• Sonuç bulunamadı

Mustafa Kemal'e karşı beyanname

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mustafa Kemal'e karşı beyanname"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 EKİM 1919 P.TESİ NO: 138

Sıvaşma vahim bir

H A ZIR LA YA N '

ÖMER SAMİ COŞAR

olay cereyan etti

Hürriyet îtilafçı üç kişi postahaneyi

basarak, Mustafa Kemal’i kötüleyen

bir telgrafı Padişah’a çektirdiler

Mustafa Kemal'e

karsı bevanname

H Ü R R İY E T İTİLAF, M İLLÎYECİLER A L E Y ­

HİNDE

K A M P A N Y A S IN I

ŞİDDETLEN­

DİRDİ V E BİR GÖ LG E K A B İN E K U R D U .

Hürriyet îtilâfçılann, în_ I giliz Başkan». Papaz Frew’un da yardımı ile, Mustafa Ke-

I mal hareketini çökertmek ve

I Damat Ferit Paşa’yı yeniden iktidara getirmek için ge­ niş bir faaliyete giriştikleri I anlaşılmıştır.

Son zamanlarda. Papaz I Frew'dan talimat alan Sait Molla’nın Anadolu’ya 70’den fazla tahrikçi yolladığı da tesbit edilmiş ve şehrimiz­ deki millîci çevreler bu hu­ susta Sivas’ ta Heyeti TemsL I liyeyi ikâz etmişlerdir.

Sivas’ta önceki gün patlak I veren ciddî olayların da doğ rudan doğruya Hürriyet İti­ lâf ve «Ingiliz Muhipleri Ce­ miyeti» nin teşebbüsleri neti- | cesinde ortaya çıktığına mu ■ hakkak nazarı ile bakılmakta | dır.

Hürriyet İtilâf Partisi ile. I ri gelenleri tarafından geçen I lerde hükümete ve aynı za­

manda Padişah’a sunulmuş olan ve Mustafa Kemal Pa­ şa aleyhinde çok ağır suçla­ maları ihtiva eden muhtıra, beyanname haline konularak etrafa dağıtılmaya başlanmış I tır.

Bu beyannamelerde şöyle | denilmektedir:

«Siz Padişahımızın itimadı m hâiz bir hükümeti devir­ mek, bütün postahaneleri iş. gâl altına almak, telgraf mu­ haberelerini kesmek, bazı mu tasarnflan katletmek, valile­ ri azletmek, memurları kov­ mak ve hapsetmek, zorla halktan vergi toplamak, sa­ ray mallarına el koymak, askeri mahkemeler kurmak, Padişahımızın müsaadesini ön ceden almadan vatandaşlan silâh altına çağırmak, üç gün zarfında bu çağrılara müspet cevap vermeyenleri tehdit etmek ve idam ceza, sına çarptırtmak, memleke­ tin asayişini ihlâl ederek I devletin şerefini ve itibarını ayaklar altına almak,

taçı-Mustafa Kemal'i devirerek sadrazam olma hevesinde bulunan Hürriyet İtilâf L i­ deri Sadık Bey.

nızı zor bir duruma sokmak İşte bu sözde milli kuvvetle­ rin icraatları! Padişahımızın nezareti ve itimadı altında kurulmuş olan bir hükümetin bu milli kuvvetleri meşrû addetmesi hiçbir zaman ka bul edilmez.»

GÖLGE KABİNE

Diğer taraftan, Hürriyet îtilâfçılann bir gölge kabine teşkil ettikleri de öğrenilmiş­ tir. Damat Ferit Paşa'nın devrilmesinden sonra kurulan ve hattâ bir örneği de Pa- dişah'a ulaştınlan bu kabine listesi şöyledir : Sadrazam İçişleri Adliye Maliye Maarif Ziraat : Sadık Bey : GünıUIcineli

: Hoca Vasfi Efendi

: Safiyettin Bey : Zeynelâbidin

: Etiıem.

S İV A S , — Mustafa Kemal Paşa'nın Am asya ya hareketinden kı­ sa zaman sonra birden gizli faaliyetlerini arttıran Hürriyet İtilâfçılar, önceki gece, nö­ betçilerin de bulunmamasın­ dan istifade ederek, postaha­ neyi basmışlar ve telgraf me murlarım silâhla tehdid ede­ rek, Padişah'a Mustafa Ke­ mal Paşa aleyhinde telgraf çektirmişlerdir.

Çektirilen telgraf şöyledir:

“ İstanbul merkez şefi beye: Halkın dileklerini bildiren ve va­ tan ve milletin selâmeti adına Pa­ dişah’a takdimi rica olunan tel­ graflarımızı tevkif eden din ve dev let hainidir. Nihayet kan dökülme­ sine sebep olacaktır. Padişah’a du­ yurmak için kararımız kafidir. Ce­ vap bekliyoruz.”

“ Padişah Mabeyn Başkâtipliğine: “ Yüksek aracılığınızla takdim ki İman dilekçemizin karşılığını vata­ nın ve milletin selâmeti adına ma­ kine başında bekliyoruz.”

“ Padişahlık Mabeyn Başkâtipliği aracılığı ile Halife Hazretlerine:

“ Memleketimiz bulunan Sivas’ta, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti namiyle teşekkül eden Kongre Heyeti Reisi Mustafa Kemal Paşa, yanında sizin itimadnameniz olduğu söylentisi yayarak, kötülük lerini örtmek İsteyen küçük bir toplulukla birlikte, millî iradeyi tem sil ediyorlarmış gibi davranıyorlar. Halbuki, şanlı Halifemiz ve sevgili Padişahımıza her bakımdan saygılı ve tara bağlı olmamız, din buyru- ğuduı. Bahriye Nazın Salih Paşa ile Padişahın Başyaveri Naci Beye­ fendinin Amasya’ya gönderildikle rini haber aldık. Kendileriyle görü­ şüp halk arasındaki heyecanı yatış tırmak için ulema, eşraf ve tüccar­ dan iki yüzü aşkın imza ile çektiği­ miz davetiye telgrafımıza cevap ala­ madık. Efkârı nmumlyenln ne mer kezde olduğunu kendilerinin yakın­ dan görmeleri için Sivas’a kada/ gönderilmelerini bütün bağlılığı­ mızla ve çok acele olarak yalvarı­ rım Bu yolda ferman. Padişahımız Efendimiz hazretlerinindir.”

OLAY NASIL CEREYAN ETTİ Öğrendiğimize göre. Şeyh Recep, bir zamanlar Sivas’ta menfa hayata yaşamış olaD Bahriye Nâzın Salih Paşa’nın Amasya’ya gelmesinden faydalanarak buraya kadar gelip ahvali görmesinin temini lehinde propaganda yapmış, yalnız bu 6af maksad etrafında durarak balkı kan dırmış ve imza toplayarak şu İlk telgrafı hazırlamıştır:

“ Bahriye Nâzın Salih Paşa Haz­ retlerine:

“ Aylardan beri memleketimizde cereyan eden hali anlamak ve işin içyüzünü öğrenmek üzere yorgun­ luğa katlanıp vilâyet merkezine kadar buyurmanızı, vatan ve millet adına diler ve makine başına gel­ menizi vatan ve millet adına büyük bağlılıklarımızla istirham eyleriz.**

Bu telgrafın altında (SivaslI Şem settin Oğullan’ndan Recep Kâmil — Zaralıoğlu Celâl ve tlyasoğlu Ahmet Kemal) imzalan bulunmakta ve

Mustafa Kemal Paşa’nın, Amasya’da yaverlerinden Muzaffer ve Cevat Abbas beyler arasında çekilmiş bir resmi

ayrıca ulema, eşrat, tüccar ve es­ naftan 160 kişinin de mühür basmış olduğu eklenmektedir.

Telgraf memurlarının bu ilk tel­ grafı çekmemek İstemeleri üzerine durum valiye aksetmiş, Reşld Faşa Şeyh Recep Ue adamlarını Iknaya çalışmış, muvaffak olamamış ve sonunda bu “saf maksat" etrafın­ daki telgrafın çekümeslne nza gös­ termiştir.

Fakat Hemen geceleyin Şeyh Re­ cep Ue adamları silâhlı olarak pos­ tahaneyi yeniden basmışlar ve bu defa, Salih Paşa’nın telgrafına oe vap almadıkları sebebiyle Padişah’ a diğer bir telgraf göndermişlerdir. Ayrıca Mustafa Kemal’e de Amas­ ya'ya şu telgraf çekilmiştin

“ Halkımız, Padişahın ve hüküme­ tin düşüncelerini Salih Paşa’nın ken dişinden ya da güvenUlr bir ağızdan işitmedikçe, aradaki anlaşmazlığa çözülmüş gözü ile bakamayacaktır. Ilımdan dolayı, Ud yoldan birini seç mek zorunda olduğunuzu bilginize sunarız.”

Çok geç ayılan minicilerin duru­ ma sür’atle hâkim oldukları ve Şeyh Recep Ue avane3inln nezaret altı­ na alındığı bildirilmiştir.

MUSTAtA KEMAL SİNİRLENDİ AMASYA, — Önceki gün buraya gelen Mus­ tafa Kemal Paşa. Şeyh Recep hadi­

sesinden haberdar olmuş ve Sivas’, takl arkadaşlarına çok sert bir tel­ graf göndererek, nasıl olup da böyla bir İhmalkârlık gösterdiklerini an­ layamadığını bildirmiş, gerekil ted birlerin alınmasını, postahanenln askeri kontrol altında bulundurul­ masını istemiştir.

Mustafa Kemal Paşa dün yolladığı telgrafında şöyle demektedir:

— “ Hepiniz orada bulunduğunun halde böyle bir küstahlık nasıl ola­ bilir? Hem de bu delilerin teşebbüs­ leri hepinizce biliniyor? Salih Pa- şa’ya ve Naci Bey’e çekilmek üzere üç İmza Ue telgraf hazırladıklarını biz buradan Işitmiştik. Sizin bundan haberiniz yok mu idl?"

Mustafa Kemal Paşa ayrıca Kolor­ du Kurmay Başkanı’na da direktif­ lerini verdikten sonra kendi ıtlmad adamları olan Osman Tufan ve Re­ cep Zühtü Beylere de geç vakit şu telgrafı göndermiştir:

“ MiUi ayaklanmaya karşı küstah­ lık edenler İçin yapılacak muamele tcabedenlere bildirilmiştir. Vaziyeti takip ederek eksiksiz uygulanıp uy gulanmadığını bildirmenizi ve savsak lama görülürse, işe kendiniz el ko­ yarak bilinen kişileri tutuklama­ nızı ve yardakçılarını susturmanızı İsterim Bu yolda gerekirse her ki­ me karşı olursa otsun gereğini yap­ makta tereddüde mahal yoktur.”

(2)

2 İST İK LÂ L HARBİ G A Z ET ES İ. P A Z A R T E S İ 20 EK İM 1919

Gnl. Mordun

gizli raporu

Amerikalı general Ermeni iddialarını yalanlı­

yor, ngilizler bizimle barış için yeni plânlar

peşinde

L O N D R A

Sivas'ta Mustafa Kemal Paşa 1e oir gizli konuşma yapmış olan Amerikan Generali Haroord un oir gizli raporu İngüizterin enne geçmiştir.

Ingiltere'nin Paris Barış Kon­ feransındaki Temsilcisi Crowe, General Haıbord’un 10 ekimde Batum'dan yolladığı bu raporun bir kopyesinin Amerikan Barış Komisyonu üyelerinden Buck, lerdeiı «mahrem» olarak elde ettiklerim de bildirmiştir. Yal­ nız Amerikan Komisyon Üyesi, raporun, kendisince mühim olan bir kısmının kopyesini ulaştır­ mıştır Harbord. Ermeni iddiala­ rını yalanlamaktadır.

Amerikalı General Harbord, raporunun ele geçirilen bu kıs­ mında şöyle demektedir :

«Sivas’ ta millî hareketin şef. )eri ile uzutı bir konuşma yap­ tım Milliyetçi hareketin amacı, ülkenin tamamını kapsayan tek bir Manda altında OsmanlI im ­ paratorlusunun toprak bütün­ lüğünü korumaya çalışmaktır. Büyük devletleıin toprak ilhak­ larında geniş ölçüde korkmak­ tadırlar. Türk İdarecilerinin mü târeke şartlarını uyguladıklarını sanıyorum.

«Ordu terhis edilmiş ve iske. leti kalmıştır

«Harp ve hastalıklar nüfusu korkunç derecede kırmıştır. Tah­ minler, harbe giden askerlerin ancak yüzde yirmisinin geri dönebildiği merkezindedir. 20 ilâ 35 arasındaki erkeklerin yokluğu göze çarpmaktadır

EKMEN İl.EH

GERİ D ÖNÜYOR

«Ermeni sürgünlerinden sağ kalanlar geri dönüyorlar ve en­ dişe etmeden geliyorlar. Türk idarecileri, Rus çekilmesi sırasın da ve harptte giden Krmenilerin geri dönebileceklerini söylemiş, lerdir. Yalnız bu arada Rus Ermenilerinin de seri dönmele­ rine mânı öteri ak çin gerekli ve­ sikalar .slenecektir. Türkler, Rus Ermenilerinin ihtilâlci ol­ duklarını zannetmektedirler.

»TUrklerin. sınırı geçip Kaf- kasva’da Ermenilert katletme, ye hazırlık yaptıklarına dair hiç bir emare görmedik Kanaatim­ ce Türkiye'de buna ne bir eği­

lim vardır ve ne de imkân. Şim diki idareciler de. Sı meni kat­ liamı konusunda eski hüküme­ tin yarattığı Kötü tesirleri anla­ mışlardır.

«İzmir * hâdiseleri .yabancı devlet temsilcilerinin davranış ları ve işgal kuvvetleri komutan larının çelişen emirleri memle­ kette huzursuzluk havası estir­ mektedir.»

İN GİLİZ E N D İŞ E S İ!

Ingiliz Diplomatı Crowe bir ta rattan bu giz'.ı raporu ulaştı, rırken diğer taraftan da Ingilte­ re Dışişleri Bakanlığının dik­ katini b’ ransiz basınında çıkan bazı makalelerin başında (Echo de Patisi de çıkar Pertinax'in yazısıdır. Bu yazıda, Amerika'­ nın Mandalar hakkmdaki karan beklenmeden Türklerle derhal barış yapılması savunulmakta­ dır.

Fransız muhafazakâr çevrele, rinin de görüşl rint aksettirdiği söylenen Pertinax'in savunduğu fikir şudur :

«Avrupa Türkiyesi dahil ve Arap memleketleri hariç Tür­ kiye'nin bütününün bağımsızlığı beynelmilel bir kontrol altında derhal tanınmalı ve bu kontrol de Cemiyeti Aavam'a terkedil- meiidir.»

Ingiliz diplomatına göre, bu görüş, Fransız ekonomik çıkar- lanndan doğmaktadır.

Bu son gelişmelerin ve ra- porlann .şığı altında Dışişleri Bakanlığında yapılan toplantı, tarda mühim bazı kararlar alın­ mak üzere olduğu anlaşılmakta­ dır.

«Lord Hardiı»g»in bu hususta Curzon’a şunları bildirdiği de öğrenilmiştir:

«Birleşik Amerika’nın, Orta Doğu da hiçbir bölge İçin Man­ da kabul etmiy-ceği artık kat’i- leşmiştir. Bunun neticesi olarak Türkiye ile barışı kurmanın baş ka bir yolu bulunmalıdır. Fran. sız kapitalistlerinin faaliyetleri ise, Türkiye ile barış müzakere­ lerinin Paris’ ten başka bir mer­ keze alınmasının önemini orta­ ya koymaktadır.»

Lord Harding'in Türkiye ile barış müzakerelerinin Paris’de değil de Londra'da yapılmasını istendiği de anlaşılmaktadır.

■»«»■■■■■■■■■■■■■■■■*

AJANSDAN

ŞİKAYETLER

5 (T Ü R K İY E A J A N S D N IN MİLLİ D A V A L A -

| R A H İZ M E T ETM EKTEN U Z A K KALDIĞI

| A Ç IK L A N IY O R

r

-VAKİT gazetesi, (Türki- S ye Ajansı) adı altında ça- ■1 lışmakta olan ajansın, Türk ■ menfaatlerini nazarı itibare

;! almamasından dolayı sert ■ tenkidler yapmaktadır. ■ Belirtildiğine göre bu a-■ jans. Damat Ferit'in, Ku- j vayı Millîye’nin “Bolşevik” J olduğu, “İttihadçı” lar tara

i

tından kurulduğu 'gibi ya- • lan haberleri Avrupaya yay

i

mış ve bu sebeble de mem î leket ve millet

menfaatle-; rin kötülük getirmiştir. VAKİT, Damat Ferit Pa- j şa kabinesinin devrilmesin-■ den sonra da bu durumun S devam etmiş olmasından şi

; kayeteidir.

J Mütarekenin akdine ka­ il dar fasliv<»te devam etmiş | o’an fMÎLT.Î AJANS), bu 5 tarihten itibaren Dadteah

kararnamesi ile kapatılmış ve yerine (Türkiye Ajansı) kurulmuştur. Aynı zaman­ da bu ajans. Havas ve Reu- ter ajansları Ue hususi bir mukavele yapmıştır. Böyle ce resmen ajansın adı (Tür kive - Havas - Reuter) ol­ muş ve (THR) inisiyallerı ni kullanmaya başlamıştır.

Bu ajansın “millî” hiç bir vasfı olmadığı ve Havas ile Reuter’in verdiği haberleri nakletmekten ve Avrupaya da haberleri bu Fransız ve İngiliz ajanslarının, gönder mek istedikleri şekilde ak­ tarmaktan başka görevi bu lunmadığı açıklanmakta. A - nadolunun millî menfaatle­ rini koruyacak bir ajansın kuru'ması istenilmektedir.

Tenkidlere uğrayan ajan­ sın idarecileri arasında Ali Kemal de bulunmaktadır.

Yunanla savaşan efelerden bir grup, Sağdan ikinci Yörük Ali'dir

Efeler arasında...

Aydın cephesini dolaşan bir

gazeteci efeleri anlatıyor

YEN İG Ü N gazetesinde, İzmir cephesindeki hatıra­ larını yazan bir zat. Aydın bölgesinde mülteciler ara­ sında frengi hastalığını si­ rayet attiren 31 sefil kadı­ nın, bir efe tarafından idam edildiklerini bildirmiştir.

Muhabiri Soysallıoğlu'nun «Efeler Arasında» başlığı altında Aydın cephesinden gönderdiği yazıları yayınla­ makta olan A K Ş A M gazete si ise, bu haberi şiddetle tekzip etmekte ve «Meraklı vekâyii» anlatmak hevesi ile böyle yalanlar yazılm ası­ nın millî menfaatlere zarar getirdiğini ilâve etmektedir. YENİGUN'de çıkan bu ha­ beri parmağına dolayan (Rö nesans) gazetesi günlerden beri aleyhimizde neşriyat yapmaktadır.

Sosyallıoğlu’ nun son makale­ s in d e ise, şu bilgi verilmekte, lir:

«Yunan’a karşı ilk silâh Ay­ valık’ ta, burada adını tevazuun- dan dolayı zikretmediğim bir zat ile civardan topladığı arkadaş­ ları taralından patlatıldı. Sonra Aydın tarafları müdafaaya gi­ rişti.»

Muhabir, Demirci Efe, Gökçen Efe, Yörük Ali, Tuzcu Efe, Aziz Efe’den bahsetmekte ve şöyle demektedir:

Efelerin ve zeybeklerin ço­ ğu dağdan innnijler ve eşkiyalı- ğı terkederek, Kahpe Yunan’ı Müslüman yurdundan kovmaya çalışıyorlar.

«Bunlar müthiş adamlardır. Demirci Efe, Gökçen Efe, Yö­ rük Ali'nin onbinlere varan mai­ yetleri üzerlerinde harikulade nüfuzları ve halk tarafından ip tilâ derecesinde sevilen şahsiyet leri vardır. Bunlar cahil, şedid tâbiyatlı adamlardır. Korku, öiiim gibi kelimelerin kendileri için mânâsı yoktur.

«Hücumlarında ve harplerinde gösterdikleri ateş ve şeddit kar­ şısında Yunan efznnları zelilâ. ne titremelerle kaçıyorlar ve İzmir’e çıkan Yunan askerleri

zeybeklerin karşısına gönderilme mek için isyana kadar gidiyor­ lar.

EFSCANE SANKİ !

«Anlatılan ve yetkili bazı kim seler tarafından vesikalarla zapt olunan harp menkibeleri ilk çağlara ait olan mübalağalı ef­ saneler zannedilir. Bu kadar ha­ rikadır... (Burada şansiir on satır çıkarmıştır).

«Atılan bomba yere düşer düş mez Nuri Çavuş yakalayıp pat­ lamadan geri geldiği yere geri atmak istiyor fakat bir saniyelik gecikme ne yazık, elinde patlı, yor. Sağ elinden ve bacakların­

dan yaralanıyor. O halde sol elîy le bir bomba atıyor, o evi tah­ rip ediyor ve arkadaşının sır­ tında geri dönüyor. Sonra ma­ hir bir tedavi ile kurtuluyor.

«Manisa eşrafından Halit Pa_ şa'nın kahramanca şehit oluşa; Aydın cephesinde Ayşe Kadının, Kiri Kadının menkibeleri; koca taruıa ve kardeşlerine harp mey ilanında su ve cephane taşıy ın kadınlar; erkek elbisesi giyip harpeden kadınlar: cepheden ¡ a çan ve yakalanan bir iki alçağı süngülü tüfekle bekleyen kadın­ lar, bunlar sayılmaz, anlatılmakla bitmez Türk kanının bas hama­ setleridir.»

AM ASYA'DA

T O P LA N T I

BU G Ü N ...

A M A S Y A .— Mustafa Kemal Paşa ile İstanbul Hükümeti adına Bahriye Bakanı Salih Paşa arasında müzakerelere bu­ gün başlanacağı bildirilmektedir.

P a r is e d a v e t

e d i l m e d i k !

Son günlerde Paris Barış Konferansına bir heyet gönder­ memiz hususunda yeni bir davet geldiğine dair haberler çık­ mıştır. ...

Bu hususta Dışişleri Bakanı Reşit Paşa:

«— Şimdilik böyle birşey yoktur. Fakat bunun daha ziya­ de gecikeceğini zannetmiyoruz.»

Demiş ve hükümetin hazırlıklar yapmakta olduğunu da bil­ dirmiştir. ...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Üniversitemiz, 11 Temmuz 1992 tarihinde Niğde Üniversitesi adı ile Selçuk Üniversitesine bağlı Eğitim Yüksekokulunu Eğitim Fakültesine dönüştürerek ve İktisadi ve

Erdal AYDOĞAN (Atatürk Üniversitesi / University) Prof.. Mustafa BUDAK (İstanbul Üniversitesi /

Engeliler merkezi Çevresinde Çim bicimi sulanması ve cevre düzenlemesi faliyetlerinde bulunuldu. Seramızdaki Biberiye bitkilerinden aldığımız çelikleri toprakla buluĢturduk

[r]

giren öğretmenin adı da Mustafa’ydı. - Bir gün matematik öğretmeni Mustafa’yı yanına çağırdı. —Oğlum Mustafa! Senin adın Mustafa, benim adım da Mustafa. Bundan

Ölüm Tarihi: On Kasım Bin Dokuz Yüz Otuz Sekiz (1938) Öldüğü Yer: Dolmabahçe Sarayı.. Anıt

A) EVET, EVET, HAYIR, EVET, EVET B) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, EVET C) EVET, EVET, HAYIR, HAYIR, HAYIR D) HAYIR, EVET, HAYIR, EVET, EVET.. Meltem rüzgârları birbirlerine komşu kara

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı: 42, Kasım 1998... Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı: 42,