Ermeniler aslında ırk ve kavim
olarak kötü insanlar değillerdir.
Genellemeye gidersek büyük id
diaları olduğunu da söyleyeme
yiz. Ama ne var ki Osmanlı İm
paratorluğunu parçalamak için
iştahlanan devletler bu azınlık
grubu daima tahrik etmiş ve bü
yük kitleyi maalesef bir avuç
komiteci grubunun arkasında
gibi düşünmeye zorlamıştır...
İşin gerçek hikâyesi bu
ERMENİ
MESELESİNİN
d e r l e y e n: E . E S E N0
E
RMENÎ meselesi” gerçekten acayip değişiklikler göstermiştir, Osmanlı İmparatorluğudöneminde de, İstiklâl
Savaşı sıralarında da. Za ten 50-55 yıldır sürüp ge len bu kin ve bu düşman
lığı, bizim kanaatimize
göre, bizzat kendilerinin
çizdikleri zikzaklar, Er
meni milletinde mevcut
olan romantizm, bu ro mantizmin sonucu ola rak büyük devletlerin et kileri, özellikle Rusya’nın etkisi yaratmıştır. Erme-
niler aslında ırk olarak
veya kavim olarak kötü
insanlar değillerdir. Ge
nellemeye gidersek bü
yük iddialarının bulun
duğunu da söylemeyiz. Ne var ki Osmanlı devle tini yemek, taksim et mek için iştahlanmış ül keler öylesine tahriklere girişmişler, azınlık olduk larım iyice bilen bu in
sanları din faktörünü
kullanarak öylesine tah rik etmişlerdir ki azınlık içinde önce bir komiteci
sınıfı yaratılmış arka
sından bütün cemaat san
ki komitecilerin peşin
deymişler gibi görüntüye varılmıştır. Ermeni mese lesi, ayrıntılar bir tarafa bırakılarak tahlil edildiği zaman budur. Rusya’nın Türkiye üzerindeki emel leri, küçük komşularımı zın belki pay düşer diye,
ağız şapırdatmaları, ni
hayet azınlık arasında
parayla, tutulan ya da
hisleri istismar edilerek, kompleksleri işlerenek ö- ne sürülen birtakım fana tik adamlar, komiteciler. İşin gerçek hikâyesi bu dur “ Ermeni meselesinin iç yüzü de” budur.
Nite-Bu, Rusyanın sahnelediği
bir
oyundur
Biz Türkiye’de genellikle mutlu, özgür yaşayan Ermeni
vatandaşları severiz. Çünkü azınlıklar içinde en fazla
Türkleşebilenlerdir. Ama biz Lozan antlaşması yerine Sevr
paçavrası yürürlüğe girsin diyenlerin gerekirse ağızları
nın payını da veririz ■ 1*
kim sonunda Ermeniler
tek başlarına kalıvermiş-
1 erdir. Ne var ki bütün
bu gürültüler arasında
Türklerden bir milyona
yakın masum insan, ço
luk çocuk boğazlanmış,
öldürülmüş, Ermeniler’-
den de yine aynı rakama
yaklaşan kayıplar veril
miştir. Talât Paşa’mn
Almanya’da eski sadra
zamlardan Sait Halim Pa şa’mn Roma’da Ermeni kurşuni arıyle delik deşik edilmesi, ve Tiflis’te bü
yük C e m a l Paşa’nın
kahpeliğe kurban gitmesi de yine bu yüzdendir.
KÖRT-ERMENÎ
İLİŞKİLERİ
Cumhurivetin kuruluş yıllarında yine birtakım devletlerin sahneye koy mak istedikleri oyun çok
ilgi çekicidir. Onlar bu
defa dini İslâm başka bir etnik grubu Ermenilerle birleştirmeye çalışmışlar,
hattâ Taşnaklarla Hoby
Cemiyeti arasında işbirli ğini sağlamaya uğraşmış lardır. Nitekim Ağrı İsy a nı Kürt - Ermeni ışbirli- ğiyle gerçekleştirilmiştir. Ancak sonuç perişanlık tır, hezimettir ve hezime tin sonunda sunî olarak sağlanan işbirliği bozula caktır.
İKİNCİ DÜNYA
SAVAŞINDA VE
SONRASINDA
Rusya yöntem değişik liğine rağmen Türkiye’nin peşini bırakmamaktadır.. Nitekim bugün de öyle dir. Rusya’nın Çarlık za manında istediği, Anado lu yarımadasını ve özel likle İstanbul’u ilhak et mek, sıcak denizlere ferih
fahûr yayılmaktı. İkinci
Dünya Savaşı'nın sonun
da Sovyet Hükümetin
den gelen “ Kars ve Ar dahan’ın Sovyetlere ter ki,, isteği aslında bu stra
tejinin taktiklerindendir,. Ve Rusya isteklerini gali biyetin güvenirliğiyle Er
menistan’ı genişletmek
için ortaya dökmüştür. Döktü de ne oldu? Ta biî reddedildi. Hem de ye ni bir savaş göze alınarak reddedildi. Komiteci Er-
meniler bîr kere daha
şaşırıp kaldılar, bir kere daha öncü görünen ülke lerin gerçek yetenekleri ni ölçebildiler,
YENÎ ÖRGÜTLER
Yine savaş sonunda
Ermeııilerin faaliyetleri
gün geçtikçe yoğunlaş maktadır.
Eçmiyazm Katagikosu
yani Ermeni dini lideri
savaş biter bitmez Tru-
man, Stalin ve Atbe’ye
birer mesaj göndermiş,
Türkiye’den toprak istek lerini tekrarlamıştır.
Suriye ve Lübnan’da
faaliyetler gitgide artırıl maktadır. Üstelik bu fa
aliyetler, yine bîr eski
tutkuyu Kürt - Ermeni
işbirliğini gerçekleştir
mek amacına yönelmek tedir. Ancak 1946 yılında Lübnan’da, Haziran 1946 da Paris’te yapılan top lantılarda bu konuda, yine
hayali olmakla beraber
geniş kapsamlı kararlar
alınmış, Amerika’daki çe şitli karar suretleri ise Türk Ermenistam’nın (!)
Sovyet Ermenistamyle
birleştirilmesi şeklinde ö- nerilmiştir.
Ayrıntılara girmek is temiyoruz. Ancak şu cihe ti gözler önüne sermekte de fayda var:
İkinci Dünya Savaşı so nunda Ermeni kini, Er meni hasreti yine Ruslar tarafından enine boyuna
işlenmiş ve gariptir ki
“ Ben koyu bir libera
lim, özgürlükçüyüm” di yen Amerikan vatandaşı Ermeniler bile kapanın içi ne girmişlerdir.
50'inci YIL
Ermeni katliamının 50. yık adıyla tezgâhlanan ve
Tehcir Kanunu’nun yıl
dönümüne rastlayan gös
teriler meselelerin bir
başka yönü bir başka yü züdür. Bu gösteriler ger çekte Ermeni meselesini taze tutmak, yarayı de vamlı kaşımak, ve kazam
mütemadiyen kaynatmak için hazırlanmıştı.
10 Nisan 1965 günü, ö- zellikle Lübnan’da hükü meti istemez görünmesi ne rağmen hayli taşkınca gösterilerle geçmiştir. 100 bin kişilik Beyrut stadın da 20-30 bin kişilik bir
kalabalıkla törene baş
lanmış, Başpatrik Horen gösterileri bizzat idare etmiştir. Bu arada Erme niler, Erzurum, Trabzon,
Kars, Ardahan, Van ve
Bitlis’i ilhak etmeye ye
niden and içmişlerdir.
Ayrıca Fransa’da, İngilte re’de Amerika’da ve Gü
ney Amerika’da yapılan
törenler ve basın toplan tılarında ileri sürülen is tekler aşağı yukarı aynı niteliktedir ve komiteciler
hâlâ Sevr Antlaşmasını
geri getirmenin hayaliyle yaşamaktadırlar.
Kısacası “ Ermeni me selesi” aslında yaratılmış
bir meseledir. Dış tah
rikler, sömürücü takımı nın parayla avladığı ajan lar beş asır bir arada kay naşarak yaşayan Türkler le Ermenileri karşı karşı ya getirmişler ve bir dev
let imajı yaratarak saf
Ermenileri de istiklâl is
teğinin kervanına kat
mışlardır.
Kanlı olaylar olmamış mıdır? Elbette oldu. An cak tek taraflı değildir bu olaylar. Karşılıklıdır ve sabırlı Türkler, Ermenile- re sadece kalleşliğe, ar kadan vurmaya, kadınları çocukları kiliselere cami lere doldurup yakmaya
HEP
AYNI
HAYAL
Ermeni katliamının 50. yılı adiyle tezgâhlanan gösteriler gerçekte Ermeni meselesini taze tutmak yarayı devamlı kaşımak ve kazanı mütemadiyen kaynatmak için hazırlanmıştı. Beyrut’ ta, Fransa'da, Ingiltere’de, Amerika’da yapılan törenler hep Sevr Antlaşmasının hayali iciııde tezgâhlan mıştır. Şükran âbidesinin açılışı münasebetiyle yanılan ’ örenlerde de •hep bu tema işlenmiştir.kadar giden hunharlığın cevabını vermişlerdir.
ŞUNU BÎR KERE
DAHA KOMİTECİLERE
HATIRLATMAKTA
FAYDA VAR:
Biz Türkiye’de genel
likle mutlu özgür yaşa
yan Ermeni vatandaşları severiz. Çünkü azınlıklar içinde onlar en fazla Türk
leşebilenlerdir. Ama biz
Lozan Andlaşması yerine Sevr paçavrası yürürlüğe girsin diyenlerin gerekir
se ağızlarının payını da
veririz.
Ermeni komitecileri
masum insanları kurşun layabilirler. Ancak tüm
dünyayı da arkalarına
alsalar - ki herkes davra
nışlarına gülmektedir *
Türkiye’yi millî misak an layışından bir milimetre geriye götüremezler.
Bu böyle b’line..