• Sonuç bulunamadı

Dinî danışmanlık bağlamında aile irşat ve rehberlik büroları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dinî danışmanlık bağlamında aile irşat ve rehberlik büroları"

Copied!
174
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

DİN PSİKOLOJİSİ BİLİM DALI

DİNÎ DANIŞMANLIK BAĞLAMINDA AİLE İRŞAT VE

REHBERLİK BÜROSU FAALİYETLERİ

Tuba Kevser ŞAHİN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Doç. Dr. Adem ŞAHİN

Konya–2010

 

 

 

 

 

(2)
(3)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Ö

ğrencinin

Adı Soyadı Tuba Kevser ŞAHİN Numarası 074245051002

Ana Bilim / Bilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri/ Din Psikolojisi Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı Dinî Danışmanlık Bağlamında Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu Faaliyetleri

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Öğrencinin imzası (İmza)

(4)
(5)
(6)
(7)

ÖNSÖZ

En küçük toplumsal kurum olan ailenin hem toplum hem de bireyler için önemi bilinen bir gerçektir. Önce eşlerle başlayan daha sonra çocuk ve diğer akrabalarla büyüyen aile hayatı toplumu oluşturmaktadır. Aile, yeni nesillere kültürün aktarılmasında, tarih bilincinin verilmesinde, toplumda önemli bir değere sahip olan sevgi, saygı ve hoşgörü gibi temel tutumların yerleştirilmesinde büyük rol üstlenmekte ve bu rol bazen başarıyla yerine getirilirken bazen de başarısız olunmaktadır.

Toplumsal sorunların insan üzerindeki olumsuz tesirleri beraberinde aile içi huzursuzlukları getirmektedir. İnsan mutlu anları içselleştirmekte sorun yaşamazken yaşadığı mutsuzlukları atlatabilmek için çevresinden yardım alma ihtiyacı hissetmektedir. Aile fertleri yaşadıkları problemleri kendi içlerinde çözemediklerinde ise aile içi çatışma ve şiddet yaşanmakta ve sonuç olarak evlilikler; boşanma ile neticelenebilmektedir. Yaşanılan sorunların boşanmayla neticelenmesini istemeyen eşler, kendilerince bazı tedbirler almaktadır. Alınan tedbirler bazen kendi aralarında sorunu çözme, bazen aile büyüklerinden yardım alma, bazen de uzman yardımına başvurma şeklinde olabilmektedir. Sorunlarının çözümünde dinî rehberliği önemseyen aileler, aile dışındaki dindar kişilere ve kurumlara da başvurabilmektedirler. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı faaliyet gösteren Aile İrşat ve Rehberlik Büroları önemli işlevler görmektedirler.

Çalışmamızda Türkiye’nin yedi coğrafî bölgesini temsilen İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon İl müftülükleri bünyesinde açılan Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına dinî, ailevi ve psikolojik sorunlar için yapılan başvurular ele alınmıştır.

Çalışma giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı ve önemi üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde çalışmamızın önemli kavramları olan psikolojik danışmanlık ve rehberlik kavramları irdelenmiş, özellikle dinî danışmanlığın işlevi konusu üzerinde durulmuş ve asıl çalışma sahamız olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarının açılışından

(8)
(9)

günümüzdeki son haline kadar pek çok husus ele alınmıştır. İkinci bölümde ise araştırmamızın bulguları değerlendirilmiştir.

Araştırmamızın her safhasında yardımlarını esirgemeyen danışman hocam Doç. Dr. Adem Şahin Bey’e, Din Psikolojisi alanındaki diğer kıymetli hocalarım Doç. Dr. Abdülkerim Bahadır, Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Etöz ve Sevde Düzgüner’e, akademik çalışmalarıma devam etmem için beni yönlendiren ve destekleyen tüm hocalarıma şükranlarımı sunarım. İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon illerindeki Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarında kayıt altına alınmış kartekslere ulaşmam da bana yardımcı olan Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Uzmanları Hatice Güler, Feyza Güner ve Fatma Dönmez hanımefendilere teşekkür ederim. Ayrıca hayatım boyunca desteklerini üzerimden hiç eksik etmeyen sevgili aileme ve çalışmam sırasında bana her daim yardımcı olan kıymetli eşime ve değerli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Tuba Kevser ŞAHİN Konya, 2010

(10)
(11)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğrencinin

Adı Soyadı Tuba Kevser ŞAHİN Numarası 074245051002 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Felsefe ve Din Bilimleri Din Psikolojisi

Danışmanı Doç. Dr. Adem ŞAHİN

Tezin Adı DİNÎ DANIŞMANLIK BAĞLAMINDA AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROSU FAALİYETLERİ

ÖZET

Türkiye’deki dinî danışmanlık hizmetlerini konu alan bu çalışma İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara olmak üzere Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesini temsil eden İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon İl Müftülüklerine bağlı Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına dinî, ailevi ve psikolojik sorunlar için yapılan başvuruların analize tabi tutulmasıyla oluşturulmuştur.

Çalışma giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı, önemi ve yöntemi üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde çalışmamızın önemli kavramları olan psikolojik danışmanlık ve rehberlik kavramları irdelenmiş, özellikle dinî danışmanlığın işlevi konusu üzerinde durulmuş ve asıl çalışma sahamız olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarının açılışından günümüzdeki son haline kadar geçirdiği evreler, işlevleri ve yapılanması hakkındaki pek çok husus ele alınmıştır. İkinci bölümde ise araştırmamızın bulguları değerlendirilmiştir.

Çalışmada 2009 yılının son altı ayı içerisinde bürolara yapılan 1678 başvuru incelenmiştir. Buna göre en çok danışılan il %42,4 ile İstanbul olurken en az danışılan il ise %1,4 ile Trabzon olmuştur. Rehberlik bürolarına yapılan başvuruların %81,6’sının kadınlar tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Aile İrşat ve Rehberlik bürolarına en çok soru %47,5 ile 23-40 yaş aralığından gelmiştir. Soruları en çok

(12)
(13)

%37,7 ile ev hanımları sormuştur. Danışanların medeni durumları incelendiğinde %77 ile en çok başvuruyu evlilerin yaptığı görülmüştür. En çok danışılan konu %42,8 ile “İbadet Hayatı” olmuştur.

Sonuç olarak, büroların çeşitli sorunlarla beraber toplum ve aile için gerekli ve faydalı birimler olduğu tespit edilmiştir. Bununla beraber, burada hizmet veren görevlilerin, rehberlik ve danışmanlık alanlarında donanıma sahip olmaları durumunda daha verimli hizmet verilebilecekleri kanaatine varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Dinî Danışmanlık, Aile İrşat ve Rehberlik Büroları, Din

(14)
(15)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğrencinin

Adı Soyadı Tuba Kevser ŞAHİN Numarası 074245051002 Ana Bilim /

Bilim Dalı

Felsefe ve Din Bilimleri Din Psikolojisi

Danışmanı Doç. Dr. Adem ŞAHİN

Tezin İngilizce Adı THE ACTIVITIES OF FAMİLY İNFORMATION AND GUİDANCE OFFİCES İN THE CONTEXT OF RELIGIOUS

COUNSELLİNG

SUMMARY

 

The study on religious counselling in Turkey is composed of the analyze of the applications to Family Information and Guidance Offices about religious, familial and psychological problems. We used the datas which come from İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır and Trabzon that represent the seven geographical regions of Turkey.

Our study is composed of three parts, introduction, first and second sections. The subject, aim and the importance of the study are examined in the introduction part. In the first part, a literature study is put forward and the concepts of psychological counseling and guidance are handled. Especially, the functions of religious counseling are studied in detail and the other significant concepts about Family Information and Guidance Offices are examined. The findings of our study are evaluated in the second part.

In this thesis, 1678 applications to Family Information and Guidance Offices in the second part of the year 2009 are investigated. According to datas, the applications are made in İstanbul most (42,4 %) and in Trabzon least (1,4 %). 81,6 % of the applications are made by women. Most of the applicants are between the age of 23 and 40 (47,5 %) and most of the questions are asked by housewives (37,7 %). Most of the applicants are married (77 %). Most questions are about Fiqh (42,8%).

As a result, it is determined that Family Information and Guidance Offices are helpful and necessary institutions for society and family. However, it is asserted

(16)
(17)

that these Offices can be more efficient in case the Office staff are equipped with more professional knowledge on counseling and guidance.

Key Words : Religious Counseling, Family Information and Guidance

(18)
(19)

İÇİNDEKİLER

Sayfa No

Bilimsel Etik Sayfası ... ii

Tez Kabul Formu ... iii

Önsöz / Teşekkür ... iv

Özet ... vi

Summary ... viii

Şekiller ve Tablolar Listesi ... xvi

Kısaltmalar Sayfası ... xv Giriş ... 1 1. Araştırmanın Konusu ... 1 2. Araştırmanın Önemi ... 2 3. Araştırmanın Amacı ... 3 4. Araştırmanın Sayıltıları ... 4 5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 4

6. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 5

7. Araştırmanın Yöntemi ... 5

8. Araştırmadaki Verilerin Analizi ... 5

BİRİNCİ BÖLÜM – Psikolojik Danışmanlık ve Dinî Danışmanlık 1.1. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ... 6

1.1.1. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik İlişkisi ... 7

1.1.2. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin İşlevleri ... 8

1.1.3. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Amaçları ... 9

1.1.4. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin İlkeleri ... 11

1.1.5. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Önemi ... 13

1.1.6. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Sınırlılıkları ... 13

1.2. Din Psikolojisi ve Dinî Danışmanlık... 13

1.2.1. Din Psikolojisi ... 13

(20)

1.2.2.1. Dinî Danışmanlığın Konusu ... 22

1.2.2.2. Dinî Danışmanlığın Amacı ... 23

1.2.2.3. Dinî Danışmanlığın İşlevi ... 24

1.2.2.4. Dinî Danışmanlığın Alanları ... 26

1.2.2.5. Dinî Danışmanlığın Sınırlılıkları ... 27

1.3. Türkiye’de Dinî Danışmanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na Bağlı Aile İrşat ve Rehberlik Büroları ... 27

1.3.1. Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına Danışılan Soruların Konularına Göre Tasnifi ... 36

1.3.2. Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına Danışılan Sorular... 39

1.3.2.1. Evlilik ve Nikâh ... 39

1.3.2.1.1. Nikâhın Gerekleri ... 40

1.3.2.1.2. Evlilikte Denklik ... 41

1.3.2.1.3. Kader- Kısmet- Nasip Soruları ... 41

1.3.2.1.4. Nişanlılık Döneminde Dinî Nikâh Problemi ... 42

1.3.2.1.5. Resmî Nikâh- Dinî Nikâh Ayrımı ... 43

1.3.2.1.6. Erken Yaşta Evlilik- Zorla Evlilik ... 44

1.3.2.1.7. Evlilikte Din, Mezheb ve Kültür Farklılıkları-Süt Hısımlığı .. 44

1.3.2.1.8. Düğün Törenleri ve Dine Uygunluk ... 46

1.3.2.1.9. Aldatma- Zîna ve Dinî Nikâhın Durumu ... 47

1.3.2.1.10. Çok Evlilik ve Sonuçları ... 48

1.3.2.1.11. Boşanma Sonrası Tekrar Evlilik ... 49

1.3.2.2. Boşanma ... 50

1.3.2.2.1. Resmî Boşanmadan Sonra Dinî Nikâhın Durumu ... 51

1.3.2.2.2. Talak İfadeleri- Zıhar- Şartlı Boşama ... 51

1.3.2.2.3. Boşama Şekilleri (Telefon, Mektup, İnternet) ... 53

1.3.2.2.4. Sinirliyken, Sarhoşken ve Şaka ile Boşama ... 53

1.3.2.2.5. İddet Müddetine Riayet Edilmeyen Durumlar ... 54

1.3.2.2.6. Mehir Ödeme Sorunları ... 55

1.3.2.2.7. Nafaka, Tazminat, Mal Paylaşımı ve Velayet ... 56

(21)

1.3.2.2.9. Boşandıktan Sonra Aynı Eş ile Tekrar Evlilik ... 57

1.3.2.2.10. Boşanmadan Başka Biri ile Dinî Nikâh ... 57

1.3.2.2.11. İstediği Halde Boşanamama- Tehdit ... 58

1.3.2.2.12. Boşanma Sebepleri ... 58

1.3.2.2.12.1. Aldatma ... 58

1.3.2.2.12.2. İçki, Kumar ve Madde Bağımlılığı ... 59

1.3.2.2.12.3. Şiddet ... 59

1.3.2.2.12.4. Maddî Problemler ... 61

1.3.2.2.12.5. Cinsel Sorunlar ... 62

1.3.2.2.12.6. Anlaşamama ... 62

1.3.2.2.12.7. İlgisizlik ... 63

1.3.2.2.12.8. Aile İçi Kavgalar (Gelin-Kaynana) ... 64

1.3.2.2.12.9. Eşlerin Birbirinin Yaşam Şekline Karışması ... 65

1.3.2.2.12.10. Formalite Gereği Boşanmak ... 66

1.3.2.3. Aile İçi Problemler ... 67

1.3.2.3.1. Aile İçi İletişim Sorunları ... 67

1.3.2.3.2. Çocuk Eğitimi ... 69

1.3.2.3.3. Gençler ile Yaşanan Sorunlar ... 69

1.3.2.3.4. Yaşlılar ve Bakımı ... 71

1.3.2.3.5. Ekonomik Sorunlar ... 71

1.3.2.4. Sağlık ... 72

1.3.2.4.1. Akraba Evliliği ve Sonuçları ... 73

1.3.2.4.2. Kısırlık, Tüp Bebek ve Yumurta Nakli ... 73

1.3.2.4.3. Doğum Kontrol Yöntemleri ... 73

1.3.2.4.4. Kürtaj ... 74

1.3.2.4.5. Fiziksel Hastalıklar ve Aile Desteği ... 74

1.3.2.4.6. Ruhsal Problemler ... 75

1.3.2.4.7. Zararlı Alışkanlıklar ve Bağımlılıklar ... 76

1.3.2.4.8. Kürtaj Sebepleri ... 76

1.3.2.2.8.1. Sağlıklı Bebeğin Kürtajı ... 76

(22)

1.3.2.2.8.3. Gayr-ı Meşru Bebeğin Kürtajı ... 77 1.3.2.2.8.4. Maddî İmkânsızlıklar Sebebiyle Kürtaj ... 78 1.3.2.2.8.5. Annenin Sağlık Sorunları Sebebiyle Kürtaj ... 78 1.3.2.2.8.6. Annenin Hayatî Tehlikesi Sebebiyle Kürtaj ... 78 1.3.2.2.8.7. Aile İçi Sorunlar/ Geçimsizlik Sebebiyle Kürtaj ... 79 1.3.2.5. İbadet Hayatı ... 79 1.3.2.5.1. Abdest ve Gusül Soruları ... 79 1.3.2.5.2. Namaz, Zekat, Hac ve Oruç İbadetleri ile İlgili Sorular ... 80 1.3.2.5.3. Miras ile İlgili Sorular ... 81

1.3.2.5.4. Kadınlara Özel Haller ile İlgili Sorular ... 82 1.3.2.5.5. Eşlerin Birbirlerinin İbadetlerine Engel Olması ... 83

1.3.2.5.6. Yemin ve Adak ... 84

1.3.2.5.7. İbadet Etmeyen Eş ve Çocuğu Uyarmanın Hükmü ... 85 1.3.2.5.8. Küslük ve Hükmü ... 86

1.3.2.5.9. Eşlerin Kadınların Özel Hallerine Saygı Göstermemesi ... 87 1.3.2.5.10. Vesvese ... 87 1.3.2.5.11. Büyü ve Fal ... 88 1.3.2.5.12. Dua ve Beddua ... 89 1.3.2.6. Sosyal Konular ... 89 1.3.2.6.1. İnsan İlişkileri ... 90 1.3.2.6.2. Teknoloji ve Bağımlılıklar ... 92 1.3.2.6.3. İntihar ... 94 1.3.2.7. Cinsel Sorunlar ... 95 1.3.2.7.1. Eşler Arası Cinsel Sorunlar ... 95 1.3.2.7.2. Ensest İlişkiler ... 96 1.3.2.7.3. Cinsel Taciz ... 97 1.3.2.7.4. Cinsel Tercihler ... 98 1.3.2.7.5. Evlilik Dışı İlişkiler ... 98

(23)

İKİNCİ BÖLÜM – Araştırmanın Bulguları

2.1. Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına Yapılan Başvurularla İlgili Demografik Bulgular ... 99 2.1.1.Yaş Aralığı ... 99 2.1.2. Cinsiyet... 100 2.1.3. Medeni Durum... 101 2.1.4. Meslek... 101 2.1.5. Yaşanılan Bölge... 102 2.2. Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına Danışılan Sorular ve Verilen Cevaplar ile İlgili Bulgular... 103 2.2.1. Danışma Şekli... 103 2.2.2. Sorunun Konusu... 104 2.2.3. Cevap Türü... 106 2.3. Demografik Özelliklere Göre Soruların Konusunun Dağılımına Dair Bulgular ... 107 2.3.1. Sorunun Konusu ile Yaş Arasındaki İlişki... 107 2.3.2. Sorunun Konusu ile Cinsiyet Arasındaki İlişki... 108 2.3.3. Sorunun Konusu ile Medeni Durum Arasındaki İlişki... 110 2.3.4. Sorunun Konusu ile Danışma Şekli Arasındaki İlişki... 111 2.4. Yaşanılan Bölge ile Değişkenler Arasındaki İlişkiler…………...113 2.4.1. Yaşanılan Bölge ile Sorunun Konusu Arasındaki İlişki... 113 2.4.2. Bölgelerde Danışanların Yaş Gruplarına Göre Dağılımı... 115 2.4.3. Yaşanılan Bölge ile Cinsiyet Arasındaki İlişki... 118 2.4.4. Yaşanılan Bölge ile Medeni Durum Arasındaki İlişki... 119 2.4.5. Yaşanılan Bölge ile Danışma Şekli Arasındaki İlişki... 120

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM – Bulguların Değerlendirilmesi

3.1. Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına Yapılan Başvurular ile İlgili Demografik Özelliklerin Değerlendirilmesi………..…………...123 3.2. Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarına Danışılan Sorular ile İlgili Bulguların Değerlendirilmesi…………...127

(24)

3.3. Soruların Konusunun Demografik Özelliklere göre Dağılımına Dair Bulguların Değerlendirilmesi…………...128 3.4. Yaşanılan Bölge ile Değişkenler Arasındaki İlişkilere Dair Bulguların Değerlendirilmesi……….…………...131 Sonuç ve Öneriler... 137 Kaynakça... 144 Özgeçmiş... 148

(25)

ŞEKİLLER VE TABLOLAR LİSTESİ

Şekil-1: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Arasındaki İlişki ... ..8 Şekil-2: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Amacı ... 10 Şekil-3: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ile Dinî Danışmanlık Arasındaki İlişki ... 21 Şekil-4: Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu Bulunan İller ... 32 Şekil-5: AİRB’lere Başvuranların Yıllara Göre Dağılımı ... 34 Şekil-6: Yaş Aralığı ... 100 Şekil-7: Cinsiyet... 100 Şekil-8: Medeni Durum... 101 Şekil-9: Meslek... 102 Şekil-10: Yaşanılan Bölge... 103 Şekil-11: Danışma Şekli... 104 Şekil-12: Sorunun Konusu... 105 Şekil-13: Cevap Türü... 106 Tablo 1: 2009 Yılı İllerden Gelen Karteks Sayıları ... 35 Tablo 2: 2009 Yılı Konulara Göre Danışılan Soru Sayıları ... 36 Tablo 3: Sorunun Konusu ile Yaş Arasındaki İlişki... 107 Tablo 4: Sorunun Konusu ile Cinsiyet Arasındaki İlişki... 109 Tablo 5: Sorunun Konusu ile Medeni Durum Arasındaki İlişki... 110 Tablo 6: Sorunun Konusu ile Danışma Şekli Arasındaki İlişki... 112 Tablo 8: Yaşanılan Bölge ile Sorunun Konusu Arasındaki İlişki... 113 Tablo 9: Yaşanılan Bölge ile Yaş Arasındaki İlişki... 116 Tablo 10: Yaşanılan Bölge ile Cinsiyet Arasındaki İlişki... 118 Tablo 11: Yaşanılan Bölge ile Medeni Durum Arasındaki İlişki... 120 Tablo 12: Yaşanılan Bölge ile Danışma Şekli Arasındaki İlişki... 121

(26)

KISALTMALAR

AİRB : Aile İrşat ve Rehberlik Büroları

AİRBKK : Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu Kayıt Karteksi (a.s. ) : Aleyhisselam

C. : Cilt

(c.c.) : Celle Celâluhu

DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı DPT : Devlet Planlama Teşkilatı MEB : Milli Eğitim Bakanlığı S. : Sayı s. : Sayfa Yay. : Yayınları TDV : Türk Diyanet Vakfı vb. : Ve benzeri vd. : Ve diğerleri

(27)

GİRİŞ 1. Araştırmanın Konusu

Aile yapısının sağlam olması toplumun geleceğinin teminatıdır. Günümüzde toplum hayatı modern kültürün etkisi altında kalmaktadır. Geleneksel toplum yapısında aile fertleri birlikte yaşadığı için karşılaşılan sorunlara çözüm yolları bulmak daha kolaydı. Yaşanan problemlerde kimi zaman anneye kimi zaman babaya kimi zamanda diğer aile yakınlarına sorunlar anlatılarak çözüm yolları aranırdı. Fakat günümüz insanı, çevresinde sorunlarını paylaşabileceği çok fazla kişiye sahip değildir. Ancak bunun yerini bir takım kurumlar almıştır.

İnsanların yaşadıkları sorunları çözme aşamasında müracaat ettikleri değişik mercîlerden birisi de dindir. Din inanan insanlar için daima maddî ve manevî şifa kaynağı olmuştur. Tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de kimi insanlar psikolojik ve ailevî sorunlarını psikolog veya danışmanların yanı sıra dinî danışmanlara açmayı tercih etmekte ve aldıkları cevaplarla sorunlarından kurtulmaya çalışmaktadırlar.

Dinî danışmanlık literatürümüze yeni girmiş olsa da pratikte ilk insandan bu yana var olan bir uygulamadır. Zira dinî kaynaklara göre Hz. Âdem (a.s.) yeryüzüne dair hiçbir şey bilmezken Allah (c.c.) ona bir nevî rehberlik yapmış, dünya ve ahiret hakkında bilmesi gerekenleri ona öğretmiştir. Yine bütün peygamberler ümmetleri için dinî danışmanlık vazifesi üstlenmiş ve onların yaşadıkları sorunlara çözüm üretme gayretinde olmuşlardır.

Son yıllarda vatandaşlarımızın dinî danışmanlık hususunda din görevlilerinden sık sık talepte bulunmaları ve çeşitli konulardaki problemlerini dile getirmeleri üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığı, Aile İrşat ve Rehberlik Bürolarını∗ kurarak toplumun bu ihtiyacını daha sistematik ve bilinçli bir şekilde çözme gayretine girmiştir. Araştırmamızın konusu Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu faaliyetleri ve bu faaliyetlerin dinî danışmanlık bağlamında değerlendirilmesidir.

(28)

2. Araştırmanın Önemi

Ülkemizde Diyanet İşleri Başkanlığı veya İl müftülüklerince, vatandaşların sordukları soruların değerlendirilmesinin yapıldığı değişik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Dinî danışmanlık konusu ile ilgili daha önce hazırlanmış akademik çalışmalar arasında Nurullah Altaş’ın “Dinî Danışmanlığın Teorik Temelleri” adlı makalesi ve Üzeyir Ok’un “Dinsel Danışmanlığın Teorik Çatısı” adlı tezi bulunmaktadır. Ayrıca 2009 yılında Uludağ Üniversitesi’nde hazırlanmış olan “Erzurum ve Bursa İl Müftülüklerine Sorulan Sorular Işığında Türkiye’nin Aile Hayatının Sosyolojik Analizi” adlı yüksek lisans tez çalışması mevcuttur. Ancak daha önce Türkiye’nin coğrafî farklılıklarını ele alıp inceleyen bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmada İç Anadolu, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinden birer il seçilmiş, bu illerde AİRB’ye sorulan sorular dikkate alınarak AİRB faaliyetlerinin değerlendirilmesi yapılmıştır. Araştırma, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki illere gelen soruların konu farklılıkları, danışma şekilleri ve hangi ilde hangi konuda problemlerin daha fazla olduğunun tespiti açısından önemlidir.

Araştırmamızı önemli kılan özelliklerden birisi de, AİRB’yi dinî danışmanlık bağlamında ele alan bir çalışma olmasıdır. Dinî danışmanlık insanların problemlerine, inandığı dinin değerleriyle ilişki kurarak çözüm bulmasına yardımcı olmaktır. Daha önce yapılmış akademik çalışmalarda dinî danışmanlık teorik düzeyde ele alınmış ancak konu uygulama açısından eksik kalmıştır. Çalışmamızda ise AİRB’de yapılan faaliyetlerin bir dinî danışmanlık faaliyeti olarak uygulama alanında nasıl gerçekleştiği incelenmiştir.

Ayrıca araştırmamız, ailelere danışmanlık hizmeti veren bir kurum olarak AİRB’nin faaliyetlerine yönelik bir durum tespiti ve mevcut uygulamayı değerlendirme işlevini de yerine getirmektedir. Bu bağlamda, AİRB’ye gelen soruların kimler tarafından, nasıl ve ne şekilde sorulduğunun, toplumda hangi problemlerin daha sık görüldüğünün ve çözüm yollarının tespiti açısından da araştırmamız önem taşımaktadır.

(29)

3. Araştırmanın Amacı

Dinî danışmanlık, yaşadıkları müddetçe insanların ihtiyaç duydukları bir hizmettir. Bu sebeple dinî danışmanlık görevini üstlenen kişilerin bu konuda gerekli kabiliyet ve donanıma sahip olmaları gerekmektedir. Nitekim bazen yeterliliği olmayan kişilerin yapmış olduğu dinî danışmanlık ve rehberlik faaliyetleri, danışanlar için bir yardım işlevi görmekten ziyade sorunları daha da büyütüp içinden çıkılmaz bir hale getirebilmektedir.

Araştırmamızın öncelikli amacı, toplumun dinî danışmanlık bağlamında daha çok hangi konularda AİRB’ye başvurduğunu; başvuruların demografik değişkenlere göre farklılık arz edip etmediğini tespit etmektir. Araştırmanın bir diğer amacı da uygulamada tespit edilen veriler ışığında dinî danışmanlık kavramının doğru anlaşılıp anlaşılmadığının, yapılan danışmanlık hizmetlerinin alanın ilke ve kurallarına uygunluğunun değerlendirmesinin yapılmasıdır. Araştırmamızın en önemli amacı, dinî danışmanlık kavramının doğru bir şekilde anlaşılması ve yapılan danışmanlık hizmetlerinin, alanın genel ilke ve kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi noktasında netlik sağlamak ve şayet böyle bir durum var ise ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi yönünde öneriler sunmaktır.

Yukarıda verile amaçlar doğrultusunda araştırmamızda aşağıdaki sorulara cevaplar aranacaktır.

1. Acaba AİRB’de danışan ile danışılan arasında yeterince güven tesis edilebilmekte midir?

2. Acaba AİRB’ye danışılan soruların büyük bir çoğunluğu telefonla mı yoksa yüz yüze mi sorulmaktadır?

3. Acaba AİRB hizmetleri psikolojik danışma ve rehberlik ilkelerinden danışan ve danışılan arasında gizlilik ilkesine dayanmakta mıdır?

4. Acaba AİRB’ye gelen sorular toplum ve aile yapısındaki değişiklikleri yansıtmakta mıdır? Nitekim geleneksel toplum yapısında evliliklerdeki aldatmalarda genelde erkeğin eşine ihaneti söz konusu iken son dönemlerde kadının ihanetine de sıkça rastlanmaktadır.

5. Acaba AİRB faaliyetleri büro görevlileri tarafından örgütlü, planlı ve profesyonel bir hizmet olarak verilebilmekte midir?

(30)

4. Araştırmanın Sayıltıları

1. İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon illeri Türkiye’nin ilgili bölgelerini dolayısıyla Türkiye’yi temsil etmektedirler.

2. Bu Müftülüklere bağlı AİRB’lere danışan kişilerin sorunlarını doğru bir şekilde dile getirdikleri varsayılmaktadır.

3. İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon İl Müftülüklerine bağlı AİRB’lere yöneltilen soruların kayıtlarının bürolarda görev yapan uzmanlar tarafından doğru tutulduğu varsayılmaktadır.

4. AİRB’nin toplumun geneline hitap ettiği varsayılmaktadır.

5. Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırma bulguları araştırmanın uygulandığı bölge ve zaman dilimiyle sınırlıdır. Bu sebeple araştırmada yedi coğrafi bölgeyi temsilen İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon müftülüklerine bağlı AİRB’lere gelen sorular ele alınmıştır. Ayrıca araştırma sadece kayıt altına alınan sorularla sınırlıdır.

Bazı sorularda birden fazla probleme rastlandığı için gruplandırmada zorluk yaşanmıştır. Bu problem, gruplandırma esnasında soruda geçen tüm konular değil danışılan asıl soru esas alınarak aşılmıştır.

Araştırmadaki illerin fazlalığı ve özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi danışan sayısının fazla olduğu illerin araştırma kapsamında olması sebebiyle araştırmamız 2009 yılının son altı ayında danışılan sorularla sınırlıdır.

Araştırma, kartekslere işlenmiş olan ”şehir”, “görüşme şekli”, “tarih”, “cinsiyet”, “yaş”, “medenî durum”, “eğitim durumu”, “danışılan problem” ve “verilen cevap” değişkenleriyle sınırlandırılmıştır.

6. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Bu araştırma 2009 yılının son altı ayına ait İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Antalya, Diyarbakır ve Trabzon müftülüklerine bağlı AİRB’lerde görevli danışmanlara sorulmuş ve kartekslere işlenmiş olan 1678 soruyu kapsamaktadır. Soruların 731’i İstanbul Müftülüğüne, 426’sı Ankara Müftülüğüne, 380’i İzmir Müftülüğüne, 48’i Erzurum Müftülüğüne, 43’ü Antalya Müftülüğüne, 27’si

(31)

Diyarbakır Müftülüğüne ve 23’ü de Trabzon Müftülüğüne bağlı bürolara yöneltilmiştir.

7. Araştırmanın Yöntemi

Araştırmamızda bir yönüyle keşfedici bir yönüyle de tanımlayıcı yaklaşım tercih edilmiştir. Konu hakkındaki bilgiyi derinleştirmek ve konuyu daha değişik boyutlarıyla anlamak amacıyla uygulanan keşfedici yaklaşım doğrultusunda araştırmamız hakkında ayrıntılı olarak kaynak taraması yapılmıştır. Bir örgüt, birey, grup, durum veya olgunun düzgün bir portresini çizmek olarak tanımlanan (Altunışık vd., 2005: 61-62) tanımlayıcı yaklaşım ile de Türkiye’deki AİRB faaliyetlerinin genel şeması çıkarılmıştır. Ayrıca sebep- sonuç ile ilgili verilerde açıklayıcı yaklaşım kullanılmıştır. Açıklayıcı yaklaşım ile çalışılan konu, değişkenler arasındaki ilişkilerle açıklanmıştır.

8. Araştırmadaki Verilerin Analizi

Araştırmada öncelikle İl Müftülüklerinden alınan karteksler incelenerek konuyla ilgili ham verilere ulaşılmış, daha sonra bu veriler SPSS programına aktarılarak deneklerle ilgili demografik özelliklerin frekans ve yüzdelerine ulaşılmıştır.

Analizlerin ikinci aşamasında sorulan sorularla değişkenler arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığını tespit için çapraz tablolar oluşturularak bulgulara ulaşılmıştır.

Araştırmanın istatistiksel analiz işlemleri SPSS 15 paket program kullanılarak yapılmıştır.

(32)

BİRİNCİ BÖLÜM

Psikolojik Danışmanlık ve Dinî Danışmanlık

Psikolojik danışmanlık ve rehberlik kavramlarının herkes tarafından kabul edilmiş tek bir tanımının olduğunu söylemek mümkün değildir. Ülkemizde geleneksel olarak rehberlik alanında kullanılan deyim ve kavramlarda anlamsal farklılıklar mevcuttur. Bunun nedeni ise, en kısa anlatımı ile alandaki sürekli ve hızlı gelişmelerdir (Kepçeoğlu, 1985: 3). Genel olarak rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri, kavram ve uygulamaları yeni olmakla beraber gittikçe zenginleşen bir yapıya sahiptir. Bu değişik görüşler nedeniyle de farklı tanımlar yapılmıştır.

1.1. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik

Tan (2002) Psikoloji de danışmayı “problemli kişi (danışan) ile onun kişisel probleminin çözümüne yardımcı olabilecek uzman kişi (danışman) arasında problemin çözümüne dönük olarak kişi-kişiye veya yüz yüze cereyan eden bir yardım oluşumudur.” şeklinde tanımlar (s. 20). “Bu yardımı alan kişiye ‘danışan’, yardımı veren uzmana da ‘psikolojik danışman’ denir. Psikolojik yardım ilişkisi bir süreçtir. Bu süreç içinde bireye kendini ve sorunlarını gerçekçi bir gözle görmesi ve uygun çözümler bulması için yardım edilir. Anlaşılacağı gibi bu yardım, bu alanda yetişmiş uzman kişilerce verilen profesyonel bir hizmettir.” (Yeşilyaprak, 2004: 10).

Psikolojik danışmada, genel olarak anormal veya aşırı uyumsuzluk gösterenlerden ziyade, normal kişilerle ilgilenilir. Bu sebeple psikolojik danışmada olumsuz davranışlardan ziyade olumlu davranışlar üzerinde durulmakta, dinleme ve konuşmanın yanı sıra bu süreçte bazı test ve anketler ile biyografik materyallerden de yararlanılmaktadır (Kuzgun, 1991: 109).

Diğer taraftan rehberlik bireyin kendini anlaması, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, kapasitelerini geliştirmesi, çevresine uyum sağlaması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için uzman kişilerce yapılan psikolojik yardımlardır (Kuzgun, 1991: 3). Bir diğer tanımda rehberlik, “Sorunlarını çözmesi, yaşadığı toplumun özgür ve sorumlu üyesi olabilmesi için bireye yardımcı olacak deneyimler kazandırma programıdır” şeklinde açıklanmıştır (Kepçeoğlu, 1985: 11). Yeşilyaprak

(33)

ise rehberliği, “bireyin gelişimine yönelik, sistemli ve profesyonel yardım hizmetleridir” şeklinde tanımlamaktadır (s. 7).

Yapılan tanımlar göstermektedir ki rehberliğin bireyde gerçekleştirmeye çalıştığı bazı amaçları vardır. Rehberlik kişiye, kendini ve çevresini tanıma imkânı sağlar. Ayrıca kişinin karşılaştığı problemleri çözmesine ve bireyin kişisel gelişimini tamamlamasına katkıda bulunur (Kepçeoğlu, 1985: 9-10).

Rehberliğin bireyde gerçekleştirmeye çalıştığı amaçların dışında ayrıca rehberlik ile ilgili şu özellikler sıralanabilir:

™ Rehberlik bir süreçtir.

™ Rehberlik bireye yardım etme işidir. ™ Rehberlik yardımı bireye dönüktür.

™ Rehberlik bilimsel ve profesyonel bir yardımdır.

™ Rehberliğin esası bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir. Genellemelerde ifade edildiği gibi bir süreç işi olan rehberlik faaliyetlerinin profesyonel bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Rehberlikte esas, bireyin kendini gerçekleştirme sürecine katkıda bulunmaktır. Sonuç olarak rehberlik terimi, hem bir anlayışa, bir yaklaşım biçimine, hem de bir takım hizmetler bütününe işaret etmektedir.

1.1.1. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik İlişkisi

Psikolojik danışma ve rehberlik kavramları üzerinde yapılan açıklamalar ve tartışmalar bütünü ile ele alındığında, genel bir anlaşma noktası olarak rehberliğin türlü etkinlikleri ve servisleri ile aslında daha geniş bir kavram olduğu; psikolojik danışmanın ise rehberlik çalışmaları içinde çok önemli ve vazgeçilmez bir hizmet alanını oluşturduğu ortaya çıkmaktadır (Kepçeoğlu, 1985: 4).

Son yıllarda “danışma” kavramının rehberlik ile birlikte kullanılması dikkat çekmektedir. Çünkü rehberlikle ilgili yeni gelişmeler danışma sürecinin rehberlikteki önemini ortaya koymakta ve danışmanın tüm rehberlik hizmetlerinin özünü ve merkezini oluşturduğunu vurgulamaktadır (Kepçeoğlu, 1985: 3). Rehberlik, bir

(34)

eğitim hareketidir. Zamanla büyüyerek gelişen rehberlik okul ortamında çocuğun zihinsel, psikolojik, kişisel ve sosyal gelişimini kapsayan program halini almıştır. Danışma ise rehberlik programı içindeki hizmet gruplarından biridir (Tan, 1992a: 32). Yani, bireye verilen psikolojik yardım hizmetleri bütünü ile incelendiğinde rehberliğin psikolojik danışmadan daha geniş bir kavram ve uygulama olduğu görülmektedir.

Aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi, Psikolojik danışma hizmetleri Rehberlik hizmetlerinin özünü ve merkezini oluşturmaktadır. (Kepçeoğlu, 1985: 5; Yeşilyaprak, 2004: 10).

Şekil-1: Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Arasındaki İlişki Psikolojik Danışma ve Rehberlik

Rehberlik

Psikolojik danışma

1.1.2. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin İşlevleri

Psikolojik danışma ve rehberliğin işlevlerinden birincisi; “kişinin kendini tanımasına yardım etmektir.” Kişinin kendisini tanıması için onun bedensel, devinimsel ve bilişsel yeteneklerinin, ilgilerinin, değer yargılarının, tutum ve davranışlarının, yaşamdan beklediklerinin, hoşlandığı ve hoşlanmadığı varlık, olay ve olguların neler olduğunu bilmesi gerekir (Bakırcıoğlu, 2000: 8). Rehberlikte kişiye kendini tanıtmak için kullanılan teknik ve yardımlar sayesinde kişi, kendine ve çevresine dair bilgileri özümser; kendi benliğini geliştirerek doğru karar verebilme ve kendini yönetebilme yetisi kazanır.

(35)

Psikolojik danışma ve rehberliğin işlevlerinden bir diğeri ise; eğitimle ilişkili olarak bilgi verme, yerleştirme ve izleme hizmetlerini yerine getirmesidir. (Bakırcıoğlu, 2000: 8). Bilgi verme ile kişinin, kişisel-toplumsal uyumuna yardım edilmektedir. Kişinin, verimli çalışma ve tam öğrenme yolları; kişilik gelişim kuralları; yetenek ve ilgilere göre program, okul ve meslek seçme; burs, kredi ve yurt olanakları vb. konularda bilgilenme gereksinimi karşılanmaktadır. Diğer taraftan yerleştirmede psikolojik danışmanlık ve rehberlik aracılığı ile kişinin gireceği okul, iş v.b. seçimlerinde kararlar verebilmesi için yardım etme ve gerekli imkânları sağlama gibi işlevler söz konusudur.İzleme hizmetleri ise; kişinin aldığı kararların sonuçlarını değerlendirmeye yönelik rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerini oluşturmaktadır (Bakırcıoğlu, 2000: 8).

1.1.3 Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Amaçları

Psikolojik danışma, danışanlara kendilerini anlama ve oldukları gibi kabul etme ve bu anlayışın ışığı altında gizil güçlerini gerçekleştirmede yardımcı olmayı amaç edinmiştir. Bunu, gerektiğinde danışanların tutum, görüş ve davranışlarında değişiklik yaparak gerçekleştirir (Kuzgun, 1991: 109). Rehberliğin amacı ise; “bireyin, kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir.” (Kepçeoğlu, 1985: 11).

Hümanist ekolün ortaya koymuş olduğu bir kavram olan kendini gerçekleştirme süreci ancak kişinin kendini tanıması ile meydana gelmektedir ve insan davranışlarını yöneten en önemli güdüdür. Kendini gerçekleştirme bir gelişme çabası, insan davranışlarını yöneten bir güdü olduğu kadar, erişilmeye çalışılan bir gelişme düzeyi olarak da anlaşılmaktadır. Bu sebeple kendini gerçekleştirme, hayat boyunca devam eden bir süreç olduğundan insan, hayatının belli bir anında, kendini gerçekleştirme yönünden belli bir düzeye sahip olabilir ve kendini gerçekleştirme yönünden bireyler arasında farklar bulunabilir (Kuzgun : 169-174). Bireyin kendisini tanıması ile başlayan kendini gerçekleştirme süreci, çevreyi tanıması ile devam eder. Kendisini ve çevresini tanıyan bireyin kendisine “Ben ne yapabilirim?” ya da “Ne yapmalıyım?” sorularını sormasıyla da kendini gerçekleştirme süreci sona erer.

(36)

Bu durumu şu şekilde şematize edebiliriz : Şekil-2: Psikolojik Danışma ve Rehberliğin Amacı

BİREY Kendini Tanıma Kendini Anlama ve Kabul Etme

Bulunduğu Ortamı ve Çevreyi Tanıma

Ben ne yapabilirim? Ne yapmalıyım?

Kendini Gerçekleştirmek (Kaynak: Yeşilyaprak, 2004: 8)

Şekil-2’de görüldüğü gibi psikolojik danışma ve rehberliğin amacı, verilen rehberlik hizmetleri sonucunda bireyin kendini tanımasını ve kendini gerçekleştirmesini sağlamaktır.

Bundan yola çıkarak rehberliğin amacı ile ilgili şu maddeleri sıralayabiliriz. ¾ Bireyin kendini tanıması

¾ Bireyin çevrede kendisine açık olan fırsatları öğrenmesi ¾ Bireyin gizil güçlerini geliştirmesi

¾ Bireyin çevresine uyum sağlaması

Belirtilen bu amaçlardan ilk ikisi, bireyin kendisi ve çevresi hakkında doğru ve ayrıntılı bilgi edinmesi gereğini vurgulamaktadır (Kuzgun, 1991: 3). Daha sonraki maddelerde ise birey kendini tanıma süreci sonrasında sahip olduklarının farkına varmakta ve çevresine karşı uyum süreci içerisine girmektedir.

Psikolojik danışmanlığın nihaî amacı olan bireyin kendini gerçekleştirmesi için kendini tanıması gerekmektedir. Bu sebeple psikolojik danışma ile kendini gerçekleştirme arasında yakın bir ilişki vardır. (Yeşilyaprak, 2004: 7). Kendini gerçekleştirmekte olan bireyin taşıdığı özellikler, aslında, psikolojik sağlığı yerinde

(37)

olan çağdaş insanda bulunması gereken özelliklerdir. Kepçeoğlu (1985)’na göre, bu özelliklerden bazıları şunlardır (s. 11-12):

™ Kendini gerçekleştirmekte olan birey daha yeterli bir kişiliğe sahiptir, daha verimlidir.

™ Kim olduğunu gerçekçi bir gözle algıladığı gibi kim olabileceği hakkında daha tutarlı bir görüşe sahiptir.

™ Kendini gerçekleştirmekte olan birey hem kendisi ve hem de başkaları hakkında iyi düşüncelere sahiptir.

™ İnsan değerlerine saygı duyar, onları benimser ve geliştirir.

™ Kendini gerçekleştirmekte olan birey zamanını iyi kullanır, geçmişten çok geleceğe dönüktür.

™ Kendine saygı duyar ve kendini olduğu gibi kabul eder, duygularını açığa vurmaktan kaçınmaz.

™ Kendini gerçekleştirmekte olan birey değişmeye ve yeni yaşantılara açıktır. ™ Kendini, değişmekte olan bu gerçek dünyanın yine değişmekte olan bir

parçası gibi görür.

Kendini olduğu gibi kabul eden, tutarlı bir kişiliğe sahip olan, kendine ve çevresindeki diğer insanlara saygı duyan ve kendini yaşadığı dünyanın bir parçası olarak kabul edebilen birey, aslında pek çok insan için aşılamaz mesafeler kat etmiş demektir. Kendini gerçekleştirmeye farklı bir yorum getiren logoterapinin kurucusu Frankl (2007)’a göre; kendini gerçekleştirme, kendini aşmanın bir yan ürünüdür (s. 105).

1.1.4. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin İlkeleri

Rehberliğin ilkeleri ve bu ilkelerle ilgili temel kavramlar bir kişinin genel olarak sahip bulunduğu rehberlik anlayışını oluşturur. Bu ilkeler, aynı zamanda psikolojik danışma ve rehberlik alanının tamamı için önemli ve geçerli ilkelerdir (Kepçeoğlu, 1985: 13).

(38)

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik, çocuk ve insan haklarına, demokratik toplum değerlerine ve bireysel gereksinimlere dayanmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri; kendilerini tanımak, sorunlarını çözmek, kendilerine yeter duruma gelmek isteyen her bireye sunulmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlikte bireye, saygın bir varlık olarak bakılmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlikte bireye kendisi için seçimler yapma ve kararlar verme özgürlüğü tanınmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik, sürekli yararlanılabilecek bir hizmet olarak uygulanmalıdır.

¾ Bireysel boyuttaki psikolojik danışma ve rehberlik, gizlilik temeline dayanmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinde bireysel ayrılıklar göz önünde tutulmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik ile bireyin; bedensel, bilişsel, toplumsal ve duyuşsal yönden, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, bütünüyle geliştirilmesine çalışılmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak uygulanmalıdır.

¾ Psikolojik danışma ve rehberlik; örgütlü, planlı bir biçimde ve profesyonel bir hizmet olarak verilmelidir (Bakırcıoğlu, 2000: 10).

Danışan ve danışman arasında doğru bir iletişimin kurulabilmesi ve yapılan danışmanlık faaliyetlerinin profesyonel anlamda devamının sağlanabilmesi için danışman tarafından bu ilkelere riayet edilmesi gerekmektedir.

(39)

1.1.5. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Önemi

Psikolojik danışmanlık ve rehberliğin öneminin en iyi şekilde anlaşılabilmesi için amacının kavranması gerekir. Yani psikolojik danışmanlık ve rehberliğin önemi amacında gizlidir. Psikolojik danışmanın en önemli amacı, bireyin kendini gerçekleştirmesine yardımcı olmaktır. Kendini gerçekleştirmekte olan bireyin taşıdığı özellikler aslında, psikolojik olarak sağlığı yerinde olan insanda bulunması gereken özelliklerdir.

Kendini gerçekleştiren birey, hem kendine hem de topluma yararlı birey demektir. Kim olduğunu gerçekçi bir gözle algılayan kişi, kim olabileceği noktasında da tutarlı bir görüşe sahip olacaktır. İnsani değerlere saygı duyup onu geliştirme noktasında çaba sarf edecektir. İşte bu noktada rehberliğin önemi ortaya çıkmaktadır. Psikolojik danışma ve rehberliğin önemi, toplumdaki bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerini sağlamaktır.

1.1.6. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin Sınırlılıkları

Psikolojik danışmanlık ve rehberliği (yadsınamaz faydaları olmakla beraber) “her derde deva” bir hizmet olarak düşünemeyiz. Çünkü psikolojik danışmanlık ve rehberlik de sınırlılıkları olan bir hizmetler bütünüdür. Sağlıklı, etkin bir kişilik geliştirebilmek için psikolojik yardımın dışında diğer kişisel ihtiyaçların da karşılanması gerekmektedir.

Psikolojik danışmanlık ve rehberlikte kişinin kendisine tanıtılabilmesi için onun bilişsel, duyuşsal ve devinimsel özellikleri tüm yönleriyle tanınmalı ve kişiye tanıtılabilmelidir. Bireye yardımcı olabilmek için onun ailesi, arkadaşları, öğretmeni ve yöneticisi gibi yakın çevresi ile ilişkileri de göz önünde bulundurulmalıdır (Bakırcıoğlu, 2000: 11).

1.2. Din Psikolojisi ve Dinî Danışmanlık 1.2.1. Din Psikolojisi

Dinin değişik özellikleri vurgulanarak yapılan tanımları pek çoktur ve üzerinde birleşebilecek bir tanım yapmak mümkün değildir. Daha ziyade din adına yapılan tanımlar, tanımlayan kişinin, dine bakış açısına, kendi inancına ve amacına göre değişmektedir. Ayrıca din çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahip olduğundan, onun

(40)

tam ve eksiksiz bir tarifini yapmak da zorlaşmaktadır (Uysal, 1996: 19). Bu nedenle biz bu tanımlardan bazılarını vererek ortak noktalar bulmaya çalışacağız.

Din psikolojisinde din ile ilgili tanımlar, inceleme ve araştırmalar genellikle dinin ferdi ve toplumsal yönleri üzerinde toplanır. Bu alanın öncülerinden olan James’in din tanımı dinin ferdi yönünü vurgular. Ona göre din “fertlerin tek başlarına hayatlarında kutsal olarak kabul ettikleri şeylerle ilgili anlayışları çerçevesinde duyguların fiilleri ve tecrübeleridir.” (Aktaran: Mehmedoğlu, 2004: 22).

Dinin pek çok yönünün olduğunu bu sebeple de pek çok din tanımının yapılabileceğini belirtmiştik. Dinin ruhî yönünü öne çıkararak dini tanımlayan Geertz’a göre: “din, varoluş konusunda genel mahiyette kavramlar dile getiren ve insanlarda güçlü, derin ve kalıcı motivasyonlar ve ruhi eğilimler uyandıracak tarzda etkide bulunan bir semboller sistemidir. Dile getirdiği kavramlara öyle bir gerçeklik özelliği sağlar ki, bunların etkisiyle yaşanan motivasyonlar ve ruhi eğilimler ancak gerçeğe dayanmakla gözükürler.” (Aktaran: Hökelekli, 1998: 70; Uysal, 1996: 19). Dinin daha farklı bir yönüne değinerek din tanımında dinî tecrübeden yola çıkan Cox (2004); dinin, derin derunî tecrübenin bir türü olduğunu ifade etmiştir (s. 22).

Dünyada yaşayan insanların dörtte üçünün bir dine inandığı ve dinin onların hayatlarında oldukça fonksiyonel olduğunun kabul edildiğini düşünürsek, dinin insan hayatında ne denli önemli bir işleve sahip olduğunu rahatlıkla görebiliriz (Şahin, 2007: 15). Zira pek çok insan için din her şeyden önce bütünsel bilgi ve parçalanmamış gerçek için yapılan keşifsel bir araştırma çabasını ifade etmektedir (Allport, 2004: 38).

Bütün orta ve yeniçağda psikolojinin konusu, genel olarak ruh adı verilen mistik bir nesne olmuştur. Wilhelm Wundt, ilk psikoloji laboratuvarını kurduğu zaman psikolojinin konusunun bilinç ve bilinci meydana getiren zihinsel olaylar olduğunu ileri sürmüştür. Bilinç, insanın kendisinin, zihninde geçen olayların ve çevresinin farkında olması yeteneğidir. İnsan davranışlarını, insanın çevresiyle ilişkilerini ve çevresine uyum sürecini inceleyen bilim dalı olan psikolojinin amacı, bilinç denilen bu karmaşık olayı çözümlemek, zihnin en yalın öğelerini araştırmak ve bunlar arasında ki ilişkileri bulup kanunlar halinde formüle etmektir. Böylece

(41)

uyarıcılar, duyumlar, algılar, anılar eşik değerler gibi konular, pozitif açıdan ve bir laboratuvar ortamı içinde ele alınıp incelenmeye başlanmıştır.(Baymur, 1994: 311-314).

İnsanın anlaşılması için öncelikle insan psikolojisinin tanınması gerekmektedir. Bu noktada da insanın; ne olduğuna, vazifesine, hayattaki fonksiyonuna dair sorduğu sorulara cevaplar bulmaya ihtiyacı vardır. Batılı psikologlar bu konuların felsefeyi ilgilendirdiğini savunmuşlardır. Psikolojinin doğrudan doğruya ortada bulunan pratik problemlerle ilgilendiğini ve bu sahalarda araştırma yaptığını belirtmişlerdir. Bu da Muhammed Kutub’a göre batılı araştırmacıların çok büyük iki eksiğinin doğmasına sebep olmuştur.

¾ Batılı psikologlar insanı bir bütün olarak ele almamış, realiteler dünyasında yaşayan pratik insan gerçeğini asla göz önünde bulundurmamışlardır. Yani insanı tek yönlü ele almışlardır.

¾ Bu etütler belirtilen hata nedeniyle normal ve anormal arasındaki noktayı ayırt eden ölçüyü yitirmiştir.

Bu iki metot hatası Batı’daki psikolojik araştırmaları gölgelemiş, Batılı bilginlerin ulaştığı gerçeklerin kısmî gerçekler olduğunu yani insanın hakiki durumunu yansıtmadığını göstermiştir (Kutub, 1992: 21-23).

İnsan gerçeği sadece birkaç yönle ele alınamayacak kadar derin bir mevzudur. İnsan gerçeğini sadece birkaç boyutuyla ele alıp “işte insan budur” demek; korkunç tehlikeler ve de önemli hatalar barındırır. Zira insan son derece kompleks bir yapı ve parçalanmaz bir bütündür. Onun hakkında basit bir anlayışa sahip olmak mümkün değildir. Alexis Carrel’e göre; insan denen bu bütünün parçalarının dış âlemle ilişkilerini tespit edebilecek bir metot yoktur (Carrel, 1976: 22- 23). İşte din bu noktada yani insanın anlaşılması hususunda bizlere yardımcı olmaktadır.

İnsan davranışlarını inceleyen Psikoloji, insanın bir takım tutum ve davranışlarını açıklarken dinî de göz önüne almak zorundadır (Şentürk, 1997: 57). İşte Din Psikolojisi de genel eğilim bakımından dinî, psikolojik bakış açısıyla inceleyen bir bilim dalıdır. Din Psikolojisi insanın ruhî yaşayış ve davranışları

(42)

içerisinde dinî nitelik taşıyan her belirtiyi inceleme konusu yapar. Bu yönüyle de dinî ilimlerden ayrılır.

Din Psikolojisi, insan kişiliğinin bütün yönlerini içine alan bir araştırma alanıdır. Buna göre; dinî eğilim ve kabiliyet, dinî ilgi ve istekler, dinî duygu ve tecrübeler, dinî inanç ve tutumlar, dua ve ibadetler, tevbe ve hidayet, dinden kopma ve inançsızlık, mistik ve tasavvufî yaşayışlar başlıca konularını oluşturur (Hökelekli, 1998: 6- 7). Din Psikolojisi’nin bir diğer konusu da din ihtiyacı, din duygusu ve motivasyondur (Şentürk, 1997: 60). Esasen Din Psikolojisi dinî yaşayış üzerinde araştırmalar yaparken, önce Allah inancının yaşanışını ele alır. Çünkü dinî yaşayışın başında Allah inancının yaşanması gelmektedir (Şentürk, 1997: 59).

Din Psikolojisinin görevi; ferdin ruhunda Allah’ın nasıl duyulup yaşandığını, nasıl tasavvur edilip düşünüldüğünü, O’nun insanlardan yapmasını veya yapmamasını istediği emirlerin dindar bireyi nasıl etkilediğini belirtmeye çalışmaktır. Kısaca din psikolojisinin temel hedeflerinden birisi dinî yaşayışı bütün derinlik ve genişliği içinde aslına uygun veya yakın olarak kavramaya gayret etmek ve onu psikolojik analizler ve tasvirlerle ortaya koymaktır (Şentürk, 1997: 59- 61).

Tarihsel gelişimi açısından henüz genç bir yapılanmaya sahip olan din psikolojisi, dinî ifade şekillerini psikolojik gelişme ve süreçler bağlamında ele alan bir bilim dalıdır. Psikolojinin genel psikoloji ile pek çok ortak yanı mevcuttur. Her ikisinin de bağlı bulunduğu bilimsel prensipler ve koşullar aynıdır. Farklı olan sadece ilgi alanlarına giren konulardır. Din psikolojisi, 19. yüzyılda ortaya çıkan iki bilim dalının öncülüğünde doğmuştur. Bu bilim dalları dinler tarihi ve psikolojidir (Holm, 2004: 13-14). Fakat psikoloji ve din bilimleriyle ilgili olmakla beraber kendine has tarihi, araştırma alanları, konuları, hedefleri, yöntemleri ve teknikleriyle bağımsız bir bilim dalı olan din psikolojisi, kendine mahsus belli başlı özellikleri ile genel psikoloji ve felsefeden ayrılır (Yavuz, 1994: 341). Pazarlı(1982)’ya göre, din psikolojisini diğer bilim dallarından ayıran belli başlı özellikler şunlardır: (s. 62- 64). ™ Din psikolojisi; genel psikolojinin bir kolu olarak deney metoduna, yani

(43)

™ Din psikolojisi; fertlerin iç hayatında geçen kutsallık duygusu, inançlar ve din şuurunun gelişmesini hareket noktası olarak ele alır. Bunun için içebakış yöntemi ile işe başlar.

™ Din psikolojisi, müsbet bir ilim olan genel psikolojinin bir koludur. Genel psikolojinin duygular, inançlar, irade ve enkonsiyon (şuursuzluk) faaliyet ve olaylarıyla yakından ilgilidir.

™ Din psikolojisi, genel psikolojide görülen türlü cereyanlardan uzak kalmak, kendi problemlerini tarafsız bir gözle görmeye çalışmak amacını güder. Bu esasa göre; genel psikolojiyle teoloji arasındaki bir sınır sahasında bulunur. ™ Dinî hayatın türlü tezahürleri, sosyal ve fizikî olaylarla tamamıyla alakasını

kesmiş, soyut bir olay olarak mütalaa edilemez. Aksine dinî olaylar, bir dinî yaşayış halinde beşeri, sosyal ve tabii çevresi içinde incelenir.

™ Dinî yaşayışın hareket ve ayinler şeklinde olan dışı ifadelerinde duygular ve inanışlarla ayin ve merasim arasındaki sebeplilik münasebetlerini bulmak ve göstermek de din psikolojisinin konuları arasındadır.

™ Dinî duyguların fertlerin ruhlarındaki gelişmeleriyle eski çağlardaki dinî yaşayışları arasındaki farklar ve münasebetler de psikolojik bir tahlile tâbi tutulmalıdır. Bu tahlili yapmak da yine din psikolojisinin görevleri arasındadır Psikolojik danışma ve rehberlik faaliyetleri insanın davranışlarını incelemekle beraber onun dine dayalı her türlü eğilim, tutum ve tecrübelerini de incelemektedir. İşte dinî danışmanlık kavramı tam bu noktada ortaya çıkmaktadır.

1.2.2. Dinî Danışmanlık ve Din Hizmetleri

Birçok insanın problemlerini çözmesinde önemli bir mercî olan din, insanların birbirlerine ve çevrelerine uyum sağlamalarında onlara yardımcı olur (Ok, 1997: 45). Toplum bazen dinî yönü geri planda olsa bile, bireysel ve sosyal sorunlarını paylaşmada, nitelikli ve güvenilir birey ve kurumlara ihtiyaç duymaktadır. Özellikle tarih içinde yüklendikleri fonksiyon ve kültürümüzde edindikleri özel konum nedeniyle din görevlileri; insanların dinî veya ahlakî değerleriyle ilişkili, günlük

(44)

yaşayışlarında karşılaştıkları her türlü problemleri hakkında danıştıkları kişiler olmuşlardır (Ok, 1997: 23).

Din hizmetleri, bir dinin mensupları için gerekli yükümlülükleri yerine getirebilmelerini amaçlayan yardımcı çalışmaları içerir. Bu hizmetler, düzenli olarak ifa edilen ibadetlerin toplu halde yerine getirildiği cami hizmetlerini içerdiği gibi, toplumun cami dışında ihtiyaç duyduğu hizmetleri de içine alır. Okul, aile, işyeri, cezaevi, hastane gibi insanın yaşadığı her yer, inançlı insanlara hizmet götürülecek alanlardır. Çünkü, insanın insan için, inandığı değerler doğrultusunda yaşama ihtiyacı varsa, bu ihtiyacın giderilmesi insanın bulunduğu her mekanda söz konusu olacaktır (Başar, 2009: 1). “Hizmet” sözcüğünün anlam içeriğinde gönüllü çalışma iması vardır. Nitekim söz konusu kavram, bizim geleneğimizde de bu anlam içeriğiyle gerçeklik bulmuştur. Hizmet din alanında söz konusu olup “dinî hizmet” olarak ele alındığında gönüllülük daha da artmakta “Allah’ın rızasını kazanmak ” amacıyla yapılan çalışmaları ifade etmektedir. Böylece toplumun her kesimine hitap etmektedir. İşte bu yüzden din hizmeti veya hizmetleri, insanların dinî hayatını idame etmeleri için yapılan hizmetleri ifade etmesi sebebiyle toplumsal bir olgudur. Ülkemizde din hizmetleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürütülmektedir (Okumuş, 2008: 589).

İnsanlar birlikte yaşadıkları sürece danışmanlığa ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç onların yaratılışından kaynaklanan özelliklerdendir. İnsan, hayatı tanımaya anne ve babasının rehberliğinde başlar. Kişilik gelişimini tamamlamış olsa da bireylerin tek başlarına hareket etmekte zorlandıkları ve danışmaya ihtiyaç duydukları alanlardan birisi de dinî hayattır. İnsanlar, içinde bulundukları hayata ilişkin bazı sorular sorar ve bu soruların cevaplarının bir kısmını dinde bulurlar. Sorularına cevap buldukları dinin inanç esaslarını kabullenirler. Kabullendikleri esaslar çerçevesinde de hayatlarını düzenleme gayreti içine girerler. Ancak bu çaba içinde gerek bilişsel açıdan gerekse inanç–uygulama çatışmasından kaynaklanan problemlerle karşılaşma her zaman söz konusudur. İşte, psikolojik danışma ve rehberliğin klasik sürecinden ayrılarak, insanların problemlerine çözüm getirmeyi hedefleyen dinî danışmanlık uygulamaları bu noktada karşımıza çıkar (Başar, 2008: 633).

(45)

Dinî danışmanlık ve rehberlik hizmetleri, özellikle 20. yüzyıldan itibaren Batı dünyasında bilimsel çerçevede özel bir anlam kazanmış ve Pastoral Care and

Counseling kavramı altında dinî bakım ve danışmanlık hizmetleri nerdeyse bağımsız

bir disiplin halinde değerlendirilmiştir (Yaman, 2009: 7). Dinî ya da manevî danışmanlık adıyla din psikolojisi bilim dalı içerisinde yer alan bir bölüm olan pastoral∗ psikoloji, özellikle 1970’li yıllardan sonra yoğun bir gelişme kaydetmiştir (Peker, 2009: 1). Dinsel ve ruhsal problemlerin çözümünde kullanılan bir çeşit danışma süreci olan pastoral danışma ise, genellikle dinsel kurumlarda papazların çalıştıkları kiliselerde uygulanmaktadır. Dua, İncil okuma ve günah çıkarma gibi dinî faaliyetleri kapsayan pastoral danışma, akıl sağlığı açısından tedavi edici nitelikte olduğu noktasından hareketle gelişmiştir (Holm, 2004: 142). Din hizmetlerinde psikolojiye başvurulması şeklinde tanımlanan pastoral psikoloji; gelişmiş Batı ülkelerinde hem manen, hem de sosyal yönden muhtaç kesimlere, her türlü yardım ve desteği belirli bir disiplin ve meslekî etik çerçevesinde yapan, bunun için belirli müdahale araçları, stratejileri, yöntemleri, teknikleri geliştiren bir eğitim ve meslek dalıdır (Düzgüner, 2008: 144; Seyyar, 2009: 8).

Manevî rehberlik ile klinik psikoloji arasındaki sınır bölgede etkinlik gösteren manevî-psikolojik yaklaşım; cezaevlerinde psikolojik yöntemlerle uygulanan tövbe süreci, hastanelerde psikolojik yöntemlerin eşlik ettiği dinî telkinler, affetme çalışmaları, yaşadıklarını anlamlandırma, olumlu bakış açısı kazanma, değerleri yaşama (sabır, şükür, hoşgörü, özveri…) gibi çalışmaları içermektedir (Özdoğan, 2009: 5). Bireylerin vicdanlarıyla ve içinde yaşadıkları toplumla barışık olmaları, aynı zamanda o toplumun gücü ve sağlığı anlamına geleceğinden, kamusal sorumluluğu olan kurum ve kişilerin, etkili bir sorun çözücü olarak dini devrede tutmaları bilgece bir tutum olacaktır (Yaman, 2009: 7).

İslam dünyasında dinî danışmanlık kurumsallaşmış bir kavram olarak henüz yabancı kabul edilmesine rağmen Kur’an’da kullanılan ve tarih boyunca İslam’ın önemli dinamikleri olarak karşımıza çıkan irşat ve tebliğ görevlerinin dinî danışmanlık kavramına yakın iki kavram olduğu açıktır. Rehberlik ve psikolojik danışma işlevi, bu kavramların içeriğinde mevcuttur. Dinî danışmanlık, yardım

(46)

mesleklerinden biri olarak, danışmanlık alanı içindeki tüm problemlerle din veya din dışı da olsa ilgilenir. Ancak dinî danışmanlığın farklılığı danışan veya problemden değil, danışmanın rolünden kaynaklanmaktadır. Dinî danışmanlıkta danışman, rolünü dinden alır. Ancak, bu rolü gerçekleştirirken öteki yardım disiplinlerinden de kendini bağımsız kabul etmez. Dinî danışmanlığın başarısı, ilahiyat alanındaki çalışmalarındaki derinlik ve diğer yardım meslekleriyle ilişkisinin yoğunluğuyla doğru orantılıdır (Başar, 2008: 634).

Dinî danışmanlık 1995 Pensilvanya yasa tasarısına göre şöyle tarif edilmiştir: “Uyumsal davranışı ve davranış değişimini kolaylaştırma amacıyla, dinî kaynakları ve danışma tekniğini kullanarak kişinin kendisiyle olan ve kişiler arası ilişkilerde işlev bozukluğuna yol açan duygusal rahatsızlıkların teşhis ve tedavisidir.” (Altaş, 2000: 339). Dar çerçevede dinî danışmanlığı açıklayacak olursak; dinin kapsama alanına giren hususlarda problemi veya problemleri olan, özel ilgi ve bilgiye muhtaç kişilerin bu alanda yetişmiş, uzmanlık hüviyeti kazanmış görevlilere müracaatları üzerine kendilerine dinin öğretileri ve esasları paralelinde verilen hizmet olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda dinî danışmanlık, profesyonellik isteyen ve kurumsal yapılanmayı gerekli kılan önemli bir husustur.

Liddel’a göre dinî danışmanlık, dinî bir kurum niteliği taşımasına rağmen danışmanlığın anlamından uzaklaşmaz. Dinî danışmanlık, danışmanlığın kapsadığı alanların bazılarıyla ilgilenip bazılarını alan dışında görmez. Alan içindeki problemleri de salt dinî problem olarak incelemez. Her dinî danışman, kendisine getirilen probleme, ‘danışanın kendisi için belirlediği yardım kaynağı açısından’ yaklaşır ve danışanına yardım eder. Bu yardım, dinî problem açısından olabileceği gibi din dışı bir problem açısından da olabilir. Her din görevlisi kendisini dinî danışmanlığın bir uygulayıcısı olarak görür (Altaş, 2000: 339).

Bu tanımlardan yola çıkarak dinî danışmanlığı şöyle şekillendirebiliriz: ¾ Dinî problemlere çözüm sağlama.

¾ Din dışı problemlerin üstesinden gelmede dinin destek kaynağı olarak görülmesi (Başar, 2008: 635).

(47)

Dinî danışmanlık psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin içinde kendine mahsus bir alanda yer almaktadır. Bu sebeple psikolojik danışmada kullanılan teknikler dinî danışmada da kullanılabilir. Bunlar özellikleri itibariyle birkaç grup altında toplanabilir (Aşıkoğlu, 2008: 547).

9 Kabul ve anlayış bildiren teknikler (Susma, basit kabul, tekrarlama, özetleme vb. gibi)

9 Destek ve teşvik bildiren teknikler (Tasvip, teşvik, cesaretlendirme, güvence verme vb. gibi)

9 Teşhis ve anlama amaçlı teknikler (Deştirme, yansıtma, tahlil ve yorum gibi)

9 Telkin ve öğretme amaçlı teknikler (Bilgi verme, tavsiye, telkin, nasihat) olarak sıralanabilir.

Bunlarla birlikte; ses tonu, vücut dili, ortamın rahatlığı da danışmanlığın başarısı için önemlidir.

Psikolojik danışma, rehberlik hizmetlerinin özünü ve merkezini oluşturur (Kepçeoğlu, 1985: 5; Yeşilyaprak, 2004: 10). Dinî danışma ise hem rehberlik hem de psikolojik danışma alanlarının içerisinde kendine has bir yere sahiptir. Rehberlik ve psikolojik danışma kavramları basit bir çizimle daha somut bir şekilde şöyle ifade edilebilir:

Şekil-3: Psikolojik Danışma ve Rehberlik ile Dinî Danışmanlık Arasındaki İlişki

Rehberlik

Psikolojik danışma

(48)

1.2.2.1. Dinî Danışmanlığın Konusu

Bir insanın günlük yaşamı birbirinden farklı değişik yönler içerir. İnsan yaşamının değişik yönleri psikolojinin değişik alanlar geliştirmesine yol açmıştır. Bu alanlardan birisi de danışmanlık psikolojisidir. Danışmanlık psikolojisi, bireyin kendi yaşamının değişik yönleriyle ilgili kararlar vermesine yardımcı olabilecek bilgi ve yetenekleri bireyde geliştirmeyi amaçlar (Cüceloğlu, 1996: 35-36).

Dinî danışmanlık, psikolojik danışma tekniklerinin din alanına uygulanması olarak nitelendirilebilir. Bu anlamda dinî danışmanlık, “Kişinin kendini tanıması, çevresine uyum sağlaması ve dinle ilgili problemlerini fark ederek çözmesi için çeşitli teknikler kullanarak profesyonelce yapılan psikolojik yardımdır.” (Aşıkoğlu, 2008: 546). Dinî danışmanlığın konusu ise genelde dünya, evlilik, ahlâk ve ahiret gibi sorunlardan kaynaklanan problemlerdir. Ayrıca psikoterapinin çeşitli şekilleriyle ilgili teolojik ve ruhsal perspektiflerin disipline edilmiş bütünlüğünü bir arada kullanarak belirli akıl ve duygusal rahatsızlıklarla da ilgilenir (Ok, 1997: 90).

Dinî danışmanlık, danışma oturumunda sadece inanç ve psikoloji konuları içermez. Dinî danışman yardım arayanların problemleri ve acıları konusunda konuşurken psikolojinin zengin geleneklerinden de faydalanır. Dinî danışmanlık çeşitli dinî soru veya sorunları olan ve diğer danışmanlık yöntemleriyle ikna olmayan ve biraz daha uzun süre ve bire bir ilgilenilmesi gereken kişilere yönelik bir sorun çözme yöntemidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bu yöntem, eğitimli ve ne yapacağını bilen kişilerce uygulanmalıdır.

Dinî danışman insanların problemlerine, inandığı dinin değerleriyle ilişki kurarak çözüm üretmeye çalışır. Fakat bunu yaparken diğer disiplinleri de göz önünde bulundurur. Danışmanın başarısı başta alanını oluşturan ilahiyat ve diğer yardım disiplinleriyle ilişkisinin yoğunluğu ile doğru orantılıdır (Ok, 1997: 90).

Dinî danışmanlığın alanına anormal dinî haller de girer. Dinî danışmanlığın konusunu oluşturan “Anormal Dinî Halleri” Peker (1993) şöyle sıralar (s. 153-154):

• Sanrı Deliri (Gerçeğe Uymayan Duyusal Algı).

• Melankolik Sofuluk Deliri (Aşırı sıkıntı ve üzüntü şeklinde beliren ruhsal rahatsızlık).

(49)

• Mistik Perseküsyon Deliri (Takip edildiğini ya da öldürüleceğini düşünmekle ortaya çıkan ruhsal rahatsızlık).

• Allah’lık, Peygamberlik ve Mehdilik İddiaları. • Büyü ve Sihir İddiaları.

• Stereotipiler (Takıntı şeklinde beliren dinen vesvese ismi verilen ruhsal rahatsızlık).

1.2.2.2. Dinî Danışmanlığın Amacı

Bireyin kendisini gerçekleştirmesinde onun önüne çıkan dinî sorunlarla baş edebilmesine katkıda bulunmak dinî danışmanlığın hedefleri arasındadır. Bu bağlamda geleneksel psikolojik danışmadaki yakın ve uzak hedefler dinî danışmanlığın hedefleri arasında kabul edilir.

Dinî danışmada amaç; dinî içerikli veya dindar kişiyi direkt etkilediğinden dolayı dinî içerikli olmayan bütün psikolojik problemlerin sağaltıma ulaştırılması, bir insanın dinî açıdan gelişmesinde ruhsallığına engel olabilecek herhangi bir problemin ortadan kaldırılması ve nihayet bireyin kendini gerçekleştirmesi sürecinde onun önüne çıkan dinî sorunlarda ona yardımcı olmaktır. Fakat unutulmamalıdır ki dinî danışmanlık, bir insanın kendi temel kişilik ihtiyaçlarını karşılamaya güç yetirebilmesini sağlayıp onları artırma noktasına kadar bireyde etkili olabilir (Ok, 1997: 94-95). Dinî danışmanlığın amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz;

¾ Davranışlarını doğru değerlendirmesine yardımcı olmak.

¾ Kendisi ve çocukları ile sorun oluşturan yönleri fark etmesini sağlamak. ¾ Huzursuzluğun kaynağını rasyonel biçimde tespit etmesini sağlamak. ¾ Danışanın diğer aile bireylerinin kendilerini tanımalarına yardımcı olmak. Danışma sürecinde bu amaçları gerçekleştirebilecek bir yol izlenir. Peker (2009), danışma aşamalarında farklı uygulamalar ve yöntemler olmakla beraber Williamson tarafından belirlenen bireysel danışma sürecinden hareketle şöyle bir yol izlememenin daha uygun olacağını düşünmektedir (s. 3):

(50)

a) Önce danışman tarafından danışan hakkında, soruları hakkında, bu duruma nasıl gelindiği hakkında bilgiler elde edilir. Mümkünse iki taraf da dinlenilir. Tek taraflı dinleme yeterince sağlıklı olmayabilir.

b) Sonra elde edilen bilgiler değerlendirilerek, analiz ve sentez yapılarak sorunun niteliği ve nedeni hakkında doğru tespit edilmeye çalışılır. Sorun hangi oranda kimden kaynaklanıyor ya da başka bir neden mi var, bu konuda karar verilir. c) Danışman; düşüncesini ve tavsiyelerini açıkça söyler, ona kendisini ve

çevresini tanıyabilmesinde yardımcı olmaya çalışır, hareket tarzının sonuçlarını anlayabilmesine yol açan nedenleri anlamasını sağlar ve ona uygun seçenekler sunar.

1.2.2.3. Dinî Danışmanlığın İşlevi

Danışanların sağlıklı bireyler olarak kalmalarına, sağlıklı iletişim kurmalarına, yardımlaşmalarına, örnek bireyler olmalarına, fanatizme ve taassuba sevk edecek problemlerini din görevlileri ile paylaşmak suretiyle onların problemlerin üstesinden gelebilmelerine yardımcı olmak dinî danışmanlığın temel işlevleri arasındadır.

Ayrıca dinî danışmanlık, toplumu oluşturan bireylerin akıl sağlığının korunması işlevine de sahiptir. Çünkü din; akıl ve duygu hastalığı, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, aile sorunları, depresyon ve intihar, çocuk ve evlilik sorunu, çocuğa kötü davranma, çocuk suçları ve günümüzün diğer toplumsal problemlerinden oluşan insan sorunlarından kurtulmak isteyenler için ana sığınma kapılarından biridir (Ok, 1997: 96).

Bu bağlamda değerlendirecek olursak dinî danışmanlık; ¾ İnsanlığımızın boyutlarını keşfetmemizi sağlar.

¾ Yaşama ve gerçekliğe ilişkin tuzağa yakalanmış potansiyellerimizi kurtarır. ¾ İlişkilerimizin daha samimi olmasını sağlar.

İnsanlığımızı keşfederek daha sağlıklı bireyler olmamızı sağlayan dinî danışmanlık bazı temel özelliklere dayanılarak uygulandığında danışmanlık hizmetinden alınacak sonuç çok daha verimli olmaktadır. Bu sebeple dinî danışmanlık esnasında danışman tarafından uygulanması gereken bazı temel özellikleri birkaç ana başlık altında toplayabiliriz (Tan, 1992b: 94):

Şekil

Şekil 13: Cevap Türü  1. Fıkhi; 54,6% 2. Ailevi; 25,4%3. Psikolojik; 6,1%4. Hukuki; 0,5%5. Ailevi ve Psikolojik; 2,7%6. Fıkhi ve Psikolojik; 1,8% 7. Ailevi ve Fıkhi; 8% 8.  Yönlendirme; 0,6% Cevap Türü 1. Fıkhi 2. Ailevi 3. Psikolojik4. Hukuki 5. Ailevi ‐

Referanslar

Benzer Belgeler

Yapılan tahkikatta, patlama nedeninin, Bulgaristan’dan hareketten önce, kafilenin bavullarından birine yerleştirilen saatli bomba olduğuanlaşılmıştı.Bomba,

Muhammed'in (sav) örnek uygulamaları Ġslami değerlere uygun nasıl bir aile öngörüldüğünü, aile içerisinde iliĢkiler kadın ve kız çocuklarına karĢı

Marmara Bölgesinden sonra sırasıyla Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgeleri inanç turizmi açısından ayrıntılı

Gereç ve Yöntem: 10.01.2009 ve 10.01.2013 tarihleri arasında yoğun bakıma akut zehirlenme ile kabul edilen tüm gebe olgular, bilgisayar kayıtları kullanılarak geriye dönük

44 Osman Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, Ötüken Yayınları, İstanbul 2009, s.. 46 Manana Gabashvılı, “İlhanlı Devleti’nin Uluslararası Ticaret Politikası

Havza alanının jeomorfolojik özellikleri (bilhassa yer şekilleri) toprak özelliklerine sirayet etmiş ve küçük bir alan dâhilinde çeşitli toprak ordoları

Bu bakımdan derste Dinî Rehberlik ve Danışmanlığın Din Eğitimi ile ilişkisi konuları da ele alınır: Dinî Rehberlik ve Danışmalığın örgün

Bu ders tamamlandığında öğrencilerin, dinî rehberlik ve danışmanlık alanına giren bazı soruların dinî mi yoksa dinî görünümlü mü olduğunu ayırt etmesi,