Beslenme ve Diyet Dergisi / J Nııtr and Diet 30(3): 1-4,2001
ALZHEİMER HASTALIĞINDAN KORUNMADA BESLENME
Ö Z E T
Alzheimer hastalığı, diğer kronik hastalıklar gibi uzun şiire belirti vermeden yavaş yavaş gelişen kronik bir hastalıktır. Oksidatif stresin artışı ile ilintili yaşlanma, hastalığın ortaya çıkmasında önemli fa k tö rd ü r. Araştır ma verileri hastalığın patogeııezinde oksidatif stresin rol oynadığını ve bazı B vitaminlerinin, belirtilerin or taya çıkış hızım azaltıcı etki yaptığını işaretlemektedir. Bu nedenle, klinik belirtilerin ortaya çıkmasından önce bedenin aııtioksidan ve bazı B vitaminleri (B]2, B 6 vefo- lik asit) durumunu üst düzeyde tutacak bir beslenme, hastalıktan korunma veya belirtilerin ortaya çıkışını g e ciktirme açısından yarar sağlayabilir.
A n a h ta r Sözcükler: Alzheimer hastalığı, beslenme, ser best radikaller, oksidasyon stresi, antioksidanlar
A B S T R A C T
Alzheim er Disease and Nutrition
Alzheimer disease is likely similar to other chroııic di- seases that have long preclinic period. Aging, with its associated increase in oxidative stress is important fa c- tor f o r developıııent o f t he disease. Research findings suggest that oxidative stress plays important role in the pathogenesis o f disease and sonıe o f the B vitanıins (B J7, B6 and folic acid) may have preventiııg ejfect f o r development o f symptoms. There fo re in the preclinical p e rio d, diet rich in antioxidants and B vitanıins may have beneficial effect in the prevention or delaying the symptoms occıırence.
Key Words: Alzheimer disease, nutrition, free radicals.
oxidative stress, antioxidants
G İ R İ Ş
Yaşlılıktaki b u n a m a belirtilerinin y a n d a n çoğunun nedeni A lz h e im e r hastalığıdır. E p id em iyolojik veri lere göre 65 yaş üstü bireylerin % 6 - 8 'i
Alzhe-Haccltcpe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Böliimii
___________________ Prof. Dr. Ayşe B A Y S A L * _
Editörden
i m e r ’dan etkilenm ektedir. A m e rik a Birleşik D e v le t leri ( A B D ) ’nde hastalık prevalansı 65 yaş üstündeki nüfusta % 1 0 ’un üzerindedir. Bu ülkede 4 m ily o n a yakın insanın bu hastalıktan etkilendiği, bu sayının 2040 yılında 9 m ilyona ulaşacağı tahm in edilmiştir. Ç o k yaşlı (85 yaş ve üstü) nüfusta hastalık prevalan- sının % 25-45 aralığında değiştiği, yaşam süresi u z a dıkça hastalık prevalansının da arttığı bildirilmiştir (1). Bu hastalığın e k o n o m ik maliyetinin kalp h astalı ğı ve kanserden daha yüksek olduğu, hastalıktan k o ru n m a veya o lu şu m u n u n geciktirilm esiyle bireyin yaşam kalitesinin yükseltilebileceği ve e k o n o m ik maliyetin düşürülebileceği ileri sürülm üştür.
A lzh eim er hastalığının o lu şu m süreci üzerinde y a p ı lan araştırmaların sonuçları, bazı risk faktörlerinin ö n lenm esiyle hastalıktan belirli ölçüde korunulabile- ceğini veya belirtilerin ortaya çıkışının geciktirilebi leceğini işaretlemektedir. B irçok hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da risk faktörlerinin başında b e s lenm e gelm ektedir. Bu yazıda hastalıkla ilgili b e sle n me faktörleri g özden geçirilecektir.
Hastalığın Oluşumunda Oksidatif Stresin Rolü
A lz h e im e r hastalığı, yaşla ilintili ve gittikçe ilerleyen unutkanlık ve bilişsel işlev yetersizliğiyle karakterize sinir bozukluğudur. H astalığın g elişim inde amiloid ö n cüsü protein sentezindeki fa rk lıla şm a so n u cu B- amiloidin aşırı üretimi veya to p lan m asın ın rol o y n a dığı hipotezi genelde kabul gö rm ek ted ir. B-amiloidin o lu ş u m u n u arttıran genler tanım lanm ıştır. H astalıkta apolipoprotein (apo) E-4 genotipin önem li risk faktö rü o ld u e u , d is e r ş e n l e r d e olduszu eibi bunun da ami-loid birikimini arttırdığı belirlenm iştir. B-amiloidin serbest radikal o lu ş u m u n u indükleyerek sinir h ü c re sinin lipit, protein ve D N A ’sında hasara yol açtığı ileri sü rülm üştür (2). A lz h e im e r'lı hastaların beyin hücrelerinin m itokondrial D N A 's ı n d a ve az oranda da çekirdek D N A ’sında o k sid a sy o n ürünleri sa p ta n mıştır. Benzer şekilde hastalıklı beyin hücrelerinde
lipit peroksidasvon ü rü n lerin d en m alo n ald eh id , pe- r o k s in itrit. ile rle m iş ü lik o z il a s v o n son ürü n leri (A dvanced G ly c o s y la te d H ndproducts ( A G H ’ler)]
2 B A Y S A L A.
gösterilmiştir. Bu veriler B-amiloide ek olarak diğer bazı tepkim elerin de oksid atif stresi indüklediğini
işaretlemektedir.
R e a k tif oksijen türleri, hücre zarı fosfolipidlerinin yı kım ıyla toksik öğelerin o lu şm asın a neden olur. B u n lardan 4-hidroksinonenal k o n sa n tra sy o n u n u n Alz- h e im e r’lı hastalarda yükseldiği belirlenmiştir. Bu öge sinir hücrelerinin ö lü m ü n e neden olm aktadır. Aynı şekilde hastalarda F 2-isoprustan düzeyi de y ü k selmektedir. Bu bileşik siklooksigenaz enzim inden bağım sız serbest radikallerin katalize ettiği araşido-
nik asitin peroksidasyonu sonucu oluşur (3).
Protein glukozlaşm ası yaşlılıktaki birçok patolojik durum la ilintilidir. Protein glukozlaşm ası enzim ka- talizörlüğü olm adan şekerin serbest aminoasitle bir leşmesi ile oluşur ve M aillard tepkimesi olarak bili nir. G lukozlaşm ış proteinin oksidasyonu ile A G E ’ler oluşur. Bazı araştırmalar, A lzh eim er hastalığında B- amiloid ve taurin gibi 2 önemli proteinde A G E ’lerin varlığını göstermiştir. B una göre A G E ’ler hastalığın patogenezinde rol oy n am ak tad ır (4). Serbest radikal
lerin protein glukozlaşm asındaki rolü diğer araştırı cılar tarafından da kabul edilm ekle birlikte B-amilo-
idin glukozlaşmasının daha geç bir süreç olduğu, A G E ’ler ve serbest radikallerin birlikte yarattıkları oksidatif stresin hastalığın patogenezinde rol aldığı bildirilmiştir (5).
Birçok serbest radikal A lzheim er hastalığı ile ilintili bulunmuştur. Bunlar arasında hidroksi radikali ve sü- peroksit peroksinitrit yer almaktadır. H astaların b e yinlerinde bu tür serbest radikaller belirlenmiştir.
Hastalığın oluşmasında serbest radikallerin rolü şöy le açıklanmaktadır:
1. Sinir hücreleri serbest radikallere karşı duyarlıdır- lar.
2. Yaşın, hastalığın başlıca risk faktörü olması biri kimli serbest radikal etkisi ile ilintilidir.
3. H astalıklı beyinde serbest radikallerin yaptığı D N A , protein, lipid hasarları ve A G E ’lerin varlığı gösterilmiştir.
4. Hastalıklı beyinde serbest radikallerin üretiminde katalizörlük yapan dem ir, bakır, çinko ve alüm inyum elementlerinin varlığı saptanmıştır.
5. Serbest radikal tutucuların verilmesi, B-amiloid toksisitesini azaltmaktadır.
6. B-amiloid serbest radikallerin etkisine duyarlıdır ve peptid form unda serbest radikal üretmektedir.
7. H astalık m ito k o n d ria l a n o m a lile r ile ilin tilid ir ve bu da anorm al d ü z e y d e se rb e s t ra d ik a l ü re tim in in göstergesidir (6).
Hastalığın Oluşmasında Diğer Faktörler
Otopsi çalışm aları sinir k a y ıp la r ın d a bazı in f la m a tu - var tepkim elerinin ö n e m li k atkıları o ld u ğ u n u iş a re t lem ektedir. E p id e m iy o lo jik ç a lış m a la r, A l z h e i m e r hastalığı ile uzun süreli steroid o lm a y a n a n tiin f la m a - tuvar ilaçlarının k u lla n ılm a s ın ı g e r e k tir e n ro m a tiz - mal hastalıklar a ra sın d a ters ilinti o ld u ğ u n u b ild ir m ektedir. U z u n la m a s ın a y a p ıla n bir ç a lı ş m a d a k o n t rol g ru b u y la k arşıla ştırıld ığ ın d a , r o m a ti z m a l artriti olan yaşlı bireyler a ra sın d a A lz h e im e r g ö r ü l m e s ık lı ğının dah a d ü şü k o ld u ğ u b u l u n m u ş t u r (7).
A lz h e im e r h a sta lığ ın d a b e y n in h a s ta lık ta n e tk ile n e n b ö lü m ü n d e kan a k ım ın ın son b u ld u ğ u g ö z le n m iş tir . Ö strojen, v a sk ü le r h a s ta lık la rd a k o r u y u c u etki g ö s terdiği gibi hastalıklı d a m a r la r d a d a k a n a k ım ın ı h ız landırır. M iy o k a r d in farktüsü g e ç irm iş m e n a p o z s o n rası k ad ın lard a A lz h e im e r h a s ta lığ ın ın g e liş m e riski
artmaktadır. B azı araştırıcılar m e n a p o z so n rası ö s t r o jen yerine k o y m a te d av isin in A lz h e i m e r o lu ş u m ris kini azalttığını bild irirk en , bazıları ise b ö y le bir etki sap ta y a m a m ışlard ır. Bazı a ra ş tır m a la r d a ö s tro je n te davisi alan ve a lm a y a n k a d ın la r k a rş ıla ş tırıld ığ ın d a , östrojenin bilişsel işlevin g e rile m e s in i ö n le y ic i y ö n de etki gösterdiği b u lu n m u ş tu r (8).
Bazı araştırm acılar, e ğ itim d ü z e y i d ü ş ü k b ire y le rd e A lz h e im e r riskinin arttığını ileri s ü r m e k te d ir le r . K a
nada Sağlık ve Y aşlılık A r a ş tırm a s ı, e ğ itim d ü z e y i düşük bireylerin hastalığa y a k a la n m a risk in in eğ itim düzeyi y ü k sek o lan lara göre d a h a y ü k s e k o ld u ğ u n u b elirtm ektedir (9).
Bazı araştırmalar, bilişsel yeterlilikle se ru m B vita minlerinin konsan trasy o n ları ara sın d a k o re la s y o n o l duğunu belirtm ektedirler. A lz h e im e r h a sta la rın d a s e rum vitamin k o n sa n tra sy o n la rı, ö zellikle, B , 2 v ita m i ni düşüktür. B 12, B 6 vitaminleri ve folik asit m iy e lin , bazı nörotransm iterler ve hücre zarı m e ta b o liz m a s ı için metil grubu sağlayan m etio n in m e ta b o liz m a sı için koenzim etkinliği gösterirler. Bu vitam inlerin y e tersizliğinde k an d a ho m o sistein düzeyi yükselir. A ş ı rı düzeydeki hom osistein kan d a m a rla rın ın y ıp r a n m a sına neden olur. Bazı a raştırm alard a A l z h e i m e r ’lı hastalarda plazm a ho m o sistein ve m e tilm a lo n ik asit düzeyinin önemli derecede y ü k sek o ld u ğ u g ö ste ril
miştir (10). M etilm alo n ik asitin yüksekliği B 12 vita mininin yetersizlik belirtisidir. Y aşlılarda yetersizliği görülen vitaminlerin başında B )2 g elm e k te d ir.
A L Z H E İ M E R H A S T A L I Ğ I N D A N K O R U N M A D A B E S L E N M E o
Hastalıktan Korunmada Antioksidanların Etkisi
A lz h e im e r hastalığının p a to g e n e z in d e oksidasyon stresinin rol oynadığı anlaşıldıktan sonra antioksi- danlı k o ru m a üzerine araştırm alar yoğunlaşm ıştır. V itam in E, lipid p ero k sid a sy o n u n u önleyen başta g e len antioksidandır. D eneysel çalışm alarda vitamin E ’nin, hastalıkta 1. derecede etkin olan B-amiloid toksisitesini azalttığı gösterilm iştir (11).A ntioksidanların, B-amiloid ön cü sü proteinlerin glu- kozlaşm asını, oksidasyon ve serbest radikallerin et kisiyle karşıt b a ğ la n m a yolu ile toksik B-amiloid o lu şum unu önleyebildiği deneysel olarak gösterilm iştir (12). Diyete E vitamini eklenm esi beyin vitamin E düzeyini arttırmaktadır. D eneysel çalışm alarda vita min E ve diğer antioksidanların yaşlı h a y v a n la rd a b i lişsel perform ansı geliştirdiği sinir hücre m em branla- rını p eroksidasyondan k o ru d u ğ u g ö zlenm iştir (13).
A lzh eim er hastalığı eşg ü d ü m lü araştırm ada, çeşitli m erkezlerde A lzh eim er h a sta la n üzerinde E vitamini ve selegilinle yapılan klinik çalışm alar toplanmıştır. Selegilin antioksidan niteliğe sahip bir moııoamin oksidaz B inhibitörüdür. Çeşitli m erkezlerde 341 hasta üzerinde çift-kör, plasebo-kontrollü yapılan bu ç alışm ada hastalara 2000 IU /gün E vitamini veya 10 m g/gün selegilin veya plasebo verilerek hastalığın gidişatı değerlendirilm iştir. E vitamini alımı hastalı ğın k ö tü leşm esini ö n em li d e re c e d e azaltm ış (p< 0.001), selegilin de olum lu yö n d e etkili b u lu n m u ştu r (p< 0.01). İkisinin birlikte verilmesi olum lu etkiyi fazla d eğiştirm em iştir (14). Bu çalışm anın sonuçları yüksek doz E vitamini e k len m esiy le hastalığın ilerle mesinin y a v a ş la n a b ile c e ğ in i gösterm ektedir.
Hastalığın d enetim inde en uygun E vitamini d o zunun ne olabileceği araştırılmış, günlük 2000 IU E v itam i ni (1342 a -to k o fe ro l eşdeğeri) aliminin vitamin k o n santrasyonunu p lazm ad a 3 kat arttırdığı, bunun b e yinde E vitamini k o n s a n tra sy o n u n d a % 5 0 'd e n fazla artışın göstergesi olduğu so n u c u n a varılmıştır.
F r a n s a ’da 3777, 65 yaş üstü birey üzerinde yapılan ileriye dönük bir çalışm ad a orta düzeyde (günlük 250-500 mL) kırmızı şarap içen bireylerde A lz h e imer insidansı içm eyenlere göre daha düşük b u lu n m uştur (15). Kırmızı şarabın bu etkisi içerdiği flavo- noidlerden kaynaklanabilir. A ncak bu bulgu başka araştırıcılar tarafından henüz desteklenm em iştir. Bir çok sebze ve m ey v e, özellikle kırmızı şarabın yapıl dığı kara ü zü m , kiraz, vişne, karadut, kızılcık, tu runçgiller güçlü antioksidan özelliğe sahip flavono- idlerden zengindirler.
SONUÇ ve ÖNERİLER
A lz h e im e r hastalığı, k o ro n er kalp hastalığı ve k an ser gibi uzun d ö n e m belirti v erm ed en yavaş gelişen k ro nik bir hastalıktır. H astalıkta patofizyolojik d e ğ işik likler klinik belirtilerin ortaya çık m a sın d an yıllarca önce başlar. B u d ö n e m klinik öncesi olarak bilinir. O k sid atif stresin artışı ile ilişkili y aşla n m a , hastalığın ortaya ç ık m asın d a önem li faktördür. Patolojik d e ğ i şiklikler çok ilerlediği zam an ancak klinik belirtiler ortaya çıkar. Bu nedenle, klinik öncesi d ö n e m d e alı nacak k oruyucu ö n lem ler klinik belirtilerin ortaya çıkm asını önler veya yavaşlatır.
H astalığın p a to g en ezin d e oksid atif stresin önemli rol oynadığı d ü şü n ü lerek erken yaşlardan itibaren b e d e nin “ oksidan-antioksidan d e n g e s in in ” k o ru n m asın a yönelik beslen m ey e ö n e m verilmelidir. O ksidanlar m e tab o lizm a sırasında oluştuğu gibi dış çevreden de gelebilir. B edenin antioksidanlardan yeterli d u ru m d a olm ası, bunları etkisizleştirebilir. A ntioksidanların başında A, E ve C vitam inleri, karotenoidler ve fla- vonoidler gelir. Bunların başlıca kaynağı sebze ve m eyvelerdir. K o ro n e r kalp hastalığı ve kanserde o l duğu gibi her gün 5 porsiyon ve daha çok sebze ve
m ey v e tüketimi bu hastalığın önlenm esi ve geciktiril mesi için de geçerlidir. H afif bilişsel işlev yetersizli ği (a n ım sa m a d a z o rlan m a gibi) a şam asın d a ek E v i tamini alınm asının yararlı olduğu belirtilmiştir. Y ü k sek doz E vitamini aliminin yan etkilerinin olm adığı bildirilmiştir.
K o ro n e r kalp hastalığında olduğu gibi bu hastalıkta da p lazm a hom osistein düzeyi yükselm ektedir. Hafif bilişsel işlev yetersizliği görülenler ve yaşlılar h o m o sistein yönü n d en değerlendirilerek gerektiğinde ek olarak folik asit, B 12 ve B 6 vitam inlerinin alımı ö n e rilebilir. Y aşlılarda B 12 vitamini yetersizliğinin sık g örüldüğü g ö zö n ü n e alınarak bireyin diyetinde y e terli düzeyde hayvansal protein kaynaklarının b u lu n m asına özen gösterilmelidir. Yaşlı bireylere çoğu kez y u m u rta yem em eleri önerilir. Y u m u rta en iyi kalite protein içerdiği gibi bilişsel işlevde rolü olan lesitin- den zengindir ve B n vitamini de sağlar. Sanıldığı si- bi yu m u rta kan kolesterolünü yükselten bir besin d e ğildir ve fiyatı etten daha ucuzdur. Y u m u rta n ın et se çeneği olarak yenm esinin sakıncası yoktur. G en eld e bitkisel besinlere dayalı bir diyette 1 y u m u rta , 2 b a r dak yağı az süt veya yoğurt tüketim i yeterli B P vita mini sağlanm ası için gereklidir.
Y üksek sebze ve m e y v e tüketim i yeterli folik asit sağ lan m asın d a da yardım cı olur.
Hastalığın o lu ş m a sın d a in flam atu v ar olayların da et kin olduğu d ü şü n ü le re k yaşlı bireylere özellikle hafif
4
B AYS AL A.a n ım sa m a güçlüğü belirtileri görülenlere, antiinfla- m atu v ar ve antitrom botik etkiye sahip balık yağının ek olarak verilm esi uygun olur. G ü n lü k b eslen m ed e de çoklu d o y m a m ış yağ alım ın d a o m eg a-6 , om ega-3 dengesine dikkat edilmelidir.
K AYNAK LAR
1. Poehlman ET, Duorak RV. Energy expenditure, ener- gy intake and vveight loss in Alzheimer disease. Am J Clin Nutr 2000;71:650.
2. Selkoe DS. Celi biology of the beta-amyloid precursor protein and the genetics of Alzheimer’s disease. Cold
Spring Hard Symp Quant Biol 1996;61:587.
3. Markesbery WR. Oxidative stress hypothesis in Alzhe imer disease. Free Radical Biology Medicine 1997; 23:134.
4. Harrington CR, Cals C. A glycation connection. Natu- re 1994;370:247.
5. Yan SD, Chen X Fuj, et al. AGE and amyloid-B-pep- tide reurotoxicity in A lz h e im e r’s disease. Nature
1996;382:685.
6. Christen Y. Oxidative stress and Alzheimer disease. Am Clin Nutr 2000;71:621.
7. Mc Geer PL, Rogers J. Antiinflammatory agents as a therapeutic approach to Alzheimer’s disease. Neuro- logy 1992;42:447.
8. Nourhashemi F, Gillette-Guyonnet S, Adrieu S, et al. Alzheimer disease: Protective factors. A m J Clin Nutr 200 0 ; 7 1:643.
9. Anon. The Canadian Study o f Health and Aging; risk factors for A lzheim er’s disease in Canada. Arch Ne- urology 1994;44:2073.
10. Diaz-Arrustia R. Hyperhom ocysteinem ia: A new risk factor for Alzheimer disease? Arch Neurology 1998; 55:1.
11. Behl C, Davıs J, Cole G M , Schutert B. Vitam in E pro- tects nerve cells from amyloid beta protein toxicity. Bi- ochem, Biophyc Res C o m m u n 1992;198:914.
12. Smith M A , Sayre L M , M onnier V M , et al. Radical A G E ing in A lz h e im e r's disease. Trends Neuroscience
1995; 18:172.
13. Socci DJ, Grandall B M , Arendash G W . Chronic anti- oxidant treatment improves the cognitive perform ance of aged rats. Brain Research 1995;693:88.
14. Grundman M. Vitamin E and Alzheim er disease: The basis for additional clinical trials. Am J Clin Nutr 2 0 0 0 ;7 1:630.
15. Orgogozzo JM , Bartiques JF, Lafont S, et al. Wine consumption and dementi in elderly: Prospcctive com- munity study in the Bordeux area. Revievv Neurology