• Sonuç bulunamadı

[Cevat Şakir Kabaağaçlı]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Cevat Şakir Kabaağaçlı]"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

(229) ¡886 yılında İstanbul’da doğan Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı), asker, ko­ mutan ve diplomat Mehmet Şakir Paşa’mn oğ­ ludur. Babasının görevi nedeniyle çocukluk yıl­ larının bir kısmı Atina ve Girit’te geçti. İlköğ­ renimini Büyükada Mahalle Mektebi’nde, orta öğrenimini Robert Koley’de yaptı (1904). Yük­ sek öğrenim için İngiltere’ye giderek Oxford Üniversitcsi'nin Yeni Çağlar Tarihi Bölümü’nü bitirdi (1908). İstanbul’a dönünce RESİMLİ AY, İNCİ gibi dergilerde yazılar yazdı, çeviri­ ler yaptı, kapak resimleri, süslemeler ve kari­ katürler çizdi (1909-1924). Yazılışından çok sonra yayınlanan bir öyküsünde “Halkı Savaş aleyhine kışkırttığı" gerekçesiyle İstiklâl Mah­ kemesi tarafından yargılanarak 3 yıl Bod­ rum’da kalebendliğe mahkûm edildi (1924). Üç yıllık sürgün cezası bittikten sonra da, çok sev­ diği bu sahil kasabasından aynlmayıp süngerci­ lik ve. bağcılıkla uğraştı. Bodrum'un eski adı olan Halikarnas’ı "Halikarnas Balıkçısı"şeklin­ de benimseyerek kendine takma ad olarak aldı. Bodrum’da özellikle Yatağan adlı teknesiyle deniz üzerinde çeviriler yaptı, öyküler, roman­ lar yazdı, rehberlik yaptı. Balıkçılıkla geçimini sağlamaya başladı. Bu arada Bodrum’un güzel­ leşmesi çabalarında da bulundu. Bella Sombra, Okaliptüs, Greypfrut, Mandalina gibi birçok

ağaç ve bitkilerin tohumlarını yurt dışından ge­ tirterek yetiştirdi. Sünger avcılığı da yaptı ve avcılıkla ilgili yeni yöntemler bulup Bodrumlu balıkçılara öğretti. Çocuklarının öğrenimleri nedeniyle İzmir’e yerleşti (1947). Bu arada Ak­ deniz ve Ege'yi gezerek yazılarıyla insanlığa ta­ nıtıp sevdirdi. Bu hizmetinden dolayı Bod­ rum'un girişindeki en büyük caddeye Cevat Şakir adı verildi. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Latince eski ve Yeni Grekçe, Arapça ve Farsçayı ana dili gibi konuşan Cevat Şakir Türkiye’nin ilk tercüme rehberidir. Ya­ zarlığının yanı sıra ressamlığı, şairliği, tezhipçili-

ği ve hcykcltraşlığı da vardır.

13 Ekim 1973 günü İzmir’de ölen Halikar­ nas Balıkçısının yazarlık hayatı iki ana dönem­ le belirlenmiştir. 1904-1924 arasında önce batı kültürünün kaynaklarından geniş ölçüde yarar­ lanarak bir hazırlık dönemi geçirdi. Asıl kişili­ ğini Bodrum'a yerleştikten sonra yazdığı hikâ­ ye ve romanlarıyla kazandı (1926-1931). Türk edebiyatında deniz ve insanlarını, balıkçıların doğa mücadelesini, gerçek bir sanatçı duyarlığı ile bir destansı hava ile veren tek Türk yazarı oldu. Dil ve anlatımındaki aksaklıklara rağmen, konularının yaşanmış hissini veren canlılığı, deniz insanlarını gerçek bir tutku ile sevmiş ol­ ması, hikâye ve romanlarına ayrı bir nitelik ka­ zandırdı. Denizi tüm yönleriyle gerçekten bilen Halikarnas Balıkçısı, herşeyden önce insan sevgisine bağlı, özgür ruhlu bir yazardır. Ro­ manlarında da hikâyelerinde işlediği malzeme­ yi kullandı. “Ötelerin Çocuğu" (1956) da Hoş- bulduk Selim Dede ile Haydut Kcrimoğlu’nun kişiliklerinde deniz adamlarının iyilikleriyle ka­ ra adamlarının kötülüklerini, birbirlerini zin­ cirleyen olaylarla anlatır. Bu eserde bir çeşit

Köroğlu, Çakıcı tipi eşkiya romantizmini usta­ lıkla yansıttığı görülür. Roman boyunca yürü­ yüp giden bir tek kişi Haydut Kerimoğlu’dur. Diğer kişiler, yüzlerce halkası bulunan bir an­ latı zincirine verilir. “Selim Dede, Ulah Haş- nıen Bey, Danacıların Hanifc, On Çocuklu Zey­ nep, Evlâtlık Emine,Alyanak Cafer, Dalgıç İla­ cı Hasan, Ethem Reis vs.) Romanın ana temi, deniz insanlarının gelecekteki mutlu dünyayı kuracaklarına inançtır. Onun en değerli eserle­ rinden biri de “Aganta, Burina, Burinata" (1946)’diT. Deniz’in bir kişi, bir kahraman gibi işlendiği ilginç bir romandır bu. Deniz sevgisi, deniz özlemi, bir şiirli dille işlenir. Halikarnas Balıkçısı, başarısını bu içtenlikle dolu deniz tutkusuna borçludur,

T T -5 /2 .3 2 ^

Referanslar

Benzer Belgeler

5 Bu zatın büyük oğlu Ekrem Reşit Rey, türkçe ve fransızca hi­ kâye ve piyeslerde, bil­ hassa kardeşi Cemal Reşitle birlikte mey­ dana getirdikleri

Her yazısı, Türkiye için güncel ve çok önemli bir ko­ nunun; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışına görevli olarak tanıklık etmiş olması­ ndan

Saffet Arıkan, hayata askerlikle başlamış, ikinci Büyük Millet Mec lisine Kocaeli milletvekili sıfatiy- le girinceye kadar, asker olarak I yaşamıştır.. Sivil

Özal'ın ölümünden bu yana bir yıl geçtiğini fark etmedim, daha kısa bir zaman dilimi gibi geliyor.. Bu eksiklikleri şimdi söylemenin bir anlamı

Yıldırım ve şimşeğe göre çok küçük olmalarına rağmen beyindeki deşarjları kontrol altına almak sanıldığı kadar kolay değil.. Çünkü etkilenen organ beyin,

Avrupa Nadir Hastalık Örgütü’nün (EURORDIS) nadir hastalıklardaki tanı gecikmeleriyle ilgili yaptığı bir araştır- ma, Ehlers Danlos sendromu denen bir

Yunus Emre yılı olu­ yor, herkes Yunusçu oluyor.. Bu konunun şu an biraz istismar

Sümer yandaki koltuğa atlarken; Soysal, oldukça ağır olan koltuğu çekmek için büyül i gayret gösterdi. Soysal koltuğuna oturunca,