• Sonuç bulunamadı

Kocaeli merkezde bulunan Bizans Dönemi taş eserleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kocaeli merkezde bulunan Bizans Dönemi taş eserleri"

Copied!
315
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SANAT TARİHİ ANABİLİM DALI

TÜRK DÜNYASI VE ORTAÇAĞ KÜLTÜRLERİ ARKEOLOJİSİ

BİLİM DALI

KOCAELİ MERKEZDE BULUNAN BİZANS DÖNEMİ

TAŞ ESERLERİ

YASEMİN ÖZDİN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN:

DOÇ. DR. OSMAN KUNDURACI

(2)
(3)

SANAT TARİHİ ANABİLİM DALI

TÜRK DÜNYASI VE ORTAÇAĞ KÜLTÜRLERİ ARKEOLOJİSİ

BİLİM DALI

KOCAELİ MERKEZDE BULUNAN BİZANS DÖNEMİ

TAŞ ESERLERİ

YASEMİN ÖZDİN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN:

DOÇ. DR. OSMAN KUNDURACI

Bu çalışma Selçuk Üniversitesi BAP Koordinatörlüğü tarafından 11203012 nolu Yüksek Lisans tez projesi olarak desteklenmiştir.

(4)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Yasemin ÖZDİN Numarası 094204031002

Ana Bilim / Bilim Dalı Sanat Tarihi / Türk Dünyası ve Ortaçağ Kültürleri Arkeolojisi Programı Yüksek Lisans

Tezin Adı Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(5)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Yasemin ÖZDİN Numarası 094204031002

Ana Bilim / Bilim Dalı Sanat Tarihi / Türk Dünyası Ve Ortaçağ Kültürleri Arkeolojisi Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Doç. Dr. Osman KUNDURACI

Tezin Adı Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri başlıklı bu çalışma 13/01/2014 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

(6)

ÖNSÖZ

Anadolu Gök kubbenin altında bir inci tanesi. Her köşesinde bakanların gözlerini kamaştıran güzelliklerin sahibi, sayısız kültürü bağrında taşıyan medeniyetler beşiği, bir açık hava müzesi. Anlatmakta hiçbir kalemin yeterli olamayacağı güzide bir coğrafya.

Binlerce yıl ötesinden nesiller arasında bağ kuran sanat eserleriyle süslenmiş, bakışların kaçırılamayacağı hoşluktaki bu topraklar üzerinde var olan en önemli imzalardan biri de, hiç şüphe yok ki Bizans adıyla bildiğimiz Roma İmparatorluğu’nun doğudaki devamıdır. Bu çalışmada, Anadolu için tarihin sayfalarında önemli bir yer tutan Doğu Romanın Kocaeli Müzesi’ndeki bakiyeleri incelenerek bu yüksek medeniyetin yüksek estetik anlayışı ve bunu yansıtmaktaki mahirliği göstermeyi amaçlanmıştır.

Çalışmam esnasında kaynak desteğini, bilgilerini ve yardımlarını esirgemeyen danışman hocam Doç Dr. Osman KUNDURACI’YA teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Manevi olarak desteğini gördüğüm Yrd. Doç. Dr. Yaşar ERDEMİR hocama, Hemen her konuda bilgilerine başvurduğum Doç. Dr. Nurettin ÖZTÜRK, Yrd. Doç. Zerrin KÖŞKLÜ, Doç. Dr. Ertekin DOKSANALTI, Öğr. Gör. Dr. Mustafa ÇETİNASLAN, Öğr. Gör. İlker MİMİROĞLU, Arş. Gör. Dr. Zeliha GİDER BÜYÜKÖZER hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Arazi çalışmaları, kaynak araştırması ve tezin meydana getirilmesi sürecinde beni yalnız bırakmayan kadim dostlarım Arş. Gör. Muhammet KINDIĞILI, Berna KAVAS, Özlem TAŞTEPE, Yeğenlerim İrem BAYAZIT, Bahadır BAYAZIT, çevirilerimi yapan çok değerli eniştem İlhan SAYILIR ve kız kardeşlerim Nihal SAYILIR ve Şerife YILDIZ’a; Kıymetli vakitlerini bana ayıran Kocaeli Müzesi Müdiresi İlksen ÖZBAY ve Arkeolog ve Sanat Tarihçisi Rıdvan GÖLÇÜK’e; Autocad çizimlerimde emeklerini esirgemeyen Uz. Sanat Tarihçi Erdal Zeki TOMAR, Cemile KÜÇÜK’E; Her zaman yanımda olan, hayatı paylaştığım eşim ve meslektaşım Ahmet YAVUZYILMAZ’a ve en büyük teşekkürü üzerimde emeği olan sevgili aileme iletiyorum…

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Yasemin ÖZDİN Numarası 094204031002

Ana Bilim / Bilim Dalı Sanat Tarihi / Türk Dünyası ve Ortaçağ Kültürleri Arkeolojisi Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Doç. Dr. Osman KUNDURACI

Tezin Adı Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri

ÖZET

Hazırlamış olduğumuz yüksek lisans tez çalışmamızda, Nikomedia Bölgesi içerisinde yer alan Kocaeli merkezde bulunan Bizans dönemi taş eserleri incelenmiştir. Bizans Dönemine ait yerleşim ve yapılarda belgelenmiş olan 127 eseri içermektedir. Merkez içerisinde yer alan Kocaeli Arkeoloji Müzesi, Gültepe Nekropol Sahası ve Türk yapısı olan İzmit Orhan Camii’nde tespit ettiğimiz örnekler değerlendirilmiştir.

Katalog içerisinde yer alan 127 mimari plastik parça, mimari ve litürjik eserler olmak üzere iki grupta incelenmiştir. Bu grup içerisine girmeyen taş eserler ise levhalar ve diğer mimari taş eserler içerisinde incelenmiştir. Taş eserler yüzeyindeki bezemeler, Geç Roma- Erken Bizans Dönemi ve Orta Bizans Dönemine özgü süsleme kompozisyonları motif ve üslupsal bakımdan kendi içerisinde ve yakın çevre örnekleri ile karşılaştırılarak, değerlendirilmesi yapılmıştır.

Sonuç olarak, çalışma konumuzu oluşturan mimari taş eserler, Kocaeli merkez içinde ele alınan Taş eserlerin, Bizans sanatı içerisindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Yapmış olduğumuz bu çalışmanın ileride yapılacak yeni araştırmalara yön vermesi dileğiyle.

(8)
(9)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Yasemin ÖZDİN Numarası 094204031002

Ana Bilim / Bilim Dalı Sanat Tarihi / Türk Dünyası ve Ortaçağ Kültürleri Arkeolojisi Programı Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Doç. Dr. Osman KUNDURACI

Tezin Adı Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri

SUMMARY

In this master thesis study we prepared, The Byzantine Period Stone Works at the center of Kocaeli located within the region of Nicomedia were examined. This study covers 127 documented settlements and construction works belonging to Byzantine Period. The examples we have identified in the Kocaeli Archaeological Museum, Gultepe Necropolis site and Izmit Orhan Mosque which were located within the center were examined.

127 Architectural plastic parts contained in the catalog were studied in two groups as architectural and liturgical works. Stone artifacts that cannot be entered into these groups were examined in other architectural stone artifacts and slabs. The decorations on the surface of the stone works peculiar to Late Roman, Early Byzantine and Middle Byzantine Period decorative compositions in terms of specific to their own stylistic and motif in comparison with the surrounding samples were evaluated.

In conclusion, The Architectural Stone Works forming our study subject, Stone works taken up in the center of Kocaeli were studied to determine their place in the Byzantine Art. With the wish of giving a direction to new researches to be done in the future of this study.

(10)

Kısaltmalar B: Boy Çiz: Çizim D: Derinlik E: En G: Genişlik K: Kalınlık U: Uzunluk Y: Yükseklik Ü.D: Üst derinlik Ü.E: Üst en A.D: Alt derinlik A.E: Alt en A. G: Alt Genişlik

Abk.Y: Abaküs yüksekliği Kat. No: Katalog Numarası Lev: Levha

Env. No: Envanter Numarası Res: Resim

Bzk: Bakınız

DTCFD: Dil Tarih Coğrafya Dergisi

(11)

Çizim Listesi Çizim 1: Sütun Kaidesi (Kat no: 1)

Çizim 2: Sütun Kaidesi (Kat no: 2) Çizim 3: Sütun Kaidesi (Kat no: 3) Çizim 4: Sütun Kaidesi (Kat no: 4) Çizim 5: Sütun Kaidesi (Kat no: 6) Çizim 6: Sütun Kaidesi (Kat no: 8)

Çizim 7: Postamentli Sütun Kaidesi (Kat no: 9) Çizim 8: Postamentli Sütun Kaidesi (Kat no: 10) Çizim 9: Postamentli Sütun Kaidesi (Kat no: 11) Çizim 10: Postamentli Sütun Kaidesi (Kat no: 12) Çizim 11: Yassı Sütun (Kat no: 13)

Çizim 12: İon Sütun Başlık (Kat no: 21)

Çizim 13: İon Sütun Başlık (Pulvinus bölümünden detay) Çizim 14: İon- İmpost Sütun Başlık (Kat no: 24)

Çizim 15: İon- İmpost sütun başlık (Kat no: 25)

Çizim 16: Çizim 16: İon- İmpost Sütun Başlık (Kat no: 26) Çizim 17: Kompozit Sütun Başlık (Kat no: 27)

Çizim 18: Korint Başlık (Kat no: 28) Çizim 19: Korint Başlık (Kat no: 29) Çizim 20: Korint Başlık (Kat no: 30) Çizim 21: Korint Başlık (Kat no: 36) Çizim 22: Korint Sütun Başlık (Kat no: 37)

(12)

Çizim 23: Korint Sütun Başlık (Kat no: 39)

Çizim 24: Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık/A (Kat no: 40) Çizim 25: Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık/B (Kat no: 40) Çizim 26: Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık/C (Kat no: 40) Çizim 27: Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık/D (Kat no: 40) Çizim 28: Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık/A (Kat no: 41) Çizim 29: Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık/B (Kat no: 41) Çizim 30: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık/A (Kat no: 44) Çizim 31: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık/B (Kat no: 44) Çizim 32: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 45) Çizim 33: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 47) Çizim 34: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 48) Çizim 35: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 50) Çizim 36: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 51) Çizim 37: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 52) Çizim 38: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 56) Çizim 39: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 57) Çizim 40: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 58) Çizim 41: Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık (Kat no: 59) Çizim 42: Söve (Kat no: 63)

Çizim 43: Ambon Merdiven Yan Levhası (Kat no: 65) Çizim 44: Ambon Merdiven Yan Levhası (Kat no: 66 ) Çizim 45: Templon Payesi (Kat no: 67)

(13)

Çizim 47: Topuzlu Templon Payesi Ve Sütun Kaidesi (Kat no: 72) Çizim 48: Topuzlu Templon Payesi Ve Sütun Kaidesi (Kat no: 73) Çizim 49: Templon Sütun Başlığı (Kat no: 75)

Çizim 50: Templon Arşitravı (Kat no: 79) Çizim 51: Templon Levhası (Kat no: 80) Çizim 52: Altar Tablası (Kat no: 82) Çizim 53: Altar Tablası (Kat no: 83) Çizim 54: Altar Ayağı (Kat no: 84) Çizim 55: Vaftiz Teknesi (Kat no: 85) Çizim 55: Vaftiz Teknesi Kesiti Çizim 56: Vaftiz Teknesi (Kat no: 86)

Çizim 57: Çanak Tipli Vaftiz Teknesi (Kat no: 87) Çizim 58: Çanak Tipli Vaftiz Teknesi (Kat no: 88) Çizim 59: Çanak Tipli Vaftiz Teknesi (Kat no: 89) Çizim 60: Vaftiz Teknesi (Kat no: 90)

Çizim 61: Mezar Steli (Kat no:91) Çizim 62: Mezar Steli (Kat no: 93) Çizim 62: Mezar Steli Kesiti

Çizim 63: Androlak Motifli Levha Parçası (Kat no: 94) Çizim 64: Korkuluk Levhası (Kat no: 95)

Çizim 64: Korkuluk Levha Kesiti

Çizim 65: Latin Haç Motifli Levha Parçası (Kat no: 96) Çizim 66: Levha Parçası (Kat no: 97)

(14)

Çizim 67: İstiridye Motifli Levha (Kat no: 98) Çizim 68: Levha parçası (Kat no: 99)

Çizim 69: Korkuluk Levhası (Kat no: 100) Çizim 69: Korkuluk Levha Kesiti

Çizim 70: Korkuluk Levhası (Kat no: 101) Çizim 71: Latin haçlı Levha (Kat no: 104) Çizim 71: Latin Haçlı Levha Kesiti Çizim 72: Levha Parçası (Kat no: 105)

Çizim 73: Balık Pulu Motifli Levha Parçası (Kat no: 107)

Çizim 74: Dört Yapraklı Yonca Motifli Levha Parçası (Kat no: 109) Çizim 75: Tavus Kuşu Motifli Levha Parçası (Kat no: 110)

Çizim 76: Balık Pulu Motifli Korkuluk Levha Parçası (Kat no: 111) Çizim 77: Korkuluk Levhası (Kat no: 112)

Çizim 77: Korkuluk Levha Kesiti Çizim 78: Levha Parçası (Kat no: 113) Çizim 79: Levha Parçası (Kat no: 114) Çizim 80: Lahit Levhası (Kat no: 115) Çizim 80: Lahit Levha Kesiti

Çizim 81: Lahit Levhası (Kat no: 116) Çizim 82: Çörten (Kat no: 117) Çizim 83: Konsol (Kat no: 118)

Çizim 84: Havan Biriktirme Teknesi (Kat no: 123) Çizim 85: Havan Biriktirme Teknesi (Kat no: 124) Çizim 86: Depolama Kabı (Kat no: 125)

(15)
(16)

Resim Listesi Resim 1: Sütun Kaidesi

Resim 2: Sütun Kaidesi Resim 3: Sütun Kaidesi Resim 4: Sütun Kaidesi Resim 5: Sütun Kaidesi

Resim 6: Postamentli Sütun Kaidesi

Resim 7: Postamentli Sütun Kaidesi

Resim 8: Postamentli Sütun Kaidesi

Resim 9: Postamentli Sütun Kaidesi

Resim 10: Yassı Sütun

Resim 11: Yassı Sütun Resim 12: Yuvarlak Sütun

Resim 13: Yivli Sütun Resim14 : İon Sütun Başlığı Resim15 : İon Sütun Başlığı Resim16 : İon Sütun Başlığı

Resim 17: İon- İmpost Sütun Başlığı Resim 18: İon- İmpost Sütun Başlığı Resim 19: Kompozit Sütun Başlığı Resim 20: Korint Sütun Başlığı Resim 21: Korint Sütun Başlığı Resim 22: Korint Sütun Başlığı

(17)

Resim 24: Korint Sütun Başlığı

Resim 25: Korint Sütun Başlığı Resim 26: Korint Sütun Başlığı

Resim 27: Korint Sütun Başlığı Resim 28: Korint Sütun Başlığı

Resim 29: Korint Sütun Başlığı

Resim 30: Kesik Piramit Başlık Resim 31: Kesik Piramit Başlık

Resim 32: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık Resim 33: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık

Resim 32: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık

Resim 33: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık

Resim 34: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık

Resim 35: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık Resim 36: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık Resim 37: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık Resim 38: Yivli (Çanak- Oluklu) Başlık Resim 39: İki Bölümlü Başlık

Resim 40: İki Bölümlü Başlık Resim 41: İki Bölümlü Başlık Resim 42: İki Bölümlü Başlık Resim 43: Söve Parçası Resim 44: Lento Parçası

(18)

Resim 46: Ambon Yan Levhası

Resim 47: Templon Payesi

Resim 48: Templon Payesi Resim 49: Templon Payesi

Resim 50: Templon Payesi

Resim 51: Templon Payesi ve Sütun Kaidesi Resim 52: Templon Topuzlu Paye

Resim 53: Templon Sütun Başlığı

Resim 54: Templon Sütun Başlığı

Resim 55: Templon Arşitravı Resim 53: Templon Levhası

Resim 53: Templon Levhası Resim 54: Altar Tablası Resim 55: Altar Ayağı Resim 56: Vaftiz Teknesi Resim 57: Vaftiz Teknesi Resim 58: Vaftiz Teknesi Resim 59: Vaftiz Teknesi Resim 60: Vaftiz Teknesi Resim 61: Vaftiz Teknesi Resim 62: Mezar Steli Resim 63: Mezar Steli Resim 64: Levha Parçası

(19)

Resim 65: Levha Parçası Resim 66: Levha Parçası Resim 67: Levha Parçası Resim 68: Levha Parçası Resim 69: Levha Parçası Resim 70: Levha Parçası Resim 71: Levha Parçası Resim 72: Levha Parçası Resim 73: Levha Parçası Resim 74: Levha Parçası Resim 75: Levha Parçası Resim 76: Lahit Kapağı Resim 77: Lahit Kapağı Resim 78: Çörten Resim 79: Konsol

Resim 80: Havan veya Biriktirme Teknesi Resim 81: Havan veya Biriktirme Teknesi Resim 82: Depolama Kabı

Resim 8: İşlevi Tanımlanmayan Mimari Parça

(20)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... ii

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv

ÖZET ... v

SUMMARY... vii

Kısaltmalar... viii

Çizim Listesi ... ix

Resim Listesi ... xiv

1. GİRİŞ ... 1

1.1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi: ... 1

1.2. Kocaeli Bölgesi Tarihi ve Coğrafyası: ... 2

1.3. Araştırmada İzlenen Metod ve Yöntem: ... 17

1.4. Konuyla İlgili Yapılan Araştırmalar: ... 20

1.5. Bizans Mimarisinde Mimari Plastik Eserler: ... 26

2. KOCAELİ TAŞ ESERLER KATALOĞU... 30

2.1. Taşıyıcı (Strüktür) Parçalar: ... 30

2.1.1. Kaideler: ... 30

2.1.2. Postamentli Kaideler: ... 38

2.1.3. Sütunlar: ... 42

2.1.4. Sütun Başlıkları ... 50

2.1.4.1. İon Sütun Başlıkları ... 50

2.1.4.2. İon-İmpost Sütun Başlıkları: ... 53

2.1.4.3. Kompozit Sütun Başlıkları: ... 56

2.1.4.4. Korint Sütun Başlıkları: ... 58

2.1.4.5. Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık: ... 77

2.1.4.6. Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık: ... 82

2.1.4.7. İki Bölümlü Sütun Başlıkları (Çift Katlı, Köşeleri Hayvan Başlıklı): ... 99

2.1.4.8. Lento ve Söve: ... 102

2.2. Litürjik Parçalar: ... 104

2.2.1. Ambon: ... 104

2.2.1.1. Ambon Merdiven Yan Levhası: ... 104

(21)

2.2.2.1. Templon Payesi: ... 107

2.2.2.2. Templon Payesi ve Sütun Kaidesi: ... 112

2.2.2.3. Templon Sütunu: ... 114

2.2.2.4. Templon Sütun Başlığı: ... 115

2.2.2.5. Templon Arşitravı: ... 119 2.2.2.6. Templon Levhası: ... 120 2.2.3. Altar ... 122 2.2.3.1. Altar Tablası: ... 122 2.2.3.2. Altar Ayağı: ... 124 2.2.4. Vaftiz Teknesi: ... 125 2.2.5. Mezar Steli: ... 131 2.3. Levhalar: ... 134

2.4. Diğer Mimari Taş Eserler: ... 155

2.4.1. Lahit Levhaları: ... 155

2.4.2. Çörten: ... 157

2.4.3. Konsol: ... 158

2.4.4. Havan, Depolama ve Biriktirme Teknesi: ... 159

2.4.5. İşlevi Tanımlanamayan Taş Eserler: ... 166

3. DEĞERLENDİRME: ... 167 3.1. Taşıyıcı Strüktür Parçalar: ... 167 3.1.1. Sütun Kaideleri: ... 167 3.1.2. Postamentli Kaideler: ... 169 3.1.3. Sütunlar: ... 170 3.1.4. Sütun Başlıkları: ... 172

3.1.4.1. İon Sütun Başlıkları: ... 173

3.1.4.2. İon-İmpost Sütun Başlıkları: ... 174

3.1.4.3. Kompozit (Theodosian Başlık) Sütun Başlıkları: ... 176

3.1.4.4. Korint Sütun Başlıkları: ... 177

3.1.4.5. Kesik Piramit Başlıklı Sütun Başlık: ... 179

3.1.4.6. Yivli (Çanak-Oluklu) Sütun Başlık: ... 180

3.1.4.7. İki Bölümlü Sütun Başlıkları (Çift Katlı, Köşeleri Hayvan Başlıklı): ... 181

3.1.5. Lento ve Söve: ... 183

(22)

3.2.1. Ambon: ... 185 3.2.2. Templon: ... 187 3.2.2.1. Templon Payesi: ... 188 3.2.2.2. Templon Payesi ve Sütun Kaidesi (Topuzlu): ... 189 3.2.2.3. Templon Sütunu: ... 190 3.2.2.4. Templon Sütun Başlığı: ... 190 3.2.2.5. Templon Arşitravı: ... 191 3.2.2.6. Templon Levhası: ... 192 3.2.3. Altar: ... 193 3.2.4. Vaftiz Teknesi: ... 195 3.2.4. Mezar Steli: ... 197 3.3. Levhalar: ... 198 3.4. Diğer Mimari Taş Eserler: ... 203 3.4.1. Lahit Kapakları: ... 203 3.4.2. Çörten: ... 204 3.4.3. Konsol: ... 204 3.4.4. Havan, Depolama ve Biriktirme Teknesi: ... 205 3.4.5. İşlevi Tanımlanamayan Mimari Parçalar: ... 205 4. SONUÇ: ... 206 KAYNAKÇA ... 209 ÇİZİMLER ... 230 RESİMLER ... 265 ÖZGEÇMİŞ ... 293

(23)

1. GİRİŞ

1.1. Konunun Tanımı, Sınırları ve Önemi:

Yüksek Lisans Tez çalışmamız “Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi

Taş Eserleri”, başlığı altında incelenmiştir. Yapmış olduğumuz tez çalışması

sırasında yapılan yüzey araştırması sırasında tespit ettiğimiz mimari plastik taş eserlerden, 118 adet’i Kocaeli Arkeoloji Müzesinde, 7 adet’i Kocaeli Gültepe Nekropol sahasındadır. Ayrıca 2 adet eserin ise Türk dönemi yapısı olan İzmit Orhan Camii avlusunda devşirme malzeme olarak kullanıldığı yapılan çalışmalar sırasında tespit edilmiştir. Kocaeli merkezdeki Bizans dönemi taş eserleri, sanat tarihi içerisinde değerlendirilerek, tanıtılmaya çalışılmıştır. Taş eserlerin işlevi ve tarihlendirmesi için çözüm önerileri getirilmiştir.

. Bizans Sanatı, yeni bir oluşum içerisinde kendine özgü bir üslup yaratmıştır. Bizans imparatorluğu etkilendiği ve etkilediği topluluklardan aldığı, yapım ve teknikleri geleneksel sanatında harmanlayarak yeni bir akımın öncüsü olmuştur.

Bir mimari binanın dekorasyonundaki orijinal materyaller biçimlendiricisinin yani yapanın hünerleriyle değişik varyasyonlar sunmaktadır. Taş eserler, coğrafi bölgenin koşulları, ekonomik durum, dönemin beğenisiyle birlikte üslup özellikleri belirtme, sınıflandırma ve tarihlendirmede yardımcı olmaktadır. Sanatın belki de en karakteristik özelliklerinden birisidir. Stil oluşturma ve rasyonellik bunlar özgürlüğün işaretleridir. Bu stilleri uygulayarak tanıtmak ve benimsemek evrenselliğe ulaşmak demektir.

Yapmış olduğumuz bu çalışma, Bizans mimarisinde sıkça kullanılan mimari plastik taş eserlerin belli bir bölge içerisinde incelenmesidir.

(24)

1.2. Kocaeli Bölgesi Tarihi ve Coğrafyası:

Kocaeli; Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Marmara Denizi’nin ve Marmara Bölgesi doğusunda yer alan bir ildir. Gebze, Körfez, Karamürsel, Gölcük, Kandıra, Derince ve merkez ilçe İzmit olmak üzere toplam yedi ilçeden oluşur (Bayar, 2002: 9).

Harita 1. Kocaeli’nin Bölgeler Coğrafyasındaki Konumu (www.msxlabs.org) Kuzeyde Karadeniz, doğuda ve güneydoğuda Sakarya, güneyde Bursa, batıda Yalova ve İstanbul illeri yer almaktadır. Türkiye’nin en küçük 6. ili olan Kocaeli’nin yüzölçümü 3.505 km’dir. 1997 yılında yapılan sayıma göre nüfus 1.177.379 olup km ye 343 kişi düşmektedir. Kara, demir, deniz ve hava yolu ulaşımları ile Türkiye’nin en önemli geçiş noktalarından biridir (Anonim, 1979: 371).

(25)

Genel anlamda Karadeniz ile Akdeniz ikliminin kesiştiği bir iklim tipi bölgede egemendir. Yazlar sıcak ve az yağışlı, kışlar yağışlı ve Türkiye’nin pek çok yöresine oranla ılık geçer. İlin kuzey kesimlerinde Karadeniz kıyılarında yaşanan yaz mevsimi, ilin güney bölümlerinde yaşanan yaza oranla daha serindir (Karadeniz, 2000: 75; Gökçen, 1990: 16).

Kocaeli, zengin bir tarihi geçmişe sahip, ekonomisi başlıca sanayi ve ticarete dayalı, Türkiye’nin hızla gelişen ve büyüyen bir ilçesidir. Antik Çağda, Bizans Döneminde ve İstanbul’un Türkler tarafından alınmasından sonra da Osmanlılar Döneminde önemli bir menzil kasabası olmuş ve bu özelliğini günümüzde de korumaktadır. Osmanlı Dönemi’nde Kocaeli, ana ulaşım yolları üzerindeki konumu nedeni ile uzun yıllar Anadolu’dan İstanbul’a göç eden Anadolu halkının, sivil ve askeri yolcuların, kervanların İstanbul’a ulaşmadan önce uğradığı; aynı zamanda da İstanbul’dan hareket eden sivil ve askeri yolcuların ilk durak ve konaklama yeri olmuştur (Çetin, 2000: 67).

Yunanlılar ve Romalılar Döneminde İzmit’in de içinde bulunduğu Coğrafi mekâna “Brthynie” Bitinya denilmekteydi (Es, 2008: 55-56). Büyük İskender’in ölümünden sonra bölgeye egemen olan Bithynia Krallığı, kökende günümüz Kocaeli Yarımadası yani İstanbul Boğazı, Karadeniz ve İzmit Körfezi arasında kalan yarımadaya verilen isimdir.

Harita 3. Bitinya Bölgesi Haritası (B. Umar’dan).

Strabon’a göre: “Bithynia Bölgesi doğuda, Paphlagonialılar ve Mariandynler, Epiktetonlar kuzeyde, Sangarios Irmağı’nın döküldüğü yerden Byzantion ve Khalkhedon Denizi’nin ağzına kadar Pontos Denizi; batıda, Propontis; güneye doğru

(26)

Mysia ve Hellespontos Phrygia’sı olarak da adlandırılan Phrygia Epiktetos ile sınırlanmıştır (Güçlü, 2007:3). İ.Ö.4.yüzyıl coğrafyacısı Pseudo Skylaks’a göre: “Bithynialılar, Mariandynalılar’dan sonra Thrakialı Bithynialılar gelir. Bunu takiben Sangarios Nehri, sonra bir başka nehir Artanes ve Thynias Adası (Onu Herakleialılar iskân etmiştir.) ve Rhebas Nehri vardır. Daha sonra direkt olarak geçit ve daha önce belirtilmiş olan Pontos’un ağzındaki tapınak, bundan sonra Thrakia kökenli Khalkedon, ondan sonra da Olbianos Körfezi. Mariandyna’dan Olbianos Körfezi’ne kadar (buraya kadar Bithynialıların Thrakiasıdır) olan deniz yolculuğu 3 gün sürer. Pontos’un ağzından Maiotis Gölü’nün ağzına kadar olan Avrupa ve Asya arasındaki deniz yolculuğu da aşağı yukarı aynıdır (Sevin, 2007:31; Güçlü, 2007: 3)”.

Bithynia’daki başlıca kentler: Khalkedon (Kadıköy), Khrysopolis (Üsküdar), Lybissa (Diliskelesi), Dakibyza (Gebze), Nikomedeia (İzmit), Kalpe (Kerpe), Olbia (Başiskele), Astakos (Gölcük), Prainetos (Karamürsel), Pylai- Strobilos (Çiftlikköy/Karakilise), Drepanon (Hersek), Kios-Prusias ad Mare (Gemlik), Apameia/Myrleia (Mudanya), Prusa ad Olympium (Bursa), Helikore8-Nikaia (İznik), Prusias ad Hypium (Konuralp), Bithynion-Klaudiupolis (Bolu), Dia- Diospolis (Akçakoca), Teion-Tieion-Tion (Filyos/Hisarönü), Herakleia (Ereğli), Otroia (Yenişehir), Modrene (Mudurnu), Malagina (Mekece), Agrilion (Bilecik), Kabaia (Geyve) (Güçlü, 2007: 4).

(27)

Pliny, Bithynia’nın on iki kentinin bulunduğundan bahseder. Bu kentler Nikomedia, Nikaia, Chalcedon, Kios-Prusias, Apameia-Myrleia, Helgas Germania-Caesareie, Prusias Bithynion-Hadriana-Claudiopolis ve Juliopolis’dir (Ramsay, 1960: 214).

Bithynia bulunduğu konum itibariyle prehistorik devirden itibaren yerleşime uğramış bir bölgedir (Bosch, 1946: 38). Ancak bölgede yeterli sayıda arkeolojik kazı yapılmamış olması, bölgenin prehistoryası hakkındaki bilgilerimizi sınırlandırmaktadır (Fıratlı, 1971: 15). Bölgede bugüne kadar yüzey araştırmalarıyla tespit edilmiş höyükler daha çok İznik Gölü çevresi ve Bilecik ovasında yoğunlaşmaktadır (Kökten, 1952: 208; Kökten, 1952: 194).

Ana yolların eyaletin içinden geçmesi ve sınırdaki eyaletlere lojistik destek sağlaması nedeniyle Bithynia askeri bakımdan önemli bir coğrafyada idi (doğancı, 2007: 3). Byzantion (İstanbul) ile Nicomedia Körfezi arasındaki deniz yolu Antik Dönemde Byzantion’u kuzeybatı Anadolu’ya bağlayan en önemli yollardan biriydi. Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden Byzantion’a ulaşan anayol Bithynia’da ikiye ayrılıyordu. Birinci yol, Chalcedon (Kadıköy), Nicomedia ve Nicaea kentlerinden geçerek Ancyra (Ankara)-Tarsus- Antiocheia (Antakya) güzergâhını takip ederek Kudüs’e ulaşıyordu (Kaya, 2000: 181). Bu güzergâh Bizans Döneminde Hacı Yolu olarak adlandırılmıştır. Bu yol Costantinople, Chalcedon, Dacibyza (Gebze), Libyssa, Nicomedia, Nicaea, Ancyra, Tarsus, Antiocheia güzergâhını takip ederek Kudüs’e ulaşıyordu. M.S. 4. yüzyılda Constantinopolis’in imparatorluğun en önemli şehri durumuna gelmesi, Avrupa’dan yola çıkan hacı adaylarının önce buraya gelmeleri ve buradan Kudüs’e gitmeleri bu yolun önemini arttırmıştır (Ramsay, 1960: 216). Bosporus’tan gelip Küçük Asia’ya giden tüm karayolları Nicomedia’dan geçiyordu. Boğazın Avrupa tarafından gelip Ionia’ya, Phrygia’ya, Galatia’ya, Paphlagonia’ya, Pontus’a ve Cappadocia’ya gitmek isteyen bir kişi mutlaka Nicomedia’dan geçmek zorunda idi (Ramsay, 1960: 216).

Kocaeli’nin ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. Dünya’nın en önemli yollarının kavşak noktasında bulunan İzmit ve çevresinde tarih öncesinden itibaren çeşitli kavimlerin yaşamış olması kuvvetle muhtemeldir. Doğrudan doğruya İzmit içinde ve pek yakın çevresinde şimdiye kadar prehistorik bir yerleşme yeri tespit edilmemiş ise de Kadıköy, Erenköy, Pendik, ,Tuzla ve Yalova’ da M.Ö. 3000

(28)

yıllarına ait yerleşme yerlerine tesadüf edilmiş ve bunlar incelenmiştir. İzmit’te böyle bir izin bulunmamış olması, izlerin günümüze kadar devamlı iskân edilmiş olan İzmit’in tahrip edilmesinden ileri gelmiş olmalıdır. M.Ö. XII. Asırdan itibaren Avrupa’dan Anadolu’ya yapılan göçler sırasında Trakya’dan gelerek Anadolu’ya geçen ve Trakya’da yaşadıkları sırada “Brygler” ismi ile anılan Frigyalılar, Bitinya üzerinden geçmişlerdir. Tahminen M.Ö. 700 yıllarında Trerlerin Bitinya’dan geçtikleri anlaşılır (Ürkmez, 2007: 23).

M.Ö. 1297 tarihinde yazılmış olan diğer bir Mısır Firavunu III. Ramses’e ait yazılarda bütün Anadolu’yu aldığını yazarlar. Bu (Sit) diyarı Kocaeli ve çevresidir. Oğlu IV. Ramses’in ordusunu Sit’ler bu topraklarda, İzmit çevresinde perişan ederek, vatanlarını düşmanlardan kurtarmışlardır. Demek ki; M.Ö. 3000 ve daha önceki senelerde buralarda muntazam kurulmuş şehirler, topluluklar bulunuyor ve medeni bir hayat yaşıyorlardı (Yüce, 1998: 20).

Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde ele geçen bulgulardan yerleşim yerine M.Ö. 800-625 arasındaki dönemde Phryglerin (Frigler-Phrygia) hakim olduğu görülür. Bölgenin en eski yerleşim birimi Friglerle aynı dönemlerde bölgeye yerleşen M.Ö. VIII. yüzyıl sonlarında Megaralılar tarafından kurulan Astakos’tur (Aydın, 2008: 1030). Megaralıların direnişine karşı koyamayan Frigler, bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Bölgede bir süre, M.Ö. 600 yıllarında Marmara’nın güneyi ve Astakos’u ele geçiren Lydia hâkimiyeti görülür. Bu tarihten sonra sırasıyla M.Ö. 546’da Persler, M.Ö.405’te ise Bithynlerin hâkimiyetine girer (Çetinor, 1995: 10). M.Ö.326 Zipoetes (M.Ö.326-279) döneminde bölgede Bithynia krallığı kurulmuştur. M.Ö.278’de Thrakia’dan (Trakya) Anadolu’ya gelen Galatların yağmalamasına uğrayan şehir, M.Ö. 264 yılında I.Nikomedes, kenti ele geçirerek, tamamen harap olmuş olan Astakos’un karşısında bugünkü İzmit’in yerinde Nikomedia isminde yeni bir kent kurmuştur (Texier, 2002: 100; Bayrak, 1979: 415).

Bithynia kralı I.Nicomed’in egemenliği altına aldığı bölgede kurduğu yerleşim birimlerinden birisi olarak kayıtlarda geçmektedir (Busbecq, 1939: 35; Grelot, 1998: 36).

M.Ö.74 yılında Roma akınlarına karşı koyamayan Bithynia kralı III. Nikomedes’in vasiyeti üzerine bölgeyi Roma topraklarına katmıştır (Ramsay, 1960: 209; Texier, 2002: 117). Bitinya Kralı IV. Nikomedes’in MÖ. 74 yılında,

(29)

topraklarını Roma İmparatorluğu’na bırakmasıyla kent, Roma İmparatorluğu idaresine geçmiş, MS. 257-258 yılında da Gotlar tarafından istila edilmiştir (Ross, 2007: 73). Roma İmparatoru Diocletianus döneminde (285-305) doğu bölgenin başkent olan şehir İmparator Diocletianus (MS.284–305) tarafından oluşturulan yeni yönetim sistemine göre İmparatorluğun doğu topraklarının yönetim merkezi olmuş, böylece Roma, Antakya ve İskenderiye ile birlikte dönemin dört büyük kenti arasında yer almıştır (Ross, 2007: 77). Roma döneminde kent, görkemli kamu yapıları ile süslenmiştir (Zeyrek, 2005: 48). Romalıların kente verdiği önem M.Ö.29’da İmparator Augustus’un Roma adına yaptığı tapınak ile görülmüştür (Zeyrek, 2005: 48). Augustus döneminde bu yeniden yapılanma kenti tekrar eski kimliğine kavuşturmuş ve Anadolu’nun önemli kentlerinden biri olmuştur (Ross, 2007: 77).

Harita 5. Bıthynıa Sınırları (A.Öztüre’den)

Roma dönemi yazarı Ammianus Marcellinus, İzmit şehrinin, Bitinya kralı tarafından kıymetli eserlerle süslendiği, Nicomedia’nın görkemli anıtlarla şehri donattığından ve sarayın parlaklığının memlekete yalnız komşu prensleri çekmekle kalmadığı; Romalıların en büyüklerini de hayran bıraktığından bahseder (Texier, 2002, 117).

(30)

Bu kent Bithynia kralı Nikomedes’ten beri önemini korumuş ve Hristiyanlığı kabul eden ilk kentlerden birisi olmuştur (Grelot, 1998: 36). Hristiyanlığın kabul edilmesiyle kentte kamu yapıları yanında kiliselerde inşa edilmiştir (Zeyrek, 2005: 53). Aziz Hadrianus, Aziz Pantaleon, Aziz Gorgon, Aziz Barbara bölgede şehitlik mertebesine ulaşmıştır (Grelot, 1998: 36). Bizans döneminde kentin bir diğer özelliğide Bithynia’nın baş piskoposluk merkezi olmasıdır (Ross, 2007: 73).

İmparator Konstantin’in MS.330 yılında yeni başkent olarak Konstantinapolis’i açmasıyla Nikomedia, zamanla gerilemeye başlamıştır (Foss, 2002: 7). Bu dönemde masrafları Costantin’den karşılanan bir kilise inşa ettirilmiştir. İmparator Costantinopolis’i kurduktan sonra çok sayıda heykel Nikomedia’dan başkentte taşınmış ve hipodroma yerleştirilmiştir (Zeyrek, 2005: 53).

MS. 358, 362, 554 ve 558 yıllarında meydan gelen yıkıcı depremler ise kentin görkemini iyice azaltmıştır (Zeyrek, 2005: 27-28; Ross, 2007: 73, 78). Bu depremlerden sonra kent toparlanmış ve bir Bizans kalaesi olarak varlığını sürdürmüştür (Foss, 2002: 7).

Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması neticesinde ve bunun doğu kolu olan Bizans döneminde başkent Kostantinopolis’e yakınlığından dolayı bölge ve çevresi, sık sık ayaklanmalara ve saldırılara maruz kalmıştır (Bosch, 1937: 5).

Yöreye İslâm akınlarının başlangıcı, Muaviye dönemine, 674 yılına kadar uzanmaktadır. İstanbul’un fethine önem verilmesi aynı zamanda İzmit’i de etkilemiştir. Arap akıncıları ilk kez şehri 781–782 yılında ele geçirir (Bostan, 2001: 536; Ulugün, 2010; 34). Türklerin de yer aldığı Arap orduları şehirle birlikte Kadıköy’e kadar olan bölüme hâkim olurlar (Anonim, 1993: 20). Böylece Bizans ve Türkler arasında şehrin el değiştirdiği görülmektedir (Aydın, 2008: 1030).

1071 yılında, Malazgirt meydan savasını kazanarak Anadolu’ya yerleşen Selçuklular, 1074 yılında Anadolu Selçuklu Devleti adı altında Konya ve çevresinde bir devlet kurmuşlardır. 1078 yılında Anadolu Selçuklu hükümdarı Kutalmışoğlu Süleymanşah (1075-1086) tarafından Anadolu Selçuklu topraklarına katılmıştır (Bostan, 1968: 1252; Bostan, 2001: 536; Aydın, 2008: 1030). Ancak Kısa süre sonra patlak verecek olan haçlı seferleri sırasında bölge Selçukluların elinden çıkacaktır.

(31)

Harita 6. Birinci Haçlı Seferinin Anadolu Güzergâhları (İ. Demirkent’den). Haçlı seferleri sırasında geçit ve konaklama bölgesi olmuştur (Runcıman, 1998: 140). Bu dönemde haçlılar İznik’ten ve Helenopolis (Yalova) gelen eski Bizans yolu Kadıköy (Khalkedon) ve İzmit’ten gelen yol ile Sakarya nehri kenarında birleşip Anadolu’nun içlerine doğru devam eder. Bu dönemde İstanbul’dan Ankara’ya giden iki ana yol vardır: birincisi İzmit-İznik- Eskişehir üzerinden Ankara’ya giden Bizans Askeri Yolu diğeri ise Hacılaryolu olarak bilinen İzmit-İznik-Osmaneli-Gölpazarı-Nallıhan-Ayaş üzerinden Ankara’ya ulaşan yol güzergâhı kullanılmıştır (Demirkent, 1999: 117). 1096/1097 yılında haçlı saldırılarına maruz kalan bölge (Anonim, 1967: 76), 1204-1207 yılında Latin İmparatorluğu egemenliğine girmiştir (Darkot, 1968: 1252). Haçlı seferleri ve Latinler etkisiyle şehir büyük tahribata uğramıştır. 1207 yılında Bizans İmparatoru Alexios Komnenos tarafından ele geçirilmiştir (Tuğlacı, 1985: 132; Darkot, 1968: 1252).

Bizans’ın hâkimiyeti adlına giren şehir, başkent İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde bulunmasından dolayı İstanbul’a yapılan akınlar sırasında tahrip edilmiştir (Darkot, 1968: 1252).

XIV. yüzyılın baslarında Anadolu’nun kuzeybatı ucunda kurulan Osmanlı Beyliği, Anadolu hâkimiyeti için Bizans tekfurları ve Anadolu beylikleri ile Balkanlarda ise, Sırp, Bulgar ve Macar krallıklarıyla mücadele etmiştir. Bu mücadeleler sonucunda Osmanlılar, kuzeybatı Anadolu’da ve Trakya’da egemenlik sağlamıştır. Osmanlılar döneminde bir ordugâh kenti olarak kullanılmış olan Gebze, Osmanlı döneminin ilk yıllarında Türklerin eline geçmiştir. Osman Gazi’nin vefatı

(32)

üzerine yerine geçen oğlu Sultan Orhan Gazi (1324-1362) fetih hareketlerine saltanatının ilk yıllarında başlayarak, Üsküdar’a kadar olan bölgeleri egemenlik altına almıştır (Pıtcher, 2001: 65). Orhan Bey'in gazi komutanları akıncıları ile Kocaeli topraklarında ilerlemiş; Kartal ve Aydos kalelerini fethetmişler ve böylece Boğaz kıyılarında görülmeye başlanmışlardır.

Harita 7. Palekeon Savaşı (V. Mirmiroğlu’ndan)

1331 yılında Bizans İmparatoru III. Andonikos, Maltepe önünde yapılan Palekeon Savaşında yenilmiştir. Bu savaşta Bizans ordusu Osmanlı ordusuna yenik düşüp bozguna uğramış ve Bizans İmparatoru III. Andronikos yaralı olarak kurtulmuştur (Mimiroğlu, 1949: 318). Böylece III. Andronikos'un Bizans Anadolu topraklarını geri alma planları suya düşmüştür. Yapılan savaş neticesinde Osmanlı hükümdarı Orhan Gazi Samandıra ve Aydos Kaleleri, Nicomedia (İzmit) gibi birçok stratejik noktayı da almıştır (Konyalı, 1951: 591; Darkot, 1968: 1251; Yüce, 2007: 30; Müderrisoğlu, 2001: 388; Tan, 2008: 26; Pıtcher, 2001: 66).

Böylece Bizanslıların Türkleri Bithynia’dan atma girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Ancak bölgenin tarihi konusunda farklı tarihler ileri sürülmüştür. Türk kaynakları H.727/M.1326-1327, H.731/M.1330-1331 (Pıtcher, 2001: 66) tarihlerini verirken, Bizans kaynakları ise M.1338 tarihini vermektedir (Aydın, 2008: 1030). Kocaeli, Osmanlı Hükümdarı Sultan Orhan Gazi tarafından kurulmuştur (Çelebi, 1985: 437). Bölgede bulunan ve kendi adına inşa ettirdiği Orhan Camii bunun en büyük delilidir.

(33)

Osmanlı devletinin eline geçmesinden sonraki süre içerisinde bölge, birkaç kez Türklerle Bizanslılar arasında el değiştirmiştir. 1402 Ankara Savaşı sonrası Osmanlı ülkesinde kaos ortamı yaşanmıştır. Osmanlı tarihinde Yıldırım Bayezid'in 1402'de Timur'a yenilmesiyle başlayıp 1413'te Çelebi Sultan Mehmed'in tahtı tek başına ele geçirmesiyle sona eren, devlet düzeninin bozulduğu ve Osmanlı devletinin duraklama sürecine girdiği ve topraklarının bir bölümünü elinden çıktığı bir Fetret dönemi başlar (Başar, 1995: 480-482).

Osmanlı hâkimiyetinde Süleyman Paşa’nın komutasındaki akınla geçen İzmit ve çevresindeki refah ortamı, Ankara Savaşı’na kadar sürmüştür. Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşındaki mağlubiyetinden sonra kardeşler arasında yaşanan taht mücadeleleri sırasında H.810/M.1403’te, Şehzade Süleyman Çelebi, yardım sağlamak amacıyla Hereke, Darıca, Eskihisar, Kartal ve Pendik ile Gebze’yi de Bizans İmparatorluğuna terk etmiştir (Konyalı, 1951: 591; Uzunçarşılı, 1988: 340-341). Ankara yenilgisinden sonra Timur’un eski beylikleri yeniden canlandırması ve mücadeleler dönemi, bu bölgede de karışıklıkları gündeme getirmiştir.

Bu dönemde Gebze, Hereke, Kartal, Pendik ve Darıca Bizans Devleti’nin eline geçer (Pıtcher, 2001: 101). Osmanlı Devletinde başlayan iktidarlık mücadelesi ve taht kavgaları neticesinde saltanatı ele geçiren Çelebi Sultan Mehmet Timur istilasından sonra Osmanlı Devletinin elinden çıkan bölgeleri Çelebi Mehmet’in yönetimi altında tekrar hâkimiyet altına alınmaya başlanır. Çelebi Mehmet’in başarılı siyaseti neticesinde bozulmuş olan Anadolu Türk birliğini yeniden sağlanır.

Savaştan önce Osmanlı devletinin elinde bulunan yerler 1402 Timur istilasında elden çıkmış ve nihayetinde Çelebi Sultan Mehmet döneminde H.822/M.1419 yılında Gebze, Pendik, Hereke, Kartal, Darıca Gazi Timurtaşoğlu Umur bey tarafından yeniden fethedilmiştir (Balıkhane Nazırı Ali Bey, 2001: 122; Konyalı, 1951: 591; Darkot, 1967: 830; Arseven, 1989: 41; Pıtcher, 2001: 101; Yüce, 2007: 30; Demir, 2006: 61). Çelebi Mehmet bu ele geçirdiği yerleri Bursa’da

yaptırdığı Yeşil Camii, medrese, türbe ve imarethanesinden müteşekkil olan mamuresine devlet adamlarının tavsiyesi üzerine vakfetmiştir (Uzunçarşılı, 1988: 372; Hoca Sadedin Efendi, 1999: 108; Atsız, 1970: 99).

1419-1420 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından Kocaeli Osmanlı İmparatorluğu’na katılmış ve bu durum 1918 İngiliz işgaline kadar sürmüştür.

(34)

Kocaeli’nin tekrar feth edilmesi bölgedeki Türk hâkimiyetini sağlamlaştırmış ve Fatih zamanında ele geçirilecek olan İstanbul’un fethi için önemli bir merkez olmuştur.

Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethetmesiyle bölgenin önemi daha da artar. Çünkü Kocaeli konumu itibariyle, İstanbul’u Anadolu’ya bağlayan ana yol güzergâhı üzerinde bulunan ve Anadolu’ya dolayısıyla doğuya, Arap ve Acem ülkelerine yapılan seyahatler sırasında da ordunun konakladığı bir merkez olmuştur. Osmanlı döneminde bir ordugâh şehri olarak kullanılan Kocaeli, ordunun doğuya yapacağı seferlerde İstanbul’dan hareketinde ilk konaklama yeri olmuştur. Bulunduğu konum itibariyle özellikle de XVI. yüzyıldan sonra, mimari alanda da kendini gösterir.

Harita 8. 15-16. Yüzyıllarda Anadolu Kervan Yolu (N. Alkan’dan)

Bugün Kocaeli; kara, deniz, demir ve havayollarının birbirleriyle kesiştiği önemli bir kavşak noktasıdır. Özellikle de İstanbul’un fethedilmesi ve başkent yapılmasıyla birlikte Osmanlı yollarının merkezi olmuştur (Çadırcı, 1981: 1359-1365; Halaçoğlu, 1981: 123-132; Bostan, 1993: 63-67; Müderrisoglu, 2002: 920-926; Çetin, 2009: 43-59). Osmanlıların üçlü yol ağı (Miroğlu, 1997: 241-252) ile imparatorluk içindeki bütün yollar başkent İstanbul'a bağlanarak, merkez ile taşra arasındaki resmi iletişim sağlanmıştır. Haberleşmede kullanılan bu yollar özellikle Rumeli'de Osmanlı ilerleme yönünü gösteriyordu. Sağ kol, sol kol ve orta kol olarak sınıflandırılan bu yollardan özellikle Rumeli'deki merkezi kol olarak da bilinen orta

(35)

kol askeri öneminden dolayı, Osmanlı’nın bu yöndeki (İstanbul-Belgrad güzergâhı) seferlerinde ordunun izlediği güzergâh olmuştur. Ayrıca bu yol, menzillerde inşa edilen menzil külliyeleriyle de dikkat çekmektedir (Müderrisoğlu, 2002: 920-925).

Anadolu, Suriye, Mısır, Arabistan, Rumeli ve balkan ülkelerine giden yolların başlangıç yeri de Kocaeli olmuş. Başkent İstanbul’dan Anadolu ve Rumeli’ye sağ, sol ve orta kol olmak üzere üç kol halinde dağılan bir yol sistemi uygulanmıştır (Armağan, 1990: 18-19). Bu yollar birbirlerine tali yollarla bağlanmıştır.

Bugün olduğu gibi Osmanlı devleti zamanında da önemli bir güzergâh üzerinde yer alan Kocaeli, üç önemli ana kola taksim edilmiş olan Anadolu yol ağının başlangıcında, devletin mühim meselelerle ilgili haberleşmesini sağlayan ulakların ve ayrıca hacıların devamlı olarak kullandıkları bir güzergâh üzerinde yer almaktaydı.

Harita 9. 16. Yüzyılda Kocaeli Bölgesi İdari Taksimatı

İdari taksimat açısından 16. yüzyılın ilk çeyreğine H.928 (1522) ait bir Kanunnameye göre, İzmit Sancağı Gebze (Gekbûze-Kaza-i Gegibze); Yalova (Yalakabad), Görele, İznik, İznikmid, Sile, Kandırı, Yoros kazalarından oluşmaktaydı (Çakar, 2002: 272). Bu tarihten sekiz sene sonraya ait muhasebe defterinde Kocaili Sancağı içerisinde İznikmid (İzmit), Kandıra, Şile, Gegivize (Gebze), Yoros, İznik, Yalakabad, Ada kazaları yer alıyordu (Anonim, 1994: 67-71). XVI. yüzyıl ortalarına ait Kanuni dönemine ait başı eksik, mufassal bir tahrir defterinde Kocaeli sancağı içerisinde İzmit, Kandıra, Şile, Gebze, Yoros, İznik, Ada,

(36)

Yalakabad kazaları kayıtlıydı (Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tahrir Defterleri, 436: 512).

Yavuz Sultan Selim (1512-1520) döneminde İzmit Körfezi’nde bir tersane kurulmuştur (Dölen, 1995: 32-38).

Çizim 1. Matrakçı Nasuh’un İzmit Minyatürü

1535 tarihli Matrakçı Nasuh’un minyatüründe kent, kimi kısımlarda duvarları yıkılmış surların içinde betimlenmiştir. Minyatürün sağında görülen, minareli ve yanlarda ikişer kubbesi olan cami, iç Kale içindeki Orhan Camii olmalıdır. Bunun dışında minyatürde tek kubbeli üç cami daha betimlenmiştir. Orhan Camii olması muhtemel caminin solunda bulunan yapının Yukarı Pazar Hamamı olabileceği belirtilmektedir. Minyatürde deniz yoktur. Bu durum, Matrakçı’nın kenti betimlerken yalnızca iç Kale’yi esas aldığını akla getirmektedir. Matrakçı’nın yalnızca iç Kale ve çevresini dikkate alması, bu yıllarda kentin güneydeki düz alana doğru henüz yayılmadığını düşündürtmektedir (Kaya, 2009: 29).

H. 1079 / 1668–1669 tarihli yoklama defterinde İzmit, Şile, Kandıra, Yoros, Yalakabad, Gebze, Ada, İznik kazaları sancağı oluşturan kazalardı (BOA, Tahrir Defterleri, 733: 270).

(37)

Harita 10. 19. Yüzyılda Kocaeli Bölgesi İdari Taksimatı

XIX. yüzyılın son çeyreğinde H.1237/ 1831–1832 tarihinde İzmit, Ada, Yalakabad, Şile, Kandıra, İznik, Gebze kazaları, Kocaeli sancağını oluşturmaktaydı (BOA, Tahrir Defterleri, 893: 13).

1873’te Anadolu Demir Yolunun ilk parçası olan Haydarpaşa-İzmit arasındaki 91km.’lik demir yolunun hizmete girmesiyle Gebze ve çevresinin ulaşım yönünden gelişmesi sağlanmıştır (Selen, 1943: 359). Bu yolun devamı olarak 1890’da Adapazarı, 1892’de Ankara ve Konya bağlantısının hizmete girmesiyle de kent, ulaşım açısından ayrı bir olanak elde etmiştir (Darkot, 1968: 1253; Loyd, 1998: 9).

Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi. Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca'dan dolayı Akçakoca’nın yurdu manâsına gelen ‘Kocaeli’ adı verildi (Kaya, 2009: 17).

20 Kasım 1918 yılında İngilizlerin, 27 Ekim 1920 yılında da Yunanlıların işgaline uğrayan bölge, nitekim 17 Ekim 1922 yılında ise işgalden kurtulmuştur (Darkot, 1968: 1253; Özel, 2005: 50-51; Şahin, 2006: 7).

(38)

Resim 1. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1933 Kocaeli Gezisi

Kocaeli tarihi seyir içerisinde farklı eyaletlere bağlanmıştır. İlk olarak Anadolu Eyaletlerine bağlanan Kocaeli, daha sonra Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti’ne, Hüdavendigar Müşirliği’ne, Kastamonu Eyaleti’ne, 1865’te Hüdavendigar Eyaleti’ne, 1876’da İstanbul Şehremaneti’ne bağlanmıştır. Kocaeli Cumhuriyet döneminde ise il olmuştur (Anonim, 1983: 4998).

1934 yılında İzmit'te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açılırken, bunu 1944’te ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası takip etmiş, SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959’da genişletilmiştir.

1954 yılında Kocaeli ili; İzmit, Gebze, Kandıra, Değirmendere, Karamürsel kazalarından oluşmaktaydı (Darkot, 1967: 831).

(39)

1.3. Araştırmada İzlenen Metod ve Yöntem:

Hazırlamış olduğumuz yüksek lisans tez çalışmasında “Kocaeli Merkezde Bulunan Bizans Dönemi Taş Eserleri”, ele alınarak incelenmiştir. Tezimiz kapsamındaki taş eserler, kendi içerisinde gruplandırılarak incelenmiş ve bu eserler hakkında detaylı bilgilere ulaşılmıştır.

Tezimizin yöntemi, Kocaeli merkezde tespit ettiğimiz mimari plastik eserlerin tarihi süreç içerisinde gelişimi ve buna bağlı olarak kullanıldıkları yerler hakkında ayrıntılı bir inceleme yapılmıştır. Bu mimari plastik eserlerin Bizans dönemi içerisinde kendine özgü bir konumunun olup olmadığı yönünde detaylı bir çalışma gerçekleştirilmiş, ortaya çıkan sorunlara ise çözüm önerisi getirilmeye çalışılmıştır.

Tez içerisinde incelemiş olduğumuz eserler için, gerekli olan fotoğraflar kitaplardan ve internet ortamından taranarak fotoğraflara ulaşılmıştır. Bu eserlerle ilgili çalışma yapan kişilerle irtibata girilerek, gerekli bilgiler saptanmıştır. Ayrıca çeşitli müzelerde envanterli veya envantersiz plastik eserlerin dokümanları ve fotoğrafları tedarik edilerek, hazırlıklara başlanmıştır.

Tezimizde kullandığımız yayınlarla ilgili ayrıntılı bir kütüphane çalışması yapılmıştır. Konya Selçuk Üniversitesi Merkez kütüphanesi, Konya Arkeoloji Bölümü Mansel Kütüphanesi, Konya İl Halk Kütüphanesi, Konya İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi; Eskişehir Anadolu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, Ankara Milli Kütüphane, Ankara Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi ve İstanbul Alman Ensitüsü’nde bulunan kitap ve makaleler taranarak, tespit ettiğimiz yayınlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Ayrıca İnternet ortamında bulunan Jstore ve Archive gibi kitap, makale ve tez arşivlerinden yararlanılmıştır. Yurt içi ve yurt dışı kütüphanelerinden mimari plastik eserler hakkında elde ettiğimiz kitap, makale ve tezler tasnif edilerek, gerekli olan metinlere ulaşılmıştır. Elde ettiğimiz kaynaklar içerisindeki farklı dillerdeki yayınların çevirisi yapılmıştır. Kullanılacak kaynaklar okunarak bilgi fişlerine aktarılmıştır. Bu aşamadan sonra ana hat planı oluşturularak, metin kısmına geçilmiştir. Metin yazımı kısmında Kocaeli merkezde bulunan Bizans dönemi taş eserleri gruplandırılmış ve her biri kendi içerisinde detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

(40)

Tezimizin ana hattı dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; giriş, konunun tanımı sınırları ve önemi, Kocaeli bölgesi tarihi ve coğrafyası, araştırmada uygulana metod ve yöntem, konuyla ilgili yapılan araştırmalar ve Bizans mimarisinde mimari plastik eserlerden söz edilmektedir. Bu başlık altında genel olarak incelenen Bizans mimari plastiği hakkında kısa bir bilgi sunulmuştur.

Tezimizin ikinci bölümünde yer alan Kocaeli taş eserler katalogunda; taşıyıcı (strüktür) parçalar, litürjik parçalar, levhalar ve diğer mimari taş eserler başlığı altında incelenmiştir. Tespit ettiğimiz eserler, işlevsel olarak tanımlanarak, kendi içinde ve benzer örneklere göre, malzeme-teknik, motif, üslup ve kompozisyonlarına göre incelenmiş, Geç Roma ve Bizans dönemine ait benzer örneklere dayanılarak, tarihlendirme yapılmıştır. Katalogda yer alan eser sayısı toplamı 127’dir.

Taşıyıcı (strüktür) parçalar; sütun kaidesi, postamentli sütun kaidesi, sütun, sütun başlığı, söve olmak üzere 6 farklı türde mimari işlevli eser bulunmaktadır. Bu eserler, 8 adet sütun kaidesi, 4 adet Postamentli sütun kaidesi 8 adet sütun, 41 adet sütun başlığı 1 adet lento ve 1 adet söveden oluşmaktadır. Taşıyıcı (strüktür) parçalar içerisinde sütun başlığı türünün yoğun olduğu görülmektedir. Litürjik eserler; ambon, templon, altar, vaftiz teknesi, mezar steli olmak üzere 5 farklı türde eser yer almaktadır. Bu eserler, 2 adet ambon, 15 adet templon, 3 adet altar, 6 adet vaftiz teknesi ve 3 adet mezar stelidir. Litürjik parçalar içerisinde en yoğun grup, templon’a ait parçalardır. Levhalar; 1 eser türünde değerlendirilmiştir. Bu başlık altında 20 adet levha incelenmiştir. Diğer mimari taş eserler; 5 farklı türdeki eseri içermektedir. Bu eserler, 2 adet lahit levhası, 1 adet çörten, 1 adet konsol ve 8 adet havan, depolama ve biriktirme teknesidir. Diğer mimari taş eserler içerisinde en yoğun tür, havan, depolama ve biriktirme tekneleridir.

İşlevi tanımlanamayan taş eserler; kısmında toplam 1 adet mimari parça ele alınıştır. Bizans mimarisi içerisinde kullanım alanı yaygın olan taş eserler, Bizans döneminde var olan yapılardan günümüze ulaşmıştır. Bu gibi yapılarda kullanılan mimari parçanın nerde ve nasıl kullanıldığı hakkında kesinlik olmamasından dolayı, bu grup içerisindeki eserin işlevi tanımlanamamıştır.

Katalogumuzun üçüncü bölümünde bulunan değerlendirme, dördüncü bölümde ise sonuç kısmı yer almaktadır. Tezimiz kapsamında tespit ettiğimiz eserler, işlevsel olarak tanımlanarak, kendi içinde ve benzer örneklere göre, malzeme-teknik,

(41)

motif, üslup ve kompozisyonlarına göre incelenmiş, Geç Roma ve Bizans dönemine ait benzer örneklerle karşılaştırılmış ve tarihlendirme yapılmıştır. Kocaeli merkezde yer alan mimari parçaların Bizans dönemindeki önemi vurgulanmıştır.

Çalışmamızın son kısmı ise konuyla ilgili olarak yararlanılan kaynakça bölümüyle sonlandırılmıştır. Kaynakça bölümünde verilen yayınlar, alfabetik sırayla verilmiştir. Bu bölümden sonra konumuzla ilgili olarak çizim ve resimler eklenmiştir.

(42)

1.4. Konuyla İlgili Yapılan Araştırmalar:

Kocaeli ve çevresi ile ilgili bilinen ilk çalışma arkeolog Clemens Bosch 1937, aittir. Bosch, çalışmasında eski zamanlardan beri bir yerleşim merkezi olan İzmit’in, antik çağdan Osmanlı dönemine kadarki tarihi üzerinde durmaktadır. İlkçağ tarihi üzerinde ayrıntılı bilgi veren Bosch, kaynak olarak sikkeleri kullanarak İzmit’in kuruluş tarihini tespit etmiştir.

Kocaeli ve çevresi ile ilgili bir diğer çalışma Rıfat Yüce 1945, aittir. Eserde İzmit’in kuruluşundan 1945 yılına kadarki süre içerisinde İzmit tarihi tanıtılmıştır. Milli Mücadele döneminde, İzmit’te yapılan faaliyetlere geniş yer ayırmıştır. Cumhuriyet döneminde Kocaeli’nin kazaları ve iktisadi yapısı hakkında istatistiklerle zenginleştirilmiş önemli bilgiler yer almaktadır.

İzmit’e dair eski çalışmalardan bir diğeri de arkeolog Nezih Fıratlı 1959, tarafından yapılmıştır. “İzmit Tarihi ve Eski Eserler Rehberi” isimli eserinde, Bitinya bölgesi dâhilinde bulunan İzmit’in İlkçağ tarihine geniş yer verilerek, Selçuklu ve Osmanlı dönemi İzmit tarihi tanıtılmıştır. İzmit şehrinin Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserleri genel hatları ile tanıtılmıştır. Kitaptaki bu bilgiler C. Bosch’un “İzmit Şehrinin Muhtasar Tarihi” adlı eserine dayanmaktadır.

Avni Öztüre 1969, tarafından hazırlanan “Resim-Fotoğraf-Belgelerle Nikomedia İzmit Tarihi” eseri İlkçağdan başlayarak, Kurtuluş Savaşına kadar İzmit tarihini tanıtır. Eserde, İzmit’te tarih boyunca hükümranlık süren devletlerin kronolojisine bağlı kalınarak kral, imparator, bey ve padişah dönemlerinde İzmit değerlendirilmiştir. Öztüre, kendi koleksiyonunda bulunan Fotoğraf, resim ve belgelerle eseri görsel açıdan da zenginleştirmiştir. Yazar eserinde Kocaeli ve çevresinde bulunan mimari yapılarla beraber diğer mimari plastik eserler ve sikkeleri de ele almıştır.

Matrakçı Nasuh 1976, Kanuni Sultan Süleyman’ın Irakeyn seferine katmış ve bu sefer güzergâhı üzerinde bulunan İzmit’in de bir minyatürünü yapmıştır.

Abdurrahman Hibrî 1975, 1041/1632 yılında gerçekleştirdiği hac yolculuğu esnasında Edirne’den başlayarak, Hicaz’a kadar gidiş ve dönüşteki yol güzergâhı ve uğranılan yerler (Edirne-İstanbul-Şam-Mekke) hakkında bilgiler verir. Yolculuk sırasında yolda gördüğü ve yaşadığı olayları, kutsal topraklara ait hatıralarını, haccın

(43)

menasikini ve menziller hakkındaki izlenimlerini Menâsik-i Mesâlik isimli eserinde bizlere aktarmaktadır.

P. Tuğlacı 1985, yılında İstanbul’da basılan “Osmanlı Şehirleri” isimli kitabı, Osmanlı Devleti’nin hâkimiyet kurduğu şehirleri ele alan ilk önemli çalışmadır. Yazar eserinde bir zamanlar Osmanlı Devleti yönetimi altında bulunan şehirlerin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamlarını ayrıntılı olarak incelemiş, bu bilgileri resimler ve haritalarla da desteklemiştir. Konumuzu oluşturan Kocaeli bölümünde ise, ilk olarak şehrin eski isimleri verildikten sonra bölgenin kısa bir tarihçesinden bahsedilmiştir. Şehirde bulunan Pertev Paşa Külliyesi başta olmak üzere camiler, türbeler, medreseler, kervansaray, hamamlar, çeşmeler gibi dini, sosyal ve ticari yapıları ele alınarak, yapanı ve yaptıranı hakkında kısa bilgiler verilmeye çalışılmıştır.

M. Önder 1995, Ankara radyosunda yaptığı “Şehirden Şehire” isimli sohbet programlarını bir araya toplayarak 1995 yılında kitap haline getirmiştir. Yazar eserinde Anadolu’dan, Anadolu şehirlerinin adlarından, efsanelerinden, fetih destanlarından bahsetmekle beraber ayrıca, Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Antakya’ya ve Trakya’sıyla doğusu ve güneyi ile 79 vilayetimizi ele alarak incelemiştir. Önder, İzmit (Kocaeli) başlığı altında bölgenin kısa tarihçesi hakkında bilgi verir. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde İzmit Kale’sinin nasıl fethedildiğini yazmıştır.

M. Atalar 1993, tarafından makale olarak yayınlanan “Hac Yolu Güzergâhı ve Masrafı (Kara Yolu 1253/1837)” çalışmada Başbakanlık Arşivi’nde bulunan ve Surre Emini tarafından hac yolculuğu sırasında, gidiş ve dönüşteki yolculuk masraflarını kaleme almıştır. Surre-i Hümâyûn Alayının M.1253/H.1837 yılına ait İstanbul’dan Mekke'ye gidiş, dönüş ve yolculuk masraflarının yer aldığı bu defterde, ayrıca hac yolu güzergâhı hakkında bilgiler de bulunmaktadır. Kartal'dan hareket eden Surre Alayı, Şam'a kadar at, katır veya merkeplerle giderler, Şam'da ise deveye binerlerdi.

Orgeneral H. Bayar 2002, “Bir Zamanlar İzmit” başlığı ile kaleme aldığı eserinde, İzmit’in genel görünümü ve mimari yapısından bahsederek, İzmitlilerin yaşamı, mahallesi, sokağı ve komşuluk ilişkileri anlatılmaktadır. Kendi anılarıyla birlikte 1930-40’lı yılların İzmit’ini anlatan Bayar, İzmit’in çarşısı, mahalleleri,

(44)

kazalarından bahsederek o dönemin kültürü, halkın yaşam tarzı ve bugün var olmayan eserler hakkında bilgiler vermektedir.

Ogler Ghislain De Busbecg’in 2002, yılında Recep Kibar tarafından Türkçeye çevrilen eserinde seyyah bölgeye uğramış ve bölgede bazı surlarda sütun kaideleri ve parçaları gördüğünü eserinde anlatmıştır.

M. Sarıoğlu 2003, tarafından hazırlanmıştır “Bütün Yönleriyle (Seçilmiş) Kocaeli-İzmit Bibliyografyası (1932-2002)” isimli eserde bölge ile ilgili yayınların bir araya getirildiği bir bibliyografya çalışmasıdır.

M. Fatih Müderrisoğlu, 1993, yılında hazırlamış olduğu “Osmanlı İmparatorluğunda 16. Yüzyılda İnşa Edilen Menzil Külliyeleri” isimli doktora tezinde, dönemin sosyo-ekonomik ve siyasal yapısıyla, bu şartların mimariye olan uzantılarını bir bütün olarak ele alan çalışmasında menzil külliyelerini ayrıntılı olarak incelemiştir. Bu çalışmada başkent İstanbul başlangıç noktası kabul edilerek, Rumeli ve Anadolu’ya sağ, sol ve orta kol olmak üzere 3 yol şebekesi mevcut olduğunu ve bölgede yer alan Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve Pertev Paşa Külliyesini Anadolu sağ kol üzerinde inceleyerek, İstanbul Üsküdar, Gebze, İzmit, Yenişehir, Bozöyük- Eskişehir, Ilgın-Karapınar, Payas- Belen, Hicaz güzergâhındaki külliyeleri ayrıntılı bir şekilde ele almıştır.

18. yüzyılın üçüncü çeyreğinde Fransa Krallığı tarafından İzmir Konsolosluğu’na görevlendirilen Charles de Peyssonel 1745, yılında İstanbul’dan hareketle İzmit ve İznik çevresine yapmış olduğu gezideki izlenimlerini topladığı eseri, 2004 yılında Yavuz Ulugün tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

Ahmet Nezih Galitekin 2006, tarafından kaleme alınan ve 2006 yılında “Kocaeli Su Medeniyeti Tarihinden Birkaç Damla” ismiyle yayınlanan çalışmasında Antikçağda ve Osmanlı Dönemindeki su tesisleri hakkında bilgiler vermiştir. Eserde Kocaeli ve ilçelerindeki çeşme ve şadırvanlar da tanıtılmıştır.

A.Ç.Ross’un 2007, yılında basılan eserinde bölgenin tarihçesi, kentin gelişimi, bölgede yapılan kazı ve yüzey araştırmaları ile mimari anıtlar hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir.

F. Yavuz Ulugün 2008, yılında yayınlanan çalışması, başta Kocaeli ve çevresi olmak üzere bölgeye gelen seyyahların, bilim adamlarının ve araştırmacıların eserlerinin incelenmesi, yazarın bölge hakkındaki izlenimlerinin, notlarını bir araya

(45)

getirilmesiyle meydana getirilmiştir. Kitapta, bölgeye en erken gelen gezginlerden olan Skylax (İ.Ö.6. yüzyılda) ve sonrasında Strabon’dan (İ.S.18–19. yüzyılda), 21.yüzyılda John Freely’e kadar olan dönemdeki seyyahların eserlerinden faydalanılarak, yerli ve yabancı araştırmacıların bölgenin tarihi seyir içerisindeki durumlarını toplu bir şekilde değinilmiştir. Bu eser son derece önemli ve bir o kadar da gerekli bir çalışmadır. Özellikle son yıllarda yapılmaya başlanan ve Türkiye’deki birçok şehrimizin ilk çağlardan günümüze kadarki süreç içerisinde geçirdiği gelişim, değişim ve başkalaşımları rahatlıkla görebilmekteyiz.

F. Yavuz Ulugün 2010, yılında yayınladığı eserinde kentin Bizans, Selçuklu ve haçlılar dönemindeki durumu hakkında bilgiler verip, kentteki mimari anıtlar ve plastikler eserlerden kısaca bahsetmiştir.

Bizans Dönemi Taş Eserleri ile ilgili önemli çalışmalar 19. yüzyılın sonlarında başlamıştır. İlk Bizans mimari plastikleri yani taş eserleriyle ilgili olarak kapsamlı araştırmaları yabancı araştırmacılar tarafından yayınlanmıştır.

Bizans plastik sanatları hakkında çok geniş çaplı araştırmalar yapılmamıştır. İlk defa plastik sanatlarla ilgili C. Bayet 1879, “Recherches Pour Servir à L'histoire De La Peinture et De La Sculpture” adlı eserinde plastik sanatların gelişimi anlatmıştır. Fakat yaptığı bu çalışma diğer araştırmacılar tarafından yeterli bulunmamıştır. Bir diğer araştırmacı L. Brehier’in mimari plastik sanatlar üzerine yaptığı küçük ölçekli çalışmayı hazırlamıştır.

İstanbul’u araştırmalarının başında tutan diğer bilim adamı ise G. Mendel 1908- 1914, “Catologue Musée des Sculptures Grecgues, Romaines et Byzantines du Musée de Brousse” “Catologue des Sculptures Grecgues, Romaines et Byzantines du Musée Impériaux Ottomans” adlı üç ciltlik kitabında, Osmanlı İmparatorluğu, Yunanistan ve Bizans Dönemleri ayrı ayrı ele alınarak yapılar ve yapılara ait olan mimari parçalar ayrıntılı olarak bilim dünyasına tanıtılmıştır.

R. Delbruck 1932, “Antike Porphyrwerke”, adlı yayınında porfir taşından yapılmış mimari taş eserleri inceleyerek tanıtmıştır.

Sütun başlıkları ile ilgili kapsamlı araştırmalar yapılmış ve bu konuda birçok bilim adamı tarafından oldukça iddialı sonuçlar ortaya çıkarılmıştır. Üslup ve stil kritiği yapılan sütun başlıkları diğer mimari öğelere göre daha fazla incelenmiştir.

(46)

R. Kautzsch 1939, “Kapitellstudien” adlı kitabında İstanbul ve Batı Akdeniz havzası içerisindeki mimari ve mimariye ait parçaları tespit ederek tanıtmıştır. W. V. Alten 1938, “Geshichte Des Altchristlichen Kapitells” adlı çalışmasıyla, sütun başlıkları ile ilgili kapsamlı çalışmasını anlatmıştır.

N. Fıratlı 1955, “A Short Guide to The Byzantine Works of Art in The Archaeological Museum of İstanbul”, adlı yayınında İstanbul arkeoloji müzesinde yer alan Bizans Dönemine ait mimari taş eserleri yayınlamıştır. F. W. Deichmann 1956, “Studien zur Architectur Konstansinopels” adlı makalesiyle, İstanbul’da bulunan yapılar ve bu yapılardaki taş eserleri saptamıştır.

Özellikle ikinci dünya savaşından sonra birçok bilim adamı kendisini Bizans mimari plastiğine adayarak bununla ilgili yayınlar hazırlamış ve kendilerinden sonra gelecek araştırmalara öncülük etmişlerdir. İstanbul bu metropol’ün başında gelmekteydi. Mimari plastik çalışmaları, yabancı araştırmacılar tarafından el değmemiş olarak görülen İstanbul, ilk verilerin toplandığı sahaydı. Daha önce Bizans sanatıyla ilgili büyük çaplı bir araştırma yapılmadığından dolayı bu yabancı araştırmacılar için bulunmamış bir fırsat olarak görülmüştü.

A. Grabar 1963, “Sculptures byzantines de Constantinople (IVe-Xe siècle), adlı eserinde İstanbul içerisindeki Bizans Dönemine ait yapıları ve kullanılan taş eserleri anlatmıştır. A. Grabar 1976, “Sculptures byzantines du moyen âge (XIe-XIVe siècle)”, adlı hazırladığı kitabında İstanbul ve Bursa çevresini ele almış ve buradaki Bizans Dönemi taş eserleri belgelemiştir. Bu konuda ilk öncülerden biri olmuştur.

R. Harrison 1986, “Excavations at Saraçhane in İstanbul” adlı kitabında İstanbul Saraçhane’de 1960’da başladığı kurtarma kazı çalışmalarının anlatıldığı raporlar iki cilt halinde hazırlanmıştır. Osmanlı ve Bizans Dönemini kapsayan bu inceleme 1973- 1980 yılları arası metin haline getirilmiştir.

J. J. Herrmann 1988, “The Late Antique İonic Capital in Rome,” adlı çalışmasıyla sütun başlıkları hakkında ayrıntılı incelemelerde bulunmuşlardır.

V. Vemi 1989, “Les Chapiteaux İoniques â İmposte de Gréce â L’époque Paléochrétienne,” adlı yapıtıyla yunanistan’daki yapılardaki bulunan Bizans Dönemi iyon- impost karışımı sütun başlıklarını ele almıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

üslubu, soyutlama ve mistik anlatım gibi Sasani sanatı öğeleri Bizans sanatı içinde özümlenmiştir.... BİZANS

İşletmecisi, Sayın Lütfü Oflaz derneğimizin faal üyesidir ve bizleri en iyi şekilde ağırlamaya hazırdır. Biz “ Kültür-Sanat, Etkinlikler ve Halkla

Son nefesini, ciğerlerini delik deşik eden bir mektebin ha­ vası içinde teslim etmek istiyen bu hocanın ruhiyle, basit bir li­ sanla sadece «Bir öğretmen

6218d 8\JDUOÕNODU DQWLN oD÷ODUGDQ EX \DQD NOWUOHULQL YH \DúDP WDU]ODUÕQÕ oHúLWOL VDQDWVDO GLOOHUOH LIDGH HWPH\H oDOÕúPÕú EX GD UHVLP KH\NHO HGHEL\DW GXYDU UHVPL VHUDPLN

 Prediction of 3rd molar (M3) prognosis in position and eruption are import ant clinical issues because dentists often had difficulties in making decision s as to whether mandibular

A total of 207 Wild birds (31 species) were brought by cit- izens to Wildlife Rehabilitation Clinic at the Veterinary Faculty of Istanbul University.. Birds species were re-

Yöntem olarak tercih edilen Johansen eşbütünleşme test sonuçlarına göre, doğrudan yabancı yatırımlar ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemde bir

11 Gülhane Parkı Sarnıcı, Hagios Georgios Manastırı Alt Yapısı, Manganlar Sa- rayı Alt Yapısı, Hagios Georgios Manastırı Avlusundaki Sarnıç, Eski Gülhane