GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
ĠLKÖĞRETĠM ANA BĠLĠM DALI
SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ BĠLĠM DALI
FARKLI DEĞĠġKENLER AÇISINDAN ĠLKÖĞRETĠM ĠKĠNCĠ
KADEME ÖĞRENCĠLERĠNĠN OKULDAN BEKLENTĠLERĠNĠN
KARġILANMA DÜZEYĠNĠN BELĠRLENMESĠ
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Hazırlayan Yücel ÇELĠK
DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Arif ÖZERBAġ
Ankara Mart, 2010
JÜRĠ ONAY SAYFASI
Yücel Çelik’in ″ Farklı DeğiĢkenler Açısından Ġlköğretim Ġkinci Kademe Öğrencilerinin Okuldan Beklentilerinin KarĢılanma Düzeyinin Belirlenmesi ″ baĢlıklı tezi 04.05.2010 tarihinde, jürimiz tarafından Ġlköğretim Anabilim Dalı, Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiĢtir.
Adı Soyadı Ġmza
BaĢkan : Doç.Dr. Bekir BULUÇ ……….
Üye (Tez DanıĢmanı) : Yrd.DoçDr. Mehmet Arif ÖZERBAġ ………..
ÖNSÖZ
Öğrenciler zamanlarının büyük bir bölümünü okullarda geçirmektedirler. Ailesiyle harcadığı zaman kadar okulda öğretmenleri ve arkadaĢlarıyla beraber olan öğrenciler okulla ilgili çeĢitli beklentilere sahiptirler. Beklentileri ne kadar çok karĢılanırsa okulda o kadar çok mutlu ve huzurlu bulunmaktadırlar. Mutlu ve huzurlu olan öğrenciler okulu daha çok sevmektedirler. Beklentileri karĢılanan öğrenciler okuldan memnun olmaktadır. Bu araĢtırmada öğrencilerin okuldan beklentilerinin karĢılanma düzeyini bulmak amacıyla yapılmıĢtır.
AraĢtırmanın tamamlanmasında pek çok kiĢinin desteğini aldım. Öncelikle bana her konuda destek olan hocam tez danıĢmanım Yrd.Doç.Dr. Mehmet Arif ÖZERBAġ’ a teĢekkür ve saygılarımı sunarım. Tezin baĢından itibaren her tür aĢamasında benden görüĢlerini ve yardımlarını esirgemeyen değerli arkadaĢım Yrd.Doç.Dr. Ferudun SEZGĠN’e, araĢtırma yaptığım tüm okullarda bana destek olan idareci ve öğretmen arkadaĢlarıma , adını burada sayamadığım emeği geçen herkese teĢekkür ederim.
Tezimle beraber büyüyen, kendisinden çaldığım oyun vakitlerinde yaptığım çalıĢmalarla sonuçlandırdığım bu araĢtırma için canım oğlum Tarık ÇELĠK’e, bana bu çalıĢmamda en büyük desteği veren sevgili eĢim Cansu ARAS ÇELĠK’e ve aileme en samimi duygularımla teĢekkür ederim.
Yücel ÇELĠK Ankara, Mart-2010
ÖZET
FARKLI DEĞĠġKENLER AÇISINDAN ĠLKÖĞRETĠM ĠKĠNCĠ KADEME ÖĞRENCĠLERĠNĠN OKULDAN BEKLENTĠLERĠNĠN KARġILANMA
DÜZEYĠNĠN BELĠRLENMESĠ
ÇELĠK, Yücel
Yüksek Lisans, Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Yrd. Doç.Dr.Mehmet Arif ÖZERBAġ
Mart-2010, 69 sayfa
Bu araĢtırmanın amacı, Ġlköğretimin Ġkinci kademesinde öğrenim gören öğrencilerin okulun öğretmen, öğrenme-öğretme süreci, fiziki ortam ve donanım ile sosyal etkinlikler boyutlarındaki değiĢkenler açısından okuldan beklentilerinin karĢılanma düzeylerini belirlemektir.
Betimsel yapıdaki bu araĢtırmada veri toplama aracı olarak araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen, geçerlik ve güvenirlik çalıĢması sonucu belirlenen 30 maddelik “Öğrencilerin Okuldan Beklentileri” adlı anket kullanılmıĢtır. Bu anket öğretmen, öğrenme ve öğretme süreci, fiziki ortam ve donanım ile sosyal etkinlikler boyutundan oluĢan öğrencilerin okuldan beklentilerinin karĢılanma düzeylerini belirlemek üzere beĢli Likert tipinde hazırlanmıĢtır.
Anketler öğrencilere 2009-2010 Öğretim yılı 1. Dönemi içerisinde uygulanmıĢtır. AraĢtırmanın evreni Ankara ilindeki merkez Ġlköğretim okullarının 2. kademesinde öğrenim gören 6.,7. ve 8. sınıf öğrencileridir. Örneklem olarak bu ilçelerden random yoluyla seçilen beĢ merkez ilçedeki 10 ilköğretim okulunda toplamda 904 öğrenci çalıĢmaya katılmıĢtır.
AraĢtırmada toplanan verilerin istatistiksel çözümleri için frekans dağılımı, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, tek yönlü varyans analizi testi kullanılmıĢtır. Fark testlerinde anlamlılık düzeyi p<.05 olarak alınmıĢtır.
Bulgular öğrencilerin okuldan beklentilerinin genel anlamda karĢılandığını göstermektedir. Boyutlar açısından bakıldığında en fazla beklentilerin karĢılanma düzeyinin X=3.88 ile öğretmen boyutunda olduğu görülmektedir. Sırasıyla X=3.86 ile öğrenme ve öğretme etkinlikleri, X =3.61 ile sosyal etkinlikler boyutu ve X =3.27 ile fiziksel ortam ve donanımlar boyutu takip etmektedir. Öğrenci beklentilerinin en fazla karĢılandığı maddeler öğretmenlerin konuya uygun ders anlatımı yaparlar ve öğretmenlerin güzel ve etkili konuĢma becerilerine sahip olması olarak belirlenmiĢtir.
Beklentilerin en az düzeyde karĢılandığı maddeler öğrenci sıralarının rahat olmadığı ve okuldaki kantinlerin öğrencilerin isteklerine cevap vermekte zorlandığı sonuçları çıkmıĢtır.
Sınıf düzeyi değiĢkenine göre 6.sınıf öğrencileri 7. ve 8. sınıf öğrencilerine göre okuldan beklentilerinin karĢılanma düzeyleri yüksek olmakla beraber sınıf düzeyi yükseldikçe öğrenci beklentilerinin karĢılanmasında bir olumsuzluk görülmektedir.
Öğretmen, öğrenme ve öğretme sürecine iliĢkin kız öğrencilerin beklentilerinin karĢılanma düzeyi erkeklere göre daha yüksek olmakla beraber, fiziki ortam ve donanımlar ile sosyal etkilikler boyutlarında cinsiyet arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır.
Bu bulgular ıĢığında öğrencilerin okuldan beklentilerinin karĢılanma düzeyi konusuyla ilgili ileride yapılabilecek bilimsel araĢtırmalara yönelik öneriler sunulmuĢtur.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci beklentisi, etkili okul, öğretmen, fiziki ortam ve donanım, sosyal etkinlikler, öğrenme ve öğretme süreci
ABSTRACT
DETECTION OF THE LEVEL OF MEETING THE EXPECTATIONS OF THE STUDENTS IN ELEMANTARY SCHOOL IN TERMS OF DIFFERENT VARIANTS.
ÇELĠK, Yücel
Graduate Program, Department of Classroom Teacher Thesis Advisor, Associate Dr. Mehmet Arif ÖZERBAġ
March-2010, 69 pages
The objective of this research is to find out the expectations of the students in elemantary school in terms of differents variants such as teacher, the process of learning-teaching, physical environment, equipment and socail activities.
In this thesis which is in a descriptive structure, a survey entitled as “Expectations of the Students From School”, consisting of 30 different questions and regulated by searcher after a number of studies in terms of reliability and validity, was used as medium of collecting data. This survey was regulated in 5-point Likert-type scale to be able to detect the expectations of students from the perspective of teacher, the process of learning- teaching, physical environment, equipment and social activities. These surveys were carried out during the first semester of 2009-2010 education year. The population of this research is the students from 6th, 7th, 8th grades in elemantary school. As samples, 904 students chosen randomly from ten elemantary schools in five central district were included.
In this research, frequency distribution, arithmetic mean, standard deviation, t test, one-way analysis of variance test were used for statistical solutions of collected data. In difference tests, the level of significance was taken as p<.05.
Findings reveal that the expectations of students from schools were met. When analyzed in terms of different perspectives, it is seen that the maximum meeting of expectations is in teacher perspective which is equal to X =3.88. This is followed respectively by learning and teaching activities which is equal to X =3.86, social activities perspective which is equal to X =3.61 and physical environment and equipments which are equal toX =3.27.
The situations in which the expectations of the students are met at highest level are teacher’s giving course in a proper way in relation with the content of the course and their having effective communication ability like giving a lecture in a emphatic way. The situations in which the expectations of the students are met at lowest level are the uncomfortable seats and school canteens which cannot properly meet the needs of students.
The expectations of 6th grade students are met in a higher rate in comparison with the expectations of 7th and 8th grade students in terms of class level variant. It is also seen that the level of meeting the expectations of the students is deteriorating in accordance with the increase of grade.
While the level of meeting the expectations of girl students is higher in comparison with that of boy students in terms of teacher, the process of learning-teaching; there is not a crucial difference between boys and girls in terms of physical environment, equipment and social activities.
When these findings are taken into consideration, it is possible to point out that suggestions were given for scientific researches about the level of meeting the expectations of the students that might be carried out in near future.
Key Words: Student expectation, effective school, teacher, physical environment and equipment, social activities, the process of learning- teaching.
ĠÇĠNDEKĠLER JÜRĠ ONAY SAYFASI ... i ÖNSÖZ ... ii ÖZET ... iii ABSTRACT ... v ĠÇĠNDEKĠLER ... vii TABLO LĠSTESĠ ... ix BÖLÜM I GĠRĠġ 1.1. Problem Durumu ... 1
1.1.1.Okulun Fiziki Ortam ve Donanım ... 10
1.1.2. Sosyal Etkinlikler ... 15
1.1.3.Öğretmenler ... 19
1.1.4.Öğrenme ve Öğretme Etkinlikleri ... 27
1.2. AraĢtırmanın Amacı ... 31 1.3. Problem Cümlesi ... 32 1.4.AraĢtırmanın Önemi ... 32 1.5.Varsayımlar ... 33 1.6. Sınırlılıklar ... 33 1.7.Tanımlar ... 34 vii
II. BÖLÜM ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR III. BÖLÜM YÖNTEM 3.1. AraĢtırmanın Modeli ... 39 3.2. Evren ... 39 3.3. Örneklem………..40
3.4. Veri Toplama Teknikleri ... 41
3.5. Verilerin Analizi ... 45
VI. BÖLÜM BULGULAR VE YORUMLAR 4.1. Birinci Alt Problem ile Ġlgili Bulgular ve Yorumlar ... 47
4.2.Ġkinci Alt Problem ile Ġlgili Bulgular ve Yorumlar ... 50
4.3. Üçüncü Alt Problem ile Ġlgili Bulgular ve Yorumlar ... 51
4.4.Dördüncü Alt Problem ile Ġlgili Bulgular ve Yorumlar ... 54
4.5.BeĢinci Alt Problem ile Ġlgili Bulgular ve Yorumlar ... 57
4.6.Altıncı Alt Problem ile Ġlgili Bulgular ve Yorumlar ... 58
V. BÖLÜM SONUÇ ve ÖNERĠLER Sonuçlar ... 62 Öneriler ... 64 KAYNAKÇA ... 65 EK : 1 ÖĞRENCĠ ANKETĠ EK : 2 ARAġTIRMA ĠZNĠ ix
TABLO LĠSTESĠ
Tablo 1 Ankara Merkez Ġlçelerde Bulunan Ġlköğretim Okulu Sayısı ... 40
Tablo 2 AraĢtırma kapsamındaki okullar ve öğrenci sayıları ... 40
Tablo 3 Cinsiyete göre dağılım ... 41
Tablo 4Öğrencilerin sınıflarına göre dağılımı ... 41
Tablo 5 Ġç Tutarlılık Katsayıları ... 43
Tablo 6 Faktör Analizi Sonuçları ... 44
Tablo 7 Öğretmen boyutunda yer alan maddelerin ortalama, standart sapma ve önem sırası değerleri ... 47
Tablo 8 Öğrenme ve öğretme boyutunda yer alan maddelerin ortalama, standart sapma ve önem sırası değerleri ... 50
Tablo 9 Fiziksel ortam ve donanım boyutunda yer alan maddelerin ortalama, standart sapma ve önem sırası değerleri………52
Tablo 10 Sosyal etkinlikler boyutunda yer alan maddelerin ortalama, standart sapma ve önem sırası değerleri ... 55
Tablo 11 Cinsiyete göre t-testi sonuçları ... 57
Tablo 12 Sınıf değiĢkenine göre betimsel veriler ... 59
Tablo 13 Sınıf değiĢkenine göre ANOVA sonuçları ... 60
BÖLÜM I
GĠRĠġ
Bu bölümde araĢtırmaya iliĢkin problem durumu, problem cümlesi, araĢtırmanın amacı, araĢtırmanın önemi, araĢtırmanın varsayımları, araĢtırmanın sınırlılıkları ve tanımlara yer verilmiĢtir.
1.1. Problem Durumu
Günümüz geliĢen toplumlarında bireylerin eğitimi önemli bir yer almaktadır. Çocuğun doğumuyla baĢlayan eğitim süreci okula baĢlamasıyla daha da önem kazanmaktadır.
Eğitim her psikolojik yaklaĢıma göre değiĢik Ģekillerde tanımlanmıĢtır. Genel anlamda davranıĢ değiĢikliği süreci olarak adlandırılır. Eğitimin rastlantıya bırakılmayan, amaçlı ve planlı bir davranıĢ değiĢikliği olduğu tanımların ortak noktasıdır. Birey bio-kültürel ve sosyal bir varlıktır. Biyolojik ve kültürel boyut, insanın insan olabilmesi için temel ya da zorunlu neden olarak kabul edilir ve kültürel boyut doğa ile etkileĢimi sonucu toplumsallaĢma süreciyle baĢlar. Ġnsanın sosyal boyutunun geliĢmesi için mutlaka diğer insanlarla etkileĢim içinde olması gerekir. Birey, kültürel ve toplumsal çevresiyle etkileĢim sürecine girerek yeni davranıĢlar kazanır (Demirel, 1995: 2).
Eğitim, insanoğlunun öğrenme yeteneğinin oluĢması ile baĢlamıĢ ve onun yaĢamı boyunca da sürüp gitmektedir. Eğitimin konusu insandır. Ġnsan önemli olduğu için eğitim de önemlidir. Eğitimin önemi ve gerekliliği zamanla giderek artmaktadır (BaĢaran,1994).
Eğitim, zaman ve mekan yönünden kapsamlı, sürekli ve çok boyutludur. Öğretimde zaman ve mekan kadar öğretmenin, velinin ve öğrencilerin beklentileri de önem taĢır (VarıĢ,1998: 10). Bu beklentiler ile doğru orantılı olmayan bir eğitimin verimi azalabildiği gibi, eğitimin amaçlarına ulaĢması da güçleĢmektedir.
ÇağdaĢ anlayıĢa göre eğitimin temel amacı; bedence, ruhça, sağlıklı, topluma etkin Ģekilde uyabilen insanlar yetiĢtirmektir. ÇağdaĢ eğitimin iĢlevi; öğrencilerin bedensel, psikolojik ve toplumsal yönlerden bir bütün olarak devamlı bir Ģekilde geliĢmelerine, topluma aktif uyum yapabilecek mutlu ve üretken kiĢiler olarak yetiĢmelerine ortam sağlayarak yardım etmektir (YeĢilyaprak, 2002: 2).
Uygun fiziki koĢullara sahip bir okul ve nitelikli öğretmenlerin varlığı eğitimin amaç ve iĢlevlerini yerine getirmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle eğitim yuvası olan okulların iyileĢtirilmesi, geliĢtirilmesi; ayrıca öğretme eyleminin uygulayıcısı olan öğretmenlerin yetiĢtirilmesi, desteklenmesi gerekmektedir.
Eğitimin görevi, hayatın Ģartlarını ve yeni teknolojileri öğretmek, adapte etmek hızla değiĢen dünyada çocukları bilgi çağının ihtiyaçlarına göre hazırlamak, yeni teknolojileri kullanılabilir hale getirmek bilgi ve becerilerle donatmaktır (Sağlam 1998). Bu da ancak kaliteli eğitimin verildiği kaliteli okullar yardımı ile sağlanabilir.
Toplumun geliĢmesi, toplumu oluĢturan bireylerin yaĢam boyu yeni bilgi ve beceriler kazanmasını zorunlu hale getirmektedir. Yeni bilgilerin ortaya çıkması, sosyal sorunların gittikçe karmaĢık hal alması, bilgi ve bilginin uygulanması arasında geçen zamanın kısalması, yaĢam boyu eğitimi sürekli kılmaktadır. Amaç, baĢarılı bireylerden oluĢan, çağdaĢ ve mutlu bir toplum oluĢturmaktır. Bu anlamda eğitim, insanda ve toplumda okuma, öğrenme, istek, heyecan ve gereksinimini artırabildiği, sevgiyi ve yaĢama sevincini geliĢtirebildiği sürece sağlıklı ve doğru yoldadır. Çünkü asıl amaç insan açısından mutluluktur (Kemiksiz, 2002: 2).
ĠĢsizlik, yoksulluk, madde kullanımı gibi sosyal sorunların ortaya çıkmasını önlemek veya var olan sosyal sorunları azaltmak ancak etkili eğitim ile mümkün olabilecektir. Etkili eğitim, hedeflenen davranıĢ değiĢikliklerinin gerçekleĢtirildiği eğitimdir.
Eğitim denilince akla ilk gelen kavramlardan biri okuldur. Yapılan tüm yakınma eleĢtirilerine karĢın tüm zamanlarda eğitimle eĢ anlamlı olarak kabul edilen okul, bir eğitim kurumu olarak varlığını sürdürmektedir. Okul, eğitim sistemi içerisindeki alt
sistemlerden en etkili ve kritik olanıdır. Çok boyutludur ve ülkenin kalkınması, geliĢimi, ilerlemesi ile doğrudan ilgilidir (Açıkalın, 1998: 2). Okul özünde olayların, seremonilerin, görüĢlerin, rol ve fonksiyonların, beklenti ve etkinliklerin vb. etkileĢimli karmaĢık bir bütünüdür (Balcı, 2007: 86)
Ġyi bir okul, çevresini etkileyen, insanın değerini, yüceliğini benimseyen, eğitim iĢ görenlerini ve öğrencileri yüksek edime ve baĢarıya ulaĢtırıp öğrencilerin eğitim gereksinmelerini karĢılayandır. Sorun çözmeye, yaratıcı düĢünmeye elveriĢli bir okul ortamı yaratan, öğrencilerini gelecek yaĢamlara hazırlayan, demokratik okul toplumu ve bütün bunlara elveriĢli bir örgütsel kültürü oluĢturandır (BaĢaran, 2000: 13).
Eğitim öğretim örgütü olan okul, diğer örgütlerden farklı özelliklere sahiptir. Okul, etkinliğin boyutlarından en önemlileri ise eğitim-öğretim programı, öğrenme-öğretme süreci, öğrenme-öğretmen, okul iklimi, aile katılımı, okul ortamı, okulun fiziksel durumu, öğretmen-öğrenci iliĢkileri, öğrenci performansının değerlendirilmesi, sınıf yönetimi, disiplin ve öğretmenlerin karar verme sürecine katılması Ģeklinde belirtilebilir.
Her toplum kendi insanını yetiĢtirmek zorundadır. Okullar da önceden saptanan bu davranıĢsal özellikleri öğrencilere kazandıracak biçimde etkinlikte bulunurlar (Göksoy, 1997: 42). Okul yönetiminden beklenen temel iĢlevlerden biri, okulu yönetirken okul içindeki insanlarla(öğretmen, öğrenci, diğer çalıĢan) okul dıĢındaki çeĢitli grupların beklentilerini uzlaĢtırmak, okulun amaçlarını gerçekleĢtirmelerini sağlamaktır (ġiĢman ve Turan, 2004: 110).
Okullar aynı zamanda temel değiĢim birimidir. Çünkü okul öğretmenlerin bir araya geldiği, öğrencilerin öğrenme ihtiyaçlarının ve beklentilerinin, toplumun isteklerinin karĢılandığı bir yerdir. Her okul tektir ve kendine özgüdür. Eğitim sistemi çevresindeki sosyo-ekonomik, politik ve kültürel sistemlerle sürekli bir iliĢki ve etkileĢim içindedir. Bu sistemlerdeki, değiĢmeler ve geliĢmeler eğitim sisteminin temel üretim birimi olan okulları etkilemektedir. Okul toplum ve yaĢanan çevrenin ihtiyaçlarını karĢılayan bir kaynak merkezidir. Bu yüzden okul, çevre ve toplumun beklentilerine göre kendini gerçekleĢtirmek zorundadır (Aytaç, 2000: 4). Okuldaki eğitim ve öğretim faaliyetlerinin genel amacı bir ülkenin geleceği olan çocukların bilgi, beceri ve davranıĢ olarak sağlıklı ve verimli Ģekilde yetiĢmelerini sağlamaktır.
Okullar öğrencilere sadece bilgi aktaran bir kurum olarak varlığını devam ettirmemelidir. Bu durum, öğrencilerin yaĢadıkları okul içi sorunların daha da artmasına yol açabilir. Okullar bireyin kendisini geliĢtirmesine ve öğrenmenin doğal bir biçimde oluĢmasına olanak vermeli, çocukların özelliklerine uygun olmalıdır. Okulda yapılan çalıĢmalarla gerçek hayat arasında bağlantı kurulmalı, okulda yapılan etkinlikler öğrencileri dıĢ dünyaya hazırlamaya yönelik olmalıdır.
Çocuk okulda sevilmeyi, mutlu olmayı, baĢarı duygusunu tatmayı ister. BaĢarma duygusunun verdiği o güzel duyguları bütün öğrenciler tadabilmelidir. BaĢarı insanın kendisi ve çevresi ile uyumlu yaĢayabilmesi, kendini gerçekleĢtirmek için belirlediği hedeflere ulaĢırken gösterdiği çabalardan olumlu sonuç almasıdır. BaĢarı hayattan zevk alabilmek, hoĢlandığı faaliyetleri yapabilmek ve bunlarla hem kendisine hem de çevresine yardımcı olabilmektir. Çocuğun okul içindeki ve dıĢındaki davranıĢları, arkadaĢlıkları ve dostlukları, spor veya sanat dallarından birinde gösterdiği ilerleme baĢarısıdır (Oktay, 1997: 31).
21. yüzyıl okulun değiĢim ve yenilikçi olmasını gerektirmektedir. Ġlköğretimin amacı, bireyin zihinsel yeteneğini en üst düzeye yükselterek, ona bireyselliğini vermektir. Okul;
1. Daha fazla bilgi vermekten çok merak ve heyecan öğesini kullanmalıdır.
2. Ezberci eğitimin yerine daha fazla eleĢtirel ve yaratıcı düĢünceyi hakim kılmalıdır. 3. Tek kitap ve tek test yerine çoklu kaynaklardan öğrenme ve kendini
değerlendirmeyi amaçlamalıdır.
4. Dünyayı tek neden, tek son ile açıklamadan daha fazla çoklu neden sonuç iliĢkilerini çocuğun öğrenmesine sunmalıdır (Sungur, 2001: 30)
Okuldaki yaĢamın kaliteli ya da nitelikli olması, okulların öğrencilerin, isteyerek gidecekleri yerler olması gerekliliğini ortaya koyacaktır. Okul örgütü içerisindeki en önemli unsurlardan biri de öğrencilerdir. Öğrencilerin okul içindeki görüĢlerine de önem verilmelidir. Çünkü öğrencilerin vaktinin büyük bölümü okul içerisinde geçmektedir. Okulun çevreden ve çevrenin okuldan beklentileri birbirini aĢtığı zaman, aralarındaki iliĢki gerilecektir (Bursalıoğlu, 2000: 22).
Okulun önemli unsurlarından biri Ģüphesiz ki öğrencidir ve eğitim etkinliklerinin odağında öğrencilere istendik davranıĢ kazandırma faaliyeti yer almaktadır. Dolayısıyla da öğrencilerin eğitimsel etkinliklerin düzenlenmesinde ve yürütülmesinde düĢüncelerinin alınarak katılımlarının sağlanması, okulun baĢarısını olumlu yönde etkileyecektir (Karslı, 2003: 72). Öğrencilere eğitim kurumlarının kazandıracağı katkılar çok önemli olduğundan okulların kendilerini mutlaka öğrencilerin yapılarına göre ayarlamaları gerekir ( Cafoğlu ,1996 :114).
Öğrenci, öğrenim görmek amacıyla herhangi bir öğretim kurumuna katılan kimsedir. Öğrenci, eğitim ihtiyacı olan ve bu eğitim ihtiyacını karĢılamak amacıyla formal eğitim kurumlarına devam eden bireydir. Okullar, toplum içinde yaĢayan bireylere kendi fiziksel ve toplumsal ihtiyaçlarını, toplumun ihtiyaç ve beklentileri ile uyumlu biçimde karĢılayabilmeleri için gerekli olan bilgi, beceri, yetenek, tutum ve değerleri kazandırmaya çalıĢır. Okul eğitiminde öğrencinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Okul içinde düzenlenen tüm etkinlikler öğrencilere yöneliktir. Öğrenci okulda sadece çeĢitli bilgi ve beceriler değil, değerler, görüĢler ve davranıĢlar öğrenir ve bunlar öğrencinin kiĢiliği üzerinde bilgi ve beceriden daha etkilidir ( MemiĢoğlu, 1995: 27).
Öğrencilerin okuldaki yaĢamları, yaĢamın niteliği, öğrencinin okuldan beklentileri ve yaĢadıkları sorunlar eğitimi önemli derecede etkilemektedir. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza onların isteyerek gidecekleri bir okul modeli oluĢturmamız gerekmektedir.
Kemiksiz’e (2002: 7) göre, okullarda çocuklara dersler anlatılmakta, ödevler verilmekte alıĢtırmalar yapılmakta ve ezberletilmektedir. Bu sistemin uygulandığı okullarda sadece dengeli ve vasat öğrenciler baĢarılı olmaktadır. Ailesinden daha çok zaman harcadığı okulda, mutsuz olan beklentileri karĢılanmayan öğrencilerin pek çok sorunla karĢılaĢması kaçınılmazdır. Çocukları kalın duvarlarla ördüğümüz, tellerle çevirdiğimiz, tahta sıralarla donatılmıĢ bir okulda oturtup, onlara hayatları boyunca belki de hiç karĢılaĢmayacakları bilgileri vererek okulları sevilen mekanlar haline getiremeyiz. Çocuklar okulda kendilerini iyi, mutlu hissetmelidir. Böylece kendilerinden beklenenleri daha istekli bir Ģekilde yaparlar.
Öğrenciler tüm yenileĢme, geliĢtirme çabalarına rağmen okulda birçok sorun yaĢamaktadır. Öğrenme ortamında çocuğun güven duygusunu azaltacak özellikler varsa öğrenme engellenir ve sorunlar devam edebilir. Bu nedenle çocukların okulda olumlu duygular yaĢaması öğrenme isteğini de artırır. Öğretmen ve yöneticiler öğrenme ortamını düzenlerken, çocukların sevgi, istek, umut gibi hislerine normal duygusal yaĢantı sunmalıdır. Okullarda çok çeĢitli sorunlar yaĢanmaktadır: öğrencilerin sorunları, öğretmenlerin sorunları, velilerin çocuklarının hayatlarına dair sorunları… Problemlerin çözümündeki temel nokta öğrencilerin beklentilerinin gerçekleĢtirilmesidir. Öğrenci kendisi tarafından hazırlanmamıĢ, hazır bulduğu bir ortamdadır. Çoğu yönden çocuğun yapısına uygun iĢlemeyen okullarda öğrenciler pek çok sorun yaĢamaktadır. Bu durum da öğrencilerin okuldan uzaklaĢmalarına neden olmaktadır.
Sarp’ın(2000) okullarda öğrencileri psikolojik olarak etkileyen birçok unsur bulunduğu konusundaki düĢünceleri Ģunlardır:
1. Okulların günlük çalıĢma programları, sınıfta öğrenci ilgilerine cevap veremeyecek kadar sürelerini zaman bakımından kısıtlı hale getirmiĢtir. Okullarda sessiz ve edilgen topluluk, aktif ve gürültülü bir sınıf topluluğuna yeğlenmiĢtir.
2. Okulda bağımlı öğrenci davranıĢları bağımsız öğrenci davranıĢlarına yeğlenmiĢtir. 3. Okulda alıĢılmıĢlık ve geleneksellik baĢarı; yaratıcılık, farklılık baĢarısızlık olarak nitelendirilmiĢtir.
4. Okulda öğrenciler iĢbirliğinden çok, yarıĢmayı öğreneceklerdir.
5. Okulların eğitimi, ayrıntılı olgular üzerine yoğunlaĢırken bunların genellemelere ulaĢması ihmal edilmiĢtir.
6. Bilgi kazandırmaya önem verilmekte bilginin öğrenci için anlamı önemsenmemektedir.
7. Okul programları ve sınıf içi etkinlikler çocuk hatta insan zihninin psikolojik yapısına göre düzenleme yerine yetiĢkin mantığının iĢleyiĢine göre düzenlenmiĢtir.
8. Okullarda duyuĢsal nitelikli öğrenmelere gereken önem verilmemektedir.
Richard ve Wallace’ın (1992) ifade ettiği gibi öğrenciler, eğitim kurumlarının varlık amaçlarıdır. Eğitim kurumları da öğrencilerinin ihtiyaç ve isteklerini açık olan bir eğitimi benimsemelidir. Eğer eğitim kurumları bu ihtiyaç ve istekleri anlayamaz, onlara cevap vermez, çözüm üretemezse hayatta kalmaları zorlaĢacaktır (akt: Cafoğlu ,1996:134).
Öğrenci, eğitimin iĢlediği ham madde iken bir yandan da kullandığı bir güç kaynağıdır (BaĢaran, 1994: 163). Eğitimde amaç nitelikli insan yetiĢtirmektir. Bu yönlerden bakıldığında eğitim uzun bir süreç olduğu kadar maliyetlidir. Ülkenin ekonomik kaynakları verimli kullanmak için öğrenciyi okuldan beklentilerini karĢılamak suretiyle mutlu ederek maliyeti de en aza indirgemeliyiz.
Beklentiler artıkça okullarda değiĢim sürecine girmektedirler. Okulun temel öğesi olan öğrenci bu değiĢimden en çok etkilenen öğedir. Öğrenci merkezli eğitimin gereği tasarlanan yenileĢme, yenileĢtirme çabalarının baĢarılı olmasıdır. Bu baĢarının sağlanmasının temel koĢulu çocukların okuldan beklentilerinin karĢılanmasıdır. Çocuk okulda kendini güvende hissettiği, yargılanıp cezalandırılmadığı sürece, okulda bulunmayı daha çok sevecek ve böylece daha baĢarılı bir öğrenme gerçekleĢecektir. Öğrencilerin okula sevinçle gelmelerini sağlayacak etmenlerden biri de, okulda yaratıcılıklarını ortaya koymalarına olanak verilmesidir.
Beklentilerin karĢılanması kalitenin iĢaretidir. Beklentiler gereğinden fazlasını içerirler. Bir okulun her öğrencisinin mutlu ve potansiyelinin tam olarak kullanılmıĢ olması, tüm derslerden geçer not almasını veya iĢe girmesini garanti etmesinden çok daha zordur. BaĢarılı okulların en önemli özelliklerinden birisi yüksek beklentileri paylaĢmaları ve ifade etmeleridir (Ensari, 2000: 28).
Okulda kalite bir bütünselliğin ifade temelidir. Kaliteli bir okul ortamı derken hem fiziksel mekanın etkililiği hem de baĢarılı bir eğitim-öğretim ortamı anlaĢılmalıdır (Ensari, 2000: 20).
Yatırımların en etkilisi çocuklar için yapılan yatırımdır. Çünkü her yönden sağlıklı yetiĢmiĢ çocuk gelecekte yaratıcı, üretici, çok yönlü düĢünebilen, bilimsel problem çözme gücü yüksek, etkili iletiĢim kurabilen, çevresiyle barıĢık, mutlu bir yetiĢkin, hak ve sorumluluklarını bilen bir vatandaĢ olacaktır. Çocuğun içinde bulunduğu çevre ve çocuğa sağlanan eğitimin niteliği onun gelecekteki baĢarısını ve dolayısıyla yaĢam kalitesini büyük ölçüde belirler.
Öğrencinin okulu sevmesi ve okul ortamının öğrenciyi mutlu edecek Ģekilde düzenlenmesi gerekir. Ayrıca, sadece öğrencinin öğretim ihtiyaçlarının değil, eğitim ve ders dıĢı etkinlikleri açısından da ihtiyaçlarının karĢılanması hedeflenmelidir. Bu amaçla;
1. Okul bina ve tesisleri öğrencilerin okula isteyerek gelmesini sağlayacak Ģekilde temiz, bakımlı ve çekici hale getirilmelidir.
2. Okulda etkin olarak kullanılan laboratuar, kütüphane, öğretmen çalıĢma odası gibi zorunlu mekanlar kurulmalıdır.
3. Bu mekanlarda öğretmenlerin ve öğrencilerin kullanımı için gerekli donanım ve ekipman her zaman kullanıma hazır halde bulunmalıdır.
4. Her türlü kitap, multimedya ürünleri, internet, cep hizmetler, öğretmen ve öğrencilere ücretsiz sunulmalıdır.
5. Okulda ders dıĢı etkinliklerin gerçekleĢtirilmesi için gerekli spor salonu, çok amaçlı salon, müzik ve resim odaları, atölyeler vb. her türlü mekan oluĢturulmalıdır.
6. Bu mekanlar ders dıĢında ve hafta sonlarında öğrencilerin kullanımı için açık tutulmalıdır.
7. Öğrenci sıraları tek kiĢilik olarak tasarlanmalıdır (Vural,2004).
Türkiye’de eğitimli insanların artması eğitimde kalitenin daha belirgin ortaya çıkmasını sağlamıĢtır. Artık insanların çocuğuna daha iyi imkanlar sunabilmek için çok çocuklu aile yapısından daha az çocuklu aile yapısına geçiĢ yaptıkları gözlenebilen bir durumdur. Birçok insanın düĢüncesinde, çocuğuna daha iyi bir eğitim imkanı sunabilmenin var olduğu söylenebilir. Bu düĢünceyle birlikte okuldan beklentiler artmıĢtır (Dönmez, 2006).
Yirmi birinci yüzyıla girerken toplumların okullardan beklentilerinin giderek daha çok artmakta olduğu görülmektedir. Okulların temel görevini yerine getirebilmek için gereksinim duyduğu yüksek nitelikli eğitim ve öğretimi karĢılayabilmek ve okulun etkinliğini artırmaya yönelik araĢtırmalardan birisini yapan Sergiovanni(1995) etkili okulun temel özelliklerini aĢağıdaki gibi tanımlamıĢtır (akt. Yılmaz, 2006: 5). Etkili okullar;
Öğrenci merkezlidir.
Öğrencilere zengin akademik programlar sunarlar.
Öğrencilerin öğrenmesini geliĢtiren öğrenme olanaklarını sunarlar. Olumlu bir iklime sahiptirler.
Mesleki etkileĢimi beslerler.
Yaygın hizmet içi eğitim ortamlarıdır. Aile ve toplumun katılımını sağlarlar.
Bilgi ve teknolojik geliĢmelerin karĢısında devlet kurumlarındaki bu değiĢim sürecinden devlet sisteminin bir örgütü olarak okulun etkilenmemesi söz konusu olamaz. Bu anlamda günümüz okullarının rollerinde de değiĢimler yaĢanmaktadır. Teknolojik değiĢimlere paralel olarak bireyin okuldan beklentileri değiĢmekte, okul örgütleri bu ihtiyaçları yanıtlamakta kendilerini yeniden gözden geçirme durumunda kalmaktadır. Eğitim ortamları, iĢlevleri gereği bireyi geleceğe hazırlayacaklarsa değiĢimi yakalamanın yanı sıra değiĢimi baĢlatan ve yöneten örgütler olmalıdır (ġirin, 2009: 54).
Toplumsal kurumların ve iliĢkilerin basit olduğu toplumlarda birey toplumsal davranıĢları yaĢayarak, ailesinden ve çevresinden öğrenebilir. Ancak toplumsal kurum ve iliĢkilerin geliĢtiği ve çeĢitlendiği günümüz toplumlarında çocuğun insan iliĢkilerini; insanların birbirinden farklı olduğunu öğrenmesi gerekir. Çocuğun bu davranıĢların tümünü ailesinden öğrenmesi mümkün değildir. Bu nedenle çocuğun toplumsallaĢması iĢlevini artık eğitim kurumları üstlenmiĢtir. Eğitim kurumlarının önemli iĢlevlerinden biri çocuğu iyi bir vatandaĢ olarak yetiĢtirmektir.
Bozuklukları, aksaklıkları olan bir sistemde bile bazı öğrenciler baĢarılı olabiliyorsa yapacak Ģey baĢarısızlığa yol açan kiĢisel hataları ve noksanlıkları görmek olmalıdır. Ancak bu Ģekilde sorumluğunu bilen, hedef tayin edebilen, tayin ettiği hedef doğrultusunda hareket edebilen, kiĢilikli araĢtırmacı, üretken bir yapıya sahip, çağdaĢ öğrenciler yetiĢtirilebilir. Onlardan baĢarabilecekleri Ģeyler istenmelidir. BaĢarıyı tadan öğrenciler korkularını, öfkelerini daha kolay yenerler. Önemli olduklarını hissederler. Okuldan beklentisi olan öğrenciler beklentileri ne kadar yüksek düzeyde karĢılanırsa okula o kadar bağlı olurlar.
BaĢarıyı tadan insan hayattan zevk alır. Okulda da öğrencilerin zevk almaları için baĢarıyı tadabilmeleri gereklidir. Okul içerisinde katı sınırlarla çizilmiĢ kurallar çocukları engeller. Okula giden çocukların baĢarı ve baĢarısızlıklarını etkileyen pek çok faktör vardır. Bunun yanında baĢarılı olması için sağlıklı olması, yeterli derecede zihinsel ve duygusal olgunluğa sahip olması, okulu, öğretmeni, dersleri sevmesi gibi etmenlerin gerekliliği de önemli faktörler olarak verilmiĢtir (Oktay, 1997: 35).
Okul yaĢamı, okul yaĢamının niteliği, öğrencilerin okuldan beklentileri ya da tatminleri, okul yaĢamındaki sorunları gibi konular çok az çalıĢılmıĢtır (Yılmaz, 2007: 486).
1.1.1.Okulun Fiziki Ortam ve Donanım
Günümüzdeki hızlı toplumsal geliĢme ve değiĢmeler, teknolojik geliĢmeler, vatandaĢlık görevinin getirdiği bilgi, beceri ve değerleri herkese aynı Ģekilde verilmesi ancak herkesin ortak bir eğitim sürecinden geçirilmesi ile mümkün olmaktadır. Her toplumun kendi değerine ve yapısına uygun insanı kendilerine özgü bir eğitim sistemi içerisinde yetiĢtirir. Bu nedenle de toplumlar kendi eğitim süreçlerinin amaçlarını ve içeriğini belirlemiĢ ve onu kontrol altına almıĢlardır. Bu durum, eğitimin okul olarak kurumsallaĢmasına neden olmuĢtur (Ünal,Ada, 2004: 73). Okulların da eğitim sistemi içerisinde temel iĢlevi, öğrencilerine istenilen davranıĢı kazandırma ve belli öğrenme yaĢantılarının öğrencilerle yaĢamasını sağlamak için çevreyi gerekli Ģekilde düzenlemektir.
Okul, toplumun eğitim kurumu gereksiniminin büyük çoğunluğunu karĢılayan önemli bir toplumsal birimidir. Okul, yüzyıllar süren bir geliĢimin sonucunda ortaya çıkmıĢtır. Okullar eğitim sisteminin ana gövdesini oluĢturmayı sürdürmektedir (BaĢaran, 1999:169).
Okul; binası, öğretmenler, öğrenci, araç-gereç ve donanım gibi eğitimin diğer girdi kaynaklarını bir araya getiren, barındıran zorunlu mekanlar olarak eğitim ortamının en klasik ve temel olma özelliğini taĢımaktadır (ġimĢek 1991: 15). Bir okul bina, öğretmenler, öğrenci, araç-gereç ve donanım gibi girdi kaynaklarının bir araya gelmesiyle oluĢur.
Okul, bulunduğu çevrenin eğitimde değiĢme ve geliĢme sorumluluğunu almıĢtır. Bu nedenle okul binalarının yapımına karar verirken o çevrenin mevcut nüfus yoğunluğu, nüfusun özellikleri, o çevredeki alt yapı durumları, planlanan değiĢmeler dikkate alınması gereklidir. Okul bina ve tesisleri, ders araç ve gereçleri ile bir bütün oluĢturur.
Sosyal bir sistem olarak okul, öğrenciyi toplumdan alır ve yetiĢtirerek tekrar topluma sunar. Öğrenci teneffüs aralarında ve boĢ zamanlarında, okul ortamı içerisinde kalmak zorundadır. Okul kantin, spor salonu ve okul bahçesindeki oyun alanları
öğrencilerin zamanının en fazla geçtiği alanlardır. Öğrenci boĢ zamanında kütüphaneden de yararlanabilir. Bilgisayar laboratuarları olan okullarda, öğrenci bilgisayar laboratuarından yararlanabilir. Okul fiziki mekan olarak öğrenciye ne kadar seçenek sunarsa öğrenci davranıĢları üzerinde o kadar etkili olabilir (Çelik,2002,23).
Ġyi bir eğitim ortamının yaratılmasında okul binalarının yapımı ve tasarımı önemlidir. Bu nedenle okul binaları, öğrencilere kazandırılması hedeflenen yeterlikleri kazandıracak yapı ve düzende olmalıdır (Ünal ve Ada, 2004: 87).
Fiziksel ortam eğitim etkinlikleri için ayrılan mekanın özelliklerini belirtir. Sıra, masa, dolap gibi araçlarla boĢ alanlar, mekanın ısı, ıĢık ve renk düzeni gibi bir dizi etken, ortamın fiziksel değiĢkenlerini oluĢturur (Aydın, 1998: 34).
Okulun fiziki yapısını bahçe düzeni ve iç mekân olarak ayrı ayrı değerlendirebiliriz. Okul bahçesi öğrencilerin en rahat ettiği yerdir. Genellikle ders boyu oturdukları alandan ayrılıp okul bahçesinde baĢta oyun olmak üzere değerlendirmektedirler. Sınıf içerisinde enerjisini yeterince boĢaltamayan öğrenci teneffüs saatlerinde bu enerjiyi bahçede değerlendirmek isteyecektir. Okul bahçesinin büyüklüğü, oyun alanların varlığı, temizliği, ağaç sayısı kısacası okul bahçesinin düzeni öğrencileri etkilemektedir. Etkinliklerin çoğu okul bahçesinde olduğundan bahçe öğrenci sayısı ile uyumlu olmalıdır. Bahçe kapısı, sportif alanlar, kantin, yeĢil alan, okulun çevre duvarları hatta okulun rengi öğrencilerin beklentilerini ne derece karĢılıyor bilmemiz gerekir.
Geleneksel olan okullarımız bina, dıĢ görünüĢ, bahçe düzenlemesi olarak öğrencilere çekici gelmemektedir. Okullar her ne kadar her kesimden insanın ortak malı olsa da öğrenciler tarafından kullanılmaktadır. Bu nedenle o yaĢ grubundaki öğrencilere göre düzenlenmelidir. Okulun fiziksel yapısı, görünüĢ, kullanıĢ, sağlık koĢullarının uygun oluĢ açılarından uygun ve çekici olmalıdır. Temiz, bakımlı, iyi donanımlı okullar, yalnız moral değil davranıĢı da etkiler. Öğrenci gereksinimleri ve eğitsel amaçlarla karĢılaĢtırdığımızda lavabo, tuvalet, sıra gibi kullanım alanları öğrencinin geliĢimine uygun olmalıdır. Fiziksel yapı ve düzenleniĢin çekiciliği öğrenci zamanını okul içinde kullanmaya yöneltmelidir. Okul, fiziksel özellikleri ve insan iliĢkileri açılarından rahat ve açık olmalı, öğrenciler ders saatleri dıĢında da okuldan faydalanabilmelidir (BaĢar,2002: 18-21).
Okulun fiziksel yapısı, görünüĢ, kullanıĢ, sağlık koĢullarına uygun ve çekici olmalıdır. Temiz bakımlı iyi okullar, yalnız morali değil davranıĢı da etkiler. Fiziksel yapı ve düzenleniĢin çekiciliği, öğrenciyi zamanını okul içinde kullanmaya yöneltmeli, öğrenci sokağa yönelme gereksinimi duymamalı, bunun için okulun yönetim planı ders dıĢı zamanları da kapsamalıdır (Rosenholtz ve Simpson,1990; akt. BaĢar, 2000: 24).
Toplumun eğitim kurumlarından beklediği, nitelikli bireyler yetiĢtirmektir. Bu gereksinimi karĢılayacak eğitim programlarının etkinlikle uygulanabilmesi, yetiĢmiĢ insan gücünün yanı sıra programları niteliğine uygun okul binalarına ve ders araç-gereçlerini de gerektirmektedir. Yapılan araĢtırmalar, okul binaları ve öğrenme arasında iliĢki bulunduğunu göstermektedir. Burden (1995), okul binası ve dersliklerin fiziksel görünümünün öncelikle öğrencilerin fizyolojik ihtiyaçlarına ve öğretim etkinliklerine uygun olması gerektiğini bildirmektedir. Edwars (1993) tarafından yapılan araĢtırma da, okul yapısının koĢullarının geliĢmesiyle öğrenci baĢarı düzeyinin artığı görülmektedir (Sadık, 2003).
Çocukların spor yapmalarına ve etkinliklerde bulunmalarına olanak sağlayacak geniĢ salonlara yer verilmesi de önem taĢımaktadır. Sınıfların güneĢ görmesi, aydınlık, temiz, estetik, renkli ve mevsim ısısına göre ısıtılması gerekmektedir (MemiĢoğlu,1995: 32-33). Mevcut okul binalarını uzaktan bakıldığında hemen anlarız. Tekdüze yapılmıĢ, çekicilikten uzak, çocuğa uygunluktan yoksun okulların belirli bir değiĢim geçirmesi gerekmektedir. Kalın bahçe duvarları ile çevrili, asfalt bahçeler, sınıfların küçük ve tekdüze yapısı ile mutlu çocuklar yetiĢtirmek zordur.
30 kiĢilik sınıflar, her öğrenciye özel sıra ve dolap, laboratuarlar, bilgisayarlarla donanmıĢ teknoloji odaları, iĢlikler, müzik derslikleri, çok amaçlı salonlar, spor salonları, öğretmenlere ait özel odalar… Bütün bunlar öğrenci ve öğretmenlerin özlemiydi. MEB ilköğretimin, tüm yurttaĢlara fırsat ve olanak eĢitliği içinde yaygınlaĢtırılması, ilköğretimin niteliğinin geliĢtirilmesi, bireyin ve toplumun gereksinmelerine yanıt verebilecek bir yapıya kavuĢturulabilmesi için çalıĢmaları tüm hızıyla sürdürmektedir. Çevreye açık, sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerin merkezi olarak düĢünülen yeni ilköğretim okullarında yaĢam boyu eğitim hedeflenmektedir (Karabey, 2004:3).
Okul veya fiziksel ortam düzeni insanların; sağlıklarını duygusal dünyalarını ve performanslarını olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu durum okul
mekânlarında özellikle öğrencileri ve öğretmenleri çok fazla ilgilendirmektedir. Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yapıldığı okullarda bu konu üzerinde önemle durulması ve gerekli düzenlemelerin yapılması eğitimin kalitesini artırmada oldukça etkili olacaktır (Uludağ ve Odacı, 2002).
Okulun amaçlarının gerçekleĢtirilmesi için uygun fiziksel koĢulların hazırlanması eğitim yönetiminin görev alanına girmektedir. Eğitim programının etkili uygulanabilmesi için gerekli ortamın hazırlanması halinde etkinliklerden istenen sonucun alınması çok zor olur. Etkinliklerin niteliklerinin uygun fiziksel koĢulların hazırlanması, giriĢimden istenen sonucun alınması için bir ön koĢuldur (Aydın, 1998: 179).
Çocukların evlerinde ve odalarında geçirdikleri zamandan belki de daha fazlasını geçirdikleri mekanlar çocukların doğasına göre düzenlenmemektedir. Bahçesinde yeĢillik oyun alanı olmayan bir okulda öğrenciler parmaklıklara bayrak direğine çıkacaktır. Top oynayan bir grup öğrenci çevreye hasar verecektir. Okul çocuk için evin gereksinimlerini büyük ölçüde sergileyebildiği bir yerdir. Okulda bu gereksinimden daha az Ģey elde edilince birçoğu yük olarak görmekte ve onu sevmek için çaba sarf etmemektedir (Glasser1999: 58). Öğrencilerin sevme, sevilme, güvenme, baĢarma, özgürlük gibi gereksinimleri vardır. Oysa okulların bina ve çevre düzenlemesinin çocuğun oyun oynama, hobi edinme, spor yapma, boĢ zamanlarını değerlendirme, çalıĢma gibi ihtiyaçlarını karĢılayacak nitelikte olmadığı görülmektedir.
Öğretmen, çocuğun oyun içinde öğrenim görmesinden düzenli ve amaçlı öğrenmeye geçiĢini sağlamak, sorularını yanıtlamaya hazır bulunmak, onu engellemeden yönlendirmek, yardıma ihtiyacı olduğunda yanında olmaktan sorumludur (Yörükoğlu,1992:140). Oyun çocuğun dünyasıdır. Okulda da olsa öğrenci oyun oynayacaktır. Oyun oynayan öğrenci kendini mutlu ve huzurlu hissedecektir. Bu nedenle öğrencilerin okullarda mutlu olmaları isteniyorlarsa okul içinde kitaplık, spor, sanat ve hobi alanlarından faydalanmaları sağlanmalıdır. Okul bahçeleri öğrencilerin ilgisini çekecek aynı zamanda etkinlikleri gerçekleĢtirecek Ģekilde düzenlenmelidir.
Günümüz okullarının çoğu öğrencilere çekici gelmemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) hazırladığı yeni projelerle yeni yapılan okulların projelerini öğrenci
merkezli yapmaktadır ( http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=galeri&id=okul). MEB ayrıca Çocuk Dostu Okul anlayıĢı bireylerin birbirine saygı duyduğu, ayrımcılığın yapılmadığı, herkesin gereksinimlerine duyarlı olunan bir ortam yaratmak için gerekli olan bir bakıĢ açısı ile okulda kaliteye ulaĢmak ve kaliteyi sürdürmek istemektedir( http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=projects&id=03). Yeni yapılacak okullarda öğrencilerin oyun oynama, hobi, spor yapma, boĢ vakit değerlendirme, çalıĢma gibi ihtiyaçlarını karĢılamayı hedeflemektedir.
Okullara yapılan bu yatırımların getirisi daha yüksek olacaktır. Yatırımların en etkilisi çocuklar için yapılan yatırımdır. Her yönden sağlıklı yetiĢen çocuk gelecekte yaratıcı, üretici, çok yönlü düĢünebilen, bilimsel problem çözme gücü yüksek, etkili iletiĢim kurabilen, çevresiyle barıĢık mutlu bir yetiĢkin olarak karĢımıza çıkacaktır. Yapılan bu yatırımlarda ihtiyaçları karĢıladığı sürece topluma faydalı olacaktır.
Okulların fiziksel boyutları olan okul binası, sınıflar, laboratuarlar ve eğitim araç gereçlerinin geliĢtirilmesi eğitim kurumunun baĢarısında önemli bir iĢleve sahip olabilir (GöküĢ, 2007:144).
Okulun iç mekânı kullanıĢlı olmalıdır. Sınıflar öğrencilerin rahat olacakları Ģekilde mi düzenlenmiĢtir? Tuvaletler, koridorlar, merdivenler, spor salonları, soyunma odaları, atölyeler öğrencilere ne kadar hitap etmektedir? Çoğu okulumuzda dar, küçük, havalandırması olmayan kullanıĢsız mekânlar karĢımıza çıkmaktadır. Bu mekânlar da öğrencilerin beklentilerini karĢılamaktan uzaktır.
Klasik bir okul binasında bulunması gereken özellikleri Ģöyle sıralayabiliriz.
1- Okul binaları genel görünüĢüyle çocuğa güven vermeli, temiz bakımlı ve sağlam olmalıdır.
2- Okul binalarının büyüklüğü öğrenci sayısı ile uyumlu olmalı ve okulda öğrencilerin rahat hareket edebilecekleri, spor yapabilecekleri ve oyun oynayabilecekleri bir bahçe bulunması gerekir.
3- Bina içinde çocukların spor yapmalarına ve sosyal faaliyetlerde bulunmalarına olanak sağlayacak geniĢ, kapalı alanlara yer verilmesi önem taĢımaktadır.
4- Dersliklerin yanı sıra fen, bilgisayar laboratuarı ve kütüphane bulunmalıdır.
5- Bina içinde yeni öğrenci sayısına ve sağlık koĢullarına uygun, lavabo ve tuvalet olmalıdır.
6- Dersliklerin güneĢ görmesi, aydınlık ve sağlık koĢullarına uygun, öğretim araç gereçlerinin kullanılmasına olanak sağlayacak donanıma sahip olması gerekir (Fidan ve Erden 1998,60)
Sınıf içindeki öğrenme ve öğretime birçok faktör etki eder. Bu faktörlerin etkilerini istendik yöne doğru çekmek özellikle öğretmenin görevidir. Öğretmenin öğrencilerde oluĢturmayı düĢündüğü davranıĢlara göre sınıfı nasıl düzenleyeceği, daha açık olarak öğrencileri nasıl organize edeceğini ve sınıfın fiziki düzenlemesinin nasıl yapılacağını bilmesi ve uygulaması öğrenci baĢarısını daha da artırabilir (Tekindal ve Sönmez:1998:348).
ġendur (1999: 30) yaptığı araĢtırmada sınıfın fiziki düzenlemesinin öğrenciler üzerindeki olumlu etkisini ortaya koymuĢtur. AraĢtırmada bir sınıfa halı ve minderli sıralar konulmuĢ, ıĢık yumuĢatılmıĢtır. Normal, sınıfa oranla daha çekici hale gelen sınıfta, öğrencilerin sınıf tartıĢmalarına katılımı 2-3 kat arttığı görülmüĢtür. Bir baĢka çalıĢmada yan yana iki oda seçilmiĢtir. Kontrol sınıfı beyaz duvar, gri halı ve plastik sıralarla donatılmıĢ; deney sınıfı ise halı, parlak renkler resimler ve bitkilerle sevimli bir Ģekilde hazırlanmıĢtır. Deney sınıfı sınavlarda istatistiksel yönden anlamlı düzeyde yüksek notlar almıĢtır
Okulun fiziki durumunun öğrencilerce kabul edilebilir Ģekilde düzeltilmesi öğrencilerin okuldan fiziki yapı anlamında beklentileri karĢılaĢacağı düĢünülmektedir.
1.1.2. Sosyal Etkinlikler
Öğrencilerden sadece sorumlu oldukları derse ait kazanımları almaları, okulun amacını yansıtmaz. Sosyal bir birey olan öğrenciler okulda geçirdikleri zamanlarda ders dıĢı aktivitelere ihtiyaç duyacaklardır. Öğrenciler okulda bu ihtiyaçlarının da karĢılanmasını isteyeceklerdir.
Ders dıĢı öğretim etkinlikleri, öğretim sürecinin en önemli unsurlarındandır. Sosyal kulüp faaliyetleri, gönüllü katılım gerektiren ve serbest zamanlarda yapılan bir etkinliktir. Bu faaliyetler sosyal etkinlikler ya da ders dıĢı etkinlikler olarak değerlendirebileceğimiz öğrenci sosyal kulüpleridir. Sosyal kulüplerin bu fonksiyonu ile eğitimde çok önemli bir boĢluğu doldurması gerekmektedir. Günümüz eğitim-öğretimi
sürekli bilgi aktarımı gerçekleĢtirmede fakat davranıĢa yansıyan sosyal eğitim ikinci planda kalmaktadır. Sosyal kulüp faaliyetleri gönüllü katılımın olduğu ve serbest zamanlarda yapılan bir etkinliktir (Pepe ve Mamak, 2002: 53).
Eğitimin amacına ulaĢması sadece dersler aracılığı ile olmaz. Öğrencilerin kiĢiliklerinin geliĢmesinde ve toplumlaĢmalarında birçok etken vardır. Bunlardan biri de ders dıĢı etkinliklerdir. KiĢiler daha çok etkinlik paylaĢtıkça etkileĢimleri fazla olacak ve düĢünceleri daha güçlü olacaktır (Çetin, 1998: 15).
Okullarımızda bu amacın gerçekleĢmesine yönelik gerek ders içi ve gerekse de ders dıĢı faaliyetlerde bulunmaktadır. Eğitim kurumlarımızda, öğretim kadar ders dıĢı etkinliklerin de eğitime katkısı göz ardı edilmemelidir. Ders dıĢı faaliyetler ya da müfredat dıĢı faaliyetler gibi hayat tecrübelerini eğitim dıĢında tutan, bunları küçümseyen deyimler ve kavramlar yerine, öğretim programını faaliyet programları ile birleĢtiren bir görüĢü savunmak gerektiği belirtilmiĢtir. Fakat eğitim kurumlarımızda ders dıĢı etkinlikler hep ikinci planda kalmıĢtır (VarıĢ, 1997: 25).
Okullarda ders dıĢı etkinlikler olarak en çok görülenler Ģunlardır. Okulların açılma ve kapanma törenleri, bayramlar, belirli gün ve haftalarda yapılan etkinlikler, çeĢitli spor ve yarıĢmalar, müzik etkinlikleri ve temsiller, tiyatrolardır. Öğrenciler tarafından öğretmenin rehberliğinde yapılan sosyal kulüp faaliyetleri de okullarda yürütülmektedir. Ders dıĢı etkinlikler, öğrencilere demokratik yaĢamın gerektirdiği tutum ve davranıĢları kazandırır. Ders içi faaliyetlerin yanı sıra ders dıĢı eğitsel davranıĢların eğitimde yeri büyüktür. Öğrenciler ders dıĢı sosyal kulüp çalıĢmalarıyla demokratik yaĢamı, seçmeyi, seçilmeyi, sorumluluk sahibi olmayı, birlikte iĢ yapmayı ve planlamayı öğrenir (Karslı, 2006: 31).
Sosyal etkinlikler kurs Ģeklinde, gezi Ģeklinde, öğrenci faaliyetlerinden oluĢabilir. Akademik anlamda çoğu zaman okulda tek olan öğrenciler bu faaliyetlerde hünerlerini, baĢarılarını sergileyeceklerdir. Günümüz eğitim programında da geniĢçe yer verilmesi sosyal etkinliklerin önemini belirtmiĢtir. Ġyi planlanan bu tür etkinliklerin yararlı olacağı düĢünülmektedir. Sosyal kulüp faaliyetleri ile okulda yapılan çalıĢmaların çoğu temsil, koro, spor yarıĢmaları gibi çalıĢmalar ders içi faaliyetlerle sıkı sıkıya bağımlıdır. Sosyal kulüp çalıĢmaları öğrencilerin problemlerini çözerek,
öğrencileri rahatlatır. Derslerinde baĢarısı düĢük olan öğrenciler sosyal kulüp çalıĢmaları ile baĢarısını artırabilir.
Sosyal etkinliklere katılmak öğrencinin okula ve derse karĢı ilgisini artırmakta, oluĢan iletiĢim ve iĢbirliğini güçlendirmekte ve okulu bırakma oranını azaltmaktadır. Sosyal etkinlikler aracılığı ile okula karĢı olumlu tutum geliĢtiren öğrencinin derslerine de daha çok çalıĢtığı söylenebilir. Üstelik etkinlikler aracılığıyla enerjisini deĢarj eden, rahatlayan ve böylece daha az disiplin problemi yaratan öğrenci ders çalıĢmalarına dikkatini daha rahat toplayabilmektedir (Sarı ve Cenkseven: 2008).
Çocuklarımızın baĢarıyı ve mutluluğu yakalamaları okul yaĢantıları ile yakından ilgilidir. Ġnsan kiĢiliğinin oluĢması okul öncesi ve ilköğretim çağında oluĢmaktadır. Okul yaĢantısı bilimsel araĢtırmalarda ve ülke gerçekleriyle programlanıp planlanır. Okul yaĢantısı denilince sadece derslerde iĢlenen ünite ve konular düĢünülmemelidir.
Öğrenci, yönetici ve veliler arasında sağlıklı, sürekli ve tutarlı iliĢkiler kurmak için öğretmenlerin birlikte geceler, tiyatro, gezi ve gözlem gibi kültürel etkinlikler düzenlemesi, hazırlanan eğitim programlarının öğrencilerin sosyal faaliyetlere ve etkinliklere daha çok katılabilmesinin sağlanması, kendi yeteneklerini ilgilerini, denemeleri kiĢiliklerini geliĢtirebilmeleri açısından büyük önem taĢımaktadır. Bunun için okullardaki eğitsel çalıĢmalara iĢlerlik kazandırmalı, bireylerin baĢarıyı yakalayabilmesi okulu sevmesi bu yönden sağlanılmaya baĢlanmalıdır (Onüçler, 1995: 107).
Okulda derslerin dıĢında baĢkalarıyla yarıĢma ortamından uzakta çocuğun ilgi ve becerilerine uygun faaliyetler yapılmalıdır. Bu etkinlikler okullarımızda dersler dıĢında eğitici çalıĢmalar Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Eğitici çalıĢmaların esas gücü ise öğrenci sosyal kulüp etkinlikleridir. Öğrenciler bu etkinliklerle demokratik tutumlarla ilgi ve yeteneklerine uygun bilgi ve beceriler kazanırlar. Ders dıĢı etkinlikler yoluyla klasik programların yetersizliği giderilebilir.
Sosyal kulüp çalıĢmaları okulda yapılan faaliyetlerin pek çoğu ile temsil, koro, spor çalıĢmaları gibi ders içi faaliyetlerle sıkı sıkıya ilgilidir. Sosyal kulüp çalıĢmaları
öğrencilerin problemlerini çözerek öğrencileri rahatlatır. Derslerinde baĢarısı düĢük olan öğrenciler sosyal kulüp çalıĢmaları ile baĢarısını artırabilir.
ġendurur ve BarıĢ’ın (2002) yaptığı araĢtırmaya göre aileden sonra çocuk üzerinde etkili kurumlardan biri olan okullarımızda okul koroları, okul çalgı toplulukları gibi ders dıĢı müzik etkinliklerine sık yer verilmeli, seçim yapılmadan mümkün olduğunca çocuğun bu etkinliklerden yararlanmasını sağlamalıdır.
Öğrencilerin sosyal ihtiyaçlarını karĢılamak üzere Milli Eğitim Bakanlığı çıkardığı yönetmelikle amacını açıkça belirtmiĢtir. Bu yönetmelikle resmi, özel ilköğretim ve ortaöğretim okul, kurumlarından ders programlarının yanında öğrencide güven ve sorumluluk duygusu geliĢtirmeye, yeni ilgi alanları oluĢturmaya ve beceriler kazandırmaya yönelik bilimsel, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif alanlarda öğrenci kulübü ile toplum hizmeti çalıĢmalarının usul ve esaslarını belirlemektedir (Ġlköğretim Kurumları Yönetmeliği, 2005).
Sosyal kulüp faaliyetleri birçok yönden öğrencilere ve eğitim-öğretim sürecinde önemli yararlar sağlar. Bunlar aĢağıda özet olarak verilmiĢtir (Özgüven,1999:251).
Okulun ders programını zenginleĢtirir.
Öğrencilerde sorumluluk alma ve giriĢimcilik becerilerini geliĢtirir.
Öğrenciler arasında iĢbirliği yapma ve takım halinde çalıĢma becerileri kazandırır.
Öğrencilere faaliyetlere rehberlik eden öğretmenler arasında yakın iliĢkileri sağlar.
Okulu daha çekici yapar, yaĢantısal olarak iĢ ve yaĢam deneyleri kazandırır. BoĢ zamanları faydalı Ģekilde kullanma eğitimi verir.
Öğrencilerin ilgi alanlarını geniĢletir ve düĢündüklerini deneme olanağı sağlar. Öğrenciye yaĢantısal olarak toplantı yönetimi, iĢ dağıtımı, grup kararı alma, ikna etme gibi sosyal ve mesleki beceriler kazandırır.
Öğrencilerin arkadaĢlarına, okuluna, topluma hizmet etme, yurtseverlik ve yardımseverlik duygularını geliĢtirir.
Para ve hesap iĢleri bulunan sosyal kulüpler öğrencilere para harcama, defter tutma, dosya, karar belgeleri düzenli biçimde tutma becerileri kazandırır.
Eğitim sadece öğretim yapmak değil öğrencileri sosyal yönden de sağlıklı olarak yetiĢtirmeye çalıĢmaktır. Bu durum öğretim hizmetleriyle karĢılanan, gereksinimlerin dıĢında kalan kiĢisel geliĢim ihtiyaçlarını karĢılamaya dönük hizmetler bütünü olan öğrenci kiĢilik hizmetlerinin geliĢtirilmesi ihtiyacını doğurmuĢtur (AltıntaĢ ve Can,2002: 3).
Öğrenci kiĢilik hizmetleri öğrencinin tüm yönleriyle ele alınıp uygun düzeyde geliĢimi sağlayabilecek çeĢitli hizmetlerin bütünüdür. Öğrenci kiĢilik hizmetleri, bireysel farklara ve gereksinimlere cevap veren çabalar, tutumlar, davranıĢlar değerler duygular ve kiĢisel amaçlarla ilgili olarak bireye ağırlık veren etkinlikleri kapsar. Sosyal, kültürel etkinlikler ise öğrenci kiĢilik hizmetlerinin kapsamında bulunan etkinliklerdir (YeĢilyaprak, 2004: 4).
Okulların temel iĢlevi, öğrencilerin içinde bulundukları topluma uyum sağlamalarına yardım etmek onları çağın koĢullarına uygun olarak yetiĢtirmektir. Bu bağlamda çağdaĢ bir okulun programında; zorunlu dersler beden ve ruh sağlığına yönelik gerçekleĢtirilen rehberlik, beslenme ve sağlık hizmetleri ve çok yönlü geliĢimlerine katkıda bulunan sosyal ve kültürel etkinliklerin olması gerekmektedir (Gültekin, 2007: 72).
Türk eğitim sisteminde görülen bir sıkıntı da öğrencilerin kendilerini okulda mutlu hissetmemesidir. Öğrenci okula heyecanla gelmeli, okulda ders dıĢı etkinliklerde görev almalı, okul ömür boyu hatırlanacak dostlukların temelinin atıldığı bir yer olmalıdır (Özdemir, 2009: 4).
1.1.3.Öğretmenler
Öğretmen, resmi ya da özel eğitim kurumunda çocukların, gençlerin ya da yetiĢkinlerin istenilen deneyimleri kazanmalarına kılavuzluk etmek ve yön vermekle görevlendiren kiĢidir. Öğretmenin görevi çeĢitli öğretim yöntem ve tekniklerden yararlanarak öğrenme yaĢantılarını düzenlemek ve istendik davranıĢların öğrenciler tarafından kazanılıp kazanılmadığını değerlendirmektir (MemiĢoğlu, 1995: 28).
Alacapınar’a (1999) göre öğretmen; çocuğun evde ve okulda karĢılaĢtığı olayları çözümlemesi gereken birer problem olarak ele alınmasına, o problemi çözmek için yollar aramasına bunun için gerekli malzemeyi toplamasına, problemlerin çözülmesine yarayacak bilgileri karĢılaĢtırıp, değerlendirmesine, bir sonuca varıp hükümler verebilmesine, hükmün doğru olup olmadığını tartıp ölçmesine ve elde ettiği bu bilgiyi kullanmasına rehberlik eden kiĢidir.
Okulun en stratejik öğelerinden biri öğretmenlerdir. Çünkü eğitim ve öğretim etkinliklerine iliĢkin kararları eyleme dönüĢtürerek uygulayacak ve bunların etki ve sonuçlarını en yakından izleyip değerlendirebilecek kiĢiler öğretmenlerdir. Öğretmenler eğitim programının en önemli uygulayıcılarıdır.
Planlı eğitimde, istenilen davranıĢları kazandırma, öğretme eylemi ile yapılır. Öğretme eylemini, öğretim süreci boyunca öğretmen gerçekleĢtirir (BaĢaran, 1994: 174). Öğretmen bu anlamda okullarımızda öğrencilere rehberlik eder. ÇeĢitli teknikleri kullanarak öğretim görevini yapar.
Sınıfta en sorumlu, etkili kiĢi öğretmendir. Sınıfın iliĢki düzeninin kurulmasında ve geliĢmesinde yol gösterici bir lider, sınıf ikliminin yaratıcısı ve yöneticisidir. Öğretmenin giyimi, konuĢması ve duygusal durumu öğrenci üzerinde etkili olur.
Bugün öğretmen, eğitim sisteminde üstlendiği sayısız iĢlev ve rollerle eğitimin niteliğinin en önde gelen belirleyicilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Eğitim ve öğretimde hedefler ne kadar iyi belirlenirse belirlensin, program içerikleri ne kadar fonksiyonel seçilip organize edilmiĢ olursa olsun o hedef davranıĢlara sahip iyi öğretmenler elinde yürütülmedikçe beklenen sonucun alınması mümkün değildir (Ünal ve Ada, 2004: 79).
Okuldaki eğitim-öğretim faaliyetleri büyük ölçüde öğretmenlerin rehberliğinde sınıf ortamında gerçekleĢmektedir. Sınıf içindeki öğrenmelerin kalitesi, sınıfın organizasyonu, öğrenme amaçlarının belirlenmesi, içeriğin düzenlenmesi, öğretme-öğrenme sürecini yöntemi, öğrencilerin öğretme-öğrenmelerinin değerlendirilmesi, geri bildirim ve düzeltme gibi süreçleri kapsamaktadır (ġiĢman ve Turan, 2004: 127).
Eğitim sisteminin amacına uygun öğrenciler yetiĢtirilmesi iyi yetiĢmiĢ ve mesleğinde söz sahibi öğretmenlere bağlıdır. Bu nedenle eğitimde yeniden yapılanma çalıĢmaları öğretmene yeni roller yüklemektedir. Bunlardan biri de öğrencisiyle olan rolüdür (Özden,2005: 15). Öğretmen sınıf düzeninin kurulmasında ve çocuğun öğrenme faaliyetlerine katılmasında çok önemli etkendir. Öğrencinin derse isteyerek katılmasında öğretmenin öğrenci ile kuracağı yakınlık önemlidir.
Öğrencilerin dersten beklentilerinin bilinmesi gereklidir. Çünkü bilindiği takdirde ders programının hazırlanması, ders ve kaynak kitap kullanımı öğretim yöntemlerinin seçimi gibi eğitim ile ilgili yapılacak planlamalar daha etkili olacaktır. Öğrencilerin beklentileri dikkate alınmadan yapılacak eğitim planlamaları onların beklentilerini karĢılayacak düzeyde olmadığı takdirde ders ile ilgili olumsuz düĢüncelerin filizlenmesine, öğrencilerin ilgi ve baĢarı düzeylerinin düĢmesine sebep olacaktır.
Öğretmenlerin öğrenci baĢarısını yükseltmesi öğrencinin katılımını sağlayacak çalıĢmalar tasarlamalarıyla mümkündür. Öğretmenler, zorluklarla karĢılaĢtıklarında bile kararlılıkla sürdürecekleri türden çalıĢmalar icat ederek öğrencileri yüksek düzeyde motive edebilirler. Öğretmenler anlamlı ve meydan okuyucu çalıĢmalarla öğrencilerine memnuniyet ve baĢarı hazzı yaĢatabilir; böylece öğrencileri bilinçli hayat boyu öğrenen bireylere dönüĢtürebilirler. Öğretmenler sadece bütün bu özelliklere sahip okul etkilikleri yaratarak öğrencilerin öğrenmeleri gereken Ģeyi öğrenmelerini sağlayabilirler (Özden, 2005: 116).
Yeni bir yüzyılla birlikte artan değiĢim hızı ve bu hıza ayak uydurabilecek nitelikli insan gücü yetiĢtirmek zorunda olan eğitim sistemimizin baĢarısı nitelikli öğretmenlere bağlıdır. Nitelikli insan gücünün yetiĢtirildiği yeni sistemin en iĢlevsel parçası olan okul ve sınıftır. Bu nedenle etkili okul ve sınıf yönetiminin var olması gerekliliği kaçınılmaz olarak karĢımıza çıkmaktadır.
Etkili bir sınıf yönetimi olmaksızın sınıf ortamında öğrenciye kazandırılmak istenen davranıĢ biçimlerinin istenen düzeyde gerçekleĢtirilebileceğini söyleyebilmek zordur. Sınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme, öğrenci geliĢimini gözleme, ortaya çıkabilecek öğrenci sorunlarını önceden tahmin
edebilme gibi unsurları içeren sınıftaki hayatın bir orkestra gibi yönetilmesidir (Kasin, 1998: 3).
Öğretmen bir yandan bilgi, beceri ve tutumlarıyla öğrencilerinin eğitim görevini yürütürken diğer yandan davranıĢları ile onları etkiler. Öğretmenin samimi, anlayıĢlı sabırlı olması öğrenciyi olumlu sevk edecek aksi davranıĢlar ise öğrenci üzerinde olumsuz etki yaratacaktır (Güçlü, 2000: 21).
ÇeĢitli kaynaklardan ve faktörlerden etkilenerek öğretmenler sınıftaki öğrencileriyle ilgili farklı beklentiler geliĢtirirler. Bu beklentiler öğrenci davranıĢ ve baĢarılarıyla ilgilidir. Bu beklentilere bağlı olarak öğretmen sınıfta öğrencilere farklı türde davranır (Balcı, 2007: 145). Öğretmenin tutum ve davranıĢları öğrencileri doğrudan etkiler. Öğretmen öğrencilere sevecen, dostça, saygıyla, dürüstçe, adaletli yaklaĢırsa öğrenci öğretmeni daha çok benimser. Öğretmenin bu tavırları yanında oluĢturduğu sınıf atmosferi de öğrencinin okulu sevmesinde, beklentilerini karĢılamasında etkilidir. Çocuğun sınıftaki düzeninin kurulmasında ve öğrenme faaliyetlerine isteyerek katılmasında öğretmenle kuracağı bağ çok önemlidir. Çocuğun derslerini, okulu sevip sevmemesi büyük ölçüde öğretmenin tavrına ve öğrenci ile kuracağı yakınlığa bağlıdır.
Çakmak’ın (2001) aktardığına göre etkili öğretimde en önemli görev öğretmene düĢmektedir ve öğretmenlerin tutum ve davranıĢları öğrencileri doğrudan etkilemektedir. Aynı kaynakta belirtildiği üzere müdürlerin iyi öğretmenlerde aradıkları özellikler çocuklarla beraber olmaktan hoĢlanma, kendine güven duyma, sınıfı düzenleme ve kontrol etme yeteneğine sahip olma iken; öğrencilere göre bu özellikler öğrenciyi benimseme, etkili etkinliklerle ders iĢleme ve güvenilir niteliklere sahip olmadır.
Sınıfta öğretmenle öğrenci arasındaki iliĢkiler, öğrenmenin ve eğitimin temelini teĢkil eder. Söz ve eyleme dayalı bu iliĢkiler iyi ise sınıfta olumlu bir öğrenme atmosferi giderek bozulur ve eğitim amacına ulaĢmaz. O halde sınıftaki eğitici ortamını büyük ölçüde öğretmenin davranıĢlarına bağlı olduğu söylenebilir (Çetin: 2001).
Dostça davranan öğretmen, öğrencileriyle olumlu duygusal iliĢki kurar, öğrencilere duygularını serbestçe söyler, öğrencilerin duygularını da kabul eder,
anlamaya çalıĢır. Ġlgi, korku, kaygı, endiĢe gibi duygu ve coĢkularını anlatmaları için onları cesaretlendirir ve bunların üzeride durur. Öğrenciler de böyle öğretmene saygı duyarlar, sırlarını ona anlatmaktan çekinmezler (BaĢaran,1994:196).
Öğretmenin öğrencilere tavırlarının yanında sınıf ortamının özellikleri de öğrencilerin okulu sevip sevmemesini etkiler. Sınıfın ruhsal ortamı çocukların sağlıklı geliĢimi için çok önemlidir. Sınıf öğretmeni ve öğrenci bir bütündür. Çocuğun aile üyeleri arasında var olan kuvvetli dayanıĢmanın sınıfta da olması gerekir. Sınıfta öğrenmeyi teĢvik edici, hoĢgörü, sevgi, saygıya dayalı bir havanın olması öğrencilerin birlikte olmaktan ve çalıĢmaktan zevk duyması arzu edilir. Bu havanın yaratılması büyük ölçüde öğretmene, onun söz ve hareketlerine bağlıdır (Alıcıgüzel, 1999: 135).
Eğitim sisteminin var olma amacı her Ģeyden önce hizmet verdiği öğrencilerdir. Bilindiği gibi eğitim sistemi ülkenin vatandaĢı olan öğrencileri, kendine ailesine topluma yararlı bireyler olarak yetiĢtirirken onları hayata bir üst öğrenim kurumuna ve ülkenin ihtiyaç duyduğu ekonomik etkinliklere hazırlar.
Öğrenen örgütler olarak okullar etkili olmak zorundadır. Etkili okul olabilmek içinde bir takım özelliklerin olması gerekir. Etkili okulun özellikleri Ģunlardır.
Bütün öğrenciler öğrenebilir.
Bütün öğretmenler öğretilmesi gerekeni öğretirler. Bütün öğrencilerin eğitimden yüksek beklentileri olabilir. Bütün öğrenciler yüksek baĢarı normları geliĢtirebilir.
Etkili okulun öğretmenleri; öğrenme konusunda öğrencide ilgi uyandırmalı öğretilecek konu seçilirken öğrencinin ihtiyacını karĢılayacak düzeyde seçmeli öğretilecek konunun öğrencinin yaĢ ve zihin geliĢimine uygun olmasına dikkat etmeli uygun öğrenme yöntemlerini tercih etmelidir(Doğan, 2002: 131).
Demokratik bir ortamda yetiĢen öğrenciler sorumluluğu paylaĢırlar. Öğrenciler her zaman kendilerinin dıĢında konan kurallara uyum sağlamakta zorlanırlar. Kendilerine giriĢim gücü kullanma özgürlüğü tanınan öğrenciler geleceğin sorumluluğunu kendileri üstlenirler (Çelik.2002: 23).