• Sonuç bulunamadı

Yeni arayış'ın şiiri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni arayış'ın şiiri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA ALTI

N ecatigil’in cevapları

M M M M K

B eh çet NeeatigrilTn (doğ. 1916) radyo oyu nlarım der­ leyen ü çü n cü eseri «Üç Turunçlar» Şubat ayın da (V ar­ lık Y ayın ları, 6 k ısa o y u n ), on un cu şiir k itab ı d a b u gü n ­ lerde çıktı: EN/CAM (D e Y ayınevi, T em m uz 1970). İlk kitab ı K apalıçarşı. 1945’de yayın lan m ıştı. Sonra Çevre (1951); Evler (1953); Eski Toprak (1956); A rada (1958); Dar Ç ağ (1960); Y az D önem i (1963); Türk D il Kurum u Şiir ödülünü kazandı, 1964); D ivan çe (1965); İki B aşına Y ürüm ek (1968); çoğu n u n y en i b a sk ıla n yapıldı; b azıla- n önüm üzdeki gü n lerd e y en id en yayım lan acak . Sayısı otuzu geçen çevirilerin in , a ltın cı baskısı hazırlaıım ak ta olan «Edebiyatım ızda İsim ler Sözlüğünnün, bu y ıl için d e çıkm ası b ek len en «Ç ağdaş E serler Sözlüğünnün b e lir tti­ ği sabırlı bir çalışk an lık la y en i ed ebiyatım ızın en değerli im za la n n d a n biridir N ecatigil. Otuz yıllık öğretm enliği

ise. y etiştir d iğ i n ice k u şağın ortak sevgi ve övgü h â le sin ­ de d eğerlenir; b in lerce gen cin a n ısın d a b aşk a bir ta n ık ­ lığa ih tiy a ç d u ym ad an yücelir. A m a asıl işi, u ğraşı, se v ­ gisi şiird ir N ec a tig il’in. B ü tün akarsuların b irleşip bir d en ize karışm ası gibi çe şitli k ültür k ayn ak ların a y ö n e ­ len b ü tü n em eği de gelir bir n o k ta d a şiirin d e görülür. Radyo oyu nların ı da; k en d isin i u ğraştıran tem aları; nıo lifle ri şiirsel çizgid e e n iyi k oruyabilen bir düzyazı türü diye d üşü nü r. «İyi kurulm uş; d iyalogları iyi ayarlanm ış bir radyo oyu nu ; b ir şiir açıklam ası; bir şiir yorum udur» der. E debiyat m eraklıları için aşağıd aki k onu şm a; 28 T em m uzda Y en i G azete’de; N isan 1970 ta rih li Y eni E d e­ b iyat d ergisin d e (sa y ı 6) y a yın lan an sözleriyle birlikte; B ehçet N ec a tig il’in bu dönem d ek i sa n a t a n layışın ı ve arayışını a y d ın lığa çıkaran bir k ayn ak n iteliğin d ed ir.

1

e w M W W iiw w w iK W N

Y e n i A t a p ı ş ' t n

Ş I K I

ÜÇ TURUNÇLAR — B eh çet N ecatigil

—- Son kitabınızın adı, yazılışındaki işa re tle özel b ir tu tu m u gösteriyor. İçindeki birçok kelim e gibi k itab ın adını da, okuyanı dik k ate çağıran b ir çapraz çizgiyle bölerek, E N /CA M diye yazı­ yorsunuz. B unun gereğini a çık lar m ısınız?

— B undan önceki k itab ım .İ k i B aşına Y ürüm ek» ad ım ta ş ır. B ir d u ru m u n , b ir duygunun olum lu, olum suz İki b aşına, eksi, a r ­ tı iki k u tb u ara sın d a y ürünm esi olduğu gibi, b ir kelim e üzerinde iki veya d ah a çok anlam ı b ird e n to p lam ak d a m ü m k ü n d ü r. Tev­ riye sanatı tek kelim e üzerinde olur. Dilimiz b u n u n dışında da bize b u im kânı verir. M eselâ zam an ve çekim ekleriyle birço k fiiller p arça p a rç a yazılır; d ü şü n ü lü rse bizde b ir İkinci anlam çağ­ rışım ı yapar.

Necati Cumalı’nm eserine konu olan

kaynaklı tarlayı köylüler satın aldı

Tarım Ü retim K oop eratifi B aşkan ı M ahm ut b in liraya çıkan tiyatro b in asın ın önünde.

Türkm enoğlu ve K oop eratifin iki üyesi, 120 (Fotoğraflar: H. ÇETİNKAYA)

Bademler köyü “ Susuz

H ik m et ÇETİNKAYA

Yaz„ainat suya

İZMİR — Sayın Ne­

cati Cırmalı, sizin «Su­

suz Yaz» a inad olsun

diye, Bademler köylü­

leri «Sulu Yaz» ı yaz­

dılar.

desem inanır

mısınız? Evet, aradan

yıllar geçti ve sırf size

inat olsun diye valla­

hi, «Sulu Yaz» ı, alın-

terleriyle yazmayı ba­

şardılar...

kavuştu arlık

B adem ler, B ad em ler olalı çok o la y la ra ta n ık olm u ştu . A m a bu olayın a p a y rı b ir özelliği v a rd ı. A dı bizi ilg ilen d irm ez, b ile n le r b ilir , b ilm e y e n le r b ir bilene so ra r. H ani Susuz Y az' da k ö y lü y ü in im inim in le te n

b iri v a rd ı ya, h a h işte o. Köy­ lü y e b ir y e n ik d ü ştü , b ir yenik d ü ştü so rm ay ın . K öylü b ir o- y u n oynadı o’n a, g ö re n le r bile şaşıp kaldı...

KOY KOOPERATİFİ

V E SU

K öylü kadınlar, seyyar m anifaturacıd an giyim eşyası alıyor

B ad em ler kö y ü T a rım Ü re­ tim ve S a tış K o o p e ra tifi yöne­ tic ile ri b a şla rın d a B aşk an M ah­ m u t T ü rk m en o ğ lu o lduğu hal­ de, T o p ra k S u Bölge M ü d ü rü K aya B o z k u rt’a b a şv u ru p , «Ko­ o p eratifim izin 700 d önüm to p ­ ra ğ ı v a r, gelin görün k i suyu yok» d e d ile r. B o zk u rt, k ö y lü ­ le r in b u is te k le rin i olum lu k a r­ şılad ı. G üzel şeydi b u , h em de güzelin e n beyazı...

M ü d ü r K aya B o zk u rt, B aşkan M ahm ut T ü rk m en o ğ lu ile o tu ­ ru p k o n u ştu , p ro je le ri gözden geçirdi ve so n ra genç m ü h e n ­ d isleri y a n ın a alıp, B ad em lerin y o lu n u tu t tu . K öylü in an çlıy d ı b ir kez. 700 d önüm to p ra ğ ı v a r ­ dı, k u rd u k la rı k o o p eratifin . Üs­ te lik A lm a n y a ’da çalışan o r­ ta k la r d a ö n em li k a tk ıd a b u lu ­ n a c a k la rd ı. 700 dönüm to p r a k ­ ta, dom ates, p a tlıc a n , b ib e r, sa­ la ta lık v e fa s u ly e y e tiştire c e k ­ ler, ile rid e se ra la r k u ru p ih raç im k ân ı a ra y a c a k la rd ı.

SU BULUNUYOR

KopftMatîf fefeyasr* ,

m h

»

4

a

K öylüler aralarında 50 bin li­ ra toplayıp ilk çıkışı yaptılar. K öylüleri inim, inim inleten v a r­ dı ya hani. O’nu n kaynağı, baş­ ka b ir kaynaktan gelirdi aslında. T uttular, o kaynağın bulunduğu tarlayı satın aldılar. A rtık iş bit mişti. Çünkü, kaynak böylece ktırumaya başlam ıştı... Necati Cu malı’nm Susuz Y az’ına konu o- lan kaynak yok olm uştu gayri...

Y ıllardır toprakları susuzdu, su suz yazın içinde çoraklaşan to p ­ raklar artık yeşerecekti. Köyün ti yatrosu vardı, yeni b ir k ü tü p h a­ ne yapılıyordu. Badem liler bu m utlu günü kutlam ak isterler şimdi. Bu görevi M ahm ut T ü rk ­ menoğlu üzerine almış. İstanbul- da. Ankarada, îzm irde ve tüm A- nadoluda bulunan sanatçıları ve

politika odan buyur ediyorlar köy larine.«

R auf MUTLU AY

B ehçet N ecatigil

B irle ştirir fiili, şiirin b ü tü n ü İçinde ik i taraflı kullanılm ışsa, b irleştirm en in «bir leş» haline getirilm esini de k ap sar. E n /cam da öyle. H em a ra d a o çizgi yok­ m u ş gibi k ad er, ak ıb et anlam ı­ n a alınır; hem iki ay rı kelim e, yani b ir isim derecelendirilm e­ si o larak cam lar cam ı, e n s ır­ ça anlam ına düşününüz. S onra câm , a ’sı u zu n okununca kadeh anlam ına da gelir; k adeh den­ m eye e n lâyık an lam ın a da ya­ ni. N asıl isterseniz. Üç ihtim al­ d ir bu: İ s te r akıbet, is te r cam ­ la r cam ı, is te r k ad eh ler kade­

hi.

— Bu haliyle şiiriniz ok u rlar için iyice k aran lık olm az mı? U zak çağ rışım ların çözüm ünü kendinizin dışındakilerden bek­ lem ek, anlam a onların y ard ım ı­ nı istem ek, sizce ne ölçüde doğ­ ru d u r?

— Ş iir, edebiyatın b ü tü n öte­ ki tü rlerin d en d aha çok düş- m eli bence kelim eler üzerine. M odern m antık, u zatm alı cüm ­ leleri kısacık işa re tle re indirgi­ yor. B iraz d a ş iir eğitim i, şiire b ak m a gelişim i bu. En kapalı şiir bile ta m k aran lık değildir. Y arı gölge alanları seçmeye alı­ şık b ir göz için, şiirin yakının­ d a saklı aydınlık bölgeyi bul­ m ak zor olm asa gerek.

— B ir k onuşm ada son dönem çalışm alarınızı başkalarının na­ sıl değerlendireceğini tahm in ed erek «şim di refah a e rişti ve geçm işi b ıra k tı diyebilirler. An­ cak, biyografik açıdan böyle yorum lanabilir» diyorsunuz. Toplum ve «D ar Çağlar» için­ deki yaşantınızdan, insancıl gözlem lerinizden gelen o sıcak şiirlerin iz yerine şim di daha çok kelim e im k ân ların a, biçim d ik k atlerin e dayanan b ir şiir koyduğunuzu, toplum un ortak so ru n la rın a uzak kaldığınızı kabul etm ez m isiniz?

— H ava ve k a ra lim anları gi­ bi yer yer şiir lim anları d a ku­ rulm alı.

FHf"

A»« ■Â J k

N EC A T İG İL

EN/CAM — B eh çet N ecatigil

Ş iir trafiğini tık an m alard an k u rta ra c a k , geçişleri bekletm e­ den sağlayacak lim anlar. Ben­ den, te k yoldan geçm em i isti­ y o rsu n gibi geldi bana. B ir sü ­ re, b ıra k d a, böyle b ir lim ana in ip k a lk a r sanayım kendim i. H em sonra, h e r şairin toplu­ m u n o rta k so ru n la rım yazm ası ş a r t m ı? B enim bugün p ek hoş landığım ş iir tekniğine sığm az o çok geniş k onular. Ş airlerin şartlan d ırılm asın d an yana deği­ lim . Y üzde yüz ak-pak olm ak. Şim di k irli miyiz?

— D ivan şiirinin bugün için y a ra rlı b ir kaynak olacağına inanıyor m usunuz? H angi nite­ likleriyle ve ne ölçüde?

— H alkı, Divanı, Tasavvufu d ah il b ü tü n eski şiirden, bugü­ ne, besleyici b irtak ım eskim ez değ erler geldiğine inanıyorum . K oca b ir im parato rlu ğ u n düşün ce ve disiplin direnişini tem sil eden b ir edebiyat, h e r şeyden önce O sm anlıca’nın yani karışık bile olsa T ü rk çe’nin incelikleri­ n i yüzyıllar boyu yabancı keli­ m elere diren erek işlenegelmiş- liğini ö ğ re tir bana. Ben özellik­ le divan şairlerin d ek i ş iir disip lın ve dikkatini T anzim at son­ ra s ı şa irle rin p ek azında -çok yönlü b ir d ik k at olarak- ancak gördüm .

— Divan şiirinin vezin, kafi­ ye, red if dikkati; nazım şekli kuralcılığı; konu ve m azm un sı n ırlan m alarıv la pek sıkı b ir ge­ leneği sü rd ü rd ü ğ ü n ü ; üm m et çağının toplum yapısını, dün­ ya görüşünü ve F ars mitolog- vasını yansıttığını biliyoruz. Yeni şiir k itap ların a «Divançe», «Divan», adlarını koym ak, şiir­ lere «kaside», «gazel» demekle b irlik te o biçim lerin disiplini­ ne girm em ekle ne sağlanabilir? En önem lisi şiirin b ir dil sana­ tı oluşudur. Bugün şiirim izi ölü b ir dilin im kânlarıyla nasıl zen ginleştirebiliriz?»

— D em in de söyledim ; Divan şiirin d en yararlanm am ız, dil bo vutlarm ı arayış dışında te m a ’yı kafiyeler, red ifler, sın ırlı beyit sayıları içinde yoğunluğa bağ­ layışla olur. «Parça bohçası» gazeller dışın d a yek âhenk ga­ zelleri örnek alın lütfen, Nailî- yi örnek alın m eselâ. Dilin ölü oluşu, bugün için ölm üş oluşu önem li değil. Y abancı b ir dil öğreniyoruz da bizim atalarım ı zm diline geçm iş sekiz-on F ars­ ça, Arapça kuralı; seksen-dok- san çok yabancı, bugüne uzak Farsça, A rapça kelimeyi -bir kez ligine bile olsa bakıp- öğrenm e­

ye mİ ytiksUnUyoruz? B ir F ran ­ sızca, bir Almanca, Ur İngiliz­

ce k itab ı çev irirk en d ah i söz­ lüklere başvurm ayan çevirm en v a r m ıd ır? Güzel olan, zor olan h e r şey; çaba, fed ak ârlık ve b i­ ra z da çağın m o d a anlayışları­ n a d iretiş ister.

— «Yeni Dergi»nin son sayı­ la rın d a yayım lanan K areler şi­ irleriniz benim te s p it ettiğim e giire to p lu b ir yadırgı y arattı. Ö teden beri bireysel b oyutlar içinde toplum sal b ir ufkun özü­ nü dile getiren şiiriniz bu dö­ nem de a şırı b ir biçim d ik k ati­ ne dönüşüyor. Eski yolunuzdan kesin b ir dönem eçle ayrılış de­ ğil m i bu? N için?

— K areler, b ir aşam a değil de b ir kendini tâzelem edir benim i- çin. Güvensizlikle karşılanan bu şiirlere beni öz zorladı; özün iki başlı değil, üç, d ö rt yönlü olu­ şu. O şiirlerin sağdan sola, y u k ar dan aşağı, m erdiven basam akla­ r ı gibi inişli çıkışlı okunm ak is- tenişleri, m erkezcil ve m erkezkaç güçlere hep birden dikkati çek­ mek istdiğim dendir. Ama siz ko­ lonlar arasını kapatarak, eski şi­ irlerim gibi m ısra mısra okursa­ nız yadırganm az bu aykırılık. Hem bu teknik saz şairlerim izin 4 m üslefilâtün vezniyle yazdıkla­ r ı vezn-i âh er nazım şeklinin, hat tâ divan şairlerinin m usam m atları nın çağdaş benzetisidir; çağdaş b ir geliştirme. Başka edebiyatlar­ da, Batıda d a olduğunu sanmıyo rum .

— Çağdaş ülkülerin, siyasal ve toplum sal inançların insanın m ut luluğunu sağlamak için v ar ol­ duğuna; şiirüı, zam anına uygun b ir sorum lulukla bu am açlara a- danm ası gereğine inanmaz m ısı­ nız?

— Kelime çeşitleri içinde en gü reli sıfatlar: Bireysel, toplum sal sıfatlar... Ama bu neyi k u rta rır? Hele siyasal, toplum sal inançların insanı m utluluğa eriştirem iyeceği kanısındayım . Ç apraşık b ir meka nizm adır insan. K alıtım lar, soya çekim ler, k arşıtlık lar toplam ı tam çözülemez. Özlediği beraberlik­ lerde bile birden terkedilm işliği arar. Zam anın sonsuzluğu içinde bireysel şiir de, toplum u, toplu­ m un gelecekteki aşam alarını k a ­ bullenm iş bireyin çıkm azlarını be lirlem iyor m u?

— Ne tü r şairleri seviyorsunuz? — Ş iir kontrol h ap ı alan ları se­ verim. Çok çocuklu olm ak için günüm üzde büyük kazançlar ge rek. Ziyan olur, erken ölürler yoksa.

— B ir süre geçmişin şiir değer­ leri içiııc kendi kendinize kapan dığınıza, kasıtlı ve bilinçli bir çalışma dikkati ile yeni şiir im ­ kânları aradığınıza inanıyorum . Peki bu konuşm adan sizde kalan izlenim nedir?.

— Yarım lık. İstediğim halde bir çok şeyi söyleyememiş, açıklaya mamış olm anın verdiği eksiklik, yarım lık duygusu.

Bir yıldır öğretmen

olmak istiyorum

I. Ü. E d e b iy a t F a k ü lte si Sos­ yoloji - F elsefe B ö lü m ü m ezu­ n u y u m . B ir y ıld ır M illî E ğ itim B ak an lığ ı e m rin d e Sosyoloji - Felsefe ö ğ retm en i olabilm em İçin u ğ ra ş m a k ta y ım . K red i Y u rtla r K u ru m u n a b o rç lu o la ­ r a k ta h s ilim i ta m a m la d ım . Şu an d a h iç b ir iş b u lam am an ın ü z ü n tü s ü ve ıs tıra b ı içinde k ıv ­ ra n m a k ta y ım .

M illî E ğ itim B a k a n lığ ın a y a p ­ tığ ım m ü ra c a a tta b a n a v erilen cev ap ta «L iselerim izde Sosyolo­ ji - Felsefe d e rsle ri az olduğu için tâ y in in iz i y apam ıyoruz» d ed iler. H a lb u k i, b u g ü n T ü r ­ k iy e ’deki lis e le rin %89’u n d a b u d e rs le r d ışa rıd a n eh li o lm a­ y a n k işile r ta r a fın d a n y ö n e til­ m e k te d ir. ö rn e ğ in , M illî E ğ i­ tim k ad ro su o la ra k ta m a m o l­ m ası g erek en A n taly a V ilây eti d ah ilin d ek i sekiz lised en yalnız M erkez lisesin d e b i r te k F else­ fe - Sosyoloji ö ğ retm en i m e v ­ c u ttu r. Bu acı m a n z a ra b ü tü n y u rtta aynı şek ild e y ü r ü tü l­ m ek ted ir.

Cumhuriyete

m e k tu p la r

<S&&G&. '* t e 5 2i5t İSTANBUL

Asker ailesi

yardımı

alamıyoruz

Biz S osyoloji m e z u n la n ne iş yapacağız? E lim deki diplo­ m a ile h an g i k ap ıy ı çalsam b a ­ na y ö n eltilen soru şu o lu y o r : «Sosyoloji ne dem ek?» A rk a ­ sından da a lay lı alaylı giiierek «A nlam adım ne dem ek iste d i­ ğini kardeşim » d iy o rla r. N etice o la ra k liselere b u d e rs in ö ğ re t­ m eni o la ra k niçin g ö rev len d i­ rilm iy o ru z? S ay ın M illî E ğitim B ak an ım ız; b e n sosyolog ola ra k to p lu m d a ne iş tu tacağ ım ? K red i Y u r tla r K u ru m u n a b o r­ cum u ödeyem ediğim İçin h ap is­ lerd e m i y atacağ ım ? T oplum da kişiliğim izi bulm am ız için İllâ ­ ki h ap iste m i y atm am ız g e re ­ kiyor? L ü tfen cev ap v erm ek lû tfu n d a b u lu n u r m u sunuz.

H ü rm etlerim le.. Y asar GEZER Bsrfbey Mb. ö ğretm en Sk.

Antalya

B izler aşağıda a d la rı yaz bulunan kim selerin ev lâtları b ir kısm ım ızın kocası 26.11.1

ve Ocak 1970 ta rih le rin d e ’ ta n î görevlerini y a p m a üzere a y n ay rı k ıta la rd a ask lik görevini ifaya başlad ılar, ra d a n b unca zam an geçtiği 1 de halen a s k e r ailesi y ard ın alam adık. E v lâtlarım ız ve kı m ız k ıta la rın a in tisa b e d 1 bağlı olduğum uz Belediye kanlığına m ü ra c a a t e ttik , ı tak atim iz o lu p olm adığı sc

du, m uam elelerim iz tam arr dı, ara d a n b u n c a b ir . sı geçtiği halde halen b ir ki dahi yardım alm ış değiliz.

Valiliğin ilgisini bekliyoru K am an kazası; Ç iftlikli hailesinden Zeynep Y am an, n m ahallesinden A rzı Uğuz. rı m ahalleden F aik k arısı 1 dane A ltıntaş, Ç iftlikli roahf den M uüiafa M ısır, S a n i halleden Y usuf Y ılm az, O m ahalleden M eryem B aşpıt Y entm ahalleden Döndü Ayt İn, G nm a m ahalleden Mly: ö m l .

Referanslar

Benzer Belgeler

Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçu kapsamında yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla yapılan aleni sözlü ya

我們建議您早上起床後以一整杯白開水(200c.c 以上) 伴服藥品,服用後 30 分鐘內不能躺下,並盡量保持 上半身直立。 4.. 若您對於

[r]

Büyük insanların prensip olarak sadece 100 üncü ö- lüm yıldönümlerini kutlayan UNESCO, Atatürk için bir is­ tisna yapmış ve 25 inci yıldö­ nümünü,

Gezegenimize çarpan göktaşları ile onlarla bağlan- tıları olan kuyrukluyıldızlar ve küçük gezegenler (as- teroitler) çoğunlukla iki gök cisminin çarpışmasın- dan

Ay›n bafl›nda, Jüpiter ve Spika’yla çok yak›n görünür konumda olaca¤› için bir dürbün- le gökyüzünde bulunmas› daha kolay olacak.. 4 ekim akflam›, bir günlük

Öbür Anadolu İllerinde olduğu gibi Konya'da da gece hayatı yok denilecek kadar sönüktü, eğlence yeri olarak bir belediye sineması vardı.. Yabancı bekârların

1823 den 1891 yılın a kadar süren 78 y ıllık inişli çıkışlı hayatın­ da birçok önemli m evkilere “getirilen A hm et V e fik Paşa iki defa da