• Sonuç bulunamadı

Konya ili Cihanbeyli İlçesi'nde anlatılan masalların çocuk eğitimi açısından incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya ili Cihanbeyli İlçesi'nde anlatılan masalların çocuk eğitimi açısından incelenmesi"

Copied!
265
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İ

LKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

KONYA İLİ CİHANBEYLİ İLÇESİ’NDE ANLATILAN

MASALLARIN ÇOCUK EĞİTİMİ AÇISINDAN

İ

NCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

YRD. DOÇ. DR. SEYİT EMİROĞLU

HAZIRLAYAN

GÜLTER DEMİR

(2)

ÖZET

Bu araştırmanın amacı, ilköğretim okullarında eğitim gören öğrencilerin özellikle Türkçe dersi ve ilgili diğer derslerin işlenişinde, masalların çocukları hangi yönde geliştirebileceklerini ve masalların çocuk eğitimine ne gibi katkıları olabileceğini ortaya çıkarmaktır.

Masalların eğitim ve öğretime etkileri ve çocukların gelişiminde ne gibi olumlu katkıları olabileceği incelenmiştir. İnceleme esnasında eğitim ve önemi, çocuk eğitimi ve önemi, çocuk edebiyatı, masalın tanımı, masalın çocuk eğitimindeki önemi hakkında özet bir bilgilendirilmeye gidilmiştir. Ayrıca araştırmanın yapıldığı ilçenin genel yapısı hakkında bilgi verilmiştir.

Bu araştırmanın evrenini Cihanbeyli ilçesinde anlatılan masallar oluşturmaktadır. Edinilen masalların büyük bir kısmı yaygın bir şekilde kullanılan, bildik masallardan oluşmaktadır. Masalların dinlenildiği kişilerin genç olması, orijinal masallara ulaşmamızı zorlaştırmıştır.

Araştırmada elliüç (53) masal, yaklaşık yirmidört (24) unsur göz önünde bulundurularak incelenmiştir. İnceleme esnasında masalların kısa özetleri de sunularak, masalın içeriği hakkında genel bir bilgilendirmeye gidilmiştir.

Masalları incelerken göz önünde bulundurulan kriterlerin bazıları şunlardır:

İşlenen masalın çocuğa, milli kültüre dair kazandırdıkları var mıdır? Varsa nelerdir?

Masalın çocuğun üretkenliğine herhangi bir katkısı var mıdır?

Masal, çocuğun olumlu bir kişilik kazanmasına yardımcı oluyor mu?

Masal, çocuğa, millet, vatan, bayrak kavramlarını çağrıştırıyor mu?

Masal çocuğa, kitap sevgisi aşılıyor mu?

(3)

Çocuk eğitiminde oldukça önemli bir yere sahip olan masallar, bazı olumsuz bakış açılarına rağmen, iyi bir seçicilikle çocukların bireysel ve toplumsal gelişimlerine katkıda bulunması açısından değerlendirilerek, örgün eğitimin önemli bir unsuru haline getirilebileceğini ortaya koymaya çalıştık. Eğitimin temel elemanı olan çocukların, klasik yöntemlerle bilginin öğretmen tarafından sunularak kazandırılması yerine, eğitime aktif birer elaman olarak katılmaları daha başarılı olmalarını sağlamaktadır. Aktif katılımın en önemli araçlarından biri olan masal, çocuğun katılımı açısından iyi bir alan oluşturmaktadır. Çocuk masalda anlatılan olayları, kendini kahramanın yerine koyarak yaşama şansına sahiptir. Buda çocukta öğrenmeyi kalıcı kılmakta ve unutma olasılığını en aza indirgemektedir.

(4)

ÖNSÖZ

Bir toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel gelişiminin alt yapısını hiç şüphesiz eğitim oluşturmaktadır. Eğitime atfedilen önem ve değer, milletini geliştirmek, devletini dünya devletleri arasında güçlü ve önemli bir yere taşımak için çaba sarfeden tüm ülkelerin birinci önceliği olmuştur. Özellikle gelişmiş ülkeler, eğitimin bu değişmeyen ve değişmeyecek olan önemini daha bir önemseyerek, ülke geleceğinin en ana unsuru kabul etmişlerdir.

İnsanın var olan yetilerini doğru ve anlamlı kullanması hiç şüphesiz eğitim sayesinde gerçekleşir. Eğitilmeyen birey ve toplumlar, üretkenlikleri hangi safhada olursa olsun, sağlıklı ve dengeli bir gelişim trendi izleyemezler.

İnsanlığın vazgeçilmezi olan eğitim, insanın yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. Bu sürecin en önemli evresi ise hiç kuşkusuz çocukluk dönemidir. Zira bilimsel bulgular, çocuklukta öğrenilen şeylerin insanın çocukluktan sonraki yaşamını da büyük ölçüde etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu denli önemli olan çocukluk safhası, ne kadar sağlıklı bir eğitim- öğretim sürecinden geçerse, o denli dengeli ve tutarlı bir kişiliğin oluşmasına sebep olur. Bu sebepledir ki çocukların eğitimi daha bir önemle üzerinde durulmayı gerektirmektedir.

Eğitim ve öğretimde en önemli görev öğretmenindir. Örnek insan olarak görülen öğretmen, elindeki cevheri işleyerek, ortaya mükemmel bir ürün çıkarmak için bütün araç- gereçlerden doğru ve yerinde faydalanmak zorundadır. Geleceğin teminatı ve milli kültürün taşıyıcısı olan çocuklar, tam öğrenmeyi gerçekleştirmek için özel bir çaba ve emeğe ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle öğretmen, veli, okul yöneticilerinin yanı sıra toplumun bütün fertleri bir fiil aktif eğitimin içerisinde olmak zorundalar.

Çocuğun içerisinde bulunduğu milletin kültürünü, gelenek ve göreneklerini, ananelerini en iyi öğrenebildiği kaynaklardan birisi sözlü kültürün önemli öğelerinden biri olan masallardır. Masallar, çocuklara geçmişleri hakkında bir takım bilgiler vermesi yanı sıra, eğitimin temel amaçları doğrultusunda bugüne dair çıkarsamalarda bulunmasına da büyük bir katkı sağlamaktadırlar. Her ne kadar masalın sakıncalı olduğunu iddia edenler olsa da bu bütün masalları kuşatıcı bir iddia olmaktan uzaktır. Özellikle öğretmenin masal seçiminde doğru rehberlik yapması, masallara atfedilen olumsuzlukları asgariye

(5)

indirecektir. Kendisi de, kendi masal ülkesinde yaşayan çocuklar için masal, vazgeçilmez bir öğretim araçlarındandır. Kuru bilgilerin doğrudan çocuklara yüklenmesinin yanlışlığı bugün bütün eğitimciler tarafından kabul gören bir görüştür. Çocuklara bilginin eğlenceli, hareketli ve onlarında sahiplenebilecekleri bir şekilde verilmesinde masal önemli bir yer tutar. Çocuk dinlediği masalla özdeşleşerek, kendisini masalın içerisine taşır ve onu adeta yaşar. Hiç şüphesiz yaşanılan şeyler de daha kolay öğrenilir.

İyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, eğriyi-doğruyu, sevgiyi-saygıyı, yardımlaşmayı bencilliği, fedakârlığı- kıskançlığı, yalanı- doğru olmayı, acımayı- acımasızlığı ve bunun gibi birçok şeyi çocuklara masallar yolu ile öğretmek daha kolay ve kalıcıdır. Çocuk masal kahramanının yerine kendini koyarak adeta o masalı kendi yaşıyormuş gibi sahiplenir.

Yine masallar çocuğun dil gelişimine, kelime dağarcığının zenginleşmesine, dili sevmelerine, doğru ve yerinde kullanmasına yardımcı olarak, çocuğun sahip olduğu dili öğrenmesine katkıda bulunarak, çevresindeki insanlarla iletişim kurmasında önemli bir yere sahiptir.

Bütün bu sayabildiklerimiz ve sayamadıklarımız neticesinde masalın çocuk eğitiminde önemli ve vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu düşünüyoruz. Masalın istenilen davranışı çocuğa kazandırmada rol oynamasında ise en büyük etken şüphesiz öğretmendir. Öğretmen çocuğun masal seçiminde iyi bir rehber olur ise çocukların masal yoluyla kazanacakları çok şeyler olacaktır. Masalları kendimizin ve çocuklarımızın hayatından silmek kupkuru, renksiz, cansız bir hayata katlanmaktan başka bir şey değildir. Ve hiç birimizin de çocuklarımızı böyle bir hayata katlanmaya mecbur etmeye hakkı yoktur.

Yüksek lisans tezi olarak bu konunun seçilmesinin nedeni, özellikle çocuklarımızın hayatlarında masalı daha etken kılmak ve verimli bir şekilde kullanılmasına yardımcı olmak isteğidir. Çünkü milli kültürümüzün önemli öğelerinden biri olan masallar, kültürün yaşatılmasında ve nesilden nesile aktarılmasında önemli mihenk taşlarındandır.

Araştırmamda her türlü yardımını esirgemeyen danışmanım Yrd. Doç. Dr. Seyit

EMİROĞLU başta olmak üzere araştırmamda masalların derlenmesinde yardımlarını

esirgemeyen arkadaşlarıma, öğrencilerime teşekkürlerimi bir borç bilirim.

(6)

İÇİNDEKİLER Sayfa No:

ÖZET……….i ÖNSÖZ………iii İÇİNDEKİLER……….v BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Problem Cümlesi………3 1.2. Alt Problemler………3 1.3. Araştırmanın Amacı………...4 1.4. Araştırmanın Önemi………...4 1.5. Sayıltılar……….6 1.6. Sınırlılıklar……….6 1.7. Tanımlar……….6 BÖLÜM II İLGİLİ LİTARETÜR 2.1. Eğitim ve Önemi………7 2.2. Eğitimin Tanımı……….7 2.3. Eğitimin Amacı………..9 2.4. Çocuk Eğitimi………..10 2.5. Edebiyat ve Tanımı………..12

(7)

2.6. Çocuk Edebiyatı………...13

2.7. Çocuk ve Anadil………..15

2.7.1. Dilin Tanımı ve Önemi……….15

2.7.2. Dili Sevmede Masalların Etkisi………16

2.8. Masal ve Tanımı………..16

2.8.1. Masalın Toplumdaki Yeri……….17

2.8.2. Türk Halk Masalı ve Özellikleri………...18

2.8.3. Masalın Çocuk Eğitimindeki Önemi………21

2.8.4. Masalın Çocuğun Milli Kültür Şuuruna Katkısı………...23

2.8.5. Çocuk Masallarında Aranan Nitelikler……….24

BÖLÜM III YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Yöntemi……….26

3.2. Evren ve Örneklem………..26

3.2.1. Kaynak Şahıslara Ait Bilgiler………...26

3.2.2. Kaynak Şahıslardan Alınan Cevaplar………...27

3.3. Veri Toplama Aracı……….30

3.4. Araştırmanın Uygulanışı………..30

(8)

BÖLÜM IV

BULGULAR VE YORUM

4.1. Masalların Eğitsel Açıdan Sunduğu İletiler…...32

4.1.1. Etik İletiler………33

4.1.2. Psikolojik İletiler………..34

4.1.3. Sosyolojik İlrtiler………..38

4.1.4. Ekonomik İletiler………..39

4.1.5. Öteki İletiler………..40

4.2. Masal Metinlerinin Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….41

4.2.1. Tize………41

4.2.1.1. Masalın Özeti……….41

4.2.1.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….42

4.2.2. Kibirlinin Burnu………42

4.2.2.1. Masalın Özeti………..42

4.2.2.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………..43

4.2.3. Uyuyan Aslan ile Kabadayı Sıçan………43

4.2.3.1. Masalın Özeti………. 43

4.2.3.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….43

4.2.4. Tarla Faresi ile Ev Faresi………..43

(9)

4.2.4.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………..44

4.2.5. Serçe ile Dört Yavrusu………..44

4.2.5.1. Masalın Özeti………..44

4.2.5.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………..44

4.2.6. Padişah ile İhtiyar Çiftçi………...45

4.2.6.1. Masalın Özeti………..45

4.2.6.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………..45

4.2.7. Tilki ile Ayı………...45

4.2.7.1. Masalın Özeti………..45

4.2.7.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………..45

4.2.8. Süs Köpeği ile Eşek ……….46

4.2.8.1. Masalın Özeti………..46

4.2.8.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………..46

4.2.9. Son Kurbağa………..46

4.2.9.1. Masalın Özeti………..46

4.2.9.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….47

4.2.10. Sarı İnek………..47

4.2.10.1. Masalın Özeti………47

4.2.10.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………47

(10)

4.2.11.1. Masalın Özeti………48

4.2.11.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………48

4.2.12. Rüzgarın Yaramazlığı……….49

4.2.12.1 Masalın Özeti……….49

4.2.12.2. Masalın Eğitim Açısından İncelenmesi………49

4.2.13. Pamuk Prenses………50

4.2.13.1. Masalın Özeti………....50

4.2.13.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………50

4.2.14. Padişah ve İhtiyar………51

4.2.14.1. Masalın Özeti………51

4.2.14.2. Masalın Eğitim Açısından İncelenmesi………51

4.2.15. Minik Meyve Ülkesi ve İyi Kalpli Tüccar………..52

4.2.15.1. Masalın Özeti………52

4.2.15.2. Masalın Eğitim Açısından İncelenmesi………52

4.2.16. Mıdık………...52

4.2.16.1. Masalın Özeti………52

4.2.16.2. Masalın Eğitim Açısından İncelenmesi………52

4.2.17. Külkedisi……….53

4.2.17.1. Masalın Özeti………53

(11)

4.2.18. Kuyruksuz Tilki………..54

4.2.18.1. Masalın Özeti………54

4.2.18.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………54

4.2.19. Kuru Gürültücü Kurbağa………55

4.2.19.1. Masalın Özeti………55

4.2.19.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………55

4.2.20. Kurtla Sıska Köpek……….55

4.2.20.1. Masalın Özeti………55

4.2.20.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………55

4.2.21. Kurt ile Koyun………...56

4.2.21. Masalın Özeti………...56

4.2.21.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………56

4.2.22. Kötü Kalpli Büyücü………...57

4.2.22. Masalın Özeti………...57

4.2.22.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………57

4.2.23. Konuşan Kaval………...58

4.2.23.1. Masalın Özeti………58

4.2.23.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………58

4.2.24. Keloğlan ile Padişah………..59

(12)

4.2.24.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………....59

4.2.25. Kedi ile Fare………...60

4.2.25.1. Masalın Özeti………....60

4.2.25.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………60

4.2.26. Keçi Kızı………60

4.2.26.1. Masalın Özeti………60

4.2.26.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………61

4.2.27. Kaplumbağa ile Kuşlar………..61

4.2.27.1. Masalın Özeti………....61

4.2.27.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………61

4.2.28. İyi Yürekli Eşek……….62

4.2.28.1. Masalın Özeti………62

4.2.28.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………62

4.2.29. Hürü Kızı………...63

4.2.29.1. Masalın Özeti………....63

4.2.29.2. . Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….63

4.2.30. Horozun Karı……….63

4.2.30.1. Masalın Özeti………....63

4.2.30.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………63

(13)

4.2.31.1. Masalın Özeti………64

4.2.31.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………64

4.2.32. Gürültücü Çocuk………64

4.2.32.1. Masalın Özeti………64

4.2.32.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………64

4.2.33. Dilektaşı………..65

4.2.33.1. Masalın Özeti………....65

4.2.33.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………....65

4.2.34. Derisi Yüzülen Kurt………..66

4.2.34.1. Masalın Özeti………66

4.2.34.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………66

4.2.35. Aslan ve Fare………...66

4.2.35.1. Masalın Özeti………....66

4.2.35.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………....67

4.2.36. Altın Araba………..67

4.2.36.1. Masalın Özeti……….67

4.2.36.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………68

4.2.37. Yalancı………...68

4.2.37.1. Masalın Özeti………...68

(14)

4.2.38. Alakarga ile Kuşlar………..69

4.2.38.1. Masalın Özeti……….69

4.2.38.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………69

4.2.39. Ak Benekli………...70

4.2.39.1. Masalın Özeti……….70

4.2.39.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….70

4.2.40. Tembel Kız………...71

4.2.40.1. Masalın Özeti………...71

4.2.40.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………71

4.2.41. Sihirli Tavşan………...71

4.2.41.1. Masalın Özeti……….71

4.2.41.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….72

4.2.42. Katı Yürekli Zengin……….72

4.2.42.1. Masalın Özeti……….72

4.2.42.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….73

4.2.43. Akıllı Çoban……….73

4.2.43.1. Masalın Özeti……….73

4.2.43.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….74

4.2.44. Yiğit ile Babası………74

(15)

4.2.44.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….74

4.2.45. Güneş Kızı………...75

4.2.45.1. Masalın Özeti……….75

4.2.45.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….75

4.2.46. Keloğlan ve Kuyudaki Dev………..76

4.2.46.1. Masalın Özeti……….76

4.2.46.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi……….77

4.2.47. Karga Peri………77

4.2.47.1. Masalın Özeti………77

4.2.47.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………78

4.2.48. Üvey Anne………...78

4.2.48.1. Masalın Özeti………78

4.2.48.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………79

4.2.49. Çirkin Ördek………79

4.2.49.1. Masalın Özeti………79

4.2.49.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………80

4.2.50. Kralın Mutsuz Kızı………...80

4.2.50.1. Masalın Özeti………80

4.2.50.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………80

(16)

4.2.51.1. Masalın Özeti………81

4.2.51.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………81

4.2.52. Güzel ve Çirkin………82

4.2.52.1. Masalın Özeti………82

4.2.52.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………83

4.2.53. Yaşlı Nineler………83

4.2.53.1. Masalın Özeti………83

4.2.53.2. Masalın Çocuk Eğitimi Açısından İncelenmesi………...84

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER 5.1. Sonuç………85 5.2. Öneriler………87 KAYNAKÇA……….89 EKLER………...91

Ek 1: Cihanbeyli İlçesinde Anlatılan Masalların Metinleri………....92

1.1. Tize………91

1.2. Kibirlinin Burnu……….94

1.3. Uyuyan Aslanla Kabadayı Sıçan………96

1.4. Tarla Faresi ile Ev Faresi………...97

(17)

1.6. Padişah ile İhtiyar Çiftçi………99

1.7. Tilki ile Ayı………..100

1.8. Süs Köpeği ile Eşek……….101

1.9. Son Kurbağa……….103 1.10. Sarı İnek……….104 1.11. Rüzgaroğlu………...106 1.12. Rüzgarın Yaramazlığı………113 1.13. Pamuk Prenses………...115 1.14. Padişah ve İhtiyar………...119

1.15. Minik Meyve Ülkesi ve İyi Kalpli Tüccar……….121

1.16. Mıdık………..122

1.17. Külkedisi………123

1.18. Kuyruksuz Tilki……….126

1.19. Kuru Gürültücü Kurbağa………...131

1.20. Kurtla Sıska Köpek………131

1.21. Kurt ile Koyun………...133

1.22. Kötü Kalpli Büyücü………...134

1.23. Konuşan Kaval………...135

1.24. Keloğlan ile Padişah………..140

(18)

1.26. Keçi Kızı………144

1.27. Kaplumbağa ile Kuşlar………..147

1.28. İyi Yürekli Eşek……….147

1.29. Hürü Kızı………...152

1.30. Horozun Karı……….155

1.31. Hamamböceği ile Fare………...157

1.32. Gürültücü Çocuk………159

1.33. Dilektaşı……….160

1.34. Derisi Yüzülen Kurt………..164

1.35. Aslan ve Fare……….165

1.36. Altın Araba……….167

1.37. Yalancı………...172

1.38. Alakarga ile Kuşlar………173

1.39. Ak Benekli……….174

1.40. Tembel Kız………180

1.41. Sihirli Tavşan……….181

1.42. Katı Yürekli Zengin………...195

1.43. Akıllı Çoban………...197

1.44. Yiğit ile Babası………..199

(19)

1.46. Keloğlan ve Kuyudaki Dev………215 1.47. Karga Peri………..219 1.48. Üvey Anne……….224 1.49. Çirkin Ördek………..225 1.50. Kralın Mutsuz Kızı………228 1.51. İki Kurbağa………229 1.52. Güzel ve Çirkin………..232 1.53. Yaşlı Nineler………..237 Ek 2: Kaynak Kişiler……….239 2.1. Naile Türk……….239 2.2. Mavişan Çiftçi………...239 2.3. Sebahat Yılmaz……….240 2.4. Ayşe Öğüt……….240 2.5. Şaban Akman………241 2.6. Nezihe Tatış………..241 2.7. Mediha Akdağ………...241 2.8. Fadimana Ersan………242

(20)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Eğitimin amacı, bireyde değişiklikler meydana getirerek hayata olumlu yönde katkılarda bulunmasını sağlamaktır. İnsanlığın zorunlu temel ihtiyaçlarından biri haline gelen eğitim hakkında çeşitli tanım ve bakış açıları geliştirilmiştir. Eğitim, bir plan ve hedefe göre insanın yetiştirilmesi, ruh ve beden sağlığını koruyarak geliştirilmesi için yapılan çalışmalardır. (Sezgin, 1991, s. 5).

Yine eğitim, çok genel anlamda, insanı kültürel hayata hazırlayan tüm sosyal süreçleri içerir. (Kale, 2001, s. 6)

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik düşünme ve yaratıcılık yeteneğine sahip olmasıdır. Yaratıcılık her düzeyde var olan ve insan yaşamının her bölümünde kendini gösterebilen bir yeti, gündelik yaşamdan bilimsel çalışmalara dek uzanan, sanatsal alanda başyapıtların ortaya çıkmasına neden olan süreçler bütünü ve ayrıca bir tutum ve davranış biçimidir. (Eğitime Yeni Bakışlar- I-, 2002, Sünbül, s. 164)

Düşünme yeteneğiyle donatılan insan, yaratıcılığını işleyerek ortaya mükemmel ürünler koyabilir. İnsan üretkenliğinin ortaya çıkardığı en önemli ürünlerden biride şüphesiz edebiyattır.

“ Edebiyat” düşünce, duygu ve hayallerin, söz ve yazılı halinde, güzel ve etkili bir

şekilde anlatılması sanatı olarak tanımlanmıştır. (T.D.K. Türkçe Sözlük, 1969, s. 621)

Gerek edebiyatta gerekse eğitimde temel konu insandır. Bundan dolayı edebiyatla eğitim arasında sıkı bir ilişki vardır. İnsanlığın evrende geçirdiği süreçleri çok boyutlu bir şekilde ele alarak irdelemişlerdir. İnsanın çevresiyle, içinde yaşadığı toplumla nasıl bir etkileşim oluşturduğunu inceleyerek yaşama katkıda bulunurlar.

Dünyaya çocuk olarak adım atan insanın eğitim sürecinde edebiyat oldukça önemli bir yere sahiptir. Yaşadığı dünyayı, içerisinde bulunduğu çevre ve şartları, birlikte yaşadığı hem cinslerini tanımasında ve keşfetmesinde en büyük yardımcısıdır. Çocuklar hayatı ve yaşama yollarını öğrendikleri için edebiyat, hayatı keşfe, insanın kendisini tanımasına, davranışlarını değiştirmesine yardım eder. Edebiyat yaratıcı faaliyetleri teşvik ettiği,

(21)

çocukların kendi dillerini geliştirmelerine yardımda bulunduğu için eğitimde büyük önem taşımaktadır. (Kantarcıoğlu, 1991, s.13)

Çocuk ve eğitim, insanlığın kendini ve yeteneklerini keşfiyle birlikte ortaya çıkmış, gittikçede önemi daha çok değer kazanan iki kavram halinde hayatta yerini alarak “Çocuk Edebiyatı” alanını oluşturmuştur.

Çocuk edebiyatı deyimi, çocukluk çağında bulunan kimselerin hayal, duygu ve düşüncelerine yönelik sözlü ve yazılı bütün eserleri kapsar. Masallar, hikâyeler, romanlar, anılar, biyografik eserler, gezi yazıları, şiirler, fen ve doğa olaylarını anlatan yazılar vb. hep bu çerçeve içine girebilir. (Oğuzkan, 2000, s. 3)

Çocuk edebiyatının en temel konularından biri olan masal, çocuk eğitiminde de önemli bir yere sahiptir. Renkli, sihirli bir dünyası olan masallar, çocukların zevk aldıkları bir daldır. Onları hiç bilmedikleri, tanımadıkları olağan üstü yerlere götürüp, oradaki kişi ve varlıklarla, birlikte olma heyecan ve ruhu oluşturur.

“Çoğu geceler, ninemizin dizinde, tatlı uykumuzu bile feda ederek saatlerce dinlediğimiz masallar, halkın ortak şuurunda doğmuş, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, cereyan ettiği yer ve zaman bilinmeyen, normal ya da olağanüstü şahıs veya peri, cin, dev, ejderha gibi yaratıklara ait olağandışı ve tamamıyla hayal mahsulü bir takım hadiselerin hikâye edildiği sözlü halk edebiyatı ürünlerindendir.” der masal hakkında Necati Birinci. ( Kantarcıoğlu, 1991, s. 13)

Genellikle olağanüstü kişilere, olaylara, serüvenlere yer verilen ve ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa anlatılarak geçen hayal ürünü hikâyeler olan masalları, diğer yazı türlerinden ayıran bir takım özellikler vardır.(Oğuzkan, 2000, s. 17)

Masallar daha çok “gerçek üstü” olaylara dayanıyor. Bununla beraber, bunların içten içe yürüyen bir özü ve ‘gerçek’ bir yönü vardır. (Kantarcıoğlu, 1991 s. 16)

Masallar gelişme özelliklerine göre ikiye ayrılır:

1. Halk masalları

(22)

a) Edebi Peri Masalları

b) Sanat Masalları

Masallar yapı bakımından üç bölümden oluşur:

a) Masalın giriş bölümü (Masal başı)

b) Asıl masal bölümü (Gövde)

c) Masal sonu bölümü (Sonuç) (Kantarcıoğlu, 1991 s. 189)

Masallarda, birbirinden farklı yüzlerce karakter ve tiplemelerle karşılaşmak mümkündür. Padişah, Vezir, Keloğlan, Kral, Cüce, Gulyabani, Dev, Peri gibi gerçeküstü kahramanlara sahip olan masallar, çocukların hayatına bebeklik dönemiyle birlikte girer. Çocuklara ana dillerini öğrenme imkânı sağlayan masallar, farkına vardırmadan da onlara “dilini sevme” duygusu kazandırır.

Aslında çocukların gerçek dünyası olan masallar, onların gelişim süreçlerine önemli katkılarda bulunmaktadır. Hiçbir zaman ulaşılamayan ve hep ulaşılmak için çaba sarf edilen hayallerin ana kaynağıdır aynı zamanda. Gerçekleşebilecek hayaller kurarak, onlara ulaşmayı hedeflemede ve bu hedefe varmak için gayret sarf etmede örneklik teşkil eden masallar, eğitimde bu anlamda özel bir yere sahiptir.

Araştırmada eğitim, çocuk edebiyatı, çocuk ve masal kavramları ilgili kaynaklardan yararlanılarak ele alınmıştır. Konya ili Cihanbeyli ilçesinde anlatılan masalların çocuk eğitimi açısından etkileri incelenerek bir sonuca varılmıştır. Ulaşılan sonuçlar değerlendirilerek, önerilerle birlikte ortaya konulmuştur.

1.1. Problem Cümlesi

Cihanbeyli ilçesinde anlatılan masalların çocuk eğitimi açısından incelenmesi.

1.2. Alt Problemler

1. Çocukların gelişim süreçleri dikkate alınarak, özellikle Türkçe dersinin temel öğelerinin kavratılmasında masallardan nasıl ve ne kadar yararlanılabilir?

(23)

2. Çocukların masala olan ilgileri hangi düzeydedir?

3. Çocukların düşünme güçlerine, hayal kurma özelliklerine ve kişiliklerinin gelişmesine masallar nasıl bir katkıda bulunabilir?

4. Masların dil öğrenimine katkıları nelerdir?

5. Masalların, kültürün kuşaktan kuşağa taşınmasındaki rolü nedir?

1.3. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı; Konya ili Cihanbeyli ilçesinde anlatılan masalların çocuk eğitimine etkisini ve eğitimsel işlevlerini tespit etmektir.

1.4. Araştırmanın Önemi

İnsan hayatında eğitimin önemli bir yere sahip olduğu yaklaşımı, geçmişten günümüze değin ilerleme kat edilerek, ortaya konulan önemli değerlerden biridir. İnsanın yaşadığı dünya içerisinde sergilediği tavır ve davranışlar, almış olduğu eğitimle sıkı sıkıya ilişkilendirilmiştir. Olumlu olumsuz tüm davranışlarında bireyin almış olduğu eğitimin büyük bir payı vardır.

Toplumların gelişmesiyle birlikte eğitimin önemi gittikçe daha iyi anlaşılmaya başlanmış, eğitime verilen değer ivme kazanarak ilerlemiştir. Sonuçta her toplum kendine özgü bir eğitim alt yapısı oluşturarak daha da ileri gitmeyi hedeflemektedir.

Çağımızda eğitime gereken önemi vermeyen, öncelikli maddeleri arasında yer almayan toplumların ne halde oldukları ortadadır. Ger kalmışlık gömleğini çıkarıp, çağı, çağın gereklerini, birlikte yaşadığı dünya milletlerinin sahip olduğu olumlulukları bir türlü yakalayamayarak, yoksulluk, karışıklık, terör vb. sıkıntılar içerisinde kıvranmaktalar.

İnsanı hayatın merkezi kabul eden, eğitimsiz kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini idrak eden ve bunun için tüm imkânlarını seferber eden ülkeler en gelişmiş ve ilerlemiş ülkelerdir.

Milletleri geleceğe taşıyan sahip oldukları çocuklarıdır. Varlığını devam ettirme düşüncesinde olan toplumlar, öncelikle çocuklarına gereken değeri vererek, onları

(24)

geleceğin güvencesi olarak görmektedirler. Çocukların önemini keşfeden bilim dünyası, onları tüm yönleriyle inceleyip, araştırarak ortaya koyma çabası içerisine girmiştir. Artık çocuklar kapalı kutu olmaktan çıkarılıp, bütün evreleri dikkatli ve ayrıntılı bir şekilde irdelenen, temel kaynaklar haline gelmiştir. Ortaya konan bulgular sonucunda çocuk eğitimi büyük bir önem kazanarak, ilgi odağı olmuştur.

Gelecek nesillerin sağlıklı ve güven verici olmaları yolunun, doğru ve istikrarlı bir eğitimden geçtiği, yadsınamaz bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Ruhsal ve bedensel eğitimin, çocuğun hayatındaki önemi anlaşılarak, nasıl daha verimli hale getirilebilecekleri üzerinde sürekli araştırmalar yapılarak, yeni yöntem ve teknikler geliştirilmektedir.

Çocuğun, özellikle mensubu olduğu toplumun değerleriyle barışık olması, bu değerlerin ortadan kalkmasını ya da bozulmasını engelleyen en temel unsurlardan biridir. Eğitim yoluyla çocuğa kazandırılmaya çalışılan bu değerlerden biride kültürdür. Çocuğa sahip olması gereken olacağı yazılı ve sözlü kültürü, ulaştıran ve öğreten temel kaynaklardan biridir edebiyat yazınları.

Çünkü edebiyat ürünleri, gerek farklı milletlerin gerekse kendi milletinin kültürünü ortaya koyan, tanıtan, geçmişle gelecek arasında köprü kuran önemli yapıtlardır. İnsanın, çevresiyle, kendisiyle, diğer insanlarla ilişkilerini, beklentilerini, sorunlarını, birleştikleri ve ayrıldıkları noktaları yansıtan bir ayna gibidir.

Fertlere ve toplumlara özgü değer ve niteliklerin yerleşmesi, kök salması, toplumsal yaşamın ve çağın gereklerinin benimsenmesi, edebiyatın genel amacı arasındadır. İyiye, güzele, doğruya ulaşma yolunda insana ufuk açarak, geçmiş değerleri koruması ve yeni değerler kazanması doğrultusunda eğitir.

Çocukluk dönemi, insan evrelerinin en uçuk dönemidir. O, kendine özgü, kendi kurduğu dünyasında yaşar ve başkalarını da bu dünyada yaşatmak ister. Hayatının bu evresinde masallar dünyasında yaşar ve bütün dünyayı bir masal ülkesi olarak algılar. Çocuğun yaşadığı bu hayal dünyası masal dünyasıyla örtüşerek birbirini tamamlamaktadır. Bu sebeple masallar, çocuğun eğitiminde etkili bir şekilde kullandırılarak, üretkenliğine katkıda bulunması sağlanmalıdır.

(25)

Bu araştırmayla, çocuğa güzel, iyi, değerli bir insan olmakta, millet ve yurt sevgisi kazandırmada, kültürel değerlerine bağlı kalmada, masalların ne derece etkili oldukları incelenmiştir. Ana dilini sevme ve doğru öğrenme, duygu ve düşüncelerini etkili bir şekilde anlatma noktasında masalın öğretici yanına değinilmiştir. Maslın insan hayatındaki yeri, masal türleri, çocuğun masala olan ilgisi, onunla kurmuş olduğu bağ, masalın edebiyatımızdaki gelişim seyri, masal dinlerken ve okurken nelere dikkat edilmesi, ne tür dersler çıkarılması gerektiği noktalarına değinilerek, masala yönelik aykırı görüşler ve çocuk masallarında aranılan nitelikler üzerinde durulmuştur.

1.5. Sayıltılar

Örneklem kümesine alınacak Konya ili Cihanbeyli ilçesinde anlatılan masalların evreni temsil ettiği varsayılmıştır.

1.6. Sınırlılıklar

1. Bu araştırma 2005–2006 yılı ile sınırlıdır.

2. Bu araştırma Konya ili Cihanbeyli ilçesinde anlatılan masallarla sınırlıdır.

1.7. Tanımlar

Eğitim: Şekil, biçim verme, yol ve istikamet gösterme, zarifleştirme demektir. İnsanı

kültürel hayata hazırlayan tüm sosyal süreçlerdir. (Kale, 2001, s. 5)

Öğretim: Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, talim. Eğitimin bir

parçasıdır.

Edebiyat: Düşünce, duygu ve hayallerin söz ve yazı halinde, güzel ve etkili bir

şekilde anlatılması sanatıdır. (Türkçe Sözlük, 1974, s. 621)

Çocuk Edebiyatı: İki ile ondört yaşları arasındaki çocukların ihtiyaçlarını karşılayan

bir edebiyat alanı olup, çocukluk çağında bulunanların hayal, duygu ve düşüncelerine yönelik sözlü ve yazılı bütün eserleri içine almaktadır. (Oğuzkan, 2000, s. 3)

(26)

Masal: Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen,

olağan üstü kişilerin başından geçen olağandışı olayları anlatan öykü türüdür. (Resimli Türkçe Sözlük, 1977, s. 395)

(27)

BÖLÜM II

İLGİLİ LİTARETÜR

Bu bölümde eğitim ve önemi, tanımı, çocuk eğitimi ve edebiyatın tanımı, masalın tanımı, çocuk eğitimindeki önemi, çocuk masallarında aranan nitelikler, masalların incelenmesi sırasında göz önünde bulundurulan unsurlar gibi konulara yer verilmiştir.

2.1. Eğitim ve Önemi

İnsanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliği akıllı ve iradeli olmasıdır. İnsan olmanın en temel unsuru olan akıl, düzenli ve dengeli çalışan bir mekanizmaya dönüştürülmezse üretkenliğini sergileyemez. Üretken bir aklın oluşu ise onun işlevselleştirilmesiyle mümkündür. Akla bu işlevselliği, iş görebilme ve üretme özelliğini kazandıran en temel etken ise hiç kuşkusuz eğitimdir.

İnsan her zaman, biyolojik ve psikolojik yapısı gereği eğitime muhtaçtır. Eğer insan, hayvan gibi doğuştan bütün organ ve kabiliyetlerini kullanabilseydi, eğitime ihtiyaç olmayacaktı. Oysaki insan, doğuştan ne bedeni ve nede manevi güçlerini kullanmaya müsait değildir. Eğitim, onun bu eksikliğini tamamlamaktadır. (Bayraklı, 1989, s. 17)

Hayatın anlam kazanması ve kayda değer kılınmasında eğitimin yadsınamayacak bir yeri vardır. Bu nedenle olsa gerek yaşamda anlam adına bir iz bırakmak isteyen tüm milletler, eğitime özel bir önem vermişlerdir. Gelişmenin ve ilerlemenin ancak eğitimle mümkün olacağının farkındadırlar çünkü.

2.2. Eğitimin Tanımı

Eğitim, Türkçede “ eğmek” mastarından türetilmiş bir terimdir. Eğitim, şekil, biçim verme, yön ve istikamet gösterme, zarifleştirme demektir.

Eğitim, çok genel anlamda, insanı kültürel hayata hazırlayan tüm sosyal süreçleri içerir. Eğitim, resmi ve düşünsel anlamda; kişilerin, değerler, yetenekler ve bilgi bakımından eğitildiği sosyal kurumlar olan okullarda yapılır. (Kale, 2001, s. 5)

Birçok tanımı yapılan eğitimin, felsefeler doğrultusunda değişikliklere uğraması doğaldır. Sosyologlar, psikologlar, pedagoglar, kendi alanları ve tercihleri doğrultusunda

(28)

eğitimi tanımlamaya çalışmışlardır. Yapılan çeşitli tanımlardan birkaç örneklendirme yapalım.

İdealizmin eğitimsel amacı, öğrencileri doğruyu aramaya teşvik etmektir. Öğrencilerin, doğuştan getirdikleri yetilerinin farkına varmaları sağlanmalıdır. Okul, kültürel mirası oluşturan değerleri öğretmelidir. (Kale, 2001, s. 25,26)

Realizmin eğitimsel amacı, en iyi, en mükemmel yetilerle donatarak insanı mutlu

etmektir. Eğitimin temel hedefinin bilgiyi kullanmak, bilgiyi keşfetmek ve onu transfer etmek olduğunu ileri sürer.(Kale, 2001, s. 56)

Natüralizm, soyut düşünmeye ve tinsel bir maddeciliğe karşı çıkarak, doğa ile insan

arasında bir paralellik kurar. Bilim ve akıl kadar, duygu ve duyumsamanın da mantıksal olduğunu kabul eder.

Pragmatizm, alan çalışması ve laboratuar ile öğrencilere deneysel bir öğretim

uygulanmasını gerekli görür. (Kale, 2001, s. 95)

Varoluşçu bir yaşam ve eğitimin hedefi kişileri özgürleştirme, özgürlüklerinin

farkına vardırmak ve her tercihte bulunmanın değerli bir eylem olduğuna ilişkin bilinç kazandırmaktır. Uyum gösterme ya da karşı çıkma tercihlerini özgürce kullanmaktır. İnsan özgürlüğünün her şeyden üstün olduğu öğretisi önem arz eder. (Kale, 2001, s. 134,154)

Psikologlara göre eğitim, çocuğun ve gencin ruhi ve bedeni kabiliyetlerini mümkün

olduğu kadar geliştirme çabasıdır. Psikologlar, eğitimde çocuktaki ve gençteki potansiyelin harekete geçirilip, geliştirilmesinin iyi bir şekilde ve maksada uygun olarak hedefe ulaştırılmasını ön görüyorlar. (Sezgin, 1991, s. 9)

Sosyologlar, eğitimi sosyal bir müessese olarak kabul ederler. E. Durkheim “Geçmiş

nesillerin, ortak tecrübelerini geliştirerek yeni nesillere devretmesi” şeklinde tarif eder. (Akyüz, 1982, s.193)

Ziya Gökalp’e göre eğitim “Bir kavmin harsını o kavmin fertlerinde meleke haline

getirmektir.”(Akyüz, 1982, s.193)

Pedagoglara göre eğitim ise, bilgi ve kültür vermek, zihni tavırlar, alakalar

(29)

insan ve iyi vatandaş şeklinde telakki etmektedirler. Pedagoglar daha çok bilgiye ve kültüre önem veriyorlar.(Sezgin, 1991, s.13)

Kant: “ İnsan ancak eğitim sayesinde insan olur. İnsanın önce mahrum olduğu bu

durum eğitimle meydana gelir. Çünkü dünyada iyi olan her şey iyi bir eğitimin mahsulüdür. İnsanda iyinin çekirdekleri vardır. Onların geliştirilmesi gerekir.(Erişirgil, 1997, s. 153)

İbn-i Sina, eğitimin gayelerini açıklarken şunları söylemektedir. “İnsanda var olan yeteneklerin geliştirilip en son seviyeye çıkarılması. Akılla idrak edilen olayları tasavvur edebilecek bir düşünce yapısına kavuşturulması. Bedensel veya akli, tüm kemallerini gerçekleştirmesi ve bunun sonucu ayrık ilkeler ile iletişim kurup onları müşahede edebilmesi ve bütün bunların sonucu mutluluğu elde etmesi. (Dodurgalı, 1995, s. 184)

2.3. Eğitimin Amacı

Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere eğitimin amacı da aracı da insandır. Eğitim hem gaye ve hem de vasıtadır. (Bayraklı, 1989, s. 21)

İnsanı belli bir çizgi içerisinde tutmak ve bu çizgiyi taşmasını mümkün mertebe en aza indirgemektir. Bu tanımlardan farklı sonuçlar çıkarılabilir. Ama eğitimin asıl ve en temel amacı “insana insan olduğunu hatırlatmaktır ve bu ölçü içerisinde hareket ederek hayatı düzenlemek” desek, herhalde yanlış bir tanımlama yapmamış oluruz.

Bir demirci, demirden kazma yaparken, onu ateşte kızdırır. Bir hayli örs üzerinde ağırlıkla vurarak şekillendirir. Suya sokar, tekrar kızdırır, tekrar döver, gayesi kazmanın sertleşip toprağı kazarken kolayca etkilenmemesidir. Kazmanın iş görebilmesi için demircinin eğitimine ihtiyacı vardır.

Eğitimde insanı eğitir, ona şekil verir. Gayesi, zararlı etkilerden korunmasını temin etmektir. Etkilemedikçe, etkilenmemesini öğretemezsiniz. Ya da etkilenmedikçe, etkilenmeyi tanıyamazsın. Eğitimin etkileme faaliyetinin nihai gayesi, etkilenmeyen insanı yetiştirmektir.(Bayraklı, 1989, s. 20)

Eğitim, çeşitli boyutlarıyla ele alınabilecek karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu yapısı içerisinde yer alan ve önemli bir alanı kapsayan amaç ve bu amacı gerçekleştirmek için

(30)

kullanacağı teknik-yöntem ve araçlardır. Özellikle çocuk eğitiminde vazgeçilemeyecek unsurlar arasındadırlar. Eğitimi gerçekleştirmek için var olan tüm araçlar kullanılabilir mi? Ayrı bir araştırma konusu olan bu soruya olumlu ya da olumsuz cevaplar verilebilinir. Cevap her ne olursa olsun, bu araçların kullanılmasında mutlaka uygun bir metodun kullanılması şarttır. Zira sadece malzeme yeterli değil, malzemeyi en uygun şekilde kullanmakta ana unsurlardandır.

2.4. Çocuk Eğitimi

Çocukluk dönemi kişinin öğrenmeye ve eğitilmeye en yatkın olduğu dönemdir. Çocuk aile, okul ve çevre gibi ortamların etki ve yardımı ile hayata hazırlanır, kendisine ömür boyu gerekli olacak davranış, alışkanlık ve zevkleri kazanır. Bunlarla topluma bir kişilik, bir değer olarak katılma imkânı bulur.(Eğitime Yeni Bakışlar -I-, 2002, s. 91)

Dünyanın neresinde doğarsa doğsunlar bütün çocuklar aynı merak, yaratıcılık ve öğrenme güdüsüyle doğarlar. Yani bütün çocuklar öğrenme isteğine sahiptir. Gerek aile gerekse okulda bu güdü ve yaratıcılık ya canlı tutulur ya da köreltilir. Başka bir deyişle çocuğun öğrenme güdüsü ve yaratıcılığının ne olacağı ailenin tutumuna ve çocuğun devam ettiği eğitim kurumundaki eğitimin niteliğine bağlıdır. Çocuğun merak ve yaratıcılığı yönlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. (Eğitime Yeni Bakışlar -1-, 2002, s.199)

Eğitim, çocuğun ruhsal açıdan dengeli, temiz duygularla donatılmasını, sağlam bir akıl ve beden gücüne sahip olmasını sağlamaya çalışır. Ayrıca insanın sosyalleşmesini, sosyal ortama sağlıklı bir şekilde katılmasını sağlamayı amaçlar. Bunu gerçekleştirirken de özellikle sahip olması geren asıl unsurlardan faydalanır. Bu unsurların en öncelikli olanı ise kültürel mirastır. Kültürün geçmişten günümüze intikalini sağlayarak, genç kuşakların geleceğe hazırlanmasına katkıda bulunur.

Eğitim programının milletin fertlerinin iş birliğini, muhtelif sanat ve meslek sahiplerinin ahenkli bir şekilde çalışmalarını ya da doğrudan doğruya veya dolaylı olarak birbirlerine yardım etmelerini temin etmekle mükelleftir. Bu çeşit münasebetlerin gerek ferdi, gerek kolektif münasebetlerin, sosyal teşkilatların, müesseselerin, örf ve adetlerin, ahlaki ve dini mükellefiyetlerin hepsi birer eğitimin ve dolayısıyla eğitim programının temin ve tanzim etmesi gereken hususlardır. Böylece kültür, nesilden nesile kesintisiz bir şekilde intikal etmelidir. (Sezgin, 1991, s. 66)

(31)

Her millet, çocuğunu kendi değerleri içinde yoğurarak geleceğe hazırlamaya çalışır. Bu sebepten her millet, varlığının korunmasında eğitimin değerini ve yerini çok iyi bildiğinden genç nesilleri tarihine, kültürüne ve ülküsüne yabancılaştıracak zararlı etkilere karşı büyük bir duyarlılıkla korumaya önem verir. (Sezgin, 1991, s. 68)

Özellikle genç kuşaklar, milletlerin patlamaya hazır el bombaları gibidir. Kimin eline geçerse ona hizmet eden büyük ve tehlikeli bir güçtür. İnsanlığın hayrına olmayan, dünyayı kaos ve karanlığa sürüklemeyi amaçlayanlarında, insanlığı aydınlatan, hayatı anlamlandırmaya ve yaşanılır kılmaya çalışanlarında en büyük silahları işte bu gençliktir. İşlenmeye hazır ham bir cevherdir. Yerin altından yeni çıkarılmış, el değmemiş, hiçbir şekle sokulmamış bu maden kötü ellerde yok edici, iyi eller de ise var edicidir. Bunu fark eden dünya bu potansiyel gücü kullanmaktan hiç çekinmemiştir. Genç akılların yanlış yönlendirmelere kurban gitmemesi için imdadına yine eğitim yetişmiştir.

Zararlı etkilere karşı koymanın en önemli yolu hiç kuşkusuz milli birlik ve beraberlikten geçmektedir. Milli birliğini sağlamış, milli kültürüne sarılarak koruyup, genç nesillere aktarabilen milletler, gerek dışarıdan gerekse içeriden gelebilecek her türlü tehlikeye karşı koyabilirler.

“ Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” (Ersoy, 1994, s. 178)

Milletin temel unsurlarından olan kültür, birliğin en temel elemanıdır. Kültürün milli olabilmesi için geniş kitleler tarafından kabul görüp, nesilden nesile intikal etmesi gerekmektedir. Genellikle milli kültür, sosyal dayanışmanın temelini teşkil eder. Gerçekte bütün bir cemiyete ait milli kültürün o cemiyetteki siyasi ve dini ihtilafları bertaraf ettiği, sınıflar arası uyuşmazlıkları giderdiği, fertleri ve halk kitlelerini birleştirip sosyal dayanışmayı meydana getirdiği bilinen bir gerçektir. (Gökalp, 1976, s. 84)

Gökalp’e göre milli kültür “halkın ananelerinden teamüllerinden, örflerinden, şifahi ve yazılmış edebiyatından, lisanından, musikisinden, dininden, ahlakından, bedii ve iktisadi mahsullerinden ibarettir.” (Gökalp, 1976, s. 96)

(32)

2.5. Edebiyat ve Tanımı

Eğitimin bir parçası olan milli kültür nesiller arası köprü kurması açısından da önemli bir yere sahiptir. Çocuk kültürünü, kendisine ulaştıran araçlar sayesinde öğrenip, sahiplenmektedir. Kültürü geleceğe taşıyan ve ana elamanlarından biri hiç kuşkusuz edebiyattır.

Edebiyat, “düşünce, duygu ve hayallerin söz ve yazı halinde, güzel ve etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır.” (Türkçe Sözlük, 1974, s. 621)

Ya da “bir çağda, bir dilde veya bir milletin hayatında meydana getirilmiş olan edebi eserlerin tamamıdır.” (Sami, 1985, s. 310)

Edebiyat, eğitimde oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle Türk kültürünün temel öğeleri, geçmişten günümüze edebiyat vasıtasıyla taşınmıştır. Edebiyatın temel esaslarından olan dil vasıtasıyla, atalar sözü, destanlar, masallar, fıkralar, hikâyeler, ninniler, maniler, bilmeceler, türküler, ağıtlar ve benzerleri, içerisinden çıktığı toplumun binlerce yıl önceki hayatları, yaşam şekillerini, insanları, davranışları, yaşanılmış önemli olayları, savaşları, kahramanları usta bir dille anlatarak, bugünün toplumunu atalarıyla buluşturup, onlarla adeta konuşturup, aynı ruh etrafında bir bütün olmasını sağlar. Böylece geçmişten günümüze kopmayacak bir köprü oluşturur.

Ziya Gökalp, edebiyattan bahsederken şunları belirtir; “Türk edebiyatı halkın darbı meselleriyle bilmecelerinden, halk masallarıyla halk koşmalarından, destanlarından, halk cengnameleriyle, menkıbelerinden, tekkelerin ilahileriyle nefeslerinden, halkın nekreguyane fıkralarından ve halk temaşasından ibarettir. Darbı meseller doğrudan doğruya halkın hikmetleridir. Bilmeceleri de vücuda getiren halktır. Halk masalları da fertler tarafından düzülmemiştir. Bunlar Türkün esatir devrelerinden başlayarak an’anevi bir surette zamanımıza kadar gelen peri masallarıyla dev masallarıdır. (Gökalp, 1976, s. 29)

Eğitimin temel amaçlarından biri olan nesiller arası iletişim ve birlikteliği sağlama noktasında edebiyatın katkısı oldukça önemlidir. Geçmişle gelecek arasında kurulan bu bağ edebiyat sayesinde gerçekleştirilir. Her millet, çocuklarına kendi kültür değerlerini şekillendirerek verir. Kültürü özellikle çocuklara aktarırken şekillenmesine en büyük katkıyı da yine edebiyat yapar. Milli kültür öğeleri genç neslin anlayabileceği bir yapı

(33)

içerisinde, onların anlayabileceği, zevk alarak, sıkılmadan öğrenip yaşatabilecekleri bir muhtevada sunulmalıdır. Edebiyat, büyük bir sıkıntı olan bu problemi, kendi yapısallığı içerisinde ustaca çözerek, nesillerin iletişimini sağlar.

2.6. Çocuk Edebiyatı

Çocuk edebiyatı, 2–14 yaşları arasındaki çocukların ihtiyaçlarını karşılayan bir edebiyat alanı olup, çocukluk çağında bulunanların hayal, duygu ve düşüncelerine yönelik sözlü ve yazılı bütün eserleri içine almaktadır. (Oğuzkan, 2000, s. 3)

Hikâyeler, bilmeceler, romanlar, masallar, fıkralar, öyküler, gezi yazıları, şiirler vb. yazılar çocuk edebiyatı içerisine girmektedir. Yetişkinler için hazırlanan eserler de olduğu gibi, çocuklar için hazırlanan eserler üzerinde titizlikle durulmalı, baştan savma bir şekilde ortaya konulmamalıdır. Bu eserler güzel, etkili, düşündürücü, eğlendirici, yaratıcı kısacası çocukta olumlu iz bırakacak bir şekilde ele alınmalıdır.

Yetişkinler edebiyatında eskiden beri “çocuk” bir konu olarak ele alınmıştır. Ne var ki klasik anlayışla kaleme alınan eserlerin çoğu çocuklar için değil, çocuklar üzerinedir. Tümüyle veya daha çok yetişkinlerin dünya görüşüne, beğeni ve duygularına yazılmış olan, türlü hayat durumları karşısında olgun ve tecrübeli kimselerin tutumlarını anlatan edebiyat ürünlerine, yalnız anlatım sadeliği yönünden bir değerlendirme yaparak, söz gelişi “çocuk romanı”, “çocuk şiiri” demek yanlış olur. Gerçi bugüne kadar çocukların eğitim ve öğretimiyle uğraşanlar büyük bir titizlik göstermeden “çocuk”u konu alan veya oldukça sade bir dille yazılan eserlerden birçoğunu çocuk edebiyatı ürünü biçiminde değerlendirmekte bir sakınca görmemişlerdir. Özellikle çocuklar için hazırlanmış yerli ve yabancı eserlerin azımsanmayacak sayıda arttığı bir dönemde çocukların zihinsel ve duygusal gelişmelerinden sorumlu olan ilgililerin, çocuklara rehberlikte bulunurken daha dikkatli olmaları gerektiği ortadadır.(Oğuzkan, 2000, s. 4).

Bütün bunlarda da anlaşılacağı üzere çocuk edebiyatı bu konuda kendini yetiştirmiş, eğitimli uzmanlar tarafından araştırılıp, incelenerek kaleme alınmalı ve çocuklara güven içerisinde sunulmalıdır. Çocukların gelişen teknoloji karşısında kitaplara pekte ihtiyaç duymadıklarını düşünmek doğru değildir. Çocukların özellikle manevi duygularını ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamak için kitabın yerini teknolojik ürünlerin alması mümkün değildir. Özellikle okumayı söken çocukların kitaplara olan düşkünlükleri bu yaklaşımı

(34)

doğrulamaktadır. Okumaya karşı ilgi duyan çocukların bu ilgilerini sürekli kılmak ve geleceğe taşımak için seviyelerine uygun kitaplarla tanışıp, hemhal olmaları çok önemlidir.

Çocukların niçin edebiyat eserlerine muhtaç olduklarını, bu alandaki çalışmalarıyla tanınmış bir eğitimci olan Leland Jacop altı nedene bağlamaktadır:

1. Edebiyat hoş vakit geçirtici, eğlendirici bir şeydir.

2. Edebiyat ruha canlılık verir, yaşama gücünü arttırır.

3. Edebiyat hayatı keşfe yardım eder.

4. Edebiyat bir rehberlik kaynağıdır.

5. Edebiyat yaratıcı etkinlikleri teşvik eder.

6. Edebiyat güzel bir dil demektir. (Oğuzkan, 2000, s. 6)

2.7. Çocuk ve Anadil

2.7.1. Dilin Tanımı ve Önemi

İnsanların meramlarını ifade etmek için kullandıkları temel araçların başında dil gelir. Duygu ve düşüncelerin aktarımında, karşılıklı bilgi alışverişinde dilden yararlanırız.

Genel anlamda dil: “ Düşünce, duygu ve isteklerin bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan öğeler ve kurallardan yararlanarak başkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü, çok gelişmiş bir dizgedir.” (Aksan, 1977, s. 35)

Birey anadilini annesinden ve yakın çevresinden öğrenmekte ve konuştuğu dilin bütün özelliklerini kazanmaktadır. Bu şekilde birey, annesinden ve aile çevresinden öğrendiği anadilini tüm yaşamı boyunca kullanmaktadır. Örneğin, tüm kültürlerde çocuklar ilk sözlerini 12. ile 18. aylar arasında ifade etmeye başlarlar. Dil gelişimi normal seyreden bir çocuk 4 yaşına geldiğinde kendini sözel olarak ifade edebilmektedir. Aile ve yakın çevrede başlayan anadil öğrenme süreci gelişigüzel kültürleme yoluyla olmaktadır. (Demirel, 1995, s. 3)

(35)

Anadil, çocuğun daha ilk dönemlerinden itibaren hayatının önemli bir parçası haline gelir. Çocukla birlikte dilde gelişerek büyür ve onun hayatında vazgeçilmezlerden biri olur adeta. Çocuğun dil gelişiminin sağlıklı ve zengin bir içeriğe sahip olmasında halk ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. Ninniler, tekerlemeler ve masallar şüphesiz bunların başında gelmektedir.

2.7.2. Dili Sevmede Masalların Etkisi

Kendileri gibi dünyaları da çocuksu olan çocuklar, eğlenerek öğrenmeye her zaman daha yatkındırlar. Eğlenme adına gerçekleştirdikleri birçok aktiviteyi hiç farkına varmadan öğrendikleri gibi dillerinin zenginliğini, güzelliğini de bu şekilde öğrenmektedirler. Sevdikleri şeylerden kolay kolay vazgeçmeyen çocuklar, dili de bu şekilde eğlenerek öğrendiklerinde şüphesiz ki zevk alarak kullanacakları gibi birçok inceliğine de vakıf olacaklardır. Bu noktada bir can simidi gibi çocukların imdadına masallar koşar. Onları eğlendiren, güldüren, düşündüren masallar çocuğun anadilini sevmesinde bir çok araçtan daha etkilidir. Bazen okuduğundan hiçbir şey anlamayan bir çocuk, dikkatini çeken, ilginç bulduğu bir masalı kelimesi kelimesine öğrenebilmektedir. Sadece öğrenmekle kalmayıp, anlamadığı, kendisine yabancı gelen, o güne kadar duymadığı birçok kelimeyi de sorarak hafızasına kaydeder ve anlamlandırır. Çocuğun gerek dilini güzel kullanmasında gerekse yeni kelimeler öğrenmesinde masal sözel kültürün vazgeçilmez unsurlarındandır dersek pek de abartmış sayılmayız. Çocuk dilinin sanatsal zenginliğini keşfederek ve daha severek kullanmaya başlar. Böylece masal, çocuğun dili ve diğer milli değerleri ile barışık yaşamasına önemli katkılar sağlamış olur.

Çocuğun okul öncesi dönemlerinden beri dinlediği masallar, onun ilginç konuları kolayca ve zevkle anlamasını sağladığı için vazgeçilmez araçlardır. (Türkçe Öğretimi, s. 6)

2.8. Masal Ve Tanımı

Masal, “Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, olağan üstü kişilerin başından geçen olağandışı olayları anlatan öykü türü”dür. (Resimli Türkçe Sözlük, 1977, s. 395)

“Kamus-ı Osmanî’ye göre masal kelimesi ‘mesel’in değiştirilmiş şeklidir. Mesel, halk dilinde meşhur olan adap ve öğütleri anlatan söz demektir. Darbı mesel, atalardan

(36)

kalma hikmetler, ibretli sözler anlamınadır. Buna göre masal, Arapça bir kelime olan ‘mesel’den çıkmıştır.” (Tezel, 1971, s. 3)

“Mesel, örnek, benzer. Kendisinden ziyade altındaki mana kastedilen manalı, dokunaklı söz. Terbiye ve ahlak için yararlı hikâye.” (Özön, 1952, s. 411)

“Çoğu geceler, ninemizin dizinde, tatlı uykumuzu bile feda ederek saatlerce dinlediğimiz masallar, halkın ortak şuurunda doğmuş ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, cereyan ettiği yer ve zaman bilinmeyen, normal ya da olağanüstü şahıs veya peri, cin, dev, ejderha gibi yaratıklara ait olağandışı ve tamamıyla hayal mahsulü birtakım hadiselerin hikâye edildiği sözlü halk edebiyatı ürünleridir.” (Birinci, 1985, s. 283)

Genellikle olağanüstü kişilere, olaylara, serüvenlere yer verilen ve ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa anlatılarak geçen hayal ürünü hikâyelere masal denir. (Oğuzkan, 2000, s. 17)

Bilge Seyyidoğlu bir ansiklopedi maddesinde masalı tanımlarken, adeta masaldaki unsurlardan yola çıkarak, bir dizi aktarmaya da yar vermektedir: “Halk arasında yüzyıllardan beri anlatılmakta olan ve içinde olağanüstü kişilerin, olağanüstü olayların bulunduğu, bir varmış bir yokmuş gibi klişe bir anlatımla başlayan, belli bir uzunluğu olan, sonunda yedi, içti, muratlarına erdiler yahut onlar erdi muratlarına biz çıkalım kerevetine, gökten üç elma düştü, biri anlatana, biri dinleyene, biri de bana gibi belirli sözlerle sona eren, zaman ve mekân kavramlarıyla kayıtlı olmayan bir sözlü anlatım türü”dür. (Sakaoğlu, 1999, s. 2)

Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu halde dinleyicileri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür. (Sakaoğlu, 1999, s. 2)

2.8.1. Masalın Toplumdaki Yeri

Masallar, içerisinde bulunduğu toplumun, binlerce yıl önceki inanışlarını, yaşayışlarını dile getiren önemli sembollerdir. Toplumun atalarıyla gönül bağı kurarak derinlik ve enginlik sağlar.

(37)

Milletin ortak duyguları dilden dile dolaşarak, nesilleri kuşatır. Masallar, insanoğlunun istediği, hayal ettiği şeylere ulaşma çabasından doğmuştur. Gerçekten, gönlümüzden neler geçmez, neler hayal etmeyiz ki! Billur köşkler mi, sırça saraylar mı? Bir oluğundan bal, bir oluğundan kaymak akan çeşmeler mi! Hangi birini söyleyim? Saymakla, sıralamakla bitmez ki… İyi ama hayatta her şey elimizde, irademizde değil. Yoktan yonga kopar mı? Sonunda bu hayale sığmayan arzularımız yüreğimize düğümlenip kalır. (Güney, 1971, s. 87)

Masal dünyası, renkli, sihirli bir dünya, Bir fındıkkabuğuna sığar, yedi dünyaya sığmaz! Şu harita üstünde bir yeri yok. Yedi kat yerin dibinde mi desem, yedi kat gökün yüzünde mi? Yedi derya arasında mı desem, Kaf dağının arkasında mı? Biliyor muyum? Bilmiyorum; halkın ‘hayalhanesi’nde olsa gerek. (Güney, 1971, s. 88)

Masallar çok eski maziye sahiptirler. İlk insan topluluklarında meydana geldikleri düşünülür. Her zaman her yerde halkla birlikte varlıklarını sürdürürler. İnsanlığın hayat ve tabiat karşısındaki ortak duygu ve düşüncelerini işlerler. Bugün bir ülkenin herhangi bir yöresinde tespit edilen bir masala, o ülkenin çeşitli bölgelerinde, ufak tefek değişikliklerle rastlamak mümkündür. Hatta küçük söyleyiş farkları, ifade değişiklikleri ve bazı motif benzerlikleriyle pek çok masalın, değişik milletlerin sözlü edebiyatlarında yer almış olduğu görülebilir. Masallar, meydana geldikleri zaman bir kişinin malı iken, yaygınlaştıkça, yöreden yöreye, ülkeden ülkeye geçtikçe ilk söyleneni unutulur, toplumun malı olur. Kendisini meydana getiren kişinin masal üzerindeki varlığı silindikçe cemiyetin ortak değerlerini bünyesine alır. (Birinci, 1985, s. 283)

2.8.2. Türk Halk Masalları Ve Özellikleri

Genel unsurları göz önüne alınarak, Türk halk masallarını ‘Hayali Masallar’ ve ‘Gerçekçi Masallar’ diye ikiye ayırabiliriz. Bütünüyle hayali olanları, hayali kahramanları anlatan gerçeğe, yaşanmakta olan hayata uymayan olayları bulunan masalları birinci bölüme sokmak mümkün olduğu gibi, akıl ve mantık çerçevesine sığan, yaşanan hayatın olay ve kişilerine benzeyen masalları da gerçekçi bölüme sokmakta bir sakınca görmüyoruz. (Tezel, 1971, s. 9)

Masal, konuları genellikle padişah, vezir, şehzade, fakir kız veya delikanlı vb. kahramanlar çevresinde gelişir. Bunun dışında masallarda gerçek dışı ve olağanüstü tipler

(38)

de bulunur. Bazen kimi nitelikleriyle gerçek insana benzeyen kimselerde -örneğin Keloğlan- bir masal kahramanı olarakta karşımıza çıkabilir.(Oğuzkan, 2000, s. 18)

Masallar, gelişme özelliklerine göre ikiye ayrılır: a) Halk Masalları

Konuları genellikle yalındır. Anlatım bakımından da bir takım acemiliklerle doludur. Olay önemlidir. “Masal anası” veya “masal ninesi” adı verilen kimseler yüz, el ve kol hareketleriyle masalların bu kusurlarını gidermeye, masalları canlı ve renkli kılmaya çalışırlar. Masal geleneğinin devamında bu sözlü anlatımın şüphesiz etkisi büyüktür. Bağlı kalınacak bir metin olmadığı için halk masalları değişik yerlerde, değişik zamanlarda ve değişik kimseler tarafından ayrı ayrı biçimde söylenir.

Halk masalları, başlıca üç bölümden oluşur: Döşeme, gövde ve sonuç.

Döşeme, masalın giriş bölümüdür. Bu bölüme “masal başı” veya “tekerleme” de denir. Bu bölüm oldukça uzundur. Türk halk masallarının en ilginç ve çocukların da dinlerken veya okurken çok zevk aldıkları bir bölümdür. (Oğuzkan, 2000, s. 20)

Tekerleme bütünüyle kelime oyunlarından, birbiriyle pek ilgisi olmayan, ama dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiş sözlerden meydana gelir. (Kantarcıoğlu, 1991, s.18)

Gövde, masalın, olayları, tasvirleri ve konuşmaları ile geliştiği ana bölümdür. Genellikle “bir varmış bir yokmuş”, “günlerden bir gün” vb. sözlerle geçilir. (Oğuzkan, 2000, s. 20)

Asıl masal bölümüdür. Olayların birbirine bağlanması, dikkatin çekilmesi ve anlatılana ritmik bir hava verilmesi için gereken yerlerde “az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş”, “o yalan bu yalan, minareyi çalıp kılıfını hazırlayan” gibi tekerlemelerle anlatılanlara canlılık verilir. (Kantarcıoğlu, 1991, s.18)

Sonuç, masalın bitiş bölümüdür. Döşeme bölümüne göre çok kısa olan bu bölüm bir efsane veya kıssadan hisse ile bağlanır. (Oğuzkan, 2000, s. 20)

(39)

Masalcı olayın içinde imiş gibi masalı bağlar. Masalcı o olayı sanki yaşamıştır. (Kantarcıoğlu, 1991, s.19)

b) Edebi Masallar

Yazarların kişisel hayal güçlerine dayanarak yazdıkları ve halk masallarına göre sanat açısından daha değerli sayılan masallara denir.

Bu tür masalların kahramanları çoğu kez perilerdir. Konular gerçek dışı olup, olaylar da hayal ürünü yerlerde geçer. Kahramanlar daima olağanüstü durumlarla karşı karşıya gelirler.

Edebi masallarda yazarlar birtakım ahlaki amaçlar güderler veya bir düşüncenin telkinine çalışırlar. Kimi hallerde de toplumun gülünç yönlerini ele alırlar. Yazarlarının kalem ustalığını yansıtan ve sanatça özen gösterilen eserlerdir. (Oğuzkan, 2000, s. 23)

Masal niteliği taşıdığı için masalımsı eserler arasında yer alan bir masal türü olarak kabul edebileceğimiz türlerden biri de Fabllar’dır. Belli bir ahlak dersi vermek amacıyla meydana getirilen hayal ürünü kısa ve hareketli hayvan hikâyelerine denir. (Oğuzkan, 2000, s. 64)

Kahramanları bazen hayvanlar, bazen de hayvan-insan olan, ders vermenin ön planda tutulduğu, kıssadan hisse çıkarılan, kısa ve nesir şeklindeki halk anlatmalarına hayvan masalı denir. (Türkiye Araştırmaları Dergisi, 2000, s.157)

Fabllarda öğretici bir amaç güdülür. Gündelik hayatla ilgili dersler verir. Fablların başlıca amacı, belli bir ana fikri yalın bir veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır. Bu nedenle kısadır ve dört bölümden oluşur:

1. Giriş bölümü. Olay ve kahramanlar tanıtılır.

2. Gelişme bölümü. Olayların entrikalarla düğümlendiği bölümdür.

3. Sonuç bölümü. Düğümün çözüldüğü bölümdür.

4. Ders bölümü. Olay veya olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı bölümdür. (Oğuzkan, 2000, s. 64)

(40)

Bu türün tanınmış en önemli eserlerinden biri Kelile ve Dimme olan Hint eseridir.

Masallar ekseriye olağanüstü, gerçek dışı olaylara dayanıyor. Fakat her birinin altında gerçek olgulara değinen, öğüt veren bir yapı vardır. Masallarda eski kültüre, yaşantılara rastlamak mümkündür. Masallarda birbirine zıt karakterlerin mücadelesi yer alır. İyi-kötü, adalet-zulüm, alçakgönüllülük-kibir, nezaket- kabalık, sevgi-kin, öfke-güler yüzlülük gibi birbirine aykırı insanların mücadeleleri yer alır. Olağanüstü, ulaşılması oldukça zor hatta bazen imkânsız olan hayaller vurgulanır.

Çok eski geçmişe sahip, renkli ve sihirli bir dünya olan masal dünyası, ilk insan topluluklarında ortaya çıkmış, her zaman ve her yerde halkla birlikte varlığını sürdürmüştür. (Kantarcıoğlu,1991, s. 17)

2.8.3. Masalın Çocuk Eğitimindeki Önemi

Masal okuma ve dinlemenin çocuklar için zararlı mı yoksa faydalı mı olduğu geçmişten beri süregelen bir tartışma konusudur.

Geçmişte olduğu gibi bugünde hayal ürünü konu ve olaylarla dolu masalların çocuklara verilmesini doğru bulmayan eğitimcilere, edebiyatçılara rastlanmaktadır. Onların iddiasına göre masallar, çocukları hayatın gerçeklerinden uzaklaştırır, yanlış inançlara sürükler, doğru ve mantıklı düşünme alışkanlığının gelişmesini engeller. Geçmişte bu görüşün en güçlü temsilcileri olarak Fransa’da N. Boileau ve J.J.Rousseau gibi düşünür ve eğitimcileri görürüz. Rousseau, bu konuda çok aşırı bir tutum içinde olmuş, hatta Emile’in masal okumasını ve arada özellikle La Fontaine’in fabllerini okumasını yasaklamış, ona ancak Robenson’u okumasını salık vermişti. Masala karşı bu tutum bir süre etkisini şiddetlendirmiş, yazarlar da çocuklar için daha çok bilim ve fen konularını işleyen, ahlaki davranışlar üzerine eğilen eserler meydana getirmişlerdir. (Oğuzkan, 2000, s. 24)

Diğer taraftan ise bazı edebiyatçı ve düşünürlerde çocuklara masal okutulmasından yana görüş ileri sürmüşlerdir. Örneğin, Anatole France “insanı hayvandan ayıran tebessümden ziyade hayaldir. İnsanın hayvana üstünlüğünü de sağlayan hayaldir.” Sözleriyle çocuklara yalnız öğretici nitelikte kitaplar verilmesini isteyenler karşısında yer almıştır. George Duhamel ve Andre Maurois de “çocukların olağanüstü olayları anlatan masallara ihtiyaç duyduklarını, yaşları bakımından küçük çocukların adeta masal çağını

Referanslar

Benzer Belgeler

İbnülemin Mahmut Kemal'in kısaca "Mü'min-i Sah1hu'l-I'tikad" bir 'zat olarak tavsif ettiği son devir şairlerimizden Hersekli Arif Hikmet Bey, umumiyede klasik

3) (x-y)¹⁰ açılımında x⁴y⁶ lı terimi bulunuz 6).. [AB] doğru parçasını 2│CB│= 3│AC│ oranında içten bölen C noktasının koordinatlarını

Anaerobik kesikli çalışmalar sonucunda seçilen antibiyo- tiklerin reaktörde olması gereken optimum dozları ATA testleri ile belirlenmiş olup Oksitetrasiklin için 224 mg/L,

Cetin (2016) examined the correlation between R&D expenditures and high-tech product exports in Mexico, Brazil, Thailand, Malaysia, China, South Africa and Turkey,

Yapılan analizlerde rol belirsizliğinin işte kendini yetiştirmenin hem canlılık hem de öğrenme boyutları üzerinde negatif etkisi olduğuna dair güçlü kanıt bulunurken;

Günlük tüketilen ara öğün sayılarında ise, Covid-19 salgın öncesine kıyasla Covid-19 salgın döneminde hiç ara öğün tüketmeyenler ve bir ara öğün tüketenlerin

Sait Faik jürisi mgyıs ayının ilk haftasında top- lanarak 1969'un en iyi hikâye kitabını seçecek Ü NLÜ hikayecimiz Sait Faik-adına 1955’ten hu yana

Oynanacak Yer: Açık veya kapalı bir alan Oyuncuların Cinsiyeti: Kızlar ve erkekler Oyuncu Sayısı: 2 kişi.. Kullanılacak Oyuncak/Malzeme: 5 adet yuvarlak taş