akan zaman7dürarTzamàn
melih cevdet anday
*
7
GIRTLAK KA VGASI
a HMET Haşim'i tanımadım; benim o öldükten yıllar sonra oturduğum Kadıköy Bahariye & caddesi Şair Lâtifi sokağında iınış evi. Gene Kadıköylü. şiirlerinde eski Yunan mito- loğyasından sık sık alıntılar yaptığı ¡cin «Yunancı» diye anılan, rahmetli ozan Salih Zeki Aktay göstermişti bana o evi. Akta/ cok severdi Haşirn'i, aralarında geçmiş ta t sız olayları bile sevgiyle anardı. Bir gün kapımı çaldı, açtım, buyur ettim, girmedi, Ha- şim'ın öldüğü gün /aklaşıyormuş, benim bir yazı yazmamı istedi, «Şerare gibi şairdi» dedi, hic unutmam. Sonra da, «Nah şu köşebaşında bana bir gün eşşoğlu eşek demişti» diye ekledi. Ağzı bozuk, dedikoducu, yergici bir adammış Ahmet Haşim. kurtuluş Savaşı sırasında; Apollan’larla. Athene'lerle Ak-
hileus'larla dolu şiirleri yüzünden Yunan casusu sanılarak tutuklanan Salih Zeki Ak tay sonunda aklanınca, onu gören Haşim, «Ulan casus bile değilmişin» diyerek kov muş yanından. Salih Zeki, tatlı tatlı anlatır dı bu anlarım.
Ahmet Haşirn’in en büyük kırgınlığı, dev'etce kendisine önemli bir iş verilmeme si imiş aerler. Hakkı da yok değil, o kuşak tan nerdeyse bütün yazarlar, ozanlar, bü yükelçi, milletvekili yapılmadılar mı? Ona ise Reji'de, Düyun-u Umumiye’de görev. Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretmenlik verilmekle yetinilmiş. Adamcağız oralarda da pek rahat edememiş anlaşılan; sözgeli şi, öğrencisi dostum Elif Naci'nin iğneli di linden alınarak Akademi'deki öğretmenliğin- een ayrılmış. Elif Naci. «Haşirn'i ben öldür düm» başlıklı yazısında olayı anlatır.
Nurullah Atac'm «Haşirn’i Yermişim» yazısı ünlüdür: Öldüğü gün, Türk Ocağı'n- da mı, yoksa Üniversitede mİ,, bir toplantı düzenleniyor, kürsüye bir vazonun İçinde karanfil koymuşlar, adam Karanfil şiirini yazmış ya, ondan. Derken o zamanki öğren ci derneği başkanı (sonra Milli Eğitim Ba kanı oldu.) Tevfik İleri, ağlayarak kürsüye çıkmış, «Şürletini pek bilmem ama, bu bü yük ozanımız açlıktan öldü» demiş. Bunun üzerine Ataç söz almış, çıkmış, elinin ter siyle karanfilli vazoyu bir yana İtmiş, «Ah met Haşim valancı dolmadan gitti» demiş. «Yermişim» diye anlattığı bu İdi.
Haşim'in gerçekten de boğazına cok düşkün olduğunu bütün onu tanıyanlardan duydum. Bir kez nişanlanmış, nişanlısının evine yemeğe çağrılmış, yemekte patlıcan dolması varmış, cok beğendiğini söylemiş dolmayı. Gece vapura yetişmek üzere evden ayrıldığında ne görsün, paltosunun cebinde bir kağıda sarılı üc patlıcan dolması yok mu? Meğer kızın annesi koymuş bunu ce bine, gizilce. Anılarında, «Cok kızdım, attım dolmaları denize» diye anlatıyor. Hiç unut
mam, Sadrl Ertem, «Atmamıştır, yemiştir»
demişti.
Onun gibi boğazına düşkün olan Yah ya Kemal'le neden anlaşamadıkları, bu ba
kımdan, şaşılacak bir şeydir. Şiir anlayış ları başka idi oysa: birbirlerini çekememe lerine bir neden yoktu demek İstiyorum. Yahya Kemal’in, «Haşim, sembolizmi ben den duydu» dediğini biliyoruz. Ondan duy muş olabilir, ama Fransızca bildiğine göre sembolist ozanları neden kendi okumamış olsun!
T ü n O R A I .
Burada söz konusu edilecek, Haşim'in gerçekten sembolist bir ozan olup olmadı ğıdır. Nurullah Ataç, bir yazısında anlatır: Bir İlse bitirme sınavında, bir kız öğrenci ye. «Ahmet Haşim nasıl bir ozandı?» diye soruyorlar; kız, «Önce sizin beklediğiniz ya nıtı vereyim;» demiş, «sembolist bir ozandı. Ama bana sorarsanız, İzlenimci ressamlara benzerdi, İzlenimci bir ozandı.» On numara vermişler kıza. Bence İyi etmişler.
Neden derseniz, blzdekl bu tür yakıştır maların çoğu temelsizdir. Gerçi Piyale'nln önsözünde sembolizm düşüncesini andıran sözler yok değil; ama Ahmet Haşim’in, bu akımı benimsemediğini gösteren bir çok şiiri gösterilebilir kolayca. Sözcüğün Yunan ca anlamı, «Blraraya toplamak, karşılaştır m a k tır. Colerldge, «Soyut kavramların bir resim diline çevrilmesidir kİ, bu dat duyu larımızın nesnelerinden yaptığımız bir so yutlamadır» diyor. Bir İmge, yeniden can
landırma yolu İle boyuna ortaya çıkarsa
simge olur. Bizde sembol, çoğun, «allé gorie» Ile, «métaphore» ile karıştırılmıştır. Konuyu daha da açmaktan vaz geçip şu nunla yetineyim: «Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden» dizesindeki «merdiven» bir sembol değil, düpedüz «merdivenidir.
/ 4 tv m o /
C t
-
ÿt
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi