• Sonuç bulunamadı

Bir "Garip" Orhan Veli:32 yıl önce bugün yitirmiştik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir "Garip" Orhan Veli:32 yıl önce bugün yitirmiştik"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SANAT

ZEYNEP ORAL

32 yıl önce bugün yitirdik

Bir "Garip" ORHAN VELÎ

B

UGÜN günlerden pazar... Nice pazan şiirsiz geçirdikten sonra, “ Oh işte en sonunda şiirli bir pazar” derken, baktım tarih 14 Ka­ sım ... Bundan tam 32 yıl önce 14 Kasım gecesi bir büyük ozam, Orhan Veli Kanık’ı yitirmiştik. Kimileri sinirle­ niyor: "ölülerin, ölümlerin çetelesini mi tutuyorsun?” diye. Hayır, çelere falan tutmuyorum: Ozanlarımıza, yazarları­ mıza, düşünürlerimize sahip çıkmaya, sahip çıkılmasına çalışıyorum" Dün - yitirdiklerimize sarılarak, bugünküleri yüreklendirmeye; dünkülere “ şükran borcumuzu” dile getirerek, bugünkülere "haydi” demeye çalışıyorum. Bir de, doğruyu, güzeli, bunlardan alınabilecek tadı paylaşmaya çalışıyorum. Hepsi bu. Tarihler, yıldönümleri yalnızca bir ba­ hanedir.

14 Kasım 1950... O gece, Orhan Veli öldüğünde, cebinde 28 kuruş, yüreğinde kocaman bir sevda vardı. Geride bırak­ tığı yüzlerce şiir, ve âşklarla, kavgalarla ama en çok, en çok hüzünle geçen topu topuna 36 yıllık bir yaşam vardı.

BİR MASAL DÜNYASI

İlk şiirlerinde (1936-7) bir masal dün­ yasının peşindeydi: “ Çocuk gönlüm kaygılardan azade” diyerek “ Saadet do­ lu dünyalara” , “ Ufkunda mavi bulutla­ rın uçuştuğu dağlar ülkesine” , “ Göl bc- şında padişahın üç kızı” oturduğu Kaf dağlarına çeker bizi. Ama çocukluk anı­ ları, düşler, özlemlerle dolu bu masal dünyasında bile Orhan Veli hüzünlüdür. “ Mahzunluk” , “ hüzün” kişiliğinin bir parçasıdır.

"İstanbul’da Boğaziçi'nde Bir fakir Orhan Veli’yim Veli’ rfin oğluyum Tarifsiz kederler içinde.”

Ama durun, daha şu şiiri yazmasına vakit var. önceleri eski şiir dünyasına sokar bizleri... Sonra... (şiir üzerine dü­ şüncelerinden) “ Tek insan hallerinden, çok insan hallerine doğru” yol almaya başlar. “ Yeni bir zevke ancak yeni yollarla, yeni araçlarla varılır" der. Yeni yollara varmak için eski yollan yıkmak zorundadır. Aynı yolun yolcusu iki ar­ kadaşıyla, Melih Cevdet Anday ve Ok­ tay Rıfat’la birlikte, eski şiire meydan okuyan, şiirde ölçü, uyak, imge ve tas­ virleri yok eden, birkaç satırda koskoca bir öyküyü dile getiren, yalın, dolaysız, dolambaçsız, geniş kitlelere yönelen

kısaca şiir yapısını değiştiren bir kavga­ ya girerler.

SOYLU BİR SANAT

Şiir gibi soylu (!) bir sanatta, Süley­ man Efendi’nin nasırından, sokaktaki adamın hallerinden, şişedeki balıktan, çiğercinin kendisinden söz eden bu ozan önceleri “ garip” karşılanacaktır. Ama zamanla alışılacak, cana yakın buluna­ cak. Çünkü o, içimizden biridir. Sizin gibidir, benim gibidir. “ Garip” kitabın­ dan okuyoruz:

“ Beni bu güzel havalar mahvetti/Böyle havada istifa ettim /Ev kattaki memuriyetimden/Tütüne

böy-ORHAN VELİ: "Beni bu güzel havalar

mahvetti."

le havada alıştım./Böyle havada âşık o ld u m /E v e ekmekle tuz götürme- yi/B öyle havalarda u n u ttu m /Ş iir yazma hastalığım/Hep böyle havalarda n ü k setti/B en i bu güzel havalar mahvetti.”

“ Garip” adlı kitabım "Vazgeçme­ diğim” (1945), “ Destan Gibi” (1946),

“ Yenisi” (1947) ve "Karşı” (1949) adlı - kitapları izleyecekti.

Ve kitaplar birbirini izlerken, o kav­ galarıyla, sevdalarıyla, hüznüyle, yol­ culuklarıyla (öyle bilmediği uzak yerlere değil, hep bildiği, sevdiği tanıdığı yöre­ lere ve insanlara yapılan gidişler geliş­ lerle) parasızlığıyla,ayrılışlarla, ama hep eşine ender rastlanan bir duyarlılıkla

dilden dile yayılan şiirlerini söyle­ yecektir:

“ Baka kalırım giden geminin ardın­ dan; Atamam kendimi denize, dünya güzeh/Serde erkeklik var, ağlaya- mam.” (Ayrılış).

“ Bir tren sesi duymaya göreyim /tki gözüm iki çeşme” (Tren Sesi).

“ Ne atom bombası/Ne Londra konfe- ransı/Bir elinde cımbız/Bir .elinde ay- na/Umurunda mı dünya.”

“ Neler yapmadık şu vatan için! Kimi­ miz öldük/Kimimiz nutuk söyledik” - (Vatan İçin).

YAPRAK DERGİSİ

Orhan Veli, şiir yapısını değiştirir­ ken,kendini de değiştirecektir. Giderek insanın d eğişm esiyle yetinmeyecek, dünyanın değiştirilmesi uğruna çaba gösterecektir. Çünkü: “ Bak! Dünya renkler içinde/Bu güzel dünya içinde- /Sevin sevinebilirsen/lnsanlığın ha­ line karşı.//Durumdan işleyen saatler- de/Dişli dişliye karşı: /Dişlilerin arasın­ da /Güçsüz Güçlüye karşı...”

Bir başka şiirinde “ Pireli Şiir” de so­ racaktır: “ Bu düzen böyle mi gide- cek/Pireler fiilleri yutacak/Yeni nüfuslu haneye/Üç buçuk tayın yetecek?”

işte 1950’nin ilk ayından ölümüne dek 28 sayı çıkardığı “ Yaprak” dergisi bu düşüncelerin ürünüdür. Hani amacı­ nı “ Gül veririz yonca alınz/Bülbül verir serçe alırız/.../H em şeri verir yurttaş a- lırız''Salon verir , sokak ahnz/Hazırlop verir alınteri alırız/Canan verir dost alırız/Gözyaşı verir ümit alırız” diye açıklayan Yaprak dergisi...

Bir akşam Ankara'da düşmüştü. İs­ tanbul’a geldi. Başı ağrıyordu. Hani “ çok içiyor” diye adı çıkmıştı ya, alkol tedavisi yaptılar, oysa beyin kanaması geçiriyordu. Hemen o gece öldü. 14 Ka- sım’dı. Duran yürekte vazgeçemediği­ nin sevdasını bilen bildi, bilmeyen bile­ medi. Ama cebinden, Türk şürini değiş­ tiren, üreten, ha bire üreten ozanın ce­ binden 28 kuruş çıktığını herkes bildi, ölümünden sonra yayınlandı: "Cep de­ lik cepken delik/Yen delik kaftan delik/Don delik mintan delik/Kevgir misin be kardeşlik!” .

Dünyayı, insanları, yaşamı çok, hem de çılgıncasına sevmişti. “ Biliyorum, kolay değil yaşam ak/.../Yaşam ak ko­ lay değil ya kardeşler/ölmek de de­ ğ il/ .Kolay değil bu dünyadan ayrıl- ,mak" diyordu. Hiç kolay değildi. Hele 36 yaşında.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Zira, iyiliklerde onun hakkı çok az olduğu gibi, akıbetinin ne olacağı da kesin değildir.. Ömrünün bundan sonraki bölümünü de aynı istikamette geçireceği konusunda

NOT: Çanakkale Muharebelerine 19 tümen katõlmõú, bunlarõn 39 komutanõ olmuútur. Bazõ komutanlar birden fazla tümene komutanlõk yapmõú oldu÷u için kiúi

• Süreç bölümünden sonra ise sosyal hizmet uzmanının müracaatçı, mülakat süreci ve kendisi hakkında yaptığı değerlendirme yer alır. • Değerlendirme, o

Mevcut geliştirme ve/veya üretim prosedürlerinin analiz edilerek iyileştirme önerileri geliştirilmesi konularında katkı sağlayacak teknik danışmanlık hizmetleri verir3.

 Ve sonrasında Rosalind'in çekmiş olduğu fotoğraflar ile bize Watson- Crick DNA çift sarmal modeli olarak öğretilecek olan DNA çift sarmal yapısı Watson ve Crick

(Göstergeleri: Çizgi üzerinde yönergeler doğrultusunda yürür.) MATERYALLER Aile Ağacı (TÜBİTAK) kitabı, karton, kurdele, tebeşir,

(Göstergeleri: Çizgi üzerinde yönergeler doğrultusunda yürür.) MATERYALLER Aile Ağacı (TÜBİTAK) kitabı, karton, kurdele, tebeşir,

JOE: Senin en kotu halini açığa çıkardığımın farkindayim ama dur, ileride çok pişmanlık duyacağın şeyler söylememen için sana yardımcı olayım. (elini