu araştırmada alıntı yerlerine göre, bulunduğu kaynakla arasında farklılık olmaması açısından, hem amblem hem de logo kavramı kullanılacaktır.

Öğrencilerin bir grafik ürünü olan amblemleri; ön ve arka yapı elemanlarını da göz önüne alarak, belli kriterler doğrultusunda değerlendirmeleri, öğrencilerin aldıkları grafik eğitiminin niteliğini gösterecektir. Grafik tasarım eğitimcisi tasarımın

(20)

çağdaş, dinamik, toplumsal özelliklerini ortaya çıkarılabilecek sorgulayıcı, eleştirel, araştırıcı bir eğitim gerçekleştirmeyi amaçlamalıdır. Bir grafik tasarım ürününün değerlendirilmesi, öğrencilerin aldıkları grafik tasarım eğitimiyle doğrudan ilgilidir. Öğrenci bu değerlendirmeyi yapabilmek için grafik tasarım dersinde aldığı teorik ve pratik bilgileri kullanarak, analiz etmek durumundadır. Değerlendirme bilişsel düzeyin son basamağı olarak kabul edilebilir. Grafik tasarımda değerlendirme yöntemlerinden birisi de, mezun durumuna gelmiş öğrencilerin mevcut tasarımı değerlendirme becerilerini esas almaktadır.

Grafik tasarım derslerinin işlenişinde alana uygun öğretim yöntemlerinin hassas bir şekilde belirlenmesi, bu yöntemlerin uygulanması, değerlendirme süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi ve doğru kriterler seçilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Grafik tasarım eğitiminin değerlendirilmesinde öğrencilerde aranılacak niteliğin, ezber yetisinin ölçümü şeklinde değil, öğrenilenlerin birer yaşam felsefesi haline dönüştürülüp dönüştürülmediği ve ne denli içselleştirebildiğinin sorgulanması şeklinde olabileceğini söylemek mümkündür.

Bu araştırma aynı zamanda, uygulanan anket ve görüşme yöntemleriyle öğrencilere yorum ve değerlendirme yaptırarak, öğrencilerin öğrendiklerini uygulama ve değerlendirme seviyesine ne ölçüde çıkarabildiklerini sorgulamıştır.

Araştırmada faydalanılan amblem değerlendirmesi anket ve görüşme formunda, üniversite amblemleri ile sınırlandırma yapılmasının sebebi, hem değerlendirme yapacak öğrencilerin üniversite öğrencileri olmaları hem de üniversite amblemlerinin tartışılmaya değer bir konu olarak görülmesindendir. Bu konuda yapılacak bir araştırmanın üniversitelere bu anlamda ışık tutacağı, amblemlerini tekrar gözden geçirmeleri ve değerlendirmeleri konusunda yol göstereceği düşünülmektedir.

Bugün yapılması gereken ise, çevremizde her zaman karşılaştığımız görsel iletişim tasarımı ya da diğer ismiyle grafik tasarım ürünlerinin nitelikli bir şekilde tasarlanmasını sağlamaktır; bu ise sadece nitelikli bir görsel sanatlar eğitimiyle yapılabilir. Nitelikli grafik tasarımcıların yetiştirilmesi için onlara verilecek eğitimin

(21)

de niteliğinin artırılması gerekmektedir. Bu araştırma ise mevcut grafik eğitiminin gözden geçirilmesini sağlayacaktır.

Bu nedenlerle, araştırmada güzel sanatlar fakültelerinde grafik eğitimi alan son sınıf öğrencilerinin amblem inceleme yoluyla grafik değerlendirme becerilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı; Güzel Sanatlar Fakülteleri Grafik bölümü öğrencilerinin üniversite amblemlerini değerlendirme becerilerinin belirlenmesidir.

Bu düşünceyle aşağıdaki alt amaçlar belirlenmiştir: 1.2.1. Alt Amaçlar

Bu amaca ulaşmak için şu sorulara cevap aranacaktır.

I. Güzel Sanatlar Fakülteleri Grafik bölümü öğrencilerinin üniversite amblemlerini “görsel” açıdan değerlendirme becerileri;

a. Uzman görüşlerine, b. Cinsiyete,

c. Yaşa,

d. Üniversiteye

göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

II. Güzel Sanatlar Fakülteleri Grafik bölümü öğrencilerinin üniversite amblemlerini “içerik” açıdan değerlendirme becerileri;

a. Uzman görüşlerine, b. Cinsiyete,

c. Yaşa,

(22)

göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

III. Öğrenci ve uzmanların üniversite amblemlerine ilişkin değerlendirme ve yorumları nelerdir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Grafik ürününü değerlendirme, titiz ve objektif analizler yapmayı içerir ve kişinin; muhakeme gücü, analiz etme, yorumlama, çıkarım yapma, açıklama, değerlendirme, görme ve düzeltme gibi bilişsel becerilere sahip olmasını gerektirir. Bunlar grafik ürünü değerlendirilirken izlenen aşamalardır.

Grafik eğitimi ile ilgili, Türkiye’de yapılmış sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu anlamda, yapılan bu çalışmanın grafik öğretimi alanına hem kuramsal, hem de uygulama boyutunda katkılar getireceği düşünülmektedir.

Bu çalışmanın, kuramsal boyutta grafik tasarım, grafik eğitimi ve öğretimi, amblemler ve değerlendirme kriterleri gibi konuların gelişimine katkı sağlarken, uygulama boyutunda ise grafik bölümü derslerinin, öğrencilerin değerlendirme becerilerinin gelişimine katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması ve grafik tasarım eğitiminin niteliğinin arttırılmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Araştırma, güzel sanatlar fakültelerinde grafik eğitimi alan öğrencilerin, grafik tasarımın önemli uygulama alanlarından biri olan amblemleri inceleyerek, grafik ürünü hakkında değerlendirme yapabilme becerilerinin ortaya çıkarılacak olması bakımından önemlidir. Bu değerlendirmeyi, uygun kriterlere göre yapabilmeleri aldıkları grafik tasarım eğitiminin bir sonucudur. Bu araştırma mezun durumuna gelip, iş yaşamına hazırlanan bireylerin bir grafik ürününü değerlendirirken hangi sorunları yaşadığını ortaya koymada ve bu sorunlara çözüm yolları aramada kolaylık sağlayacaktır.

Bu araştırma; üniversite öğrencilerinin grafik tasarımın önemli uygulama alanlarından biri olan amblemleri değerlendirme becerilerinin belirlenmesi

(23)

eksikliklerin tespit edilerek, bu eksikliklere yönelik önerilerde bulunulması açısından önemlidir.

Bu araştırma, amblemlerin değerlendirilmesi yoluyla üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerindeki grafik eğitiminin niteliği hakkında bilgi vermektedir. Bu bölümden mezun olan öğrencilerin ülkemizi görsel iletişim alanında temsil edeceği ve geleceğin grafik tasarımcıları olacağı düşünüldüğünde böyle bir araştırma yapmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu araştırma üniversitelerde, grafik tasarım ürünlerinden biri olan, amblemler konusuna verilen önemin araştırılması bakımından önemlidir. Araştırmada amblemler konusunda geçerli değerlendirme kriterleri oluşturulması hedeflenmiştir.

Grafik eğitimi ve amblemler konusunda Türkiye’de az sayıda akademik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışma ile öncelikle grafik eğitimi alanında bu boşluğun doldurulacağı ve sektör için de yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

Bu araştırma ayrıca grafik tasarım ve grafik tasarım eğitimi ile ilgilenenlere bir perspektif sunulması ve amblemler konusunda kapsamlı, bilimsel bir kaynak oluşturulması açısından önemlidir.

1.4. Varsayımlar

I. Amblem değerlendirmesinin, öğrencilerin algısal ve estetik duyarlığını ölçme ve değerlendirme geçerli bir yöntem olduğu varsayılmaktadır.

II. Öğrenci ve uzmanların belirttikleri görüşler kendi görüşleridir.

III. Öğrenci ve uzmanlar görüşlerini açık ve net bir şekilde ifade etmişlerdir. IV. Uzman görüşlerinin yeterli standartlarda olduğu varsayılmaktadır.

(24)

1.5. Sınırlılıklar

Bu araştırma:

I. 8 üniversite ile sınırlıdır.

II. 8 üniversitenin amblemi ile sınırlıdır.

III. Araştırmanın yöntemsel sınırlılıkları bulunmaktadır. Araştırmanın yöntemi, bireyin algısı ve yorumları, değerlendirmede işin içine karıştığı için dolaylı bir ölçme yöntemidir. Bu araştırmanın kendine özgü bir sınırlılığı; öğrencilerin değerlendirmelerinin kendilerine özgü olması ve bireysel algılarının devreye girmesidir. Ölçme direkt yapılamamaktadır, yöntemle ilgili sınırlılıklar mevcuttur. Ölçme, araştırmacının belirlediği kriterler doğrultusunda yapılmıştır.

1.6. Tanımlar

Amblem (Logo): Araştırmaya dahil olan üniversitelerin amblemlerini ifade etmektedir.

Logotype: Birbirine benzetilerek, çevreden ayırt edilebilecek bir forma dönüştürülmüş kelime ya da harflerdir. Sıklıkla bir ticari marka ya da kurumsal kimliğin oluşturulmasında kullanılırlar (Livingston).

Sembol (Simge): Bir kavramı temsil eden somut bir şekil, bir nesne, bir işaret, bir söz ya da bir hareket.

Tipografi: Harf, sözcük ve satırlarla ve boşluklama için gereksinen diğer öğelerle, belirlenmiş bir sayfa üzerinde yapılan görsel ve işlevsel düzenlemeler (Sarıkavak).

(25)

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde, araştırmanın kavramsal çerçevesine, temel kavram ve terimlerin açıklanmasına ve ilgili araştırmalara yer verilmiştir. Bu amaçla, öncelikle araştırmayla ilgili temel kavram ve terimlerin açıklaması yapılarak, literatür taramasına bağlı olarak ilgili araştırmalara değinilmiştir.

2.1. Grafik Tasarım

Grafik sözcük olarak Latince kökenli olup, "grafyn"dan gelmektedir (Walker, 1980).

Erkmen (1983, s.91) Gösteri Sanat ve Edebiyat Dergisi için yaptığı bir araştırmada grafik sözcüğü ile ilgili şunları söylemektedir:

“Grafik sözcüğü sanat çalışmalarında çok geniş bir kullanıma sahip olduğu için sonuna "graf" eklenen tüm alanlar grafik sanatları tanımlamaktadır. “Bilindiği gibi sonu graf (graphy) ile biten sözcükler, tasarlanan biçime göre görüntüleme anlamındadır. Örneğin, “fotoğraf” kelimesi ışık görüntüleme, “litografi” taşla yazmak anlamını taşımaktadır. “Grafik sanatlar” terimi, özgün baskı teknikleriyle oluşturulan sanat yapıtlarını, bilgi iletmek, basılmak, kitle iletişim araçlarında kullanmak amacı ile hazırlanan; çizgi, yazı, resimle bunların düzenlemeleriyle ilgili tasarımları kapsamaktadır”. Grafik tasarımı en temel anlamıyla “bir bilgiyi, görsel mesaja dönüştürerek, iletişim araçları yoluyla, bir başkasına ya da başkalarına iletme yolu” olarak da tanımlamak mümkündür.

Tepecik (2002, s.17) ise, grafik kavramı ile ilgili şunları söylemiştir; “Günümüzde uluslararası anlatım biçiminde grafik sözcüğü ortak bir ifadede kullanılmaktadır, dolayısıyla tanımda tüm insanların aynı yorumu çıkaracağı biçimde

(26)

netleşmiştir. Bu yorum; grafik sözcüğünün yazmak, çizmek, görüntülemek ve çoğaltmak, anlamına geldiğini ifade etmektedir”.

Landa (1996, s.8) “Grafik Tasarım Çözümleri” adlı çalışmasında grafik tasarımı “sanat ve iletişim becerilerinin, iş ve endüstrinin ihtiyaçlarına hizmet eden uygulamaları” olarak tanımlamıştır.

Koren ve Meckler’e (1989, s.6) göre ise; grafik tasarım, “çeşitli eleman, kavram ve şemaların etkili bir şekilde bir araya getirilmesinden başka bir şey değildir”.

Sözen ve Tanyeli (1987) “Sanat Terimleri Sözlüğü’nde” grafik sözcüğünü; “sanatçının elinden özgün biçimlendirmeyle çıkan ya da özgün çoğaltmayla (baskı yöntemiyle) elde edilen eserin, bilgi iletmek, basılmak, kitle iletişim araçlarında kullanılmak amacıyla hazırlanan; çizgi, yazı, resim ve bunların düzenlemeleriyle ilgili tasarımları kapsar” şeklinde tanımlamıştır.

Arnston (1998, s.2) ise grafik tasarımı “iki boyutlu yüzeyler üzerinde problem çözme işlemi” olarak tanımlamış, “grafik tasarımcının ise taslakları ve ekonomik, fiziksel ve psikolojik sınırlamalar içinde hedef kitleye özel mesajlar ileten tasarımları yaptığını” söylemiştir.

Bütün bu tanımlardan grafik sözcüğünün görsel bir iletişim tasarımı alanını ifade ettiğini söylemek mümkündür.

Grafik tasarımcılar çizimler, fotoğraflar ya da bilgisayarda üretilmiş resimlerle çalıştıkları gibi, TV reklamlarında, kitaplarda, takvimlerde, dergilerde, ürün ambalajlarında, kataloglarda, çevresel tasarımda, lokantalarda menülerde, hatta bilgisayar ekranlarında görülen yazı karakterlerini de tasarlarlar. Grafik tasarımcılar, mesaj iletmek için yazı, resim gibi elemanları oluştururlar, seçerler ve düzenlerler. Grafik tasarım, bir düşünceyi iletirken, sanat ve teknolojiyi buluşturan, yaratıcı bir süreçtir. Grafik tasarımcı belli bir ürün, hizmet ya da düşünceye ait mesajı, belli bir hedef kitleye iletirken, kitap, dergi, gazete, tabela, afiş gibi çeşitli iletişim araçlarından yararlanır.

(27)

Landa (1996, s.1) grafik tasarımın önemini şöyle vurgulamaktadır:

“Grafik tasarım günümüzün en yaygın sanat biçimidir. Bir grafik tasarım ürününü görmek için müzeye ya da galeriye gidilmesine gerek yoktur, grafik tasarım izleyiciye gelir. Bir zamanlar ticari sanat denilen bu sanat biçimi, modern toplumun ayrılmaz bir parçasıdır. Grafik tasarım hemen hemen tüm yazı, film ve elektronik medyanın ortaya çıkışında önemli bir rol oynadığı için çevremizdeki görsel ürünlerin ve popüler kültürün en önemli yaratıcısı olmaktadır. Televizyon grafiklerinin olmadığı ya da CD kapaklarının boş olduğu, bütün ambalajların aynı olduğu bir dünya hayal edin. İşte bu dünyada grafik tasarım yoktur ”.

Grafik tasarımı diğer sanat dallarından ayıran bir özelliği de, yapılan çalışmaların baskı için tasarlanmış olmasıdır. Grafik tasarım aynı zamanda baskı yöntemleri için kullanılmaktadır, fakat bu durumda ilgilenilen konu ise eserin ortaya çıkmasıdır.

Grafik tasarımcı kelime ve görselleri bir araya getirerek izleyici ile iletişim kurar, bilgi iletir, ikna eder ya da satar. Başarılı grafik tasarım, mesajını açık olarak iletebilmeli, hoş ve yüksek estetik kaliteye sahip olmalıdır. Becer (1999, s.33-34) “İletişim ve Grafik Tasarım” adlı kitabında, grafik tasarımın tanımını şöyle yapmakta ve grafik tasarımda iletişim ile ilgili fikirlerini su şekilde ifade etmektedir:

“Grafik tasarım, görsel bir iletişim sanatıdır. Birinci işlevi de, bir mesaj iletmek ya da bir ürün ya da hizmeti tanıtmaktır… Grafik tasarımın problemleri daima iletişim ile ilgilidir… Tasarımcı hedef kitleye ulaştırmak istediği mesajı doğru ve etkili bir biçimde aktarmak zorundadır”.

Grafik tasarım problemleri iletişim ile ilgilidir ve grafik tasarımcının mesajı hedef kitleye doğru ve etkili olarak aktarmasının bu iletişimi kuvvetli kıldığı ve buradan yola çıkarak grafik tasarımın, görsel bir iletişim sanatı olduğunu söylemek mümkündür.

Landa (1996, s.2); grafik tasarımın iletişim ve reklamcılık boyutu ile ilgili olarak şunları söylemektedir:

“Grafik tasarım, sanat ve iletişim becerilerinin iş ve endüstrinin ihtiyaçlarına uygulanması olarak da tanımlanabilir, işte bu nedenle bir zamanlar ticari sanat denilmiştir. Bu uygulamalar ürün ve hizmetlerin pazarlanması ve satışı; kurumlar, ürünler ve şirketler için görsel kimliklerin oluşturulması; çevresel

(28)

grafikler, bilgilendirme tasarımı ve yayınlardaki mesajları görsel olarak desteklemeyi kapsar. Kitle iletişim araçları_ medya, baskı, film ve elektronik_ bu görsel mesajların iletim araçlarıdır. Birey, bir reklam sayfasına baktığında ya da logoyu gördüğünde iletişimin tasarım yoluyla alıcı ucundadır. Bir tasarım öylesine etkilidir ki insanın davranışını değiştirebilir. Ambalajı ya da reklamı çekici bulunan belli bir ürünün tercih edilmesi buna iyi bir örnektir”. İyi tasarlanmış bir grafik ürünü, tasarımcı için nadiren sıradan bir çalışmanın sonucu olabilmektedir ve genellikle bu süreç uzun ve yorucudur. Tatmin edici bir sonuç bulana kadar pek çok seçenekle deney yapmayı içerir. Grafik tasarım ürününün oluşturulması süreci kısaca; bilgi toplama, mesajın belirlenmesi, görsellerin araştırılması, yazıların oluşturulması, görsel hiyerarşinin belirlenmesi, bilgi ve mesaj gücünün kontrol edilmesi basamaklardan oluşur.

Grafik tasarımın ne olduğu ile ilgili Chantry (2008), “Grafik Tasarım Ne İçindir” adlı çalışmasında dikkat çekici bir yorumda bulunmuştur:

“Grafik tasarım bir dildir. Çizgi, renk, doku, şekil, biçim vesaire dilidir. Sarıyı seçtiğimizde, bir beyanda bulunuyoruz. Kare yerine bir daire, düzgün yerine bozuk çizgi seçtiğimizde bir şey söylüyoruz. Sarının hepimiz için bir anlamı vardır. Karenin hepimiz için bir anlamı vardır. Anlarız, ancak tasarımcı dışında kimse gerçek anlamını fark etmez. İzleyiciyle konuşmak için kullandığımız ve kontrol ettiğimiz kendi dilimizdir. İzleyicinin zihnini değiştirmek için dil yeteneklerimizi kullanırız. Kültürümüzde çok güçlü kişileriz, fakat güçlerimizi rastgele, kimin ne amaçla kimin ne amaçla kullandığına önem vermeden satıyoruz. Eğer bir hizmet sektörü olarak görülüyorsak, o zaman şu soruyu sormak gerekiyor: kime hizmet ediyoruz?” Grafik tasarımcı, müşterinin öngördüğü uygulamadaki sınırlamaları da -bütçe, zaman ve hedef kitle- göz önünde bulundurarak uygulanabilir tasarımlar üretilebilir. Tasarımcı, müşteriden alıcıya mesaj taşıyan bir aracıdır. Bunu iyi yapabilmek için tasarımcının bütün grafik üretim tekniklerini bilmesi, matbaacılarla, fotoğrafçılarla, illüstratörlerle ve diğer teknisyenlerle çalışabilmesi gerekmektedir.

Çizim ile oluşan, gereksiz detaylardan arındırılmış ve sadeleştirilmiş görsel iletişim örnekleri, pek çok toplumda dolaylı iletişim öğeleri olarak etkin şekilde kullanılmıştır. Yeni iletişim araçlarının da devreye girmesi ile tasarımcının yeni sorunlarla yüzleşmesi, grafik tasarım konularının çeşitlenmesi ve karmaşıklaşması, insan ile sosyo-kültürel ve doğal çevresi arasındaki, gelişmiş denge ihtiyacının en

(29)

önemli gündem maddesi haline gelmesi sonucunda “grafik tasarım” terimi teknolojik olarak yetersiz kalmaktadır. Grafik tasarımcı müşterinin mesajını hedef kitleye ulaştırmak için görsel yorum üretir. Bir başka deyişle grafik tasarımcı, bir kuruma, bir ürüne ya da bir düşünceye ait bilgiyi, yazı, resim, hareket, ses, mekan, etkileşim vs. kullanarak görsel mesaja dönüştüren ve mesajın iletişim araçları yoluyla, başka insanlara iletilmesine ortam hazırlayan uzmandır.

Üniversitelerde verilen grafik tasarım eğitiminin amacının; amblem, yayıncılık, baskı, reklam ve tanıtım, ambalaj sektörleri gibi alanlarda ürün verebilecek nitelikli grafik tasarımcılar yetiştirmek olduğunu söylemek mümkündür. Bu araştırma ise, öğrencilerin grafik tasarımın uygulama alanlarından biri olan amblemler konusundaki değerlendirme becerileri ve bunun grafik eğitimindeki yeri ve önemi ile ilgilidir.

2.2. Grafik Tasarım Eğitimi

Eğitim, toplumun yeniliklere ve çağdaş uygarlığa ayak uydurmasının en önemli araçlarından biridir. Bireyin yaratıcılık ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesinde ve kendini ifade etmesinde eğitimin rolü büyüktür. Eğitimin insana yapılan uzun vadeli bir yatırım olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenle eğitim planlamasının doğru yapılması, amaçlarının ise çok iyi saptanması gerekmekte ve sanatın eğitimle geliştirilip yaygınlaştırılabileceği de unutulmamalıdır.

Genel bir anlatımla eğitimin amacını Başaran (1978, s.13); “insanın çevresinde olan değişmeleri karşılayabilecek nitelikte insana yeni davranışlar kazandırma yükümlülüğü” olarak ifade etmektedir.

Serter ise (1997, s.63); eğitimin amacının “tek tip kişilik oluşturmak, benliği bastırarak bireye yapay kişilikler aşılamak” olmadığını, aksine bireyin “kendi özgün kişiliğini fark edip, geliştirmesinde, yeteneklerinin ve zaaflarının farkına varıp, onları yaşamına yön verecek biçimde değerlendirmesinde, düşünme yeteneğini geliştirmesinde ona yardımcı olmak olduğunu ifade etmiştir. Sanat eğitiminin bir dalı

(30)

olan grafik tasarım eğitiminde de birey kendi özgün kişiliğini fark ederek, kendi benliğiyle yaptığı eserlerle topluma uyum sağlayan değil, toplumu şekillendirmeye çalışan bir yaklaşım çizmelidir.

Eğitimin, bireysel ve toplumsal görevleri vardır. Eğitim, bireyi davranış, düşünce ve beceri yönünden yetiştirirken, toplumsal olarak da kültür birikimlerini gelecek kuşaklara aktarmasına yardımcı olur. Grafik eğitimi; yaratıcı, teknik ve sanatsal yeteneklere sahip ve de amblem, logo, afiş, broşür gibi grafik ürünleri üretebilen kişilerin yetişmesine yönelik çalışmalarla ilgili grafik derslerini kapsamına alan, teorik ve uygulamalı derslerin yanı sıra staj eğitimi ile günümüz grafik tekniklerini öğretmeye ve geliştirmeye olanak sağlayan bir eğitim olmalıdır.

Grafik tasarım eğitiminde de öğrencinin verilen bir konuyu “grafik diline” aktarırken, görsel malzemeler aracılığıyla bir mesajı en yalın, en etkili ve en doğru biçimde verebilme becerisinin geliştirmesi amaçlanır.

Grafik tasarım ve eğitimi ile ilgili olarak Özsoy (2003); 20.yy.ın sonlarında grafik tasarımı da derinden etkileyen büyük teknolojik gelişmeler yaşandığını söylemiş, grafik tasarımın içine, zaman, mekan, ses, hareket ve etkileşim unsurlarının da girdiğinin ve bütün bu değişim ve gelişmelere paralel olarak grafik eğitim programlarının da yeniden gözden geçirildiğinin altını çizmiştir. 1928 harf inkılâbıyla Arap Alfabesi yerini Latin Alfabesine bırakmıştır ve cumhuriyetten sonra Türkiye’de gerçekleşen toplumsal ve ekonomik reformlar, grafik tasarıma hız kazandırmıştır.

Türkiye’de grafik tasarım eğitimi başlangıcından bu yana güzel sanatlar eğitimi içerisinde yer almaktadır. Bu eğitim 1927’de, İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde başlamıştır. 1950’lerde sadece tasarımcı yetiştirmek üzere kurulan Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu 1980’li yıllarda Marmara Üniversitesi’ne bağlanarak adı Güzel Sanatlar Fakültesi olarak değiştirilmiştir (Özsoy, 2003). Bugün ise; ülkemizde yirmiden fazla devlet ve vakıf üniversitesinin Güzel Sanatlar Fakültelerinde grafik eğitimi verilmektedir.

(31)

Günümüzde ise, iletişim ve teknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak grafik eğitimi anlayışı da değişmektedir. Öğrenciye mesleki beceriler kazandırılmadan önce, grafik tasarımın el becerisinden önce düşünceye dayandığı anlatılmalı ve bunu başarmanın yolları gösterilmelidir. Grafik tasarım eğitimi alan öğrencilere eleştirel ve yaratıcı düşünme becerisi kazandırılacak şekilde eğitim verilmeli, müfredatlar günümüz tasarım anlayışına paralel ve genel olarak dünya meselelerine ilişkin konuları okuma, yazma ve tartışmayı özendirecek biçimde düzenlenmelidir. Öğrenciler dünyada ve çevrelerinde neler olup bittiğini merak etmeli, tasarıma, eğitime, topluma ait her şeye ilgi duymalıdırlar. İyi bir grafik tasarım eğitimi programı, öğrencilerin her birinde doğuştan var olan farklı yetenekleri ifade etmelerine yardım eder; öğrencilere fikirlerini dışa vurmayı ve bu fikirleri, her çeşit tekniği kullanarak görsellikle ifade etmeyi öğretir. Toplumun bir parçası olarak grafik tasarımcı kültürel ve çevresel değerlere karşı sorumluluk taşımalıdır.

Pulman, editörlüğünü Heller’in yaptığı “The Education of Graphic Designer” adlı çalışmasında grafik tasarım eğitimi hakkında şunları söylemektedir (Heller, 1998, s.112):

“İyi tasarım eğitimi, sizden beklenilen problem çözme becerisini veren eğitimdir. Eğitim size, kendinizi, farklı iletişim ortamlarında ifade etmenizi sağlayacak deneyimi kazandırmalıdır. Tasarımın faaliyet alanlarında ve araçlarında meydana gelen değişimlerin ötesinde eğitim, bir deneyimi farklı, erişilebilir ve anlaşılır kılan unsurları kontrol eden temel mekanizmalar konusunda odaklanmanızı sağlar”.

Üniversitelerde verilen grafik tasarım eğitimi, teknolojik gelişmelerin grafik tasarım mesleğinde yol açtığı değişime göre de düzenlenmelidir. Dünya, yeni iletişim teknolojilerinin grafik tasarım alanında neden olduğu değişimi, eğitim alanına yansıtmaya, yeni bin yılın gereklerine uyum gösterecek tasarımcıyı yetiştirecek yeni eğitim programları yapma çabası içindedir. Türkiye’deki güzel sanatlar eğitimi veren üniversiteler de, bu köklü ve anlamlı değişime ayak uyduracak önlemleri almaya çalışmalıdırlar. Gelişmiş iletişim teknolojileri çağının öncesindeki programlarla eğitim yapmak, çağın gerisinde kalmak anlamına gelmektedir. 21. yy.da kültürlü,

(32)

sadece uygulayan değil, düşünen, karar veren ve yöneten tasarımcıların yetiştirilmesi hedeflenmektedir.

Grafik tasarım eğitimi, sanat eğitiminin bir dalıdır, bu nedenle güzel sanatlar fakülteleri içinde yerini almıştır. Bu eğitim, tipografi, görsel algılama, illüstrasyon, tasarım ilke ve elemanları gibi alanların yanı sıra, baskı teknikleri ve grafik tasarım için özel olarak üretilmiş bilgisayar programlarını kullanma becerilerini de kapsamaktadır. Fakat bilinçsizce yapılan tasarımlar görsel açıdan tasarım kirliliğini de beraberinde getirmektedir.

Yalnızca teknolojiyi kullanmak, ortaya çıkan mesajın niteliği, teknolojik alanın sonsuzluğu, eğitimsiz grafik tasarımcıyı şaşırtmakta, tasarım adına çekici sanılan, mesajın amacından uzak, karmaşık bir anlatım ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Jeffrey Parnau (Akt: Becer, 1999) “Masaüstü Yayıncılık” adlı kitabında; “tasarım ilkelerini bilen usta bir tasarımcının, ilkel ya da çok gelişmiş her türlü araçla çalışabileceğini, masaüstü yayıncılık araçlarının ve yazılımların işini kolaylaştıracağını, ancak masaüstü yayıncılığın hiçbir amatörden bir usta tasarımcı yaratamayacağını” belirtmiştir.

Ayrıca grafik tasarım, veriyi bilgiye, bilgiyi de görsel veriye dönüştüren bir uzmanlık alanıdır. Bu araştırmanın bir amacı da, grafik tasarım eğitimi ile ilgili kaynak oluşturmak, grafik tasarımı meslek edinenlere bu bilgilerin ulaşmasını sağlayarak eğitim alanına katkıda bulunmaktır.

Tasarımı yapılacak olan amblemi kurumun kişiliğine uygun olarak yapmak görevi, güzel sanatlar eğitimi alan grafik bölümü öğrencilerinin görevi olacaktır. Bu sebeple grafik bölümü öğrencilerinin alması gereken grafik eğitiminin önemi daha çok dikkat çekmektedir.

Çevremizde gördüğümüz her türlü ürün veya hizmet bir kuruluş tarafından üretilmektedir ve bu kuruluş kendini önce bir amblem ile tanıtmak durumundadır. Bu çalışmada grafik tasarım eğitiminde amblemlere verilen ve verilmesi gereken önemin ne boyutta olduğu incelenecek, amblem vs. grafik ürünlerini tasarlayacak olan grafik tasarımcıların eğitimi tartışılacaktır.

(33)

2.3. Grafik Tasarımın Uygulama Alanları

Günümüz bir iletişim ve bilgilendirme çağıdır. Kalabalık şehir merkezlerinde yoğun iş tempolarında çalışan bireylerin etrafı yüzlerce görsel mesaj taşıyan grafik tasarım ürünü ile sarılmıştır. Bunlara örnek olarak, amblem ve logolar, ilanlar, afişler, kitap, dergi ve albüm kapakları, gazeteler ve reklam panoları sayılabilir.

Tüm grafik tasarım ürünleri birbiriyle büyük bir rekabet içindedir. Grafik tasarımın amacı, okunan ve izlenen iki boyutlu görüntüleri tasarlayarak izleyiciye bir mesaj iletmek, bir ürün ya da hizmeti tanıtmaktır. Grafik tasarım ürününün başarısı, mesajını hedef kitlesine iletebilmesine bağlıdır.

Twemlow (2008, s.8), “Grafik Tasarım Ne İçindir” isimli çalışmasında grafik tasarım ile ilgili şunları söylemektedir:

“Grafik tasarım insanlarla iletişim kurmak içindir: seyirciler, izleyiciler, kullanıcılar, alıcılar, ziyaretçiler, katılımcılar, birbirini etkileyenler, oyuncular, yoldan geçenler, deneyimciler, halk mensupları, cemiyetler, mahalle sakinleri, tüketiciler, müşteriler, aboneler ve müvekkiller. Grafik tasarımla yerel topluluklar veya özel ilgi alanları olan küçük gruplar halinde karşılaşırız. Tasarımcıların izleyicileriyle ne derecede temasa geçtikleri çarpıcı şekilde değişiklik göstermektedir. Bazıları başka tasarımcılar için tasarlar. Bazıları bir müşterinin anlayışına göre tasarlar. Bazıları ise çalışmalarının hedef kitlesini bulur, bu kitlenin beğenilerini belirler ve hatta bazen tasarıma katkıda bulunmaları için bu kitlenin fikirlerini alırlar”.

Bu görüşlere göre grafik tasarım uygulamalarını, günlük hayatımızın her anında görmenin mümkün olduğu söylenebilir.

2.4. Amblem (Logo)

Amblem, eski Yunanca’da simge olarak adlandırılmıştır. Bir nesneyi ya da bir kurumu temsil eden harf veya çeşitli işaretlerin görüntüsü olarak tanımlanmıştır. Amblem, Almanca ve Fransızca’da logo, İngilizce’de ise logograph olarak adlandırılmaktadır (Sözen, 1987).

(34)

Amblemin bir kuruluşun kimliğini oluşturmada en önemli basamak ve düşüncenin özünü içerdiği için de görsel olarak değerli olduğunu söylemek mümkündür. Amblem tasarımı, harf kompozisyonlarıyla veya şekillerden oluşturularak, semboller kullanılarak ifade edilir.

Sayın’a (2001, s.83) göre ise amblemler; kurum ya da kuruluşların –başka kurum ya da kuruluşlardan ayırt edilmek için- kullandıkları; onları yansıtan grafik göstergelerdendir. Nitelikli bir amblem, sipariş yoluyla yaptırılacağı gibi yarışma yöntemiyle de belirlenebilir.

2.4.1. Amblemin tanımı

Günlük yaşantımızda amblemlerle her an karşılaşmaktayız. Çevremizde gördüğümüz her türlü ürün veya hizmet bir kuruluş tarafından üretilmektedir ve bu kuruluş kendini önce bir amblem ile tanıtmak durumundadır. Bu çalışmada, ülkemizde amblemlere verilen, daha doğrusu verilmesi gereken önemin ne boyutta olduğu görülecek, amblem ve diğer grafik ürünlerini tasarlayacak olan grafik tasarımcıların eğitimi tartışılacaktır.

Taşçı (1985, s.5) amblem ve marka ile ilgili olarak düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir:

“Amblem ve markalar anlam açısından devamlı bir karmaşaya yol açmıştır. İlk ticari kuruluşların simgeleri “Trade Mark” karşıtı olan “Alameti Farika” terimiyle adlandırılmıştır. Yakın bir geçmişe kadar da “marka” terimi kullanılmış; amblemin güncelleşmesiyle bu tür işaretlerin tamamı “amblem” olarak nitelendirilmeye başlanmıştır… Amblem sözcüğünü; tanıtma işareti, soyut bir kavramı somutlaştırma ve özellikle toplumları tanımlama işlevini gören bir kimlik olarak tanımlamıştır. Bu ilişki içinde belli amaçlarla kullanıldıkları için semboller de amblem olabilirler”.

Çeşitli ülkelerde sınırlandırmalar yapılmasına karşın günümüzde amblem, markaların simgeleri olarak kullanılmaktadır. Logotype ise amblemden farklıdır. Tepecik (2002, s.61), logotype ile ilgili olarak şunları söylemiştir:

“Logotype, 1881 yılında Avrupa’da başlayan sanayi hareketleriyle ortaya çıkan bir tasarım türüdür. Makineleşme sonucu üretim fazlalığı meydana gelmiş ve bu ürünlerin satışını kolaylaştırmak amacıyla, yoğun bir reklam

(35)

çalışmasına girişilmiştir. Bu alanda en büyük görevi de, dönemin reklamcıları sayılan ressamlar üstlenmişlerdir. Müşteriyi çekmek için marka, simge ve kalite ön plana çıkarılmıştır. Logotype bu dönemde kendini göstermeye başlamıştır. Mal ve hizmetlerin, halkın okuyup yazan kesimi üzerinde daha kalıcı bir etki bırakması amacıyla, amblem yanında kuruma özgü tipografik düzenlemelerle tanıtıma gidilmiştir. Günümüzde yoğun olarak kurum kimliği tanıtımlarında logotype kullanılmaktadır”.

Kurum ile hedef kitle arasındaki iletişimin en önemli unsuru olan kurumsal kimlik ise, şirketin kendisini ifade etme biçimidir. Bir kurum kimliğini tanımlamadaki başlangıç noktası, amblem ve logotype tasarımının yapılmasıdır. Çünkü bu kurumun karakterinin simgeleşmesidir.

Coudwell (1980, s.8) amblemlerin, kullanılan şirketin tüzel kişiliğini belirtme amacı taşıdığını söylemiş, bu nedenle, bir şirketi diğerlerinden ayıran amblemin, o şirketin kalitesi hakkındaki en büyük garantisi ve işletme için de önemli bir sorumluluk olduğunun altını çizmiştir.

Bu özelliğinden dolayı amblemin, uzun yıllar etkisini kaybetmeyecek bir anlatım dili ile dikkatle düşünülerek tasarlanması gerektiğini söylemek mümkündür. Konu ile ilgili olarak Landa (1996, s.116)şöyle söylemektedir:

“Çoğu logo uzun süre kullanıldığı için, yaratılacak logonun stil ve eğimler açısından zaman testine karşı koyabilmesi gerekir. Logonun kullanıldığı sayısız uygulama mevcuttur. Logolar; ambalaj, antetli kağıt ve zarf, kartvizit, tabelalar, reklamlar, araç ve bina giydirme, afişler, alışveriş çantaları, menüler, muhasebe belgeleri (fatura, irsaliye, tahsilat makbuzu vb), kitap ve dergi kapağı ve daha pek çok yerde kullanılır. Logonun müşterinin ihtiyaçlarına göre, bütün uygulamalara uygun olması gerekir”.

Sanatın ilkelerine göre tasarlanmış, etkileyici ve akılda kalıcı bir amblem temsil ettiği ürüne, hizmete ya da düşünceye estetik bir değer katar ve tüketici veya izleyici kitle üzerinde belli bir imaj doğurur. Bir amblemin anlatım ve tanıtma gücü, izleyicinin görsel algısını etkileme derecesiyle doğru orantılıdır. Bu durumda amblemin figüratif ya da yazıya yönelik bir düzenleme, şekillerden oluşan bir tasarım veya bunların birleşimi olması önemli değildir.

Taşçı (1985, s.5) amblemlerin reklam alanında kullanılmasıyla ilgili olarak düşüncelerini şöyle ifade etmiştir:

(36)

“Amblem, bir kuruluşun çalışma alanını, boyutlarını, üretim namını birleştiren bir işlev görür. Bu anlamda kuruluşun sosyal bireyselliğini simgeler. Amblemin yalnızca varlığı bile, tanınmış reklam sloganları içinde sembolik bir bütünlük sağlar. Sürekli bir reklam kampanyası içinde bir amblem geçerlilik kazanmışsa ve hedef kitlede istek ve ilgi ile eş anlam kazanmışsa en ideal duruma ulaşmış demektir”.

Amblem bir kuruluşun kendini ifade etme sürecinde ilk adımdır, bu nedenle dikkatle üzerinde durulması gerekmektedir. Diğer kurumsal kimlik uygulamaları logo çerçevesinde tasarlanacaktır.

Wally (1990, s.108); “kurumsal kimlik için bir markanın; felsefesini, ürünlerini, çalışma prensiplerini, çalışanlarını, aralarındaki iletişimi anlattığını ve de markanın; kim olduğunu, ne yaptığını ve nasıl yaptığını ortaya koyduğunu” söylemiştir.

Mallerup (1987, s.14) ise; “şirket isminin, en doğal ve basit haliyle şirketin kimliğini anlatması gerektiğine” dikkati çekmiş, “amblem ve logotype’ın, kademeli olarak marka tanıtımına yardımcı olacağını” savunmuştur.

Sonuç olarak amblemlerin, temsil ettiği kurumun fikrini yansıtan ve onların kimliklerini izleyiciye aktaran görsel kimlik elemanları olduğunu söylemek mümkündür.

2.4.2. Amblemin işlevi

Ünlü grafik tasarımcı Rand’e göre (1992, s.38) logo bir bayrak, bir imza, bir armadır. Logo, doğrudan satmaz, bir kimlik verir. Logo, firmanın yaptığı işi nadiren tanımlar. Anlamını, simgelediği şeyin kalitesinden alır, bunun tersi geçerli değildir. Logo, karşılık geldiği üründen daha az önemlidir ve ne anlama geldiği, nasıl göründüğünden daha önemlidir.

Bir amblem, ancak bir ürünle, bir hizmetle, bir işle ya da bir firmayla ilişkilendirildiği zaman gerçek bir anlam kazanır. Bir amblem anlamını ve yararlılığını, simgelediği şeyin kalitesinden alır. Bir amblemin istenen işlevi yerine getirebilmesi için önce tanıdık hale gelmesi gerekir. Amblemin temsil etme görevini

(37)

yerine getirebilmesi için, o ürün ya da hizmet hakkında etkili ya da etkisiz, uygun ya da uygunsuz bir yargıya varılması gerekir.

Landa (1996, s.115) “logoların sadece bir etiket görevi görmediğini, aynı zamanda ürünün ruhu ve kalitesi hakkında bir mesaj da ilettiğini ve bu mesajın pazarlama, reklam ve ürün performansı yoluyla da belirginleştiğini” ifade etmiştir.

Logo veya marka gibi belirleyici bir işaret, ürün, hizmet veya kurum hakkında oldukça fazla bilgi iletir. Rand (1992, s.39) logo için şunları söylemiştir:

“Tasarım iyi de olsa kötü de olsa, bellek için bir araçtır. İyi tasarımlar, bir şekilde değer ekler, başka bir açıdan bakıldığında zevk alınmasını sağlar; izleyiciye karşı saygılıdır ve girişimciyi ödüllendirir. İyi tasarlanmış bir görüntüyü hatırlamak, karışık bir görüntüye göre daha kolaydır. Sonuçta, iyi tasarlanmış bir logo, simgelediği şeyin bir yansımasıdır”.

Bir amblem (logo) stil, karakteristik davranış veya görünüş, tür, şekiller ve semboller açısından uygun biçimde tasarlanmalıdır. Bir logo ürün, hizmet ya da organizasyonun ruhunu veya kişiliğini ifade etmelidir. Berryman (1984, s. 16), logonun önemini aşağıdaki gibi özetlemektedir:

“Logolar (amblemler) şirketi en iyi tanıtan kimlik araçlarıdır, çünkü soyut sembollerin aksine tanıdık olduğumuz görsel ve sessel kodlarla ilgilidirler. Kültürler arası etkinlik, anlaşılabilirlik ve en önemlisi de kimseyi incitmeme açısından logoların çok dikkatli araştırılması gerekir. İdeal olarak tek kelimedirler, ne kadar kısa olsa o kadar iyidir. Açık Gestalt problemlerini önlemek için bu önemlidir. İyi logoların (amblemlerin) özellikleri, iyi sembollerin özelliklerine benzemektedir. Ayrıca tasarımcının göz önünde bulundurması gereken diğer bir nokta da, logonun ağızdan çıkış şekli ve harflerin birbiriyle olan ilişkisidir, çünkü her harf kendi içinde bir semboldür. Tasarımcının etkili logolar tasarlayabilmesi için iyi bir tipografi temelinin olması şarttır. Genelde logo tasarlamak sembol tasarlamaktan daha zor ve daha zaman alıcıdır”.

Bütün bu açıklamalardan etkili bir logo tasarlamak için, nitelikli bir grafik tasarım eğitimi almanın gerekliliği konusu ortaya çıkmaktadır.

(38)

2.4.3. Amblemin tarihçesi

Bir nesneyi ya da kişiyi tanımlayan işaretlerin kullanımının, hemen hemen insanlık tarihiyle yaşıt olduğunu söylemek mümkündür. Amblemler konusunu incelemeden önce amblemin tarihine kısaca bir bakmak faydalı olacaktır.

Taşçı (1985, s.5) amblemin tarihçesiyle ilgili olarak şunları söylemiştir:

“Firma markaları insanlık tarihinde oldukça gerilere giden sembol ve kısaltmalardır. Bilinçli düşüncenin en eski devrelerinden bu yana, mağara duvarlarına çizilmiş ve kazılmış hayvan resimleri, daha sonraları hiyeroglif, çivi yazısı ve damgalar, günümüzün değişik sembolleri gibi bir etki yapmaktadırlar. M.Ö. 4-5 binlere tarihlenen Mısır mezarlarında bulunan sanat eserlerinde bazı semboller görülmektedir. Bu, söz konusu dönemde Akdeniz çevresinde ticaretin gelişmesine koşut olarak tanıtıcı işaretlerin kullanılmasının yaygınlaşmasına bağlanmaktadır”.

Coudwell (1980, s.8) ise amblemlerin kullanılmaya başlaması ile ilgili şu bilgileri vermektedir:

“M.Ö. 4-5 yy.larda Akdeniz çerçevesinde kurulan pazarlarda tanıtım ve kimlik işaretleri kullanılmaya başlanmış ve bunlar giderek artarak yaygınlaşmıştır. Eski Roma, Pompei duvarlarında ve Filistin’de bulunan mermerci işaretleri bilinen en eski örnekleridir. 12.yy.da özel marka işaretleri ticari dokümanlara basılmış ve güçlü tüccarlar kendi işaretlerini kullanmaya başlamışlardır”.

Buradan amblemlerin, ticari anlamda ilk kez üretici ve satıcı ürünlerini ayırmak amacıyla kullanıldığı ve zaman içerisinde kalite garantisi olarak ürünlerin üzerinde bulunur hale geldiği anlaşılmaktadır.

Ortaçağ öncesinde her ailenin bir simgesi vardı. Ortaçağ soyluları tanıtıcı armalar kullanıyor; el sanatçısı, yaptığı ürüne kendi markasını kazıyordu. Okur-yazar oranının düşüklüğü, bu armaları daha da gerekli hale getirmişti. Rönesans İtalya’sında Medici ailesinin üç altın toptan oluşan arması, faizi simgelemekteydi (Becer, 1999, s.193).

Taşçı (1985, s.5); 14. yüzyıldan 18. yüzyılın sonuna kadar olan dönemde amblemlerin gelişimini şöyle anlatmıştır:

(39)

“Avrupa’da 14. yy.da ortaya çıkan Lonca sistemi ve 15. yy.da yaygınlaşmaya başlayan yayınevleri tanıtım işaretlerine yeni boyutlar kazandırdı. Lonca sistemiyle birlikte; tanıtım işaretleri, taklit ve kalitesiz mallara karşı, kullanımı zorunlu bir garanti belgesi haline geldiler. Böylece bu dönemde ürünün kalite, standartlar, üretim tekniği ve diğer bazı özelliklerini yansıtan bir işlev üstlenmişlerdir. Önceleri basılı kitaplarda yayınevi amblemine rastlanmazken, 15. yy.ın ikinci yarısından başlayarak hemen hemen tüm yayınlarda yayınevi işareti görülür. 1457’de ilk kez bir kitapta kullanıldıktan sonra yaygınlaşan yayınevi işaretleri, daha sonraları yayınevleri için tanıtım işaretlerinin kullanılmaya başlamasında önemli rol oynamış, endüstrileşmeyle ortaya çıkan birçok kuruluşa da öncülük etmişlerdir. 18. yy.da deniz taşımacılığı alanında yaygınlık kazanmıştır. Gemicilik firmaları çoğalmış; amblemler yelkenleri süsleme, taşınan yükü tanıtma, geminin hangi ticaret firmasına ait olduğunu belirleme amacı güdülerek kullanılmıştır”.

Sanayi devrimiyle birlikte teknolojik gelişmeler meydana gelmiş çok sayıda fabrika seri üretime başlamıştır. Zaman içinde üreticilerin yerini marka ve kurum işaretleri almış ve ürün çeşitliliği, bu işaretlerin kullanımını yaygınlaşmıştır. Semboller giderek çeşitlenmiş, yaygınlaşmış, günümüzde bir üreticinin, bir kuruluşun simgesi olarak her alanda kullanılmaya başlanmıştır.

1950’lerde ise, ulusal ve çokuluslu şirketlerin ortaya çıkmasıyla, markalar bütün iletişimleri birleştirmek ve belirlenebilir amaçlar gerçekleştirmek için daha geniş tasarım sistemleri kullanarak sembollerin ötesine geçmeye başlamış, bugün ise şirket logoları iş dünyasının ve ekonomisinin yüzü haline gelmiştir.

Mevcut ürünlerin ve hizmetlerin çeşitliliği nedeniyle, yenilikçi ve iyi tasarlanmış amblem ve kurumsal kimlik tasarım ihtiyacının, bir şirketin başarısının merkezi olduğunu söylemek mümkündür.

2.4.4. Amblem çeşitleri

Landa (1996, s.117) “Grafik Tasarım Çözümleri” adlı kitabında ise amblemlerin (logoların) aşağıdaki şekilde tanımlanabileceğini söylemektedir:

“1. Logotype: Kurumun ismi, özgün bir tipografi ile yazılarak amblem tasarımı yapılır.

2. Baş harfler: İsmin ilk harfleri kullanılarak amblem tasarımı yapılır.

3. Resimsel Görseller: Ürünü hizmeti ya da kurumu sembolize eden nesneler kullanılarak amblem tasarımı yapılır.

Şekil

Tablo 2: Katılımcı ve Cinsiyet Tablosu  Cinsiyet  Katılımcı / Cinsiyet  Erkek  Kız  Toplam  Öğrenci sayısı 73  83  156  Öğrenci yüzde (%)  % 46,8  % 53,2  % 100  Uzman sayısı 8  7  15  Uzman yüzde (%)  % 47,4  % 52,6  % 100  Toplam sayı 81  90  171  Toplam
Tablo 7: Üniversite Amblemlerinin “İçerik” Boyutta Değerlendirme  Ortalamaları   Üniversitenin  evrensel ve akademik  kimliğine  uygunluğu  Yalınlığı Akılda kalıcılığı Özgünlüğü ve  yaratıcılığı Diğer üniversite  amblemlerinden  ayırt edilebilirliği Çağdaş
Tablo 8: Üniversite Amblemlerinin “Görsel” Açıdan Değerlendirilmesinde  Uzman Görüşlerine İlişkin U- Testi Sonuçları
Tablo 11: Akdeniz Üniversitesi Ambleminin “Görsel” Açıdan  Değerlendirilmesinde Üniversiteye İlişkin Kruskal Wallis Testi Sonuçları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

20) Cicert ve TÜRKAK Akreditasyon Markası belgelendirilen kuruluşun, personeli için bastırılan kartvizitler üzerinde kullanılamaz. Kartvizitler üzerinde kuruluşun

2019 ppqqmm 14, sismiq Vault34, Proje Fikri ve Katılımcı Sanatçı, İSTANBUL 2019 ppqqmm 13, geç geldi Pixie, Proje Fikri ve Katılımcı Sanatçı, İSTANBUL 2018 ppqqmm 10

Yukarıdaki açıklamalarımızın, Sermaye Piyasası Kurulu'nun yürürlükteki Özel Durumlar Tebliğinde yer alan esaslara uygun olduğunu, bu konuda/konularda tarafımıza

Veri işleme amacı Faaliyetlerin Mevzuata Uygun Yürütülmesi Finans Ve Muhasebe İşlerinin Yürütülmesi Hukuk İşlerinin Takibi Ve Yürütülmesi İletişim

LOGO Perakende Modülü; Barkod Etiket Tasarımı ve Basımı, Malzeme Sınıfları, Konfigürasyon Yönetimi, Kampanya Yönetimi, Satış Konsolu, Pos Genius 2/3

Bir kurumun ticari içeriğini logo ile ifade etmenin, görselleştirebilmenin farklı biçimsel yolları vardır. Örneğin, bir kurum, adının baş harflerinden yola çıkarak

SDÜ GSF Özel Yetenek Sınavları ile ilgili idari olarak alınan yeni kararlar ve gerekli görülen değişikliklere ilişkin bilgiler (sınav şartları ve/veya sınav tarih

• Plastik Sanatların Geleneksel Türk Sanatları, Resim ile Seramik ve Cam Bölümüne müracaat eden adayların desen ve imgesel sınavlarından aldığı puan ortalamasına