• Sonuç bulunamadı

Bedri Baykam:ressam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bedri Baykam:ressam"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A

N K E T DEFTERİ Mert Ali Başarır

-t

N

isan ayının

10'u ile 28’i arasında, Pa­ r is 't e L a v ig n e s Bastilte Gaterisi’n- de 52. kişisel sergi­ sini açacak olan re­ sim ve fotoğ-af sa­ natçısı 8e d r Bay- kam, iki yaşından beri resim yapıyor ilk sergisini 6 yaşın­ da iken Ankara, Bern ve Cenevre- öe açan Şaykam, 8 yaşında New York Greer Gaüerf’de re- simlerini satmaya başlıyor. Sorbonne Ü n iv e r s it e s i’ nde 'ekonomi’ okuyan ve yabancı öğrenci­ lerin yaşamını konu atan bir senaryoyla Fransız Kültür Ba­

kanlığından ödül alan sanatçıya, “ Ekonomi ve işletme oku­ manız eserlerin ize yansıdı m ı?” diye soruyoruz: “ Eserlerim e d e ğ il d e sanatla ilgili organizasyon yeten eğim e, politik olay­ ları takip etm eye v e banker skandalim önceden bilmeye yarar d ı” karşılığım veriyor. Bedri Baykam, geçen yıl Ortaköy’de “ Bu­ kalemun B ar” adlı bir yer açmıştı. Ancak üst kattaki komşuların sık sık. “ Gürültü oluyor” diye polise şikâyetleri yüzünden bar bir kapanıp bir açılır olmuştu. Baykam, Bukelamun’la Paris ve İs­ tanbul sergileri yüzünden bu aralar pek ilgilenemiyor. Bukale- mun'u açma sebebi için sanatçı, “ Parasal değil; yaşam tarzı

ve iletişim açısındandu Çünkü ben 1975’ten beri ber gece bar­

lara giderim. 'Entel’lerm, bir 'koruma demeği’ne İhtiyacı vardı. Bukalemun bunu sağlamış o ld u " diyor. Baykam, barım diğer barlardan ayıran özellikleri de sıralıyor: “ Biraz da lunapark gi­ bi bir yer olması; dekorunun sürekli değişmesi; kullanılan tüm materyallerin alışılmış lüks materyallerden değil, doğal ra­

hat ve daha sıcak olması..." Sanatçının günlük yaşamı saat 8.30’da başlıyor; genellikle yıllık program çıkaran Baykam’ın gün­ lük fizyolojik gereksinimleri dışında katan sürede çalışma yüz- deleri şöyle: Yüzde 20’si telefon, yüzde 20’si okuma, yüzde 30’u yaz­ ma, yüzde t5 ’ı resim yapma, yüzde 15’i iş ve organizasyon. Bun­ lara, KDV olarak da zamanın yüzde 80’i devlet bürokrasisiyle uğ­ raşma... Baykam, çalışma ortamını anlatıyor: “ Yanımda tüm

boyalar olmalı, tüm renkler bulunmalı, kahve, çay, bir koltuk, bir fikir ve önü kapalı olmayan bir zaman dilimi...” Daha ön­ celeri yalnız geceyanst çalışan ressam, şimdilerde ge ce ve gün­ düzü eşit kutlanıyor. £j

Bedri Baykam

Ressam

Deklanşöre basmakla, tetiği çekmek arasında ne fark vardır? Yalnız legal bir fark vardır.

Fotoğraf çekerken şimdiye kadar hiç darbe aldığınız oldu mu? Hakikaten nefesimi kesen bazı

kızlar hariç, fiz ik i bir darbe almadım.__________________________________________________________

Politik sanatı tercih etmeniz küçük yaşta İsmet İnönü ile karşılaşmanızdan mı kaynaklanıyor?

Herhalde dış etken olarak olmuşsa, İn ö n ü ’den çok 50’li, 60’lı yıllarda çok fa a l ve tanınan bir

politikacı olan babam Suphi Baykam ’ın etkisi olmuştur. Sanat, politika yapmaya m ecbur_____

değildir, ama ‘p o litik sanat’ yapmak isteyeni de kimse durduramaz.____________________________

Sizce en büyük rezalet nedir? Son 10 yılda, Türkiye’yi idare edenlerin *A tatürkçü’ olduklarını

iddia etmeleri, bir de Fener'in Sakarya’da yediği gol.___________________________________________

Sizce en büyük keyif nedir? Yorucu gün ve gecelerden sonra yeni çıkan bir kitabımı ya da

kataloğumu ele almak veya çalışması tamamlanmış bir resme imza atmak.

______ _____

Yaşamınızdaki en büyük hata nedir? 1981 yılında A m erika’da tüm resimlerimi San__________

Francisco’dan New Y ork ’a götüreceğime, İstanbul’a getirmem. Böylece yeni dışavurumculuk

treninin içinde, yerim olan birinci vagona binememiş olmak ve hâlâ bir çocuk sahibi olmamak.

En sevdiğiniz espri? Son zamanlarda birden ortaya çıkan fık ra la r..._____________________________

Sizi tedirgin eden tarafınız? Değişik uğraşlarım içerisinde sürekli zamanla yarışır olmam ve bu

yüzden büyük stres yaşamam.____________________________________________________________________

Sizce en büyük yorgunluk nedir? Beni kulak dolgunluğuyla tanıyan insanların, hakkımda

ürettikleri ön yargılarla b o ğ u ş m

a m

. __________________________________________

En çekindiğiniz soru? Doğruyu söylemek gerekirse, beni güçlü kılan nokta, arkamda fatura

bırakmamam ve dolayısıyla çekindiğim soru olmayışıdır!_____________________________________

Tercih yapmak zorunda katsanız; karakol mu, devlet dairesi mi, hastane mi?

çünkü alışığım.

_____________________ ________________________________________________________

Bugüne kadar yapmayı henüz gerçekleştiremediğiniz bir şey? Çok şey var; sırayla yapıyorum...

Dünya Çiçekçisi zor beğenenlerin çiçekçisidir.

Özellikle tüm Türkiye’deki üyeleriyle dünyada

çiçek gön derem eyeceği yer yoktur

Çiçekle mutluluklar diler, çiçek emirlerinizi bekler,

saygılar sunar.

Dünya Ç içekçisi: M erk ez Cüzel Bahçe Sok. No: 9/A Nişantaşı-İST Tel: 141 65 43-131 24 8S

Teleks: 26568 SKF Telefaks 1670998

Ankara 271 178 - İzmir 223 019 - Adana 23 351 - Alanya 2931 - Antalya 183 954 - Burdar 12120 -

Bursa 226 163 - Gaziantep 104 05 - Giresun 10313 - İsparta 17978 - Kıbrıs Lefkoşa 72 958 -

Kocaeli 138 37 - Mersin 20453 - Samsun 32 329 - Sivas 14 352 - Çanakkale 2270 - Rize 13807 -

Ordu 17946 - İskenderun 30328

28

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

amacı ortaya koymuştur” dedi. TBMM’de grubu olan siyasal partiler siyasal yasakların kaldı­ rılması için ne önce ne de sonra bir halkoylaması yapılmasının

“ Yunanlıların bizim hakkımızdaki temayülleri nelerdir diye, o zaman be­ ni görevlendirdi Mustafa Kemal Paşa.. Bu gizli

Türkçe oruç ayı deriz Ahmet Vefik Paşa’nın “ Lehçe-i Osmanî” adındaki lügat kitabında oruç kelimesinin aslının “ oruz” olduğu, belki de Farsça “ rûze”

Arsıulusal cihanda teknik politik, eko­ nomik ve sair bütün işler için çıkan fikir­ ler, vesikalar, yapılan fevkalâde fihris- lere, lügatlere rağmen böyle

Fakat ümitsiz aşkı tasvir e- den (Werther) i yazınca o ümit­ siz aşktan lıalâs olan Goethe gi­ bi, Mahmut Yesarî engin sefaleti tasvir eden romanla o

Bir gün konuşulurken Enver Pa­ şa için “ Germanofl!!” demişler, ya­ ni Alman yanlısı, Maliye Nazırı Ca- vit Bey için “ Francöfil” demişler,

Bir ara, Eyüboğlünu gördüm, koşa­ rak, Genel Kurul salonuna giriyordu, durumu anlat­ tım, yoklamaya yetişecekti, «ben sizi ararım» dedi ve hemen salona

Ömer çocukluk ar­ kadaşım, büyük bir mektep arka­ daşım, büyük bir yazı arkadaşım, büyük bir meslek arkadaşım ve büyük arkadaşımdır.. Onun ölümü