• Sonuç bulunamadı

Seyahatin toplumsal izdüşümü: Ahmet Mithat efendi'nin "Avrupa'da bir cevelan " seyahatnamesine sosyolojik bir bakış

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Seyahatin toplumsal izdüşümü: Ahmet Mithat efendi'nin "Avrupa'da bir cevelan " seyahatnamesine sosyolojik bir bakış"

Copied!
153
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI

SEYAHATİN TOPLUMSAL İZDÜŞÜMÜ: AHMET

MİTHAT EFENDİ’NİN “AVRUPA’DA BİR CEVELAN”

SEYAHATNAMESİNE SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ

Serdem ARAS

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÇİL

(2)

i T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Serdem ARAS

Numarası 144205001007

Ana Bilim / Bilim Dalı Sosyoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı

Seyahatin Toplumsal İzdüşümü: Ahmet Mithat

Efendi'nin '' Avrupa'da Bir Cevelan '' Seyahatnamesine Sosyolojik Bir Bakış

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

ii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğ

renci

ni

n

Adı Soyadı Serdem ARAS

Numarası 144205001007

Ana Bilim / Bilim Dalı Sosyoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÇİL

Tezin Adı

Seyahatin Toplumsal İzdüşümü: Ahmet Mithat

Efendi'nin '' Avrupa'da Bir Cevelan '' Seyahatnamesine Sosyolojik Bir Bakış

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan SEYAHATİN TOPLUMSAL İZDÜŞÜMÜ: AHMET MİTHAT EFENDİ'NİN ''AVRUPA'DA BİR CEVELAN'' SEYAHATNAMESİNE SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ başlıklı bu çalışma 14/06/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(4)

iii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı Serdem ARAS Numarası 144205001007 Ana Bilim /

Bilim Dalı Sosyoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÇİL

Tezin Adı

Seyahatin Toplumsal İzdüşümü: Ahmet Mithat Efendi'nin '' Avrupa'da Bir Cevelan '' Seyahatnamesine Sosyolojik Bir Bakış

ÖZET

Tarihi ve toplumsal olguları anlamada sadece arşiv belgelerinden faydalanmak, olayların geçişleri esnasındaki boşluğu kapatamamaktadır. Bu boşluğu kapatmakta öznel ve edebi bir metin olan seyahatnameleri de dâhil etmek gereklidir. Bu çalışmada Ahmet Mithat Efendi’nin seyahatnamesi esas alınarak, on dokuzuncu yüzyıl Avrupa’sının ekonomik özellikleri, eğitim ve kültürel kurumları, sosyolojik dinamikleri, toplumsal mekânları tartışılmıştır. Ahmet Mithat, ilim ve teknik yönden Avrupa’nın gelişmişliğini anlatmak için bu seyahatnameyi kaleme almıştır. Bu çalışmanın amacı, seyahatin sosyolojik imkânı bağlamında bir Osmanlı entelektüeli ve seyyahı olan Ahmet Mithat Efendi perspektifinden Avrupa’ya bakışının farklı yönlerini ortaya çıkarmaktır.

Çalışmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemi kullanmak, seyahat metnini anlamayı ve metin yorumunun ön plâna çıkarıldığı bir analiz yöntemi oluşturmayı sağlamıştır. İçerik analiziyle; seyahatnamenin, tarihi arka planını açıklaması açısından, sayıca fazla olan metin yığınından, ortak bilgiler taranmış ve değerlendirme yapılmıştır. Metinden elde edilen içerikler tematik analize tabi tutulmuştur. Tematik analiz yaklaşımıyla metnin bütününe işaret eden, ekonomi, politika, sembol, eğitim, sanat, kültür ve medeniyet gibi temalar bulunmuştur.

(5)

iv

Seyahati boyunca Avrupa’ya eleştirel yaklaşan Ahmet Mithat, Avrupa’nın kurumlarını incelerken zaman zaman mukayeseler yapmıştır. Ahmet Mithat Efendi’ye göre, Avrupa toplumu, ilim ve teknik yönden ileri seviyededir. Bu bakımdan Ahmet Mithat, Avrupa’nın maddî olarak örnek alınması, ancak bunu yaparken, Doğu’nun manevî yönlerinin terk edilmemesi gerektiğini ortaya koymuştur. Osmanlı’nın bir değişime ihtiyacı vardır. Ahmet Mithat’a göre bir medeniyetin değişim ve dönüşümü teknik ilerlemelere ve bilime kayıtsız kalmamakla mümkündür. Ahmet Mithat, değişimin, halkın eğitim ve kültür seviyesinin artmasıyla mümkün olabileceğini savunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Seyahat, Seyahatname, Ahmet Mithat Efendi, Avrupa Medeniyeti.

(6)

v T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı Serdem ARAS Numarası 144205001007 Ana Bilim / Bilim

Dalı Sosyoloji

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÇİL

Tezin İngilizce Adı Social Reflection of the Travel: A Sociological Overview to Ahmet Mithat’s “Avrupa’da Bir Cevelan”

ABSTRACT

Only the use of archival documents to understand historical and social phenomena cannot close the gap during the transition of events. It is possible to cover this gap with travelbooks that are subjective and literary text. In this study, economic characteristics, educational and cultural institutions, sociological dynamics and social spaces of Europe in the nineteenth century were discussed based on the travel book of Ahmet Mithat Efendi. Ahmet Mithat has written this travel book in order to explain the development of Europe in science and technology. The aim of this study is to reveal the view of Europe from the perspective of an Ottoman intellectual and traveler, Ahmet Mithat Efendi, from the perspective of sociological opportunity.

Content analysis method was used in the study. Using this method has enabled us to understand the travel text and create an analysis method in which text interpretation is highlighted. Content analysis; In order to explain the historical background of the travelogue, the common information has been scanned and evaluated. The contents of the text were subjected to thematic analysis. Themes such as economy, politics, symbols, education, art, culture and civilization, which point to the whole of the text, were found through the thematic analysis approach.

(7)

vi

Ahmet Mithat, who was critical of Europe during his travels, made comparisons between Europe's institutions from time to time. According to Ahmet Mithat Efendi, European society is advanced in science and technique. In this respect, the fact that Europe is taken as a material example shows that in doing so, the spiritual aspects of the East should not be abandoned. Ottoman needs a change. According to Ahmet Mithat, the change and transformation of a civilization is possible by not being indifferent to technical advances and science. In this context, Ahmet Mithat argued that the change could only be possible if the education and culture level of the people increased.

Key Words: Travel, Travelogue, Ahmet Mithat Efendi, European Civilization.

(8)

vii ÖN SÖZ

Seyahatnamelerin sosyolojik bir veri olarak okunabilirliğini gösteren bu çalışmada, son dönem Osmanlı entelektüellerinden sayılan Ahmet Mithat Efendi’nin,

Avrupa’da Bir Cevelân seyahatnamesi esas alınarak, on dokuzuncu yüzyıl Avrupa

toplumunun ekonomik özellikleri, eğitim ve kültürel kurumları, sosyolojik dinamikleri, toplumsal mekânları tartışılmıştır. Avrupa medeniyetini meydana getiren unsurları büyük bir titizlikle inceleyen Ahmet Mithat, Osmanlı toplumunun bir değişime ihtiyaç duyduğundan bahsetmektedir. Ona göre bir medeniyetin değişimi, dönemin teknik ilimleri ve bilime kayıtsız kalmamakla mümkündür. Ahmet Mithat’ın ortaya koyduğu metin, yazıldığı dönemin özelliklerini göz önünde bulundurarak kıyaslamalar yapmak, geçmiş dönem Avrupa hakkında bilgi vermek ve tarihi olaylarıyla geleceğe ışık tutmak açısından değerlidir.

Öncelikle araştırma boyunca yaptığı yönlendirmeler ve sağladığı katkılarla desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, metnin en başından sonuna kadar katkı ve emeğini görebileceğiniz hocam Dr. Hüseyin Çil’e teşekkürlerimi sunarım. Tez konusunu seçerken isteklerimi göz önünde bulundurup bana yardımcı olan ilk danışman hocam olan Prof. Dr. Köksal Alver’e ve bu konuda olumlu katkılarıyla yardımcı olan Doç. Dr. M. Ali Aydemir’e teşekkür ediyorum. Bazı ince noktalardaki eksikliklere makale ve kaynak önerilerinde bulunarak yardımlarını esirgemeyen Doç. Dr. Abdullah Harmancı’ya şükran borçluyum.

Çalışma boyunca bana destek olan kıymetli dostlarım; Y.S. Eren’e, A.C. Sökmen’e, M.E. Kıymaz’a, H.E. Özkaraalp’e, O. Özsabuncuoğlu’na, E. Malkoç’a, M.A. Çevik’e, Y. Yırıkoğulları’na, M. Yıldız’a, İsmet F. Çakar’a, K. Ragıp’a ve Yusuf C. Türkmenoğlu’na ne kadar teşekkür etsem azdır.

Ayrıca çalışmam boyunca desteklerini benden esirgemeyen ve her zaman yanımda olan eşim S. Muhtemel’e teşekkür ediyorum.

Serdem ARAS KONYA 2019

(9)

viii

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası ... i

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu ... ii

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... v

ÖN SÖZ ... vii

GİRİŞ ... 1

Çalışmanın Amacı, Kapsamı ve Temel Soruları ... 5

Çalışmanın Yöntemi ve Organizasyonu ... 6

BİRİNCİ BÖLÜM: SEYAHATNAME VE SOSYOLOJİ ... 10

1.1.Seyahatin Tanımları ... 10

1.2.Seyahatin Temel Kavramları ... 11

1.3. Seyyah ve Bakış Açısı ... 13

1.4. Seyahat Araçları ... 15

1.5.Seyahat Mekânları ... 16

1.6.Seyahat Metinleri ... 18

1.7.Seyahat Nedenleri ... 19

1.8.Seyahatin Sonuçları ... 21

İKİNCİ BÖLÜM: AHMET MİTHAT EFENDİ VE ZİHİN DÜNYASI ... 23

2.1.Ahmet Mithat Efendi’nin Hayatı ... 23

2.2.Ahmet Mithat Efendi’nin Entelektüel Birikimi ... 24

2.3.Ahmet Mithat Efendi’de Eğitim ve Kültür ... 30

2.4.Ahmet Mithat Efendi ve Gazeteciliği ... 32

2.5.Ahmet Mithat Efendi ve Siyaset ... 34

2.6.Batılılaşma ve Çağdaşlaşma Yolunda Ahmet Mithat Efendi’nin Konumu ... 35

2.7.Ahmet Mithat Efendi ve Seyahat ... 39

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SEYAHATNAMENİN SOSYOLOJİK İZDÜŞÜMÜ ... 44

3.1. Ahmet Mithat Efendi ve Seyahatnamesi ... 44

3.1.1. Ahmet Mithat Efendi’nin Seyahatnamesine Dair ... 44

(10)

ix

3.1.3. Ahmet Mithat Efendi’nin Seyahatnamesinin Önemi ... 47

3.2. Yolculuğa Hazırlık, Yolcular ve Seyyah ... 49

3.2.1. Yolculuğa Hazırlık ... 49

3.2.2. Yolcular ... 51

3.2.3. Seyyah ... 53

3.3. Sosyal ve Kültürel Hayat ... 61

3.3.1. İnsan İlişkileri ... 61

3.3.2. Kültürel Hayat ... 61

3.4. Avrupa Medeniyeti ve Şehir ... 64

3.4.1. Şehirlerin Konumu ve Şehircilik Anlayışı ... 64

3.4.2. Şehir ve Sembol ... 73

3.4.3. Şehir ve Ekonomi ... 79

3.4.4. Şehir ve Politika ... 82

3.5. Avrupa Medeniyeti ve Mekân ... 85

3.5.1. Mekân ve Sanat ... 85 3.5.2. Mekân ve Sembol ... 87 3.5.3.Mekân ve Eğitim ... 90 3.5.4.Mekân ve Medeniyet ... 95 3.5.5. Mekân ve Kültür ... 99 3.5.6.Mekân ve Din ... 112 3.6. Avrupa Medeniyeti ... 120

3.7. İki Medeniyetin Mukayesesi ... 125

SONUÇ ... 131

(11)

1 GİRİŞ

Sosyoloji disiplini kendisi üzerine eleştirel düşünme yeteneğine sahip bir yapı arz eder. Bu yönüyle her geçen gün yeni çalışma alanlarının çıkmasına vesile olmaktadır. İnsan eylemi ve bunun sonucunu tartışan her eserin sosyolojik bağlamı söz konusudur. Bu bağlamda seyahatnameler yazıldığı döneme ait tarihi ve sosyolojik birer belge niteliğindedir. Seyyah, seyahatname vasıtasıyla tanıklık ettiği yerleri, olayları, olguları, coğrafyayı, mekânların karakteristik özelliklerini anlatmaktadır. Seyyahın ortaya koyduğu metin, yazıldığı dönemin özelliklerini göz önünde bulundurarak kıyaslamalar yapmak, geçmiş dönem toplumlar hakkında bilgi vermek ve tarihi olaylarıyla geleceğe ışık tutmak açısından değerlidir. Tarih, toplum ve bireyler açısından önemli olan seyahat metinleri elbette sosyolojik çalışmaların konusu haline gelecektir.

Bilgi, tarihin her döneminde gücü simgelemiştir. Seyyahın, bu güce bizzat kaynağında, görerek sahip olması seyahatin önemini ortaya koyar. Medeniyetlerin dünyayı algılama biçimlerini, seyahatnamelerin engin bilgi deryasından öğreniriz. Seyahatler, ‘görünmeyenin arıları olan biz insanların’ tarih peteğine doldurduğu ballardır. Bin bir çiçekten derlenmiş tatlar olarak tüm insanlığın emeğine hürmet olarak bilginin kendisini asırların belleğine işlemiştir (Duman, 2011: 152-174). Geçmiş dönem toplumların bilgisine tarihi kaynakların yanı sıra seyahatnamelerden de ulaşabilmekteyiz. Seyahatname metinlerinin insanlık tarihinin belli bir zaman dilimine tanıklık etmesi, farklı bir okumayı kolaylaştıracak bazı parametreleri ortaya koyacaktır. Araştırma yapılacak zaman diliminde çok boyutlu okuma şekline katkıda bulunacak, sosyolojik bakışımıza katkı sağlayacaktır. Çünkü insana ve topluma dair ne varsa sosyolojinin konusu olmuştur. Objektifliği tartışılabilir olan seyahatnamelerin sosyolojik yönlerinin olduğunu söylemek mümkündür.

Seyahatnameler, insanların bilmedikleri dünya köşelerini öğrenme; tanımadıkları yabancı millet ve uygarlıkları tanıtma noktasında önemli katkılar sunar. Ülkeler, şehirler, köyler, denizler, ıssız tabiat köşeleri, yollar, farklı medeniyetler ve yaşama şekilleri seyyahın bakış açısıyla anlatılmaktadır. Dolayısıyla insanlar seyyahın penceresinden bu parametrelere bakabilirler. Haritadaki bilinmeyen bir

(12)

2

nokta okurun gözünde seyahatnameler sayesinde anlam kazanır. Seyahat eserlerinde insanların ve ulusların ilgi çekici özelliklerini, zevk ve alışkanlıklarını, gelenek ve göreneklerini, kültürlerinin türlü yönlerini bulmak mümkündür. Seyahatnameler, nesnelliği tartışılır olmakla birlikte tarih, coğrafya ve sosyoloji bilimini desteklemektedir. (Asiltürk, 2000: 17). Seyahatlerin çıkış noktası keşif, görme ve izlenimdir. Seyyahın temel amacı yeni mekânlar keşfetmektir. Yazma gerekçesi ise gördüğü bu mekânları, şahit olduğu olayları üçüncü bir kişiye anlatma isteğidir. Seyahatnamelerde, analiz ve tespitlerin var olduğunu görmek mümkündür. Bu anlamda seyahatnameler, coğrafya, sosyoloji, tarih ve edebiyat disiplinlerinin birleşimiyle nitelikli bir düzeye ulaşır (Tosun, 2011: 186). Seyahatnamelerdeki toplumsal alana ait tespitler sosyoloji disiplini açısından önemlidir. Çünkü seyahatnamelerde geçmiş zamana ait toplumların ve insanların izlerini, karakteristik ögelerini, kültürel yapılarını okumak mümkündür.

Seyahatnameler, yazıldıkları dönemleri gösteren aynalardır. Bu yönleriyle tarihi, coğrafi ve siyasi birer belgedirler. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi, Osmanlı toplum yapısına yönelik araştırmalarda sık sık başvuru kaynağı olmuştur. Seyahatnameler, geçmiş toplumların yaşamlarını çok yönlü bir şekilde muhafaza eden toplumsal bellek konumundadır. Seyahat yazıları yazıldıkları dönemin fotoğrafını çeken eşsiz birer makinadır (Duman, 2011: 157). Seyahat yazılarını okuyarak, incelemelerde bulunarak adeta o dönemin fotoğrafına bakıyor buluruz kendimizi. Seyahatnamelerin toplumsal alt yapısı onu sosyoloji disiplinine yakınlaştırmış ve seyahat sosyolojisi alanında birçok yazı kaleme alınmıştır.

Seyahatnameler tarihi birçok olayın ortaya çıkmasına, bu olayların sosyolojik perspektifte algılanmasında önemli rol oynar. Seyahatnameler tarih boyunca bir medeniyet hakkında inşa edilen algıların ve tasvirlerin şekillenmesinde önemli katkılar sağlamıştır. Seyyahlar seyahatnameleriyle dönemin toplumsal yapısıyla ilgili zihin dünyası hakkında bize önemli ipuçları sağlar. Seyyahların seçtikleri konular, yaptıkları tasvirler, anlattıkları gerçek veya hayal ürünü hikâyeler bir toplumun çok boyutlu yapısının bir resm-i geçiti olarak okunabilir. Burada nesnel veriler aramaktan ziyade, tarihlerin ve kültürlerin kesişim noktasında nasıl kırılmaların yaşandığına

(13)

3

bakmak daha isabetli olacaktır (Kalın, 2018: 335). Seyahatnameler tarihi olayların, medeniyetlerin şekillenmesindeki ayrıntıları ortaya koymasında önemli bir bakış açısı sunar. Tarihi araştırmaların salt belgelerle yürümesi mümkün değildir. Tarihi olayların önemli kırılma dönemlerinde seyahatnameler, anılar ve günlüklerden faydalanmak gerçek bir araştırma için yerinde bir çalışma olacaktır.

Seyahatnameler medeniyetin gelişiminde veya yıkılış emarelerinin anlaşılmasında yol gösterici metinlerdir. Osmanlı’nın görünüşteki büyük ihtişamının arkasında saklanan çürüme emarelerini ilk gören Batılı seyyahlar olmuştur. Batılı seyyahlar oldukça ciddî bir bilgi birikimi toplamışlardır (Duman, 2011: 157). Bu da Batılı devletlerin seyahate ve seyahatnamelerin tarihi olayları şekillendirmesindeki önemini vurgulamaktadır. Büyük tarihi olayların her zaman sosyolojik arka plânı vardır. Bu sosyolojik arka plânı okuyabilmek sosyoloji disiplini açısından önemlidir.

Osmanlı toplum yapısını aydınlatmak ve Osmanlı-Batı ilişkilerini anlamak istersek somut ve tarihi bilgilerle yetinmememiz gerektiğini vurgulamak yerinde olacaktır. Osmanlı toplum yapısı salt tarihi belgelerle sınırlandırmamak gerekir. O dönemin seyyahlarının yazdığı eserler, bu seyahat eserlerinin romanlara, hikâyelere ve masallar gibi edebi eserlere konu edilmesi, bizi bu alana da sürükleyecektir. Bir toplumun yapısını anlamak o dönemin sanatsal ve kültürel eserlerinin iyi okunmasıyla mümkündür.

Osmanlı toplumu üzerine çalışmalara bakıldığında, Osmanlı arşiv malzemesine dayanarak yapılan araştırmalar ile daha öznel, anı veya mektup gibi daha çok edebiyat alanına giren kaynaklara dayanan çalışmalar arasında kopukluk görmek mümkündür. Daha çok arşiv malzemesine eğilen tarihçilerin çoğu ‘gerçeğin’ resmi belgelerden gelebileceğine kendilerini kaptırmışlar, diğer alanları görmezden gelmişleridir (Özbaran, 2007: 19). Ancak gerçek bilgiyi bu belgelerle kısıtlamak sosyal bilim açısından kısırlığa sebebiyet verecektir. Tarihi belge niteliğinde olan günlükler, anılar, biyografiler ve seyahatnameler görmezden gelinmemeli hatta her tarihi olayı açıklarken bu tür alanlardan yararlanılmalıdır.

(14)

4

Seyahatnameler, tarih ve sosyoloji araştırmaları için paha biçilmez eserlerdir. Gezilen yerlerin tarihi, sanatsal sosyo-kültürel, ekonomik, dinsel ve siyasal yönleriyle ilgili çok önemli bilgiler veren bu kaynaklar kıymetli hazinelerdir (Okumuş, 2011: 277). Gelişmiş toplumlar seyahate önem vermişler ve bilimsel anlamda seyahat yapmalarını teşvik eden politikalar geliştirmişlerdir. Seyahatnamelerin bu önemi, sosyal bilimler için yeni bir alanın açılmasına katkı sağlayacaktır. Seyahatnamelerin sosyolojik analizi, seyahat yapılan yer hakkında toplumsal ve kültürel açıklamalar getirilmesini sağlayacaktır.

Seyahat dediğimizde meşhur Evliya Çelebi’nin akla gelmesi kaçınılmaz bir durumdur. Bunu, İbni Battuta ve çok bilinen Marco Polo takip etmektedir. Edebiyat Sosyolojisi bağlamında ele alınan seyahatnamelerin son yıllardaki Türkiye’de yapılan çalışmaları artış göstermektedir. Seyahatname-sosyoloji ilişkisini ortaya koyan bu çalışmalardan bazıları şunlardır;

Seyahatin Sosyolojik İmkânı: Evliya Çelebi Seyahatnamesi Örneği. Uğraş’ın

hazırladığı bu çalışma (Uğraş, 2012), seyahat anlatısının sosyolojik mahiyetini tartışan, seyahat anlatısının önemini vurgulayan yüksek lisans tezidir. Bu çalışmada Evliya Çelebi Seyahatnamesinin genel bir kapsamı çıkarılmış olup onun zihin dünyası minvalinde seyahat imgeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ok’un hazırladığı

İbn Batuta Seyahatnamesi: Sosyolojik Bir Çözümleme adlı çalışmada (Ok, 2016),

seyahatnamenin içerdiği aktörler ve değişkenler ile sosyolojik bir çözümlemeye nasıl kaynak oluşturduğu tartışılmış olup seyahatin toplumsal yönleri gösterilmektedir. İbn Batuta’nın ve eserinin İslâm ve Türk Medeniyetine sağladığı katkılar incelenmiş, 13. ve 14. yüzyıl İslâm dünyasına dair bilgilere yer verilmiştir. İbn Cübeyr

Seyahatnamesi İle İbn Fazlan Seyahatnamesinde Sosyolojik Unsurlar adlı çalışma

(Bakırcı, 2017) ile İbn Cübeyr ile İbn Fazlan seyahatnamelerinin içerikleri irdelenerek bu iki seyahatname karşılaştırılmıştır. Birbirlerinden farklı toplumların kültürlerine ilişkin araştırma yapılıp toplumsal ilişkilere değinilmiştir.

Seyahat etme olgusu insan zihnini geliştirmekte ve insanın görülenin arka planına bakma eyleminde bulunmasına yardımcı olmaktadır. Seyyah girdiği mekânın ve şehrin gündelik hayatın sıradanlığında kalmadığı için incelikleri görüp

(15)

5

okuyabilmektedir. Bu anlamda seyahatnameler sosyolojik incelemeler açısından gereklidir. İnsanın toplumla, mekânla, şehirle ve sanatla olan ilgisini seyahatnameler üzerinden yorumlamak mümkündür. Bu gibi çalışmaların yapılması seyahatnamelerin sosyolojik imkânını ortaya koymaktadır. Örneğin bu çalışmanın da konusu olan Avrupa’da Bir Cevelan adlı seyahatnamesiyle Ahmet Mithat Efendi, bir medeniyetin dönüşümüyle ilgilenmiş, bu dönüşüm sürecinin nasıl sağlanacağı veya sağlanmayacağı üzerinde durmuştur.

Çalışmanın Amacı, Kapsamı ve Temel Soruları

Ahmet Mithat Efendi, seyahatnamesinde Avrupa üzerine okumaları, eğitimi, dil öğrenmesi, Avrupa’nın ekonomik durumu, dönemin siyasî ve toplumsal yapısı ile ilgili önemli tespitlerde bulunmaktadır. Bu dönemde Avrupa’ya birçok seyyah gitmiştir. Ancak Ahmet Mithat Efendi’nin seyahatini diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, onun Avrupa’ya gitmeden önce Avrupa hakkındaki okumalarıdır. Dolayısıyla Ahmet Mithat Efendi bildiği bir Avrupa’ya seyahat eder. Bilgisini tecrübeleri ile kıyaslayan Ahmet Mithat Efendi’nin bu seyahati gerçek ile hayali olan Avrupa’nın sınırlarını belirlemektedir.

19. yüzyıl Avrupa’sına dikkat çeken Ahmet Mithat Efendi, Avrupa’nın ekonomik özellikleri, eğitim ve kültürel kurumları, sosyolojik dinamikleri, toplumsal mekânlara ilişkin bilgiler vermesi seyahatnamenin önemini artırmaktadır. Seyahatname, öznel olması dolayısıyla objektiflik barındırmamaktadır. Bu anlamda seyahatnameyi değerlendirirken ihtiyatlı davranılması gerekmektedir. Bu seyahatname 19 yüzyıl Avrupa’sı ve Osmanlı toplumu arasındaki kıyaslanması açısından yararlı bir metindir. Ayrıca Ahmet Mithat Efendi, günümüz “modern dünya” ile “geçmiş” arasında kıyas yapma imkânını da sağlamıştır.

Oryantalistler Kongresi’ne görevlendirilen Ahmet Mithat Efendi, 71 gün sürecek olan seyahatini günbegün kaleme almıştır. Ahmet Mithat Efendi, Avrupa’nın gelişmişliğini Osmanlı toplumuna anlatmak ve Avrupa’nın ilim ve teknik yönünün alınması gerektiğinin altını çizerek bunu ispatlamak gayesinde olmuştur. Osmanlı toplumunun Avrupa’yı sadece maddî yönden örnek alması konusunda bilinçlendiren Ahmet Mithat Efendi bunu seyahatnamesinde de göstermiştir.

(16)

6

Tarihi olay ve olguları anlamada sadece arşiv belgelerinden yararlanmak, olayların geçişleri esnasındaki boşluğu kapatamamaktadır. Bu boşluğu öznel ve edebi metinler olarak günlük, anı, hatırat ve seyahatnamelerle kapatmak mümkündür. Gerçekten de bu seyahatname ile dönemin toplumsal hafızası yansıtılmış, tarihi olayların şekillenmesindeki o ara dönemin açıklanmasındaki boşluğu kapatabilmiştir. Seyahatnamelerin, tarihi olayların arka plânını aydınlatması açısından önemi çalışmamızın hareket noktalarından biridir. Bu çalışmanın amacı seyahatin sosyolojik imkânı bağlamında bir Osmanlı entelektüeli ve seyyahı olan Ahmet Mithat Efendi’nin perspektifinden Avrupa’ya bakışı farklı yönleriyle ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada şu sorulara cevap aranmaktadır:

1. Ahmet Mithat’a göre bir medeniyetin değişim ve dönüşüm süreci nasıl olmalıdır?

2. Ahmet Mithat’a göre bu değişim ve dönüşüm, sürecin maddî ve manevî boyutlarını nasıl etkiler?

3. Seyahat, bir Osmanlı entelektüeli olan Ahmet Mithat’ın ülkesi ve Avrupa üzerine düşüncelerinin oluşumu veya dönüşümünü nasıl etkilemiştir? Bu etki tek taraflı mı yoksa iki yönlü müdür? Ahmet Mithat bu ilişkide sadece edilgen şekilde etkilenen taraf mıdır, yoksa bu etkilere karşılık vermekte midir?

4. Görülen yerler ve mekânların, Ahmet Mithat Efendi’nin Batı ve Osmanlıya dair düşüncelerinin oluşumunda etkisi var mıdır?

5. Ahmet Mithat Efendi’de Seyahatin fikirleri üzerine dönüştürücü etkisi var mıdır? Varsa nasıldır?

Çalışmanın Yöntemi ve Organizasyonu

Anlama-yorumlama çalışmaları öznellik içerir. Neyin doğru neyin yanlış olduğu ise görecedir. Bu nedenle anlama-yorumlama çalışmaları tamamen olmasa da belli ölçüde öznellik içerir. Her yorum, yorum yapanın toplumsallığına, bilgi

(17)

7

birikimine, içine gömüldüğü kültüre bağlı olarak anlam kazanmaktadır (Bal, 2013: 16). Her yorum yapanın, yöneldiği uğraş alanı yorumlarını etkilemektedir.

Sosyal bilimlerde özellikle tarih alanında yapılan çalışmalarda arşiv malzemeleri önemli bir dayanak noktası olmuştur. Öznel alana ait olan; anı, mektup, seyahatname gibi edebiyat alanlarına giren kaynaklar geri plânda kalmıştır. Ancak tarihin belli bir dönemini aydınlatmak için, tarihi ve sosyolojik geçişleri sağlamada bu öznel veriler oldukça öneme sahiptir. Eğer bir döneme ait veya bölgeye ait bir araştırma yapıyorsak somut bilgilerle yetinmememiz gerekmektedir. “Belirli bir dönemi anlamanın yolu, o dönemin ideoloji ve söylemlerini bilmek ve anlamakla mümkündür. Belirli bir döneme ait olan kişisel veya toplumsal bellek, doğal olarak o belirli dönemin ideolojisini/ideolojilerini ve söylem(ler)ini açık veya örtük bir şekilde içerir” (Özaloğlu, 2017: 14). Toplumsal belleğin şekillenmesinde önemli rol oynayan ideolojilerin her yönünün açıklanması bizi edebiyat alanına giren kaynaklara yönlendirmektedir. Aksi halde ideolojilerin bazı yönleri açıklanmamış olacaktır.

Nitel araştırma, özneleri kuşatan ekonomik, siyasal, dinsel ve benzeri bağlamları çözümleyerek parçayı anlamlı kılar, derinlerde olanı, dikkate alınmayanı, günlük hayatın içinden kaybolanı öne çıkarmayı amaçlar ve bunu anlamlı kılar (Bal, 2013: 43). Nitel araştırma, göz önünde olanı değil görünmeyeni önemser. Bir metnin doğrudan ifade ettiği anlam (düz anlam) ile içsel olan anlamı arasında bir bütünlük vardır. İçsel anlamı ortaya çıkarabilmek için dışsal olan düz anlamdan hareket edilmesi, dışsal anlamdan açıkça söylenmeyenin bulunması gerekmektedir (Bal, 2013: 15).

Çalışmada içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemi kullanmadaki temel amaç, seyahat metnini anlamanın ve metin yorumunun ön plânda olduğu bir analiz biçimi olmasıdır. Tek bir eser üzerinden içerik analizinin yapılması, bir eserden fazla alıntı yapma ve sonuçları sınırlı tutma gibi bir eksikliğe sebep olmaktadır. Bu sorunu engellemek için çalışmada, bir taraftan Ahmet Mithat’ın diğer eserleri ele alınarak, diğer taraftan da Avrupa üzerine yazılan seyahatnameler göz önünde bulundurulmuştur. “İçerik çözümlemesinin temel amacı, sayıca fazla olan

(18)

8

metin yığınında araştırma sorunu açısından söz konusu olan ortak bilgileri taramak ve değerlendirmektir. İçerik çözümlemesi, hiçbir zaman metinlerde mevcut olan içeriklerin her yanıyla ilgilenmez, kendini içeriğin belirli yanlarıyla sınırlandırır.” (Aktaran, Gökçe, 2001: 19). “İçerik analizi, sosyal gerçeğin belirgin içeriklerinin özelliklerinden, içeriğin belirgin olmayan özellikleri hakkında çıkarımlar yapmak yoluyla sosyal gerçeği araştıran bir yöntemdir.” (Bal, 2013: 180).

İçerik analizinin konusu her türlü metin içeriğidir. Kitap, dergi, makale yazılı olan bütün metinleri kapsar. İçerik analizinin amacı metinlerdeki içeriği ne anlama geldiğini, önemli yerlerin neler olduğu ve bu önemli yerlerin nasıl yorumlandığıdır (Bal, 2013: 179). İçerik analizi teknikleri, bir söylemi anlamada öznel etkenlerden kurtulmayı amaçlar. Okuyucunun bilgisine, sevgisine, tutumlarına karşı, nesnel okuma ilkelerini benimser. Bu teknik, söylemin ilk başta algılanan içeriği yerine, üstü örtülü içeriğini ortaya çıkarmayı sağlamaktadır (Bilgin, 2014: 1).

Çalışmada metinden elde edilen içerikler tematik analize tabi tutulmuştur. Tematik analiz yaklaşımıyla metnin bütününe işaret eden bazı temalar bulunmuştur. Bu temalar; Avrupa’da şehircilik anlayışı, Teknoloji, Ekonomi, Sembol, Politika, Sanat, Eğitim, Medeniyet, Kültür ve Din gibi temalardır. Bu temalar üzerinden Avrupa Medeniyetini anlamak ve yorumlamak mümkün hale gelmektedir.

“Seyahatin Toplumsal İzdüşümü: Ahmet Mithat Efendi’nin ‘Avrupa’da Bir Cevelan’ Seyahatnamesine Sosyolojik Bir Bakış” başlıklı bu çalışma üç bölümden

oluşmaktadır. Birinci bölümde; Seyahatin anlamı, tanımları, manasına ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Seyahat olgusunu sosyoloji ile ilişkisi incelenerek seyahat sosyolojisinin ortaya çıkış süreci irdelenmiştir. Seyahatnamelerin sosyoloji bilimine sağlayacağı imkânlar tartışılmıştır. Aynı zamanda seyahati ne olduğunu anlayabilmek için seyyah ve bakış açısının neler olduğuna ilişkin açıklamalar getirilmiştir.

İkinci bölümde seyahatnameyi daha iyi anlamak için Ahmet Mithat Efendi'nin yaşam tarzı, hayatı, entelektüel birikimi, eğitim ve kültür seviyesi, batılılaşma yolundaki konumu irdelenmiş, bu kavramlar çerçevesinde seyahatnamenin sınırları

(19)

9

çizilmiştir. Ahmet Mithat Efendi’nin zihin dünyası, sosyolojik muhayyilesi, yetiştiği ortamın yapısı; seyahatnamenin zenginliğine, çeşitliliğine birer örnektir.

Üçüncü bölümde Ahmet Mithat Efendi'nin kaleme aldığı Avrupa'da Bir

Cevelân adlı seyahatnamesinin içerik analizi yapılmıştır. Dergâh Yayınları'ndan

çıkan bu eser 1064 sayfadan ibaret olup kitabın orijinali Osmanlıca olarak yazılmıştır. Bu bölümde seyahatname kapsamında Ahmet Mithat Efendi’nin kullandığı materyaller, oluşturduğumuz kavramsal çerçeve ışığında açıklanmıştır.

(20)

10

BİRİNCİ BÖLÜM: SEYAHATNAME VE SOSYOLOJİ 1.1.Seyahatin Tanımları

Bir kavramı tanımlamak, o kavrama açıklık getirmek sosyal bilimlerin vazgeçilmezidir. Sosyoloji bu anlamda kavramların açıkça beyan edilmesine hatta kavramın dil kökeniyle birlikte verilmesini önemser. Seyahat kelimesi açıklanması ve tanımlanması gereken bir kavramdır. “Seyahat kelimesinin kökü olan ‘seyh’ kelimesi, Arapçada, ‘suyun yerin üstünde sürekli akması’ anlamına geliyor” (Bayraktar, 2011: 85). “Seyahat sözlükte, isteğe bağlı olarak, bulunduğun yerden daha uzakta olan yerleri, ülkeleri görmek, gezmektir. Dolayısıyla seyahatte keyfîlik, merak, görme isteği gibi durumlar ön plândadır.” (İpek, 2011: 117). Seyahat, hiç durmadan, yolda olmaktır. Merak duygusu ve görme isteği seyyahı harekete geçirir.

Keşif arzusu ve merak, seyahatin en önemli özelliklerindendir. Başka diyarlar, başka hayatlar keşfetmek arzusu, seyahatin olmazsa olmazıdır. Seyyah, keşfetmeyi arzulayan, keşfi bir hayat biçimi olarak kabullenmiş kişidir (Alver, 2011: 76). Merak etmek, başka diyarlar, kentler, yaşamlar keşfetmek sosyolojinin en temel işlevlerinden biridir. Hatta sosyoloji bunu daha disipliner bir şekilde yaparak bir araştırma yöntemi çerçevesinde ortaya koymaktadır. Seyyahın böyle bir derdi yoktur. Ancak yine de söyleyebiliriz ki seyyah bakış açısı sosyolojik bir bakış açısıdır.

İnsanlar birçok sebeplerle yaşadıkları yerden başka yerlere uzun ya da kısa süreli ziyaretlere gidebilirler. En geniş manada bu ziyaret işine gezi ya da seyahat denir. Bu çerçevede; gezi esnasında veya geziden sonra kaleme aldıkları, geziyle ilgili gözlem ve bilgi içeren eserlere “seyahatname” adı verilir. İnsanlar zihnen sadece bulundukları mekânlarda yaşamazlar. Uzaklarda ve yakınlarda bir dost bir tanıdık vardır. “İletişim ve haberleşme ortamı olan seyahat, bir halleşmedir aynı zamanda. Tüm, konuşma, buluşma, görüşme, görüş alışverişinde bulunma gibi farklı düzlemlerde kişinin bir uzak dostla, bir uzak diyarla halleşmesi, dertleşmesi söz konusudur” (Alver, 2011: 75). Bu çerçevedeki ziyaretler de seyahattir. Çünkü başka bir mekândır, yabancı kişiler vardır etrafta. Gündelik hayatın sıradanlığının dışına çıkılmıştır.

(21)

11

Seyahat, çeşitli sebeplerle bir yer ve mekân değiştirme eylemidir. Bir mekândan başka bir mekâna geçiş serüvenidir. Seyahat eden insan, bir yer değiştirme eylemini gerçekleştirmiş olur (Alver, 2011: 74). Bu yer değiştirme eylemi seyyah için önemli bir hareket durumudur.

1.2.Seyahatin Temel Kavramları

Seyahatin temel kavramları olarak, yol, yolcu, yolculuk, yürümek/gezintiyi sayabiliriz. Seyahatin aşamaları olarak da adlandırdığımız bu kavramlar seyahatin tamamlayıcısıdırlar.

Yol, Seyahatin en önemli kavramıdır. Yol bir süreçtir, varılacak yere götüren en önemli bir süreç. “Hâsılı; yoldayız, yolcuyuz, yürüyoruz. Zaman hep akıyor, yol hiç kesintiye uğramıyor. Zamanın durduğu, yolun bittiği hiç görülmemiş. Yolculuğu çözmeye dair kadim soru hep aklımızda. Nedir yolcu olmak?” (Sert, 2011: 78). Yolcu, bir kâşif, merak duygusunun peşinden gidendir.

Yolda görülenlerin bilgi, görgü, tecrübe artırdığı, kişiliği geliştirdiği, bakış açısı kazandırdığı doğrudur; lakin asıl fazilet kazandıran, yolun kendisidir. Seyahat edebiyatı, çoklukla varılan yeri anlatırken, ruhi terbiyenin peşindekiler, gidilen yolu anlatacaktır (Özgül, 2011: 11). Yolun kendisinde eğiticilik vardır ve yolcuyu eğitir. Her seyahat metninde yoldan bahsedilir. Yolu anlatmayan, yola çıkış nedenini sorgulamayan, yolda çekilen sıkıntılardan ve gözlemlerden bahsetmeyen seyahat metni eksiktir. Özellikle Ortaçağ seyyahları bizzat yol tecrübelerini anlatmışlardır. Modern toplumda yol bizzat hayatı simgeler konumdadır. Hayattan bahsederek bizzat yolla ilgili; “Siz yolla ilgilenmeyin. Sadece hedefe bakın, diyorlar bize. ‘Yoldan bir şey toplamayın’ da demiş oluyorlar böylece. Hedef dedikleri ‘toplam fayda’ gibi içi boş bir büyüklük” (Sert, 2011: 80) ifadeleri kullanılmaktadır. Hâlbuki yolun kendisi hayatın ta kendisidir.

Yolcu: İnsan yolculuğa dünyaya gözlerini açmakla başlar. Hayatı boyunca yol alır, yolculuk yapar. Bu anlamda yolcu, yol boyunca anı, hatıra biriktirir. İşte seyahate çıkan yolcu da yol boyunca seyahat malzemeleri biriktirir. Yolcu, etrafı seyreden meraklı gözlerdir, keskin kulaklardır. Ancak bu şekilde iyi bir seyahat

(22)

12

metni ortaya çıkar. Modern dünyada yolcunun bambaşka hikâyesi vardır. Asfalt yollardan giden konforlu otomobiller, yumuşak koltuklarına gömülüp film seyrederek, müzik dinleyerek uçabileceğiniz uçaklar, yolun çilesini ortadan kaldırınca, yolcunun ruh terbiyesi de ortadan kalkar. Oysa bir ‘ehl-i tarik’ için ‘tarikat’in manası her ne ise, bir yolcu için yolun manası da oydu. Yolcu dediğiniz, eskiden yola yayan çıkardı; soğuktan ve sıcaktan olumsuz etkilenir, yağmurda ıslanır, nehirden geçerken azığını suya verir, bitlenir, vahşi hayvanlarla boğuşur, açlıktan ve susuzluktan kendini kaybettiği anlar olur, akrep sokar, dışarda yatmayı öğrenir, bacaklarını çalılar yırtar; ama varacağı yere de ulaşır. Yolcuyu işte bu çileli yürüyüş pişirir, terbiye eder (M.K. Özgül, 2011: 12). Ancak günümüzde hiç de öyle olmadığı aşikârdır. Hatta lüks ulaşım araçların en lüks mekânında seyahat etmeyi ihmal etmeyiz çoğu zaman.

İbn-i Arabi yolcuyu, “fikriyle, inancıyla ve ameliyle yolculuk yapan insan” diye tanımlamıştır (N.Y. Özgül, 2011: 43). Yani yolcu büsbütün bir amaç uğruna yola çıkandır. Yolun tüm güçlüklerini geride bırakarak varması gereken yere varmasıdır. Ulaşım gittikçe kolaylaşmaktadır. Bu nedenle yola çıkmanın irfan arayışı ile olan bağı azalmaktadır. Uçakla hızlı seyahat ederek, yolla bütünleşemeyen yolcu, bilgi, görgü, tecrübe adına hiçbir şey biriktiremeyecektir (M.K. Özgül, 2011: 12). Bu da günümüz seyahat metinlerinin en büyük eksikliği ve zaaflarıdır. Çünkü yolla ilgili herhangi bir gözlem paylaşılamayacaktır.

Marcel Proust’a göre “Gerçek yolculuk, başka diyarlara doğru yol almak değil, gerçek yolculuk başka gözlerle bakabilmektir” (N.Y.Özgül, 2011: 45). Başka gözlerle bakabilme yetisine herkes sahip değildir. Aslında başka gözlerden kastedilen şey, görünmeyeni görmeye çalışmaktır. Seyahat yazarı Botton’a göre; “Yolculuklar düşüncelere gebedir. Hareket eden bir uçak, gemi ya da tren kadar bizi kendimizle konuşmaya sevk eden pek az yer vardır. Önümüzdeki manzarayla aklımızda gelip giden düşünceler arasında garip bir bağlantı vardır: Geniş düşünceler geniş manzaralara, yeni düşünceler yeni mekânlara ihtiyaç duyar” (Botton, 2018: 65-66). Düşüncelerimizin sonucunda oluşan mekânlar olduğu gibi mekânların da bizzat şekillendirdiği düşünceler vardır. Mekân burada hem etkileyen hem de etkilenendir.

(23)

13

Her yolculuğun amacı vardır. Bu amaç üzerine yapılan yolculuklar insana dayanma gücü verir. Her yolculuk sabretmeyi öğretir. “Nereye gideceğiniz hakkında bir bilginiz veya fikriniz yoksa yapacağınız yolculuk ya eğlence ya da belki bir işkence olacaktır. Bunun için aynı yollarda olduğumuz insanlarla aynı yolculuğu yaptığımız yanılsamasına düşmemeli” (Metin, 2011: 53-54). Burada sosyolojik bakış açısına, yoldan kimin ne kazandığıyla ilgili, bilgi birikimine dikkat çekilmektedir. Yolculuk yapmak insana bazı felsefi soruları da sordurur. Yolculuk, hayat yolculuğumuza ait bazı ipuçları sağlayabilir. “Yaptığımız küçük küçük yolculuklardan varoluş/hayat yolculuğumuza bazı kanallar açmayı öğrenebilirsek, en azından imkânlarımızı heba etme anlayışsızlığından kurtulabiliriz. Küçük deneylerden büyük sırlar keşfetmek hayalcilik sanılmamalı” (Metin, 2011: 55). Tabi bu herkesin yapabileceği bir şey değildir. Yolculuk insanı düşünmeye sevk eder, günlük sıradanlığın dışına çıkarır. Aslında modern dünyanın kıskacında bulunan insanı dinlendirir.

Yürümek/gezinti; dünyaya açılmaktır. Ormanda, doğada, patikada yürümek insanı kendisiyle baş başa bırakır. Etrafı seyretme imkânı sunar. Gözlem yapma ve bu gözlemle bir bakış açısı ortaya koyma imkânı tanır. Yürümek, gezintiye çıkmak, gündelik hayatın sıradanlığından kurtulmayı gerektirir. Yürümek, etrafı keşfetmektir. “Yürümek, nelerin gerçekten bize ait olduğunu yaşayarak bulmak üzere yapılan cesur bir çıkıştır. Zira yolda ağırlıklarımızdan kurtulur, yeğnileşiriz” (Sert, 2011: 79). Zihinsel anlamda insana büyük mutluluk veren yürümek, insanın en doğal ve en özgür eylemidir. Zamana ve mekâna bağlı kalmadan yürümek aslında bir özgürlüğün simgesidir. Az eşyayla hareket etmek, zihinsel yolculuklar yapmak, düşünmek, aslında sıradanlıktan kurtulmaktır. Bu anlamda seyahat etmek, seyahatin bir kısmını yürüyerek yapmak oldukça önemlidir. Hem beden sağlığına hem ruh sağlığına fayda veren yürümek, gezinti yapmak, seyahatler için de önem arz etmektedir.

1.3. Seyyah ve Bakış Açısı

Seyyah, yoğun bir gözlem ve tefekkür ederek seyahati oluşturur. Tefekkür dış dünyayla dikkatten arınmayı gerektirir (Göçer, 2011: 101). Bu anlamda seyyah, yolda, yolculukta yalnız kalmayı önemser ve seyahat yalnızlığı simgeler. Seyyah içi

(24)

14

boş muhabbetler yerine bilgi birikimini ortaya koyarak yoğun gözlemler yaparak seyahatini olgunlaştırır. “Seyyah, gördüğü memleketlerin ve temasta bulunduğu milletlerin hemen bütün özelliklerini anlatırken gerçekten de eşsiz ve sınırsız bir gözlem, izlenim ve merakın örneklerini verir” (Asiltürk, 2000: 23). Çevreyi zihin dünyasıyla kuşatan seyyah, keşif yaparak bilinmeyenin peşine düşer.

Seyyah, yoğun gözlem ve bilgi birikimleriyle yaptığı seyahat sonucunda veya seyahat sırasında bir seyahatname yazar. Bu seyahatname geçmiş toplumların kültürel yapısıyla günümüz okurlarına, nesnelliği, objektifliği tartışılır bir bilgi sunar. Geçmiş toplumların özelliklerini ve kültürel yapısını biz tarihten öğrendiğimiz gibi seyahatnamelerin de sayfalarını karıştırırız. Çünkü seyahatnameler, seyyahların bakış açısıyla sunulmuş eşsiz kaynaklardır.

Bazı seyyahlar eserlerini seyahat yaptıktan bir hayli zaman sonra kaleme alırlar. Bu da tarihi olaylara ışık tutma konusunda tartışılagelen bir meseledir. Seyyahın yalancılıkla suçlanmasının sebebi, yazdıklarının o kadar da objektif olmadığının ortaya çıkması değil, seyyahın genellikle yıllar geçtikten sonra kalemi eline almasıdır. Zamanla isimler unutulur, olayların sırası karışır, hafızadan silinenler veya olduğundan farklı hatırlananlar olur (M.K.Özgül, 2011: 8). Bu durum tarihi olaylara ve tarih yazımı konusunda problem teşkil etse de sosyoloji açısından problem teşkil etmez. Sosyoloji için olayların gerçekliğinin önemi olduğu gibi, olaya şahit kişinin, yaklaşımı ve bakış açısı da bir o kadar önemlidir.

Bakış açısında üç önemli husus vardır. Birincisi ‘bakan’; ikincisi ‘bakılan obje’; üçüncüsü ise ‘bakanın baktığı obje hakkındaki hükmü’ (Sağlık, 2011: 246). Bu anlamda seyyah bakan konumdadır. Seyyahın baktığı olgu hakkındaki hükmü sosyolojik değerlendirme için oldukça önemlidir. Aslında burada objenin gerçekliğiyle ilgili bir uğraş değil, seyyahın obje hakkındaki hükmü üzerine değerlendirmesi önem arz etmektedir. Sosyoloji için önemli olan toplumsal davranışın nedenlerini açıklamak için seyahatler önemlidir. “Sosyoloji, toplumsal davranışı yorumlayarak anlamak ve bu yolla davranışı kendi akışı ve doğurduğu tesirlerle birlikte sebeplerini ortaya koyarak açıklamak isteyen bir ilimdir” (Weber, 2018: 13). Toplum davranışlarının nedenlerini araştırmakta kullanılan seyahatlerin

(25)

15

sosyolojik alt yapısını bilmek ve seyyahın bakış açısından faydalanmak seyahat sosyolojisi açısından önemlidir.

Turist ile seyyahın farkı vardır. Bir turist gezdiği yerleri yazıya dönüştürmez. Sadece bakar ve geçer. Turist, kentin belli başlı yerlerini hızlıca gezer. Kâşif ise kentin bütününe bakar ve derinlere inmeye çalışır. Bu anlamda kâşif seyyahtır. Turist ile seyyah arasında kimi benzerlikler olsa da birbirine karıştırılmamalıdır. Turist, kentin cilâsına bakarak turistik gezi yapmış olur. Bu geçici, uçucu bir gözlemdir. Ancak kent kendini gizler, saklar. Bunun için de ayrıntılı ve uzun süreli bakışı, derinlemesine gözlemi gerektirir (Alver, 2017: 283-290). Turistin gözlemi yüzeyseldir ama bir kâşifin gözlemi, derinlemesine incelemeleri ortaya konan eşsiz bir bakış açısıdır.

1.4. Seyahat Araçları

Seyyahlar tarihin ilk dönemlerinde yürüyerek seyahat ederlerdi. Bu dönemde bazı hayvanların gücünü de kullanmışlardır. At, eşek, deve gibi taşıyıcılığı olan hayvanlarla seyahat ederek yüklerini bir nebze olsun azaltmayı başarmışlardır. Daha sonraları teknolojik gelişmelerle beraber otomobil ve trenler ortaya çıkmıştır. Seyyahlar için bu yeni araçlar bilhassa seyahatin hızını artırmıştır. Ve bu ulaşımın kolaylığıyla seyahatnamelerde bir artış da gözlemlenmektedir. Özelikle ülkemizde Cumhuriyet dönemine ait seyahatlerde artış gözlemlemek mümkündür. Günümüzde ise teknolojik gelişmelerin artışı medeniyetlerin olgunlaşmasıyla seyahat araçları ve türleri de artmıştır. Uçak ve hızlı tren gibi yeni seyahat araçları ortaya çıkmış, deniz yolculuklarında gemiler kullanılmıştır. Ancak bu durum seyahatleri artırsa da seyahat eserlerinin kısırlaşmasına vesile olmuş ve seyyahların sosyolojik bakış açılarında bir değişime sebep olmuştur.

Ulaşım gittikçe daha kolaylaşırken, yola çıkmanın fazilet ve irfan arayışı ile olan bağı da daha bir azalmıştır. Yolla bütünleşmeyen yolcunun ve bilgi, görgü, tecrübe adına hiçbir şey biriktirilemediği için, yazılmaya değer şeylerin de bulunamadığı seyahat metinlerinin temel zaaflarındandır (M.K.Özgül, 2011: 12). Seyahat metinlerinin asıl amacı olan toplumların kültürel ve karakteristik yapılarına nüfuz etmek, seyahat araçlarının kolaylığı ile azalmıştır. Seyahat araçları seyahat

(26)

16

metinlerini de şekillendirmiştir. Karayolu ile yapılan seyahatlerde, bin bir güçlükle karşılaşma olasılığı olduğu için günlük tutularak seyahat metinlerinin oluşturulmasına pek rastlanmaz. Bu nedenle bu metinler sonradan kaleme alınarak hatırat şeklinde ortaya çıkmıştır. Deniz yoluyla yapılan seyahatlerde de vakit çok olduğu için ve gözlemlerin kısıtlı olduğu için daha çok “seyahat edebiyatı” yapılmıştır.

Seyahat araçları seyahat mekânlarını doğurmuştur. 19. Yüzyıl Avrupa’sında uzun yol ulaşımı genellikle trenlerle sağlandığı için o dönemlerde istasyonların ayrı bir önemi vardır. Aynı şekilde limanlar da kara ulaşımı dışında kanalları, ırmakları, denizleri ve okyanusları ulaşım yolu olarak yaygın biçimde kullanılmaktadır. Bu nedenle limanların yapımına ve düzenine ayrıca önem verilmiştir (Asiltürk, 2000: 240-241). Seyahat mekânı olarak limanlar ve tren istasyonları aslında gündelik hayatın yoğun yaşandığı mekânlardır. Sosyolojik çalışmalara buradan da malzeme çıktığı, seyyahların seyahatnamelerinde buraların da anlatıldığına, analiz edildiğine şahit olmaktayız.

1.5.Seyahat Mekânları

Seyahat mekânları, bir seyahatnamenin oluşması için önemli yerlerdir. Toplumsal yapının önemli bölümünü oluşturan bu mekânlar toplumsal yapıyı analiz etmede büyük öneme sahiptir. Seyahat mekânları arasında, kentler, kentlerin bir bölümünde büyük meydanlar, yollar, kütüphane, müze ve kültürel mekânlar, ulaşım araçlarının bulunduğu; limanlar, havaalanları, tren istasyonları, okullar, üniversiteler yer almaktadır. Gündelik hayatın yoğun yaşandığı bu mekânlar seyyahların dikkatini çekmiş, seyahatnamelerde geniş yer tutmuştur.

Seyyahlar, gözlerine çarpan kent unsurlarını değerlendirirken kentlerin karakteristiğini oluşturan özelliklere dikkat çekerler. Onların okuyucuya göstermeye çalıştığı özellikler, bir anlamda şehircilik anlayışını çeşitli yönleriyle yansıtan öğelerdir. Bunlar arasında yollar, sokaklar, caddeler ve meydanlar başta gelir. Seyyahlar, bir memlekete girerken her şeyden önce bunlarla yüz yüze geldiğinden seyahatnamelerde bunlar geniş yer tutmaktadır (Asiltürk, 2000: 193). Kentler günümüzde doğa seyahatlerin yerini almış önemli mekânlardır. Kente dair birçok

(27)

17

araştırmaya konu olacak mekân mevcuttur. Toplumsal yapının özünü oluşturan bu mekânlar seyyahların betimlemelerinde yer almıştır.

Kentte, her alanda keşfedilmeyi bekleyen bir dekor, manzara ya da mekân vardır. Kentler, kendisini meydana getiren olaylar dizisiyle, geçmiş deneyimlerin hatırasıyla algılanabilir. Kent, yapısını kendilerince sebeplere göre sürekli geliştiren pek çok yaratıcının da ürünüdür. Genel hatlarıyla bir süreliğine sabit kalsa da ayrıntıları sürekli değişir (Lynch, 2018: 1-2). Kentler insan davranışlarından hem etkilenir hem de insan davranışlarını bizzat etkilemektedir. Toplumsal yapıya ait olguları anlamak için bakılan insan davranışlarının temelinde mekânsal izler görmek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında mekânların analizi en az insan davranışlarını incelemek kadar önemlidir.

Şehir düzenlemelerinde meydanların, mekânların, büyük binaların önemli yeri vardır. Hemen hemen seyahatnamelerin tamamına yakın bir kısmında bu mekânlardan bahsedilmiş, uzunca analiz gerektiren betimlemelere yer verilmiştir. Özellikle Avrupa’ya seyahat eden seyyahlar bu meseleye gereğinden fazla eğilim göstermişlerdir. Çünkü Avrupa toplumunu anlamlandırmak için bu mekânların analizine ihtiyaç duyulmaktadır. Gündelik yaşamımıza ilişkin her türlü deneyim, tecrübe ve birikimler mekânı içerir. Deneyimlerimizin her birinin belli bir zaman dilimine karşılık gelmesi, üzerinden belli bir süre geçtikten sonra bazılarını anımsamamız belleğimizi gündelik yaşamımızın bir parçası haline getirir. Gündelik yaşamımızın içinde geçtiği fiziksel çevre ise kişisel ve kolektif belleklerimizin bağlamını oluşturur. Dolayısıyla mekân hem kolektif hem de kişisel belleğin kurgulanmasında yer (locus) görevi görür. Bu esnada bir taraftan mekânın da kendi belleği oluşur ki bu da şimdiki zamana ait gerçeğin tanımını yapmamıza yardımcı olur (Özaloğlu, 2017: 13). Mekânlar hem insan zihninin oluşmasında etkilidir hem de insan zihninin bir ürünüdür. Bu anlamda mekânlar ve toplumsal bellek arasında bir bağ vardır. Bir toplumun belleğine ilişkin anlam ögesine baktığımızda mekânların sosyolojik analizleriyle karşılaşırız. Mekânsal analizler toplumun anlaşılması ve şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır.

(28)

18

Bir kentte özellikle büyük binalar seyyahların gözlerine çarpar. “Seyyahların, büyük binaların genel özelliklerine ilişkin değerlendirmeleri bir bütün olarak ele alındığında bilhassa saray, kilise ve müzelerle, postane, adliye, borsa, banka, şehremaneti (belediye) binalarının sıklıkla söz konusu edildiği görülür” (Asiltürk, 2000: 214). Bu binalar, kentle ilgili toplumsal bir şema çizmektedir. Hatta bu kentlerin karakteristik özelliklerini besleyerek toplumsal yapı hakkında bilgi üretimine fayda vermektedir.

Tarihi ve toplumu farklı kaynaklar üzerinden okumak mümkündür. Bu farklı kaynaklar kullanılarak, toplumu daha iyi anlama ve üzerine yorum yapabilme gücü vermektedir. Tarihi farklı kaynaklar üzerinden okumak, bu kaynaklara dair bilginin karşılaştırılmasıyla geçmişin güvenilir bilgisine ulaşmak ve bugünün bilgisini üretmek için gereklidir (Yılmaz ve İnceköse, 2017: 61). Seyahatnameler de bu bakış açısı göz önünde tutulduğunda toplumsal analizin önemli bir parçası haline gelmektedir.

1.6.Seyahat Metinleri

Laurence Sterne, seyyah çeşitlerini sayarken “simple” (basit), “idle” (boş), “inquisitive” (meraklı), “lying” (yalancı), “proud” (mağrur), “vain” (nafile), “splenetic” (titiz), “delinquent and felonious” (suçlu ve cani), “unfortunate an innocent” (talihsiz ve masum) olarak belirler. Sterne’ün seyyah çeşitlerini sıralamasından bahsederken, titiz ve meraklı olanların “seyahat metni” kaleme almakta, hassas ve yalancıların da “seyahat edebiyatı”nda başarılıdır. Seyahat anlatıları iki ana artere ayrılır. Bir kolda, masaldan, efsaneden başlayarak sanal yolculuklara varana kadarki bütün anlatı seyahat edebiyatı; diğer kolada ise, araştırma ve keşif gezilerinden başlayarak tecrübelerin kaydedildiği yolculuk metinleridir (M.K.Özgül, 2011: 7-9). Uzun deniz seferlerinde mekânsal izlenim olarak pek bir malzeme olmadığından burada seyahat edebiyatı, kara yoluyla yapılan yolculuklarda mekânın izlerini taşıyan eserler yolculuk metinleri olarak ortaya çıkmaktadır.

Seyahat metinlerini de seyahat edebiyatını da bizim yaptığımız yolculuk şekli belirleyecektir. Ulaşım araçları seyahat türünün ortaya çıkmasında bir hayli önem arz

(29)

19

etmektedir. Bacon çok haklı, uzun deniz seferlerinde yolcunun seyahat namına kaydedeceği çok az şey olduğundan bu durum seyahat metinleri için zararlıdır (M.K. Özgül, 2011: 20-21). Burada da görüldüğü gibi deniz seferlerinde daha çok seyahat edebiyatı ortaya çıkmaktadır. Bu yolculuk türünde seyahat metinleri için sosyolojik ve tarihi malzeme çıkmamaktadır.

1.7.Seyahat Nedenleri

İnsan hayatı boyunca birçok sebepten dolayı seyahat edebilir. Bu sebeplerin en başında dini inançlar yer alır. Kur-an‘da; “Yeryüzünde gezip dolaşın da (...)” (Ankebut/20) ifadeleri yer almaktadır. Burada Müslümanlara başka memleketlere seyahat etmeleri, gezmeleri, daha önce yaşamış toplumlar hakkında ibretlik ders almaları öğütlenmiştir. Burada seyahatin ders alıcı ibret verici özelliğini görmekteyiz. Hac yolculukları da dinin ibadetler açısından bir seyahat örneğidir.

19. yüzyılın sonunda büyük doğubilimci I. Goldziher, Müslümanların yaptığı seyahatler için, rıhle-seyahati 8. yüzyılın hemen başında hadis uzmanlarının başlattığını ileri süren savı benimsiyordu. Muhaddisler, peygamberin sözlerini toplamak, gerçekliklerini kanıtlamak için, seyahat etmişlerdir (Aktaran, Touati, 2004: 19). İslam medeniyetinin temellerinin sağlam olması bu bakış açısıyla sabittir. Rıhle seyahatinde en ufak bir suistimale fırsat vermemek için, gerçeğin yani ilmin peşinde gidilmiştir.

Geziler, tatil yapmak, eğlenmek, ilmi anlamda inceleme çalışmaları yapmak, askerlik, diplomatik görev, sürgün, ticaret, eğitim ve merak vb. amaçlarla yurt içine veya yurt dışına yapılır. Bu işi yapan kişiye seyyah denir. Seyyah, gerçekleştirdiği geziden edindiği izlenimlerini kaleme alabilir. Bu tür metinlerin adı da ‘gezi’ ya da ‘seyahat’tir (Sağlık, 2011: 243). Seyahatler bu çerçevede oluşmaktadır. Aynı zamanda seyahatnameler bu nedenler çerçevesinde bir sosyolojik perspektif sunar.

Seyahat, özel görev ve dinsel amaçlar için veya üst tabakadaki insanların kültür ve eğitim seviyesini yükseltmek için yapılan bir faaliyetken, sanayi devriminden sonra değişmeye başlamıştır. John Urry’nin ‘seyahatin demokratikleşmesi’ olarak nitelendirdiği bu yeni durum seçkinler dışında geniş kitlelerin de çalışma dışı

(30)

20

nedenlerden dolayı seyahat edebilmesini; insanların kendi ikamet ve çalışma yerlerinden başka bir yere devinimini ve orada konaklamalarını ve sonra tekrar ‘yuva’ya dönmelerini anlatır. 19. yüzyılın ortalarından sonlarına doğru demiryolunun gelişimi seyahatin artmasına vesile olmuştur (Çağan, 2011: 62). Eski zamanlarda ilim tahsil etmek ve dini vazifeleri yerine getirmek için yapılan seyahat, artık şimdilere doğru, ekmek peşinde koşmak, işçi olarak çalışmak için yapılır.

Seyahat nedenlerini ortaya koyarken İslâm tarihinden ve İslam’ın ilk yıllarındaki meselelerden yararlanmamız Müslümanların seyahate oldukça önem verdiğini göstermektedir. “İslam’ın ikinci yüzyılının sınırında olsak da, seyahat sadece Hicaz (Mekke, Medine), Irak (Basra, Küfe) ve Suriye’nin (Şam) büyük kent merkezlerinde oluşturulmuş ilk medreseler çevresinde gelişmeye başlamıştı. Ama az sayıda birkaç âlim daha o zamandan gerçek birer ‘turiste’ dönüşmüştü. İkrime bu duruma bir örnektir. Yorulmak nedir bilmeyen bu seyyah Hicaz’a, Irak’a, İran’a, Yemen’e gider ve Horasan’la Maveraünnehir’e kadar uzanır. Dönemin Küfe kadısı, bilgi peşinde bu kadar çok ‘ufuk’ dolaşan başka birinin tanımadığını hayranlıkla ifade eder” (Aktaran, Touati, 2004: 22). İkrime İslam tarihinde çok seyahat etmesiyle meşhur bir âlimdir. Hayatı boyunca birçok İslam beldelerini gezerek sahabelerle oturmuş, hadis ilmi konusunda günümüze ışık tutmuştur.

Seyahate yönelik nedenleri saymak insana yönelik ihtiyaçları saymak olduğundan her seyahatin bir ihtiyaçtan mütevellit olduğunu söylemek mümkündür (Duman, 2011: 152). İnsan ihtiyaçlarını karşılamak için seyahate çıkar. Maddi olan ihtiyaçlar; karın doyurmak, para kazanmak, ticaret yapmak, avlanmak vb. ve manevi olan ihtiyaçlar; dini ritüel, hac ziyareti, eş-dost-akrabayı ziyaret, ilim ve bilimsel faaliyetler olarak yapılan seyahatlerle karşılaşmak mümkündür. Yani insan ihtiyaçlarını karşılamak için seyahatin her türüne rastlamak mümkündür.

Seyahat etme nedeninin büyük bir önemi vardır. Seyahat insana bir değişim geçirmesine de vesile olabilmektedir. Seyahat insanın hayatında bir değişme sağlayabilecekse bunun imkânı yeniliklere açık bir bilinçle mümkün olabilir. Böylece bakanlar ile görenler arasındaki o ayırt edici fark, seyahatin insan üzerindeki etkisini belirleyen önemli bir etken olarak ortaya çıkmaktadır (Akın, 2011: 124).

(31)

21

Seyahatin insan hayatı üzerine yaptığı değişimler bir tarafa bir de seyyahın kaleme aldığı seyahatnamelerin de okunması, değerlendirilmesi, kıyaslanması halinde okuyucular üzerinde de bir etkisi vardır.

İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar. Gündelik hayatın sıradanlığından kurtulmak insanda bir rahatlama evresi olarak açıklanmaktadır (Duman, 2011: 151). İnsan bu sıradanlıktan kurtularak ve döndüğünde kendindeki değişimlerin de farkına varıp yeni açılımlar yaparak hayata tutunmaya çalışır. Özellikle günümüz modern dünyanın sarmalındaki bireyin en fazla ihtiyaç duyacağı şeylerin başında mekân değişikliği ve seyahatler olacaktır. Gündelik hayatın stresinden uzaklaşmak bireysel ve toplumsal değişimlerin de faydasına olacaktır.

Uzaklara duyulan özlem ve bilinmeyene duyulan merak, insanların giderek daha uzun yolculuklara çıkmasına, ciltler dolusu seyahatname ve sayısız harita yazılmasına, özellikle de yazarların, sanatçıların, kâşiflerin, tüm dünyayı karış karış dolaşmalarına sebep olmuştur (Nurdağ, 2011: 177). Bu uzaklara duyulan özlem ve merak duygusu seyahatlerin artmasına ve daha nitelikli seyahatnamelerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. İnsan meraklı bir varlıktır. Bu merak insana yeni kapılar açmış ve toplumsal gelişimin kapısı aralanmıştır. Merak duygusunun gelişimi sonucunda bir seyahat başka bir seyahati, başka bir araştırmayı doğurmuş ve insanlık tarihine katkıda bulunmuştur.

1.8.Seyahatin Sonuçları

İnsan, kendisinden farklı olanları, farklı yaşayanları görene kadar çoğunlukla hayatını, doğrularını sorgulamaz. Seyyah, seyahatinden dönüşünde, farklılıkları görmüş birisi olarak tecrübeleri fark etmiştir. Seyahat bilinçli bir şekilde gerçekleştirildiğinde olumlu sonuçlar üretebilir. Birçok düşünürün hayatında ve eserlerinde seyahatin izlerini görmek mümkündür. Yolculuklar insanın düşünce dünyasını büyük oranda etkilemiştir (Akın, 2011: 123). Gündelik hayatın sıradanlığından kurtulmak, yeni yerler keşfetmenin keyfini sürmek, yeni çalışmalar, eserler için planlar yapmak gibi seyahatin birçok olumlu sonucu vardır. Seyahat eden sıhhat bulur, sözüyle de manevi dinginliği ön plana çıkarmak mümkündür.

(32)

22

Sürekli aynı mekânlarda bulunmak ve aynı kişilerle buluşmak insan zihnini köreltmektedir. Çok basit meselelere kapalı olmak, düşünememek insan zihninin kısırlaşmasının bir kanıtıdır. Alışkanlıklar ve rutinler insan hayatını monotonlaştırır. Bu sıradanlık, zamanın ruhunu okumanın da önüne geçerek olumsuzlukların önü açılmış olur. “Alışkanlıkların belli bir düzeyde tuttuğu insan, yeni açılımlar kazanabilir. Alışkanlıkların onu bir yere kapattığını, gitgide körleştirdiğini, duygu ve düşüncelerini belli şeylerle sınırlandırdığını fark edebilir. Galiba böylesi bir farkındalığı en iyi seyahat sağlayabilir” (Alver, 2011: 75). İnsan duygu ve düşüncelerini bazen bir değişim geçirdiğinde daha güzel ifade edebilmektedir. Kişi seyahatle alışkanlıklarını aşar, kalıplardan sıyrılma imkânı bulur. İnsan zihnindeki bu değişimde seyahatler büyük rol oynar. Bunun birçok yansımalarını, romanlarda, hikâyelerde, sinema filmlerinde görmek mümkündür.

Bazı seyahatler vardır, insanı etkiler, bazı seyahatlerden insanlar etkilenir. Bu seyahatler hikâyesel olarak bilincimizde yer etmiştir. Onlardan biri, Hz. Yusuf kıssasıdır. Yusuf kıssası, seyahatler toplamıdır. Yusuf (as) 11 kardeşin kıskançlığının kurbanı olarak kuyuya atılır. Bir kervan tarafından kuyudan kurtarılır ve Mısır Azizi’ne satılır. Ona bu hicran yüklü mecburî seyahati yaptıranlar da muhtaçlık zaruretiyle onun ayağına kadar seyahat etmek zorunda kalırlar (Köktürk, 2011: 147). Zorunlu seyahatlerin de insan hayatını ne denli etkilediğini yukarıdaki Yusuf kıssasında açıkça görmekteyiz.

(33)

23

İKİNCİ BÖLÜM: AHMET MİTHAT EFENDİ VE ZİHİN DÜNYASI

Bir toplumun, toplumsal, iktisâdi ve siyasi durumunu bir entelektüel üzerinden okumak mümkündür. Kişi üzerinden tarih ve belirli bir dönemi okumak veya kişinin çalıştığı kavram üzerinden paradigmaları anlamlandırmak sosyal bilimler açısından önemlidir. Ahmet Mithat Efendi’nin, yaşadığı toplumun, tarihi, siyasi, iktisadi ve sosyolojik olaylar çerçevesinde bir anlam çıkarmak ve bu anlam üzerinden Avrupa seyahatini değerlendirmek oldukça değerlidir.

Ahmet Mithat Efendi, Osmanlı’nın son dönem yazarları arasında önemli bir kişiliğe sahiptir. Bu dönemi anlamak için özgün bir yazardır. O, gerek çalışmaları, gerek eserleri gerekse de yaşantısıyla bu özgünlüğünü korumuştur. Ahmet Mithat Efendi o dönemin toplumsal yapısını çok iyi analiz edebilmiştir.

2.1.Ahmet Mithat Efendi’nin Hayatı

Ahmet Mithat’ın annesi Nefise, babası Süleyman Efendi’dir. Kocası vefat ettikten sonra Nefise, Süleyman Efendi ile nikâhlanıp İstanbul’a gelmiştir. Ahmet Mithat Efendi’yi Nefise Hanım kırk beş yaşlarında dünyaya getirdiğinden böyle ihtiyar çağında çocuk doğurduğu için eş dostlarının yanında utanıp kızardığı söylenmektedir (Fahrettin, 2018: 21). Ahmet Mithat Efendi fakir bir esnaf ailesinde yetişmiştir. 1844 yılında İstanbul Tophane'de, Kumbaracılar Yokuşu civarında bir mahallede dünyaya gelmiştir (Tanpınar, 1988: 445). Dönemin yazarlarının aksine Ahmet Mithat Efendi fakir bir esnaf ailesinin çocuğu olması hasebiyle çocukluğu mahrum bir çevrede geçmiştir.

İnsanların yaşadığı çevre, bireyi büsbütün kuşatır. Bu çevre insanın bireysel ve toplumsal gelişimine etki etmektedir. Çevresel faktörler insanların zihin dünyası etkilemekte, ürettikleri çalışmalara katkılar sağlamaktadır. Çocukluğu mahrum bir ortamda geçen Ahmet Mithat Efendi, 6-7 yaşlarındayken babası tarafından, geçim zarureti sebebiyle Mısır Çarşısı’nda bir aktar dükkânına boğaz tokluğuna çırak olarak verilir. Aktar çıraklığı yılları, yaşadığı zorluklar ve çektiği sıkıntılarla cehaletin dik yokuşunu çıkma imkânı bulduğu; ezilmekten, sefaletten ve cehaletten kurtulma arzusunu yoğun olarak hissettiği bir dönemdir (Çonoğlu, 2015: 28). Bütün bu

(34)

24

olumsuzluklar içerisinde Ahmet Mithat Efendi bu zor şartları aşma ve bu sefalet içinden kurtulma düşüncesine sahiptir. Bu düşünce kısa zamanda eyleme dönüşecek ve Ahmet Mithat Efendi hak ettiği değeri bulacaktır.

Ahmet Mithat Efendi, çıraklık yaptığı yıllarda, geceleri serbest kaldığında, çarşı esnafından Hacı İbrahim Efendi'nin evine giderek okuma yazma öğrenir

(Tanpınar, 1988: 445). Böylece Ahmet Mithat Efendi için bambaşka bir dünyanın kapısı aralanır. İçindeki öğrenme aşkı ve bilgi boşluğu ona kısa sürede uzun yollar kat etmeyi sağlayacaktır.

Ahmet Mithat Efendi’nin entelektüel birikimi aşamalı olarak gelişme imkânı bulacaktır. Onun ilk aşaması okuma yazma öğrenme süreci olmuştur. Bu aşamadan sonra başka bir arzu olan, yabancı dil öğrenme isteği oluşmuştur. Galata’da bir yabancıdan dükkânını temizleme karşılığında Fransızca dersleri almaya başlar. Bütün bu yorucu çabalarının semeresini kısa zamanda alan Ahmet, birkaç yıl içinde Mısır Çarşısı’nda parmakla gösterilecek kadar bilgi sahibi bir insan olmuştur (Çonoğlu, 2015: 30).

Cesaret ve istek olursa ilim öğrenmek için fakirliğin engel olmadığına, gayret karşısında hiçbir şeyin dayanmadığına örnek olması açısından Ahmet Mithat Efendi önemli bir şahsiyettir (Fahrettin, 2018: 17). Zor şartlar altında çalışarak ilim tahsil etme cesareti Ahmet Mithat Efendi’yi bambaşka bir dünyaya taşıyacak ve hayatı boyunca öğrenme ve öğretme peşinde olacaktır.

2.2.Ahmet Mithat Efendi’nin Entelektüel Birikimi

Yaşam bize verilirken aslında verilen şey uğraştır, yani yaşam demek uğraş demektir. Her durumda seçilmesi gereken uğraşın herhangi bir uğraş değil bizim gerçek yönelimimiz, sahici uğraşımız olması, yaşamın gerçek yüzünü ortaya koyar (Gasset, 2017: 57). Bu anlamda insanın gerçek yönelimi hayatın ta kendisidir. Dönemin aydınları arasında, Ahmet Mithat toplumsal olaylara biraz daha geniş bir açıdan bakabilmektedir. “Mithat Efendi görebilen, gördüğünü mukayese edebilen, yorumlayabilen uyanık bir zekâdır” (Fahrettin, 2018,14). Ahmet Mithat Efendi, dönemin en önemli problemini saptayıp bu problem üzerine yoğunlaşmayı ihmal

Referanslar

Benzer Belgeler

Modernleşme sürecinde elde edilen modernlik durumlarında kadınların çalışma hayatına girişlerindeki artış, eğitim alanında, okullarda, üniversitelerde öğrenci

In this study, we explored the changes of serum BDNF levels in alcoholic patients at baseline and after one-week alcohol withdrawal. Methods: Twenty-five alcoholic patients

Single dipole modelling of the right visual cortical activation at 100 ms (P100 m) after stimulus onset demonstrated a significantly shorter peak latency and a trend for

Bazı öğretim elemanları, öğrencilerinin yalnızca topluluk önünde çalarken değil, yanlarında tek bir kişi dahi olsa heyecanlandıklarını dile getirmişlerdir. Bu durumu

Three 24‐hour dietary recalls by telephone 

This study was undertaken to evaluate the antihypertensive effect of stevioside in different strains of hypertensive rats and to observe whether there is difference in blood

In the 4-month-old offspring, however, the Bcl-2 protein levels in the liver and cerebellum of both male and female pups were higher in the TCDD group as compared with the

In vitro study demonstrated that the anti-tumor effects of LOR in COLO 205 cells were mediated by causing G(2)/M phase cell growth cycle arrest and caspase 9-mediated