• Sonuç bulunamadı

Toplu bir bakış

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Toplu bir bakış"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet 2

O L A Y L A R V E G Ö R Ü Ş L E R

Toplu Bir Bakış

Melih Cevdet ANDAY

Yeni Türkü Şiir Yayınlan «tik Ya­ pıtlar Dizisi» dizi başlığı altında genç ozanlarımızdan 6 şiir kitabı yayımladı. Bir kaç bakımdan sevindim buna. Genç bir ozanla her tanışmamda yakınmalar dinlerim: Biz şiirlerimizi bastıramaya-cak mıyız? Kim basabastıramaya-cak bizim şiir kitap larımızı? Tanınmış ozanlardan bize hiç sıra gelmeyecek mi?

Bu gibi sorular karşısında biraz şaşı nrım, verecek yanıt bulamam çünkü. A- ma düşünürüm de bana hiç kimse yar­ dım etmemişti şiir yazmağa başladığım­ da. Evet, genç bir ozanı desteklerim ama yardım göremez. Bir eleştirmen’in, ya da yaşlı bir ozanın sözünü ettiği genç ozana okur belki ilgi gösterir, işte o kadar. On­ dan sonrası ozanın yeteneğine, çalışma­ sına kalmıştır artık. Dahası var; bir genç ozanın, ardında koştuğu ün çarçabuk eline geçse ne olacak: bununla olup bite cek mi her şey? Bakın, yazın tarihimi­ ze geçmiş bunca ozan varken, bunlardan ancak üçü, dördü okunmaktadır bugün. Diyeceğim, ün, sanıldığınca önemli de­ ğildir. Oysa şiire hevesli bütün gençler, ünü, şiirden daha çok arar, severler, ö y ­ le ki, ezberinde bir tek sevdiği şiir olma yan, bir tek sevdiği ozan bulunmayan şl ir heveslileri görmüşümdür. Bunlardan birine «Sevdiğiniz ozanlar kimlerdir?» dİ ye sorduğumda, «Benim sevdiğim ozan yoktur, çünkü ben ozanım» yanıtını al­ mıştım. Hattâ tanınmışça ozanlarımız­ dan biri bana, «Bir ozan, başka ozanı se vemez» demişti. O günden beri, herkesin yalnızca kendisinde sevdiği bu sanat, na­ sıl bir sanattır diye düşünür dururum. Oysa kendimizi beğenmenin şiirden baş­ ka bir çok yolları vardır.

Sözü uzatmayayım; demek artık genç ozanlar için güzel bir olanak doğdu, İlk yapıtlarını bastırabilecekler, böylece de sorumluluklannm bilincine varacaklar.

çünkü eleştirilerle karşılaşacaklar, «Ben bir büyük ozan, bir dahiydim, ama beni kimse korumadığı için bir kenarda kal­ dım, şiirlerim ortaya çıkmadı» diye düşün mekten kurtulacaklar. Hattâ İçlerinden, İlk doyumda şiir yazmayı bırakanlar da çıkacak belki... Yaşam bu, belli olmaz kİ ne olacağı!

«Şahince» adlı kitabındaki İlk şiire, Ashnda seferiyim ben

Emek neferiyim ben

diye başlayan Ozan Telli, İlk bölümdeki şiirlerini maden İşçilerine, dokumacılara, demiryolu işçilerine, ırgatlara, tersane işçilerine, göçmen işçilere, balıkçılara, ço cuk işçilere ayırmış. Bunlarda halk şiiri­ nin deyişlerini sevdiği anlaşılıyor. Bu sevgi Destan Eyle adını taşıyan bölüm­ de, yarım uyaklarla daha da güçleniyor. Genç ozanımızın bu yoldan nereye var­ mak istediğini kestiremedim Ozan Telli 1980'de Akademi Kitabevl ödülünü kazan mıştır.

Barış Pirhasan’m adını bilirdim, şiir kitabı ile ilk karşılaşıyorum: Tarih Kö­ tüdür. Barış Pirhasan, özellikle toplum­ sal konularda yaygın ve çok sevilen söy leyişlerden yola çıkarak yeni deyişler ar­ dında dolaşıyor sanırım. Sözgelişi, Bir Mektuptan Bölümler adlı uzunca şiirde­ ki, diyelim,

Isıtmak, tutuşturmak için yürekleri­ mizi

Ateşin gözünde inanç ve gelecek gibi yüksek sesli dizeler yanında, «Gü­ vercin Kız» şiirindeki,

Herkes kendi evine yatmağa gittik «Güvercin kız» diyordum irerdeyse ağlayarak üstüme gömleğime ellerime döktüğü ılık tüylere bakıp. Dizinin üçüncü kitabını yazan Ahmet Erhan, bundan önce Yeni Türkü yayın­ ları arasında bir şiir kitabını daha ya­ yınlamış, görmedim onu. Ahmet Erhan’ın şiirlerinde İlk dikkatimi çeken, onun düz yazısal tümceden korkmayışıdır. Çünkü şiirlerindeki başlıca tema, «alacakaranlık, tedirginlik ve korku» nltemleri ile anla­ tılabilecek bir ortamın ürünüdür. Ozanı mız, alacakaranlığın bitmesi için yazmış tır şiirlerini. Sunu yazısında şöyle diyor: «Alacakaranlığın sonu, demek geliyor içim den. Bana bu kitabı yağdıran koşulların belleğimizden silinmesi, buradaki şiirle­ rin artık hiç okunmayacağı günlerin bir an önce gelmesidir dileğim.» Demek Ah­ met Erhan alacakaranlığın bitmesi için şiirlerini gözden çıkarmış... Yalnız Sunu' da değil, kimi şiirlerinde de yineliyor bu dileğini Erhan, toplumsal koşulların de­ ğişmesine adamış onları, kalıcılığı ara­ mıyor.

«Karda Işıltılar» adlı kitabın ozanı Turgay Fişekçi, iki yıl önce, Akademi Ki- tabevi Edebiyat ödüllerinde Şiir Başarı ödülü kazanmış bir ozan. Yazımın başın da anlattığım «mağdur» ozanlardan sayı lamaz hiç. Ama o da bir zamanlar, sev­ diği bir ağabeyine bir şiirini göstermiş, ondan «Sen ozan olabilirsin» yanıtını al mış. Elbet biz bilmiyoruz o «ağabey»in kim olduğunu, ama ona güvenmiş Tur­

gay Fişekçi. Dokumacı Kölenin Türküsü, İhtiyar Oduncu, Çamaşırcı Emine Teyze gibi emekten, haktan yana şiirler yanın­ da, sevi konusuna da epey yer vermiş o-zanımız. Ama sevmekten söz ettiği za­ man da acıma duygusu derdemez araya giriyor. Diyebilirim ki, acıma ve sevme onda kolkoladır. Bu İçerikten yola çıka­ rak, sanıyorum ki, nasıl söylemeli sorunu na da gelecek Turgay Fişekçi.

Okuma yazma öğrenir öğrenmez baş lamış ilk şiirlerini yazmağa Adnan özer, lisede iken arkadaşlarının bütün aşk mektuplarım o yazarmış. Yaşam öykü­ sünden öğreniyoruz bunları. Sonra Ispan yolca öğrenmiş, o dilde de bir şiiri var. Daha önce Yeni Türkü Yayınlarında bir şiir kitabının daha çıkmış olduğunu öğ­ reniyoruz. Ben bilmiyordum. Akademi Kitabevl ödülünü kazandığına İlişkin bir bilgiye rastlamadım.

Adnan özer’in kitabından «Tekerle­ me Noktürn» adlı şiiri birlikte okuyalım:

Yanar döner bulutlar, güle oynaya çıkariar ay kapısını çalmaya ay kapısını çalmaya gök tayını bulmaya güle oynaya çıkarlar Güle oynaya çıkarlar sallam sullam bulutlar gök bağını bozmaya gök bağını bozmaya dal buduğı kırmaya yana döne çıkarlar.

Yirmi beş yaşında Suat Vardal. «Biz Gene Yanyana» ilk şiir kitabı. Onun «Gös terir Doğa Sende» adlı şiirinin ilk iki di­ zesini yazıma alacağım:

İnce bir İştir yaşamak bunu en iyi sen bilirsin çiçek Altı genç ozanımıza şöyle topluca baktık, kim bilir ilerde daha ne güzel şi­ irler yazacaklar! Bu kadarla olmaz.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

dır veya o şiiri çok seviyorumdur veya bana çok hitap ediyordur.. Yaşadığım bir oiaya ve­ ya kendi iç dünyama çok

Bazal hücreli adenom, tükrük bezlerinde sıklıkla parotis bezinde nadir rastlanan epitelyal bir tümör olup, monomorfik adenomların bir alt tipidir.. Bazal hücreli adenom

Fakat mazur görmeli: Onun başla­ dığı devrimi hâlâ devam ettiriyoruz; ve hâlâ tam manasile mükemmel bir edebi­ yat mümessili veremedik.... Bu sebeple, «Ekrem

Daha sonra D üzerinde bir başka (G,S) bulanık esnek kümesini oluştururuz. Bu bulanık esnek küme belirti– hastalık matrisi olarak adlandırılan R ilişki

ID dual Lorentz uzayında spacelike – timelike dual involüt – evolüt eğrilerin dual eğrilikleri, dual Frenet vektörleri arasındaki ilişkiler, dual Darboux

kütleçekimi tarafından daha kolay “yakalanabilmek” için hızını saatte 1950 kilometreye indirdi ve enerjisini Güneş’ten sağlayan. Juno güneş

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil