• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de gelir üzerinden alınan vergilerde geçici vergi uygulaması: sorunlar ve çözümü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de gelir üzerinden alınan vergilerde geçici vergi uygulaması: sorunlar ve çözümü"

Copied!
71
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖNERİLERİ

Ali Osman HORZUM

Ocak 2019 DENİZLİ

(2)

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dönem Projesi Maliye Ana Bilim Dalı

Maliye Tezsiz İkinci Öğretim Yüksek Lisans Programı

Ali Osman HORZUM

DANIŞMAN: Prof. Dr. Ersan ÖZ

Ocak 2019 DENİZLİ

(3)

Maliye Anabilim Dalı, Maliye Tezsiz Yüksek Lisans öğrencisi Ali Osman HORZUM tarafından Prof. Dr. Ersan ÖZ yönetiminde hazırlanan “TÜRKİYE’DE

GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE GEÇİCİ VERGİ

UYGULAMASI: SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” başlıklı dönem projesi ……/…../2019 tarihinde yapılan başvuruda başarılı bulunmuş ve Dönem Projesi olarak kabul edilmiştir.

Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ………..tarih ve …………..sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Prof. Dr. Mehmet Vefa NALBANT Enstitü Müdürü

(4)

riayet edildiğini; bu çalışmanın doğrudan birincil ürünü olmayan bulguların, verilerin ve materyallerin bilimsel etiğe uygun olarak kaynak gösterildiğini ve alıntı yapılan çalışmalara atıfta bulunulduğunu beyan ederim.

(5)

ÖNSÖZ

Türkiye’de zaman bakımından vergilendirme sürecinde adaletin sağlanabilmesi için modern bir uygulama olarak geçici vergi müessesesi ihdas edilmiştir. Geçici vergi ile aylık maaşlarından kesinti suretiyle gelir vergisi ödeyen kimseler ile bir yıl sonra beyanname vererek gelir vergisi ödeyen kimseler arasında “zaman adalet dengesi” kurulmak istenmektedir. Bu çalışmamızda “Türkiye’de Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Geçici Vergi Uygulaması: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konusu ele alınmıştır. Uygulama esnasında hedeflenen, planlana, arzu edilen durumların her zaman gerçekleşmediği sıklıkla görülür. Hatta “evdeki hesap çarşıya uymaz” şeklinde atasözlerimizde dahi böyle durumların ifade edildiği görülmektedir. Bu konu üzerinde çalışmaya sevk eden danışmanım Sayın Prof. Dr. Ersan ÖZ’e gösterdiği ilgiden ve yapmış olduğu eşsiz yönlendirmelerden ötürü teşekkür ederim.

(6)

ÖZET

TÜRKİYE’DE GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE GEÇİCİ VERGİ UYGULAMASI SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

HORZUM, Ali Osman Dönem Projesi

Maliye ABD

Maliye Tezsiz İ.Ö. Yüksek Lisans Programı Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Ersan ÖZ

Ocak 2019, VII + 60 Sayfa

Bugünkü anlamda geçici vergi uygulaması 1998 yılında başlamıştır. Daha önceki geçici vergi sisteminde, bir önceki yıl ödenen verginin belirli bir yüzdesinin her ay eşit taksitler halinde alınması, esasına dayalı bir uygulama bulunmaktaydı. Bugünkü şekli ile 20 yılı aşkın süredir uygulanan geçici vergide, pek çok sorun yaşanmıştır. Bu çalışmamızda geçici vergi sorunları ve çözüm önerileri konusunu esas almaktayız. Öncelikle geçici vergi matrahının sağlıklı olarak tespit edilebilmesi birinci temel sorundur. Hatta kanun koyucu dahi geçici vergi uygulamasında vergi matrahının sağlıklı tespit edilemeyeceği kanaati ile matrahın %10’unu aşmayan farkların cezaya konu olmayacağı hususunu özel bir düzenlemeye bağlamıştır. Geçici vergi matrahının tespitinde ikinci temel sorun değerleme ve envanter çalışmalarının sağlıklı yapılabilmesine ilişkindir. Değerleme ve envanter çalışmalarına yıl sonunda bilanço çıkarma esnasında olduğu gibi titizlik ve özen göstermeyen mükelleflerin sıklıkla hatalar yaptığı görülmektedir. Ayrıca geçici vergi hesaplanması sırasında dönemsellik esasına aykırı işlemler yapıldığı görülmekte ve bu durumda pek çok soruna yol açabilmektedir. Geçici vergide dördüncü temel sorun kanunen kabul edilmeyen giderlerin tespitinde yaşanan güçlüklerdir. Geçici vergi uygulamasında beşinci temel sorun ödenmeyen geçici vergilere yapılması gereken işlemin mükellefler tarafından yanlış algılanmasıdır. Geçici vergide altıncı sorun son dönem geçici verginin ödenmesi ile ödenecek yıllık verginin neredeyse tamamının ödenmiş olmasıdır. Geçici vergi kapsamına giren mükellefler ile girmeyen mükelleflerin bazılarının adaletsiz tespit olunduğu yönünde eleştiriler de bulunmaktadır. Geçici vergi uygulamasının revize edilerek bu sorunlardan arındırılması çok daha sağlıklı bir vergi sistemine sahip olmamızı sağlayacaktır.

(7)

ABSTRACT

TEMPORARY INCOME TAX PRACTICE IN TURKEY THROUGH THE TAX PROBLEMS AND SOLUTIONS

HORZUM, Ali Osman Master Thesis Public Finance Department

Finance Second Cycle Education Master's Degree Programme Adviser of Thesis: Prof. Dr. Ersan ÖZ

January 2019, VII + 60 Page

Today’s temporal tax implementation started in 1998. In the previous temporal tax system, the implementation was based on monthly payments of a certain percentage of the total tax paid in previous year. Lots of problems have occured in today’s temporal taxation which is in practice for more than 20 years. In this study, we will examine these problems and offer sollutions. The first main problem is to set the temporal tax assesment accurately. Even the law making organs think that the assesment cannot be ser precisely and made a special regulation that the differences in assesment not more than %10 won’t be penalised. The second main problem in the temporal tax determination is to accurately evaluate and make inventory. Just like the balance sheets at the end of the year, some taxpayers act sloppy while making evaluations and inventory and make mistakes. Also while calculating temporal taxes, some procedures are being made which are against the seasonal principal and this causes many problems. The fourth main problem is the problems occuring while calculating the expenses which are not acceptes by the law. The fifth problem is the misunderstanding of the taxpayers about the procedures about non-paid temporal taxes. The sixth problem is that with the last temporal tax paid, the total annual tax is approximately already being paid. There are also criticisms about inequalities while determining the taxpayers which are responsible for temporal tax and which are not. Revising the temporal tax system and cleansing the system from these problems will ensure a much more healthier tax system.

(8)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ………...…I ÖZET ... II ABSTRACT... III İÇİNDEKİLER………...…..…IV ŞEKİLLER DİZİNİ ... VI TABLOLAR DİZİNİ ... VII GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. Vergi Kavramı ... 3

1.2. Vergi Adaleti Kavramı ... 5

1.3. Geçici Vergi Kavramı ... 6

1.4. Geçici Verginin Tarihsel Gelişimi ... 7

1.5. Geçici Vergi Benzeri Vergisel Müesseseler ... 10

1.6. Günümüzdeki Geçici Vergi Uygulaması ... 11

1.6.1. Hukuki Dayanak ... 12

1.6.2. Geçici Vergi Oranları ... 14

1.6.3. Geçici Vergi Beyan ve Ödeme Zamanları ... 15

1.6.4. Geçici Vergi Matrahının Tespiti ... 16

1.6.5. Geçici Verginin Eksik Beyan Edilmesi ... 18

1.6.6. Geçici Vergi Uygulama Basamakları ... 19

1.7. Geçici Vergiye Yönelik Eleştiriler ... 25

1.8. Geçici Vergi Hesaplama Örneği ... 25

İKİNCİ BÖLÜM GEÇİCİ VERGİDE SORUNLAR 2.1. Geçici Vergi Matrahının Tespiti Sorunu ... 32

2.1.1. Serbest Meslek Kazancı Geçici Vergi Matrahının Tespiti ... 33

2.1.2. Ticari Kazançta Geçici Vergi Matrahının Tespiti ... 34

2.2. Geçici Vergide Değerleme ve Envanter Sorunları ... 35

2.3. Geçici Vergide Dönemsellik Sorunları ... 39

2.4. Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler Sorunu ... 40

(9)

2.6. Son Dönem Geçici Vergi Sorunu ... 45

2.7. Geçici Verginin Kapsamına İlişkin Sorunlar ... 46

2.8. Geçici Vergide Adalet Sorunları ... 48

2.9. Geçici Vergide Yıl Sonuna Kadar Talep Edilme Kısıtlaması ... 49

2.10. Ödenmeyen SGK Primlerinin Mahsubu Sorunu ... 50

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM GEÇİCİ VERGİ SORUNLARINA YÖNELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ 3.1.Matrah Tespit Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerileri ... 51

3.2. Değerleme ve Envanter Çalışmalarına Yönelik Çözüm Önerileri ... 52

3.3. Dönemsellik Sorununa Yönelik Çözüm Önerileri ... 52

3.4. Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlere Ait Çözüm Önerileri ... 53

3.5. Ödenmeyen Geçici Vergi Çözüm Önerileri ... 53

3.6. Son Dönem Geçici Vergi Çözüm Önerileri ... 54

3.7. Kapsama İlişkin Sorunların Çözüm Önerileri ... 54

3.8. Geçici Vergide Adalete Ait Çözüm Önerileri ... 54

3.9. Talep Esasının Kaldırılması ... 54

3.10 Ödenmeyen SGK Primlerinin Çözüm Önerileri ... 55

SONUÇ ... 56

KAYNAKLAR ... 58

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa Şekil 1. Geçici Vergi Oranları ………...14 Şekil 2. Geçici Vergi Matrahının Tespitinde Mali Tablolar………....17 Şekil 3. Geçici Vergi Süreci ……….. 25

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Sayfa

Tablo 1. Vergilerin Sınıflandırılması………...3

Tablo 2. 2019 Yılı Ücret Dışı Gelir Vergisi Tarifesi……….…...12

Tablo 3. Geçici Vergi Beyan Süreleri ……… 15

Tablo 4. Geçici Vergi Ödeme Süreleri……….………...15

(12)

GİRİŞ

“Türkiye’de Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Geçici Vergi Uygulaması: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konusu bu çalışmada ele alınmıştır. Bugün sistemi ile 20 yılı aşkın bir süredir uygulanan geçici vergi, pek çok sorunu içermektedir. Bu sorunların büyük kısmının herhangi bir çalışmada hiç ele alınmadığı veya analizinin bütünsel olarak yapılmadığı görülmektedir. Kısmen de olsa bu alandaki sığ literatürün genişlemesini sağlayabilmek amacıyla bu çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın temel problemini tek bir cümle ile ifade edecek olursak “Geçici vergi uygulamasındaki sorunları gidererek nasıl daha iyi işleyen bir sistem elde edebiliriz?” şeklinde bir sonuca ulaşabiliriz.

Geçici vergi uygulamasının temel amacı gelir üzerinden alınan vergilerde çeşitli mükelleflerin aylık, üç aylık ve yıllık şeklinde çeşitli zamanlarda vergi ödemesinden kaynaklanan zaman bakımından vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmaktır. Geçici vergi, vergi ödeme süresi açısından, vergi mükellefleri arasında eşitliği sağlamayı hedeflemektedir. Ulvi bir amaç gibi görülse de adalet, eşitlik kavramlarının yanı sıra geçici vergi mali amaçlarla, bütçe gereklilikleri de gözetilerek ihdas edilmiş bir müessesedir. Bir adaletsizliği gidermek amacıyla çıkılan yolda, uygulamada yeni adaletsizliklere yol açmamak gerekir. Ayrıca Geçici vergi ile kamu gelirinin enflasyon karşısında kendisini koruması da amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda halk arasında Peşin Vergi olarak da adlandırılır. Geçici verginin son 20 yıllık uygulaması içerisinde ne yazık ki pek çok sorun meydana gelmiştir. Literatür taramasını bu 20 yıllık süreç ile sınırlandıracak olursak YÖK’te kayıtlı geçici vergi konusunu doğrudan esas alan sadece 2 çalışma olduğunu görmekteyiz. Bu iki çalışmada da sorunlardan çok sistemin analizi yapılmıştır. Bu çalışmanın diğerlerinden farkı geçici vergi sistemindeki sorunlar ve bu sorunların çözülmesine yönelik önerilere odaklanmış olmasıdır.

“Türkiye’de Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Geçici Vergi Uygulaması: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konusu bu çalışmada bugün yürürlükte olan sistem ele alınmış olup öncesi çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır. Ayrıca bu çalışma geçici verginin gelir ve/veya kurumlar vergisi mükellefleri nezdinde ortaya çıkardığı sorunları ele almaktadır. Gelir idaresinin geçici vergi konusunda yaşadığı sorunlar yine bu çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Geçici vergi uygulamasında mükelleflerin yaşadığı sorunlar ele alınarak her bir soruna yönelik çeşitli çözüm yolları araştırılmıştır.

Birinci bölümde vergi ve geçici vergi kavramları üzerinde durulmuş olup, konunun hukuksal alt yapısı ve kavramsal çerçeve ortaya konulmaya çalışılmıştır. Konuyu gereksiz yere uzatmamak amacıyla sadece geçici vergi ve adalet kavramları üzerinde yoğunlaşılmıştır.

(13)

İkinci bölümde ise geçici vergi uygulamasından kaynaklanan sorunlar ele alınmış olup, bu sorunların kaynakları, vergi mükellefleri üzerinde meydana getirdiği olumsuz sonuçlar ele alınmıştır.

Üçüncü bölümde ise çalışmamızda ele alınan sorunlara yönelik uygulanması kolay çözüm önerileri ele alınmıştır. Bu bölümde çözüm önerileri ikinci bölümde takip edilen yapıya uygun olarak tek tek açıklanmaya çalışılmıştır.

Çalışmamızda ulaştığımız sonuçlar, ele aldığımız sorunlar ve çözüm önerilerimiz sonuç bölümünde kısaca açıklanmıştır.

(14)

BİRİNCİ BÖLÜM

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde gelir üzerinden alınan vergiler ile geçici vergi uygulamaları hakkında kavramsal çerçeveyi oluşturacak olan konuları ele almaya çalışacağız.

1.1.Vergi Kavramı

Vergi, devletin siyasi sınırları içerisinde yaşan herkes ile siyasi sınırlarının dışında yaşamakla beraber kendisine vatandaşlık bağı ile bağlı olanlara kamusal mal ve hizmetler sunmak, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla aldığı, zorunlu, kanuna bağlı, para cinsinden ifade edilebilen değerleri ifade etmektedir. Vergiler, vergilendirme yetkisine haiz kuruluşlar tarafından kamu hizmetlerinin karşılanması amacıyla herkesten, ödeme güçleri doğrultusunda alınan cebri ve karşılıksız paralar olarak tanımlanmaktadır1

. Her ülke, kamusal giderlerini karşılamak, ekonomi, para ve maliye politikası gereklerini yerine getirmek gibi çeşitli amaçlarla vergi almaktadır. Vergilerin temel özellikleri sayıldığında genellikle, karşılıksız olması, devlet tarafından alınması, devletin egemenlik gücüne dayalı olarak zorunlu alınması, para cinsinden alınması hususlarının öncelikle belirtildiği görülmektedir. Vergilerin özelliklerinin yanı sıra verginin sınıflandırılması konusunda da çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır.

Tablo 1: Vergilerin Sınıflandırılması

Kaynağına Göre Vergiler -Gelir üzerinden alınan vergiler

-Servet üzerinden alınan vergiler

-Tüketim üzerinden alınan vergiler

-Gelir vergisi

-Emlak vergisi

-Katma değer vergisi

Matrahlarına Göre Vergiler -Spesifik vergiler

-Advolerem vergiler

-Motorlu taşıtlar vergisi -Gelir vergisi

(15)

Tablo 1 Devamı

Tarifelerine Göre Vergiler -Artan oranlı vergiler

-Düz oranlı vergiler

-Azalan oranlı vergiler

-Gelir vergisi

-Katma değer vergisi

Kapsamlarına Göre Vergiler -Dar tabanlı vergiler

-Geniş tabanlı vergiler

-Özel Tüketim vergisi

-Katma değer vergisi

Yansımalarına Göre Vergiler -Dolaylı vergiler

-Dolaysız vergiler

-Katma değer vergisi

-Kurumlar vergisi

Yükümlünün Kişisel

Durumuna Göre Vergiler

-Objektif vergiler

-Sübjektif vergiler

-Katma değer vergisi

-Gelir vergisi

Ödeme Araçlarına Göre

Vergiler -Bedeni vergiler -Ayni vergiler -Nakdi vergiler -Yol vergisi -Aşar vergisi

-Katma değer vergisi

Kaynak: Nazli Yetimoğlu ve Veli Kargı, Kazı İncitmeden Yolma Algısı Ve Dolaylı

Vergiler, II. Uluslararası Rating Academy Kongresi (Uygulamalı Bilimler), 2018, Sf:4

Bu çalışmamızda Tablo 1’de birinci sırada ifade edilen kaynağına göre vergiler esas alınacaktır. Buna göre Türkiye’deki vergileri şu şekilde sınıflayabiliriz.

A. Gelir Üzerinden Alınan Vergiler 1. Gelir Vergisi

2. Kurumlar Vergisi

B. Servet Üzerinden Alınan Vergiler 1. Emlak Vergisi

(16)

2. Motorlu Taşıtlar Vergisi 3. Veraset ve İntikal Vergisi C. Tüketim Üzerinden Alınan Vergiler

1. Katma Değer Vergisi 2. Özel Tüketim Vergisi 3. Özel İletişim Vergisi

4. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi 5. Damga Vergisi

6. Gümrük Vergisi 7. Şans Oyunları Vergisi 8. Poşet Vergisi

Bu vergi türleri içerisinde geçici vergi uygulaması sadece gelir vergisi ve kurumlar vergisi için uygulandığından diğer vergi türlerine bu çalışmamızda değinmeyeceğiz. 1.2. Vergi Adaleti Kavramı

Vergi zorunlu olarak alınan ve genel bir karşılığı olmayan bir ödemeyi ifade ettiği için vergi mükellefleri “vergi adaleti” kavramı üzerinde durmaktadırlar. Herkes ödüyorsa, bende öderim, vergi adilse niye ödemeyeyim gibi söylemler vergi mükellefleri tarafından sıklıkla dile getirilir. Adaletin vergisel alanda tanımı, hiç kimsenin bir hak kaybına uğramadığı durum ve/veya vergisel anlamda hakkının yenildiğini düşünen kişi veya kurumun hukuk çerçevesi içerisinde hakkını arama yollarının bulunduğu mekanizma olarak yapılabilir. Adalet kavramı “Haklı olana hak ettiğini vermek” olarak tanımlandığında bir değer yargısı da içermektedir. Kime göre, neye göre haklı? Ne yapılırsa hak eden hak ettiğini almış olur? Bu sorulara çeşitli cevaplar verilebileceği elbette açıktır. Vergilerin sınıflandırılması gibi vergi adaletinin de çeşitli açılardan ele alınabildiği görülmektedir. Bunlardan teoride en sık kullanılan ayrıma göre vergi adaleti iki çeşittir.

A. Dikey Adalet (Dağıtıcı/İçeriksel Adalet) : Vergi karşısındaki durumları eşit veya çok benzer olmayanlara farklı şekilde davranılması gereğini ifade eden kavramdır. Örneğin farklı gelir düzeylerindeki vergi mükelleflerinden farklı tutarlarda vergi alınması, dağıtıcı adaletin gerçekleştiği anlamına gelir. Mantıksal olarak aylık, yıllık gibi belirlenmiş dönemde bir asgari ücret değerinde gelir eden bir mükellef ile yine aynı dönemde bin asgari ücret gelir elde eden bir mükellefin aynı vergiyi ödemesi haksızlık olarak nitelendirilecektir. Gelir vergisi uygulamasında artan oranlı vergi tarifesinin uygulanması dikey adaletin dikkate alındığının bir göstergesidir.

(17)

B. Yatay Adalet (Denkleştirici/Şekli Adalet) : Vergi karşısındaki durumları eşit veya çok benzer olanlara eşit şekilde davranılması gerektiğini ifade eden adalet kavramıdır. Örneğin aynı işyerinde çalışıp aynı geliri elde eden iki mükelleften biri fazla vergi öderken diğeri düşük vergi ödüyorsa denkleştirici adaletin gerçekleşmediği kabul edilir. Eşitlik kavramı da esasen bir karşılaştırma içerir. Bir şeyin başka bir şeyle karşılaştırılması sonucu eşittir veya eşit değildir yargısına ulaşırız. Eşitlik karşılaştırılan unsurların tamamen aynı ortak özellik veya özellikleri taşımasını gerektirir. Vergi muafiyetleri, istisnaları, çeşitli ayrıştırmaları, vergi harcamaları hep bu yatay adaleti bozucu unsurlar içermektedir.

Eşit veya özdeş olanlara aynı vergisel işlemlerin uygulanması, farklı veya farklı olanlara farklı vergisel işlemlerin uygulanması ifadesi ile bu iki adalet kavramı birbirini tamamlamakta veya bütünleştirmektedir. Sadece bu iki kavram ile sınırlı kalınmayıp vergi adaleti denildiğinde verginin tabana yayılması, verginin ödeme gücüne göre alınması gibi diğer hususlar da değerlendirilir.

1.3. Geçici Vergi Kavramı

Geçici vergi, vergilendirmede zaman bakımından adaleti sağlamak amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Geçici vergide farklı zamanlarda vergi ödeyen mükelleflerin yatay vergi adaleti kavramı içeriğine uygun olarak denkleştirilmesi hedeflenmektedir. Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden yıllık ödenecek vergiden daha sonra mahsup edilmek üzere üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanan vergiye geçici vergi denir. Geçici vergi; gelir üzerinden alınan vergileri ile ilgili olarak, henüz vergilendirme dönemleri kapanmadan, cari dönem kazanç vergisine (gelir veya kurumlar vergisine) mahsuben önceden hesaplanan ve tahsil edilen bir tür peşin vergidir2

. Geçici vergi denilmesinin nedeni daha sonra alınacak olan yıllık vergiden mahsup edilmesidir. Eğer geçici vergi ödenmemişse, yıllık verginin ödeme zamanı geldiğinde geçici vergi silinerek, mükelleften sadece geçici vergi tutarına ait olan gecikme zammı istenir. Verginin aslının ödeme zamanı geldiğinde geçicisi silinmektedir. Bu anlamda geçicilik ortaya çıkmaktadır.

Gelir vergisi mükellefleri açısından bazıları, örneğin 10 kişiden fazla işçi çalışan işyerlerindeki işçiler gibi aylık vergi ödemektedirler. Gelir vergisi mükelleflerinden bazıları örneğin 10 kişiden daha az işçi çalışan işyerlerindeki işçiler gibi üç aylık dönemlerde vergi ödenmektedir. Şahıs işletmesi gibi işyeri işleten bir gelir vergisi mükellefi ise geçici vergi uygulaması olmasaydı yıllık gelir vergisi ödeyecekti. Bu durumda bazı mükellefler aylık, üç aylık ve yıllık dönemlerde vergi ödüyor olacaklardır. Farklı zamanlarda vergi mükelleflerinin vergi ödemesi en azından zaman bakımından erken vergi ödeyen mükellef türleri için bir adaletsizlik meydana getirecektir. Mükellef

(18)

açısından adaletsizlik olarak tanımlanabilecek ödeme zaman farklılıkları, gelir idaresi için verginin hazineye intikalinin ertelenmesi anlamındadır. Bu vergi uygulaması ile güdülen amaçların mümkün olduğu ölçüde gerçekleştirilebilmesi bakımından, verginin devlete intikali için gerekli sürenin kısa tutulmasının büyük önemi bulunmaktadır3

. Cari yılın vergisinin mükellefiyet türüne bağlı olarak izleyen yılın mart veya nisan ayında tarh, tahakkuk ve tahsil edilecek olması dolasıyla, peşin vergi olarak da adlandırılan geçici vergi üçer aylık mali tablolar üzerinden hesaplanarak tahsil edilmektedir.

Hazine açısından düşünüldüğünde tüm mükelleflerin mükellefiyet türüne bağlı olarak izleyen yılın mart veya nisan ayında vergi ödemesi, harcama, gelir dengesini de zaman bakımından uyumsuz hale getirecektir.

1.4. Geçici Verginin Tarihsel Gelişimi

Türkiye’de geçici verginin tarihsel gelişimine genel hatları ile baktığımızda 1980 yılının sonunda geçici verginin ilk defa ülkemizde uygulanmaya başlanmıştır. 1981 ve 1985 yılında geçici vergi uygulaması ile ilgili değişiklikler yapılmıştır. Bu geçici vergi uygulamasında gerçek usulde ticari kazanç ve serbest meslek kazancı elde eden mükelleflerin bir önceki takvim yılının kazançlarına ait vergileri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu mükerrer 117’nci maddesi kapsamında geçici vergi alınmaktaydı. Burada çok sık eleştirilen durum mükellefin önceki yılının çok iyi geçmiş olması durumunda izleyen yıl çok yüksek geçici vergi ödemek zorunda kalmasıydı. Ekonomide yaşanan durumlara bağlı olarak mükellefin bir önceki yılı ile bir sonraki yılının birbirine benzememesi olağandır. Yukarıda belirttiğimiz gibi 31.12.1981 tarih ve 2574 sayılı kanun ile bu uygulama değişikliğe uğrayarak iki yıl süre ile uzatılmıştır. Daha sonra hayat standardı esası gelmiş olup, temel ve ek göstergeler ile mükelleflerden belirli bir düzeyde vergi alınmıştır. Ancak hayat standardı esasının mantığı doğal olarak geçici vergiden farklıydı.

04.12.1985 tarih ve 3239 sayılı kanunla, izleyen yılın ilk gününden başlamak üzere Gelir Vergisi Kanunu 94’üncü maddesine “Dahili Tevkifat” eklenerek geçici vergi uygulaması benzeri bir sistem tekrar getirilmiştir. Gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai, mesleki kazanç sahipleri, adi ortaklıklar, kollektif şirketler, adi komandit şirketler ile kurumlar vergisi mükelleflerinin cari dönemin gelir veya kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere “Dahili Tevkifat” ödemesi gerekmekteydi. Yine çok uzun soluklu olmayan bu uygulama 03.12.1988 tarih ve 3505 Sayılı Kanun’la GVK’nın mükerrer 120. Maddesi ve KVK’nın 40. maddesinde yapılan düzenleme ile kaldırılmıştır. Yeni gelen sisteme göre ticari ve serbest meslek kazancı elde eden gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükelleflerinin cari dönemde elde ettikleri kazançları üzerinden hesaplanan vergiden

3 Abdurrahman Akdoğan; Yasal Düzenlemelerin İşleyişleri Açısından, Vergilerin İncelenmesi ve

(19)

mahsup edilmek üzere, bir önceki döneme ait kazanç vergileri üzerinden belli bir orana göre hesaplanan vergi 12 taksitte geçici vergi olarak ödenecekti.

Geçici Vergi:

Mükerrer Madde 120.- Gerçek usulde gelir vergisine tabi ticarî kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı, carî vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, geçici vergi öderler.

Geçici vergi tutarı, içinde bulunulan yılda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinin ticarî ve mesleki kazanca (Bu Kanunun 42 nci maddesi kapsamına giren kazançları elde edenlerin ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanların bu işlerden sağladıkları kazançlar hariç) isabet eden kısmının % 50'sidir. Bu oranı, % 100'e kadar artırmaya veya % 25'e kadar indirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Geçici vergi, yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilir ve yıllık gelir vergisi ile birlikte tarh ve tahakkuk ettirilir. Geçici verginin ilk taksidi yıllık beyannamenin verildiği Mart ayında, diğer taksitleri ise her ayın 20 nci günü akşamına kadar olmak üzere 12 eşit taksitte ödenir.

Bir önceki takvim yılında tahakkuk eden geçici vergi, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir. Mahsup edilemeyen tutar, içinde bulunulan yıla ilişkin olarak ödenecek geçici vergiye, artan kısmı diğer vergi borçlarına mahsup edilir. Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı, mükellefin o yıl sonuna kadar yazılı olarak talep etmesi halinde kendisine red ve iade edilir.

Yeni işe başlayan mükelleflerde, bir önceki yıl gelirleri için uygulanan ve mükellefin durumuna uyan hayat standardı temel gösterge tutarı üzerinden hesaplanan gelir vergisinin, ikinci fıkrada yer alan oranla çarpılması suretiyle bulunan tutarın l / 12'si, müteakip yılın Mart ayına kadar olan ay sayısı (işe başlanılan ay hariç) ile çarpılmak suretiyle geçici vergi hesaplanır. Bu tutar, işe başlanılan ayı takip ederi ayın 20'sine kadar, vergi dairesince tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilir; ilk taksidi aynı süre içinde diğer taksitleri ise her ayın 20 nci günü akşamına kadar eşit taksitler halinde ödenir.

İşin bırakılması halinde, işin bırakıldığı ayı takip eden aylara ilişkin geçici vergi taksitleri ödenmez. Geçici verginin yıllık tutarı ile işin bırakıldığı aya kadar (bu ay dahil) olan tutarı arasındaki fark, vergi dairesince terkin edilir.

Cari vergilendirme dönemine ilişkin ödenmemiş geçici verginin; ayın dönemde ticarî ve meslekî kazançlar üzerinden tevkif yolu ile ödenen gelir vergisi (42 nci maddede

(20)

belirtilen kazançlardan yapılan tevkifat hariç) kadarlık kısmı, terkin edilir. Terkin işleminin yapılabilmesi için tevkil yoluyla ödenen verginin belgelendirilmesi şarttır.

Geçici vergiye yapılacak itirazlar, geçici verginin tahsilini durdurmaz.

Geçici vergiye ilişkin usul ve esaslar Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından tespit edilir."

Anayasa Mahkemesi’nin, 07.11.1989 tarih ve 1989/6 esas ve 1989/42 numaralı kararında “Geçici verginin yeni bir vergi türü olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, cari dönem vergisinden mahsup edilecek olması dolayısıyla bir vergi tahsil usulü olarak değerlendirilmesi gerektiği” belirtilmiştir.

26.12.1993 tarih ve 3946 Sayılı Kanunla dileyen mükelleflerin cari dönemdeki gelir ve kazançlarını üçer aylık dönemler halinde belirleyerek, hesaplayarak, geçici vergi ödeyebilecekleri hükme bağlanmıştır.

Ülkemizde bugüne kadar yürürlükte bulunan peşin verginin tarihsel gelişimin özetini şu şekilde yapabiliriz.

1- Komisyon takdirine bağlı olarak geçici verginin tespit edilmesi esası (24.12.1980 gün ve 2361 sayılı Kanun)

2- Bir önceki yıla ait olan gelir ve kurumlar vergisi tahakkukunun %30’u olarak hesaplanan fakat kanunda alt ve üst limitleri de belirlenen geçici vergi uygulaması (31.12.1981 gün ve 2574 sayılı Kanun)

3-Katma değer vergisi esas alınarak dahili tevkifat yöntemine göre peşin vergi alınması uygulaması (3239 sayılı Kanun ile 1.1.1986 tarihinden itibaren uygulamaya sokulmuştur.)

4- Geçen hesap dönemine ait gelir ve kurumlar vergisinin hesaplamaya esas alınarak geçici verginin tespit edildiği uygulama (3505 sayılı Kanun ile 1.1.1994 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.)

5- Geçici vergi döneminin isteğe bağlı olarak üçer aylık dönem kazançları üzerinden bulunması esasına dayalı olan sistem.(İhtiyari)

(21)

6- Geçici vergi döneminin zorunlu olarak üçer aylık dönem kazançları üzerinden bulunması esasına dayalı olan sistem. (4369 sayılı yasa ile 1.1.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir)

1.5. Geçici Vergi Benzeri Vergisel Müesseseler

Geçici verginin temel özelliği cari dönemin vergisinden düşülmek üzere önceden bir miktar vergi ödenmesidir. Önceden ödenen bu vergi ile vergi mükellefleri arasında gelir üzerinden alınan vergiler bağlamında süre bakımından bir denkleştirme yapılmaya ve adalet tesis edilmeye çalışılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında geçici vergi uygulaması sayılmasa bile temel mantığı geçici vergiye çok benzeyen vergisel müesseseler vergi sistemimizde yer almaktadır. Bu anlamda, vergi sistemimizde geçici vergiye en yakın uygulama olarak, mükelleflerin, bankalara yatırdıkları mevduat dolayısıyla elde ettikleri faiz gelirlerinden kesilen tevkifatlar akla gelmektedir. Bu tevkifatlar daha sonra yıllık beyanname üzerinden hesaplanan cari dönem vergisinden, geçici vergide de olduğu gibi mahsup edilmektedir.

Geçici vergiye benzeyen bir diğer uygulama ise yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan mükelleflerin hak edişlerinden kesilen %3 tutarındaki tevkifatlardır. Yıllara sari inşaat ve onarım işinin bittiği yılda hesaplanan vergi üzerinden bu tevkifatlar yine geçici vergiye benzer şekilde mahsup edilecektir. Bu uygulamanın bankalardan elde edilen faiz gelirlerine uygulanan tevkifattan temel farkı yıllara sair inşaat ve onarım işlerinden yapılan tevkifatın çok daha uzun süreler geçtikten sonra hesaplanacak vergiden mahsup edilmesidir.

Avans kar payı uygulaması üzerinden yapılan tevkifatlar da yine geçici vergi uygulamasına benzemektedir. Eskiden şirketlerin ortaklarına kar dağıtımı yapabilmeleri için yıl sonunu beklemeleri ve nihai kar belli olduktan sonra ortaklarına kar payı ödemeleri mümkün olabilmekteydi. Bu durumda ortaklar hayatlarını idame ettirebilmek için şirketten çeşitli adlar altında bir takım değerleri çekerek kullanmaktaydılar. Avans kar payı uygulaması ile şirket ortaklarına belirli prosedürlerin takibine de bağlı olarak 3, 6 veya 9 aylık kazançlar üzerinden kar payı dağıtımı yapılabilmektedir. Yine bu avans kar payı üzerinden de vergi hesaplanmakta, daha sonra ortakların yıllık beyanname vermeleri durumunda, bu beyanname üzerinden hesaplanan vergiden, avans kar payı dolayısı ile ödedikleri vergilerin mahsup edilmesi de mümkün olmaktadır.

İşyeri kira gelirleri üzerinden yapılan stopaj kesintileri de geçici vergiye benzer bir mantık ile işlev görmektedir. Esasen daha sonra yıllık vergiden mahsubu mümkün olan tüm tevkifatlar için geçici vergiye benzer bir fonksiyon ifa ettiklerini ileri sürebiliriz. Gelir

(22)

Vergisi Kanunu’nun 94’ncü maddesi hükmüne göre kaynakta vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar şunlardır;

-Kamu idareleri,

-Kamu müesseseleri,

-İktisadi kamu müesseseleri,

-Sair kurumlar,

-Ticaret şirketleri,

-İş ortaklıkları,

-Dernekler ve vakıflar,

-Dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri,

-Kooperatifler,

-Yatırım fonu yönetenler,

-Gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı

-Zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler. İşyeri kira ödemeleri sırasında yapılan stopajlar, daha sonra yıllık beyanname verilmesi durumunda bu beyanname üzerinden hesaplanacak olan vergiden mahsup edilecektir.

1.6. Günümüzdeki Geçici Vergi Uygulaması

Bu bölümde bugünkü anlamı ile geçici vergi uygulamasının hukuki alt yapısını, oranlarını, beyan ve ödeme zamanlarını, matrah tespit esasları gibi konuları ele alacağız. Böylelikle geçici verginin uygulanmasına ilişkin olan temel bilgileri biraz daha detaylandırarak aktarma olanağına kavuşmuş olacağız. Gelir veya kurumlar vergisi geçici vergi uygulaması bugünkü hali ile 20 yıla ulaşmıştır. Bu son 20 yıllık uygulamada ortaya çıkan sorunları ve çözüm önerilerini ikinci bölümde detaylandıracağız.

(23)

1.6.1. Hukuki Dayanak

Bugünkü hali ile geçici vergi uygulaması, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120’nci maddesi kapsamında hukuki kaynağını temin etmektedir. Uzun bir madde olması nedeniyle kanun maddesini aynen almak yerine kısaca hükümlerini inceleyelim. Birinci fıkrasında basit usulde vergilendirilenler ile yıllara sari inşaat ve onarım işi yapanlar (bu işlerden elde ettikleri gelirler ile sınırlı) hariç olmak üzere ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek kazanç geliri elde edenlerin 103’ncü madde de belirtilen gelir vergisi tarifesinin ilk gelir dilimi oranı kadar vergi ödeyecekleri hükme bağlanmıştır. 103’ncü madde de yazılı olan oran %15’tir. Bir diğer ifade ile gelir vergisi mükellefleri geçici vergi olarak %15 oranında vergi ödeyeceklerdir. 31.12.2018 tarihli üçüncü mükerrer Resmi Gazetede 2019 yılında uygulanacak tarife tebliğ ile şu şekilde belirlenmiştir.

Tablo 2: 2019 Yılı Ücret Dışı Gelir Vergisi Tarifesi

Gelir Dilimi Vergi Oranı

18.000 TL'ye kadar ... % 15

40.000 TL'nin 18.000 TL'si için 2.700 TL, fazlası ... % 20

98.000 TL'nin 40.000 TL'si için 7.100 TL, fazlası ... % 27

98.000 TL'den fazlasının 98.000 TL'si için 22.760 TL, fazlası ... % 35

Kaynak: 31.12.2018 Tarihli Üçüncü Mükerrer Resmi Gazete

Tarifeden de anlaşılacağı üzere %15 en düşük orandır. Böylece geliri 18.000,00 TL’ye kadar olan geçici vergiye tabi gelir vergisi mükellefleri dördüncü dönem geçici vergi ile aslında ödemeleri gereken yıllık vergiyi de ödemiş olmaktadırlar. Ancak gelir vergisi tarifesinin üst dilimlerine göre vergi ödemesi gereken bir mükellef ise yıllık vergi ödeme zamanı geldiğinde geçici vergi ödemesine göre bir ilave bir ödeme yapmak zorunda kalacaktır.

Yine kanunda geçici vergi matrahının tespit sırasında ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre, Vergi Usul Kanunu değerleme hükümleri ile gelir vergisi kanununun ilgili indirim ve istisna hükümleri de uygulanacaktır. Geçici vergi matrahının hesaplanmasında ille de mal sayımı yapılması zorunlu olmayıp, dönem sonu

(24)

mal mevcutları, kayıtlar üzerinden de bulunabilecektir. Envanter sayımının sürekli olarak yapılması mükellefler için hem bir külfet olmakta hem de belirli bir zaman almaktadır. Geçici vergi dönemi içerisinde tevkif suretiyle ödenmiş olan vergiler (Yıllara sari inşaat ve onarım işlerinden yapılan tevkifatlar hariç olmak üzere) hesaplanan geçici vergiden düşülür.

Yine kanun hükümleri gereğince Cumhurbaşkanı geçici vergi dönemlerini üç aya indirmeye yetkilidir. Kanunda belirtilen geçici vergi süresi altı aydır. Ancak uygulamada bu altı aylık süre, 3 aya çekilmiş olup, bu şekilde de uygulanagelmektedir. Yine Cumhurbaşkanı irade tesis ederse, geçici verginin beyan süresini üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü günü olarak belirleme yetkisine sahiptir. Benzer şekilde Cumhurbaşkanı irade tesis ederse, ödeme süresini üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın onyedinci günü olarak belirlemeye de yetkilidir.

Kanunun en dikkat çekici hükmü yapılan incelemeler sonucunda, geçici verginin % 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, tespit edilen bu kısım için cezalı re'sen veya ikmalen tarhiyat yapılır. Bu tespit yapıldığında geçici verginin mahsup süresi geçmiş ise, geçici verginin aslı silinir, fakat gecikme faizi ve hesaplanan ceza tahsil edilir.

İçinde bulunulan hesap dönemine ait olan geçici vergi mükellefin yıllık vergisinden mahsup edilir. Eğer varsa mahsup edilemeyen geçici vergi tutarı, mükellefin diğer vergi borçlarından düşülür. Bu işlemlere rağmen kalan geçici vergi varsa, o yılın sonuna kadar yazılı olarak istenilmesi halinde vergi mükellefine iade edilecektir. Geçici vergi mükelleflerinin işi bırakması, tasfiyesi veya resen terki gibi hallerde işin bırakıldığı dönemi takip eden dönemler için geçici vergi hesaplanmaz ve ödenmez.

İlgili kanun metni incelendiğinde, gelir vergisi açısından geçici vergi uygulamasına yönelik tüm detayların kanun ile vergilerin yasallığı ilkesine uygun olarak düzenlendiği görülmektedir. Verginin oranı, matrahı, ödeme zamanı, konusu, mükellefleri kanunla belirlenmiştir. Yine anayasamıza uygun olarak Cumhurbaşkanı’na belirli sınırlar içerisinde düzenleme yapma yetkisi de verilmiştir.

Gelir vergisi mükellefleri için getirilen geçici vergi uygulamasına paralel düzenlemeler kurumlar vergisi kanununda da yapılmıştır. İlgili kanun hükmü gereğince kurumlar vergisi mükellefleri, (dar mükellefiyete tâbi kurumlarda sadece ticarî ve ziraî kazançlarla sınırlı olarak) geçici vergi ödeyeceklerdir. Kurumlar vergisi mükellefleri için geçici vergi uygulamasında yeni bir oran belirlenmemiş kurumlar vergisi oranının aynen hesaplamalarda kullanılması esası getirilmiştir. Bunun pratik sonucu da son dönem geçici vergi ödemesi ile aslında kurumlar vergisinin yıllık tutarı da ödenmiş olmaktadır. Dar

(25)

mükellefiyete tabi kurumların ticari ve zirai kazançlarına ait geçici vergi uygulaması için farklı esaslar belirlenmemiştir. Tam mükellefiyete tabi kurumlarla aynı esaslara tabidirler. Kurumlar vergisinin geçici vergisi ile ilgili madde de gelir geçici vergiye benzer şekilde Cumhurbaşkanı’na yetki verilmektedir. Kurum geçici vergisi ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı’nın yetkileri şunlardır:

a) Geçici vergi oranını 5 puana kadar indirmeye veya tekrar eski haline kadar getirmeye yetkilidir.

b) Mütekabiliyet ilkesine uygun olarak yabancı kara, deniz ve hava ulaştırma kurumlarında ayrı oranlar belirlemeye veya bu oranları sıfıra indirmeye, kanuni oranın bir katına kadar yeni bir oran tespit etmeye yetkilidir.

1.6.2. Geçici Vergi Oranları

Günümüzde uygulanan geçici verginin oranları esasen yukarıdaki bölümde belirtilmiştir. Ancak geçici verginin hesaplanmasında oranın önemine istinaden küçük bir tekrar yapılmasını uygun görmekteyiz. Aşağıdaki şekilde geçici vergi uygulamasına ait oranlar bir bütün olarak verilmiştir.

Şekil 1: Geçici Vergi Oranları

Geçici Vergi

Gelir Geçici Vergi Oranları Kurum Geçici Vergi Oranları

Ticari Kazançlar İçin Serbest Meslek Erbabı İçin (Basit Usul ve Yıllara Sari %15

İnşaat ve Onarım İşleri Hariç) Şu An Geçerli 2021 de Uygulanacak

%15 Oran Olan Oran

%22 %20

Kaynak: Şekil tarafımdan oluşturulmuştur.

Şekil 1 incelendiğinde gelir vergisi geçici vergisi oranının %15 olduğu, kurumlar vergisi geçici vergi oranı ise %22’dir. İki mükellefiyet türü arasında %22-%15=%7 oranında bir fark bulunmaktadır. Dünya’da artan oranlı gelir vergi tarifesinden vazgeçen ve düz (tek) oranlı gelir vergisine geçen pek çok ülke bulunmaktadır. Bu ülkeler ayrıca gelir ve kurumlar vergisi oranlarını da eşitleme yoluna gitmektedirler. Dünya’da

(26)

görülen bir diğer eğilim de kurumlar vergisi oranlarının düşürülmesi yönündedir. 2021 yılı için ülkemizde %22 oranından %20 oranına geçerek %2’lik bir indirim yapılmış olacaktır.

1.6.3. Geçici Vergi Beyan ve Ödeme Zamanları

Geçici vergi beyan ve ödeme zamanları geçici verginin uygulaması açısından önemlidir. Beyan açısından genel kural üçer aylık dönemleri takip eden ikinci ayın 14’üncü gününe kadar geçici vergi beyannamesinin verilmesi gerektiği yönündedir. Kısaca bir hesap dönemi üçer aylık dört döneme bölünür ve her bir üçer aylık dönemin bitimini takip eden yaklaşık 45 günlük süre içerisinde (izleyen ikinci ayın 14’ünü geçmemek üzere) beyan edilir.

Tablo 2: Geçici Vergi Beyan Süreleri

Dönem Takvim Yılı Esasına

Göre

Beyanname Son Günü

1. Dönem (Ocak, Şubat, Mart) 14 Mayıs

2. Dönem (Nisan, Mayıs, Haziran) 14 Ağustos

3. Dönem (Temmuz, Ağustos, Eylül) 14 Kasım

4. Dönem (Ekim, Kasım, Aralık) 14 Şubat

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Geçici vergi oranlarının gelir vergisi ve kurumlar vergisi için ayrı ayrı belirlendiğini daha önce belirtmiştik. Geçici vergi beyan ve ödeme dönemleri hem gelir vergisi hem de kurumlar vergisi için birebir aynı olarak belirlenmiştir. Beyanname verme sürelerinin son günlerinin resmi tatile gelmesi halinde izleyen ilk mesai saatinin sonuna kadar uzaması Vergi Usul Kanunu madde 18’in bir gereğidir. Geçici vergi beyannameleri içinde yine aynı kural geçerlidir. Üstelik elektronik beyanname uygulaması ile mesai saatinin sonuna kadar değil o gün saat 23.59 itibarıyla vergi beyannameleri verilebilir.

Tablo 3: Geçici Vergi Ödeme Süreleri

Dönem Takvim Yılı Esasına

Göre

Ödeme Son Günü

1. Dönem (Ocak, Şubat, Mart) 17 Mayıs

2. Dönem (Nisan, Mayıs, Haziran) 17 Ağustos

3. Dönem (Temmuz, Ağustos, Eylül) 17 Kasım

(27)

Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı

Vergi ödeme sürelerinin son günlerinin resmi tatile gelmesi halinde izleyen ilk mesai saatinin sonuna kadar uzaması Vergi Usul Kanunu madde 18’in bir gereğidir. Geçici vergi ödemeleri içinde yine aynı kural geçerlidir. Üstelik internet ve/veya mobil bankacılık işlemlerinin kullanılması ile mesai saatinin sonuna kadar değil o gün saat 23.59 itibarıyla vergilerin ödenmesi mümkündür.

1.6.4. Geçici Vergi Matrahının Tespiti

Her vergide olduğu gibi geçici vergide de en önemli konu vergi matrahının tespit edilmesi hususudur. Böylelikle sağlıklı bir geçici vergi hesabının yapılması da mümkün olacaktır. Öncelikle vergi matrahı, geçici vergiye tabi olan mükelleflerin üçer aylık kazançlarını gösteren mali tablolar üzerinden hesaplanmaktadır. Hangi işletmelerin ara dönem mali tablolarını düzenlemeleri gerektiği, hangi mali tabloların ara dönemlerde düzenleneceği, bu mali tabloların karşılaştırmalı olup olmayacağı gibi pek çok konuda sorular akla gelebilir. Bir yılı kapsayan mali tablolar yıllık mali tablolar veya dönem sonu mali tablolar olarak adlandırılmaktadır. Kapsadığı dönem bir yıldan daha az olan mali tablolara ara dönem mali tablolar ismi verilmektedir. Ara dönem mali tablolarda, zaman ve maliyet gibi unsurlar dikkate alınarak, yıllık mali tablolarda yer alan bilgilerden daha azının gösterilmesi de uluslararası muhasebe standartlarına uygun bir durumdur. Bilanço esasına göre defter tutan geçici vergi mükellefleri mart, ocak-haziran, ocak-eylül ve ocak-aralık dönemlerini gösteren gelir tablolarını hazırlamaları gerekmektedir. Şimdi ilk akla gelen soru, ocak-mart dönemi geçici vergi hesaplandıktan sonra ocak-haziran dönemi gelir tablosu hazırlanırsa ocak-mart dönemi iki defa vergilendirilmiş olmayacak mıdır? Bu sorunu aşabilmek için bir sonraki dönemde hesaplanan geçici vergiden önceki dönemlerde hesaplanan geçici vergilerin düşülmesi yöntemi uygulamada kabul edilmiştir. Bilanço usulüne göre defter tutan vergi mükelleflerini de kendi içerisinde ikiye ayırabiliriz.

A) Kağıt ortamında bilanço defterleri B) Elektronik ortamdaki bilanço defterleri

Hangi ortamda bilanço defterleri tutulursa tutulsun hazırlanan gelir tablosu üzerinden geçici verginin hesaplanması değişmeyecektir. Ülkemizde 1994 yılından bu yana Tekdüzen Hesap Planı uygulanmaktadır ve hazırlanacak olan gelir tablosunun formatı da bellidir. Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetimi Standartları Kurumunun kurulmasıyla beraber Büyük ve Orta Boy İşletmeler İçin Finansal Raporlama Sistemi (BOBİ FRS) belirlenmiştir. Bu sistemde hazırlanacak olan tablo gelir tablosu yerine “Kar veya Zarar Tablosu” olarak nitelendirilmiştir ve içerik olarak da farklılıklar göstermektedir. Bunun dışında Türkiye Finansal Raporlama Standartları’na (TFRS’ye) uygun mali tablo hazırlayan işletmelerde yine klasik formattan başka bir formatta “Kâr veya Zarar Ve Diğer Kapsamlı Gelir Tablosu” hazırlanmaktadır. Kısaca geçici vergi beyannamesindeki hesaplamalara esas olması için bilanço esasına tabi defterlerde üç tür gelir tablosu kullanılmaktadır.

(28)

A) Tekdüzen Hesap Planına göre hazırlanmış “Gelir Tablosu” B) BOBİ FRS’ye göre hazırlanmış “Kar veya Zarar Tablosu”

C) TFRS’ye göre hazırlanmış “Kâr veya Zarar Ve Diğer Kapsamlı Gelir Tablosu” Yukarıda belirttiğimiz üç tür mali tabloda esasen ticari karı bulmak amacıyla hazırlanmaktadır. Geçici vergi ise “Mali Kar” üzerinden hesaplanmaktadır. Yani yukarıda belirtilen gelir tablolarına göre bulunan ticari kardan mali kara ulaşılması da gerekmektedir. Bu ulaşım formülünü şu şekilde verebiliriz. Mali Kar=Ticari Kar+ Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler-Vergiye Tabi olmayan gelirler ile İstisna ve İndirimler

Formülün sözel ifadesi mali kara ulaşabilmek için ticari kara kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi, vergiye tabi olmayan gelirler ile istisna ve indirimlerin ise düşülmesi gerekmektedir. Yukarıda aktarmaya çalıştığımız ticari kardan mali kara ulaşmaya ilişkin açıklamaları aşağıdaki gibi genel ve basit bir denklik ile aktarmak da mümkün olacaktır4

. Mali Kar (Vergi Matrahı) = Ticari Kar + KKEG + Eksik Değerleme Farkları – Fazla Değerleme Farkları – Vergiden İstisna Gelirler

Vergi mükellefleri, geçici vergiye esas olan matrahlarının tespit edilmesi esnasında, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde kullanabilecekleri, faydalanabilecekleri her türlü indirim ve istisnaları dikkate alabilirler. Gelir tablosunun dışında bilanço esasına tabi olmayan mükellefler için eğer ticari kazanç geliri söz konusu ise “İşletme Hesap Özeti”, eğer serbest meslek kazancı söz konusu ise “Serbest Meslek Hesap Özeti” şeklinde başka mali tablolar bulunmaktadır. Esasen bu tablolar gelir tablosu ile karşılaştırıldığı zaman oldukça basit kalmaktadır.

Şekil 2: Geçici Vergi Matrahının Tespitinde Mali Tablolar

Geçici Vergi Matrahı İçin Mali Tablolar

Gelir Geçici Matrahının Tespiti Kurum Geçici Matrahının Tespiti

Bilanço Esası İçin İkinci Sınıf Defterler İçin

Gelir Tablosu BOBİ FRS TFRS Gelir Tablosu İşletme Defteri Serbest Meslek Kazanç Kar veya Kar veya

Hesap Özeti Defteri Hesap Özeti Zarar Zarar ve Tablosu Diğ. Kaps.

Gelir Tabl.

(29)

Kaynak: Şekil tarafımdan oluşturulmuştur.

Şekil 2’de geçici vergi matrahının tespiti noktasında kullanılacak olan mali tabloların ne kadar çok çeşitli olduğu görülmektedir. Geçici verginin matrah tespiti sırasında BOBİ FRS ve TFRS çok farklı değerleme ölçüleri gündeme getirmektedir. Vergi mevzuatımıza göre BOBİ FRS veya TFRS’nin belirlediği değerleme ölçüleri değil Vergi Usul Kanunu’nda belirlenen değerleme ölçüleri kullanılacaktır. Bu sebeple BOBİ FRS ve TFRS’ye göre hazırlanan mali tablolarda Vergi Usul Kanunu değerleme ölçüleri ile uyumsuzluk had safhadadır. İşletme defteri hesap özeti ve serbest meslek kazanç defteri hesap özeti Vergi Usul Kanunu değerleme ölçülerine çok daha yakın mali tablolardır.

1.6.5. Geçici Verginin Eksik Beyan Edilmesi

Geçici verginin matrahının tespitinde çok çeşitli tabloların kullanılması, matrahın tespitinde çok fazla kriterin dikkate alınıyor olması gibi nedenlerle sağlıklı olarak tespit edilmeyebilir. Ara dönem mali tabloların hazırlanmasında yılsonu mali tabloları gibi titiz davranılmadığı da bir gerçektir. Hatta kanun koyucu dahi geçici vergi uygulamasında vergi matrahının sağlıklı tespit edilemeyeceği kanaati ile matrahın %10’unu aşmayan farkların cezaya konu olmayacağı hususunu özel bir düzenlemeye bağlamıştır. Kanunun en dikkat çekici hükmü de bu husustur. Yapılan incelemeler sonucunda, geçici verginin % 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, sadece tespit edilen bu kısım için cezalı re'sen veya ikmalen tarhiyat yapılır. Bu şekilde geçici verginin %10’dan fazla eksik beyanının yapıldığı bulunursa, geçici verginin mahsup süresi geçmiş ise, geçici verginin aslı silinir, fakat gecikme faizi ve hesaplanan ceza yine de tahsil edilir. Bu %10’luk hata payının hesabı beyan edilen matrah değil,

OLMASI GEREKEN MATRAH üzerinden yapılmalıdır5

. Kanun metninde belirsizlik söz konusu olsa da Maliye Bakanlığı 25 Seri Nolu Gelir Vergisi Sirküleri ile açıkça ifade edilmiştir. Ceza ile ilgili konuda hukuksal açıdan değerlendirilmelidir. Bunun nedeni geçici vergiyi eksik ödeyip yıllık vergisini de aynı şekilde ödeyen bir mükellefe ceza kesilmesi aynı suça birden fazla ceza verilmesi gibi bir sonucu meydana getirmektedir.

Birinci sorun %10 tutarının neye göre hesaplanacağı üzerineydi. Beyan edilen matrahın %10’u mu, beyan edilmesi gereken matrahın %10’u mu esas alınacak şeklindeydi. İkinci sorun %10’u aşan bir matrah farkı bulunursa örneğin %25 oranında geçici vergi eksik beyan edilmişse %25 oranına göre mi ceza kesilecek yoksa %15 oranına göre mi ceza kesilecek? şeklinde özetlenebilir. Maliye Bakanlığı görüş olarak aşan kısmın yani örnekteki %15 oranını dikkate alınması gerektiğini ifade etmiştir. Maliye Bakanlığının bu görüşünün aksine yargı kararları da bulunmaktadır.

5 Ali Rıza AKBULUT, Geçici Vergide İlave Tarhiyata Konu Edilecek Vergi Tutarının Hesaplanması,

(30)

Geçici vergi matrahının tespitinde fiili envanter yapılması şart olmayıp kaydi envanter yapılarak dönem sonun stokların bulunması ve dolayısıyla satılan malın maliyetinin hesaplanması da mümkündür. Kaydi envanter yapılması durumunda, stoklar ve satılan malın maliyetinden kaynaklanan sorunlar minimum düzeye indirilmiş olacaktır.

1.6.6. Geçici Vergi Uygulama Basamakları

Geçici verginin hesaplanması ve beyannamelerinin hazırlanması işlemi ülkemizde sayıları yaklaşık 110.000 olan 3568 sayılı yasaya göre yetki almış bulunan muhasebe meslek mensupları tarafından yapılmaktadır. Meslek mensuplarının genel olarak geçici vergi hesaplamaları sırasında yaptıkları işlemleri tek tek inceleyelim. I. Matrahın Tespiti ve Envanter Çalışmaları:

Geçici vergi matrahının sağlıklı bir şekilde tespiti açısından aşağıdaki belirtilen unsurlar kritik öneme haiz olabilir.

a) Mükelleften stok sayımı istemek: Üretim/Stok/Depo departman yetkilisinden bir geçici vergi döneminin son günü itibarıyla bir stok sayımı istenir. Genel de mükelleflerde stok sayımları sadece adet, litre, kilo gibi miktar bilgilerini içerecek şekilde gelmektedir. Mümkünse bu stok sayımının fiyatlandırmasını mükellefin yapmasını sağlamak çok olumludur. Ancak büyük çoğunlukla bu miktarlı listeler, meslek mensuplarınca parasal listelere dönüştürülmekte ve kaydi stoklar ile karşılaştırılmaktadır. Böylece fiili sayımlar ile kaydi sayımlar arasındaki farkları tespit edilmekte, düzeltme, kontrol etme, analiz etme gibi işlemler yıl sonlarına kalmadan gerçekleştirilebilmektedir.

b) Cari Hesap Mutabakatlarının Yapılmasını Sağlamak: Geçici vergi döneminin son günü itibarıyla mükellefin mal ve hizmet aldığı, mal ve hizmet sattığı firmalar ile hesap mutabakatları yapılmaktadır. Bu mutabakatlar ile muhasebe kayıtlarında uyumsuzluklar giderilmekte hatalar önceden tespit edilebilmektedir. Bu mutabakatların neticesinde ortaya çıkan tahsili şüpheli alacaklar dava ve icra takibine konu edilmektedir. Böylelikle yılsonlarında hangi alacaklar tahsili şüpheliydi, kimlere dava ve icra takibi yapılacaktı gibi bir stres yaşanmamış bu sorunlar geçici vergi dönemlerinde çözümlenerek yılsonuna ulaşılmış olacaktır.

c) Avansların Değerlendirilmesi: İşletme faaliyetleri gereği henüz faturalaşma aşamasına geçmemiş, mal ve hizmet teslimlerinin olmamış olduğu durumlarda avans hesapları sıklıkla kullanılmaktadır. Bu avans hesapları gözden geçirilmekte ilgili hesaplar arasında transferlerin yapılması gerekmektedir.

(31)

d) Demirbaş Sayımının Yapılmasını Sağlamak: Genelde stok sayımının yapılması bile çok zor olmaktadır. Ancak işletmenin organizasyon yapısı gerekli ortamı sağlıyorsa işletme de bir sabit kıymet sayımı yaptırmak ve kaydi sabit kıymet listelerimiz ile karşılaştırmak büyük fayda sağlayacaktır. Büyük işletmelerde kullanılmayan sabit kıymet çoğu zaman hurda olarak satılmakta, başka şekillerde değerlendirilebilmektedir. Bu tip sabit kıymetlerin ilgili hesaplara alınarak kaydi ve fiili değerlerin uyumlaştırılması geçici vergi dönemleri itibarıyla yapılabilirse yine yıl sonunda yapılacak envanter çalışmalarının daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Kredi kullanımı yoluyla alınan maddi duran varlıklar için finansman giderlerinin kontrolü de bu aşamada yapılır.

e) Yenileme Fonu ve Amortismanların Değerlendirilmesi: Daha önce satış karları yenileme fonuna alına sabit kıymetlerin yenilerinin alınıp alınmadığını geçici vergi dönemlerinin kısa olması nedeniyle değerlendirilmesi hata ve unutmaları önlemektedir. Yenileme fonuna alınan değerler için 3 yıllık sürenin geçip geçmediği yine kontrol edilmelidir. Amortismanların özellikle satılan ve yeni alınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için değerlendirilmesi gerekmektedir.

f) Ortaklar Cari Hesabının Değerlendirilmesi: Ortaklar cari hesabına geçici vergi dönemleri itibarıyla adat hesaplanması gereği ortaya çıkabilir. Ayrıca örtülü kazanç, örtülü sermaye gibi konulardan da bu hesabın irdelenmesi gerekebilir. Yılsonuna kalmadan sermaye artırımı gibi seçeneklerin değerlendirilmesi bakımından ortaklar cari hesabına da dikkat edilmesi önemlidir.

g) Vergi ve SGK ödemelerinin kontrolü: Vergi ve SGK prim borçlarının ödeme durumları varsa mahsup işlemleri kontrol edilir. Ödenmeyen SGK primlerinin gider yazılıp yazılmadığı gibi unsurlar da değerlendirme konusu yapılır.

h) İlişkili Taraflara Borç ve Alacaklar Carilerinin Kontrolü: İşletme ile ilişkili taraflara, grup şirketleri ile yapılan işlemler örtülü kazanç dağıtımı, transfer fiyatlandırması gibi konuların ışığında ele alınmalıdır.

i) Reeskont İşlemi: Alacak ve borç senetlerine reeskont ayrılıp ayrılmayacağına geçici vergi dönemleri itibarıyla bakılması da gerekir. Reeskont ihtiyari bir uygulamadır.

j) Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlerin Tespiti: Geçici vergi dönemleri itibarıyla kanunen kabul edilmeyen giderlerin değerlendirilmesi gerekir. Bu giderlerin sağlıklı bir şekilde tespit edilmesi geçici vergi matrahının doğruluğu açısından önemlidir.

(32)

II. Mali Tabloların Hazırlanması:

Geçici vergi beyannamesi için gereken mali tablonun hazırlanması gerekir. Bu mali tabloları daha önce incelemiştik o yüzden kısaca tekrar edelim. Geçici vergi dönemine uygun olarak gelir tablosu (BOBİ FRS’de Kar veya Zarar Tablosu, Tam set TFRS’de ise Kar veya Zarar ve Diğer Kapsamlı Gelir Tablosu), serbest meslek kazanç defteri hesap özeti, işletme defteri hesap özeti şeklinde işletmenin mükellefiyetine, defter tutma şekline göre ilgili mali tablonun hazırlanması gerekir. Daha sonra geçici vergi ile ilgili yaşanabilecek bir vergi incelemesine esas olmak üzere bu mali tablo ve tablonun hazırlanışına yönelik tüm çalışmalar da vergi mevzuatımıza uygun şekilde saklanmalıdır.

III. Geçici Vergi Beyannamesinin Hazırlanması

Geçici vergi beyannamesinin Beyanname Düzenleme Programı (BDP) aracılığıyla hazırlanması veya defter beyan sistemine tabi olan geçici vergi mükellefleri açısından bu sistem üzerinden hazırlanması gerekmektedir. Genel kural olarak BDP aracılığı ile birinci sınıfa tabi mükellefler geçici vergi beyannamelerini hazırlarken defter beyan sistemi aracılığıyla ikinci sınıf mükelleflerin geçici vergi beyannamelerini hazırlamaları gerekmektedir. Kağıt ortamda geçici vergi beyannamesi hazırlanarak vergi dairesinden tahakkuk alınması sistemi uzun zamandır ortadan kalkmıştır. Böylelikle muhasebe meslek mensuplarının beyanname hazırlaması sırasında ortaya çıkabilecek matematiksel hatalar, maddi hatalar da engellenmiştir.

Birinci sınıfa tabi olan mükellefler gelir tablosu veya muadili tabloları zaten muhasebe programları aracılığı ile oluşturmaktadırlar. Bu muhasebe yazılımlarının çoğunluğu BDP programına gerek bile olmadan geçici vergi beyannamelerini hazırlayabilmektedirler. Bir kısmı ise BDP programına aktarılacak şekilde geçici vergiye ait bilgileri xml formatında sunmaktadırlar. Kısaca birinci sınıfa tabi mükellefler için geçici vergi beyannamesi doldurma işlemi yazılımlar tarafından gerçekleştirilmektedir.

Defter beyan sisteminin ülkemizde kullanımına kısmen 01.01.2018 tarihinde başlandığı için bu noktada yapılması gereken işlemlerden bahsedelim.

a) Öncelikle defter beyan sistemine giriş yapılarak geçici vergi beyannamesi hazırlanacak olan mükellef seçilir.

b) Önce muhasebe bilgileri bölümünden hesap özeti alt menüsü seçilir.

c) Hesap özetinin başlangıç tarihi 01.01 olacak şekilde seçilir. Bitiş tarihi ise geçici vergi beyannamesinin verileceği döneme ait olan ayın son takvim günü seçilmelidir.

(33)

d) Mali hesap özeti seçilerek oluştur butonuna basılmalıdır. Geçici vergi beyannameye esas olacak hesap özeti oluşacaktır. Kaydetmeyi unutmamamız gerekir.

e) Beyannameler menüsünden geçici vergi beyannamesi seçilir. Beyannamelerim sekmesi seçilerek daha önce aynı dönem için oluşturduğumuz bir geçici vergi beyannamesi var mı kontrol edilir.

f) Daha önce aynı dönem için hazırlanan bir geçici vergi beyannamesi yoksa “Beyanname Oluştur” seçilerek dönem seçilir. Genel bilgiler, matrah bilgileri kısımları kontrol edilir. Oluşturduğumuz hesap özetindeki kar rakamı matrah bilgilerine otomatik aktarılacaktır. Rakam doğru değilse manuel olarak değiştirilebilir. Onayla ve kaydet diyerek beyanname kaydedilir.

g) Mali müşavir işlemlerinden beyanname işlemleri seçilere hazırlanan beyanname Gelir İdaresi Başkanlığı’na gönderilerek tahakkuku alınır.

(34)

Geçici vergi beyannamesinin ön yüzü şu şekildedir.

V.D.KODU

(Vergi Dairesince Doldurulacaktır.)

VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE OCA ŞUB MAR NİS MAY HAZ

TEM AĞU EYL EKİ KAS ARA

İL-İLÇE

Vergi Kimlik Numarası T.C. Kimlik Numarası

Soyadı Unvanı Adı

Kanuni Merkezi veya İşyeri Adresi

Posta Kodu İl/İlçe

Tel.No: Fax No:

(İş)

Ticari Kazanç (*) , ,

Yatırım İndirimi ,

Kalan Ticari Kazanç (7-8) ,

Serbest Meslek Kazancı (*) , ,

Kar Toplamı (9+10) ,

Zarar Toplamı (9+10) ,

Zarar (12-11) ,

Kar (11-12) ,

Mahsup Edilecek Geçmiş Yıl Zararları ,

İndirime Esas Tutar (14-15) ,

Bağış ve Yardımlar , , , Arge İndirimi , , TOPLAM (17+18+19+20+21) , ,

Geçici Vergi Matrahı (16-22) ,

Geçici Vergi Matrahı (25=24) ,

Hesaplanan Geçici Vergi ,

Önceki Dönemlerde Hesaplanan Geçici Vergi ,

Ödenmesi Gereken Geçici Vergi (26-27) ,

Mahsup Edilecek Tevkifat Tutarı ,

,

Ödenecek Geçici Vergi (26-30) ,

Sonraki Döneme Devreden Tevkifat Tutarı (29-28) ,

Damga Vergisi , ,

İstisna Türü Kar Zarar

Eğitim ve Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası Serbest Bölgelerden Elde Edilen Kazanç İstisnası 4691 Sayılı Kanun Kapsamındaki İstisnalar

(*) Bu satıra "Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler" dikkate alınarak bulunacak kazanç tutarı yazılacaktır. D.M.O.Basım Müessesesi-2006

(**) Kazancın bu tabloda yer alan istisna kazançlardan ibaret olması halinde geçici vergi hesaplanmayacaktır.

Örnek No. : 1972-a PARASIZDIR

TABLO - 3 İSTİSNA KAZANÇLARA AİT BİLDİRİM(**)

33 İN D İRİM L E R

Eğitim ve Sağlık Harcamaları

(Yeni Türk Lirası) 7 Diğer İndirimler 20 18 Mükellefin (YKr)

(Alan Kodu) (Alan Kodu)

25 26 27 TABLO - 2 ZARAR KAR (YKr) 19 21 22 32 23

Mahsup Edilecek Geçici Vergi Tevkifat Tutarı Toplamı (27+29) 29 30 31 Dönem Zararı (22=13) 28 24 17 16 14 15 3 4 5

Şahıs ve Bireysel Emeklilik Sigorta Primleri

GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ

(GELİR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ İÇİN)

TABLO - 1 MATRAH BİLDİRİMİ 11 12 13 1 2 8 9 6 (Yeni Türk Lirası) 10 VERGİ BİLDİRİMİ ... ... (YKr) (Yeni Türk Lirası)

(Yeni Türk Lirası) (YKr) VERGİLENDİRME DÖNEMİ YILI :...

(35)

Geçici vergi beyannamesinin arka yüzü de şu şekildedir.

34 BEYANNAMENİN HANGİ SIFATLA VERİLDİĞİ 35 BEYANNAMEYİ DÜZENLEYEN S.M. Veya S.M.M.M.'nin

Mükellef Mirasçı Kanuni Temsilci (Veli, Vasi, Kayyum)

Adı ve Soyadı (Ünvanı) Adı ve Soyadı (Ünvanı)

T.C. Kimlik No. T.C. Kimlik No.

Ticaret Sicil No. Ticaret Sicil No./Oda Sicil No.

e-Posta Adresi e-Posta Adresi

İrtibat Tel No. İrtibat Tel No.

İmza İmza

Tarih Tarih

FATURA BİLGİLERİ (*)

Merkez /Şube Matbaa/Noter (**)Vergi Kimlik No. Fatura Tarihi Seri- Sıra No.Fatura Vergi Kimlik No.Alıcı (KDV Dahil)Tutarı

AÇIKLAMALAR

4) 27 numaralı satıra aynı yıl içinde daha önceki dönemlerde verilen geçici vergi beyannamelerinde yer alan hesaplanan geçici vergi tutarlarından en yüksek olanı yazılacaktır.

3) 26 numaralı satıra mükelleflerce gelir vergisi tarifesinin ilk dilimine uygulanan oran esas alınarak hesaplanacak geçici vergi tutarı yazılacaktır.

NOT : Tablodaki satırların yeterli olmaması durumunda bu bilgiler, aynı formatta beyanname eki olarak verilecektir.

(*) Bu tabloya, geçici vergi dönem sonu itibarıyla merkezde ve varsa şubelerde kullanılan her bir seriye ait en son faturada yer alan bilgiler yazılacaktır.

(**) Merkez ve şubelerde kullanılan belgelerin farklı matbaalarda bastırılması veya farklı noterlerde onaylatılması halinde her bir matbaanın veya noterin vergi kimlik numarası ayrı ayrı belirtilecektir.

1) 7 ve 10 numaralı satırlara mükellefin durumuna göre 3, 6, 9 veya 12 aylık ticari kazanç, serbest meslek kazancı toplam tutarı yazılacaktır.

5) 29 numaralı satıra aynı dönem içinde yapılan tevkifat tutarı ile aynı yıl içinde önceki dönemlerde yapılan ancak mahsup edilemeyen tevkifat tutarları toplamı yazılacaktır.

6) Muhasebe usul ve esasları dikkate alınarak düzenlenen gelir tablosunda yer alan "Dönem Kar veya Zararı" ile vergi kanunlarına göre hesaplanarak geçici vergi beyannamesinin 7 numaralı satırına yazılan ticari kar veya zararı arasında farklılık bulunması halinde, farklılığın nedeni gelir tablosunun altında belirtilecektir.

2) 15 numaralı satıra yazılacak olan mahsup edilecek geçmiş yıl zararları, aynı yıla ait geçici vergi beyannamelerinin tamamında yer alacaktır.

Vergi Kimlik No. (Kanuni Temsilci)

7) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu beyannameye, geçici vergisinin ilgili olduğu dönem sonu itibarıyla çıkaracakları gelir tablosunu; işletme defteri tutan mükellefler, beyannamenin ilgili olduğu dönemin son günü itibarıyla çıkaracakları işletme hesabı özetini; serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler ise beyannamenin ilgili olduğu dönemin son günü itibarıyla çıkaracakları serbest meslek kazanç bildirimini ekleyeceklerdir.

8) 4325 sayılı Kanun kapsamında vergi indiriminden yararlanacak olan mükellefler, "4325 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ KAZANÇLARA AİT GEÇİCİ VERGİ İNDİRİMİNE İLİŞKİN BİLDİRİM" i doldurarak beyannameye ekleyeceklerdir.

(36)

1.7. Geçici Vergiye Yönelik Eleştiriler

Geçici vergi sistemine yönelik bir sorun olarak algılanmasa bile bazı eleştiriler bulunmaktadır. Çeşitli kaynaklarda dile getirilen bu eleştirilerin bir kısmını burada ele alalım.

Geçici vergiye yönelik ilk eleştiri kanunda geçici vergi dönemlerinin altı ay olduğunun yazması yönündedir. 20 yılı aşkın süredir geçici vergi üçer aylık dönemler halinde verildiğine göre kanundaki bu altı aylık süreyi üç ay olarak değiştirmek gerekmez mi? Fiili durum ile hukuki durumu birbirine eşitlememiz daha uygun olmaz mı? Şeklinde bir eleştiri sıklıkla yöneltilmektedir.

Kanun metninde yer alan %10 ibaresi esasen vergi mükelleflerine bir tolerans sağlamakta ve olumlu bir uygulama olarak göze çarpmaktadır. Uygulamada vergi idaresi ile mükelleflerin sık sık yüz yüze gelmesi açısından neyin %10’u olduğu aşan kısma ceza uygulanır denilirken de ilk %10 buna dahil mi gibi belirsizliklerin giderilmediği eleştiri olarak yöneltilmektedir. Eleştiri yapılan işte muallak kısımlar bırakılmayıp belirsizliklerin yasa metninde düzeltilmesine yöneliktir.

1.8. Geçici Vergi Hesaplama Örneği

Geçici vergi uygulamaları hakkında detayları ortaya çıkarmaya çalıştık. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir uygulama örneği yapmadan önce geçici vergi hesaplamasına esas olan muhasebe süreçlerini görelim.

Şekil 3: Geçici Vergi Süreci

GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ

-- Kesinti Yolu ile Ödenen Vergiler

- Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergiler

YILLIK VERGİ BEYANNAMESİ Ödenen Geçici Vergiler

Referanslar

Benzer Belgeler

7194 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 86 ncı maddesinde yapılan düzenlemeye göre; 01.01.2020 tarihinden sonra birden fazla işverenden tevkifata tabi ücret

(Yatırımdan Elde Edilen Kazanç Dolayısıyla) Cari Dönemde Yararlanılan Yatırıma Katkı Tutarı (Diğer Faaliyetlerden Elde Edilen Gelirler Dolayısıyla) Cari Dönemde

Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden ilgili hesap dönemine ilişkin geçici vergi dönemlerinde ödenen geçici vergi mahsup edilir... Tahakkuk

Mahsup Edilecek Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergi Tutarı (KVK 33.Mad.göre Tevsik 0,00. Sonraki Döneme Devreden Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergi

Mahsup Edilecek Geçici Vergi,Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergi ve Tevkifat

(Yatırımdan Elde Edilen Kazanç Dolayısıyla) Cari Dönemde Yararlanılan Yatırıma Katkı Tutarı (Diğer Faaliyetlerden Elde Edilen Gelirler Dolayısıyla) Cari Dönemde

Ancak, tam mükellef kurumlara ait olup, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından

Geçici Vergi Dönemine (Ocak-Şubat- Mart) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri