• Sonuç bulunamadı

Pierre Loti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pierre Loti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

?£. //.a..

T T - n O ù

2

Pierre Loti

Doğu Düşleri

Sona Ererken

ORHAN KOLOGLU

O

riyantalist, özellikle Röne­ sans’tan itibaren Avrupa’da do­ ğu özellikle İslam toplumlarını tanımayı meslek edinenlere verilen bir isimdir. Çabalarında bilimsel nitelik ağır basardı. Dillerimizi, geleneklerimizi, ku­ ramlarımızı öğrenerek hem kendi top- lumlarının özeleştiri ihtiyacını karşıla­ mış, hem de daha sonra bize bilimsel değerlendirmede yönlendirici olmuşlar­ dır.

19. Yüzyıl başından itibarense, bu bil­ gi sahiplerinin yanısıra sömürgecilik he­ saplarını ön planda tutan doğu bilimci­ leri belirdi. O dönemde Milliyetçi akım­ ların parçalamaya özellikle yöneldiği Osmanlı Devleti’nin içindeki cemaade- ri bilinçlendirme ve eyleme sevketme açısından aktif oldular. Görünüşte on­ ların çıkarlarını savunuyormuş izlemini verirken, gerçekte kendi hükümetleri­ nin politikalarının gerçekleşmesi için ça­ ba sarfediyorlardı. İşin ilginci bu kişiler o toplumlar tarafından kendi özgürlük kahramanları olarak yüceltilmişlerdir.

Başma ya da sonuna ‘Seven’ anlamı­ na gelen ‘Fil’ eki konan (Philhellen gi­ bi) sözcükler o zaman çok yaygınlaşmış­ tı. İlginç örnekleri vardır. Arnavutların ‘Kralica e Malösorevet = Dağların Kra­ liçesi’ adım verdikleri Edith Durham ya da başlangıçta Arapların kurtarıcı ilan ettikleri Lavrens gibi. Sonradan, bu kimselerin doğu toplumlarıyla özdeşleş­ me girişimlerinin kendi hükümederinin yayılmacı politikalarına hizmetten baş­ ka bir amaç gütmediği farkedildi. Tıp­ kı, Osmanlıya Tanzimat döneminde bu tür savunuculuk yapan Urquhart’ın as­ lında Rusları frenlemek için îngilizlere çalışması gibi. Bu yüzden İkinci Dünya Savaşı’nın arkasmdan dünya çapında dekolonizasyon başladığında ayırımsız bütün oriyantalist damgalıların yerilme­ si alışkanlığı belirdi.

İki uç arasında

Paylaşılacak en büyük mirasa sahip olduğu için savunanı pek az olan Os- manlı Devleti’nin son günlerinde Pier- re Loti de bu ifrat-tefrit etkileşiminden payını almıştır. Önce romancılığının dı­ şında politik olarak Türkleri savunmak- la-idolleştirilenler araşma katıldı. Son

Bu iki uç arasında Loti’yi hangi­ sinden sayacağız?. ‘Doğu Düşleri Sona yıllarda ise casus ilan edenlere de rast­ landı.

ı saya

Ererken’ bunun yanıtını verecek bir ki­ tap. Loti’nin romancılığını bırakıp yal­ nızca Türklerin savunuculuğunu üstlen­ diği dönemde, 1910 ve 1913 yıllarında Türkiye’ye (İstanbul ile Edime) yaptığı son ziyaretlerin ve Balkan Savaşının iz­

lerini taşıyor.

Orijinali ‘Suprêmes Visions d’Orient’ adını taşıyan kitap 1921’de, Kurtuluş Savaşımız lehinde kampanya sürdürdü­ ğü ve ağır hasta olduğu sırada oğlu Sa- muel Viaud tarafından derlenmiştir. Çe­ viriye konan ‘yayıncının notu’nda bir uyarı var: ‘Orijinalinde bulunan, Birin­ ci Dünya Savaşı’nm hemen ardından- Türkleri savunmak adına aşın sert bi­ çimde kaleme alınmış olan - lllustration ve Figaro’da çıkmış ‘ beş yazı gerek

diğeı rencide edici bir nitelikte olmaları,

a Q . _

nümüz siyasal ortamında diğer ulusları rekse yapıtın içsel uyumunu bozmaları nedeniyle kitaba alınmamıştır.’

Türk’ü aşağıla­ ma yarışının doru­ ğa eriştiği bir aşa­ mada Loti’nin sal­ dırganlara aynı üs­ lupla karşı çıkma­ sının günümüzde tekrarından kaçı­ nılması anlaşılabi­ lir; ancak bu itiraf Loti’nin tam bir Turcophil olduğunun da kanıtıdır. Bu açıdan balonca Loti’yi de 19,20. yüzyıl­ lar oriyantalistleri araşma sokmak ola­ ğan görünebilir. Oysa, onlardan farkı, sadece Türk sevmeyen kendi yandaşla­ rını değil, Fransız hükümetinin anti- Türk politikalarını da açıkça yermiş ol­ masıdır. Üstelik bunu, Fransız ordusu­ nun bir subayı olduğu halde ülkesi Tür­ kiye ile savaşırken yapmaktan da geri kalmamıştır.

‘Doğu Düşleri...’ kitabı bu anlayışta­ ki bir düşünürün izlenimleri olarak oku­ nunca daha da önem taşıyor. İstanbul hayranlığını; Boğaziçi’nde kayık sefası m ; Göksu’da Türk hanımlarının eğle­ nişini; Türk köylülerinin dürüstlük ve konukseverliğini; Süleymaniye camisi­ nin yakınında kahve içmenin keyfini; mezarlıkta Aziyade’nin kabrini ziyareti - teki duygusallığını; kâfirlerin oturduğu Beyoğlu’na tepkisini; padişah, sadrazam ve Mevlevi şeyhini ziyaretlerini; Bulgar işgalinden kurtarılan Edirne’ye ait izle­ nimlerini; Selimiye camisi karşısındaki hislerini bu kitapta bulmak mümkün. Bir yandan da, altı yıl aradan sonra tek­ rar ve bambaşka bir siyasi yapı içinde gördüğü ülkedeki değişiklikleri belirti­ yor.

Kitabı çeviren Faruk Ersöz’ün kaleme aldığı önsöz’deki son satırlar dikkatimi çekti:‘Elinizdeki kitap Suprêmes Visions d’Orient’ m ilk çevirisi. Pierre Loti hak­ kında yazılmış üç yüz elliyi aşkın kitap­ tan yalnızca ikisi Türkçeye aktarıldı. Türk azarlara gelince, Pierre Loti hakkında ıe kadar yalnız bir Türk yazar Türk­ çe bir kitap yazdı: Abdülhak Şinasi

Hi-E

sar.

Mademki ilk çeviridir, tebrik etmeli. Türkiye ve Türk toplumu ile ilgili olan­ ların sayısını belirtmeden üçyüz elli ki­ tabın çevirisinden bahsetmek bir eksik­ liği ifade ediyor. Asıl şaşırtıcı olan ise Türkiye’de bugüne kadar Loti hakkın­ da tek bir kitabın yazılmış olduğunu ile­ ri sürmesi. Fransa’daki 350 kitabı bile­ nin ülkemizde çıkanlardan haberdar ol­ maması, maalesef toplumumuzda çok rasdanan ‘ilk ben yaptım’ tutkusunun bir yansıması oluyor. Acizane benim iki kitabım çıktı. 1999’da ‘Loti’nin Kadın­ ları’ ve 2001’de ‘Büyük Dost Pierre Lo­ ti’ye Mektuplar.’ Hem de ikisi de oriji­ nalleri özel arşivimde bulunan 200 ka­ dar belgeye dayanıyor. Kültür Bakanlı­ ğı da 2000’de ‘Türkiye İçin Mektuplar’ı yayımladı. Daha eskilere gidersek, be­ nim bildiğim Fikret Şahoğlu’nun çevir­ diği ‘Can Çekişen Türkiye’ (Tercüman 1001 Temel Eser) ve Milli Eğitim Ba­ kanlığı yayınları arasmda çıkmış (1972) Vah di Atay’m çevirdiği Pierre Brodin’in ‘Pierre Loti’si var. Son olarak da Ville- ger’nin Fransızca eserinin çevirisi çıktı. Belki benim de bilmediklerim mevcut­ tur. Onlar hakkında da bilgi veren olur-sa sevinirim. ı

Doğu Düşleri Sona Ererken / Pierre L oti / Çeviren: Paruk Ersöz / Kitap Ya­ yınevi

S A Y F A 18

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aretha Franklin, Bee Gees, Phil Collins, Bette Midler, Jewel, Willie Nelson gibi devlere besteler veren,?.

S İV A S , — Mustafa Kemal Paşa'nın Am asya ya hareketinden kı­ sa zaman sonra birden gizli faaliyetlerini arttıran Hürriyet İtilâfçılar, önceki gece,

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya İl Kültür Müdürlüğü ve Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış olduğu etkin işbirliği sayesinde kütüphanelere her

Ondan hususî ders alanlar da vardı. Bu gençlerden bazıları, günün birinde eve girer girmez ne görsünler? Sofada camekanııı buzlu cam ian, tavana kadar

Mşıseı arşivlerde ıstanouı ueııegı Taha

1981’den bu yana TMDK’da sözleşmeli olarak çalışan, Türk müziği ve ney dersleri veren Niyazi Sayın, sonradan Nefesli Sazlar Bölümü.. Başkanlığı’na

Rumelihisarma gömülmeyi isteyen şairin cenazesi bu­ gün öğle namazını müteakip Fatih Ca­ miinden merasimle alınıp ebedî istirahat- gâhına

Teknik yönden «Kalem işi», «kalıp kalem» ve «ka­ lıpla» yazma olarak 3 ana grupta toplayabildiğimiz yazmacılık sanatını bu ya­ zı içinde Boğaziçi