• Sonuç bulunamadı

Teknolojinin yenilik stratejileri üzerine etkisinin işletme performansı çerçevesinde analizi ve örnek uygulama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Teknolojinin yenilik stratejileri üzerine etkisinin işletme performansı çerçevesinde analizi ve örnek uygulama"

Copied!
188
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞ

LETME ANABİLİM DALI

ÜRETİM YÖNETİMİ VE PAZARLAMA BİLİM DALI

TEKNOLOJİNİN YENİLİK STRATEJİLERİ ÜZERİNE

ETKİSİNİN İŞLETME PERFORMANSI

ÇERÇEVESİNDE ANALİZİ VE ÖRNEK UYGULAMA

Sefa TERZİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Mehmet YILDIZ

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Alanı Yüksek Lisans Programı dahilinde hazırlanan bu yüksek lisans tezi çalışmasında Teknolojinin Yenilik Stratejisine Etkisinin İşletme Performansı Çerçevesinde Analizi, Elektrik Elektronik Sektöründeki firmaları kapsayan bir araştırma ile değerlendirilmiştir.

Bu çalışmanın hazırlanması sırasında desteklerini esirgemeyen aileme ve arkadaşlarıma teşekkür ederim.

(5)

ÖZET

Rekabetin her geçen gün daha da arttığı günümüz iş dünyasında teknolojiye ve yeniliğe büyük önem verilmesiyle işletmeler, kalıcı ve sürdürülebilir kârlı bir büyümeyi sağlarlar. Yenilik, firmaların sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmesinde önemli bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Bu yoğun rekabet ortamında teknolojiyi üreten, geliştiren, teknolojiye hakim olan ve yenilikler üzerine yoğunlaşan işletmeler dünyaya istedikleri şekilde yön verebilmektedirler. Bu çalışmada, teknoloji, yenilik ve yenilik stratejileri sanayi işletmeleri çerçevesinde incelenmiş ve işletmeler açısından önemi açıklanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Teknoloji, teknolojik gelişmeler, yenilik, yenilik çeşitleri, yenilik stratejileri.

(6)

ABSTRACT

In the recent business world that increasing competition day by day, companies provide permanent and sustainable profitable growth by given a great importance to technology and innovation. Innovation loomlarge as an important element at companies to get sustainable competitive advantage. At this intensified competition, companies, produce developing and mastering the major innovative technologies lead the world. In this study, technology, innovation and innovation strategies are analyzed in the context of industrial companies and explained the importance of the business.

Key Words: Technology, technological developments, innovation, kinds of innovation, innovation strategies.

(7)

İÇİNDEKİLER

Önsöz ...i

Özet/ ... ii

Abstract ... iii

İçindekiler ...iv

Simgeler ve Kısaltmalar ... vii

Tablolar Listesi ... viii

Şekiller Listesi ... x

Giriş ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM - KAVRAMSAL ÇERÇEVEDE TEKNOLOJİ ... 3

1.1. Teknoloji Kavramı, Tanımı ve Önemi ... 3

1.1.1.Teknolojinin Sınıflandırılması ... 5

1.1.2. Teknolojinin Tarihsel Gelişimi ... 6

1.1.3. Teknolojik Gelişmeler ... 8

1.2. Teknoloji Yönetimi ... 11

İKİNCİ BÖLÜM - YENİLİK VE YENİLİK STRATEJİLERİ ... 17

2.1. Yenilik Kavramının Tanımlanması ve Önemi ... 17

2.1.1. Yenilik ... 17

2.2. Yenilik İle İlişkili Kavramların Tanımlanması ... 21

2.2.1. Teknoloji ve Yenilik ... 23

2.2.2. Yaratıcılık ve Yenilik ... 24

2.2.3. Değişim ve Yenilik ... 27

2.2.4. Buluş ve Yenilik ... 27

2.2.5. İcat ve Yenilik ... 28

2.2.6. Araştırma Geliştirme ve Yenilik ... 29

2.3. Yenilik Kaynakları ... 31

2.3.1. Beklenmeyen Oluşumların Kaynağı ... 32

2.3.2. Pazarların ve Tüketicilerin Kaynağı ... 33

2.3.3. Uyumsuzluk Kaynağı ... 34

2.3.4. Süreçlerin Gerekliliği Kaynağı ... 35

2.3.5. Endüstri ve Pazar Yapısındaki Değişmelerin Kaynağı ... 36

2.3.6. Demografik Yapının Kaynağı ... 37

2.3.7. Algılamadaki Değişikliklerin Kaynağı ... 38

2.3.8. Yeni Bilgi Kaynağı ... 39

2.4. Yenilik Türleri ... 39 2.4.1. Ürün Yeniliği ... 41 2.4.2. Süreç Yeniliği ... 45 2.4.3. Radikal Yenilikler ... 48 2.4.4. Kademeli Yenilikler ... 50 2.4.5. Teknolojik Yenilikler ... 51

2.4.6. İşletmelere Yönelik Yenilik Türleri ... 53

2.4.6.1. Sektör Oluşturan Yenilikler ... 53

2.4.6.2. Performans Geliştiren Yenilikler ... 54

2.4.6.3. Teknolojik Reorganizasyon Yenilikleri ... 56

(8)

2.4.6.5. Tasarım Yeniliği ... 58

2.4.6.6. Yeniden Formüle Etme Yeniliği ... 59

2.4.6.7. Hizmet Yeniliği ... 60

2.5. Yenilik Yönetimi ... 61

2.6. Yenilik Süreci ... 65

2.6.1. İhtiyacın Belirlenmesi ve Fikirlerin Toplanması Aşaması... 69

2.6.2. Başlama Aşaması ... 70

2.6.3. Yürütme Aşaması ... 71

2.7. İşletmeler Açısından Yeniliğin Önemi ... 73

2.8. Yenilik Stratejileri ... 76

2.8.1. Saldırgan Yenilik Stratejisi ... 82

2.8.2. Savunmacı Yenilik Stratejisi ... 85

2.8.3. Taklitçi Yenilik Stratejisi ... 86

2.8.4. Bağımlı Yenilik Stratejisi ... 88

2.8.5. Geleneksel Yenilik Stratejisi ... 89

2.8.6. Fırsatları İzlemeye Yönelik Yenilik Stratejisi ... 90

2.8.7. Elde Etme Yenilik Stratejisi ... 91

2.9. Teknoloji Ve Yenilik Arasındaki Fonksiyonel Bağlılık ... 92

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - İŞLETME PERFORMANSI ... 95 3.1. Performans Kavramı ... 95 3.2. Performans Boyutları... 96 3.2.1. Etkinlik Boyutu ... 96 3.2.2. Verimlilik Boyutu ... 98 3.2.3. Kalite Boyutu ... 100

3.2.4. Karlılık/ Bütçeye Uygunluk Boyutu ... 100

3.3. Performansın Ölçülmesi ... 102

3.4. Performans Ölçümünün Yararları ... 106

3.5. Performans Yönetimi... 108

3.6. Performans Değerlendirme ... 110

4. BÖLÜM - ÖRNEK UYGULAMA ... 113

4.1. Elektrik Elektronik Sektörüne Genel Bakış ... 113

4.2. Türkiye’de Elektrik Elektronik Sektörünün Gelişim Süreci ... 115

4.3. Uygulama ... 119

4.3.1. Araştırmanın Amacı ve Hipotezleri ... 119

4.3.1.1. Araştırmanın Amacı ... 119

4.3.1.2. Araştırmanın Hipotezleri ... 120

4.3.2. Araştırmanın Yöntemi ... 121

4.3.2.1. Araştırmaya Dahil Edilen İşletmelerin Seçilmesi ... 122

4.3.2.2. Anket Formunun Hazırlanması ... 122

4.3.2.3. Verilerin Kodlanması, Düzenlenmesi ve Analizi ... 123

4.3.3. Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi ... 123

4.3.3.1. Araştırmada Yer Alan İşletmeler Hakkında Genel Bilgiler ... 124

4.3.3.2. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme Düzeylerine İlişkin Bilgiler ... 128 4.3.3.3. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Stratejilerine

(9)

İlişkin Bilgiler ... 132

4.3.3.4.Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Performans Düzeyleri ... 142

4.3.3.5. Araştırma Bulgularının Genel Değerlendirilmesi ... 145

Sonuç ... 150

Kaynakça ... 153

(10)

SİMGELER VE KISALTMALAR

SİMGELER KISATMALAR

AR-GE : Araştırma Geliştirme ABD : Amerika Birleşik Devletleri DPT : Devlet Planlama Teşkilatı

GATT : General Agreement on Tariffs and Trade GSYİH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

IMF : International Monetary Fund

KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler

OECD : Organization For Economic Co-operation and Development SPSS : Statistical Package for Social Sciences

TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

TÜSİAD : Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği URAK : Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu WEF : World Economic Form

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No

Tablo-2.1. Yenilik Türleri ... 40

Tablo-4.1. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Faaliyet Alanları ... 124

Tablo-4.2. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Hitap Ettikleri Tüketiciler ... 125

Tablo-4.3. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Hitap Ettiği Pazarlar ... 126

Tablo-4.4. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Üretim Şekilleri ... 127

Tablo-4.5. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Yapmak İçin bir Ar-Ge Birimine Sahip Olma Durumları ... 128

Tablo-4.6. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Ar-Ge Biriminde Yürütülen Faaliyetlere İlişkin Sınıflandırmaları ... 129

Tablo-4.7. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Teknoloji Geliştirme Durumları ... 130

Tablo-4.8. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Teknoloji Geliştirme Düzeyleri ... 131

Tablo-4.9. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Son 5 Yılda Yaptıkları Yeniliklere İlişkin Sınıflandırmaları ... 133

Tablo-4.10. İşletmelerin Hitap Ettikleri Tüketicilere Göre Yenilik Yapma Düzeyleri .. 134

Tablo-4.11. İşletmelerin Faaliyette Bulunduğu Pazara Göre Yenilik Yapma Düzeyleri ... 135

Tablo-4.12. İşletmelerin Üretim Şekillerine Göre Yenilik Yapma Düzeyleri ... 135

Tablo-4.13. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Ürettikleri Ürünlerin Yenilik Durumları ... 136

Tablo-4.14. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Yapma Durumları ... 137

Tablo-4.15. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Faaliyetleri Sınıflandırması ... 138

Tablo-4.16. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Yapma Nedenleri ... 139

Tablo-4.17. İşletmelerin Yenilik Yapma Nedenlerine İlişkin Hipotez Test Sonuçları ... 140

Tablo-4.18. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Stratejilerini İzleme Durumları ... 140

Tablo-4.19. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Stratejilerini İzledikleri Yenilik Stratejileri İçin Benimsedikleri Planlama Dönemleri ... 141

(12)

Tablo-4.20. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Performans Kriterleri Ölçüm

Durumları ... 142 Tablo-4.21. Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Performans Düzeyleri ... 143 Tablo-4.22. İşletmelerin Faaliyette Bulundukları Pazarlara Göre Genel İşletme

Performansı ... 144 Tablo-4.23. İşletmelerin Üretim Şekillerine Göre Genel İşletme Performansı ... 145 Tablo-4.24. İşletmelerin Üretim Şekillerine Göre Genel İşletme Performansı ... 147

(13)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa No

Şekil-1.1 Teknolojinin Genel Boyutlarına Göre Sınıflandırılması ... 6

Şekil-1.2 Teknolojinin Organizasyona Adaptasyonu ... 14

Şekil-2.2 Risk Getiri Düzeyine Göre Ürün Yeniliği Sınıflaması ... 44

Şekil-2.3 İşletmelerin Oluşturabilecekleri Temel Süreç Modeli ... 47

Şekil-2.4 Radikal Yenilik Modeli ... 49

Şekil-2.5 Yenilik Süreci ... 68

Şekil-2.6 Başarılı ve Büyüyen İşletme İle Sonuçlanan Destek Döngüsü ... 75

Şekil-2.7 İşletmenin Yenilik Stratejisi ... 81

Şekil-3.1 Performans Ölçüm Aşamaları ... 104

Şekil-4.1 Araştırmada Uygulanan Yöntem ... 121

Şekil-4.2 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Faaliyet Alanları ... 124

Şekil-4.3 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Hitap Ettikleri Tüketiciler ... 126

Şekil-4.4 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Hitap Ettiği Pazarlar ... 127

Şekil-4.5 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Üretim Şekilleri ... 128

Şekil-4.6 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Yapmak İçin bir Ar-Ge Birimine Sahip Olma Durumları ... 129

Şekil-4.7 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Ar-Ge Biriminde Yürütülen Faaliyetlere İlişkin Sınıflandırmaları ... 130

Şekil-4.8 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Teknoloji Geliştirme Durumları ... 131

Şekil-4.9 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Teknoloji Geliştirme Düzeyleri ... 132

Şekil-4.10 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Son 5 Yılda Yaptıkları Yeniliklere İlişkin Sınıflandırmaları ... 133

Şekil-4.11 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Ürettikleri Ürünlerin Yenilik Durumları ... 136

Şekil-4.12 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Yapma Durumları ... 137

Şekil-4.13 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Faaliyetleri Sınıflandırması ... 138

Şekil-4.14 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Stratejilerini İzleme Durumları 141 Şekil-4.15 Araştırmada Yer Alan İşletmelerin Yenilik Stratejilerini İzledikleri Yenilik Stratejileri İçin Benimsedikleri Planlama Dönemleri ... 142

(14)

GİRİŞ

Son yıllarda dünya, yeni teknolojilerin gelişim hızı, yeni pazarların ortaya çıkması ve mevcut endüstrilere yeni işletmelerin katılım hızında bir değişime şahitlik etmektedir. Değişen şartlar altında işletmeler rekabetçi olabilmek ve küresel pazarların isteklerini karşılayabilmek için çeşitli yollar aramaktadır. Bu rekabette avantaj elde edebilen işletmelerin, yenilikçi işletmeler oldukları gözükmektedir.

İşletmeler, serbest rekabet piyasalarında ayakta kalabilmek için sürekli olarak kendilerini geliştirmek zorundadırlar. Bu nedenle işletmeler teknoloji araştırmalarını artırmakta ve yenilikçiliğe yoğunlaşmaktadırlar ve yenilik, şirketler arasında sürüp gitmekte olan ticaretin bir parçası haline gelmektedir. Ürün yaşam süresinin gittikçe kısaldığı bir dünyada işletmelerin ürünlerinin daha iyi uyarlamalarla sık sık değiştirmesi gittikçe önemli hale gelmiştir. Aynı zamanda sadece bu yeni ürünleri tanıtmak değil, bunları rakiplerden daha hızlı bir şekilde pazara sunmak da işletmeler için artan bir baskıdır. Bu nedenle işletmeler gelişen teknolojiyi de dikkate alarak uygulayacakları yenilik stratejisini belirlemeli ve o doğrultuda hareket etmelilerdir.

İşletmelerin uyguladıkları yenilik stratejileri, bulundukları çevrenin özellikleri, örgüt içindeki liderlik biçimi, müşteri memnuniyeti ve beklentilerini karşılaması ile mümkündür.

Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde teknoloji kavramı, teknolojinin tarihsel gelişimi, teknolojinin geliştirilmesi ve teknoloji yönetimi konuları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise, yenilik kavramı, yeniliğin türleri, işletmeler açısından yeniliğin önemi, yenilik yönetimi ve yenilik stratejileri üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde ise, işletme performansı kavramı, performans ölçülmesi, yönetimi ve değerlendirilmesi üzerinde durulmuştur.

(15)

Son bölüm ise çalışmanın araştırma bölümünü oluşturmaktadır. Elektrik elektronik sektöründeki firmaların teknoloji, yenilik yapma, yenilik stratejileri uygulama ve işletme performans durumları incelenmiştir.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. KAVRAMSAL ÇERÇEVEDE TEKNOLOJİ

1.1. Teknoloji Kavramı, Tanımı ve Önemi

Teknoloji kelimesi köken olarak sanat ya da hüner anlamına gelen Yunanca “techne” kelimesinin, bilim ya da çalışma anlamına gelen “logia” kelimesi ile birleşmesinden meydana gelmiştir. Değişen süreç, bilgi ya da metotları ifade etmek amacıyla kullanılan kavram, sayılan boyutların ağırlığına göre farklılık gösterebilmektedir. İnsanların üretim faaliyetlerinde bulunurken kullandığı yol ve yöntemlere teknoloji denmektedir (Aydoğan ve Semiz, 2008: 116). Teknoloji kavramı, tarihsel süreç içerisinde önemli gelişmeler göstererek günümüzdeki kapsam ve tanımına erişmiştir (Tekin, Güleş ve Öğüt, 2006: 77). Toplum ve organizasyonlar yönünden çok farklı şekillerde tanımlamaları yapılan teknoloji kelimesinin, mevcut bilgilerin değerlendirilmesi amacıyla kullanılan araçların yanı sıra süreçleri de içine alan geniş bir kavram olma özelliği bulunmaktadır (Aydoğan ve Semiz, 2008: 116). Teknoloji kavramı uzmanların bakış açısına göre farklı şekillerde tanımlanmaktadır.

Teknoloji, yaşadığımız çevreyi denetlemeye ve değiştirmeye yarayan bilgidir (Gürak, 2008: 4). Teknoloji, üretim faaliyetlerinde bulunurken, insanların kullandığı yol ve yöntemler ya da insanın çevresini değiştirmek için sahip olduğu ve kullandığı tekniklerin tümüdür (Gökçek, 2007: 15). Teknolojinin bir başka tanımı ise, araştırma, geliştirme, üretim, pazarlama, satış ve satış sonrası hizmeti kapsayan bir sanayi sürecinin, etkin ve verimli bir şekilde geliştirilmesi için kullanılabilecek bilgi ve becerilerin tümüdür.

Teknolojinin anlamı bakış açısına göre farklılaşmaktadır. İktisatçılar için milletlerin refahını ve yaşama standardını yükselten bir araçtır. Bir mühendis için bir malın imali için gereken cam, çimento gibi maddelerin üretilmesinde kullanılan yöntemler dizisidir ( Yazıcı, 2007: 3).

(17)

Eğer daha çok ürün ve süreçlere odaklanırsak, teknolojiyi şöyle tanımlayabiliriz; “ürün ve hizmetlerin meydana getirilmesinde kullanılan fiziksel süreçlerin, metotların, tekniklerin, araç ve gereçlerin bir dizisidir.” (Nyström, 1993: 43).

Bu tanımlar çerçevesinde teknolojinin fiziksel, bilgi ve sosyal boyutları olan bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. Bilginin önemini vurgulayacak şekilde teknolojiyi tanımlarsak; teknoloji, insan ihtiyaçlarının daha etkin biçimde karşılanması amacıyla, örgütsel süreçlere bilginin uygulanmasıdır (Tekin, Güleş ve Öğüt, 2006: 79).

Teknoloji, belirli miktar sermaye ve işgücü ile üretilebilen reel GSYİH miktarını artıran her şey olarak tanımlanır. Teknolojik süreç teknolojideki bir artış, bir yükseliştir. Teknoloji bazen bir mucit tarafından şans eseri ve bazen de deneme ile, bazen de bir işçi tarafından hata ile bulunur (Woy, 2001: 491-493).

Teknoloji, genel anlamında; bir bütün olarak toplumda ve işletmelerde sosyal ve ekonomik mekanizmanın ve sürecin değişmesi için gerekli bilgi olarak kullanılır (Nyström, 1993: 55). Teknoloji, gelişme ve ilerlemenin sadece sebebi değil, aynı zamanda sonucu da olabilmektedir. Teknoloji, yeni bir ürün/ hizmet ortaya çıkaran veya mevcut ürünlerin veya hizmetlerin daha ucuz ve kaliteli biçimde üretimine imkân veren her türlü bilgi, beceri ve süreçlerden oluşur. Ürün üretiminin yanında yönetim, pazarlama vb. hizmet ve bilgi konularıyla da ilgili olabilmektedir (Ömürbek ve Tekin, 2004: 80).

Teknoloji, organizasyonlarda ne tür faaliyetlerin gerçekleştirileceğini, çalışanların sahip olması gerekli nitelikleri, organizasyon yapısını, mal ve hizmet üretiminde kullanılan yöntemleri etkileyen, kurumsal faaliyetlerin kapasitesini artıran ve organizasyonel yenilenme sağlayan önemli bir faktördür (Öğüt, 2001: 6).

Teknoloji aslında insanların geçmiş tecrübe, fikir ve düşüncelerinden gelen bilgi dağarcığının, bir değer yaratmak amacıyla tasarım, üretim gibi süreçlerde

(18)

kullanılmasını kapsamaktadır. Yani insanların üretmek için başvurdukları kaynaklardan birini oluşturmaktadır. Bu kaynağın üretim süreci içerisinde verimli kullanılabilmesine bağlı olarak çıktıların daha hızlı, ekonomik ve üstün nitelikli olmasına olanak sağlayabilmektedir. Teknolojinin yoğunluk derecesine göre ürünlerin tasarımı daha iyi yapılabilmekte, üretim miktarı ve kalitesi yükseltilebilmekte ve insanlara daha iyi hizmet edecek ürünler ortaya çıkabilmektedir (Gökçek, 2007: 16).

Teknoloji, genellikle yenilik çalışmaları için çıkış noktasını teşkil etmektedir. Teknolojinin yoğun kullanımı ve hızlı değişimi yenilik çalışmalarını da buna ayak uydurmaya zorlamaktadır (Gökçek, 2007: 16).

1.1.1. Teknolojinin Sınıflandırılması

Teknoloji kavramının farklı şekillerde tanımlanması ile teknolojinin değişik sınıflandırılmaları üzerinde durulabilir. Fakat tüm işletme faaliyetlerini içine alacak bir teknoloji sınıflandırması yapmak mümkün olmamaktadır. Bunda organizasyonların karmaşık bir yapıya sahip olmaları ve bölümlerin çok farklı teknolojik kaynaklarla işlevlerini yerine getirmeleri önemli rol oynamaktadır (Semiz vd., 2008: 62).

Teknoloji; mühendislik ve yönetim teknolojileri, ürün ve süreç teknolojileri, yüksek ve düşük teknolojiler, basit ve kompleks teknolojiler, mevcut ve stratejik teknolojiler olarak sınıflandırılabilmektedir. Teknolojinin genel boyutlarına göre ve işletmenin teknolojiyi kullanma durumuna göre de sınıflandırma yapılmaktadır (Semiz vd., 2008: 62-63).

Şekil 1.1’de teknolojinin genel boyutlara göre sınıflandırılması görülmektedir. Burada teknoloji gelişim gösterdikçe karmaşıklığın ve dinamikliğin arttığı görülmektedir(Semiz vd., 2008: 62-63).

(19)

Şekil-1.1: Teknolojinin Genel Boyutlarına Göre Sınıflandırılması

Karmaşık

İleri Teknoloji Sürekli İşlem

Kitle Üretimi-Montaj Hattı Karmaşıklık Küçük Parti Üretimi

Boyutu El Sanatları

İnsan-Basit Alet Birleşimi

Basit

Durağan Dinamiklik Boyutu Dinamik

Kaynak: Semiz vd., 2008: 62

İşletmelerin kullanım biçimine bağlı olarak teknolojiler; işletme için temel nitelikte olan teknolojiler, önemli yeni rekabet avantajı sunan teknolojiler ve devrimsel olma potansiyeline sahip teknolojiler şeklinde sınıflandırılabilir (Semiz vd., 2008: 62-63).

• İşletme için temel nitelikte olan teknolojiler; işletmenin üretimini devam ettirebilmek için yeterli ölçüde sahip olması gereken teknolojilerdir.

• Önemli yeni rekabet avantajı sunan teknolojiler; genellikle işletmeye yeni ya da gelişmiş özellikleri olan, ürün veya üretimde ilerlemiş yeni süreçler verme potansiyeline sahip teknolojilerdir.

• Devrimsel olma potansiyeline sahip teknolojiler ise; mevcut ürünler üzerinde devrim yapabilen ya da ürünleri farklı pazarlara cazip gelecek ürünlere dönüştüren ve üretim için çok farklı süreçlerin gerekebildiği teknolojilerdir.

1.1.2. Teknolojinin Tarihsel Gelişimi

Teknoloji uzunca bir süredir yaşamımızı etkileyen hatta bunun da ötesinde çevreleyen bir olgudur. Teknoloji-insan ilişkisini açıklamaya yönelik çalışmaların

(20)

üzerinde sözleşmişçesine, insanlık kültürünün ilk aşamasına gönderme yapması sorunun eskiliğini açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu bağlamda teknolojinin kökeninin insanlığın var olma savaşı verdiği ve bu uğurda ilk entelektüel donanımlarını oluşturduğu çağlara dayandığı söylenebilir. Bugün bize son derece basit gelen ilk buluşlar, insanlığın uzun süren kolektif çabasının bir ürünüdür; birçok küçük icadın ve becerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmışlardır (Gökten, 2006: 24-44).

Tarihi süreç içerisinde teknoloji kavramının, önemli gelişmeler sonucunda anlam ve önem bakımından değişikliğe uğradığı görülmektedir. Teknolojinin gelişim sürecine ve teknoloji tarihine bakıldığı zaman, teknolojinin insanlık tarihi kadar eski olduğu görülmektedir. Bu noktada insanlık tarihinin başlangıcında kullanılan taş alet ve cihazların, o dönemim teknolojilerinin bir ürünü olduğunu söylemek mümkündür. Teknolojinin insanlık tarihi içerisinde görülen gelişme süreciyle birlikte eski çağlardaki mimari eserler, o dönem teknolojisinin ürünleridir. Bu teknolojik gelişmenin devamı olarak 19. ve 20. yüzyılda sağlanan gelişmelerle birlikte günümüz teknolojik düzeyine gelinmiştir. Ulaşılan her teknoloji düzeyi, bir önceki teknoloji düzeyinin üzerine kurulmuş ve önceki teknolojinin devamı niteliğindedir. Bu sonuca bağlı olarak teknolojinin başlangıç noktasında ilkel ve basit bir takım teknoloji veya benzeri uygulamalar daha sonraki aşamada mekanik teknolojinin ve günümüzde de elektronik ve bilgisayarlı teknolojinin kullanıldığı görülmektedir (Tekin, Güleş ve Öğüt, 2007: 83-85).

Özellikle 1980’li yıllardan itibaren bilgisayar iletişim-haberleşme ve ulaşım teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeler, yerel ve küresel ilişkiler düzeyinde birçok yönden toplumsal yapıyı etkilemektedir (Yazıcı, 2007: 27).

1980’li yıllardan itibaren hız kazanan teknolojik gelişmelerin üretim alanına girmesiyle birlikte işletmeler kullandıkları üretim tekniklerini geliştirmişler ve bu sayede değişik türden müşteri taleplerinin karşılanmasına olanak tanıyan ileri üretim teknolojileri doğmuştur. Diğer taraftan gelişen iletişim ve ulaşım teknolojileri ise

(21)

tüketicilerin bilinçlenmesine beklentilerinin yükselmesine ve yerel pazarların tüm dünyanın etkisine açık hale gelmesine yol açmıştır (Yazıcı, 2007: 27).

1990’lı yıllar, bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerin işletme yönetimindeki radikal dönüşümlere sebep olduğu yıllardır. Bu yıllarda çarpıcı boyutlara ulaşan teknolojik gelişmeler, işletmelerde teknoloji kullanımının zorunluluğu yerine işletmelerin piyasada tutunabilmeleri için kullandıkları rekabet araçlarından birisi ve hatta en önemlisi haline gelmiştir. 2000’li yılların küreselleşmiş pazarlarında rekabet edebilmek için yeni teknoloji yaratma, özgün ürün geliştirme ve ileri mühendislik bilgi birikiminin önemi çerçevesinde, işletmeler için Ar-Ge faaliyetlerinin gerekliliği kaçınılmazdır (Yıldız, 2006: 18-21).

1.1.3. Teknolojik Gelişmeler

Teknolojik gelişmeler, insanlık tarihi boyunca toplumsal yapıyı etkileyen, dönüştüren ve geleceğe yönelik yeni açılımlar sağlayan bir sürecin ifadesidir. Nitekim tarih boyunca insanlığın sağladığı teknolojik yenilikler, çeşitli düzeylerde, yaşanılan toplumsal yapıyı etkileyerek, yeni bir dönemin başlamasına, birbiriyle ilişkili değişimlerin yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Geçmişte olduğu gibi bugün de benzer süreçler yaşanmaktadır. Özellikle 1980’li yıllardan itibaren bilgisayar iletişim haberleşme ve ulaşım teknolojilerindeki bas döndürücü gelişmeler, yerel ve küresel ilişkiler düzeyinde birçok yönden toplumsal yapıyı etkilemektedir (Yazıcı, 2007: 26).

Bir milletin gelişmesinde teknolojinin önemi genellikle iyi bilinmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin çoğu teknolojik gelişmelerini artırarak ekonomik gelişmelerin yüksek seviyeye ulaşması için çalışırlar. Yine de, son çalışmalar dünya nüfusunun üçte ikisinin hala kişi başına gelir değeri temel alındığında gelişmiş koşulların altında yaşadığı ve bu üçte ikilik kesim gayri safi milli hasılanın sadece onda birini üretir ve geri kalan üçte birlik kesim de geri kalanını üretir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki bu iyi bilinen boşluk teknoloji ve bilimdeki paralelliktir ve bilimsel makaleleri, raporları, buluşları, patentleri ve prototipleri

(22)

kapsar. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki teknolojik boşluk ve ülkelerin teknoloji seviyeleri ekonomik gelişmedeki büyüyen boşluğun en önemli faktörlerinden biridir. Düşük seviyedeki teknolojik gelişmeler ve bilimsellik az gelişmişliğin temel özelliğidir (Şen, 2009: 1).

Teknolojik gelişme, icat aşamasıyla başlayan, yenilik aşamasıyla devam eden ve standartlaştırma aşamasıyla son bulan bir süreçtir. Bu akımın elementleri, mal ve hizmet üretiminde kullanılan ve cansız gücü, bilimsel çalışmaları, usta insan gücünü kapsayan bilgi, araştırma, metot ve sermayedir ve modern teknoloji olarak düşünülebilir (Şen, 2009: 2).

Basalla’ya göre teknolojik gelişmeyi açıklayan iki temel yaklaşım vardır. Bunlardan ilki, gereksinim ve fayda yaklaşımıdır. Gereksinim, yaşamak için bazı

şeyleri yapmaya mecbur olan, çaresiz bir kişide yaratıcı gücü harekete geçirir. İnsan ihtiyaç duyduğu şeyle ilgili bir takım faaliyetlerde bulunur ve teknolojiyi geliştirir. Örneğin, yiyeceğe ihtiyaç duyar ve hayvanları evcilleştirir, bitkileri ıslah eder ya da doğadaki kaynakların şeklini değiştirmek için kesici, parçalayıcı el aletlerini kendine en uygun olacak şekilde geliştirir. İnsanları bu şekilde harekete geçirecek olan gereksinimler, teknolojinin çeşitliliğini ve yeniliğini ayrıntılı olarak açıklamamaktadır. Sadece temel gereksinimlerin karşılanmasını açıklayabilmektedir.

İkinci görüş ise Darwin’in Evrim Teorisi’nden hareketle, teknolojinin çeşitliliğini ve yeniliğini de kolaylıkla açıklayabilen yaklaşımdır. Evrimci kurama göre, teknolojik gelişme ve teknolojik bilgi belirli kurumlar içinde ortaya çıkar. Bu kurumlar, yeni bilgiyi yaratan üniversiteler ve özel-devlet araştırma kuruluşları olabileceği gibi, temel faaliyetlerinde yeni bilgiyi hem kullanan hem de yaratan firmalar olabilir. Buna göre teknolojik gelişmeler kendinden bir önceki teknolojinin devamı niteliğindedir ve teknolojinin değişimine yol açan şey insanların hayal gücü ve icat etmenin temeli olan merak ve oyundur (Yılmaz, 2004: 18).

Ancak ilk varsayım teknolojinin ilk ortaya çıkışını açıklayabilirken, ikinci varsayım teknolojinin gelişmesini ve ilerlemesini açıklamaya yakındır (Yılmaz, 2004: 18).

(23)

Modern teknoloji üç bölüme ayrılabilir. Birincisi; bilimsel olarak basit olan ve tekstil, gıda, hafif metalürji, hafif makineler ve tüketim malları gibi daha fazla emek yoğun ve daha az sermaye yoğun olan ve orta teknoloji olarak adlandırılan teknolojilerdir. İkincisi; bilimsel olarak daha karmaşık olan ve demir çelik, ağır kimya maddeleri, ağır makineler ve ağır elektronik teçhizatlar gibi daha az emek yoğun ve daha fazla sermaye yoğun olan ağır teknoloji olarak adlandırılan teknolojilerdir. Sonuncusu; havacılık ve uzay sanayi ve bilgisayar endüstrisi gibi henüz standartlaştırılan ve önemli ölçüde gelişmekte olan ve genel bilgisinin her yerde kullanılamadığı ve yeni veya sınır teknolojiler olarak adlandırılan teknolojilerdir (Şen, 2009: 3).

Son teknolojik gelişmeler emek yoğun makineleşme dönemini geride bırakarak sermaye yoğun makineleşme sistemleri dönemini başlatmıştır. Günümüzde yeni teknolojiler bilgi teknolojisi, bio-teknoloji, materyal teknolojisi, uzay teknolojisi ve nükleer teknoloji şeklinde sıralanabilir. Bunlar içinde kullanımı ve etkinliği en fazla olanı bilgi teknolojisi olarak görünmektedir. Bilgi teknolojisi, bilgisayar, mikroelektronik ve telekomünikasyon teknolojilerini birlikte ifade etmektedir. Önceleri birbirinden ayrı olarak gelişen bu üç teknoloji elektronik teknolojisindeki gelişmenin etkisi ile tek bir akım halinde birleşmiştir. Bilgi teknolojisi bilginin toplanması, işlenmesi, saklanması, gerekli olduğunda çağrılması ve iletilmesinde köklü yenilikler sunan bir teknolojidir. Bilgi teknolojisi, hızlı bir şekilde sektörler arasında yaygınlaşan, ürün ve üretim süreci yeniliklerini içeren, işletmede maliyetlerin azalmasına ve verimliliğin artmasına yol açan, ulusal ve uluslararası piyasalarda rekabet üstünlüğü sağlayan yeni bir teknoloji sistemi olarak ortaya çıkmaktadır (Ömürbek, 2004: 2).

Yüksek teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesi ve giderek artan uluslar arası rekabet, küresel ekonomide gözlenen yapısal değişimin gerisindeki temel etkenlerdendir. Rekabet teknolojik gelişmeyi doğurmakta ve buna bağlı olarak da yeni teknolojiler yeni fırsatlar yaratmakta ve piyasalardaki değişen talebi karşılamak üzere yeni ürünler üretilmektedir. Bu nedenle, ekonomide görülen değişim ve

(24)

dönüşümler çoğu kez teknolojik gelişmenin dayattığı bir zorunluluk olarak algılanmaktadır (Ömürbek, 2004: 2).

Teknolojik gelişmelerin özellikle küreselleşme süreciyle karşılıklı etkileşimi, teknoloji ve küreselleşme olgularının günümüz iş ortamında etkilerini daha yoğun hissetmemize yol açmıştır. Bilişim teknolojilerindeki gelişmeler, örgütlere dünya çapında araştırma, üretim ve pazarlama faaliyetlerini koordine etme imkanı verir. Bilişim teknolojilerindeki ilerlemeler, şirketlere bölgesel ya da ulusal pazarlardan daha çok küresel pazarların bütün ihtiyaçlarını karşılamak için dünya çapında faaliyetlerini yayma olanağı sunmuştur. Nitekim birçok işletme, bilişim teknolojilerinin dünya çapında bilimsel ve teknolojik bilgi teminini olanaklı kılmasından dolayı, Ar-Ge faaliyetleri ile ölçek ekonomisi üstünlüğünden yararlanmak için işletme faaliyetlerini küreselleştirmiştir. Bu bağlamda teknolojinin geliştirilmesinde ve yayılmasında küreselleşmenin oynadığı rol çok önemlidir (Güleş ve Bülbül, 2004: 10).

Artan teknolojik gelişmelerin ve küreselleşmenin, insanlar ve örgütler arasında hızlı kabulü ve yayılma göstermesi, uygarlık tarihinin üçüncü köklü değişimi olarak ifade edilen bilgi ekonomisine geçişe zemin hazırlamaktadır. Bu süreç toplumsal yapıda ve işletmelerin ürün ve üretim süreçlerinde önemli değişikliklere neden olmaktadır (Güleş ve Bülbül, 2004: 10).

1.2. Teknoloji Yönetimi

Günümüzün giderek karmaşıklaşan ürün geliştirme ve üretim süreçleri

şirketlerin boyutlarını aşan özellikler kazanmıştır. Bir firmanın yeni ürünlere, yeni teknolojiye veya yeni bir pazara girme kararı vermesi durumunda şirketin performansını etkileyecek değişimleri iyi yönetmesi gerekir. Böyle bir durumda,

şirketlerin o güne kadar olan kuralları, yapılanması, stratejisi ve kültürü de hiyerarşik bir şekilde değişime uğrayacaktır (www.ufukotesi.com, 2010).

(25)

Hangi sektörde olursa olsun, günümüz işletmeleri herhangi bir düzeyde teknolojiyi örgütlerinde kullanmakta, piyasa koşullarının zorlaması ve imkânları ölçüsünde de yenilikleri takip etmek zorunda kalmaktadırlar (Yılmaz, 2004: 25). Teknolojik değişimin beraberinde getirdiği öğrenme ve uyum süreci, yeniden yapılanma süreci şirketin gelişmişlik düzeyi ve bu konudaki kararlılığına bağlı olarak değişir. Değişim stratejisinin oluşturulması ve uygulanması uzun zaman alsa da asıl güçlük şirket kültürünün değişmesidir. Değişikliğin radikal olması durumunda dahi kültürel değişimin gerçekleşmesi yıllar alabilir. Günümüzde teknolojiyi iyi yönetenler ve bilgi teknolojilerini etkin bir biçimde kullananlar kazanırken teknolojiyi iyi yönetmeyenleri ise teknolojinin kendilerini yönetmesi tehlikesi kapıda beklemektedir (www.ufukotesi.com, 2010).

Teknoloji, bireylerin içinde yaşadıkları ve çalıştıkları fiziksel ve ekonomik koşulları sağlamaktadır. Organizasyonlarda teknoloji yönetiminin önemli yararı, bireylerin verimli bir biçimde, daha az çaba ve kaynak kullanımı yoluyla işlevlerini gerçekleştirmelerine imkân sağlamasıdır. Teknoloji yönetiminde sağlanacak başarı ile yönetimin organizasyon ve çalışanlara ilişkin yaklaşımları arasında önemi yadsınamaz etkileşimler vardır (Öğüt, 2001: 148).

Teknoloji yönetimi, örgütün stratejik amaç ve faaliyetleriyle ilgili hedeflerinin

şekillenmesinde ve ulaşılmasında, teknik kapasite planlaması, gelişimi ve kullanımı için yönetim, bilim ve mühendislik alanları arasında bağlantının yapılmasını sağlayan yönetimdir (Semiz, Okay ve Emirza, 2008: 63). Amerikan Ulusal Araştırma Kurumu tarafından teknoloji yönetimi; bir organizasyonun stratejik ve taktik amaçlarının şekillendirilmesinde ve bunlara ulaşılmasında ihtiyaç duyulan teknolojik kapasitenin planlanması, geliştirilmesi ve uygulanması olarak tanımlanmaktadır. Bir başka ifadeyle, teknoloji yönetimi; yöneticilik ile teknik uzmanlık arasında bağlantıyı kurmak ve teknoloji transferi, teknoloji pazarlaması, teknolojik planlama, araştırma-geliştirme, tasarım, imalat, prototip oluşturma, test etme gibi teknoloji teminine ve teknoloji geliştirmesine yönelik faaliyetlerin planlanması, örgütlenmesi, yürütülmesi, koordinasyonu ve kontrolüyle ilgili faaliyetlerin tümüdür (Öğüt, 2001: 148).

(26)

Teknoloji yönetimi; yeni veya yenilikçi ürünlerin pazara çıkarılması ile ilgili etkinlikler bütünüdür. Yeni ürün geliştirme ve bu ürünün ticarileşmesini sağlamak için sürdürülen bütün operasyonel ve kurumsal faaliyetlerdir (Korkmaz, 2004: 23).

Görüldüğü üzere, teknoloji yönetimi içinde yer alan faaliyetler farklı özelliklere sahip olduklarından bunların bir arada incelenmesi oldukça fazla çabayı gerektirmektedir. Mühendislik bilimleri, sosyal bilimler ve yönetim bilimi arasında bir köprü niteliği taşıyan teknoloji yönetimi farklı disiplinler arasında ara bir disiplin olarak, kendine has kavram, teknik ve bilimsel modelleri geliştirme yolunda 1970' li yıllardan bu yana emin adımlarla ilerlemektedir. İçinde yaşadığımız çağda teknolojik gelişmeler öyle hızlanmıştır ki, bu hız 21. yüzyılda artarak devam edecektir. Bu hızla gelişen teknolojiyi yönetmeyen ülkeler ve şirketler çağın gerisinde kalmaya mahkum oldukları gibi teknolojinin kendilerini yönetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklardır (www.veribaz.com, 2010).

(27)

Şekil-1.2: Teknolojinin Organizasyona Adaptasyonu Aşama I Rekabet Organizasyonel Değerler Sistem Analizi Teknik Gereklilikler

Gerekli Kurumsal Değişmeler Projenin Çok Boyutlu İncelenmesi Katılmacı Yönetim

İşletmelerin Basitleştirilmesi Kabul Edilemez Öneri

Fizibilite Çalışması ve Değerlendirme Statüko

Zaman Tablosu Belirlenmesi

Teknik Spesifikasyonların Saptanması Potansiyel Tedarikçilerin Gözden Geçirilmesi En Uygun Önerinin Seçilmesi

Sistem Seçimi ve Geliştirme

Değişimin Aşamaları Donanım Prosedürü Entegrasyon ve Eğitim

Uygulama

Kaynak : Öğüt, 2001: 149

Şekil 1.2’de teknolojinin organizasyona adaptasyonu ve yönetimi görülmektedir. Burada görüldüğü üzere teknolojinin organizasyona adaptasyonu ve

Kurulum Sonrası Denetim Proje Koordinasyonu

Başlangıç ve Stratejik Planlama

Aşama II

Aşama III

Aşama IV

(28)

yönetimi, teknoloji üretimi kadar önemlidir. Bu şekilden de anlaşılacağı gibi; teknoloji yönetimi stratejik planlamayla başlayan, fizibilite ve değerlendirme çalışmaları ile sistem seçimi ve geliştirmesinin yapılması ve uygulama aşamalarıyla süregelen bir süreçtir. Teknoloji yönetiminin işletmeye sağlayacağı yararlar; ilgililere geri bildirim sağlanması, zamanla değişimin öneminin kavranması, sorunların görünür hale getirilmesi ve hızlı biçimde analiz edilerek çözülmesi, ekip halinde çalışılması, üretime değer katmayan ve fayda yaratmayan işlemlerin ortadan kaldırılması şeklinde sıralanabilir (Bakan, 2008: 2).

İşletmelerin sahip oldukları teknolojik yapılarını en verimli biçimde kullanmaları etkin bir teknoloji yönetimi ile mümkündür. İşletmeler açısından etkin bir teknoloji yönetiminin ilkeleri şu şekilde maddeler halinde sıralanabilir.

• Teknolojik yenilikte yönetimin kabul ve katılımının sağlanması,

• Teknoloji yönetiminin teknik olmayan ve birbirine üstünlüğü bulunmayan aşamalarının her birine eşit zaman ve enerji ayrılması,

• Uzun dönemli rekabet için gerekli olan genel rekabetçi kapasite üzerine inşa edilecek teknoloji altyapısı için bir vizyon oluşturulması,

• Altyapının kaliteyle bütünleştirilmesi ve kalitenin sürekli geliştirilmesinin sağlanması,

• Teknolojinin bir maliyet olarak değil bir yatırım olarak yöneltilmesi. Bu amaçla, kısa ve orta vadeli çıkarlar ile genel rekabetçi kapasite arasında bir denge oluşturacak şekilde teknoloji yatırım portföyü oluşturmak gerekmektedir.

• Teknolojinin getirilerini ölçmek için kabul edilmiş standartları yerine uygun standartları kullanmak gerekmektedir. Hatta gerekiyorsa standartları bizzat yöneticilerin geliştirmesi gerekebilecektir.

• Bilişim teknolojileri ile ilgili yönetsel karar alma sürecini şekillendirecek sosyal, eğitsel, siyasi ve iktisadi güçleri değiştirmeye çalışmak gerekmektedir.

(29)

• Yeni ve gelişen teknolojileri ve bunlardan doğan yeni bilgileri bir bütün olarak örgütün içine adapte edebilmek için, örgüt içinde ve dışında uygun mekanizmalar kurulmalıdır.

• İşletmenin dönüştürülmesi için teknoloji pozitif bir güç olarak kullanılmalı, işgücü değişime hazır hale getirilmelidir (Yılmaz, 2004: 26).

Teknolojiyi üreten ve teknolojilerini iyi yöneten ülkeler ve firmalar 21. yüzyılın mimarları olacaklardır. Ancak teknolojiyi yönetmek için yine teknolojinin yardımına ihtiyacımız olacaktır. Teknoloji yöneticisinin en büyük yardımcısı bilgi teknolojileridir. Bir başka deyişle bilgi teknolojilerine sahip olan ve onu en iyi

şekilde kullanan ülkeler ve firmalar teknoloji yönetiminde öncü duruma gelecektir (www.bilimselkonular.com, 2009).

Sonuç olarak teknoloji yönetimi işletmeye, teknolojik alanda üretim teknolojisi, ürün teknolojisi ve yönetim teknolojisi konularında sürekli bir öğrenme, geliştirme ve gelişen teknolojileri takip edebilme yeteneği vermesinden dolayı oluşabilecek içsel veya dışsal herhangi bir soruna karşı daha duyarlı olmasını ve bu sorundan en az hasarla kurtulmasını sağlayacaktır. Çünkü teknoloji yönetimi uygulayan bir işletme teknoloji planlama, teknoloji tahmini, araştırma ve geliştirme yönetimi gibi bileşenleriyle işletme içinde veya dışında ortaya çıkabilecek problemlerden en az kayıpla kurtulmasını sağlayacak çalışmaları yapabilecektir (www.bilimselkonular.com, 2009).

Teknolojik bazlı işletmeler eğer teknoloji yönetimini işletmelerinde kullanırlarsa teknolojik faktörlü her hangi bir krizi de önceden fark edebilirler, meydana gelen teknoloji faktörlü bir krizden işletmelerini en az hasarla çıkarmalarını ve işletmelerinin bu krizden fırsat yaratabilmesini de sağlarlar (www.bilimselkonular.com, 2009).

(30)

İKİNCİ BÖLÜM

2. YENİLİK VE YENİLİK STRATEJİLERİ

2.1. Yenilik Kavramının Tanımlanması ve Önemi

İçinde bulunduğumuz çağ, değişimin hızlı, bilginin gittikçe önem kazandığı ve küreselleşme gibi eğilimlerin de etkisiyle rekabetin oldukça sert olduğu koşullara sahiptir. Sanayileşme sürecini tamamlamış ülkelerde artık üretim, emek yoğun dönemini kapatmış, yerini içine bilginin yoğun olarak dahil olduğu ve yaratıcılığın büyük önem kazandığı bir hal almıştır. Bilginin bu kadar önem kazanması, bilgiye erişimi ve bilginin işlenmesinin kolaylaşmasını sağlamış ve bilişim ve iletişim gibi teknoloji tabanlı sektörler ortaya çıkmıştır (Gökçek, 2007: 3).

Bu koşullar altında işletmeler için yenilik gibi faaliyetler değer kazanmaya başlamıştır. İş dünyasında yenilik kavramının adı daha sık anılmaya başlanmıştır (Gökçek, 2007: 3).

Son yıllarda yenilik konusu üzerinde çok sayıda çalışma yapılmakta ve bu da yeniliğin öneminin gittikçe arttığını göstermektedir. Giderek artan rekabetle baş edebilmek için ülkeler ve işletmeler yeniliği teşvik etmektedirler. Bununla beraber, yapılan çalışmalarda genellikle yenilik ya tanımlanamamakta ya da eksik şekilde tanımlanmaktadır (Tekin vd., 2007: 139).

2.1.1. Yenilik

Yenilik (inovasyon), Latince bir sözcük olan “innovatus”tan türemiştir. Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması anlamındadır. İngilizcede karşılığı “invention” olan buluşların icatların ticari kazanca

(31)

dönüşme potansiyeli taşıması durumunda; karşılığı “innovation” olan yenilik/yenilikçilik kavramları gündeme gelir (İslamoğlu, 2007: 24).

AB ve OECD literatürüne göre, yenilik bir süreç olarak bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni ya da geliştirilmiş bir imalat ya da dağıtım yöntemine, ya da yeni bir toplumsal hizmet yönetimine dönüştürmeyi ifade etmektedir (Savaşçı ve Kazançoğlu, 2009: 518).

Yenilik, iktisat işletme, mühendislik, fen ve sosyolojiyi içeren birçok farklı branşta önemli bir konu olarak çalışılmaktadır. Buna rağmen, yenilik kavramının tanımlanması çoğu zaman yetersiz kalmakta ve genellikle değişim, icat, tasarım ve yaratıcılık gibi kavramlarla karıştırılmaktadır. Yeniliğin The New Oxford Dictionary

Of English’teki sözlük anlamı; var olan bir şeyde değişiklik yaparak ortaya yeni bir

şey çıkarmaktır (O’Sullivan ve Dooley, 2009: 4).

Bilimsel anlamda yenilik kavramını inceleyen ilk çalışma, İktisat literatüründe Schumpeter tarafından 1912 yılında kaleme alınan İktisadi Gelişme Teorisi başlıklı kitapta yer almaktadır. İşletme disiplininde yenilik kavramını tanımlayan ilk çalışma ise yeni ürün geliştirme konusunda 1969 yılında yapılmıştır. Bu çalışmada, Ar-Ge çalışmalarının ve yeni ürünlerin işletmelerin pazarlama faaliyetlerinin başarısı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Muse ve Kegerreis tarafından gerçekleştirilen bu çalışmada, yenilik kavramı “yeni ürün geliştirme” olarak değerlendirilmektedir (Şahin, 2009: 260).

Yeniliğin çeşitli yazarlar tarafından yapılmış birçok tanımı vardır. Bunlardan bir kısmı benzer niteliktedir, bir kısmı da yenilik kavramıyla ilgili değişik noktalara ağırlık vermektedir. Yeniliğin birçok tanımı üzerinde yapılan bir incelemede;

• Çoğu araştırmacının terimin açık bir tanımını yapmayı başaramadığı, • Kullanılan tanımların birçok kategoriye ayrılabildiği ve

(32)

• Tanımlarda vurgulanan yönlerin uzun dönemde değişebildiği sonucu ortaya çıkmıştır.

Bu noktada genel olarak yenilik terimi ile (a) yeni bir parçanın geliştirilme süreci, (b) yeni parçanın kendisi ve (c) yeni parçanın kullanım sürecini içeren kavramlardan biri ifade edilmektedir (Bülbül, 2003: 73).

Drucker’a göre yenilik, dahilikten ziyade bir iştir ve en önemli meselesi de

disiplindir (New Bussines Ideas, 2009: 5). Drucker’a göre yenilik, bir örgütte birlikte çalışan farklı bilgi ve yetenekteki insanları verimli hale getirmek için onlara ilk defa olanak sağlayan yararlı bilgidir. O’na göre yenilik bir bilim veya teknoloji değil, bir değerdir (Durna, 2002: 5). Yenilik girişimcilerin özel aracıdır. Bunun anlamı, girişimciler farklı bir iş veya hizmet için değişimi bir fırsat olarak kullanırlar. Ayrıca yenilik; öğreti olarak sunulabilir, uygulanabilir (Lowe ve Marriott, 2006: 4).

Kuczmarski’ye göre yenilik (1996); işletmelere mevcut zamanın ötesini

görebilme ve bir gelecek vizyonu oluşturma olanağı sağlayan yararlı bilgidir. Yenilik rekabet avantajı elde etmeyi sağlayan bir faktördür. Yenilik sadece yeni bir fikir demek değildir, yeni bir fikri, ticarileşen bir ürüne dönüştürme şeklidir (Durna, 2002: 4).

Buckler’a göre yenilik, işletmenin çevrede meydana gelen değişimlere uyum

sağlayabilmesi için örgüt kültürüne değer yaratmasıdır. Yenilik bir anlamda, örgüt kültürünün öncüsü olarak algılanmalı, işletmenin iç ve dış çevresindeki sürekli değişimlere uyum sağlayabilmesi için bir avantaj olarak kullanılabilmelidir (Aygen, 2006: 4).

Yenilik, girişimciliğe yakından bağlı olan bir düşüncedir. Çoğu yazara göre de yenilik, girişimciliğin karakteristiğini tanımlayan bir anahtardır. Joseph Schumpeter bu bağlamda yeniliği şöyle tanımlamıştır: Girişimcinin ekonomideki rolü, ekonomik eşitliği bozmaktır. Yenilik pazarda değiştirilmiş arz-talep eşitliğini bozmaktadır.

(33)

Girişimci yeni bir şey yaratmak için üretimin faktörlerini yeniden birleştirerek yenilik için bir talep oluşturur ve böylece eskisinin yerine geçer (Chell, 2001: 232).

Schumpeter’e göre yenilik; kalkınmanın itici gücüdür (Elçi, 2008: 6).

Schumpeter’e göre yenilik (1939);

- Yeni bir ürün yaratmak ya da bir ürünün niteliklerinin bir kısmını değiştirilmesi.

- Üretimin yeni bir metodunu geliştirilmesi. - Yeni bir pazar açılması.

- Arzın yeni bir kaynağını yakalanması. - Sanayinin yeni bir organizasyonudur.

Kanter de büyük ölçüde Schumpeteryan düşünceyi takip etmiştir. O’na göre birçok insan yeniliği niteliklerdeki bilimsellik olarak düşünse de, yeniliğin girişim bölgesi, kalite çemberi ve problem çözme gücü gibi bir çok çeşidi vardır (Chell, 2001: 232).

Kanter’e göre yenilik (1983); yeni fikirlerin, süreçlerin, ürün ya da hizmetlerin

ortaya konulması, kabul edilmesi ve uygulanmasıdır (Çavuş, 2006: 103). Yenilik, yeni bir problem çözme fikrinin kullanıma kazandırılmasıdır. Yeniden örgütlenme, maliyetlerin azaltılması, yeni bütçeleme sistemlerinin oluşturulması, iletişimin geliştirilmesi, takımlar içinde ürünlerin bir araya getirilmesi gibi uygulamaların hepsi birer yeniliktir (Durna, 2002: 5).

Brooks’ a göre yenilik (1968); icat, araştırma, üretim, pazarlama, personel

eğitimi gibi farklı perspektifleri içeren kompleks bir yapıdır (Polat ve Öner, 2000: 3).

Thompson’a göre yenilik (1965) ise, yeni fikirler, usuller, ürünler veya

hizmetleri ekonomik bir biçimde üretme, kabullenme yürürlüğe koyma biçimidir (Eren, 2009: 18) .

(34)

Solo’ ya göre yenilik (1951); gerçek bilgiler uygulandığında teknoloji

planlarında meydana gelen değişikliktir (Polat ve Öner, 2000: 3).

Myers ve Marquis’a göre yenilik (1969); teknik değişimin bir parçasıdır.

Teknik yenilik bir problemin çözümüne dair yeni bir fikrin oluşması sürecidir ve bu yeni fikrin ekonomik ve sosyal değer olarak kullanılmasıdır. Teknik değişim, yeniliği günümüz toplumunun önemli bir parçası haline getirmiştir (Polat ve Öner, 2000: 3).

Enos’a göre yenilik (1962); seçmek, finansal pozisyonu korumak, bir

organizasyon kurmak, fabrika kurmak, işçi kiralamak, piyasada söz sahibi olmak gibi başarılı birkaç aktivite olarak tanımlanabilir. Eğer bu aktivitelerden birinde başarılı olunmazsa, yenilik oluşmayacaktır (Polat ve Öner, 2000: 3).

Yenilik; yaratıcı bir fikri fayda yaratacak ve piyasada satılabilecek bir ürüne dönüştürme sürecidir. Yenilik; yaratıcılık, değişim, deneme, dönüştürme ve köklü değişiklikler ortaya koyma sürecidir. Yenilik, etkinlik açısından bir örgütü diğerlerinden ayırt eden en temel faktör ve örgütsel etkinliğin en önde gelen belirleyicisidir (Tunç, 2007: 13). Yenilik, orijinal, yeni ve değerli bir ürün, bir üretim süreci ya da bir hizmet yaratmak için bilginin sentezi, kombinasyonu ya da somutlaşmasıdır(Luecke,2008:3). Yenilik, bilginin değiştirilmesi ve birleştirilmesiyle alakalıdır (Raghunath ve Joseph, 2009: 351). Yenilik hesaplanırken, yeniliğin büyük miktarda ve küçük miktarda olması veya öncü olup olmaması ve kademeli değişiklik olup olmaması arasında ayrım yapılmaz. Bu kavramlar yeniliği tam olarak ölçemezler (Polenske, 2007: 22).

2.2. Yenilik İle İlişkili Kavramların Tanımlanması

Joyce ve Diğerleri tarafından ileri sürülen görüşe göre, teknoloji işletmelerde daha iyi performansa yol açmaktadır.(Demir ve Okan, 2009: 61).

(35)

Garcia ve Arreola tarafından 1996`da gerçekleştirilen teknoloji değerlendirme çalışması; mevcut teknolojik durum ile olası fırsatların değerlendirilmesi ve firmanın üstün yeteneklerinin avantajından faydalanılması üzerine odaklanmaktadır. Khalil`in de çalışmasının temelini oluşturan bu model; altı temel kategori üzerine inşa edilmektedir: i-) Teknolojik çevre, ii-) Teknoloji kategorizasyonu, iii-) Pazar ve rakipler, iv-) Yenilik süreci, v-) değer katan faaliyetler, ve vi-)Teknolojinin edinim ve kullanımı. Chiesa et al. (1996), sürekli iyileştirmenin temelinde yatanın sadece yenilik performansı olmadığını; bununla birlikte yeniliğin geliştirildiği ve kullanıldığı süreçlerin de dikkate alınması gerektiğini ifade etmektedir. Chiesa et al.`un (1996) teknoloji değerlendirme modelinin özünde teknolojik yenilik süreci yer almaktadır. Bu model, yenilik sürecinin gerçekleştirildiği idari süreçlere ve örgütsel mekanizmalara işaret etmektedir.

Chapelet ve Tovsigata`nın (1998) gerçekleştirmiş oldukları değerlendirme çalışması, firmanın mevcut teknolojik durumunu, genel firma stratejisi çerçevesinde tanımlayarak konumlandırmaktadır. Nyström (2000), teknoloji ve yenilik değerlendirme üzerine geliştirilen çok özel bir metot olarak tanımlamaktadır (Çetindamar ve Günsel, 2009: 10).

Pinchot (1985), Stevenson ve Jarillo (1990), Hitt (2001)’in yaptıkları çalışmalarda ürünlerini, süreçlerini ve piyasalarını düşünerek yaratıcı fikirler ve yenilikler için harcadıkları çabaları test eden ve gerçekleştiren işletmelerin niteliklerini, organizasyonel politikalarını ve süreçlerini tanımlayan yenilik kavramı üzerinde durmuşlardır.

Kuratko ve Hodgetts (1998), çalışmalarında özellikle 1980’lerden sonra küresel rekabetle birlikte işletmelerin işletme ve yenilik stratejileri üzerinde durmuşlardır. Drucker (1985), Hult (2003), küresel rekabetten dolayı, işletmeler rekabet avantajı kazanmak amacıyla girişimci yetenekleri ve işletme stratejilerini değerlendirmeye ve başvurmaya başlarlar. McAdam ve Keogh (2004) çalışmalarında yenilik ve işletme performansı ilişkisi üzerinde durmuştur. İşletmelerin rekabet çevresinde daha yüksek rekabet avantajı sağlayabilmeleri için, yenilik eğilimleri hayati önem taşımaktadır.

(36)

Geroski (2005), işletmenin büyümesinin, borsadaki kazancının ve karlılığının hesaplanması gibi farklı işletme performanslarının ölçülmesi için patentlerin ve büyük yeniliklerin etkisinden bahsetmiştir. Narver and Slater (1990), Barringer and Bluedorn (1999), Antoncic and Hisrich (2001), Hornsby (2002), Hagedoorn and Cloodt (2003) ve Yılmaz (2005), yenilikler birkaç durumda işletme performansını artırabilir. Literatürde özellikle dört farklı performans boyutu gösterilmektedir. Bu boyutlar, yenilik performansı, ürün performansı, pazar performansı ve finansal performanstır. Yenilik, üstün performans ve rekabet avantajı sağlayan gelişmiş pazar üretimiyle işletme performansına önemli derecede etki eder (Günday, vd., 2010:3- 9).

2.2.1. Teknoloji ve Yenilik

Teknoloji, hem ürün ve servis yaratmada hem de bunların üretim ve dağıtım süreçlerinde kullanılan tüm teorik ve pratik bilgi ve yetenek bütünüdür (www.researchsabanciuni.edu, 2010).

Teknoloji, insan ihtiyaçlarının daha etkin biçimde karşılanması amacıyla, örgütsel süreçlere bilginin uygulanmasıdır (Tekin vd., 2007: 79).

Teknoloji, insanın yaşadığı ortamı kendisine daha yararlı hale getirmek gayesiyle değiştirmek için sahip olduğu ve kullandığı bilgilerin tümüdür (Eren, 2009: 7).

Teknoloji, yalnız başına üretilen ürünün yapısına giren bir araç değildir. Üretimin miktarını artıran, kalitesini yükselten, biçim ve niteliğini değiştiren, kısaca insan ihtiyaçlarının en iyi biçimde gerçekleştirilmesine yardım eden bilgi topluluğudur (Durna, 2002: 11).

OECD’nin çalışmalarına göre teknoloji, mamul ve hizmetlerin üretimine, iyileştirilmesine ya da kullanımına doğrudan uygulanabilen bilimsel ve ampirik

(37)

bilgiyi içerir. Diğer bir tanıma göre teknoloji, üretim/ dağıtım sistemleri ve ürünleri/hizmetleri geliştirmede kullanılabilen teorik ve uygulamalı bilgi, beceri ve ara yüzlerdir. Teknolojik yenilik ise, pazara yeni ürün ve süreçlerin ilk kez sunulmasını ya da mevcut ürün ve süreçlerdeki önemli değişiklikleri ifade eder (Güleş ve Bülbül, 2004: 127).

Teknoloji yeniliği zorunlu kılan bir kavramdır. İşletmenin yeni teknolojilerle karşılaşması ve bunları uygulaması, organizasyon boyutunda yenilik yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Eğer işletme teknolojik değişimi, yapısal ve fiziksel donanımlarda yenilikler yaparak gerçekleştirmezse verim elde etmesi mümkün olmayacaktır (Aygen, 2006: 9). Teknolojik yenilik, firma içinde kullanılmakta olan ürün, servis, süreç ve dağıtım ile ilgili teknolojilerde meydana gelecek olan yeni fikirleri içermektedir (www.researchsabanciuni.edu, 2010).

2.2.2. Yaratıcılık ve Yenilik

Yaratıcılık, yeni ve yararlı fikirlerin ortaya konulması ve sonuçlanan düşünme olarak tanımlanabilir (Yılmaz, 2004: 59). Yaratıcılık farklı düşünmektir, yani yaratıcılık, yeni, orijinal şeyler hayal etme gücü ya da yeteneğine sahip olmaktır (Bülbül, 2006: 75). Yaratıcılık, yenilik için bir başlangıç noktasıdır. Çoğu durumda yaratıcılık, bir bilim adamının veya yarı bitmiş bir tuvalle uğraşan bir sanatçının hayalinde ortaya çıkan bir süreçtir (Durna, 2002: 8).

Yaratıcılık kişisel bir olgudur ve kişisel, sosyal, kültürel sınırlar çerçevesinde ya da bu sınırların dışında yaratıcı bir iklimde insanın aklında oluşur. Yaratıcılık, yeni, uygun, faydalı, doğru ve değerli fikirleri belirli bir sonuca ulaştıran, belirli işlemler yapılmadan, keşfe dayanan davranışlar yoluyla oluşturulmasıyla sonuçlanan zihinsel bir süreçtir (İslamoğlu, 2007: 23).

Türkçede bazen, yaratıcılıkla icat, keşif, buluş gibi sözcükler eşanlamlı olarak kullanılır. Bunların tanımlarında da yenilik faktörünün ağırlığı vardır. Dolayısı ile

(38)

yaratıcılığı yeni bir şeyleri yapabilmek ya da becerebilmek diye tanımlanabilir. Bu

şeyler de; bir düşünce, bir eylem ya da elle tutulur, fiziki, maddesel bir ürün, sistem olabilir. Daha edebî bir ifade ile yaratıcılık; yeni bir şey düşünebilme ve yapabilme becerisidir.

Bazı yazarlara göre de yaratıcılık şöyle tanımlanır; yeniliğin öznel kararının ve bir kişinin veya bir grubun davranışlarının değerinin olduğu spesifik bir bağlamdır. Yaratıcılık spesifik bir bağlamdır çünkü yaratıcı fikirlerin değerlendirmesi bir gruptan, kurumdan veya kültürden diğerine değişebilir. Yaratıcılık bir içsel kalite değildir, insanların yaptıkları bir takdirdir ve insanların verdikleri kararlar ve anlaşmalar arasındaki sınıra bağlı olan bir hareket olarak düşünülür. Yaratıcılık bazılarının ürettiği bir çıktı olarak düşünülür. Bu yüzden, bir nesnenin yeniliğini veya değerini tayin etmek için genellikle onun dokunulabilir, görülebilir ve duyulabilir olması gerektiği düşünülür. Bu yüzden insanlar sadece normal temellerde yaratıcı ürün yaratıldığını düşünürler. Buna ilaveten, daha yaratıcı olmak için ne düşünüldüğüne gelince bu bağlam sapabilir (Chell, 2001: 225-229).

- Kurumlardaki yaratıcılık genellikle bir takım hareketidir, kişisel bir olay değildir.

- Yaratıcılık riskli bir iştir.

- Yeni fikirler tek başına yaratıcılığa katkıda bulunmaz, bu fikirler pazara yayılabilirlik ve uygulanabilirlik testini geçmek zorundadır.

- Bir işletmede yaratıcılık, yeniliği, değeri ve etkinliği kapsar.

- Yaratıcılık, işletmedeki rasyonel ve rasyonel olmayan süreci kapsar.

- Yaratıcılık, üzerinde düşünülmüş ve yönetilmiş amaçtır, fakat ayrıca, şans, anlayış ve fırsattan seçilir kılınmıştır (Chell, 2001: 225-229).

Yaratıcılığın nitelikleri; merak, risk alma, paradigma bağımsızlığı, sürekli deneyim ve ısrarcılıktır (Çavuş, 2006: 86).

- Yaratıcılık, daha önceden herhangi bir konu veya olgu hakkında birleştirilemeyen unsurlar arasında ilişki kurulmasıdır.

(39)

- Yaratıcılık, günlük sorunlara çözümler üretmedir.

- Yaratıcı olmak, herkesin gördüğünü görmek, ancak herkesin düşündüğünden farklı düşünmektir.

- Yaratıcılık, zihnin bilinç alanındaki imgeleri, orijinal veya herhangi bir olgusal alanda işlevlere yol açacak bir biçimde yeniden düzenleme yeteneğidir (www.kalder.org.tr, 2009).

Yaratıcılık, bireylere çekici gelen daha üstün yeteneklilik gibi çoklu kavramları çağrıştıran bir kişilik özelliği olarak bilinmektedir. Yaratıcılık en kısa tanımı ile yeni bir şey düşünmek veya yeni bir şey yapmaktır. Burada yaratıcılığın en önemli bileşeninin yeniliktir (Güleş ve Bülbül, 2004: 127).

Yaratıcılık yeni şeyler düşünmek, yenilikçilik yeni şeyler yapmaktır ifadelerinde de yeni kavramının önemi görülmektedir (Güleş ve Bülbül, 2004: 127).

Yenilik yaratıcılığa ihtiyaç duymasına karşın, daha çok yaratıcılıktan kaynaklanabilecek sermaye yaratma ve problem çözme potansiyeli ile ilgilidir. Yaratıcılık bir örgüt içerisinde meydana gelebileceği gibi örgüte gerek olmaksızın da meydana gelebilecek bireysel bir süreçken, yenilik, çalışanların yaratıcılığını teşvik etmeyi ve yönetmeyi amaçlayan örgütsel bir faaliyettir. Yenilik fikir oluşturma ve geliştirme sürecinin yaratıcılık ve icat ile ilişkili olduğunu kabul etmesine ve yaratıcılık ile icadın, yeniliğin önemli bir habercisi olmasına rağmen, kavramların ondan farklı olduğunu ortaya koymaktadır (Güleş ve Bülbül, 2004: 127).

Yaratıcılık, yenilik için bir yapı taşı ve insanlardaki öz yetenek olarak düşünülür. Yaratıcılık faydalı, uygun ve farklı fikirlerin üretilmesi ile sonuçlanan zihinsel bir süreçtir. Yaratıcılık sürecinin dört temel safhadan oluştuğu söylenebilir; hazırlama, tasarlama, açıklama ve doğrulama. Yapılan son çalışmalarla birlikte son bir safha daha eklenmiştir, detaylandırma. Yaratıcılık, yenilik için önemli olan farklılığın ve özgünlüğün bir seviyesini gerektirmektedir ( O’Sullivan ve Dooley, 2009: 7).

(40)

Sonuç olarak yaratıcılık dediğimizde, doğrudan insana yönelmekteyiz. Yaratıcılık kişisel bir olgudur ve kişisel, sosyal, kültürel sınırlar çerçevesinde ya da bu sınırların dışında yaratıcı bir iklimde insanın aklında oluşur.

2.2.3. Değişim ve Yenilik

Sistemlerin varlığını sürdürebilmesi için durum ve koşullara uyum sağlayabilmesi gereklidir. Bu uyum süreci önceden belirlenmiş olabileceği gibi ani bir şekilde de gerçekleşmek durumunda kalabilir (Durna, 2002: 10).

Değişim; planlı ya da plansız bir biçimde bir sistemin (organizma, kişi ya da örgüt) bir süreç veya bir ortamın belli bir durumdan başka bir duruma geçirilmesi olarak tanımlanabilir (Durna, 2002: 10).

Bütün yenilikler değişimdir, fakat bütün değişimler yenilik değildir. Çevresel faktörlere bağlı olarak zorunlu halde meydana gelen değişimler yenilik değildir. Değişim örgütün her alanına girmiş ve tamamen benimsenmiş değişmelerdir.

Sonuç olarak değişim; örgütün yapı, süreç girdi veya çıktısındaki herhangi bir değişiklikle ilgiliyken, yenilik örgütün benimsediği yeni olan değişimlerle ilgilidir.

2.2.4. Buluş ve Yenilik

Buluş, bilimin ilk sürecidir. Bilinmeyen ilişkiler hakkında bilgi ileri sürülmesi ile ilgilidir. Bir buluş, insanoğlunun doğanının kanunları ile ilgili bilgisini arttırmasına yönelik saf temel araştırmaların sonucu olabileceği gibi, keşfe yönelik ve mevcut veya potansiyel ilgi alanları konundaki doğrudan araştırmalara da dayanabilir (Gökçek, 2007: 18).

(41)

Buluş; ürün, hizmet ve süreç için yeni bir fikrin yaratılması olarak tanımlanabilir. Buluş bazı istekleri tatmin eden, önceden var olan bir bilginin yeni bir bileşimidir (Durna, 2002: 10).

Buluşlar genellikle temel araştırmalar sonucunda ortaya koyulmaktadır. Bunların ticari başarıya dönüştürülmesi için başka araştırmalarla desteklenmesi ve alt yapısının kurulması önem taşımaktadır (Durna, 2002: 10).

Buluş yaratıcı bir olay, yenilik ise yaratıcı bir süreçtir. Yenilik buluşu izler ve genellikle başarılı bir geliştirme çalışmasının ulaştığı son noktadır (Durna, 2002: 10).

2.2.5. İcat ve Yenilik

İcatlar genellikle yenilik sürecinin kaynağını oluşturan, planlanması ve öngörülmesi zor, yaratıcı süreçlerin bir sonucudur ve yeni bir şeyin bulunmasını ifade eder. Üniversite, hükümet ve endüstriyel laboratuarlarda modern bilimin genel kurallarını izleyen araştırmacılar ya da kendi olanaklarıyla çalışmalar yapan kişiler bu süreçte önemli rol oynar (Güleş ve Bülbül, 2004: 126).

İcat, ya fiziksel bir ürünün ya da fiziksel bir ürünün çıktısını ifade eder. İcat gelişmenin ya da mevcut bilgiyi doğru şekilde uygulamanın antitezidir (Güleş ve Bülbül, 2004: 126).

İcat, yeni ya da geliştirilmiş bir ürün, süreç veya sistemin fikir ya da konsept düzeyini ifade eder. Belirli bir amacın gerçekleştirmesi için uygulamaya konulması ya da kullanılmaya başlaması ile yeniliğe dönüşür. Bu bakımdan yenilik bir icadın ekonomik uygulamasını ifade ederken bir icadın başarı kriterleri ticariden daha çok tekniktir (Güleş ve Bülbül, 2004: 126).

(42)

Günümüzde birçok icat uygulamalı araştırmaların sonucudur. Genellikle özel bir ticari konuda yeni veya geliştirilmiş bir ürün yaratılmasına yönelik teknik çözüm geliştirmeye çalışan kişilerin örgütlü çabaları sonucunda icatlar ortaya çıkmaktadır. Bu çabalar malzeme, süreç veya mevcut ürünün yeni bir alanda kullanılmasına yönelik olabilmektedir. Araştırmalar endüstriler ve vakalar arasında farklılıklar göstermektedir. Araştırmalara ne kadar harcanacağı ve kaynakların nasıl kullanılacağı sorularının cevabını bulmak genellikle güçtür. Ancak birçok endüstriyel alanda yeni eğilim icat konusunda şans faktöründen daha çok sistematik araştırmalarla sonuca ulaşmak yönündedir. Bunun yanında araştırmaların önemli bir kısmının icatla sonuçlanmadığı ve ustalık ve iyi mühendisliğin hala önemli bir rolü olduğu unutulmamalıdır. Hiçbir bilimsel kariyeri olmayan yetenekli insanların icatlarına yönelik birçok örnek mevcuttur (Gökçek, 2007: 19).

İcadın uygulamaya konması yeniliği meydana getirir ve yenilik işletme dışında ekonomik bir etkiye sahipse yayılma gerçekleşir (Güleş ve Bülbül, 2004: 126). Ekonomide yenilik kavramı genel olarak, icattan çok daha önemli bir rol oynamaktadır ( Ruttan, 2001: 64)

Schumpeter yeniliği ve yenilikçiyi icattan ve mucitten ayırmaktadır. Schumpeter’e göre yenilik, icadı tanımlayabilmek için gereklidir ve hiç bir şey olmadan mümkündür. İcat ise yeniliğe sebep olmak zorunda değildir. Schumpeter sadece yeniliğin direkt olarak icada bağlı olduğunu reddetmez ayrıca yenilik üretme sürecinin icat üretme sürecinden ekonomik ve sosyal olarak da tamamen farklı olduğunu belirtir ( Ruttan, 2001: 64).

2.2.6. Araştırma Geliştirme ve Yenilik

Araştırma; insanın çevresini değiştirmek için tabiatta cereyan eden olayları metotlu bir şekilde izleyerek ilmi kuralları ve tabiat kanunlarını ortaya çıkarmaktır.

Şekil

Şekil  1.2’de  teknolojinin  organizasyona  adaptasyonu  ve  yönetimi  görülmektedir.  Burada  görüldüğü  üzere  teknolojinin  organizasyona  adaptasyonu  ve
Şekil  2.2’de  de  görüldüğü  gibi  ürün  yeniliklerindeki  en  yüksek  risk  ve  en  yüksek  getiri  dünya  için  yeni  ürünler  iken,  en  düşük  risk  ve  getiri  ise  maliyetleri  azaltma yönündeki yeniliklerdedir
Şekil 2.3’de de  gösterildiği  gibi işletmeler temel  süreç modeli oluşturabilirler.
Şekil  2.4’te  görüldüğü  gibi,  radikal  yenilikler  çevresel  karakterler  ve  örgüt  yapısının  etkisiyle  şekillenmektedir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

ÜNİVERSİTESİ Tamamlandı TÜBİTAK 1001 Dolaylı Hayır YAZILIM 3 Proje kapsamında robotik sistemlerin etkileşimi sırasında alınan görüntülerdeki gürültü,

Meslek Lisesi Koçları Programı, 2012 yılında başlayan ve Özel Sektör Gönüllüleri Derneği (ÖSGD) üyesi şirketlerin katılımı ve Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve

Bunun yanında üniversiteler, araştırmacı sayısı, üniversi- telerde yürütülen projeler, patent sayıları ve spin-off firma sayıları gibi gösterge- ler, bölgesel

**Konu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Türkiye’nin Sanayi Devrimi: Dijital Türkiye Yol Haritası, Bileşen 2 Teknoloji: Teknoloji ve Yenilik Kapasitesinin

Mentorluk Arayüzleri aracılığıyla TÜBİTAK TEYDEB Programlarından destek alan KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilik kapasitelerinin artırılmasına yönelik mentorluk

Sanayi sektörünün geleceğe yönelik rekabet gücü için ortak çözüm alanlarında rekabet öncesi Ar-Ge ve yenilik tabanlı işbirliği ve birlikte geliştirme odaklı insan

TÜBİTAK 1513 programının çağrıları altında destek kapsamına alınan teknoloji transfer ofislerimiz ekosistemin güçlendirilmesi için Ar-Ge yönetimi süreçlerine

İşletmeye, yatırım projesine konu ürünün üretilmesi ile ilişkili olan yazılım giderleri kapsamında yeni alınacak yazılımın lisans bedeli ve/veya proje