İstanbul halkının
kulaklan yıllardan beri patlama sesine alışıktır. Bunlardan bazılannın anılan çok acıdır.
■
• -f İ3BW '
' -i * -iS' i İ&3 Yedi kişinin ölümü ve onfi bsc*
s
itX iJ r
m
’
r
kişinin yaralanması via sonuçlananÜ
Z
* «
'»
korkunç patlamadan sonra, harabe haline gelen otelin bugünkü hali .mph
* "0
»
M * ' ■ ■ ■ *5 T ' V * ■ W *.İstan bu l
7
u
yerinden oynatan
eski
patlam alar
ARA ve hava yolları taşımacılığının henüz
pek yaygınlaşmamış olduğu yıllarda tren, en güvenli ve dolayısıyla en çok kullanılan ta şıt aracı olarak başta gelirdi. Bu nedenle, özellikle Batı ülkelerinden İstanbul’a gelenle rin yolculuğu, Sirkeci Tren Istasyonu’nda biterdi.
Sirkeci’de trenden inen yabancılar, zamanın belli başlı üç oteline taksim olurdu: Tokatlıyan, Park Otel ve Pera Palas.
Tokatlıyan ve Pera Palas’ın geniş camlı, yüksekçe Re nault marka kaptıkaçtıları (o zaman bu gibi araçlara henüz minibüs adı verilmiyordu), kendi otellerine inecek müşteri leri ve bagajlarını alarak Beyoğlu yönünde hareket ederdi. Bu kaptıkaçtılardan özellikle Tokatlıyan’ınkini, üzerinde bulunan Maison Tokatlıyan yazısıyla o devri-yaşayanların hatırlayacakları şüphesizdir.
TRENLE GELEN ELÇİ
1 Mart 1941 Çarşamba günü akşamı, Sofya'dan gelen tren, Ingiltere’nin, Bulgaristan’daki Büyükelçisi Mr. Rendall ve maiyetini de İstanbul’a getirmekteydi. On gün evvel Üçlü Pakt’a katılan Bulgaristan’ın, Mihver Devletleri saflarına geçmesi üzerine, Ingiltere bu ülke ile siyasi ilişkilerini kesmiş, elçisine de geri dönmesi için talimat vermişti.
Büyükelçi Rendall,bu talimat üzerine İstanbul üzerinden Mısır'a, oradan da Londra’ya gidecekti. Kendisinin ve ya- nındakllerin bagajlarının çokluğu, elçiliğin kapanması ne deniyle kesin dönüş yaptıklarını bilenler tarafından normal
■m.
telâkki ediliyordu. Bu kadar bavul, Pera Palas’ın küçük kaptıkaçtısına sığmamış, gelen kafimdekilerin doluştuğu otomobillerin bagajlarına kadar dağıtılmıştı.
Sonunda, 60 kişilik grup, küçük bir konvoy halinde; Şişhane yokuşunu takiben, normal bir yolculukla Tepeba- şı’ndaki Pera Palas Otelı’nin önüne ulaşmıştı.
1898 yılında Yataklı Vagonlar Şirketi tarafından inşa edilen Pera Palas, geniş salonları, 113 odası ve bunları dolduran antika sayılabilecek, mefruşatı ile İstanbul’un en önde gelen otellerindendi. Özellikle.Atatûrk, 1936’dan 1938 yılına kadar İstanbul’a her geldiğinde Pera Palas’a iner, pek hoşlandığı ve alıştığı 101 numaralı odada kalırdı.
1941 yılında otelin giriş kapısı ve resepsiyon bölümü, binanın cephesinin tam ortasındaydı. Servis kapısıysa, ge ne aynı cephenin Tepebaşı tarafındaki köşesine yakın bir yerde bulunuyordu.
Mr. Rendall ve maiyeti, ana kapıdan girip doğruca odala rına çıkmış; bagajlarıysa, arabalardan indirilerek servis ka pısı girişine yığılmıştı. Yeni gelenler, etrafa göz atıp kala cakları odalara inerlerken, otel personeli de bu kalabalık misafir grubunu yerleştirebilme çabasındaydı.
Saat, tam 21.35’di.
Birden, korkunç bir patlama, yarım yüzyıllık kale sağlam lığındaki binayı temellerinden sarstı. O anda, ortalık, ana baba gününe dönmüştü. Otelin kubbeli giriş tavanı'çökmüş, camlarının tümü civardaki binalarınkiyle beraber kırılmış, eşyaları birbirine geçmişti.
Daha kötüsü, patlamanın oiduğu yere yakın bulunanlar dan yedi kişinin parçalanmış cesedi yerde yatmaktaydı.
Bunlardan ikisi sivil Türk polisi, ikisi otel personeli, geri kalanlardan ikisi Ingiliz kadın sekreterler ve bir de şofördü. Patlamanın şiddetinden, otelin müdürü bulunduğu yerden on metre ileriye fırlamıştı. On kişiyi bulan yaralılar, ilk vasıtalarla hastanelere taşınacaklardı...
On dakika önce, odasına çıkan Mr. Rendall, olaydan yaralanmadan kurtulmuştu.
Olanların heyecanı henüz yatışmadan, Pera Palas’ın arka tarafına tesadüf eden Cumhuriyet Bahçesi önündeki asfalt üzerinde patlamamış halde saatli bir bomba bulunmuş ve derhal gerekli tertibat alınarak patlaması önlenmişti.
BAVULA KONAN BOMBA
Yapılan tahkikatta, patlama nedeninin, Bulgaristan’dan hareketten önce, kafilenin bavullarından birine yerleştirilen saatli bomba olduğuanlaşılmıştı.Bomba, muhtemelen Sir keci Istasyonu’nda trenden iniş esnasında patlamak üzere ayarlanmışken, mekanik bir nedenle yarım saat kadar gecik me yapmıştı . Sonradan, otelde diğer bir bavul içerisinde de, bir bomba bulunarak, etkisiz hale getirilm işti .
Pera Palas Oteli'ni birbirine katan bomba olayı, İkinci Dünya Savaşı'nın en ilginç siyasi suikastlerlnden birisidir.
Bulgar gazeteleri ve Alman radyosu, yayınlarda söz konusu bombanın, elçinin eşyaları arasına Bulgaristan’da karıştırılmış olduğunu kabul etmemiş ve olayın suikastten korkan Mr, Rendall’in daima yanında taşıdığı bombanın patlamasıyla meydana geldiğini iddia etmiştir.
M
Türk gazeteleriyse, atılan bombanın Mr. Rendall’in şah sına değil, Türkiye'nin güvenliğine karşı tertiplenmiş bir suikast olarak telâkki edilmesi gerektiğini yazmışlar, İstan bul otellerini dolduran yabancıların ve diğer unsurların sıkı bir kontrola tabi tutulmalarını istemişlerdir.
12 Mart günü, sıkıyönetim idaresi, olayda yaralananların resimlerini basan Vakit, Akşam, Son Posta, Sabah, Tasviri- efkâr, Tan, Vatan ve Halk Gazetelerini kapatmıştır.
Bu badireden o devrin parasıyla 580 bin lira zararla çıkan Pera Palas, dava açtığı halde. İngiltere’de takip ettirebilme olanağını bulamadığından, hiçbir tazminat alamamıştır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi