-TT-
*>(&. 1,01
5 5 .
ö l i i m
y ı l d ö n ü m ü n d e
|
PIERRE LOTI
B İ Z İ M
E
yüp sırtlarında, tarihi me zar taşlarının üzerinden Ha lic'in sihirli bir güzellikle ayaklar altına serildiği nok tada, bugün turistik bir kimlik ve değer taşıyan bir kahvehane vardır. «PIERRE LOTİ KAHVESİ» adını ta şır bu kahvehane...Divanyolu Caddesi’ni, Sultan Mah- mud Türbesi'nin tam karşısından Kadırga Meydanı'na bağlayan kos koca, işlek bir cadde vardır. Eski İstanbul Belediyesi binası da bu caddenin üzerindedir. «PİERRE LOTİ CADDESİ» adını taşır burası. Bu caddeden aşağı doğru inerken ilk virajda, hemen karşıya gelen noktada bir zamanlar İstanbul’un en büyük otellerinden biri olan fakat günümüzde oldukça küçük kalma sına rağmen ününden birşey yitir meyen bir otel yükselir. «PİERRE LOTİ OTELUdir burası.
Cemberlitaş'tan Beyazıt'a doğru u- zanan ana caddenin üzerinde, Çar- şıkapı’ya doğru gelirken hemen sol da eski bir İstanbul evi göze çar par. Kapısında koskoca bir de mer mer levha vardır bu evin. Burası da «PİERRE LOTİ’NİN EVİ»dir.
İstanbul'da, böylesine yayılmış bu kentte böylesine saygınlaşmış bu PİERRE LOTİ kimdir? '
Bugün 4 milyonu aşkın insanın ya şadığı bu kentte, böylesine derin bir yer işgal eden bu kişi hakkında tam
lışmış ve Türk doslu olarak tanın mış olan çağının bu ünlü yazarını, ölümünün 55. yıldönümünde onu bu günün kuşaklarına tanıtmak, «Türk dostluğu»nun özlemi içinde yaşadı ğımız şu günlerde bizim için bir kat daha anlam kazanan bir vicdan ve vefa borcudur...
Asıl adı Julien Viaud olan ve roman larında kullandığı adla tanınan Pi- erre Loti, 1850 yılında soylu ve kök lü bir ailenin çocuğu olarak Fran sa’da, Rockford kentinde doğm uş tu.
Vuaud’lar erkekleri deniz subayı o- lan disiplinli, köklü ve koyu bir Pro testan aile olarak tanınmışlardı. Kü çük Julien de iyi bir aile terbiyesi içinde yetişti, en iyi okullarda mü kemmel bir eğitim gördü. Sonra ai le geleneği gereği Bahriye Mekte- bi’ne verildi. Onsekiz yaşında iken, tığ gibi bir deniz subayı olarak Fransa donanmasına katıldı ve deni ze açıldı.
Duygulu bir insan ve sanatkâr ruh lu bir gençti Julien Viaud. Edebi yata düşkünlüğünün yanısıra en us ta ressamlara taş çıkaracak kadar iyi resim de yapıyordu.
Bahriyede geçen yılları ona dünyayı gezip tanıma olanağını verdiği gi bi, gemide açık denizlerde dolaşır ken boş vakitlerini değerlendirmek amacıyla kendisini yazı yazmaya da itti.
nedimeleriyle arkadaşlık ederken, kızlar bu yakışıklı Fransız denizci sine çekingenliğinden ötürü «Loti» adını taktılar. Julien, o çevrede ye tişen ve kendini gizleyen bir çiçe ğin adı olan «Loti»yi, belki de karak terine uygunluğundan ötürü pek sevdi. Yazdığı yazılara bu imzayı a- tarken, başına da vaftiz adı olan Pierre’i ekledi. Böylece Pierre Loti, dünyanın engin denizlerinde Fransız donanmasına mensup gemilerin su bay kamarasında doğmuş oldu. Genç subay bu yazılarını yine Pi erre Loti imzası altında yayınlaya rak bu adı kısa zamanda tüm Fran sa'ya duyurdu.
1876 yılında gemisiyle bir Osmanlı kenti olan Selânik’e geldiğinde bu rada o zamanlar ondokuz yaşında bulunan Çerkeş asıllı bir Türk ka dınıyla tanışmıştı. Aziyade (Azade) adındaki bu genç kadını yürekten sevmişti genç ve romantik yaradı lışlı denizci yazar.
Tonkin-Çin seferi sırasında Fransız askerlerinin yerli halka yaptıkları in sanlık dışı davranışları Paris’te ya yınlanan Figaro gazetesindeki yazı larıyla sert bir biçimle eleştiren Yüz başı Julien Viaud bu yüzden rütbesi alınarak Fransız donanmasından ter kedilmişti.
ilk romanı olan «Aziyadesyi, genç Türk kadınının sevgisiyle kaleme a- lan ve bu eserini 1879 yılında ya
yakından tanımak olanağını bulduğu Türkleri pek sevmişti.
Pierre Loti’ye bundan sonra İstan bul’a ve Türklere karşı olan büyük sevgisi buraya çekmeye başladı. 1890 yılındaki ikinci gelişini 1903 yılında İstanbul’u üçüncü ziyareti izledi. Loti bu gelişinde İstanbul'da iki yıldan fazla bir süre kaldı. İs tanbul’a olan hayranlığı ve Türklere karşı olan büyük tutkusu onu 1910 yılında dördüncü kez buraya çekti. Devamlı olarak yazdığı eserlerle kendisine edebiyat dünyasında bü yük bir yer yapmış bulunan Pierre Loti, 1891 yılında Fransa Akademisi ne üye seçilerek ününün doruk nok tasına ulaşmıştı.
Balkan Savaşı sırasında yazdığı ma kalelerle Türkleri tutan ve Türkün hakkını savunmaya çalışan Pierre Loti'nin açtığı bu kalem savaşının, yaralı Türk milletinin gönlünde u- yandırdığı sevgi pek büyük oldu. Lo ti, bu yazıları ve tutumu ile Türk düşmanlarının nefretini üzerine çek mesine rağmen buna aldırış etmedi, inandığı davada sonuna dek Türkle- rin yanında yeraldı. Ünlü yazarın bu konuda en büyük yardıcısı ise bir başka ünlü Fransız yazarı Claude Farrere oldu. Claude Farrere ile do nanmada tanışmışlardı. Maiyetinde görevli bulunan bu genç subay da kendisi gibi edebiyata meraklıydı. Savaş gemilerinde başlıyan dostluk ları donanmanın dışındaki yaşam larında da sürdü. Claude Farrere’i birkaç kez yanına alıp İstanbul'a getirdi. Bu ünlü yazara da İstanbul'u ve Türkleri tanıtıp sevdirdi. Claude Farrere de devrinin en büyük Türk dostları arasında yer aldı onun saye sinde.
İstanbul’da hamamlara gidip göbek taşlarında yatan, natırlara kese yap tıran, asırlık çınarların altına oturup nargile fokurdatan, fes giyip elinde teşbihle dolaşan, özel dersler ala rak türkçeyi öğrenen Loti yalnız gönlüyle değil, görünüşü, yaşamı ve dili ile de Türkün bir parçası ol muştu âdeta.
Pierre Loti beşinci kez 1913 yılında İstanbul’u ziyaret etti. Aylardan a- ğustostu. İstanbul, kendisini millî bir kahramana gösterilebilen bir iç tenlik ve sevgi ile karşıladı. Gönül den sevdiği bir kentte, yürekten bağlı olduğu bir milletin kendisine karşı gösterdiği büyük sevgi yaşa mının en büyük mutluluğunu teşkil etti.
Bu, onun İstanbul'a son gelişi oldu. Loti, Birinci Dünya Savaşı (1914- 1918) sırasında tekrar donanmada göreve çağırıldı. Tard kararını boz mak için açtığı davayı kazanmış ve rütbesiyle birlikte görevi de kendi sine iade olunmuştu. Savaş süresin ce Deniz Albayı olarak Fransız do nanmasında vazife gördü.
Savaştan sonra Handaye’deki villâ sında istirahate çekildi. Yürekten sevdiği Türk milletinin istiklâli uğ runa giriştiği büyük Kurtuluş Sava şını ve kazandığı zaferleri büyük bir heyecan içinde bu villâda izledi. Ve büyük Türk dostu, ünlü yazar Pierre Loti, 1923 yılında bu villâda hayata gözlerini yumdu.
G ELECEK YAZI : Yazar olarak Pierre Loti «Pierre Loti» kahvesinden Halic’i sihirli bir güzellikle ayaklar altına serilmiş olarak seyredersiniz.
bir fikir sahibi olan kaç kişi yaşar acaba? Belki birkaç bin kişi çıkar «Pierre Loti, İstanbul hakkında eser yazmış bir yazardır» diyecek. İstanbul’u Türkleri yapıtlarıyla tüm dünyaya tanıtmış ve sevdirmeye
ça-Julien Viaud, donanmayla tüm Af rika sahillerini dolaştı, Güney Ame rika'ya ve Japonya’ya kadar uzayan uzak doğu seferinde bulundu. Ak deniz'i ise tüm limanlarıyla karış ka rış gezdi. Bu gezilerinden birinde, Hindistan'da, Pamore Kraliçesi’nin
yınlanan Pierre Loti ayni sene sev gilisini aramak üzere İstanbul’a gel miş ve doğunun bu efsunlu kentinde Aziyade’sine kavuşmuştu.
Pierre Loti, İstanbul'da uzunca bir süre kalmış gerek bu kenti, gerekse
16
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi