• Sonuç bulunamadı

Yaşadığımız günler:Ona can mı dayanır?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşadığımız günler:Ona can mı dayanır?"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

asadıgın«

eontev

burhan

C \ Tarlık vergisi tam hızı ile işler - * ken, Allahtan bana bir seyahat f ı r ­

satı çıktı. Falih Rıfkı beyin baş - kanlığında bir Basın heyeti arasında Hin distan'a gidiyordum. 1943 Ocak ayının haftasında Ankara'dan trenle; Bağdad ' a hareket edecek olan heyete katılmak ü- zere 7 Ocak'ta Ankara'ya gittim.

Bermutâd Halk Partisi Umumi Kâ- tib yardımcısı Zonguldak Mebusu Halil beyi partide ziyaret ettim. Hayırlı seya­ hatler diledi. Çıkarken önüme matbubir formüler uzattı.

-Şunu da doldurup imza et.pekümi - dim yok ama ne kaybederiz,dedi.

Doldurmamı istediği kâğıt o sene Şubat ayında mı Mart ayında mı yapıla­ cak umumi seçimlerde " Mebus adaylı­ ğı" talepnamesi idi. Bu benim ilk par - lamento seçimi denememdi. Ve Halil bey merhumun teklifi üzerine birdenbire ortaya çıkmıştı. Halil beyden ayrıldık - tan sonra D ışişleri Bakanlığında Numan beyi ziyarete gittik. Galiba kendisi Hâ­ riciye Vekili idi. Bu seyahati de o z a - manın İngiltere Sefareti Müsteşarı Mr. Helm ile birlikte tertip etmişlerdi.

Bize nasihatlarını verirken uzun u- zadıya Varlık vergisinin diplomatik sa­ hada doğurduğu zorluklardan ve yaban - cı devlet tâb'alarına kesilmiş olan v e r­ gilerden dolayı çıkmış hâdiselerdenya- kındı.Orada da anladım ki,Hâriciyem iz de bu işe taraftar değildi. Bize bir ta­ kım haksız ve manasız vergi vak'aların dan,hele vergi vermeyenlerin sürgüne gönderilmesi acaipliğinden şikâyet etti. Böyle hallerde ecnebilere cevap ver­ mekte müşkilât çektiğini söyledi...

Bu temas bana Varlık vergisi hata­ sının Türkiye'yi yabancılarla olan mü­ nasebetlerinde ve beynelmilel sahada zor duruma düşürdüğünü en selâhiyet - li ağızdan işitmek fırsatını vermişti.

O gece Ankara Palasta bizim şere - fim ize bir suare verildi. Ertesi gün heyetten bâzıları Cumhurbaşkanı ve Mil­ li Şef İnönü'yü ziyaret ettiler. Ben gitti­ ğimi hatırlamıyorum. Yalmz Falih bey­ le Necmettin Sadak beyin bu ziyaretle - rinde İsmet Paşanın :

- Mümkünse Çan Kay Çek’ i de gör - memizi istediğini Falih beyden işitmiş - tim .. . (Ama biz Hindistan seyahatinde

(2)

Ona Canimi

dayanır?

teknik sebeplerden dolayı "ÇunKing"egi demedik. Çan Kay Çek'i de göremedik . O zaman Çin onun elinde idi. Ve Batılı - larla birlikte Japon'lara karşı savaşı - yordu. )

Hindistan'da gezdik dolaştık, geldik. Kudüs yolu ile karadan TUrkiyeye döner­ ken Kudüs de seçime girecek Mebus a - daylarının isim lerüesbit edildiğini öğ - rendik. Beraberimizde Basın Müşaviri sıfatiyle seyahat eden Burhan Belge mer - hum da namzedliğini koymuş idi. Ve bü­ tün ümidini gelecek seçimlerde Halk Par tisinden Mebus çıkmaya bağlamıştı.

Kudüs'te kaldığımız King David ote - linin asansöründen çıkarken rastladığı - nr z Kudüs Başkonsolosumuz (adım ha - tırlayp mıyorum ama Kamil Paşanın to - runu olduğunu biliyorum) adaylar m kat'i listesini gazetelerin yazdığım haber ver­ di. Burhan Belge :

Benim ismim var mı, dedi. Kon -solos ; 4

- Görmedim. Ama Falih beyle Nec - mettin beyin isim lerini gördümjCevabını verdi. Ben zaten Halil beye verdiğim ta­ lepnameden hiç kimseye bahsetmediğim için Başkonsolosumuza bir şey sorma - dım. O da söylemediğine göre bu lotar - yada bize de boş çıkmıştı.

Bu haber Burhan Belge'ye çok tesir etti. Kim bilir kaç kişiden vaad alarakin- şa ettiği Umid binası birdenbire çöküver mişti. Teessüründen hunnak oldu. Önce 39 derece ile ateşlendi. Ateşi bir iki gün sürdü. Sonra arkadaşlarının tesellisiyle biraz kendine geldi. Onu bu seyahate Fa­ lih bey almıştı. O da seve seve bu seya­ hate gelmişti. Ama eğer Ankara'da kal - saydı. Belki değil muhakkak adaylığı ko­ parır Mebus olurdu. Bu onun daha sonra ki siyasi hayatına elbette başka türlü te­ sir ederdi.

O

İstanbul'a döndük. Hâlâ varlık vergi­ si hengâmesi devam ediyordu. İstanbul'­ un en çok zülüm gören yer olduğunu her­ kes açık açık söyliyordu.

İzm ir'i o zaman orada Defterdar o - lan merhum Mümtaz Tarhan beyin 27 mil yonla kurtardığı söyleniyordu.

NeyseKi yabancıların vergisi meşe - leşi halledilmişti. Dönüşümden iki gün sonra Beyoğlu vergi dairesindeki bir a r­ kadaştan haber geldi. Bana da Hindis - tan seyahatinde iken 2500 lira vergi tarh etm işler, fakat bir ay zarfında verme - diğim için cezalı olarak 3000 liraya mı ne çıkmıştı.

Şükrü Saraçoğlu

Hemenfırlayıp gittim. Daire kapısın­ daki m eş’um listeyi tetkik ettim. Adımı ve vergi miktarım buldum. Birinci lis - tede ben yoktum. Olamazdım da. Ben ne tüccarım, ne esnaf. Harp esnasında ne kâr edebilirdim. Gazatecilikten aldığım aylık ve dondurulmuş 4 buçuk kuruşluk kiradan başka gelirim yoktu. Ama bun - la n kimseye anlatmak mümkün değildi. Komisyon bu vergiyi kesmişti. İstanbul- da rekor kırılmak isteniyordu.

Benim zoruma giden, vergi değil de ceza idi. Ben vergideahaberdar olamaz dım. Çünkü seyahatte idim. Kimseye an­ latamadık ve vergiyi defatan ödedik.Yok sa sürgüne gidebilirdim.

Bir müddet sonra verdiğim cezayı icap ettiren gecikmenin bir ayı doldur - madiği mâliyece kabul edilmiş, çünkü 30 günün sonu tatil gününe tesadüf ettiği için sayılmazmış. Bu sebeple benim verdi - ğim cezadan cüz'i bir miktar haksız a - lındığı anlaşıldı. Ben hemen bir dilekçe vererek haksız alman cezayı istedim ... Muamelesi ceryan etti. O zaman İstan - bul Defterdarlığında Muhasebe Müdürü Tevfik bey isminde çok çalışkan, çok dü­ rüst ve kıymetli bir maliyeci vardı. Ce­ zanın iadesi muamelesi bitti. Ve parayı geri verdiler.

- Tevfik bey, böyle benim gibi hak­ sız ceza tahsil edilmiş başka kimse yok mu diye sordum.

Burhan

Mümtaz Tarhan - Binlerce kişi var dedi.

- E bari ilân edin de gelip hiç değil­ se cezalarını geri alsınlar. Tevfik bey güldü.

- Ona imkân mı var. Hiç öyle şey o - lur mu ?

- E ne olacak, bu kararın neticesi? - Duyan gelir isterse iade e d e riz ... Duymayanın ki hâzineye kalır. Başka tür­ lüsüyle başa mı çıkılır. Ona can mı, da - yanır, cevabım verdi.

Varlık vergisi tam bir fiyasko ile ne­ ticelendi. Toplanan para piyasadan çeki­ lecek yerde tekrar devlet masraflarına, harcandı. Üstelik bir çok vatandaş se - fil, perişan oldu. Bir çoğu sürgünde sü­ ründü. Bunuyapanların ard maksad ola - rak.

- Bu bir iktisadi tehcirdir,diye şe- câat arzettiklerini dahi işittik. Bir bü - yük gaflet devlet adamlarımızın gözleri­ ni karartmıştı. Bir müddet sonra sürgü ne gidenlerle tahsil edilemeyenlerin ver g ile ri yabancıların gibryüzü suyu hür - metine affedildi.

Bence Halk Partisinin 1950 seçim - terindeki feci mağlubiyetinin sebepleri - nin başında bu Varlık vergisi gelir.

Varlık vergisiiahsil için bir çokkim senin satışa çıkarılan malı mülkünü ucu - za kapatıp zengin olanlar da olmuştur.

Ne garip tesadüftür ki, Varlık ver - gisinde tesirli rol oynamış olanlardan , çoğunun akıbetleri pek de iyi olmamıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dış yan duvarlarının, şimdi yerleri sıvanmış olan kısımları vak- tile bütün çini kaplı imiş, Bu çiniler Bursadaki (Yeşil cami)- nin renk ve tertibinde olup o devreye

Bugün de 'betonla ve demirle yapı yapıldığı için, niçin o memleketin ve o milletin âdetleri, vaziyet, ik- lim ve ihtiyaçları göz önünde tutulmadan he- pmiz ayni mimariye

En son milâdın XII inci asrında teessüse başlıyan ve yine hudutları ta mavi Tıma kaynaklarından Kora denizine kadar uzayan geniş ülkenin sahibi büyük Moğol dsvletini

a) Marmara Bölgesinde kurulacak yeni endüstriyel kuruluşların atıklarının tasfiyesi için gereken tesisleri yapmadan faaliyete geçmelerine müsaade edilme- melidir.

1 3üncü asra kadar Garpta daima bir sanat (köprü- başı tabyası) bulundurmuştu. Lâkin, İtalyadan ha- riçte .sanat gayet bati bir şekilde canlanıyordu. Arapların, Suriyeyi

Böyle etrafında odalar bulunan avlu Mezopotamyada, Suriyede ve Mısırda en müteamil tarz olduğu halde Hitit ika- metgâhlarında hiç yoktur ve sadece mabetlerde tat- bik

Dairelerin bir umumî merdivenle ve ayrıca servis merdiveni ile sirkülasyonu temin edilebilir diye düşünülürse de, arsanın tulanî vaziyetinin mimarı bu şekle mecbur

Fotoğrafını dercettiğimiz maketde de görüldüğü gibi, yapısı tamamlanmış kısım büro kanadlarından biri ile, orta- da bulunan makam kısmının üçte birinden