• Sonuç bulunamadı

Avni Arbaş'ın resimleriyle İstanbul'u yeniden sevdim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avni Arbaş'ın resimleriyle İstanbul'u yeniden sevdim"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_____________

77

3

Avni Arbaş'ın resimleriyle

IstânbuTuyeniden sevdim

B

ÜYÜK, usta ressamların sevdiğim özelliğidir.

Yaşadığınız şehrin doyulmaz manzaralannı, balıkçılarını, sıradan insanlannı onun tuvalinde görünce, fark edemediğiniz güzellikleri yeniden keşfeder, görsel yeteneklerinizi boyutlandınr, genişletirsiniz.

Avni Arbaş'ın Türkiye İş Bankası'n- daki sergisini gezerken, onun resimle­ riyle, bildiğim, tanıdığımı sandığım kişi­ lerin ondaki yeniden yaratış serüvenin­ deki yerlerini anlamaya çalışıyorum.

Ferit Edgü, Avni Arbaş kitabın­ da; Türk resminin çok sevdiğim bir us­ tasını, belli bir düzeydeki her okurun anlayacağı bir yalınlıkta yazmış.

Sadece Avni Arbaş'ı değil, dönemin resmini, akademisini, Paris yaşamını da ele almış. Böylece Arbaş'ı daha iyi değerlendirecek malzemeyi bize sunmuş.

Edgü'nün dünya ve Türk resmini ve Avni Arbaş'ı çok iyi bildiği için, dikensiz bir üslupla yazdığına karar verdim.

Genellikle resim yazılan, bilgi döktürülme alanlandır, ressamı anlamak için bunlara başvurduğunuzda daha uzun bir labirente girmiş olursunuz.

Ferit Edgü, bilgi gösterisi tehlikesinden kendini uzak tutarak, sergiyi de ressamı da anlamamızı, algılamamızı sağlamış.

Avni Arbaş'ın peyzajlannı gördükten sonra evime döndüm, balkondan sisli denizi seyrederken, kitapta işaretlediğim Ferit Edgü'nün cümlesine bir kez daha baktım:

“Sise boğulmuş Boğaz. Marmara. Sisin içinde bir tekne.

Bir leke.

Solgun mavilikte san bir ışık. Sessizlik.

Zaman sanki durmuş. İşte Avni'nin resimleri.”

★ ★ ★

İYİ bir sanatçı, akımlann, değişikliklerin rüzgânnda savrulmaz.

Arbaş gibi yapar.

Siirt'e gidip Anadolu'nun resmini yapan Arbaş, daha sonra Paris'e gittiğinde de, gerçekten çok önemli bir kitap olan

Mahmut Makal'ın Bizim Köyünden yola çıkarak gene Anadolu'yu, Anadolu insanlannı çizer, boyar.

Ressamın eserleri, benim hayatımın, bildiklerimin

çeşitlendirilmesi olduğu zaman, onu seyretmek, resmin arkasını okuma isteği doğuyor bende.

Onun resimlerinde; insanı hayattan çekip koparan yapay bir yenilik yok, sağlam, güvenilir bir öğreticilik var.

Zaman zaman peyzaj böyle yapılır yargısına varıyorsunuz, zaman zaman portre böyle çizilir diyorsunuz.

Manzaraya nasıl bakacağımızı peyzajlannda, bir resme aynntılı bakmayı atlannda buldum.

Portreleri de öyle. Tanıdığımız iki insanı Atatürk'ü ve Nâzım Hikmet'i, Avni Arbaş'ın portrelerinden sonra derinlemesine tanıyacağız.

Onun için “Bir İstanbul ressamıydı” sözü ne kadar doğru. Her şehri bir yazardan, bir ressamdan seyretmek isterim.

Avni Arbaş'la İstanbul'u bir arada çağnştınyorum.

Hiç kuşkusuz onu bir şehre, bir temaya hapsetmek niyetinde değilim.

Kahramanmaraş Katliamı resmini görünce, onun dünyasındaki konu, tema zenginliğini daha iyi kavradım.

Kuvayi Milliye Atlan'nı seyrederken atta simgelenmiş devrim tarihini okurum.

Mustafa Kemal portreleri de bir liderin bütün iç dünyasını verir bana.

★ ★ ★

AVNİ ARBAŞ Sergisini mutlaka gezin. Bir ressamın sanatının bütün dönemlerini bir arada göreceksiniz.

Resim severler için kaçırılmaması gereken bir sergi.

Üstelik Taksim'in merkezinden metroya binip Levent'e inince, bir ressamın olağanüstü güzellikteki dünyasıyla karşılaşacaksınız.

d h i z l a n @ h u r r i y e t . c o m . t r

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu yılki fuarın bir özelliği de De­ koratif Sanat Eserlerine yer ver­ mesi, antika eserlerin yanı sıra günümüzde yapılan çeşitli eşya­ ların da sergilenm

Gök cisimlerinde çarpma nedeniyle olu- flan havza ya da çukurlar›n, cisimdeki kütlenin da¤›l›m›n› de¤ifltirdi¤i ve yeni- den kararl› hale gelebilmek için cismi

Halûk bu eseri hastalığı yüzünden yazam adığı için büyük ıstırap

Epey müddettenberi hakkında soruşturmalar yapılmakta olan Halit Ziya ile şoför Karakin dün Adliye’ye verilmişler ve ikinci Sullı Ceza Hâkimi tarafından

Geçen yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kronolojik Türk Sinema Tarihi (1914-1988) adlı önem­ li bir saptama uğraşından sonra bu yıl da Türkiye Si­

D’après l’ordre du sultan Moustafa, les pages de la Petite chambre durent se transporter dans l’ancien scraï, et alors cette chambre fi •'ul-ù-fail fermée ; plus

İşte Beyoğlu dramatik belgeseli yakın tarihimizi bile çözümleyemeyecek duruma geldiğimizin belgesi sayılabilir. Nostalji, bu­ günden düşmanca hesap sormaya

Basın gerçek değere gereken eleştiriyi getirdiği, boyalı basın yok denecek kadar az olduğu (bizde ise ciddi basın yok denecek kadar az) hükümet gerçek sanatçıları