GÜ NÜ N A N S İ K L O P E D İ S İ
--- ---
,
Vefatının
26
ncı yıldönümü yadedilen
E k r e m
Vefatının yıldö nümü münasebe-tile Recaizade Ek rem için Üniversi te konferans salo nunda bir kutlama töreni yapıldı. Memleket este tiğinde şarklılık hâkimken, Recai zade, garplılığa heveslenen, Avru- pavari eserler yaz mağa teşebbüs eden ilk şahsiyet lerdendir. Sade kendi yazmakla kalmanmış, taraf
tarlar bulmuş, gençlere zihniyetini aşıla mıştır. Asıl değeri de bu hüsnü niyetin de, bu bediiyat mücahidliğindedir. Tev- fik Fikret başta olarak, bütün kendisin den sonrakiler onu bir mürşid saymışlar dır. Ona hürmetle Üstad Ekrem der
Ekrem bey
lerdi.
Bir âlemden ötekine geçmenin ne güç olduğunu, bütün inkılâplarımızın tecrü belerinden biliyoruz. Recaizade Ekrem de tabiatile bir takım çetinliklerle çatıştı, çarpıştı. Kelimelerinden mısralanna, ru hundan zevkine kadar mükemmel eserler yaratabilmesi kabil değildi . Yaratamadı da... Fakat mazur görmeli: Onun başla dığı devrimi hâlâ devam ettiriyoruz; ve hâlâ tam manasile mükemmel bir edebi yat mümessili veremedik...
Bu sebeple, «Ekrem beyin yazıları kud retsizdir! Çocukçadır! Selâsetsizdir!» gibi ( tenkidlerde ihtiyatlı olmalıdır.
«Talimi edebiyat» isimli eserin müellifi olmakla da hocalığını isbat eden Ekrem bey, 1847 de İstanbulda, Vaniköyde doğ du. Babası Recai efendi, tanınmış kalem sahiplerindendi. Annesi Rebia hanım da münevverdi ve hâfızdı. .
Küçük Ekrem evvelâ askerî mektebe konulduysa da, edebiyata heves gösterin ce, Mektubî kalemine verildi, O zaman lar muhtelif devlet daireleri bir nevi mek tep mesabesindeydi. Nitekim Ekrem bey de fransızcayı kaleme devam ettiği sırada öğrendi. Bir taraftan da farislye çalıştı. Bütün Divan şairlerini gözden geçirdi. On yedisinden itibaren yazdığı eserler, dik
kati celbe başlamıştı. ' i M Recaizade, 18 - 19 yaşlarındayken Na mık Kemalle tanıştı ve bu tanışma netice si gözleri şarktan garbe çevrildi.
Garp tarzında kaleme aldığı yazılarda da Divan edebiyatının ve Namık Kemalin tesirleri kaybolmayan Ekrem bey, ilk şiir olarak, 1871 de «Naömei seher» i neşretti.
Fıtraten sakin, ihtirassız ve muntazam olduğundan, Namık Kemal gibi coşup taş madığı için, onun zirvelerine de çıkmadı, felâketlerine de uğramadı.
Abdülâziz zamanında muavinlikle alın dığı Şûrayı devlette Abdülhamidin emrile âzalığa terfi etti; Meşrutiyete kadar ora da kaldı.
' Fakat istibdad idaresi, Galatasaray sul tanîsinde hocalık eden Ekrem beyin ta lebesine vatanperverane şiirler okutup hürriyetperverane hisler aşılamasını hoş görmediğinden, bu kürsüsünü elinden al mıştı.
Bunun üzerinedir ki, Ekrem bey, kud ret ve ehliyetlerini bildiği Fikret, Halid Ziya ve Cenap Şehabeddini etrafına top- lıyarak Serveti Fünun ailesini teşkil etti. Yeni bir cereyanın hâmisi oldu. Böylelik le, Ekrem bey, Edebiyatı Cedide’nin hak- kile babasıdır.
Ekrem bey, Muallim Naci ile yenilik - eskilik münakaşasına tutuştu ve bu fikr1 çatışma, millî irfanımızda izler bıraktı.
Manzum eserleri: Nağmel seher, Yadi gârı şebab, Zemzeme, Nâçiz, Pejmürde, Semsa’dır.
Mensur eserleri: Müntahabat, Mes Prl sons tercümesi, Tefekkür, Nijad’dır.
Tiyatroları: Afife Anjelik, Atala, Vusla’ Çok bilen çok yanıhr’dır.
Hikâyeleri: Saime, Araba sevdası. Recaizade Ekrem bey 1913 te vefat e1 miştir. Kendisi pek zarif, pek nezih ö masile de meşhurdu.
Şimdiki neslin tanınmış muharriri Ere mend Ekrem Talu, Recaizade Ekremi oğludur._______ _____________________ (V.)