• Sonuç bulunamadı

Rare primary headache syndromes

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rare primary headache syndromes"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nadir görülen primer bafl a¤r›s› sendromlar›

Vesile Öztürk*

SUMMARY

Rare primary headache syndromes

Primary headaches include common forms such as migraine, tension-type headache, and the less frequent cluster headache. Besides, several uncommon primary headaches were included in the section on ‘Cluster headache and other trigeminal autonomic neuralgias’ (section 3) and ‘Other primary headaches’ (section 4) in the second edition of the International Classification of Headache Disorders (ICHD-II, 2004). Since the prevalences of these uncommon headaches are quite low, datas related to clinical features, physiopathology and management are still controversial. While paroxysmal hemicrania, short-lasting unilateral neuralgiform headache attacks with conjunctival injection and tearing (SUNCT) are listed in the third section, hemicrania continua (HC) with not prominent autonomical signs are classified in the fourth section in the ICHD-II classification. The fourth section also includes other rare primary headache syndromes. In this review, some of the uncommon primary types of headache will be discussed. Even though these headaches are reported seldomly, the prevalences are possibly higher than known. It is of importance to recognize these uncommon disorders, since their management differs from common primary headaches.

Key words: Uncommon primary headaches, clinical features, differential diagnosis, pathogenesis, treatment

ÖZET

Primer bafl a¤r›lar› migren, gerilim tipi bafl a¤r›s› ve daha az rastlanan küme bafl a¤r›s›n› içermektedir. Ayr›ca baz› s›k rastlanmayan primer bafl a¤r›lar› da, Uluslar aras› bafl a¤r›s› s›n›flamas›nda (ICHD-II, 2004) “ küme bafl a¤r›s› ve di¤er trigeminal otonomik nevraljiler” (3.bölüm) ve “di¤er primer bafl a¤r›lar›” (bölüm 4) bafll›¤› alt›nda incelenmifltir. Bu nadir primer bafl a¤r›lar›n›n prevalans› oldukça düflük oldu¤undan klinik özellikleri, fizyopatolojileri ve tedavileri konusunda veriler yeterli olmay›p, tart›flmalar devam etmektedir. ICHD-II’de paroksismal hemikranya (PH) ile konjunktival k›zar›kl›k ve göz yaflarmas›n›n efllik etti¤i, unilateral k›sa süreli nevraljifom a¤r›lar (SUNCT) üçüncü bölümde yer al›rken, hemikranya kontinua (HK) otonomik belirtilerin olmas›na ra¤men, bu belirtilerin ön planda olmamas› nedeniyle dördüncü grupta s›n›fland›r›lm›flt›r. Dördüncü bölümde ayr›ca, az rastlanan di¤er primer bafl a¤r›s› sendromlar› da bulunmaktad›r. Bu makalede nadir rastlanan bu primer bafl a¤r›lar›ndan baz›lar› ile ilgili bilgiler gözden geçirilecektir. Bu sendromlar seyrek olarak bildirilmelerine ra¤men, s›kl›klar› olas›l›kla bilinenden daha yüksektir. Tedavileri de di¤er yayg›n bafl a¤r›s› sendromlar›ndan farkl› oldu¤undan tan›nmalar› önem tafl›maktad›r.

Anahtar kelimeler: Nadir primer bafl a¤r›lar›, klinik özellikler, ay›r›c› tan›, patogenez, tedavi

(*) Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dal›, Doç. Dr.

(*) Dokuz Eylül University Medical Faculty, Department of Neurology, Assoc. Prof. MD.

Baflvuru adresi:

Doç. Dr. Vesile Öztürk, Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dal›, 35340, ‹nciralt›, ‹zmir e-posta: vesile.ozturk@deu.edu.tr Tel: (0 232) 412 40 61 / 4051

Correspondence to:

Vesile Öztürk, MD, Associate Professor of Neurology, Dokuz Eylül University Medical Faculty, Department of Neurology, 35340, ‹nciralt›, ‹zmir, TURKEY e-mail: vesile.ozturk@deu.edu.tr Tel: (+90 232) 412 40 61 / 4051

(2)

Paroksismal Hemikranya

Paroksismal hemikranya (PH), klinik olarak küme bafl a¤r›s›na benzeyen, ancak küme bafl a¤r›s› için kullan›lan standart tedavilere yan›t vermeyip indo-metazine dramatik yan›t veren, oldukça nadir rast-lanan bir primer bafl a¤r›s› bozuklu¤udur. Litera-türde yaklafl›k 80 olgu bildirilmifltir. Az say›da pe-diyatrik olgu bildirilmifl olmakla birlikte, PH ge-nellikle eriflkin yaflta s›kl›kla da üçüncü dekadda bafllar (Sandrini 2006, Lewis 2005). Bafllang›ç yafl› 3-81, ortalama 33 yafl olarak bildirilmifltir (Antona-ci ve Sjaastad 1989, Kudrow ve Kudrow 1989). Kronik paroksismal hemikranya (KPH) ilk kez 1974’de Sjaastad taraf›ndan tan›mlanm›flt›r (Sjaas-tad 1976, 1974). Zaman içinde bütün hastalar›n kronik remisyonsuz bir gidifl göstermedi¤i, baz› hastalar›n a¤r›s›z uzun remisyon dönemlerine sa-hip olduklar› gözlenmifl ve Kudrow bunu epizo-dik PH (EPH) olarak adland›rm›flt›r (Kudrow 1987). Baz› hastalar›n ise bafllang›çta epizodik gi-difl gösterip, zamanla kronik forma döndü¤ü göz-lenmifltir (Antonaci ve Sjasstad, 1989).

Paroksismal hemikranyada a¤r› özellikleri, efllik eden belirti ve bulgular küme bafl a¤r›s› (KBA) ile benzerdir. Ataklar›n daha k›sa ve daha s›k oluflu, kad›nlarda daha s›k görülmesi ve indometazine yan›t küme bafl a¤r›s›ndan ay›rt edici özelliklerdir. Klinik olarak orbita, supraorbital, temporal, fron-tal ve maksiler bölgede fliddetli, unilateral, k›sa süreli a¤r› ataklar›yla karakterizedir. A¤r› zonklay›-c›, s›k›zonklay›-c›, pulsatil ya da saplan›c› özellikte tarif

edi-lir, orta ya da çok fliddetlidir. Ataklar s›ras›nda hastalar daha çok migren hastalar› gibi davran›r-lar, sessizce oturmay› ya da fötal pozisyonda yat-may› tercih ederler (Stein 1980). Atak s›kl›¤›n›n daha düflük oldu¤u periyodlar tan›mlansa da, atak s›kl›¤› zaman›n yar›s›ndan ço¤unda günde 5 atak-tan fazlad›r, genellikle günde 5-10 olmak üzere 2-40 aras›nda de¤iflir ve her bir atak 2-45 dakika sü-rer. Di¤er trigeminal otonomik bafl a¤r›lar›nda ol-du¤u gibi PH’da da lakrimasyon, konjuktival hipe-remi, rinore, pitoz, nazal konjesyon, göz kapa¤› ödemi gibi fasiyal otonomik semptomlar a¤r›ya efllik eder. Küme bafl a¤r›s›ndan farkl› olarak Hor-ner sendromu a¤r›ya efllik etmez. ‹ndometazine dramatik yan›t, di¤er trigeminal otonomik bafl a¤r›lar›nda olmayan anahtar bir klinik özelliktir. Daha önceki bafl a¤r›s› s›n›flamas›nda sadece kro-nik formu yer al›rken son s›n›flamada epizodik paroksismal hemikranyan›n tan› ölçütleri de yer almaktad›r (ICHD-II, 2004) (Tablo 1). Bir ay ya da daha uzun süren a¤r›s›z dönemler ile ayr›lm›fl, 7 gün ile bir y›l süren PH ataklar› EPH olarak adlan-d›r›l›r. Düzelme göstermeyen ya da bir aydan da-ha k›sa süreli düzelme gösteren, bir y›ldan dada-ha uzun süre ile ortaya ç›kan PH ataklar› da KPH ola-rak isimlendirilir. EPH, KHP’dan çok daha nadir-dir. EPH’da her biri 1-30 dakika süren ataklar, günde 6-30 kez tekrarlar. Bugüne de¤in cinsiyet fark› bildirilmemifltir. KPH ise kad›nlarda yaklafl›k 3 kat fazla görülür. 2-45 dakika süren ataklar, gün-de 1-40 kez tekrarlar. 2-30 dakika süren a¤r›

atak-Tablo 1. Paroksismal hemikranya tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004).

3.2 Paroksismal Hemikranya

A. B-D ölçütlerini karfl›layan en az 20 atak

B. Tek yanl›, orbital, supraorbital ya da temporal, 2-30 dakika süren, fliddetli a¤r› ataklar› C. bafl a¤r›s›na afla¤›dakilerden en az biri efllik eder:

1. ‹psilateral, konjunktival kanlanma ve/veya göz yaflarmas› 2. ‹psilateral nasal konjesyon ve/veya burun ak›nt›s› 3. ‹psilateral göz kapa¤› ödemi

4. ‹psilateral al›n ve yüzde terleme 5. ‹psilateral miyozis ve/veya pitozis

D. A¤r›l› dönemin yar›s›ndan fazlas›nda atak s›kl›¤› günde 5’in üzerindedir ancak ataklar›n daha az s›kl›kta

oldu¤u dönemler olabilir.

E. Ataklar, tedavi edici indometazin dozu ile tamamen önlenir F. Baflka bir hastal›¤a ba¤lanmaz

3.2.1 Epizodik paroksismal hemikranya (EPH)

A. 3.2 Paroksismal hemikranya için A-F ölçütlerini karfl›layan ataklar

B. 1 aydan uzun düzelme dönemleri ile ay›r›lm›fl olan, 7- 365 gün süren en az iki atak dönemi 3.2.2 Kronik paroksismal hemikranya (KPH)

A. 3.2 Paroksismal hemikranya için A-F ölçütlerini karfl›layan ataklar

B. Ataklar bir y›ldan daha uzun süre, düzelmeyen ya da bir aydan daha k›sa süreli düzelme gösteren

(3)

lar›, genellikle günde 5 kezden daha çok (1-40 kez/g) tekrarlar. Ataklar alkol, boyun hareketleri, C2, C4, C5 transvers ç›k›nt›s›na, sinir köküne, ma-jor oksipital sinire bas› ile tetiklenir. Sadece klinik ile küme bafl a¤r›s›ndan ay›r›m› zor olabilir. KPH’n›n kad›nlarda daha s›k olmas›, indometazi-ne yan›t› ayr›mda öindometazi-nemlidir.

Paroksismal hemikranya fizyopatolojisi hakk›nda çok az fley bilinmektedir. K›sa bir süre önce trige-minal sinir ve parasempatik liflerin kesiflme nokta-s› olan kavernöz sinüsün rolünü düflündürür bir olgu tan›mlanm›flt›r. Bu olguda internal karotis ar-ter (‹KA) anevrizmas›n›n koille tedavisinden sonra, tipik PH benzeri bafl a¤r›s› geliflmifl ve indometa-zin tedavisiyle tamamen düzelmifltir (Irimia 2005). Koil yerlefltirilmesine normal bir yan›t olarak anevrizma etraf›nda geliflen ödem PH benzeri a¤-r›n›n nedeni olabilir. ‹ndometazine tam yan›t, nit-rik oksit sentezinin ve bu yüzden trigeminal lifler-den kalsitonin genle iliflkili polipeptid sal›n›m›n›n ve kranyal parasempatik sistemden vazoaktif in-testinal polipeptid sal›n›m›n›n inhibisyonunun bir sonucu olabilir (Sandrini 2006, Goadsby 1996). Paroksismal hemikranyan›n sekonder nedenleri olarak Willis poligonundaki anevrizmalar, arteri-ovenöz malformasyon, inme, kollajen vasküler hastal›klar gibi vasküler nedenler, frontal, sella, kavernöz sinüs, hipofiz tümörleri, metastazlar, Pancoast tümörü, maksiler kist, intrakranyal hiper-tansiyon say›labilir (Newman 2001, Sjaastad 1995, Hannerz ve Jogestrand 1993). Çok nadir bir bafl a¤r›s› oldu¤undan tüm hastalara nöroradyolojik görüntüleme yap›lmal›d›r.

Paroksismal hemikaranyada hem tan› testi olarak, hem de tedavi amaçl› indometazin kullan›l›r. ‹n-dometazin günde 3 kez 25 mg bafllan›r, 1-2 gün içinde a¤r›lar›n tamamen geçmesi tan› koydurucu-dur. Befl-yedi gün kulland›ktan sonra yan›t al›na-mazsa doz günde 3 kez 50 mg’a ç›k›l›r. Bu doza 10 gün devam edilir, yine yan›t al›namazsa 3x75 mg’a ç›k›larak 10 gün de bu dozda devam edilir. Nadiren baz› hastalarda günde 300 mg’a ç›kmak gerekir. PH’da tipik olarak etkin doz

indometazi-ne bir iki gün içinde dramatik bir yan›t al›n›r, ya-n›t al›nmas› için nadiren iki hafta kadar uzun bir süre beklemek gerekebilir. Aktif dönemlerde has-ta indomehas-tazin dozunu atlad›¤›nda, hathas-ta geciktir-di¤inde bile bafl a¤r›s› ortaya ç›kabilir. EPH’da te-daviye al›fl›ld›k a¤r› periyodu süresinden biraz da-ha uzun süre devam edildikten sonra azalt›larak kesilmeli, KPH’da 6 ay kulland›ktan sonra kesmek denenmelidir. Gastro-intestinal yan etkileri H2 re-septör antagonistleri ve proton pompa inhibitörle-ri ile gideinhibitörle-rilebilir. Uzun süreli kullan›mlar›nda kan de¤erleri izlenmelidir. ‹ndometazine yan›t verme-yen PH’da tan› tekrar gözden geçirilmeli, sekon-der nedenler aranmal›, yüksek doz indometazin denenmelidir. Aspirin, naproksen, piroksikam, ve-rapamil, flunarizin, asetozoamid ve kortikosteroid tedavisiyle k›smen yarar gözlendi¤i bildirilmifltir (Rossi 2005, Sanahuja 2005, Zidverc 2005, New-man 2001, Sjaastad ve Antonaci 1995, Kudrow ve Kudrow 1989, Antonaci ve Sjaastad 1989).

Konjunktival K›zar›kl›k ve Göz

Yaflarmas›n›n Efllik Etti¤i, Unilateral

Nevraljifom K›sa Süreli A¤r›lar

Konjunktival k›zar›kl›k ve göz yaflarmas›n›n efllik etti¤i, unilateral nevraljifom k›sa süreli a¤r›lar (SUNCT “short-lasi›ng unilateral neuralgiform he-adache attacks with conjunctival inject›on and te-aring”), günde çok kez tekrarlayan, oldukça k›sa bafl a¤r›s› epizodlar›yla karakterize çok nadir bir primer bafl a¤r›s›d›r. 1978’de Sjaastad’›n ilk tan›m-lamas›ndan sonra eklenen olgular›n klinik özellik-leri bu primer bafl a¤r›s›n›n üçüncü grupta KBA ve di¤er trigeminal otonomik bafl a¤r›lar› içinde s›n›f-land›r›lmas›na neden olmufltur. Literatürde 50 ci-var›nda bildirilmifl olgu vard›r. Primer bafl a¤r›lar›-n›n nisbeten geç bafllang›çl› olan›d›r, ortalama bafllang›ç 50 yafl civar›nda olup, 10-88 yafllar› ara-s›nda herhangi bir yaflta bafllayabilir. Erkeklerde 2.1/1 oran›nda daha s›k rastlan›r (Vikelis 2005, Goadsby ve Lipton 1997). Bilateral ataklar› olan bir hasta tan›mlanm›fl olsa da, unilateral bir bo-zukluk olarak bilinir (Kuhn 2005).

Tablo 2. SUNCT (Konjunktival k›zar›kl›k ve göz yaflarmas›n›n efllik etti¤i,

unilateral nevraljifom k›sa süreli a¤r›lar) tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004).

3.3. Konjunktival k›zar›kl›k ve göz yaflarmas›n›n efllik etti¤i, unilateral nevraljifom k›sa süreli a¤r›lar (SUNCT)

A. B-D ölçütlerini karfl›layan en az 20 atak

B. Tek yanl›, orbital, supraorbital ya da temporal, bat›c› ya da zonklay›c›, 5-240 sn süren a¤r› ataklar› C. A¤r›ya ayn› yanda konjunktival kanlanma ve göz yaflarmas› efllik eder

D. Ataklar günde 3 -200 s›kl›¤›nda ortaya ç›kar E. Baflka bir hastal›¤a ba¤lanmaz

(4)

Unilateral orbital, supraorbital ya da temporal böl-gede saplan›c› ya da zonklay›c›, aniden bafllay›p aniden sonlanan ve 5-240 saniye süren k›sa a¤r› ataklar› ile karakterizedir. Bu paroksizmlerin s›kl›-¤› günde 1’den, saatte 30’a kadar de¤iflebilir. A¤-r›ya konjunktival k›zar›kl›k ya da göz yaflarmas›n-dan biri efllik edebilir ya da nazal konjesyon, rino-re veya göz kapa¤› ödemi gibi di¤er kranial oto-nomik belirtiler görülebilir (Tablo 2). ‹psilateral konjuktival k›zar›kl›k ve yaflarma a¤r›dan 1-2 sani-ye sonra bafllar. A¤r› trigeminal sinir birinci dal› da¤›l›m›nda maksimaldir, tek tarafl›d›r, orta ya da çok fliddetlidir, saplan›c›, yan›c›, elektrik çarpmas› fleklinde tarif edilir. Ataklar yüze dokunma, yüz y›kama, yemek yeme, trafl olma, konuflma, öksür-me ve boyun hareketleri gibi öksür-mekanik uyaranlar-la tetiklenebilir. Trigeminal nevraljiden farkl› ouyaranlar-la- ola-rak tetik noktalar ve refola-rakter periyod yoktur. Ba-z› hastalar akut dönemler aras›nda sürekli bir ra-hats›zl›k tan›mlarken, hastalar›n ço¤u ataklar ara-s›nda tamamen a¤r›s›zd›r. Hastalar birkaç gün ya da birkaç ay süren semptomatik periyodun y›lda 1-2 kez tekrarlad›¤› epizodik bir gidifl tan›mlar. Remisyonlar genellikle birkaç ay sürmekle birlik-te, süre bir hafta ile 7 y›l aras›nda de¤iflebilir. Ataklar›n ço¤u gündüzdür, gece atak nadiren olu-flur. KBA’dan farkl› olarak hastalar huzursuz de¤il-dir. Hastal›¤›n seyri ve fliddeti de¤iflkendir; baz› hastalar a¤r›s›z dönemin olmad›¤› a¤›r kronik gi-difl gösterebilir.

Bu nadir primer bafl a¤r›s›n›n santral patogeneze sahip oldu¤una inan›l›r. Parasempatik semptomlar trigemino-otonomik refleksin bir sonucudur ve ip-silateral posterior hipotalamik aktivasyonla iliflkili-dir. Bu hipotalamik disfonksiyon sonucu trigemi-novasküler ve kranyal otonomik (parasempatik) aktivasyona neden olur. Nöroradyolojik görüntü-leme çal›flmalar› (May 1999), bir olguda posterior hipotalamus derin beyin stimülasyonunun klinik etkisi (Leone 2005), testesteron düzeyi düflük olan bir SUNCT hastas›n›n klomifene yan›t vermesi (Rozen 2005) ve bir baflka hastan›n verapamile yan›t› (Narbone 2005), patogenezde hipotalamu-sun tutuluflunu desteklemifltir. ‹dyopatik SUNCT’ta hipotalamik tutulum anahtar bir özellik olarak bil-dirilmiflse de, daha sonra tan›mlanan olgular trige-minal siniri komprese eden vasküler loop’un, tri-gemino-otonomik refleks için periferal afferent uyar› gibi hareket ederek olas› bir role sahip oldu-¤unu düflündürmektedir (Zidverc-Trajkovic 2005, Sprenger 2005, Köseo¤lu 2005).

‹ntraaksiyel ya da ekstraaksiyel ço¤unlukla vaskü-ler do¤ada posterior fossa lezyonu olan baz› has-talarda ve hipofiz bezini tutan lezyonlarda SUNCT

benzeri klinik tablo tan›mlanm›flt›r (Goadsby ve Lipton 1997).

Tedaviye oldukça dirençli dirençli bir bafl a¤r›s›d›r, de¤iflik ilaç tedavileri denenebilir. Migren, KBA ve di¤er k›sa süreli a¤r› sendromlar›nda etkili tedaviler genellikle etkisizdir. Lamotrigine (100-300 mg/g), gabapentin (900-2700 mg/g), topiramat 50 mg /g ile olumlu sonuçlar bildirilmifltir. ‹ndometazin ve di¤er nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar, triptanlar, karbamazepin, valproat, lityum, steroid de dene-nebilir. Ataklar›n çok s›k, fliddetli ve dirençli oldu-¤u olgularda uygun önleyici tedavilerin etkileri or-taya ç›k›ncaya kadar akut dönemde, ‹V lidokain infüzyonu hastane koflullar›nda uygulanabilir (Goadsby ve Lipton 21997, D’Andrea 1999).

Hemikranya Kontinua

Hemikranya kontinua (HK), zeminde sürekli, he-mikranyal orta fliddette bir a¤r›, zaman zaman bu a¤r›n›n üzerine binen daha fliddetli ve otonomik belirtilerin efllik edebildi¤i a¤r› ekzaserbasyonlar› ve indometazine tam yan›t ile karakterize bir bafl a¤r›s›d›r. ‹lk kez 1984’de Sjaastad taraf›ndan ta-n›mlanm›fl, daha sonraki yay›nlarla klinik özellik-ler daha netleflmifltir (Pareja 2001, Bordini 1991, Sjaastad ve Spierings 1984). Bafllang›ç yafl› 11-58, ortalama 34 yafl olan ve kad›nlarda erkeklere gö-re iki kat daha s›k görülen bir bafl a¤r›s›d›r (Casuc-ci 2004). Bu güne de¤in literatürde 100’ün üzerin-de olgu tan›mlanm›flt›r. Çok iyi tan›nmayan bir tablodur, olas›l›kla tan› almam›fl çok say›da olgu vard›r.

bafl a¤r›s› kliniklerindeki dirençli, tek tarafl›, kro-nik bafl a¤r›lar›n›n s›k bir nedenidir (Sandrini 2006, Peres 2001). Sürekli, orta fliddetli unilateral bir a¤r› ve indometazine tam yan›t temel özellik-lerdir. A¤r› sabit ya da zonklay›c› olarak tarif edi-lir. Di¤er primer bafl a¤r›s› tipleri, özellikle de tri-geminal otonomik bafl a¤r›lar› ile üst üste binen klinik özellikler içerir. K›sa süreli ataklarla seyre-den di¤er trigeminal otonomik bafl a¤r›lar›n›n ak-sine sürekli bir a¤r› oluflu, otonomik özelliklerinin süreklilik göstermeyifli ve silik oluflundan dolay› son s›n›flamada trigeminal otonomik belirtili bafl a¤r›lar› grubundan al›nm›fl, dördüncü grupta di¤er primer bafl a¤r›lar› bafll›¤› alt›nda incelenmifltir (ICHD-II, 2004). Zemindeki hafif-orta fliddette sü-rekli a¤r›n›n üzerine daha fliddetli a¤r› ekzaserbas-yonlar› süperimpose olabilir. Bu ekzaserbasyonlar belirgin bir tetikleyici olmadan spontan oluflur, 20 dakikadan birkaç güne kadar devam edebilir, ge-ce de ortaya ç›kabilir. Trigeminal otonomik bafl a¤r›lar›nda a¤r› trigeminal sinirin birinci dal›na

(5)

lo-kalize iken, HK’da s›kl›kla trigeminal alan d›fl›na oksipital bölge ve enseye de yay›l›r. ‹psilateral otonomik özellikler ekzaserbasyonlar s›ras›nda or-taya ç›kabilir, ancak KBA ve PH’da oldu¤undan çok daha az belirgindir. Ekzaserbasyonlardaki a¤-r› fliddeti de hiçbir zaman KBA’daki fliddete ulafl-maz. A¤r› ekzaserbasyonlar›na s›kl›kla bulant›, fo-tofobi ve ipsilateral pitoz, konjuktival hiperemi, lakrimasyon, nazal konjesyon gibi otonomik özel-likler efllik eder. Ekzaserbasyonlar oküler rahats›z-l›k hissi ile birliktedir ve s›krahats›z-l›kla gözde yabanc› ci-sim varm›fl gibi tan›mlan›r. A¤r› ekzaserbasyonlar› s›ras›nda hastalar KBA hastalar› gibi huzursuzdur, yerinde duramazlar. Son bafl a¤r›s› s›n›flamas›nda sürekli orta fliddette, unilateral a¤r› üzerine fliddet-li a¤r› ataklar›n›n oldu¤u ekzaserbasyonlar, indo-metazine yan›t ve efllik eden otonomik özelliklere yer verilmifl, a¤r› lokalizasyonu ve di¤er efllik eden semptomlar tan› ölçütleri içinde yer alma-m›flt›r (ICHD-II, 2004) (Tablo 3).

Hemikranya kontinua ile ilgili son yay›nlar, klinik ve olas›l›kla patofizyolojik olarak bu bafl a¤r›s›n›n, migren ile trigeminal otonomik bafl a¤r›lar› aras›n-da bir yerde bulundu¤unu düflündürmektedir (Sandrini 2006). Klein ve arkadafllar› (Klein 2006) bir hastada a¤r›n›n taraf de¤ifltirdi¤ini, hastalar›n ço¤unda otonomik bulgularla, migren benzeri semptomlar›n bir arada oldu¤unu bildirmifltir. Au-ral› migrenden HK’ya dönüflen bir hasta, bafllan-g›çta indometazine, sonra verapamile yan›t, atak-lar›n fenomenolojik olarak KBA atakatak-lar›na benze-di¤i iki olgu bildirimi de bu görüflü desteklemek-tedir (Kuhn 2005, Palmieri 2004, Rajabally 2004). Son olarak, belki de en önemli bulgu olarak HK’daki sürekli a¤r› s›ras›nda aktive olan beyin bölgelerinin kontrlateral posterior hipotalamus (KBA’da aktive olan bölge) ve ipsilateral dorsal pons (migrende aktive olan bölge) olarak gösteril-mesi, HK ile daha yayg›n bu iki primer bafl a¤r›s›

aras›nda fenotip ve patofizyolojik olarak iliflki ol-du¤u hipotezini desteklemifltir (Matharu 2004). Hemikranya kontinua’y› taklid eden organik bo-zukluk olarak travma (Lay 1999), sfenoid kemik, klinoid ç›k›nt› ve kafa taban›n› tutan mezenflimal tümör bildirilmifltir (Goadsby ve Lipton 1997). Tedavide indometazin PH’da kullan›ld›¤› flekilde verilir. Naproksen, parasetamol, parasetamol ve kafein kombinasyonu, ibuprofen, piroksikam k›s-men etkili oldu¤u bildirilmifl di¤er ilaçlard›r (Go-adsby ve Lipton 1997).

Hipnik Bafl A¤r›s›

‹lk kez 1988’de Raskin taraf›ndan tan›mlanan hip-nik bafl a¤r›s› (HBA) genellikle yafll› popülasyonu etkileyen, uykuyla iliflkili nadir bir primer bafl a¤r›s› bozuklu¤udur (Raskin 1988) bafl a¤r›s› atak-lar› bir gecede tek ya da çok say›da olabilir, uyku s›ras›nda ve her gece ayn› saatte olmaya meyilli olup, bazen rüya s›ras›nda da ortaya ç›kabilir. Ori-jinal tan›mlamayla karfl›laflt›r›ld›¤›nda yeni bildiri-len olgular klinik spektrumu geniflletmifl, unilate-ral, daha uzun süreli ataklar›n oldu¤u, jüve-nil/adult bafllang›çl› olgular› da içermeye baflla-m›flt›r. Raskin’in serisindeki erkek dominans›, son-raki gözlemlerle do¤rulanmam›flt›r. Befl erkek, bir kad›n hastadan oluflan Raskin’in orijinal örnekle-minde, yafllar› 65-77 aras› de¤iflen 6 hasta, bulan-t› ile birlikte olan, baflka otonomik bulgunun efllik etmedi¤i k›sa süreli (<1 saat), bilateral bafl a¤r›s› ataklar› ile geceleri düzenli olarak uykudan uyan-makta idi. Ataklar her gece ayn› saatte, bazen uy-ku s›ras›nda gelmekte ve bir gecede birden fazla say›da olabilmekteydi. Raskin’in tüm hastalar› ge-ce yatmadan önge-ce ald›klar› lityuma (300-600 mg) yan›t vermiflti. Raskin uykunun REM faz›yla bir ba¤lant› oldu¤unu ve biyolojik saatte bir kar›fl›kl›-¤›n sonucu HBA geliflti¤ini hipotezini kurdu

(Ras-Tablo 3. Hemikranya kontinua tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004).

4.7 Sürekli yar›m bafl a¤r›s› (Hemikranya kontinua)

A. B’den D’ye kadar olan ölçütleri karfl›layan ve 3 aydan uzun süren bafl a¤r›s› B. Afla¤›daki özelliklerin hepsinin olmas›

1. Taraf de¤ifltirmeksizin tek tarafl› bafl a¤r›s›

2. A¤r›s›z dönem olmaks›z›n günlük ve sürekli bafl a¤r›s› 3. fiiddetli a¤r› ataklar›n›n oldu¤u orta fliddette bafl a¤r›s›

C. A¤r› ile ayn› tarafta olmak üzere afla¤›daki otonomik belirtilerden en az biri

1. Konjuktival k›zar›kl›k ve/veya lakrimasyon 2. Nazal konjesyon ve/veya rinore

3. Pitozis ve/veya miyozis

D. Tedavi edici dozda indometazine tam yan›t E. Baflka bir bozuklu¤a ba¤lanmaz

(6)

kin 1988). Sonraki y›llarda tek olgu sunumlar› ve ufak serilerin yay›mlanmas›yla bu gün literatürde-ki HBA olgu say›s› 80’i geçmifltir. 1997’de Go-adsby ve Lipton HBA için ilk tan› ölçütlerini ya-y›mlam›fllard›r (Goadsby ve Lipton 1997). Bu öl-çütlerde otonomik belirtiler olmaks›z›n, s›k (> ay-da 15), bilateral, k›sa süreli (5-60 ay-dakika), uyku-dan düzenli olarak uyand›ran bafl a¤r›s› ataklar› olmas› HBA olarak tan›mlan›yordu. Daha sonra yeni olgular›n özelliklerinin gözden geçirilmesiyle bu tan› ölçütleri yenilendi (Evres ve Goadsby 2003). Bu ölçütlerde kinik spektrum geniflletilmifl, unilateral, daha uzun süreli (10-180 dakika) atak-lar da yer alm›fl ve tedavi olanakatak-lar› geniflletilmifl-ti. En son olarak da uluslar aras› bafl a¤r›s› bozuk-luklar›n›n s›n›flamas›nda HBA, dördüncü grupta di¤er primer bafl a¤r›lar› içinde yerini alm›fl ve ta-n› ölçütleri belirlenmifltir (ICHD-II 2004) (Tablo 4). Bu ölçütlere göre HBA’da lateralize ya da bila-teral uykuyla iliflkili bafl a¤r›s› ataklar› tan›mlayan bir kiflide e¤er bu ataklar ayda 15 kezden fazlay-sa ya da uyand›ktan sonraki 15 dakika içinde ge-çiyorsa ya da 50 yafl›ndan sonra bafllam›flsa HBA’dan söz edilir. Bu s›n›flamada bafl a¤r›s›n›n maksimum süresinden ve lateralizasyonundan söz edilmemifltir. Hipnik bafl a¤r›s›n›n nadir bir bo-zukluk oldu¤u düflünülür. bafl a¤r›s› merkezlerin-de prevalans› % 0.07 (1/1400 olguda) olarak bildi-rilmifltir (Dodick 1998). Raskin’in serisindeki er-kek dominas›na karfl›n 71 olgunun gözden geçiril-mesinde erkek/kad›n oran› 1.7/1, ortalama bafl-lang›ç yafl› 64 ±11 (36-83 yafl) bulunmufltur (Evers ve Goadsby 2003). Dokuz yafl›ndaki bir k›z ço-cukta da HBA tan›mland›ktan sonra, bafllang›ç ya-fl›n›n genelde inan›ld›¤› kadar spesifik olmad›¤› düflünülmüfltür (Grosberg 2005). Do¤al seyri ko-nusunda bilinen çok az olup, bu güne de¤in bil-dirilmifl ailesel HBA olgu da yoktur (De Simone 2006).

Hipnik bafl a¤r›s›nda a¤r›, genellikle gece 01-03 aras›nda uyand›r›rken, nadiren gündüz uykusu

s›-ras›nda ya da uykudan uyan›rken de ortaya ç›ka-bilir. ‹lk gözlemlerin aksine literatürdeki olgular›n gözden geçirilmesinde (Evers ve Goadsby 2003) olgular›n % 39’unda a¤r›n›n unilateral oldu¤u göz-lenmifl, en s›k (% 56.5) diffüz bafl a¤r›s› gözlenir-ken, fronto-temporal yerleflim % 41.9 ve posterior yerleflim % 1.6 oran›nda izlenmifltir. Olgular›n üç-te ikisinden ço¤unda hafif-orta derecede a¤r› mevcutken, üçte birinden az›nda fliddetli olarak tan›mlanm›flt›r. Zonklay›c›-pulsatil a¤r› olgular›n % 38.1’inde tan›mlan›rken, 557.1’i s›k›c›, geri kala-n› saplakala-n›c› a¤r›dan söz etmifllerdir. A¤r›ya efllik eden semptomlar oldukça nadir olarak tan›mlan-m›fl, kusman›n olmad›¤› bulant› olgular›n % 19’un-da, fotofobi, fonofobi ya da ikisi birden % 6.8’in-de gözlenmifltir. Dört olguda lakrimasyon ve na-zal konjesyon, 2 olguda izole pitoz olmak üzere otonomik bulgulara sadece 6 hastada (% 6.8) rast-lanm›flt›r. Hastalar›n ço¤u gecede tek bir atak ge-çirirken, baz› olgularda atak say›s› gecede 6’ya ka-dar ç›km›flt›r. Rekürrens, hasta tekrar uykuya dal-d›ktan sonra ortaya ç›km›flt›r. Hastalar›n % 77’si uykuya dald›ktan 2-4 saat sonra ilk ataklar›n› ge-çirdiklerini belirtmifllerdir.

Polisomnografik çal›flmalardan elde edilen veriler HBA’n›n kronobiyolojik orjinli, REM uykusuyla iliflkili bir primer bir bafl a¤r›s› bozuklu¤u oldu¤u-nu göstermektedir. Yatmadan önce al›nan lityum, melatonin, indometazin ve kafein en etkili tedavi giriflimleridir. HBA’n›n fizyopatolojisisi henüz tam ayd›nlat›lm›fl olmay›p, yatk›n bireylerde, yaflla ilifl-kili suprakiyazmatik nükleus patolojisinin siklik olarak disnosiseptif mekanizmay› aktive edip ani-den uyanmayla birlikte bafl a¤r›s›na yol açabilece-¤i varsay›l›r. REM uyku faz› s›ras›nda dorsal rafe nükleusundaki atefllemenin azalmas› gibi nörofiz-yolojik olaylarla bu mekanizma uyar›labilir. Hipnik bafl a¤r›s›, uyku s›ras›nda ortaya ç›kan di-¤er primer bafl a¤r›lar›ndan ve benzer bafl a¤r›s›na yol açan intrakranyal bozukluklar (beyin tümörle-ri, intrakranyal bas›nç art›fl›), uyku apnesi ve

arter-Tablo 4. Hipnik bafl a¤r›s› tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004).

4.5 Hipnik bafl a¤r›s›

A. B-D ölçütlerini karfl›layan künt bafl a¤r›s›

B. Yaln›zca uykuda ortaya ç›kar ve hastay› uyand›r›r C. Afla¤›daki özelliklerden en az ikisinin olmas›;

1. Ayda 15 kezden fazla ortaya ç›k›fl

2. Uyand›ktan sonra 15 dakika içinde sonlanma 3. ‹lk kez 50 yafl›ndan sonra ortaya ç›k›fl

D. Otonomik semptom olmamas› ve bulant›, fotofobi veya fonofobi gibi özelliklerden birden fazlas›n›n

bulunmamas›

(7)

yel hipertansiyondan gibi sekonder nedenlerden ay›rt edilmelidir (Sandrini 2006, De Simone 2006, Cohen 2004). Unilateral formlar›n, adult bafllan-g›çl› olgular›n bildirilmesi, a¤r› süresinin üç saate kadar uzayabilmesi, otonomik semptom ve bul-gular›n görülebilmesi, lityumun etkili oluflu tek ta-rafl› HBA ile KBA ve PH aras›ndaki s›n›r› siliklefl-tirmifltir. Ay›r›c› tan›daki en önemli özellik HBA’da otonomik bulgular›n çok nadir ve hafif olufludur. KBA ve PH’da tipik olarak çok fliddetli olan a¤r›-n›n aksine, HBA’da a¤r› hafif-orta fliddettedir. Ay-r›ca a¤r›n›n sadece gece gelmesi de, KBA ve PH için çok ender bir durumdur. Tüm bu ay›rt edici ipuçlar›na ra¤men baz› HBA ve KBA, PH olgula-r›nda klinik tablo üst üste binmifltir. Ayr›ca gece tekrarlayan migren ve gerilim tipi bafl a¤r›s› tan› ölçütleriyle de bir miktar çak›flma vard›r. HBA’na çok benzeyen bir klinik tablo arka fossa menenji-omlu bir olguda bildirilmifl ve cerrahi tedavi son-ras› HBA semptomlar› gerilemifltir (Peatfield 2003). Hipnik bafl a¤r›l› hastalar›n ço¤unun öykü-sünde en s›k migren ve sonra epizodik gerilim ti-pi bafl a¤r›s› olmak üzere baflka bir primer bafl a¤r›s› tan›s› da vard›r (Evers ve Goadsby 2003). bafl a¤r›s› epizodlar› asetilsalisilik aside k›smen yan›t verirken, triptanlara yan›t vermez. En iyi profilaktik tedavi lityum olup, indometazin, kafe-in ve flunarizkafe-ine yan›t veren olgular bildirilmifltir. Beta blokerler, amitriptilin ve steroid nadiren et-kili olur (Sandrini 2006, Evers ve Goadsby 2003, Dodick 2000, Dodick 1998, Newman 1990, Raskin 1988). Lityum gece yatmadan önce 300-600 mg, flunarizin 5 mg kullan›l›r, ancak yafll›larda uzun süreli kullan›m güçlük yaratabilir. ‹ndometazin günde 25-150 mg dozda etkili olabilmektedir, an-cak trigeminal otonomik bafl a¤r›lar›ndaki kadar etkili de¤ildir. Kafein 40-60 mg tablet ya da akflam bir fincan kahve içimi fleklinde iyi bir seçenektir, bu hastalarda gece uykusunu bölmez.

Primer Gökgürültüsü bafl a¤r›s›

Primer gökgürültüsü bafl a¤r›s› (PGBA), oldukça fliddetli, ani bafllang›çl› subaraknoid kanamay›

taklid eden bir bafl a¤r›s›d›r. Otuz saniyeden daha k›sa bir sürede maksimal fliddete ulafl›r, 1 saat ile 10 gün sürebilir. Bafl a¤r›s› bafllad›ktan sonraki 7 gün içinde, nadiren de haftalar aylar sonra tekrar-layabilir, ancak düzenli tekrarlayan bir a¤r› de¤il-dir (Tablo 5). Gündüz ya da gece bafllayabilen bu nadir bafl a¤r›s›n›n, 45 yafl›n üzerindeki kad›nlar-da kad›nlar-daha s›k oldu¤u bildirilmifltir (Linn 1999). PGBA hastalar›n›n %40’›nda migren ya da gerilim bafl a¤r›s› öyküsü vard›r, böyle bir öykü olmayan hastalar›n ço¤unda ileri dönemlerde bu s›k rastla-nan primer bafl a¤r›lar› geliflir (Linn 1999, Markus 1991, Harling 1989, Wijdicks 1988). Daha önce migren ya da gerilim bafl a¤r›s› olan hastalarda gökgürültüsü bafl a¤r›s›n›n bu bafl a¤r›lar›n›n na-dir bir bulgusu mu yoksa ayr› bir klinik tablo mu oldu¤u belli de¤ildir. ‹lginç olarak gökgürültüsü bafl a¤r›l› hastalar›n % 10’unda, uzun süreli izlem-de ciddi bir beyin hastal›¤› olmaks›z›n tekrar ben-zer a¤r› ortaya ç›kmaktad›r (Linn 1999, Linn 1994, Wijdicks 1988). Bu veriler gökgürültüsü bafl a¤r›l› hastalar›n bafl a¤r›s› ataklar›na duyarl› oldu¤unu göstermektedir.

Primer gökgürültüsü bafl a¤r›s›, spontan olarak is-tirahatte, hafif aktiviteler s›ras›nda bafllayabilir ya da zorlu egzersiz, Valsalva manevras› ya da cinsel iliflki ile tetiklenebilir. PGBA, sekonder gökgürül-tüsü bafl a¤r›s›na çok benzer, bu nedenle olas› or-ganik nedenleri d›fllamak için gerekli tüm incele-melerin yap›lmas› zorunludur. Akut bafllay›p, en geç bir dakika içinde en yüksek fliddete ulaflan, genellikle çok fliddetli olup, hastalar›n “hayat›m›n en kötü bafl a¤r›s›” olarak tan›mlad›¤› bir a¤r›d›r. Primer ve sekonder gökgürültüsü bafl a¤r›s›n›n birbirine çok benzemesi nedeniyle, organik nede-ni göstermek için yap›lan incelemelerin yetersiz oldu¤u durumlar›n PGBA olarak de¤erlendirildi¤i fleklinde bir hipotez ortaya at›lm›fl, konvansiyonel anjiografi yap›lmadan organik nedenin saptana-mayabilece¤i öne sürülmüfltür (Ducros 2005). Hollanda’da yap›lan büyük bir çal›flmada birinci basamak hekimlerine baflvuran ani fliddetli bafl a¤r›s› hastalar›n›n üçte birinde altta yatan ciddi bir

Tablo 5. Primer gök gürültüsü bafl a¤r›s› tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004).

4.6 Primer gök gürültüsü bafl a¤r›s›

A. B ve C ölçütlerini karfl›layan fliddetli bafl a¤r›s› B. Afla¤›daki özelliklerin her ikisinin olmas›

1. Ani bafllang›ç ve 1 dakika içinde en yüksek fliddete ulaflma 2. Bir saat ile 10 gün aras› süre

C. ‹zleyen haftalar veya aylar içinde düzenli olarak tekrarlamaz D. Baflka bir bozuklu¤a ba¤lanmaz

(8)

hastal›k bulunmufl (Linn 1994), acil servise bu tip bir bafl a¤r›s› ile baflvuranlar›n ise alt›da birinde ciddi bir neden saptanm›flt›r (Morgenstern 1998, Fodden 1989). Hastane temelli bir çal›flmada, ani bafllang›çl›, nörolojik muayenesi normal olan ve nöroloji bölümüne yönlendirilen 175 hastan›n üç-te ikisinde SAK saptanm›flt›r (van der Wee 1995). Primer gökgürültüsü bafl a¤r›s›, gökgürültüsü bafl a¤r›s›n›n sekonder nedenleri d›flland›ktan sonra konmas› gereken bir tan›d›r. Nörolojik muayenesi normal olsa bile, gökgürültüsü bafl a¤r›s› ile gelen bir hastada uygun incelemelerle sekonder nede-nin araflt›r›lmas› zorunludur. Tart›flmal› olan, bu incelemelerin hangi noktaya kadar devam etmesi gerekti¤idir. Gökgürültüsü bafl a¤r›s› klini¤i ile ge-len bir hastada ilk yap›lmas› gereken subarakno-id kanaman›n kontrasts›z bilgisayarl› beyin to-mografisi (BBT) ile d›fllanmas›d›r. BBT normalse, lomber ponksiyon (LP) yap›lmal›d›r. Bu iki ince-leme normalse bile manyetik rezonans inceince-leme- inceleme-sinin normal oldu¤u görülmeden PGBA tan›s› konmamal›d›r. Manyetik rezonans incelemeleri; beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG)’si, manyetik rezonans anjiografi (MRA) ve venografi, gereken hastalarda servikal arterlerin ya¤ bask›la-mal› MRG’sini içerir. ‹ntrakranyal anevrizmay› saptanmada MRA duyarl›l›¤›, anevrizma büyüklü-¤ü ve incelemeyi de¤erlendiren nöroradyoloji uz-man›na göre de¤iflmekle birlikte % 69-% 100 ara-s›ndad›r. Anevrizma 6 mm ya da daha büyükse MRA duyarl›l›¤› % 95’in üzerindedir (Wardlaw ve White 2000). Uluslararas› bafl a¤r›s› s›n›flamas›na göre de, PGBA tan›s› için nöroradyolojik görüntü-lemenin ve beyin omurilik s›v›s› incelemesinin normal olmas› flartt›r.

Subaraknoid kanama (SAK) sekonder gökgürültü-sü bafl a¤r›s›n›n en s›k nedeni olmakla birlikte, intraserebral kanama, venöz tromboz, vasküler malformasyon, arteriyel diseksiyon, spontan int-rakranyal hipotansiyon, iskemik inme, santral si-nir sistemi anjiitisi, üçüncü ventrikül kolloid kisti, akut sinüzit, intrakranyal enfeksiyon, akut hiper-tansif kriz, barotravma ve pitüiter apopleksi d›fl-lanmas› gereken di¤er sekonder nedenlerdir (Sandrini 2006, Schwedt 2006, Ferrante 2005). Asl›nda PGBA benign gidiflli bir bafl a¤r›s›d›r. Ret-rospektif ve pRet-rospektif incelemelerden elde edi-len bilgiler, gökgürültüsü bafl a¤r›l› nörolojik mu-ayenesi, beyin tomografisi ve lomber ponksiyonu normal olan hastalarda konvansiyonel anjiografi-ye gerek olmad›¤›n› düflündürmektedir. Retros-peptif bir çal›flmada, BBT ve LP’si normal olan 71 hastan›n ortalama 3.3 y›l izleminde hiçbir hastada

SAK geliflmemifltir (Wijdcks 1988). PGBA’l› 225 hastan›n incelendi¤i dört prospektif çal›flmada, bafl a¤r›s› bafllang›c›ndan en az bir y›l geçtikten sonra SAK, ani ölüm geliflen hasta olmam›flt›r (Linn 1999, Landtblom 1996, Markus 1991, Har-ling 1989). Ayr›ca konvansiyonel anjiografinin de, özellikle vazospazm› olan hastalarda riskleri oldu-¤u unutulmamal›d›r. Tüm bu verileri dikkate ald›-¤›m›zda, bu gün için, nörolojik muayenesi, BBT ve beyin omurilik s›v›s› (BOS) incelemesi normal olan gökgürültüsü bafl a¤r›s› hastalar›n›n standart de¤erlendirilmesinde konvansiyonel anjiografi önerilmemektedir. Bununla birlikte, BBT, LP, MRG incelemeleri normal olan, ancak klinik ola-rak intola-rakranyal anevrizma flüphesinin yüksek ol-du¤u iyi seçilmifl olgularda yine de konvansiyonel anjiografi yap›lmas› düflünülebilir.

Onbir PGBA’l› hastan›n incelendi¤i bir çal›flmada, önceki incelemelerle uyumlu olarak hastalar›n bir k›sm›nda reversibl vazokonstriksiyon oldu¤u gös-terilmifl ve vazospazm olsun olmas›n bu hastalar-da nimodipin tehastalar-davisine olumlu yan›t al›nd›¤› bil-dirilmifltir (Lu 2004, Dodick 1999, Sliyka 1995). Bu bulgu, PGBA’n›n alt›nda yatan tek mekaniz-man›n vazospazm olmad›¤›, damarlar etraf›ndaki sempatik sistemin aktive olmas› gibi nörojenik mekanizmalar›n da etkili oldu¤u hipotezini des-teklemifltir. Bu 11 hastada artm›fl sempatik aktivi-tenin de gösterilmesi yine bu hipotezi destekle-mifltir.

Sekonder nedenler d›fllan›p, PGBA tan›s› alan bir hastan›n tedavisi için a¤r› süresince semptomatik analjezik tedavi d›fl›nda baflka bir tedaviye gerek-sinim yoktur.

Primer Öksürük Bafl A¤r›s›, Primer

Egzersiz Bafl A¤r›s› ve Seksüel Aktivite ‹le

‹liflkili Primer Bafl A¤r›s›

Primer öksürük bafl a¤r›s› (PÖBA), primer egzer-siz bafl a¤r›s› (PEBA) ve cinsel aktivite ile iliflkili primer bafl a¤r›s› (CA‹BA) uluslar aras› bafl a¤r›s› s›n›flamas›nda dördüncü bölümde di¤er primer bafl a¤r›lar› içinde yer alan ve nadir rastlanan kli-nik tablolard›r.

Daha önceleri öksürükle bafllayan bafl a¤r›s›n›n alt›nda ciddi hastal›klar yataca¤› düflünülürken, ilk kez 1956’da Sir Charles Symonds bu bozuklu-¤un benign olabilece¤ine dikkat çekmifl ve primer (benign) ve sekonder öksürük bafl a¤r›s› olgular›-n› taolgular›-n›mlam›flt›r (Symonds 1956). Bafl a¤r›s›olgular›-n›n ök-sürük ile provake oldu¤u bu hastalarda, esneme, ›k›nma, gülme, e¤ilme ile de bafl a¤r›s› provake

(9)

olabiliyordu. Fiziksel egzersiz ile tetiklenmeden söz edilmemiflti. 95 benign öksürük bafl a¤r›s›n› de¤erlendiren Rooke ise öksürük bafl a¤r›s›n›, eg-zersiz bafl a¤r›s›n›n bir formu olarak düflünmüfl, koflmayla ortaya ç›kan a¤r›dan ay›rmam›flt›. Bu bildiride de öksürük bafl a¤r›s›n›n benign olabile-ce¤i belirtiliyor ve Symonds’un ilk olgular› gibi er-kek dominans›ndan söz ediliyordu. 40 yafl›ndan sonra s›kl›¤›n belirgin oranda artt›¤› belirtilerek, bafl a¤r›s›n›n 30 dakikadan daha k›sa sürdü¤ü bil-diriliyordu (Rooke 1968). Toplum temelli bir çal›fl-mada benign öksürük bafl a¤r›s›n›n yaflam boyu prevalans›n›n % 1 civar›nda oldu¤u belirtilmifltir (Rasmussen 1992). PÖBA, öksürükle artan de¤il, öksürükle bafllayan bafl a¤r›s›d›r, öksürme engel-lenebilirse bafl a¤r›s› da önlenir. Bulant›, kusma ve otonom bulgular efllik etmez. Primer oldu¤una karar vermeden önce nöroradyolojik incelemeler-le (beyin MRG) yap›sal nedenincelemeler-lerin d›fllanmas› zo-runludur. Genellikle bilateral olan a¤r›, öksürükle birlikte hemen bafllar ve h›zla pik düzeye ulafl›r, saniyeler dakikalar içinde de azal›r. Bazen azal-maya bafllamadan önce birkaç saniye pik düzey-de kal›r. Hastalar›n ço¤u a¤r›lar aras›nda tamamen a¤r›s›zken, baz› hastalarda saatler süren s›k›c› bir

a¤r› devam edebilir (Raskin 1997). Y›llar içinde unilateral a¤r›, esnemeyle tetiklenme gibi nadir görülen klinik özellikler bildirilmifltir. Primer ök-sürük bafl a¤r›s›, PÖBA yaflam›n beflinci dekad›n-dan önce görülmeyen, öksürük, zorlanma ve Val-salva manevras›yla birlikte, hemen saniyeler için-de bafllayan bir a¤r›d›r (Tablo 6). A¤r› süresi ge-nellikle k›sad›r ve bulant›, kusma gibi di¤er klinik semptomlarla birlikte de¤ildir (Pascual 2005). Ök-sürme, esneme, gülme, zorlanma, Valsalva ma-nevras› gibi aktivitelere efllik eden intrakranyal bas›nçtaki k›sa süreli yükselmenin bu bafl a¤r›s›na neden oldu¤u düflünülse de fizyopatolojisi kesin belli de¤ildir (Lewis 2005, Boes 2002). ‹ntraoküler bas›nç art›fl›na ba¤lanan olgular da bildirilmifltir (Gupta 2004).

Daha çok genç yaflta bafllayan PEBA içinse a¤r›-n›n herhangi bir fiziksel egzersiz s›ras›nda ya da hemen sonras›nda ortaya ç›kmas› temel özelliktir. Bafl a¤r›s› ataklar› migren benzer özelliktedir. Ço-¤u hastan›n kendinde ya da ailesinde migren öy-küsü vard›r (Sandrini 2006) (Tablo 7).

Cinsel aktivite ile iliflkili bafl a¤r›s›ndan Hipokrat döneminden beri söz edilmekle birlikte, ilk

mo-Tablo 6. Primer öksürük bafl a¤r›s› tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004). 4.2 Primer öksürük bafl a¤r›s›

A. B ve C ölçütlerini karfl›layan bafl a¤r›s›

B. Ani bafllang›ç, bir saniyeden 30 dakikaya kadar sürme

C. Öksürük, ›k›nma ve/veya Valsalva manevras› ile ve yaln›zca bunlarla iliflkili olarak ortaya ç›k›fl D. Baflka bir bozuklu¤a ba¤lanmaz

Tablo 7. Primer egzersiz bafl a¤r›s› tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004). 4.3 Primer egzersiz bafl a¤r›lar›

A. B ve C ölçütlerini karfl›layan zonklay›c› bafl a¤r›s› B. 5 dakika ile 48 saat sürme

C. Egzersizin yol açt›¤› ve yaln›zca egzersiz s›ras›nda veya sonras›nda ortaya ç›k›fl D. Baflka bir bozuklu¤a ba¤lanmaz

Tablo 8. Cinsel aktivite ile iliflkili primer bafl a¤r›s› tan› ölçütleri (ICHD-II, 2004). 4.4 Cinsel aktivite ile iliflkili primer bafl a¤r›lar›

4.4.1 Preorgazmik bafl a¤r›s›

A. Boyun ve/veya çene kas›lmalar›n›n efllik etti¤i, bafl ve boyunda yerleflik künt a¤r› ve B ölçütünü karfl›lama B. Cinsel etkinlik s›ras›nda ortaya ç›kma ve cinsel uyar›lma ile art›fl

C. Baflka bir bozuklu¤a ba¤lanmaz 4.4.2 Orgazmik bafl a¤r›s›

A. B ölçütlerini karfl›layan ani bafllang›çl› fliddetli (“patlay›c›”) bafl a¤r›s› B. Orgazm s›ras›nda ortaya ç›k›fl

(10)

dern tan›mlamalar 1970’li y›llarda yap›lm›fl, ilk ay-r›nt›l› çal›flmay› da Lance yay›mlam›flt›r (Lance 1976).

Koitus hatta masturbasyon ile tetiklenen bir bafl a¤r›s›d›r. CA‹BA prevalans›, bu konular›n konu-flulmaktan çok hofllan›lmayan konular olmas›n-dan dolay›, olas›l›kla bildirilenden çok daha yük-sektir. Lance (Lance 1976) ve Paulson (Paulson 1974) üç tip CA‹BA tan›mlam›fllard›r. Tip 1, pregazmik dönemde kas kas›lmas› tipi, tip 2 tam or-gazm s›ras›nda patlay›c› vasküler tip, tip 3 ise du-ral y›rt›ktan BOS kaça¤›na ba¤l› postorgazmik postural bafl a¤r›s›. ICHD-II’de daha çok beyin omurilik s›v›s› bas›nc›n›n düflük olmas›na sekon-der oldu¤u için üçüncü tip bu gruptan ç›kar›lm›fl, preorgazmik ve orgazmik bafl a¤r›s› olarak iki tip CA‹BA tan›mlanm›flt›r (Tablo 8). Preorgazmik bafl a¤r›s›, cinsel iliflki s›ras›nda ense ve çene kaslar›-n›n kas›lmas›yla birlikte ensede ve baflta s›k›c› bir a¤r› ile karekterizedir, iliflki devam ederse fliddet-lenir. Orgazmik bafl a¤r›s› ise, orgazm s›ras›nda oluflan ani, fliddetli, patlay›c› bir bafl a¤r›s›d›r. CA-‹BA olan hastalar›n büyük bölümü di¤er primer bafl a¤r›lar›ndan da yak›n›r. Migren ile % 25, be-nign egzersiz bafl a¤r›s› ile % 20, gerilim tipi bafl a¤r›s› ile ise % 45 oran›nda komorbidite bildiril-mifltir. Tip 2’de migrenle komorbidite tip 1’den daha s›kt›r (Frese 2003). Yine bu çal›flmada CA-‹BA’n›n ortalama bafllang›ç yafl› 39.2 yafl olarak bildirilmifl, bafllang›ç yafl›n›n 20-24 ve 35-44 yaflla-r› olmak üzere, erken ve geç iki farkl› yafl döne-minde pik yapt›¤›ndan söz edilmifltir. Ayr›ca bu tip bafl a¤r›s›n›n aktif cinsel yaflam›n bafllamas›n-dan belirli bir süre sonra bafllamad›¤›, her cinsel aktivitede ortaya ç›kmad›¤› belirtilmifltir (Chakra-varty 2005, Cutrer 2004).

Klinik ve patogenetik farkl›l›klara göre, künt ve patlay›c› tip CA‹BA ayr›m›n›n yap›l›p yap›lamaya-ca¤› aç›k de¤ildir. Farkl› durumlar olmaktan öte, ayn› hastal›¤›n iki farkl› flekilde bulgu vermesi da-ha olas›d›r. Bafllang›ç yafl›, cinsiyet ve a¤r› özellik-leri yönünden iki tip farkl› de¤ildir (Frese 2003). Son yay›nlar, patofizyolojide segmental vazospaz-m›n rol oynayabilece¤ini düflündürmekle birlikte, patogenez tam anlafl›labilmifl de¤ildir (Valenca 2004, Schlegel 2004). Lance y›llarca önce (Lance 1976) özellikle ense, boyun ve kranyal kaslardaki kontraksiyonun preorgazmik bafl a¤r›s›n›n oluflu-munda önemli oldu¤unu ve tip 1 CA‹BA olan ba-z› bireylerin gerilim tipi bafl a¤r›s›na yatk›n olduk-lar›n› belirtmifltir. Vasküler do¤adaki tip 2 CA-‹BA’n›n ise, orgazm s›ras›ndaki hemodinamik de-¤iflikliklerle iliflkili oldu¤u düflünülmekte, ancak

bu aç›klama da yeterli görülmemektedir. Bu s›ra-da sistolik, diyastolik kan bas›nc› ve nab›z h›z›n-daki art›fl, günlük yaflamh›z›n-daki farkl› di¤er aktivite-ler s›ras›nda da oluflabilmesine ra¤men, bu du-rumlarda bafl a¤r›s› geliflmemektedir. CA‹BA ile yak›n iliflkili görünen PEBA olan bireylerde, bu fi-ziksel aktiviteler s›ras›nda intratorasik bas›nç artar, bu da intrakranyal bas›nçta geçici bir art›fla ve bafl a¤r›s›na neden olur. Baz›lar›nda ise, bafl a¤r›s› kan bas›nc› ve kalp h›z› art›fl›yla iliflkili olabilir. Transkranyal Doppler incelemeleri, bu tip bafl a¤r›lar›n›n serebrovasküler düz kas hücrelerinde-ki otoregülasyonun bozuk olmas›ndan kaynakla-nabilece¤ini düflündürmüfltür. Bu disregülasyon, duyarl› bireylerde damarlar›n egzersiz s›ras›ndaki kan ak›m› art›fl›na yeterli yan›t verememesine ne-den olur, bu da anormal vazodilatasyon, damar duvar›nda ödem ve kan volümünde art›flla sonuç-lan›r (Heckman 1997). Egzersiz bafl a¤r›s› ve or-gazmik bafl a¤r›s› birlikteli¤i oldukça iyi dökü-mante edilmifltir (Silbert 1991). Benzer fenomen CA‹BA’na yatk›n bireylerde de oluflabilir. Di¤er yandan, cinsel aktivite s›ras›nda kan bas›nc›nda art›fl herkeste ortaya ç›kmakla birlite, son bir ça-l›flmada, CA‹BA tan›mlayan hastalarda fiziksel eg-zersiz s›ras›ndaki kan bas›nc› art›fl›n›n sa¤l›kl› bi-reyler ve migrenli olgulara göre çok daha fazla ol-du¤u saptanm›flt›r (Evers 2003). Bu sonuç CA‹BA olanlarda kan bas›nc›n›n santral otonomik kontro-lünün de¤iflmifl oldu¤unu akla getirmektedir. Primer öksürük bafl a¤r›s›, PEBA, CA‹BA’da ortak, benzer, olas›l›kla da vasküler bir patofizyolojik mekanizma oldu¤u düflünülür. Ayn› bireyde pri-mer bafl a¤r›lar›n›n s›kl›kla birlikte oluflu ve tetik-leyici mekanizmalar›n benzerli¤i bu hipotezi des-teklemifltir (Sandrini 2006). Tüm olgularda önce-likle sekonder nedenler d›fllanmal›, sonra ICHD-II’ye göre tan› konulmal›d›r. PÖBA, özellikle fora-men magnum düzeyindeki yap›sal kranyal bir hastal›¤a sekonder olabilir. Özellikle “posterior fossa kalabal›kl›¤›na” neden olan beyin tümörleri, Chiari malformasyonu, siringobulbi ve vasküler malformasyon gibi patolojiler d›fllanmal›d›r (Chen 2004, Calandre 1996). Semptomatik olgular›n bü-yük ço¤unlu¤unu Chiari tip I deformitesi olufltur-makla birlite, karotis ve vertebrobaziler hastal›k-lar, anevrizmahastal›k-lar, spontan intrakranyal hipotansi-yon da sekonder nedenler olarak bildirilmifltir (Sandrini 2006, Evans 2005). Semptomatik ya da sekonder öksürük bafl a¤r›s› daha erken yaflta bafllar, atak süresi daha uzundur, ço¤u hastada posterior fossa semptom ve bulgular› vard›r ve in-dometazine yan›t vermez (Pascual 1996). PEBA ve CA‹BA’da da herhangi bir yer kaplay›c› oluflum ve

(11)

vasküler diseksiyona ba¤l› sessiz kanaman›n d›fl-lanmas› esast›r.

Bu nadir bafl a¤r›s› sendromlar›nda tedavileri ile de ilgili kontrollü çal›flmalar yoktur, tedavi litera-türdeki olgu bildirilerine göre belirlenir. ‹ndome-tazin ve beta blokerlerle baflar›l› sonuçlar bildiril-mifltir (Sands 1991). Bu gruptaki bafl a¤r›lar› göre-ce k›sa süreli oldu¤u için, a¤r› tedavisi yerine, profilaktik tedavi gereklidir. Her üç grup bafl a¤r›-s›nda da profilaktik olarak verilen 25-150 mg in-dometazin genellikle etkilidir, baz› olgularda da-ha yüksek doza ç›kmak gerekebilir. CA‹BA’da, aktiviteden 30-60 dk önce k›sa süreli profilaksi kullan›l›r. PÖBA’da lomber ponksiyon, asetolzola-mid ve topiramatla olumlu sonuçlar bildirilmifltir (Sandrini 2006, Medrano 2005, Raskin 1995, Mat-hew 1981).

Kaynaklar

Antonaci F, Sjaastad O: Chronic paroxysmal hemicrania (CPH): a review of the clinical manifestations. Headache 1989; (29): 648-656.

Boes CJ, Matharu MS, Goadsby PJ: Benign cough headache. Cephalalgia 2002; 22: 772-779.

Bordini C, Antonaci F, Stovner LJ et al: ‘Hemicrania continua’: a clinical review. Headache 1991; 31: 20-26.

Calandre L, Hernandez-Lain A, Lopez-Valdes E: Benign Valsalva’s maneuver-related headache: An MRI study of cases. Headache 1996; 36: 251-253.

Casucci G, d’Onofrio F, Torelli P: Rare primary headaches: clinical insights. Neurol Sci 2004; 25: S77–S83.

Chakravarty A: Primary headaches associated with sexual activity-some observations in Indian patients. Cephalalgia. 2005; 26:, 202–207.

Chen Y, Lirng J, Fuh J, Chang FC, Cheng HC, Wang SJ: Primary cough headache is associated with posterior fossa crowdedness: A morphometric MRI study. Cephalalgia 2004; 24: 694-699. Cohen AS, Kaube H: Rare nocturnal headaches. Curr Opin Neurol

2004; 17: 295–299.

Cutrer MF, Bose CJ: Cough, exertional and sex headaches. Neurol Clin N Am 2004; 22: 133-149.

D’Andrea G, Granella F, Cadaldini M: Possible usefulness of lamotrigine in the treatment of SUNCT syndrome. Neurology. 1999; 53: 16.

De Simone R, Marano E, Ranieri A, Bonavita V: Hypnic headache: an update. Neurol Sci 2006; 27: S144-S148.

Dodick DW, Brown RD Jr, Britton JW, Huston J: 3rd. Nonaneurysmal thunderclap headache with diffuse, multifocal, segmental, and reversible vasospasm. Cephalalgia 1999; 19: 118-123.

Dodick DW, Michael Jones J, Capobianco DJ: Hypnic headache: another indomethacin-responsive headache syndrome? Headache 2000; 40: 830-835.

Dodick DW, Mosek AC, Campbell JK: The hypnic (“alarm clock”) headache syndrome. Cephalalgia 1998; 18: 152-156.

Dodick DW: Polysomnography in hypnic headache syndrome. Headache 2000; 40: 748-752.

Ducros A: Thunderclap headache. Rev Neurol 2005; 161:713-715. Evans RW, Boes CJ: Spontaneous low cerebrospinal fluid pressure

syndrome can mimic primary cough headache. Headache 2005; 45: 374-377.

Evers S, Goadsby PJ: Hypnic headache: clinical features, pathophysiology and treatment. Neurology 2003; 60: 905-909. Evers S, Schmidt O, Frese A, Husstedt IW, Ringelstein EB: The cerebral

hemodynamics of headache associated with sexual activity. Pain 2003; 102: 73-78.

Ferrante E, Savino A: Thunderclap headache caused by spontaneous intracranial hypotension. Neurol Sci 2005; 26 (Suppl 2): s155-s157. Fodden DI, Peatfield RC, Milsom PL: Beware the patient with a

headache in the accident and emergency department. Arch Emerg Med 1989; 6: 7-12.

Frese A, Eikermann A, Frese K et al: Headache associated with sexual activity: demography, clinical features, and comorbidity. Neurology 2003; 61: 796-800.

Goadsby PJ, Edvinsson L: Neuropeptide changes in a case of chronic paroxysmal hemicrania - evidence for trigemino-parasympathetic activation. Cephalalgia 1996; 16: 448-450.

Goadsby PJ, Lipton RB: A review of paroxysmal hemicranias, SUNCT syndrome and other short-lasting headaches with autonomic features, including new cases. Brain 1997; 120: 193-209. Grosberg BM, Lipton RB, Solomon S, Ballaban-Gil K: Hypnic headache

in childhood? A case report. Cephalalgia. 2005; 25: 68-70. Gupta V: Is benign cough headache caused by intraocular

haemodynamic aberration? Med Hypotheses 2004; 62: 45-48. Hannerz J, Jogestrand T: Intracranial hypertension and sumatriptan

efficacy on a case of chronic paroxysmal hemicrania which became bilateral. (The mechanism of indomethacin in CPH). Headache 1993(33): 320-323.

Harling DW, Peatfi eld RC, Van Hille PT et al: Thunderclap headache: is it migraine? Cephalalgia 1989; 9: 87-90.

Headache Classification Committee of the International Headache Society. The International Classification of Headache Disorders 2nd Edition. Cephalalgia 2004; 24 (Suppl 1): 1-160.

Heckman JG, Hilz MJ, Muck-Weymann M, Neundorfer B: Benign exertional headache and benign sexual headache: a disorder of myogenic cerebrovascular autoregulation? Headache 1997; 37: 597-598.

Irimia P, Barbosa C, Martinez-Vila E: Paroxysmal hemicrania after carotid aneurysm embolization. Cephalalgia 2005; 25: 1096-1098. Klein JP, Kostina-O’Neil Y, Lesser RL: Neuro-ophthalmologic

presentations of hemicrania continua. Am J Ophthalmol 2006; 141: 88-92.

Koseoglu E, Karaman Y, Kucuk S, Arman F: SUNCT syndrome associated with compression of trigeminal nerve. Cephalalgia 2005; 25: 473-475.

Kudrow DB, Kudrow L: Successful aspirin prophylaxis in a child with chronic paroxysmal hemicrania. Headache 1989; 29: 280-281. Kudrow L, Esperanca P, Vijayan N: Episodic paroxysmal hemicrania?

Cephalalgia 1987; (7): 197-201.

Kuhn J, Kuhn KF, Cooper-Mahkorn D, Bewermeyer H: Remitting form of hemicrania continua: two new cases exhibiting one unusual autonomic feature. Headache 2005; 45: 759-762.

Kuhn J, Vosskaemper M, Bewermeyer H: SUNCT syndrome: a possible bilateral case responding to topiramate. Neurology 2005; 64: 2159. Lance JW: Headache related to sexual activity. J Neurol Neurosurg

Psychiatry 1976; 39: 1126-1130.

Lance JW: When sex is a headache. Editorial. BMJ 1991; 303: 202-203. Landtblom AM, Boivie J, Fridriksson S et al: Thunderclap headache: final results from a prospective study of consecutive cases. Acta Neurol Scand 1996; 167 (suppl 94): 23-24.

(12)

Lay CL, Newman LC: Post-traumatic hemicrania continua. Headache 1999; 39: 275-279.

Leone M, Franzini A, D’Andrea G et al: Deep brain stimulation to relieve drug-resistant SUNCT. Ann Neurol 2005; 57: 924-927. Lewis D, Gozzo Y, Avner M: The “Other” Primary Headaches in

Children and Adolescents. Pediatr Neurol 2005; 33: 303-313. Linn FHH, Rinkel GJE, Algra A et al: Follow-up of idiopathic

thunderclap headache in general practice. J Neurol 1999; 246: 946-948.

Linn FHH, Wijdicks EFM, van der Graaf Y et al: Prospective study of sentinel headache in aneurysmal subarachnoid haemorrhage. Lancet. 1994; 344: 590-593.

Lu SR, Liao YC, Fuh JL, et al: Nimodipine for treatment of primary thunderclap headache. Neurology 2004; 62: 1414-1416.

Markus H: A prospective follow up of thunderclap headache mimicking subarachnoid haemorrhage. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1991; 54: 1117-1118.

Matharu MS, Cohen AS, McGonigle DJ et al: Posterior hypothalamic and brainstem activation in hemicrania continua. Headache 2004; 44: 747-761.

Mathew NT: Indomethacin responsive headache syndromes. Headache 1981; 21: 147-150.

May A, Bahra A, Buchel C, et al: Functional magnetic resonance imaging in spontaneous attacks of SUNCT: short-lasting neuralgiform headache with conjunctival injection and tearing. Ann Neurol 1999; 46: 791-794.

Medrano V, Mallada J, Sempere AP et al: Primary cough headache responsive to topiramate. Cephalalgia 2005; 25: 627-628. Morgenstern LB, Luna-Gonzales H, Huber JC et al: Worst headache

and subarachnoid hemorrhage: prospective, modern computed tomography and spinal fluid analysis. Ann Emerg Med 1998; 32: 297-304.

Narbone MC, Gangemi S, Abbate M: A case of SUNCT syndrome responsive to verapamil. Cephalalgia 2005; 25: 476-478.

Newman LC, Goadsby P, Lipton RB: Cluster and related headaches. Med Clinics N Am 2001; 85: 997-1016.

Newman LC, Lipton RB, Solomon S: The hypnic headache syndrome: a benign headache disorder of the elderly. Neurology 1990; 40: 1904-1905.

Palmieri A, Mainardi F, Maggioni F et al: Hemicrania continua evolving from migraine with aura: clinical evidence of a possible correlation between two forms of primary headache. Cephalalgia 2004; 24: 1007-1008.

Pareja JA, Antonaci F, Vincent M: The hemicrania continua diagnosis. Cephalalgia 2001; 21: 940-946.

Pascual J, Iglesias F, Oterino A, et al: Cough, exertional, and sexual headaches: an analysis of 72 benign and symptomatic cases. Neurology 1996; 46: 1520-1524.

Pascual J: Primary cough headache. Curr Pain Headache Rep 2005; 9: 272-276.

Paulson GW, Klawns HL: Benign orgasmic cephalgia. Headache 1974; 13: 181-187.

Peatfield RC, Mendoza ND: Posterior fossa meningioma presenting as hypnic headache. Headache 2003; 43: 1007-1008.

Peres MFP, Silberstein SD, Nahmias S, et al: Hemicrania continua is not that rare. Neurology 2001; 57: 948-951.

Rajabally YA, Jacob S: Hemicrania continua responsive to verapamil. Headache 2005; 45: 1082-1083.

Raskin NH: Short-lived head pains. Neurologic Clinics 1997; 15: 143-152.

Raskin NH: The cough headache syndrome: treatment. Neurology 1995; 45: 1784.

Raskin NH: The hypnic headache syndrome. Headache 1988; 28: 534-536.

Rasmussen BK, Olesen J: Symptomatic and nonsymptomatic headaches in a general population. Neurology 1992; 42: 1225-1231.

Rooke ED: Benign exertional headache. Med Clin N Am 1968; 52: 801-808.

Rossi P, Di Lorenzo G, Faroni J, Sauli E: Seasonal, extratrigeminal, episodic paroxysmal hemicrania successfully treated with single suboccipital steroid injections. Eur J Neurol 2005; 12: 903-906. Rozen TD, Saper JR, Sheftell FD, Dodick DW: Clomiphene citrate as a

new treatment for SUNCT: hormonal manipulation for hypothalamic-influenced trigeminal autonomic cephalalgias. Headache 2005; 45: 754-756.

Sanahuja J, Vazquez P, Falguera M: Paroxysmal hemicrania-tic syndrome responsive to acetazolamide. Cephalalgia 2005; 25: 547-549.

Sandrini G, Tassorelli C, Ghiotto N and Nappi G: Uncommon primary headaches. Curr Opin Neurol 2006; 19: 299-304.

Sands G, Newman L, Lipton R: Cough, exertional, and other miscellaneous headaches. Med Clin North Am 1991; 75: 733-747. Schlegel D, Cucchiara B: Orgasmic headache with transient basilar

artery vasospasm. Headache 2004; 44: 710-712.

Schwedt TJ, Manjit S Matharu MS, David W Dodick DW: Thunderclap headache. Lancet Neurol 2006; 5: 621-631.

Silbert PL, Edis RH, Stewart-Wynne EG, Gubbay SS: Benign vascular sexual headache and exertional headache:interrelationships and long term prognosis. J Neurol 1991; 54: 417-421.

Sjaastad O, Antonaci F: A piroxicam derivative partially effective in chronic paroxysmal hemicrania and hemicrania continua. Headache. 1995; 35: 549-550.

Sjaastad O, Dale I: A new (?) Clinical headache entity “chronic paroxysmal hemicrania” 2. Acta Neurol Scand 1976; 54: 140-159. Sjaastad O, Dale I: Evidence for a new (?) Treatable headache entity.

Headache 1974; 14: 105-108.

Sjaastad O, Spierings EL: ‘Hemicrania continua’: another headache absolutely responsive to indomethacin. Cephalalgia 1984; 4: 65-70. Sjaastad O, Stovner LJ, Stolt- Nielsen A, Antonaci F, Fredriksen TA: CPH and hemicrania continua: requirements of high indomethacin dosages-an ominous sign? Headache 1995; 35: 363-367.

Slivka A, Philbrook B: Clinical and angiographic features of thunderclap headache. Headache 1995; 35: 1-6.

Sprenger T, Valet M, Platzer S et al: SUNCT: bilateral hypothalamic activation during headache attacks and resolving of symptoms after trigeminal decompression. Pain 2005; 113: 422-426. Stein HJ, Rogado AZ: Headache rounds. Chronic paroxysmal

hemicrania: two new patients. Headache 1980; 20: 72-76. Symonds C: Cough headache. Brain 1956; 79: 557-568.

Valenca MM, Valenca LP, Bordini CA et al: Cerebral vasospasm and headache during sexual intercourse and masturbatory orgasms. Headache 2004; 44: 244-248.

van der Wee N, Rinkel GJE, Hasan D et al: Detection of subarachnoid haemorrhage on early CT: is lumbar puncture still needed after a negative scan? J Neurol Neurosurg Psychiatry 1995; 58: 357-359. Vikelis M, Xifaras M, Mitsikostas DD: SUNCT syndrome in the elderly.

Cephalalgia 2005; 25: 1091-1092.

Wardlaw JM, White PM: The detection and management of unruptured intracranial aneurysms. Brain 2000; 123: 205-21. Wijdicks EFM, Kerkhoff H, Van Gijn J: Long-term follow-up of 71

patients with thunderclap headache mimicking subarachnoid haemorrhage. Lancet 1988; 2: 68-70.

Zidverc-Trajkovic J, Mijajlovic M, Pavlovic AM et al: Vertebral artery vascular loop in SUNCT and concomitant trigeminal neuralgia. Case report Cephalalgia 2005; 25: 554-557.

Zidverc-Trajkovic J, Pavlovic AM, Mijajlovic M et al: Cluster headache and paroxysmal hemicrania: differential diagnosis. Cephalalgia 2005; 25: 241-243.

Referanslar

Benzer Belgeler

Küresel ısınma etkin değilken Fırat'tan Türkiye saniyede 500 metre küp su vermek- teydi ve bütün Gap arazisi sulanmaya açılsa Fırat ve Dicle'nin suyunun 4/1'i olan 5

konular hakkındaki ihtiyaç duyulan bilgiler ve makinenin bağlantı şekilleri ile ilgili ayrıntılar kullanıcı firmanın ilgili personeline ( makine teknisyeni,

Bu gösterimde kullandığımız  sembolüne çarpım sembolü denir... Çarpımı

Hafız zaman zaman, ayetleri, diğerlerine ümit vermek için sesli okuyor, onun sesi bu kahredici mekânda gönüllere bir ümit ışığı gibi süzülüyordu.. Krasnoyarsk denilen

Kalite Çemberleri Paylaşım Konferansı -SMED KalDer Ankara Yönetim Kurulu Üyeleri ile EFQM 2020 Modeli Tanıtım Eğitimi.. 2021 Kalite Çemberi Kaizen Ödülü

Karaman Belediye Meclisce yapılan inceleme neticesinde; Karaman İli, Merkez İlçe, Üniversite Mahallesi(tapu kayıtlarında Kırbağı Mahallesi)nde, dava tarihi

Resmi Kurum olarak görülen alanın mülk sahibinin, aynı zamanda imar plan değişikliği teklifinde bulunan Vakıflar Müdürlüğü olduğundan İmar plan

[r]