• Sonuç bulunamadı

Pierre Loti'nin istanbul'u

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pierre Loti'nin istanbul'u"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURK HAVA YOLLARI

FATIH SULTAN MEHMET KOPRUSU

A GREAT BRIDGE... A GREAT CONSTRUCTION...

MiMAR SiNAN

THE MAGNIFICENT MASTER-BUILDER

TURQUOISE" BOATING

(2)

İÇİNDEKİLER

CONTENTS

2

TH Y'den H a b e rle r

News from THY

Türk Hava Yolları A.O. adına Sahibi

Publisher

Yılmaz ORAL

Yayın Kurulu Başkanı

Publishing Director Mehmet KUTLU Genel Koordinatör General Coordinator Çetin ÖZBEY Yazı İşleri Müdürü Managing Editor Günvar OTMANBÖLÜK Yayın Kurulu Publishing Board Engin ÖKTEMER Ünal KOKSAL Tuğrul GEN CER

Reklâm Advertising Duygu TAMER /a Fotoğraflar Photographs Nihat GÖMLEKSİZ Erdal ALOK

6

A m atö r P ilo tlar

Amateur Pilots

8

K a la m ış M orinası

Kalamış Marina

/

12

Petrold e Büyük H am le

Booming on Turkish Petroleum

Tasarım, yapım, baskı

Design, production, printing

APA OFSET BASIMEVİ

Levent, İstanbul Tel: 164 64 20

16

Fatih Köprüsü

The N ew Bridge ot Bosphorus

M avi Y o lcu lu k

Turquoise Odyssey

28

K u la 'd a Y e re l M im ari

Vernacular Architecture of Kula

34

B üyük M im ar Sinan

Sinan, The Master Builder

42

K a ra g ö z

Illuminating Shadows

46

Türk M odası A v ru p a 'd a

Turkish-wear Everywhere

56

Bir A nadolu Düğünü

An Anatolian Wedding

58

P ierre Loti'nin İstanb ul'u

Pierre Loti's Istanbul

(3)

77

7 V>-

ÿ ê

Pierre

Loti'nin

İstanbul'u

“ Ah İstanbul, beni büyüleyen isimlerden

en çok büyüleyeni yine sensin...”

D

oğunun ışık saçtığı ta­ rih le rd e n günümüze kadar ola­ ğanüstü sa­ yılacak şekilde, eski durumunda kala­ bilmiş bir şehir, daha düne kadar

var-lığını koruyabiliyordu. Bu şehirde, gü­ nümüz başkentlerinin özelliklerinden olan düdük sesleri, demir gürültüleri işi- tilmezdi. Burada hayat, inanışların et­ kisiyle hırstan uzak, hayal dolu,sakin ve sessiz geçer, insanlar ibadetleriyle uğ­ raşır, yüreklerine korku getirmiyerek, ölümü düşünür ve hep birbirine benze­ yen gönül okşayıcı küçük sokakları,göl­ geli meydanları doldururlardı. Bu şeh­ rin adı İstanbul’d u.”

“ La Turquie Agonisante” Pierre Lo- ti’nin, İstanbul’a sayfalar açtığı tek eser değildir. Onu bazen Aziyade’de oldu­ ğu gibi Hasköy sırtlarında dolaşırken görebilirsiniz. Elele tutuştuğu Aziyade’- si ile İstanbul’un güzelliğinde hülyalı bir sevda yaşayan Pierre Loti, bazen de ‘Suprêmes Visions d’O rient’de olduğu gibi Türkiye’ye genel olarak bakar. Bu

¿ f i l » f , 1 ^ .

J m * '•> j - — • nr r * * t

Eğlencelerin vazgeçilmez dansözü.

Belly-dancers are still living.

Eyüp sırtlarında buluşan İki ayrı dünya.

A gravür of panoramic view from Eyüp Hill kitabında 1910 ve 1913 yıllarının İstan­ bul’unda geçirdiği günleri anlatan L o­ ti; aslında T ürkiye’siz yıllarının üzün­ tüsü içindedir. Büyük bir özlemle ve iç­ tenlikle İstanbul’suz ve T ürkiye’siz bir hayat düşünemediğini dile getirir.

Pierre L oti’yi Tü rk dostu yapan, İs­ tanbul’a tutsak eden ve onu “ hayaller­ le dolu büyülü iklimler diyarı ” na çeken nedir?

Serüvenle içiçe bir hayat yaşayan Pi­ erre Loti Tahiti, Senegal, Fas, İran, Çin, Japonya gibi ülkeleri gezmiş, ki­ taplarında genellikle gözlemlerine yer vermiştir. Am a hiçbirisi Türkiye ve İs­ tanbul’u anlatanlar kadar erişilmez bir

PİERRE LOTÎ: Bir Türkiye hayranı

M

O cak 1850’de Fran­s a ’n ın R o ch e fo rt

kentinde doğan Pier­ re L oti’nin asıl adı Ju lien V iaud’dur. Liseyi bitirdikten sonra Deniz Akademisi’ne giren yazar, 1867’de Je a n Bart gemisiyle ilk seferine çık­

tı. 30 yıl bahriye subayı olarak uzak denizlerde ve ülkelerde dolaştı. Lo­ ti; Trablusgarp, Balkan, Birinci

Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’de Türkiye’yi destekledi. İlki 1870 yı­ lında olmak üzere birçok defa İstan­ bul’a geldi. Hasköy, Tepebaşı, Kan­ dilli, Divanyolu, Ortaköy semtlerin­ de oturdu. Türkiye hakkında yazdığı eserlerin sayısı 15’i aşkındır. 1891’de Académie Français’e üye seçilen Lo­ ti, 1922’de Légion d’Honneur nişa­ nı aldı. 1923’de ise Hendaye’de öl­ dü.

tasvir gücüne sahip değildir.

İstanbul’un eski devirleri yaşatan ca­ mileri, sarayları ya da kubbeleri, ayrı dinden ve dilden de olsa insanları etki­ si altına alır. Pierre Loti ise sadece mis­ tik yapılarla etki altında kalan değil, in­ sanları ile bu hayatı paylaşmayı isteyen bir kişidir.

Asırlık çınar altlarında nargile fokur­ datan, sevinçle acıyı aynı anda hissede­ bilen ve haksızlıklar karşısında eğilme­ yen Türkler’le, muhteşem tarihin için­ de olmak, Pierre Loti için kaçınılmaz bir kaderdir. Loti, hayatının Türkler ve İstanbul ile anlam kazandığını sürekli olarak ifade etmiştir.

L oti’nin insana dönük tanımlarında bile İstanbul tasvirleri önemli yer tutar. “ Eyüp’ün tepelerinde gözler önüne, Türk hanımlarının hareketleri yayılır­ dı. Her biri ayaklarına kadar parlak renkli ipekliler içine sarılmış bütün bu kadın vücutları, siyah gözlerin görün­ düğü yaşmakların altına gizlenmiş bu beyaz yüzler, selvi ağaçlarının altında mezarların boyalı ve süslü taşları ile ka­ rışırdı.”

Loti İstanbul’u daha çok akşamları seviyordu. Binlerce sokak lambasının ışığı altında büsbütün esrarlı, büsbütün sessiz hale gelen İstanbul, onun için çağ­ daş Avrupa’dan tüm yönleriyle farklı ve güzeldi. V e bu güzelliği Boğaziçi anla­ tımında olduğu gibi Pierre Loti den başkası sunamazdı:

Yıllar öncesinin Çemberlltaş’ı.

Çemberlitaş had had importance for social activities. “ Yanar halde batmakta olan güneşin

üzerinde görünen ağaçların koyu yeşil­ liği yer yer deliniyor, ışık ve ışınlarla kalbura çevriliyordu sanki. Eski yaldız­ lar, geniş bir sahaya rasgele dikilmiş, selvilerin altına aralıklı serpiştirilmiş mezar taşlarının başlıkları üzerinde pa­ rıldıyordu... Aşağıda, tam aşağıda şu yakın mezarların üzerine set set inen H aliç’in suları, gök gibi kırmızı akkor rengindeydi... Karşıdaki kıyı. İstanbul kıyısı da gözle görünür şekilde değişi­ yordu. Denize bakan bütün evler su bu­ harından ve dumandan meydana gelen

o sürekli menekşe sis içinde, gözlerden kaçar gibi siliniyordu.”

Pierre Loti İstanbul’a ayak basışın­ da bile büyük heyecan duyar: “ Evet, bu Doğu’nun bulutsuz göğü ve mavi deni­ zi. Orada bir şey resmoluyor. Ufuk, ca­ miler ve minarelerle donamıyor. Kalbim çarpıyor, İstanbul bu.. Karaya ayak ba­ sıyorum. Bu memlekette bulunmak kuvvetli bir duygulanma.”

V e bu güzelliği şöyle noktalıyor P i­ erre Loti: “ Ah İstanbul, beni büyüle­ yen isimlerden en çok büyüleyeni yine

MAGAZİN 6 -7 /8 8 59

(4)

Pierre Loti's

Istanbul

Fond of Istanbul... Traveller... Sailor... W riter...

He was Pierre Loti...

T

here is one city in the world that succeeded in preserving its ancient and distinctive charac­ ter from the time the east first scattered its light until only yesterday. The sirens and the rattling of iron so typical of our

great modern cities were never to be he- the shade of the plane trees, who could experience joy and pain simultaneously,

and who refused to bow before injustice. Loti continually asserted that his life had been invested with meaning and signifi­ cance by Turkey and the Turks.

Descriptions of Istanbul occupied an important place even in his depictions of human beings. “ Turkish women were to be seen all over the hills of Eyup. Their bodies enveloped down to their feet in shi­ ning silks and their white faces concea­ led by the yashmaks from behind which only their dark eyes appeared, blended with the painted, ornately decorated tomb­ stones under the cypress trees.”

Loti particularly loved the evenings of Istanbul. The city then assumed a more mysterious character under the light of thousands of street-lamps, so different from and so much more beautiful than any modern European city. And only Pierre Loti could have given the following desc­ ription of the beauty of the Bosphorus:

“ The dark green of the trees was per­ forated by the rays of light from the set­ ting sun The old gilt glistened on the tomb-stones scatteied here and there un­ der the cypress trees... Below, far below, the waters of the Golden Horn shone red in harmony with the western sky. The opposite shore was continually changing in appearence as all the houses overloo­ king the water were gradually veiled by the purple mist rising from the water. ’ ’

And Pierre Loti sums it all up by exc­ laiming, “ Ah, Istanbul! O f all the names that have cast their spell upon me, your name is the most fascinating of all!”

PİERRE LOTI: An admirer of Turkey

J

ulien Viaud, better known un­

der the pseudonym of Pierre Loti, was bom in the French city o Rochefort on 14 Jan u ­ ary 1850.

After finishing Lycee he entered the Naval Academy and in 1867 set out on his first voyage in the Jean Bart, a vo­ yage that served as an introduction to thirty years of travel as a naval officer in distant seas and far-off countries.

Loti supported Turkey in the war in Tripoli, the Balkan Wars and the First World War. In 1870 he paid the first of many visits to Istanbul. He lived in various parts of the city-Haskoy, Te- pebasi, Kandilli, Divanyolu and Or- takoy. He wrote more than fifteen works on Turkey. He was elected member of the Academie Francaise in 1891 and was presented with the Le­ gion d’Honneur in 1922. He died at Hendaye in 1923.

ard. Here life passed quietly and peace­ fully by, full of dreams and looked upon death without fear, spending their days in litde, friendly streets and shady squares. The name of that city is Istanbul.”

“ La Turquie Agonissante” is by no me­ ans the only work in which Loti talked of Istanbul. Sometimes you can see him strolling on the hills of Haskoy, as in Azi- yade, where he symbolizes his mystical lo­ ve of Istanbul in the person of a woman with whom he walked hand in hand. So­ metimes, as in Suprêmes Visions d’Ori- ent, he takes a more general view of Tur­ key. In this book he relates the days he spent in Istanbul in 1910 and 1913, wri­ ting during the years of nostalgia for the Turkey from which he was now far dis­ tant. With a great yearning and profound sincerity he confesses how impossible it was to conceive of a life without Turkey and without Istanbul.

What was it that made Pierre Loti such a close friend of Turkey, that bound him to Istanbul and attracted him so much to

Haliç kıyısında kahvehane keyfi.

Resting at a beach-cafe at Haliç. the “ magic land of dreams” ?

Pierre Loti had led an adventurous li­ fe, visiting countries such as Tahiti, Se­ negal, Morocco, Iran, China and Japan, and his books contain his impressions of these countries. But none of them are desc­ ribed so graphically and with such power of expression as Turkey and Istanbul.

The mosques and palaces and domes of Istanbul fascinate even those of a quite dif­ ferent religion and a quite different lan­ guage. But Pierre Loti was not one of tho­ se influenced solely by the mystical aura of the buildings. He also wished actively to share in the life of the people.

Pierre Loti was destined to be one with the Turks in their magnificent history - the Turks who sat smoking their hookahs in

60 MAGAZİN 6 -7 /8 8

Sokak müziğinin değişmez müzisyenleri, çingeneler.

Gypsy musicians at the street corners.

Bir başkaydı Altın Boynuz karşısındaki meşk. The different taste of listening to mucis at the Golden Horn.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

IIIİIIIIIÎM IİIIİ

2 6 ? o 1

Referanslar

Benzer Belgeler

Aretha Franklin, Bee Gees, Phil Collins, Bette Midler, Jewel, Willie Nelson gibi devlere besteler veren,?.

S İV A S , — Mustafa Kemal Paşa'nın Am asya ya hareketinden kı­ sa zaman sonra birden gizli faaliyetlerini arttıran Hürriyet İtilâfçılar, önceki gece,

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya İl Kültür Müdürlüğü ve Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış olduğu etkin işbirliği sayesinde kütüphanelere her

Ondan hususî ders alanlar da vardı. Bu gençlerden bazıları, günün birinde eve girer girmez ne görsünler? Sofada camekanııı buzlu cam ian, tavana kadar

Mşıseı arşivlerde ıstanouı ueııegı Taha

1981’den bu yana TMDK’da sözleşmeli olarak çalışan, Türk müziği ve ney dersleri veren Niyazi Sayın, sonradan Nefesli Sazlar Bölümü.. Başkanlığı’na

Rumelihisarma gömülmeyi isteyen şairin cenazesi bu­ gün öğle namazını müteakip Fatih Ca­ miinden merasimle alınıp ebedî istirahat- gâhına

evlilik olayı ve tiyatro birlikte çok gü­ zel yürür... Fakat eşiniz