U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
l u s l a r a r a s ı
K
ü l t ü r
V e
B
i l i m
K
o n g r e s i
3
-
5
Mayıs
2018
Ankara/TÜRKİYE
DÜZENLEME KURULU / ORGANIZING COMMITTEE
Düzenleme Kurulu Başkanı/Chairman of Organizing Committee
Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY
Prof. Dr. Selim BAŞAR
Sahibi
Prof. Dr. Selim BAŞAR
Adres:
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
25100/ERZURUM
Editörler
Dr. Öğrt. Üyesi Yusuf SÖYLEMEZ
Arş. Gör. Salih ÖZYURT
Arş. Gör. Hasan ÇELİK
Arş. Gör. Meryem DOYGUN
Doç. Dr. Alperen KAYSERİLİ
Dr. Öğrt. Üyesi Ahmet EDİ
Kapak Tasarımı
Salih ÖZYURT
Dizgi
Salih ÖZYURT
Baskı Tarihi
Ekim - 2018
E-ISBN
978-605-81418-1-0
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
ONUR KURULU / HONORARY BOARD
Prof. Dr.Tevfik TEZCANER – Ufuk Üniversitesi Rektörü
KONGRE ONUR KURULU
Prof. Dr. Bedriye TUNÇSİPER – İzmir Demokrasi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İbrahim USLAN – Gazi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Muzaffer ELMAS – Sakarya Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN – Selçuk Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Metin ORBAY – Amasya Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Fethi Ahmet POLAT – Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü
BİLİM VE DANIŞMA KURULU/SCIENCE AND ADVISORY BOARD
Prof. Dr. Adem BAŞIBÜYÜK (Erzincan Üniversitesi)
Prof. Dr. Adem ÜZÜMCÜ (Kafkas Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet ALTIN (İzmir Demokrasi Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet AY (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet KANKAL (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet KIRKKILIÇ (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Ahmet MERMER (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Alaattin KARACA (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali ÇELİK (Karadeniz Teknik Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali DUYMAZ (Balıkesir Üniversitesi)
Prof. Dr. Alparslan CEYLAN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Aral EGE (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Atılhan NAKTİYOK (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Ayşe KAYAPINAR (Namık Kemal Üniversitesi)
Prof. Dr. Besim ÖZCAN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Birol EMİL (Haliç Üniversitesi)
Prof. Dr. Cem SAATÇİOĞLU (İstanbul Üniversitesi)
Prof. Dr. Cemal SAKALLI (Mersin Üniversitesi)
Prof. Dr. Cenap ERDEMİR (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Çetin PEKACAR (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Dimitry VASİLYEV (Russian Academy of Sciences)
Prof. Dr. Emel ÜLTANIR (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Enis ŞAHİN (Sakarya Üniversitesi)
Prof. Dr. Erdal AKPINAR (Erzincan Üniversitesi)
Prof. Dr. Erdal AYDOĞAN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Erdoğan ERBAY (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Erol KÜRKÇÜOĞLU (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Fatma Ahsen TURAN (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Fatma ÖZKAN (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Fazıl GÖKÇEK (Ege Üniversitesi)
Prof. Dr. Firdevs GÜNEŞ (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Funda KARA (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Gülhan ATNUR (Atatürk Üniversitesi)
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Prof. Dr. Hatice ŞİRİN USER (Ege Üniversitesi)
Prof. Dr. Hayati DOĞANAY (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Hülya KASAPOĞLU ÇENGEL (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Hüseyin A. KUTLU (Kafkas Üniversitesi)
Prof. Dr. Hüseyin YURTTAŞ (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Ihsan Sabri BALKAYA (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. İbrahim DİLEK (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. İbrahim Ethem ATNUR (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. İbrahim KOPAR (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. İlhan ERDEM (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. İsa ÖZKAN (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. İsmail Hakkı AKSOYAK (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Kazım KÖKTEKİN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Kenan ARINÇ (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Kenan DEMİRAYAK (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Lokman TURAN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet GÜNAY (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet İPÇİOĞLU (Necmettin Erbakan Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL (Sakarya Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet NARLI (Balıkesir Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet TÖRENEK (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Mehmet ZAMAN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Mete ALIM (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Mete TAŞLIOVA (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi)
Prof. Dr. Metin AKKUŞ (Düzce Üniversitesi)
Prof. Dr. Metin KARKIN (İzmir Demokrasi Üniversitesi)
Prof. Dr. Mevlüt ÖZBEN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Mine KAYA KEHA (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Muharrem DAŞDEMİR (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Muhsine BÖREKÇİ (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Murat KÜÇÜKUĞURLU (Erzurum Teknik Üniversitesi)
Prof. Dr. Mustafa ÇOLAK (Gazi Osman Paşa Üniversitesi)
Prof. Dr. Mustafa ÖZDEMİR (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Nâzım H. POLAT (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Neşe ÖZDEN (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Nevzat H. YANIK (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Nezahat ÖZCAN (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Nuray KARACA (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ (Necmettin Erbakan Üniversitesi)
Prof. Dr. Nurullah ÇETİN (Anakara Üniversitesi)
Prof. Dr. Oktay YİVLİ (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
Prof. Dr. Orhan AYDIN (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Osman KUNDURACI (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Oya AKGÖNENÇ (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Özkan ÜNVER (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Pakize AYTAÇ (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Ramazan SEVER (Giresun Üniversitesi)
Prof. Dr. Refik TURAN (TTK Başkanı)
Prof. Dr. Remzi DURAN (Selçuk Üniversitesi)
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Prof. Dr. Salim Çonoğlu (Balıkesir Üniversitesi)
Prof. Dr. Selami ECE (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Selami KILIÇ (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Selma YEL (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Semih BÜKER (Ufuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Serhat ZAMAN (Uludağ Üniversitesi)
Prof. Dr. Serkan DOĞANAY (Giresun Üniversitesi)
Prof. Dr. Sevinç ALİYEVA (Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi)
Prof. Dr. Suat UNGAN (Karadeniz Teknik Üniversitesi)
Prof. Dr. Şerife ÇAĞIN (Ege Üniversitesi)
Prof. Dr. Şükrü YAPRAKLI (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Tofiq MUSATAFAZADE (Azerbaycan Tarih Kurumu Başkanı)
Prof. Dr. Turgut KARABEY (Erzincan Üniversitesi)
Prof. Dr. Üçler BULDUK (Ankara Üniversitesi)
Prof. Dr. Ülkü ELİUZ (Karadeniz Teknik Üniversitesi)
Prof. Dr. Ülkü GÜRSOY (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Ünal ÖZDEMİR (Karabük Üniversitesi)
Prof. Dr. Walter LEIMGRUBER (Fribourg University)
Prof. Dr. Yakup KARASOY (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Yaqup MAHMUDOV (Azerbaycan Milli İlimler Akademisi)
Prof. Dr. Yavuz ASLAN (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Yıldız AKPOLAT (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Dr. Yılmaz DASCIOĞLU (Sakarya Üniversitesi)
Prof. Dr. Yılmaz KOÇ (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Yusuf SARINAY (TOBB Üniversitesi)
Prof. Dr. Zeki KODAY (Atatürk Üniversitesi)
Prof. Murat KACIROĞLU (Erzurum Teknik Üniversitesi)
Prof.Dr. Mustafa KILIÇ (Ufuk Üniversitesi)
Prof.Dr. Refia PALABIYIKOĞLU (Ufuk Üniversitesi)
Prof.Dr. Türkmen DERDİYOK (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Ahmet Özgür GÜVENÇ (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Ahmet YÜKSEL (Cumhuriyet Üniversitesi)
Doç. Dr. Akif ARSLAN (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Doç. Dr. Alaattin PARLAKKILIÇ (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Alexander VASİLYEV (Russian Academy of Sciences)
Doç. Dr. Ali Servet ÖNCÜ (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Alpaslan DEMİR (GOP Üniversitesi)
Doç. Dr. Asaf ÖZKAN (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Ayfer YILMAZ (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Ayşe YILDIZ (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Bahar DEMİR (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Bayram ÇETİN (Uludağ Üniversitesi)
Doç. Dr. Cavit YEŞİLYURT (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Cem KARADELİ (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Cengiz ATLI (Iğdır Üniversitesi)
Doç. Dr. Cihat AYDOLMUŞOĞLU (Ankara Üniversitesi)
Doç. Dr. Eda KARACAN (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Emel ERDOĞAN BAKAR (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Erdoğan TOZOĞLU (Atatürk Üniversitesi)
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Doç. Dr. Gökalp N. SELÇUK (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Gülnare GAMBERAOVA (Nahcivan Devlet Üniversitesi)
Doç. Dr. Günay KAYA (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Hakan KOÇ (Cumhuriyet Üniversitesi)
Doç. Dr. Hasan YÜREK (Mersin Üniversitesi)
Doç. Dr. Hatice ORUÇ (Ankara Üniversitesi)
Doç. Dr. İbrahim SERBESTOĞLU (Amasya Üniversitesi)
Doç. Dr. İlhami ALİYEV (Nahcivan İlimler Akademisi)
Doç. Dr. İlhami YÜCEL (Erzincan Üniversitesi)
Doç. Dr. İsmail EYÜPOĞLU (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. İsmet TÜRKMEN (Gaziosman Paşa Üniversitesi)
Doç. Dr. Kadir ALİYEV (Nahcivan Devlet Üniversitesi)
Doç. Dr. M. Sait DİLEK (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. M. Sinan BAŞAR (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Masoumeh DEAİ (Tebriz Peyame Noor University İran)
Doç. Dr. Mehmet Emin KAYSERİLİ (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Mehmet GÜNEŞ (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Merdan GÜVEN (Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu)
Doç. Dr. Murat AKYÜZ (Celal Bayar Üniversitesi)
Doç. Dr. Müjdat AVCI (Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi)
Doç. Dr. Murat TAŞ (Celal Bayar Üniversitesi)
Doç. Dr. Namık Tanfer ALTAŞ (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Niyazi ERDOĞAN (Ufuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Ogün COŞKUN (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Oğuzhan SEVİM (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Orcan MIZRAK (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Orhan KURTOĞLU (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Özkan DAŞDEMİR (Erzincan Üniversitesi)
Doç. Dr. Ramile DADAŞOVA (Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi)
Doç. Dr. Rıfat KÜTÜK (Atatürk Üniversitesi)
Doç. Dr. Sare HACIYEVA (Nahcivan İlimler Akademisi)
Doç. Dr. Seyfullah YILDIRIM (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi)
Doç. Dr. Soner DOĞAN (Cumhuriyet Üniversitesi)
Doç. Dr. Şerife YALÇINKAYA (Ege Üniversitesi)
Doç. Dr. Tuncay DİLCİ (Cumhuriyet Üniversitesi)
Doç. Dr. Tuncay ÖĞÜN (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
Doç. Dr. Vedat KARADENİZ (Erzincan Üniversitesi)
Doç. Dr. Xumar BAYRAMOVA (Azerbaycan Milli İlimler Akademisi)
Doç. Dr. Yahya YEŞİLYURT (Kastamonu Üniversitesi)
Doç. Dr. Yakup KARATAŞ (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Doç. Dr. Yusuf Ziya SÜMBÜLLÜ (Erzurum Teknik Üniversitesi)
Doç. Dr. Zübeyir SALTUKLU (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Adem BALKAYA (Kafkas Üniversitesi)
Dr. Ahmet İhsan KAYA (Gaziantep Üniversitesi)
Dr. Ahmet Nurullah ÖZDAL (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Ahmet TOPAL (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Ahmet YILMAZ (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Asuman GÖKHAN (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Ayşe Gözde GÖZÜM (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Ayşe Nilgün ERTUĞRUL (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Bahtiyar ASLAN (Kültür Üniversitesi)
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Dr. Can GÜLDÜREN (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Cemal SEVİNDİ (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Çağlar DOĞRU (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Durdağı AKAN (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Duygu TÜRKOĞLU (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Elif GÖZDAŞOĞLU KÜÇÜKALİOĞLU (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Elif TOKDEMİR DEMİREL (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Erem SARIKOCA (Atatürk Üniversitesi)
Dr. F.Türkan ÖNCÜ (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Fatih ORHAN (Erzincan Üniversitesi)
Dr. Filiz KIRBAŞOĞLU (Erzincan Üniversitesi)
Dr. Funda KUTLU (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Gül Eda BURMAOĞLU (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Gülden BİLAL (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Gülşen DEMİR (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Güner KOÇ AYTEKİN (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Hakan KUYUMCU (Selçuk Üniversitesi)
Dr. Hatem TÜRK (Giresun Üniversitesi)
Dr. Hüseyin ÖZNÜLÜER (Erzincan Üniversitesi)
Dr. İbrahim ÜNGÖR (Erzincan Üniversitesi)
Dr. İhsan TOPÇU (Cumhuriyet Üniversitesi)
Dr. İlhami ÖZTÜRK (Ufuk Üniversitesi)
Dr. İlknur EMEKLİ (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Kübra ERHAN (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Levent EMMUNGİL (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Mehmet Akif HAŞILOĞLU (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Mehmet DENİZ (Uşak Üniversitesi)
Dr. Mehmet KAVAK (Cumhuriyet Üniversitesi)
Dr. Mehmet ÖZMENLİ (Giresun Üniversitesi)
Dr. Mehmet Sait ÇALKA (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi)
Dr. Mehmet Tuncer RIZVANOĞLU (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Meltem ANAFARTA (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Mesut ÜNLÜ (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Metin BAYRAM (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Murathan KEHA (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Musa DEMİR (Kırıkkale Üniversitesi)
Dr. Mustafa AYDEMİR (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Mustafa ERSOY (Cumhuriyet Üniversitesi)
Dr. Müzahir KILIÇ (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Nazire ERBAY (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Nesrin MENGİ (Mersin Üniversitesi)
Dr. Nurhumeyra ÖZDEMİR (Erzincan Üniversitesi)
Dr. Nurullah YILMAZ (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Oğuzhan YILMAZ (Erzincan Üniversitesi)
Dr. Olcay YILMAZ (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Özkan AYDOĞDU (Cumhuriyet Üniversitesi)
Dr. Rabia AKSU (Erzincan Üniversitesi)
Dr. Rahşan B. BEKTAŞ (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Recai KIZILTUNÇ (Atatürk Üniversitesi)
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Dr. Serpil ÖZDEMİR (Batman Üniversitesi)
Dr. Servet TİKEN (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Sinan UYĞUR (Artvin Çoruh Üniversitesi)
Dr. Şebnem KOBYA DEMİRCİ (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi)
Dr. Şelale RAMAZANOVA (Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
Dr. Taner ÇİFÇİ (Cumhuriyet Üniversitesi)
Dr. Tugay SEBZECİOĞLU (Mersin Üniversitesi)
Dr. Turgut GÜMÜŞ (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Tülay MAŞRABACI (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Ümit HUNUTLU (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi)
Dr. Yavuz DEĞİRMENCİ (Bayburt Üniversitesi)
Dr. Yılmaz KARA (Batman Üniversitesi)
Dr. Yunus ÖZTAŞYONAR (Atatürk Üniversitesi)
Dr. Zeynep A. GÜLÇAT (Ufuk Üniversitesi)
Dr. Zülküf AYRANGÖL (Erzincan Üniversitesi)
SERGİ VE SANAT DEĞERLENDİRME KURULU
Prof. Aysen SOYSALDI (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. C. Arzu AYTEKİN (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Prof. Dr. Canan DELİDUMAN (Karatay Üniversitesi)
Prof. Dr. Filiz Nurhan ÖLMEZ (Ahi Evran Üniversitesi)
Prof. Dr. H. Feriha AKPINARLI (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Kubra ALIYEVA (Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi)
Prof. Dr. Meliha YILMAZ (Gazi Üniversitesi, Türkiye)
Prof. Dr. Pınar GÖKLÜBERK ÖZLÜ (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Serap YANGIN BUYURGAN (Başkent Üniversitesi)
Prof. Nana JANASHIA (Tphilisensis Üniversitesi)
Prof. Nesrin ÖNLÜ (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Prof. Oya SİPAHİOĞLU (Dokuz Eylül Üniversitesi
Doç. Dr. Ahmet DALKIRAN (Selçuk Üniversitesi)
Doç. Dr. Bedriye ASIMGİL (İzmir Demokrasi Üniversitesi)
Doç. Dr. Birsen ÇİLEROĞLU (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Fatma Nur BAŞARAN (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Sema ÖZKAN TAĞI (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Tuba GÜLTEKİN (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Doç. Mehmet KOŞTUMOĞLU (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Doç. Ruhi KONAK (Kastamonu Üniversitesi)
Doç. Serkan İLDEN (Kastamonu Üniversitesi)
Dr. Ayşegül KARAKELLE (M. Kemal Üniversitesi)
Dr. Emel ERTÜRK (Atılım Üniversitesi)
Dr. Feryal SÖYLEMEZOĞLU (Ankara Üniversitesi)
Dr. Serpil ORTAÇ (Gazi Üniversitesi)
Dr. Sibel MACİT İLAL (İzmir Demokrasi Üniversitesi)
Dr. Yaşar ERDEMİR (Selçuk Üniversitesi)
Yrd. Doç. Gülnur DURAN (Marmara Üniversitesi)
Yrd. Doç. İ. M. V. Noyan GÜVEN (Kastamonu Üniversitesi)
Yrd. Doç. Köksal BİLİRDÖNMEZ (Kastamonu Üniversitesi)
Yrd. Doç. Ömür KOÇ (Muğla Üniversitesi)
Dr. Karim MIRZAYE (Islamic Art University, Iranian)
Ahmet AYTAÇ (Selçuk Üniversitesi)
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Ahmet AYTAÇ
Eser Adı (Name of the Work)
: İSİMSİZ
Ölçüleri (Dimensions)
: 35 X 60 CM
Malzeme (Material)
:
GELENEKSEL KEÇE
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Ahmet AYTAÇ
Eser Adı (Name of the Work)
: İSİMSİZ
Ölçüleri (Dimensions)
: 40 X 60 CM
Malzeme (Material)
:
GELENEKSEL KEÇE
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
M. Cüneyt TAŞIR
Eser Adı (Name of the Work)
: ARAFTA
Ölçüleri (Dimensions)
: 80 X 80 CM
Malzeme (Material)
: KARIŞIK MALZEME
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
BİLAL HANO
Eser Adı (Name of the Work)
: YUNUS EMRE 5.
Ölçüleri (Dimensions)
: 40X10X10 CM
Malzeme (Material)
:
SERT PLASTİK
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Sema TAĞI
2018
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Filiz Nurhan ÖLMEZ
Eser Adı (Name of the Work) : Göz
Ölçüleri (Dimensions) :50x70 cm
Tekniği (Technical)
: Dokuma
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Hakan AYDIN
Eser Adı (Name of the Work) : VAV’ın süsü
Ölçüleri (Dimensions) : 40*30
Tekniği (Technical)
: Ahşap Yakma
Malzeme (Material)
:
Ahşap
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Ayşegül KARAKELLE
Eser Adı (Name of the Work) : ReyHANLI
Ölçüleri (Dimensions) : 70x100
Tekniği (Technical)
: İlikli Kilim Tekniği
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Emine KOÇAK
Eser Adı (Name of the Work) :İsimsiz.
Ölçüleri (Dimensions) : 32cmx44cm
Tekniği (Technical)
: İşleme.
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Naci Edi
Eser Adı (Name of the Work) :
Adem’in Günlüğü
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
EMİNE DALICI
Eser Adı (Name of the Work) :Tırtılın Hikayesi 5
Ölçüleri (Dimensions) :50*7*
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Adem ÖZKAN
Eser Adı (Name of the Work) :
Afrin Operasyonunda Selçuklu’nun Adaleti ve
Hoşgörüsü
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Ahmet Melih ÇİLİNGİR
Eser Adı (Name of the Work) : Kemaliye’den bir bakış
Ölçüleri (Dimensions) : 35x50
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
,
Ahmet Melih ÇİLİNGİR
Eser Adı (Name of the Work) : Aşk
Ölçüleri (Dimensions) : 50x70
Tekniği (Technical)
: Yağlı boya
Malzeme (Material)
:
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Ayşe Gül GÖKKAYA TÜYSÜZ
Eser Adı (Name of the Work) : Kördüğüm
Ölçüleri (Dimensions)
: Çapı 26 cm
Tekniği (Technical)
: Kanaviçe tekniği kullanılmıştır.
Malzeme (Material)
:
Kumaş, ip ve kasnak kullanılmıştır.
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
ERHAN KARADAĞ
Eser Adı (Name of the Work) : “İLK AŞK”
Ölçüleri (Dimensions) : 15X20X15 CM
Tekniği (Technical)
: METAL İŞLEME
Malzeme (Material)
:
METAL, AHŞAP
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
FATİH AKTI
Eser Adı (Name of the Work) : ishak paşa sarayı
Ölçüleri (Dimensions) : 35 x 50 cm
Tekniği (Technical)
: İLLÜSTRASYON
Malzeme (Material)
:
DİJİTAL BASKI
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Fuat KAPLAN
Eser Adı (Name of the Work) : “Alem-i Nuh”
Ölçüleri (Dimensions) : 25x25x25
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
HAKAN ELİTOK
Eser Adı (Name of the Work) : BARIŞ 4.
Ölçüleri (Dimensions) : 35X50 CM
Tekniği (Technical)
: DİJİTAL
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Meryem KAPLAN
Eser Adı (Name of the Work) : “isimsiz”
Ölçüleri (Dimensions) : 19x17x2
Tekniği (Technical)
: Karışık Teknik
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
MUTLU MELİS ÖZGERİŞ
Eser Adı (Name of the Work) :
Müşeccer Kaside
Ölçüleri (Dimensions) :
60x80
Tekniği (Technical)
:
Tıpkı basım
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Nihat KAPLAN
Eser Adı (Name of the Work) : “isimsiz”
Ölçüleri (Dimensions) : 31x29x2
Tekniği (Technical)
: Karışık Teknik
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
ÖZKAN KAPLAN
Eser Adı (Name of the Work) : “İSİMSİZ”
Ölçüleri (Dimensions) : 65X85X50 CM
Tekniği (Technical)
: METAL
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Pelin Güleda Karadeniz
Eser Adı (Name of the Work) :Levha Tezyinatı
Ölçüleri (Dimensions) :30x45
Tekniği (Technical)
:Tezhip
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Pınar Şükriye DAŞÇI
Eser Adı (Name of the Work) : Mavi
Ölçüleri (Dimensions) : 4 cm.X 4 cm.
Tekniği (Technical)
: Ahşap işlemeciliği, gümüş işlemeciliği, taş
işlemeciliği
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Serkan TÜRKYILMAZ
Eser Adı (Name of the Work) :
ZAMAN
Ölçüleri (Dimensions) :
6cm-4cm
Tekniği (Technical)
:
Ahşap işlemeciliği, Gümüş işlemeciliği, kayıp mum
tekniğiyle döküm, gravür
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
YILDIRIM KARADENİZ
Eser Adı (Name of the Work) : ism-i Şerif (El Bediu)
Ölçüleri (Dimensions) :40x40
Tekniği (Technical)
:Halkâr
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Yüksel DOĞDU
Eser Adı (Name of the Work) :
OTANTİKO
Ölçüleri (Dimensions) :
52*47*50
Tekniği (Technical)
:
TÜRK İŞİ KANAVİÇE İŞLEME
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
ŞAZİME HANCI
Eser Adı (Name of the Work) : Kaplumbağa Terbiyecisi Tasarım (Geleneksel El
Sanatları Yarışmasında Oscar Ödülü Aldı)
Ölçüleri (Dimensions) :1,20* 1,20
Tekniği (Technical)
: Filografi, Tezhip, Hat, Çini, Kıl Testere, Mozaik,
Ebru, Ahşap, Rölyef
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
BETÜL KARATAŞ YAMAN
Eser Adı (Name of the Work) :KIRILMIŞ YOKLUK
Ölçüleri (Dimensions) :25x40x25
Tekniği (Technical)
:modelleme
Malzeme (Material)
:polyester döküm
U
luslararası
K
ültür Ve
B
ilim
K
ongresi
Nurşen ÜNAL
Eser Adı (Name of the Work) :mitoloji
Ölçüleri (Dimensions) :40/70
Abdulgâni Gülşenî’nin Saba Makamındaki Mahfel Sürmesinin Eser Analizi
ABDULGÂNİ GÜLŞENÎ’NİN SABA MAKAMINDAKİ MAHFEL SÜRMESİNİN ESER ANALİZİ Arş. Gör. Dr. Safiye YAĞCI
Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Sanat Müziği Bölümü gundoner@aku.edu.tr
Gülhan ÇOLAK
Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Sanat Müziği Bölümü colakgulhan@gmail.com
ÖZET
Müzik, kimi düşünür ve bilim adamlarınca matematiğin alt dalı olarak görülmüş, kimileri de müziğin hikmet sahibi kişiler tarafından ortaya konulduğunu ve dinsel bir yönünün olduğunu belirtmişler ve bu yönüyle de oldukça değerli gördüklerini savunmuşlardır. Müzik, kolay etkileme gücüyle dinlerde, toplumsal karakter elde etmek ve kendini ifade etmek açısından başvurulan önemli sanat dalları arasında yer almıştır. Dinlerin belirli şekillerde müziği içinde barındırdığı ve hatta çoğu dinde müziğin önemli bir unsur olarak görüldüğü de bilinmektedir. Dini müzik camilerde, dergâhlarda, ibadet esnasında hatip, müezzin, zâkirler ve bazen de orada hazır bulunan topluluğun katılımıyla okunan belirli müzik parçalarından meydana gelmektedir. Dini müzik, müzik sanatının en önemli alanlarından birisi olmasının yanı sıra, Türk milletinin hayatında doğumundan ölümüne kadar çok büyük bir yer edinerek Türk milletiyle bütünleşmiş ve milli birliğin kurulmasında sağlam bir harç görevi görerek büyük katkılar sağlamıştır. Türklerin İslamiyet’i kabul edişinden sonra Türk müziği ilerleme kaydetmiştir. Fakat din adamları içinde müziği hor gören, uğraşılmasını günah sayan kimseler her zaman ortaya çıkmıştır. Buna karşılık mutasavvıflar arasında ibadette müziğe çoğunlukla yer verilmiştir. Çeşitli mezheplerin ve tarikatların artmasıyla biçim değişikliklerine paralel olarak ibadet şekilleri de değişmiş ve müziğe daha fazla yer verilir olmuş bu durum da yeni formların ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Dini Türk Müziği; çalgı eşliği olmayan, sese son derece önem verilen cami mûsikîsi ve içinde çalgı eşliği barındıran tekke mûsikîsi olmak üzere iki ana kola ayrılmaktadır. Pek çok kaynakta tesbih adıyla anılan mahfel sürmesi formu da Dini Türk Müziğinde cami mûsikîsi formu içinde yer almaktadır. Camilerde yapılan ibadetler içinde veya dışında kendine özgü şekil ve usulde yalnız okunmak için bestelenen eserler cami müziği içerisinde yer almaktadır. Bu eserler çoğu zaman bir makam çerçevesi içinde belli bir üslupla ve o anda bazen de özel olarak ritimli bestelenmiştir. Bu araştırmada Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamında bestelemiş olduğu mahfel sürmesi formundaki eseri; bestekârı, makam anlayışı, eser içinde kullanılan usuller ve güftesi açısından ele alınarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nitel ve nicel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı betimsel bir çalışmadır ve mahfel sürmesi formunun Dini Türk Müziğindeki yerini ele almak açısından önem taşımaktadır.
Anahtar Sözcükler: Dini Türk Müziği, Mahfel Sürmesi, Abdulgâni Gülşenî.
ANALYSIS OF ABDULGÂNİ GÜLŞENÎ’S MAHFEL SÜRMESİ WHICH WAS COMPOSED IN SABA MAQAM
ABSTRACT
Music has been seen as a subdivision of mathematics by some thinkers and scientists, some of whom said that music has been put forward by wise proprietors and has a religious feature and in this respect they regard it as very valuable. Music has been one of the important arts bands that have been applied in terms of get a social character and self-expression in religions with its easy influence. It is known that religions contain music in a certain way and even it is seen as an important subject in most religions. Religious music comes from certain musical pieces performed during worship at mosques and dervish lodges with the participation of preacher, muezzin and zakir and sometimes community present there. Besides; religious music is one of the most important areas of music art, it has been integrated with the Turkish nation and has made a great contribution to the establishment of the national unity by taking place in the life of the Turkish nation, from birth to death. After the Turks accepted Islam, Turkish music made progress. But the people who despise music within the religious officials and who regard it as a sin are always revealed. On the other hand, prayerful music was mostly included among the Sufis. With the increase of various sects, the forms of worship have changed in parallel with the changes in form and and music has been given more important and this situation has laid the foundation for the emergence of new forms. In Religious Turkish Music; there are two main branches; one of them is mosque music which doesn’t contain musical accompaniment and gives importance to voice, the other is dervish lodge music which contains musical accompaniment. In many sources -which is called with the name of tesbih-, mahfel sürmesi takes place in the mosque music form in the Religious Turkish Music. Musical parts take place in mosque music which are composed with its dinstictive form and rhythm during the worships or not in the mosques. These works were
Safiye YAĞCI-Gülhan ÇOLAK GİRİŞ
Dini Türk Müziği müzik sanatının içerisinde önemli bir yere sahip olup; alanında pek çok eser bestelenmiştir. Cami Müziği ve Tekke Müziği olarak ikiye ayrılan Dini Tük Müziği icra ve icra edildiği mekânlar olarak da farklılıklar göstermektedir. Cami Müziğinde insan sesi ön plana çıkarak hiçbir çalgı aleti kullanılmazken tekke müziği formundaki eserlerde çalgı insan sesi kadar önem kazanmıştır. Araştırmanın içeriğini oluşturan Abdülgani Gülşeni’nin Saba Makamındaki Mahfel Sürmesi notası günümüze kadar gelen tek Mahfel Sürmesi olması dolayısıyla önem kazanmaktadır ve araştırılmaya değer görülmüştür. Suphi Ezgi tarafından notaya alınan ve daha sonra Diyanet Türk Tasavvuf Müziği korosu şefi Doç. Dr. Fatih Koca tarafından tekrar düzenlenerek notaya alınan eser, bu çalışmada değerlendirmeye alınarak önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın, konuyla ilgili araştırmacılara yol gösterici olacağı düşünülmektedir.
DİNİ TÜRK MÜZİĞİNİN DOĞUŞU
Türk milletinin İslamiyetten önce de ilkel fakat ulusal bir müziğin olduğu bilinmektedir. Eski Türklerin dini inançları tabiat güçlerine dayanmaktaydı. Çok tanrılı olan bu dinde törenleri din adamları yönetirdi. İşte bu topluluklarda müzik bir araç olarak kullanılmış ve ilk müzik türü bu şekilde doğmuştur. Araplar arasında İslamiyet’ten önce müzik ile kaside okuma geleneğinin bulunduğu bilinmemektedir. Türklerin İslamiyet’i kabul edişinden sonra sürekli olarak gelişen Türk müziği hiçbir milletle kıyaslanmayacak derecede ilerleme kaydetmiş ve bununla birlikte din adamları içinde müziği hor gören uğraşılmasını günah sayan kimseler her zaman ortaya çıkmıştır. Buna karşılık mutasavvıflar arasında ibadette müziğe de çoğunlukla yer verilmiştir. Çeşitli mezhep ve tarikatların sayısı arttıkça şekil değişikliklerine paralel olarak ibadet şekilleri de değişmiş ve müziğe daha çok yer verilir olmuştur. Dolayısı ile yeni yeni beste şekilleri ortaya çıkmıştır (Özalp, 2000: 106).
Abbasiler zamanında müzik gerek nazari gerekse teknik ve icra bakımından büyük ve hızlı değişmelerin içine girmişti. Halife, vezir, kumandan vali gibi devlet adamları ve zenginlerin ilgisi sayesinde müzik sanatı gelişerek yaygınlaşmıştır. Din dışı müziğe ait nağmelerin ve seslerin Kur’an’ın kıraati üzerindeki etkileri erken bir zamanda ‘zühdiyatı’ (dince yasak olan eylemlerden sakınıp, dinin buyurduklarını yerine getirme) yani ilahileri de bu nağmelerle söyleme eğilimi oluşmaya başlamıştır. Bu devrede Arap müziği üzerinde Bizans ve İran müzik sanatlarının etkisi belirgin bir şekilde kendisini gösterdiğinden aynı etkiler din dışı müzik aracılığıyla Kur’an tilavetine ve ilahilere de geçmeye başlamıştır. Kur’an’ın ve ilahilerin ‘Ehl-i Kitab’ ve ‘Ehl-i Fısk’ melodileriyle okunmaya başladığına şahit olan zühd ve takva sahibi Müslümanlar, Kur’anı ehl-i kitabın ve ehl-i fıskın melodileri ile okumanın caiz olmayacağı şeklinde görüş savunmuşlardır ve bu görüşü de bir hadis şeklinde rivayete başlamışlardır. Bu hadisin meali şudur: “Kur’an’ı Arap dili müziğiyle (lühünü’l-arab) ile okuyunuz, fasık ve
günahkârlarla ehl-i kitap olan Musevilerin ve İsevilerin nağmelerinden sakınınız. Benden sonra Kur ‘anı şarkıcıların ruhban ve ölüye ağlayanların tarzında okuyacak bir kavim çıkacak Kur’an onarın boğazlarından aşağıya inmeyecek onlara imrenenlerin kalpleri fitneye tutulmuştur”. Bu hadisin başka bir rivayeti de şöyledir: “Kur’anı Arap dili müziği ve nağmeleri ile okuyunuz ehl-i fıskın nağmelerinden sakınınız”. Bu hadisin anlamı şu şekilde açıklanmıştır.
“Emeviler Abbasiler zamanında gelişen müzik içkili müziğin danslı ve kadınlı müzik meclislerinde çalınmakta idi. Kari ve hafızlar Kur’an’ı bir yandan bu nağmeleri diğer yandan Yahudi ve Hıristiyanların mukaddes metinlerin okunmak için tahsis ettikleri melodilerle okunmaya başladı. Gayri Müslimlere ve fıskü fücur sahiplerine ait nağmelerle Kur’an’ın ne kadar çeşitli melodilerle okunduğunu göstermeye kâfidir. Bu rivayet Kur’an kıraati yani dini müziğimiz üzerindeki Bizans Yahudi Nabati ve İran müzik sanatlarını ne kadar erken bir zamanda ve ne kadar kuvvetli bir tarzda tesir icra ettiğini açıkça göstermektedir”.
İslam’da dini müzik ile ilgili çalışmalar ilk olarak dini müziğin kurucuları olan iki tip din adamı hüviyetinde olan kıraat ve ilahiler ile ilgili müzik çalışmalarını yürüten mutasavvıflarla, tilavet kıraatle ilgili çalışmaları yapan kurra (hafızlar) ile ortaya çıkmıştır (Uludağ, 1992: 207-209).
Dini müzik camilerde, dergâhlarda, ibadet esnasında hatip, müezzin, zâkirler ve bazen de orada hazır bulunan topluluğun katılımıyla okunan belirli müzik parçalarından meydana gelen müzik sanatının en önemli alanlarından biri olan Türk milletinin hayatından doğumundan ölümüne kadar çok büyük bir yer edinen Türk milletiyle bütünleşen milli birliğin kurulmasında sağlam bir harç görevi gören ve büyük katkılar sağlayan bir müziktir (Güney, 1997: 1-2).
1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla dini Türk müziğinde özgün bir yere sahip olan tekkelerdeki müzik pratiği eskisi kadar sık icra edilmemeye başlamıştır. (Özdemir, 2009: 580).
Meşk usulü ile aktarılan bilgilerle ve usta çırak ilişkisiyle biçimlenen dinsel törenlerin yapıldığı bu mekânlara özgü bu müziğin yok olmaya yüz tuttuğunu belirtilse de, çeşitli araştırmalarda, bu konuya duyarlı müzik adamlarının ve mutasavvıfların bu geleneği sürdürmeye çalıştıkları bildirilmektedir (Adar, 2012, akt:Yağcı,2015: 50).
Abdulgâni Gülşenî’nin Saba Makamındaki Mahfel Sürmesinin Eser Analizi
makam sayısı ve zenginliği bakımından dünyadaki diğer müzik türlerinden hiçbirinin etkisi altında kalmayan, tamamen özgün bir müzik sistemi olarak görülmektedir.
Camilerde yalnız sese büyük bir önem verilmiştir. Özellikle dua mahiyetinde olan bu müzik türü İslâmiyet’in ilk devirlerinden beri doğal bir gelişme ile Türklerin elinde en yüksek dereceye ulaşmıştır. Na’t, tekbîr, salâ, temcîd gibi dinî parçalarla ezan ve kamet gibi, namaza ait hususlar, Türk mûsikîşinaslarının elinde müzik yönünden daha da güzelleşerek gelişmeye devam etmiştir. Camilerde okunan tesbih ve ilahiler sayıca çok fazladır. Özellikle Mevlidin sıkça icra edildiği aylarda ve Ramazanda okunmak üzere bestelenmiş birçok ilahiler mevcuttur. Cami müziğinde daha çok Arapça güftelere önem verilmiştir. Bu Arapça sözleri besteleyenler de tamamen Türklerdir. Bu eserlerde hâkim olan ruh; zühd, takva, ubûdiyet, münacat ve duadır. Anadolu’da Türkler arasında ilk dini bestekâr olarak tanınan mutasavvıf Hacı Bayramı Veli’dir (öl.833/1429). “Bayramî” tarikatının kurucusu olan bu değerli insanın bazı şiirler meydana getirdiği gibi, birtakım ilahiler bestelediği ve özellikle Yunus Emre’nin eserlerinden besteler yaparak dervişlerine öğrettiği bazı kaynaklarda belirtilmektedir.
Tarih boyunca Türkler, daima müziğe ve güzel olana ilgi duymuş ve değer vermiştir. Yapılan işleri her zaman en güzel ve en zarif şekliyle yapmaya veya yaptırmaya çaba göstermişlerdir. Ezan okunacaksa ezanı en güzel sesi olan ve onu en doğru okuyana okutmaya çalışmışlardır. Kur’an okunacaksa yine onu en doğru ve en güzel okuyandan dinlemeye özen göstermişlerdir. Bu anlayış, bizzat kendisi estetik olan müzik ilmine önem vermelerinin doğal bir sonucudur (Canpolat, 2012: 12).
Dînî müzik, türlü mezheplerin ayinlerinde, erkânına uygun bir şekilde kilise veya her türlü ibadet köşelerinde camilerde, tekkelerde çeşitli dînî törenlerde, ibadet ve zikir esnasında icra edilen müzik olarak tanımlanabilir.
“En güzel yaratılış ile yaratılan insan, bütün yaratılmışların en güzeli olduğu gibi her tür güzellikleri algılayacak yüksek kabiliyetlere de sahiptir ve “ses” olan her yerde “mûsikî” vardır. Dolayısıyla Din ve Mûsikî veya Dinî Mûsikî, ilk insanla beraber başlamıştır.
Hz. Davud’un güzel sesiyle mezmurları/ilahileri okuduğunu bilinmektedir. (http://www.koprudergisi.com/12/03/2018/17:26).
4.DİNİ TÜRK MÜZİĞİNDE FORMLAR
4.1.Cami Müziği: Camilerde yapılan ibadetler içinde veya dışında kendine özgü şekil ve usulde yalnız
okunmak için bestelenen eserler cami müziği içerisinde yer almaktadır. Bu eserler çoğu zaman bir makam çerçevesi içinde belli bir üslupla ve o anda bazen de özel olarak ritimli bestelenmiştir. Cami müziğinde hiçbir müzik aleti kullanılmaz. İnsan hançeresi en çok önemli olan yöntemdir. (Özalp, 2000: 107).
Ezan, Sâlât, Kıraat, Münacaa’t, Na’t, Mevlid, Miraciye, Temcid ve İlahi cami müziği formları arasında yer almaktadır.
Tekke Müziği: İslam dini çerçevesi içinde kurulmuş olan birçok tarikatta ayakta veya oturarak okunan
değişik biçimlerde ağır ve yürük usullerde yapılacak olan ayinlerde raks için bestelenmiş eserlerdir. Cami müziğinde hiçbir müzik aleti kullanılmazken tekkelerde ney, rebap, bendir kullanılmıştır. (Özalp, 2000: 111).
Türk tarikatların tekkelerin çoğunda az veya çok müzik faaliyeti vardı. Fakat bunlar Mevlevi dergâhları gerçek birer konservatuvar halinde teşkilatlanmamışlardır. Ancak Bektaşi, Gülşen’i, Kadiri gibi tarikatlarda müziğe yer verilmiştir (Ak, 2002: 25). Bu tarikat ayinleri Hz. Peygambere salatü selam ile başlar. Zira onlar için yaratılmışların en şereflisi olan Hz. Muhammed (sav) kendi canlarından daha değerlidir. Tarikat ayinlerinin ortak amacı Hz. Muhammed’e ulaşmak ve buradan Allaha kavuşmaktır. Her tarikatın benimsediği zikre (kuudi, kıyami, devrani) göre müziği de uygun bir üslup ve tavırda olur. Ayrıca her tarikatın tasavvufi düşüncesi ayinine yansımıştır. Asıl amaç Allah’ı ve peygamberi anmaktır. Müzik bu zikirleri süslemek ve yürütmek için kullanılır. Her tarikatın kendisine özgü bir zikri vardır (Sezikli ve diğerleri, 2013: 112).
Tekke Müziği Formları: Ayin, Durak, Tevşih, Şuğl, Tesbih, Nefes, Mersiye, Kaside, Nevbe, Savt. ABDÜLGANİ GÜLŞENÎ’NİN HAYATI
Mahfel Sürmesi’nin Bestekârı Abdülğanî Gülşenî Hakkında çok fazla bilgi olmamakla birlikte Abdülğanî Gülşenî, Gülşenî tarikatının şeyhlerindendir. Daha önce Hz. Halid Câmii baş müezzini, sonra da Eyüp Sultan Camii müezzini de olan Şeyh Abdülğanî Gülşen’i, Sultan III. Ahmet Han’ın (1703-1730) iltifatına erişmiştir. Sultan III. Ahmet Hân, Abdülğanî Gülşeni’nin okuduğu bir Cuma ezanında sesini ve üslubunu beğenmiş ve artık her cuma onu dinlemeye buraya gelmiştir. Sultan III. Ahmed’in, Eyüp Sultan Camii baş müezzini şeyh Abdülğanî Gülşenî’nin sesinin çok güzel ve etkili olması sebebiyle her hafta cuma namazı için bu câmiye gittiği ve bu eseri Gülşenî’den dinlediği de söylenmektedir. Abdülğanî Gülşeni’nin kendi bestesi ve tertibi olan “Mahfel Sürmesi”ni çok güzel okuduğu da zikredilmektedir. Abdülganî Gülşen’i, Ramazan.1705 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
Safiye YAĞCI-Gülhan ÇOLAK
PROBLEM CÜMLESİ
Araştırmanın problem cümlesini “Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki Mahfel Sürmesi formundaki eseri güfte, usûl, form ve makam açısından nasıl özellikler taşımaktadır?” sorusu oluşturmaktadır.
ALT PROBLEMLER
Araştırmanın alt problemleri şu şekilde belirlenmiştir:
1. Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki Mahfel Sürmesi formundaki eserinin güftesi ve açıklaması nasıldır?
2. Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki eserinin formu ne şekilde icra edilmektedir? 3. Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki Mahfel Sürmesi formundaki eseri bestelendiği usûl (ler) açısından nasıldır?
4. Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki Mahfel Sürmesi formundaki eseri makam açısından ne gibi özellikler taşımaktadır?
ARAŞTIRMANIN AMACI
Dini müziğin ve dini Türk müziğinin tarihsel sürecini çeşitli kaynaklar doğrultusunda açıklayarak konuyla ilgili diğer araştırmalara yön vermek ve Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki Mahfel Sürmesi formundaki eserini güfte, usûl, form ve makam açısından inceleyerek konuyla ilgili detaylı bilgiler sunmak araştırmanın amacını oluşturmaktadır.
ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Dini müziğin ve dini Türk müziğinin tarihsel sürecini çeşitli kaynaklar doğrultusunda açıklayarak ve Abdulgâni Gülşenî’nin Saba makamındaki Mahfel Sürmesi formundaki eserininin ayrıntılı analizi yapılarak konuyla ilgili diğer araştırmalara yön vermesi düşünüldüğünden hareketle araştırma önem arz etmektedir.
ARAŞTIRMANIN MODELİ
Bu araştırma, içeriği, yöntemi ve amacı bakımından tarama modelini esas alan betimsel bir çalışmadır. Betimsel araştırmayla konu üzerinde durum tespiti yapılarak konu var olduğu şekliyle açıklanmaya çalışılmıştır. Yapılan literatür taramasıyla ulaşılabilen tez, makale, kitap, nota vb. gibi yazılı kaynaklarla araştırmanın kavramsal çerçevesi oluşturularak konuyla ilgili bilgilere yer verilmiştir. Yapılan eser analizi ile Abdülgani Gülşenî’nin eseri makam, form, güfte ve usûl açısından ele alınarak bulgular kısmında yer verilmiştir. Ayrıca eserin makam yapısını incelemek amacıyla eserdeki perdeler (sesler) 1/8 lik nota birimiyle sayılarak ve frekans-yüzdeleri hesaplanarak nicel araştırma yöntemlerine başvurulmuştur.
BULGULAR
Çalışmayla ilgili 1. alt probleme ilişkin bulgular şu şekilde saptanmıştır: Abdülgani Gülşen’inin Saba Mahfel Surmesi Güftesi
1. “Allahümme ente’s selamü ve minke’s selamü ve ileyke yeûdu’s selam, fe hayyine rabbünâ fi’s selâm ve edhilna dâre’s selam; tebârekte Rabbenâ ve teâleyte leke’l hamdü zelcelâli ve’l ikrâm
2. Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te'ħużühǖ sinetüv ve lâ nevm. Lehǖ mâ fis-semâvâti vemâ fil ard. Menżelleżî yeşfeu ındehǖ illâ biiżnih. ya'lemü mâ beyne eydîhim vemâ ħalfehüm velâ yühîtûne bişey'im min ılmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüs semâvâti vel ard. Velâ yeǖdühǖ ħıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azıym
3.Sübhanalah 4.Elhamdülilllah 5.Allahüekber
6. “Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l mülkü ve lehü’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr, 7.Ya Kâfi 8.Ya Hâfi 9. Ya Şâfi 10. Râhimü 11.Evliya Allah 12.La Hav Fü’n 13.Yadzenün 14.Âmin
Abdülgani Gülşen’inin Saba Mahfel Surmesi Türkçe Anlamı
Abdulgâni Gülşenî’nin Saba Makamındaki Mahfel Sürmesinin Eser Analizi
Ne gaflet basar O'nu, ne uyku. Göklerde, yerde ne varsa hepsi O'nundur.
Kimin haddine ki izni olmaksızın O'nun yanında şefaat edebilsin? Allah yarattıklarının işlediklerini, işleyenlerini, geçmişlerini, geleceklerini bilir.
Onlar ise O'nun bildiklerinden yalnız dilediği kadarını kavrayabilir; başka bir şey bilemezler.
O'nun kürsüsü, ilmi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır ve bunların koruyuculuğu, bunları görüp gözetmek kendisine bir ağırlık da vermez.
O, öyle Ulu, öyle büyük ve yücedir. Allah noksan sıfatlardan uzaktır. (02/04/2018/18:00, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR).
3.Allah noksan sıfatlardan uzaktır.(02/04/2018/17:30, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR). 4.Hamd Allah’adır.(04/04/2018/13:00, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR).
5.İslam dini inancında Allah tektir ve Allah her şeyden üstündür. Ezana 4 defa Alla hu Ekber, Alla hu Ekber denerek başlanır. İslam dini terimlerinden biri olan Alla hu Ekber; Allah büyüktür, Allah her şeyden daha büyüktür demektir.
Alla hu Ekber demek Allah'ı yüceltmektir. Tekbir getirilirken de Alla hu Ekber denir. Tekbir Allah'ın bir emridir. Bu emri yerine getiren insan, eş, çocuk ve ortak edinme, acizlik, noksanlık, haksızlık, zulüm vb. O’na layık olmayan sıfatlardan Allah’ı tenzih etmiş (arındırmış) olur.
Namaza başlanırken tekbir getirilir. Alla hu Ekber demek aynı zamanda Allah'ı yüceltmektir.(04/04/2018/14:30, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR).
6. O tektir. Ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd ona aittir. O herşeye kadirdir.(07/04/2018/21:00, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR).
7.Elveren yetişen. (07/04/2018/21:05, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR). 8.Açık olmayan gizli saklı (07/04/2018/21:18, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR). 9.Şifa verici(Devellioğlu,2001: 974).
10.Rahmete mensup (Devellioğlu,2001: 874). 11.Allahın Dostları (Devellioğlu,2001: 874). 12.Korku Yoktur
(www.kuranmeali.org/10/yunus_suresi/62.ayet/kurani_kerim_mealleri/17/04/2018/12.10) 13.Mahsun(17/04/2018/12:00, http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR).
14.Gönlü emin kalbinde korku olmayan (Devellioğlu,2001: 30).
Çalışmayla ilgili ikinci alt probleme ilişkin bulgular şu şekilde saptanmıştır: Mahfel Tesbihleri ve Mahfel Sürmesi
Mahfel Tesbihleri ve Mahfel sürmesi câmii müziğinin ayrı bir formu olarak görülse de sonuçta namaz sonrası yapılan tesbîhâtın toplu şekilde icrası olduğundan dolayı bir nevi Cumhûr müezzinliği olarak sayılmaktadır. Abdülğanî Gülşenî’nin ayrı bir düzenlemesi ve bestesi olduğu için “Mahfel” veya “Mahfil” sürmesi olarak adlandırılmıştır.
İslâm mimarisinin dinî yapılarında özel kullanımları olan mekânlara verilen isim olan mahfil ya da mahfel, Asr-ı Saâdet ve ilk iki halifenin zamanında bulunmamaktadır. Hz. Ömer’in şehit edilmesi üzerine üçüncü halife Hz. Osman’ın Medine’deki Mescid-i Nebevî’de hayatını güvenlik altına almak amacıyla yükseltilmiş bir mekân olan “maksûre” diye adlandırılan bölgede namaz kılmayı adet edinmesi üzerine, Emevîler ve sırasıyla diğer İslâm ülkelerinin mabedlerinde de inşâ edilmiş olan bölüm olarak bilinmektedir. Dolayısıyla Mahfel Sürmesi formunun adındaki Mahfel kelimesinden dolayı, bu uygulamanın câmiinin herhangi bir yerinden değil de, müezzinlerin bulunduğu yerden yapılabileceğini göstermektedir. Müezzinlerin topluca bulunabileceği tek mekânın da bu yer olması, bu eserin topluca okunması gerektiğini göstermektedir. Mahfel veya Mahfil Sürmesi’ndeki “sürme”nin ne anlama geldiği konusunda herhangi bir bilgi mevcut değildir. Ancak Nuri Özcan, Ekrem Karadeniz’den aktararak Mahfel Sürmesi diye bir formun olmadığını, Suphi Ezgi’nin bunu bu şekilde uydurduğunu ve bunu da Ekrem Karadeniz’den bizzat dinlediğini bildirmiştir (Özcan, görüşme tarihi 26.02.2018). Koca’da ise; “Sürme ve Sürmek” kelimesinin Türkçe’de farklı anlamlarıyla beraber, müezzinlik esnasında icrâ edilen “Sübhânallâh”, “Elhamdülillâh” ve “Allâhüekber” tesbihlerinin sürekli okunmasından dolayı “süren, devam eden” anlamlarıyla ilişkilendirmede bir sakınca olmayacağı; dolayısıyla mahfelde müezzinlerin tesbihleri ardı ardına icrâ etmelerinden dolayı bu ismi aldığı düşüncesi mevcuttur. Mahfel Sürmesi, Câmiilerde namazdan sonra müezzin mahfilinde bir veya birkaç müezzin tarafından kısım kısım nöbetleşerek cemaatin salât ü selâm getirmesine, tesbih çekmesine ve duâ etmesine zemin hazırlamak için farklı makamlarda usûlsüz olarak okunur. Suphi Ezgi, eserin daha iyi okunabilmesi için sofyan ve düyek usûlünde yeniden yazdığını ifade etmiştir ve zaten nota da bu şekildedir. Ancak eserde okunması gereken âyet ve duâ bölümlerinin Kur’ân Kıraatine bazen ters
Safiye YAĞCI-Gülhan ÇOLAK
Özellikle mübarek gün ve gecelerde, namazların sonunda icra edilmek üzere yapılan, zahidane bir uslupla okunan eserlerdir. Biçim olarak bugün camiilerde namazlardan sonra yapılan tesbih törenine yakındır. Ancak günümüz müezzinlerinin bilgi ve müzik yeteneklerine göre farklı icralar görülebilmektedir. Eser beş bölümden oluşur.
Tevhid duygusunu etkili bir uslup ile aşılayarak cemaate ayrı bir iman sevgisi kazandırmayı amaçlayan bu formun günümüze gelen tek örneği III. Ahmet döneminde Eyüp Sultan Camii Başmüezzini Şeyh Abdulkadir Gülşenî’nin sabâ makamındaki eseridir. Camilerde namazdan sonra bir veya birkaç müezzinin, mahfilden, nöbetleşerek, geleneksel bestesi ile okudukları beş bölümlü (Dua, Âyete’l Kürsi, Tesbihler, İlahi ve Dua) Arapça esere Mahfel Sürmesi denir. Doğaçlama olarak ve değişik makamlardan sonra, bazı değişikliklerle uygulanmaktadır. Farz namazlardan sonra “Allahümme ente’s selamü ve minke’s selamü tebarekte ya ze’z celali ve’l ikram” denir. Önceleri biraz daha uzun olan ve değişik olarak “Allahümme ente’s selamü ve minke’s selamü ve ileyke yeûdu’s selam, fe hayyine rabbünâ fi’s selâm ve edhilna dâre’s selam; tebârekte Rabbenâ ve teâleyte leke’l hamdü zelcelâli ve’l ikrâm” şeklinde okunurdu. Sonra Âyete’l Kürsi okunurdu. Bu duaların hepsi müezzinler tarafından cumhur olarak okunurdu. Bugün uygulanan şeklinde ise Âyete’l Kürsi’den sonra 33 defa “Sübhanallah, 33 defa El-Hamdülillah, 33 defa Allahü Ekber” okunmaktadır. Bu tesbihlerin başlangıcını müezzin verir. Cemaat bu tesbihleri içinden okur. Daha sonra müezzin “Lâ ilahe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l mülkü ve lehü’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr, sübhâne rabbiye’l aliyyi’l-a’le’l vehhâb” diye okur ve dua yapılır. Duadan sonra bir aşr-ı şerif okunur. Buna Mihrabiye denir. Daha önceleri daha ayrıntılı bir şekilde yapılan Tesbih merasimi bugünkü haliyle kısaltılmıştır. Aşır bittikten sonra salat-ü selam ve arkasından Fatiha suresi okunur ve eller yüze sürülerek namaz bitirilmiş olur. Bazı camilerde farz namazlardan önce üç defa İhlas suresi okunur ve peşinden Fatiha denilerek geç kalan cemaat varsa onların namaza yetişmesi sağlanmış ve bu vesile ile sevabı artırarak tüm ölmüşlerin ruhlarına da bağışlamış olunur. Tesbih, bugün bile her camide aynı okunmayıp çok küçük farklarla birbirinden ayrılmaktadır (Canpolat, 2012: 63).
Sabâ Makâmı’nda Âyetelkürsî Bölümü: Bu bölüm tek bir müezzin tarafından icrâ edilir. Eserde bu bölüm Ezgi tarafından Arapça kaidelerine uygun şekilde notaya alınmamıştır.
Sabâ Makâmı’nda Tesbîhât Bölümü: Bu bölümde “SübhânAllâh” ondokuz defa, “Elhamdülillâh” onsekiz defa, “Allâhüekber” ise onbir defa tekrar edilmiştir. Sayı olarak bakıldığı zaman yukarda bahsedilen hadislerde bildirildiği üzere namaz sonrası tesbîhâtta otüzüçer kez bu tesbihlerin yapılması gerektiğidir.
Dügâh Makamı’nda İlâhi Bölümü: Bu bölüme Suphi Ezgi İlahi bölümü dese de bu bölümü Esma bölümü olarak ifade etmek daha uygundur. Arapça olduğundan dolayı Şuğl de denilebilir. Bu bölümde geçen “Yâ Lâtîfü, Yâ Kâfî, Yâ Hafîzu, Yâ Şâfî, Yâ Kerîmü, Yâ Allâh Bâkî, Yâ Rahîmü, Ente Allâh” esmâları dügâh makâmında bestelenmiştir. Bu bölümün sabâ makâmından sonra özel olarak ayrı bir makâmla yapılması, önceki tesbîhâtı da kapsayan bir bölüm olarak düşünülmüş olabilir.
Dügâh ve Sabâ Makâmı’nda Duâ Bölümü: İlk bölümde bir müezzin tarafından Kelime-i Tevhid “Lâ ilâhe illallâh” okunur. Diğer bir müezzin, Allâh dostlarının zikredildiği âyetin ilk bölümünü, “Elâ inne evliyâ Allâhi zirgüle sesini de göstererek çargâh perdesinde bırakır. Bu bölümden sonra Cumhûrun müezzin bu âyetin devamı olan, Allâh dostlarının asla korkmayacağı ve üzülmeyeceklerini de ifade eden ”Lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn ayetini dügâhlı bir şekilde karara indirir. Sonunda ise yine bir müezzin yapılan tesbîhât ve duâların kabul olması için çargâh perdelerinde “Âmîn, Âmîn, Âmîn” duaları ile son bölüme geçilir. Son bölümde ise tüm müezzinlerin katılmasıyla duâların kabûlüne inanılarak O’na hamd ve senâ ile Âlemlerin Rabbi Sensin ifadesi olan “ve’l-Hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn” duâsı ile son bulur (Demirci, 2016: 235).
Çalışmayla ilgili üçüncü alt probleme ilişkin bulgular şu şekilde saptanmıştır: Abdülgani Gülşen’inin Saba Mahfel Surmesinde Kullanılan Usuller
Düyek Usulü
Farsça (dü) iki ve (yek) bir kelimelerinden gelmiştir. Türk müziğinde en çok kullanılan usullerden biridir. Sekiz zamanlı ve beş vuruşlu küçük usullerden biridir. İki adet dört zamanın veya başka ifade ile iki sofyanın birleşmesinden meydana gelmiştir. 8/8 lik ve birinci 8/4 lük ikinci mertebeleri kullanılmıştır. Bunlardan ikinci mertebesine ağır düyek adı verilir.
Daha çok ilahi ve şarkılarla bazı peşrevlerin ölçüldüğü birinci mertebesi özel usullerle ölçülme mecburiyeti olmayan küçük büyük hemen her tür formda kullanılmıştır. İkinci mertebesiyle de peşrev kar şarkı gibi din dışı ve Mevlevi ayini(özellikle 1. ve 3. Selamlar ) tevşih ilahi gibi dini formlar ölçülmüştür. (20/02/2018:19:39 Diyanet İslam Ansiklopedisi).
Durak Evferi Usulü
Yirmi bir zamanlı ve sekiz vuruşlu bir usuldür. İçerisinde Türk aksağı usulü bulunan iki usulden biri olması da başka bir özelliğidir. Başta bir Türk aksağı ile onu takip eden dört adet sofyandan meydana gelmiş olup 21/4 lük ikinci mertebesi kullanılmıştır.